Você está na página 1de 159

ANN CHAMBERLN Safiye Sultan _ Hadm Edilmi Bir Ak

eviren Solmaz KAMU 'il* INK xxx "Salt Lake'de dodum ve )cukluum orada geti, ama inliim in byk bir lmnde matematik "ofesr olan babamla birlikte mpa'da yaadm, rih ve ingil at <udum. srail'de, Ortadou rkeolojisi eitimi grdm, um kutsal topraklar dolatm, cil eerhava kenti zlarna katldm ve bir sre uds'te kaldm. Eski Akata, ranice ve Hiyerogl up layabiliyorum. Kocamla rlikte rdn, Trkiye ve noizey Afrika'y gezdim. ki olumuz var. Salt Lake City'de iki dnmlk bir iftlikte rdeklerimiz, tavuklarmz ve kedimizle birlikte yayoruz." Ann Chamberlin'in Osmanl mparatorluu'nun 16. yzyln anlatan ve ciltten o ye Sultan" roman 1000 sayfay ayor. Bu lemenin dnda yazarn "Tamar", "Leaving Eden", rlin of Saint Gilles Well" adl roman, pek ou sahnelenmi ve dller kazanm tiyatro o var. S/UPYIE SULTAN ANN CHAMBERLIN Hadm edilmi bir ak... "Sofla" Ann Ckamberlin Tari hteki Kadnlar Dizisi / Roman Ann Chamber/in / Sofiye Su/ton - Hadm edilmi bir ak.. C opyright / 996, Ann Chamber/in ' 1999, IPS Publishing Service _________Dizgi____ _____ M. Pamukcuolu ______Kapak resmi______ Leila, Sir Frank Dicksee Londra'daki The Fine Art Sodety'nin izniyle Kapak________ mer Kk Dzelti Ali E. Ercan ISBN 975-101531-6 00-34-Y-005I-0039 000102030405 10987654321 :: NKILP Ankara Caddesi, No: 95 Si rkeci 34410 STANBUL Tel: (0212) 514 06 10-11 (Pbx) Fax:(0212)51406 12 Web sayfas: http://www.inkilap.com e-posta: posta@inkilap.com I UITM Hadm edilmi bir ak... "Sofi a" 4 l Ann Ckmkdn Trkesi: Solmaz Kmuran 'il* NKILP Pfazar ^Denizi E&fc. * /e Vene^ eti ^t l a _A. S Vene^Cumfariyeti Osmank mparatortuu o

r---- * O eg. o MJ&, I 'PUZUN MRMN, gelmi gemi binlerce gn iinde en unutulmaz Vali n kzna rastladm gndr. Ben, Giorgio Veniero, ite o gn, bir manastr duvarnn tepesin orunda kalmtm. Hem yln, hem de benim mevsimime denk dmesine karn, genlik ateiyle d arnaval akas deildi bu. Gizli bir mesaj iletmekle grevlendirilmitim ve bunu yerine get irebilmek iin o duvara trmanmam gerekiyordu. Venedik Dukas'nn, benzer koullar altnda h erhangi bir gen kza syleyeceklerinden hibir fark olmayan mesaj ilginletiren tek ey, leteceim gen kzn kendisiydi. Majestelerinin sekreteri, bu gen kzn gizli isteklerinin c vabna biraz aka ve alay katmay dnmt galiba. iimde yeni yeni tomurcuklanmaya balaya zm ve serven istekleri, bu neriyle kpr kpr oluve-rince balklama atlamtm frsatn s ir manastr bahesi grmemitim, tabii ki bir rahip deildim ve olmaya da.hi niyetim yoktu. Bu atelenmenin nedeni herhalde yaamn kabuunu atlatan ilkbahard. Oysa mevsim hl kt e saklanmaya altm narn salkm saak geyik boynuzlarna benzeyen plak dallarndaki ydas yoktu. Havann da... Sert, souk ve netti, elmas gibi. , Sanki soyunmu bir bahenin iskeletiydi grdm; 10 ANN CHAMBERLIN slak, humuslu topran kokusu, vyr vyr alan z nemli tarhlar ve uval stnde bir safir gibi gkyznn altnda yapayalnz, savunmasz dik n. Gen kzn kaamak konusundaki yeteneklerinin oyunca olacam, yani bir anlamda onun ka siz kalacam bile bile ve yakalanma korkusuyla iim titreyerek aata biraz daha yukar tr dm. Havann ayazndan duyarlln kaybeden parmaklarm iyiden iyiye beceriksizlemiti. Ve o grnd, yannda halas vard, ikili, bahenin br ucundaki gri, ta duvarl yemekhanenin durutu o... Eer ben de onun gibi, unutulmu eski bir mezarda am orkide gibi dursam ba iddi belalara girerdi mutlaka. Yal kadnn bana dnk yz sanki ta duvarn bir parasyd cak gibiydi, ellerimse giderek apallamt, tutunamaz haldeydim. Madonna Baf-fo'nun halas baheye karmas nasl bir. dikkatsizlikti. ayet bu kar kamayaca bir beraberlikse, en m gizlendiim tarafa bakmasn engelleyemez miydi? Manastr bahesinde saklanan bir gen ada m... Beni fark etse, bu yal kadn kimbilir neler neler sylerdi... Halann bartsnn ara n yz, k sonunda bir yaban elmasna benziyordu: Krmz, yumuak, kr kr ve rahatsz ... Sepet dibinde unutulmu bir meyve, dine adanm bir bekret, insanln parlak gelecei u kendini feda edi... Ac ac stne katmerlenmiti bu yzde. Mutsuz rahibeye yle bir bak daha fazlasna asla cesaret edemezdim. Kadnn yz hatlarnn dnda bir ey daha dikkatimi bu beraberlikte garip bir ballk, bir eit bylenme vard sanki. Tek dndm Baffo'nun i etkisini bal Safiye Sultan 11 gibi bildii ve bir ip cambaznn izleyicilerin nefesi ni bir an kesmek uruna dengesini yitirme numaras yapmas gibi tehlikeyle oynad oldu. Ve

kendime sordum; neden, neden izleyiciler oturup, bir hneri adam gibi seyretmek ye rine nefeslerinin kesilmesi heyecann tercih ederler? Tekrar bakmaya cesaret edebil diimde yal kadn gitmiti, sanki buharlap umutu, nereye gittiini anlayamamtm ve ge iin bir ifre olan popler arky slkla alarak benim saklandm yere doru yryordu. " roza zenip tmeye alan tavuklar kt sonlar bekler"... Dedikoducu yal kadnlar gibi bu r eyler tret -mediysem de manastrda yetitirilen soylu bir kzn bylesine arsz, haysz asl renmi olduunu ok merak etmitim. Bana doru, o narn dibinde bulutuklarnn ilki r edayla ilerliyordu. Biraz hayal krklna uramtm ama bir srprizle karlatm da s itiraf etmeliyim ki, halasyla sk sk oynadn sandm bu gizemli oyun beni artmt, lmas... Gemiciliimin onu etkilemesini umarak aacn gvdesinden hzla aa kaydm. Madonna on drt yana gre uzun boyluydu ve yatlarndan daha kadns bir grn vard. Beni esa en inanlmaz gzellii oldu. Soluum kesilmiti, sanki gece yars bir hayaletle karlamt bunu sylemiti ve onu genliinde, u kasideciler bile domadan nce gren ben de ayn eyi m: Yrdnde, bu bir danst. Dama tal patikada, sa tellerine kadar tm vcudunu titreten adeta neeli bir saray dans yaparmasna geliyordu. By doluydu bu, hem izleyen hem de ya 12 ANN CHAMBERLIN iin. Duygu dolu admlar, slkla ald popler, baya arkya elik ed atrladm kadaryla, "Gel, haydi akm gel, tomurcuklanan koruya gel" di. Bana ulatnda, a drdm apkam temizleyip zerindeki mavi boyal devetynn tozunu almaya alyordum dim, "Size kendimi tantabilir miyim? Ben Giorgio Veniero, hizmetinizdeyim, eer izi n verirseniz..." "Sen Dk'n adamsn." Soru sormaktan ok durumu saptayan bir szd bu, kz numas tonundaki sesiyle hemen derlenip toparlandm. Yine de ona baktmda pek de kendime gelmi saylmazdm. Manastr yaamnn biimlendirmesi, kyafetlerinden ok tavrlarnda bask kahverengiyle olgun portakal kzll arasndayd ve zerinde eftalimsi, altn boyamalar v en kuma, nn kollarnda kkrdayan ehvetli bir zampara gibi bu zenginliin prltlar fingirdeiyordu. Ayn zarif grntye sahip daha mtevaz etekliklerden en az drt tane daha baparmak kalnlnda pililerle donanm bu elbiseden. Son moda yelein n ksaltlmt ve n grnen bereketli gerek, insanda bin bir arzu uyandryordu. Elbisenin balonumsu kollarn mutlak bir hikyesi olduunu dndm. Aksi suratl yal hala, bir kol iin en azndan iki lnmas konusunda kim bilir ne yalvar, yakar ve numaralarla, nasl ikna edilmiti. Ama mu ka arkasn dndnde kz pek ok ey daha kapmt, kuman kabarklklar ihtirasla doluyd yalvarn, hem de gnahn sembol olmas gibi. Safiye Sultan 13 Daha nce gayet doal ve ho mde duran pantolonumun nnde aniden beliren mnasebetsiz kabarklktan tedirgin "Hizmetin izdeyim," diye tekrarladm. O sabah zenle giyinmitim. Duvarlara trmanmam gerekeceini b ildiimden dizlerime kadar zeri yaldz ilemeli, lacivert Trk kadifesinden dublelerle ke ndimi korumaya almtm. Kyafetim belki de, saygn elilik g-revlilerininkileri andrr bir da, bir para abartlyd. Ama yeil mavi hareli yeni ipek pantolonumun ve ift kat lacivert kadife ceketimin

arasndan grnen prl prl beyaz keten gmleimin yaratmasn beklediim etkiden emindim. ve ky kayalklarnda geen yaamm bana uzun ve gl bir ift bacak, dzgn kalalar ve ge rmiti. Bu yzden pantolonun beliyle ift kat ceket tam olarak bulumuyor ve bu aralktan da gmleim grnyordu. Bu grntnn daha fazla arlkla glgelenmesini istemediim iin itim. Uzun, hareketsiz bir bekleyiten ve bu gen kzn zerimdeki ateli etkisinden titreme nbetine girmek zereydim ama yine de apkam prova edilmi bir kabadayca havayla omuzlarma doru geri atmay baararak onunla yz yze geldim, sonra da hemen enemi ovaladm. Hl yete oalmam olan sakalm tarayarak,' ekiller vermeye alarak, allmn dnda zaman h Madonna Baffo'nun, temiz tral Batl bir grn, benim bir trl hl edinemediim sakall eceini umarak sinekkayd tra olmutum. Ne yazk ki iki saat sonunda uzamaya balayan kllar yalnzca ene ucumdakiler deildi ve alm olduum bu kararn doruluundan artk kukudaydm 14 ANN CHAMBERLIN yama gre baya deneyimden gemitim, ama bunun bana kazandrd zgv a azalmaya balamt. Baffo'nun kz beni kahverengi sonbahar yapraklarnn sakinliinde g Emsalsiz dolgunluunu daha sonra reneceim az, grmemizin hazrlnda ince ve gergindi incelemesi gl ve ksayd ama arzudan yoksun deildi. Yine de, bana doru ilerlerken beni -randran acl arzunun tam karl deildi bu. Pek ok kzn byle durumlarda bir trl ba ve skntdan ate basmalarn esamisi bile okunmuyordu onda. Benim soylu ssmn pusumun iin dalver-se yalnzca onlarn altndaki tenimi deil baka eyleri de grecei kesindi. Orada, kendi dncelerimden bile utanarak dikilip kalakaldm andaki garip durumu ancak uzun ylla sonra isimlendirebiliyorum. Rastlad tm erkeklere yapt gibi bende de gzn diktii "g enim durumumda bu g, yalnzca bir manastr duvarna trmanabilmek-ten ibaret olsa bile... Baffo'nun kz kmldadnda dans eder gibiydi, stelik de iveli bir kadn gibi deil, yar abrszlanan bir ksrak gibi. O leden sonra, henz on drdnde, iinde tutumu arzunun ad s"ti. "Haydi syle mesajn..." Karmakark duygularn yaratt aknlm onu sabrszlan i bir mesaj iletmekle grevlendirildim..." Kzardm ve sonra da kekelemeye baladm. " Ner edeyse bir saattir buradasn." Sabrszl vahice azgnlamt. " Ve u ana kadar syledi ilgili deil. Dk'n adam olduunu ben biliyorum, sen de biliyorsun. Venedik'teki her so kak ocuu da senin Dk'n adam olduunu biliyor mu?" 6afiye (Sultan 15 Elbise kvrmlarnn n grnen tenini seyretmekten cevap veremiyordum. Omuzlar, kprck kemikleri, bir dizi inc iyle sslenmi bembeyaz ve upuzun boynu harikulade gzel bir yontu mkemmeliindeydi. Mini k burnu ve enesiy-le oval yz, iki kk imdik atlm Floransa mermerinden bir yumurtayd u biim, kulaklarnda sallanan ar, gzya damlas eklindeki incilerde yansyordu. Ve gzl renk, o byklk, o klar bademleri hatrlatyordu. "Haydi" diye srar etti, "Majesteleri V k Cumhuriye-ti'nin Byk Dk bana neler sylyor? Ben, Sofia Baffo, Korfu Adas Valisi'nin k babam tarafndan apar topar adaya gitmem emredildi. Sanyorum ki, bana adann

grgsz zenginlerinden bir koca bulmu. Bununla hem kendi pozisyonunu garantileyip glenme yi, hem de ada yerlileriyle bir kk kan ba kurmay hedefliyor herhalde..." Onun konumas lerken, Baffo'nun kznda en belirgin zelliin salar olduunu fark ettim. Pek ok Venedikl adn gzelleme uruna limon ve sirke ile salarnn rengini ap onlar cansz, mat, yolunmu erine benzetirdi. Onun sarnl ise gerekti ve baa klmaz bir canllkla doluydu. Pr , bandaki beyaz tln loluklarndan dklyordu. Ve bu batan karc karklk, bana on u. Masum deildi, fakat o srada kesinlikle bu etkisinden habersizdi. "Bir Korfulu i le evleneceim, ha?" diye zntyle bard. "Ben buna m laym? Gkferdeki Yce Tanrm, t kirle dolu bir kyl m olacak benim ksmetim?" Utanla, apkam kavrayarak ellerimi arkada avuturdum, nk trnaklarm genellikle ihmal ederdim. "Ben, her eyin merkezinde olmas ge Sofia Baffo! Tam yrekte... Tam yrekte olmas gereken... Tek dileim bu. Tam yreinde olm ak her eyin!" 16 ANN CHAMBERLIN Kendimi bu skntl durumdan kurtarmak iin, dnyay da ne ildiimi ima eden bir biimde "Kor-fu ok gzel bir adadr" dedim. " Onun gzel limannda dr ez demir attm. Hatta bir seferinde babanzla da karlatm. arpc bir adam. Tpk kz gi ifat onun yzne bakarak syledim ve sessizliini de devam etmem iin verilmi bir izin olar k algladm. "Ve Korfu sanld gibi, yle her eyin merkezinden de pek uzak deildir. Bizim icaret yollarmzn grtla, Adriyatik Denizi'nin az gibidir. Gvenli bir Korfu, Venedik i mlidir." "Aptal", diye bard. "Bunlar bilmediimi mi sanyorsun? Babam ok gzel mektuplar zyor, evet... Ama Korfu nedir? Venedik'le dnyann neresi kyaslanabilir? te San Marko Me ydan, ite Dklk Saray, ite dnyann her yerinden gelen gemilerin yanat Byk Liman, kararl olduum yer, her eyin kontrol altnda tutulduu yer..." Onun dnyay bu ekilde haya tmesini ve bu duygular keskin bir biimde bir manastrda yaamasn olduka garip bulmutum. aydi syle bana" diye devam etti. "Dk ne diyor? Bana Korfulu bir kylden daha iyi bir koca bulmu mu?" "Adam bir kyl deil." Bir bakas adna konumak beni nasl da coturmutu k gerekirse bunu kendim iin asla yapamazdm. "Ailesinin ad Altn Kitap'taki listede." Benimki de, benimki de... Sesli olmasa da yreim konuup duruyordu. Ve ben slalemizin son erkeiyim, uygun ve zorunluyum evlenmeye, hatta bunun iin lyorum. "Ad mutlaka kita pta olmal, yoksa asil Baffo ailesinden biriyle evlenmeyi insan aklna bile getireme z." Baffo'nun kz sert bir el hareketiyle szlerimi kesti(Safiye Sultan 17 rip att. Ay n kolaylkla Altn Kitap' da frlatp atabilirdi, "te Dk'n yeeni... Duyuyorum, gen, h k bekr bir adam..." imdi sabrn yitirme sras bana gelmiti. Dk'n yeeninin onun yan sna karn bir apal olduunu biliyordum, stelik benden daha iyi bir ksmet de olamazd. " , Dk'n yeeni... Bu ok nemli neriyi Majestelerine yapma cretini de gstermisiniz-dir h de..." "Tabii, neden olmasn? Babamn, admz kltme pahasna o valilik gemisini almasna bir Baf-fo'yum ve onun gibi de olmayacam. Kendime uygun biri iin herkesle konuabilir im! Dk'le de, gerekirse Papa'yla da... Aklmdan geenleri Aziz Marko'ya sylemekten bil e ekinmem, eer beni dinlemezse, bu mkemmel frsat kard iin bu onun kendi hatas olu

Bir manastr bahesinde bu tarz szlerin edilmesinden tylerim diken diken olmutu. "Aziz Marko, bireysel frsatlarn peinde ve gereksiniminde biri deildir" dedim. "Ve gen bir k adn kendi evliliini ayarlama abalarnda olmamaldr. Byle bir eyi dullar bile yapmaz. Ge dnlar..." "Kadmlarm! Yuh olsun... Aptal kazlar srs. Onlarn arasnda yaamak zorundaym ilmiyorsun, asla onlardan biri gibi davranmak istemem, nk hepsi de gln ve salak. Syle ana, Dk ne diyor? Yeeniyle evleniyor muyum, evlenmiyor muyum?" "Sanmyorum" diye cev ap verdim. "Hayr, yle mi, o halde kim olacak? Barbarigo'lar-dan biri mi, Andrea Ba rbarigo kt bir ksmet olmaz, ho bir adam..." Bu gen asil adamn bizimkine benzer adnn g iyle birlikte heyecandan damarlarmdaki kan azgn Safiye Sultan F .2 18 ANN CHAMBERL IN bir nehir gibi akmaya balad. O ise beni hi nemsemeyen bir pozda saymaya devam edi yordu. "Bir Priuli belki de. Ya da bir Barbaro?" Veniero adn azna almad. Bizim soyumu z da en az dierleri kadar gzdeydi oysa. Servetimiz azalmaktayd ama ahsi abalarmla onu gelitirip artrma azmin-deydim. "Haydi syle bakalm u Dk'n mesajn" diye tekrarlad. "K n yere, kararlatrlan zamanda geldiine gre bana syleyecek bir eylerin olmal." Artk ya ona deil kendime de kzgndm. "Majesteleri Dk Hazretleri, babanzn size emrettii gibi Ko 'ya giden gemiye binmenizi sylyor, aksi takdirde sizi dizlerine yatrp kendi z kzna yap ca gibi bir temiz dvecekmi." "Bir Baffo kzna ne eit bir mesaj bu? Bir kibar hanmefen bu ekilde konutuun iin seni meydanda tehir ettiririm ben, rezil..." "Affedin beni Ma donna, fakat bunlar tam tamna onun szleridir. Eer bunun dorulanmasn istiyorsanz, benim e birlikte saraya gelin, Dk'n karsna birlikte kalm." Aslnda sylediim tam olarak ge Majestelerinin huzurunda daha nce hi bulunmamtm, yalnzca onun rutin mektuplarna cevap veren sekreterle grmtm. Ama imdi kzn bunu istismar etmesine izin veremezdim. Vali Ba Dk'n seilmesinde pay olan biriydi ve sadk bir sekreter de, kz buna uymasa bile Vali'ye itaat edilmesi gerektiini biliyordu. Baffo'nun kz, fkeyle azck renklendirilmi olsa da ereine ok yakn olan bu kk yalanma inand. "Pekl. yi gnler Sinyor." "Veniero". Ad ladm. O benim ' : Safiye Sultan 19 asaletimi ve unvanm nemsemese de ben ona zellikle " Madonna" diyerek bunu bir kez daha hatrlattm. "Eer, Barbarigo'ya kendi banza birtakm n tlar yollamay dnyorsanz" dedim, "bunu unutun." Kskanlk, sesime keskinlik kazandrm im. "Belki de biliyorsunuz, ben de sizinle ayn gemide olacam. Byk 'Santa Lucia'nn ikin ci kaptanym." "ikinci kaptan!" Aalayarak syledi bunu. "imdi gryorum ki yalanlardan i sin; deil bir kadrgann, bir balk teknesinin ikinci kaptan bile olamayacak kadar gensi en." Bu kez gerei sylemi olmama ramen, kmseyen ses tonu beni ylesine yaralamt ki, rbat bir vnme tirad yaparken yakalanm gibi hissediyor-. dum. "Amcam geminin kaptandr." diye cevap verdim. "Sekiz yamdan beri onunla birlikte denizlerdeyim ve bana bylesi sorumluluklar verecek kadar gvenir. Bir de unu eklemeliyim..." Arkasna doru yrdm. "Ayn amanda sizin ve kutsal refakatinizin gvenli gezisinden de ben sorumluyum..." Halann

manastrna doru iaret ettim, "yi gnler Madonna Baffo. Sizinle Aziz Sebastian Gn deniz lirken greceiz." Kz bunun zerine nefesini tuttu ve kk bir fkeli lkla brakt. D u akl ta alp bana doru frlatt. Benim gibi gemi'halatlarnda dolamaya alk biri i a trmanvermek hi de zor deildi. Onun fkesinin ulaamad duvarn tepesine tnedim. apk dokundum ve Vali Baffo'nun kzna veda ettim. "Aziz Sebastian Gn'ne kadar..." Sonra du vardan atladm, kfrleriyle uurlanarak dar sokak ve kanal boyunca uzaklatm. 20 ANN CHAMB ERLIN II v ^LEDEN SONRA bamdan geenleri anlattmda amcam Jacope, arm bir edayla ba layarak "ihtirasl ve bana buyruk bir kz" dedi. Bir an rperdim. Aynann nnde takmaya a rotesk burunlu siyah maskenin ardndan gelen hrtl ses sanki bir mezardan ykseliyormu g ydi. Amcam, uzun konik bir beyaz apkann paras olan maskeyi yznden kard, ite imdi b sevdiim adamd. Anne ve babam kaybettiim o korkun salgnda onun da kars lmt ve ben im her eyimdi. Bin bir rzgrla dalgalanm gri salar, yllarca gne altnda kalmaktan kr ak akmak parlayan kopkoyu gz-'ler... karlp katlannca deminki korkutuculuunu yitirmi maskeyi bana doru uzatarak "Neden bu gece bunu sen takmyorsun?" dedi. "Ben mi?" "B en, kendi payma den tm maskelemeyi yaptm genliimde. Bir yn azgnl, aptall, ka kullandm bunu, inan bana." "Sen mi amca?" armtm. "Benim dindar, Allah'tan korkan amca ... Buna asla inanmam!" Muzip bir ekilde gz krpt. "Bana inanmazsn, nk ben bunlar yap daima maskeyle dolayordum." dedi. Artk neredeyse onunla ayn hizada olan omzuma dosta vurdu eliyle. "Her eyi, zaman gelince gc devralan genlere brakmak gerek. Sana devrede ceklerimin ilki olarak kabul et bu maskeyi." 6afiye Sultan 21 "Ama" amca, daha s enin iin ok zaman var, yeniden evlendiinde senin yannda sadcn olacam, sonra da..." " iorgio, ben evlenmeyeceim, istesem de bir olum olamaz artk. Bir yn liman, bir yn oro . Tadklar hastalklar... Isabella'ya, o kadna, tm erdemine karn yaptklarm, bir ba ha yapamam. Artk her ey senin elinde. Tanr'nn verdii bu baheyi yeniden sen canlandrp letireceksin. Benim dtm hatalara dme." Amcamn bu ani ve allmadk konuma biimine rmem gerektiini dndm ve "Hayr, ayn hatalar tekrarlamayacam" dedim. "Yalnz bana izi skeyi bu gece Karnaval'da takmayaym." Alayc bir edayla maskeyi geri iten amcamn ruh hali deiecee benzemiyordu. " Sana bu ata yadigrn, Ve-niero zamparalarnn eski maskesi veriyorum." Byle konuunca artk benim itiraz hakkm kalmamt. "Teekkr ederim yce yrek ben de byk bir onurla kabul ediyorum," dedim. "Ama onu bu gece Karnaval'da takaca ksn." Amcam dar bakarken avucunda, benim basit, saten gz bandm alp buruturdu. nc enin daha lks merakls bireyleri kesinlikle alt katlar tercih ederlerdi. Ama bizim iin , denizde geen uzun aylardan sonra bu kk odalar bile harikayd. Upuzun seferler... Biz im almamz onlara harika dokumalar, Iran hallar, gmler olarak dnerdi. Baka yerlerde lanmayan ama, buras iin olaan kabul edilen

vitraylar paha biilmez deerdeydi. Hatta amcamn u anda dalp gittii nc kat pencereler er bile... Pencere, yirmiden fazla krmz, yeil ve dz camdan yaplm panodan oluuyordu. lunduum yerden tek grebildiini, dairesel kur22 ANN CHAMBERLIN sun erevelerin arasnda u n bir martyd. Amcamn daha fazlasn grd muhakkakt. Karamsar ruh halinden kaynaklanan esle "Ah, Venedik..." diye iini ekti. "Eer dem'in Havva'yla birlikte kovulduu Cennet Bahesi, Venedik gibi bir yer olsayd, Havva onu yalnzca bir incirle asla kandramazd." Yaklak alt yl nce lm olan nl yergici ozan Pietro Aretino'ya gnderme yapyordu. Amc stediini anlyordum. Btn o gidip grdmz yerlerden Venedik'i ayran ok nemli bir zel eli Karnaval Gelenei. Bir yandan bunlar dnrken bir yandan da bir baka bahede beni all bullak eden Baffo'nun kzn geiriyordum aklmdan. Sinyorina Baffo, dorusu istediimden ks larak gemiti amcamla konumamzda ama bu konuyu tekrar nasl aabileceimi bilemiyordum, z ikle de amcamn iinde bulunduu bu tuhaf ruh halinde... Kendimi ylesine kaptrmtm ki d e, yksek sesle "Ondan sz etme zevkinden asla vazgee-mem," deyivermitim. Amcam keyifl e gld ve benim bu "byyen delikanl itah"mla dalga geti. Daha sonra yle dedi. "Dorus ffo'nun, kzn hi de gvenli olmayan yln ilk seferi iin zorlamasn anlayamyorum. Yani k daha uygun bir havada yaplamaz myd sanki?" "Vali, senin maharetini biliyordur amc a, senin en byk frtnalarda bile en sakin limanlar bulup, kzn gvenlik iinde ona geti n emindir." "Aziz Elmo'ya bunun iin dua edelim." Amcam bendeki bu lme kar pervasz duru n genlie zg bir dncesizlik olduunu ses tonuyla ima ediyordu. Bana bir bak daha att etti. "Ben aslnda artk Safiye Sultan 23 bu ii bitirmek istiyorum. Yeterince dolatm d enizlere demir ata ata, bezdim artk. Dua et Giorgio, ayn yirmisinde gzel bir hava o lmas iin dua et. Bir kez daha, yln ilk seferinde salk ve baar iin Tanr'ya dua et." e skldmdan maskeyi takverdim, hi dnmeden. Burnumun zerindeki siyah kseleden, sank di derisinden yzlm de yaplmasna, onun hafif ekimsi ve tuzlu kokusu geliyordu. Aynad ayal duran amcamn Kutsal Bakire heykeliyle yan yana duruyormu gibi alglanan yansmas be ni yine dndrd. Yanaklarm titreten Sofia Baffo'ya duyduum arsz alk, silinmi tebei temizlenip gitmiti sanki, ite byle yadsnamaz bir etki vard maskelerin gizeminde. Nee ve keder, iyilik ve ktlk, genlik ve yallk gibi kendi bireyselliinize ait her ey buha diyordu onu taknca. Hatta erkeklik ya da kadnlk bile saklanabilirdi. Ve daha da ile risi, hamilelik bile byle bir maskenin arkasnda yok olup gidebilirdi. Hi domam olmak g ibi bir eydi bu, yani en azndan anlatlanlardan bunun byle olduunu umuyordum. Dnya bizi bireyler olarak grmeye balaynca, soyup deitirmeye de balar. "Her eyi yapabilirsin" de , "ama artk asla, asla genlii denememi biri gibi deil, kk ciz adamn kk ciz olu bir insann yznden tm bu yaanml da eker alrsanz orada ne kalr? zgrlk de yok o rku dolu bir rperme hissettim ve bana onay vermesini istercesine amcama dndm. Bende ki bu hezeyan onu da etkilemiti. Maskesinin altndan grnen dudaklarn kaygyla sarktt v dnceli bakt. Venedik'in anlar almaya balamt. effaf cam panonun arkasndan kular

24 ANN CHAMBERLIN yordu. Martlar ve gvercinler birlikte akam duasna km gibiydiler. "H i, vakit geldi, artk gidiyoruz," dedi amcam. Yatan stnden gece pelerinlerimizi eline ald ve benimkini bana uzatt. Hseyin de belki bizimle gelir diye yan odaya uradk ama b unu baaramadk. Hseyin aileye ok bal bir eski dosttu. Bizleri yle severdi ki, Komutan M rc Antonio Barbaro'nun gzetimi altnda olan kendi rkndan insanlarla bile bir araya ge lmezdi. Hseyin, her zaman bir vakar iinde davranan biriydi, biz de zerimizdeki bu K arnaval gevekliini bir tarafa brakmamz gerektiinin bilincindeydik. Ne de olsa o yaamn stiyan gibi geiren bir Mslman'd. Halinden memnun gibi grnse de ne zaman bir kilise an a, onun bir mezzinin sesini duyduunu fark edebiliyordunuz. Yznde saklaya-mad bir yaln ifadesi vard, buna sla hasreti de denilebilirdi. Diz kapaklarndaki szlar ise Mekke'ye dnk bir halnn zerinde dalp dalp gitmesindendi belki de. Venedik onu ne kadar az grr kadar huzurlu kalaca kesin gibiydi. Ve bylelikle Hseyin'i kendi dnceleriyle ba baa anndan ayrldk. Hizmetkrlar blmne urayp zenci Piero'yu aldk yanmza. Dnmzde me olabilirdi. Dar kar kmaz da Piero'nun raftan, unutmadan bir tane alm olduunu mit e k gecelerinde karanlk erkenden bastryordu. Denizden ieri doru sert bir rzgr km larla yamur attrmaya balamt. Adak yerlerinden pek ounun mealeleri snmt, yalnz . Aslnda Venedik'in dar sokaklar bu kutsal meknlarn yla bol bol aydnlanrd, ama f e Sultan 25 mas kouluyla. Karanlkta yanmzdan souktan titreyen birka Madonna hayalet mi ali geti gitti. Venedik'in talar szlanyor gibiydi, slak kfn kokusunu tahtalar salver i. Kanallar alacakaranlkta opurumsuydu, zerlerindeki kprlerin basamaklar kaygan kaygan parlyordu. Altndan getiimiz alak kemerler biraz korunaklyd, ama at sslemelerinde d p duran, sudan frlam hayaletlere benzeyen klar korkutucuydu. Aslnda zeri kapal bir g gecesiydi, ama eski bir denizci olarak amcam, karaya bir kez ayak bast m onun tadn sonuna kadar karmaktan asla vazgemezdi. "Venedik'in gerek bir kara paras olduu konusun a kukularm olsa bile," dedi akac bir sesle. Pek ok yerde karanlk sular oktan ykselip, lulara ve bahelere yaylmaya balamt. Sonunda rahmetli annemin akrabalar olan Fosca-ri'l rin sarayna geldik. Bu refah ve zenginlik merkezi, drt katl parlak tula evi ok iyi bi lmiyordum. Fosca-ri'ler byle gnlerde verdikleri davetlerle bize kar ailevi sorumlulu klarn yerine getirdiklerini sanyorlard. Hele bir de biz buralardan uzakta, denizde i sek gelen btn resmi arlarn tadn daha da bir zevkle karr, bana da yaanacak sknt krmz ceketiyle kapy aan uak, adm bir anda hatrlayamad. Amcam bana imal bir bak rdndan bile olsa pek ok ey ifade eden bir bakt bu. Sessizce durdum, ou zaman yaptm r gn nasl olsa,Tanr'nn yardmyla Foscari'leri olmalar gereken yere oturtacak ve onlara ir daha asla unutmamak zere adm retecektim. "Venedik'in sokaklar boyunca uzanp giden a ak yeri bolluunun nedeni anlalmaz deil." Amcamn ku26 ANN CHAMBERLIN lana bunu fsldad abrm artk tamak zereydi, neyse ki tam o srada arkamzdaki kap kapand ve hizmetkrlar lerinlerimizi ald. "Belki de hemen yarn bir mum alp, gklerle byle bir anlamaya girmeli yim, ne dersin?" Foscari'lerin giri salonu daha yakndan ahmak bir hayranlkla seyret mek istediim Bellini ve Titian resimle-riyle donatlmt. Amcam kendime hkim

olmam gerek -.tiini ima ederek glmsedi. Gerekten o byk ada yapma arzusuyla doluydum. yine genlie zg bir biimde bunu geciktirip duruyordum. O akam, Foscari slalesinden day rm, zel tiyatro salonlarnda, Noel ve Epiphany yortusuyla da akan Karnaval erefine bir yun sahneletiyordu. Amcam Jaco-pe ve ben, sahnenin tarafn evreleyen amfi biimindeki d enlemenin sol tarafndaki koltuklarmza iliirken oyun balamt bile. Bu gecikmemiz iin k masn hak etmesine etmitik ama buras Venedik'ti ve pek oklar bizden bile daha kaygszca vranyordu. stelik maskelerimizin arkasnda kim olduumuz beli deildi, belki de Dk ve kuz eni bile olabilirdik, bundan kim emin olabilirdi? Bu dnceler aklm tekrar eski malum k onuya g-trverdi. Kulana eilip fsldadm. "Ne dersin amca...? Ne dersin, sence Baffo'nu ?" "imdi o bizim srtmza yklenmi dier mallardan sadece herhangi biri" diye imal bir c e cevap verdi. Konumamz kimsenin umurunda deildi, nk oyuna ilgisini kaybeden herkes ko nuuyordu. Genelinde insanlar kendi aralarnda canl bir biimde ene alyorlard, kart eke zar atanlar bile vard. Krmz kadife ceketli hizmetkrlarsa, ellerinde iki kadehleriyle dolu (Safiye Sultan 27 tepsiler, koturup duruyorlard. Bazlar da mermer zeminden ayak lar yenlere pskll yastklar tayordu. Aslnda sahnedeki manzara da pek farkl grnm ette avluya bakan balkona yerletirilmi sradan algclar gibiydi mzisyenler. Yeni bir oyu du. Yazarn adn bilmiyordum, tabii gerekten byle biri var idiyse ve oyuncular da pek m atah deildi. Konuyu kavramam uzun zaman almad. "Komedi del arte"den bildiimiz karak terlerdi bunlar. Tm kopya almalarda olduu gibi ilikiler tpatp aynyd. Sadece dekor t urnuma arpan taze boya kokusu, arkadaki panolara yakn geen oyuncularn kostmlerinin ban pek iyi eyler gelmeyeceini dndryordu bana. Dii kahraman Colombine'in kmasyla amca askemin arkasndan dncelerimi okudu. "Ykmze daima ilenmemi elmas gibi zenle bakmaly "Ama buna tuzlu balk muamelesi yapabiliriz." Tatl bakiremizin bana gelen bin bir teh likeli macerann mekn her zamanki gibi italya dnda bir yerdi. Scak aile yuvasndan ka dini Trk Sulta-n'nn hareminde buluvermiti. Sultan oynayan alvarl maskarann yznde ka ehvetli bir ifade olan bir maske, banda da tabii ki koca bir sark vard. Sonunda i rez alet bir soytarla kadar varyordu. Yaygarac kaptan ve arkadalar avaz avaz bararak, g k bir ekilde, sultan kendi saryla, "Yaasn Aziz Marko ve Venedik!" lklar eliinde aryorlard. Seyirci her ne kadar oyunla ilgilenmese de bu barlar bol bol alk ve beeni du. Onun iin de bu cmleler sk sk yineleniyordu oyuncular tarafndan. 28 ANN CHAMBERLIN Amcama, "Hseyin'in evde kalmas isabet oldu," dedim. Allagelmi bir konunun ve karakter lerin egzotik atmosfere tanmasnn insanlarda yaratt garip etki beni artmt. Sultan mesine her Venedik-li'nin baylaca bir hasmd. Ama gzel, evlenme anda, tamamen aileye aatkr gen hanmlarn arszla varan garip lklar daha derinlerde bir fanteziye gnderm di. Ve bunlar galiba dmann barbarlndan ok kadnlarmz hakknda bilmediimiz ve ummad gili upulanyd. Sahneye kurulmu kaln harem duvarlar, manastr duvarlarnn arasnda geir sonrann bir trl aklmdan kmasna izin vermiyordu. O srada "Korfu ok da uzak bir yer d dedi amcam glmseyerek. Konuyu kolayca kavramann verdii bir ilgisizlik iindeydim. Kend ilerinden daha da gizemli masklar tayan bir seyirci kitlesine oyun sergileyen aktrl erin durumu birden bana ok anlamsz grnd. Acaba kim daha byk

bir kahraman yaratmann abas iindeydi, seyirci mi, oyuncu mu? Ve kim daha ok eyi saklyo du? Yzme koyarken beni rktc bir biimde saran maskenin gizli gcn hatrladm. Sahnede ileme gcyle baa kan aktr, gnlk yaamna dndnde hibir knanma riskini gze almy olan bir baka g ise kendisi izlenmeden izleyebilen ve her eyi bilen seyircininkiydi ki, bu seyirci gerek soytarln aslnda bu grntnn arkasnda saklandn bile biliyord ne'in pembe, dantel maskesine ekledii Trk kadn peesi aklma bir baka ey daha getirdi. fiye ultan 29 Ya, gerekte harem, bizim alvarl yal maskaralarmz iin layk grdmzd yerse? "Yzlerini kapatarak kt baklardan kendilerini saknan ve bu ekilde bireysellikler ni yitiren Trk kadnlar acaba neler hissediyorlardr?" diye sordum amcama. Amcam yksek sesle gld ve omzunu silkti. "Geirdiin leden sonra galiba senin akln bandan ald. Bi dndn asla bilemezsin. Trk kadnlar onlara yaktrdklarmzdan ok daha deiik ola lerim Baffo'nun kz iin de geerli, bunu unutma." Amcamla birlikte onlarn topraklarna ok gitmitim. Hseyin'i seviyordum ve onun bir barbar olmadn biliyordum. Ama "Osmanl kadm" yal etmeye altmda aklma gelenler yine de onlara ait deil de bizim kltrmzn yaratm er oluyordu. Konstantinopolis'te grdm tm kadnlar Avrupalydlar; meslektalarmzn kar amcamn vaktiyle oka takld ve o musibet hastal kapt fahieler... Mesleklerinde t larn dnp kendilerini daha da gelitirmek iin yad ellere kapa atanlar... Trk kadnla ilmezdi oralarda, hele de byle sahnede sergilenmeleri sz konusu bile deildi. Tekrar hatrlayabileceim tek bir Trk kadnn bile grmemitim. Belki de hepsi iki kafalyd ve d mangallarla, kapal at arabalarnn ardndaki sr da buydu. Belki de bir baka sr vard. B sanlk d gizemli bir g, tpk benim lkemin insanlarnn inanmak istedikleri gibi. Trkl e glge oyunlar vard. Bir zamanlar Konstantinopolis'teki bir meydanda byle bir ey izle mitim. Karakterler bizim burada Venedik'te izledikleri30 ANN CHAMBERLIN mizden ok da farkl deildi. eit eit... Akldane yallar ve uar, tatl genler... Olan biten buy yunundaki ekiller. Ama dnelim ki ben de onlar iin aynen byleyim. Btn anlamlar onlar i ama, peki, ipleri oynatan kimdi? Venedik'in dar sokaklarmdaki mum klar bana diyordu ki, Adriyatik'i kendilerine gelin yapmak istemelerine karn bu insanlar ve hatta m askeleri ve hoyrat seyircileriyle Foscari'ler bile, yani lkenin en tepedekileri b ile, asla ve asla ynetmeye altklar bu dnyadan emin olamazlard. Yzm saklayabilmenin mi olduu gven duygusunu tekrar anmsadm. O duygu ki bana hl bu gece olan biteni ylece seyretme olanan veriyordu. Braktm gzlerim dolansn ortalkta. Yeni gelien memelerde, k n erkeklik organlarnda, iirilmi vatanperverliklerde ya da kstlanmam ehvetlerde, asla arn yzme yansyacak glgelerinden korkmadan baktm etrafa... Dnelim ki Trk kadnlar d zgrl bir Karnaval gecesinde ve hatta baka gnlerde, stelik de doduklarndan bu yana .. Ey benim gklerdeki Tanrm. Neler dnyordum... Dnyada en son isteyeceim bir kadn olm sa... "Ama yine de onlar anlamaya almak gerek," dedim amcama.

Sahnedeki hareket tam o srada beni tekrar kendine ekti. Oyunun zerinde asla ciddiye tle allmad kesindi, hatta byk bir olaslkla -prova bile yaplmamt, ama beklenmed r gl patlamasna yol at salonda. Bu hava herkesi ylesine sard ki, maskelerinin arkasn ekten gzlerinden ya gelen oyuncular bir sre rol bile yapamadlar. ; (Safiye Sultan 31 Bizim Colombine, soytar klkl, iriyar bir hadm tarafndan korunuyordu. Bu adam tanyord etrelerce ipek kumatan yaplm kostm onun herkes tarafndan bilinen tipik devasalm sakl yetmiyordu. Adam, daylarmn gondolcusuydu. Bu kk role konulmasnn sebebi de oyunculuk enekleri deil, koca cssesi ve adeta insann kulanda patlayan davudi sesiydi herhalde. Yznden onu tanyamazdm byk bir olaslkla ama, gondolcunun o iko gbei ve manda budu kim olduunu hemen ele verirdi. Onu, altn yaldzlarla bezenmi aaal Foscari gondolunda bi yandan krek ekip bir yandan da duygu dolu arklar kkreyerek sylerken ok grmtm. O bir tketimin sembol olan ssl psl, soylu gondollarnn tmnn siyaha boyanmas kararn Gzel Colombine'e dnp ackl ackl, ayakst rendii, idi edilmi, budanm, kesilmi diyaloguna baladnda onu daha da kolay tandm. Ama hadm roln oynayan gondolcuyu tek t ben deildim, iki yalarnda bir ocuk da onu tanmt ve kendisini tutanlarn ellerinden ku p sahneye doru "baba, baba" diye koturuyordu ite. Sahnelenen oyunun yaratt sanal dnyad n kopu-veren insanlar aniden bu adamn.yalnzca iki yandaki ufakln deil ayn zamanda on kardeinin de babas olduunu hatrlayverdiler birden. Yan tarafta oturanlar, "Zavall kar Santa Moni-ka'ya her gn, onu, gondolcunun bu utanlas erkekliinden korumas iin yakarp uruyormu," diye dalga geiyorlard. Koca adam eteini ekitirip duran kk ele kar 32 AN LIN daha fazla kaytsz kalamad ve kendisine sevgiyle "baba" diye seslenen bu yumurca k ucaklad. Neyse ki, yine hamile olduu ikin karnndan belli olan kars yetiip geldi, nce h ald, sonra da kocasnn yanana bir pck kondurup seyircinin alk ve kahkahalar ara i. Sonunda oyun tatlya balanmt. Son birka dakikadr olup biten glnle ylesine kend dizimin zerindeki elin temasyla adeta bir ok yaadm. El, usta bir ekilde yava yava al II , siyah maskesinin zerinden kalarn alayc bir biimde kaldrd. Mehul maskelinin, hem n banda bana yaptklarnn o da farkndayd. O bundan rahatsz olmadna gre benim de ol den yoktu. Gerdan, bilekleri ve parmaklan pahal ama uyumsuz mcevherlerle dolu, viner feler iindeki mehul maskeli ince uzun bir kadnd. Geni kare dekoltesi altn iplikle ilen i bir dantelle kapatlmt, siyah salar kat kat dklyordu omuzlarna, yzn saklayan g elbisesiyle ayn renkte ve yine altn iplikden rlm dantellerle sslyd. Tam bir Venedikl bu haliyle. Kentimizin kurallar, soylu kadnlarn iki ya da daha fazla renkte kyafet giymelerini yasaklard, tabii altn ya gm renkli sslemeler bu kuraln dnda tutulurdu. u kural benim houma gidiyordu, aksi takdirde ortalk zevksiz bir yamak boha maskaralna dnebilirdi. Bana syledii ilk szler unlar oldu, "Bahse girerim Safiye Sultan ''. 33 k zavall budanm Trk'n durumuna dmeyeceksin. Eminim bir kadna hayatn zevklerini yaatab gtesin dir."

Bunlar sylerken tiz bir tonda yksek sesle glyordu. Belki de aklmdan hl zaman zaman onra olanlar getii iin, nce onun, manastrdan kap bir maskenin ardnda zgrln tadn un kz olabileceini dnmtm. Dorusu byle bir rastlanty bekleyip duruyordum iin ii nlamtm. Dlerimin kadn byle crtlak kahkahalarla glemezdi, onun gl bir ilkbahar m alyd. Ama yine de dorusu kadn ilk bakta gerekten de onu andryordu, iimdeki frtna e azgnlayordu, bu ihtirasl varla artk direnemeyecek haldeydim. Tek sorunum, kahkalarn ik etmeye kalktmda sesimin onunkini bastracak bir ekilde kabilecei olaslnn ykse er oyuna ara verileceini belirten bir paraya gemilerdi. Malum iine teklifsiz bir ekild e devam eden yeni refakatim, "ntermedi'ye taparm," dedi. Zindanlardan Sultan saraynn kulelerine doru kutsal bir kovalamaca iinde kouturan oyunculara; arkc ve danslar im z nefes aldracaklard. Konstantinopolis'in minarelerinin zerini ili bir dokuma kaplad. "PastoraF'in habercisiydi bu ve benim aklm yine leden sonraya ve manastrn bahesine ka -yverdi. Onlarca terzinin elleriyle ince ince urap yapt bu gzel aalarn zerleri ya oluydu. Oysa yln bu mevsiminde hibir zenginin serveti bunlarn gereine sahip olmaya yet mezdi. Bu doa desenleriyle bezenmi perdenin nnde yaplan gsteriyse beklenmedik bir depr em yaratmt Safiye Sultan F.3 34 ANN CHAMBERLIN bizim mehul maskelide. Dante'nin Cehe nnem'indeki kayk Phlegyas' canlandran barol oyuncusu sahneye neredeyse rlplak km organnn , zerinde parldayan kpkrmz effaf bir tl vard. Bu grnt yanmdaki hanm miti ki benimle ilgisi bile kopuvermiti birden. Phlegyas lanetlileri tayaca kayndayd tliler yelpazesi olduka geni tutulmutu. dem, Havva ve yar kei yar insan satirlerin yan a Majestelerinin Cumhuriyeti'nin hatta Foscariler'in dmanlar bile vard. Trk Sultan da belli ki, intermedio'nun oyunla da bir balants olmasn salamak amacyla arkalarda bir ye de duruyordu. Tanr acaba bu dnyevi salaklklar seyrediyor muydu? Lanetliler sakin ve sessiz bir baa ulatklarnda bir azdan at sylyorlard. Phlegyas ritme uygun bir ekil rini sallyordu. Bu sesler trombonlar ve viyolalarla yeterince kederli bir biimde btn leiyordu. Cin fikirli birilerinin bu aletleri ikence aletlerine benzettii aklma geli nce, yanmdaki mehul maskelinin kulana, "Mzik de bir ikence metodu olabilir" diye fsld Gsteri hakkndaki bu fikrime katlmamasna dorusu ok amtm. Ama bu sahneyle belli ki esinin aralndan parldayan bir damla gzya da sanyorum, gemi gnahlarndan tr duyd nd. "Bu gece iin ok fazla..." diye dndm. Kendime baka bir ilgi alan bulabilmek iin gezdiriyordum, birden, salona gecikmi olarak giren biri gen dieri daha yalca iki erk ei grerek irkildim. Bunlar amcamla ben zannedilebilecek kadar bize benziyorlard. Fi ziksel benzerlik yetmezmi gibi gen olan inanlmaz bir rastlantyla benim beyaz sivri kla ' ;' Safiye Sultan 35 hmla, siyah maskemin aynsn takmt. Yalca olannn gsne kada llarmysa hibir maske saklayamazd. Bunlarn sahibinin Barbarigo ailesinin by Agostino B arigo olduunu tm Venedik bilirdi. O Agostino ki Onlu Konsey'in sekin bir yesiydi ve belki daha yksek mertebeler iin de sradayd.

Daha gen olann tm sradanlama abasna karn bu unvanlar hareketlerine sinmi gibiydi. B o'nun varisi Andrea olmalyd bu. Andrea Barbarigo ad aklmdan geer gemez, onu son olarak duyduum an hatrladm, bu kelimenin Sofia Baffo'nun somurtkan dudaklarndan kn... El iinden tepkisel bir biimde sol kalama gitti. Bu adam delloya davet edip gebertmeliyim dim. Gen Barbarigo gergin bir ekilde seyircilere bakyordu. Gzleri benimkilerle karlan aynaya bakm gibi aarak bir an durdu. Sanki onun aklndan da ayn kfrler geiyordu. Yin bir maskenin ardnda bunlardan emin olmak pek mmkn deildi. Tantrlmad-mz halde bana baktktan sonra durumun farknda olduunu belirten sert bir hareketle ban edi. Bu hareket ayn sertlikle bam eerek cevap verdim. Baklarn evirdi. Bu arada, bizim klar tekr ve haremde ocuksu bir sorumsuzluk iinde hoplayp zplayarak kouuyorlard. Dante maskeli akatimse orman desenli perde kaldrlr kaldrlmaz cehennem ateini de unutuvermiti. Ya da azndan bu cehennem azabn benim bedenimin en az bir dzine yerine tamaya karar vermiti. le grnyordu ki gen Barbarigo'nun bir tehdit olarak grmedii eyler onun tam da ilgi alan giriyordu. Ve bu da dorusu beni ok etkiliyordu. 36 ANN CHAMBERLIN Bir uan omzuma dok unan eliyle her tarafm kendine gelip toparland, bir tarafa kaym maskemi dzelttim. Uak da herkes gibi maskeliydi, ama o nl Foscari krmzs ceketi onun grevini belli ediyordu. essizce eilip, dikkatle katlanm bir kd avucuma sktrdktan sonra kendisi gibi krm inin arasnda kaybolup gitti. Maskeli refakatim sert ve yksek arkalkl koltuklarmzdan ke disine bir yatak yapmay henz baaramamt. Gmleimi belimden dar ekmiti ve plak te antelinin ucuyla dokunup duruyordu. "Belki de gidip bu sarayda daha sakin bir od a olup olmadna bakmamz gerek," diye fsldad. "Hmm?" Bu i ekili mrlt yznden ner u okumadan cebime atacaktm ama kenarndan grdm imza beni durdurdu. Bu, kvrmlarla ssle n derecede dii bir "S" harfiydi. imdi bu kt elimi hibir altn ilemeli dantelin yapamay ir ekilde kavuruyordu. Altn dantelli maskeliyi bir kenara brakp kd atm, en yakn me tutup, yar karanlkta okudum: "Akm... ikinci intermedio. Planladmz gibi..." Ve sonra o ha ok ey ifade eden "S"... "Sevgilim" dedi altn dantelli, kulama eilip, "Nedir o?" Bol kta atanan elinden mesaj kardm ve o an grdm bu parmaklarn ne kadar yal olduklarn, asl fark edebilirdim ki, yalnzca kasklarmn arasnda dolap durmulard. Bir eyi daha f m, tm taksna karn bir tanesi eksikti, sol elindeki yzk. Onun yerinde ince bir beyazlk rd sadece... 37 .,.-,; "Sevgilim?..." Bu kelimeyi kullanmasndan rahatsz oluyordum. K aba bir sesle, "i" dedim. sz konusu olunca hep yaptm gibi amcama dnp onayn bekled kalar daha da havaya kalkmt. Kendine bu kadar hkim olabilmesine hayrandm. Bitiiinde ltukta bu kadnla srp giden uygunsuz ve beceriksiz durumuma hi ses karmamt. Ve oyuna sa da en azndan Colombine'le soytarsn izleyenlerin ykselip alalan heyecanlarna kendi t zahratn uydurabilmeyi baarabilmiti. ok nemli bir eyi unutup da aniden hatrlam gibi et, evet, i" diye kendi kendine sylenmeye balad. Bu arada, yanmzdaki kadna aktrmadan nin zerinden parmayla bana salonda bir yerleri iaret edi\ yordu. O tarafa baktmda amca , notun sahibini gsterdiini anladm.

Nasl olduysa, salonun olduka gerisinde bir yerlerde, kurallar gerei manastr mensubu kadnlara ayrlm blmde oturan bu gecikmi seyirciler gzmden kamt. Hafif mereplerle arasndaki farkll yok eden maskeli Karnaval cmbnn dnda kii... Lo kta, rah anyorum, koskoca salondaki tek maskesiz olmaktan te, bir de kendisinin dine adanm yaa ntsyla tam bir ztlk sergileyen evredeki ak saklktan olduka rahatszd, iki yannda kzlardan soldaki, sada oturan uzun boyluya gre daha civelek ve talepkr duruuyla tahm inlerimi doru karyordu. Evet, bandan beri beynimde yanklanan o kvrm "kvrm "S"nin u. Yannda duran mealelerden 38 ANN CHAMBERLIN Safiye Sultan 39 birini alacakm gibi bi r havas vard. Bana ynelmi srarl baklarnn altnda aklm bamdan uup gitmiti. Sahn kadar devam edecekti, in-termedio'ya ne kadar kalmt, sabrm tkeniyordu... "Haydi, gitm eyeceini syle, birka dakikalna da olsa bir yerlere kaamaz myz, iin biraz bekleyebil di..." Orama burama dokunan altn ilemeli dantelin ucunu sivrisinek kovar gibi elim le ittim ve aklm toparlamaya altm. Ama bir trl beceremiyordum bunu. Tm kontrolm yi Bana... Baffo'nun kz bana "Akm" m diyordu? Dncelerime mzik elik ediyor gibiydi. El perde yeniden inmiti ve imdi de kutsanmlar ark ve danslarla dllendiriliyordu. Melekle esin perileri, fltler, arplar, borular... Ve bulutlar arasnda beliren bir klavsen. .. Beynimde yanklanan cennet nameleri ksmen de olsa sahnede grnt buluyordu sanki. Bulu tlar Tanrsal bir biimde dald; altn tal, iplerle bal Apollo yukarlardan adeta szl alad. Mzik ykseldi ve Apollo bize seslenmek zere azn at. Salonun en cra kelerine ses inan-lamayacak kadar muhteemdi. Koltuuma mhlanp kalmtm, bu kutsal yanklanma beyn iindeki her eyi silip sprvermiti birden. Gzlerim Apollo'nun azndan kyormu gibi g da bir kadnlar korosundan ykselen sesin kaynan arad sahnede. Sonra bunun kadn sesinin e zerinde bir oktavdan sylendiini anladm. Prl prl, ac doluydu, kulaklarda kristal bi bir kaynaktan doup al al akan su misali doal, zorlanmadan, ylece... Bu imknsz, pollo figr m yapyordu yani? Birden bu bana hibir harem maskarasnn yapamayaca kadar i z bir komiklik olarak grnd. Sama ve tuhaf ama, glme duygusu sarmt iimi. Bunu salonu ran seyircilerden hibiriyle paylaamayacam anladmdan ben de kendimi tuttum. Yanmdaki li kadn adeta kutsal bir tavr iinde ne doru eilmiti. "Bu..." dedi, "bu..." c "Ne?" diy sordum. u anda hatrlayamadm bir isim syledi, ama kesinlikle bir erkek adyd bu. "Yce ari bu arkcy Floransa'daki kiliseden alp, burada sahneye karacana dair bana sz verm szn tuttu. Tam sylendii gibi ulvi, Tanrsal bir ses... yle deil mi sence de?" Bu kutsa ik kafam kartrmt. Tek sylediim, "Ama nasl?..." oldu. "O bir kastrato. Bir ocukluk benim..." diye beni aydnlatt kadn. Denizciler sada solda dolarken pek ok ey ka-ry lamtm. Altn dantelli maskelinin anlattna gre bu Tanr'ya adanm kutsal bir armaand

"Bunlar sylenenler. Ama bir de birinci azdan duyduklarm var. Bu adam Floransa'da kor odaym ocukken ve ailesi son derece yoksulmu ve anlarsn ya doktorlar filan..." "Buna i nanamam, bir aile kendi varisine bunu yapsn..." "inanmalsn. Ve bana drste sylemelisin. Daha baka ne yaplabilirdi ki? Havarilerden biri der ki 'kadnlar kilisede sessiz olm aldrlar'. Ama bir yandan da... Dncelerimizle Tanr'ya en yaklatmz anlarda sesimiz d Olanlarn sesleri yumuak ve nettir ve 40 ANN CHAMBERLIN onlar erkek ocuudur, kz deil.. " Dirseiyle beni drterek devam etti. "Bylesi bir mkemmelie ulamak uzun ve ok disiplinl bir abay gerektiriyor. Bu hi kolay deil. Kutsal Papa bile onun sesini duyunca kendi korosu iin byle birini aramaya balam..." "Ama, bu... Bu inanlmaz, bu doaya aykr!" d ardm. Omuzlarn yle bir aldrmazlk iinde silkti ki, genliini oktan kaybetmi kr "Toplum daima bizlerin zerinde doal olmayan yaptrmlar uygular," dedi basit bir ekilde. "Btn bunlarn arasnda yolumuzu bulmaya alrz. Sonra neyin doal, neyin doaya aykr kim veriyor? Sen ok gensin, yoksa bunlar oktan anlam olurdun zaten." Sol elinin yzkpa aki beyazl dnceli bir biimde ovalad. Orkestra iki k daha yapt ve sustu, Apollo t ulmu olarak yere inmiti. Bir minik serenin batan gnein klarn kanatlaryla yakalamay adeta buluttan buluta uuan sesiyle szlerek ykseldi. Mzik beni derinden etkilemiti ama u yan basmdaki uursuz konumacnn etkileniinden bir hayli farklyd. Tepemde asl duran fliin deki ses bana lmn, dnyaya gelmemiliin ve hatta dte bile yaamamln acsn aklmt. Bir yanda bana ayn felaket gelmi bir adamn haline kahkahalarla glme, dier y gibi bir bakasnn nnde neredeyse Tanrsal bir huu iinde eilme... Bu ahlakszca bir ta iydi? Apollo demek ki Tanr iin eksiltilmiti. Asla bir ocuun babas olamayacakt o artk. ne biim bir (Safiye Sultan 41 Tanr'yd, kurallar kim belirliyordu? Daha pek ok on be y andakinin bana ayn eylerin gelmi ve gelecek olmas beni korkuyla rpertti. Kar cinst a benim gibi dnen birine rastlayabilmek umuduyla ylesine, umutsuzca evreme bakmyordum. Ve dehetli bir tela iinde fark ettim ki, Sofia Baffo halasnn yannda yoktu. "" diye b hem kendimi hem de yanmdaki maskeli kadn ikna etmek istercesine. Ayaa frladm. Birden h atrlamtm, bu ikinci in-termedio'ydu. IV >EN1, ASIK SURATLI Foscari erkeklerinin ve kzl sal kadnlarnn portreleriyle donatlm, artc bir biimde kimselerin olmad giri liyle sol taraftaki bir oday iaret etti ve "Beyefendilerin dinlenme odas," dedi. "B eyefendi..." Bu kelime beni tam anlamyla tarif etmiyordu ama ona nasl itiraz edecei mden tam olarak emin deildim. Bir de bu adamn bana malum notu getirenin bizzat ken disi ya da ikizi olduu dnlrse galiba en iyisi dediini yapmakt, se karmadan ieri g rlar savurganca tahta ile kaplanm bir yerdi buras. Etrafta solgun klar kararak yanan umu kandiller... Kendimi deminki salondan bile daha fazla bir yalnzlk iinde hissett im. Sanata huu ile bal beyefendiler bir kastratonun gsterisini mesanelerini boaltrken bile karamazlard elbette. Adamn cierlerinden fkra42 ANN CHAMBERLIN

rak ykselen seslerin paradoksu bu odaya kadar ulaabiliyordu. Madonna Baffo randevu muzun zamann ne byk bir ustalkla ayarlamt... Ama, peki, o neredeydi? Bir erkein kend unu Byk Kanal'nkine ekleyebilecei kk balkon perdeyle gizlenmiti. Sinirlerime iyi gele eceini dnerek oray kullandm. Gecenin yamuru havaya harikulade bir tazelik vermiti. Do bu hareketi yaparak bir ekilde dengemi bulmu gibiydim. Bize bunca dnyevi acy ve yalnz l yaatan u garip organmz, bir yandan da bizi dnyayla buluturuyordu. Benim suyum kana e buluunca sanki erkekli diili insanlk dnyasyla da yeniden bulumu gibi olmutum. Kastr lar ve harem aalar gibi rahatszlk verici kelimeler bir sihirbazn oyunundaki gibi kayb olup gidivermiti. Yeniden gereklie dnmtm ite. Ve bu gerekliin iinde bu gece Sofia vard. Sofia Baffo, beni arayan, isteyen Sofia Baffo... Balkondan ieri dndmde yan taraf taki iki ve yemek dolu bfeyi grdm. ok garipti... Byle bir bfeden yaylmas muhtemel o ulardan hibiri burnuma gelmiyordu. Yalnzca kadehlerin deil, her eyin sanki altnla svan masna parldad bu sofra hi dokunulmam gibi duruyordu. Yank renkli armutlar, bakr takallar, fndklar... Aralarda bunlarn nektarlarn yudumlarmasna duran bronz kular... hepsi ve hatta ss iin aralara serpitirilmi baaklar ve adaay demetleri bile zerlerine ob-bia cilas atlmasna krdyordu. Eriyip giden mumlarn nda bu ssl psl, bere ve doyurucu olmayan grntsyle midelerden ok gzler iin hazrlanm izlenimi veriyordu. O ini drt eit mermerden yaplmt. Bunlar ylesine ustalkla dzenlenmiti ki insan, koyu S tan 43 griden, ak altn rengine dnen hareketli kpler zerinde yrd hissine kaplyo zeminde yanklanan aceleci admlarn sesini duydum birden. Dndm, maskemi ve apkam dzelti aktm, karmda tanmadm bir gen vard. Rengrenk bir palyao maskesiyle, kocaman, ackl kmt. Buras erkeklere ait bir oda olduuna gre bu gen adamn odadaki varlna amamam Ne var ki duyduum ayak sesleri bana dndrmt ki... Delikanl kmldand ve kmldanr k bu bir erkek deildi. O saray dans admlar ve "gel, akm haydi gel, tomurcuklanan koruya gel" arks bir manastra uymad gibi klot pantolona da uymuyordu. "Madonna?" diye kekele . "Beni tanyamadn deil mi? Demek ki brlerini de aldatmay baarabileceim." Tam olarak s iklerini duyamyordum, klot pantolonun gsterdikleri karsnda kalakalmtm. Artk kadnla rnn neden bol drapelenmi kumalar ardna saklanmas gerektiini anlamtm, ne kadar ok k o kadar iyiydi... "Her ne halse... Geldin ve tam da zamannda." Kelimeler sanki d udaklarndan patlayarak kyordu. "Ne de yaman avciym... Tiyatroya geldiimde zerine yap orospu..." "Klma bak, gel..." insann gzn aldatan zemin zerinde dnyordu. "Nasl da na." Bana kalrsa ok garipti, ok daha iri bir erkek iin hazrlanm olduu kesindi. O sala ka, en gzel yerini, o canm salarn saklamt, iine pamuk doldurularak yaplm pipi ise a glnt, sadan so44 ANN CHAMBERLIN la, soldan saa sallanp duruyordu. Ne var ki, onun v unu iine koyduu hibir eyi eletirecek durumda deildim.

"Madonna..." Syleyebildiim sadece bu oldu. Cennette miydim? "Bir dakika. imdi baka b ir iim daha var, bakalm dnyann br yarsna sahip olanlar nasl yayor?" Beni sprrce , arkasndan gittim, dansyla kendimden gemi gibiydim. Bfeye yle bir bak att, "Hmm, y hep ayn" dedi. "Galiba ikileriniz daha iyi. Biliyor musun bizim perdelerimizin ar kasnda zarif desenlerle sslenmi kk kaplarmz vardr. Galiba buradan Byk Kanal' denk baya zorlanrm." Kalalarn ve bacaklarn sinirli sinirli kprdatarak ta duvarn zer ceye dnceli bir biimde bakt. "Her neyse, bover, gel yanma akm" dedi. Balkonun perdes apatt ve dans ederek sokuldu bana, yanndan geerken bir incir kapt sofradan. Maskenin gz ukurlarndan grnen kirpikleriyle beni yine kalbimden yakalamt, inciri bana uzatt lunu koluma dolad. Altn iplikli dantelin dokunuunu biliyordum. So-fia'nn plak teniyse tam yirmi drt ayard. "Haydi Andrea, beni daha ok deli etme, ne zaman kayoruz? Haydi sy le!" Tam onun beni bir bakasyla kartrdn anladm anda, o bir bakas da odaya girdi mdaki kol gerildi ve buz gibi oldu. Benimkinin nerdeyse ayn olan maske ve apkasn frla tan Andrea Barbarigo, "Bu kyafetleri lobiden buldun yle deil mi?" dedi sert bir ses le. afiye Sultan 45 "Evet, evet..." dedi Baffo'nun kz. < >' . ; , "Ve sana uydular yl e mi?" ,, "nemli olan amacma uygun olmalar. Ama, sen benim notumu almadn m?" "Not mu, ne notu?" Eli elimi brakt, palyao maskesinde gzleri fkeden altn paracklar gibi parly u." "Gel Sofia. Gondol arka kapda. Kamz bir saniye bile geciktirmemeliyiz. Yaadm s lisin ki seninle hi kimse evlenemez, hele de o Korfulu..." Bana buz gibi bir bak at tktan sonra cmlesini tamamlad. "Seninle yalnzca ben evlenebilirim, ben..." "Evet And rea, ben sana aidim, yalnzca sana..." O byk tutkuyla onun koluna dokundu ve biliyor dum bu an Andrea Barbarigo'nun hayatnn tututuu and. Onu delloya davet et, delloya dave et, diyordu iimdeki ses. Fakat ne are ki, hayal krkl, krgnlk ve dier aalayc dimi on para etmez hissediyordum. Rakibim bir kez atei almt, bana dnd ve adeta o siyah maskeyi delip geen u szleri syledi. "Bundan tek bir kiiye, tek bir kelimeyle sz eders en bil ki adn aslanlarn aznda dolaacaktr." Bir aslan az... D krkl ve incinen g e bu dehet verici iddetin korkusu eklenmiti. Venedik'in darack sokaklarmdaki adaklkla rda bol bol rastlanan aslan azlar birer karanlk kuyuydu. Onlara bakmazdm bile... Bu g ece de gelirken bunu yapmamtm, geri ortalk zaten ok karanlkt ama, aydnlk da olsa ba nk ben de herkes gibi onlarn karabasanlarn babas olduunu biliyordum. Kentin iine yay eri ukurda, tatan oyulmu azlar...Venedik Cumhuriyeti'nin adsz dmanlarnn adlarn bi BERLIN len azlar... Sinsice yaplan sulamalar...Bu isimler dorudan Onlu Konsey'in nne g diyordu ve kesinlikle cezasn buluyordu. Hi kimse Cumhuriyet'i hafife alamazd. Bir ad am ne ile sulandn bile renemeden, karanlk, dar bir sokaktaki aslan aznda yok olan k gibi yitip gidebilirdi. Byk Barbarigo da Onlular'dan

biriydi ve bir akam yemeinde olu, rahatlkla onun kulana bir iki tehlikeli sz fsldaya rdi... iki ift aceleci ayak mermer zeminde tkrtlarla uzaklat. Apollo'yu alklayp "bis eyenlerin sesleri buraya kadar ulaacak ykseklikteydi. Sofia Baffo oktan gzmn nnden ka lmutu, sanki buz gibi bir suyla du yapmtm. Andrea Barbarigo bu gece akam yemeinde beni adm babasnn kulana fsldayamazd. Vali Baffo'nun kzyla kayordu. Babas onun surat a kendini ansl saymalyd. Aslann azna dmeyecektim. Benim maskem vard. Barbarigo beni odasnda gremeyecekti. Adm bile bilmiyordu o benim. Ve daha da tuhaf Baffo'nun kz da bi miyordu bunu. stelik benimle, manastr bahesindeki haberci arasnda da bir balant kurmam "Toplumsal zorlanmalar iindeki patikalar..." Bu szler birden aklma gelmiti, sanrm eski bir denizci ataszyd. Ayn anda bu gece salondaki refakatimi de hatrladm, altn iplikte antel maskeli kadn... Baka ne yapabilirdim? Bir esrarke tm malnn gz nnde yakld biye kotum, grdm ilk krmz kadife ceketliye yanatm, omzuna dokunup, uzaklaan ikiliy . Galiba, "Evlenmek zere kayorlar, Foscari Ailesi'nin erefini on paralk ediyorlar," g ibisinden de bir iki cmle syledim. (Safiye (Sultan 47 Birden, ortalk krmz kadife ceket lilerle doldu. Ortalk boalverdi. Herkes drt bir yana koturuyordu. Rahibe kk bir l na biraz nane-ruhu koklatmalar gerekecekti, ihtiyar Barbarigo gmbr gmbr esip gdyordu. e bir viner kadife taklr gibi oldu ve toplumun kmazlar hakknda bana biraz daha de i arzuladm o altn iplikten rlm dantel maskeli kadnn. Ama, sanki ben ona da ihanet etm gibi, hayal krkl iinde karanlkta yok olup gitmiti. Gen klar arabuk ayr gondoll i. Baffo'nun kz gzyalar iindeydi, maskesini frlatp atmt ve mermerimsi yz mealel lesine gzeldi ki... Andrea Barbarigo bana bir intikam bak yollamak istedi, belki de bir dello teklifi... Ama Sofia Baffo onun gznn nnde deildi artk ve kelimeler bana dah e yaptklarn imdi ona yapyorlard, ihtiyar Barbarigo olunu yakasndan yakalayp ieri so tk hi ans yoktu. Baffo'nun kznn gidiini grmek benim de gzlerimi yala doldurmutu. ile bu noktada arkasna tam olarak saklanlabilecek bir ey gibi grnmyordu. Bylelikle har m hikyesi insanlarn aklndan, bir gelgitte kanallardan temizlenen lam sular gibi akp gi miti. Colombine, bu defa kan baaramamt. Foscari soyundan akrabalarm daha sonra gel eekkr ettiler ve evlerinin onurunun korunduunu sylediler. Bylece hepimiz muradmza ermi lduk ve mutlu yaantlarmza devam ettik. Venedik'in soylu lordlarnn dikkatini ekmitim, i ama neden, neden kendimi bu kadar sefil hissediyordum? 48 ANN CHAMBERLIN : (Sa fiye Sultan 49 Piero'nun mealesinin eliinde eve doru giderken, amcam beni kutlad, "i.. ." dedim omzumu silkerek... Amcam ruh halimi anlad ve baka hibir ey sylemedi. Yaryolda , hl elimde inciri tuttuumu fark ettim. O bronzumsu grntsn kaybederek avucumun bask n ezilip bzlmt. Midemdeki arnn nedeni belki de alkt, inciri azma attm ve onu ye hemen hatrladm ki, bu meyvenin ekirdekleri daima gidip dilerimin arasna saplanarak ca nm yakard, incir midemi daha da kavurmutu ve bu ar imdi ellerimle, yzme de yaylyor

"Aziz Sebastian Gn" diye mrldand amcam. "Bu bizim iin ok kolay bir sefer olmayacak..." Dosta omzuma att koluyla, arm sanki tm bedenime yaylyordu. "ihtirasl ve bana buyr edi. Ama bu benim iin bir avuntu deildi ki... , >j / V V0^n TlRASLI VE bana buyruk b ir kz." Demir atm "Santa Lucia"nn gvertesinde yksek sesle bu szleri tekrarlyordum. Da gzlerimin nnde canm Venedik.... ilerde ufukta Mestre'nin yuvar yuvar gri yeil tepeler i ve aceleci bir tela iindeki kent.... Tm renkler daha bir alm, pastellemiti. Hayat ..Denizlerde kaybolup, dalgalarla kyya vuranlar... Hava ylesine berrakt ki, Dolamite Alpleri'nin etekleri bile grlebiliyordu. Gzlerim kamar gibi oldu. Bunlar, Venedik'in hafiften batak ve kirli sularnn kokusunu denizinkiyle kartrarak insann genzini yakan sert, souk rzgrlarn doduu yerlerdi. Bunlar, her yerden grlen San Marko'nun bayraklar alandran rzgrlard. Zirvelerin puslu mavileri ve bayraklarn all morlu altn yaldzlar.. a souktu ama rzgr buz gibi deildi, Aziz Sebastian Gn'nde balayan bu seferimiz iyi gee ti herhalde. Limann dndaki ada benim admn da geldii San Giorgio'ydu. Burann azizleri kocaman yeni bir kilise yaplaca syleniyordu. Noel'de, eski kilisenin nne toplanan ve a te bcekleri gibi gecenin karanln aydnlatan binlerce tekne geldi gzmn nne. ocukke lerin benim iin daha da zel olduunu dnrdm, ne de olsa San Giorgio benim azizimdi. ie e bir yerde hl da buna inanyordum, adaya baktm ve bana yardm et, diye dua ettim. Kalb im gm gm atyordu, yzm gzm bu arpntdan kzarmt, "ihtirasl ve bana buyruk bir k me sylediimi dnrken yan bamda patlayan bir kahkaha bana nasl da yanldm kantla m..." "Afedersin Hseyin." Neden byle gldn anlamyor dum. "Deniz" dedi. "O, ihtirasl v yruktur. Bir an iin seni yanl anladm, nk biz Araplar denize kz deil erkek deriz. Biz bazen oyun oynayan kk bir olan ocuuna, bazen uyuyan bir deve, bazen akl bandan gitm ulu bir gen a benzetiriz. Zaman zaman deniz, Allah korusun, az kpkl lgn bir adam imann sular bugn nasl da bir ylann boumlarn andryor, gelgitle karaya doru sinsice ultan F.4 50 ANN CHAMBERLIN selen altmzdaki u krtl suyu gryor musun? Demin senin a benzetmeni yanl anladm iin kusuruma bakma." Devam etti: "Ama imdi yaptn benzetmey um, gerekten harika bir tarif bu dostum. Senin kzn da biliyorum, ipekler ve mcevherle r iindekini, bir para utanmaz cinsten galiba, yle deil mi? Eer ben babas olsaydm, onu erhal hareme tkardm. Kim bilir? Belki de bu grdm ylan da bir dii ylandr; fettan, ar an karc bir dii ylan..." Hseyin'in glne katldm, onun sesindeki iirsellik ok ho attklarna kar kmak aklmdan bile gemezdi. O, ta babamn salndan bu yana ailemizin . ocukluumda, rengrenk ipek kumalar iinde getirdii Trk ekerlerini, kucana oturup, n le bir bir mideye indirdiimi hatrlyordum. ksz kaldktan sonra amcam bana bir baba olmut , Hseyin de, allmadk bir biimde, bizimle ayn dinden olmad halde, bana bykbabalk ki benim u anda ilgi alanm deniz deildi ve bu beni iten ie rahatsz ediyordu. Hseyin b lirdi, ben denizi daima bir ana gibi grrdm ve ona tam olarak gvenirdim, hatta en kor kutucu olduu anlarda bile.

Gvenmediim Baffo'nun kzyd. Amcam, Madonna Baffo'nun sorumluluunu bana vermiti. Gn do n bu yana onun yolunu gz-lyordum. Hatta iin dorusu, Korfu-Baffo etiketli saysz sandk v bavulun gemiye yklendii dnden beri... "Santa Lucia"nn, sivri yksek pruva alanyla, k aftaki akln dengeleyen alak merkeze iple yukar ekilen sandklar birbiri ardna yl yapldnda gverte neredeyse su seviyesine gelirdi. Safiye Sultan 51 Byle sandklarn yaln tuzlu balkla dolu olmas gerektiini her ne kadar kendime defalarca tekrarlam olsam da, Baffo armalarn grdke hzlanan kalbime sz geiremiyordum. Tabii ki asla balk kokmuyorl ahta aralklarndan arada bir lavanta ya da karanfil kokular yaylyordu. Mrettebata gelin ce, onlar iin ar balk yk yerine bu hafif sandklar alp yerletirmek ocuk oyuncayd emi, manastr bahesi deildi, kendimi gen ve haar hissettiim soylu alma odalarna da i. Burann ikinci kaptanydm; evimdeydim, disiplinli alma ortam, verdiim emirleri harfi uygulayan gemiciler bana bunu hatrlatyordu; bir yandan da farkl klarla aydnlatlm F Saray'nda yaptm gammazl dnyordum. Burada, benden ne beklendiini ve ne yapmam gere ordum, buna uygun davranyordum ve orada da byle yapmtm. Tm Venedik sosyetesi de benden yana koymutu arlin. Asi bir gen kzn bylesi bir arlk karsnda hi ans yoktu. lk att anda frtnaya yakalanm biri gibi sinir iinde dolamann hibir anlam yoktu. H en sevdiim ey", diye sze balayarak yine farkl dnceleriyle aklm kartrmaya balam a Arapa'da olduu gibi nesnelerin cins eklerinin olmamas. Dii ya da erkek taklaryla ura k zorunda kalmadan, kolaylkla konuuyorsun bu yzden." "Gel dostum" diyerek, onu sabrsz ca kolundan ektim ve yklemeyi daha iyi grebileceimiz bir noktaya doru gtrdm. "Anadili n sz ederken daha dikkatli olmalsn," dedim. "Krekilerden biri szlerini 52 ANN CHAMBERL IN duyabilir. Senin grndnden daha farkl biri olduun anlalmamal." "Korsanlardan m k n?" Hseyin gld. "Trk korsanlardan m? Gemide sen olduun srece hayr." "Benim kastettikl m Hristiyan korsanlard." "Galiba Malta valyeleri'nden sz ediyorsun." "Korsanlardan da ha iyi olduklar sylenemez." ' "Evet, haklsn daha iyi deiller." "Hi kimsenin Konstantin opolis'e gitmesini istemi^ yorlar. Bu da serbest ticareti engelliyor." "Onlarn ka r ktklar ey ticaret deil aslnda..." "Maln sahibi dini inanlarna ters dmedii s ir Hristiyan'a aitse problem olmaz..." "Yok eer Mslmanlarnsa..." "Din kardelerim adna dilerim." "Ben de benimkiler adna." "Kafam kurcalayan u Hseyin, sen Trklere bal bir Su iyelisin." "Venedikliliimde bir kusur mu gryorsun?" "Venediken de Trken, Arapan, Cenev zcen ya da Franszcan kadar mkemmel. Biraz kilolu ve koyuca tenli olmana ramen, klk kya fetinde yapacan bir iki deiiklikle muntazam bir Cumhuriyet tccar olabilirsin." Hseyin enim onu bu ekilde deerlendirmeme ylesine gld ki, srma ilemeli uzun yeleinin iki yaka sola savruldu. Titizce dzeltti bunlar, etek ular imdi yine, dizlerinin altnda muntaza m bir ekilde duruyordu.

"Bahse girerim, duka altnlarnn krtsn kutsal inanlarndan daha ok seviyorsun. arap ye 6u!tan 53 muz sosisi yemekten de geri durmuyorsun. Ha bile karyorsun, hatta hatta Meryem Ana'nn nnde diz -kebiliyorsun. Yine de sla zleminin rzgr iinde esmeye bal densel cilann altnda gizlenmi olan o Mslman ruhu hissedebiliyorum." Hseyin dnceli, b sakaln svazlad. "Amcam senin u yetmi top kuma ve titizce ambalajlanm drt dzine Ve stalinden oluan ykn, bu yolculuk bahanesiyle Konstantinopolis'e gtrme kararn bana sy de bir an bile duraksamadm. Sadece sevindim, seninle yolculuk edecek olmaktan tr mut lu oldum." "Dostum, teekkr ederim." Hseyin'in abartl tavr belki gizli bir alaydan izle r de tayordu, ama itenlii kesindi. "Sana ve amcana, iime yaptnz katklardan tr da kalacam." "Bu ilikinin devamn yrekten dilerim." "Ve tabii iin de... Aslnda mevsimin seferiyle yapacam ticaret kadar houma giden bir baka ey de bu her eyden bihaber memle ketten biraz uzaklama frsat bulabilmek..." "Amcam senin zararsz olduunu biliyor, ben de biliyorum." "Bu bir iltifat m, yoksa?" "Zaten sen sadece bitmi maln ticaretini y apyorsun, Venedik kristaline dnya'apnda n kazandran srlarn deil..." "Majestelerinin riyeti'nde pek ok adamn uruna hayatn yitirdii srlar..." "Yani sonuta unu sylemek is m ben sana: Denizlerde, byle kendinden baka hi kimseye ans tanmayan korsanlarla dolu bir denizde, kendini gereinden fazla aa vurmamaksn." 54 ANN CHAMBERLIN Hseyin, altn i gstere gstere yrekten gld ve "Tamam dostum," dedi. "Bundan byle yolculukta Arapa ya a Trke dersi yok." "Oldu Hseyin." "O zaman sen de bana Hseyin demekten vazgemelisin." Hemen toparlanp, zerine basa basa, "Evet Enrico," dedim. Hseyin tekrar gld. "Bana ko rsan tehlikesine kar korunma dersleri vermek iin bir para gensin. Daha bilmediin pek o ey var. Ama zamanla reneceksin. Evet... Adm Enrico, Enrico Battista... istanbul'a v arana dek... Belki orada ben de seni Abdullah diye arrm, Tanr'nn kulu, hizmetkr..." bir baka tartmaya balamamak ve konuyu kestirip atmak istermiesine telal admlarla g n br tarafna doru gitti ve mallarn dikkatsizce tayan birine avaz kt kadar bar sersem herif. O elindeki kristal ykne dikkat et." Kfrler, tm tccarlarn, hangi dilde ol rsa olsun ilk rendii eydir, "inek olu inek"ten "Senin anan mahallenin on para etmez o rospusuydu"ya kadar... Onun Mslman olduunu bir anlasalar gerekten hali harapt. Neyse ki bu tarz kfrler Hristiyanlar arasnda bol bol kullanlrd. Bu arada gvertedeki kark lanm ve ortalk eski dzenine dnmt, ben de bylelikle endielerimden kurtulmutum. "Bak irasl, zorlu sevgilimizle baa kabilecek miyiz?" Hseyin gz krparak bana dnd. "Evet, b Enrico Amca, beyefendi yani..." Hseyin'in kahkahalarna ben de katldm. Srtma bir aplak tt. Sanki, haydi sen kendi iine ben de benimkine, demek istiyordu. Safiye Sultan V I 'ARAYA BAKAN kpeteden yle bir sarkmtm ki, oraya aslm bir bayrak gibi sallanyordum ve pus, gnlerden beri ilk kez yoktu ve Venedik onu her zaman hatrlayacam gzelliiyle or tadayd. Sanki suyun ortasndan

fkryordu. Gkyzne doru ykselen bayraklar ve byk bacalar... Piazzetta, Dklk Saray San Marko Bazilikas'nn kulesi arasndan, frnc tavasndaki ekmek gibi kabara kabara lima a alyordu. Ve gz nnde alabildiine uzanp gidiyordu yaam, bylesi bir azizden kaynakla aam... Meydanda, afak vakti idam edilmi iki sulunun salland dara-acnn hemen nnden kk ocuklarla geen dadlar... Dilenci ailelerin arasnda dolanan bir kadn kfr bast... ikleri llerini gmebilmek iin gereken paray sadakadan uman, sran sran oturmu dilencile Ceset, en yardmsever insann bile yaklaamayaca irenlikte, le gibi kokana dek bu ii s eri kesin. Deniz tarafnda, bin bir limandan getirdikleri mallar indiren ya da yeni ykn alarr bizim gibi tccarlar... Hzl bir baharat gemisi kayalklar gemi, limana yan .. Pruvas da, gvertesi de inanlmaz bir gzellikle ssl ve naklyd... ylesine yaknm , biber ve tarn kokular genzime dolu vermiti birden. Dierlerinden hi de daha az neme s hip olmadklar halde en sradan grnenler, okyanuslar aan teknelerdi. Ve hl toprak koku yan sebzeleri tayan geni karnl mavnalar... Gnlk nafaka peinde, dalgala56 ANN CHAMBERL rm tepesinde bir inip bir kan balk tekneleri... Ve kalamarn o tuhaf, keskin kokusu... Denizcilerin barlar, mart lklarna karyordu. Srekli olarak zamann akn gst . Sonra arada bir duyulan farkl bir an sesi. Ya bir dn ya da bir cenazenin habercisi. .. Btn bu insan, hayvan, toprak, su, hayat ve lm karmnn bitmeyen dadaal mziini larn patlayan kpkl sesleri ve ahap teknelerin kendine zg tok gcrtlar bastryordu. deniz ve gkyznn yansmalaryla boyanyordu. Frncnn rettii o lezzetli ekmek gibi bi balarna pek ho ya da anlaml olmayan kokular, grntler ve sesler btnletiinde, ite ekmee benziyordu, tepesi tr tr, nar gibi kzarm bir ekmek. Ve bu ekmein pekmez dol daldrlmas gibi, bu harika karm da limann sularyla yle buluuyordu. Ama bugn her zam de daha muhteemdi... "Ey kzl salm nerelerdesin, gel de grsn gnn u manzara..." Bu, rken, daima yapt gibi, ho bir ekilde sevdii airlerden msralar okuyarak bana iimin ba gerektiini ima eden amcamd. Fakat ne are, hemen yan bamzdaki baharat ykl gemi beni mdan kopartp almt. Tarn, ku zm ve balla tatlandrlm bir yortu kekinin ba-ndaym n bir trl ayrlamyordum. San Sebastian Gn'yd, sularn ykselmeye balad gn. stelik deniz ve yln bu ilk seferi kutsal dinlenme iin izin vermiyordu. Safiye Sultan 57 Btn bir Cumartesi, manastrdan adeta cesedini srkleyerek kard kzla gelecek olan yal hal l vermek iin kyya inmek zorunda kalp kalmayacam dnp durmutum. Ve ite imdi Piazz iyorlard. Hizmetkrlar, alm emsiyeler, fino kpekleri, kanaryalar... Sanki yryen bir ki onun ayrlmaktan nefret ettii yer aslnda manastr deildi. Tm entrikalarn oktan ev balamt meydandaki halka. Sesleri duyamayacak kadar uzakta olmama ramen szlanmalar, yal armalar, i ekmeleri tahmin edebiliyordum. zerindeki gz alc, pembe elbiseyle zaten mask ralklarn izleyememek olanakszd. Sanki o bir dansz ya da oynayan bir ayym gibi etraf n bir kalabalk olumutu. Bazlar ona yaknlk duyup tezahrat yapyorlard. Dierleri onun tta

Tanr'nn kurallarna kar km bir kafadan sakat olduunu dnp el kol hareketleriyle p ard. Baffo'nun kz fenalk geirdi. Baffo'nun kz etrafna yumruklar att. Baffo'nun kz onu yola getirmeye alan mrettebat tarafndan yakaland. Mrettebatla flrt etmeye alt i havaya kaldrd, onlara bacaklarn gsterdi, pckler yollad, para datmaya alt ve yerlere kapand. Ve bunlardan hibir sonu alamaynca, btn kularn, kedilerini, kpekler taya sald, onlar olmadan gemiye adm atmayaca tehditlerini savurarak... Bu sonsuza ka dar devam edemezdi, amcam emretti. "ar onlar Giorgio, bu vedalama yeteri kadar uzad... Ya bir sonraki an sesiyle demir alrz, ya da bir baka med zamann bekleriz." Kydaki ad armza iaret ettim ve neler olacan merak iinde izlemeye baladm. 58 ANN CHAMBERLIN Kan arn durumu mitsizdi. Belli ki Venedikliler haftalarca kanallarda, onlarn rengrenk ka natlarn seyredip, seslerini dinleyeceklerdi. Ama dierleri, kpekler ve yal hala perian ir durumda da olsa artk emin ellerdeydiler. Rhtmn alt taraflarnda bir yerlerde o mthi embeli de ele geirilmiti. "ok ok iyi..." Tam bu srada Baffo'nun kz ylesine byk bir eta bir glle atei gibi frlayverdi ki, herkesin nutku tutuldu, benim de... Adaletin s embol gibi meydann ortasnda dikilen iki krmz granit stuna komaya balad. Parlak pemb daraacma doru srad, bo bir ipi kapt ve bu sabah aslanlarn yannda kendini sallandrm halas ld m bayld m, belli deildi. Kalabalk soluunu kesmiti, kimileri lk l bir heykel durgunluunda, bu garip armha gerilii seyretmeye koyuldu. Hseyin yan bamda, uhlardan korunmak iin Arapa bir dua mrldanyordu, ip hemen hemen boynundayd, danteller, inciler, yakutlar ve altnlarn arasnda bir yerde... Daha nce de fark ettiim gibi uzun boylu bir kzd. Bir adam boyu olan bu mesafeye eriebilmek iin parmaklarnn ucuna kalkma s gerekmiyordu. Bir tekmeyle sehpay itti ve amcamn adam Pi-ero'nun siyah kollarnn aras a dt. Onu, kz gvenlik iinde gemiye getirmesi iin ben grevlendirmitim ve beni d k iyordum, ama dorusu yine de heyecanlanmadm sylenemezdi, derin bir "ohh" ektim. Sonra d a kydaki ve denizdeki herkesle beraber kahkahalarla glmeye baladm. Piero, cesetlerden birinin yanna kmt, Baffo'nun kzn dizlerine yatrm ve tm Venedik'in sevin lk snda ona hak ettii tokad basyordu. Manzara unutulmazd, kocaman kapkara bir adam ve rp n pembe kollar bacaklar... Grdklerim o kadar houma gitmiti ki, Konstantinopolis'e gi der gitmez amcamn adamna armaan olarak bir mercan kpe almaya karar verdim. Bu dncelerl kafam din, iime dndm. Madonna Baffo bu gemide bize daha fazla zaman kaybettiremeyec ekti. Bu gen hanmn toplum tarafndan evcilletirilmesi bana zgvenimi yeniden kazandrm lerin arkasndaki bir harem kadn gibi, ylesine uzaktan seyretmitim bu kepazelii. Bunun verdii gcn farknday-dm. Limann ortasndayken bana onun gzellii vz gelmiti. Hareketl apand. Aptalca ve ocuksu... Ondan korkmam iin bir neden yoktu. Bu deniz onu da adam ederdi. Arkamzdan esmeye balayan rzgr yava yava yelkenleri dolduruyordu. te gemimiz galar stnde yine arklar sylyordu. Gemiciler taptaze ve heves doluydu ve akam stne do a yarmadas oktan gri, uzak bir glge halini almt. Batan gnein klaryla parldayan bir eitlilik iindeydi. Rzgrlar bizi koynunda tayan geminin atas am ormanlarnn kok iriyordu. Gnbatmnn canl

renkleri ertesi gnn iyi geeceinin mjdecisiydi. Akam yldz bir elmast sanki. Yunuslar uruyordu. Bir yn iim vard yapacak... Artan rzgrlara gre yelkenlerin dzenlenmesi, dar or kanallardan geerken krekilerin ayarlanmas hep benim grevimdi, ilerine canla bala sa an bu adamlarn suyu yararak ilerleyen kreklerinin ucundan gkkuaklar akard. Dorusunu s mek gerekirse, o ana kadar bizim dik kafal yolcumuzu hi hatrlamamtm. Olduka sessiz dur utu. L 60 ANN CHAMBERLIN Ama, "ocuklar ok sessiz olunca," derdi yal dadm, "mutlaka bir yaramazlk peindedirler." VII , YALI RAHBEY bana getirdi ve "Bu benim yeenim Giorgio, i kinci kaptandr. Sorununuzu o zecek" dedi. Dar karken de gzlerime yle bir bakt ki, problemlerle uraacak hi zamanm yok" demekti. Rahibenin deniz tutmasndan yeilimsilemi alaryla ykanmt. Meydan okuyan bir ifadeyle bana bakt, cesaret almak istercesine tespih nin tanelerine yapmt, sanrm beni onlardan yansyacak kutsallkla etkilemek istiyordu. al rahibem." "Gen Sinyor Veniero", bana doru gsn iire-rek dnd, ne yazk ki insann mden baka bir ey getirmeyen bir tavrd bu. "Bay Veniero, adamnz yola getirmenizi istiyo um sizden." "Adamm m?" " O siyah yarat beyefendi." "Piero mu? Neden? Ne yapt?" Bir iki kere sudan km baln zorlanmas iindey-miesine azn ap kapad, ama galiba bana kelime bulamyordu. Tek are beni gverteye karp, krek ekenlerin yanna gtrmekti. Gitt a bu "rezilane!" durumu elleriyle gsterdi. Ba kasarasmdaydk, nmzde altnms klarla , tepemizde alacakaranlk bir gkyz... (Safiye Sultan 61 Amcamn adam, onu bulmay umduum rdeydi. Gnn son klar altnda, ayanda pamuklu pantolonu, bacaklar apraz, oturmu ipl diyordu. Buraya kadar normaldi. artc olan, yan bandaki bir halat kmesinin tepesine i Baffo'nun kzyd. Kyafetini deitirmiti. Yaldzl kurdelelerle sslenmi, krmz erik dife elbise giymiti. Ama pembe ipek hl ortalardayd. Sanrm btn leden sonray elbisey ierek geirmiti, imdi de elinde ine iplik, ondan bizim ihtiyar Piero'ya bir gmlek dikme ye alyordu. Bu sabah limandaki lgnca gsteri ve daraacnda sallanma numaralarnn yan a art" kuma hayrl bir ite kullanma abas hi yoktan iyiydi. Bu parlak rengin amcam nli yakaca Baffo'nun kznn gznden kamamt. Aslnda projesinde henz tam bir gelim iyi bir terzi olduu sylenemezdi. Sonra, elindeki iten ok Piero'nun elindekiyle ilgil eniyordu. Onun parmaklarna bakyor, ustal stne laflar sylyor, sanki ertesi gn ipleri i tamir edecekmi gibi aklna gelen her trl abuk sabuk soruyu soruyordu. Halayla birli kte bunlar seyrederken Baffo'nun kznn iki kez klenin zerine abandn grdm, ilkinde rn arasna drd, Piero elinden geldiince bir kibarlk iinde savuturdu hamleyi. Bunun b gibi bir sonu vermediini grnce, memelerini ortaya karan sahte bir ilgiyle eilerek, iki ci bir deneme daha yapt. Gerek ortadayd, Madonna Baffo gemideki bir yn adamn arasndan u sabah onu kurtaran zenci klemizi semiti fingirdemek iin. Kendimi tutamayp yksek sesl gldm. "Baym" diye ikaz etti hala beni. "Bu glnecek bir ey deil."

62 ANN CHAMBERLIN "ok haklsnz, asla glnecek bir ey deil bu" dedim. "Ama zavall Piero ne yapmasn bekliyorsunuz bu-" Rahibenin ac eken suratn grnce derhal enemi kapatp c tamamlamaktan vazgetim. "Yeeninizi kamarama yollayn. Onunla konuacam." "Yeenimi mi?" iye sordu kadn. "Pek tabii ki bunu yapmayacam. Dzeltilmeye ihtiyac olan ahs Sofia dei sizin adamnzdr. Kald ki yabanc bir erkein odasna onu yollamam zaten sz konusu olamaz. lnz bana... Yannda ben olmadan... Tanrm sen bana ac... "Nasl arzu ederseniz, aziz ra em. Ama bizim adam pek akl banda biri deildir. Karnza geip, uslu uslu sylediiniz he layarak dinleyecektir, arkasn dner dnmez de dakikasnda sizin ona yapmasn sylediiniz am aksini yapacaktr." "Bay Veniero. Ben basit bir azarlamadan sz etmiyorum. Ben, b u arsz adamnzn cezalandrlmasn istiyorum. Dvlmesini, kamlanmasn... Sizin u deni r neyse, bunun uygulanmasn istiyorum." "Evet, kutsal rahibem, anlyorum ama bunun ok fazla bir etkisi olmayacaktr. Bir boa kadar gl ve salamdr o." Durumu idare etmeye al olan Piero bana gz krpp duruyordu. Kadnn ilgisini baka bir yere ekebilmek iin srtn elimle. "Bakn," dedim. "Bakn u izlere, bunlar normal bir adam kolayca ldrecek yaralar a ait. Grdnz gibi ona vz gelmi. Korkarm ki, pek yola gelebilecek cinsten bir adam de ." "Amcanz neden bu adam tutuyor acaba?" diye serte cevap verdi kadn. , ' , Safiye S ultan 63 "Ondan saladmz yarar, kard belalardan ok daha fazladr efendim." Tabii ki dum. Piero bizim iin bir kleden ok daha fazlayd. Ailenin parasyd, stelik benim atlad ri fark edip hemen halledebilecek bir zekya sahipti. Saf ruhlu rahibe yalan syledii mi dnmemiti bile. "O zaman," dedi, "Sizin sznze uyacam. Ama kapnn dnda durup ko eyi dinleyerek... Eer yeenim iini bile ekerse... Ayrca..." Garip iftin oturmu olduu i rna aya taklmt, mrldanmaya devam etti, "Sizin, benim ona vermi olduum nasihatlarda syleyeceinizi bilemiyorum. Sevgili sa, u kardeimin yanna sa salim bir varabil-sek..." "Kzm bekreti bozulmadan...", yal rahibenin yzne baknca cmleyi iinden byle tamamlam uyabiliyordum. Kapm alnyordu. Daha ben, "Gelin Madonna Baffo" derken o odaya girip k apy kapatmt bile. Amcamn yksek arkalkl koltuuna kurulmutum, sesime otoriter bir se erek, "Buyrun oturun," dedim. Oturdu. "Biraz arap?" Barda doldurdum. "ok gzel, geen yl Kbrs zmnden." Tedbirli baklarla baktiysa da tehlikeyi gze ald, kadehi nne ekti. fine kaldrdm ama buna cevap vermedi. abucak arabn bitirdi. Gemide imeye alk deildi sallanma gl ikiyi azndan burnundan fkrtverdi. ksrd, tksrd. Sesi duyan hala h N CHAMBERLIN "Halacm, bir ey yok" dedi kz, hl nefesini d-zeltememiti. Bir para utan , hala dar karken bu ilk zaferimin verdii honutlukla glmsedim.

Kendini toparlayan Baffo'nun kz, gzlerinde kibirli klarla bana bakyordu. Onun grnts yaratt acizlikle baa kmam gerekiyordu. O, mkemmellikti. Krmz erik renginin ona ok miz, soluk, souk bir ay gibiydi. Sakin bir adam bir anda ldrtabilirdi bu. Tm avantajm tirme tehlikesiyle kar karyaydm. "Madonna Baffo," dedim, "k oldunuz galiba..." "Bu si zerinize vazife deil. Sizin iiniz beni geminizde gtrmek, hepsi bu." "Pek tabii ki si zin gnl ileriniz beni ilgilendirmez. Yalnz yle bir ey var, mendilinizi nnde drd " Bir yudum arap daha aldm ve gz ucuyla ona baktm. "Dorusu, Madonna Baffo... Sizin gi bi gen gzel bir hanm... Bir gemi dolusu salkl gen adam... Tm baarnz bir zenci kle n Marko akna... Bir adam sizin hayatnz kurtard iin onu dllendiriyorsunuz zeki baya Ama bilmelisiniz ki, ben ona sizi korumas iin para veriyorum ve o belay hallettii ii n ayrca bir de mercan kpe sz verdim kendisine. Ona bedel denmitir. Eer birine teekkr k istiyor idiyseniz, bu ben olmalydm." Bana borlu olmaktan holanmad gzlerinden belli yordu. Bunu kendi amdan yine iyi bir puan saydm. "Haddini bilmez biri olmadmn ahidi o ak halanz buraya getirdim. Hemen sylemeliyim ki, bana bir ey demek durumunda deilsiniz . dl istemiyorum. Sizin gvenliiniz benim grevimdi. Bu bir itir. Ondan baka bir ey de Baffo'nun kz pheci bir havada bakyordu. : (Safiye (Sultan 65 ; "Ama, yine de, bir eyi hl anlam deilim..." Baffo'nun kz koltuunda kmldand. "Anlayamyorum, neden, neden b nin arasndan Piero?" Kz kamarann nda, gvertenin aydnlndan ok daha farkl parld inin beyazln gstererek bana doru eildi. "Tahmin et" dedi, bir yudum arap daha ald. " edim, bir sre dndm. "Halanz kskandrmak istiyorsunuz." Kkrdad. "Hayr." "Beni inci unuz. Bir eyler demek isteyen bir saldr." Bana en etkili nasl saldrabileceinin dnces yzm kzarmt. Foscariler'in evinde kolumu tututuran o kol... Kendimi toparladm. "Bilere eildir herhalde, evet yemin ederim bu yzden adammn peine dtnz." "Kendinizi fazla m z Bay Veniero." Bu defa o bir puan almt... "yi, o zaman gemideki baka birini incitmek iin." Kafasn sallad. "Gemideki biri deil, ama biri var... Birini incitmek istiyorsun uz, peki kimi?" "Babam." "Babanz m?" "Tabii ki onu... Ve evlenmem* gereken u aptal kyl Bay Veniero siz ok safsnz." "Fakat yine anlamyorum, sizin bu gemide yaptnz eyler... ar bilmeyen, grmeyen insanlar nasl incitebilir?" "Kolayca." Bir sonra syleyecei szle o unu kazanacandan emin arkasna yasland. "Sizin sevgili Pi-ero'nuzun bana bir ocuk vere ceini umuyorum. Baba-Safiye Sultan F.5 66 ANN CHAMBERLIN ma vris olarak bir kk marsk erince nasl eleneceimi kimse tahmin edemez." iinden gele gele kahkahalarla glmeye bala d, tabii kapdakinden hemen malum reaksiyon geldi. Hala, ortada sakncal bir durum olm adn grp

tekrar dar ktnda ben de glmeye balamtm. Onun bu neesine katlmam karsnda Sof imden yalar gelene kadar glyordum. Kadehinin zerinden, yumruunu fkeyle skarak bana bak rdu. Glme krizimi durduran bu fkeli bak oldu. Tanrm, o endieyle kark, tepeden bakan ile gzeldi.. Artk bu kk oyunu kazandmdan neredeyse emin olmama ramen kendimi ciddi b hlike iinde hissediyordum. Kontrolm henz kaybetmemitim ama o sakncal glnlk devam e "Gelin Madonna, size bir ey gstermek istiyorum." Masadaki defterden bir sayfa aldm, kalemimi mrekkebe batrp yazdm: "Madonna, bunu okuyabilir misiniz?" Yazmamzn gvenli min olmak iin kapya eytan gibi bakt. Kalemi ald ve yazd. "Sanrm." Teknenin ve kalemin dan baka ses yoktu. Tekrar yazdm, "Madonna. Amcamn adam sizi hamile brakamaz. O bir h admdr." "Bu da ne demek?" diye yksek sesle sordu. Kahkaham zor tuttum ve onun bu cah illii karsnda bir efkatli baba gl taknmay daha doru buldum. "Bir hadm" diye yazd esi Fos-cari'lerin salonunda ark syleyen kastrato gibi bir adamdr. Yoksa Andrea Barb arigo ile ok megul olduunuzdan izleyemediniz mi? Bir hadm, erkeklik organlar kesilmi b ir adamdr ve iktidarszdr. Trkler arasnda, amcamn onu satn ald yerde, bu ok rastlan fiye Sultan 67 durumdur. Kadnlarn yanna koyacaklar klelerden emin olabilmek iin, orada ki kleleri..." Yazmay braktm, daha fazlas gerekmiyordu. Bu bir yaland. Piero zerine uy urduum yalanlardan rahatsz olmaya balamtm. Adamn ne aptalln, ne de iktidarszln ibi gl bir hadm pazarlarda bizler gibi denizcilerden ok daha fazla para ederdi. Tabii o pazara gelene kadar ameliyattan tr sa kalabilirse... Yani uzun lafn ksas, o da en a bizim kadar erkekti. Yine de kt zerindeki bu palavralarm ie yarad. Eer ben, Korfu'ya den bir geminin aptal ikinci kaptan, onun baarszlkla sonulanan zgrlk atann hikye bilebiliyorsam, Venedik sosyetesi kim bilir daha neler syleyecekti. Gen kz koltuund a aalanm bir ekilde sallanyordu. Yeniden kibarca glmsedim, ama gzlerini benden ka enli burnu srtlm grmekten neredeyse zlmtm. "Gitmeden arabnz bitirin. Kalp krk " Her bir damlay ayr ayr savuran azgn bir fkeyle kadehi yere vurdu ve odadan dar frl lasnn merakl sorularnn hibirine cevap vermeden gvertede kaybolup kamarasna gitti. Ark an kapy yavaa kapattm, oturup arabm bitirdim, ve onun o kck "sanrm"n seyreder Ardndan cinsiyetsizlikle ilgili bir yn ey yazdm o kck "Sanrm". Akm diye bala nin ayn. Hl yeleimin cebinde sakladm o not... Bu yazmay da katladm ve ayn yere ko ANN CHAMBERLIN (Safiye Sultan 69 Ertesi sabah ortalarda ne hala, ne de yeen vard. Yalnzca leden sonra rahibe deniz tutmasna kar bir para hava almak iin gverteye km un dileklerimi ilettim ve alayc olmamaya alarak, denizlerde bym birinin ona ne gibi b yardmda bulunabileceini sordum. O kadar rahatsz birinde grebileceimden ok daha byk bi innet ifadesi vard yznde. "Tanr sizden raz olsun sinyor," dedi, baka bir eyler daha ek emeye alt. "Dn kamaranzda yeenime ne sylediinizi bilmiyorum ama,

gerekten harikalar yarattnz. O andan bu yana deil dar kmak, yatanda dnmedi bile.. sta deildir." "Tanr'ya kr, hasta deil. Demirden bir midesi ve elik gibi barsaklar v nzca. Ne diyecektim? Boyun emi durumda. Evet, tam kelimeyi buldum. Boyun emi. En sonu nda boyun edi. Bunun Korfu'ya kadar devam etmesi iin Tanr'ya dua edeceim." VIII fIL 1562. Ocak aynn sonu. K semasnn altnda Dalmaya kylar olanca sadeliinde, kendisi g z granit kayalarn son nefesine kadar savunucular kknarlar... Ragusa'da hem frtnadan k orunmak, hem de yemeklik almak iin biraz mola vermitik, imdi frtna din-miti. Ve iki ya da gn iinde Korfu'ya ulaacaktk. Bu kadar olaysz bir seyir olmas inanlmazd. Yine d karn o Tanr'nm cezas Baffo'yla yaplan yolculuk, benim iin yeterince sinir bozucuydu. O nu tekrar grmtm tabii ki... Halasndan ykselen rtlere ve kokulara dayanamayp temiz ilmek iin kendini kamarasndan tekrar dar atmas bir gnden fazla srmemiti. Ama bir ek knede hep benim olduum yerlerin tersinde bir yerlerde dolamt. Ben aa bakan tarafta ba rla uraan adamlara yardm ederken, o gidip karay seyrediyordu. Ben getiimiz yerleri iar tlemek zere kara tarafna gittiimdeyse, aktaki gnbatmn ok daha ilgin buluyordu. Ben dolanrken, o pruvann en ucunda, Korfu'ya bir an nce kavumak istercesine ileriye uzan m oluyordu. Ve ben ileriye gelince, ktan geride braktmz kara parasna oralardan zor ibi dalgn bakyordu. Zavall Piero'dan ise bir vebal gibi kayordu ve o nl pembe gmlei a bitirmeyi dnmedii belliydi. Dostum Hseyin'le sohbet ettiini grmtm zaman zaman. n ni kskandrmaya altn dnmtm ve umurumda deilmi gibi davranmay yelemitim. So ona Mslman erkeklerle ilikiye giren gen Hristiyan kadnlar bekleyen tehlikelerden sz e bir not yazmalydm. Ona haremin karanlk duvarlarn anlatmalydm. Galiba bunda bana en fa la cazip gelen, onunla yeniden kamaramda ba baa kalabilme umuduydu, lo klar altnda, mo lar, yaldzlar arasnda ona tekrar bir kadeh arap ikram edebilmek... Neyse ki ben bu aptall ve ihaneti yapmadan, Hseyin bana kzn onunla niin ahbaplk ettiini anlatt. Hs am ve benim dnda onun gemide konuabilecei tek insand. Amcam, iiyle yeteri kadar younl bir ocukla zamann harcayamazd. Bana gelince, gz gze bile gelmek istemedii biriydim onu iin. 70 ANN CHAMBERLIN Sanyorum bu bar ve sessizlik iin kretmeliydim. Ama ok gentim affo'nun kznn babasnn kollarna gvenlik iinde kavumasyla, hayatta bir daha kar-la rek maceray skalayacak olann, sadece o olmayacan biliyordum, bu duygu da igdsel bir beni deli gibi ekiyordu. Hseyin'e hangi dnceyle duygularm atm bilemiyorum ama, "tam ." derken glmseyen aznda parldayan o altn diin ltsn hatrlyorum, "Ne dnyors Sama." "Tamam. Senin dediin gibi olsun. k deilsin." ',- Hseyin omzunu silkti. Sonra d ac bir bakla karanlk gecede denizi seyretmeye koyuldu. "Tamam," dedim, "kazandn, ama bu o kadar aleni mi?" "Senin duygularn senin iin ne kadar aleniyse o kadar.." Sust ya kalanm bir yaramaz ocuk gibi utandm. "Evet, onun benden ne kadar tiksindiini biliyoru m."

Dudaklarndaki alayc gl saklamaya alan Hseyin, "Bunu bilemem" dedi. "Ama eer yleys duygu sizin aknzda ikiz bir duygu..." "Sana bunu mu syledi?" Kskanlktan kudurmu gibi rmutum bunu, geminin benden uzak yerlerinde tadna varlan bir srdala nasl tahamml ede dim... "Yok, yok, gen dostum. Yalnzca havadan, Venedik'ten sz ettik biz. Ama sana b unu syleyebilirim, eminim bundan..." <*>afiye ultan 71 "Dostum" dedim glerek, elimi onun dncelerini de kovalarmasna salladm. "Sen, saygn hibir kadnn halk arasnda y bir lkeden geliyorsun. Kadnlarn dncelerini okuyamazsn, hibir deneyimin yok. Eer dik tmi olsaydn, onun geen hafta boyunca nasl benden uzaklarda, beni hie sayarak dolam ol u fark ederdin. Seninle bir kocaman altn iin bahse girerim ki, ben aa gitsem o kesinl ikle, hi nedensiz, igdsel olarak kara tarafna koar. " "Altnn senin olsun" dedi Hseyi minim ki sen haklsn. Sana vebal gibi davranyor." Onun bu aklamasndan memnun olmutum. kilerin rahatlkla yaylmasndan, ortalkta yalnzca erkeklerin olduu belliydi. Bu gece kam rasna erken gitmi olmalyd. Onu karanlkta kaybolmaya yz tutana kadar izleyen ben, bunda n emindim. Hibir ey sylemedim, Hseyin devam ediyordu. "Siz, arkada olmadan nce, birbir ine trnak gstererek tslayp pslayan kedi yavrular gibisiniz. Ben daha profesyonel bir y aklam tercih ederdim. Baba, kzn ticarette birtakm ayrcalklar karlnda veriyor. H e vicdana yararl bir ey... insann mr uzar..." "Eee tabii Hseyin, ticaret yaptn yerle ar karn var senin. Halep'te bir tane, Kontantinopolis'te bir tane, Venedik'te bir tane..." "Bana bunlar salayan peygambere krler olsun. Ama galiba iin aslnda yirmi kar ile olsa, senin u ackl, yaral romansn tercih ederdim." "Benden ne yapmam bekliyorsun H yin? Gidip kendimi Vali Baffo'ya sunaym m? Hizmetinizdeyim efendim, kznz o soylu Korfu luyla evlendirmeyin. 72 ANN CHAMBERLIN Benim gibi engel tanmaz, bir alkan damada sah ip olmaktansa niye bu adada saplanp kalyorsunuz? stelik de geleceim parlak, Venedikl i iyi bir aileden geliyorum, Tann'y inkr eden, ien, kfreden bir adamm ben, on ayn doku zunda uzaklara giden, kznz Venedik'te bir bana brakacak olan bir adam..." "Venedik, on n yaamak istedii yer." "Allah korusun... Onu, para ve zgrlk iinde Venedik'te tek bana kmak... Bu dnyada onu brakabileceim en son yer olur." "Doru, bu ok mantksz olurdu" ded . Herhalde gznn nnden haremin duvarlar gelip geiyordu. "Ya da bunun zdd? Ben, Giorgi iero, Venedik'te dkknmda hibir halt etmeden oturup paralarm sayacam ha? Ben denizle e yim." "Ve o berbat bir metrestir." "Hseyin, dostum. Sanyorum siz Araplar'n denizi b ir erkek olarak kabul etmesinden yana gnlm." "Seni gnn sonunda evine yollayan bir ef endi. Bir metres ok daha iyidir, seni kapnn nnde elinde terliklerin ve yreinde bin bir arzuyla bekler..." "Ne yapmalym Hseyin?" "istediim kadar iyi italyanca konuaym, uygun elbiseler giyeyim, ben asla bir Venedikli olamam. Siz kendi yarattnz denizin hayalin i seviyorsun. Belki baka hayaller de iinize gelir. Siz Venedikliler daima kafa yor up durursunuz 'ne yapmalym, ne yapmalym?' Sanki elinizde durumlar deitirebilecek g v i.. Hi de yok... Dostum, bu Allah'n ellerindedir, bizim gibi kk karncalarn yapabilece ek fazla bir ey

yoktur. Biz Mslmanlar onun iin, 'inallah' deriz, 'Allah'n dedii olur" deriz." Safiye S ultan 73 Bir ses, bizi felsefe dolu bu konumadan kopard. Solumuzdaki odun ynn oradan g elmiti. Biz sese doru dndmzde, uzaklaan bir ekil grdk. Bu patrtnn nedeni saten ildi. ,, "Bu neydi" diye sordum. ; : "Sormaya ihtiyacn m var dostum?" dedi Hseyin, "Tanrm, Baffo'nun kz. Acaba ne kadarn duydu?" "Her eyi" dedi Hseyin, kadere bak, derce ine anlaml bir glmseme vard yznde. Kzn kazand bu zafer yumruk gibi oturmutu midem sylediklerimi defalarca geirdim, ama hi kurtulu yoktu. Sadece bir kerecik benim yanm a gelmiti, ona olan akm itiraf etmemi dinlemek iin... iittiklerini inkr etmenin bir yo u yoktu. Kahkahalarn, oh olsunlarn, cephaneleini bir bir saymasn hayal etmek tahamml ydi. Gsz, salak bir itirafn kma-zndaydm. Dndke anlyordum, bu itirafn nedeni H k olduuma inanmyordum aslnda. O, her eye ramen bir ocuktu. Yaramaz, saf bir ocuk, aha ok fkeye, sevgiden daha ok tutkuya sahip bir ocuk.... Gerektiinde kuvvetle, acmasz a durumu kontrol altna alabileceime ikna etmeye alyordum kendimi, bunun gvencesini his edebilmek iin tm gece uratm.-Sabaha kar, gverteye arldmda uykusuzluktan yorgun un duyduklarn dnmekten hl kendimi alamyordum, aktan da daha tehlikeli bir durumdu bu ANN CHAMBERLIN ix ^KKAAT..." Bu ses beni ve amcam telala dar frlatmt. Ve etrafa bak az onu grdk. Gecenin karanlnda bir yldz sanarak zerinde durmadmz kt bu. afa yaknlktayd artk. Kapkara zeminde bir beyaz Malta ha. Aziz Jan'n Malta valyeleri. Ell rparak Tanrsal bir sevin gsterisi iinde olan rahibe, "Tanr'ya krler olsun," dedi. korsan olmasndan dm kopmutu." Bam sallaym ve cevap yerine kardm homurtudaki en t ki, "Herhalde dost insanlardr" diye devam etti, "Hristiyan bayra tayorlar." "Yine de bize yanap, ortal arayacaklardr," diye cevap verdim. "Ama neyi?" "Onlar Trk ararlar." e sallanan kapya bastm tekmeyi. > "O zaman sorun yok. O musibet Trkler'den kimse yo k bu gemide, yle deil mi?" Bana bakt. "Tabii ki yok" dedim abucak. "Ama bu bizi yaval atacak. Korfu'ya ulamamz iki gn daha gecikebilir." Krk dkk grntl ama azna kadar bize bordaladnda rahibe ve yeeni gvertede dizlerinin zerine km, ateli bir ekilde ard. Eer ben bir Sen Jan valyesi olsaydm bu manzara bana gerek olamayacak kadar dindar grnrd ve Trk kokusunu hemen alrdm. Ama herhalde yal kad(Safiye Sultan 75 nn takli tavrnn etkisinden olacak hzla geip gittiler. Ve yine herhalde sinyorinann salarnn al a-rltsyla bundan vazgetiler. Kaptanlarnn onun bukleleri arasnda parman gezdirdiini e ki ortalkta bulabilecekleri bir Trk yoktu. fkeyle yanyor-dum, ama bunun nedeni o d okunutan ok, kzn ona cevap veren baklar ve glmsemesiydi.

valyelerin kaptan zayf biriydi. Omzuna dklen kahverengi salar slak keten gibi yumua rnn zerine o geleneksel korumalarn da giymi olan mrettebat iinde bir ift tabancayla m olarak yalnzca o vard. Gs gse, ya da klla onun hakkndan kesinlikle gelebilird e zek, ne de kuvvet vermiti. Ama, muhtemelen alnt silahlarla talih ondan yana dnm gr ve nnde kurt karsndaki kuzular gibi diz kmemiz gerekiyordu. Tm bir sabah sren arat nra valyeler pheli bir ey bulamadlar ve tarafmzdan davet edildikleri akam yemeine m etle katldlar. Ah, arapla terbiyelenmi tuzlu domuz, kzarm elma ve biskvi hazrlam sndan yeermi suratyla daha bir dindar grnen rahibe ve saygn bir Hristiyan klndaki ahil olmak zere herkes sofrada yerini almt. Artk biraz rahatlayp Trkler'den arndrlm zin erefine kadeh kaldrabilirdim. Ayaklarm uzatp, arkama yaslanarak, bir gece nceki uy ku karan rk ruhun etkisinden kurtulabilirdim. Yemek ve ikiler mkemmeldi, gne scakt aze bir meltem vard esen. Gkyz mkemmel bir mavilikte, deniz parlatlm bir ayna misali ta... Bo direklerin arasnda evindeymi gibi dolanan martlar... Ama heyhat, bu rahatlk devam edemezdi. Ensemde 76 ANN CHAMBERLIN hissettiim bir tokat kadar etkileyici b aklarla arkama dndm ve onun gzlerini grdm, benim huzurumla delice bir kskanla tutu . Bu ihtirasl, kslm kahverengi gzler diyordu ki, imdi grrsn... Bu szleri yksek s duyuyordum.. Gz gze gelince baklarn evirdi, ama mesajn ulamas iin yeterli zaman g mle adil bir oyun oynamak ister gibiydi, gelen tehlikeyi sanki haber veriyordu. Ya bu nedenle, ya da kazanaca zaferden emin olmann verdii pervaszlkla hi ekinmemiti yapmaktan. Dikkatimi ektiinden emin olunca, Baffo'nun kz yerinden kalkp halasnn yanna tti. Buras tam da valyelerin sska kaptannn dirseinin dibiydi. Kz, "Sayn valye" diy vet Madonna?" Byle hitap edilmekten biraz mahcup olan adam pr dikkat bakyordu. Mado nna Baffo buz gibi souk ve beyaz grnyordu. Devam etti, "Sayn valye, neden Hristiyan g lerinde Trk aryorsunuz? Zaten hibir iyi Hristiyan onlarla ticaret yapmaz." "Syleyecek lerim sizin iin bir srpriz olacak herhalde bayan. Onlar fare gibidirler ve her gem ide bulunabilirler." Madonna Baffo akn ama eleniyormu gibi bir ifadeyle sordu. "Ne eit bir Hristiyan bunu yapabilir ki?" "Bir haini ilk bakta anlayabilmek ok kolay deildir Madonna. Ama size unu syleyebilirim. Sizin Venedikliler en berbat ibirlikilerdir. Is panyollar'dan da Franszlar'dan da daha beterdir onlar." "Buna inanamyorum." "Tanr ah idimdir ki doru sylyorum." , > "Ama niin?" Safiye Sultan 77 "nk onlar paray isa'dan d ok severler. Onlar biz Kuds' zapt ettiimizden bu yana Trkler'in tarafnda yer almlard e Kitap'ta sylendii gibi onlar, ileri lm ve fesatla dolu mermer mezarlara benzerler." "Ben buna inanamam, ben de bir Venedikli'yim." "Ama siz saf ve temizsiniz bayan . Dnya pisliklerinden habersizsiniz. Byle bir masumiyeti korumak bir erkee onur ver ir. Yaptm iten vn duyuyorum sizin karnzda." "Size bunun iin minnettarm, Meryem An er sizinle olsun."

Ona aptal rol yapyordu. Bu adamn karsnda gerekten de aptal rol yapmas gerekiyordu, a a eylerden bile sz etseler bunun yine de ok tehlikeli bir oyun olduunu biliyordum. Y avaa ayaa kalktm ve snmekte olan atein banda, domuzu stmaya alan aya doru y kmr tuttum. Salams bir havada, gizli bir dikkatle dinlemeye devam ettim. "Peki benim g ibi cahil biri byle biriyle karlatn nasl anlayabilir? imdi siz bana bu geminin temi u sylyorsunuz. Siz olmasanz ben bunu nasl bilebilirdim? Gemide Trkler olduunu sanabili rdim. Mesela, kaptanmz Sinyor Veniero'nun bir Trk dostu olmadndan nasl emin olabilirdi ?.. Geri kendisi zararsz biri, ama..." "Kaptan Veniero sizde bir kuku mu yaratyor Ma donna?" "Yok canm bu sadece benim sersemliim..." "Belki de deildir" dedi valye, ciddi bir biimde ilgilenmiti bu konuyla. "Asla kesin olarak bunu bilemezsiniz... Kaptan ne yapt?" 78 ANN CHAMBERLIN "Aslnda hibir ey. Ama ite u iriyar zenci kleleri... Onu anbul'dan aldklarn sylyorlar. Bir Trk, ve bir kfir o, eminim. Benim dm koparyor. B ile tylerim diken diken oluyor." Tam o srada bembeyaz tenini gstererek dantellerle ssl manetini bileine doru svad, sonra da sanki kazay-laymcasma o nefis kolunu ortaya i. "O zenciye bakmann bile dehet verici olduunu kabul ediyorum, evet. zellikle de si zin gibi ince zevkleri olan biri iin. Ama affnza snarak sylyorum ki Madonna, o bir ha ve bir kledir ayrca..." izin verilir verilmez yelken aabilmek iin direkler-deki iple ri gzden geiren Piero'yla gz gze geldik. Ona bir kutlama bak attm, dorusu stne d ordu. Elimdeki maay aktrmadan arkama gtrdm ve gvertedeki yerime yneldim. valye ikn onumasn srdryordu, "Ondan korkmanza gerekten gerek yok hanmefendi. Eminim ki kaptan aftiz ettirip bir de uygun Hristiyan ad vermitir. stelik de onu bu denizlere getirer ek zavall devin ruhunu arndryor." valyenin, Piero'nun kafasn uurmamas Baf-fo'nun k ygudan syrlr syrlmaz kendine yeni bir tatmin yolu aramann peine dt. "Kaptan Veniero nda hakllnz kabul ediyorum" dedi. "Sizin bu konulardaki deneyiminizin yannda benimkile in laf bile olmaz ve sizin deerlendirmenizi hi kukusuz kabul ediyorum." valyenin bu ka dar yalanmaktan ba dnmt. Saldrnn tam zamanyd. "Ama yine de... Onun yeeni gen Si kinci kaptan meselesi... Bir gece onun yapt garip bir konumaya kulak vermek durumund a kaldm da..." (Safiye Sultan 79 ; "Bu konumay kiminle yapyordu?" ,1 , v "Bay Battis ta ile, gemideki tccar." . ,; , .;, "Evet?" "Yalnz ona Enrico diye deil de, Hseyin d iye hitap ediyordu." "Hseyin?" "Evet, kulama yle geldi. Daha nce hi duymadm bir isim . Oysa onun vaftiz adnn Enrico olduunu hepimiz biliyoruz. Sizce bu tuhaf deil mi?" " Evet yle" dedi valye, yalnz kzn dolambal konumasndan tr kukulu gibiydi. "Ama o onna Baffo," dedim. Bunu arabuk ama beni gz ard edemeyecei bir tonda sylemitim "Tek bi kelime daha sylemeyin Madonna. Aksi takdirde hepimizin piman olaca bir ey yapmak zor unda kalacam."

valye, kz ve tm dierleri bana dnmlerdi. Elimdeki korla topun az arasnda ancak kl ralk vard ve top valyeye hedeflenmiti. Bu mesafeden yaplacak bir at gemiyi rahatlkla e blerdi. valyenin eli silahlarna gitti. "Onlar yere at" dedim. "Adamlarn da atsnlar.. " Sylediimi yaptlar. "imdi" diye devam ettim, "ok sessiz ve sakin bir ekilde, kendi ge minize gidin, demir aln ve bizim gvenlik iinde Korfu'ya gitmemize engel olmayn." Amc am yanma gelmiti. Bana fiziksel olarak engel olmaya kalkmamt, zaten bunun mmkn yokt ca baka asilerin tmn ikna edebilecek sert bir tonda konuuyordu. "Giorgio," dedi. "Ne yapmaya alyorsun? Btn bu Hristiyanlar'in hayatlarn tehlikeye atarak? stelik de basi k ve onun kuma dolu sandklar uruna..." 80 ANN CHAMBERLIN Sylemitim, amcam benim tm iht yalarm karlayan bir babayd, ama Hseyin de benim ruhsal ihtiyalarm salayand. "Evet yaparm bunu, ama bir de beri yanda Baffo Valisi'nin rezil kznn babasnn kollarna, Korfu ya gvenlik iinde teslim edilmesi ii de var. Ve Tanr'dan diliyorum ki, onunla evlenec ek kylnn iki baca da tahtadandr ve srtnda da koca bir kamburu vardr." Bunun zerine Baffo patlad, "Isa ak iin grrsn sen. Onlara dn gece duyduklarmn hepsini syleyece sen Veniero, beni durduramayacaksn." "Madonna Baffo, sizi uyarmtm." "Bay Battista il e drt kar almaktan bahsediyorlard. Bay Battista'nn Trkesinden sz ettiler. Sonra Bay ista o eytan tanrs adna yemin etti. 'Allah iin' dedi. O an geminin eytanlar tarafndan allandn hissettim." Ambarn zerinde, yumruklar sklm, gzlerinden alevler fkrtara tn bukleleri apkasnn kenarlarndan frlamt ve gs ihtirasla inip kalkyordu. Ciddi t elerin tam da ihtiyac olan kant olduunu dnemiyordum. Bu kza bir ders vermenin delice si iindeydim. Daha fazla dnmeden kpkrmz koru fitile dokundurdum. Ayn anda, belki de daha nce, kz srad, valyenin yerde duran silahlarndan birini kapt, sava l ata ilah ona frlatt. Adam ate etti. Bana nianlanm kurun nme geen amcamn gsne sapla ayaklarmn dibinde can ekiiyordu. Top byk bir grltyle patlad. Amcama bakarken kulakl ay unutmutum ve sesin iddetiySafiye ultan 81 le sarslarak birka saniye sersemledim. Ke ndime geldiimde, kadrgann delinen gvdesine oktan sular dolmaya balamt. valyeler hi betmediler. Silahlarn toplayp geminin kontroln ellerine aldlar. Dostum Hseyin'i balay tmakta olan geminin gvertesine frlattlar. Kollarmda lm olan amcamn cesedini de... iki miyi balayan ipleri kestiler ve yelkenlerini aarak olabilecek en byk hzla uzaklatlar. en zincire vurulmutum ve ambara hapsedilmitim. Daha sonradan rendim ki, beni bir son raki Venedik limannda cinayet ve isyandan yarglanmak zere sa brakmlard. Karadaki ike letleri ok daha gelimiti. Ama amcamn son szlerinin kulaklarmdaki yanklanmas benim ii byk ikenceden daha beterdi. "Kardeimin olu", demiti. "Ne yaptn? Denizlere alan son V o olacaksn. Ve bu da senin son yolculuun." X KARANLIINDA, gnlerin farkna varmadan geiy ordu zaman. Tek yakn akrabam olan amcam ve dostumuz Hseyin'i yitirmekten duyduum der in znt

denizinin dalgalarnda bouluyordum. Bir kk aralktan gece olduunu anlyordum ve o zaman yer ruhum gibi zifiri bir karanla brnyordu. ikinci gnd herhalde, byk bir frtnaya Acmaszca oradan oraya savruldu gemi ve ben gverte deliklerinden giren sularla pslaktm , tuzdan gzlerim krlemiti. Yine de valyeler beni krekilerin Safiye Sultan F.6 82 AN MBERLIN arasna koymad iin ansl saylrdm. O zavall adamlar hibir korunmalar olmaks yamurun, gnein altnda, ounun deitirecek bir ikinci gmlei bile olmazd. Karanl fa ar ve Venedik cam dolu sandklarla paylayordum. Feci ekilde deniz tutmutu beni. Gverte ksa bir yry, dalgalarla sakin bir btnleme, bir iki derin, taze havayla dolu nefes ben emen kendime getirirdi ama bunlardan yoksundum. Piero'nun bana getirdii yemek bir rezaletti. Zaten, zerinde yaadm kendi pisliim insanda itah brakmayacak boyutlardayd azab eken rahibe ve dierleri iin daha fazla merhamet duyuyordum artk. Sevdiklerimi ka ybetmenin derin acs ve Sofia Baffo'nun ihanetine kar duyduum fkeyse devam ediyordu. On un Foscari sarayndan kamasna engel olmakla ahmaklk etmitim. Eer enemi tutabilseydim bu lanet,Venierolar'in deil, Barbari-golar'n zerinde olacakt. Bu dncelerin iinde kendim cyp duruyordum. Esir dmtm, yapayalnzdm ve her kmldadmda canm yakan bileklerim imden baka birine acmama izin vermiyordu. Ka gn getiini bilemememe ramen Adriyatik'ten ayrlp, italyan izmesini aarak aa doru yol aldmz fark etmitim. Sallanmalarn say nn geri geldiini bile anlayabiliyordum. Demek ki gemimiz Korfu'ya gitmekten vazgemit i. Piero beni onaylad. "valyeler riske girmek istemiyorlar. " "Evet. Yaptklar, Korfu' da kolaylkla korsanlk olarak deerlendirilebilir." "Gen bayan..." "Onun bu kararla bi r ilgisi olduuna bahse girerim." Safiye Sultan 83 Karanlkta Piero'nun kara kafasn gre miyordum ama ban sallayarak beni onayladn biliyordum. "Venedik'e geri dnemese de, Mal en azndan bir sre iin ona daha uyar. Korfu'dan ve babasnn onun iin dnd beraberlik kle daha iyi bir durum tabii ki..." "Gen bayan..." Piero kibar bir anlatm bulmaya a lyordu. "...valyelerin ilgi merkezi." "Bana kar kibar olman gerekmiyor Piero." Bu gre e sadk klenin, sk sk -dorusu tam da hak ettiim gibi- aile byklerinin emrine uyarak, b enlik hatalar yapan beni dar karp krbalamasndan bile daha ar bir ekilde cezalan hissediyordum... Ondan nasl merhamet dilendiimi hatrladm ve onun da benden nasl iyi k alplilikle, acyarak merhametini esirgemediini... Ne yazk ki imdi elinden bir ey gelmi yordu. "yledir," dedim. "O krmz suratl, sska kaptan ona dknln yeteri kadar ifade Tepemde birka defa flt eliinde dans edildiini fark ettim. Bir kadnn yumuack admlar grltlerini duydum..." "valyelerin kaptannn ge svdn de ben duydum" dedi Piero. " stladktan sonra kutsal dualardan vazgeti galiba." "Demek Malta'ya gidiyoruz. valyele rin yurduna. Malta, Kuzey Afrika'daki Mslman tehdidine kar byk bir savunma hatt." Bunl rla acaba Piero'yu mu rahatlatmaya alyordum, kendimi mi? Aslnda kendimi asla rahatlat amyor-dum. 84

ANN CHAMBERLIN Denizde geen aa yukar bir haftann sonunda gemi, frtnada kaybettii mes kazanmaya alyordu. Birden gvertedeki allm etkinlik hzlanverdi. "Dikkaat, iskeled mesaj drt bir yanda tekrarland.. Krekiler annda hzlandlar. Gemi sancaa doru hzla g u. "Tanrm, Tanrm, tam tane.." Tepedeki bir valyenin bamsyd bu. "Mahvolduk." "Korsa kler! Korsanlar!" Bar yanklanyordu. "Sen Jan ve sa adna silah bana..." Zincirlerimi ayp, olan biteni grebileceim bir delik aradm ama faydaszd. Anladm kadaryla takip kiler gibi byk deildi ve bu yzden de uzaktan grlemiyorlard. Bu zellik onlara adalarn da kolaylkla, ylan gibi kayma imknn veriyordu. Birden dmann tepesine biniveriyorlard ar gemiye arptklarnda ok ge oluyordu. Koca gemilere abucak ulaveriyorlard. Ksacas ler, Venedik usul ayakta, ne kadar hzla aslsalar da kreklerine, ok ksa bir srede ate ziline girecektik. valyeler ilk topu patlattlar, ama o kck Trk gemileri ok daha fazl aha sahipti. Seslerden bize be at yaptklarn anladm. Tek silahmz geminin ancak nn tiyordu. Katmz iin orada da zaten kimse yoktu. Rzgrn nnde kayarcasna giden gemile , ksa bir sre iinde gemiyi igal etmilerdi. valyeler eitsizlie ramen cesurca uzun bi ve cesaretleri yznden kadrgamz pek ok kez top ateine tutuldu. Her isabette ambarn tah alar sonbahar yapra gibi titriyordu ve ben bunun dayanabileceimiz sonuncu vuru olduunu dnyordum. Batm gemi enkazlaryla ilgili duymu olduum tm hikSafiye Sultan 85 yeler lar misali aklma geliyordu. Zincirlere vurulmu adamlarn aresiz, korkun bir ekilde nasl dkleri gzlerimin nnden geiyordu. Benim gibi ambara ya da kreklerine zincirlenmiler... ir de boulmaktan kurtulabilmek uruna, kol ve bacaklarn prangalardan parampara ederek k rmaya alanlar... Bunlar ya gemi enkaznn paralarnda lme mahkm oluyordu, ya da dier gibi kpekbalklar tarafndan paralanyordu. Onlarla kyaslannca boularak lmek galiba da di. En dayanlmaz ey, iinde bulunduum aresizlikti. Elimde bir silah olsayd bu kadere bu denli aldrmazdm. Savarken bir top ateiyle denize frlatlmak bile daha iyiydi. Hi olma , zaten kapkara bir yar lmn iinde olan bedenim ve ruhum bir ie yaram olacakt. Yine d rteden gelen bir sesle yreim bir para ferahlad. Bu, kat kalpli grnm olan kadnlarn Silahszdlar ama katliamn tm boyutlarn yayorlard. Ve bu lklardan yukarda olup bi e ekillendirebiliyordum. Bir baka top gemimizi sarsarken yle dndm. "En azndan Baf-fo kznn da tutkularnn cezasn ektiini bilerek derinlere gideceim." imdi kimbilir Korfu lu sahillerine nasl da gpta ediyordu... Sava leden sonraya kadar devam etti. Alk ve i t aklm karmakark etmiti,'sersem gibiydim. Birden bir glleyle, ambarn kesinde tam da tepemde bir delik ald. Batmakta olan gnei ve bir de bize saldran gemilerden birinin pr uva direini grdm. Hzl ve hafifti, yelkenlerini sava iin toplamt ama bayraklar, dv inde iddetle sallanyordu. Bu gemi daireler izerek yaklayor, yaklayordu. Daha nce kuk le olsa bu bayraklar saldrgann milliyeti86 ANN CHAMBERLIN ni aklyordu. zerinde beyaz b ir yldz ve agzllkle onu yemeye alan bir hilal olan Osmanllar'n kzl bayrayla is

Akam olduunda bize bordalamlard ve meale nda gs gse sava devam ediyordu. On ni seslerden ve kokulardan anlyordum imdi: Ykselen sava naralar, yaralananlarn lkla lerinde ezilen dvlerin bartlar, ayak sesleri, kl akrtlar, hepsi de patlayan b ir kkrt kokusuyla kaplyd. Sonra, ana direin nnde son bir duru yaparm-asna valye Gm tabancalarnn barutu bitmiti ve on yanda bir ocuun aresizlii iindeydi. "Teslim iye bard. Trkler anlamam gibi yaptlar ve onu dikildii yerde vahice am kllaryla ilginin ardndan ortala hkim olan sessizlik bir sre daha devam etti. Gemi zerindeki ar n ve ald yaralardan batacak gibiydi. Trkler ganimetlerini topluyorlard. Bunu, gemiye atlayp, mal kapp gidenlerin hzl ayak seslerinden anlyordum. Daha sonra, ambar gzden g eye karar verdiler. ieriye sarkttklar mealenin ndan gzlerim krlemiti. Mealeyi i grmyordu ki, seslendi: "Sana sylyorum gen dostum, orada msn?" Szler Venedike'ydi, l bir Venedike... Yar baygn da olsam bunu tanmamam olanakszd. "Hseyin! ihtiyar adam! Allah'n belas yerde ne iin var? " afiye Sultan 87 XI Q?U1 U KARI ALINIP temizlenmitim , elbiselerim deitirilmi, nme scak bir yemek konulmutu. Trkler domuzu haram kabul ett eri iin tuzlanm etleri denize atm ve bunun yerine geminin kmesindeki tavuklardan kesmi erdi. Tabii ki arap da yoktu. Btn flar suyun dibini boylamt, bizim yerimize geminin uyundaki balklar iiyordu onlar. Tahmin ettiimden daha ksa bir srede kendime gelmitim. i beklenmedik bir ztlklar yumanda yaamtm son birka gn iinde. Dostumla ba baa ve karlatran gksel mucizeyi konuuyorduk. "Seninle bir daha ancak br dnyada buluabileum," dedim. "Tanr akna nasl oldu da sa kalabildin, anlatsana." "Allah'a krler olsun, mminler kadrgay batmadan nce grdler. Onlardan biri olduumu anlaynca da beni hemen kur dlar ve derhal intikam almaya karar verdiler. O byk frtnada italya civarnda bir kk k ve sizi kaybettik. Dn tekrar bulduk, gerisini zaten biliyorsun." Onu son grdmden bu y ana dostum olduka deimiti. Uzun Venedik tarz .elbiseler iindeki adam gitmiti. znde b rdum ayn insand ama, deien kyafetleriyle birlikte farkl bir karaktere de brnm gibiy u lacivert kadifeler iinde biraz daha yumuak grnyordu. Bu ince ve efkatli hal bakalar belki bir para kadnms bile gelebilirdi, oysa ben bunu sade, doal ve neredeyse kutsal bulmutum. Bu renk, saka-lndaki grilii daha bir vurgulamt ve onu hatrladmANN CHAMBER fiye Sultan . 89 dan daha yal yapmt sanki. Titizce sarlm sar, byk ve yce bir bi 'in genel havasna. Karnna dolad geni iekli ipekten kuak da onu iriletirmi gibiydi. , muhtemelen henz scak olan, iki gm tabancayla doygun bir burjuvay andryordu ve bu da ni rahatlatyordu. Brenta Nehri kenarnda, orkideler arasnda onu ilk tandm an hatrlad da birleen kaln kalar ve onlarn altnda nazik ve neeli prltlar saan iki kahverengi g si kesilmi bir sakal, geni, hafif kemerli bir

burun...Ve her kahkahasnda ortaya kan, bir ocuun kolay kolay unutamayaca altn di... a gneinin altnda ne gzel bir yaz gnyd. Tanr tanmaz dost olacamz ikimiz de his ocukluunda rendii arklar sylemiti, szlerini anlamadm arklar... Ama bunlar derhal dadmn elini brakp onunkini tutmutum. imdi gece olmasna karn ve Brentan'daki klar borlar karlnda oktan elden karld halde; bir eit altnc hissin peinde, i ann beni tekrar aydnlatyordu sanki. Bu duyguyla anladm ki, Hseyin'de en sevdiim uriyeli ksmyd. Venedikli adam benim dilimi konuuyordu, ama o klk iinde ona tam olarak enemiyordum, belki kendisi bile tam olarak gven emiyordu. Sanyorum benzer bir dnce on da da vard bu gece. Onu savunmak iin hayatm tehlikeye attmdan tr teekkr eden sesi gsteriyordu. Aslnda szleri biraz fazla resmi ve atafatlyd, ama zaten insan, ruhunun ze ine bir pul gibi yapp kalm bir borlanma duygusu iindeyken daha baka nasl -L minnetin de edebilirdi... Yine de ayn duygular paylatmz ses tonundan hissedebiliyordum. Belki ski arklar bile gizlenmiti kelimelerin arasna. "Bir ey deil dostum," dedim ve devam et tim. "Sen de benim iin ayn eyi yapardn." "Hayr," dedi Hseyin. "Yapacam syleyemem. G en bahsetmek gerekirse, senin akln yitirmi olduunu dnmtm, inanlmaz bir aptallk. P ln nedeni neydi?" "O kadrgay batrmasaydm, valyeler hi dnmeden senin kafan patla i iine koyacaklar tabutlar da hazrd." "Allah'n dedii olur. Biz buna inanrz. Fakat t e ramen sen bile, sen bile bunu hissedebilirdin iinde. Ama diyorum ya, tamamen akln bandan gitmiti. Evet, neydi o halin?... Korsanlara elindeki maaya sktrlm bir kor ydan okuyu... Yine de iin dorusu, Allah'tan daima senin gibi bir savunucum olmasn dil erim." "in dorusu Hseyin", dedim, "ruhumda arln tadm tek vebal seninki deil. . Bundan sonra tm yaantm Tanr'ya dua ile geireceim ve kendimi asla affetmeyeceim." "B llah'n emriydi" diyerek Hseyin beni rahatlatt. "Kendini sulamamalsn. Beni gemiye ald lyeler zaten onu ldreceklerdi." Bir sre, amcamn iyiliini andk ve ondan sz ettik. Sonra resiz bir ekilde, "O kz benim aklm bamdan ald" diye bardm. Hseyin beni dnceli b , ban sallayarak onaylad. "Pekl syle bakalm, ambarda geirdiin bir haftann ardndan ler hissediyorsun? imdi daha bir saduyuyla dnebiliyor musun?" 90 ANN CHAMBERLIN 91 Ve recek cevabm yoktu. "Sormamn nedeni", dedi Hseyin. "Bizim komutan ganimetin paylatrlma s konusunda sabrszlanyor." "Ganimet?" "Tabii ki... Kleler, altnlar, mcevherler ve die ri. Baya iyi bir mal kaldrdk bu kadrgadan." "Bizi de ganimet olarak grdnz m syle n?" "Dostum, bu adil bir dvt, itiraf etmelisin ve biz de kazanan taraf olduk." "Faka t... Venedik Cumhuriyeti sizinle dosttur, anlama da imzalanmt." !'? " valyelere de dos tsunuz..." H "Onlar bizim dindamzdr."

"Bir klcn prlts ardna dm olanlar, imdi ya da sonra, daima bu inileri de gze al , suratn asp durma. Tabii ki sen serbest kalacaksn. Onlarla konutum ve senin benim ma nevi olum olduunu syledim. Sen Jan valyeleri tarafndan ambara tklan bir adamn asla t edildii oranda bir zndk olamayacana karar verdi komutanmz. Mallarm bana geri verdil u da ok iyi. Gerisi de, bizim kendi korsanlk kurallarmz iinde paylatrlacak, peygamber endimizin de neredeyse bin yl nce belirttii gibi. Bu konuya benim asla bir itirazm sz konusu olamaz." "Buna insanlar da dahil mi?" "Gayet tabii dahil. Gemilerimizde krekiye ihtiya var, ehirlerimizde de klelere... Bu adil bir durum dostum." "Adil!" "O zaman, buna Allah'n istei diyelim ve olduu gibi kabul edelim," dedi Hseyin. "Krekiler inizin ara1 Safiye Sultan > snda be Mslman tespit ettik ve onlara zgrlkleri geri veril i, imdi yenileri gerekli." xn HAYDi... Sana kar ok hain davrandm belki de, ama ilerin asl gittiini ancak byle anlayabilirdin. Komutanmz iyi kalpli bir adamdr ve u seenekle sunuyor sana: imdi doruca Korfu'ya yelken aabiliriz ve valiyle fidye karl anlaabilir a da, benim hayatm kurtarm olduun iin, komutan kz sana verecek ve Tripoli'ye varr va serbest braklacaksnz. Bu adaletten de daha fazla. Bu byk bir cmertlik. Ve dostum o kz dn gnlnce karman dilerim." Sessizce, Hseyin'in varlnn bende yaratm olduu, o k nu aryordum, ama sonuta o da bir inanszd. "Kararsz grnyorsun dostum. Gel, seni kza ve komutann yce yrekli nerilerini daha sonra deerlendirelim." Hseyin beni gverte boyun a gtrrken, bir Trk'n zerinde pembe ipei, bir bakasnn kulanda da gzya damlas Bana neden bu kadar aina geldiklerini biliyordum. Kadn mahpuslar: Madonna Baffo, h alas ve iki hizmetiye kamaralarnda kalma izni verilmiti ama tm eyalarna el konulmutu. ti bize kapy atnda, rahibeyi sknt iinde, ac ekerken bulduk, iki hizmeti hava al alnna souk kompres yapyor-lardu. Darmadank, krpk, solgun salar yolunmu 92 ANN CHAM z ty gibi diken dikendi ve bu hal, onu rlplak grmekten daha mstehcendi sanki. Hemen dndm, yeeninin odada olmadn fark ettimse de nedenini sormadm. Bunu, kapdaki nbetiy r tonda, Trke olarak Hseyin sordu. Adamn cevab da ayn ekilde heyecanlyd. Ne dediini meme karn aresizliini anlatp, merhamet iin yalvardn anlayabilmitim. Elinden geleni i iin abalamt, kabaca kzn gittii yn iaret etti. Biz kadrgada o yne aceleyle gide fasn sallad ve kumandann fkesiyle, Venedikli kzlarn salaklklar stne bir eyler mr ltndaki kafann endieleri beni de sarmt. Baffo'nun kz bir tutuklu ve hatta bir kleydi hvetli Trkler de kimbilir ka zamandr haremlerinden uzakta, denizlerdeydiler. Onlarn, o gzel yz, gen ve narin vcudu grmezden gelmelerini nasl umabilirdim? Kendimi neden iy duygularn sakinliine bu denli kaptrmtm? Ambarda geen gnler benim ylesine aklm kar iyi bir yemek ve temizlikten baka bir eye yer kalmamt. Ben rahatmn peindeyken, birtak etliler onu, lk ve rpnmalarnn kulamza ulaamayaca, yan tarafmzda seyreden o k atm olmalyd. Biz kadrgann iskele tarafna geip, bitiiktekine atlarken, o lklar s ere dnmt herhalde. Ya da bunlar, tatmin olmu vahi

adamlarn sesleriydi. Belki de o oktan ac, utan ve keder iinde lp gitmiti... Trk gemi ilk grdm ey yreimi azma getiren byk, siyah ekildi, ikinci bir bakla onun Piero olmutum. Elindeki derisini parlatan Safiye Sultan 93 mealeyle bir kmr ynna benziyordu erlere kapaklanm vcutlar arasnda temkinli admlarla yryordu. Bunlar savata yaralanm d: Kolundan, bacandan yaralanmlar, yz bir kl darbesiyle paralanmlar ya da patlaya anm olanlar... ki tarafn da adamlaryd bunlar ve pek ou geceyi karamayacakt... Gn ediim savan sonular dehet vericiydi. Bu insan mezbahasnda, Piero'yu izleyen soluk alt enginde, ince uzun biri vard. Tm mcevherleri kartlmt, ama bana her zamankinden daha grnyordu. Venedik mavisi giysileriyle uzanp kalm birinin baucunda diz kt, gsnn dedi ki, "Bu adam lm." Glge gibi iki denizci gelip, abucak cesedi kaldrarak denize att Daha sonra onun bir Trk'n nnde eildiini grdm. Adamn yarasna bakt ve kovay istedi n yaralar ykamak iin kulland arapla doluydu. Ambar pamuklu ve ynl kumalarla ykl o na bir metre bile verilmemiti. Sarg gerektiinde onun kalalarn artk ancak rtebilen gm yrttn grdm. Bezi hazrladnda, yaral adama doru tekrar eildi, adam korku iinde o etti. Tekrar denedi, yattrc szler sylyordu, bu kez asker ylesine bir dehetle kama ki yarasndan kanlar fkrd. Sanyorum lmcl yaralarndan ok kzn efsunlu bakclnda na yle bir baktktan sonra ayaa kalkp adam takdis etti. "Allah'n belas aptal Trk," de unu yle karmakark bir ruh halinin sesiyle sylemiti ki, adam asla manasn bilemezdi. "O durdurmalsn", dedi Hseyin bana. "Komutan gelmeden nce." 94 ANN CHAMBERLIN Ama artk ok geti. O, oktan kadrgann kenarnda belirmiti bile. Gl grnl bir adamd; enesinin nca gibi sarkan simsiyah, kaln byklar vard. Yznn dier yerleri tralyd. Yine de ya ra olmaya vakit bulamadndan, ya da sakalnn azgnca bymesinden (bence bu yzdendi) sur yu bir glge vard. Kollar ve gs de kl iindeydi. Elleri gsnde kavuturulmu, gverte ve ylesine bir kkredi ki, sanki gc yelkenleri dolduracak gibiydi. Hseyin bu fkeye, "Mu hterem efendimiz, saygdeer efendimiz..." gibi kelimelerle balayan cmlelerle cevap ve rdi. Bylesi bir iddetin nnde hibir alakgnllln yol alabileceine aklm yatmad h lenen bu itaatkr eilmeler, dostumu yenilgiden kurtard. Komutan, byklarnn arasndan top ei gibi kan birtakm sert szler syledi sonunda. Ama Hseyin bana dndnde, yzndeki k siydi. Hemen ardndan, iriyar iki Trk'n gelip Madonna Baffo'yu derdest ettiklerini ha yretle grdm. Kz, onlarla ateli bir ekilde mcadele ediyordu, lm askerlerin yerine yen nin geleceini dndm bir an, ama adamlar ok glyd, kfr ve tekmelerine ramen Madonna kadrgadaki kamaraya gtrdler. Odann kapsna daha sert ve hain bir nbeti yerletirild de ylesine bir bak vard ki, eminim onlar kaybetmemek iin elinden geleni yapacakt. Kap tarafnda Baffo'nun kz, lklarla belalar okuyordu, eer gece prl prl olmasa Tanr'n gk grltleriyle ineceini dnebilirdim. Yine de sesler yeterince rktcyd, Hseyin'i

Safiye (Sultan 95 iyi bir kk aralk iin bile kandrmas baya zaman ald. Sanyorum dos dnerek syledikleri adam ikna etmiti. Bana daha sonra, "Onun senin kz kardein olduunu s edim" dedi. Madonna Baffo bizi grnce yere kapakland, nefret ve hainlik ithamyla dolu bir sessizlik iindeydi, bu da nbetinin bizi yalnz brakmasna yardmc oldu. Dar k litledi. Hseyin ve ben kapnn yanndaki bo bir sandn zerine oturduk. Odann dibinde, r n yatanda da drt kadn... Madonna Baffo halasnn elini eline alm, onu rahatlatc szle Bana btn bunlar rolm gibi geldi. Ona gre bir kadnn sinir bozukluu ya da arpnt gib ar; kl ya da barutla yaralanm erkeklerin hastalnn yannda hibir eydi. Bu eliki gznde kadn yaamlarnn anlam olmadn dndrd. Ona gre kadnlar yumuak ve zayft etkilemiti ki, onu pislik ve kan arasnda, yrtk prtk giysiler iinde, sa ba bir yand rla urarken ok gzel bulmu olmama ramen imdi gzme tiksindirici geliyordu. Kadnlar h megul gibiydiler, Hseyin ve ben ellerimize bakarak oturuyorduk. Fsltyla dedim ki, "H aydi dostum, kalk gidelim." Hseyin, kapyla kadnlar arasnda bir yerde durup, "Onu almy or musun?" diye sordu. "Beni imdiye kadar tanm olman gerekir Hseyin" dedim. "Bir kadn u ekilde alamam, bir kle olarak, ganimet gibi, siz Trkler'in yapt gibi. Eer onu istiyo sam, alacaksam onu kazanmalym, ruhunu da bedenini de... Hak etmeliyim." 96 ANN CHA MBERLIN "Tanr sana bir daha byle bir ksmeti nasip etmeyebilir." "Brak bu Tanr'yla ben im aramda kalsn," dedim. lme kadar bile gidebilecek bir yolda yryen adam gibiydim. Hse yin, "Nasl diyorsan," dedi. "Ama dorusu siz Venedikli erkeklerin hayat on kat daha zorlatrmasn da bir trl anlamyorum. unu da eklemeliyim, ileri komutan iin de zorlat Oh, evet," dedim bir para alayc bir biimde. "imdi komutann, onun sunaca zevklerden tek bana yararlanabilir." "Dostum," dedi Hseyin, sesi incinmi gibiydi. "O, kz sana vermek istedi. Sorumluluktan kurtulmak istiyordu. Bu kzla baa kmann ok zor olacan biliyordu "Komutannn ehveti tepeye vurmutur imdi herhalde." "Komutan aalyorsun Veniero, ben b n veremem. Ulu Ali Saltanat donanmasndandr ve Kaptan Paa'dr. Bu denizlerde harem tesl im edilecek kadar drst olmasyla tannmtr. Kadn esirlerine kz kardei gibi davranr." indeki itenlie gvenmem gerekiyordu, iimdeki baz acl eyleri de dkmem... "Yine de onla emde gibi kilitli tutacak." "Onlarn kendi gvenlikleri iin..." "Madonna Baffo yaralla rla urayordu, oynamyordu..." "Pek ok kii bu ile grevli zaten. Onun yannda ilerini r. Erkek hastalara erkek bakclar gerekir. Kadnlar kendi rahatlarna bakmaldrlar." "Ama yaral adamlarn arasnda ona ne zarar gelebilirdi ki?" ,,, Safiye Sultan r 97 "Bunu b iz de, Allah bilebilir." "Ama adamlarn ou Hristiyan'd ve onun Hristiyanlar'dan ekinm gerektirecek hibir ey yok." "Gerekten mi?" dedi Hseyin, "Bizim Malta -valyeleri'yle v e dier Hallar'la olan deneyimlerimiz daha farkl. Mesela, Cezayir'deki kadnlarmz una i mlardr ki, iblis Hristiyanlar'n merhametine

snmak-tansa, kocalarnn klcna gsn dayamak daha evladr. Hayr, dostum. Eer komuta ametinden yararlanmayacaksan, o zaman onun kurallarn tartmak da sana dmez." "Kumandann Korfu'ya gitmemizi syle o zaman" dedim. "Brakalm byle olsun..." XIII rKl GN BOYUNCA, ufukta Korfu adasn seyrederek oturduk durduk. Diree ektii beyaz bayrakla Trk kumandan , elindeki rehineler iin pazarlk yapmaya alt. Ne denli yumuak neri yolladysa da bu a eri gelmedi. Cevab, meydanda idam edilenleri gzlerimizle grme-sine biliyorduk: Allah s enin belan versin Trk. Senin tanrtanmazlna tek bir altn bile demeyiz biz, geber..." in kz gururlu ve inat bir teslimiyet iinde olan biteni izliyordu. nc gn, Korfu lima gemiler, sanyorum ki zaten tamam drtt, aceleci bir fke iinde bize doru harekete geti . "Vali bir aptal," dedi Hseyin, "stelik de bir barbar. Ne eit bir adam z kz ve kz ka nin iinde olduu bir gemiye saldrr? " Safiye Sultan F.7 98 ANN CHAMBERLIN Safiye Sult an 99 Ulu Ali, Hseyin'e gre, yeteri kadar merhamet gstermiti. Gemilerimizi geri dndrd anlamsz bir savata hayat kaybetmektense uzaklamay tercih etti. Byk kadrga bizi yaval rdu. Gvdesindeki delikler, tm tamirata karn su alyordu. Ama Trkler buna kar hazrlk Bizi ve ganimetlerini br gemilere geiriverdiler. Bana bir baka seenek daha sunulmutu: Kadrgada kalp vatanma dnmek ya da Trkler'le kalmak... Amcamn lmnden sonra hibir yak m kalmamt ve italya'da bir geleceim olaca da pheliydi. Hseyin benim en iyi dostumdu, yine de Ve-nedik'i bir daha grememe olasl vard. Madonna Baf-fo da bunu duymu olmalyd rini bana dikti, sanki unlar demek istiyordu: "Sen bir korkaksn Veniero. Umarm babam seni bir hain olduun iin para para keser." Kaderim bir ift gzle mhrlenmiti. Trk ge n merdivenleri trmandm ve bu hareketle Venedik limanna "elveda" dedim. Korfulu gemi ler zerimize saldrmaya balaynca, Trkler kadrgann iplerini kestiler. Vali Baffo ona yan ele geirmeye alrken biz de uygun bir rzgarn koynunda seyretmeye baladk, gn batarken de, her trl tehditten uzak ilerliyorduk. "imdi nereye gidiyoruz dostum?" diye sordu m Hseyin'e. "Konstantinopolis'e," diye cevap verdi Hseyin -krdayan bir glle. Dilinden szler saf bal gibi dklyordu, tek bana yenemeyecek kadar kuvvetli ama dayanlmaz... Bun an iki gn sonra, rahibe bu dnyann kahrndan kurtulup Tanrsna kavutu. Bir hafta onra da r salgn hastalktan tr hizmetilerden biri. Bu ateli hastalk birka yaral askerle birl zim ihtiyar zenci Piero'nun da sonu oldu. Daha nce de denizde lmler grmtm ve buna daya may baardm. Hseyin'le geirdiim her an ok daha houma gitmeye balamt. Anlatt hik yama uyan yeni numaralaryd ve ben henz ocukluktakilerin bysnden bile kurtulamamken reden bulup aktardn anlayamyordum. Bu arada onun dilini de renmeye alyordum. Doru dili deildi tam olarak. Anadili Arapa'yd, ama u anda islam dnyasnn politikas Trke'y eyin benim bu gayretimi anlyordu. Daha nceden, amcamla dolatm zamanlardan "Selam" keli mesini ve pazarlk etmesini renmitim. Ama imdi bu iin bir milletle dalga geen deyimlerd n daha fazla bir ey olduunu anlyordum. Kesinlikle apayr bir dildi, Venedik dilinden ne bir eksii, ne de bir fazlas vard. Ve daha da nemlisi, daha nce hi hayal etmediim bi dnyay ifade ediyordu. Eskiden

birka kez Antakya ve Konstantinopolis'e gitmitim, oradaki yaam bana kukla tiyatrosu gibi grnmt, seyirciler gittikten sonra hibir gereklii kalmayan bir gsteri... imdi ki byle deildi. Yalnzca bir gerek deil, ayn zamanda bir derinlik ve hayat vard. steli u yle bir hayatt ki, benim geride braktmla ilgili kukularm oalyordu. Gvertede otu den sz eden gemiciler dier gemiciler gibiydi ve ben hayata bakmn ikiye katlandn his dum. Yrekten bir kahkaha atarak bu konumalara dahil olmaya alyordum. Ama beni kabullen melerinin ardnda yatann, bir dalgacyla muhabbet deil de yeni bir yanda edinme olduunu daha sonra anladm. Yarm d100 ANN CHAMBERLIN zine ya da daha fazla memleketlim Trk ge milerinde krek ekerek lmenin cazip bir son olmadna karar vererek islam'a gemilerdi. O r bu dnmelerinden tr sulayamyordum. Bunu nasl yapabilirdim, on on be kelimelik bir a fark buna yetmiyordu. Ve sonunda grdm, aslnda bizim tmyle ayr bir topluluk oldu-umu dece bir ey eksik geliyordu bana. Bu Mslmanlar, bilindii gibi asla kadnlardan sz etmiy orlard. Bu konuda gayet tutucuydular, bu onlarn dininin bir gereiydi. Suriyeli Hseyi n bile, Santa Lucia'da sohbet ettiim Venedikli Enrico'dan farklyd, ilerinden biri Ce zayir'de bir kerhaneden sz etmeye kalknca, onun sert bir bakyla konu yok olup gidiyord ve ondan itibaren bir gemi dolusu kei olup kyorduk. Madonna Baffo ve ona elik etmek i n braklan kadn ayr bir yerde, gvenlik iindeydiler. Ama bu bile yetmemi olacakt ki, ka as olmayan kk geminin dibinde bir faalivet balatld. Krk sandk paralarndan ve eski lerinden bir odack yapld. Bylelikle haklarnda tek kelime bile edilmeyen kadnlar, gz n de yok oldular. Dierleri iin bu katlanlabilirdi, ama benim iin asla... Bir gn, gemin in bu kesinden geerken rastladm nbeti beni hareketlendirdi. Benim Madonna Baf-fo'nun dei olduumu zanneden adamd bu. Yaklap, yukar kaldrlm perdeye bir gz attm. Valinin bir eyler istemeye alyordu, ama amacna ulaamyordu.. Kza glmsemeyi daha ok arzu et ecburen nbetiye glmsyordum. Sordum. "Nedir problem?" Madonna Baffo, inanlmaz souklukta bir sesle ceW. Safiye Sultan 101 vap verdi, "Sadece bizi nereye gtrdklerini renmek is temitim." "Konstantinopolis" dedim, yi haberlerle doluydum. ; "Konstantinopolis ha ? Anlyorum, teekkrler Sinyor Veniero" dedi ve rty kapatt. Konumay becerebildiim kad tiye aktardm. Bayla anladn ifade etti. "Kadnlarn basitlii" diye tercme edilebilec un ne kolay anlatldna ikimiz de gldk. Daha sonra konunun kapandn dndm ve derind im. Bu iki kadn, bir haftadan daha fazladr gelecekleri hakknda hibir bilgileri olmad an aresiz ve yapayalnz duruyorlard. Kim bilir ne korkun eyler tretmilerdi hayallerinde imdi gerei biliyorlard ve ileri daha da sklabilirdi. Madonna Baffo babasnn gemileri gvenli limann gzleriyle grmt, ama byk bir hayal krklna uramt. Eer Korfu diyse, herhalde barbarlarn ve inanszlarn ehri Konstantinopolis dnyann sonu saylabilir Belki de onun yanna gidip yreini ferahlatmaliym diye dndm. Ona, bu kentin Hristiyan da bir ei daha olmayan byklkte, Venedik'ten bile daha zengin ve dzenli olduunu anlatma lydm. Ama gerek yaamnda asla gremeyecei peri masallar olurdu bunlar. Erkekler iin ge ve madenler varsa, kadnlar iin de geriye kalan haremde klelikti. O kk ksa konumaya k r kafamn gerisine atmay baarabildiini ac geri gelmiti. Ve gerekten de derinden vuran b r aryd bu.

stelik bunu paylaamyordum. Trkler'e kadnlardan sz edilemiyordu, bir de zaten onlar kad lardan bile daha aaydlar, onlar Allah'n isteiyle kle olanlard. Gen kadnlarn yaad ra anla102 ANN CHAMBERLIN yabiliyordum. Bu ektiim acy daha da iselletirdi, iltihapland hatta gangrenletirdi. Hi olmazsa onlar bunu birbirleriyle paylaabiliyorlard. Konumay la irin akabilirdi. Benimse hi kimsem yoktu. En sevgili ve en yakn dostum olan Hsey in'le bile konuamyordurn. itiraza ve ikyete hi mi hi hakkm yoktu, seimimi kendim yapm mdi bir Trk gibi bunun gereklerini yerine getirmeliydim. Son gnlerde kuku ve korkul ar kafamn iinde kr dv yapp duruyorlard. Bazen ylesine bir ruh haline giriyordum ki, ilerle oturup yapacam ho bir sohbetten vazgeip, gemide tek bama bu acy ekebileceim aryordum. Bulduum yer ise yiyecek dolu varil ve kutularn arasyd. Trkler yalnzl sev rd. Onlar iin en kt birliktelik bile yalnzln iddetinden daha iyiydi. Hseyin, bana b ki zamanlardan kalma bir duygu olduunu sylemiti. Steplerde, llerde geen uzun ve lanetl i bir tek banalk... Yine de bir Hristiyan'n karakter zelliklerine hrmet ediyorlard. G inden tek bana bir akln neler rettiine dair kukular geen ah bile, kutularda bir eyl ken saygl bir tavr iinde oluyordu. Bu kenin bir yan kadnlara ayrlm blmle bitiik i... Ben buray kendimden kaabilmek iin kendi irademle bulmutum; ama te yandan bu, kadn larn asla istemedikleri bir mahpusluun da yeriydi. Sadece bir duvar... Aramzdaki ta hta paralarnn birinin zerinde Baffo-Korfu yazyordu, kendimi ondan koparp; sakin, huzur verici, zihin ykayc denize bakmay tercih edebilmem baya zaman almt. Gnlerden bir g karverdi. Ortalk olaanst sakindi, krekler skarmozlarda ritmik sesler Safiye Sultan rdu. Sancak tarafnda biraz nce Patmos'u grmtk. Bu detay net olarak hatrlyordum, nk r yerde Sen Jan'n evi olarak bilinirdi ve benim hissettiklerim de bu gerein vurgula nmasndan ibaretti. Bir sandk ynnn yannda Sofia Baffo grnd. Kollarnda dikkatle ta nunla tam bir ztlk oluturan ilk karlamamz dndm. Admlarna hl bir mzik elik e aha ok bir cenaze mziini andryordu. O yaklarken dndm ki, onu bu ekilde kavramak b a kolayd. Kllenmi bir odun, alevler iindekinden ok daha kolay tutuabilirdi ne de olsa. .. u anda Madonna Baffo da bana byle snm bir odun paras gibi grnyordu. Apollo'nun a r gibiydi, onlarn klar da gkyzne dalp Samanyolu'nu yapmlard. Onun da son yolcu aka Akdeniz'de bir iz brakacakt. Ve Konstantinopolis'e ulatmzda geride yalnzca o parl iz kalm olacakt. Bakarken bunu grebiliyordum. Esir dtnden bu yana ayn prltl elb ve giderek daha zayflyordu. Earbnn altndan grnen salar bile parlakln yitirmi alan o gzel kokusu olmasa onun yaklatn anlayamazdm. admda Baffo'nun kz varl t. Daha bir solgunlam ve incelmiti sanki bana yaklarken. Hemen topuklarnda dnp uzak eltendi. "Gitme, gitme..." diyen sesim fsltdan biraz fazlayd. Durdu, dnd. Bunlar birbi rinden kesinlikle ayrlabilen, aralkl omuz hareketleriyle yaplmt. Bana doru bir ya da adm att, ama hissedebiliyordum, tam olarak gvenmiyordu. 104 ANN CHAMBERLIN

6afiye Sultan 105 "Ne istiyorsun?" diye sordu. Bunu ok sessizce sylemiti, iitilmekte n korktuu belliydi. "Naslsn?... Naslsn?" diye sordum sevgi dolu bir yumuaklkla. Bakl a ne kadar salak ve duyarsz olduumu anlatr gibiydi. Bu koullar altnda zaten nasl olabi lirdi ki? Bu soru bir cevab hak etmiyordu. "zgnm," diye kekeledim. Sonra cesaretleni p, "Kollarndaki nedir?" diye sordum. Bana yle bir bakt, yanma yaklat. Kucandaki boh u azck averdi. Kalbim yerinden hoplad ve grdklerim karsnda kafam yine kart. Koll sevdii minik kpeiydi. Hala, hizmetkrlar, kanaryalar, kpekler... Ve ite bu en sonuncusu y-du. Hayvann yar ak azndaki sivri di tuhaf bir ikyet gibi grnyordu. Ne diyeceim e sonunda sersem bir ekilde dudaklarmdan "zgnm" sz dkld. Eminim ylesin, diyen bir eki. Sonra o kk yarat sarp sarmalad, kenara yanap, sessizce denize brakt. Bana te na kadar uzunca bir sre gemiti. Gzlerini gryordum, kupkuruydular, kire gibi, gzkapakl anyor olmalyd. "Ad, yle Byle'ydi..." Dedii her yeri kavuran bir bakla bunu sylemi . nk yar kahverengi yar beyazd. Ona kck bir yavru olduundan bu yana bakyordum." S r hikyenin ackl bitii gibiydi: "Babamn Korfu'ya gitmesinden nce bana brakt bir arma "zgnm," diye tekrarladm. "Ona tek bama elveda demek istiyordum ama, sen buradasn..." "zgnm" dedim nc kez. "Gidiyorum." Ve ayaa kalktm. "Bir dakika" dedi. Trkler'in par paralarnn yanndaydk. "Evet, uzun sredir yapayalnzm ve dnmek iin bol bol zamanm o devam etti. "Ne konuda?" diye sordum. Benim dncelerimi kelimeletiriyordu. "Merak edi yordum..." "Evet?" f "O akam, valyelerin gemiyi igal etmelerinden nceki akam, arkadan lediklerin..." "Evet, tabii ki Hseyin bir Trk, phesiz..." "Hayr... Onu demek istemedi m. Benim iin sylediklerin..." "Oh..." Yzm kzarmt. Her eyi duymutu demek. "Bunu syl memitin deil mi?" Kafasn sessizce sallad ve arkasn dnd. "Hayr, hayr!" diye haykrd k istemitim." Bu kadar eveleme gevelemeden sonra kendimi yere bakarak, saf bir iir sellik iinde buldum. Ben, onun gzlerine yakalandm dnyordum ama, galiba o da ayn tu e zamann anlamn kaybettii bir ann iine yuvarlanmtk. Davranlarn, el tutularn pay nnda laf bile edilmezdi. Her ey bildik ak konumalaryd. Ama ben hl bunlar kda akt zliin kollarndaym. O kadir olann szlerine baka ne katabilirim? "Ve o yedi ses, onlarn dlarn syledi, Ben yazmak zereydim ve cennetten Bana seslenen birini duydum, Gk grltle iinde diyordu ki, onlar yazma..." 106 ANN CHAMBERLIN I Binlerce yl gibi hissedilen birka dakika sonra o gk grltsnden kurtulduk. lmller olarak bunu yaamak zorundaydk. avularn, bileklerini ateli veda pckleriyle donatrken bana dedi ki: "Sadk ol, akm."

"Akm," diye yemin ettim. "Seni kurtaracam ve birlikte o mutlu sona ulaacaz. Yaadm n iin sana sz veriyorum." XIV KAYALIKLARDA NBETLERN DURDUU Lesbos ve Limnos'un dantell kylarn dolatk. Bunlarn silahlarnn morumsu uzun glgeleri uzanp gidiyordu sularda. kler umurumda deil gibiydi, aklm fikrim tekrar Sofia'ya ulamak ve baltayla paralanm t ahtalarn arasndan ona akm bir kez daha fsldamaktayd. Tutkuyla dolu o buluma asla tek nmad. Snen bir atein son kvlcmlar gibiydi daha sonraki konumalarmz. "Eer mmkn ol , "Ne kadar isterdim..." gibi szlerle balayan konumalar, umutsuzlukla ykl uzun suskun luklar, bakmalar... Aramzdaki ate beni hibir ans olmamasna karn koullar zorlamaya Hseyin'e almaya karar verdim. Akmza ihanet etmeyi dnmyordum, yalnzca Trkler'in m izine oltam sallayacaktm o kadar. Hseyin, "Dostum, merak ediyordum..." diye baladm cm i tamamlamama bile izin vermedi. Elini omzuma koydu. Safiye ultan ' 107 "Gen dostu m," dedi. "Sorma bile bunu. O seenekler sana bata sunulmutu, ama imdi artk ok ge. Sana grlnn verilecei Tripoli liman gerilerde kald. Ksa bir sre iinde Konstantinopolis'e Ulu Ali rotasnda kararl. Kendini Allah'a brak, ona gven. nmzdeki gnlerin senin iin hazrladn birlikte greceiz." Baka bir ey sylemedim, omzumdaki el sessiz bir uyaryd eterince nlem aldm dnmtm ama, imdi gryordum ki, dayatmam yalnzca zgrlklerim likeye drebilirdi. Hareketsiz bekleyiim uzun srmedi. O gece Trkler kutsal ehir Mekke'y doru yaptklar ibadetlerinin ynn deitirmilerdi. Artk Dardanel'e gelmitik. Ertesi s Altn Boynuz'lu Konstantinopolis pusun iinde ikinci bir gne gibi parldyordu. Demir atl ykler indirilirken akmla bir kez daha konuabilme ansm oldu. Santa Lucia'nn San Marko mblemli bayraklar, kutsal ha, Meryem Ana tasvirleri kpeteden aa sarktlmt. Etraft n bu zafer iaretlerini grenler selam duruyorlard. Sultan'in pay olan be sandk hemen to parlanp sarayn gsterili deniz kenar surlarndaki gmrklere yolland. Madonna Baffo'ya izin koynuna brakt noktada rastladm, olan biteni izliyordu, ikonalarmzn bana gelen e durumun onu perian etmesinden korkuyordum. Ona, ba aa edilmi bile olsalar cennetin s ahiplerinin doru insanlarn dualarn duyacaklarn sylemeliydim. Seslendim, orada olduumu lli ettim, ama bana dnmedi. Gzlerini manzaradan ayrmyordu. Yzlerce gemi... Balklar, k alar... Tpk Venedik pazarnda108 ANN CHAMBERLIN ki insan kalabal gibi. Deniz kysndaki arn dibinde inanlmaz bir hareketlilik vard. Arkada saraylar ve yoksul mahalleler ar asndaki minare ve kubbeleriyle ehir ykseliyordu. Sofia, dinimize yaplm hakaretin farkn a bile deildi. "Konstantinopolis buras m?" diye sordu. '/ "Evet," dedim, ilgisini ek ebilmek iin btn bilgimi dktrmek istiyordum, ama yalnzca, "Evet, buras Konstantinopolis tir," dedim. Akt, dnyada bundan daha byk bir ehir yoktu. Ona nemli yerleri gstermeye nlatmaya baladm. "Trkler buraya Islambul diyorlar, anlam Mslman' ok olan yer demekmi kubbe Aya So-fia'dr. Senin o gzel adnn da kayna olan Aya Sofia. Bir zamanlar Hristiyan eminin en byk ibadet yeriydi. Yzlerce yl srd

bu, sonra da Trkler'in eline geti. Onun altnda grdn daha kk kubbeler Aya Iri-ni'nin e o stunlar..." Benim rehberliimden holanmyordu. Onun konsantrasyonunu kesinlikle bo zmamam isteyen bir sesle, "Tanrm, muhteem!..." dedi. XV ~ O/lSEYlN BANA KARI sabrl dav anmt. Ve karaya ktktan hemen sonra geldiimiz sur iindeki meydanda ar ar dolamakt . Bir an iin de olsa Sofia'y grebilmek ve nereye gtrleceini renmek arzusuyla yanyor nstantinopolis'in rhtmlar, bizim Duka'nn balkonunun altndaki dzenli olanlara gre ok g trtl ve kark grnSafiye Sultan 109 yordu. ehir, eitli boy ve cinsten karncalarn bir karnca yuvas tepesine, hatta drt tane karnca yuvas tepesine benziyordu, itiip k ar, dvmeler, ne arkaya, saa sola anlamsz kouturmalar hemen gze arpyordu. Sadece, t nle istiflenen karnca yumurtalar gibi yiyecek maddeleri de daha bir dikkatle topar lanp, insanlara ya da hayvanlara ykleniyordu. Yine de bu amala, aceleyle yaplan en a z yirmi hareketin yalnzca biri akllca oluyordu. Sanki dnyann eit eit milletine ait o artlar, hibir kural bilmeden, yalnzca ortal allak bullak etmek isteyen bir kk ocuk kartrlm gibiydi. Bu da ok tuhaf durumlara yol ayordu: Bir tarafta, fildii ilemele i ince in ilerinin banda bir koca Afrikal zenci; dier tarafta, srtna yklenmi vahi gergedan dilerinin arl altnda iki bklm, kaburgalar saylacak kadar sska, beline do zerinde hibir ey olmayan yarplak bir ufack inli... iko italyanlar'la Arabistan'dan okular iin, hangi dilde olduunu Allah bilir, pazarlk eden ylan gibi kaygan derileriy le sakin Hintliler. Tahl uvallarn sanki ok deerli amber ykyle doluy-mu gibi dikkatle n, beyaz bartleri ve beyaz elbiseleriyle etten kemikten yaplmam gibi duran, sessiz, ha yaletimsi, gizemli Araplar... Ve her yerde Trkler... Deiik biim ve boyutlarda Trkler. .. Zenginler, dilenciler, balklar, tccarlar, paalar, askerler, amiraller, yankesicile r ve gmrk grevlileri... Yabanc bir lkede bir Trk hemen fark edilebilir ama, kendi lkel rinde hepsinin ortak zelliinin ne olduunu bilebilmek olanakszd. Grnen oydu ki, burada n karikatrms milllet Venedikliler'di. 110 ANN CHAMBERLIN Bu karmaann iinde olup, onu o bjektif bir ekilde izlemekten honuttum. Deneyimlerimden biliyordum, kalabalkla btnleme k, bu lgn muhabbetin paras olmak zor deildi. Bunun, benim kendi yaam biimim oluvermes kolayd ve hatta kendimi bir anda onun dualaryla, kaderim iin gzyalar dkerken bulabili dim. Beri yanda bir aydan fazladr denizde olmaktan tr, attm her adm, acyla kemikleri atyordu. Baka yerlerden getirilmi byk bir yn kuma balyasnn zerine oturtulmutum, b ir rahatszlk duymadan kendime daha kolay gelebilirdim . Rhtmdaki eitli insan curcunasn a tek bir eksiklik vard. Bu "kadn"di, hibir rk ya da milliyetten kadn yoktu ortalkta. Venedik limann arnlayan boyal fahieler bile yoktu. aylk deniz serveninden sonra ka ni km iki adamn umutsuz fsldamas da bunun zerineydi. Ama yine de bylesi bir sohbet gvenli bir yere gitmeleri artt. Sofia Baffo'nun bunca erkek arasnda, karelerin iinde bir daire gibi duracandan emindim. Onu ilk gren Hseyin oldu. Baffo'nun ince uzun, al tn sars siluetini deil de, sabah boyunca Ulu Ali'yle pazarlk edip duran ksa boylu yap tccarnkini aramas ne denli akll olduununun gstergesiydi.

Kz ve hizmetisi araflara sarlarak gemiden indirilmilerdi, insandan ok gelip geen glg benziyor-lard. Hseyin onlar gsterdikten sonra ancak hangisinin o olduunu syleyebilird im. Alldndan ok daha uzun boyluydu ve evresindeki deiik ortam grebilmek iin yz ordu. Can sklan kleci adam onu ikaz etti. Belki bu ekilde o, etrafn daha iyi grebiliy u ama etraf da onu daha iyi grebiliyordu. En deerli maln bir rhtmda elencelik Safiye tan 111 gibi gstermeye hi niyeti yoktu adamn. Neyse ki tccarn onlar bekleyen bir kapal tahtrevan vard. Sofia'yla hizmetisini arabuk bindirdi buna. Sekiz tane am yarmas hama ev admlarla uzaklatrverdiler tahtrevan. Zavall bacaklarm tm aclarna karn yine de istedi, ama Hseyin'in omzumdaki ar eli bunun aptalca olacann iaretiydi. Hseyin beni e e gtrd, orada ylesine iyi karlandm ki, onun z olu olsam ancak bu kadar byk bir sam . Daha nceki Konstantinopolis ziyaretimden biliyordum, aslnda buras onun deil kaynped erinin eviydi. Bir Antakya yerlisi olarak Hseyin, Konstantinopo-lisli varlkl bir tcc arn tek kzyla evlenerek ticari geleceine salam kaplar amt. ehrin iinde olmasna k Deni-zi'nin kysnda, Langa Bostan'ndayd. Yksek duvarlarn arkasndayd ve gzel bir bah Ortada yeni yeni meyve vermeye balam byk bir incir ykseliyordu. zerlerinde hl limon ortakallar olan aalar, zaman gelince ortal renk ve kokuya boacak olan gller ve mimoza la sarlmt. Saksdaki yasemin tomur-cuklanmt ve imdiden yal, gngrm bir kadnn p u salmaya balamt bile. Ev, belki Konstantinopolis'in yeni zenginlerinin gzn kamatrac nsten deildi, ama ahap yaps doayla btnleiyordu. Giriteki stunlarn sslemeleri daha benziyordu, sanyorum fetihten nceye kadar gidiyordu evin ya. Kafeslerle korunan ikin ci kat pencereleri hareme aitti. Orada kaldm srece selamln beyaz badanal, hallar ve rlerle denmi odasndan baka bir 112 ANN CHAMBERLIN yer grmedim. Odalardan biri denize kyordu, iki duvar boyunca yerletirilmi divandan irili ufakl gemiler seyredilebiliyor du. Karsn tabii ki asla grmedim. Ama oluyla karlatm. Hatrlamad babasna ho gel kk olan, haremden dar gnderilmiti. Altn diini gstererek, gr kahkahalarla glen a elli oluyordu. Yeni giydii krmz ipek gmlei lekelenen ufaklk alamaya balad ve hemen geri gtrlmek zorunda kald. Hseyin gerek bir saygdeer beyefendiydi. Kars da bunun be farkndayd, ikili, uzun bir aradan sonra efkatli bir sevgi ve saygyla yeniden bulumular d. Bunu daha nce pek az iftin paylatn grmtm. Evin zel bir hamam vard ve bu tit gelir gelmez ilk verdikleri emir onun hazrlanmas oluyordu. Hseyin ve kaynpederi ben i kendileriyle birlikte ykanmak zere hamama davet ettiler. Ama ben yan izdim, kendi bama dncelerimin arlna daha iyi tahamml edebilirdim. Onlar akam ibadetlerine dn endi kendime ykanmak zere yalnz braktlar. Kk odann musluklarndan inanlmaz derecede ar su akyordu. Yeleimi ve gmleimi kardm, kafama bir tas su dktm ve denizin tuzlu yap an temizlemeye koyuldum. Ykandktan sonra fark ettim ki, bir kenara benim iin temiz kyafetler konulmu: Bir alvar, gmlek, yelek, kuak ve hepsinin zerine giymek zere bir uz n yelek daha. Onlarn bu tuzana dmedim ve kendi kokumu tayan elbiselerimi tekrar giydim Bu kadar kolay efemine bir Trk'e dnemezdim. 6afiye ultan

113 Tekrar bir araya geldiimizde Hseyin ve kaynpederi baktlar, ilerinden geeni biliyo m. Ama bir kibarlk denizinde yzdkleri iin hibir ey demediler ve eski konumalarna dnd v sahiplerim uzun uzun, Trk geleneine uygun olarak hi acele etmeden, zel bir bala bile girmeden konuuyorlard. Gece olmutu, yemek fasl oktan bitmiti, ev derin bir sessizlik i ndeydi ve arkadam yolculuk maceramz anlatmaya ancak imdi balyordu. Acaba daha nce ne umulard? Aslnda konunun esir tccarna ve kle ticaretine dnmesinin sabrszl iindey bir ey gelmiyordu, ylesine dinliyordum. Hseyin, henz valyelerin gemisinin batma hikye in dey di, bam salladm, kaynpederi, "Allah korumu seni" ve "Allah byle kaderi dmanm mesin" tarzndan laflar ederek onu ilgiyle dinliyordu. Uyandmda hl geceydi, misafir oda snda yalnzdm, lambalar sndrlmt. Karadenizden gelen k rzgrnn tc nemi bu od . Sanyorum ki Hseyin, en sonunda "Allah izin verirse" yeni bir olan ocuk yapmaya git miti ve ihtiyar adam da kendi odasna ekilmiti..Benden sz eden seslerin ninnisi yoktu artk, aklm ve sinirlerim gerginlik iindeydi, uyuyamyordum. Karanlkta oturmaktansa kal kp bir lamba aramaya karar verdim, ama hi ansm yoktu. Uzandm yere pek de uzak olmayan esafeden bir tkrt iittim, ilk aklma gelen fareler oldu. Her gemici gibi bu ip ve erza k dmanlarndan nefret ederdim. OnSafiye Sultan F.8 114 ANN CHAMBERLIN lardan birine dokunma fikri bana ok tiksindirici geldi. ktklar delikleri bulup, nasl olsa ekip gider er, diye dndm. Aniden bir lambann titrek belirdi. Fareler ate yakmay beceremezle elleri grdm, ardndan yz. Sonunda da o n glgesinde ekici bir zenci kzn vcudu be efendimiz" dedi, ellerini gsnde kavuturmu, karmda eiliyordu. Glmsedi. Dileri mke ri lambann alevlerinden bile daha parlakt. "yi geceler," diye cevap verdim. zerinde yalnzca bir gmlek vard, oysa odaya scak denilemezdi. effaf kuman altndan iyi tuzlanm zeytine benzeyen nefis teni grnyordu. Byk bir itahla bunu srmamak iin kendimi zor tu . Neden burada olduu belliydi. Ev sahiplerimin byk konukseverliinin bir parasyd bu. K akam yemeinde sunduu leziz yemeklerle dolu tabaklar gibi kendisinin de sunulmasndan rahatszlk duymua benzemiyordu. Anlamas kolayd. Ergin bir kzd o. Ve yle bir yerdeydi k sk sk evden uzak olan evin erkei geldiinde zaten tamamen karsna aitti, ihtiyar adam is e oktan ehveti unutmutu. Beri yandan tm kle kadnlarn peinde olduu arzu onun da iind du: zgr bir adamdan olan ocuk dourmak... O zaman ocuk zgr oluyordu, byle bir ocuk d ini kle olarak brakmyordu. Ben onun hakknda bunlar dnrken, o oktan yanma sokulmut eni okayp duruyordu. Ama ne yazk ki benim erkekliimle ilgili olarak byk bir hayal krk u. Safiye (Sultan 115 iimdeki gerek ak, bekretimi bu ekilde harcamama izin vermemiti. Kza bu durumu anlatmaya alyordum, ama ikimizin Trkesi bir trl bulumuyordu. Bu dilin dna kar nasl kullanldn bilmiyordum ve bu ok farkl bir durumdu. Onun anlayabildii kz kkrdatyordu. nk bunlar tccar ve gemicilerin kulland szlerdi. Bir kle kzla b im onunla cilvelemek istediimi sanyordu, hatta bundan emindi, beni ciddiye almadan iine ylesine itahla

devam ediyordu ki, onu itmek zorunda kaldm. Ve hatta sonunda gzlerinden yalar getir ecek kuvvette bir tokat bile attm. "Hayr,"dedim. "Hayr!" Kz odann bir kesinde titreyer k alyordu. Uzattm battaniye bile onun titremelerini durduramyordu. Onu daha fazla sust urmak niyetinde deildim, ne de olsa gecenin iinde yanklanan bir kle kzn hkrklar d iyi uyan ackl elikti ve bu beni uyank tutuyordu. Kz hkrd, hkrd, ertesi sabah efe ini yerine getiremedii iin yiyecei cezalardan korkuyordu. Bir ekilde, bu davrantan ces aret kazanmtm. Hseyin eve dnnn holuunu yaarken benim dertlerimi unutmamt demek an koparabileceini dnerek yollamt odama byk bir olaslkla. Ama yarn sabah, tu kz im asla deimediimi anlayacakt. ANN CHAMBERLIN XVI ^SEYN'IN DAVRANII STNE dndkler abah namazdan dnp, beni uyandrdnda iyi haberi verdi: O ve kaynpederi, Sofia Baffo'nun atyla ilgili olarak ortaya elli kuru koymaya karar vermilerdi. Hali'te yaptmz bir t nda, yz elli kuruluk bir umut daha domutu. Benim memleketlilerimin yaad Galata'da, Ve ik bykelisi ve Vali Baffo'yu tanyan baka ince ruhlu insanlar memnuniyetle yardmlarn s aya karar vermilerdi. Amcamla olan deneyimlerimden biliyordum, Kons-tantinopolis' te parann kime ait olduu durumu deitirmiyordu. Venedik, Hollanda, Alman paras fark et miyordu, yeter ki olsundu. Trkler bunlar kendilerininkinden bile daha deerli buluyo rlard, nk imparatorluun bir yn eyaletinin ayr ayr bast paralar kendi aralarnda deere sahip deildi. Her biri ayr bir ayarda, ayr bir arlktayd. Mslman leminde resi sadece Sultan Sleyman bunu ykarak Arap ekillerinin dnda bir para bastrtmt. Ayrca b layp renmeye almaktansa belli bal olanlaryla ii gtrmek tccarlara ok daha kolay r'in zerinde daireler, halar olan paralarla baa kamadklarn biliyordum, ama te yandan harflerini bilmeyenler iin bunun bile daha kolay olduu syleniyordu. Her deiim ayr bir anlama gibiydi. .Deiik kurlarda bilinen deiimlerin en net sonucu o srada cebe giren p arayla anlatlabilirdi. Herkes bir gmn ka pa&afiye Sultan 117 ra edeceine kendi artlar karar verirdi. Bir de btn bunlarn her an yasaklanabilecei bir yerde bulunmak da deiiml erin ileyiini etkiliyordu. Zaman gelip de kle pazarlna giriince pek ok detayn ortay in edebiliyordum. Ama, sonuta ne cins olursa olsun, tamam iki yz kuru eden bir serma yeye sahip olmann mutluluu iindeydim. Amcam Jacope bana kuruun, byk gm paralarn, Ve rosso'suna eit olduunu sylemiti. Bir de br gm paralar vard, yani kk pullar, bunl tanesi bir kuru ederdi. Sultan'n, emrinde elli adam alan baasnm gnde krk kk g ir kuru toparlayabiliyordu. Ve u anda elimizdeki para, bu adamn neredeyse iki yl tat il yapmadan almasnn bedeliyle denkti. Bir kle daha fazla eder miydi? Sahibinin bir de onu beslemesi, giydirmesi gerekiyordu. stelik Hseyin bana, ulsuz bir gemicinin Sofi a Baffo gibi bir kadna sahip olmann altndan kalkamayacan sylemiti. Hseyin belki bak larn da elli kuru katkda bulunabileceklerini ve bunun iin bir iki gn beklemenin iyi o lacan da sylemiti. Ama benim sabrm kalmamt. Bu kadar benim zgvenimi yeterince sa ikinci gece de birincisi gibi geti. Sabrszlk iindeydim. Ertesi gn, benim dayatmamla Hs yin'le birlikte, cebimizde iki yz kuru kle pazarnn yolunu tuttuk. Konstantinopolis'te kle almak iin gidilecek

pek ok yer vard. Krekiler rhtmda srekli mteri deitirerek denizin sesinden ve kokus rum kalmyorlard. Eer bir gl kuvvetli Etiyopyal adam, ya da elinden her i gelen bir Su l kadn ar118 ANN CHAMBERLIN yorsanz, bunun yeri Haseki kervansaraynn hemen yaknndaki binayd. Hseyin beni, Babali'nin hemen yannda, daha zel bir yere gtrd. Oraya ulaabil n inci tccarlarnn arasndan getik. eitli renk ve boyutlardaki kymetli talar, dkknla erinde, kadifeler zerinde sergileniyordu. Bu tantanal gsteri ok sk bir denetim altnday Eer paha biilmez vitrinlerden birinin nnde fazlaca vakit geirirseniz, kle pazarnn g ki bu yerden uzaklamanz iin uyarlyordunuz. Yksek mozaik stunlarn dibinde hallar, al alar ve pirin mangallar vard. Btn bir gn boyunca alveriten ok bir davetteymi gibi o alnan varlkl alclara erbetler ikram ediliyor, nlerine nargileler getiriliyordu. Sanki azarda satlan mal buradaki en nemsiz eydi. Erken baharn lkl altnda, dkkn kaplar yorlard. Biliyordum sabrszca davranmak fiyat yukar ekerdi, ama yine de Hseyin'in en uf k bir aylaklk yapmasna bile izin veremezdim. Kolundan ekip, bir stunun dibindeki tandk yze doru gtrdm onu, bu Sofia Baffo'nun hizmetisiydi. Kadn k bir dkknda, iki erke oturtulmutu. Elinde bir para kuma ve ine iplik vard. Dikiteki marifeti vurgulanmak is teniyordu . Gzlerinden ip gibi yalar iniyordu. Kafasn sallayarak, "Aptal kadn," dedi Hseyin. "Mutsuz olsa bile etrafa glckler datmal. Bu suratla ona talip olacak adam ona ayat zindan eder." Arkadam bu gsterinin yanndaki masaya oturup erbet ikramn beklemeye ad. Bense kendime hkim olamayp kadnn yann koturdum. "Maria, Maria", diye seslendim. " nerede?" Safiye Sultan 119 Kadn, sanki bir an acsndan syrld ve bir sre konuamad. Be lgilendiimi gren satc hemen yanmza geldi. "Bu kle kadnla m ilgileniyorsun dostum?" d ordu. "Dorusu zevk sahibiymisin. Btn ehri adm adm gnlerce dolasan da, hatta aylarca am leminde aransan da bundan iyisini bulamazdn. Uzun sren deniz yolculuundan tr bir pa zayf grnyor, ama cmert mutfanzda birka haftada kendine gelecek ve imanlayacaktr. ikli bir kadndr, alkandr, ne denirse yerine getirir. Her eyi renmek iin sabrszlan tuz beinde ya var ya yok, daha nce bir ocuu olmu, ama memleketinin rutubetli havasndan lm bebek. Burann havas ona varacaktr, eminim sana nur topu gibi iki olan verir hemen, onlara da mkemmel bir ana olur. Belki de , drt tane... Allah'n izniyle... Yani uzun l afn ksas bu kadn, fiyatn bir senede sana geri deyecektir." Maria'y bu kadar iyi tanm ama adamn anlattklarnn te birinin bile doru olmadndan emindim. Ayrca doruysa, bu renmiti ki? Trkemin zayflndan tr duraksadm. "Ben aryorum..." Hseyin zora dt lnda," dedi, "biz bu kadnla ayn gemideydik ve... Adam atld, "Allah'n ltf... Ne gzel astlant." Hseyin devam etti. "Ve biz bir baka kadn aryoruz, daha gen, sar sal olan nla ilgileniyoruz." Gen adam dudaklarn bzdrerek, dnceli dnceli ban sallad. "Af p dkkna girdi. Ksa bir sre sonra yannda ksa boylu, yapkan tc120 ANN CHAMBERLIN carla n olan, adamn kulana eilip, hzl hzl bir eyler fsldad. "Ben Kemal Ebu sa" dedi t . Ltfen ieri girin."

Hseyin de kendini tantt, karlkl yadrlan iltifat bolluu iinde dkkna girdik. Her u. XVII f f TFEN BUYRUN OTURUN," dedi tccar. "Olum imdi ttn ve tatl tepsisini getirece ." Bu nezaket gsterisinin baka memleketlerdekinden fark yoktu. Adam yal enesini ovalyo du. Hseyin nce kaytszca ikram edilenlerin tadna bakt, sonra beenisini yle bir anlatma balad ki, bu kadar vg kelimesinin baka hibir dilde olmadn dndm. Onlar konuurke a sinir iinde bacaklarm sallayp duruyordum. Baya uzun bir zaman sonra tccar konuya gir i. "Olum sizin zel bir gen kleyle ilgilendiinizi syledi. Biz de onu yeni aldk. Kleyi diniz iin mi istiyorsunuz, yoksa arac msnz?" "Arac deiliz," dedi Hseyin. "Ak konua affedin", dedi yal adam. "Ama sonuta bu bir i, deil mi? Herkes hayatn kazanmak ister, tabii Allah'n izniyle. Syleyin efendiler, ka para demeyi dnyorsunuz?" Hseyin sanki k m gibi aznda bir eyler geveledi ama ben hemen atldm, "Benim iki yz kuruum var. Safiy n 121 "ki yz kuru", diye szlerimi tekrarlad adam. "Yine affnza snyorum. Byle bir yz kuru? Ben yz yl yaasam, Allah bana onun gibi birini bir daha nasip etmez. yz ve ta daha fazla eder. Benimle pazarla kalkmayn dostlarm. O bir mcevher. Ne benim, ne de izin gibiler iin uygun bir kle o... Sylediiniz tutarn eyrei karlnda onu size gst ma iki yz kurua onun yanndakini satn alabilirsiniz. O da Avrupal, beyaz tenli. Olmaz m, diyorsunuz, haydi sizin iin yz elli olsun. Hayr? ilgilenmiyorsunuz demek. Haydi a rkadalar, kusura bakmayn ama neticede ben de bir insanm ve hayatm kazanmam gerekiyor Allah'n izniyle. Altn sal olan bir bakire... Ebeler bunu tespit ettiler. Allah ahidim dir ki bylesini gerekten yz yl arasam bulamam." Yerimden frlayp adamn grtlana sarl im, Hseyin beni yattrd. "Sylediklerinde haklsn", dedi adama. "Dorusu tam bir dl. A na, hi olmazsa onu grebilir miyiz?" "Elli kuru", dedi tccar, yine enesini ovuturuyordu . "Hem ben mal sizin evinize getiririm. det budur." det ya da deil, Hseyin en sonunda pazarlk edecek bir ey bulmutu. nmzdeki bir iki gn iinde byk bir olaslkla drt y olan paramzn elli kuruunu harcamakta kararszdm. Ama arkadamn altn glne gveniyor ve sonunda ifte yalanla ii halletti. Aslnda derdimizin onu satn almak olmadn ve beni nun erkek kardei olduumu sylemiti adama. Merhamete gelen tccar da onu bize para almad an gstermeye raz olmutu. "Pekl, tamam, ne de olsa sizler benim arkadala-rmsnz," diye balad yal adam. 122 ANN CHAMBERLIN erbetin hazrland ve nargilelerin sakland kk getik. Odann duvarna bir an aslmt. Adam bunu alarak ierdeki kadnlara ortalktan ka retini verdi. Bir perdeyi ekti, bu kez kendimizi sanda solunda ou srgl ar kaplarn oridorda bulduk. Kap aralndan grdm kadaryla bunlar kk olmalarna karn kt odal litli olmayanlar sanyorum adamn kendi kadnlarnn oturma ve alma odalaryd. Koridorun ki kap kilitliydi. Boynuna asm olduu anahtarla tccar kilidi at ve kenara ekilerek biz ri ald.

Geni bir odayd buras. Tavandaki pencerelerden bol bol hava ve gne giriyordu. Kadn sesl erinin geldii bu pencerelerden bir adamn srnerek ieri girebileceini hemen fark ettim. Daha nce grdm Trk odalarnn aynsyd buras da. Parlak renklerde, zevkli desenlerle b rler ve yastklar, hallar... Hseyin'inkinden bile daha sslyd bu oda aslnda. Darmadan arn zerine uzanmt Baf-fo'nun kz. Kendini yzkoyun, bacaklar havada divana atmt, b ha ok alamaya uygundu, ama onun alamad kesindi. Ge bir kahvaltnn tadn karyordu a gm bir tepsi dolusu tatl vard. Normalde sert satcnn ieri girmesiyle korku iinde t mas gerekirdi, oysa aldrmad bile. Kahvaltsna devam etti, gz ucuyla beni ve Hseyin'i fa k edince, bize daha iyi bakabilmek iin divanda yuvarland. Ban bir eliyle tutmutu, dier eli kalasnn zerinde tembelce sallanyordu. Dz bir izgiyle uzanan kolu, kalalarnn yuv a da belirginletirmiti. Bana (Safiye Sultan 123 kar bu ilgisiz tavrn devam ettirirse g yalarna bou-labilirdim. Ve devam ettirdi. "Giorgio" demedi, "Veniero," dedi. "Akm" de medi... Neden?... Ses tonu sanki her gn gidip gelen biriyle konuur gibiydi. "Bugnk z iyaretin ne ho..." "Naslsn, sana nasl davranyorlar?" diye merakla sordum. "iyiyim," d iye cevap verdi. "Bundan daha iyi olamam." Sesindeki donukluk, anlamszlk beni konua maz hale getirmiti. Onun ise bu umurunda bile deildi. "Bak", diye bard. "Bak, bana gi ymem iin neler verdiler." Bize kendini daha iyi gsterebilmek iin ayaklarnn stne zplad nemli blm krmz, portakal renginde desenleri olan altn ilemeli bir kadife ceketti. K r bileklerine kadar uzundu ve dantellerle sslyd. Skca tenine oturan bel ksmnda bir s ci sallanyordu. Etek ular aaya doru genileyerek alyordu. Ceketin belden yukar ks e ayrlmt, incecik bir kuma, buradan kendini belli eden gslerinin ikinliini rtyor farknda olduu belliydi. Kuma okad ve kkrdad. "Eskiden, Venedikli kadnlarn gssz ri aclara katlanmamak iin daha fazla bymeyeyim diye Tanr'ya dua ederdim. imdi de tersi iin dua edeceim." Oday aydnlatan ktaki bir deiim, kuman effafln ortaya kar rlemeler gibi grnnce kalbim heyecandan duracakt sanki, yzm gzm kzarmt. 124 ANN CH e bak!" diye bard. "una bir bak, pantolon, tpk erkeklerinki gibi..." Uzun ceketin aa anan iki ucunun arasndan krmz ipek pantolonu gsteriyordu. ok boldu, bu bolluklar kk bileklerinde backlarla toplanmt, pantolonun a neredeyse dizlerine kadar sarkyordu. B lar bana hi de uygun bir kyafet gibi gelmemiti. "alvar deniyor buna", diye aklad, tela fuzunun doruluunu tccara onaylatmak istercesine adama bakt. ihtiyar adam ban ne doru ad ve hazinesinin bu gzel gsterisinden honut glmsedi. Ayandaki krmz terlikler ve t la kyafeti tamamlanan kzn gerekten inanlmaz bir mal olduundan emin olmann keyfini sr . "Bir de u yediklerime bak." Bunu syleyen Sofia tepsisinin bana dnmt tekrar. "Ne ina z tatllar... Bak bu ayva, yourt ve baldan yaplm. Bunlar bademle doldurulmu hurmalar, u k gzel bir tuzlu peynir. Ya rezeneli, kimyonlu enfes ekmeklere ne demeli? Ama hep sinin iinde en ok unlar seviyorum, neydi bunlarn ad?" Tccara bakt.

"Lokma." Adam gld. "Evet, lokma. Kars benim iin kzartyor onlar, ben de kaymaa batra orum. Gerekten harika bir ey. Al Veniero, tadna bak." Almadm ve hemen bir bahane bul arak ayaa kalktm. Oradan kama arzusuyla doluydum, bizi uurlayan adama bile zorlukla veda ettim. Dar ktk. "Saraydan..." Hseyin dnceli bir yzle bana bakyordu. "Ne?" di Safiye Sultan 125 "u hadm saraydan," diye aklad. "Uzun beyaz kavuundan ve kenar krkl nden belli." "Hangi hadm? " diye sordum tekrar. Bu pazarda o kadar ok ey vard ki, ne yi gsterdiini anlayamamtm. "u adam," dedi, "Ebu isa'nn yannda oturan. Onu fark etmedi i, yanndan getik. Ebu isa'nn olunun ona getirdii nargileyi tttryor." Nereden fark ede tim, benim aklm bambaka bir yerdeydi. Dnp baktm ama grdm bana hi de ilgin gelmedi. en tten dumann gerisinde, ku-lemsi kavuunun altnda ekmek hamuru gibi solgun, beyaz yzy le bir adam oturuyordu. Dikkatsizce dokunu-lursa toz olup uacak gibiydi. Arkadamn ya nnda aceleyle yrrken, 'ihtiyar bir hadmdan bana ne?' diye dndm. XVIII ISRAR EDYORDU. en kz hayatndan ok memnun." "Adam onu dvmesin diye yle davranyor." "Ebu Isa tm islam nde tannan bir tccardr. Maln incitecek kadar enayi deildir." Esir pazarndan kmtk, ortasnda eme olan bir kk meydana getirdi. Karemsi tuhaf alan bir yamatayd. Yerlerdek alarn Romahlar'dan kalm olduklar belliydi ve herhalde o gnden bu yana da kimse onlarla ilgilenmemiti. Sucularn, ekercilerin ve kabadayla zenen ocuklarn barlar arasn bir ingene 126 ANN CHAMBERLIN vard. Uyuuk, zayf hayvann sar postu uyuz gibiydi, aptal baklarla seyrettii bu insanlar lemine mutlaka ormandan karlarak getirilmiti. ingene tekleyerek oturttu. Ama bu tek numaralar olarak kald, nk hayvan oturur oturmaz herkes i utandracak bir biimde pembe cinsel organlarn ortaya dkt ve yalanmaya balad. Bu seyr n oluk ocuu ok elendirdi ama hi kimse ingenenin tasna para atmad. Sanyorum Hseyin am datmak amacyla bu gsteriyi bahane ediyordu. Ama bu olanakszd, tam tersine sabrm da da tkenmiti, saldrganlmsa azmt. Arkadam tam ilerleyecekken geri dnp adama gnn eye kalknca, eline vurdum. "Ltfen," dedim, davran biimimin kabal iin zr dileyebili bunun nedeni iin asla. "Keseden tek bir pulu bile boa harcamamaksn, yarn belki iki k at gerekecek." Hseyin konumak zere azn at, ama ne demek istediini asla anlayamadm. verengi bir elin onun beline doru uzandyd. El uzand ve arkadamn kesesini kapt. "Hr . Sonra beynime kaznm bir kelime aklma geldi. "Olan." Ve avazm kt kadar bardm. rdum nk Hseyin bana bunun bir eit ar hakaret olduunu defalarca sylemiti. Kk erk elen bu kelime, kavgalarda ar bir kfr olarak kullanlabiliyordu. Ak perisi Cupido, topu klarma ve kollanma g vermiti galiba. Madonna Baffo'nun fiyatnn yarsnn, avucumuzda ta beter meydanckta yok olmas karsnda yaptklarm, tam tamna lirik bir airin anlatabilec deydi. Hseyin'i kenara ittim, Safiye Sultan 127

kahverengi elin sahibinin plak kahverengi bacana bir elme attm ve keseyi iinden bir pu bile eksilmeden geri aldm. Bunu anlatmak yapmaktan daha uzun srerdi, ylesine abuk d avranmtm. Ama air, benim lmn sonularn hesaba kalamazd. Meydan dolduran Trkle e tayan ingeyi cezalandrmak iin zaten bir bahane aryorlard, benim barm bunu vurgu es olmu gibiydi. Genlerden birka ben onu yakalamadan nce kamasn engellemek iin yolu erdi. Ben muzaffer bir edayla Hseyin'in yanna dndmde onlar sraya girip cezalandrmann kalanna oktan balamlard. Durum yle itiraz edilmezdi ki, kara gzleriyle tpatp ona b babas sesini bile kartmamt. Adan, zincirin el verdiince bir hzla meydandan uzaklat buna hz denilemezdi nk, benim meydandaki lmdan hibir ey anlamayan tek yaratk ola an sonra kendini zar zor toparlayp ayaa kalkabilmiti. Hseyin davranlarmda iirsel bir lduunu sezmiti. Daha sonra bana ylesine bir teekkr etti ki, Trk cmertliini ifade etme n kulland Venedike kelimeler olduka yetersiz kald. Bir sre ses karmadan kesesinin ip i skt. Byklarn ve sakaln svazlad, en sonunda yle dedi. "Bu gen kadnn zgrl tediin ey, bundan eminsin deil mi?" "Dnyada en nemli ey..." Nefes nefeseydim, bunun ne deni hl bir tehlike olduunu dndmden deildi, belki Hseyin yle olduunu sanyordu k umurumda deildi, yalnzca sabrszlma gem vurmaya alyordum. Bu ksa, tombul, evine me i'nin byle umutsuz bir durumu kavramas ise olanakszd. 128 ANN CHAMBERLIN "Yapabilecei miz bir ey var," diye mrldand. "San Marko akna neden duruyorsun?" San Marko sz kln tmad. "Daha ok para yapabilirim." "iki yz kuru?" l "Belki daha fazlasn. ok, ok daha f asn..." > "abucak?" "Belki de Allah izin verirse akam olmadan." * "O zaman yapalm. Ta nrm hi zamanmz kalmad." Hseyin elini sakalndan ekti ve ban sallad. Kk ingeney zplayan ocuklardan birinin yakasna yapt. Ona hzl hzl bir eyler syledikten sonra, ini ap zeri garip ekilli, ekmek peynir paras diye tarif ettikleri sama sapan metal par alardan kk bir tane verdi. Olan frlad gitti, kymetli paracklarmzdan bir tanesinin g i sineye ektim. Hseyin naslsa bir are bulacakt. "Gel," dedi kolumu ekerek. ^ Bu acayip yerden ayrlmaktan memnundum ama yine de sordum. "Nereye?" "Hamama." "Hamama m? Ev de zaten senin hamamn var." "Evet, zerimdeki denizi orada ykadm. Ama evdeki hamam ge nel bir yer deildir." "Yani hi anlamyorum. Kazanmamz gereken iki yz kuru var ve sen gi dip hamam sefas yapmak istiyorsun." Benim kabalm yumuatmak istercesine Hseyin, "ara n," dedi. "Pek ok i hamamlarda zmlenir. Siz Venedikliler, Trkler'in ok kapal bir topl olduundan ikyet eder ve ticaret srlarmz sizlere amadmz, bunun eitlii bozduunu ir belki arada bir ykansanz byle srlar olmaz." (Safiye (Sultan 129 Byk, yaygn, geni b rda ilerliyorduk. Venedik iin Grand Kanal neyse buras da Konstantinopolis iin oydu. Y erel kltrn dzeyi aka ortadayd. Pahal kahvehanelerin tenteleri, kumalar, aal me i...

Tm gn alan pler, inanlmaz bir titizlik iinde kaldrm talarn spryorlard. Bu olu, Venedik'le kyaslaynca, hi gbrelenmemi bir bahe geliverdi aklma. Orada nasl olur bir eyler yetiebilirdi? Ama aka grlyordu ki, gbre hi problem deildi. Atlan her ye balktan bir baka yz getiriyordu insann gznn nne. Dnyann bir o ucundan, bir bu ucu . Baz Trk yzleri, Rum yzleri; hepsinde ayn kararllk, hayatn srdrebilme kararll e mutluluk iareti yoksa, onda hayatiyet olabilir miydi? Saraylarn sslemeleri yolun telaesine zt bir oturmuluk iindeydi. Pek ounun tarihi, Mslmanlar'n buray almasndan ayanyordu. Bir yabanc iin buralarn zenginlere mi, yoksa perian yoksullara m ait olduun anlamak olanakszd. Zengin bir Trk, daha ok dar bir arka sokan dibinde oturuyordu. Bu likili dnyada sadelik, eer grmeyi baarabilirsen, b-' yk bir gsterii saklyordu. Kons polis'ten daha fazla ticaretle btnlemi bir baka ehir yoktu. Kemerlerinin altnda bir at ya gelmi iadamlarnn konuup durduu yollardan geerek Kapalar'ya geldik. Bu, sekiz de saysz kubbeye sahip byk pazarda her istediinizi satn alabilirdiniz; leblebi de, kle da... Hatta Trkler'in dolambal metodlarn kullanarak btn bakente istediinizi sattra niz de. Ticari anlamalarn karmakark yaps da, daha ncekilerden bir mirast. Safiye Sul .9 130 ANN CHAMBERLIN Amcam Jacope yznden bu konularda bilgim vard, islam leminde fa iz yasakt, ama bu bile ticareti dur-duramamt. Hibir risk olmamas iin iki yntem uygula du. Birincisi faizsiz borlanmayd. Dieriyse, deerli bir eyleri takas etmekti; at, ev v e hatta bazen bir ift ayakkab gibi. Mal nce bu borluya satlyordu, sonra da zerinde anl ir yzde eklenerek bor verene. Kuytu kelerinde deiik paralarla garip oyunlar oynanan Ka palar bizim amacmza en uygun yerdi herhalde. Ama deilmi... Trklerin aprak ve kar utmutum. Hseyin beni dar kard, yeniden yola koyulduk. Kuzeyi duvarlarla kapl, aala ensiz mezarlarn olduu bir yere gelmitik. Duvarlarn arkasn grebilmek olanakszd. Ama k seli yenierilerden burann saltanata ait bir yer olduu belliydi. Padiahlarn nne gelenle yatma alkanlklarnn sonucu olarak, imparatorlua yaylm bir yn saraya gereksinimleri atmalar ve babasz ocuklar... Byle cinsel konular Hseyin'i ilgilendirmiyordu, o daha o k sa tarafmzdaki camiyle ilgiliydi. Tam le namaz zamanyd. Byk kubbelerin etrafndak elen minarelerden ezanlar okunmaya balanmt. "Mimar Yakup ah" dedi Hseyin, "iki nesi i padiahmz Sultan Beyazd iin yaplmtr." Bu bina ile zerre kadar ilgilenmiyordum ve H n dierleriyle birlikte ibadet etmek istemesi canm skmt. "Kaybedecek hi vaktimiz yok," ye srar ettim. "Allah'la geen vakit kaybedilmi deildir," dedi. "stelik tm dnya Mekke'y dnmken kim i yapabilir?" Safiye Sultan 131 "Venedik'in anlarn dinlemeyi tercih ederdi ." Ben darda meydanda kaldm, meydann karmaas ruhumun karmaasna yetiemezdi. Yenieril e olduklarndan namaza gitmemilerdi. Gne, minarenin tepesinden dnm ve ortalk soluk, er bir mart yla dolmutu. Bu yumuak scaklk bir soukluun zerini rtyor gibiydi.

Kumrular bu n iftlemek iin en uygun ortam yarattn dnyorlard. Kulara zg b blnmt, ortalkta henz yavru grlmyordu. Koyu morumsu renkli erkekler ince "hu" ve ka sesleriyle etrafnda dolandklar dii-" lerinden baka her eye kar kaytszdlar. Kuyrukl a srtmek bu yaltaklanmann parasyd. Tylerinin nasl paralanmadna amtm. Aksi takd zd bu zavall ak sarholar. Bir srtnme sesi duydum. Sese dndm, neredeyse gc tkenmi rinden gelen "hu"lar kararak, adeta kendinden gemi bir vaziyette mezar tann birinin te esinde yukar aa gidip geliyordu. Bir dieriyse ayn eyi bir aacn dar frlam kkle yaz diiler hep birlikte erkeklere yz vermeme halindeydiler. Her zamanki gibi yerle rdeki krntlarla meguldler. Onlar havalannca, emeden mezarlara, mezarlardan emeye so usandrc takipileri bu "hu" ve "pu" mrltlaryla pelerinden gidiyordu. Cami kemerlerin r ykselip bir alalan Arapa namelerin arasnda birden fark ettim ki, bu tyl kafalarn d erkeklerden kopmu gibiydim. Bu dncenin iinde dallanp budaklanacaktm ama ibadet edenle dar kt. Cami boalmt. Hseyin yanma geldi ve beni caminin batsna, hamamn olduu N CHAMBERLIN "Bu da Sinan tarafndan Beyazd iin yaplmtr," dedi. "Ama hep Hristiyan bir iten yararlanarak." Hamamn giriindeki mermer stunlarn sslemelerini iaret ettim. Birbir ni izleyen daireler ve ovallerin tamamlad tavus kuu motifleriydi bunlar. Belli ki es kiydiler ve Bizans iiydiler. Hseyin, "maallah" ekerek, benim ses tonumu ho grdn bel Konstantinopolis'in onlarn eline gemesi tabii ki Allah'n isteiydi. Bunu anlayabiliyo rdum, "che sara sara" diyen amcam Jacope da, Tanr'nn gcn byle anlatrd. O meum sonu b z daha acyla hatrladm, hl kabullenememitim. "unu da unutma," dedi Hseyin, "Burann en pagan tapnaklarn yakp ykanlar Hristiyanlar' dr." Arkadam deerli paralarmz dat du. XIX DAMAMA G/RD//MDE beni ilk allak bullak eden grnt, srtlarnda kfelerle ilerleyen kle zinciri oldu. Bunlar suyun kaynar tutulabilmesi iin atee srekli odun tayorlard. G snrlarn gremeyeceimiz kadar byk olan binann kadn ve erkeklere ayrlm olan iki b ek ocaktan salanyordu. Ama bu, aralarnda yallarn da olduu klelerin iini kolaylatrm buruturdum. Hseyin'in belirsiz plan iSafiye Sultan 133 lemezse, kim bilir zavall Sofi a Baffo'nun ince, narin, gen vcudu hangi ar ykler altnda ezilecekti? Hseyin aklmdan g eri anlamt, gven anlamna gelen bir ekilde elini omzuma koydu ve beni binaya soktu. "Ba na gven, Allah'a gven," dedi. "Ve Ebu isa'ya da gven. Ebu sa kendi malna zarar verece k bir ey yapmaz." Beni soktuu ilk oda pek ok kk odaca blnmt. Bunlarn arasndaki dan lekelenmi, gzenekleri kfl, zamann ypranmas iindeki mermerlerle kaplanmt. ikimi bo bir odaca hamle ettik, Hseyin daha ndeydi. "Dostum sana unu sylemeliyim ki, klelik ilgili ok tuhaf bir alglamanz var. Ahlaken bunun yanl olduunu dnyorsunuz ama siz Ve ler denizlerin en nl klecileri deil misiniz?" Kafalarna sarlm havlularla, bedenleri bellerinde krmz beyaz izgili kumalarla kleler, odacklar arasnda oradan oraya dolayo

Ara duvarn tepesinden rahatlkla bizi grebilecek kadar uzun boylu bir Afrikal bana ok sk dokunmu bir kuma uzatt, ki ucundan pskller sarkyordu. Elimi zerinde, evresinde d eyin blmenin zerinden konumasna devam ediyordu. "Rahmetli amcann da'ihtiyar zenci Pie ro'su vard." Kuma merakla incelemem uzun Afrikal'y elen-dirmie benziyordu. Kaln, moru dudaklarnda eri, alayc bir gl vard. Kuma iaret edip "petemal" dedi. Uzerimdekiler arnmam gerektiini anladm. Bunu yabanclarn, zellikle de bu inanszlarn arasnda yapmay eildim. Yan odacklardaki 134 ANN CHAMBERLIN Safiye Sultan 135 adamlarn hepsi, Trkler 'in barbar gelenei gerei snnetliydiler. Bu Afrikal bile belki usturann hmndan gemit imi bu gerein karsnda ok rahatsz hissettim, erkeklik organmn arl altnda eziliy sylemeliyim ki, hamamda bir namus anlay vard, alayc bir glle blmenin zerinden bak l bile buna uyuyordu ve ban evirmiti. Bu, Hseyin'in anlattna gre dinin bir gereiy mda ykanan erkekler arasnda bile bir utanma sz konusuydu. Benzer petemallarn altnda be nzer sakatlklar olduunu dnmek beni rahatsz ediyordu. ylesine aptalca bir korku iimi s i, sanki petemalm belimden syrlrsa, onun iin dekini de kaybedecektim. Bu, yapmam gerek enlerin hzn olduka yavalatyordu. O srada Hseyin beni ocuksu bir tavrla cesaretlendi uyordu. Onun benden uzakta olmadn ima etmeye alyordu ama, bu beni, onun da bu yaratk n biri olduu gereinden koparamyordu. "Babann salnda da evde alan en az drt be k aklyd ama, ona hak verdiimi syleyemezdim. "Tandn biri olduunda i farkldr," dedim. ryla, seni emzirmi olan dadn da zgr biri deildi ve bu senin onu daha az sevmeni gerekt irmemiti." Bu keye skmlktan bunalmtm, kendimi oda-cktan dar attm, bana gven de kalmt. Hseyin'i plak grnce tuhaf olmutum. Teni balk solgunluundayd, kadn gibi kadnms gsleri ve koca bir gbei vard. En artc olan bayd, onu daha nce ya ka , ya da Trk saryla grmtm. Tepesinde dm gibi bir iz olan kafas cascavlakt, insan a bere izleri de en az plakl kadar zarafet dyd. Afrikal bize birer ift terlik verd edef kaplyd ve kayp dmeyi engelliyordu. Tabanlarnda "Santa Lucia"nn bayrak makarasnda e benzer koca koca tahtalar vard, in iin bunlarla kendimi Pizza'da dolanan bir fahie gibi hissediyordum. Hseyin, "Bu nalnlarla hem souk mermere, hem de pis sulara basma ktan kurtulursun, stelik kayp dmeni de engellerler," diye vp duruyordu garip tahta ter likleri. Bu arada, bana yardmc olarak, belimdeki petema-ln dmemesi iin bir dm att. n ayamda-kilere almak isterken, yrmeme yardmc bile oldu. Bu iki hareketinden baka, b buraya yabanc olduumu hatrlatacak baka bir ey yapmad. O srada ben bu tavrlarn, artk e kadar allm geldiklerini dnyordum. Varlm Hseyin'i, benim ondan ve odadaki dier atsz olduum kadar rahatsz etmiyordu galiba. Sanrm bu gzlem yetersizliinin nedeni kafas baka bir yere, ie younlam olmasndand. Tam o srada evden bir kle gelmiti, herhalde i pazarlmzla ilgiliydi bu. Adamn elinde kk bir sandk vard. Bunun, yaklak bir ay ucia"ya yklenmi olan samana

sarlm Venedik camyla dolu olanlardan biri olduunu fark ettiim an samalamaktan vazgeip ndime geldim. "Ona bu hamamda bir mteri bulmann m peindesin?" diye sordum. Hseyin gld ma yle ya da byle bir cevap vermedi. Kleye, sand kendi odacna braktktan sonra 136 ERLIN yanmza gelmesini emretti. Pazarln da bizim kyafetimize benzemesi durumunda hamam larn ne garip alveri yerleri olabileceini anlamtm. Bir pazarlknn niyetini saklama elbise kvrmlar da buna yardmc olurdu. Buradaysa... Yine de Hseyin'in kendi kazancndan benim uruma fedakrlk etmesini takdirle karlamtm. Deerli kadehler muhtemelen gerek f yarsna giderdi burada, ama yine de bu davran beni etkilemiti. Cmert evsahibime kar d nazik olmaya karar verdim. Adamnn yanmza gelmesini beklerken Hseyin laflamaya devam etti. "Bir kadrga klesinin hayat zenilecek bir ey deildir, bundan eminim." "Darda odu ayanlarn da..." "O grdklerin zgr insanlardr, oduncular onlar." "Anlyorum. Peki o zam den o kadar, o kadar..." "Umutsuzlar?" "Evet, neden umutsuzlar?" "zgr bir adamn akam evine ekmek gtrecei garanti deildir. Oysa, sahibi eer parasn batrmyorsa bir klenin r sorunu yoktur. zgr bir adam, alkla, ocuklarnn nafakasyla, byklerinin hastalklar iin ypratclyla savamak zorundadr. Bir klenin srtndaysa bu ykler yoktur." Uzun Af gzm taklmt. Odada ritmini yalnzca kendisinin duyduu bir Afrika mziiyle sallanrm Yukardan bir edayla yapmack bir ekilde tebessm ediyordu, tepesine yenieri bal gibi sa lular ne onun giderek eskimesinin, ne de sahibinin paralarnn gstergesi olabilirdi. Venedik'teki Aziz Gummarus yatrn anmsadm. Her zaman dolu olurdu. Adaklar dolar taard e rafnda. O tkeni6afiye Sultan 137 lerin, yokluklarn aziziydi ve daha ok da hamallarn... Biz ona "Zannis" diyorduk. Bir umutsuzun zgr yaam, ie yaramadan sona eriyorsa... "Ta mam anlyorum, haklsn. Ama Hristiyan ya da Mslman, siyah ya da beyaz, frncnn ateind ngi bir odun gibi, adsz bir abann iinde yiten, adsz bir beden olmak da bir yaam demek deildir. Kle ya da zgr, aslnda herkes buna dahil. Ben topluma kar su ilemilerin d nin kadrgalarda kle olarak kullanlmamas gerektiine inanyorum. Buna ev hizmetlileri dah il deil tabii, onlar zaten sahiplerinin evinde ve gvenlik iindedirler." Hseyin'in kle si sonunda gelmiti. Hseyin'in zyle sznn bir olmasn dorusu takdir ediyordum. mz aya getik. Buras da youn bir erkek kokusuyla kaplyd. Tavandaki kubbede yldz eklinde b yn pencere vard, buralardan gn szlyordu. Bizans ii olduunu sandm drt asla e mermer zemine yaylyor, sonra da kenarlardaki kk kanalcklardan akp gidiyordu. Bir kl izmetkr, Hseyin'in szlerini hakl karrcasna krmz beyaz kumalarn zerinde uyuyordu flerin ve tahta topuklarn mermerdeki tkrtlarnn arasnda insana ac vererek yanklanyor ksul Kafkas kyllerinin ocuklarn, zellikle de kz ocuklarn zengin istanbullu tccarla ar ylesine yaygndr ki dostum. Yalnzca kendileri iin para salamak deildir amalar. As dikleri, ocuklarn iyi beslenmesi, iyi giyinmesi yani zavall kylerindekinden daha iyi olanaklara kavumalardr."

Bu odada, kle, Hseyin'in vcuduna kireli bir kostik srd, iinde ok az da arsenik varm gzlerime ve azma dedirmemem iin beni uyarmalar ge138 ANN CHAMBERLIN rekmiyordu. Hi kim e beni byle bir ileme raz edemezdi, aa yukar on be dakika sonra kle, Hseyin'i bir m buuyla temizlemeye balamt ve onun doal olmayan klszlnn sebebini anlamtm. Baty mad bir modayd bu. "Biliyor musun, Sultanmz Kanuni Sleyman, Allah selamet versin, die adiahlardan daha farkl, garip bir i yapt. Oullarnn annesiyle evlendi. Genellikle Sulta haremi, satn alnm talihli kzlardan oluur. Bunlarn hepsi de Valide Sultan olabilmek i karda plak ayak komaya razdrlar. Tabii byk bir ey. imparatorlukta bir kadnn ulaabi sek mertebe. Sul-tan'dan sonra en yetkin insan odur. Bunda acnacak ne var? Gryorsun bizim sultanlarmz da kle kadnlardan olmadrlar." Hseyin bunlar sylerken krmz beyaz temaln, klenin, onun cinsel organnn etrafn da kllardan temizleyebilmesi iin at. Bu arasnda ne kadar kalrsam kalaym asla raz olamazdm. Belki de bu sama sapan snnet oyunun n balamasnn nedeni bir midye kabuu kazasyd, kim bilir? Yine de srarlara direnemeyip k tarafndan sabunlanmaya raz oldum. Mis kokulu bir suyla beni bol bol sabunladlktan sonra adam ellerini bir havluyla kurulad. Kll bir bezle beni ovalamaya koyuldu, ardn dan da kurutulmu bir kabak lifiyle bu ii tekrarlad. zerimde tek kullanmad galiba bir t l zmparayd, ama yine de bu yaptklar vcuduma iyi gelmi, beni rahatlatmt. Bir midye ka yapacann daha fazlasn bu arada kaybetmekten korkmutum. Ama harika bir cilde kavumutu Eksik dili bir srtla bana bakarak konuan hizmetkrm sanrm hibir mteriden bu kadar a alyordu. Safi/e (Sultan 139 Bir baka kurnada ben yalarda bir gen, yal ve hasta bab yn eyleri yapyordu, bu manzara benim iime dokunmutu. "Esaret ne zannettiin kadar umuts uz, ne de gsz bir durumdur." Hseyin, su seslerinin arasnda konuuyordu. "zellikle de se in Sofia gibi yetenekli ve gzel bir kz iin." "Ve kabul et ki, onu braktmzda hayatnda emnundu," diye tekrarlad. "Bu sabah tadna vard yiyeceklerden sonra senin ona salayacak larnla yetinebi-lir mi artk? Affedersin ama dostum, o ok uar ve dnek bir kz. Pahal ze eri var ve senin gibi bir ksz denizcinin bunlarla baa kmaya almasndan znt duyarm l mutlu ol. Sana o gen zenci kz yine yollayayim ve bu gece onu dar atma. Onun tadn ninle onun da hayat gzelleir. Ve Allah isterse senin olur. Onda kendini kaybet, grec eksin ki Sofia Baffo'nun hayali bile seni bir daha kandramayacaktr. Madonna Baffo, Allah'n ona sunduu kaderden honut. Dostum sen de kendi kaderinden honut ol." Hamamn e geerken serte bama gtrdm elim, asla honut olmayacamn iaretiydi. XX RTASINDA B bu blmn tavann, balk sslemelerinden yine Bizans'a ait olduu belli olan drt stun t mimari detaylar boazm yakan scak buhar yznden izleyemiyordum. 140 ANN CHAMBERLIN A ayan bir makarna tenceresine benzeyen havuzun yzeyinden scak buharlar ykseliyordu. Mermer zemin ate gibiydi. Bir kenarda her zamanki kaba tembellikleri iinde, scaktan neredeyse morarm iki Trk oturuyordu. Youn buharn iinde titreen ekiller, yava yava

hayaletler gibi kmldanp kayboluyordu. Scaktan gzlerim netliini kaybetmiti. Yeryznde, e'nin Cehennemi'ndeki kaynar kazanlara en yakn yer Trk hamamlaryd herhalde. Sybaris' in zevk dkn insanlar gibi, mistik bir tembellik iindeki bu insanlar da gnahlarnn fan k cezasn eker gibiydiler. Keseler, lifler birer ikence aleti gibiydi, masrlerse sanki cehennem zebanileri... Bunlarn yannda Foscari tiyatrosu bir hi saylrd. Youn buharn i nefes almaya alarak Hseyin'e yalvardm. "Beni buradan kar." Hseyin'in kafasndaki Ven de buharlap umutu galiba. Szlerim mrltn konumalar ve bastrlm kahkahalar arasnda ini sonsuz bir lanetin nesneleri gibi hissettii bu korkutucu havann iinde kaybolup gitti. Hi ansm yoktu, evsahibimi izleyerek, boazma kadar ykselen buulu havuza girdim.K beyaz pe-temallarmz, suya girince belimize kadar ykselip bir sre suyun stnde yzd, so yice slanp tekrar aa indi. Bu kaynar suda yumurta bile pierdi ama diimi skp ses ka en ses tellerim titreemiyordu. Scaklk tm eklemlerimi hissizletirmiti, mermer zeminin z rinde adeta fokurdayan suyun iinde yaylp kalmtm. Birden, bu sonsuz ikencehanede, hayat aki ilk Trk kadnn grerek ok geirdim, iki oda arasndaki (Safiye Sultan 141 en kestirme ldan havuzun kenarna gelmiti, iki eliyle yzn kapatm, parmaklarnn darack aralndan du. Herhalde bizim yanmzda havuza girmeyecekti. Eer vcudumdaki kann tm ekilmi olmasa an kpkrmz olabilirdim. Birka adam kadnn hareketlerini ilgiyle izliyordu. Hseyin bana eyler aklamak zorunda hissetmiti kendini, demek ki Venedikesini tmden unutmamt. "Zi sulanyor," dedi. "Bunu susuzluunu kantlayabilmek iin yapyor. O adamlar kocas ve erke ardeleri. Ayanda alvar yok ve eer masum deilse etekleri bana doru havalanr." "O za e mrltyla sordum. Scaktan baylacak gibiydim, deil kadn iin kendim iin bile ses kar haldeydim. "Eer yle olursa, kocas onu ldrebilir, tpk Venedikli aldatlm bir koca gib ski bir dettir, u grdn mermer stunlarn sahibi Romallar kadar." "O masum," dedim. Koc kardeler de buna ikna olmulard zaten. "Tabii ki," dedi Hseyin, ban ilgisizce baka bir evirmiti. "Neden tabii ki diyorsun?" "nk eer bunu yapabilecek cesareti varsa, bu, onu n kafasndaki tek bir sa telinin bile kirli olmadnn kantdr. Yalnzca kocasna bundan bir adan bakacaktr. Onun Allah'n yaratt tek varlk olmadn anlayacak ve hatta daha in olduunu dnecektir. Karsn byle bir ey yapmaya zorlayan bu adamn bir ahmak olduun m." Bu szlerden sonra Hseyin yeniden kendini suya brakt. Ben de itiraf etmeliyim ki, kendi rahatszlm bir bakasnnkiyle ilgilenmeme izin veremeyecek ldeydi. 142 ANN CHAM Yan basmdaki plak, halanm erkek vcutlarnn farkndaydm ama bunu dnecek halde de sudan kt, sanki derisi ttyordu ve yksek sesle konumaya balad. Trkemin her sylene k dzeye henz gelmediini unutarak bana bir eyler sylediini sandm nce. "Dininden balar n!" diye baryordu. "Kn eytan parmaklaya," "Seni pezevengin evlad, seni orospu ocuu drd naralarn.

Dorusu bu dili iyi konuuyordu. Bir gezginin ilk renmesi gerekenin kfrler olduunu bir k z daha anlamtm. Neden fkelendiini bilmiyordum ama en azndan kelimeleri bir para anlaya iliyordum. Sonra scaktan karan kafam toparland. O bana barmyordu. BUnlarn muhatab be ndan sktran yaratkt. Hseyin onun zerine atlamadan nce, buharn iinde svmt ok sulanan kadnnkinden bile daha diiydi. Ne Hseyin ne de ben birbirimizin dilinde duygu larmz anlatacak haldeydik. Omuzlarma inen salarm, sakalsz saylabilecek yzm ve buray lmadm belli eden havamla bir sapn isteklerini kamlamtm. Teekkr etmek iin Hsey bakamayacak kadar utanmtm. Saldrgana gnn gsterecek gcm yoktu. Masumiyetimi nasl is lirdim? Hseyin'in bir bakyla havuzdan ktm ve girie dndk. Kyafetlerimiz odacklarda yordu, temiz ve serin havayla cierlerim bayram etmiti. Ama henz elbiselerimin bana salad gvenlie kavuamamtm. zn Afrikal slak petemalmn yerine kurusunu verdi. B a, ncs(Safiye Sultan 143 n de bama koydu. Ona teekkrle glmeye alrken aznn k srada Hseyin benimle tantrmak zere bir baka Trk' alm geliyordu. O da herkes gibi sarnmt. Bu adam niye benim yanma getirdii hakknda hibir fikrim yoktu. Hakknda tek b lli yalarnda bir adam gibi grndyd. nce Hseyin'in beni doru drst bir adamla tan rmaya altn sandm. Tanma gayet ksa srd. Adam hi Venedike bilmiyordu ve midemdek iin Afrikal'nn bile daha iyi olduunu dndryordu. Hseyin ise srarla tantrma iini nda hatrlayamadm bir isim syledi. Adamn iznik'te atlyesi varm, inileri ok nlym isi srnn srrn kimseler bilmiyormu falan filan.. "Sana aradmz adam bulup getirdim. ini balad Hseyin. Hibir hareket yapmadm gren adam, daha ok genlerin yalca birine mas gerekeni kendi yapt, nmde saygyla eildi. Onu taklit etmeye altm ama pek baarl mezdi. Aptalca, hibir ey sylemeden bir sre karlkl baktk, sonra odacklarmza dor -kine girdim, Hseyin de adamla beraber yandakine. Afrikal, gizli ritminin bir ksmn be nimle paylar gibi dolayordu etrafmda. Benim odada kilim ve yastklarn zerinde oturduu Yukardan aa, aadan yukar bir kk ocua yapld gibi, getirdii lk havlulara ben ah parmaklaryla ovalaya ovalaya vcudumu kurulamaya balad. 144 ANN CHAMBERLIN Dorusu h o bir durumdu, ama hibir erkein, kim olursa olsun, bana bu kadar yakn temasta olmasn k abul edemezdim. Ona bunu istemediimi ifade ettim, nargile ve masaj tekliflerini d e reddettim, ama kahveye hayr demedim. ileri koyu ve sert kahveyle dolu iki fincan da yan odaya gtrld. Sonra ar bir garip duman oday sar-verdi. Amerika'da bulunup sonr n Karadeniz kylarnda da yetitirilmeye balanan bu garip eyi galiba inici adam tttryo , ttn dumann iime ilk ektiim and. Konstantinopolis'te son moda bir alkanlkt ttn bulunanlarn bile bu dumandan etkilendiklerini biliyordum.

Scak hava ve su, kahvenin ho tadyla birleince, gn boyu yaadm duygusal frtnalarn y aha fazla katlanamaz bir hale gelmitim. Tuhaf bir uyuukluk tm bedenimi, beynimi kap lamt. Yan odadaki konumalar giderek uzaklar gibiydi, orackta iim geiverdi, uyuyakalm i uyandran ses yeniden tekrarlanyordu yanda. Saman dolu kutu almaya allyordu. Aslnd tam ayltan baz kelimeler olmutu, nsan kendi dilinin dnda konumaya balaynca sanki ke akcln yitirip sertleiyorlard. Hseyin'in byle bir tonla Filippo ve Bernardo Serena duydum. ki Venedikli... Tabii ki sradan Venedikliler deildi bu iki karde, ikisi de lmt e oullar onlarn namn yrtyordu. Bu adamlar, opak camdan kristal berraklnda, genelli ama atada srada da harikulade bir beceriyle mavi iler karmay baarmlard. Se-renalar ya artc mkemmellikte kadehler, vazolar, tabaklar sunmulard ve bu devam ediyordu. Ksa zaman sonra Murano camclar da ayn yntemle Safiye Sultan >v\ 145 bu sihirli forml kulla nmaya balamlard. Venedik'in sayl atlyesine karlk kente refah getiren bir almayd lindeki mallarn bir ksm bu almalardan olabilirdi. Trkler'in inanlmaz lks talebi d ldi. Bu dncelerimi kantlayan, samanlarn arasndan kan paray anlatrken Hseyin'in s du, "vetro a filigrana." Demek ki Hseyin bir mteri bulmutu. Bu iyiydi, yeniden arkam a yaslanp, kaytszln kollarna kendimi brakmak zereydim. Tam bu srada, bu snrda, bi gladm. Bu herhangi bir zengin mteri deildi. Belli bir ustal, belli bir meslei olan b i bu adam. Ufack bir bilgiyi hayata geirip gelitirebilecek biriydi o. Onun derdi bi r vazo almak deildi, bir vazo iin ok daha fazlasn demeye hazr biriydi o. Bir byk giz etimi satn almak zere biriydi o. Her naslsa ve her neredeyse Hseyin, Venedikli bir t acir olarak "vetro a filigrana"nn srrn renmi olmalyd ve bunu satmak zereydi. Venedi lacakt. Beni salaklatran minderin zerinde zplayarak ayaa kalktm, tabanlarmn altndak r zeminin soukluunu kemiklerimin dibine kadar hissediyordum. Gmleimi giymeye alrken b saran havlular yerlere savruldu. Cildim ketenden daha gzeldi ve elbiseme sinmi ko kum bana daha nce asla bu kadar iren gelmemiti. Gmlek, ter ve tuzdan talamt. Diler bu kokuyu duymazdan gelmeye altm. Aslnda bu gmlekle birlikte benden alman yaama hakk niden geri ister gibiydim. Pantolonumu toparlamaya alrken yan odaca daldm. Safiye Sult n F. 10 146 ANN CHAMBERLIN Hseyin'in bana aknlkla bakndan, ngrlerimde yanlmad rin hareketini tarif ederken donup kalmt, opakln nasl effafla dntn anlatmak lmek iin Trke'ye ihtiyacm yoktu. inici de farkl bir durumda deildi, o da donup kalmt rendiklerinin heyecanyla havlularndan syrlmt. Ellerinde gelecek servetinin bir n m tutuyordu, inanlmaz bir kseydi bu. Bir parmak inceliinde bir ayak zerinde ekerimsi, incecik yapraklarla bezenmi bir kse. Bir eyler syledim. Sanrm aklma gelebilecek en kt u. Ama fkem kelimelerin bir dile ait olmasna bile izin vermiyordu, belki de kkredim . Bir sa^ niye iinde srtmdaki yelei iniciye doru savurtmutum bile. Cam, milyonlarca pa ya blnerek mermer zemine salmt. Ve bu camla birlikte sanki btn dnya da paralan-

mt. Trkler'i bir kenara iterek, Beyazd Meydan'nn karmak dnyasndan ve tatminsiz kum hzla uzaklap gittim. XXI _ ^LEDEN SONRAKi youn insan kalabalnn beni iine saklamasn eyin'le trmandm yokua tekrar vurmutum kendimi. Arkamdan geleceinden emindim. Ayasofya' altn rengine boyayan n altnda, bir saat sonra da bundan emindim, korkak bir tavan gib rkama baka baka ka' Safiye Sultan r 147 yordum. Kentin bu en kutsal meydannda bir a ra onun sarn grr gibi oldum. Hseyin herhalde bir baka Tanrsal yakarn iindeydi. G al, bu kuku beni caminin ters tarafna yneltti. Orada, karanlk bir aralk buldum, bana yeteri kadar gvenli grnyordu. Yrdm... alan iiler tarafndan braklm, snmek z iden otuz kadar anm ta basama aydnlatyordu. Onlar izledim. Dnya stme kapanmt. i bir kentin yalnzl iindeydim, ben bir yabancydm. Aa indike suyu duyuyordum, bir y bir yerde ar ar damlyordu. Ackl bir sazn nameleri gibiydi bu ses. Zengin bahelerin an ekime kadar yeil tutacak bollukta bir suydu bu. Snmekte olan mealelerin titrek klar la yldzlanan bu suyla, bu kent ktlklar aabilirdi. Ne suyun, ne de bu sarnc ayakta tut stunlarn sonunu grebiliyordum, im acyarak bu devasa stunlarn da Bizans'tan kalma oldu grdm. Eilip bir avu suyla bu buluumu talandrdm, n-sana kasvet veren su kesinlikle le iydi. abuk abuk hamamn benden aldn geri aldm. Yenilenmitim. Bu yeralt sarncndaki bulmutum ve gvenlikteydim. Gne batm olmalyd, mealeler de son klarn veriyorlard cakaranlktayd, kafamda yeni bir plan olutu. Yaplacak i kle pazarn bulmakt. Kle paza ia Baffo'yu... 148 ANN CHAMBERLIN Gne batmt, Konstantinopolis'in sokaklar sessiz bir m ezar soukluundayd. Grdm erkekler gndz dnyasnn kt bir kopyasyd. Gerek olan ha yol gsteriyordu. iekler gibi tm dkknlar kepenklerini indirmilerdi. Ama her yerde tay aklar dklm bitkinin ortasndaki taze filizleri grebiliyordum. Balangta sokaklardaki larmn dikkati ekebileceini dndm. Ama artk peelerin ya da kapal tahtrevanlarn gl gidip gelmeler yalnzca kadnlara aitti. Gze grnmeseler bile bu dedikodu, yemek ve rah atlk tarifiyle yapm iki yumann gizemli varln hissedebiliyordunuz. Kendimi byle yapm hissediyordum. Bu duygu beni kle pazarnn tahta kapsna kadar gtrd, ama tabii liydi. le saatlerinde kapatlm olmalyd. Ortal stan mart gnei de olsa, deerli bi scaklk bile caydrcyd herhalde. Binann arka tarafn bulmak ok kolay deildi. Admlar metrik hesapla ayarlamam gerekti. En sonunda bir asmayla arpnca doru yolda olduumu anl adm. Bir duvara trmandm, eski bir aty atm ve bir avluya dtm. Buras sabah Sofia'n nden duyulan seslerin geldii yerdi. Pencereler yukardayd ama bunlardan srnerek girme k zor grnmyordu. Tek sorun kepenklerdi. Yaz akamlarnda serin havann ieri girebilmesi i bunlara ince teller geriliyordu. Ama imdi ka gre ayarlydlar ve bu bir hrszn ieri g i zorlatryordu. Tabii benim de... Deneyimsizlik sz konusu olunca kararllk nem kazanyo . Safiye Sultan '' '

149 Balangta gvenli bir biimde planlanan kle dkkn ve avlusunun sahipleri, belli ki o geen uzun yllar sonucunda bu konuyu ihmal etmilerdi. Vaktiyle dikilmi olan asma, aala uvar boyunca ykselmiti. Elimde bir duvar dibinde bulduum keserle, hzla trmanverdim st Pencereye uzanan dal ben zerinde ilerledike aaya doru eiliyordu. Btn aceleciliime iz ve ok dikkatli davranmalydm, bu da ok zordu. Yine de ani ataklar, duraksamalarla iime devam ettim. Menteeler yerinden kurtulmaya balamt. Bir din uzman deilim ama, Tan genleri zellikle koruduuna inanrm. Daha yal birinin, yapmaya kalksa, kesinlikle cez aca baz ileri genlik sz konusu olunca grmezden geliyor olmalyd. u ana kadar, hayali lir ama, onun onayn alm olduumu dnyordum, ya da en azndan yaptklarma iddetle kar rdu bana. Belki de bu Tanr'nn ii deil de bir sihirdi. Beni koruyan belki de, ok ksa za manda lp beni koruyuculuundan yoksun brakacan bilen annemin ocuk alnma kondurduu t Byle bir pc anmsamyordum, ama beni gzeten gizli bir gc hissediyordum. Hemen caysam Hseyin'in konuk odasna dnebileceimden emindim. Aslnda dokunulmazlmn snrlar bunda i noktalara kadar uzanabilirdi. O malum geceden beri en kusursuz ve en uzaklara ulaabilecek kadar "byk" adm atabilmek iin olaylar kafamn iinde binlerce kez prova et ok "kesin" bir anda, inanyorum ki, byk arzumun peinde kendi zgrlmden vazgemitim. aha farkl ve daha mutlu bir ya150 ANN CHAMBERLIN (Safiye Sultan 151 amdan da... Byk arzumun beni alaa ettii, kaderimin durdurulamayan bir heyelan altnda kalmasna savrul ttii o "kesin" an ne zamand? Bu soruyu tatminkr bir biimde cevaplandramyordum. Hseyin unun, onun korumasndan kendimi yoksun braktm an olduunu dnyor olmalyd. Ama ben hi a uramadan kepengi yerinden skmekten de daha ilerilere gidebileceimi biliyordum. Ma donna Baffo, o gece tabii ki, byk odada tek bana yatyordu. Benim kuru asma dallarna tr andm duymutu ve uyankt. Ay odaya ak pencerelerden dklmeden nce bile bu sesle uumu biliyordu. Beni ele verebilecek bir lk atmad. Ayakta bekliyordu. Dumanms n asn'da deerli bir ikona gibiydi. Pencereden aa doru kendimi sarkttmda bana elini uz lu bir ekilde glmsedi ve fsltyla konutu. "Sinyor Veniero, sizi grmek ne kadar gzel." Giorgio dememesinin zerinde durmadm. Ondan daha byk eyler bekliyordum. "Seni kurtarm aya geldim," dedim. Arkasn dnd, birka adm att, benimle oyun oynuyor gibiydi, armt u olanaksz," dedi. "Deil. Saklanabileceimiz mkemmel bir yer buldum. Buraya ok yakn, bi r sre iin snabileceimiz bir sarn..." "Bir sarnta nem ve souk iinde beklemek iin k." "Sadece ksa bir sre iin, ben Pera'ya gidip, kendi vatandalarmzdan bir tekne salaya a kadar." "Ama Sinyor Veniero, yapamam. Sizin gibi, bir sinek gibi duvarlara trma namam. Sizinle tantm ilk gnden bu yana yaptnz gibi yani..." 'il! Yaptm fedakrl benzetilmekten holanmamtm ama yine de aldrmadm.

"Yapabilirsin," diye srar ettim, lk karlamamzda, her eye karn bende en gpta ettii nuyordum. "Yardm edeceim. Yapabilirsin. Yapmalsn." . "Bilmiyorum," dedi. Korktuundan ya da bana gvenmediinden deildi bu, gerekten de sadece bilmiyordu. Ben biliyordum. O nu yakaladm ve kuvvetlice belini kavradm. Ah o bel, Tanrm bu dokunu kollarmda kk kas r yaratmt. Onu pencereye doru tadm. Sofia minicik bir lk att. Bu zevkten miydi, k yoksa itirazdan myd? Benimle itimeye balamt, birilerinin bizi duyabileceini dnerek braktm. "Sinyor Veniero," dedi. Aniden karar vermi gibiydi. "nce uraya oturun, bir ey sylemek istiyorum. Bugn bama gelenleri anlatmak istiyorum." "Daha sonra," dedim. On a emretmiyor, yalvaryor-dum. "Gvende olduunda anlatrsn, bol bol vaktimiz olacak." "Oh , hayr, ltfen." Kararll artmt, bense giderek daha zayflayordum. "Anlatmalym. B k kimsem olmad iin skntdan patladm. Maria'ya anlatmak istedim, ama sanyorum onu satt "Maria satld m?" diye sordum. Kukulu ve pimanlk dolu dnceler geiverdi birden aklmd , Maria'y ansn varken satn almalydn. Byle bir fans bir daha asla olmayacaktr. Belki d u yaklaan bir sonun son uyaryd, ama bunu anlamay reddediyordum. "Onu nereye sattlar?" 52 ANN CHAMBERLIN "Oh, bilmiyorum," dedi Sofia. "Mutfak ii iin yal bir adam ald galib a. Bilmiyorum. Sylediklerinin tek kelimesini anlamyorum bu insanlarn. Beni bugnlerde bir yardmcdan yoksun brakmalarn ok dncesizce bulduumu sylemek isterim. Ah neler n ugn. Ltfen otur da dinle, yoksa atlayacam." te kaderimin izildii an buydu ve galiba hissetmitim bile. Baffo'nun kz bu son isteini sylediinde, onun gzellii ve varl ben ne yoksa silip gtrmt. Btn gecedir beni sarm olan enerjinin de gittiini biliyordum, imi yitirmi, aptallap beceriksizlemitim. Tanr'nn koruyuculuu da, bir annenin tlsml rtk. Dizlerimin ba zlr gibi oldu ve oturdum. Onun sesi ve bu sesle anlatt harikalar yiden iyiye apallatrmt. "Bu sabah, sizin hemen arkanzdan, beni kapal bir arabaya koy ve bilmediim bir yere tadlar. Tek syleyebileceim yeryznde byle bir yer daha olmad yada deildim ve beni tayan kleler de meleklerdi ve birka saatliine cennete gtrlmt kalabal hissettim, seslerini duydum, ama satcnn houna gitmeyeceini dnerek kafam iraz da korkmutum, kalabalk kaba saba ve ok grltcyd. Giderek azaldlar ve duyduum se ha saygl, kibar bir hal ald. Sanki byk bir tapnaa yaklayor gibiydik, ite o zaman r alayp darya bakma cesaretini bulabildim. Kocaman ve harika bir baheden geiyorduk. Says nefis patikann kenarnda dzgn sralar halinde yksek selviler uzayp gidiyordu. Aalarn ndeki iek tarhlarnda kendileri de oraya dikilmi gibi grnen krmz balkl bahvanlar n 153 Ah, Tanrm ne mthi ieklerdi onlar. Tpk bir hal gibi... Parlak pembeler, krmz tomurcuklar. iekler Trk ordusunu sembolize ediyordu. aknlkla kark bir hayranlk ii falar sarkl askerler gibi duruyordu hepsi de. Hayatmda hi bylesini grmedim inan." Bu er "tlbend" dedikleri iekler olmal, diye dndm. Bz, Avrupallar bunlara "tulip" diyor adn yanl da syleseler bahelerini onlarla doldurmaktan geri durmamlard. Trkler'in bu

nasl retilip bytldn saklamalarna karn Hol-landallar'n bu srr zdklerini ve ni retmeye baladklar duymutum. Yine de onlar ksa zamanda Venedik'te grmeyi umut etmiy um. Hele de Sofia'nn anlatt mthi dekor iinde... Konstantinopolis'te gezdiim bahe ve arn hibirinde bu kadarn ben de grmemitim. Herhalde abartyordu, nk yalnzca Sultan b pabilirdi. Sultan... diye kendi kendime tekrarladm. Madonna Baffo, Byk Saray'a gtrlm bilir miydi? Tanr korusun... Dinlemeye devam ettim. "Sonunda byk bir kapya geldik. O rada benim arabay tayanlar durdular, satc bile daha teye gidemiyordu. Beni arabadan in dirip araflara sardlar ve dkkndan bu yana bizimle gelen iriyar, beyaz adama verdiler. Adamn, kenar tavan krkyle ssl koyu yeil uzun bir elbisesi vard ve eker klahna ben n sivri bir apka takmt bana." nceki gn Hseyin'in bana gsterdii adam hatr-layver .." demiti arkadam. Demek ki doruydu bu. Ve bu saray, nnde adalet arayan dilencilerin dolat Babli'den farkl bir saray olmalyd. Git154 ANN CHAMBERLIN tii yer haremdi, yr olan harem. Sultan' dan baka hibir erkein ayann ieri adm atamad harem. Dinlemeyi s , beni kapdan geirdi. Ve sonra... Sana nasl anlatabilirim? Sanki byk bir canavar tara fndan yutulmu gibi hissettim kendimi, ii gri souk mermerlerle kapl bir canavar. Evet, bana yle bakma Veniero. yle bir korkuydu ki bu, taa belkemiimin dibine kadar titre dim. Ne mthi bir canavar... diye dndm. Ne byk, ne gl, ne harikulade bir canavar... sarslyor, gzlerini ap kapadnda dnya ya a bouluyor, ya karanla gmlyor. Oh, lirim, diye dndm, bir daha gn n gremesem bile buna raz olacam biliyordum. Can rmer koridorlar boyunca yrdk. Benim rehberiminkine benzeyen krkl elbiseler giymi sarld az zenci erkekler dolayordu ortalarda. Kaplarda nbet tutanlar vard. Daha ierilere, ie ere doru ilerledik. Sonra, bir kap ald ve kendimi mthi bir k ve ses cmbnn iin ayna, yaldz, mcevher, saten ve cilal fayanstan yansyan bir k seliydi bu. Fayanslara i mi rengrenk ekiller buray bir baheye dndrmt. Bu yzeylerde ses de daha farkl yank aki kafeslerde bin bir eit ku akyordu ve kadn mzisyenler ellerinde sazlar oynak arkl rdu. Ama sesin asl kayna, kadn kahkahalar ve konumalaryd. En azndan yirmi kadn vard hayatmda grdm en gzel yirmi kadn. Hepsi de birbirinden farklyd; siyah, beyaz, kumral . Mavi gzller de vard, zifir gibi kara gzller de. Kzl sallar, kahverengi sallar, k i kara (Safiye Sultan 155 sallar... Anlatlamaz bir zerafet iinde giyinmilerdi, zerleri mcevherlerle donatlmt, kumalar altn ili ve kadifeydi. Onlarla nasl yryebildikleri a biimleri hareketliydi ve yastklarn hallarn arasnda glsuyu iip, eit eit tatl ye grnyorlard. Yanmdaki adam bana eilmemi syledi ve buna uydum. Bir trtl gibi yere dor landm, O araflara sarnmken bunu yapabilmek inan az buz i deildi, in asl, bana syl eilebilirdim. Canavarn nabznn att yerde grdklerimden ylesine etkilenmitim ki, bun azdm. Bir de baktm, burnumun ucunda dana derisinden kk sar bir terlik. Bir kadn beni y rden kaldrmaya alyordu. Sonra beni araflarmdan kurtardlar, eri giriimle birlikte olan bir oda dolusu kadn yutkundu ve birden yine grltyle konumaya baladlar. Yzlerine

vuran krmzlktan anlamtm, bazlar beni kskanmt. unu syleyebilirim, bu gerekten yi hissettiren bir ey. zellikle bir kadn benden holanm gibi duruyordu. Bende de ondan etkilenmitim. Dierlerininkinden ok daha gsterili olan elbise ve ssleri deildi bunun ne eni. Tabii onlar da etkileyiciydi ama, beni etkileyen eyin yannda bu hi kalr. Oradak i kadnlarn en gzeli deildi, biraz ya gemiti. Bir zama'nlar harikulade olduu belliydi imdi krknda vard ve rahatlkla benim annem olabilecek bir yatayd. Cildi hl mkemmeld ii gibi przsz, beyaz ve souk. Beyazlarn kapamak iin salarna sihirli bir karm sr en doal bir prlt dolayordu banda. Geni alnn, nefis elmack kemiklerini belirginle ilde onlar arkaya doru taramt. 156 ANN CHAMBERLIN Ama en arpc yan gzleriydi. Kalar ay biimindeydi ve onlarn altnda, kirpiklerine Trkler'de moda olduu gibi bol bol rastk srmt. Benim satc da kmadan nce bana srmt zaten. O siyah gzler kmrden daha kar iyordu. Rastk belki de onlar bir para rtyordu, aksi halde o gzler insann cierine soku bir kamaya benzerdi, insana itaati ve uruna lm emreden o baklar... Ve hemen ona itaat ettiler. Hepsi birden... Beni soyan kz imdi beni dndryor, yrtyordu, bu emredici kadn ilerletti beni. Kz, sahibesine kar, Ma-ria'nn bana yapt gibi bir naz ya da bkknlk ldi. Benim Venedikli hizmetilere istediklerimi yaptrabilmek iin ya isteimi tekrarlam am, ya sesimi ykseltmem, ya da hatta ayamn ucuyla drtklemem gerektii ok olurdu. Ama b adn btn emirleri baklar ya da ufack fsltlarla veriyordu. Hatta o beyaz apkal koca e... Adam kadnn boynunu iki eliyle koparabilirdi ama, onun nnde eli yerlere deecek ka dar eiliyordu ve eer bir kuyruu olsa kadn ona iltifat ettiinde mutlaka zevkle sallaya cakt. Eer byle da gibi bir adam ynetebiliyorsa, onun dnyann sahibesi olduunu renme n hi de artc olmazd." Baffo'nun kzna, hadmlarn hem beyaz hem de zenci olabilecekle ine yanl erkee sayg gsterdiini sylemeyi gzm almad. Byle bir artmay hak etmeyec vkle gsterisini yapyordu. "Sonunda kadn, kollarndaki bilezikleri sallayarak, beni ke ndi minderinin yanna ard. Kollarma bacaklarma dokundu, dilerime bakt, kulaklarma, b Ve ceketimle bluzumu kartmam iaret etti, bylelikle Safiye Sultan 157 benimle ilgili tm renmek istediklerini... Dorusu Sinyor Veniero, onun karsnda hibir utanma duymadm, caman adamn varlna karn hem de, ama imdi sizin nnzde... Daha ileri aamalar hayal , anlatamayacam... Yalnz undan emin olabilirsiniz ki, hibir at satn alnmadan nce beni adar ince bir kontrolden gememitir. Yani insan, kadnn beni kendisi iin almak istediini bile rahatlkla dnebilir." Madonna Baffo'ya Sultan'in haremiyle ilgili duyduklarm anla madm, eer anlatsaydm bunun pek de olaslk d olmadn anlayabilirdi. Suratm ask, se karsnda oturuyordum. Bunu fark etti ve bard. "Hayr, Sinyor Veniero. unu sylemeliyim, yle bir kadn tarafndan farkna varlmak... Ne beni hie sayd, ne de elinin bir hareketiy e bandan def etti..." Ve sonunda yemin ederken sesi zevkle titriyordu. "Aziz Marko ve Tanr adna yemin ederim ki, u hayatta o kadna ait olmaktan baka hibir arzum yok. O ne bakalk... Hibir kadnda byle bir g grmedim. Hatta bir erkekte de. Onun elbiselerini mir edip, amarlarn ykamaktan mutlu olurum, yeter ki yan banda olabileyim, belki o g para bana da geebilir... Bundan sz ederek ansmn kaybolacana inanmyorum, o kadnn be abileceini dnyorum. Ben ayrlmadan nce ellerimi avularna ald,

okad, glmsedi ve bir eyler syledi. Venedike olsayd herhalde yle derdi. 'Biz byk d az sevgilim, sen ve ben.' 158 ANN CHAMBERLIN Safiye Sultan 159 XXII a /ADONNA BAFF O'nun sesinden baka bir ses, onun ssl psl son szlerinin arasnda kulama alnr gibi en aldrmamtm. imdi tekrar duymutum, daha yksek ve netti ve asla ihmal edilmeyecek bir urumdu bu. Oturduumuz odaya doru birileri geliyordu ve imdi tam kapnn nndeydiler. "Tan ..." diye bard Baffo'nun kz. "Ya seni burada bulurlarsa..." Kendi karmaasnda, bir fs le adamlarn kukularn dorulayacan dnmemiti. Ben de kendi karmaamda onu korumay d dimi bile koruyabilecek durumda deildim artk. Srayp pencerenin kenarn tuttum, ama baca larmdan biri hl odada sallanyordu ve biri bileime yapmt, yere doru savruldum. Ksa r ey hissetmedim, gzlerimi tekrar atmda srtst yatyordum. stmdeki arln sahibi i kocaman, prl prl bir kamay kalbime doru yneltmiti. "Isa, Isa, bekle!" ihtiyar olan u. "Bu, sabah gelen Hristiyan gen." "Onun nce kalbini karacam, sonra da snnet edecei ir ekilde ne dediklerini anlayabiliyordum. Daha nce sylediim gibi kfr ve hakaret daha buk reniliyordu. "Ama bekle. nemli dostlar olabilir. Bilmiyoruz. Ellerimize onun kannn bulamas bize zarar verebilir. Kza bir ey olmam ve en nemlisi de bu. Eer kan dkersek da yasaya gre, istersek, konu Babli'ye kadar gidebilir. Ticaretin bozulacandan korkup sat iptal edebilirler." Gen adam, babasna fkeyle bakt. Elindeki kamay hrsla duvara latt. Derhal odadan karldm. Baffo'nun kzyla ilgili olarak grdm en son ey onun div , hibir ey olmam gibi bluzunun yakasn dzeltmesiydi. Gecenin kalan saatlerini satcnn larndan birine kilitlenmi olarak, korku iinde geirdim. Sabahleyin, beni esir alan ad amlarn ahsi nefretlerinin bir para azalm olduunu hissettim. ardaki dier dkknlarda ahibinin gzetimine braktlar beni. Selahaddin, zerindeki ar giysilere karn grdm en rdan biriydi. Ayn zamanda olduka uzundu da, bu karm ona ok tuhaf bir hava veriyordu. E llerini srekli olarak nnde tutuyordu, ince uzun kemikli parmaklaryla narsist bir ekil de oynuyordu ve ayn tavr iinde siyah, gr byklarn okayp duruyordu. Belli oluyordu ki hareketi yapmak ona gurur veriyordu. Pintiliinden tr yemee harcanan parann ziyan edil mi olduunu dnyor olmalyd, herhalde ona gre bu parann yeni bir yatrmda deerlendir aklcyd, iimde garip bir his vard, kendi icad olan iki durumun - by ve zayfl- n ilerden farkl olduunu gstermekti. nk hibir esir tccar yoktu ki sakall ve iman olm rancesko de." Elini uzatan Selahaddin bunlar italyanca sylemiti. aknlkla rendim ki b m doma byme bir Cenoval'yd. Hristiyanlk'tan vazgemesi ona burada bir kle tccar ola iin kaplarn amt. Kendine niin Hristiyanlar yenen, Hal Seferleri'nin krbac bir amtm. 160 ANN CHAMBERLIN "Ah, italya'y hl ok zlyorum," dedi Selahad-din. "Kendi lke riyle konumaktan daima ok holanmmdr."

Onun bu yaknlna ben de kendi kklerimden bahsederek karlk verdim. kszlm ve amcam Lorenzo adna bu byk bir ac," dedi. Sesindeki acma bir para kabayd ve sanki yrekten de . "Byk bir ac," diye tekrarlad. "Sana kahvalt ikram etmeme izin ver." Sessiz bir kle, Selahaddin'in dkknnn arka odasna kahvalty getirdi. Yourt, zeytin, kurutulmu erik ve Bamdan gelip geenlere ramen ve belki de tarn tersine bu yzden, her eyi byk bir itah dim. Se-lahaddin bana katlmad ama, bir mcevhercinin almasn izleyen mterinin hayranl zledi. Bende, kendini kontrol altnda tutmaya alt izlenimi uyanyordu. nk kendini, b arak gren hayvani duygularn zerinde hissediyordu. Yemein ortalarnda Selahaddin'in bir meslekta geldi ve onu bir konuda danmak zere kapya ard. Trke konuuyorlard, pek dum ama tarttklarnn bir klenin bedeniyle ilgili olduunu kavramtm. "ok yal," dedi akal henz kmam..." "On iki on ten sonra baar ans pek yoktur. lebilir." "Ama byl bir vcut ve byle salar..." diye kar kt Selahaddin, "bunlar nasl grmezden gelebili fiye Sultan 161 Kahvaltm bitmiti, ayrlmak zere ayaa kalktm, italyanca, "Arkadam Hsey evine geri dnmem gerekiyor," dedim. "Bana ve Venedik'e ihanet etti ve ben ikyet et tike bana oh olsun diyebilirsin. Ama bu kentte ondan baka tek bir dostum yok. Ve s anyorum bama bir ey geldiini dnp endieleniyordur." Engellenmem benim iin ok ar a Trke anlayabildiimden haberleri yoktu, bunu bilselerdi zaten konumalarn odann dnd lard. Anlamtm, sz edilen kle bedeni benimkiydi, itirazlarm ve mcadelem hibir ie ya ta Selahaddin'in bu konudaki kararlln daha da hzlandrd. le olmadan, tekneyle Halic' asna tanm ve Pera'nn duvarlarnn tesinde kk bir kr evine gtrlmtm. Orada yap arna aykryd. Onun iin de bu iin kent snrlarnn dnda ve Mslmanlklar gstermeli as gerekiyordu. Benim Pera'nn tesine gittiim gn Ebu Isa, korsan gemisinden kan sarn arlnda dn bile kuramayaca drt yz kuruunu ald. Akama doru, kapal tahtrevan ola koyuldu. Ama bu kez geri dndnde ii botu. Safiye Sultan F. 11 XXIII OFIA, MERMER CA AVARIN karnna girdiinde kendini, insann yreine ileyen kopkoyu bakl kadnn aaal h Bunun yerine hadm onu iki kat yukar kartp; karanlk, rutubetli bir koridorun en sonund aki dar bir yataa gtrd. Yatan yaylarnn zerine ince bir yatak serilmiti. Defalarca k ktan eskimi yatak, zerine oturduunda onu zorlukla tad. Umutsuz, zavall grnl dokuz nderlerinden ona doru bakt ve krk dkk birka karlama cmlesi, tek kelimesini bile anl vaplaya-mayaca deiik dillerden garip bir ses yumana dnverdi. Gerek anlamda konuab hadmd. Dar kmak zereyken durdu ve nedeni anlalmaz bir ekilde kzlardan birini ser fak tefek kz cevap vermedi. Zaten verecek bir cevab olsa da bunu yapamazd. Hadm, onu n incecik kolunu koca eliyle skt. Kzn bir an soluu kesildi ve sonra bir lk att. Ada apya doru savurup dar karrken, ac ve iddet birbirine karmt. Sofia, kzn orada a alelacele bir ey kazyverdiini grd.

Daha sonra gecenin karanl indi ve kzlarn iniltileri bu souk mermer canavarn iinde tp i bir 166 ANN CHAMBERLIN Safiye Sultan 167 midede eriyiveren bir sap maydonoz gi bi eridi gitti. Sofia yerinden kalkt, kapya doru ilerledi. Yatanda haere olup olmadn ol etmek iin, oday clz yla aydnlatan ya kandilini almaya gidiyor gibiydi. Ama oray ervaza bakmay ihmal etmedi. Tahtada belli belirsiz de olsa taze bir iz vard. Kzn bu kadar sert bir ahaba byle bir izi elini kanatmadan ya da trnan krmadan brakabilmesi o akszd. Sofia'nm tek grebildii bir ha iareti oldu. Sanki bu ha, mitsiz ve sessiz bir i gibiydi. "Ben buradaydm. Dnya benim ksa ve zavall yaantmdan habersiz, ama Tanr ahidi r ki, ben buradaydm," diyen bir imza... Sofia odadakilere bunu sylemek iin geri dnd. Oysa onlara ne syleyebilirdi? Hepsi de uyur gibi gzlerini kapatm yatyorlard. Byle bir nutuluun iinde kelimelere yer yoktu. Ik snp de kzlar gzyalarna boulduunda, Sofia irka kez katlma arzusu duydu. Gzyalar, en azndan ortak bir iletiim yoluydu. Ama kendin toparlad ve iinden hep unlar tekrarlad. "Gl ol, sabrl ol. Sabaha her ey daha iyi gl kadna layk olduunu kantla." Bir ekilde, o Tanrsal kadnn insann yreine iley bile ona ulaabileceini dnyordu. Bu dncelerle oyalanp sonunda uyuyakald. Sabah olup kendini bir kan glnn iinde buldu. "Allah kahretsin!" dedi yksek sesle. "Yoksa, yoksa ayba m? " Sesi yeni uyanmakta olan dierlerinin ilgisini ekmiti, oysa u anda en isteme ii eydi bu. Sofia kafasn yorgann altna soktu, grnmez olmak istiyordu. "Bu neden benim geldi?" diye mrldanyordu. "Gl ol. Sabrl ol." Bu szler, bylesi bir zavalllk iind eliyordu ona. Umutlar krlmt. Dn ona hayran kalan kadn, bugn onu bu pisliin iinde g de bir daha suratna bakmazd. Kesinlikle o kadn kendini bylesi bir gszle teslim etmez sla. O ok kontrollyd, ok gzeldi ve hotu, ok glyd, bu zellikleriyle "erkek" gibiyd de bildii benim de salak bir dii olamadm, diye dnd Sofia. Ama bacaklarnn arasnda am ediyordu ve bu, ona tm kontroln elinden ktn gsteriyordu. Sofia, Aziz Marko'nun, k gnlerde halasnn onu dua etmeye ve pmeye gtrd altn yaldzl sandukada, hi bozulmad olarak hibir zaman inanmamt. Tembel ve dinsiz skenderiyeli-ler'den tuzlanm domuz varil nde saklanarak alnan bir cesedin, apelin iki yanndaki prltl freskler arasnda, kutsan ilde saklanmasnn ne anlam olduunu da bir trl kavrayamamt. Sofia, Piazza meydannda d erin sergiledii llerin ne kadar abuk kokutuunu grdke bu konudaki kukular artmt. enmi ahap yn, gerekten de Havari'nin o kutsal bedenini saklyorsa, sadece tuzlamann ye li olmas dnlemezdi. Birinin arsenik ve balmumuyla bu kutsal korunma konusunda gkler ka tna yardmc olduu muhakkakt. Tanr' nn burada bir koruma mucizesi yaptna inanamyor-d eer byle ulvi bir by varsa da, bunun baka birine hi mi hi yaran dokunmuyordu. Hele de andukay dudaklaryla kirleten krler, topallar ve fellilerden olumu zavall kalabala... abii ki Tanr'nn ona kendisinin yapabileceinden daha iyi bir ey yapamayacan dnen Sof o'ya da... 168 ANN CHAMBERLIN

imdi de tm verilere karn Vali Baffo'nun kz det grm olmasn kabullenemiyordu. Eer ibelerin bana sklkla geldii gibi, fazla scak ya da souk nedeniyle hastalansa bunun tek arlamamas iin elinden geleni yapard. Bu ikinci bir kez daha olursa ncsne asla ve asla in vermezdi. Ama bu farklyd ite... ilkinin zerinden ne kadar zaman gemiti? Bu, aslnda afasn megul etmek istemedii bir konuydu. Bunu yalnzca onu rahatsz eden tekrarlarda d ite yine o aresiz durumlardan birinin iindeydi. Bir yl nce miydi? Kabaca tahmin ettii ne gre galiba daha fazla zaman gemiti aradan. Her ay, tpk dolunay gibi muntazam, dzenl i. Nefret ettii, her Cuma balk yenmesi detine benzer bir samalk. Bazen, bunun da dier can skc samalklar gibi manastra zg bir ey olduunu dnrd. Halasnn kontrolnden Babasnn her yere yetien kat kurallarndan da... Ama imdi kesin olan, onun kendisini Hr stiyan dnyasnn dnda bile bulmu olmasyd. O, onunla kalacakt, durum ne kadar deise ak zorunda olduu aptallar bile kalmasa evresinde, bu onun varlnn bir paras olarak kal kt. Bu gerekten de bir belayd. Ho olmayan durumunu kabullenmekte zorlanmasnn bir neden i de, daha nce kanamas olduunda halasnn onunla ilgilenmesiydi, ilk kez olduunda bir ge ce yarsyd ve kendi vcudunun ona yapm olduu bu korkun, beklenmedik ey onu iki gn boy virmiti. lyilememesi zerine, iki gn sabah ayinini karmay nc dereceden bir engizisy erli neden sayan buruuk suratl halasna durumu anlatmt. Safiye Sultan 169 Sofia, cennet e girmesini engelleyecek duvarlar aabilmek iin bu korkun durumu anlatan kelimeleri sy lerken en pimankr ses tonunu kullanmt. Ve halas suratnn tam ortasna tokad patlatm i bu, "kan" ve "o malum yer" ile ilgili bir itirafn karlnda zaten daha baka ne bekleye ilirdi? Onu artan ardndan gelen vaaz olmutu. "Senin akln nerelerde gnahkr kz, yarad sen? Havva'nn gnahkrln hi mi duymadn? Ayba kzm... Anamzn gnah yznden, Havv an bu byk bela, ayba... Her ay bize bu aalk durum hatrlatlr ve bizler de oturup bu Tanr'nn bir an nce kurtarmas iin dua ederiz." Sofia'nn tek duyduuysa "ac iinde tahm ceksiniz" ve "senin kocana ynelmi arzun" szckleriydi. Her ikisinden de Havva'nn en azn dan Tanr'ya bakaldrdn anlamt. Ama buna neden olan "olay" bilmiyordu. Aslnda cenne nc, Aziz Marko'ya olan inancndan daha kuvvetli deildi. Bunlar ihtiyac olanlar iindi, Sofia iin deil... Bylece her ay tokad yiyip, ardndan da vaaz dinler olmutu. Gerekte V dik'le Korfu arasndaki evlenmeyle ilgili yazmalar balatan da bu kanamalar olmutu. Ve S ofia, her ay kendisiyle ilgili bu durumun tm sorumluluunu halasna yklemiti. Hala, temi z keten bezler hazrlyor, kirlilerini alp kaldryordu. Bylece Sofia onlar grmekten kurt u oluyordu. Galiba rahibe kendini gnahkr hissetmekten zevk alyordu. Sofia da onun bu duyguyla dolup tamasna yardmc oluyordu. Sofia, uzun inkrnn onu halann yokluunda tam hazrlksz braktn fark ediyordu. Aybann ona yaptndan ok daha beter bir aresizli ANN CHAMBERLIN Safiye (Sultan 171 P garip yatakta yatp kanamaktan baka bir ey yapa myordu. Pasl, bakr bir aydanlktan yaylan garip kokulu bir buhar ruhunun her zerresine saldrarak tm vcudunu rutubetli bir terle genzine kadar sarar gibiydi. Kasklarnda, kar nnda arlar dolayordu. Korsanlarla, Trkler'le, klecilerle ve hadmlarla karlamt, ibir

ey ona kendisini bir kurban gibi, bu denli kirli, utan iinde, aa km, deersiz, kudr cavze uram ve yalnz hissettirmemiti. Sofia, kendisini iinde ok erkeksi hissettii ii k alvarn mahvederek kontrol d bir ekilde akan her damla kanda daha da beter duygulara aplyordu. imdi kadnlarn neden bacaklarnn arasnda hibir ey olmadan eteklikler giydi du. alvarn krmz olmas onu bir para rahatlatsa da bu ona yetmiyordu. Trk kadnlarnn n Tanr'nn lanetine uratlmadklarna karar verdi. Bu ekilde giyinebili-yorlarsa demek ki, byle bir sorunlar da yoktu. Eer byleyse onlara gpta etmekten baka bir ey yapamazd ve durumda asla onlar gibi gl olamayacakt. Alamaya balad. Sofia bu noktada kendisinden ge iye ok ok az bir ey hissedebiliyordu artk. Kiilii de yava yava, ama kanayarak akp gi gibiydi. Bu aka scak, sessiz ama sarsc gzyalar elik ediyordu imdi. Odadakiler aya yindikleri ve namaza durduklar halde Baffo'nun kz yatmaya devam etti. Saray uyand, yk seldi, titredi ve dnyaya hkmetmeye devam etti. O ise, yapayalnz, lmeyi umarak kmldamad an yatyordu. XXIV lRDEN ODAYA BiRi GiRDi. Sofia yalnz kalmak istiyordu, bu en azndan lme daha yakn bir durutu. Ama onlara engel olamyordu. Evet "onlar", en azndan iki kii diler. Kadnlar... Hzl hzl, hep bir azdan akalaarak konutuklarn duyuyordu. Ve tek i bile anlayamyordu. Seslerden biri durup seslendi. Sofia bu arnn kendisine yapldn du ama cevap veremiyordu. Hkrklarn kontrol altna almaya gayret ederek, bir l gibi uz onu fark etmezler ve lm gelip onun utancn yok edene kadar tek bana kalabileceini umuyo du. Tahta tabanl terlikler plak ahap zeminde hzl tkrtlar karyordu. Bir el ona dok r dokundu ve onu sarst. Sesler onunla dalga geen bir tona brnmt. Daha sk bir sarsma. organ ellerinden, yznden ekildi. Oday batan baa donatan sabah gneinin altnda Sofia, lanp oturdu. Ona doru eilmi iki yzden biri tandk grnyordu, ndeki. Bu neyse ki, gr a da grmekten iddetle "korktuu, insann yreine ileyen baklar olan kadn deildi. Bu ldii gn kendisini ayaa kaldrp yrten, bir anlamda muayenesine yardmc olan kadnd. Bi lmal, diye dnd Sofia. Ayaklarn yataktan aa sarktnca durumu hemen aklna geldi. As acak bir ey deildi. Hareket kanamay artrmt, slak bir bezin skl gibi... 172 ANN C yaptn yapacan," dedi kendi kendine ve sonra mitle yle dnd, "Dikkatli ol, kmldam ler. Ayaa kalkma, seni kaldramazlar, iki orta yal kadn... Bylece anlayamazlar." Kalfa, ters bir bak ve eki bir glle onu selamlad. Sofia bayla karlk verdi ve kadnn el ledii iki heceyi becerebildiince tekrarlad. Bu, ad olmal, diye dnd Baffo'nun kz. G abyd. Ayva... Evet kadnn lakab bir meyve adyd. Bir saray dolusu kadnn salnn, fi n ve zelllikle de en mahrem blgelerinin iyi halinin sorumluluunu tayan bu dml parmak ahibi kalfa kadn, dierlerinden ite bu lakap ayryordu. Ayva... Eki meyve... En kalpsiz nnelerin bile bir kz ocuu iin dnemeyecekleri bu ad, ne kadar da uyuyordu kadna. Doru da Sofia'nn yal halasna benzeyen bir eyler vard. Hala, bir yaban elmas gibiydi, bu dah yeildi ama hi de daha tatl deildi. Fakat halann gerek doas dini basklar altnda yl lmiti ki, kendi bana kalm olsayd nasl biri olacan kesti-rebilmek olanakszlayordu

ile ilgili olarak hibir kuku yoktu ortada. O, Tanr'nn yaratt gibiydi ve gerektiinde o bile kar km olabilirdi. Kafasna rasgele, yan balad ipek earbn altndan grnen s vard. Earb zeytin yeiliydi. Bunun kenarndaki bir sra kk altn, onun kendi teninin ye ni glgeleyemiyor, tam tersine vurguluyordu. Ama yine de Ayva'nn salarnn siyah, gzlerin eki yok edici baka ihanet edecek bir ekilde, tahmin edilenden daha gen olduunun belir tisiydi. Hibir holuk, yaamsal tat bu gzlerin acl bakn yumuatamazd. (Safiye Sultan bir keskinliin yzdeki lmcl ifadeden geldiini fark etti Sofia. lm ve ayn zamanda yaa arn hangisinin bir kadn daha nce doru yola gtreceini kim syleyebilirdi ki? Kadn tp okuyordu. Lavanta, karanfil, kurutulmu meyve ve aa kabuklarnn arasnda k boyunca sakla tenler. Siyah salar ince tyler halinde yzne doru iniyordu. Ayva tyleri... Bunlar yaln st duda ve enesine deil, yanaklarna da yaylmt. Haremde lakaplarn yaygn olmasnn ard. Yzlerce kadnn harmanland bir yerde bu neden elmasnd ki? Ama Sofia henz bunu ka lecek durumda deildi ve onlarla arasndaki dil duvar buna imdilik olanak vermiyordu. Bu duvarda bir delik aabilmek iin Ayva yanndaki ikinci kadn itekledi. Byle yapmasa, a kadn kendiliinden asla ortaya kamazd. Bunun nedeni ilk bakta grnyordu. Yaamnn he rinde bu kadn iek hastalyla tanmt. Hastalktan kurtulabilmiti, anslyd ama, yz ans olup olmad konusunda insan dndryordu, iltihapl akntlar yanaklarnda derin raf imi gibiydi, burnunun yars yok olmutu ve kirpikleri de... Ellerindeki izler vcudu kalan ksmlarnn da eit bir ekilde bunlarla donatldnn kantyd. Bu izlerdeki kabal la ne kadar har neir olduunu da ortaya koyuyordu. Kimse bu zavall yz gremiyordu, nk silip, ovalad yerlere bakyordu. Zaten kadnn karnnda ve dizlerindeki slaklk beklenme ir biimde, ani bir grev iin iinden arldnn belirtisiydi. 174 ANN CHAMBERLIN Safiye 5 Kadnn iinde bulunduu skntl durum yzn daha da irkinletiriyordu. ok gzel birin rinin duyaca cinsten bir duygu karmaa-syd bu. Sofia, tm yaam boyunca bu ztl yaam mutu. Normalde byle bir surata ikinci kez bakmazd bile. irkinlie tahamml yoktu, steli ln bildii halde sabr da. Bir de bu hastaln bulac olduunu biliyordu. Aslnda ie si olasl daha fazlayd. Yerleri silip duran kadn hastaln izleriyle doluydu, oysa die astalkla karlam olduunun hibir belirtisi yoktu. Her ne kadar bunun estetikle bir ilgi olmasa da, hastalktan kurtulmu olann bir baklk kazandn biliyordu. Sofia, tam bu z rmek zereydi ki, hi beklemedii yumuak, utanga fslty duydu: "Buon Giorno Madonna." Ve d ki bu kadn, hayatnn bir noktasnda yalnzca iek hastalyla deil italyanca'yla da t k ok dile gereksinim vard, ylesine byk bir kadn yelpazesiydi saraydaki ve bu, genelind e pek byk bir sorun olmadan halledilebiliyordu. italyanca'ya gelince, italya ok da zengin bir kaynak deildi bu anlamda. Bu duygu Sofia'ya kendi lkesinin gcne benzer bi r

zgven verdi. Majesteleri, ordular, savunma harcamalar... Tm bunlardan kibir duyuyord u. Durumu anlamt. Bu zavall kadnn dizlerinin zerinde alrken arlma sebebi ortada alyanca'yd bu, gneyden, Napoli'den, Sicilya'dan? Ve stne ar bir Trk aksan oturmutu. talyanca'yd ite... Kelimeler vard ortada, bir ses karmaas deildi bu. Sofia ne doru e daha fazla iitmek istiyordu, gen Veniero'dan bu yana tek bir anlalr sz duymamt. Yet e ho bir delikanlyd ama, artk bunun hibir nemi kalmamt. Ayva da sabrszca ikinci bi ca cmle bekliyordu. Bunun gelmediini grnce, kadn dirseiyle drterek evirilmesini iste eri tekrarlad. Derin bir nefesten sonra kadnn dudaklar kmldad ve tekrar konutu. Sofia rildi ve ayn eylerin yavaa hece hece Trke olarak tekrarlandn duydu. Ayva buna ok k cevap verdi. "Salak." Dnyadaki herkes onun bu fkeli kelimesinin ne demek olduunu an layabilirdi. "Sen Trke konuuyorsun. Benim sylediklerimin aynn Trke olarak tekrarlyor Konumay yeni renen bir bebek gibi. Kendine gel kadn, italyanca... Sen bir Italyansn. i talya'y hatrlasana." Uzun bir aradan sonra, azarlanmaktan utanm kadn bir eyler daha sy edi. Sofia her harfi dikkatle dinliyordu. "iyi gnler. Benim adm..." Kadn kendi adn ha -trlayamamaktan alllak bullak olmutu. Bir Hristiyan ad... Bunu bilemedii iin duyduu ac deki acy katmerlendirmiti. Ama hibir umut yoktu. O isim artk ok uzaklardayd. "Ben Feri e'yim," dedi sonunda. "Bu da Ayva. O bizim kadnmz, bebekler iin." Kelimeyi tam olara k bulmak iin urayordu. Ama Sofia bunun ebe olduunu anlamt. "Memnun oldum. Ben de Sofi dedi. Sofia ilk adm bu denli acl olan iletiimi daha fazla ertelemek istemiyordu. Bel ki bir temasn ileri daha hzlandracan umarak ayaa kalkt ve altndaki mavi beyaz izgi indeki geni krmz lekenin st alverdi. 176 ANN CHAMBERLIN XXV K DME, gzyalar an Ayva, ii hemen ele alverdi. Temizliki kadnn gl kollan ona yardm ediyordu. Ve Sofi anl elbiseleriyle, yatak araflar ortadan kaldrlana kadar buna tahamml etmesi gerekiyor u. Bu ekilde, haremin en yeni kz iki dzine kadnn buhar ve ter iinde alt amarh larnn kenarlarndaki temiz amar dolaplarndan ihtiyacn karlamay rendi. Bunlar ket da ynl kumalard; brokar ya da altn yaldzllardan daha sradandlar, ama yine de onlar k temiz ve dzenliydiler. "Kendi kyafetlerin olana kadar," diye aklad Ayva. Ayva ona tuv aletleri gsterdi, buras be kk odas ve temizlenmek iin de ayrca bir blm olan bir s n denize akan sular gibi bir temizlenme suyu, srekli olarak karanlk ukurlara doru fkri ordu. Bir baka blmde sekiz on kz, be yzden fazla kadn iin gerekli olan emici bezleri duruyorlard, insann kendi bedenine ait kokular burada gizleye-bilmesi olanaksz grnyor u. Sofia, bu ortamda bir kadnn hamile olduunun kendisinden bile nce fark e-dileceini dnd. Daha sonra bu dncesini daha da ilerilere gtrd, belki de kadnlardaki gizlenmen edeni onlarn dnyasnn erkeklerin admlaryla deimesindendi. "Sakn tamamn o bezle temi valetin deliinden atma," dedi Ayva, ona zerinde kaba bir mantar olan bir tas uzatyo rdu. Safiye Sultan 177

Sofia'nn ebenin bu tasla yapmasn istedii eyi anlamas biraz zaman ald, nk temizliki riye inanamamt. Ama sonunda sorarak ve iaretlerle bundan emin oldu. "Bakire kaldn sre bu akntnn saklayabilecein kadarn sakla. Onun iin iyi para alrm. Neden, bilmiyor mus ir bakirenin aylk kanamas azdan alndnda ya da merhem olarak kullanldnda czzam be acdr." Sofia beklenmedik bir ekilde kendisinin ok aalayc bulduu bir durumun, kadn tam tersine yceltildiini grmekten ylesine armt ki, bundan kendisinin ne kar olab y unutmutu. Kk kavanozu bir sonraki seferde kullanlmak zere tuvaletteki rafa brakp ndan sonra Ayva, ona mutfaklar gsterdi. Sanki tm yaplar Sofia'nn gereksinimlerine gre planlanm gibiydi. Durumu buradaki yaamn anahtaryd sanki. Erkeklerin egemen olduu dnya hi mi hi benzemiyordu. Haremde her ey kadnlar iin ekillendirilmiti. kadn avlunun o ak bir kenarndan, tm alevlerle yanan bir yn oca seyrediyordu imdi. Alarn, ar o u kazanlarn tayanlarn tm de erkekti. "Yemek buraya her gn baltac dediimiz adamlar t getirilir," diye aklama yapt Ayva. "ite u avlunun te yannda grdn gibi. Hareme gel atl apkasnn iki yann aa indirir, bylece sana soluna bakamaz, bizleri gzetleyemez nu da bu adamlar getirir. Yemek zaman geldiinde bir zil alar, baltaclar tepsileri ye re brakp gidene kadar kendini saknmam gerekir. Sonra hadm zili ikinci defa alar, bu a vlunun artk Safiye Sultan F. 12 178 ANN CHAMBERLIN serbest olduu anlamna gelir. Teps ileri alp ieri tamak sizlerin iidir. Tezghlar yle yaplmtr ki, souk yemekler souk r scak kalr. Buradaki usulde yemekler birbirine kartrlmaz, her seferinde bir eit yeni Dier kzlarla birlikte yiyeceksin yemeini. Sana yardmc olmalar iin ilerinden bir ikisi tantracam, o zaman daha rahat renirsin her eyi. Kahvalty karm bulunuyorsun, had lerim sana bir eyler getirir. Senin ay haline uygun bir eyler... Evet her zaman zel isteklerde bulunabilirsin. Tuzlu yiyecekler, turu iyi deildir. Kanamalar srasnda et yemek de doru deildir. Bol bol ay i. Benim sana bu durumdaki nerim u: Bir tutam sarsa la tatlandrlm bol kaymakl ve ball melekotu. Yourt harikadr. Maydanoz, leblebi ve eer dysa nar. Bir de salatalk, ama galiba o da bitmitir. Biraz taze ekmek ve..." "Lokma ?" diye sordu Sofia. Ayva glmsedi. "Evet," dedi. "Bir iki tanesi dokunmaz. Byk ehzade nin mutfandaki ah nefis hamur ileri yapar. Oradan getirtiriz." Scak ay ve gzel yiyece r dncesi Sofia'y1 oyalam ve sanki arlarna bir para iyi gelmiti. Ebeye teekkr etme na bir homurtuyla cevap verip, ban te yana evirdi. Sofia bu homurtunun ne anlama geld iini bilememiti. "Her aptaln kendisi iin bilmesi gerekenleri yapyorum ben" mi demek i stiyordu, yoksa "nemi yok, bu benim iim" mi?... Feride bunun evirisini yapmamt. Ayva, bu teekkr daha fazla konumas iin yaplm bir davet olarak almt. Temizliki kadn s e de o devam ediyordu. Zaten bunun pek de byk bir nemi Safiye (Sultan 179 yoktu. Uz un yllar boyunca Sofia, Ayva'nn bu sylevlerini ezberleyecekti. Haremde salk konusu ok emliydi ve kimse bu konudaki almalardan yorulmuyordu, bkmyordu. Ayva da... Hatta yerl i yersiz karp duruyordu insanlara. "Taze kan her zaman iyidir," diye balad Ayva. "Dai ma bunu ararz. Efendilerimizin yataklarna yeni eler bulmak zaman zaman ok zor olur,

bunu bilemezsin. Aslnda buraya geldiinde ayba dzeni ne olursa olsun, ksa zamanda bu Va lide Sultan'nkine uyar ama..." Valide Sultan?" Sofia kendince bunu tekrarlad ve bu iki kelimeyi ok sevdi. "Kimdir o?" "Kimdir o?... imparatorluun en gl kadndr. Dnyan dndr. Sultan'm annesidir." "Yani kimdir o?" "u anda bir Valide Sultanmz yok. Efendimiz Kanuni Sultan Sleyman, Allah uzun mrler versin, annesini ok zaman nce yitirdi. Sevgi li kars ve ehzadenin annesi Hrrem Sultan da rahmetlik olduktan sonra haremin idaresi blnd. Allah'n glgesinin kz Mihrimah Sultan, efendimizin acil ihtiyalarna bakar. Ger an ise veliaht ehzadenin olunun kars idare eder. Yani bizim bamz odur." "Ya o kimdir? Drt yz kurua seni satn alan kadndr. Nur Banu Kadn." Sofia ona sylenmese de, harika ka dnn bu olduunu anlamt. Baffo'nun kz, hizmeti kadn konumay evirirken ebe kadnn Anlamt, Ayva, harika kadn sevmiyordu. Haremin en yeni klesi bundan tr aknd. O ka olan bir kadndan etkilenmemi olmay anlayamyor-du. Daha sonra kadnn "Hrrem Sultan" szl ni nasl 180 ANN CHAMBERLIN vurgulayarak sylediini hatrlad ve belki de bunun lm bir ka duyulan zlemden ve bir yenisini kabullenmekteki duygusal zorluktan kaynaklandn dnd. ada temizliki kadn nne bakarak dikkatle evirisini srdryordu. Btn bunlar ok ilgin, , ayn zamanda her eyin bandan balamak ok da yararlyd. Bir ey daha vard, tam olarak endiremedii bir ey. Bu Ayva'yla ilgiliydi. Ebenin, kadnlardan ve onlarn bedenlerinde n kendinden geecek kadar holandn anlamak iin onu uzun uzun dinlemesi gerekmiyordu. Ona gre, kadnlar kutsaldlar ve hatta yaratln en gerek kutsallna sahiptiler. Ta ilk ba ur Banu'nun onu muayene ettii ilk gnden bu yana, Ayva'nn Sofia'ya olan tavrnda zel bi r eyler vard, incelik, sayg bunlardan bazlaryd. Sofia byle duygular erkeklerle ilgili arak da duymutu, yalnzca gzlerle ifade edilse bile ayn eylerdi bunlar. Bu gl ve kendi hkim kadn idare etme dncesi her ne kadar sama grnse de, benzedii erkekler cinslerin yileriydiler ve en kolay idareye gelenler de onlard. Her ne olursa olsun, Sofia b urayla ilgili ipularn renebilmek uruna, kadn sal konusundaki sylevleri gn boyunc emeye hazrd. "Bazen kzlar baka saraylara yollamak zorunda kalrz," diye devam etti Ayva "Kent surlarnn dndaki yeni saraya, hatta daha uzaklara, Edirne'deki yazlk saraya... O nlara daha farkl bir dzen kurabilmek iindir bu, bylelikle bakalarnn veremedii hizmeti endilerimize verebilirler. Bir bebek sahibi olmak insana bir sre iin dzen ve g verir. Yaamda deiiklik, yeni balanglar, bunlar da tuhaflklar, deiiklikler yaratabilir tabi enses Ismihan Sultan' normal bir dzene sokmakafiye Sultan 181 ta baya zorlanmtk. Dolu yardm etti ve imdi annesiyle birlikte ayn gnde det gryor." "Dourganlk dnemindeki b gcnn en tepesin dedir," derken Ayva biraz kzarr gibi oldu ve arkasn dnd, bunun nede lki de temizliki kadnn evirisinin doruluundan duyduu kaygdand, kim bilir? "Bu konuda tasalanmamalsn ama, ite bu nedenle kadn ykanp, kendisini ve ruhunu temizlemeden bir er kee yaklamamaldr." Bu noktada iki kadn arasnda anlalmaz bir tartma kt. Temizlik ik" ve "Havva Ana'nn gnah" gibi bir eyler syledi. Bunlardan Sofia, ark'ta herkesin ebe nin syledii gibi yapmayabilecein!

anlad. Belki bir ksm yleydi ama byle olmasa bu utanga temizliki kadn, Ayva'ya kar cesaret edemezdi. Akas, eer onun kendini gnahkr hissedebilecei bir kafas varsa, Sof Trkler'in lkesinde kendini evinde gibi rahat hissedebilirdi. Aslnda Ayva'nn yapt gibi arabulucuyu ikna konusunda srarc olup olmayacandan da emin deildi. "Bu senin tatil gnn Erkekler bize haftada bir gn tatil verirler, islam'da Cuma, Yahudiler'de Cumarte si, senin geldiin yerde de Pazar... Bu gn her gnk ilerinle ziyan etmemelisin ve dikkat inin erkek meseleleriyle dalmasna izin vermemelisin. Btn varln hissetmeli ve bunun younlamaksn. Bu ruh ve beden salna kavumann en nemli yoludur." Ayva'nn yardmlarn l varlnda bir deiiklik yapamayacan bilse de Sofia, en azndan bundan byle det zaman dini ok gergin hissetmeyeceinden artk emindi. Bundan byle bedeninin batan kt dneml nasl yola getireceinin bilincinde olacakt. Hibir sululuk hissi, rahatszlk 182 ANN CHAM ERLIN onun emellerini bozmamalyd. Ve kendi aylk dzeninin hi kimsenin, hatta Nur Banu Kadn'n aylk dzenine bile uydurulmasna izin vermeye niyeti yoktu. "Haydi bakalm, le ez aknda balar, acele etmeliyiz ve Nur Banu Kadn'n beni senin yanna yollayarak yapmam ist edii grevi yerine getirmeliyiz," dedi Ayva. "Bir a yapacaz ocuum." Temizliki kadnn lyanca'ya nasl evirecei konusunda hibir fikri yoktu. Uzun, detayl cmlelerle, hareketle rle anlatmaya alyordu. Hatta Sofia'y alp ikinci kata kard, oradaki demir parmakl bi reden baheyi gsterdi. Krmz yuvarlak ve uzun apkala-ryla alan bahvanlar iaret ed e fideler arasnda ellerinde kk eri baklar ve iplerle dolanp duruyordu adamlar. Sofia' ek anlad bahvanlarn, gen fidanlarn gvdelerine bir takm taze srgnleri yerletirmey e bu," dedi kadn. "Herhalde bana yeni bir kol takmaya almayacaksnz, yle deil mi?" diy ard Sofia. Buna hep birlikte gldler. Sofia bu konuda dierleri kadar neeli deildi. Bu er'in kafasndan neler getiini kim bilebilirdi? Eninde sonunda barbardlar. Onlarn elin deydi, g araya araya ite buraya kadar gelmiti ve g, ekici olduu kadar tehlikeliydi de yva'ya yle bir bakan kadn, "Bari baka bir yol deneyeyim," dedi. Sofia'ya dnp kafasndan getii gibi konuyu anlatmaya koyuldu. Kadn gn boyunca ilk kez kendi dncelerini zgrce u ve Sofia bunu yabana atamazd. Safiye Sultan 183 XXVI >EN KK BiR OCUKKEN", diye balad temizliki, "ok, ok zaman nce, tpk senin de yaadn gibi, cahil insanlarn arasnda ya a, Majestelerinin Cumhuriyeti'nin bir cehalet lkesi olduu dncesine katlamazd ve bu iti az yznden okunuyor olmalyd. Feride'nin samimi anlatm bunun zerine daha da bir cotu, gzlerinden yalar gelmeye balad. "Hayr, hayr. Cahildiler. Allah'n kullarna armaan et e anlama geldiini bilemeyecek kadar cahildiler. Eer bu doru olmasayd benim yzmde bu iz ler olabilir miydi?" "iek?" "Evet. ok kk bir ocukken oldu. Ailemin ou bu nedenle ld byle harap olmu bir ekilde kaldm. "ok zgnm." Sofia byle bir durumda daha baka ne s eceini bilmiyordu.

"Sen asla iek olmadn." "Aziz Rocco'ya krler olsm ki hayr." "Bir azize deil, Allah'a den hastalanmadn belli oluyor." "anslydm." "Seni Allah korumu. Ayva ile tanana kadar yva, bilgisinin ve aklnn yardmyla sana ufack bir iek hastal bulatracak." "Ne? Bu , beni iek mi yapacak?" "Evet." 184 ANN CHAMBERLIN (Safiye Sultan 185 "Beni hasta m edecek?" "Evet, birazck." v; ,,, "Hayr." ' Sofia yeilimsi ve tyl surata dehetle bakt nsnn ve gzelliinin nasl geri dnlmez bir biimde onu terk ettiini grr gibiydi. Zaval acakt en sonunda? "yle bir belaya yanamaya hi niyetim yok," diye tekrarlayp duruyordu . Bu insanlar kskanlk krizine mi tutulmulard acaba? Byle vahice tedavi mi olurdu? Dny le mi ynetiyorlard? "u ana kadar iee yakalanmadma gre yeterince anslym," derken u birka adm att. "Gelecekte de bunun olmamas iin elimden gelen her eyi yapacam." "Ayv eni hasta edecek ama, azck. Ondan sonra da baklk kazanacaksn. Benim gibi." "Ama yzm vet yznde baz sivilceler kabilir, sonra zerleri kuruyup, dklecekler. Ayva senin sal ni korumak iin yapacak bunu Madonna. Ona gven. Benim bama gelenlerle karlamak istemezs n, yle deil mi? Allah'n hediyesi olan byle bir gzellik, onun korumasndan yoksun brakl al. Bize dnyann drt bir yanndan kzlar gelir. Gelirken hangi hastalklar getirdiklerini m bilebilir? ilk geldiklerinde hepsine bu yaplr, Sultan iin getirilmi olanlar bile ala nr. Dnyann en gzel kadnlarnn bir arada olduu haremin, bir felaket sarayna dnmesin k iin yaplyor bu, inan." Sofia dnp ebeye bakt. Ayva, hizmetinin anlayamad bu uzun t t bir yzle, elleri kuann nnde aprazlanm olarak dinliyordu. lad. "O, bunu yapabilir e kukuyla sordu Sofia. "Yapabilir," dedi Feride. Ayva, kadnn arkasnda kendinden emin ban sal"Nur Banu Kadn benim bunu yapmam m istiyor?" ,V,, "Evet, ltfen, buna izin ver. r "Sanyorum, itiraz edersem, zorla yapacaksnz." "Evet, ama yle olmamal. Ltfen. Korkma . Bu sftf>. nin gzelliin iin." r "Pekl. Oldu, alanacam." .' "Maallah... Bu ok iyi izmeti kadn kendini tutamad ve Sofia'nn kolunu okad. "Sofia," dedi Baffo'nun kz. "Ben adm Sofia. 'O' harfiyle syleyeceksin." "Hayr, Safiye," diye srar etti kadn. Yznde onu kna edebilmek iin olaanst bir ifade vard. "Safiye. Bu, ar, duru ve gzel olan anlamna ir. Hep byle kalacaksn, adn gibi. Sana sz veriyorum, Allah seni koruyacaktr." "Haydi gel, ifahaneye gidelim", dedi ebe. Aa inip, bir dzine kapy aa aa ilerlediler. Ve son ilkbaharn taze yeilliine brnm aalarn kuatt bir avluya ulatlar. Buradan saa enarda ok zenle baklan bir ifal otlar bahesi grd.

Kk ifahanenin duvarlarndaki raflar in, Japon ve ran porseleninden kavanozlarla doluydu Yine kk bir masann zerinde kitaplar, boy boy havanlar, l kaplar, maalar duruyordu. Trkler'in ifal otlara ve bunlardan yaplan ilalara verdikleri isimleri bilmiyordu ama burnuna ge186 ANN CHAMBERLIN Safiye Sultan 187 len kokular ona pek de yabanc deild i. Tatl karanfil ve kimyon, keskin sarmsak ve ac ylan otu... Yosun, kil ve ona kendi sini rahminin iindeymi hissini veren bakire kan gibi daha keskin kokular da vard. Bi r de tuzlu ya da alkoll sularda saklanm hayvan organlar. Bundan byle keskin ve temiz alkol kokusu Sofia'ya daima bu manzaray ve gc hatrlatacakt. Daha nce de buna benzer ye rler grmt tabii ki. Hatta manastrdaki rahibelerden birinin de byle bir yeri vard. Ayva nnki iki ynden farkllk gsteriyordu. Bunlarn ilki, kara byde dahi kullanlacak olsa Ve li ifaclar iyi ve gl bir ila rettiklerinde, bunlarn adlarnn yanna hemen sfatlar e "Dou'nun esrar", "Mslman ilac", "tbni Sina'nn olgun akl" gibi. Trkler, bni Sina'dan na dnyann en hnerli doktorlar olarak biliniyordu. En zengin Batl tccarlar bile eer ya ilirlerse onlar arr ve byk paralar derlerdi. Ve ite imdi, Sofia Baffo Dou'nun soyl i edene kendini teslim ediyordu. Ayva'nn bu konudaki otoritesi tartlmazd. ikinci nemli deiiklikse, bu ii yapann bir kadn olmasyd. Venedik'teki nl hekimlerin hepsi de erke Kadnlarn tbbi eitim grmelerine asla izin verilmezdi, Padua'da da Seville'de de... Din i otoriterlerin de belirttii gibi manastrdaki rahibe bile sadece kadnlarn gnlk ufak te fek skntlarna are arayabilirdi. Ciddi hastalklarda mutlaka erkek bilgisine ihtiya vard e byle bir durumda ona bavurulmalyd. Ayva'nn asla byle bir havas yoktu. En iyi olduun iliyordu. Bu zgvenin byk bir blm, elikili bir biimde harem duvarlarndan ve onun ya adan geliyordu. Buraya hibir erkein hibir gerekeyle girmesine olanak yoktu. Ve imdi b u kadn, bir mucize yaratarak Sofia'y iek hastalna kar alayacakt. Evet, Sofia bund l kokusu duyduunda bu odadaki gc anmsayacakt. Bu souk odada rlplak nasl yattn adar rperecekti. Ayva'nn titiz muayenesini hatrlayacakt. Ve gcn onun korunmasz bedenin e younlatn da... Bu, onun yaamnda ilk kez zenmedii gpta etmedii bir gt. Yaatm Tanr'nn her eye kadir gcne meydan okuyan bir g... Tekrar titredi ama bunun nedeni so ya da plaklk deildi. Ama, byle bir gc kendine hizmet ettirmeye ze-nebilirdi. "Ala b iye emretti. Hazrlklarn yapan Ayva, "Bunu genellikle sonbaharda yaparz," dedi. Sofia omuzunda bir battaniye, kk bir yatakta oturuyordu, Feride ise yan banda eviri yapmaya du. "Ar scaklar getikten sonraki zaman en uygunudur, ama Nur Banu Kadn, mevsim banda uumuz iin bir terslik olmayaca konusunda benimle ayn fikirde olduunu syleyince, imdi maya karar verdik." "inallah," diye ekledi Feride. "Ve senin gzelliin yazn koruyucul uuna emanet edilemeyecek kadar deerli bir ey."' Ayva devam etti, "Esas alama yedi sek iz yalarnda yaplr ama, yeni kzlara da yapyoruz tabii ki. Aya gitmek burada gezmeye gi k gibi bir eydir. Kadnlar birbirlerine 'Haydi gel erbet ielim' der gibi, 'ocuklar haft aya iee gtrecek miyiz?' diye sorarlar." Kendini daha gvencede hissetmek isteyen Sofia, "Bunlara inanamyorum," diyordu.

188 ANN CHAMBERLIN "inan, inan. Erkekler bu srr bilmezler. Hibir erkek hekim bunu y apamaz. Bu sr kadnlar arasnda tutulur ve anneler oullar her eyi hatrlayacak yaa gelme ve haremi terk etmeden nce onlar alatrlar." Ayva, sol elinde ocakta stt byk sivr tuyordu, sa elindeki ceviz kabuunun iindeyse sar, iltihaba benzeyen bir sv vard. "En i i iek," dedi ebe. "Bazen bunu uzaklara yollamamz da gerekiyor. Geri istanbul'daki ya banclar rahatlkla bulabiliyorlar ama... Byle kk kaplarda korunduunda kurumuyor. Bu, in klerden alnm bir iek. Bana alamay reten hocalarm, inek saan kadnlarn hastala i bulduklarn anlatrlard. Rumlar ay yaparken ha sembolize edecek bir ekilde iki kola alna dokundururlar ineyi. Ama bununla dokunduum her yerde bir iz kalaca iin ben alnna a yapmayacam. Gs ise bir n ban dinlendirecei yerdir, oraya da olmaz. Varsn H ikleri gibi yapsnlar. Ben kalalarna ve kollarna koyacam iaretleri. Bana inan, eer bir efendimizin iltifat ahanesine mazhar olursan, bunlarn her birini birer gamze gzelliin de grecektir." Ayva, battaniyeyi indirdi ve Sofia'nn sa koluna hzlca soktu ineyi. Yeni kle irkildi, neyse ki bu basit bir izikten daha fazla ac verici deildi. Daha sonra kadn inenin ucuna alabildiince iltihap ald ve bunu kanayan yarann zerine koydu. Bir pa ra soukluk hissetti Sofia, ama can yanmyordu. Feride ende yarm ceviz kabuklar ve temiz sarg bezleriyle ebe kadna yardm ediyordu. Yarann zerine bunlardan birini yerletirip sk sardlar. Bu ilem, dier kol ve kalalar iin tekrarland ve sonra Sofia'y giydirdiler. (S fiye 6ultan 189 ; "Hepsi bu..." ,.;.;....r v,-v..."Hepsi bu mu?" Ayva ban sallad. "ocu lara bunu yapnca onlar gezmeye gtrrz, ekerler alrz, hediyeler veririz. Senin iin ku kma bunlar yapamayacam. Ne de olsa sekiz yanda bir ocuk deilsin. Ama yine de git... Sa iben seni dini eitim iin arana kadar istediin gibi dola." XXVII //N/ E/T/M" manastrd en ok farkl deildi. Daha genizden olmasna karn Arapa olarak ezberlenmi dualar, Latinc ualara olduka benziyordu. Durular ve secdeye kapanlarda da paralellikler vard. Sofia, bunlarn anlamyla her iki konumunda da zaten pek ilgili deildi. Haremde karlat slam n nemli fark ve yaran, teorik olarak bir kadn dnyas olmasna karn manastra gelip onu ya eken rahiplerin olmamasyd. Dini eitimi veren hafz kadn en az rahibe Seraphina kadar ciddiydi, ama ondan daha honut grnyordu. Rum ve Ermeni kzlar, Allah'n birlii ve Mu-ha med'in onun peygamberi olduunu sylememekte srar ediyorlard. Gzyalar iinde kendi inan sarlm; kutsal lemeye, kutsal araba ve ekmee yrekten bal bu kzlar, hafz kadn, di n So-fia'dan daha ok ilgilendiriyordu. Koca bir manastrdaki tek inat kz baskyla yola g tirmek tabii ki her hafta deiik lke ve inanlardan gelen bir dzine kzla uramann yann zevkli deildi. 190 ANN CHAMBERLIN Ertelemenin nedeni, det grmesiydi. Bu yzden geldiin in ilk haftas haremdeki camiye sokulmamt. Sofia'dan kendi bana dua etmesi istenmiti. O ise, birileri onu seyretmedike bunu hayat boyunca yapmad. Dier kzlar arasnda yerini al ana kadar geen zamanda kanamas olsun ya da olmasn kiiliini herkes kabul etmiti. Ne kad ar balarda olduu unutulmu ve tm gzler onun her hareketini saygyla izler olmutu. Dua ve ezberler daima gruplar halinde yaplyordu. Sofia, manastrda kefettii yntemleri burada g elitirdi. Hocann arkasna geip onun hareketlerini taklit ediyor

ve son heceleri de uzata uzata sylyordu. Bylelikle onun aykrl, ilgisizlii fark edilm u. deti sona erince ve ceviz kabuklar da kendiliinden dnce Sofia yeni meknnn snrla ye balad. Ayn oday paylat korkak kzlardan temizliki kadna kadar herkesi etkilemit line ramen daha imdiden kukusuz onlarn lideriydi. Dini eitim ksa zamanda okuma yazma f aslna dnmt, bu konuda da gereinden fazla zek gstermiyordu. Burada da kendini ne ruh de bedenen yoruyordu. Ama hl Nur Banu Kadn' tekrar grememiti. Aslnda hizmeti ya da di grevlilerden bakasn grmyordu zaten. Sofia rahatsz oluyordu. italyanca da harem anlamn elen "seraglio" kelimesinin bir dier anlam da vahi hayvan kafesiydi. Sofia, kendisi ni kuatan demir parmaklklar hissetmeye balamt. Bir nbeti hadmdan dierine yryp d eyse admlaryla ortal ezberlemiti ve skntdan kkremek zereydi. Ve bunlarn hepsi yal tada olmutu. Bir gece yine byle sknt iindeyken, kendini ilk ziyaretinden bildii korido un banda buldu, gzetlenmi(Safiye Sultan 191 yordu. Mthi gzl kadnn olduu odaya ala yd. Birka dakika, nnde uzanan karanlk koridora bakt. Hi kimseler gelmiyordu. Kap kapa So-fia'nn kendine hkim olacak hali kalmamt. Bir an nce o odaya girmek istiyordu. Karan lk ve terk edilmi grntsyle oda onu hayal krklna uratt. Geen gn burada grdkle olmalyd, yoksa hibir iz brakmadan her ey bu kadar abuk silinip gitmi olamazd. Oda ya a insansz deildi, onu cazip ve gzel yapan mobilyalar da ortada yoktu. Hallar ve kili mler rulo halinde duvarlara dayal duruyorlard, nce ekerlikler ve bakr ileri ambalajlan mt. in ve am ipeinden ilemeli rtler bir kenara ylmt. Onlar canlandran insanl rnt gibi duruyordu. Nur Banu kesinlikle buray terk ediyor olmalyd. Harem duvarlar yle ir kadn durduramazd. Nur Banu ve onun tm lts yoktu artk... Ve Sofia Baffo bu hapish apayalnz kalmt. Bu dnce onu penesine ald, her tarafn bir korku ve ate kaplad. Di ba yanyordu, grltyle yere ykld. Daha sonra byk beyaz hadmn gelip sessizce onu ye meyal fark etti. Yryemiyor-du, adam onu bir ocuk gibi kollarna alp nc kattaki karyo tamt. Bir ara nn yz tandk bir yzle deiivermiti. Evet, bu manastr bahesindeki 'ydu. Onu hatrlaynca anlatlmaz bir sululuk tm ruhunu dalga dalga sarmt. Veniero... Gi io onu bir kez daha kurtarmaya gelmiti galiba. Ama bu kez onun szn dinleyecekti. Hayr . Bu hadmd. Titreyen mum altnda, gemi 192 ANN CHAMBERLIN kamarasndaki kd hatrl ..? Bakir gen Venedikli denizci, hayr... : Btn bunlar bir ldrma myd? - r , :,-.', , J.;:,'.,-...,. Bu kelime ateler iindeki beyninde yankland. Yzndeki sivilceler her eyi nlatyordu. Surat o temizliki kadnnkine benziyordu. Yz, yaam, hepsi sona ermiti, de "Hayr, hayr" dediini duydu Ayva'nn sakin sesinin. "Benim aladm yerlerdeki yaralarn e ak ve iltihap akyor, grmyor musun? Onlar temiz tutmak gerek, ancak bu ekilde zehir v du terk eder ve asla da alevlenmez. Ben bugne kadar tek bir hasta bile kaybetmedi m, inan bana." "inallah, "dedi Feride. Sofia iki gn sonra kendine geldi, Ayva'nn gcne tam olarak inanyordu. Gerek iek hastalan yaasalar bile ateleri bir haftadan nce dme Ama yine de kendini harap olmu bir gemi enkaz gibi hissediyordu. Hallar

toplanm mermer bir salon gibiydi ve aynalar yalnzca boluu, yorgunluu, neesizlii yans . "Onun derdi baka," dedi Ayva kesin bir tavrla. "Gryor musun, tm yaralar iyileti, yal nzca ana izikler ak, onlar da toparlanacak. Erikin olduu iin izler kk bir ocuunki yecek, ylece kalacaklar, bir trnaktan daha byk olmayacaklar. Hayr, hayr, bu baka bir " Sofia'nn haremdeki ikinci haftasndan sonra, onun gezdirilmesi gerektiini syledi ve bir daha onu grmeye gelmeyeceine yemin etti. Feride'ye yle diyordu: "Bu by my deil, lm. Burada oka olan bir ey. Onunki gibi hafif bir durum iin ilalar yapacak deilim. Yol uluk en iyi teda' (Safiye Sultan 193 vidir. Kzn gezmesi gerek ve ona bunu yapmasn em redeceim." Feride dnyadaki en iyi arkadan kaybedecei iin iini ekti. Seyahat etmesi g r demek, seyahat etmeyi istiyor demek deildi. Sofia'nn kaytszl ertesi sabah iletiim k mad ve kurmay da beklemedii hadm gelip onu tekrar kucana aldnda da devam ediyordu. n geirildi ve bilmedii bir yerden deniz kenarna ulatlar. Bir ta bebek gibi hareketsizd i, bir tekneye konuldu, Boaz'm br yakasndaki skdar limanna getirildi. Tekrar kapal bi rabaya bindirildi ama bu kez gezi gnbatmnda bitmemiti. Ertesi sabah yola devam ettil er. Daha ertesi, daha ertesi gnlerde de... Sofia haremden de Konstantinopolis'den de uzaklarda olduunu anlamt. Oras onun evi deildi artk... Bazen araba leden sonra b ede bir iki saat duruyordu. Sofia amurlu tarlalarda alan kylleri gryordu, iini bir rdu. O Korfulu adamla da evlenmi olabilirdi. En azndan g oyununun ne olduunu anlamt. ona nereye gittiini ve niye gittiini syleyecek hi kimse yoktu. Arabay tayan kleler s larn anlasalar bile, byk beyaz hadmn kat baklar altnda cevap vermeye cesaret edemi olculuk tam bir hafta srd. nc gn Sofia'nn arabas kalabalk bir kafileye rastlad ve tld. Arabann perdelerini can skc krlar grmemek iin ekmiti ve kafilenin sesini duy nun yanlarndan geen kyl kalabal olSafiye Sultan F. 13 194 ANN CHAMBERLIN dn d lar, tavuklar, lahanalar ve eekleriyle kyller... Perdelerini daha da bir sk kapatmt olup da mola verdiklerinde seslerin devam ettiini duyunca, kendine gelip bir iki adm atmaya ok ihtiyac olduu halde dar bile kmamt. Birden arabann perdeleri da yz ona doru eilip bakt. Sofia aknlkla eline azna gtrd, kadn peesinin kenarn anmt, bir sevin l att. Btn kederi sanki uup gitmiti. O ve harika kadn demek yorlard. "Biz yolda durup arkadalarmz ziyaret ettik. lyile-ebilmen iin biraz zaman tan sana." Onun dediklerinin tamamn anlamyordu ama nemli deildi. Sofia'nn nereye gtrld li deildi, dnyann sonu bile olsa fark etmezdi, yeter ki yannda o kadn olsundu. Kadnn a abasnda bir kiilik daha yer vard ve iki haftann sonunda Sofia'nn Trkesi ok ilerlemit n duraklarnn ad Ktahya'yd. Bu da Sofia'nn umurunda deildi. Buras, Nur Banu'nun gelmek tedii yerdi ve yeterliydi. Kk bir yerleimdi Ktahya, yle ki eer buradaki herkes yarm ergi verse, bir tek Sofia Baffo satn alamazlard. Bir tepenin zerinde, kiremit kapl ky evlerinin neredeyse tmnden daha byk bir bina vard. Bu, ok eski bir slam yapsyd. Ya bir iki tamir grd

belliydi. Buralarn hkimi, ailesiyle birlikte ite bu byk konakta yayordu. Sofia da bu k nan haremine katlmak zere gelmiti... Safiye (Sultan 195 XXVIII ff. ''O/CTAHYA, NSANIN lerini geirmek iin gelebilecei en skc yerdir," dedi Nur Banu Kadn. Sofia, sahibesinin dnn "parlak, grkemli" anlamna geldiini renmiti ve hibir kadnn bylesine kendine uy de arlamayacan dnyordu. "Klar, tartlmaz bir ekilde yal, souk, yani tek k nm Byk Saray'da geirebilmek iin her frsat kullanmaya almamdan tr beni knayabil andan istanbul'da yaz ok daha rutubetli ve scak oluyor, Ktahya dalk olduu iin daha ser n." Kadnn ona gvenip almas Sofia'nn houna gitmiti. Bu kk yerde yaamak konusunda vra kendini ortak hissediyordu . "Yapmamz gereken, durumdan ikyet etmeden sramz beklem ek. Allah korusun ama, nasl olsa ihtiyar sonsuza dek yaayacak deil." Sofia, ihtiyarn kim olduunu tam olarak henz bilmemesine karn, Nur Banu'nun szlerindeki umuda cokuyla katlmt. "Sylediim her eyi tam ola-rak anlayamyorsun ama, sana unu syleyeyim yaban sin buraya gelmemiz senin iin iyi olacak. Kim olduumuzu, nasl yaadmz ve yeni efendin a kolay reneceksin." Sofia kadnn anlatacaklarn dinlemeye hevesli olduunu belirten bir ilde kafasn sallad. Bu ilgi onun gururunu okuyordu. Yeni efendi laf bile onu ok rahat1 96 ANN CHAMBERLIN sz etmemiti. Geldiinden bu yana gemidekileri bir yana brakrsa, hadml ar dnda hi erkek grmemiti. Onlarn hapishane bekisi deil, kzlar gzetmekle grevli yeni anlyordu. Bir gereksinim olduunda hadmlar d dnyayla harem arasndaki ilikileri sa n adamlard. Onlarn srekli baklarna gvenmesi gerekiyordu. Hadmlarn hepsi ayn sosyal e deildi, bazlarna yalnzca hadm ya da uak deniliyordu, daha yksek konumlardakilere ise tat ya da hoca. Nur Banu'nun da ayn efendinin klesi olduunu renince Sofia yeni efendi si hakknda kafa yormaktan vazgemiti. "Yoksul ailemden kk yata alndm. Byk bir adama tmekten baka trl bir yaam bilmiyorum. Beni o adamn byk olunun anas yapan ey tabii k dir." "Yani Sultan'in veliaht ile mi evlisiniz?" diye sordu Sofia. Nur Banu kafasn sallad. "Hayr, bu konuda srardan vazgetim. Babas, gzdesi Hrrem'le evlenmiti ama, Seli n benimle evlenmesini Allah istemiyor herhalde." "O halde benim gibi bir klesiniz siz de..." "Evet. Durumu byle tarif edebilirsin ama ok ansl bir durum daha var. Eer Allah izin verir ve yeterince yaarsam Valide Sultan olacam ileride." "Sultann annesi ," diye kelimelerin tadn kararak tekrarlad Sofia. "ok az erkek bylesi byk bir tutkuy ip olabilir." Her eyi ok abuk reniyor. Sofia, Nur Banu'nun gzlerinde bunu okudu ve ken disiyle gurur duydu. Konumaya devam eden kadnn sesinde kendisiyle vnen bir ton vard. " Efendim Selim, tm Mslman Safiye Sultan 197 lar'n ba olan -Allah uzun mrler versin- S 'n ve onun resrni kars Allah rahmet eylesin Hr-rem Sultan'n drt ocuunun en

bydr. nc oul Cihangir Allah herkesi byle bir durumdan korusunok zayf ve hasta b yllar nce ld. Tek kzlar Mihrimah', Sleyman veziri Rstem Pa-a'yla evlendirdiler. Rs geen yl ld. Mih-rimah Sultan onun yokluuyla ok ac ekti, ama adam ona ok byk bir s t, istanbul'a geri gittiimizde inallah iyi olur da seni onunla tantrrm." "Mihrimah ba her iine koturuyor, deil M?" "Evet, yle." "Bu da sizin gcnz tehdit eden bir unsur." nu sana kim syledi?" :/."<; "Ayva." V. "Ayva ha?" "Onunla tantm ilk gn syledi bunu. de Trke'min yetersizlii bu konumaya ok keskin bir anlam katt, diye dnd Sofia. Kad atle bakt. Ve bundan byle baz bilgileri yalnzca kendisine saklamas gerektiine karar ve rdi. Nur Banu'nun konuyu deitirip, kendini toparlamas biraz zaman ald. "Efendim Seli m ile kk kardei Beyazd arasnda daima bir ekile olmutur. Benimki daha byk ama, Beya in en gzde oluydu. Hatta herkes onun, Beyazd iin Mustafa'y ldrttn ama bunu Selim i pmayacan syler durur." "ldrtmek mi? Zavall Mustafa da kim?" "Mustafa, Sleyman'n bir an doan ilk ocuu. Hrrem, Sleyman' etkileyip kadn ortadan kal-drtt ama, Mustafa daha de sonunda onu bodurtmak zorunda kald." 198 ANN CHAMBERLIN "Bodurmak ..." diye tekr arlad Sofia, bu kelime ona ok yabanc gelmiti. Konumada bilmedii pek ok kelime geiyord ma bunu renmek istiyordu. Bodurmak... "Boduruldu," dedi, Nur Banu Kadn. "Yal bir ipek rganla boaz skld, ipek urgan yalnzca hanedandan olanlar iin kullanlr. Boaz sklma lince, asil kann dklmesi gnahtr da ondan. Bu her zaman byle yaplr." "Her zaman m yap vet, bodurulur, hepsi bu." Ve bunu syleyen Nur Banu birden sustu ve gzleri pardayara k elleriyle vahice tarif etti bodurulmay. "Byk Hrrem Sultan bunu mu yapt?" "Oh, hayr" edi Nur Banu. "Bu kadnlara gre bir i deildir, yani unu sylemeliyim ki, o ok mthi bir Sleyman'n hakkndan ylesine gelirdi ki... Adam, onun ellerinde hamur olur kard." "Sult n kendi z olunu mu ldrd?" "Kendi elleriyle deil tabii ki. Bu emri kimseye sy-leyemesin er diye kulaklar sar edilip, dilleri kesilmi adamna yaptrtt bunu. Her ey Sultan'n anda oldu. Mustafa'y beraber yemek yemeye davet eden Sleyman, sonra adrn arkasndaki meye geti ve bir perdenin arkasndan seyretti olunun boulmasn. Sonra da hibir eyden ha i yokmu gibi istanbul'a geri geldi. det olduu zere siyah kt zerine beyaz mrekkeple y a haberi orada ald ve herkesle birlikte yasa girdi. Hrrem gerekten de mthiti." Sofia ban sallad. Dnyann en byk imparatoruna bir oul dourmu o zavall odal dnyord evam etti Nur Banu, "efendim ve kardei- Sultan balarna benzer durumlarn Safiye Sulta n 199 gelmemesi iin en doru olann onlar istanbul dna yollamak olacana karar verdi. H rine birer sancak verdi. Selim'e Manisa'y, Beyazd'a da Konya'y." "Sancak nedir?" di ye sordu Sofia. "Bir eit beylik. Ynetip, vergi topladklar bir yer. Kendilerine yetece k kadarn ayrp kazanlarn kalann toparlayp istanbul'a yollarlar. Manisa, bilmelisin ki a en yakn varisin grevlendirildii yerdi. Hrrem ok urat ama benim efendim Selim'i orad aldramad. Manisa'y ne kadar ok severdim... Belki de olumu orada dourduum ve haremde on nla oynayp mutlu olduum iin oray bu kadar ok seviyordum. Manisa'dan sk sk deniz kenar geziler

yapardk, ne gzeldi o gnler. Ama ikyet etmemeliyim, bir eyin sona ermesine karar veren Allah'tr. Drt yl nce Hrrem ok ciddi bir biimde hastaland. Sleyman derin kederler ii ve onun son arzusunu yerine getirmeye karar verdi. Ondan Beyazd'n Manisa'ya gnderil mesini istememiti kadn. Yalnzca Selim'in oradan alnmasnn yeterli olacan biliyordu. G nasl olsa gelirdi onun hesabna gre. Fakat bu byk keder bile Sleyman'n memaliki-nin rn gzetmesine engel olamad. Veziri azam Rstem Paa ile birlikte efendimi Ktahya'ya gnd eye karar verdiler. Buras istanbul'a daha yaknd ve herhangi bir ters durumda Babli'ye en "ge be gn iinde ulaabilirdi. te yandan, Hrrem'in istedii gibi Beyazd Manisa'ya g medi, onun yerine Amasya sanca verildi kendisine. Oradan istanbul'a ulamas en azndan iki hafta alrd. Allah korusun, Sultan'a bir ey olursa, Selim ondan ok daha avantajl b ir durumdayd. Ama bu Beyazd meselesinin tamamen ortadan kalkt anlamna gelmiyordu tabii ki. 200 ANN CHAMBERLIN Ktahya ok sevinerek geldiimiz bir yer deildi. Pek sevdiimiz M anisa'ya benzemiyordu, iklim ok sertti. Ama her zaman yaptmz gibi Sultan'n emirlerine uymutuk. Beyazd ise buna uymad. Amasya'ya gitmeyi reddetti. Sana sylemi miydim? Sanmyo rum, Amasya aslnda Mustafa'nn sancayd. 'Ben oraya gitmeyeceim,' dedi Beyazd. 'Bu bana ardeimi hatrlatyor, ben yreimde byle bir acy tarken nasl ynetebilirim oray?' Asl Manisa veliahtlarn Sultan olmak iin gittikleri bir yerse, Amasya da lmek iin gittikl eri bir yer olmal. Ama sonunda ban emek zorunda kald ve Amasya'ya gitti. Orada da kyl yayordu ve yalnzca 'Mustafa' adn anmak bile bir ordu toplamak iin yeterliydi. Sleyman byk olu ylesine seviliyordu. Zamanla Beyazd'n Mustafa'nn devam olduuna inanmaya ba Ve Beyazd ksa zamanda silah ve adam toplayarak kendi ordusunu kurdu, ardndan da bab asna kar isyan bayran at. Belki de onu bu konuda cesaretlendiren lm deindeki ann im bilir? Babasnn yalandn ve gcn kaybettiini dnen Beyazd onu kolaylkla devire ma Allah her zaman iyiden yanadr, onun yardmyla cezasn buldu. Efendim Selim kendi ord usuyla babasnnkine katld ve kardei Beyazd' yenip ta Konya Ovas'nn ortalarna kadar s oradan iran'a kat. Hl da orada. Selim de bu yzden ran snrnda u anda. ah'a Sleyma ini iletebilmek iin aylardr karlarn eriyip, baharn gelmesini bekledi. Sonunda duyduk ki, ah, Beyazd'n ve drt kk olunun bir daha buraya gnderilmeyeceine yarm az yemi Sultan 201 te son durum byle. Neler olacan yalnzca Allah bilebilir, ama ben daima e dimiz iin en iyisinin olmasna dua ediyorum. Allah onu korusun ve bizi bu belalarda n hayrlsyla karsn." Sofia, "min" diyerek kadnn duasna katld, bu gven onu gerekt Daha sonraki gnlerde de hep bunlar dnd. Ama onu en fazla etkileyen sakin, arbal Nu nun ayaa kalkp, bilezikli beyaz kollaryla havay boazlayp, boyal parmaklaryla dm a Btn dier acemi ve beceriksiz ehzadelerde ve ordularnda olmayan g ite buydu. XXIX FRIG PRAKLARININ snrndaki bu topraklarda ilkbahar yaza dnyordu. Devedikeni kapl araziler be yazlamt. Rzgrlar toz bulutlarn her leden sonra oradan oraya savurup duruyordu. Sofi renmiti, haremin usullerini de. Hizmeti klelerin yardmyla kendine bakmay, Trk zevki gun giyinmeyi ve hatta dans

etmeyi de... Bir halka halinde birbirinin beline sarlm kadnlarn kk admlarla oynadkl oyunlar bile beceriyordu artk. Bir ift tahta kan ritminde tm vcudu titreterek yapl zor bir dansta ise Sofia mkemmeldi. Baz Venedik arklarn Trke'ye uydurarak sylemesin r Banu baylyordu. Biraz ut almaya bile balamt, ama bu konuda henz ok iyi saylmazd. ilgi merkezinde olmaya baylyordu. En iyi olduu konu insanlarla iletiimdi. Herkes on unla arkada olmann peindeydi. Temizliki kadnn 202 ANN CHAMBERLIN Safiye Sultan 203 ona takt kendisine ok uyan Safiye adn hem kendisi hem de evredekiler ylesine benimsemiti bir zamanlar baka bir ad olduunu unutmutu sanki. Yaz ortasna doru, Selim baaryla geri ah'n verdii tavizler ve Beyazd'n ldrlmesi hakkndaki hikyelerle alkalanyordu hare da Safiye veya her ikisi, bu haberlerden olmas gerektii kadar bir memnuniyet pay kar amyordu kendine. imdi bir sava kahraman olan efendisini hi grmemi olmasna karn, onu ili bir konuda kesin bir yargs vard, adam ehvetli biriydi... Olanlarla birlikte olduu sylentileri kulaktan kulaa dolayordu ama yine de her gece byk beyaz hadmla hareme habe yollayp duruyordu. Nur Banu bu durumda en gzellerinden ya da drt kz seip ona yolluyo du, ilerinden biri geceyi Selimle geiriyordu, bazen bir gzdenin tekrar arld da oluyo Safiye bunlar ok yakndan izliyor ve Nur Banu'nn gcn kullanma biimine hayranl gider u. Kadnlara yiyeceklerden daha dkn olan Se-lim'in haremde olan bitenden hi haberi yok tu. Ka klesi olduunu bile belki tam olarak bilmiyordu. Eer biri samalayp soracak olsa, "yirmi, otuz tane" der geerdi. Saylar ne kadar deiirse deisin, Nur Banu bunu tam olar ak bilirdi, bu say elliydi. Her eye hkim olan ve Selim'e iletilmesi gereken konular seen oydu. Artk birlikte yatmamalarna karn, efendisinin yatana kimin gideceinin karar o veriyordu. Selim tamamen onun kontrolndeydi. Bir kz Nur Banu'nun gznden dtnde, "Ef iz, sevinin o artk bir bebek tayor," diyerek kz ortalktan uzaklatryordu. Tekrar gz de ise, "Efendimiz, maalesef bebek dm ve kz sizi tekrar mutlu edebilmek iin ok arzulu, diyerek ileri diledii gibi ynlendiriyordu. Bebeklerin kimlerden olduunu bile umursa mayan Selim ise onun her dediine inanmak zorundayd. Tutkularn gerekletirmek iin yanp uan Safiye'nin gerekli yntemleri renmesi ok zaman almad. Haremin sevgilisi olabilirdi, ama erkek dnyasyla balar olmazsa bunun bir anlam yoktu. Nur Banu olmadan daryla irti kurabilmenin tek yolu hadmlardan birinin gzne girmekti ama bunun fazlasyla bilincin de olan kadn, haremindeki tm hadmlarla ok yakn ilikiler iindeydi. Safiye, ertesi sabah efendiyi memnun edip, onun verdii ufak tefek armaanlarla hareme dnen kzlarn vnmelerini ve gsteri yapmalarn seyrediyordu. ok ender ama ok daha nemli olan, bir kzn hamile ka Allah ister de bu bir olan olursa o zaman i ok deiiyordu. D dnyadaki g en iyi bii a varis olacak bir olan ocukla kurutabiliyordu. Selim'in tkenmek bilmeyen ehvetine k arn, olu Murad'n taht yarnda yalnzca drt rakibi olmas Nur Banu iin byk bir anst kskanlklar ve kk baarlarla dolu bu dzenin abuk ve iyi bir rencisi olmutu. Her ge de, Nur Banu'ya alak bir ses tonuyla Selim'in isteklerini ilettiinde derhal alarma geiyordu. Nur Banu dnp kzlar gzden geirmeye baladnda, kendini tm gnlk dncel srtn dikletirip, ellerini dizlerinde kavuturarak, gzlerini sze sze bekliyordu.

Ama aylar boyunca bir kez bile sahibesi, karar verdiinde onun adn sylememiti. Efendil erini memnun edebilmek iin derhal ayaa frlayp byk umutlarla hamama koan kzlardan biri amamt henz. \.< ;>, 204 ANN CHAMBERLIN Safiye nceleri bunun, yeni olmasndan, Trke'yi Trk usullerini yeterince bilmemesinden kaynaklandn dnmt. O da daha ok bilenmi ve ir sre sonra, nedenin bunlarn hibiri olmadna karar verdi. Zaman zaman, dier kzlarla g nirken Nur Banu'nun onu izlediini fark ediyordu. "Babamn ilkbaharda krlarda koturan kpr kpr taylarn seyrettii gibi bir ey bu," diye dnd Safiye. "Tatmin olmu ve guru beni o yaratm gibi. Hibir hayal krklnn izi yok gzlerinde. Kesinlikle ben onun en g ierleriyle yemek istemedii zamanlarda bile beni yanna aryor, benimle zel konumalar y ve her sylediime kahkahalarla glp eleniyor. Geen hafta kuma almaya gittiimizde nceli verdi. Kendisinden bile nce, benim alveri etmemi istedi. Ve hl beni semiyor. Neden, n den?" Bu dnceler gnden gne Safiye'yi daha ok tasa-landrmaya balamt. Haremin dediko kanksamt ve ona aktarlan byk srlarn bile ne olabileceini sylenmeden tahmin edebili ralara geldiinden beri ilk kez kendini bir mahpus, bir kle olarak hissediyordu. As lnda bir para sla zlemi bile ekiyordu. Ama tm bunlar saklamay hl becerebiliyordu. K tuzaa dm gibi hissettiini saklayabilmek ok da kolay deildi. Bu duygusal amazdan tr asn toplayamyor, sorulan sorulara ya aptalca cevaplar veriyor ya da bunlar duymuyord u bile. Sonunda karklk, beyninden vcuduna yayld ve haremde kafese kapatlm bir aslan bir saa sola yrmeye balad. Bir kontrol abidesine benzeyen Nur Banu'nun grmesini isted ii bir grnt deildi bu, ama baz gnler kendine hkim olamyordu. Safiye Sultan 205 Yaz scak bir gnde de ite byle bir durumdayd. Kadnlar mermer avluda yelpazelenip souk erb er ierek serinlemeye alyorlard. Safiye ise hzn verici budanmam gller, solmu zamba arnn arasndan geerek bahenin en cra kesine gitmiti. Surlardaki demir parmakl dar pe n gznn grebildii en uzak yerlere bakmaya alyordu. Rzgrn kmldatt gz alabildi lar ve kurumu otlarla kapl yamalar onunla dalga geer gibiydi. Onu en arpc biimde z se bir atmaca oldu. "Ah keke atmaca olsaydm," diye mrldand Safiye. "Onlarn snrlar yo e, buradan Venedik'e gidebilirler, San Marko Meydan'na bile..." "Seni burada bula cam biliyordum." Bir ses onu hayallerinden kopard. "Hanmm," diyerek dnd Safiye. Nur B , yannda emsiye tayan kk, zenci bir kleyle tam arkasnda duruyordu. Safiye, Nur Banu' alnz bana kalmaktan holanan kzlara gvenmediini biliyordu. O, hibir boluktan holanm urduu meknlarda bile bu byleydi, gven duygusu yaratabilecek ekilde eyalarla doluydu he r yer. Safiye, kk bir ocuk gibi, gizlice ald pastay saklamaya alrcasna-arkasn le kapatt, Nur Banu'nun onu yakalamasn istemiyordu. Ama bir pencere pasta gibi sakl anamyordu. "Darda seni bu kadar etkileyen ne var?" diye sordu kadn. Onu yumuak bir eki lde kenara itti. "Benim grdm yalnzca gkyz ve tarlalar, dnknden farksz bir manzara. NN CHAMBERLIN "Haklsnz hanmm," dedi kz. "Darda grmeye deer hibir ey yok. Bunu radan tekrar bakmayacam." "Ama dn de buradaydn, ondan nceki gn de. Mutlak bir eyler ol al."

Safiye ban nne eidi. "Bak o gzelim tenin bozulacak," dedi Nur Banu, "Gnete ok kalma eildir." Kendine hkim olamayan Safiye'nin azndan, "Hibir ie yaramadktan sonra tenim... szleri dkl-verdi. Nur Banu glmsedi ve ban sallad, cmlenin sonu sylenmese de ne a ni anlam, ama bunu ho grmt. "Gel Safiye, emsiyemin altna gir, gel de konualm." Saf lenleri yapt, donuktu ve savunma duygular iindeydi. Kadn sevgiyle kolunu onun omzuna att. Birka dakika konumadan yrdler. Safiye az sonra zr dilemek zorunda braklp, di birlikte hamama yollanacan dnyordu. Bu sessizlie, onu bile yelerdi. Sonunda, "Safiye ye balad Nur Banu. "Burada mutlu deil misin?" "Mutluyum, tabii ki mutluyum" diye ge reinden fazla bir abayla cevap verdi Safiye. "Evet mutlusun," diye tekrarlad Nur Ba nu. "Ama kafan bir para kark. Biliyorum. Bunu grebiliyorum." "Afedersiniz hanmm." Safi e'nin tek syleyebildii buydu. ..-sj Bir sre daha sessiz kaldlar, sonra kadn tekrar ko numaya balad, "Sana olumdan sz etmi miydim?" "Eer ettiyseniz bile bu benim sizi tam ol rak anla! Safiye Sultan *s 207 yamadm dnemde olmutur. Bir olunuz olduunu tabii ki bili orum. Siz efendimizin kars ve haremin de basnz. Ama daha fazla bir ey bilmiyorum. Eer zin gibiyse, mutlak ok parlak bir kk ocuk olmak, Allah onu korusun." "Kk ocuk," diye ahayla tekrarlad Nur Banu. "Evet bir zamanlar yleydi, hem de ok gzel gnlerdi onlar. H ayr, o artk kk bir ocuk deil, kocaman bir adam. Allah ona uzun mrler versin, tam on yanda." "On sekiz!" diye aknlkla bard Safiye. "Hanmm, emin olun bunu asla tahmin ." "Evet, Murad bana o aclar tam on sekiz yl nce verdi. Ama buna deerdi. Sana unu syle eyim hayatm, hi kimse zamann bu hzl ak karsnda benim gibi aramaz." "Hanmm, Al a, bu kadar byk bir ocuunuz olduunu bilemezdim. Siz hl ok gensiniz, kem gzler sizde olsun, Allah'n izniyle." Nur Banu bu iltifat ve dualardan honut glmsedi. Belki de ke ndi dinini brakp islam'n gereklerine uymaya alt dnemleri hatrlamt. Sonra tekrar Murad'm her annenin isteyebilecei gibi iyi bir oul. Ama yine de onunla ilgili endiel erim var ve bunlar ok ciddi. Aa yukar Ktahya'ya geldiimizden bu yana, yani yaklak ik nargileye ok dt. Afyon, aslnda o kadar kt bir ey deildir. Ben bile zaman zaman nargi bir para koyarm. Ama o ok gen ve ar gidiyor. Baka hibir eyden zevk almad syleni e ran snrna gitmedi ve onun yerini devirme bir yenieri ald. Ne ava kyor, ne babasn ilgileniyor, ne 208 ANN CHAMBERLIN silahlara dkn, ne de ulemayla bir araya gelip bi lgisini artrma peinde. iir ve mzii bile kendini kaybettii anlarda dinliyor. Eer mzik anl olursa, ya da iir dndrcyse ondan da vazgeiyor, dleriyle yapayalnz kalmak isti dalarna gelince, onunla bu kt alkanln paylaan birka soluk benizli, sska gen. O de bu kadar endie etmemeliyim. Hl gen. Ama ben bir anneyim. Allah korusun ama, bykbaba s^ nn ve babasnn lmnden sonra nasl tahta geip sultan olacak bu durumda? Elinde kl metmesi gereken biri esrar ubuuyla ne yapabilir? stelik bu tutkusu yznden insanlar on u etkileyip ynetmeye alabilirler. Sersemin biri ona daha iyi afyon

getirme vaadinde bulununca tutup keselerle para veriyor, Eer imdiden byle olursa -y irmi bile deil henz- Allah bana yardm etsin, krk yanda ne olacak?" Nur Banu sustu ve b an kaygyla sallad. Sonra devam etti. "Allah tanm dr, bir anne olarak onu vazgeirmek mden geleni yaptm. Yalvardm, yzne glp kandrmaya altm, hatta ok daha fazlasn... un, bayramlarda bile beni grmeye gelmiyor. Ona gzel giysiler alyorum, ellerimle sev dii yemekleri yapyorum, ne fayda? Benim ulaamayacam bir dnyaya kayor. nceleri ok ge ve bu kk yerde skldn dndm. Selim, kzlara dkn olduu halde akl edip ona bir e'yi biliyor musun?" "Evet", diye cevap verdi Safiye, kz biliyordu. "Bir haftadan daha az srd. Sonra ona Belks' buldum. Onu da biliyorsun deil mi?" Safiye tekrar, "Eve t" dedi. , ' "Belks'tan sonra bana ne dedi biliyor musun? 'AnSafiye Sultan 209 ne ,' dedi, 'artk daha fazla salak kz istemiyorum. Canm skyorlar, vaktimi ziyan ediyorlar .' Benim z be z olum... ocuk sahibi bile olmay umursamayan bir adam, ne eit bir adam b ? Sultan olamayacak biliyorum, ona kim sayg duyar ki... Hi olmazsa halkna doru drst bi r vris verebilmeli. Hayr, Sultan olamayacak. O bir hadm bile olamaz. Hayr, tatlm, bu koullarda, hayr..." Nur Banu aniden Safiye'ye dnd ve "imdi seni n-ye satn aldm ve tirdiimi anlyor musun?" diye sordu. "Aslnda hayr hanmm", diye itiraf etti Safiye. Sonr a da bu sorunun kafasn ok kartrdn syledi. "Seni satn aldm nk..." dedi Nur Ban islikten kurtarabilecek birisin." XXX rAFlYE AKINLIKLA DURUNCA, arkada emsiyeyi tayan ve konumann tek bir kelimesini karmamann tela iinde olan kk zenci kzla arpt. r Banu tekrar konumaya balad. "Murad'mn aresi belki de bir kz olabilir, diye dndm dime. Ama,- Murad sradan bir gen adam deildi, o halde kz da sradan olmamalyd." "Belks , Azize de ok gzel kzlar..." diye itiraz etti Safiye. "Evet, yle. Ama o eit kzlardan k pazarnda bol bol var. Senin iin dediim parayla rahatlkla iki, hatta sk pazarlk etsem e ylesini alabilirdim. Hayr, hayr, dedim kendime. Olumun gerekten de olaanst bir kza yac var. Safiye Sultan F. 14 : ;. , < . '. : ' : 210 ANN CHAMBERLIN L Sabrl davranp klemekle de hata etmedim. Onun uyarsna uydum. 'Daha fazla sersem kz istemiyorum...' Ama bu arada hadmm kzlar aas bo durmuyordu, sk sk gidip kle pazarn inceden inceye ediyordu. Bana pek ok kz getirdi. Ama hibiri benim istediim gibi deildi. Sonra geen il kbahar banda, tam tekrar istanbul'dan Ktahya'ya gitmemizin arifesinde bana seni get irdi. te, dedim, ite oluma gre bir kz." Nur Banu'nun eli Safiye'nin bileini tutkuyla s rdu. Safiye kendisinin bu kadar vgye layk olmad gibi bir eyler geveledi. "Ama olur mu ayatm, sen buna deersin. Hi aynaya bakmyor musun? Salarn... Harikulade gzel salarn v u salar, yalnzca onlar, onu fethetmen iin ye-! ter. Ya yzn? Ama sende bunlardan baka b ir ey daha var. Seni grr grmez bunu anladm. Byle bir kz, dedim, asla ve asla Sleyman' mamal. undan emin olmalsn, eer ben senin peine

dmeseydim, kesinlikle istanbul'da Sleyman'n hareminde olacaktn. Ve sen benim iin, onun iin ifade edeceinden ok daha deerlisin. Bundan holanacan hi dnme. Yani onun hare tan... Dn bir kere su perisi, o ihtiyar bir adam ve artk ocuk sahibi olamaz. Eer ortal arda kzlar varsa bu yalnzca onun yatan stmak iindir. Haydi diyelim onunla yatma ans , ki bu yzlerce kzn arasnda pek de olas deildir, neyse diyelim ki yattn, sonuta asla ocuun olmayacakt. Ve iki yl sonra da... Tabii zamanm Allah bilir ama, Sleyman lnc nda bu olacakt, bir zamanlar ona ait olduun iin, sana bakm olmas bile yeterlidir, solu Edirne'nin souk ve karanlk hareminde alacaktn. Allah saafiye Sultan 211 na acyp da ca nn alana kadar da orada ac ekecektin. oluk yok, ocuk yok, gzel giysiler yok, mcevher , hibir ey yani... Bu sana gre bir hayat deil. Seni grr grmez bunu anladm. Ve kendime r biri olumu Sultan yapacaksa ite bu odur, dedim... imdi, hayatm, anladn m? gn sonr ban bayram geliyor. Olum benimle birlikte kurban kestirecek, onun iin sradan bir i. B ense ona bu kutsal gnde seni vereceim. Syle bana, ne dnyorsun? Bu ii yapabilecek misi "Evet," diye cevap verdi Safiye. ylesine bir zgvenle bunu syledi ki, det olduu zere, r Allah izin verirse, demeyi bile unuttu. Bunlar sylerken az kararl bir ekilde izgile . Tehlikeli bir emri alan askerler gibiydi. Eer baarrsa bunun ne kadar nemli olduunu biliyordu. Ama eer baaramazsa onu ancak lm paklard. Azize ve Belks' dnd, tekrar a lliklerine ramen Selim'in davetini de bekleyemeyen kzlar... Bir kez Murad tarafndan reddedildikleri iin gelecee ait hibir parlak umutlar kalmamt artk. ki kadn, glgele talk kararana kadar kolkola bahelerde konua konua yrdler, planlar yaptlar. Haremin di aayanlarna katlmadan nce kap nnde Safiye, kadna dnd ve yle dedi. "Hanmm, olunu zden renmem gereken bir ey var." "Evet hayatm, syle, nedir? Biliyorsun sana ne isters en verebilirim, elbiseler, mcevherler..." "insan hamile kalmaktan koruyan yntemleri bilmek istiyorum ." "Evet, evet, biliyorum ama..." "Ltfen, ltfen bana bunlar retin." 212 ANN CHAMBERLIN "Sen ne diyorsun?" diye bard Nur Banu. Safi-ye'nin kolunu fkeyle brakmt. " Sen de olum gibi bir ucube misin ki ocuklara aldrmyorsun? Ne eit bir kad kendi geleceini garantileyecek bir olan ocua sahip olma ansn eliyle itiveren bir deli isin sen?" "Hanmm, beni affedin," dedi Safiye. "Bir olan ocua sahip olmay ve size bir torun vermeyi yrekten isterim. Eer Allah izin verirse bunu yapacam da ama, ilk yaplma s gereken Murad'n o ubuktan uzak tutulmas deil mi? Bunun ne kadar sreceini kim bilebil r? Ya bu arada hamile kalrsam? Hasta, iman bir kadn ne yapabilir, olunuza ulama ansm olup gider ve onu kaybedebiliriz.. Ltfen hanmm bana bu areleri retin, zaferimizi kaza nana kadar onlar kullanaym." Nur Banu yavaa ban sallad, kendinden daha iyi dnenler olanmayan bir kadnd, ama aresiz, plandaki zeky fark etmiti. Safiye amacna ulatn eme girdiklerinde kadn geride kalp onun ieri giriini seyretti, kz kmldandnda dans e iydi. Evet, diye kendini kutlad. Doru bir seim yapmm. Ama iinden gelen bir baka ses d na yle diyordu, evet doru bir seim, hatta belki de gereinden fazla... Safiye Sultan

XXXI AFYE, GZLERN atnda le olmak zerey-di.Harem, neredeyse dn gece hi uyumamt uzun uzun uyuma frsat bulmutu. Birden gnn nemini hatrlad, te, bayram gelmiti. "Bu bir yeniden dou olacak," diye mrldand. Yatakta dnd ve kendini gl yapraklar iinde bu bedenine ilk dokunduklarnda ne kadar da serinletici olduklarn hatrlad. imdi uykunun s aklyla ezilmilerdi ve o her kmldadka baygn kokular teninin gzeneklerine szyordu. rmak iin ellerini kaldrd ve kollarnn dirseklerine kadar beyaz, yeil ipeklerle sarl ol u grd. Ellerini kullanmamas gerektiini de hatrlad. Bir nceki gece en canl detaylaryl rinin nndeydi. Pirin lambalarn yldzmsi boluklarndan szan klarn aydnlatt har da diz dize oturmu kadnlar ve o gizemli klarn altnda kadnlarn yuvarlak hatl vcutla ter damlalar... Gecenin ortasna doru Nur Banu kna denilen karmla doldurulmu bir ipek getirmiti. Safiye bunu Venedik'te de duymutu, salarna ak dm kadnlarn kulland bi rmd bu. Burada, Trkler arasnda, kadnlar bununla ellerini ve ayaklarn da sslyorlard knay gl suyuyla kartrmt ve bunu yaptnda koyu yeile dnen macun pis pis kokmay N balamt. Hi houna gitmese de bu kap dizlerinin zerine yerletirilmi ve sonra da syl gibi sa elini Ismihan Sultan'a uzatmt. Bu kez incecik ubuklar bu macuna batrarak gen Safiye'nin eline incecik desenler izmeye koyulmutu. Heyecanl dedikodular ve tartmalar arasnda elin sslenmesi bir saatten fazla srmt. Bittiinde Nur Banu bu eli kmr kzler ine tutmu, sonra avucunun iine bir altn koyarak nce keten, ardndan da ipek bezlere sa rmt. Bunlar tamamlannca br ele de ayn ilemler yaplmaya balanmt. Safiye, tabii ki ezi olmaktan honuttu, ama hi kmldamamaktan da sklmt. Susuzluktan boaz kurumu, al znmt, stelik tuvalete de gitmesi gerekiyordu. Skntdan ba bile armaktayd. Daha ya di aralarnda erkeklerin srarl egemenlik arzular ve kadnlarn bunlarla baa k konusu akalar yapyorlard. Bunlar bana pasif olmam gerektii konusunda aktif zorlama m yapyorl ar acaba, diye merak etmiti Safiye. Hayr, ne kadar ekici olursa olsun, bu kadnlarn on u kendi duygularna ara yapmalarna izin vermeyecekti. "Pasiflii de kullanarak gce erieb ilirim ben." "Bu konuda hanmmz Nur Banu Sultan kadar yetenekli deilim", diye zr dilemi i Ismihan Sultan. Sa-fiye'nin elini younlamann verdii gle skan eli, scak, beyaz ve to ldu. Nur Banu Sultan, "sama" derken, szlerinin aksine byk bir dikkatle kzn yapt ii iti. "Ayrca, Allah'n izniyle, bekretini kaybedecek bir kz, onunla ilgilenenlerin de b akire olmasn bir uur saymaldr." Safiye (Sultan 215 smihan ve kk kardei Fatma Sultan elerinin bu szleri zerine kpkrmz olmulard, kisi de Safiye'nin yana yakndlar ve S ar, yani Osmanl prensesleriydiler. Byk olannn adna bu yzden "han" eki konuluyordu. Saf ye her ikisini de dikkatle incelemiti. Sar n altnda glmseyen krmz dolgun dudakla mbul yzler... Onlar Murad'n yarm kan kardeleri olduklarna gre belki de bir benzerlik y akalayabilirdi. Ismihan desenledii elin zerine eilip sanki Safiye'nin dncelerini okumu ve onu uyarrmcasna bir fsltyla, "Ben aabeyime hi benzemem," demiti. Yal kadnlard lerle ilgili yeni bir aka yapyordu. Safiye'yi bunlar ilgilendirmiyordu.

iki eli ve ayak bilekleri de sarlp sarmalandktan sonra tuvalete gitmesine izin veri ldiyse de bunu tek bana yapmas olanakszd. Yardmla gidip geldikten sonra yemeini yemit Bu arada kadnlardan isteyenler, knann kalanyla kendilerini sslyordu. Sonunda kslan da oynamaya balamlard. Safiye kendini zor tutmutu. Dmbelekler ve zillerin ritmi iini k kpr yapyordu ama kmldanmas bile yasakt. Yapacak bir ey yoktu, dans etmeyi bir gecelik alarna brakmas gerekiyordu. Harem manastra hi mi hi benzemiyordu. Halasm nn byle bir mda neler syleyeceini merak etmiti. Dans etmeyi renirken ona sylenen ey ritmi iinde h etmek ve vcudunu ona uygun olarak oynatmakt. Ismihan'n almasn seyretmek de buna benze ir eydi, giderek artan bir zarafet ve alklamak iin ellerini bile oynatamamak... Kna g ecesi bu muydu? Safiye omuzlarnn ve kollarnn basksn kasklarna kadar hissetmiti. 216 AMBERLIN Ismihan ve Fatma karlkl aabeyleriyle dalga geen bir oyunu oynamaya balamlar a saygl deiller, diye dnmt Safiye. Rahibeler barahiple byle dalga geebilirler mi? , bu danstaki gibi kafa eken, fkeli ve kabaday gen bir adam deildi, ama ondaki benzer zaaflarla byle elenebilmek dncesi yine de ok houna gitmiti. Bunlar benim dnceleri dan uzaklatrmak m istiyorlar? Eer bu adam seveceksem, onu sahip olarak kabul edecekse m, bana neden onu byle gsteriyorlar? Yoksa hissettiim aln cevab olarak bu kz kardel mle dalga m geiyorlar? Ama daha sonra Safiye onlarn amacnn bu olmadn anlamt. Onla fszln gcn ve erkek dnyasn ok ciddiye almamak gerektiini gstermeye alyorlard nucu ne olursa olsunbelki ak yetersiz kalacakt, belki hibir arzuyu yeterince doyuram ayacakt- bunu en iyi anlayacak olan yine de dier kadnlarn sevgi ve efkatidir, gibiler den bir mesaj vard bu ikilinin dansnda. Iklar daha da kslm, mzik ykselmi ve dierl mak zere ayaa kalkmlard. Bilezikli kollar baka baka fanteziler yaratyordu. Manastrda i hibir kz, Safiye'nin o gece bu danslarda grdn gremez, rendiini renemezdi. Ama anastr kznn evlilik gecesiyle, bir odaln Sultann veliaht-nn koynuna gitmesi arasnd dar fark vard. Son olarak Azize ve Belks oynamaya kalkmlard. Safiye bu dansta da Mura d' grebilmeyi ummutu. Onlarn izdii portre ise bambakayd, iki gen kle nce salnarak ra tahta kaklarn ritmi giderek hzlanmt. Bir aa inen, bir yukar kan kuak (Safiye .. Ve nabz gibi sesler kararak titreen zincirler... Safiye'nin boaz kurumutu ve Ismiha 'n nl nar erbeti bile buna are deildi. Artk doruk noktasna ulalmt. Kvrana bkl odalk, sonunda inleyerek, birbirlerinin kollarnda yere yklmt. Bu inlemeleri kendi ii hisseden Safiye'nin gzleri skca kapalyd. Ve sonunda mzik yavalarken ertesi gnk bayr a karlayabilmek iin uyumak istediini syleyerek yataa girmiti. XXXII 'AFYE, BAYRAM SAB gzlerini bu duygularla at. Souyan kna, gl yapraklarnn tersine bedeninin ssn alam la uyanklk arasndaki o yar hlyal anlarda bile el ve ayaklarndaki balar kurun gibi h durmutu ve imdi onlarn altndan kacak gizemli ekilleri grmek iin can atyordu, ama b mamas gerektiini biliyordu, o zaman sihir kaybolabilirdi.

Baka eyler de istiyordu. Her eyi istiyordu. Hatta arzuyu ... Ama imdi olmazd. Ah, akam bir gelseydi... Safiye uyurken bile ellerini hareket ettirmemiti, bu yzden her ta raf uyuuktu. detler gerei geceyi odasnda deil, haremin byk salonunda herkesle birlikt eirmiti. Kocaman minderlerin arasndan aresizce etrafna bakt. Byle hi kmldamadan yat bkmt artk. Tam aklndan bunlar geerken onun uyandn gren Ismihan ve Fatma Sultan el sepet dolusu gl yaprayla, kkrdayarak yanna geldiler, ipek bezlere sarlm elleriyle o ovalamas olanakszd. Yeni bir 218 ANN CHAMBERLIN (Safiye (Sultan 219 koku banyosunun ardndan kzlar ona sarlp pcklere bodular. O srada, Safiye'nin en sevdii yiyeceklerl bir kahvalt tepsisi de bir baka kadn tarafndan getirilmiti. Tepside "lokma" da eksik deildi. "Hayr, hayr, ellerini kullanmamalsn!" diye bard smihan. Ve Safiye, "Yeter ar layacam", diyene kadar, iki karde, onu yudum yudum beslediler. Nur Banu, "Haydi abuk olun, bugn yaplacak ynla i var," diyerek onlar uyard. Hibir ey yememesi heyecann uyordu. Safiye'ye, "Aman sakn soan, prasa ve ar baharatl eyler yeme," dedi. "Bir kadn kiciliini yok eder bunlar..." Gn boyunca meyveler ve tatllarla dolu tepsi Safiye'ni n baucundan ayrlmad ve ne zaman o tarafa doru kk de olsa bir bak atsa hemen biri ko lip onu besledi. Sonunda kadnlar, onu yataktan kaldrp, ellerindeki gl yapraklarn kafas dan boca ederek, ortal nlatan kahkaha ve arklar eliinde konan hamamna gtrdler. scak suya almt. Hatta bunu seviyordu. Dier btn Mslman kadnlar gibi normalde hafta i kez, scak gnlerde daha sk ve her det kanamasndan sonra mutlaka ykanyordu. Nur Banu K dn, Safiye'den ok sonra, resmi nikhlarla evlenecek olan smihan ve Fatma'y bilgilendir mek iin "Kna ertesi, gerdee girmeden nce bir gelin mutlaka ykanr," dedi. "Evliliin her esin gznde saygn olabilmesi ve yasal olarak kabul edilebilmesi iin btn bu detlerin yer ne getirilmesi arttr. Bir kleye gelince... Onun satn alnm olmas zaten yeterince yasal erir bu ie. Haydi gelin, erkekler darda dua ederken biz de ykanp paklanalm." Kadnn, ellere baksak iyi olacak, eer kna uzun sre kalrsa kararr ve bu da pek uurlu saylmaz," iye eklemesinin zerine, hamam sefasnn normal gidiine uymayan bir ekilde aceleyle soyu nup hemen ikinci odaya getiler. smihan, titiz bir dikkatle bezleri znce avu ilerine ba nm altnlar yere dt. "Sakla onlar" dedi Nur Banu, "senin onlar." Hayatmda ilk kez bir erekten benim oldu. Safiye onlar el ve ayaklaryla yanna ekti. ok daha fazlas olacak, b nlar ilk. Eer klelik byle bir eyse ... Tepesinden boaltlan kaynar su onu bu ho duygula dan koparverdi. Kurumu kna vcudundan aa eriyerek inip, ayaklarnn dibindeki kanallara akyordu. Elleri ihtiyar kadnlarnki gibi buru buru olmutu. Dikkatle baknca ekillerin r inin parlak, scak bir turuncu olduunu grd. Son derece zarif laleler ve noktalarla be zenmi avular, trnaklar herkesin hayranln uyandrmt. Elleri kmldadnda kelebek da onlar Safiye'nin vcudunun bir pazarda sergilenecek kadar gzel ve kusursuz parala rydlar zaten, ama imdi bir dantelin arkasndaki belli belirsiz ekillere benzeyen bu ssl emelerle daha bir cazip ve gizemli olmulard. Bu kelebekler rpnarak nerelere dokunacak t? Bir akam olsayd... El ve ayaklarn ykanrken- korumaya alyordu, oysa endie etmes oktu, kna en az bir hafta byle canl kalacakt. Onu ylesine

ovalyorlard ki, derisi yzlyor gibiydi. Ama sonunda bir bebek cildi gibi olmutu btn be i, pembe ve yumuak... Sonra tek tek btn kllar temizlendi, iinin ustas iki kadn zel g forml hazrlamt, iki l eker, bir l limonu atete evire evire yapmlard bunu. (Sultan 221 Bu tatl macunun ad adayd. Kadnlar adayla Safi-ye'nin koltuk altlarn, bac arn ve en mahrem yerlerindeki tyleri bile temizlediler. imdi be yandaki bir ocuunkin ile daha przszd teni. Ardndan bu ilemler srasnda bir para incinmi bedenine birtakm srmeye baladlar. Ya, un, bal ve eit eit kokulu baharattan hazrlamlard bu karm a Safiye kendini bayram iin piirilen bir canl tatl gibi hissediyordu. Kadnlar onu ova ladka smihan ve Fatma "maallah, maallah" diye tekrarlayp duruyorlard. Bu, kzlarn Saf in gzelliini kt gzlerden korumak iin yaptklar bir eydi. Nazardan ok korkuyorlard. deydi ve yksek pencerelerden giren nlar youn buharn arasnda bile grnyordu. Safiye' iinde gllerle gne ieklerinin bekletildii sularla ykanmt. Ykanma fasl bitince kar havlularn arasna^onu rlplak yatrdlar ve gne havuzda kk kprtlarla dolarken r dolgun yaz nda kr kr parlayana kadar srd. Gen efendinin bayram tatls hazr, ada piirilen ince tr kabuklu ekmekler deil de ocukluunda yedii gzel paskalya rekle aklna. Uzun, scak leden sonra boyunca Safiye kimi zaman hayal kurdu, kimi zaman uyu klad, kimi zaman da gerekten uykuya dalarak gerek ryalar grd. Bu, onu gecenin yoruculu na kar taze ve diri tutacakt. Masajc kadn onun pembe, yumuak tenini ovalarken Safiye t amamen bilinsizce kalalarn oynatarak bu dokunulara cevap vermeye balamt. Poposuna ye r aplakla kendine geldi. smihan, "Bunlar aabeyime yapmalsn," diye onunla dalga geiyord . Ykanmaktan gelen Selim'in kz havlunun slak ucuyla actmadan vuruyordu Safiye'ye. "Se ni kk..." diyerek masajc kadnn ellerinden kurtulan Safiye yerinden frlad ve o da bir lu kapt. Tombul Ismihan'a gre uzun bacaklaryla ok daha avantajlyd, ki kz bara ar afnda koturmaya balamt. Kzlarn mermer duvarlarda yanklanan lk ve kahkahalar ie arkasndan avludaki erkeklere bakan Nur Banu'nun kulana kadar gitmiti. yle keskin bir f keyle onlar ikaz etti ki, nefes nefese kzlar hemen toparlanp sustular. smihan'in hav lusuyla Safiye'nin teninde brakt iz kpkrmzyd. Nur Banu ne azarlama fasln uzatt, n zun uzun dinledi. Hemen bir kadn arp orann rmemesi iin ya ve sabrotuyla ovulmasn a kzmt ama, yine de Safiye'nin bu canll houna gitmiti, yzndeki belli belirsiz gl biydi. Safiye, kadnn asl kaygsnn enerjisinin tamamn akamdan nce harcamas olduunu talk sakinleyince Nur Banu, "Erkekler camiden dnyor," diye haber verdi. "Onlar korid ordan grebilirsiniz, haydi acele edin, acele..." 222 ANN CHAMBERLIN afiye Sultan 2 23 XXXIII YG^(

/E OLUR 5AF/rE'y/ DE ORAYA GETRELM", diye yalvard smihan. "Sa gnein altnda daha abu hem de." Nur Banu izin verince kzlar sevinle koridora getiler ve oradan buradan ko numaya baladlar. "Koyunlar avluya getiriliyor," diyen Nur Banu'nun sesi, gcrtlarla dne ek hazrlanan zgarannkine karyordu. Ismihan'n dizlerinin dibinde ona san taratan Saf ki aralklardan avluyu grmeye alyordu ama hibir ey gremiyordu. "Kmldanma", dedi sm ryor." Ama Safiye dayanamyordu. Avludaki doal olarak tamam erkeklerden oluan kalabal indeki yoksul kyller aptal baklarla, srk ularnda sallanan tu ve bayraklarn altndak eri seyrediyordu. Fow tiyatrosunda bir kyafet balosu gibi. Safiye kendisinden baka h i kimsenin bunun farknda olmamasndan memnundu. Bu memlekette yalnz oyuncular deil, tm erkekler bu ekilde giyiniyordu. zerlerine gne vurunca bu uzun elbiseler zenginlikler iyle insann gzn alyordu. "Aabeyin hangisi?" diye sordu. Heyecandan neredeyse soluksuz kalmasna kendisi bile amt. smihan taran ucuyla iaret etti. "Orada, babamn tam yan . Mavi ve altn rengi izgili sarnn sorgucunda tavus kuu tyleri olan." Bu szler Safiye kalbini hoplatmt, ama uzun boylu gen adamda bu mesafeden grebildii yalnzca ilgisiz ve orgun bir duru oldu. Sultan'n vrisi olan Selim ve kucaklarndaki koyunlarla oban ok d dikkat ekiciydi. Dikkatinin nerede olmas gerektiini unutan Safiye, "Koyunlar kesil di mi?" diye sordu. "Hayr." "Daha deil," diye ekledi Fatma. smihan, "Tylerine kurban edilecekleri iin krmz iaretler konuyor," diye aklama yapt. "Anlyorum." Korkacak bir k, Safiye, salarn kokulu yalarla tarayan smihan'a doru eilirken byle dnd. Birka birka pis koyun. smihan, "Salarn mcevherci dkknnda parldayan altnlar gibi" diye ilt yadryordu. Bu zen yalnzca Safiye'nin salarna gsterilmiyor-du, bir yandan da tm vcu kokulu kremler srlyor, terlemesini engelleyecek bir karmla koltuk altlar ovuluyordu. " urbanlk iin ukur kazld" haberini verdi Nur Banu. Safiye ne eilip tekrar bakt. Koyunla lkiyle uraan obann yannda Selim'i grd. "Ev sahiplerinin her biri iin bir koyun" diye mihan. "Belli bir yaa gelmi erkek koyun." "Erkek koyun mu? Kadnlar iin bile mi?" "Ev et, stelik salkl olmallar, bu arttr." Safiye tavus kuu tylerine bakmaya alyordu. insan grntsnn onun gelecee ait tm hayallerinin anahtarn elinde tuttuunu dnmek ne i. Ama belki de en zelliksiz kaplar en kolay alanlard. Andrea Barbarigo ve gen Veniero 'yu dnd, ama iinde hibir pimanlk duymadan. Onlar geride kalmlard ve bir gn bu Mur olacakt. 224 ANN CHAMBERLIN Aslnda Safiye hangi koyunun kendisinin olmasn isteyebil ecei konusuyla daha ok ilgiliydi. Belki de kleler iin byle bir ey yaplmyor. Gelecek y zamanlarda kesinlikle en gzelinden bir tane de benim olacak. Rahatlamt. imdi sra hizm etkrlarn getirdii kyafetlerin giydirilmesine gelmiti, bunlarn tmn de Nur Banu Kadn iin kendi semiti, lk nce incecik dantelden rmcek ana benzer bir i amar giydi, a bir alvar. Yerlere kadar uzanan yelek leylak tomurcuu rengindeydi. Bluzu ise daha koyu mor ve altn ipliklerle ilenmi gl

desenleriyle sslyd. Gllerin her birinin ortasnda kk inci sallanyordu. Yelek, kal akln ortaya karacak bir biimde skca stne oturuyordu. Daha sonra buraya yine kzl kuak baland, her adm atnda bunun ucundaki altn saaklar sol dizinin zerinde sallan erinde badem byklnde be ametist ta vard. Safiye'nin kulaklarna Nur Ba-nu'nun takt n tatand ve neredeyse omuzlarna kadar sarkyorlard. Birbirine uymasa da bir yn mcevh Safiye'ye, ama bunlarn hibirinin kendisine ait olmadn, dn verildiini bildii iin d gilenmiyordu. Tekrar ileri uzanp avluya bakmaya alt. "Efendimiz Selim, koyunun boynun u ne kadar da zarif okuyor," dedi. "Hem de konuuyor. Ne sylyor acaba?" Arkasnda bir t okayla uraan Ismihan, "Dua ediyor," diye cevap verdi. "Kuran'da sylendii gibi..." Ko llarndaki bilezikler birbirine dayanm dirseklerine kadar uzanyordu. Kolyeler, yzkler v e halhallarn sonu gelmiyordu. (Safiye Sultan 225 Safiye, "Ltfen, yeter artk, kmldayamy orum" diye ikyet etti. Nur Banu bir sre dndkten sonra ban sallad ve yeni emirler v iye tekrar gidip camdan bakt ama bu kez dehetten soluu tutulmutu. Be koyun can ekiiyor altncnn ise tm kan, kesik boynundan beyaz barsaklarn yl olduu ukura doru fk neden onlar ldryor?" "Tabii," dedi imal bir sesle smihan. "Sen hayatnda hi onlar yem deil mi?" Grebilmek iin Safiye'nin omzu zerinden bakan Nur Banu, "Ban ne kadar da h nyor," dedi. "Hayvan kmldayamyor bile." Safiye'nin salarna altn tozlar serpiliyordu. tacnn toz ekerle yapt sslemeler gibi... Ama bu umutsuz bir dnceydi. Safiye'nin ilk len tuzlu rosto oldu. "Gerekten de gereinden fazla altn var," diye mrldand Ismihan. K tn tozu iesini dikkatle eline alan Nur Banu kendinden emin bir ekilde, "Sama," dedi. Salar drt rgyle toplanm, o gzel bukleler grnsn diye ular serbest braklmt. Ca Banu gururla, "Olum hi bu kadar yakkl olmamt," dedi. Safiye ise dar baktnda b oban grd. "ileri bitiyor, birazdan adamlar postlar ortadan kaldrrlar," dedi Nur Banu afiye yalnzca beyaz bir k gryordu, daha fazlas iin parmaklarnn ucunda ykseldi. Met nce tl, bandaki incili kk krmz Safiye Sultan F.15 226 ANN CHAMBERLIN apkann altn zeri nakl dana derisi terlikler ayaklarna giydirildi. Ve sonunda yz boyanmaya baland eri bademe, kalar "Frenk" kana, yanaklar akaya ve az da bir gl tomurcuuna benzeti yelee ilenmi incilerden ok daha parlakt. "te, Kuran'da yazld gibi et datlyor. zin cmertlii karsnda ne kadar mutlular..." "Aman abuk olun kzlar," diye devam etti Nur Ba-nu. "A kendi payn alp mutfaa gtryor, kaybedecek vakit yok." Harem halk tela i kp evin ana blmne ynelmiti, nk akam duasnn yaplp Murad'n blmnn kapsn ynada kendini gren Safi-ye'nin zgveni geri gelmiti. Grd gzellik her eyden daha st ikle en yce eylere laykt.

O geceki ibadet ve dualar Safiye iin yeni rendii Trke dans ve arklardan daha farkl b lam tamyordu. Tela iinde ve srtnda bir yn mcevherin arl da olsa halasnn ona gili olarak retmi olduu kk duay Arapa cmlelerin arasna sktrabildi. Bu, eer o e syleyecei evlilik duasyd. Hizmetkrlar seccadeleri toparlarken Nur Banu Safiye'yi ya nna ard. Ona tatmin olmu bir ekilde bakt. "Eer olum seni almazsa" dedi, "Allah'n d gibi asla Sultan olamasn." Kz memnunlukla iki yanandan pt ve bu arada eline iki gm tuturdu. Safiye hemen bunlar ap bakt. Birinde sar, dierinde siyah, birtakm parmaa be nesneler vard ve ila gibi kokuyorlard. Safiye Sultan 227 "Bunlar nedir?" Nur Banu " ferazik," dedi. Safiye bu kelimeyi hi duymamt, talyancasn da bilmiyordu. Hi kimse bir nastr kzna doum kontrol yntemlerinden tabii ki sz etmemiti. "Hayr, hayr, onlara doku dedi Nur Banu. Safiye merakl parmaklarn kutudan ekti. "Vcut ssnda erirler. Onlar i letireceksin, sary birlemeden nce, siyah ise sonra." "Bunlar neden yaplm?" Nur Banu ukar kaldrd. Bu kz kendi kendine ferazik yapmay m planlyordu? Bu dnce ok sarsc v edilemez bir eydi, ama yine de cevap verdi. "Sar olan; ap, sedef otu, sar sakz, kara o t ve kz dnn kartrlmasyla elde ediliyor. Sonra buna kuyrukya da katlyor ki kolay Siyah olannda ise katranda eritilmi kkrt, akasma ve lahana tohumu var." "Bunlar Ayv a'nn formlleri mi?" Nur Banu kalarn daha da yukar kaldrarak "Evet," dedi. Safiye rahat am olarak gld, kle bedenini ne kadar ar bir bask altnda tutmu olduunu fark etmiti ie yarayacaklardr." Bu hafifleme ve kzn sesindeki ocuksuluk bir zr gibiydi ve daha ya olan kadnn kalar allm halini ald. "Umarm mutlu ve ocuksuz pek ok gece yaarsn," AMBERLIN XXXIV O/MABEYNN HAVASI tamamen farklyd, kadn ve erkek dnyalarnn arasndaki bu daha karanlk ve daha ar gibiydi. Gen Murad'n odasndaki kullanlmamaktan kaynaklanan toz bir gnlk havalandrmayla gitmemiti. Erkeklerin gn ndaki gnlk yaantsna katld snda duran glgelerle pek az iliki kuran biriydi o. Bu ara yer, mabeyn, ztlklarla dolu ydu. Ya ve sirkenin kartrlmasna benzemeyen bir karmd bu, bir kez bir araya geldi mi ha asla birbirinden ayrlamayan ve birbirinin iine karnca patlayan ate ve barut gibi bi r ztlkt bu.. Nur Banu, olu odaya gelmeden nce ieri girip kendi zevkince ortal dzenl unu dikkatle ve sahnedeki bir oyuncu gibi yapmt. Kelere yerletirilen lambalar yaklm, sehpalara fndklar ve tatllarla dolu tepsiler yerletirilmiti, iyice kabartlan minderler e kimin oturaca belliydi. Nur Banu, Ismihan, Fatma ve Murad'n yerleri hazrd. Gzel klel r, Azize ve Belks duvar kenarnda balar eik, kollar gslerinde bititirilmi, hanmlar erini bekliyorlard. En nemli an olan Murad'n odaya giriine Safiye ne yazk ki tank olam ordu. "Geliyor, geliyor" fsltlar ykselince hareme giden kap tela iinde, ama yavaa k Safiye kadnlar dnyasnda beklemeye balad.

Selamlama ve sarlmalarn dnda nce Safiye hibir ey duymad, lk iittii, bir erkek i ince saylabilecek bir ses oldu, belki de can skntsnSafiye <$ultan 229 dan olabilir, diye dnd. Ses, "Sevgili anneciim, u salak kzlarn uzaklatr benden," diyordu. Bu ara kaps alm ve sra sra kzlar Sa-fiye'nin yanna gelmiti. Bu yzlerden olan biteni okuy Umutlar olup da bunlar gerekletiremeyenlerin hayal krklklar gn gibi aikrd ve ner n gzyalarna boulacak gibiydiler. Dierleri glmsemeler ve mrltlarla "Allah yardmcn orlard. Her ey Nur Banu'nun reetesine uygun olarak ilerliyordu. Oturuyor olmallar, im di Nur Banu ona sofradaki lezzetli yiyeceklerden sunmal. Kurban eti getirilmeli. Murad onu, pilav, cac yemeli. Tatllarla bitirmeli yemeini. Bir bardak erbet... Sonra g uyu ve sabunlu peeteler. Sonra, sonra, annesinin aklna nargile gelmeli... Safiye s ervis yapan hadmlarn giri klarn sayarken bu senaryoyu defalarca kafasndan geiriyor ir eyin yanl gittii dncesiyle kalbi arpmaya balamt. Oysa insann aklndan bir ola yin kendi ak arasnda zaman fark olmas kanlmazd. Ierdeyse, nargile dnda, Murad h bir kaytszlk iindeydi. el rpnn ardndan Safiye, Azize'nin ona uzatt nargiley nu sol eliyle tayordu, sa elinde ise gm bir tepsi vard. Azize kapy at ve mabeynin anlk dnyasna Baffo'nun kz tek bana girdi. Ar, ll, talim edilmi admlarla yrd a bakmasa bile hissediyordu. Nargileyi gen adamn yanna getirdi ve marpucunu ayarlayp uzatt. Beyaz, iskelete benzeyen parmaklar uzanp bunu ald, anlalyordu ki, buraya kadar grevini 230 ANN CHAMBERLIN baaryla tamamlamt. Nur Banu ona dnp, "Gzelim ben de iec di. Bu, aralarnda bir iaretti ve ilerin dndkleri kadar iyi gelimediini gsteriyordu, ty biraz uzatmak gerekiyordu. Safiye'ye yaptklar sonsuza kadar srecekmi gibi geliyordu , ikinci nargile iin geri dnd ve onu sahibesine verirken kadnn, azna marpucu almadan zaman ldrmeye altn anlad. Pirin mangal iin tekrar hareme gitti, ama bu kez yava ediyordu. Mabeyne geldiinde her birinin nnde diz kp kk bir maayla kzlenmi kmrle yerletirdi. Her nargilenin kabarcklar karmaya baladndan emin olana kadar da bekledi. rgilelerin tatlms kokusu oday doldurduunda Safiye keye ekildi. Mangal ayaklarnn dibi i, orda elleri apraz bir ekilde omuzlarnda, ba ne eik, ayakta yeni emirleri beklemeye alad. lgi merkezi olamamann yaratt sknt zerinden kalkyordu. Bu, ona nargileyi al giderken de, "Al ite ke adam, bunun yerine beni alsan daha iyi olmaz m?" diye barmak arzusu veriyordu. Bu duygularn onu sarmasna izin vermedii iin kendinden memnundu. He r taraf kaskat, konumalar takip etmeye balad. Doru drst bir konu yoktu ortada ve a i Nur Banu bir panik iindeydi, ya da en azndan yaklaan bir paniin izleri bu kontroll kadnda bile kendini belli ediyordu. smihan hibir ey sylemiyordu. Fatma arada bir kkrda arak ortaln yumuamasna yardmc olmaya alyordu, ama gen adamn bunlar hi mi hi um Banu kendince baz konumalar hazrlamt ve (Safiye Sultan 231

provalarda bu noktada durup "Bu zamana kadar mutlaka senin farkna varm olacaktr ve b ir eyler syleyecektir Allah'n izniyle," derdi. imdi yle grnyordu ki, i onun planlad du, kadn ho konular ayor, tek kelimesi bile atlanmamas gereken konumalar yapyordu ve o nun bir soru sorabilmesi iin boluklar yaratyordu. Nasl bir soru olduu hi fark etmezdi, yeter ki bir soru olsundu. nemli olan kle kzla ilgilenmesiydi. Onun yan, nereden geld iine, adna, ne kadar zamandr haremde olduuna dair bir soru olabilirdi bu. Sorularn ce vab verilmeyecekti, ama kle kz efendisinin elini pmek zere arlacakt, sonra da bunlar cevaplayacakt. - Esrarn ac ve tatl, kark, garip kokusu oday sarmt, ama Safiye bun mn deil hanmnn nargilesinden geldiini biliyordu. Kadnnkine kaln kahverengi bir eyle kine ise kimyon, sakz ve yanmas iin de bir para kepek konulmutu. Bunun Mu-rad'a kafay buldurmas olanakszd, annesinin nargilesinden yaylan dumanla bu hileyi anlamayacan umuy rlard. Safiye, bu tomarlarn her ikisini de yanyana grmt ama konuma srdke bir yanl dna dair iine kuku dt. Acaba nargileleri doru mu vermiti. Evet, gm azlkl ola tandan olan ise Nur Banu'nun elindeydi. Gzlerini aceleyle tekrar aa indirdi nk ada-m le karlamt. Birka dakika aralkla olan bu baklar en azndan gen adamn onu hie say Ayrca bu baklar Safiye'ye iyi birer de ipucu veriyordu. Bunlar aptal baklar deildi. Y aam ve zek prltlar vard ilerinde. Hatta bunun da dnk bir ilgi ve 232 .ANN CHAMBER reti olduu bile sylenebilirdi. Ama btn bu zellikler sknt, hareketsizlik, sorumsuzluk, gisizlikle glgeleniyordu, uyuturucunun etkisi ise gzle grlebilirdi. Tabii ki bu kadar ksa bir zamanda bunlar saptamak o kadar da basit deildi. Birka baktan sonra adamn gz inin onun yaratmak istedii havaya ihanet ettiini anlad Safiye. Her eyin farkna varyor, ama bundan tr bir heyecan durmuyordu gen adam. Seyrek sakallarla evrelenmi ince bir y vard ve bunlar altndaki tenin solgunluundan parlak ve kzlms duruyordu. Daha salkl b da ayn sakal ok daha doal grnrd. Adamn bykannesi Hrrem Sultan'n Rus asll ve kz herhalde ona benzemi olmal, diye dnd Safiye. Bunun dnda orta boylu saylrd, belki bir para ksa bile olabilirdi. Kollar, bacaklar insann iini bir tuhaf yapacak lde in , belli ki uyuturucuya olan bamll kilo almasna engel olmutu. Kadnlar ve hadmlar ar be aydan sonra grd erkek giysisi kza en ilgin gelen eydi. Uuk sar bir ipek yazlk k ri dizlerini ve dirseklerini kapatyordu, kuandaki mavi ve altn yaldzl izgiler sarn uyum iindeydi.. Sorgucundaki tyler dnda hibir ey zenli seilmi grnmyordu. Annesi inin yannda bile gen adam divandaki minderlere rahata yaylmakta bir saknca grmemiti, b r eliyle marpucu azna gtrmeye alrken, dier eli hareketsiz sarkyordu. Her an uyuyaca ir hali vard. Bu uykulu hale tek uymayan ise gzleriydi. Dikkat edilince, adamn baklarn kzn salarnn tepesinde bir yerlerde olduu belli oluyordu, buklelerin kurdeleler arasnd n dkldkleri yere bakyordu gen (Safiye Sultan 233 adam. Safiye, onun gzlerini srayla a payarak, her ikisini ksarak sanki deney yapan bir kimyac titizliiyle salarna baktn a slnda gen adamn gzleri tpatp annesinin gzleriydi ve Nur Banu bu

gzlerin halinden anlayabilse olunun nasl umutsuzca bir hayal leminde yuvarlandn daha ay hissedebilirdi. Keke Nur Banu Kadn bana bu oyunda nargileden daha fazla bir rol verseydi. Bu gen adama uykuyla uyanklk arasndaki fark gsterebileceim bir rolm olabil di keke. Eer olunun zerine souk su atlmasn istiyorsa ben de kendi usulmce bunu yapac ey yapacam ama ne? Herhalde onlarn dikkatini ark syleyerek ya da dans ederek ekecek im. Safiye plann uygulamaya koyuldu. Omuzlarna koyduu ellerininin durumunu hi deitirme en yava yava parmandaki yz karmaya koyuldu. Sonra marpucu aza gtrmekten ok daha ketle bileini kvrarak mcevheri yere drd. Yzk, halya derken hi ses karmad ve yle uraan Nur Banu Kadn ve dierleri bunu fark etmediler. Ama Murad grmt. Onun grd gzlerinin ikisini birden aarak bakm, sonra da bu bakmay hie sayarak uykuya dalmt. hibir ey sylememiti. "Anne, neden paran mcevherlerini bile tayamayan sersem kle kzl cyorsun?" bile dememiti. Nur Banu'nun yenilgiyi kabullenmesi ok srmedi. Ne yksek sesl e bir ey sylemiti, ne de ses tonunu deitirmiti, ama artk vazgemiti, yine ayn hezime afiye krk bir kalple mangal toparlad, onu geri tad ve hanmnn oktandr tadna varam yi almak zere odaya dnd. Sabrsz bir 234 ANN CHAMBERLIN bilezik krts, gen adamn t braklmas gerektiini ima ediyordu. Safiye, anne ve kzlar iin kapy at, onlar hareme ledi ve arkalarndan kapy kapad. XXXV BANU'NUN TA GBl sessizliiyle karlaan harem aha rmay dndkleri sorulardan bir anda vazgemiti. Gzel Venedikli'nin cezasn paylamay h iki belki de hafta bir kenara itilmek, arkasndan aalayc kelimelerle sz edilmek... H e lm bile bundan daha gzeldi. Nur Banu kendi odasna kapand, dierleri de ar havadan na ini ald. Tek ayakta kalan, yenilgisinin zntsyle kahrolan, mabeyn kapsndaki Safiye idi. "En sonunda bana dokunmad," diye kendini korumaya alyordu. "O, bir Sultan deil ve hl, Nur Banu'nun gzne girebilirsem ansm var, benim hi suum olmayan bu durumdan tr beni si gerekir..." Kap aznda terk edilmi gibi duran Safiye son bir umuda sarld, mabeynde d orada duruyordu. Eer geri dnp onu alsa sulanamazd. "Bundan ne umuyorum ki?" diye kend ine tekrar tekrar sordu Safiye. "Murad'n ayakta, yz aradn m umuyorsun, ite buldum mi?" Hayr, tabii ki byle bir ey sz konusu deildi. Odaya girdi, retildii gibi yerlere ar eildi, yz ald ve tekrar kapya doru yneldi. Aslnda belki de odada kimseler yoktu. u eilmediinden (Safiye Sultan 235 emin olmak iin dnp odaya bakt. Gen adam braktklar uruyordu; bir elinde marpu, dier eli hareketsiz sallanyordu, gzleri yar aralk hayaller lemin-deydi. Uyuuk, diye neredeyse yksek sesle bard. Seni kim ister ki, tembel, yarar sz, kemik torbas... Sensiz de byk olacam, bekle de gr... Ve gen adama szlerle olmasa lerle bu mesaj yollamak iin son bir bak att. Az da olsa hncn alabilmenin verdii duyg a kapya doru ilerledi ama yar yolda bir ey onu durdurdu. Adamda bir kmldama vard. ok ir kmltyd bu, ama vard. lm olamayacana gre belki de bu, inip kalkan gsyd, ya d seiren bacayd. Ama hayr bunlar deildi, kmldayan bir parmakt. Uzun, solgun bir iare u

hareketin sahibi. Evet, yava yava, ama kesin bir biimde onu yanna aryordu. Safiye bu e uyup uymamak arasnda ksa bir sre kararsz kald. Ama sonunda tutkularndan kaynaklanan bir tavrla adama doru ilerledi, zeri dokunulmam bayram yiyecekleriyle dolu alak sehpan yanna gelince durdu. Gen adam yar aralk gzleriyle onu incelemeye devam ediyordu. Bir den yzn buruturarak, vcudu sarsla sarsla kuru ve sessiz kahkahalara bouldu. Sonunda k u, ama bu konuma Safiye'den ok kendisiyle yapt bir konumayd, "ite dostum Murad, onu b ez alt edebildin. Buradan giderken senin yarattn hayali de yannda gtrebileceini sanyo o ihtiyar cad, annen. Ama gryorsun, bunun tersini kantladk. Hayal burada, o ise artk yok. Ne yazk ki dier tm hayallerin gibi o da senin istek ve emirlerine uymayacak ol sa da, ite hayal hl burada. Ne tuhaf bir hayal bu, 236 ANN CHAMBERLIN sanki canl gib i duruyor. Sanyorum Murad, bu hayal otu seni sonunda mthi bir yere getirdi." Safiye adamn onun hareketlerini kontrol edemediini belirtebilmek iin divann nnde yere oturdu . Ama bu bir ie yaramaynca konumaya karar verdi. "Ben bir hayal deilim," dedi. "Ben senin zihninin yaratt bir hayal deilim, en az senin kadar canlym." Murad glerek ban "Btn hayallerim bana bunu sylerler. Bana yaammn ne kadar anlamsz olduunu retmeye i kendilerinkinde varm gibi. Hayr senin bana bunu yapmana izin vermeyeceim." Kahkaha atarken gzlerini kapatt, sonra tekrar at. "Tuhaf," dedi, "Tm hayallerim bana gerek ol duklarn sylerler, ama gzlerimi kapadmda seni gremedim, bu ilk kez oluyor." "Byle olu en gereim," dedi Safiye. "Annen senin nargilene esrar koymad, onun iinde yalnzca sakz ve kimyon vard. Bak sana gstereyim." Adamn marpucundan ayrlmak istememesine karn Safiy e klleri kartrp ona geriye kalan yank kepekle sakz gsterdi. "Biliyordum," dedi ehza nu anlamadm m sandn? Ta bandan beri biliyordum. Ama nargileyi getiren sendin, iinde r ey olduunu anlamtm. Haydi syle bana ne olduunu, yarn hemen gidip ondan alaym kendi "Bana byle davranamazsn!" diye bard sabr taan Safiye. "Evet, u an iin ben bir kle, efendi olabilirsin. Ama ben Sofia Baffo'ym ve Korfu Valisi'nin kzym. Beni haremden ar sen deilsin, sana bunu kantlayacam, imdi de oraya dnyorum. Beni durduramazsn." Safiye an 237 : j Safiye kmadan nce, yine de ellerini tekrar omuzlarna gtrd, ama bu kez tavr da bir aldrmazlk ve kibir vard. Ayn pozda bayla veda eder gibi bir hareket yapt ve aya kalkmaya yeltendi. Murad olan biteni ok eleniyormu gibi yznde garip bir glle izliyord Safiye grmeden, beceriksiz elleriyle kuann arasndaki hanerini aramaya balad ve kzn ona saldrd. XXXVI (3/YEYSE K HAFF BR yaralanmayd bu. Adam haneri knndan dahi karm nmad ban keskin olup olmamas Murad'n umurunda bile deildi zaten. Tek umduu, elini anna kadar hayalin iinden geirebilmekti. Ama bu olmamt, kzn etinde, knn kaba kenarl grerek aknlkla kendine geldi. Safiye'nin ac ve korkudan nefesi kesilmiti. Son konumas ahlndan tr cezalandrlmay bekleyerek ba nnde, kollar

omzunda aprazlanm bekliyordu. Ban arpt sa eli szlyordu. Gzlerinden ya, yaras u kantlarn karsnda Mtrrad gerei kabul etmiti, "Benim, babamn ilk olu olduum kadar a," dedi. "O halde izin verin hareme dneyim efendimiz," diye yalvard Safiye. "Sizi bir daha asla rahatsz etmeyece-im." Tutkularna karn, henz ok gen bir kzd ve yaad geiriyordu. Gen adam tam 238 ANN CHAMBERLIN K 6afiye (Sultan 239 cevap verecekti, h arem ahalisi ieri dkld. Dilinin ucunda bu inat kza savuraca kfrlerle Nur Banu kap grd manzara onu bir an durdurdu. Bir yldan bu yana hahatan baka hibir eye aldrmay diz km kza byk bir ilgiyle eilmiti, ite bu anda Murad konutu, "Anne, ltfen, izin ." Bu kadar kadnn azn ve arkasndan kapy kapamas iin yeterliydi. Murad yerinden kal kilitledi. Dndnde yznde rahatlamann verdii bir glmseme vard. "imdi ben seninle ne ye kzdan ok kendine soran bir ses tonuyla konutu. "Eer bu gece seni geri yollarsam, annem seni i i yer. Burada kalmalsn sanrm, te anahtar. Gvenliinden emin olunca gi a gelince, konakta bir yn oda var, hem de buradan ok daha rahatlar. Gider orada uyur um... Allah akna, elbisen batmadan u elinin aresine bak." Kzn yanna oturdu ve masadaki peetelerden birini sallayarak ona uzatt. "Al, haydi, al diyorum sana." Safiye sonu nda syleneni yapt, yava yava titreyerek elindeki yaray sarmaya balad. Elini omzundan iinde Murad oraya kendi elini koydu. Kzn sa rglerinden birini tuttu ve avulad, daha s a brakt. Safiye'nin gzelim bukleleri kendi arlklaryla sallandlar aa doru. Murad e prltlara bakt ve "Ah!" dedi. "Tam dndm gibi. Altn tozu. Annem gerekten de cadn dnceler onun tekrar rgy tutmasna engel olmad, iplerini zerek, parmaklaryla yava aya balad, incili apkay ve tlleri dikkatli bir zenle kard ve tekrar sordu, "Ben seni e yapacam?" Aklndan geenleri uzaklatrmak istercesine kafasn sallad. Dier rgler de r Murad'n ellerinde dalmt, kuca bu harikulade altn buklelerle doluydu. "Ben seninle pacam" diye mrldand yine. Safiye "Belki de..." diye balad ve sustu. Kzn kararszl an bir sesle Murad, "Belki de seni severim," dedi. Her iki eliyle altn sars salar avul ad ve yavaa yzn Safiye'ninkine yaklatrd. "Evet, bunu yapabilirim," dedi. "Eer Allah se yapacam. Gerekten de seveceim." XXXVII tABEYN KAPISININ AILIP Safiye'nin tekrar ha reme dnmesi yaklak gn ald. Mabeynin anahtar gen klarn oyunca olmutu. Bunu sa ar oynuyorlard. nce kle, kamak istermi gibi yapan efendisinden anahtar saklyordu, sonr rolleri deiiyorlard. Son olarak anahtar Murad alp, oturduu minderin altna saklamt, onu bulduunda kz yakalayp altna ekmi ve yine uzun uzun sevimilerdi. Sonunda yorgun naif ehzade, rlplak, divann zerinde ak yorgunu uyuyakalmt. Bunun zerine de Saf ni bir koluna alp, anahtar masaya brakarak svmt. Onu grnce bir hayaletle karlam lisine kzn ilk syledii, "Allahm alktan lyorum," oldu. gn boyunca klar, artaka kle-riyle idare etmiti. Yaadklar akn kskanl iinde

240 ANN CHAMBERLIN hi kimseyi armadan yarattklar dnyann tadn kararak. ocuklar gi kemirip, ardndan iki kez daha sevimilerdi. yle grnyordu ki yiyeceklere kar duydu rbirlerine duyduklar arzuyu kamlyordu. gn boyunca sofra art kuzu, tatl ileri ve a bir ey yememiti Safiye. Rahatlkla harem mutfandan bir eyler isteyebilirdi ama ak onu le bir uuruyordu ki, akamdan kalma pilav ve suyla yetindi, iin tuhaf bu ona dnyann en lezzetli yemeklerinden daha gzel gelmiti. Ellerini ykayp kendini toparlamaya akrken hi eyi renmek isteyen merakl kzlar etrafn sarmt. Avdan bir aslan lsyle dnmek ya da ldrmek selamlk iin nasl bir eyse, olup bitenler de harem iin o kadar nemliydi. "Bu k r uzun srenin sonunda sana ne verdi?" "Allah korusun, seni ldrdn sandk." * "Evet, az d hadmlar oraya yolluyorduk." *! " gn, Allahm... Sana syleyeyim, ben olsam lrdm." utlaka bir ey vermi olmal." "Haydi, syle, sana ne verdi?" Sonunda Safiye bu youn soru yamuruna cevap verdi. "Hibir ey." "Hibir ey mi?" "Buna inanmyorum. Bizden saklyor olm k." "Zaten saklanacak kadar byk bir ey olduunu anlamtm ben." "Belki de bir kledir..." bir hadm..." "Karadeniz'de bir yal... Kesinlikle daha az bir ey olamaz." Safiye Su ltan 241 Safiye, pilavdan yalanan elini sallayarak, "Bakn size sylyorum," dedi. "Ban a hibir ey vermedi." Azn tekrar doldurdu. "Ama belki de bir olan vermitir, Allah ksme ttiyse..." Bunu sylerken Nur Banu'nun gzlerinin iine bakyordu. Kadnn gururu, olaylar i inci azdan renemeyecek kadar krlmt, bu yzden herkesin arasna karp dinliyordu. B r ne kadar, tam planlad gibi olmasa da, bunlarn tamamen kendi arzusuyla olduunu dnp ferahlatyordu. Bu duygular yine de boazn yakan fkeye engel olamad ve "Sana bir ey ver i mi?" dedi. " gn boyunca boa akma, pek de baar olarak kabul edilemez." "alma m h a akma m diyorsunuz?" Safiye gzlerini neredeyse aalayan hatta alay eden bir ekilde Nu anu'nunkilere dikmiti. "Buna akma diyenler, cretlerini alsnlar. Bana gelince ben ok me mnunum." Bu kelimeleri, herkesin ne demek istediini anladndan emin olmak iin bir kez daha tekrarlad... "Memnunum." "Olunuzu sulamayn," diye devam etti. "Belki de bana bi r eyler verecekti ama, onu uyurken braktm." "Ne? Onu uyurken mi braktn, hem de iznini almadan yle mi? O odadan kmadan?..." "Evet, evet, evet..." "Sana basite unu syleyeyim Safiye, byle bir ey olamaz. Derhal Mabeyne dnmeni istiyorum ve hediye olsun, ya da olmasn olum, sana git demeden de buraya gelme." Safiye bu emri duymam gibi yapt ve "s mihan Sultan!" diye seslendi, "smihan, haydi benimle hamama gel. Su, bana yle iyi gelecek ki... Tenim, zerinde kuruyan terden tahta gibi oldu." Safiye Sultan F.16 2 42 ANN CHAMBERLIN Nur Banu'ya bir an bakan kz Safiye'nin uzatt eli tuttu. Haremde ye pyeni bir g vard ve herkes bunun farkndayd. Safiye, tabii ki ehzadenin

annesinin yerini tutamazd ama kz kendine bir arka bulmutu. Veliahtn annesi de artk ko lay kolay gen klenin dizginlerini tutamazd. smihan'la el ele hamama doru ilerleyen Sa fiye, omzunun zerinden, "Ve hanmm," dedi. "Eer olunuz beni arrsa, ki sanrm mutlaka acaktr, ona hayr, deyin. Evet, ona, buna hazr olmadm syleyin, ancak gelecek Cuma'ya o , deyin. Kesinlikle daha nce olmaz." smihan, elini tutan bu kzn, yani artk kadnn, inan az kstahl karsnda kkrdamadan edemedi. Safiye de bu kkrdamaya katld ve ikisi bird nde daha uzun yllar onlara yetecek bir genlik varm gibi, nispet verircesine hamama d oru koturarak gittiler. Safiye ve smihan hl hamamdaydlar ve gerekten de Murad'n haber i geldi... "Uygun durumda olmadm syle ona," diyen Safiye keselenmeye devam etti. Arac bir sre sonra ok daha acil bir aryla geri gelmiti. Kat bir kararllkla tekrar "Uygun da deilim," dedi ve smihan da kkrdaya kkrdaya kadnn ipek elbiselerini slatarak ona d kt. Ve armaanlar ard ardna gelmeye balad. Daha nce, vah vah, diyerek dillerini k erin bir sessizlie gmlmlerdi. Balangta bunlar basit armaanlard: Bir sepet dolusu ol li, daha Safiye Sultan 243 nce kullanld belli olan ama gzel bir mineli kutu. Murad'n larla hibir ciddi deneyimi olmamt ve dier erkekler gibi onlarn gnln alacak vr zv fikri yoktu. Ama sonunda herhalde birilerine danmt ki, bunlarn deerleri artt da artt kler geldi, ardndan mcevherler, mcevherler... Ktahya, bylesini daha nce hi grmemiti. arn bir ksmn kendisine balamak istedii ya da zaten bal olan kadnlara datt Safiye. in bu armaan yamuru karsndaki tavrn grse, Murad kesinlikle derin hayal krklna d nlarn pek azn kendisine saklad, ama inanlmaz bir kskanlkla yapt bunu. Bunlar, ehzad ndi el yazsyla yazd pek de iyi olmayan yarm dzine kadar iirdi. Safiye tabii ki bunlar di kendine okuyamyordu, bunlardaki duygusall ona tek gvendii insan olan smihan aktary u. Gerekten de kt iirlerdi bunlar. Safiye bile birka aylk Trkesiyle iyi veya kt ii inden ayrabiliyordu. Haremde bol bol iyi iir dinleniyordu. Kula ok iyiydi ve ana dili italyanca'dan tr iir dnyasna yabanc saylmazd. Ama bunlar onun gznde deerli kla ksiz sradanlyd. Ismihan'a sk sk, "Syle bana bu kelime ne demek?" "Daha nce bunu nere emiti?" diye sorular soruyor, her eyi derinine renmeye alyordu ve gen adamn teninde eliyle, kt stndeki bu izgiler arasndaki benzer yanklanmalar bulmakta zorlanmyordu. tekrar ayn eyler sylenince de, "Saol smihan," diyerek dikkatle mektubu katlayp, kalbin e en yakn yere, gsne yerletiriyordu. Bylece onlara, ak 244 ANN CHAMBERLIN Safiye Sulta 245 dman kskan ellerin ulamasn da engelliyordu. Yine de ne hediyeler, ne de yakarl ye'nin Murad' imdilik grmeme kararn deitirebildi. Hafta sonunda, haremde srp giden b alete ve karmaaya Nur Banu Kadn dayanamad. Yanna kzlar aasn da alarak, Safiye'yi odas Beyaz iriyar hadm, Nur Banu'nun fiziksel olarak da sa eliydi. Ona emrederek rahatlkl a bir kz ayaklarnn alt iip yr-yemeyecek hale gelene kadar falakaya da yatrtabilirdi oturamayacak, yalamayacak, hatta incecik ipekleri bile en azndan bir ay giyemeye cek kadar srtn, kn kamlatabilirdi. Safiye, kadnn en azndan birka kez byle

fkelenmi olabileceini hayal ediyordu, ama imdi bu ceza konusunda kendisine hkim olmas gerekiyordu. Eer onun kadar sinirli olan olu byle bir eyin olduunu duyarsa sonsuza ka dar annesini affetmezdi ve kadn onun zerindeki etkisini tamamen kaybederdi. Safiye , hadmn orada bulunmasnn yalnzca kadna sessiz bir g salamak iin olduunun bilincind iye bu kadna aitti, onun klesiydi, ruh ve beden olarak onun malyd, hem de ta bandan be ri onu bu hale getiren oydu. Nur Banu onu grnce fkesini kontrol edemese sanki kz araca myd? Ama yine de elleri omuzlarnda, dzgn ve sayg iinde durmaya akrken bile tavrnd een bir aalama vard. "Benim gzel kzm, kendini ok akll buluyordun deil mi?" diye s le szlerine balad Nur Banu. "Sanki benim olum sradan bir adamm gibi onunla oynadn ha? ki ya sen, sen nesin bir gecelik fahie?... Bu sabah ne rendiimi sana anlataym. Mu-rad ak airlerini de, mcevhercileri de bandan def e-dip esrarke arkadalarn arm yan y bir gn uzattn ve nmzdeki hafta seni kerhanecilere satacam, senin orospuluun ancak a layktr." Safiye, kadnn yzndeki ifadeden ve bu szlerden korkarak arplm gibi kahr z kt. Nur Banu'nun elbisesinin altn ili ucuna yaparak yalvarmaya balad. "Ltfen, lt inannz hanmm, ben yalnzca onun iyiliini istedim. Tek amacm onun tedavi olmasyd. Ltf n bana inann. Brakn ona bir kez daha gideyim. Onu yattrp, tatmin edeceim, Allah benim bi bir sefile yardm elini uzatrsa, bunu baarabilirim." Nur Banu yavaa glmsedi, sonra h dma, gidip ehzadeye onu ok seven annesinin sorunu hallettiini ve kzn derhal geleceini lemesini emretti. Safiye, mabeyne girdiinde kararllndan hibir ey yitirmemiti ve tehli in olduka abartldn grd. ehzade, cannn skntsn datmak iin bir nargile imit onun her derdinin aresi olduunu dnyordu. Nur Banu, bu mcadelenin gerek galibi olmad rdu. Olunun gzel italyan kzn kendisini sevemeyecei gibi sevdiini biliyordja. Bu dn bir gnaht. Nur Banu, kimseye itiraf edemese de iinden biliyordu ki, bu kz olunu kend isinden daha iyi anlyordu. Safiye altnc hissiyle Murad'n ne istediini, ne zaman isted iini biliyordu. Tpk hareme ilk girdii gnden itibaren karlat entrika ve hilelere bo , onlar daha da mkemmel uygulamay kendiliinden rendii gibi. 246 ANN CHAMBERLIN "Sadece uyumlu olarak, zaman ve yata geni tutarak yaplan bir sallanma ve iti kakdan ibaret bu Nur Banu, bunu kafasnda bir kenara alverdi. "Her kz nn altnda kmldanp, kvrabi elliini ve olunu iine srkledii tutku frtnalarn tam olarak kmseyemiyordu. Zaman z ibi miyavlamalarna kar Mu-rad'n kard hayvans sesler mabeyinden hareme doru yankla nlar dinlememek olanakszd. Evet, bu igdsel bir eydi, kzn sahip olduu ve Nur Banu'da n. Nur Banu, byle tutku ve cokular kendi hayatnda ok grdyle ovunurdu. Ama tek bana arda biliyordu ki, Selim'e bir veliaht ehzade dourmu olmas tamamen bir rastlantyd. O, sevebilmesine izin verilen tek erkek- ve artk o adam Nur Banu'yu sevmiyordu- bir sarholuk annda rastlantsal olarak onunla olmutu. Onun rk rk kokan terli etini ve a u nefesini her hatrladnda midesi bulanyordu. Gnler boyunca sabahlar hastalanmasnn ne in bu olduunu anlayamamt. Ne efendisinin ne de kendisinin tutkularn bilememiti. Eer b nin tutkusunu tanyorsa bu, o gece onun yzne glm olan Allah'n sevgisiydi. Yine de olanl r nasl aklayabilirdi? Bu gzel sarn kz, onun sahip olabilecei her eyin daha fazlas hl, zaman zaman esrar ekiyordu, ama kim yapmyordu ki bunu? O kt alkanl braktn

dair bir ikyeti de yoktu, nk Safiye'nin cesaret vermesiyle gen bir adamn holanabilece r yn etkinlie de katlmaya balamt. Mzik ve resim alanndaki bilgisiyle ksa zamanda ir hret yapm ve bir sre sonra da etrafnSafiye Sultan 247 da onun paras iin deil dost cmertlii iin toplanan bir arkada grubu olumutu. Beendii minyatrleri satn almadan e'ye getiriyordu. Sevdii bir mzii ise onunla birlikte dinleyebilmek iin mzisyenlerin gzlerini balatarak huzuruna karyordu. Ayn zamanda devlet ilerine de merak sarmaya bal e sk sk babasyla bu konularda alyordu. Gn boyu sren yorucu ilerden sonra mabeyne, s inin kollarna geri geliyor ve onun beyaz, uzun bacaklarnn arasnda tm geriliminden kur tuluyordu. Safiye, sevgi dolu dikkat ve ilgisiyle ondan Ktahya ve ilerde Osmanl im paratorluu iin alkan baarl bir devlet adam yaratmt. Selim ve etrafndakilerin haf kurcalayan bir sorunun kz tarafndan abucak zmlenmesi pek de ender rastlanan bir durum deildi. nk haremin dar ve zel basklarnn arasnda bir beyin, eer tutkulu ve zekiyse, ersine ok daha zgr kalabiliyordu. Murad zm ertesi sabah babasna gtrdnde, vgler diyordu. "Allah yzme gld, ben yalnzca istiareye yattm." CL P? 251 \ l " XXVIII 'II DUU bir sonbahar gecesinde, K-tahya'daki konaa geldik, bana yatacam yer gsterildi ve k endi bama kaldm.Yolculuun tozunu ve yorgunluunu ykamak iin haremlikle selamlk arasnd zun, geni avluya ktm. Bir kenarda haremin odalar, br tarafta hadmlarnkiler ve sancak yle, olunun kadnlarla gnl elendirdii iki oda vard. Avlu kaba talarla kaplyd, tepesi tan gkyz grnyordu. Kaplar ap bir binadan dierine geerken dnyadan ayr bir leme, sin ve kararl duygusunu hissediyordum. Bir yabanc bile bunu anlayabilirdi. O gece, duvarlar yalayarak kk dalgalar gibi yerdeki talara dklen ay bir pnara benziyord dr hibir eyden etkilenmeyen ben bile grdm bu manzara karsnda arplmtm. Bir sre aklm, bu dalgalarn peinde gemi gnlere gitmesi iin braktm. Bir daha asla tadna var milere ve denize doru... Tam o srada, mabeynin kaplarndan biri ald ve ay pnarnd ek, avluda bana ulat. Uzun, dzgn bedeninde alelacele sarnd incecik bir gmlekten bak yoktu, plak boynu ve omuzlarnn zerinde altn rengi salar zgrce dalgala252 ANN CHAMB ordu. Souk talarda aceleyle koturan hafif, plak ayaklar eriyen karda yrmeye benzer se r karyordu. Admlarnda en bata olabilmenin acelesi ve atei vard. Onun kim olduunu hem ladm. Son alt aydaki btn hayallerim ve karabasanlarm geree dnm gibiydi. "Selam So italyanca, inanlmaz bir sakinlik iindeydim. Anadilini duymaktan ya da Hristiyan ady la ona seslenilmesin den tr armt. Yine de hi kimsenin onu yakalamasna izin verecek di. Derhal kendini toparlad ve hatta gmleini soukkanlln gstermek istercesine omzund z daha aa drerek, "Veniero, bu gerek bir srpriz," dedi. "Hl eski zamanlardaki gibi gzpek. Hl manastr duvarlarnn tepesinde..." "Ktahya'ya efendimin emri stne geldim, b enin iin deil."

"Bir kle? Sen de mi? Ben de yleyim." "iyi... Kleler ve kleler vardr, eski dostum Hseyi n'in dedii gibi." Her delice sevdann en nemli blm kuku ve vesveselerdir, benim fizikse reaksiyonum da bana akmn ne kadar bozulabilir, uyduruk olduunu gstermiti. Kaybettiim lerin karsnda acyla gzlerimi kapattm, ama daha sonra konumaya balaynca sakin ve kend emin bir duruma getim ve akc bir Trke'yle, "Efendim Sokullu Paa'dr, yaknda Ismihan S an'la evlenecek. Onu gven iinde istanbul'a gtrmek zere geldim," dedim. Baffo'nun kz, d ymak istemedii ve ona hi uymayan bir durumla karlaan her parlak insan gibi cevap Safi ye Sultan 253 verememenin eksikliini duyuyordu. Elimi cebime sokup ona bir kt uzattm. Orada duran dier iki deerli belgenin arasndayd. Bu benim ne zaman ve nerede asla iim e yarayacan bilmeden, istanbul'da bana emredilen ilerin peinde kotururken grp aldm d. Venedik elilii araclyla limana gnderilmiti, altnda Korfu Valisi Baffo'nun imzas k haremlerinde esir olduunu dnd kz iin be yz kuru fidye vereceini sylyordu. K um ve bu kez italyanca olarak, "Belki de bunu ilgin bulursun," dedim. Onun savunm a duvarn yok etmitim. Gmleinin yakalarn sinirli bir ekilde toparlarken merakna engel ayp kd at. Ama onda, anlam gemie bir iki gz krptan baka bir zayflk belirt uduktan sonra bile. abucak ve kararl bir ekilde kd bin bir paraya bld ve gzlerime akarak "Babam," dedi. "ok daha az bir ey teklif ediyor. Bu insanlar iin ben u anda e n az alt yz kuru ederim." Tam o srada mabeynin kaps ald ve gen bir adam, "Safiye, S diye seslendi. "Neredesin akm, hani abucak gelecektin, arzudan lyorum." "Gryorsunuz V niero," dedi Safiye. "Burada btn gece sizinle dedikodu ederek duramam." "Safiye, akm ..." diye tekrar bard adam. Daha souk ve daha alayc bir italyanca'yla, "Hayr," dedim. "Sizin sorumluluklarnz u anda ok daha yce..." Sesime hkim olmak iin hi uramamtm elere kadar ulamt. Genellikle, dikkat ederek onu kontrol edebilirdim, ama olan olmutu ve u anda bildiim tek ey, tele benzer bir ift elin boazm 254 ANN CHAMBERLIN skmakta uuydu. Nefesim kesildi ve giderek sesim bir homurtuya dnt. Boazlanmam srasnda dengemi tirmemeyi baarmtm. Bana saldran, benimle ayn yalardayd ve ne benden daha iri ne de da glyd, yine de fkeli enerjisi beni duvara yaptrmaya yetmiti. Hseyin'den bile duymad urup duruyordu. Oysa Suriyeli tccar dostumdan ayrldmdan bu yana grp rendiim hep soy azik davranlarla konumalard. Bu ateli gen adamn bana savurduu hakaretlerin yarsn b yordum. Ama zekm bana bunlarn ne anlama geldii konusunda bir fikir veriyordu. Sanyor um adam, benim onun kadnnn onuruna saldrdm ve bunun cezasnn da derhal beni ldrmek rdu. Safiye yarm yamalak Trkesi'yle, gya ortal yattrma pozundayd. "Akm, akm... gann lgn darbelerinden kendimi korumak iin ylesine bir sava veriyordum ki, avluya bak adnlarn da geldiini zor fark ettim. Yerlerde yuvarlanrken kardmz grlt ve bar Yar giyinik, yar plak bir yn kadn ne olup bittiini anlamak iin yataklarndan frla rinden bir sesin yeni sahibeme ait olduunu hemen anladm. Ismihan Sultan'd bu. "Mura d, kardeim, dur!" diye baryordu.

Dvtm adamn bir ehzade olduunu anlamtm, derhal kendime gelip onun huyuna gitmeliyd ylardr iimde byyen fke ve bu lgn darbeler sabrl olmam engelliyordu. "Zaten bu insa yapacaklar baka bir ktlk kalm myd? Bu pislii ldrsem bile bana verecekleri ceza d larnn yannda bir dl olurdu. (Safiye Sultan 255 smihan tekrar bard. "Murad! Bir hadm a bir hadm!" Gen ehzade bunu yanl anlad. Kzn ona benimle kyaslandnda bir hadmdan sylemek istediini sand (elinden deitirebilecek bir ey gelmese de aramzdaki csse fark a biliyordu) ve bu onu daha da ldrtt. Allahtan ki buna dayanacak kadar glydm. Yzn ir kadn sesi. "Tam sylediim gibi," diyordu. "Evet," dedi bir bakas. "Sokullu ne dnyo ba? smihan iin byle birini satn almak..." Ben kafama yumruklar yiyip dururken harem dedi-kodular da hzla devam ediyordu. "Herhalde hi aklna gelmedi..." "Tam bana sylendii gibi, Paa devlet ileriyle ylesine youn ki, evlilikle ilgili ileri bir trl ayarlayamy galiba." "Gerekten. Byle gen bir hizmetkr. Ne yapmas gerektiini acaba biliyor mu?" "Bu bir hizmet ii deil," diye bir baka ses kart. "Byle gen, byle yakkl biri... smi mi, gnln okamak iin mi?" Yalca biri, "Benim babamn hareminde" diyordu, "Kendini ispat am bir adamn korumasna asla teslim edilmezdik. Buna dikkat edilmesi gerekir, peygamb erimizin bu konuda szleri var. Ben biliyorum. Babam..." "Sokullu ok yal" dedi kkrdayan bir dieri, "kendi yerine gerdee girecek birini yollam galiba." imdi btn avlu kahkahal rla inliyordu ve sahibem gen, tatl sesiyle hl baryordu. "Susun! Allah akna susun!" A onlarn kahkahalarn daha da artrd. "Sizin hadmlarnz nerede hanmlar?" diyebildim. 256 CHAMBERLIN "iki adamn dv size gre ok mu soylu bir davran, durup bunu seyrediyorsunuz u sylyordum ama bu benim duvara yapmam engellememiti. "Allah akna," dedim, kanayan bu mdan kan sesim hrltlyd. "Hadmlarnz arn!" Adam bbreklerimi tekmeliyordu. "Syl alsnlar..." ehzadenin koluna sarldm, kendini kurtarmaya alrken kaftan yrtld. "Yok zarar vereceim." "Bana zarar vereceksin ha?" ehzade fkeyle eneme yle bir akt ki, bi e konuamadm. "Grelim bakalm kim kime ne yapacakm" "Ah Veniero, Veniero!" Safiye'nin it alyanca bar dierlerinin arasnda sivrilmiti. Bir kede incecik gmleinin yakasn e "Buras bir manastr deil benim sevgili Veniero'm. Buras harem. Bir erkein hareminde b ulunmann cezasnn lm olduunu hl renemedin mi?" Benim gcm yakndan bilen biri oldu aalamas ylesine tepemi attrmt ki, bu hrsla ehzadeyi omuzlarndan yakalayp yukar tuttum. fke kalbimden boazma ykselmiti ve szlerimde yanklanyordu. "Ya sen benim gzel a'm, bir hadmla bir erkek arasndaki fark hl renemedin mi?" talyanca'y brakp, yanl Trke konuuyordum. "imdi bile benim gibi idi edilmi gizli klar m aryorsun? Sofia B ir hadmm. Teekkr ederim." ehzadeye dndm. "Efendimiz, benim sizin kadnlarnzla ilgili rzum yok. Ben bir hadmm." Safiye Sultan 257

XXXIX URAYA IIIN ALTINA gel de kendine neler yaptn grelim." Ismihan'n odasndaydk, cuk gibi efkatle elimden tutarak, uzun bir zincirin ucunda asl zayf a doru gtrd. yi deil." Beni divana oturttu ve yaralarm incelemeye balad. Gsnden yaylan glya pa phtlaan kann kokusunu bile bastryordu. "Bak, dudan imdiden imeye balam." Birka arm temizlemek iin iinde lavanta ve karanfil olan scak su getirtti. Yara temizleyici svlarn kokusu beni karabasanlarma tayvermiti, bunlar kafamdan atmak iin ehzadeyle rmuum gibi bir hareket yaptm. Ismihan oturup acmn hafiflemesini bekledi. Hibir ey syle edi, ama gzlerindeki sevgi beni kendimi kontrol etmeye zorlad. "Biliyorsun stat, sa na henz bir isim veremedim." .; Bir oyuncakmm gibi... Bu dncede younla-tm. "zgnm "Actacan sylemeliydim. Daha dikkatli olmaya alacam." Beni geri ekilmeye itenin onu olmadn ona syleyemiyordum. Elimi onun avucuna braktm, kardeinin yzn skalayp duva lerime dokunuyordu. "Ll," dedi. "ilk hadmmn adnn Ll olmasn hep istemiimdir. Beyaz iyah olursa Sandal." Safiye Sultan F. 17 258 ANN CHAMBERLIN "Allah akna, Ll olmaz," sz leri azmdan ka-verdi. Hanmm, sanki bir kpek yavrusu hatta bir kk ocuk onun verdii z etmi gibi akn akn gzlerini krptryordu. Yeni durumumun deheti karsnda gzle admlarna kpek yavrusu ya da ocuk muamelesi yapyorlard demek ki. Buna katlanamazdm. "L sevmedin mi?" Bylesi bir aknlk karsnda cevap bile veremedim. "inci demektir ve ben d beyaza, tatl kokulu bir aa cinsi olan Sandal da siyaha yakr. Biz hadmlarmza hep by ler koyarz. Bilmiyor muydun? Nergis, smbl gibi... Ya deerli ta ya da koku adlar... Ll sevmedin." Kendini ikna etmek ister gibi bunu tekrarlayp duruyordu. "Bu akamst seni grdmde ender bulunan bir inciye benziyordun." ryen gzme zenle merhem srerken hafi pek o haline benzemiyorsun. Daha ok lekeli mermer gibisin. Ya da lal ta gibi diyel im. Aaa evet, Lal adna ne dersin?" "Adm Giorgio Veniero," dedim. Artk yok olmu bir s oyun adn sylerken sesim slklamt. Sahibem topuklarnn zerinde salland. Anlamad ni yalnzca bu deildi, hadmlarn sahibelerinin verdii adlar ve hatta hayatlar dnda da b yleri olabileceini hi dnmemiti daha nce. "Giorgio Veniero," diye tekrarladm. "Veniero Bu yabanc heceleri dilinin dndnce tekrarlamaya alt ama bu ekilde sylendiinde keli k amcamn fahielerden kapt hastaln adna benSafiye cSuitan 259 zemiti. Halbuki San Ma ne kadar da kolayd bunu sylemek ve doal. Evet yaammn kalan ksmn kadnlarla geirmek . Neden yine kendimi korumaktan ciz kalmtm? ehzade Murad beni ldr-seydi ok daha iyi o akt. Sonunda durumun umutsuzluunu kavradm. Yoksa gn boyunca adm rezil ederek tekrarlam aya devam edecekti. "Ama sana ne diyeceim o zaman?" "Bana adam de." "Adam m?" Sesi nde hakaret etmek istediine dair bir iz yoktu. Sadece armt.

"Hayr artk o ekilde bile arlamam. Bana Allahn kulu de, baka her ey bir kfr gibi ol im iin. dern bile benimle kyaslannca daha iyidir." Trke anlatmmdaki baarszlk acm ade etmemi engelliyordu. "Sen Allah'n hizmetkrsn," dedi. "Evet onun klesiyim, hadmym. Hepimiz yleyiz, hepimiz Abdullah'z. Hepimiz alakgnlllkle bunu bilmeliyiz. Bazlar dah lar ve bunu dierlerinden daha nce kavrarlar. Evet sonuta hepimiz yleyiz." Bu syledikl eri Trkler'in zerinde dnmeden ezberledii eylerden miydi, yoksa kendi dnceleri miydi lde sana Abdullah diyeceim. Allah'n hizmetkr demektir." "Abdullah?" En azndan bir erk ek ismiydi bu. "Dostum Hseyin'in benimle dalga geerek syledii bir isim bu, onun ital ya'da Enrico diye arlmas gibi benim de stanbul'da yaasam admn Abdullah olmas gerekti erdi." .j "Bu seni zer mi?" c Ne fark ederdi? Hibir eyin nemi yoktu ki zaten. admn kar omuzlarm silktim. 260 ANN CHAMBERLIN "O halde adn Abdullah oldu." Elindeki bezi ka bn iine daha kararl bir ekilde skt. "Evet, bu sana ok uydu. Ll'dan ok daha iyi. Sen dmlardan farklsn. Belki de onlardan ok daha yenisin, ondandr." "Belki de." 4: "Bu sen in ilk grevin mi?" . ' .' "Evet." ' c "Belki de her eyin nedeni bu." "Belki de." "B unun senin ilk grevin olduunu dnerek ben de elimden geleni yapacam. Bir hadm iin al deimesinin kolay bir ey olmadn anlayabilirim." ok alakasz gibi grnse de, "Emriniz ndim," dedim. Selahaddin'in iko ve pasakl karsnn bana iin banda bunlar retmesinde ona kar kran duyuyordum. Bana bunlar retmekte srar etmiti, nk o zaman satm dah lacakt. Oysa o sralarda kin ve fke iindeydim ve bunlar beni hi ilgilendirmiyordu. Oys a imdi anlyordum ki, bunlarn bir anlam vard, insana ka olana veriyordu. "Dierlerin lerinde gerek pay var m?" "Hangi dierlerinin?" Hanmm dudan srd, normalde yusyuvar ermesi ona daha sradan bir grnt vermiti. "Sokullu Paa, nianlm, seni yollayarak belki bir hata yapt, senin gibi gen ve deneyimsiz biri..." "Sanrm hadmlarla ilgili youn bir deneyimi yok, bu doru." Birden neelendi. "Aslnda, sende bir yanllk grmyorum ben. Aab kar duruun ... Yanmda sen varken bana kimse bir ey yapamaz." Safiye <*>ultan 261 "On un sizin kardeiniz olduunu anladm iin yakasn braktm, baka biri olsayd..." "Bunu t rum stat. Baka biri olsayd bu gece Safiye'nin ona yapaca yardmdan ok daha fazlasna ih a duyard." Suyla iini bitirmiti. Zaten artk soumutu. Bezi kabn iine brakt ve hizme rmasn emretti. Kz gidince yle dedi, "Safiye'yi tanyorsun deil mi?" "Safiye? Ona byle diyorsunuz? Niye cad ya da yelloz deil?" "Onu tanyorsun, eskiden?" "Eskiden." "O da italyan. O kadar kk bir yer mi oras? Siz italyanlar bykbabama denizlerde ve savalarda yeterince bela karyorsunuz." "italya ok, ok zaman nceydi." Bu konuyu kapatamaz mydk?

"Anlyorum." Sanyorum o da konuyu deitirmeye alyordu ama bu benim iin yeterli deildi ye kesinlikle hareme hayat getirdi. Aabeyime de... Senin bu gece yumruklarnla geri almaya altn hayat. Safiye gibi iyi bir arkadam asla ve asla olmad." "Hanmm hon beni de honut eder." O, durumu idare eden cmlelerden bir bakasyd bu. "Sokullu Paa umar benim onunla arkadalm devam ettirmeme izin verir." "Eminim ki hanmm honut edecek bi fendimi de edecektir." Selim'in kz kkrdad. Bir hadm gibi konumaya almamda bu kadar lan neydi? "Hanmm?" 262 ANN CHAMBERLIN "Bir ey yok. Yalnzca aabeyimin, haremin gerek d avetsiz misafiri olmasna glyorum. Ciddi biimde krlm gururuyla nasl abucak mabeyne s cnn tekidir o. Ona aldrmamalsn." "Dorusunu isterseniz eer gzm byle zonklat -masayd drmay dnmyordum." Hanmm tekrar gld ama bu kez yksek sesle. "Ve Safiye, fkeyle san en gitti? Onu kimse daha nce byle dize getirememiti." "n izlemesi gerekirdi." "Oh, h rad deil szn ettiim. O, Mu-rad'n isteklerini ancak kendi de istiyorsa yerine getirir. Szn ettiim insan sensin Abdullah. Sen onu alaa ettin. 'Hadmlar arasnda m k aryo m daha nce iyileecek, rk gzl Murad m, senin szlerinle perian olan Safiye mi?" Hanm a bir zaman olmutu ama, onun tombul, salkl, gen yzn aklma yazabilmek iin bu yeterli ydi. Bunu, iim acyarak yaknda onun kocas olacak efendimin yal ve sert yzyle karlat a daha da acyarak Selahaddin'in karsnn genlik haliyle de... Ama u anda bana ok gzel g yordu. Yuvarlak yz, yuvarlak kara gzleri, siyah bukleleri ve glnce gamzelenen yuvarla k bir eneyi tamamlayan yuvarlak azyla insann akln bandan alacak cinsten bir gzellik bu. Burnunun sol tarafnda kalc bir leke vard. Ama iyi huyluydu ve ii dna vurduunda bu holuk bozulmuyordu. Kendime ramen gldm ve o da gld. Sonra ani ve anlatlmaz bir birl ktelik iinde Ismi-han ve ben tekrar glmeye baladk. Bir glme kriziydi bu. Gldk, gldk, . Gzlerimizden yalar geafiye Sultan 263 lip, her tarafmz aryana kadar gldk. Gz gze anda yeni bir glme frtnasna tutuluyorduk. Ve sonunda minderlere yklp yuvarlanarak ken imizden geene kadar gldk, aladk. "yi geceler hanmm." Bir serinlikle kendime geldiim adar yanyana ne kadar yattmz bilemiyorum. Selim'in kz glme krizinden sonra kmltsz evap vermedi. Belki de uyumutu. Sonbaharn souu beni tekrar rpert -miti. Bir battaniye buldum ve zerine rttm. Kk knal ayaklar kvrlm yatyordu, derin derin nefes alyor mihan iin glmek iyi olmutu. Bir gelin aday olarak ar bir bask altndayd ve ilerde bu da artacakt. Ama glmek benim iin de iyi olmutu. Hseyin'in konuk odasndan bu yana glmek iin kendime izin vermemitim. Bir kahkahann zorlamasyla hadmlk yaralarmn tekrar alma rkuyordum, ama demek ki kahkaha atmann bir zarar olmuyordu. XL O/KEML NEML KOKAN krmz e sar yapraklarla kapl sonbahar tepeleri boyunca ilerledik. Gelin alay neyseki tahm in ettiimden daha iyiydi. Efendim balangta yalnzca beni ve eski zenci klesi Ali'yi yol lamaya niyetlenmiti. O sralarda devlet ileriyle ok youndu

264 ANN CHAMBERLIN ama, yine de gelini karlamak iin istanbul dna bir gn iin gelecein erebilmiti. Birileri, belki de Sultan'm kendisi, onun kulan bkp evlenecei kzn alelad kyl deil padiah soyundan gelme olduunu sylemi olmal ki, Sokullu Paa son dakikada sa a karmt. Kafilemiz, bir gelin alaynda allageldii gibi mzisyenler, hokkabazlar, akr e soytarlarla dolu deildi, bunlarn yerine bir blk yenieri vard. Dardan bakldnda deil de Anadolu topraklarna vergi toplamaya gitttiimiz zannedilebilirdi. Bu dn yolculu muza ehzade Murad da katlmt. Nur Banu ve avanesi her zaman yaptklar gibi k geldii i an ayrlyorlard. Bu souk aylar boyunca, Selim'in ihtiyalarn karlayacak lde ufak bi ordu konakta. Ve Safiye de bu ayaktakm arasnda olmak istememiti. Murad'n yan bandan a ordu. Onlarn da k istanbul'da geirebilmeleri iin tek ans Murad'a bask yapp, Selim'i uda ikna ettirmekti. Safiye bunu kendi metotlaryla salamt, gndz vakti ortalkta yapla tmalarla deil, geceler boyunca srp giden ak cilveleriyle... Dedikodular ne derse desin , ben yine Murad'n bizimle gelmesindeki tek amacn bu olmadn hissediyordum. Bana kadnla namusu konusunda zerre kadar gvenmiyordu. Bu kuku, perdeli arabalardan birine her yaklamda srtmda sakladn hissettiim bir krba gibiydi. Kz kardeiyle olan iliki m Safiye ile yaptmz sert ve ksa konumalar onu kskandryordu. Onu ilgilendiren Ismihan eti deil, Baffo'nun kzyla aramzda olduunu dnd gemi ilikiydi. Kendi karlar s bunu Safiye (Sultan 265 gayet gzel idare ediyordu. Sahibemin gn boyu benim araclmla, onu dedikodu haberi yamuruna tutmasna ve sk sk yanna davet etmesine karlk olarak tek ime bile etmiyordu. Tm ilgisi kafilenin banda, at stnde ilerleyen ehzadedeydi ve bu il gisini hadmlar araclyla ona iletiyordu. nc gn le molas verdiimizde yine elim bo yanna dndm. "Safiye ne diyor?" diye merakla sordu hanmm. "Bir ey sylemedi, sessizce k fesin arkasndan mesaj ald, o kadar." "Beni grmeye yanma yine gelmiyor." Ismihan'n sesi nde derin bir ac vard. Dibinde kozalaklarn yayld kzl amn glgesindeki minderler bi ini rahat hissettirmiyordu. Hizmetkrlar le yemei iin eit eit yiyecek getirdiler ve o likle bir lokma ikram etme hatasna dtler. "Safiye'nin en sevdii ey." dedi. Tm itah k mutu, hibir ey yemedi. Kadnlardan biri onun gnln alabilmek iin "Hanmm, Safiye u an ul," dedi. "Yaknda sizin de kendi aknz olacak ve en az onun kadar siz de megul olacak snz. Bunu dnn, evleneceiniz adam dnn ve zlmeyin." Dier kzlar da buna benzer ihan, bunlara kulak vermedi ve baklarn onlardan karrken benimkilerle karlat. Kimse memi sylememiti, orada sama bir ekilde dikiliyordum ve acaba kendi kendime ekileyim m i, diye dnyordum. Kadife bakl kahverengi gzlerinden yamur gibi boalan yalar canm rtrver-miti. Ama beni grnce sustu ve bir kk bir kahkaha 266 ANN CHAMBERLIN att. Bu K daki odada gece nceki kahkaha tufannn bir yanklanmasyd.

"Abdullah," dedi. "Emrinizdeyim hanmm." " ' ' Elini uzatt ve benim onu avucuma alma m iin srar etti. Eli yumuak ve scakt. "Buraya benim yanma gelip oturacaksn ve bana her yi anlatacaksn Abdullah." "Hanmm?" "Bana kocam olacak Sokullu Paa ile ilgili olarak bildiin her eyi anlat." "Korkarm ki hanmm bu konuda fazla bir bilgim yok." "Onu tanyor sun yle deil mi?" "Evet", dedim, "ama yalnzca bir kez grdm." "Grdn m? Bu tandm he kez daha fazla. Btn bu sersem kadnlar ya beni korkutmak, ya da korkularm yattrmak i a sapan eyler syleyip duruyorlar. Oysa onu hayatlarnda tek bir kez bile grmemiler ve ben btn bu anlatlanlara inanmyorum. Yalnzca sana inanrm Abdullah, onun iin bana gere elisin. Sokullu Paa'nn yal olduu syleniyor, gerekten de ok mu yal?" Ismihan'n bu s e hizmetiler ellerindeki ileri bile brakp can kulayla dinlemeye balamlard. Nerdeyse n kadar byk bir merak iindeydiler. "Gen deil," diye itiraf ettim. Ykselen hayal k-rkl lu mrltlara bir son verebilmek amacyla konumam srdrdm. "Ama hanmm, siz genliiniz emindesiniz -Allah sizi korusun- ve hakknzda yaplan bu kyaslamann sizin lehinize olma sndan sevin duyun. Hibir erkek karsyla ilgili hibir konuda bozguna uramaya tahamml ed z, nk kendisi galip gelmek mecburiyetindedir." Safiye Sultan 267 Bu aklama herkesi me mnun etmi olmalyd ki, hepsi birden kkrdad. Ama Ismihan, "Hayr, benimle dalga geme Abd ah," dedi. "Dierleri hep benimle alay ediyorlar, sen yapmamalsn bunu. Sokullu Paa ya klak otuz yldr bykbabamn hizmetindeymi. Toplama yapabilirim. En azndan krknda olma yan iki katma karsn," dedim. "Efendimiz elli drt yanda." smihan, "Hayr, hayr, on tma kmas iin dua etme. Elli drt! Bu benim yamn hatta neredeyse drt kat. Babam bi n," diye feryat etti. "Sokullu Paa gl, kuvvetli ve zeki bir adam. Allah'n izniyle uzun yllar yaayacak bir asker o, en azndan bir yirmi yl daha savar, devlet ynetir ve ak d apabilir." "Ama ben nnde koca bir hayat olan kk bir ocuum Allahm, dedem yanda biriy ndiriliyorum. "Eer bu sizi rahatlatacaksa, sylenenlere gre ve benim de grdm bunu doru ordu, Sokullu Paa ak konusunda en az sizin kadar acemi biri." "Eer sylediin gibi salkl iriyse bu nasl olabilir?" "Unutmaynz hanmm. Sokullu Paa Enderun'dan geliyor." "Yani de virmelerden biri yle mi?" Eer Ismihan onun bugnlere ulamasn salayan Hallar' bilere r Hristiyan kz olsayd, sesinde en azndan bir korku titremesi olurdu. Ya da nianlsnn e ylda bir imparatorluun geni topraklarndan toparlanan binlerce devirmeden biri olduun 268 ANN CHAMBERLIN dnmenin verdii bir acma... Padiahn zel kleleri olan bu genler k a islam'a dndrlyorlard ve bir daha ne evlerine ne de yurtlarna geri dnme anslar oluy Ama neredeyse inzivada geen yaamnda tek bir devirme ocuk grmemi olmasna karn smih nzca Trk anlatmn biliyordu. Hristiyan anne ve babalarn ocuklarndan ayrlmaktan hola da onlarn seilmelerini engelleyecek sakatlklarn kapattklar gibi... Daha iyi bir eitim geliim ansnn olduu prltl bakentin snrndaki savan

gadrine uram yoksul ve perian snr kylerinde tabii ki ne din ne de aile birlii kalyor ma bir Mslman ailenin, olunun snnetinden vazgeip onu Hristiyan yapacak bir "daha iyi h ayat" zlemine izin verdii de duyulmamt. smihan bile kocasnn bir kle olduunu dnme atlanmamt. Enderun'a giden ocuklarn ilk rendii Allah'n glgesi Sultan'a sorgusuz sua m itaatti ama, baka eyler de vard. Daha zeki bulunanlara okuma ve yazma retiliyordu; bilei gl olanlar ise sava olarak yetitiriliyordu, pek ou kalemle de klla da aras ard. Artk evleri olan koularda ne aile prestiji, ne salk, ne de para nemliydi, tek ger faktr bireysel yetenekti. Bazlar bahvan, bazlar a, bazlar din ve bilim adam olu bir ksmnn gittii yer yenieri taburlaryd ve orada tek vcut halinde Sultan iin dvp arn ikinci plana itiyorlard. Balln zel bir ekilde gsterenler Sultan'n zel korum iliyordu. ilerinden pek az, Sokullu gibi ok byk yeteneklere sahip olanlar, yirmi yanda nce padiahn dikkatini ekebiliyorsa devlet adam ya da paa olmak yolunda (Safiye Sultan 269 ansa kavuuyordu. Bunlar, Osmanl ynetiminin grnmeyen belkemiini oluturanlard ve bunlara zbez Trk olanlardan ok daha fazla gvenirdi. Sonuta bu adamlar onun kendi yara ttklarydlar. Onlar paa ve hatta vezir bile olsalar Sultan'n kleleriydiler. Yaamlar bo ca yaptklar dnyalklar, lmleriyle birlikte hanedann kasasna geiyordu ve Sultan bir an lar bu lme yollayacak gce her zaman sahipti. Onun elini bir sallamasyla, kendi ilerind en biri yal ipi ekiveriyordu. Sokullu Paa'nn on dokuz yirmi yandan sonraki yaamyla i tm bildiklerimi smihan'a aktardm. Avrupa'nn kenarndan gelen bu delikanlnn nasl padi girip ykseldiini ve devlet ynetiminin gzbebei olduunu. Bu basit bir ykyd, tm byk bi. Bir durumdan tekine ykselerek, paa ve vezirlerin arasnda yerini alm, en sonunda da cuma gnleri arkasnda sallanan tua kavumutu. "Sokullu Paa'nn bu ykselii karsnd etilmi, yle ki baz diplomat ve siyasetiler, aralarnda onun unvan kadar gc olmadn mlar," dedim, "ite, Aya Sofya Camii'nin karsndaki byk araziyi satn almasnn bir ned ." "Hareminin dnda istanbul'da fazla bir yer bilmiyorum," dedi smihan. "Ama oradan sz edildiini duydum. Yeni saraydan fazla uzak deil galiba, yle deil mi?" "Hi uzak deil. Zaten oray alrken en fazla buna nem verdiini dnyorum. Sultan'n ani bir davetiyle kar andan frlayp Divan'daki yerini almas yarm saat bile srmeyecek bu durumda. Satn ald havuzlar, bitkileri ve zerinde konann ol270 ANN CHAMBERLIN Safiye Sultan 271 d kk onun iin daha az nem tayor. Evin mimar da Sinan." "Evet onu biliyorum, saray mimar." " Bu konak onun tarafndan yapld iin ayrca deerli. Ama Sokullu Paa lmnden sonra tm geeceini biliyor. O yok olduunda onunla birlikte yok olacak bir servete sahip olma nn ne nemi var ? Hatta ocuklarnn ve karsnn meteliksiz kalacan bile bile evlenmenin yzden kona karlar ve ocuklaryla doldurmam. Ayrca Enderun'da ylesine kat bir eit alm ki, sradan insanlara mutluluk veren eyler, Sokullu gibi disiplinli bir adam iin hibir ey ifade edemez, i, kumalarn da, mziin de ve hatta kadnlarn da nnde geliyor yrca Sultan'm istekleri dorultusunda

diplomatlarla, vergi toplayclarla ve bin bir sorunla dolu geen bir gnn ardndan kendine ayracak zel bir vakti kalmyor. Yksek mertebelerdeki bir klenin dnyaya kalc bir ad b ilmesinin tek bir yolu vardr ve Sokullu da daima bunun iin uramtr," diye Ismihan'a a yapmaya devam ettim. O da, "Medreseler ve vakflar," dedi. "Evet, onun adna kurulm u yeni bir cami, medrese ya dervi tekkesiyle vnmeyen eyalet says ok azdr. Bakalar b kasnda istifilik yapp, haremlerinde gnl elerken, Sokullu Paa onuruyla yaamay semi Ve ite elli drt yln sonunda, ona da zel zevklerin tadn karmas iin bir neri sunulu r neriden daha te... Reddedemeyecei bir biimde Sultan tarafndan sunulan bir armaan bu. Padiahn torununun kocas olup, onu yaam boyu koruyup kollamann onuru veriliyor Sokull u'ya. Sizin Sultan soyundan gelmeniz, onun lmnden sonra kars ve Allah ksmet ederse, oc klar iin endielenmesini gerektirmeyecektir. Sizin arkanzda koskoca bir hanedan var. Sokullu Paa, sanyorum bu onurun oku iindedir hl ve bunun kendisine ykledii sorumlulu a unutmayacaktr. Bahse girerim..." Szlerimi bitirirken smihan'a bakarak gz krpmaya ce saret ettim ve "Sizin yannzda utanga olacaktr, inann cesaret vermesi gereken de siz o lacaksnz" dedim. smihan bu szlerimin zerine utantan kpkrmz olmutu, "Ama syle bana ", diye sordu. "Bu ok nemli. Eer yakklysa her ey daha kolay olacak." Kibarca glmsed elimelerimi semeye zenerek, "Korkarm ki hanmm," dedim, "bu sorunuzu cevaplayanam." abu ak gzleri tekrar yalarla dolan smihan, "Oh, ama cevaplamalsn," dedi. Bu defaki yalar z en ok kafa karklndand. "Ltfen hanmm, unu anlamalsnz, bir erkek ha-dmlatrlm r kadnn gzleriyle bakamaz. Bana gelince bir kadnn gzleri olmay renme konusunda o kad ni ve acemiyim ki..." "Zavall, zavalll Abdullah," dedi smihan, bana cesaret vermek istiyordu. "Ltfen beni anlaynz hanmm, Sokullu Paa'ya bakma nedenim, yeni efendimi grme iindi, sizin ko-canznzn kim olacan grmek iin deil." "Ama bana izleniminin ne oldu min ol ki bir adamn kars klesinden daha farkl ve stn deildir." Bu bak ve kelimeler rinden sarst ve iim272 ANN CHAMBERLIN Safiye (Sultan 273 den bir ses, bu kadna kopa rlamaz balarla balandm syledi. Aslnda zaman zaman smihan'la bu szlerin beni evlend ssettim, bu yle bir evlilikti ki, Pa-a'yla olandan ok daha hotu ve daha gerekti, nk b een bizim ruhlarmzd ve bedenlerimizin bununla hibir ilgisi yoktu. imdi yavaa konuuyo ve yrektendi bu, hi kimsenin bizi duymasn istemiyordum. "Hanmm, beni doruyu sylemek k sunda zor-ladnz ve ben de size doruyu syleyeceim. Sokullu sizin yakkl olarak tarif e eceiniz biri deil. Ama korkmayn. Beni dinleyin. Kadnlarn 'yakkl' dedikleri daha ok anlatan bir eydir. Bir kocadan ok, bir oul iin daha uygun bir tanmlama. rnein, bana ya lduum sylenmitir ve Ktahya'da bama gelenler bu durumun ok deimemi olduunun belirti Ama bir koca olarak sizin pek iinize yaramam, yle deil mi?" Bunlar syledim ve o da b ayla onaylad, ama gzlerimiz birbirinden kayord. Szlerim, sanki, ta derinlerde ok iyi iimiz bir gerei rten, bir eit usule uygun yaland "Sokullu'nun iindeki kk ocuk hl am bir zeks var ve vcut yaps da bunu yanstyor. Uzun boylu, belki benden de uzun. nce,

keskin bir burnu var. Kalar ve enesi belirgin. Bunlar bana, onun adnn anadili olan Srp 'daki karln hatrlatyor, ahin demekmi bu. O baklara sahip birine ne kadar uygun bi l bir gllk ve bamszlk o gzlerin en belirgin iki zellii. Onu grdm ilk anda bir im. te gvenilebilecek bir efendi, Allah'a krler olsun, dedim. Yakkl olmayabilirdi, enim gibi saatlerce oturup iir dinlemeyebilirdi. Ama iini seven, sorumluluklarna sa hip biri olduu belliydi ve bunu yerine getirememektense lmeyi tercih edenlerdendi. Eer onun yannda kt bir davranla karlarsam, bunun nedenini ancak kendimin yaratm cin dey dim. Eer ben grevlerimi baaryla yaparsam, o da bunun karln verecekti bana. sleyip, giydirecekti ve elinden geldiince -Allah'n istedii kadar- yaadm srece mutlu o m salayacakt. Bir kle olarak bu dncelerle rahatlamtm." Yastklarna keyifle yaslana ir gelin olarak ben de..." dedi. Ne yazla ki bu keyfi uzun srmedi, mola bitmiti, smi han'n elinden tutup ayaa kalkmasna yardm ettim. Arabasna bindirdim, arkasndan bir mcev er kutusunun kapan kaparcasna perdeleri indirdim. Adamlara artk onu tayabileceklerini ret ettim. Elim, arabann kafesinde bir sre yrdm. Ama dncelerim ok uzaklardayd. Soku ilk karlamam hl aklmdayd. smi-han'a daha fazla detay verebilmek iin deildi bu. Yal mizin arasnda oluan o kuvvetli manevi ba bana, o gne dek aklma getirmediim bir yn e atvermiti. Dn iin hazrlanm kuma ve baharat uvallarnn zerinde oturuyordum. Bir y ndim ve bu durum gururumu okamyordu. Bir eya gibi deerlendirilmek insani duygularm zed eliyordu ve dudaklarm "efendimiz" lafnn acsna henz alamamt. Ve Sokullu Paa odaya ileri bir kadnn ince zevkine hitap edebilecek biimde deil de, eski bir klenin kaba sab a tavryla yapan zenci Ali, efendisini hazrlklar son bir kez denetlemesi iin armt. ltan F. 18 274 ANN CHAMBERLIN Paa'nn akl baka eylerle meguld ve hemen iinin bana g istiyordu herhalde. "Tamam, tamam Ali", diyerek aceleyle dolayordu mallarn arasnda. Sonra ahin baklar beni bulmutu. retildii gibi, ama ok sert bir biimde eilerek sela nun gibi bir byk adamn durumumu anlayabileceini dnyordum. Ali srtarak, "Emrettiini emiti. "Gryorum." "iyi bir hadm ve dorusu iyi fiyata aldm onu." "iyi Ali, ok iyi." Sok llu bunlar syledikten sonra genzini temizleyip ben nme bakana dek gzlerini aartarak ba na dikmiti. Ne adm ne de iimi sormutu, ho zaten bunlara verecek doru drst bir cevab ktu. ok gerilerde kalm bir maziyle urayormu gibi bir iki dakika daha bakmt bana. Te ntroln kazanp, o bildiimiz gl adama dntnde, elini omzuma koymutu ve sonra hzla pazarna geri gndermeyeceini anlamtm. ite benzer bir ekilde, elim Ismihan'n kafesinde o dakikalar yeniden yayordum. Tabii ki hanmma bunlar anlatmayacaktm bunun ona bir fay as olmazd, hatta bana bile... (Safiye 6ultan 275 XLI Mi? Oh, Sokullu'nun bir de an nesi mi var? Bunu bana niye daha nce sylemedin?" Sesindeki ac ve korku, imparatorluu n ktn duysa bilmem bu denli byk olur muydu. Bunun kabahati de bendeydi. Sokullu'nun k arndan birinin olduu inn'de mola vermitik. Buras, yoksullara ekmek ve st datlan ufa inayd. Ismihan gm

gerdanln bana verdi ve ieri girip belki biraz sebze ve et alnabilir dncesiyle, bunu balamam istedi. Geri dndmde grdm her eyi ona anlatmam eklemeyi de unutmad. Bu grnmt ama geri dnp de izlenimlerimi aktarmaya baladmda baya zorlanmtm. Haremi kasaba pazarn sarmalayan kays rengindeki akamst n anlatmak hi de kolay deildi d klesi bile ok daha iyi beslenip, giyinen birine yoksul yzlerdeki ifadeyi nasl aktara ilirdim? ite bu zorlanma iinde ona, vakfn bandakilerin birine sylediim cmleyi aktarr lanlar olmutu: "Kaynvalidesi gibi o da nur yzl*biri." Gelin adayna kaynvalidesinin var lndan sz etmeyiimin arkasnda hibir kt niyet yoktu oysa. Sokullu'nun haremindeki tek olan glgemsi figr, o kadar silikti ki, onu tamamen aklmdan karmtm. Aklma gelip syle ediimde ise konu deitii iin yine unutmutum. Vakfla ilgili merak silinip giden Ismihan enini tekrar kazanmak iin abalyordum. Bu 276 ANN CHAMBERLIN konuyu atlamamn nedenini n, kadnn gsz grntsnden kaynaklandn sylemeye alyordum Ismi-han'a. "Ufak tefe onu daha uzun bir sre tayamayacak belli. Hi kmldamyor denebilir, ne gece ne de gndz. mdeki divannda oturup duruyor. Ama gzleri ve elleri hl becerikli, gne doduktan batana ek elindeki ile urayor. Harika eyler yapyor, hi grmediim gzellikte kular ve iekl han, "Biraz tuhaf grnyor," dedi. "Bu desenler resim yapmann yasakland Mslmanlar iin olabilir, ama efendimizin doduu Bosna'nn kadnlar iin ok olaan. Efendimizin annesinin i eitiminin olmad belliydi, ama bu konuda ona hibir ey syleyemezdim. Ona yapt elil a da bir ey syleyemezdim. nk Paa'nn onu yanna aldrd yirmi yl boyunca tek bir Tr memiti. Bu yal kadn, kendisini ok sevdii iin deil de, yine yerine getirilmesi gereken r grev olarak kabul eden olunun ziyaretleri dnda konumuyordu. Bana selam verirken, ken di dilinde bir iki sz sylemi olmasnn nedeniyse, herhalde benim bir yabanc olmamdan kay naklanmt. Ona glmseyerek karlk vermeye almtm. Sokullu Paa'nn haremin -deki ya kendisi kadar bykt. Yal kadna bakan Ali'nin kars dncelerimi okumu gibi, 'korkma', linin varl buraya hayat getirecektir.' inallah bu szler yaknda gerekleecek." smihan mle rahatlamaya alyordu. Bunun birinci redeni, rahatlamasn benim de en az onun kadar a rzu ettiimi bilmesiydi, ikinci nedeni ise gidecei tek kiilik haremde benden baka ark ada olmamasyd. Bir (Safiye <Sultan 277 bakas iin affedilmez bir ekilde kendini ele ve k olarak da deerlendirilebilen, dndklerinin insann yznden anlalmasnn ne kadar ne den karlmamas gereken bir ey olduunu yeni yeni anlamaya balamtm. Birbirini gznden yapmacksz bir ekilde, itenlikle eskisinden ok daha iyi bir arkadalkla birbirini kucak amak gerekten de deer biilemeyecek bir eydi. Ayn zamanda, yaptm byk hatadan sonra b irbirimizin yaamn bu kadar gzel paylaabilme-mizin bir kader mi, yoksa benim kendi gcm olduunu kafamdan geiriyordum. imdi anlyorum ki, bu byk bir gayretti; derilerinden terl er fkrarak, adaleleri ierek bir ta bir tepenin zerine tamaya alan kleler ordusu gayret. Bu gayretin tamam s-mihan'dan gelmiti. Onun kk ellerinin, kahverengi tatl gzl nin ve mkemmel yreinin gcnden kaynaklanmt bu gayret. Gemiine dair benimle paylamad k az ey kalmt

smihan'n. Babasnn haremine kapatlm olarak geen bir on drt yl. Onun da dedii gibi y ok iire benziyordu. Bana u msralar okudu: "Kaplar gece gndz ak Bu eski kervansara tli sultanlar bile^srayla Saatini bekledi ve gitti." Onda neredeyse kutsal bir di nleyebilme yetisi vard, nsan konutuunda, kelimelerinin onu dinleyen tarafndan mcevherd en daha deerli bulunduunu hissediyordu. Sokullu Paa'nn annesiyle ilgili endielerinden uzaklap, benimkileri ortadan kaldrmaya almas ise inanlmazd. 278 ANN CHAMBERLIN inn y'in, yatak odalarndan birinde hanmm tuhaf bir yatakta kvrlmken, ona ocukluumdan ve lerdeki hayatmdan sz ettim. Aslnda bu ok kolay olabilirdi. Bir hikayeci sesine brnp, g iimi ikimizi de elendirecek bir ekilde anlatabilirdim. Ama becerikli Ismihan, benim anlattklarmdan yakn gemiime ait tablolar ortaya kartmay baard. Pe-ra'nn dndak ana neler olduunun detaylarn aktarmamtm ona. Oysa beynimi esas zehirleyen buydu. Bunu konumaktan deli gibi saknyordum kendimi. Ama o beni bu konuya doru itiyordu, baka hi k imseye izin vermeyeceim bir ekilde yaklayor, yaklayordu bu ince ve zel noktaya. Sabrl nlattklarmdan alacaklarn alyordu ve ben de ona beklediini yeterince veriyordum. Sonra ona eyizlik almak zere gittiim pazarda bama gelenleri anlatmaya baladm. "Sokullu Paa' d ve bana verilen parann okluu alverii hem kolay, hem de zevkli yapyordu." Ona sylem ama iin iin zenci kle Ali'ye gre benim zevkimin bir kadnn ok daha houna gideceini bi n gururunu duymutum. Balangta efendimin bunu takdir edebileceini bile ummutum, ama o b le bir durumun farknda olamazd. Hl birinin beni takdir etmesini istiyordum. Ama bu k onuda daha ileri gidersem Ismihan iin aldklarm bir srpriz olmaktan kacak ve ileri boza aktm. Onun iin bu isteimi erteleyerek hzl hzl anlatmaya devam ettim. "Pazardayken kend memleketimden iki adam grdm, tyl apkalar ve dar klot pantolonlarndan onlar hemen ta r kmes tavuun arasndaki horozlara benziyorlard. O anda, ilk giydiimde bana uymayacan endielendiim kyafetlerime krettim. Utantan iim bile kzard iin, zerimdekilerin ( 279 yardmyla bana dikkat etmeyeceklerini umuyordum. Ama onlar benim iin ne kadar i lginse ben de hl onlara o kadar ilgin geliyordum. Ne dediklerine hi zen gstermeden kon rak bana yaklayorlard. Birinin 'sa akna, ite bir tane daha' dediini duydum. 'Zavall, k ok da gen.' 'Ne kadar da gzel bir teni var. Trkler'in alp bu-dad Hristiyan ocukl i olmal. Haydi Angelo, onunla bildiin bir Hristiyan diliyle konumay dene.' Bu cesaret le ikinci adam bana Latince bir eyler sylemeye balad, irlanda'dan Girit kylarna kadar erkes durup buna bir cevap verebilirdi. Bense pembe bir ipek satenle ilgilenip o nu anlamyormu gibi yaptm. Aslnda bir nceki dkknda ok daha iyisini, stelik de daha uc aten bulmutum ve aksi suratl satcya katlanmak da ok sinir bozucuydu, ama yine de ital yanlar' la konumaktan daha iyiydi. Beni ilk gren dierine, 'Brak onu Angelo', dedi, ' anlamyor. Hristiyan dman bir Yahudi olabilir ya da inkarc bir Protestan ya da Trkler o nu bulmadan lanetlenmi herhangi bir pislik.' Bu karlamaya gsterdiim tepki hakknda bir e dndm. Yaralarmn acsyla kvranrken, bunlar gibi insanlarn yardm ve korumas iin olsa fark etmezdi, ispanyol, Polonyal... Yeter ki bir Hristiyan olsundu* Ama ne acy d ki, beni dorayan da bir

Hristiyand, en azndan bir zamanlar Hristiyand ve stelik de bir Italyand. Tm rkmdan en iimi bitirip gitmek istiyordum. Pazarda bir baka italyan'a daha rastlamaz mym? On u ilk grdmde, hemen arkam dnp kamak istedim, biraz nce olanlarn tekrarna katlanama u gen adam, gayet nazik bir ekilde, aksanl 280 ANN CHAMBERLIN ama kibar bir Trke'yle beni selamlad. Bunu anlamam gibi yapamazdm, aslnda zerinde en ok durduum eylerden bi cak aksansz ve akc bir Trke'ye sahip olmakt. Ancak bu ekilde dikkatleri ekmekten kurt bileceimi dnyordum. Bu gen adamn bana hitap ederken 'stat' demesi karsnda onu redd k duruma gelmitim ve onu selamladm." "Neden sana stat dedi ki?" diye sordu smihan. " Hoca, bilen kii demektir bu." "Tabii." "Bu, byk saygy gsterir." , ., "Tabii." "Daha ok hadm denir." ; "Bunu ben de biliyorum ama birinin bana ilk defa bu ekilde hitap et tiini duyuyordum ve bu houma gitmiti. Kendi lkemden biriydi bu stelik." "Eer bu seni m utlu ediyorsa Abdullah, sana daima stat diye sesleneceim." "Allah izin verirse, si zin tarafnzdan byle hitap edilmeye layk olacam hanmm. Ama benim kendi lkemden biri t an bu ekilde selamlanmamn yaratt oku anlamaya aln ltfen." Onunla gz gze gelince, i anlamtm. Bana nasl davranmas gerektiini bilemiyordu, erkek gibi mi, kadn gibi mi? Bu kark duygu yznden belli oluyordu. Ama onu sulayamazdm. Ben bile ayn karmaay hissedi 'stat, ltfen gelin de benimle bir bardak erbet iin.' nnde bir bardak limonata vard, o ada epeydir oturduu belliydi, snan bardandaki karlar erimi, limon ve su ayrmt. Otu reddetmem zerine yz kzarp Trkesi daha aksanl ve kark bir hal alSafiye Sultan 281 m nun bir eyler sylemesini bekliyordum." "Peki ne dedi?" diye smihan sordu. "Kendini tantt, ad Andrea Barbarigo'ydu, limandaki Venedik elisinin yardmcsyd. Daha fazlasn istemiyordum." "Onu tanyor muydun?" "Onu bir zamanlar tanmtm, zengin ve gl bir aileni n genciydi. Sofia'y, Safiye'yi dnp kendi kendime alayc bir ekilde gldm. Safiye bir z ar bana bu aileden biriyle evlenmek istediini sylemiti, kim bilir belki de bununla evlenmek istemiti." smihan'a nasl kamaya altklarn anlatmann bir anlam yoktu. smi dn duyunca meraklanmt, "Safiye de bu adam tanyor muydu?" "Evet, ok zaman nce ve ok da." "Onunla evlenmeyi isteyecek kadar iyi mi tanyordu?" "u anda emin ol ki, bu is im Safiye'ye yalnzca Venedik gcn ve refahn hatrlatyordun " smihan gzlerini gecenin irmiti. Sa-fiye'nin u anda da kendi aabeyi zerinde kadns oyunlarn oynadn dnyo lerde kocasna yalan syleyip syleyemeyeceini dnp, entrika konusunda kendi yeteneklerin erak ediyordu. Gzleri ve sesi bu merakla doluydu. " Senin ve Safi-ye'nin geldii ye r ne kadar garip. Bir gen kz evlenecei adam semeyi bile dnebiliyor. Safiye'nin niye k elere benzemediine amamak gerek." Aslnda ona tm Venedikli kzlarn byle olmadn ak du. Safiye'ye gelince, hangi lkede olursa olsun, baka trl olamazd o. Bunlar anlatmak y erine tekrar gen italyan'a dndm ve onunla karla-

282 ANN CHAMBERLIN tmda iimden ne getiini Ismihan'a syledim, "ite, Tanr'nn gazabna hasna, buradaym." Vali Baffo'nun kz iin nerdii fidyenin ilann, tabii ki Andrea Barba dan almtm. Ismihan'a bunu da anlattm ve yine iki lkeyi kyaslad. Bir kzda aileye bal dakat duygusunun olmamasn yadrgam-t. Selim gerek bir baba gibi deildi, Ismihan belki asla onun kucana oturmamt, ya da tek bir kez bile babas onun yanan okamamt. Ama byle bir mektubu gururla saklayacak yerde paralayp atmasn akl almyordu. Ona Venedik't ilerin byle olmadn, farkl olann Safiye'nin kendisi olduunu sylemeliydim, ama hibi dim. Sonunda ksk lambann nda bu saf, ama insan derinden anlayabilen azizeye bir itir bulunmaya karar verdim. "Birine daha pazarda rastlamtm." Bu cmle, beni Pera'ya doru gt ordu. O korkun ann yaknna, yeterince yaknna... Selahaddin'in karsnn direktifleriyle tim koturmalarn yaptm gnlerde olmutu bu. Hanmmn yzne baktm ve karar verdim hen mamalyd. "unu sylemeliyim ki, yeni durumumda yeniden karlamay isteyeceim son kiiydi cak bende yaattklar mit ve arzularnn yok olduunu grp gzlerini keder bryen amcam v arlamak bana daha byk bir ac verebilirdi ve ben byle bir durumda lmeyi tercih ederdim krizli dnemimde, karabasanlarmn merkezi olan o keder dolu baklar... Pera'daydk. Beni eitenler ancak bu kadarna izin veriyordu. Dolaysyla Halic'i zel olarak gemi olmalyd. . '' (Safiye Sultan 283 "Seni mi aryordu?" "Belki de. Pera'daki pazarda dostum Hseyi n'i baz tccarlarla konuurken grdm. Ac ektiim gnlerde yksek sesle adn syleyip al mez arkam dnp katm. Venedik'teki kilisemde rahibin ok houna giden bir hikye vard. G anr'nn yzn grnce kaar. Sonra gidip, bu utantan kurtulmak iin, dalar zerine devril ayarak yalvarr. Ama ok geti. Hseyin beni grmt ve bana sesleniyordu. Sesindeki duygu b allak bullak etmiti. Beceriksizce dndm, aresizdim. Hzla gelen bir top gibi kk tombul am bana sarldnda bir an nefesim kesilmiti. nce Hseyin beni alp evine gtrmek istedi. e edeni bulacan, adama parasn deyeceini, Babali'ye gidip bu yanlln dzeltilmesin ordu. Ben ona zamann boa harcamamasn syledim. 'Hayatndan memnun musun? Gen hanm, o b r eitti. Ama sen dostum, byle bir hayattan memnun musun?' 'Buna hayat m diyorsun? Ar tk zamanm bana ait deil.' Venedik camndan hi sz etmiyordu." "Venedik cam m?", diye so Ismihan, ama ona cevap vermedim. "Hibir ey iin zr dilemedi. En yakndaki amal kahveye urduk. Kahve denilen o kuvvetli iecekten smarlad ikimize." "Kahve mi? Hi byle bir iece k ad duymadm." "Dorudur, istanbul'da ok yeni bir ey bu. Baz dindarlar yasaklanmasn bi istiyorlar. Ama hanmm, 284 ANN CHAMBERLIN bana sorarsan buna deecek bir durum yok o rtada. O gn midem kavruldu kahveyle. Her ne hal ise, kahveden sonra, Hseyin'in dos tluu ve mutluluu ho bir ekilde devam ediyordu. 'Seni ne kadar merak ettim,' dedi. 'Kl e pazarna gittim ve sordum adamlara, senden hi haberleri yokmu gibi davrandlar. O za man byle bir eyler olmu olabileceini tahmin ettim. Yasalarmz bunu

yasaklamtr ve her ay basknlar dzenleniyor, ama yine bu i devam ediyor, bizim byk utan bu. Ne yazk ki te yandan ok krl bir i.' Hseyin benim durumumla ilgili konuyu kapatp e k erkee sohbet istiyordu sanrm. Ama ben bunu yapmaktan cizdim. Alayarak srar eden ben oldum, 'Dostum, beni niye aramadn? Niye beni bulmak iin gelmedin? Katlanmak zorund a kaldm aclar hayal bile edemezsin.' 'Seni er ge bulacamdan emindim', diye cevap verd eyin. 'Eer Allah isterse...' 'Peki ya ben? Senin Allah'n bana hi acmad.' 'Dorudur, yle grnebilir. Ama eitimin bitince seni byk bir adam satn alabilir, byk bir hoca. Eer on t edersen, sana kim bilir hangi kaplar alacaktr. Allah isterse, onun yannda, benim ya nmda asla olamayacan kadar baarl byk bir adam olabilirsin.' Adam kelimesini duyunca h bouldum, ama hibir ey sylemedim. Bunun yarar neydi? Onu son grdmden bu yana Hseyin iti, bense kl bir dnyadan koca bir karanla dmtm ve mitsizce, aresizce yolumu b anki gkyz de bu anlattklarm duymutu, lambann bir an ykseldi ve sonra da snd. latmaya devam ettim. (Safiye Sultan 285 "Grmemizi ksa kestim ve bunu bir daha isteme diimi dnerek ayrldm. Hseyin beni tekrar arayabilir, ama ben onun dostluuna tekrar gv m. Hi kukum yok ki Sokullu Paa'nn yanna girdiimi duyunca kendi karlar iin peime d ostunla ilgili olarak ok ar eyler sylyorsun," dedi Ismihan. "Senin iin neredeyse bir b ba kadar yakn olduunu sylyordun. Onu nasl bu kadar ucuz bir ekilde aalayabilirsin?" lkta vcudu olmayan bir ses gibiydi, bir ruh gibi. Onun bu iyimser dncesine yaknlk gst edim ve hikyeyi iki ksa izgiyle bitirdim. " Ayrlrken Hseyin bana dnp, ' farknda ms , 'hep Trke konutuk bu kez. inanlmaz derecede gzel konuuyorsun.' 'Buna zorlandm', diye cevap verdim ve efendimin evine doru yrdm." XLII >AFFO'NUN KIZI, alt dudan insan ita a-cak bir ekilde iirerek aa doru sarktt. Eer erkeklerle birlikte yolculuk etsek, bu ian ederdi. Btn dier arzular, youn kararlar, nlerindeki bu meyvenin onlarda uyandrd le yok olup giderdi. Bu tatl, serin erbeti imek uruna herkes boynunu ipe uzatabilird i. Bu dudan kadnlarda yaratt etki de hi azmsa-namayacak ldeydi. Ismihan onun etkil tnda, ii karmakark, yalnzca unlar tekrarlayabiliyordu, "Ama ben gerdanl iyilik ii atl Safiye..." 286 ANN CHAMBERLIN Bunlar sylemeden nce bile szlerinin kabul edilmeyec eini biliyordu, ama onun sade yaants ve kiilii bunun nedenini anlamasna engel oluyordu "O zaman inn'ye gidip onu geri al." Kelimeler yine srahiden dklen bir erbet gibi ky azndan. "Bunu yapamam." "Tabii ki yapabilirsin. Eer iyilik senin iin bu kadar anlamly sa, onlara baka mcevherler de verebilirsin, ama o gm gerdanlk benim mavi yeleimle ok yor ve onu dilencilere frlatmana izin veremem. Sylediim gibi, onu bu gece mavilerim le takacan, kardein iin Ismihan. Ona bunun iin sz verdim. Gidip onu geri getirmelisin. "Nasl?... Nasl yapabilirim?" diye sordu Ismihan, bunun dncesi bile onu sarsyordu. Bun u kendi aptallndan tr zr dilermi gibi bir ses tonuyla sylemiti. Olaanst yetenek e iin ok kolay-m gibi grnen bu konuyla baa kamayacan biliyordu.

"Gayet basit, azn aarsn ve hadmna gitmek istediini sylersin. Bu kadar, yi bir paa istiyorsan hadmlarnn hakkndan gelmeyi renmelisin." Safiye'nin ortal yakp ykan, ba , Ismihan'n yalvaran baklar arasnda kalmtm. Gerekten de hanmm benden bunu yapmam iydi? Evet, bunu yapacakt. Kar duramyordu. Onun yalvarn gzlerinden okuyordum, "Bana t et Abdullah, beni dn. Aklm bamda deil ve tek gvendiim sensin." Bir ey sylenmeden ygun deildi, ama akl banda olmayan smihan, benden bunlar yksek sesle istemeden bir ey yapmam gerektiini dndm, daha sonra her ey iin ok ge olacakt. Safiye Sultan 287 "Ga iye mrldandm. Sanki kendi kendime konuuyordum, aslnda hitap etmek istediim Ismihan'in vicdanyd. "Gnlerce arkadanzn peinde kotunuz ve hi cevap alamadnz bu ilginize. Ve , Safiye arkadalnz adna sizden isteklerde bulunuyor ve bunlarn Tanr adna yaplan iyi en bile daha nemli olduunu sylyor." Baffo'nun kznn bana yollad badem baklar zehir rabasnn iinde geriye doru yasland. Bu araba Murad'n istei zerine yaplmt. Yoldaki dan iindekilerin etkilenmemeleri iin... iki atn ektii bu arabada iki kii rahata yolcul k edebiliyordu. Onun bu tavrn bir geri ekilme olarak algladm ama dorusu yanlmtm. Ha ir iki emir verdikten sonra Ismihan'a dnp, "Grdn m?" dedi, "Seninle inn'ye ben de geli orum." Neredeyse elim havaya kalkyordu. Ama onu bir kadn ve hadmlarna kar m kullanacak ? Bu gln grnyordu. Hele de o hadmlar... Murad tane devasa hadm koymutu Safiye'nin inin gvenliinden emin olmak istiyordu. Hibirinin de kafasnn iinde kck bir beyin bil . Sahibelerine bir kpek gibi balydlar. Onun bak ve dudak bkleri adamlar erkek olduk sunda yeterince inandryor olmalyd. Tek yapabildiim, "Ama ehzade hazretleri Murad, bu k onuda ne diyecekler", diyerek araba boyunca gitmekten ibaretti. Elimle nmzdeki tepe de mola vermi insanlar gsteriyordum. Yoldan tozlanm kpkrmz giysileriyle yenieriler, onbahar gnn altnda dolanp duruyorlard. Bayrak ve sancaklar rzgrsz havada aa sar arn eerleri ve balklar karl288 ANN CHAMBERLIN mt. Sultan'n Cuma yryndeki gibi diler. Eer ehzade gzdesini kz kardeinin yanna yollamaktan saknmyorsa, onlar neden bun lerdi ki... "Onlar ne dnecekler, ne yapacaklar?" diye srar ettim. Hibir eyi umursamaya n bir cevap aldm. "leden nce onlarla buluuruz. Bizi pek de zlemezler." Ackl ayak sesl min kuru otlarla kapl tepelerde yapt yanklanmalar nbetilerinkinden daha fazlayd. "En birka saat daha burada durulacaktr," diye devam etti Safiye. "Bu gece, Murad biraz dinlendikten sonra, ben zerimde gm gerdanlm... Allah adna yemin ediyorum ki, her ey dilecektir, bu gece..." Arabann arkasnda yrdm. Hadmlar ve arabaclar hep birlikte bugn tmz admlarn aksi ynde yine yrdk. Bir tepeyi indik, neredeyse kurumu bir dere yata her zaman kuru olmuyordu herhalde ki, kenarnda ksa boylu aalar ykseliyordu.. Ayaklarmz altndaki yapraklar oktan kuruyup toza dnmt, haremin ince dantellerini hatrlatan kuru azms dallar kalmt geride. Bu manzarann bize neler getireceinden habersiz yryorduk. narndaki kk koru ayn zamanda haydutlarn tozlu sarklaryla atlarn da saklyordu. ; Sa an -" "'

289 XLIII Q&&YAKLARINDAK1 kendi dokuduklar ynl alvarlar ve ellerindeki yine kendi ya ptklar uyduruk mzrak, yay ve kllarla fkeli haydutlarn olduka yoksul ve pis bir grn Onlarn uzun bir sredir peimizde olduklarn daha sonra renecektim. Kafileyi koruyan otu yenierinin korkusuyla yanmza daha nce yaklaa-mamlard. Ama imdi yalnzca drt hadm aba onlar iin bir lokmada yutulacak kolaylktayd. Safiye'nin hadmlarndan ikisi hemen ld mt, ncs ise omzuna gelen bir okla kmldayamaz haldeydi. Bu adamlar, korkutucu cssel haydutlarn ilk hedefi olmutu. Bense hemen arabann altna doru kayp, lm bir hadmn ar itim. Arabay eken atlarn savala ilgili bir deneyimleri olmamt, ilk kez duyduklar kan suyla birden aha kalkverdiler. Araba tehlikeli bir biimde salland ve bamzdaki belann olarak hl farknda olmayan iindekiler, hzla iki yana savrulup lklar atmaya balad. dier hadmlarn yapt gibi elimi hanerime atmak oldu, oysa diine kadar silahl haydutla snda, bu yalnzca lme komak anlamna geliyordu. Gerei kavraynca, Ismihan'n gvenlii en iyi iin atlar sakinletirmek olduuna karar verdim ve ileri atldm. Adamlar bu davran honut kalmlard, en azndan yaylarn bir para gevettiler. Herhalde onlarn gznde teh ir unsur deildim, bu yzden benimle pek ilgilenmiyorlard. u anda en ok nem verdikleri a tlara ve arabaya bir zarar gelmemesiydi. Safiye Sultan F. 19 290 ANN CHAMBERLIN A raba durur durmaz Safiye kapy at, yznn pe-esiz olduunun bile farknda olmadan ve gz a birini grmeden, Trke ve Venedike kark bir dille avaz avaz, samalamay brakp, onla m yolculuuna engel olmamam sylemeye balad. Edepsiz ses tonu atlarn kulaklarn rahatsz i. Hayvanlarn gzleri dnd ve tekrar aha kalktlar. Bu kez Safiye ciddi olarak yaralanabi lirdi, toprakla arasnda onu koruyacak bir ey yoktu. Neyse ki haydutlarn ba da bu tehl ikeyi fark etmiti. Atn abucak arabaya yanatrd ve yere decek olan Safiye'yi havada ka oturttu. rpnan kzn uzun kollar ve bacaklaryla ustaca baa karak arabuk onlar bal iyak baran azn da ihmal etmemiti, bir mendil bu ii halletmesine yetmiti, ini bitird e, genliinden bu yana hi bu kadar elenmediini gsteren bir srt vard. Bu tuhaf manza en arkadalar da olduka keyiflenmilerdi. Ama bu neeleri onlarn, atlarn iplerini kesip, afiye'nin mcevherlerini ve hatta arabann pirin sslemelerini kala gz arasnda almalarna gel olmamt. Birka dakika iinde arabada alnacak bir ey kalmamt. Yalnzca araflar i ra lm korkusuyla yapm kk smihan vard orada. Arabann darack kapsndan girip onu hayduta dmt. Adam ok iriyaryd, kadnlarn bile sknt iinde saatlerce oturduklar b eket edemiyordu. Birka kez krmz ve ter iinde bir suratla hava almak iin dar kt. A avrusunu aa indirmeye alan bir ocuun-kine benzeyen davranlar apalcayd. Daha son nu rendiim Safiye Sultan 291 bir delikanl, "Brak da ben uraaym onunla," dedi. Adama k ra ekilmesini iaret ederken klcn ekerek arabaya yanat. "Dar k," dedi gen adam, gvdenden ayrrm." smihan inledi ama bu emre uymad. Byle bir g gsterisi bir yn ada yetimi bir gen kz klla lmekten ok daha kt eyler de olabileceini bilirdi.

Szlan beni kendime getirdi. "Affedersiniz efendim," dediimde bana dnen kltan kendimi kurtarabildim. "Eer bana bir at verirseniz, gen hanm gvenlik iinde istediiniz yere ge iririm." Geri ekilen delikanl fkeyle homundand. Aptal deildi. Kl hzl hzl sallany ilerliyordu. Arabaya doru eildim ve smihan'in ellerini avucu-ma aldm. Sonra dikkatl ice arabadan kabilmesi iin ona yardm ettim. Yznn hibir yeri grnmyordu ama yine de arlarn dzelttim, bu davranm onu rahatlatmt, yere indi. Onu atn yanna gtrp binme . "Oh, Abdullah ben daha nce hi ata binmedim." Korku iinde, hayvan topuklad. Ayaklar y e arpt ve at ileri doru atld, smihan yeniden kollarma dmt. "Ben de uzun yllardr itiraf ettim. En azndan Pera'da bama o korkun olay geldiinden bu yana, ama bunu yksek sesle sylemedim. Ata binmenin bana dayanlmaz aclar verip vermeyeceini kim bilebilir di? Gen haydut atn mahmuzlayp yanma gelmiti. Klcnn ucuyla srtm drtt. 292 ANN C ster misin hadm?" dedi. "idare edebiliriz," diye cevap verdim. Yzmdeki korkuyu yalnz ca hanmm grebiliyordu. Bayla iaret etti, benim iin elinden geleni yapacakt. Ata yan b e iini beceremeyecektik galiba. Birden Ismihan'n byle zarifliklere alk bir Avrupal kad olmadn hatrladm. stelik ayandaki alvarla bacaklarn rahatlkla iki yana aabilirdi olmayan hayvan da bela karacaa benzemiyordu. "Beraber kaldralm," diye delikanlya sesl endim, s-mihan' bacaklar iki yanda ata bindirdik. Ben de kaftanmn eteklerini toparladm ve atn yelesini okadktan sonra, derin bir nefes alarak smihan'n nne oturdum. Hayvann mikli srt kasklarmn arasndaki kk kavanoza dayanyordu. Ac iin hazrdm ama bu olma tle omuzlarn silkti, buru buru kyafetime bakp, pos byklarnn altndaki azn bzd. katlmamz iin iaret etti. Arkamdan nce bir byk atrt, sonra da nara sesi geldi, dnp izgine iyice yapmasam at aksi yne doru atlyordu. Arkamzdan bizim yenieriler geliyordu aldrya gemilerdi. iko haydut ahdamarndan vurulmutu ve yarasndan sel gibi kan akyor an bana daha sk yapt ve yzn srtma gmd. Sultan'n adamlarnn at srtnda ate ede m. Atn kontroln elimden karmamalydm ancak bu ekilde dengemizi tuttur ab ilirdim. Yoks te arasnda kalmamz iten bile deildi. Arkamzdaki delikanl hemen yaral adama doru yne a bu yerde debelenen arkadana yardm etSafiye Sultan 293 mek iin deildi, sahipsiz kala n atn yularn kesip onu kendi terkisine balad. Yenierilere doru meydan okurcasna bir o tt. Oysa oktan menzil dna kmtk. Bacaklarm izecek kadar yaknnda olduumuz all klyordu, artk kurtarlma midimiz kalmamt. Birka dakika iinde bir baka dere yatana nde ayak bileimize kadar gelen bir su vard. Kvrm kvrm akan bu derenin zerinden defalar a getik. Sonra da geriye dnp ilerledik ve yaln kayalklar arasndaki ok tehlikeli bir a tan getik. Yarm saat iinde bizi bir ahinin bile izleyemeyecei bir noktaya ulamtk. Mu e avanesi, eminim ki yer yarld ve biz iinde yok olduk, sanyorlard. XLIV

O&&KAMA DORU, gri beyaz, katlanm uval bezi kvrmlarna benzeyen, talarla kapl, engebe arazideki platoda daha ykseklere doru hl at sryorduk. Bu kvrmlardan birinin arasndak ack bir geit bizi ekyann inine ulatrd. Dikkatsiz bir terzi kadn tarafndan kaybedilm biseyi giyene daima batar, ama onu bulup karmak da pek kolay bir i deildir. Bizi de burada bulup, dar karmak olanaksz grnyordu. Elbise kvrmlarna benzeyen bu kaya kv hennem gibi scak olsa bile nemliydi. Buraya ulaana kadar zaten birka kez yamura yaka lanmtk ve elbiselerimiz bizi hasta edecek lde slakt. 294 ANN CHAMBERLIN Kf kokulu ru , atlar da etkilemi ve hayvanlarn tyleri kirpi gibi diken diken olmutu. Yeni bir sins i yamur daha gelirken artk durup dinleneceimizi anladm. Gnei grebildiim anlarda ynm ya alyordum, ama bulutlar ve erkenden ortadan kaybolan gn bunu engellemiti, artk ybolmu bir haldeydim. Katettiimiz mesafenin uzunluu da hepimizi perian etmiti. Attan iner inmez her tarafm szlamaya balamt. Drt gn boyunca arabalarla yaptmz yolculukt azlasn yapmtk bugn. Tepinen atlarn oluturduu amur gl ayaklarm kirletiyordu. Sab e yemek yemitik, ne de durup dinlenmitik. Bam dnyordu. Hadmlmn at srtnda bana ac anda pek bir ie yaramyordu. Kalalarm kaskatyd ve onlarn arasnda, kontrol edemediim odik kaslmalara yol aan nabz gibi bir ar vard. Birden fark ettim ki, yanndan uzaklat nie kaplan smihan attan dmek zere. Kollarm aarak onu son anda kucakladm. Islms le-nerek, kendi acm bir kenara attm ve toparlandm. Hanmm kucaklayp amurlu avlunun so ki kk kulbeye gtrdm. Nasl olsa bizi esir alanlar da bunu emredeceklerdi bana. Kulbe grndnden daha bykt. Zaten baka trl hepimiz ieri samazdk. evresi yma tatan n maara odacklarn giriiydi. Ocan yand byk odada iki kii ekyann ban bekliyor ok zayf bir kadnd, yz peeli deildi ve bu adamlardan hi korkmadan onlarn suratna b atta elindeki kepSultan 295 eyle, yapt orbaya musallat olanlara vuruyordu bile. Bu ko rkutucu manzara Ismihan'n peesine ve bana daha fazla sarlmasna neden oldu. Bir Batl ii hadm ne kadar anormalse, hanmm iin de bu kadn o kadar anormaldi. Benim iinse ikinci k ii daha artcyd. Bir derviti bu. Adam, her ne kadar bu role tam uymasa da, kll kolla arak, yoksullarn giydii ynl bir abaya brnmt. Beni etkileyen baklar oldu, bana san ormu ve benim de onu tanmam istiyormu gibi bakyordu. Mistikler daima beni rahatsz etmi i. Mslmanlar'da da Hristiyanlar'da da aynyd bu; baklar ve tavrlar ruhumu ayn ekil diyordu bu adamlarn. Kendimi tuzaa drlyor gibi hissediyordum onlarn karsnda. Ama daha ok ilgilendiren bedenimin tuzaa drlm olmasyd. Haydutlar, bana ve kollarmdaki ki odadan kma izni verdii iin mutlu bile saylabilirdim belki de. Bana gsterdikleri kap ap arka odalardan birine gemitim. Ocaktan uzakta ve yarm dzine keiyle dolu olmasna ka e bir durumda en iyi yerdi buras. Safiye de bizimle birlikte odaya yollanmt, ama bur ay pek benimsemi grnmyordu. Kollarn kaldrp yolculuun yorgunluunu zerinden atmak i gerindi. Bunu yaparken bir dans gibi zarifti, ama ok huzurlu olmad belliydi. Ismihan' ise ayakta duracak hali bile yoktu. arafn ufak ufak srmaya alan fazla merakl bir d u daha da korkuttu, smihan, keiyi

yalnzca kzartlm olarak pilavn zerinde grmeye almt ve imdi onlarn bu kokulu ya u tir tir titretiyordu. Hayvan kovaladm ve kuru otlardan yaplm yatak296 ANN CHAMBERLI N Safiye Sultan 297 ta rahat edebilmesi iin elimden geleni yaptm. Hanmm ylesine yorgu ndu ki, kei kokularna burnu alr almaz uyuya kald. arafn ve peesini yavaa atm bunlarn sayesinde pek fazla slanmadn grnce sevindim. Birinin odaya geldiini hissedin lar hemen kapatmaya altm ama neyse ki gelen, haydutlarn bann karsyd. Elinde yeil bir orba ve ekmek, peynir vard. Onlar braktktan sonra tekrar dar kp, iki, eski ama ttaniyeyle geri dnd. Ona teekkr ettiimde yalnzca burnunu ekti, baklaryla sanki bana bana teekkr edebilirsin, bunlarla yaamay baarabildiimiz iin," der gibiydi. Adamlarn getirmi olduu bir yn zengin ganimete karn, bu kadnn tek kiilik almas bize neyi duunu kantlyordu: Bu gzel kei peyniri, ekmek, kabaca dokunmu battaniyeler ve parlak re nklerdeki kilimler... "En azndan bizi alktan ldrme niyetinde deil-ler." Ses tonumu Saf iye'den bir cevap alabilecek ekilde ayarlamtm. Kadn daha odadan kmadan, Safiye oktan e kp itahla yemeye balamt. Ekmeini snken, "Tabii ki hayr," dedi. "l rehineler n mek bizi rehine olarak tutacaklar, peki ama neden?" "Fidye ve intikam." Safiye'n in bu iki kelimeyi sy-lerkenki itah orba ve peynir iin olandan daha az deildi. Safiye' ye tek gerekli olan Murad'n gz nnden hzla kaybolmakt galiba, yle grnyordu ki, imd ma kendini ayarlayp geleceini ona gre planla-yacakt. stelik bunu yapmakta fazla zorla nmayacaa benziyordu. Azn ve ellerini adama zdrmeyi baarm ve ciddiyetle yeni duruma durmutu. "Deli Orhan' grdn, (haydutlarn bann adn bile renecek kadar yaknlamt ." in dorusu, bu hengmede fark etmemitim adamn tek gznn olmadn. Daha sonra grec adamn yz efkatle bakma arzusu uyandrmyordu, yalnzca insana arpan bir iddet yaylyo rattan. Siyah, ukur, sarkk bir gzkapa, kll kalarn glgesinde saklanyordu. Domuz kl an simsiyaht, byklan yle uzundu ki, neredeyse ensesinde balanabilirdi ve kafasnn n c lak kaznmt. Kee bir hrka ve o kocaman, hayvanms baa bir hayli kk gelen krmz bi u. "Onu nasl kaybettiini biliyor musun?" diye sordu Safiye. Bilmiyordum. "Senin So kullu Paan yapm bunu. Kzgn bir demirle." Buna inanmadm belli eden bir hareket yaptm , doru. Tabii ki yllar nce olmu. Bir paann ellerini byle ilerle kirleteceini kimse u Ama yllar nce, ilk grevi srasnda, bir yenieriyken... O zamanlar veziri azam olan ibra him Paa, Sultan Sleyman'n korumas altnda drst ve sadk Trkler'in mallarna kendi adn aya balam. Orhan da bu insanlardan biriymi. Bir dervi gelip onlara haklarna sahip kma sylemi ve onlar da baka bir seenekleri olmad iin ayaklanmlar. Yan odadaki gzlerind am tayan dervii dnp rperdim. "Tabii ki ibrahim Paa ve yenierileri kolaylkla 298 AN LIN bunlarn hakkndan gelmi. Savata boazlanmaktan kurtulanlar da bir daha byle ie kalk ar iin ya kr etmiler ya da sakat brakmlar."

Savunma halinde, "Sanrm Sokullu Paa yalnzca kendisine emredileni yapmtr." dedim. "Evet Bir uak, pislik de olsa efendisinin emirlerini yerine getirir." "Tek gz yok yle mi? " "Evet, herhalde Tanr Orhan'a acm, Sokullu'nun bir an oradan uzaklamasn frsat bilip csna ramen, llerin arasna kap saklanmay baarabilmi. Gz aka aka, dikenlerin ve ta ek cann kurtarabilmi. Ama tabii mal mlk bir daha geri gelmemi, tek gznn kalmas k " "Eminim Sokullu Paa yalnzca gerekli olan yapmtr." Kendimi yeniden efendimi savunurke n buldum. "O iyi bir adamdr, imaretleri lkenin her yerine yaylmtr." "Evet. Peki oralar da sraya girip dilenenler kim? Onun eliyle kr edilmiler, topal braklmlar, adamlar al ekmeklerini kazanamyorlar onun yznden. Kadnlar dul brakan kim? ocuklar... Hristiyan lar deil bunlar, Trk ocuklar... O ocuklar, onun elleri babasz ve be parasz brakt. r ekilde smihan'a baktm, neyse ki uyuyordu. Onun bunlar duymasn istemiyordum. Safiye g lerime bakarak, "Ismihan iin meraklanma", dedi. "ok kt bir kaderden kurtuluyor. Bylel ikle o paayla evlenmesi gerekmeyecek artk." "Orhan'n bizim iin yapt planlarn yryece in misin?" "Neden baarsz olsun ki?" ; "O tek bana bir adam. Tek gz kr bir adam ve Saf Sultan 299 bir avu arkada bir imparatorlua kar m kacaklar? Buna inanamazsn, ibrahi sun veya olmasn, Sultan Sleyman ki ona Bat dnyas Muhteem diyor kendi topraklarnda to a bunun yaplmasna izin vermeyecektir. Ya senin sevgili Murad'n, ondan ne haber?" Sa fiye hi nemsemeden omzunu silkti. "Bu da geitlerinin gizeminde, Allah, Orhan'a yardm elini vermi." "Bir de lgn dervilerin ilhamlarnda... Byle fanatik liderliin zaman ok ." "Veniero bylesine souk bir ekilde gerekilik yapamazsn karmda. nceleri hayallerle dun, idealisttin. Beni Trk korsanlardan kurtarmaya alyordun. Beni korumak iin duvarlar a trmanyordun." Gzkapaklarn bana bakarak titretti ve ihtirasl bir ekilde italyanca kon aya balad. Bu tarz hareketlerle istedii sonular almasna raz olamazdm. fkeyle cevap v . "Teekkrler. Kendimi yle bir idealizmden kurtarabilmek iin ok uratm." "imdi kt m lsam yeri deil mi? Ve sen, Baffo'nun kz u haline bak. Bir adam ayartmak iin sersem bir gerdanln peinde Anadolu'nun yarsn turluyorsun, sonra onu bir kenara frlatp hi tan adama yanayorsun. Allah iin sen tereyar gibisin; seni kim tutarsa onun kokusunu alyo rsun, soanl, sarmsakl bir el bile olsa..." Safiye yar karanlkta salarn savurdu. Sank iltifat etmitim. "Orhan'n gcn kmsememek gerek", dedi. "Yllardr nefretle beslenmi iz de onun esirleriyiz. Murad buradan fersah fersah uzaklarda." 300 ANN CHAMBERL IN 4 Safiye Sultan 301 "Evet," dedim, bu bilgilerle karnm doymutu, s-mihan'n yanna git tim. Hanmm ryasnda korkun bir eyler gryordu. Bard ve grnmez eytanlarla sava-y rdi. XLV f f l

'LAN NEREDE? Bu ii nasl ona brakrsn, tek bana istanbul'a gitmesine nasl izin verdin? artk bir ocuk deil, kendine gel kadn! O bir erkek." Deli Orhan karsnn fkesini yatt ve ona bir atasz syledi, "Eer bir erkee, erkek ii vermezsen, o bunu kendisi bulur. O Sokullu'ya ve Sultan'a teklifleri iletmeye olumuz kendi gnll oldu." "Onu grr grmez ld klerdir." Kadn telala ellerini sallyordu. "Ona ganimetten bir eyler verdim, eer bu ye tmezse Babli'ye girebilmesi iin gerekli olanlar salamak iin hrszlk yapar umarm. Bec e, benim olum deildir ve onun erkekliinden pheye derim, senin yetitirdiin ocuk bu, luu sende." "Ben de bunlar en azndan ona bir gelin bulmak iin yaptn sanyordum. imdi iini kavuran nefret yznden oluna kar en basit grevlerini bile yerine getirmedin. 'Kan a asil kan akmadka hibir kz.' diyordun. ok iyi. Sokullu'nun kanna olan susuzluunun bir z olsun yatmas iin dua edip durdum yllardr. Bunca zaman sonra artk bara kavuup, di ar gibi yaayabilirdik belki de. Sokullu'nun gelinini alp kardn. O Hristiyan dnmenin ve kzn onurunu iki paralk ettin, tamam. imdi Sultan'n torununu oluna gelin olarak verecei i dnyorsun. Evet, buna fazlasyla layktr ama, gryorum, gryorum, senin akln baka y soyunu tketerek mezara girmek istiyorsun, ben de aresiz Allah'n dediine uymalym." Bu a tmadan Safiye, adamn Ismihan hakkndaki planlarn renmiti. Ama bunu bize sylemek zahm sla katlanmad. Haremdeki rahatln tersine; keiler, pireler ve tahtakurularyla uraan bi ri adam yerine koymuyordu. Safiye byle bir hapse katlanamazd. Onun darda olmas gereki yordu ve bizi esir alanlar onun kaabileceine ihtimal vermedikleri iin kz olduka rahat brakmlard. Aslnda kamak, u anda onun aklnn ucundan bile gemiyordu. Bunun nedeni ada korkmas deildi, tam aksine aralarnda bulunduumuz bu vahilerden ok holanmt. Karsy dinleyen Safiye'nin badem gzleriyle karlanca haydut ba daha da bir kprmt. Odada y dnn gururu kzn varlyla incinmiyordu ama adam iin bu geerli deildi. "Ben, Deli Orhan ki tm hkmedenleri dizlerinin zerine indiririm," diye barrken, eline geen sopay kars savurdu. Sopa, kadna hibir zarar vermeden yere dt ama, bir yn st kab devrilmiti. " mde olsun biraz sayg gremeyecek miyim?" Ufak bir ocuun yaramazlklarn temizlercesine e p ortal toplad kadn. Sessizlii ok etkileyiciydi. Yine de Safiye bu sessizliin iine c tle dald, "Oh, efendimiz. Siz gelecek iin bylesine umutlar beslerken Tanr size yalnzc a tek bir ocuk mu verdi? Bence sizin gibi gl bir adam bundan honut olamaz. Eer bir kad ona gnlnden geenleri veremiyorsa, o da bir bakasnda arar bunlar." 302 ANN CHAMBERLIN Safiye 6u l tan 303 Kadn onu aalayarak alayc alayc glmsedi. Ksmen Safiye'nin tuhaf a bunun nedeni, kzn sesi kulana aptalca ve rahatsz edici gelmiti. Ksmen de, dnyada hang adnn kendisi gibi, bir haydutla yaamn paylamaya raz olacana glyordu. Orhan'daki et ha dndrc olmutu. Dikkatle bzlen dudaklardan dklen "efendimiz" kelimesi fkesini bi rmiti. Ve onun hafif merep tonlamasyla kendisine kaderin sunduundan daha farkl, daha gzel bir yaam olabilecei aklna gelmiti. fkesini ayakta tutabilmek iin kulbeden frtn dar frlad, duygularn saklamaya alyordu. Ama dalanan gzn -ki artk bedeninde ol ssas yerlerinden biriydi- ovuturmas btn bu saklanmay bozuvermiti.

"Evet, k da serinle," diye homurdand kars. Deli Orhan, lakabn hak eden bir lgnlk i geri dnd. Olundan o gn de bir haber alamamt, atsnn altnda Sultan'm sinirli kadn aha geirmiti ve kars btn bunlara bir ocuk oyunuymu gibi bakyordu. Tehditkr bir sesl kelime daha duyarsam," dedi, "o zaman sana gstereceim." Kadn azn at ama adam onu sus du, "Hayr, o alamakl zrlerini bile duymak istemiyorum." Kadn bilge bir ekilde glmsed adam arkasn dnp kana kadar korkmu gibi yapt. Sonra fkesini Safiye'ye kustu. "u gzl diye bard. "Bir orospunun gzleri, namuslu bir kadnn ona sunduu eyleri umursamayan g Fahie. Bu gzleri biliyorum. Fldr fldr hile arayan gzler. Orospu, seni biliyorum. Safi e odadan kaabilirdi ama bunu yapmad. Bu hakaretleri sakin sakin, neredeyse zevk iin de dinledi, nk kap azndaki adamn zerindeki etkisini biliyordu. Bu durumda bile kadnd r tarak istemekten geri durmad. Kymetli talarla ssl kendi taran delikanl istanbul'a isteksizce de olsa krk tahta taran ona uzatt. Safiye, taran dileri arasndaki gri v telleri, sanki yllarn tozunu alyormuasna temizlerken adamn odada olmasna zellikle d etmiti. Sonra oturup uzun uzun altn rengi salarn tarad. Kendinden baka hibir eyi d r tavr iindeydi. Sabr tkenen kadn "al", diye bard: "Al bunu. Benim alma ve terimin anaklarm pembe-letirip, gzelleiyorsun. Mutfam eytan tyleriyle dolduracana neden ya ler yapmyorsun?" Kza bir i uzatt. Safiye bunu ald ve kmseyerek, "Bu nedir?," dedi. "B i, aptal kz", diyen kadn zafer kazanm gibiydi. Orhan kap azndayd, her eyi duyup gr u, karsnn ok salak olduunu dnd. "Bir i mi?", Safiye bu kelimeyi bilmiyordu, aleti k r ekilde ama olduka beceriksiz tutuyordu, kadnn yapt tm alma kaybolup gidebilirdi. afal ey," diye homurdanan kadn ii kzn elinden ald ve onu serte itti. Kadnn hakaretl nunda Safiye'nin sinirini bozmutu, kk bir lk att.. "Aptal kafal olan sensin, kyl" an Orhan, kadn Safiye'nin yanndan uzaklatrd. "Senin gibi ellerini ile ypratmayacak ka r da olduunu bilmiyor musun sersem?" Geri giden kadn, "Hibir yarar olmayan, bakas304 A NN CHAMBERLIN Safiye Sultan 305 nn kanyla beslenen yavaklar," dedi. "Sen de ka kere bunu sylemitin." "Senin akln kartracak kim bilir ka Trke kelime biliyordur bu kz. im olsun ki, senin kafan karmakark eder bu kzn sana lks hayatla ilgili olarak syleyec aflar, stelik buraya yeni gelmi ve dilimizi de o kadar iyi bilmiyor." "Sanki sen lk s hayat ok iyi biliyorsun..." diye adamla alay etti kadn ve belki de hi sylememesi ge rekeni syledi, " ykanmak rnein... Bu senin pek de bildiin bir ey deil ve kz da bunun kndadr. Ykanmak, ykanmak... imdi kimin kafas kart? Belki de sudan korkuyorsundur, hi yanatn grmedim de..." Adam, olmayan gzn ovalad. Safiye'nin elindeki tara alp fr dibine ekti. Tarak yere dnce ikiye ayrld, biraz nce kadnn sertliinden tr bara tavrndan hi korkmua benzemiyordu. "Sana kylnn kim olduunu gstereceim," diyordu adam.

Kadn, "iddiaya girerim ki kedi gibi sudan korkuyorsun," diye inatlayordu. "Sana gste receim," diye tekrar bard adam. "Ben de en az Sultan'n olu kadar iyiyim ve ne zaman is tersem o zaman ykanrm. Bu kadarla da kalmam, Mu-rad'n gzdesiyle de yaparm bunu, her is tediimde. Cann cehenneme kadn." Ve Safiye'yi kulbeden dar kard. Yln ilk frtnas ekrar sakinlemiti. Ama bu yalanc bir yazd ve bir kar derinliindeki buz gibi derenin do mamasnn tek nedeni srekli olarak akmasyd. zerine vuran gne bile onu Murad'n iine da benzetemiyordu. Ama gururu incinen Orhan'a bu vz geliyordu, abucak soyundu ve suy a dald. O srada kfredip durduu kars deildi, onu neredeyse unutmutu bile. "ehzade Mur en Deli Orhan'a gre bir kadn saylrsn. Allah biliyor gerekten ylesin kar klkl herif ye bir kenarda tek bana kalmt ve samimiyetle syleyebilirim ki, ne kadar yksekten atsa a Orhan, kz bilerek kendinden uzakta tutmu olabilirdi. Dereyle baa kabilirdi ama hafif merep tavrlara alkn deildi ve drste sylemek gerekirse kzdan korkuyordu. fkeyle b klarn kzn badem gzlerinden karmt. Ve bunu ykanmas bitene kadar da srdrd, o t k sese ya da harekete bile dnp bakmad. Safiye elbisesini karmt ve orada i amarlar u. "Dndm ki bu en iyisi," dedi. "zerinde inciler var ve kesinlikle onlarn ykanrken ka lup gitmesini istemezsiniz." Orhan, rzgrn nefesi kzn gslerine dediinde, onlarn k nasl dikletiini grmt ve kalbi hi bilmedii bir biimde atyordu. Korku ya da utanma d ecei bu duygulardan kurtulabilmek iin kendini derenin br tarafnda sudan dar atp, l rine uzand. Aslnda onu u anda en fazla rahatsz eden erkekliiydi, hayat boyunca ona hki olmakla vnmt. Bunu kzdan saklamaya alt, ama Safiye bir anda derenin te yanna gel tlik mertebesinin yceliine ulamak iin can atan dindarlar bile kaza gemekten korkarlar. Ama Safiye cesaret vermeyi srdryordu. Bir, , be... Onu tamamen ele geirmeden de bundan vazgemeyecekti. Kk beyaz memelerini adamn gz nnde oynatp Safiye Sultan F.20 306 A RLIN "' a f iye Sultan 307 duruyordu ve bouk bir sesle fsldyordu, " ehzade Murad'dan ldn incilerin tadna baksana..." Orhan soluk soluayd, elleri rmcek gibi kayaya yapt snda ibadeti bozulan dervi, sessizce uzaklat, arpk urpuk sakaln ve byn svazly zdm, maarann duvarlarnda birka gn boyunca pek ok kez, Orhan'n, Murad'dan kapt gani nasl elendiinin yanklarn dinleyip durdum. XLVI <QxW KALPL SMHAN, hibir kadnn, ze iye'nin, deil tek bana ortalarda dolamak, insann onurunun bylesine tehdit altnda oldu ir yerde kendi arzusuyla uzun boylu kalmak isteyebileceini dnemiyordu. Safiye saatle rce bizden ayr oluyordu, smihan, onun kendisinden daha cesur olduunu biliyordu, ama ehvet dkn de olabileceini aklna getirmiyordu. Hanmmn akln kartrmamam gerekiyo n bile kirlenmesini engellemeliydim. En sonunda, geleceimizi nasl etkileyeceinden o srada hi haberimiz olmayan gn geldi att. Orhan'n olu istanbul'dan dnmt. Annesi, g lah'a krediyordu, onun gzya dolu bu karlamasyla daha da gerginleen delikanl, "Peki erede?" diye sordu.

ocuun bu sorusu, kadn gnlerdir altnda ezildii o karanlk ruh haline dndrvermiti. " bard kulbenin arkasna doru, "Olun geldi." "Geliyorum, geliyorum," diye seslenen Orhan iraz mahcup, kuan toplayarak dar kt. Gen adam kukulu baklarla babasn szd, a ii ruh hali iinde bir ey sylemedi. Aslnda saray, anlama yolunda pek istekli davranmam atta Sokullu Paa, haberi ald anda, kk bir ordunun bana bizzat geerek haydutlarn ha mek zere derhal yola koyulmutu. "Ama bunun olamayacam biliyoruz," diyen Orhan, kendi baarsndan emin glmsyordu. "Gerekten de yle," diye cevap verdi olu. "Onlar en son i oradan teye tek bir adm bile atamayacaklardr, tpk bir haftadr oturup duran ehzade gib ." "iyi. Evet, yaknda pazarla otururlar. Onlara k ortasna kadar zaman veriyorum, en fa zla..." Biraz sonra balayan kar sanki bu tarihi yaknlatr-yordu. Ekya o gece ge saatle kadar ayaktayd. Delikanl, istanbullu Hristiyanlar'dan yasak arap getirmiti. Baar hi o d kadar yaknlarndayd, bunu ikiyle tatlandrdlar. Safiye de, ara sra ykselen kaba ka arasnda onlarla birlikte oturuyordu, smihan ise onu ryasnda bile brakmayan korkular v e tahtakurula-rnn saldrlar arasnda rpnarak uyuyordu. Ben de uyuklam olmalym ki, ma dokunan elle yerimden sradm. Kendimi savunmak iin yukar kaldrdm elim, bir haner haf bir sesti ve tm tuhaflna karlk tandkt da, "Bu senin kendi hanerin deil, zgn AMBERLIN ki talar yznden onu ok sk saklyorlar. Ama o hadm haneri kadar gsterili ol u ok daha iyi i grr. Sesin sahibinin dervi olduunu anlamtm. Gereinden fazla konuma li olacann farkndayd, ama yine de gizemli bir mrltyla unlar syledi, "Senin gen ha a vermek istiyorlar. Bu gece. Bunun iin savamaksn. Baka yol yok. Onun namusu ve seni n yaamn iin, Allah yannda olsun." Silah elimle tarttm, ar ve iyiydi. Genlie zg ce yeniden iime dolduunu hissediyordum. Ve bu houma gidiyordu. Teekkr etmek iin arkama dn , ama orada yoktu. Eer kapdan kp ana odaya geseydi, n altnda onu grebilirdim. Oy raf karanlkt, bir iki kez alak sesle sylenen "Ya ahm, ya ahm" szlerini duyar gibi o u ses, arkamda kmldanan keilerin arasnda kaybolup gitti. Ben de kendime uygun bir ko num saptamak zere kl odann kapsna doru gittim. ien adamlarn zerine bir durgunluk larn dndm, belki de baygn bir ekilde hrkalarna sarnp uyuyacaklard. Ama bu sessiz r bekleyiten trym ve Deli Orhan'n, "Kz getirin!" diye barmasyla bozuldu. Sokullu un parampara edilmesinin zel deil, genel bir ekilde yaplacan anladm. Ve ellerinde me le iki iriyar adam yanmdan geerken, elimde haner olsun ya da olmasn fazla bir ey yapam ayacam anladm. Belki bir ya da ikisinin hakkndan gelebilirdim, ama ondan sonra beni a nnda ldrerek, Ismihan' yalnz onursuz deil, yapayalnz brakacaklar da kesindi. Safiye n 309

"Kalk Sultan torunu, kalk!" Adamlar mealelerin nda eytani yzleriyle onun saman yata hvetle eilmilerdi. "Bu gece senin dn gecen." Ismihan sallanarak yanmdan geerken, onlar bu kaba saba hareketlerinin anlamn henz kavrayamamt. Ayaklar hl uykunun arl ii amlarn onu peesi ak olarak grmemeleri gerektiinin bilincindeydi. Adamlar onu kollarnda tutup odann ortasna srkleyene kadar kapanvermiti. Peenin altndan bana yalvaran bak akan gzlerine bir ey vaat edemiyordum. Ben de onun kadar aresizdim. Tam karmdaki kap z le alan kapyd ve yan banda Safiye oturuyordu. Epey bir sredir orada olmalyd, yz la bir arada olmaktan hi utanmyordu. Sanrm bir para arap bile imiti, yanaklar kzarm arlyordu. Acaba bu parlt, arkadann kaderi iin dkt gzyalarndan myd? Aka gr eli Orhan oturuyordu. Kendi yerini bu gecenin erefine oluna vermiti. Sandalyesini v ermesi liderlikten vazgetii anlamna gelmiyordu, seslendi, "Haydi olum, ibana, talihin olsun." Safiye, bu szler stne ykselen gl ve barlara katlmamt. Ama rahatsz olu dam, odann ortasndaki smihan'a sarlmak zere ayaa kalkp hzla ilerledi. " Her tarafnda mt zavall kz, arkasnda bir duvar bile yoktu. Hl ayakta durabiliyordu ama, emindim, yo lmak istiyordu. O iriyar haydutun yannda inanamayacam kadar kk ve aresizdi. iki ve k ine gsterilen ilgi, Orhan'n olunu olduka etkilemiti. Hareketleri zarif bir dansla, ka ba bir erkeklik gsterisi arasnda gidip geliyordu. ylesine bir 310 ANN CHAMBERLIN Sa fiye Sultan 311 pozla kzn arafn ve peesini syrd ki, Ismihan'n zavall kar k gr, kan emici Sokullu!" diye baran Orhan'a adamlar da katld. Ismihan sanki krbalany ibi ac iinde elleriyle yzn kapamt. Gen^ haydut, bu elleri ekmeye alyordu, Ismih ni srmca, gzel kk yz skca kavrad ve n altnda, odadaki herkesin grebilecei yeri olan byk kara gzleri sanki ktan korunmak iinmi gibi kapalyd. Bu bile kendinde amlarn ehvetli barlarn azaltmamt. intikamn sesi, "Ey Sokullu! Sen de beni dalad sn imdi!" diye yanklanyordu. Terden srlsklam elim, hibir ie yaramayacan bile bile iti. Ama ne yapabilirdim? Btn bunlar Allann istei, diye kabul ederek orada hibir ey y adan, olan biteni mi seyredecektim? Bir baka seenek, odann ortasna frlayp, Ismihan' ka binden han-erlemekti. Belki bunu kendime de saplamak iin zamanm olabilirdi. Becerem ezsem, adamlarn benim yerime bunu yapacaklarndan emindim. Bunun iin gereken cesaret ve gce sahip olup olmadmdan emin deildim. Ama baka bir k yoktu. Gzlerimi kapadm Tanr'ya bana yardm etmesi iin yalvardm. Bu arada odann ortasndaki dans kzmaya devam ordu. Zavall bir kpek yavrusu gibi inleyen Ismihan, bir ara adamn elinden kendini k urtarmay baarmt. Ama iki ya da ift adi el hemen onu yakalayp Orhan'n oluna tekrar tti. Artk kz belinden daha sk tutmaya balamt. Ismihan'n yapabilecei bir ey kalmam kleyen bir koyundu sanki. Ismihan'n azna kendi ak azn bastrmaya alan Orhan'n ol kzn elbisesindeki incilere taklmt. Elini kurtarmaya alrken bunlardan biri yere d ler ganimeti kapabilmek iin hemen zerine atladlar. Karmaa abucak bitti ve tekrar yerl erine

dndler. Delikanl iini bo sepetten yumurta karan bir sihirbaz edasyla yapyordu. Yuvar beyaz bir meme... Bu meme genliin verdii dirilikte ortada durmaktan baka bir ey yapam azd. Ismihan, eer elinden gelseydi, duyduu utantan tr onu kupkuru ve sarkk yapard. B i grntler Orhan', olunun yaptklarn Safiye zerinde uygulamaya itiyordu. Onun memeleri ayd ve adamn eli neredeyse kzn alvarnn iplerini zmek zereydi. Bu adamlarn iinde y 'n bir kadn vard. Pek ou, belki de yllardr kadn yz grmemiti. Delikanl iini bit lkla bunu drt be kez tekrarlayabilecek gteydi- hibir g dierlerinin de kendi intikaml alarn engelleyemeyecekti. Zavall Ismihan lrd, bundan emindim. Onu tek bir darbeyle ld k ok daha iyi olacakt, ondan sonras ise benim iin bir anlam tamyordu artk. Benim haya ylar nce, Pera'daki karanlk odada oktan sona ermiti zaten. Bu dncelerin verdii cesare pozisyonumu aldm. "Hey hadm, kenara ekil, bundan daha iyi bir manzara m aryorsun idi erif?" Bu szler ksa bir an iin zgvenimi sarsmt, kendimi toparlamaya alrken, birde afnda olanlar hepimizin dikkatini o yne ekti. "Ahlakszn kz!" diye baryordu Orhan'n sonraki szleri, krlan anak mlek grlt312 ANN CHAMBERLIN snde duyulmad ama sonrakil etti. "Dinsiz kpek. Allah senin belan versin. Namuslu kadnlarn kocasn almay sana det " Ortal yeniden bir anak mlek frtnas ve duvara arpan tencerelerin grlts kaplad afiye, korunmak iin kaldrd kollar kan iinde, korkuyla titriyordu. Bir ekilde dar k ldi. "iyi", dedi kadn, "imdi orada donarak geberebilirsn. Ama fkesi dinmemiti, bu kez sra Orhan'dayd. Ona saldrd. Orhan, kfretti, bard, adamlarn yardma ard, te b um ve hanerimi kullandm. Kurbanm sol kolunun arkasndan, kaburgalarnn arasndan bakla n'n olunun cierleri kahkahasna yetecek havayla imiti. imdi bu hava, ak azndan yo kark olarak dar fkrryordu. Grltnn arasnda, "Haydi," dedim, "komamz gerek." s me ramen arafna b-rnmeden benimle gelmedi. Bu, en azndan adamlardan birinin olan biten anlamas iin yeterli bir sreydi. Keilerin olduu odann kapsnda duruyordu ve kaderin ci si, ilerindeki en keskin oku oydu. Yayn gerip, silahn kaldrdn grdm. Artk iimiz ' nme ekip ileri ittim. Bir an sonra iimizden biri lmle karlaacakt. Neyse ki, Tanr fin ben olabilmem iin gereken gc vermiti. Okun slk alarak geldiini duydum ve koluma k vurulmu gibi oldu, ama neredeyse hi ac duymamtm. Yanmdan hzndan hibir ey kaybetme ye Sultan 313 ileri gittiini grdmdeyse aknlk iindeydim. Ok, Deli Orhan' tam gsn amt. Oku, hedefini ardna gre, payndan ok daha fazlasn imi olmalyd. Ismihan un bizi tehdit etmesini bile gze alamayacam iin kapy kapatrken, ieri son bir kez daha ktm. Dervii grdm, elinde haneri, oku adamn yanndan hzla uzaklayordu. Adam grtla ere devrildi. Bir sonraki haydut, arkasna dnm, hararetle devarn eden kavgay seyrediyo rdu. Yoksul dervi, hanerini ite tam o anda adamn srtna sokup kard. Kendimi tutamayp hm!" diye bardm. "Adam bir lm melei gibi..."

Ama bunlar dnmek iin hi vakit yoktu. Ismihan' aceleyle ititirdim, Safiye zaten dar yu koarak getik ve Orhan'n aygrnn yanna geldik. Olunun atn ben aldm, ama hayvanlar ramyordum, nk kzlarnkini geminden tutarak nclk etmem gerekiyordu. En azndan adamlar atlarn alabilmitim ve bunu en iyi biimde deerlendirmeliydim. Kar yayordu, yava yava yeterince youndu. Ayak izlerimiz hemen beyazlap kayboluyordu. Bir saat kadar sonra dnmeye baladm, nereye gittiimiz konusunda hibir fikrim yoktu, yalnzca kayorduk. Ark kzlar da bunu dnyordu. Safiye gerginliini bana bararak gstermeye balamt. fkeyle an'n gvenli evinden uzak-latrdn," diye syleniyordu. "Sen bir salaksn. Burada, dalarda ybolup gideceiz. Bizi hi kimse bulamayacak." Cevap vermedim, belki de hakl olabilec eini d314 ANN CHAMBERLIN nyordum. Youn kar, ayak izlerimizi saklad gibi, her trl b saklyordu ve gemicilik bilgimi kullanabileceim gkyz kapkaranlkt. Tek yaptm bir nc aha teye bir adm atmaktan ibaretti, bu da bizi yava yava dadan aaya doru gtryordu donmak zereyim. Parmaklarm, burnum hissizleti. Gerekten de, esir bile olsak Orhan'n scak ateinin banda olmak bundan daha iyi bir kaderdi." "Ismihan Sultan gibi iyi bir kz olsaydn da arafna ve peene sahip ksaydn." Kendimi tutamyordum, "Bak o senin kada eri dnmek iin szlanmyor." Aslnda havada tuhaf bir scaklk vard, mevsim bandaki kar f bazen byle olurdu. Yorgunluk ve sinirden bitkindim. Yine de, korunmasz durumumuza ramen Orhan'n inindekinden ok daha iyi durumdaydk. Dadan aa indike scaklk artyor kara, sonra da iri damlal saanak yamura dnmt. Ne yazk ki ksa bir sre de srlsk k rahatsz ediciydi. stelik amurda atlarn ayaklar kayyordu ve artk geride braktmz namyordu. Safiye ise drdra devam ediyordu. Orhan'n lm olduunu kabul etmiyordu. Benim i sersem bir hadmn tek bana bylesine mkemmel bir ka gerekletirmi olmas ona gre leyenlerin dikkatini ekebileceini syleyerek onu susturmaya almam bounayd. "Allahm um zi hemen bulurlar," diyen Safiye, bir iki kez yksek sesle vadinin yamalarnda sesi y anklanarak barmaktan bile ekinmedi. Orhan'n onun azn balayarak ne kadar akllca bir nu dnmekten kendimi alamyorSafiye Sultan 315 dum. Bize kesinlikle ihanet ederdi bu kz . Ama ne yazk, bir adam ldrm olmama karn bu kadn nasl idare edebileceim konusunda im yoktu. Sonunda Safiye, ayn eyleri defalarca tekrarlad iin bunlar duymaz hale geldim Ismihan ise bizi dinlerken uyuyakalmt. Kendi ikayetleriyle younlaan ve bana bunlar di letmek iin her yolu deneyen Safiye, beline sarlan kollarn giderek gevediini doal olara k fark edememiti. lk atarak onunla birlikte yere yuvarlamncaya Jek... XLVII DA BAIRMIT , nk aygrn srtndan amurlarn arasna olduka sert bir biimde dmt. Aceleyle onu ciddi bir yaralanma yoktu. Yine de iini ekerek, bana yaslanp lmden dnmcesine alamaya m etti. Onurunun ayaklar altna alnmaya alld o korkun gece, onun ryasnda bile yaka erhalde. Bir an nce bir snak bulup, gn yana kadar orada kalacamz sylememle bir p

Hkrklar arasnda iini ekefek, "Kolun yaralanm," dedi ve bana sevgiyle dokundu. "Sadec izik," diye yattrmaya altm. "Deli Orhan' ldren ok yapt." Kaftanmn altndaki in yla kolumu sardm, oysa kanama oktan durmutu. Bu Ismihan' ferahlatt ve tekrar ata bine cek cesarete kavutu. Daha iyi fikirlerim de vard, ama yine de szm tuttum 316 ANN CHAM BERLIN ve afan ilk yla birlikte grdm, biraz yukarmz -daki, altna snabilece dm. "En azndan vadinin dndayz," dedim. Ama, gerekte sabah olana kadar bekleyip, ondan onra ne yne gitmemiz gerektiini saptamann daha akllca olacan sylemedim. Safiye, "Bir akamaz myz?" diye szlanmaya devam ediyordu. "Allahm, sen gerekten de bir an nce o hayd utlarn eline dmemizi istiyorsun," dedim. "Bundan daha iyi bir yntem olamaz yakalanma mz iin. Bu ya aalarla bir ate..." Fakat elbiselerimizin slakl artk dayanlamaz dur han'n arafna ramen dilerinin takr-dadn duyabiliyordum. Ve sonunda buna raz olarak bizi bir para stacak dallar aranmaya baladm. Bu slaklkta bir kvlcm iin bile pek f yoktu. Yine de bir umutla ie koyuldum. Dibe srklenip kalm kuru yapraklar, allar ve am ie yarayabilirdi ve gerekten de bir para duman kartmay baarabildim. Bu ii yapana kad k m-tm ama, duman grmek buna demiti. Birden vadiden gelen baz sesler duydum ve sl le yanmaya alan atei rttm. Kzlar znt ve korku iinde itiraz ettiler. Kesin bir eki rn syledim. Atlarmz kinedi. Eski dostlar yaklayordu. Sonra seslerini duyduk. Konuanl esek de sylediklerini net bir ekilde anlyorduk. "te. Kayann altmdalar. Duman. Duyuyor musun?" ' "Evet." Bize doru trmanmalar birka dakika daha ald. Safiye uitan 317 Henz g latmamt, alacakaranlkta iki glge grdm, belki de kiiydiler. Bir kayayla kafalarna eim mesafedeydiler. Eilip irice bir ta elime aldm. Belki bununla kendimizi biraz olsu n savunabilirdim. "Hayr. Bak. Bunlar, hadm ve kzlar." "Sana sylemitim. Dervi, arkasnda asla byle bir iz brakmazd." "Hibir iz brakmad o dervi." ,4 "Onun bunlarla beraber olma n emin misin? Derviin?" "Hayr, sanmam." ' "Hi iz brakmad adam." s? "Bana sorarsanz, o adam bir insan deildi, blis o, eytan, ecinni." Dier iki adam kendilerini kt ruhlardan korumak iin dualar ediyordu. "Size syleyeyim, onun peine dmek bile aptalca bir iti." " Ama len arkadalarmzn kan yerde mi kalacak? Benim kardeimi de o ldrd." "Ve alt arka "Allah iin, lm melei gibiydi. Hayr, hayr, o bir insan olamaz, o kadar silahl adam te ir kii yok edemez." "Sonra da srra kadem bast.^ Hayr, bu bizi aar arkadalar, batan ber sylediim gibi. Bu ii Allah'a havale edelim ve eytanlardan intikam almann peine dmeye ." Anlamlard, glgeler geri gitmeye balad. "Ama en azndan atlar alalm. Kzlar ve had souktan donacaklardr. Bu hayvanlar onlara brakmann hibir anlam yok." 318 ANN CHAMBERL N

(Safiye (Sultan 319 "Evet, ok haklsn." Birka dakika iinde adamlar gitmiti, tabii atlar da... smihan, "Gelip bizi almadlar," diye neeli lklar atyordu. "Umurlarnda bile olm iye ayan fkeyle yere vurdu Safiye. "Bu nasl olabilir? Bizim iin ne kadar fidye istedik lerini biliyor musunuz, tam iki bin kuru... Bize nasl olur da arkalarn dnerler?" Sonr a kayann ucuna kadar gidip aaya doru bard, "Aptallar, Allah'n belas aptallar." "Sy ni duydun." Bu muhteem mucizeyi ona anlatmaya alyordum tabii kendime de. "ilerinden ye disi lm olmal. Orhan ve olu da bu saynn iinde. Bizim karlmamz aslnda Orhan'n ba kasnda senelerdir kin ve nefret bytmt ve Allah ona sonunda sonsuz huzuru verdi. Dierle inin Sokullu Paa'ya, ya da saraya dair bir nefretleri olduunu sanmyorum. Bundan byle bu adamlarn devletin bana bela olacaklarn da. Allah'a krler olsun." Safiye, bana dn "Aptal," dedi. "Daha iyi bir aklama yapabilir misin?" "Aptal!" diye bir kez daha bard, bunu tm vadi duymu olmalyd. "Sen otur salak gibi, Allah'a kret. Artk atmz b amlar haklyd, burada donarak leceiz." "Ama en azndan artk korkmadan bir ate yakabiliri ," dedim ve tekrar kuru dallar toparlamaya baladm. smihan bana yardmc olup, destek ver mek iin peesinin bir kenarn koparp uzatt. "Sabret, sevgili Safiye," diye arkadana yal d. "Gerekten de Allah'a kretmemiz gerek." Ufack bir alev ykselirken, "Evet," dedim, "A llah'a ve o gizemli adama." Gne ykselene kadar, kzlara uyuyabilecekleri ortam hazrlam Hatta ben de bir para kestirmitim, rya bile grmtm. Ryamda ekyadan kayorduk ama bu kim olduunu biliyordum. Bu, eski dostum Hseyin'di. "Allahm!" dedim kendi kendime, "u ryalar..." Artk uyanmtm ama, o yz bir bakasyla deitirilemeyecek kadar zihnimde . Sabah gneinin altnda, birbirine sokulmu uyuyan iki kz seyrederken zihnimi serbeste d lgalanmaya braktm, acaba bu yz baka hangi yzle deitirebilirdim? smihan souk ve kork rtulunca tekrar eski tomurcuumsu holuuna kavumutu ve yar ak peesinin altndan grne yzndeki ocuksuluk seyredilmeye deerdi. Gnein tmn kendi zerine alan Sofia Baffo'ysa e bir mermer kadar kprtsz bir durgunluk iindeydi. Hl ok gzeldi, btn bu olanlardan e ay kadar gzeldi. Bam salladm ve ayaa kalktm. Savata ellerini, ayaklarn kaybe an sonra bile ara sra o kayp organlar aryormu gibi bir hisse kapldklarn duymutum, o anda iinde bulunduum rahatszlk byle bir eydi. Ama belki de bu, neredeyse patlayacak olan mesanemin bask^yd. Hadm edilmem byle kark hisler yaratabiliyordu. Atein yannda m, topladm odunlarn kalanlarn iine attm ve barnamzdan dar kp amla daldm , talarn arasnda her zamanki sonbahar almalarn yapyordu. allarn, otlarn zerinde beyaz smklbcek... Gzlerimi bu yaratklardan kaldrp etrafma baktmda 320 ANN CHAMBER bana sunduu enfes doa manzarasyla karlatm. Hibir insan eli buralarn vahi bekretin amt, ama daha aada, sanki bize insanlara giden yolu gstermeyi vaat eden prltl bir kyordu. Frtnadan sonraki bu berrak ve parlak dnya tm mesafeleri yok etmi

gibiydi. Ykselen gnele birlikte bir ince buhar da ykselmeye balamt ve ben bu sessizli nde her kpkl dalgacn grdm halde derenin rltsn duyamyordum.. evre yer yer h rnda ne eit bir bitki olabilirdi ki? Kei memleketi... Henz bir keiye rastlamamtk ama lar belliydi. Gne, slak yzeylerinin ta ilerine giriyormucasna onlara vurup, iekbozu deki ukurcuk-lardan buharlar kmaya baladnda vahi kayalklar bile gzelleiyordu. Vadi afire benzeyen aralndan kanat kanada iki ku yukarlara doru uuyordu. ahinlerin tek ba avlandklarn bildiim halde ben onlara yine de ahin dedim. nk akbaba olmalar fikri ho memiti. Daha kk kulardan olumu bir sr, bu tehlikeyi hzla havalanarak bandan savd an tepesinde kaybolularn izlerken, gney, diye dndm. Bunu gnein asndan anlamt kenarndaki alak allklarn brtlenle dolu olduunu fark ettim. Yapraklarn ou frtna a asl bir yn meyve vard hl. Olgun ve siyahtlar, azma attm bir avula aniden Bre geirdiim ge sonbahar gnlerinin tatllna dnvermitim, kk bir ocuk olduum gnlere er, hepsi de k iin Venedik'e dnme hazrlklaryla urarlard ve benimle kimse ilgilenme de gidip bI 'ti Safiye Sultan 321 rtlen arar, onlar beni arncaya dek tkanana kadar ye m. Sonra hepsi birden seslenmeye balard, bir azdan, gn batmnda, koro halinde. "Brichin , Brichi-no..." Bu benim takma admd. Yreimde bunlar yitirmenin acsn duyunca ikinci bi vula rahatlama yolunu setim. Hi olmazsa hl brtlenlerin tadna varabiliyorum, diye d uyandnda bunlar nasl yiyecekleri zerinde kafam younlatrdm. Sonra, leden sonra y rdik. Yryerek de olsa bu gzel havada, yoku aa epey bir mesafenin hakkndan gelebilirdi Ve herhalde akama insanlarn olduu bir yerlere ulaabilirdik. Bu dncelerle kahvaltmz emek iin duruumu deitirdim ve kataterimi almak zere elimi sarmn iine soktum. "Abdul Bu sesin telayla katater elimden dverdi. "Oh, neyse buradasn." "Hanmm." "Uykumda bil enin yanmda olmadn hissettim ve korktum. O kt haydutun..." "Evet hanmm, ben de kbus lemi?" "Normaldir... Haydut ldrld, artk size bir zarar veremezler. Ve ben de buradaym. " "Doay iine ekiyorsun." . J "Evet." "Herkesin zaman zaman yapmas gereken bir ey bu." Glmseyerek bakt. "Evet hanmm." Yine garantili formalite konumalaryd bunlar. "Affeders " "Atein yanna gidin." Soluum slak kayalar gibi Safiye Sultan F.21 322 ANN CHAMBERLI N ttyordu. Etrafmdaki slak dnya mesanemdeki basknn acsn artryordu.. "Ben de hemen O gider gitmez, ellerimin ve dizlerimin zerine dtm. Islak yapraklarn arasna brtlenle den yap yap olmu parmaklarm sokarak, vahice aranmaya baladm.. am dallarndan zeri aklm yine mesaneme takmt ve nerdeyse patlayacak bir haldeydim. Allah'n belas katateri ulamyordum.

' "Abdullah neyin var?" ., "Hibir eyim yok.. Atein yanna gidin." '< "Ama ne aryorsun? " Patladm. "Kataterimi... Onu drdm. Buralarda hifyere." "Onun ne olduunu bilmiyorum. B ir katater?" , * "Ve umarm asla da renmezsiniz hanmm." "Ama ne aradmz bilmezsem san ardm edebilirim?" "istemiyorum sizin..." Ismihan sesimin tonundan irkilmiti, bunu elimden geldiince deitirmek zorunda kaldm. Derin bir soluk aldm ve, " o, ince pirin bi r borudur", dedim. ylesine bir acele iindeydim ki, boyutlarn anlatmaya alrken iaret armam titriyordu, smihan da yan bamda benim gibi ellerinin ve dizlerinin stne dt. , yava yava," diyordu. "ok hoyrat davranyorsun, onu bizden uzaklara iteceksin. Haydi gel sakin olalm ve onu bulalm." Tombul kk eli yapraklarn altnda benimkini buldu ve ti remem geene kadar skt. "Belki de, ateim kt," dedim. "Rutubet ve her ey..." "Hayr, sa " Aa dm sarm gzlerimin zerinden ekerek geri itti. Yzmde grm olduu Safiye dirmi olmalyd. "Yani o tp olmadan rahatlayamayacan m sylemek istiyorsun?" diye sordu best kalan elimle yapraklarn arasnda aranrken hibir yorum yapmamaya kararlydm. Aslnda ark geri itilince ok daha iyi grmeye balamtm, galiba o da... "Btn hadmlar iin mi A "Hayr, hepsi iin deil... Ben ok daha kkten halledildim. Daha gen olsaydm..." Devam ed miyordum, elimi tekrar skt. "Abdullah onu bulacaz," dedi. Konuyu umutsuzca deitirmeye larak, "Leandros Kulesi'ni biliyor musunuz?" diye sordum. Yavaa ve kararl olarak konut uumda sanki ellerim de buna uyuyordu. smihan ban sallad. Peesinin kenarlarn daha iyi lmek iin yukar kaldrmt. Yanaklar temiz havadan kzarmt. Kara gzleri yamur damlala , rzgrdan parldyordu. "istanbul'da. Asya ktasnn kenarnda; Marmara' nn, Halic'in ve B ularnn kart yerde. Eminim bykbabann sarayndan oray grebilirsin. Ve kaynla pek dir. Bykbaban limanla bu kule arasnda vergi demeden gemi gemesin diye bir zincir geri yor. Ama kulenin bunlarn dnda baka bir yks daha var. Amcam anlatmt." "Bana da anla Sylenir ki, eski zamanlarda bu kulede Hero adl bir kz yaarm ve her gece ailesinin gr e izin vermedii sevgilisi Leandros, onunla birlikte olabilmek iin yzerek yanna gelir mi. afak vaktinden hemen nce de yine yze yze geri gidermi." "Yolunu nasl buluyormu?" 324 ANN CHAMBERLIN "Hero onun iin bir lamba yakp, penceresinin nne koyuyormu." "ok gz l bir hikye." "O kadar gzel deil. Bir gece, frtna lambay sndrm. In rehberliind esur Le-andros btn gece azgn dalgalarla boumu ve sonunda boulmu." "Oh, hayr." "Gnn kuleden bakan Hero, nn cesedinin kayalarda dalgalarla ykandn grm. Kederinden he rak intihar etmi."

"Ne kadar korkun... Bu hikye daha nce bitse daha houma giderdi." "Ama bu daha gereki. Hikyeler asla istediimiz gibi bitmez." "Byle syleme Abdullah. Sen beni o kt kaderden n asl kurtardn?" "istanbul'a geri dndnzde o kuleye bakn. Mutlaka greceksiniz. Ben onu da, tepedeki yksek kk pencereden bile grebiliyordum. Demir parmaklklarnn arasndan ve remitli atlarn stnden... O srada aclar iinde sonumun gelmesini bekliyordum ve beni l e beter olan bu kaderden kurtaracak hi kimse yoktu. Burada durmak istiyordum. Yet erinden daha ok ey sylemitim aslnda. Ama kendimi fiziksel gereksinmemden daha acil bi r gereksinim iinde konuurken buldum. Safiye Sultan 325 XLVIII SULTAN'A Pera'nn arka sndaki o kk karanlk evle ilgili her eyi anlattm. Boum boum gvdeli o ihtiyar zeytin sndaki evi. "Herhalde ok etkileyiciydiler," dedi hanmm. "Onlarn arasnda hi kimse benim rm duyamazd," diye abucak onun hayallerini bozdum. "Kimse beni kurtarmaya gelemezdi. " Devam ettim. Kendime engel olamyordum. "Aalar tomurcuklar iindeydi ve uyumaya alrke nlarn tozlar gzlerime doluyordu. Bazen ilkbaharn buusu iindeki arka bahede koyunlar do anyordu." "ilkbahar myd?" "Evet." "Byle bir kader iin ne talihsiz bir mevsim." "Ramaz an gelmiti." "Evet, hatrlyorum. Hayatm boyunca, bu kutsal oru hep yaza denk geldi ve gne batana kadar scan altnda tek bir damla suya bile izin verilmez." "Biliyor musun, i lk kez top seslerini duyduumda..." "Orucun sona erdiini haber veren toplar.." "Eve t, bunlar ilk duyduumda dnmtm ki, bunlar benim lkemin insanlar. Saraya doru toplar ler. Beni kurtarmaya geldiler. Ama bu doru deildi. Bunu yapamazlard. Buna inanmak i stiyordum, ama gerekte bunu tam olarak istiyor da deildim. Byle olamazd. Bu ekilde ku rtarla-mazdm." 326 ANN CHAMBERLIN Derin bir nefes aldm ve devam ettim: "Ve sonra Mi ra geldi, gk katnda Tanr'yla buluma gecesi. Tam da yeniden kendime gelmeye baladm ak bii asla bir daha kendim olamazdm. Asla kendim olamazdm. Ama sonuta biraz daha iyiy dim. Biraz daha iyi... Mira, bu ne Tanrsal bir olayd. Muhammed atna atlam ve..." " All ah 'in en sevgili kulu..." f ='. ?; "Ve tm minareler klarla donanmt." -' "Hero'nun gibi. imdiden sonra bunu hep byle dneceim." "Zeytin aalarnn zerinden grnen yle d ki, daha alak bir minare, ats kflenmi bir mahalle camisi. Gnde be kez, oradan ezan orlard, sanki bana yaplan ikenceyi lebileyim diye." "Bunu yapabiliyor muydun?" "Umuts uzca..." ' "Bu mezzin olmal." : ; ; "Herhalde. Ama arka bahedeki kular... Bana ikence etmek iin ilkbahar arklarn syleyen bir yn ku vard. Hatta bir blbl bile. Gneyde her gece tyordu. Ve sis ortadan kalktnda, ikinci kattaki o kck pencereden Leandros i'ne kadar her eyi grebiliyordum. Manzara bir resim gibiydi. Bayram ve arkasndan ge len her ey. Bir resim. Ve her ey de bunun ardndan gelmiti. Klelemek. Yapaylk. Sakatlk esim yapmay senin dinin Tanr'y taklit etmek anlamna geldii iin lanetliyor. O resim dny s,

mutluluun dnyas, artk o telal insanlarla benim bir iim yoktu. Asla... Onlarn arasna aha katlamayacaktm." Evet, gerekten de yavaa ve kararl bir ekilde anlatmak ie yaryor Safiye (Sultan 327 "Bana oraya gittiimden beri sudan baka bir ey vermemilerdi. Bir k urbanlk kei ya da tavuk gibiydim. Her eyin abucak temizlenmesini istiyorlard. Ve ikin ci gn bana scak bir iecek getirdiler, ylesine ackmtm ki, iinde ne olup olmadn d tim. Ama sonra... Kramplar, ishaller ve inanlmaz susuzluk.... Bu ok zel bir eydi, ba rsaklarm temizlemek iin..." "Sarsabr, safran, adamotu, hardal?" "Hepsi birden ve hatt a daha da fazlas. Evet, hardal ve sarmsan kokusunu almtm ama bunlar itiim svdaki d r saklamak iindi sanrm. Her ne hal ise, bu aclarla kvranrken, Selahaddin ve bir baka mn benim durumumdan sz ettiklerini duydum. Hasta hasta onlarn nnde David heykeli gibi durmam gerekiyordu. Mikelanjelo'nun David'i gibi..." Ismihan, "Bunun ne olduunu bilmiyorum," dedi. Bu heykelin bir yn al kopyasn grmtm, ama tabii ki hanmm grme altm, yalnz plaklk konusunda ylesine tutucuydu ki, bunun sanatsal nemini kavrayam a inandrc gelen tek ey, "Yani, o talihsiz David gibi kendimi ok ho bulmuyordum," laf o du. 'Ne gzel hatlar, ne gzellik...' dedi Selahaddin. Sanki ben bir bayapttm. Benim ne ler hissettiime hi aldrmadan kemikli parmaklaryja her yanm, cinsel organm bile drtp rdu." Bu an zerine gzlerimi kapamtm. "Ben isyan edip barana kadar da buna devam etti. am zerine ikisi de gld ve bunun benim son duygulanmam olaca zerinde sohbet ettiler. Bu Allah'n isteiydi. Benim Trke konuabildiimin farknda deillerdi, aslnda ben de byle lm noktasnda olmasam bunu anlayamayacaktm. 328 ANN CHAMBERLIN 'Onu yle bir ekip evirme liyiz ki, yaamaya devam edebilsin', dedi Selahaddin. ekip evirmek... Malnn tanmasndan ti olan bir tccarn azyd bu. Aslnda Selahaddin'in ok fazla bir ikyeti yoktu. 'u ref bak. Pek ok asil kadn, byle bir hadm iin servet demeye hazrdr, bu genlik... Eer has dan onu tatmin edebilirse...' 'Ama bak', dedi br adam szlanarak, 'oktan ty-lenmi. Bu i iin ya gemi. Onu ekip evirmek bu yata lmcl olabilir.' 'Sen ok beceriklisindir dos ri ayr, salaklk ayr eydir. Onu ekip evir- inek lmne yol aabilir.' 'Dene.' 'Buna ce mem.' 'Gen ve dayankl biri o.' 'Bunu bilemem.' 'Dnyada insan en dayankl yapan ey deni rdir.' 'Tamam yledir ama...' 'Yaayacaktr, inallah...' "i', 'inallah belki ama, garant i edemem. Onda bir ans ya var, ya yok.' 'Bu riski gze almak iin can atyorum.' :; 'Ben deil.' 'Paran alacaksn, ister yaasn ister lsn.' ; 'Bunun garantisi ne?' , 'Szm.' ' tum. Kasap Selahaddin'le daha nce de pazarlk etmitim.' 'Pein vereceim.' ; 'Ama lebilir , diyorum sana...' , 'Neden ekmiyorsun? Sen ki yukaw Msr'da yllarSafiye Sultan 329

ca bu ii yaptn, gnde yirmi otuz zenci ocuu idi ettiin oldu, imdi ne diyorsun?' 'Art ar gen deilim.' > ' '. 'zerine ihtiyarln yorgunluu mu kt?' 'Her eyin nce ve sonr .' 'Tamam, onu ekip evirdikten sonra bir terslik olva* sa, iltihabn yaylmamas iin yeni den ameliyat ederiz.' 'Yani iki kez yle mi?' *;/; / 'Eer gerekirse, yaamas iin.' < ^; vs 'Ve hepsini pein deyeceksin?' ?: 'Hemen imdi.' Selahaddin'in karsn, yeni bir elbis e iin biriktirdii paralarla nasl arya yolladn Ismihan'a anlattm. Oysa zerindeki ip incelmiti ki, neredeyse amar grnyordu. "Adamlar bir sre sadan soldan muhabbet et Daha sonra Selahaddin'in karsn grdm, zerinde basit bir elbise ve onu saran geni bir ku vard, bana bir tas arap getirmiti. Ama ikinin tuhaf tad ve kadnn yzndeki paralar h uu iin tad ackl ifade yznden onu camdan dar dkmeye karar verdim. Benim iin ge um, can skntsndan sanrm. Ama o penceresiz kulbedeki masaya beni rlplak baladkla e onlarla mcadele etmeye alyordum. Siyah deri kaylar kan lekeleriyle doluydu. ki kez kasklarn deilse de, buna yakn bir yerlerini tekmelemeyi baardm, adamn nefesi kesilmi Adam, "Selah, sen aptal msn? Bu ocuk uyumam," dedi. *..:<': 'Hayr canm uyumu. Ge lepsi bu.' 'Al ite bir tekme daha.' t ; ; 4 330 ANN CHAMBERLIN 'Karma sylemitim...' ; 'Belki de kendi imitir. Yeni elbisesinin yerine. Haydi syle de yenisini getirsin, yoksa senin ypranm kaylar koparacak bu azgn.' 'Sana ne kadar gl olduunu sylemiti kuvvet,' diye gururla mrldanan Selahaddin, syleneni yapmak zere dar kt. Serbest kal klarmla bir kenara sktrdm adam, 'Hah, ben Msr'dayken her alt haftada bir kaylar a alamazdk, o scaa ve kurulua ne dayanr ki..' diye kendi kendine konuuyordu. Selahad ce ikisi bir olup sonunda bir miktar afyonu dilerimin arasndan dkmeyi baardlar. Tam e tkisini gstermesini bekleyecek sabrlar yoktu. Sersem-leen bacaklarm baladlar, yar ba e en hassas organmn kuvvetle ekilip iki ta arasnda sktrlmasnn korkun acsna day ki baylmm." Ismihan'a anlatmaya devam ediyordum. "Aradan ne kadar geti bilmiyorum, am a kendime gelir gibi olduumda ihtiyarn yle dediini duydum, 'Gzel grnmyor. Hi gzel dndan da Selahaddin'in, 'Tamam moruk, kazandn. Hepsini kart. Grelim bakalm bu znda n cak,' szlerini. Beni masaya bam gvdemden daha aada sarkacak ekilde yeniden baladlar tm kanm beynime gidecekti. Ve bu kez baylmam istemiyorlard." Adamlarn nasl bedenimi n redeyse dolam durduracak kadar sk sk bezlerle sardklarn; nasl abucak karnma yak ltihaplanmay engellemek iin bak yerine ok keskin iki obsidiyen ta kullanarak erkeklik rganm kestiklerini; nasl kzdrlm bir demir afiye (Sultan 331 ubukla oray daladkla olurken nasl her eyin, yeryznn de gkyznn de yok olduu bir acnn ruhumu ve bedenimi Ismihan'a.

"Ve btn bunlar yaparken senin ayk olman m istediler, Zavall Abdullah," dedi Ismihan. " vet, kesme ve dalama bittikten sonra, iki saat beni karakafes ve sar sakz karm bir mac nla ovdular, imdi bile, hatta sizin ellerinizde de olsa bu kokulara dayanamyorum. Sonra da kestiklerinin boluunu ince ve temiz l kumuyla doldurdular, bunlar olurken h ep ayktm. ihtiyar, 'lde onlar boyunlarna kadar kuma gmerdik, ok ender olarak biri l ordu. Bacaklarma vuran arlardan baylacak hale gelmeme ve iimde kusacak hibir ey kalmam masna ramen ben hl rrken ikencecilerim beni ayakta tutmaya alyorlard. lmcl s bir geri defalarca yrttler beni o darack kulbede. Yrterek, yaraya kan gitmesini sala istiyorlard, daha abuk iyilemem iin. Oysa bir daha asla iyi olamazdm. Erkekliim, zeri e ilkbahar sineklerinin t bir kovann iinde kalmt." "Nur Banu," diye yutkundu Ismi a-nu'nun bir zamanlar in'den gelmi bir hadm vard. O eyleri daima, boynundaki bir.zinci rin ucunda sallanan, bal dolu bir kavanozda yannda tard. Eer ldnde onunla gmlmezse abul edilmeyeceine inanrd." Bir korku dalgas sarvermiti beni. Ya bu, dnyann br ucun mi yalnz adamn batl inanlar doru idiyse? Bama gelenlerden tr kendi inanlarm all sre bu korkunun rperticiliini yaadm. 332 ANN CHAMBERLIN Sonra kafam toplayp tekrar ge iim ac dolu gne younlatm. Bu gnden zihnimde ok az bir ey kalmt ve imdi bun bir ac daha ekleniyordu. "Btn o ikenceleri anlatamyorum, nk kendimde deildim. Para u dilime tek damla su bile vermedikleri halde, o iren kasaplktan sonra mesanem imiti. sonunda sarglar amak iin geldiler. iyi bir eyler bekliyor gibiydiler, ama umduklar olm amt. ihtiyar, 'iltihaptan tkanm, iini yapamyor. Bu kesinlikle ldrr. Hem de en kor dostum. Biz elimizden geleni yaptk', dedi. Ateler iindeki bedenimin acsn bana unuttur an bir fke, her yerimi kaplamt. Zaten bir ac ancak onu aan bir baka acyla unutulabili . Ve bu mthi fkeyle ylesine kaslmtm ki; o sar, iltihapl kabuk kenarndan alverdi svnn ardndan idrar boald, ihtiyar batan aa bu pis kokulu svyla slanmt ama, b bir katater vermen gerekecek Selah,' dedi. 'Hadm yaayacak.' Benim iin en korkun szd du yduum, yaamak..." diyerek szlerimi bitirdim. Tepeden trnaa titriyordum ve brtlenlerin ine kustum. ' Mesanem boaldnda, Ismihan avucunu at. Katater oradayd. Onu daha nce, o a nce bulmutu ve bana vermeye almt. Ama korkun hikyeme kendimi ylesine kaptrmt ek bir kas telim bile kalmamt. Katateri almamtm. (Safi/e Sultan 333 "Eve dndmzde, bir mcevherciye gidip sana yeni bir tane yaptracam, gmten," dedi Ismihan. Kaba kaba g . Aslnn yerine koymak iin ne gln bir eydi. Ama te yandan bizim ihtiyar Pi-ero'nun kul almay dndm mercan aklma geldi. imdi nerelerdeydi, balklarn arasnda uyuyor muydu? e bunun gibi pek ok ey iin ansm yitirmitim. Kzn elinden katateri aldm. Pirin tp, uuyla snmt. XLIX Q%MHAN SULTAN UYUYAMIYORDU. "Bana anlattklarndan sonra uyumam m b n?" diye sordu. "Nasl uyuyabilirim?"

Buna karn bir itah sorunu yoktu. Sinirli sinirli, brtlenleri azna dolduruyordu, arada r de elindeki kokulu nane demetinin kk yapraklarn ayklyordu. "Gerildiimde ok yerim," zr diledi. "Hanmm", dedim. "Yaamnz boyunca benimkine benzer ikencelerden gemi yara ruyuculuunda uyudunuz." Birden sabrm tkenivermiti, hem de hi olmad kadar. Yaadm s nki tm eklemlerimi acl bir svyla doldurmutu. "Ama hi bilmiyordum," diye itiraz etti. " nsanlar bu gibi eyleri konumazlar." "Cinsiyetsiz insanlar da olabilir mi sanyordunu z?" "Belki de. Evet. Neden olmasn ki?" 334 ANN CHAMBERLIN "Evet, ama yle deiller." "Bana kzma. Bunlardan habersiz olduum iin bana kzmamaksn." "Hayr, kzgn deilim, yaln gunum. Haydi uyuyalm." inci gibi minik dileri sinirli sinirli bir baka dal zerinde al du. Onu byle yapan mutlaka yaad byk gerginlik olmalyd. Yoksa hi kimse, ne kadar a sun, naneyi byle yiyemezdi. * ;; "Baka ne yapabilirim?" diye sordu. , "Uyumak iyi gelir, biraz deneyin," dedim. ; ; ; "Yllar boyunca kullandm o insanlar..." : . "Yalnzc onlar deil, bir de ailelerinden koparlm kk kle kzlar var." "O konuda ok da olumsuz Kendi evinde titreyerek alk ekmektense, harem daha iyidir ve oraya giren hibir kzn bun dan ikyet ettiini duymadm." "Belki sahibelerine bunu belli etmek istemiyorlar-dr." "O nlara kar iyi davranrz, oysa babalar onlar dver. Baksana, Safiye bile..." "Evet, haydi ondan sz edelim." "Bir gn, inallah Sultan anas olacak. Bunu italya'da yapmas olanakszd " "Doru, olamazd." "Ve sanyorum, pek ou, hadmlarn byk ksm bile, aksi olsayd iky ce?" "Hanmm benim u anki ikyetim uykusuzluk..." "Ama ben senin dertlerini hafifletmen in yolunu aryorum." "Yakn ilginiz beni gerekten duygulandryor. Yalnz her ikimizin de g leri uyku dolu olmasa bile, uygar-. 6afiye (Sultan 335 la yeniden kavumak iin bu leden sonra bir hayli yrmemiz gerektiini unutmamalyz." "Btn bunlar, klelik, hadm etmek, h de Allah'n istedii..." "Selahaddin ve arkada da ayn fikirdeydiler." "Allah'n isteine k r benim gibi kk bir Sultan ne yapabilir?" "Evet. Btn sistem Allah'n istei zerine ku "Ona kar kmay dnmek bile gnahtr." "O halde onun bize emrettii kutsal uyuma gereksi hmal etmeyelim ve hemen uyuyalm." Bunu yapmak zere bir iki adm attm ve hemen geri dndm . Belki de yorgunluktand, ama sanki bir tehlikeyi hisseder gibi olmutum. Vahi bir h ayvan ya da ekya, ne fark ederdi? Allah biliyordu ki, bu kz oradayken tm yorgunluuma ramen uyumam olanakszd. "Bakn hanmm. Hi kimse benim ektiklerimi e^ kemez. lm daha ilebilir bir eydir. Bu konuda sylenecek baka da bir sz yok." "Ya hareminin namusunun kirletilmesi durumuna ne demeli?" "Hibir ey deildir bu. Sizi hayal krklna uratmak i m, ama yine de sylemeliyim. Bir adamn erkeklii yerindeyse, her zaman cn almak

iin bir bakasnn haremine gz dikebilir. Ka kez Selahaddin'in iko karsnn altmda sol ranp, lklar attn hayal ettiimi bilemezsiniz." Ismihan'm yznn rengini grnce sz ba olduunu anladm. "Orhan da bunun peindeydi, deil mi?" "Sanrm." Sesi ok baygnlamt in bana gelenler, bir kadnn tecavze uramas gibi bir ey." 336 ANN CHAMBERLIN "Hayr, h anmm. Hi alakas yok. Bir tecavzden sonra kadn ayaa kalkp yoluna devam edebilir." ,,^: le mi diyorsun?" ,<.,rt. h "Benim gibi, bir yaratk haline gelmez." "Hayr Abdullah, bam bu felaket gelseydi sylediin gibi yapamazdm. Eer sen buna engel olmasaydn..." "Pekl, ofia'ya baksana." "Safiye baka bir ey, biliyorsun Abdullah." "Dorusu bundan daha ge reki bir laf olamaz." "Safiye iin doru olan eylerin tm kadnlar iin geerli olduunu s sin." "Kukusuz haklsnz hanmm." "Zaman zaman, Allah'n onu harem perdesinin ters tarafn oyduunu dnyorum. Ama Allah hi hata yapmaz, gnaha girmeyeyim." "iyi anlattnz." "Ona t k zor, idi etmekse olanaksz." "ok ilgin ve tehlikeli bir karm." "Ama Safiye normal bi urum deil. Tek syleyeceim, Allah'a krler, eer beni korumasaydn hayatmn bir anlam k t. Senin o korkun hadm edilme ileminden sonra istediin gibi ben de lmek isteyecektim." "Ben bunu hl istiyorum." "Hayr, Abdullah. Bunu syleme. Eer sen lseydin ben de lecekti . Senin beni koruduun gibi yeryznde hibir hadm hanmn koruyamaz." "Bir kez hadm edile ine daha byk bir ktlk yapmak olanakszdr. Beynine saplanan bir okla lmek ok daha kola "Ama bir dn Abdullah, biz kadnlarda bu nasl i Safiye (Sultan 337 oluyor. Tecavz tamaml anmasa bile, ki bu sk sk oluyor, erkekler tarafndan dlanp ebediyen utan iinde yaamak nda kalabiliriz. Hatta byle bile olmasa, her gn ve her gn bunun tekrar olabilecei ko rkusuyla yaamak, hem de lene kadar... Bunun ucuna kadar gelip bundan kurtulmak bil e lanetten kurtulmak anlamna gelmiyor. Ne kadar kolay incitilebileceini bilmek hay at zorlatryor. Byle bir saldrya urayan beden, erkek bedeni, kadnlar koruyarak acs ilir, tecavzn tekrar tehlikesi her zaman vardr. Bizim bu tehlikeye ak durumumuz, bir k ereden daha fazla incitilemeyece-ini bilmekten beter bir durum deil mi? Sen, sen zgr sn." "zgrlk, buna yle mi diyorsunuz?" "zgrsn, Allah'n ellerinde. Allah'n diledii g bitti, artk hibir erkek senin iin tehlike deil." "Ama izler var. Allah biliyor, izle r... En basit bir hareket iin bile bir kasn kmldamasna ihtiya vardr." "Bizim iin iin rin aclarn ekmediimizi nereden biliyorsun? insan takatsiz brakan berbat izler..." Ismi an bana arkasn dnd. Omuzlarnn gzel yuvarlklnda peesinin ucu dalgalanyordu.

"Belki de ne demek istediimi anlamyorsun Abdullah, eer yleyse, seni incittiim iin beni affet." Tekrar bana dnd, gzleri rzgrda prldyordu. "Esas olan u ki, senin bir kez ka c, benim dn gece benzer aclara dmemi engelledi. Buna minnettarm." Homurdandm, baa k laflard bunlar... "Ben, en azndan, sana Pera'da olanlar eer Allah'n isteiyle olduysa, en azndan onun bu yce cmertlii iin biraz kran duymalym." Safiye Sultan F.22 338 A BERLIN "kran m? Byle bir eyin bir kpee yaplmasn bile, ylece hibir eye karmadan lanetler olsun. zr dileyebilirsiniz ve 'biz uygar, dindar insanlarz, bunlar yasakla yan yasalarmz var' diyebilirsiniz. Hl bu ie izin veriyorsunuz, Pera'da gizli kapakl ol arak, Msr'da aka. 'Onlar kafirdir, fark etmez' Allah iin, kpek, koyun ya da kasaplk le bu yaplmamal, dinsizmi, Mslman'm, bunlar da laf deil. Byle insanlara lanet olsun, rn Allah'na da..." Dine kar kan bu konumalarm onu bir sre susturdu, dudaklarn kasm eyazdlar. Yorgunluktan onun yan bana ktm, bam dizlerimin arasndayd ve yzm eller Abdullah." dedi. Sesi ok hafifti, yle hafif ki, belki de konumuyordu da ben, onun aklndan geenleri okuyordum. "u anda bile, bunun Allah'a ramen yaplm olduuna hl inan Beni ok bencil bulabilirsin ya da kaba, ama buna engel olamyorum. Eer Allah bunun olmasn istemeseydi, seni asla tanyamazdm, geri tanal ksack bir sre oldu ama, yrek bu benim iin ok byk bir kayp olurdu." Ykseklerde uan sabah kularnn lk gibi ba lde nane yapraklarn n dileriyle kemirmeye devam ediyordu. Isrdklarn inemiyor, azla ermiyordu. Sadece n dileri tkr tkr sinir iinde alyordu. Gecenin frtnasnn buhar brtlenlere saldran arlarn vzlts gibi, uyku topraktan titreiyordu. Uzun, uykulu bir nra, Ismihan ryasnda konuur gibi mrldand. "Safiye'nin bunlarla bir ilgisi var m?" Gne tnda yzyor gibiydim ve bir ho: (Safiye Sultan ': ' 339 murtudan baka cevap vermedim. "Onu seyrettiini gryorum, adn nasl sylediinin de farkndaym. Seni bu noktalara Safiy tirdi Abdullah?" Bu kez homurdanmadm bile. "Aldrma. Belki, inallah, bu hikyeyi bana bir baka sefere anlatrsn." Sesi rahatlam, uzun soluklara dnmt. / L 'ERVl VE LML niden uyandrp ayaa dikmiti. Belki garip sesler karm, hatta lk atm olabilirdim. k demetinin stnde kendine yastk yapp uyuyan Ismihan da grltme uyanmt. "Abdullah, ne diye mrldand. "Bu bir ey demek. Bir ey demek." "Nedir o?" Hibir ey anlayabileceinden in deildim, yar uykudayd. "Bir sredir kafam kartran bir gizem." "Ne gizemi?" "Hibir ydi uyuyun hanmm. Sizi rahatsz ettiim iin zr dilerim." "Ben artk uyandm. Ayrca zate u." "Gne tam tepede. Biraz sonra yola kmalyz. O zamana kadar dinlenin, kuvvetinizi kaz ann. Sadece bir rya grdm, o kadar."

"Bana bunu anlatmalsn. Anlatlmayan rya uur getirmez. Anlatlmal ve zerinde konuulmal bir Trk gelenei mi?" 340 ANN CHAMBERLIN "Gelenek mi? Sadece saduyu." , ; ^> v 4* " Oh, anlyorum." "Hem zerimdeki arlk da gider. Hangi gizemin ryasn grdn?" "Selahaddin ilgili bir ey." Birden toparlanp oturdu, yznde uykudan eser kalmamt. "Selahaddin ld vet." ; If1 "Seni kle yapan ve sakatlayan adam ld m?" r, "Evet." ' r,:v;;;: "Maallah, bunu bana daha nce sylemedin." , ', ' "Sylemedim." /j "Maallah. Nasl oldu bu?" ,< W nayet." '"Y. "Abdullah, sen mi?" Yzndeki dehet beni gldrmt. "Hayr hanmm, rahatlay lara neler yaptn grdm, bunu yapabileceini biliyorum." "Kesinlikle onun gebermesini ist yordum, her an kendi ellerimle bunu yapmay hayal ediyordum." "Maallah. Allah seni bu eytani dnceden kurtarm." "Balangta, tabii ki bunu dnemeyecek kadar zayftm. S ndime gelince, bunu nasl yapabilirim, diye frsat aramaya baladm. Ama Selahaddin kurn azd, hem de ok. Genellikle benim yanma karsn yolluyordu ve benden uzak durmaya dikkat ediyordu. Korkak... Allah'n belas korkak, bir kadnn arkasna saklanyordu. Bam yoktu. ol bol tatl ve stl yiyecekler veriyorlard, gya bunlar yiyen hadmlar yumuak bal olur a srada da bir para et, ama ok seyrek. Pahal olduu iin. Bir de kck parSafiye (Sulta alar halinde veriliyordu bu et. Kendileri paralyorlard." "Et yemeden iyilemen bir mu cize", dedi tsmihan. "Eer bir bak verselerdi, kadna saldrp intikamm alabilirim, diye kuyorlard, bu yzden bak yoktu ortalarda." "Hi kamay denedin mi?" Benim kahramanlklar usunda bir hayli abartlm fikirleri olan hanmma bakp glmsedim. "Evet, dndm. Ama Pe niz. Tam onun merkezinde tutuluyordum." "Senin memleketlilerinin mahallesi." :';. "E vet." "Onlara snabilirdin." "yle mi dersiniz? Peki, Venedik'te beni nasl bir yaam bekl eyecekti? iimdeki fke ve ac sesime yansyordu. "Sizin kadnlarn hadmlar yok mu?" Venedi kadnlara benden daha ok acyor gibiydi. "Tabii ki yok," diye cevap verdim. Biz barb ar deiliz, diyordum az daha, ama sonra durumu tekrar dndm ve kabalmla kalbini krmak ediim iin szlerimi yumuattm. "Yalnzca birka, ark syleyebilen hadm dnda." "Yaln mi hadm ediyorlar?" "Sama ve aptalca, yle deil^ni? Ben ark syleyemem, hayatm boyunca bir sesim olmad. Zaten byle bir utanc tayamazdm. Pazar yerinde rastladm iki Venedik size anlatmtm, beni grnce nasl davrandklarn da... Dndke Selahaddin'in benim i bir kafes yapm olduunu daha iyi anlyordum. Bana geriye dnmemi gerektirecek en ufak b ir hayat paras brakmamt." 342

ANN CHAMBERLIN "Anlyorum. Ama u cinayet, Abdullah. Onu anlatsana. "imdi ona geliyor um. Sylediim gibi, kendimi ldrmeye karar vermitim, bu ekilde yaptklarnn cezasn ek azndan para kazanamayacakt benim bedenim zerinden. Eski araflardan bir ip bile yapmt endimi asmak iin. Arlm tayabilsinler, diye dua ediyordum. Yatan altnda saklyordu etimi toplayacam an bekliyordum. Neredeyse bunu yapacaktm." "Bunu anlatma Abdullah, Allah'a kr bunu yapmamsn. Ama cinayet..." "Onlar cesedi getirdiinde ben planm gerek zereydim." "Ne cesedi? Nereden getirdiler?" "Selahaddin o gn pazar yerindeki dkknna gitmi. Bu, onun ou gnler yapt bir eydi. Gittiinde Halic'in kar tarafnda kalrd. vard bilmiyorum, birbirine hi uymayan bir iftti onlar. Biri sska, biri iko... Sanyoru orada Rum fahielerle taklyordu ya da kendi mallaryla, bilmiyorum. ocuklar yoktu. Yapt ne kadar uyuyuyordu bu. Yani genellikle evde kadnla ben oluyorduk. Kadn, kapnn anaht arlarn belinde tayordu. Bana bir hadmn nasl davranmas gerektiini retiyordu. Sofra ilere koturma, kadn gzyle alveri, Trkemi zarif laflarla sslemek, arabann perdeler irip karken ap kapamak... Her eyi... Ve benden bir Mslman karmaya urayordu. 'Art ann bir nemi kalmad, yle deil mi?', diyordu. 'Erkeklerin ou snnetten ok korkar, bebe snnet edilen Yahudiler hari. Senin gibiler, bizim aramzda ok sayg grrler. Hadmlar Kut Hiafiye Sultan 343 caz bekilii yapabilirler, yalnzca hadmlar. Bunlar bilmiyor muydun? Kadn haclarn da rehbere ihtiyalar vardr erkek haclar gibi. Ve hadmlar hem helalle ha snrnda, hem de kadnla erkein snrnda nbet tutarlar, Allah'n takdir ettii gibi, o d r o sevgiyi iinde duyarsan, bakarsn bir gn sana da ksmet olur, inallah." Ismihan benz er kayglarla sordu, "Senden yle bir Mslman yapamad, deil mi?" "Ne erkek ne de kadn ola ; Hristiyanln, Mslmanln, Yahudiliin ve hatta putperestliin, hepsinin snrnda dura mi?" "Sanrm durabilir." "Kendine gre fena bir kadn deildi, tabii iimdeki nefretle onu hl bir intikam arac olarak gryordum. Yemeklerde bol bol cinsel itah artrc baharatl anyordu, hatta bir hadmn yemeinde bile. Sanyorum bununla adamn cinsel arzularn kaml yordu. Dnme bir italyan'la evli, ocuksuz bir Trk kadn... zenilecek bir kader deildi bu Kocasnn, benim hayatm harcayarak kendi hayatn kazanmasndan tr daha nazik olabilird olurdu da... Ama bir hadmla iyi iliki kurup, ondan yararlanmay beceremi-yordu. nk buna alk deildi. Adam, kars iin deil bir hadm, elbise bile almyordu. Ara sra mutfakta en kk Ermeni.kzndan baka lks yoktu. Her neyse, onun bana sylediklerinden mmkn oldu nmeye gayret ettim." "Oh, Abdullah ok ak szlsn." "Selahaddin zaman zaman ev yemei iin yordu ve neler yaptmza bakyordu. Yatrmnn bir an nce kra dnmesini istiyordu. Bun CHAMBERLIN kar vard. Elbisesi geldiimden bu yana iki kat ypranmt. " "Ya adamn eve so elii?" "l olarak geldi. Boaz kesilmiti. Pazarda. Onu bulan dier kle tacirleri, cesedi tarafa kaykla geirip, evine tamlard. Bahede,

alak tahta bir masann zerinde, beyaz bir arafn altnda yatyordu. Yazd ve hava ok sc ler hemen cesedi bulmulard. Kokmutu. Yeni dul hemen yan bandayd. Aslnda beni kendimi aktan alkoyan da onun lklar olmutu. Gerekten de feryat ediyordu. Hepimizi bktracak eskin lklar, atlar..." "Zavall kadn." "Evet, beni caminin imamna yolladlar, adama yardm etmem gerekiyordu." "Ettin mi?" Bam salladm, "Benden araf istemilerdi, eve gid tavana astm bezleri aldm ve onu bunlarla ykadm." "Evet?" "O srada cesedi eve getireni , adamn karsndan saklamaya alt eyi rendim. Kesilen yalnzca adamn boaz deildi rkekliinden geriye koyu krmz bir boluk ve mavimsi iki yuvarlak kalmt. Adamn lmcl dan m, oradan m aldn anlamak olanakszd." "Bunu intikam iin yapm olmallar. Tanyan tikam m, benim iin, bakalar iin? Bunlar bilemiyordum. nemi de yoktu. Erkeklii olmadan uksuz, hatta o inli'nin dedii doruysa, sonsuzlua kavuma midi bile olmadan mezar boylam ana yapt gibi..." "Allah her eyi dengeler." 1 Safiye Sultan 345 "ok ksa bir sre sonra, iki gn iinde dul kadn, kocasnn bir yn borcu olduunu rendi, adam onun elbisesini fi savurmutu parasn. O olmaynca kredi de olmuyordu. Her eyi satmak zorunda kald, tabii be ni de. Ancak bu ekilde, az bir parayla erkek kardeinin evine dnebildi. Bu yzden paza ra dtmde fiyatm ucuzdu. Pazarlk etmeden duramayan Ali de beni Sokullu Paa iin olduk satn ald. Ondan sonra bir yn yeni ey oldu, Selahaddin aklmdan bile gemedi diyebiliri Sadece ar ara adaletin yerini bulmu olmasnn scakln hissediyordum." "Yani bunu yapan rsun." "Bilmiyordum. Umurumda da deildi. Bir melek. Yani bu sabaha kadar bu bana yetiyordu." "Bu sabah ne oldu? Ryan?" "Evet, ksmen. Bir de, cesedi eve getiren ada mn mrldanmalarn hatrladm." "Cinayeti ileyeni grmler mi?" "Biri grm. Bir dervi, d. Bir deli dervi. Bu deli adam asla bulamadlar." "Derviler gzden kaybolabilirler." "D gece de yle oldu, deil mi?" "Bir rastlant." "Bir rastlantdan daha fazla." > ', "Yani asla bulunamad." , 9 "Sanrm yle. Ama ben buldum." "Sen mi, nasl?" "Bizim kamamza yard eden derviti o. Syledim, rastlantdan daha fazla bir ey bu." "Nasl emin olabilirsin? Yz lerce, binlerce dervi vardr. Ve bu deli deildi. Daha ok koruyucu melee benziyordu." " Kesinlikle." ., l 346 ANN CHAMBERLIN

"Ortada birbirine benzeyen iki dervi grnmesinin bir rastlant olup olmadn bilemezsin, dervi ve bir rya..." t "Ama biliyorum." ' "Nasl Abdullah?" :>v<: "nk, adamn eksik d n olduu yere bir altn di koyarsan, onu yedirip iirip biraz imanlatrsan, san ve saka tararsan, ykayp zerine bir de Halepli tccar kyafeti giydirirsen, ortaya benim eski d ostum Hseyin kar." "Sana tandk m gelmiti?" "nce tandk, ama hl yabanc gibiydi. Oy , bundan emin oldum. Mucize bu, aklaya-mam." "O zaman bu Allah'n isteiydi." "Evet, b u durumda yle. Size katlyorum hanmm, bu Allah'n isteiydi. Allah'n izniyle, benim sevg arkadam o rahat hayatn brakp, evsiz barksz bir dervi olmu." "Bana yle geliyor ki, melein. Abdullah, byle bir arkadan olduu iin sen de kutsanmsn." "Evet, evet, yleyi sunu sylemek gerekirse, o anda Venedik camlarnn srr gibi eylerin hepsini unutmutum. Ay kalktm, zerimizdeki leden sonra nn berraklnda etrafa baktm. Sanki yeterince ba rkadam Hseyin'i tekrar grebilecektim. Allah'n isteiyle kaybolmutu, iimde bir yerlere amadm, giderek byyen kran borcu, gzlerime onu arattryordu. Artk adm adm yryere tan baka yapacak iimiz kalmamt, hibir derviin bulunamayacan kesinlikle biliyordum. ltan 347 U IAYATIMDA LK KEZ Trklerin hamam tutkularn yrekten takdir ettim, ne kadar sc aksa o kadar iyi oluyordu. Efendim Sokullu Paa ve ehzade Murad'n karsna temiz, karn to , dinlenmi ve kolum iltihaba engel olmak iin sarsabr ve kafesotuyla tedavi edilmi ola rak gelmitim. Kendimi gerekten yeni biri gibi hissediyordum. Zor bir yryn ardndan, ak doru, bize smihan'm elbisesindeki tek bir inci karlnda yatak ve peynir verip, gidece z ynleri gsterecek bir kei obanna rastlamtk. Bu alverite umduumuzdan fazlasn al nunda, onun ynlendirmeleriyle nc yenierilere rastlamtk, onlar da bizi inn'ye getirmi Ama iyi bir banyo, hafzamzda kaln scak yorganlar ve kvlcml mangallara duyduumuz zl her eyi ykamt. Kendimi yeniden domu gibi hissediyordum, sanki lmszln zevkine var ydi bu. ylesini iyi hissediyordum ki, Sokullu ve Murad'n ask suratlaryla ok geirdim. K lara da kendilerini toparlamalar iin zaman verilmiti. Hamam, giysiler, her taraflarn s m pirelere kar ilalar, smihan'm araf ve peesi zerindeydi. Ykanmlard tabii ama tee att ucu yoktu. Safiye ise birilerinden edinmek zorunda kalmt zerindeki araf. V belli ki yal birine aittiler, daha krsal kesimden bir yal kadna... ehzade, ona bakmak n gzlerini kaldramyordu. 348 ANN CHAMBERLIN Safiye ve ben, Ismihan'n nianlsyla olan bu ilk ve olaand bulumasnda iki yannda nbeti gibi dikiliyorduk. Ama, inn'de, divanda larn tavrnda daha da olaand bir durum vard. Her ikisinin de iki yannda birer adam dah ard. Herkesin dn koparabilecek bu adamlarn korkutuculuu yalnzca csselerinden ileri ge yordu, adamlar ayn zamanda dilsizdiler de. zel bir grevleri vard, bakalarna anlatamaya caklar grevleri...

Onlardan biri esneyerek dilsiz aznn karanln sergilerken, Sokullu Paa da ince uzun par laryla nndeki alak masaya alet koydu. Yz grevinin bilincinde, ciddiydi. Herhalde De han'n gzn dalarken de ayn maskeyi takm olmalyd. Aletlerden ikisi hanerdi. ncs n'n karsnda olan ise ipek bir urgand. Osmanl kan asla aktlamazd, su ne olursa olsu an-mahyd. Ksa bir sessizlik oldu. Belki de kendimizi savunmamz bekleniyordu. Ama Is mihan bu sessizliin arlnda yalnzca kafasn ne edi. Nianlsnn nnde utan iinde lanlarn ona lm hak ettirdiine inanyordu. Ben de, syleyecek bir sz bulamyordum. Hanm u, ama lm onun duyduu sululuktan daha iyi olabilirdi. Safiye'ye gelince, onu savunma k iin hibir ey sylenemezdi ve onu sulamak kendimi sulamak gibi bir ey olacakt. Safiye konumuyordu. O srada, belki de ta iinde bir yerlerde duyduu sululuun buna neden olduu u dnmtm, ola ki utanyordu, bu yzden dilini tutuyordu. imdi ise bunun nedeninin kendi vunmak zorunda olduunu anlamamasndan olduunu biliyorum. (Safiye (Sultan 349 Sokullu Paa yutkundu, keskin ve sert yz daha sert, grevini yerine getirmek isteyen bir mask eyle yer deitirmiti. Elini sallad. Dilsizler dizlerinin zerinde hareketsiz kalakaldlar . Ve Murad'n dudaklarndan bir feryad ykseldi. Solgun bir el gzlerinin nnden geip yanak arndan dklen yalar sildi. Henz kazanm olduu salkl cildi ykayp gtryordu sanki e inledi. "On gn boyunca dalarda seni aradk meleim, gzelim ve seni nerelerde bulacamz emedik. Neler ektim..." Hkrd, sonra toparland, "bu on gn iinde..." Safiye'nin cevab dar da yavat. Sesi, ikisinin arasndaki o zel yata yeniden kurmak ister gibiydi. "Ama s ana geri geldim ehzadem, gzelliim, gcmle. Allah'a kredelim ve yine birlikte olalm." " likte olmak m? Mezarda!" diye bard ehzade. "Sensiz, akm. Senden sonra ben de leceim cecik, benim gzelim, benim sadakatsiz sevgilim. Benim sadakatim senin sadakatsizl iini sonsuzlukta bile kovalayacaktr." "lmm.." Safiye durumu anlamaya balamt. "Evet, " Murad ayaa kalkarak, "ldrn onu," dedi dilsizlere. "nce onu ldrn. Onun bu sadakatsiz e bir an bile katlanamayacan artk." "Demek sulanyorum, kuku-stne... Ciddi bir biimd rum..." Yutkundu ve savunmaya geti, tpk kalkann kaldrp savamaya giden bir asker gibiy "Sonsuz sadakat yeminim senin iin yetmiyor mu akm?" Murad ilk kez ona bakt, bir n h n arasndan grebileceini o da tllerin arasndan gryordu. Kamak istermiesine salland. ri vermek 350 ANN CHAMBERLIN zere ban yukar kaldrd. Ama sonra bunun yerine gzlerini k an sallad. "Ama on gn boyunca", dedi Safiye, " sensiz kaldm iin bana dnyann sonu g on gn boyunca, Ismihan ve ben, Veniero'nun, Abdullah'n, uradaki hadmn mthi korumas a aydk." Baffo'nun kzn korumak iin tek bir sz bile sylemeye niyetim yoktu. Ama imdi sor uluu bana atyordu ve lmn eiinde bunu yklenmeye hi niyetim olmasa da bir eyler syle daydm. Peenin arasndan bile fark edilen eytani ve batan karc bir gzellik, gzlerini kmi dilsizler... Masumiyetimi ancak br dnyada kantlayabilir dim. Evet, yine de bir eyl er sylemek zorundaydm. "inn hamamlarna krler olsun," dedim. "Byle bir durumda gere mek yolunda bir anm hatrladm orada. Erkeklerle dolu bir hamamda

dolatrlan kadnn masumiyetinin ya da sululuunun kolayca ortaya karlmas detini..." 'ya baktm, peesini ok hafif bir ekilde benim bakm grebilmek iin aralamt, ince ip en gzleri badem gibiydi. Hemen baka bir tarafa dndm. "Sulularn utanc orada ortaya ka affo'nun kznn, "Gel, tomurcuklanan koruya gel" arksyla dans edermi gibi yrynn, e u bir hamamda, eteklerini o utanmaz bana dolayacak kadar byk bir rzgr estirecei kesind . Ismihan'n etekleri iin bir mit besleyebilirdim. detlere inanyordu ve bunu can gnlde apmak isteyecekti. Karnmda keskin bir aryla yle olmas iin dua ettim. Ne kendi hayatm, e de Baffo'nun kznn hayat umurumdayd. Urunda mcadele verdiim, hanmmn l '';>' (Sa 51 hayat ve onuruydu. Israr ettim, "Efendilerimiz bu deti duymulardr belki de." Efen dimin yznden okuyordum. Byle batl inanlar yoktu, ama adaletin kesinlikle uygulanmasn erdi. Ve eer mmknse, sulanan kiinin masumiyetini kantlayabilecei bir ortamn salanmas anayd. Yznde bir kran ifadesi de vard. Benim hzl dnmemden honuttu, nk bu, hou apmasn erteletiyordu. Murad aniden, "Bu bir yal kadn hurafesi," diye bard. "Yalnzca kadnlar ve hadmlar byle eylere inanrlar." Sofia Baffo ile ehzadesinin arasnda neler g iini bilmiyordum. Belki de Baffo'nun kz erkekler hamamn-daki rzgra daha fazla inanyord . Byle dnmek houma gidiyordu, ama bu hoa gitmenin bir anlam kalmamt nk talebim g Murad fkeyle, "Bu hadma gvenmiyorum," diye kkredi. "Hem de bandan beri. Ktahya'daki ma eyn-de onu ilk gece ldrmeliydim." Bu szlerin kendisine de dokunduunu dnen efendim kend ni kontrol etme gayreti iindeydi. Ne de olsa ben onun sorumluluundaydm. Bana ynelik duran hanere yle bir dokundu. Murad devam etti, "Ayrca... Bir dzine ekyaya kar bir h On gn boyunca... erefsiz, intikam ateiyle yanan haydutlar... Bir dev bile olsa, bu Abdullah'n yapabilecei bir ey deil." Haydi hepimizi ldrt, diye dndm. Alt aydr za i dnmtm, daha fazla gecikmesini istemiyordum. Kendine erkek diyen bir sersemin suratma daha fazla hakaret yadrmasn dinlemekten ok daha iyiydi bu. 352 ANN CHAMBERLIN dn ald arasndan Safiye dudaklarn slatt. Bu grnmez bir hareketti ama, onunla yataklarn tlsm tlenmi biri iin daha da balaycyd. "Yeminlerime inanmyorsun," dedi. Bunu sylerken bz aklarnn slakln insan hissedebiliyordu. "u zavall vcudum da seni inandramaz. nk, , o mbarek bayram gecesi memnuniyetle, severek sana adamtm onu." Murad midesine bir yumruk yemi gibi bu anyla arplmt. "Bir gvercinin yuvasna dnmek istedii gibi o da t a kavumak istiyor. Ama bu beden sana masumiyetini kamtlayamaz." Durdu. "Oysa Ismi han'n bedeni bunu kantlayabilir." Szlerinin anlamn vurgulamak iin tekrar sustu. Sonra devam etti: "ehzadem, kz kardein ve ben bu zor gnleri birlikte yaadk. Bunun bedelini d e Allah'n izniyle birlikte deyeceiz, alnmz ak yzmz pak. Benim sadakatimi de Ismihan' antlayacaktr. Ltfen. Planland gibi onu muhterem Paa'yla evlendir. Bekretini kantlama in ver. Kendimin ve onun erefi zerine yemin ediyorum, bunun kantlarn

greceksin. Ve sylediklerimin ne kadar doru olduu da bylelikle ortaya kacak. Eer zifaf ta kanlanmazsa, tamam, evet, bizi ldrmek iin her hakka sahip olursun. mz de... Ama in iaretleri sana geldiinde koruyucumuz Abdullah'n kolundaki yaray nasl aldn da anla sn. O kendi vcudunu bizi kirletmek isteyenlere kar siper etti. Ve anlayacaksn ki, onu n: fedakrl ve yce Allah'n yardmyla bizim iin dndn kt eyler olmad. Bizden u abasan gibi Safiye Sultan 353 on gn boyunca ektiimiz acnn katbekat fazlas bir mutlulua kavuacaz." Murad onun szleriyle neredeyse sarho olmu gibi kalakald. Yzne renk gelmi al bile daha kzl gibi grnyordu, iinden mutlaka bir an nce odadan frlayp Safiye'ye s eiyordu. Ama yalnz deildiler, Sokullu Paa'ya dnd. Efendim, Safiye'nin konumas boyunca erini benden ayrmadan sakin bir kararllk iinde oturmutu. Gzlerinde en iyi yenierilerin n bile byle bir baary elde edip edemeyeceklerine dair kukular vard. Bu baklarn altn imi dorusu iyi hissediyordum. Bana kar byle bir gvenin gsterilmesinden gurur duyuyordu m. Ama birden gzlerimi onunkilerden kandm. Aptalca dnmtm. Tabii ki bana bakacakt, iinde de olsa Ismihan'a bakamazd. Sokullu Paa, "Pekl," dedi. "Madem ki bu deneyi ehzad emiz istiyorlar, ben de memnuniyetle buna uyarm." Elini sallayarak dilsizleri dar yo llad. LII ULTAN SLEYMAN'IN istanbul'daki saraydan nasl gelin kardna dair pek ok ey . Bu olaya elik eden bir yn enlik yaplyormu. Vezirler, gelinin kaca bina gibi alt rnm atnn nnde yryebilmek iin birbirleriyle yaryorlarm. Pazar yerindeki adamlar a duyduum eyler belki de eski gnlere duyulan bir zlemle abartl-Safiye Sultan F.23 354 ANN CHAMBERLIN Safiye Sultan 355 m da olabilirdi. Herkes bir eyler daha ekleyerek gelin alay konusunu sslemi de sslemiti. Bana gelince, nn'de o anlatmlara uygun bir g emiyordum, ama bir dnle ilgili olarak yaplmas gereken btn kural ve detler yerine geti miti. nn'nn zenginleri ellerinden geleni yapmlard, Sokullu da onlara yardmc olmutu ihan'n dnleri, Sultan tarafndan sarayda yaplsa mutlaka ok daha grkemli olacakt, bura olanaklar stanbul'dakilerle kyaslanamazd bile. stanbul'da haftalarca planlanp yaplacak iler yarm gnde halledilmiti. Dnn yaplaca valinin evi; Saray, Sokullu'nun kona v asndaki bin bir elencenin yer alaca geni baheler ve hipodromla karlatrldnda bir ine de bylesi daha iyiydi. Eer bir terslik olursa bunun utancndan kurtulmak burada daha kolayd. Tabii ki bana bir dn hatrlatacak eyler yoktu. Byk kanalda dolaan gm gon-dollar da yoktu, San Marko'da gelin ve nedimelerinin etrafnda toplanm kalabalk d a. "Ve sonsuza kadar mutlu bir ekilde yaadlar." cmlesine uyacak hibir ey yoktu. smihan da ortada yoktu. Eer bir erkek yakn yoksa gelin, trene hadmn yollayabiliyordu. Ama han aabeyi yanndayd ve Murad tren srasnda, atlaslara brnm olarak, banda tavus kuu t sar imamn karsnda Sokullu'nun yannda durdu. Bir hadm olmama karn ben bile, kadnl kendi aralarnda neler yaptklarn bilmiyordum. Haremin kapsnda, kollarm aprazlam,

belimde yeni tren hanerim nbet tutuyordum. Arasra da telala bir yerlere koturup gidiyo rdum: "Biraz daha kna", "Hadm, yata sslemek iin biraz daha kuma", "Ne, lokmann tm e e mi gitmi? abuk bize de bir tepsi stat." Ama Venedik'teki gibi burada' da mzik vard. Sokullu'nun yenieri blnn de yardmyla nn eraf bir topluluk kurabilmiti. Aletler lyd ve srekli mara benzer eyler alyorlard. yiniyet ve gayretle alnan bu mzikle, f in doruuna kt eski ev ivilerinden oynuyor gibiydi. Binada hatta komu binalarda, bu ri kendini kaptrp uygun adm yrmeyen tek bir kii bile yoktu. Yerel arkclar mzie dn lyorlard, ama ortaya kan daha ok bir sava havas oluyordu. Akas gelinin ve zelli tuhaf atmosferde rahatlayabilmesi olanaksz grnyordu. Davulun gergin derisinde hi dur madan patlayan tokman kard kuvvetli seslerle titreen tavandan tepemize toz yayordu. nun aresi yoktu. Aslnda aklm tavan kirileriyle zemin tahtalarndan ok, uruna bu tantana yapld ve artk Sokullu Paa'nn ellerinde olan dn yatandayd. Allah'n yardmyla h hzade Murad'n annesi, kz kardeleri ve dier alanlar, ekyann saldrsndan hemen sonr gelmemesi iin stanbul'a yollanmlard. Onlarn sakinletirici etkisinden uzak kalan, Mura sinir iindeydi. Sinirini benimkinden daha beter hale getiren, benim bilemediim bi r ey vard belki de. Ev sahiplii yaparak ilgilenmesi gereken insanlarn arasnda, gergin bir ekilde, bir ileri bir geri yryp duruyordu. Davullar yreinde alyordu sanki. Patla a hazrd ve orann yerlileri, nedenleri tam da anlamadan, ehzadelerinin, kz kardeinin na musuna sahip ktn 356 ANN CHAMBERLIN dnerek, asil kann gazabndan korka korka dikili uhterem bir yal adam yanna yaklat ve onu sakinletirmek iin: "Sabrl olun ehzadem," d de doksan dokuz her ey yolundadr, Allah'n yardmyla. Ve Osmanl soyuna Asya'nn, Avrupa'n Afrika'nn sava alanlarnda yardmc olan yce Allah, gerdek gibi kck bir alanda arkas tir." Murad, "Ama neden bu kadar uzun sryor?" diye patlad. "ehzade hazretleri, akn tec ellisi belli bir yatan sonra, sizin gibi genlerdekinden daha uzun zaman alr." "Bu S okullu Paa beni mezara sokacak. Bykbabam ona baylr, herhalde ikisi de ok yal ve titre lduu iin." "Ayp olum", diyen adam, Sultan'n ve Paa'nn ruhlarn ktlklerden korumak sraladktan sonra, "Sokullu mkemmel bir adamdr. Belki bir gencin aceleciliine sahip dei ldir, ama bunun yerine kararllk, g ve elik gibi bir irade koymutur, yallk deil. Ee eket ediyorsa, bu, onun bakire olduunu bildii iindir. Hi kimse Osmanl kann rastge-le a maz." Yal gzkapaklarnn altndaki kk gzler yaramaz yaramaz prldad, ama Murad aldr aklat, iki admda gerdee giden merdivenlerin bana gitti, oradan saa on adm att, salon uundayd, sonra ayn aceleyle geri geldi. Kafasn titretti ve dinledi. Kzl sakalyla, ka d kafeste orman hatrlayan bir hayvana benziyordu. Davullarn grlts arasnda sanki bi ilecekmi gibi dinliyordu. Daha imdiden istanbul'a giden yolu bala evirmi yamuru biSaf (Sultan 357 le duyamyordu, ama yukardaki odada alnan nefesleri duymak istiyordu. Birden yenieri davullarnn arasndan bir ses duyuldu. Arkamzdaki haremden ykselen neeli adn lklaryd bunlar. Murad olanlar grebilmek iin nndekileri itti. Grevi byle dur k olan yal bir kadn, merdivenlerden aa Kuran'dan sureler okuyarak iniyordu. Murad, bun un Peygamberin karsnn onuruyla oynayan kt

yreklilere verilen cevapla ilgili olup olmadn anlamak iin dikkat kesilmiti. lde bir yabanc bir gen adamla kaybolmasnn ardndan Tanr o kadn korumutu: "iki cinsin de sadk r.....demedi mi.... bu aka bir yalan....." ihtiyar kadnn parmaklar arasnda bir adr ttuu eye yle bir bakt, bu kz kardeinin kanl alvaryd. Acelesinden koarken neredeys akt, durdu ve gzlerime bakt. Hibir ey sylemedi, kck bir an gzkapaklarn indirdi. desi birine borluluk duyarak, onun nnde ancak bu kadar eilebilirdi. Sonra hamlede mer divenleri trmanp, kendisini mabeynde bekleyen sevgili gzdesine gitti. Davullar bir zafer mar almaya balamt, ihtiyar kadn ve tad alvar gururla ortada dolatrlyo n her erkein ahsi zaferi kutlanyordu. Onlarn yolundan ekilip yukar ktm. Balkondan bi daha enlikleri izledim. Serin bir akam rzgr srtm okuyordu. Artk yatmak zere geri d aknlk iinde kalakaldm. Yan bamda, bir glge gibi, efendim Sokullu duruyordu. nnde briklerimi ltfen kabul buyurunuz efendimiz," dedim. 358 ANN CHAMBERLIN "Saol Abdul lah." Damatlk kyafetinin altnda bir ey kmldanyordu. "Bir dakika," dedi. Utanm bir e am evirdim. Karanlk gece, tpk Foscariler'in maliknesinden Byk Kanal'a baktm, o e aki kadar gzeldi. Benim asla sahip olamayacam bir eye az nce kavutuu iin engel olamad kskanlk rzgr yle bir yalad iimi. Birden garip bir sesle irkildim. Gecenin karanl salyordu. Efendimin brakt idi besi horozu, karanlkta bir yandan zamansz ve beceri , bir yandan da bozulan tylerini silkinerek toparlamaya alyordu. "Efendimiz," dedim. Glmeme engel olamyordum. Atmacannkine benzeyen burnunun zerindeki bir gz seyirdi. "Onu hanmnn odasna yanmda gtrdm. Bir aksilik olur da..." "Onu ldrecek miydiniz?" "Boaz nn onun kan diye gsterecektim." "Bunu yapacak mydnz? Beni korumak iin?" "Senden hi k ymadm Abdullah. Hanmndan da. Yalnzca Murad'n gzdesi, o baka... Ama ehzadelerin gzdel ne yaplabilir ki? Onlar, geride kalan bizler iin hayat zorlatryorlar, yle deil mi?" in bir nefes ald. "Aslnda korumak istediim belki de kendi varlmd. Benim eksikliklerim den ikinizin ac ekmesini istemem." Ne sylemek istediinden tam olarak emin deildim ama daha fazlasn merak edecek bir pozisyonda olmadmdan emindim. "idi horoz zgr efendimi krar tebriklerimi kabul buyurunuz ltfen," dedim. "Kutlanmay daha ok hak eden sensin . AdamlarmSafiye Sultan 359 dan bir ksm senin tarifin zerine o daa trmanp, vadideki ge i ve ekyann inini buldu. Yanlarnda yar deli bir ihtiyar kadnla dndler, sanrm onun d i edilmesi gerekecek. Daha fazla vakf kurmamz gerekiyor." "Allah'n izniyle," diye mrl dandm. Dn gecesi cokusunda bir damada hi mi hi benzemiyordu. "Evet, ama bunlardan daha emlisi... Adamlarm kulbede grdklerini bana anlattlar. Feci ekilde ldrlm yedi haydu , cesetler oktan kokmu." Onun baklarnn altnda kzarmtm. "inann bana efendimiz, onl en deilim.. Baka biri daha vard, bir dervi..." "Bir dervi?"

"Evet, ounu o ldrd. Ben dorusu yalnzca ona yardmc oldum denebilir. " "Ne eit bir d Neye benziyordu?" "iin asl, eski bir dostuma benziyordu, ama belki de yalnzca haya l grdm. Hayr, bunu kesin olarak syleyemem." "yledir. Dervilerle ilgili bir eyler syle zordur. ou birbirine benzer. Tanr'da kaybolmann yaratt bir benzerlik, adszlk bu." " efendimiz." "Ve onlar tpk glge gibidirler, yakalayamazsn. Bu gizemli deiimi deerlendi mekte sabrsz davranma. Abdullah, sana teekkr ederim. zerimde torununun arlyla, efen Sultan'n yzne asla bakamazdm. Gnlden teekkr ediyorum sana." Koluma yle bir dokundu k nki onun korkusunu hissedebiliyordum. "Sana duyduum gveni boa kartmad iin yce Allah diyorum." Szlerinden konumann sona erdiini anlamtm. ekilmek zere eilebildiim ve ef nlamn tam 360 ANN CHAMBERLIN olarak zemediim baklarndan kaabildiim iin memnundum. istiyordu, bir ey mi sunuyordu? Bu dalgnlkla, izin almadan kapya doru bir adm atmtm. llu Paa bunu telafi edecek bir tonda, abuk abuk, "Evet, gidebilirsin Abdullah. Git uyu. Bunu oktan hak ettin," dedi. "iyi geceler efendimiz." "yi geceler Abdullah." Odadan kmadan nce ona tekrar baktm, ensesinde kahverengimsi bir krmzlk vard. Bu kan ksa, hanmmn ellerine acele yznden yeterince ile-yemeyen knann brakt izler mi? Pa ilgilenmedii ve kesinlikle kendine paye karmad zaferinin kutlamalarn tepeden izlerke alnz braktm. O gece, zaferini bir kez daha tekrarlamak iin gerdek odasna geri gitmeye cekti. -SONSafiye Sultan Ann Chamberlin'in Osmanl imparatorluu' n, haremin kaln duva rlarnn arkasndan yneten kadnlar ve hadmlar ustaca anlatt lemenin ikinci kitab, A GM HANER -The Sultan's Daughter-" yaknda kitaplarda... (Safiye 6ultan Bir nceki el i gecenin mahmurluu iindeydi harem. Birden inili duvarlarda Azize ve Bellas'in telal sesleri yankland. ehzade Murad tarafndan reddedildiklerinden beri ortak bir kaderin paylam iinde, birbirinden hi ayrlmayan bu gzel ikili, korkuyla bir saa, bir sola kot duruyorlard. Herkes aknlktan mhlanp kalmt. Tozlu yollarda uzun ve skc bir yolcul yifli bir deniz gezisine kacak olmann neesi iindeki Nur Banu, hizmetkarlaryla kyafetle ini gzden geirdii keden grlty duymutu. "Hayrdr inallah, ne oluyor?" dedi. Kzlar birbirlerinin szlerini ve hatta ayaklarn ineyerek yanna geldiler. ; < "Onu grdk." "Ka " "Koca bir ivinin uundayd." "Allah bizi korusun." "lm." "Grnce tahmin ettik." "Hadm dk." ,. ' ; ! "Onlar da doru olduunu sylediler." .'"" "Cellat emesinde..." "lm." ark konumasndan pek bir ey anlamayan Nur Banu, bu son szle irkildi.

"lm m? Kendinize gelin kzlar, kim lm?" Safiye sakin bir biimde elindeki aynay kuca Ak yatanda dalan salar altn llelerle dklyordu omuzlarndan. Kzlar deil de, kor AMBERLIN yeile dnen kadn izliyordu. Nur Banu'nun sorusuna ald cevaptan tek duyduu, o babasnn ad olmutu: Selim. " Selim ? Allahm... Mahvoldum." Neredeyse baylmak zereydi. Oh, hayr." "Selim deil hanmm." ' . "Allah korusun." "Selim yayor." "Yce Allahm." : Efendi..." "Efendimizin arkada Ltf Efendi..." ? < ; "Ltf Efendi lm..." "dam edilmi yannda." "Suu?" Nur Banu'nun yz hl soluktu ve sesi titriyordu. "Sarholuk," diye gevele i Belks. "Oh, hanmm..." "Herkes biliyor." " Sultanmz da..." "Ltf Efendi ok iiyordu." ece de efendimizle birlikte sabaha kadar imi." "Sarayda." "Manisa tayinini kutluyo rlarm." "Ltf Efendi yakalanm." "Evine dnerken..." "lesiye sarhomu..." "Sultan da ce i. "Kellesi umu..." "Belki de buna kretmek gerek." Nur Banu kendini kontrol etmeye al k sordu. : (Safiye Sultan , 365 "Selim? Efendim Selim nasl?" "O yayor." ' ' ," " "A llah onu korusun." "Kadnlarn dnyasndan bunu sylemek zor." "Ama hadmlar da byle diyorla ." Bir kede kendi zgn tavr ve baklaryla hadmlar sylenenleri onayladlar, ama Nur Ba labilmek iin ilerinden birini yine de hemen mabeyne yollad. Belks szlerine devam etti : "Bu idam aslnda bir uyar..." "Efendimiz Selim'e..." "Sultanmz olunun kt alkanlkla aziyette." "Dzelmesi iin bir uyar bu." "Dzelmek zorunda da..." dedi Nur Banu. "Dzelme li." Sinirden titreyen sesiyle srdrd konumasn: "Ona yeni bir kz bulacam. En gzel k ir olan, eer bylesi daha houna gidiyorsa..." Safiye, salonun br ucunda bir ift yeil g den kuku ve kayg ykl bir prltnn hzla gelip getiini hissedebiliyordu. Bu, onun Gaza . Hadmnn gemiindeki srr haremde tek bilen Safiye'ydi. "Allah her eyi bilir, Allah her grr. Sakin olalm kzlar." Nur Banu, hadmlara yeni emirler vermeye balad. Azize ve Belk birbirlerine sarlarak, yorgunluk iinde minderlere ktler. Hareme yeni katlm kzlardan in sesi duyuldu: "Bu, deniz yolculuuna kamayacamz anlamna m geliyor hanmm?" ylesin essizlik oldu ki, kz bile kendisinin ne denli aptalca bir soru sorduunu anlamt. Safiy e, Azize ve Belks'n nasl baktklarn grn366 ANN CHAMBERLIN ce, berbat grevin hangisi iini anlad. Bu Azi-ze'ydi. Zavall kz dudaklarn kanatrcasna srp duruyordu. Ve sonun "Hanmm..."

"Evet Azize?" Nur Banu sabrsz bir ifadeyle bekliyordu. "Hanmm, Sultanmz baka bir ey d aklam." "Neyi?" Azize solukland. "Sultanmz karar vermi..." Kz devam edemeyecekti. S ald: "Manisa sanca efendimiz Selim'e verilmeyecekmi. Sultanmz bu grevi onun yerine tor nu Murad'a vermi." Safiye ksa bir an Nur Banu'nun kara gzlerinin onu paralayacakm gibi zerine dikildiini grd. Aldrmaz bir tavrla gm aynasn kaldrp kendine bakt. Yzn dolat. ...Ve olan oldu. Harem lgn bir fkenin patlamasyla doluverdi birden. "Defol! Yk rmdan! Gzm bu kadn grmesin, atn dar onu! Defol!" Nur Banu ldrm gibi avaz avaz rse frlatmaya balad. Safiye ise kapdan dar karken hi de korkmua benzemiyordu. Gaza nu izleyen glgesinin gvenlii iinde, uzun koridorlarda kendinden emin, zaferinden honu t uzaklat... la S 2^ -s* O 5 AFFAIRE DE COEUR EN Y YABANCI TARH ROMAN DL "Safiye Sul adm Edilmi Bir Ak", Osmanl mparatorluu'nun 16. yzylna farkl bir k dren "lem i cilt ise "Safiye Sultan-Ya pek Urgan, Ya Gm Haner" ve "Safiye Sultan-Szm ki Tek Sana Gemez Celladmsn Ey Zaman" adlaryla nmzdeki gnlerde okurlarmzla buluacak. Bu cil i karakterlerin byk bir blm gerek kiiler, tabii olaylar da yle. Chamberlin bize Osman rihinin nemli bir gei dnemini bir hadmn azndan yazmay tercih etmi, bunu da, "kadn yasn ayn anda gzlemleyebilecek olan yalnzca onlard" diye aklyor. yk 16. yy Osmanl Venedikli bir asilzadenin kz olan gzel Sofia Baffo korsanlar tarafndan karlarak ehzad urad'a verilmek zere Osmanl haremine satlmtr. Ksa zamanda haremin en nemli kadnlar iren ve sultan anasnn gzdesi olan Safiye ile ayn gemide bulunan italyan gemici Giorg io Veniero'nun kaderi benzer ekilde gelimez. Giorgio hadm edilerek kaybettii erkeklii ni Safiye'ye duyduu tutkulu akta yaar. Tarihsel zenginlik ve arpc bir romantizmle ilen i olan bu romanda Muhteem Sleyman'n hkm srd topraklarda yaanan byk bir akn yan entrikalarna, hadmlar arasndaki lmcl mcadeleye ve erotizmin en u, en sapa boyutlarn olacaksnz. ISBN 975-10-1531-6 9"789751"015310"

Você também pode gostar