Você está na página 1de 212

Filozof kardeim Nripendra Chandra Gosoami'ye

NDEKLER
izimler. Teekkr nsz 1. Blm BLM ve RUHSALLIIN BTNLEMES Giri Uurum ve Kpr Eski Fizik ve Felsefi Miras Kuantum Fizii ve Materyalist Realizmin lm Monistik dealizmin Felsefesi 2. Blm DEALZM ve KUANTUM PARADOKSLARININ ZM Giri Ayn Anda ki Yerde Birden Olan Nesneler ve Sebeplerinden nce Gelen Sonular Schrdinger'in Dokuz Canl Kedisi Seiyorum, yleyse Varm Einstein-Podolsky-Rosen Paradoksu Realizmin ve dealizmin Uzlamas 105 107 124 160 171 204 23 25 39 54 86 9 11 17

3. Blm KENDNE GNDERME: BR NASIL OK OLUR Giri Zihin-Beden Sorununu Aratrmak "Kuantum Zihin"i Aray Paradokslar ve Dolank Hiyerariler. uurun "Benlii" Psikolojileri Btnletirmek 4. Blm KNN YENDEN BYLEN Giri Sava ve Bar Dsal ve sel Yaratclk Buddhi'nin Uyan dealist Bir Ahlak Teorisi Ruhsal Nee Szlk Notlar. Kaynaka ndeks 301 306 316 332 357 375 3g2 397 408 421 217 219 235 255 270 284

ZMLER
- 1. Kuantum sramas * 2. Kararsz yrngeler. 3. Bohr yrngesi ve kuantum sray 4. Bir dalgann grafik temsili 5. Sabit dalgann ilk armonii 6. Atomun dalga modeli 7. Elektronlarn krnm halkalar 8. Dalga paketi 9. Olaslk dalm 10. Sis odasndaki elektron izi 11. Elektron yrngesinin lm 12. Eim ve Kaynvalidem 13. Yin-Yang sembol 14. ift yark deneyi 15. Dalga giriimi 16. Bir ekranda giriim deseni 17. Bir ift yark deneyinde elektronlarn parack yapsn gzlemleme 18. ift yark deneyinde elektronun paradalga yaps 19. W-Kartal dizilii 20. Gecikmi-seim deneyi 21. Schrdinger'in kedisinin paradoksu 22. Bohr-Heisenberg mikroskobu 57 59 61 64 65 66 67 69 71 75 77 80 87 109 H0 111 113 115 116 118 125 139

23. Grmenin mekanii 24. Yayl ift yark deneyi 25. SQUID zerinde kuantum giriimi 26. Von Neumann zinciri 27. Mahkumun ikilemi 28. Ynlendirilmi fotonlarla deneyler. 29. Einstein-Podolsky-Rosen ilintisi 30. Fotonlarm gzlenmesinde polarizasyon ilintisi 31. Bell eitsizlii nasl doar. 32. Resim Galerisi, M. C. Escher. 33. izen Eller, M. C. Escher. .". 34. Uroboros

140 143 145 147 152 155 172 178 185 261 263 271

TEEKKR
Kuantum mekanii okuyan bir niversite rencisiyken, arkadalarmla oturup saatler boyunca "Bir elektron ayn anda iki yerde birden olabilir mi?" trnden ezoterik tartmalar yapardk. Evet, bir elektronun ayn anda iki yerde birden olabileceini kabul edebiliyordum; kuantum matematiinin verdii mesaj incelikle dolu olmasna ramen, bu noktada hi de mulak deildi. Ancak, sradan bir nesne -"gerek" dediimiz sandalye, masa gibi eyler- bir elektron gibi davranabilir miydi? Bir dalga haline gelip de -dalgann o anlalamaz biimde, hi kimse bakmyorken yapt gibi- yaylmaya balayabilir miydi? Gndelik deneyimlerimizden bildiimiz nesneler, kuantum mekaniine zg olan o garip biimlerde davranmaz gibidir. Dolaysyla uuraltmzda, mikroskobik paracklarn davrannn, klasik fizik denilen Newton yasalaryla ynetilen makroskobik maddenin geleneksel davranndan farkl olduunu dnmeye ynelivermek ok kolaydr. Gerekten de, birok fiziki kuantum fiziinin paradokslar stnde kafa yorduktan sonra hemen bu zme kaverir. Dnyay kuantum nesneleri ve klasik nesneler diye ayrrlar; ne yaptmn farknda olmamakla birlikte, ben de yle yaptm. Fizikte salam bir kariyer yapmak iin, kuantum bulmal

12

Teekkr

13

alar gibi boyun emez sorulara pek kafa yoramazsmz. Kuantum fizii yapmann pragmatik yolu, bana sylendiine gre, hesaplamay renmekti. Dolaysyla, uzlatm ve genliimin o muazzam sorular yava yava arka plana kayd. Ancak, o sorular ortadan kaybolmadlar. artlar benim iin hayli deimiti ve rekabeti fizik kariyerimi karakterize eden bilmem kanc stres kaynakl mide yanmasndan sonra, fizik hakknda bir zamanlar hissettiim cokuyu hatrladm. Konuya yaklamann neeli bir yolu olmas gerektiini fark etmitim ama evrenin anlamn sorgulayan ruh halimi yeniden kazanmam ve kariyer yapma amacyla yaptm zihinsel uzlamalar terk etmem gerekiyordu. Filozof Thomas Khun bir kitabnda, paradigma aratrmasn paradigmalar deitiren bilimsel devrimlerden ayrmaktayd ve pek yardmc oldu. Ben paradigma aratrmasnda payma deni yapmtm; artk fiziin n cephesine gemenin ve bir paradigma deiimi hakknda dnmenin zamanyd. Tam da bu kiisel yol ayrm noktasnda, Fritjof Capra'nn Fiziin Tao'su adl kitab ortaya kt. Kitapla ilgili ilk tepkim, kskanlk ve reddetme olsa da beni derinden etkilemiti. Bir sre sonra kitabn, tam olarak aratrmad bir soruna yaklatn grebilmeye baladm. Capra, mistik dnya gr ile kuantum fizii arasndaki paralelliklere dalm ama bu paralelliklerin sebebini incelememiti. Bunlar rastlantnn tesinde miydi? En sonunda, sorgulama odamn, gerekliin doas olacan anladm. Capra'nn gereklik hakkndaki sorulara girii tamamen temel parack fiziine dayanyordu ama ben dorudan yzleilmesi gereken en nemli noktalarn, kuantum fiziinin nasl yorumlanaca sorunu olduunu seziyordum. te, incelemeye koyulduum konu da buydu. Balangta bunun,

bu kadar da disiplinleraras bir proje olabileceini beklemiyordum. Bilim kurgu fizii (bilim kurgu bir anlamda hep hassas bir noktam olmutu) hakknda bir ders verirken, bir renci yle dedi: "Psikoloji profesrm Carolin Keutzer gibi konuuyorsunuz!" Keutzer'le biraz almak, byk bir igrye yol amasa da, beni konuyla ilgili psikolojik literatre aina kld. En sonunda Mike Posner ve onun Oregon niversitesindeki bilisel (kognitif) psikoloji grubunun almalaryla tantm; bu da aratrmamda hayati bir rol oynad. Psikolojinin yan sra, aratrma konum nrofizyoloji -beyin bilimi- konusunda da hayli bilgili olmam gerektiriyordu. nl yunus bilimci John Lilly sayesinde nrofizyoloji retmenimle tantm. Lilly, beni bir haftalk Esalen seminerine katlmaya davet etmiti; Dr. Frank Barr da bir katlmcyd. Eer benim tutkum kuantum mekanii ise, Frank'inki de beyin teorisi idi. Ondan, bu kitabn beyin-zihin ile ilgili blmne balamak iin ihtiyacm olan eyleri renebildim. Fikirlerimin elle tutulur hale gelebilmesi iin gereken bir dier hayati malzeme de yapay zeka teorileri idi. Bu konuda da pek anslydm. Yapay zeka teorisinin taraftarlarndan biri olan Doug Hofstadter kariyerine bir fiziki olarak balamt; hocalk yaptm Oregon niversitesinden mezundu. Doal olarak, kitab ktnda, buna zel bir ilgi duydum ve nemli fikirlerimden bazlarn Doug'un aratrmasndan rendim. Anlaml rastlantlar srd gitti. Meslektalarmdan bir dieriyle, ok ak fikirli bir pheci olan Ray Hyman'la yaptm tartmalar yoluyla parapsikoloji aratrmalarna baladm. En nemli rastlantlardan biri de 1984 yaznda Lone Pine/California'da mistikle tanmamd: Franklin Merrell-Wolff, Richard Moss ve Joel Morwood.

14

Teekkr

15

Bir anlamda, babam Hindistan'da bir Brahmin gurusu olduundan, mistisizmle i ie bymtm. Ancak okulda, geleneksel eitimden uzaklamaya ve blmlenmi bir uzmanlk dal olan bir bilim adam olarak almaya balamtm. Bu yn, bana ocukluk sempatilerimden uzak olan eyleri iaret etmekteydi ve bu da geleneksel fizik tarafndan tanmlanan nesnel gerekliin tek gereklik olduuna inanmamla sonuland; znel olan herhangi bir ey, atomlarn tarafmzdan deifre edilmeyi bekleyen karmak bir dansndan kaynaklanmaktayd. Tam tersine, Lone Pine mistikleri uurdan "orijinal, kendini ieren ve her eyin esas" olarak sz ediyorlard. Fikirleri, balangta bende hayli bilisel alkalanmaya yol amt ama en sonunda, insann maddeden ziyade uurun asliliini varsayarak da bilim yapabileceini fark ettim. Hem, bilimi bu ekilde yapmak sadece genliimin bulmacas kuantum paradokslarn deil ayn zamanda psikoloji, beyin ve yapay zeka ile ilgili yeni paradokslar da deip kurcalyordu. Eh, bu kitap da benim dolambal yolculuumun son rn oldu. Klasik fizik yanllm yenmem ve sonra aratrma yapp bu kitab yazmam on ila on be yl ald. Umarm gayretlerimin bu rn, zamannza deer. Rabindranath Tagore'un dedii gibi: Dinledim Ve baktm Ak gzlerle. Rhmu akttm Dnya iine Bilinmeyeni aradm Bilinenin iinde. Ve yksek sesle akdm Hayret iinde.

Daha nce ad geenlerden ok daha fazlasnn bu kitaba katkda bulunduu ak: Jean Burns, Paul Ray, David Clark, John David Garcia, Suprokash Mukherjee, merhum Fred Attneave, Jacobo Grinberg, Ram Dass, lan Stuart, Henry Stapp, Kim McCarthy, Robert Tompkins, .Eddie Oshins, Shawn Boles, Fred Wolf ve Mark Mitchell sadece birka. Dostlarn teviki ve duygusal destei ok nemliydi; zellikle Susanne Parker Barnett, Kate VVilhelm, Damon Knight, Andrea Pucci, Dean Kisling, Fleetwood Bernstein, Sherry Anderson, Manoj ve Dipti Pal, Geraldine Moreno-Black ve Ed Black, meslektam merhum Mike Moravcsik ve zellikle de sevgili dostumuz merhum Frederica Leigh. Metni yaymlamam iin beni ikna eden ve yaymcya bizzat gtren Richard Reed'e zel teekkrler. Ek olarak, Richard nemli destek verdi, eletirdi ve dzeltmelere yardmc oldu. phesiz eim Maggie hem fikirlerin gelimesi ve hem de o fikirleri ifade edecek dil konusunda yle destek verdi ki, o olmasayd, bu kitap da olmazd. Yaymcm tarafndan salanan editrler Aidan Kelly, Daniel Malvin ve zellikle de Bob Shepherd kalpten teekkrlerimi hak ettiler, tpk bu projeye inanan yaymcm Jeremy P. Tarcher gibi. Hepinize teekkr ederim.

ONSOZ
Ksa bir sre ncesine kadar biz fizikiler, en sonunda tm aratrmalarmzn sonuna geldiimize inanmtk: Yolun sonuna gelmitik ve mekanik evreni, tm muhteemlii iinde mkemmel halde bulmutuk. Eyalar davrandklar ekilde davranyorlard nk gemite olduklar ekilde olmulard. Olacaklar ekilde olacaklard nk olduklar ekildeydiler, falan filan. Her ey Newtoncu-Maxwellci kk pakete pek gzel smaktayd. Doann davranna gerekten uyan matematiksel denklemler vard. Bir bilimsel makalenin sayfasndaki bir sembol ile uzayda ve zamandaki en knden en byne nesnelerin hareketi arasnda bire bir balant vard. Yzyln, kesin olarak sylersek on dokuzuncu yzyln sonuydu ve nl A. A. Michelson, fiziin gelecei hakknda konuurken, bunun "zaten elde edilmi sonulara birka ondalk basamak daha eki emek" ten ibaret olacan sylemiti. Drst olmak gerekirse, bu sz sylerken nl Lord Kelvin'den alnt yapmaktayd. Aslnda, fizik dnyasnda her eyin ufku rten iki kara bulut dnda mkemmel olduunu syleyen Kelvin'di. Sonradan bu iki bulutun Turnervari-Newtoncu manzarann stndeki gnei rtmekle kalmayp, bu manzaray
17

18

(hsz

19

noktalar, lekeler ve dalgalardan oluan Jackson Pollock imzal kafa kartran soyut bir resme dntrd ortaya kt. Bu bulutlar, artk ok nl olan u her eyin kuantum teorisinin nclleriydi. Demek ki, bir kez daha yzyln, kesin olarak sylersek yirminci yzyln sonundayz ve bulutlar, fiziin kuantum dnyasn bile rtmek zere bir kez daha toplanyorlar. Tpk nceki gibi, Newtoncu manzarann hayranlar hala mevcut. Bu manzara uzay gemilerinden otomobillere, uydulardan konserve aacaklarna dek geni bir mekanik fenomen yelpazesini aklamada hala ie yaryor; ancak nihayetinde kuantum soyut resminin, bu Newtoncu manzarann grnte rastgele noktalardan (kuanta) olutuunu gstermesi gibi, hala biroumuz her eyin, hatta kuantum noktalarnn altnda bile nihayetinde bir tr nesnel mekanik dzen olduuna inanmaktayz. Gryorsunuz ya, bilim, eyann olduu ya da olmas gereken yolla ilgili ok temel bir varsaymla ilerlemektedir. Bu varsaym, okuyacanz bu kitapta Amit Gosvvami'nin, Richard E. Reed ve Maggie Goswami'nin yardmyla sorgulad eyin ta kendisidir. nk bu varsaym, tpk bir yzyl nceki bulutlu atalar gibi, sadece bir yzyln sonunu deil, ayrca bildiimiz haliyle bilimin de sonunu iaret ediyor gibidir. Bu varsaym orada, "darda" gerek, nesnel bir gerekliin mevcut olduu varsaymdr. Bu nesnel gereklik kat bir eydir; ktle, elektrik yk, momentum, asal momentum, spin, mekandaki konum ve eylemsizlik, enerji diye ifade edilen zaman iinde srekli mevcudiyet ve mikrodnyann daha da derinlerinde gariplik, cazibe ve renk gibi zelliklere sahip eylerden yaplmtr. Ve bulutlar yine de toplanmaktadr. nk nesnel dnya hakknda bildiimiz tm eylere, onun mekandan zamana,

zamandan maddeye tm o zikzaklarna, kara delikler denen kara bulutlarna ramen, tm rasyonel zihnimiz tam yol ileri almaktayken bile, yine de bir gizemler, paradokslar ve bir trl birbirine uymayan bulmaca paralaryla kalakalyoruz. Ama biz fizikiler pek inatyzdr ve u ataszndeki pireyle birlikte yorgan da yakmaktan korkarz. Yzmz sabunla kprtp tra ederken tm o fazlalk "tehlikeli varsaymlar" kesip attmzdan emin olmak iin Occam usturasn'1' kullanyoruz. Yirminci yzyln sonundaki soyut sanat biimini rten bu bulutlar nelerdir? Hepsi de tek cmleyle zetlenebilir: Evren, o evreni alglayan biri olmakszn mevcut deilmi gibi grnmektedir. Eh, bir dzeyde bu kesinlikle manaldr. "Evren" kelimesi bile bir insan yapsdr. yleyse evren dediimiz eyin, insan varlklar olarak bizim szck retme kapasitemize dayanmas bir bakma anlamldr. Ama bu gzlem, basit bir semantik** sorunundan daha derin midir? rnein, insan varlklar olmadan nce evren var myd? Vard gibi grnmekledir. Biz maddenin atomik yapsn kefetmeden nce, etrafta atomlar var myd? Ayn ekilde, mantk; doa yasalarnn, kuvvetlerin ve sebeplerin vs., bizler atomlar ve atomalt paracklar bilmezken bile kesinlikle mevcut olmas gerektiini sylemektedir. Ama u anki fizik anlaymzn, nesnel gereklik hakknda sorgulamaya kalkt sorular da bunlardr. rnein, basit bir parac, bir elektronu ele alalm. Bu kk bir madde paras mdr? yle olduunu, srekli yle davrandn varsaymann aka yanl olduu ortaya kt. nk
* Occam usturas: Orta a dnr Occam'l Guillaume'n felsefedeki metafizik kavramlar dlama amacyla oluturduu "ustura" fikrine atf yaplmaktadr. .N. Semantik: Anlamla ilgili, anlamsal. .N.

20

nsz

21

biz bir parac sadece ve sadece gzlemlediimizde, sanki tek bir parack gibi "grnen" sonsuz sayda olas elektrondan oluan bir bulut gibi grnmektedir. Dahas, tek bir parack deilken, Einstein'n maddesel olan hibir ey ktan hzl gidemez yolundaki kaygsyla elien ekilde k hzn da aan hzlarda hareket edebilen, dalgalanan bir dalga benzeri bulut gibi grnmektedir. Ama Einstein'n endiesi yersizdir nk bu ekilde hareket ettiinde artk o maddesel bir parack deildir. Bir baka rnek olarak da iki elektron arasndaki etkileimi ele alalm. Kuantum fiziine gre, iki elektron arasnda ok byk uzaklk braklarak onlar stnde yrtlen gzlemler, aralarndaki iletiimin ktan hzl olmas gerektiini iaret etmektedir. Ancak bu gzlemlerden nce, yani uurlu bir gzlemci ortada yokken, balantnn biimi bile tamamen belirsizdir. Ve nc bir rnek olarak, fiziksel ba koullar altndaki bir elektron gibi bir kuantum sistemi belirsiz grnebilir; ancak bu belirsizlik, kesinlik unsurlarna ayrlarak analiz edilebilse de bunlar bir biimde bataki belirsizlie eklenmektedir. Derken, Gordiyon dmn kesen devasa bir skender'i andran gzlemci sahneye girer ve sadece elektronu gzlemleme eylemiyle belirsizlii tekil, kesin ama tahmin edilemez bir hale sokarak zer. Sadece bu deil, kl darbesi gelecekte elektronun imdi hangi halde olduunu belirlerken de inebilir. nk artk u anda yaptmz ve syleyebileceimizi geerli biimde belirleyecek gzlemlerin bile gemie ait olduu olaslna sahibiz. Bylece, bir kez daha yolun sonuna geldik. Etrafta fazlasyla kuantum gariplii var; ok sayda deneyin sonular, nesnel dnyann -zaman gibi ileri doru ileyen; uzaktan eylemin, zellikle de uzaktan annda eylemin imkansz olduu-

nu syleyen; bir eyin ayn anda iki yerde birden olamayacan syleyen nesnel dnyann- dncemizin bir illzyonu olduunu gstermektedir. yleyse ne yapabiliriz? Cevab bu kitapta olabilir. Yazar, Batl zihinlerimiz iin ylesine garip bir hipotez ileri sryor ki, Doulu bir mistiin samalamalar diye otomatik olarak bir kenara atlabilir. Bu hipotez, eer "orada" uurdan bamsz bir nesnel gereklik olduu yolundaki deerli varsaymmzdan vazgeebilirsek, yukarda sz edilen tm paradokslar aklanabilir ve anlalabilir, demektedir. Hatta evrenin "kendinin farknda olduunu" ve fiziksel dnyay yaratann uurun ta kendisi olduunu da sylemektedir. Goswami "uur" kelimesini kullanrken, sizin ya da benim ima edeceimizden belki de ok daha derin bir eyi ima etmektedir. Onun szckleriyle uur akn* -mekan-zamanm dnda, yerel olmayan ve her yerde etkin- bir eydir. Tek gereklik odur ama bizler onu ancak gzlemlenebilir srelerimizin maddesel ve zihinsel unsurlarn douran eylemler yoluyla yle bir grebiliyoruz. Peki, bunu kabul etmek bizim iin niye bu kadar zor? Belki de sevgili okuyucu, bunu kabul etmenin sizin iin zor olduunu sylerken nyargl davranyorum. Belki de bu hipotezin zaten bariz bir ekilde kendini kantladn dnmektesiniz. Eh, ben de bazen bu dnceyle pek rahat oluyorum ama derken bir sandalyeye arpyor ve bacam actyorum. O eski gereklik hemen stn geliyor ve mekanda sandalyenin benimkinden kstah bir biimde ayr ve farkl olan konumuna lanetler okurken, kendimi sandalyeden ayr "gryorum". Goswami ite bu konuyu hayranlk uyandran biimde ele alyor ve benim ve sandalyenin uurdan ortaya kl yolundaki tezini genelde elenceli rneklerle aklyor.
* Akn: transandantal, mteal. .N.

24

Goswami/nin kitab, bilim ve ruhsallk arasndaki asrlk uurumun stne bir kpr kurma giriimidir; yazar, hipotezinin bunu baardna inanyor. dealist monizm ve bu idealizmin tek bana bile kuantum fiziinin paradokslarn zdne dair anlataca ok ey var. Daha sonra yine asrlk zihin ve beden ya da zihin ve beyin meselesine bakyor ve uurun her ey olduu yolundaki kprler kuran hipotezinin Kartezyen ayrm nasl iyiletirdiini ve eer merak ediyorsanz, zellikle de tek bir uurun nasl bu kadar ok ayr uurlar olarak grnebildiini gsteriyor. En sonunda, kitabn son ksmnda yirmi birinci yzyla doru kara bulutlarn iinden el yordam ile gemeye alan bizlere bir umut sunuyor; bu hipotezin aslnda kiinin kendi evresiyle yeniden byleniini salayacan anlatyor, ki bu gerekten de ihtiya duyduumuz bir ey. "Gerekten anlalmas iin sadece ve sadece uurun deneyimlenmesi gerekir," denilen mistik hakikatin farkna vardnda, kendi teorisini nasl deneyimlediini aklyor. Bu kitab okurken, ayrca bunu da hissetmeye baladm. Bu hipotez samimi ise, siz de bunu deneyimleyeceksiniz, demektir.
Fred Alan Wolf, Fizik Doktoru Dreaming Universe (Dleyen Evren), Taking the Quantum Leap (Kuantum Sray Yapmak) ve dier kitaplarn yazar La Conner, Washington

1. Blm

BLM ve RUHSALLIGIN BTNLEMES


Bugn dnyaya kritik dzeyde bir karmaa nfuz etmitir. Yaamn ruhsal unsurlarna -uurun yaamsal gerekliine, deerlere ve Tanrya- inancmz, bilimsel materyalizmin dur durak bilmez saldrlar altnda anmaktadr. Bir yandan, materyalist dnya grne dayanan bir bilimden treyen yararlar da honutlukla karlyoruz. te yandan, hkm sren bu dnya gr yaamn manas hakkndaki sezgilerimizi tatmin etmekte baarsz kalyor. Son drt yzyl iinde, bilimin ancak her eyin maddeden -boluktaki szde atomlardan- yapld fikri stne ina edilebilecei inancn derece derece benimsedik. Materyalizmi, gnlk yaantmzn en bildik deneyimlerini aklamadaki baarszlna ramen, tartmasz olarak kabul ettik. Ksacas, tutarsz bir dnya grmz var. Bu halimiz yeni bir paradigmaya, zihin ve ruhu bilimle btnletirecek birletirici bir dnya grne duyulan talebi krklyor. Ancak yeni bir paradigma ortaya km deil.
23

24

Bu kitap byle bir paradigmay nermekte ve dnya dinlerini kuatan, tm insanlk halini anlamak iin onlarla uyum iinde alan bir bilimi nasl gelitirebileceimizi gstermektedir. Bu yeni paradigmann merkezinde, modern bilimin kadim bir fikri doruladnn kabul edilmesi yatar: Var olan her eyin temelinin madde deil, uur olduu fikri. Bu kitabn ilk blm yeni fizii ve idealist monizm felsefesinin modern bir versiyonunu tantmaktadr. Bu iki stun stne, sz verilen yeni paradigmay, bilim ve din arasndaki uurumun iki kysn birletiren bir kpry ina etmeye girieceim. kisi arasnda alveri ola.

UURUM ve KPR
Garip bir adamn yrtlm bir karikatrn andran bir eyin beni ardn gryorum. Burada ne yapyor? Bylesine paralanm bir halde nasl var olabilir? Ona ne diyeceim? Sanki aklm okurcasna, ikence grm ekil konuuyor: "Bu halimde, bir ad ne fark yaratacak ki? Bana Guernica de. Ben, uurumu aryorum. uura hakkm yok mu?" Bu ad tanyorum. Guernica, stat Pablo Picasso'nun ayn adl kk bir spanyol kynn faistlerce bombalanmasna kar bir protesto olarak yapt tablonun ad. "Peki," diyorum, onu rahatlatmak iin. "Eer bana tam olarak neye ihtiyacn olduunu sylersen, belki yardm edebilirim." "yle mi dnyorsun?" Gzleri ldad. "Belki de davam savunabilirsin?" zlemle bakyor bana. "Kime kar? Nerede?" diye soruyorum merakla. "eride. Ben burada uursuz terk edilmiken onlar ierde bir parti veriyorlar. Belki uurumu bulabilirsem, tekrar btn olabilirim." "Onlar kim?" diye soruyorum. "Bilim adamlar, neyin gerek olduuna karar verenler." "Ah! Durum o kadar kt olamaz o zaman. Ben bir bi25

27

Urum ve Kprii

29

lim adamym. Bilim adamlar ak fikirli insanlardan oluan bir gruptur. Gidip onlarla konuacam." Partidekiler, Bermuda geni adalar gibi ayr gruba blnm. Bir an iin duraksayp, bu gruplardan birine doru yaklayorum. Muhabbet pek koyu. Kuantum fizii hakknda konuuyorlar. Fiziki olmallar. "Kuantum fizii, deneysel olarak gzlemlediimiz olaylar iin tahminler verir, fazlasn deil," diyor salarna ak dm saygn grnml bir beyefendi. "Kuantum nesnelerinden sz ederken gereklik hakknda desteksiz varsaymlarda bulunmak niin?" "Bu cmleden bkmadnz m? Tm bir fiziki neslinin beyni kuantum fiziine ilikin yeterli bir felsefenin altm yl kadar nce1 gelitiine inanacak biimde ykand. Durum byle deil. Hi kimse kuantum mekaniini anlamyor," dedi bir dieri; zgn hali pek akt. Daha bu szler herkesin aklnda yer etmemiken, karmakark sakall bir baka beyefendi kstah bir otoriteyle konutu: "Bakn, balam doru grelim. Kuantum fizii nesnelerin dalgalarla temsil edildiini syler. Nesneler dalgalardr. Ve dalgalar, hepimizin bildii gibi, ayn anda iki (veya daha fazla) yerde olabilirler. Ama bir kuantum nesnesini gzlemlediimizde, onu tek bir yerde buluyoruz; burada, orada deil ve kesinlikle ayn anda hem orada hem de burada hi deil." Sakall adam ellerini heyecanla sallyordu. "Basite sylersek, bu ne anlama gelir? Siz," dedi bana bakarak, "siz ne dersiniz baym?" Bu meydan okuma karsnda bir an iin afalladysam da hzla kendime geldim. "Eh, yle grnyor ki gzlemlerimiz ve dolaysyla bizler kuantum nesneleri zerinde derin

bir etkide bulunuyoruz." "Hayr. Hayr. Hayr," diye grledi sorgulaycm. "Gzlemlediimizde paradoks yok. Gzlemlemediimizde nesnenin ayn anda iki yerde birden olabilme paradoksu geri geliyor. Akas, paradokslardan kanmann yolu, gzlemler arasnda bir nesnenin nerelerde olduu hakknda asla konumamaya yemin etmek." "Ama ya biz, uurlarmz, kuantum nesneleri stnde gerekten de derin bir etkiye sahipsek?" diye srar ettim. Bir biimde, bana yle geliyordu ki, Guernica'nn uuru bu speklasyonla ilgiliydi. "Ama bu, zihnin madde stnde etkisi anlamna gelir," diye gruptakiler bir azdan bardlar ve bana sanki kutsal bir eye kfretmiim gibi baktlar. "Ama, ama," diye kekeledim, altta kalmay reddediyordum "varsayalm ki zihnin madde stndeki etkisi hakknda uzlamann bir yolu var." Onlara Guernica'nn halini anlattm. "Bakn beyler, burada toplumsal bir sorumluluunuz var. Fizik yapmann geleneksel, nesnel biiminin kuantum nesneleriyle pek ie yaramadn altm yldr biliyorsunuz. Paradokslar elde ediyoruz. Ancak siz nesnelcilii oynuyorsunuz ve toplumun geri kalan, bizlerin -uurumuzun- gereklikle ok yakndan balantl olduunu kabul etme ansn karyor. Fizikiler dnyadan ayr deil de dnyada olduumuzu ve bunun iin sorumluluk almamz gerektiini drste kabul etseler, sradan insann dnya grnde ne etki yapard, hayal edebiliyor musunuz? Belki ancak o zaman Guernica, hayr, sadece o deil hepimiz btnle geri dnebiliriz." Saygdeer beyefendi araya girdi. "Ancak gece karanlnda ve evrede hi kimse yokken, kukularm olduunu kabul edeceim. Belki de bir frsat karyoruz. Ama annem

28

Urum ve Kprii

29

bana phe iinde olduumda cahili oynamann daha iyi olduunu retti. uur hakknda hibir ey bilmiyoruz. uur psikolojiye aittir, urada duranlara," diyerek kedeki grubu eliyle iaret etti. "Ama," diye kei gibi inat ettim, "varsayalm ki uuru, davranlarn makul hale getirmek zere kuantum nesnelerinin etkileyen etken olarak tanmladk. Eminim eer sizler de bana katlrsanz, psikologlar bu olasl dikkate alacaklardr. Hadi gelin kartezyen dnya grmz hemen imdi atlatalm." Guernica'nn uurunu kazanma ansnn bu insanlar biraraya toplamadaki baarma dayandna artk kesin gzyle bakyordum. "uurun atomlar nedensel olarak etkilediini sylemek Pandora'nn kutusunu amaktr. Bu, fizii ba aa ederdi; fizik kendi kendine yetmez olurdu ve bizler de inanlrlmz yitirirdik." Konuan seste, "son szmz bu" havas vard. Daha nce duyduum bir ses de "Hi kimse kuantum mekaniini anlamyor," diyordu. "Ama Guernica'ya uuru iin ricac olacama sz verdim! Ltfen, dinleyin beni," diye protesto ettim ama hi kimse dikkatini vermiyordu. Bu grup iinde bir varlksz ya da tpk Guernica gibi bir uurlu-olmayan haline gelmitim. Psikologlar denemeye karar verdim. Onlar kelerindeki fare kafesleri ve bilgisayar ynndan tanmtm. Becerikli grnen bir kadn gen bir adama bir eyler aklyordu. "Beyin-zihnin bir bilgisayar olduunu varsayarak, davran fare yarnn tesine gemeyi mit ediyoruz. Beyin, bilgisayarn donanmdr. Aslnda beyinden baka bir ey yoktur; gerek olan odur. Ancak, beynin donanmnn halleri, zaman iinde bamsz ilevler yrtrler, tpk bilgisayar yazlmlar gibi. te donanmn bu hallerine zihin diyo-

ruz." "O zaman uur nedir?" diye drtkledi gen adam. Hey, bu harika bir zamanlamayd. Bulmaya geldiim eyin ta kendisi: psikologlarn uuru nasl dndkleri! Guernica'nn uuru stnde kontrol olanlar bunlar olmalyd. "Merkezi ilem birimi uur, bilgisayarn kumanda merkezi gibidir," diye cevaplad kadn sabrla. Sorgulaycs bu cevapla tatmin olmamt, bastrd: "Eer tm girdi-kt performansmz, ilkesel olsa bile, bilgisayar devrelerinin faaliyeti baznda aklayabilirsek, o zaman uur zaten kesinlikle art grnmyor."2 Kendimi tutamadm. "Ltfen uurdan hemen vazgemeyin. Arkadam Guernica'nn ihtiyac var." Onlara Guernica'nn sorununu anlattm. Kulaa adeta eski fiziki dostumun bir yanks gibi gelen, zarif giyimli bir beyefendi ylesine araya girdi: "Ama bilisel psikoloji henz uur iin hazr deil.3 Henz onu nasl tanmlayacamz bile bilmiyoruz." "Size bir fizikinin uur tanmn verebilirim. Kuantum kuramndan.^." Bu son sz ilgilerini ekti. lk nce, kuantum nesnelerinin birden daha ok noktada mevcut olacak ekilde yaylm dalgalar olduklarn ve uurun bu dalgalar odaklayan ve bylece onlar tek yerde gzlemleyebilmemizi salayan etken olabileceini anlattm. "Ve sorununuzun zm ite bu," diye nerdim. "uur tanmn fizikten alabilirsiniz! Ve sonra belki Guernica'ya yardm edebilirsiniz." "Ama siz ileri birbirine kartrmyor musunuz? Fizikiler her eyin atomlardan -kuantum nesnelerinden- yapldn sylemezler mi? Eer uur da kuantum nesnelerinden olumusa, nasl olur da onlar stnde nedensel etkide bulunabilir? Dnn beyefendi, dnn."

30

Urum ve Kprii

29

Biraz panie kapldm. Eer bu psikologlar neden sz ettiklerini biliyorlarsa, brakn Guernica'nnkini, benim uurum bile bir illzyon demekti. Ama psikologlar ancak her ey, uur da dahil her ey, gerekten de atomlardan olutuysa haklydlar. Birdenbire, bir baka olaslk zihnimde akverdi! Ve azmdan kardm: "Hep yanl yapyorsunuz! Her eyin atomlardan yapldndan emin olamazsnz, bu sadece bir varsaym. Bunun yerine her eyin, atomlar da dahil her eyin uurdan olutuunu varsayn!" Dinleyicilerim donakalm gibiydiler. "Bakn, bu ekilde dnen baz psikologlar var. Kabul ediyorum, sizinki de ilgin bir olaslk. Ama bilimsel deil. Eer psikolojiyi bir bilim konumuna ykseltmek istiyorsak, uurdan uzak durmalyz; zellikle de uurun asli gereklik olabilecei fikrinden. zgnz, dostum." Konuan kadn gerekten de sempatik gibiydi. Ama hala Guernica'nn uuru iin bir ilerleme salayamamtm. Son gruba yneldim: genin nc kesine. Onlar da nrofizyolog (beyin bilimci) kt. Belki de esas sz geen yarglar onlard. Beyin bilimciler de uur hakknda konuuyorlard ve beklentilerim artt. lerinden biri, hayli zayf olan daha yal bir adama: "uur mevcudiyete anlam getiren nedensel bir unsurdur, sana bunu syleyebilirim. Ama bu beynin grnen bir fenomeni olmaldr, ondan ayr deil. Hem zaten her ey maddeden olumutur; var olan her ey."4 Zayf olan ngiliz aksan ile konuarak itiraz etti. "Bir eyden yaplma bir ey nasl olurda yaplm olduu ey zerinde nedensel etkide bulunabilir? Bu, bir televizyon reklamnn televizyon setinin elektronik devresi stnde etkide bulunarak kendisini tekrarlamas gibi olurdu. Tanr korusun!

Hayr, uur, beyin stnde nedensel etkiye sahip olabilmek iin beyinden ayr bir unsur olmaldr. uur, maddesel dnyann dnda ayr bir dnyaya aittir."5 "Ama o zaman bu iki dnya nasl etkileir? Bir hayalet, bir makineye etki edemez." San atkuyruu yapm bir adam glerek, kabaca araya girdi ve "Her ikiniz de samalyorsunuz. Tm sorunlarnz yaratl gerei anlamsz olan maddesel dnyada mana aramaya almanzdan douyor. Bakn, fizikiler anlam olmadn, zgr irade olmadn ve her eyin atomlarn rastgele oyunu olduunu sylerken hakllar," dedi. uur iin ayr bir dnyay savunan ngiliz, artk alayc bir tavrla: "Ve siz sylediklerinizin bir anlam olduunu sanyorsunuz! Siz, ahsnz atomlarn rastgele, anlamsz hareketlerinin bir oyunusunuz ve yine de teoriler retiyor ve teorilerinizin bir anlam olduunu sanyorsunuz." Tartmaya kendimi de sokuturdum. "Atomlarn oyunlarnda bile mana bulmann bir yolunu biliyorum. Varsaynz ki her ey atomlar yerine uurdan yaplm olsun. O zaman ne olurdu?" "Bu fikri nereden buldunuz?" diye meydan okudular. "Kuantum fiziinden," dedim onlara. "Ama beynin makro dzeyinde kuantum fizii yoktur," diye itiraz ederken birleip hep bir azdan, otoriter bir tonla akladlar. "Kuantum mikro dzey iindir, atomlar iindir. Atomlar moleklleri, molekller hcreleri ve hcreler de beyni oluturur. Biz her gn beyinle alyoruz; beynin makro-dzey davrann aklamak iin atomlarn kuantum mekaniini yardma armaya hi gerek yok." "Ama beyni tamamen anladnz iddia etmiyorsunuz, deil mi? Beyin o kadar basit deil! Biri, beyin anlayabileceimiz kadar basit olsayd, o zaman biz de onu anlayamaya-

32

Urum ve K p r i i

29

cak kadar basit olurduk, dememi miydi?" "yle olsa da," dediler, "kuantum fikri uura nasl yardm edebilir ki?" uurun kuantum dalgasn etkileyiini onlara anlattm. "Bakn, eer uur atomlardan olutuysa bu bir paradokstur. Ama eer dnyann neden yapldna ilikin dnya grmz deitirirsek, bu paradoks tatmin edici biimde zlr. Sizi temin ederim, dnya uurdan yaplmtr." Heyecanm ve hatta gururumu saklayamyordum; bu ylesine gl bir fikirdi. Onlarn da bana katlmasn rica ettim. "zc olan ey," diye devam ettim, "eer sradan insanlar bizi birbirimize ve dnyaya balayan eyin madde deil de uur olduunu bilselerdi, o zaman sava ve bar, evre kirlilii, toplumsal adalet, dinsel deerler ve dier tm insani gayretlerle ilgili grleri radikal biimde deiirdi." "Bu kulaa gayet ilgin geliyor ve inann bana size sempati duyuyorum. Ama fikriniz ayn zamanda kutsal kitaptan kma bir eyi de andryor. Dinsel fikirleri bilim diye benimsersek, nasl yine de gvenilir kalabiliriz ki?" Soruyu soran adeta kendi kendine konuuyor gibiydi. "Sizden isteim uurun hakkn vermeniz," diye cevapladm. "Arkadam Guernica tekrar btn olabilmek iin uura ihtiya duyuyor. Ve bu partide duyduklarmdan anladma gre, bu konuda yalnz saylmaz. Nasl olur da hala uurun mevcut olup olmadn bile tartabiliyorsunuz? Yeter, yeter demektir. uurun varl tartlabilir deil ve siz de bunu biliyorsunuz." "Anlyorum," dedi atkuyruklu adam ban sallayarak. "Arkadam, bir yanl anlama sz konusu. Bizler, hepimiz Guernica olmay setik; eer bilim yapmak istiyorsan sen de byle yapmalsn. Hepimizin atomlardan yapldn varsay-

mak zorundayz. uurumuz ise atomlarn dansnn ikincil bir fenomeni -bir epifenomen*- olmak zorunda. Bilimin temel nesnellii bunu talep ediyor." Guernica'ya dndm ve yaadklarm zntyle anlattm. "Bir zamanlar Abraham Maslow'un dedii gibi 'Sahip olduun tek alet bir eki ise, her eye iviymi gibi davranmaya balarsn.' Bu insanlar da dnyay atomlardan olumu ve kendilerinden ayr grmeye almlar. uuru, sanrsal bir epifenomen olarak gryorlar. Onlar sana uur veremezler." "Peki ya sen?" dedi Guernica gzlerimin iine bakarak. "Sen de bilimin nesnelliinin arkasna m saklanacaksn, yoksa btnl kazanmama yardm etmek zere bir eyler mi yapacaksn?" Beni tutmu sarsyordu artk. Onun younluu beni ryamdan uyandrd. Yava yava, bu kitab yazmann bir zm olabilecei ortaya kt.

Gnmzde fizikte byk bir ikilemle kar karyayz. Kuantum fiziinde -yeni fizikte- ie yarayan teorik bir ereve bulduk; bu, saysz laboratuvar deneyini ve fazlasn aklyor. Kuantum fizii transistrler, lazerler ve speriletkenler gibi muazzam biimde yararl teknolojilere yol at. Ancak yine de deney sonularn ou insann paradoksal, hatta imkansz olarak grd biimde yorumlamakszm kuantum fizii matematiinden anlam karamyoruz. Kuantumun u zelliklerine baknz:
* Epifenomen: kincil fenomen. .N.

34

Uurum ve Kpr

35

Bir kuantum nesnesi (rnein, bir elektron) ayn anda birden ok yerde olabilir (dalga zellii). Bir kuantum nesnesinin, biz onu bir parack olarak gzlemleyene dek sradan mekan-zaman gerekliinde tezahr ettii sylenemez (dalgann kmesi). Bir kuantum nesnesi burada mevcut olmay keser ve ayn anda baka bir yerde belirebilir; aradaki mekandan geip gittiini syleyemeyiz (kuantum sramas). Bir kuantum nesnesinin gzlemimizin neden olduu tezahr, ayn anda onun balantl ikiz nesnesine de -aralarndaki mesafe ne olursa olsun- tesir eder (uzaktan kuantum eylem). Bir yorumlama emas kullanmadan, deneysel verilerle kuantum fizii arasnda balant kuramayz. Yorumlaymz da verileri ele alrken kullandmz felsefeye dayanmaktadr. Bilimde asrlardr baskn olan felsefe (fiziksel ya da materyalist realizm) sadece atomlardan ya da nihayetinde temel paracklardan oluan maddenin gerek olduunu, geri kalan her eyin maddenin ikincil fenomeni, yap ta olan atomlarn sadece bir dans olduunu varsaymaktadr. Bu dnya grne realizm ya da gerekilik denir; nesnelerin gerek olduunu ve znelerden, bizlerden ya da onlar nasl gzlemlediimizden bamsz olduklarn varsayar. Ancak her eyin atomlardan yapld fikri, kantlanmam bir varsaymdr; her ey iin geerli, dorudan bir kanta dayanmamaktadr. Yeni fizik bizi materyalist realizmin bak asndan baklnca paradoksal grnen bir durumla kar karya getirdiinde, paradokslarn bizim kantlanmam varsaymmzn yanllndan dolay ortaya kabildii olasln grmezden gelme eilimi gsteririz. (Uzun sre kabul edilen bir varsaymn srf bu sebeple bir olgu haline gel-

diini unutma eilimindeyiz ve bu hatrlatldnda da sklkla sinirleniriz.) Bugn birok fiziki materyalist realizmde bir eylerin hatal olduundan kukulanmakta ama onlara bunca yldr iyi hizmet vermi olan sandal sallamaktan da korkmaktadr. Sandallarnn akntya kapldnn ve yeni bir dnya gr altda yeni bir klavuzlua ihtiya duyduunun farknda deiller. Materyalist realizm felsefesine bir alternatif var mdr? Materyalist realizm, bilgisayar modelleri bir kenara braklrd, zihinlerimizin ve zellikle de nedensel adan kudretli bir kendinden uurlu olma fenomeninin varln aklamakta zorlanmaktadr. "uur nedir?" sorusuna materyal realist valyece bir tutumla, "nemi yok," deyip geer. Ancak, eer urlu zihnin oluturduu (uurla ilgili teorilere kar olanlar da dahil) tm teorileri ciddiye alacaksak, uurun nemi vardr. Rene Descartes gereklii iki ayr aleme -zihin ve madde- bldnden beri, birok kii uurlu zihnin etki kuvvetini dalizm iinde rasyonalize etmeye alt. Ancak bilim, dalist bir felsefenin savunulabilirliinden phe etmek iin zorlayc sebepler sunmaktadr: Zihin ve madde dnyalarnn etkileebilmeleri iin, enerji alverii yapmalar gerekir; ancak biliyoruz ki maddesel dnyann enerjisi sabittir. O zaman kesinlikle tek bir gereklik olmaldr. te ksr dng: Eer tek gereklik maddesel gereklik ise, uur anormal bir epifenomen olma dnda mevcut olamaz. yleyse soru u: Materyalist realizmin, zihin ve maddenin tek bir gerekliin ama madde stnde kurulmam bir gerekliin paralar olduu, monist (birci) bir alternatifi var mdr? Ben olduuna eminim. Bu kitapta nereceim alternatif, monist idealizmdir. Bu felsefe, dalistlie (ikicilie) tezat

36

Urum ve Kpr

37

olarak monisttir (bircidir) ve idealizmdir nk idealar (ideallerle kartrlmamaldr) ve onlarn uurunun, gerekliin temel unsurlar olduu dnlmektedir; madde ise ikincil olarak dnlr. Baka bir deyile, (uur dahil) her eyin maddeden yapldn iddia etmek yerine, bu felsefe (madde dahil) her eyin uurda mevcut olduunu ve uurdan ynlendirildiini iddia eder. Felsefenin, maddenin gerek olmadn sylemediine dikkat ediniz; sadece maddenin gereklii, -madde de dahil- var olan her eyin bizzat temeli olan uurun gerekliine gre ikincildir. Baka bir deyile, "Madde nedir?" sorusunu bir monistik idealist "uurdan baka bir ey deil" diye cevaplar.* Bu kitap idealist monizm felsefesinin kuantum fiziinin mantkl, tutarl ve tatmin edici olan paradoks iermeyen bir yorumunu saladn gstemektedir. Dahas, zihinsel fenomenler -rnein z uur, hr irade, yaratclk ve hatta duyular d alglama-, zihin-beden sorunu; idealist monizm ve kuantum teorisi genel balamnda yeniden formle edildiinde basit, tatmin edici aklamalar kazanmaktadr. Beyinzihnin bu yeniden formle edilmi tablosu, binlerce yldr korunan byk ruhsal geleneklerle tamamen uyum iinde olan tm benliimizi anlamamz salar. Materyalist realizmin modern insann yaam nitelii stndeki olumsuz tesiri sarscdr. Materyalist realizm hibir ruhsal anlam olmayan bir evren ortaya koyar: Mekanik, bo ve yalnz. Bizler, kozmosun sakinleri iin bu belki de daha rahatsz edicidir nk geleneksel bilgelik, materyalist realizmin, maddesel olana ek olarak gerekliin ruhsal bir paras daha olduunu neren teolojileri yendiini korku verici
* Yazar, ngilizcede "What's matter?" ("Sorun nedir?) sorusuna verilen"Never mind." ("Bo ver.") tarzndaki cevab kullanarak, tam olarak dilimize ancak "Madde nedir?" , "Hi Zihin," eklinde evrilebilecek bir kelime oyunu yapm. .N.

(derecede kabullenmektedir. Olgular tam tersini kantlar; bilim bir monistik felsefenin gcnn dalizme, yani maddeden ayr grlen ruh fikrine galip geldiini kantlyor. Bu kitap var olan bilginin desteiyle, artk dnyada ihtiya duyulan monistik felsefenin materyalizm deil, idealizm olduuna dair gl bir kant sunuyor. dealist felsefede, uur temeldir; dolaysyla bizlerin ruhsal deneyimleri kabul grr ve anlaml diye deerlendirilir. Bu felsefe, eitli dnya dinlerinin kvlcm olan insann ruhsal deneyiminin birok yorumunu barndrr. Bu bak noktasndan, eitli dinsel geleneklerin kavramlarnn da tpk kuantum fiziininkiler gibi mantkl, zarif ve tatmin edici hale geldiini gryoruz. Kendini bil. Bu, dnyay organize eden ve ona mana verenin benliimiz olduunun farknda olan filozoflarn asrlardr vermi olduu ttr; onlarn anlalabilir hedefi doann yan sra kendini de bilmekti. Modern bilimin materyalist realizmi kucaklay bunu hepten deitirdi; doayla birlemi olmak yerine, uur doadan ayr hale geldi; bu da fizikten ayr bir psikolojiye yol at. Morris Berman'n belirttii gibi, bu materyal realist dnya gr bizi, geen yllarda iinde yaadmz byl dnyadan srgn etti ve bizi yabanc bir dnyaya tkt.6 imdi bizler bu yabanc diyarda srgn edilmi gibi yayoruz; srgn edilmi birinden bakas bu gzel dnyay nkleer sava ve evre kirliliiyle yok etme riskini gze alabilir miydi? Kendimizi srgn gibi hissediimiz, gr amz deitirme inisiyatifimizi zayflatmaktadr. Makineler olduumuza -tm eylemlerimizin aldmz drtlerle ve nceki koullanmamzla belirlendiine- inanmaya koullandrldk. Srgnler olduumuzdan sorumluluumuz yok, seim hakkmz yok; hr irademiz bir

38

seraptan ibaret. ite, her birimizin dnya grmz yakndan incelemesi bu yzden ok nemli. Niin nkleer silahlar sebebiyle yok olma tehdidiyle kar karyaym? Niin dnyann atmalarn zmlemek iin savalar barbarca devam ediyor? Niin Amerika Birleik Devletleri tek bana tm dnyay doyuracak kadar gda retebiliyorken, Afrika'da tekrar tekrar ktlk ekiliyor? Nasl oldu da Tanr vergisi benzer genetik, zihinsel ve ruhsal donanmlara sahipken ben ve hemcinsim insanlar arasnda bu kadar ok ayrm dikte eden bir dnya grn edindim (daha da nemlisi bu dnya grne niin saplanp kaldm)? Eer materyalist realizme dayanan bu modas gemi dnya grn terk eder ve kuantum fiziinin talep eder grnd yeni/eski dnya grn incelersem, dnya ve ben bir kez daha btnleebilir miyiz? Kendimizi bilmemiz art; eer zihin yapmz buna izin veriyorsa. Bak alarmz deitirebilir miyiz, bunu bilmek zorundayz. Yeni fizik ve uurla ilgili bu idealist felsefe deimek iin bize yeni balamlar verebilir mi?

ESK FZK ve FELSEF MRASI


Yaklak yarm asr nce, Amerikal psikolog Abraham Maslow ihtiyalar hiyerarisi fikrini formle etmiti. Temel hayatta kalma ihtiyalarn karladklarnda, insanlarn daha yksek dzeyli ihtiyalarn karlama arayna girmeleri mmkn hale gelmektedir. Maslow'a gre bu ihtiyalarn en yksei ruhsal ihtiyatr; kendini gerekletirme arzusu, mmkn olabilen en derin dzeyde kiinin kendini bilmesi.1 Birok Amerikal, aslnda ou Batl, Maslow'un ihtiyalar merdiveninin alt basamaklarn oktan km olduklarndan, Batllarn hevesle kendini gerekletirme veya ruhsal doyum basamaklarna trmanyor olmalarn beklersiniz. Trmanmyoruz. Maslow'un argmannda yanl olan nedir? Rahibe Teresa'nn seksenli yllarda Amerika Birleik DevletIeri'ni ziyareti srasnda gzlemledii gibi, Amerikallar maddi bakmdan kutsanm ama ruhsal bakmdan fakirlemiti. Hu neden byle olmutu? Maslow, gnmz Bat kltrnde baskn olan sorgulanmayan materyalizmin sonularn hesaba katmay ihmal etmiti. ou Batl, materyalist bir dnyada yaadmz fikrini bilimsel bir gr olarak kabul etmektedir; her eyin maddeden yapld ve maddenin temel gereklik olduu bir
39

ummam

40

Eski Fizik ve Felsefi Miras

41

dnya. Byle bir dnyada, maddesel ihtiyalar oalr, ruhsal ilerleme iin deil de daha fazla, daha byk ve daha iyi eyler iin duyulan arzu olarak sonulanr; daha byk arabalar, daha iyi evler, modann en yenisi, artc elence biimleri ve gz kamatrc mevcut ve gelecek teknolojik ara gere bolluu. Byle bir dnyada, ruhsal ihtiyalarmz genellikle tannmaz, inkar edilir ya da yzeye ktklarnda ar yceltilir. Eer, materyalizmin bize rettii gibi, gerek olan sadece madde ise o zaman mal mlk edinme, mutluluk ve iyi bir hayatn tek kaynadr. phesiz, dinlerimiz, ruhsal retmenlerimiz, sanatsal ve edebi geleneklerimiz durumun byle olmadn retmekteler. Tam tersine, materyalizmin en iyi durumda hasta edici bir fazlala ve en kt durumda da sua, hastala ve dier belalara yol atn retmektedirler. ou Batl bu elikili inanlarn her ikisine de sahiptir ve a kurt gibi saldran materyalist bir kltr iinde yer alrken bir yandan da bunun iin kendilerini gizli gizli hor grp zt hisler iinde yaamaktadr. Kendisini hala dindar grenlerimiz ise bunu tmden gzard edememekte, szleri ve dnceleri dine bal olsa da, yaptklar eyler bu niyetlerini ihlal etmektedir; hemcinsimize nazik olmak gibi dinlerin en temel retilerini bile uygulamay baaramyoruz. Bir blmmz ise bu bilisel uyumsuzluu dinsel kktencilii ya da eit derecede kkten bilimcilii kucaklayarak zmeye alyoruz. zetle, bizler bir bunalmn tam ortasnda yayoruz; sadece bir inan bunalm deil, ayn zamanda bir akl karkl bunalm da. Bu zavall duruma nasl geldik? Materyalizmi szde bilimsel dnya gr olarak kabullenerek. Bilimsel olmamz gerektiine ikna olduk ve u hikayedeki tuhafiyeci gibi olduk: Tuhafiye dkkanna giren bir mteri kendi-

sine yabanc gelen bir aygt bulmu ve dkkan sahibine gsterip bunun ne ie yaradn renmek istemi. "Ah, o bir barometre," demi dkkan sahibi. "Yamur yap yamayacan syler." "Nasl alyor?" diye sormu adam. Dkkan sahibi aslnda barometrenin nasl altn bilmiyormu ama bunu kabul etmesi, sat yapma ansn karmak demek olacandan, yle cevap vermi: "Pencereden dar karp tutuyorsunuz ve sonra ieri alyorsunuz. Eer barometre slanmsa, yamur yadn anlyorsunuz." "Ama ben bunu elimle de yapabilirim, barometre kullanmak niye?" diye adam kar km. Dkkan sahibi cevap vermi: "Dostum, bu hi de bilimsel olmazd." Materyalizmi kabulleniimizde, dkkan sahibine benzediimizi ileri sryorum. Bilimsel olmak istiyoruz, bilimsel olduumuzu sanyoruz ama deiliz. Gerekten bilimsel olmak iin, bilimin yeni keiflerde bulunduka her zaman deitiini hatrlamamz gerek. Materyalizm, doru bilimsel dnya gr mdr? Bilim adamlarnn kafas bu konuda hayli kark olsa da cevabn ak seik "hayr" olduuna inanyorum. Bilim adamnn kafa karkl 1665'lerde Isaac Newton tarafndan ortaya atlan, adna klasik fizik denilen drt yz yllk elenceye ar hevesle dalm olmasndan dolay bir akamdan kalma hali yaamasndan kaynaklanmaktadr. Newton'un teorileri, zaman iinde Bat kltrnde baskn olan materyalizme yol at. Materyalizmin Grek filozof Demokrit'e (M.. 460-370'ler) dayanan felsefesi, klasik fiziin materyal, fiziksel ya da bilimsel realizm diye eitli biimlerde adlandrlan dnya grne uymaktadr. Bu yzyl iinde adna kuantum fizii denilen yeni bir bilimsel disiplin res-

40

l 'ski Fizik ve Felsefi Miras

43

men klasik fiziin yerini alm olmasna ramen, klasik fiziin -yani materyalist realizmin- eski felsefesi halen yaygn biimde kabul grmektedir.

KLASK FZK VE MATERYALST REALZM

On yedinci yzyl Fransz matematikisi ve filozof Rene Descartes, Versay sarayn ziyaret ettiinde, saray bahesindeki kocaman otomat karsnda adeta bylenmiti. Grnmeyen mekanizmalarn idaresiyle sular akyor, mzik alyor, deniz perileri glp oynuyor ve kudretli Neptn bir havuzun altndan ykseliyordu. Gsteriyi seyrederken Descartes dnyann da byle bir otomat -bir dnya makinesiolabilecei fikrini oluturdu. Descartes daha sonra bir makine olarak dnya tablosunun iyice elden geirilmi bir versiyonunu ortaya att. Onun o nl dalizm felsefesi dnyay nesnel bir madde kresi (bilimin alan) ve znel bir zihin kresi (dinin alan) olarak ikiye bld. Bylece Descartes bilimsel aratrmay, gl kilisenin tutuculuundan zgrletirmi oldu. Descartes nesnellik fikrini Aristo'dan dn almt. Temel fikir, nesnelerin zihinden (ya da uurdan) bamsz ve ondan ayr olmasyd. Bundan, gl nesnellik ilkesi olarak sz edeceiz. Descartes ayrca dnyann bir makine olduu fikrini bilimsel olarak kutsallatracak olan fizik yasalarna da katkda bulunmutu. Ancak materyalizmi ve onun doal sonucu olan klasik determinizm ilkesini somut biimde belirleyen Newton ve onun on sekizinci yzyldaki miraslar olacakt; klasik determinizm ilkesi, hareket yasalar ve nesnelerin balang artlar (nerede olduklar ve ne hzla hareket ettikleri) verildiinde tm hareketin tam olarak belirlenebilecei fikriydi.

Newtoncu dnya grn anlamak iin, evreni uzay (mekan) dediimiz boyutlu bir bilardo masasndaki irili ufakl bir kucak dolusu bilardo topu olarak dnn. Eer bu bilardo toplarnn stnde tm zamanlarda etkide bulunan tm kuvvetleri bilirsek, o zaman sadece balang artlarn -belli bir balang anndaki konumlarn ve hzlarn- bilmek bu cisimlerin her birinin tm gelecek zamanlarda nerede olacaklarn (ya da daha nceki zamanlarda nerede bulunduklarn) hesaplamamz salar. Determinizmin (belirlenimcilik) felsefeye ithali, en iyi biimde on sekizinci yzyl matematikisi Pierre-Simon de Laplace tarafndan zetlenmitir: "Belirli bir andaki, doann canlandrd tm kuvvetlere ve doay oluturan cisimlerin konumlarna aina olan bir zeka -eer verileri analiz edecek kadar genise-, evrenin en byk cisimlerinin de, en hafif atomlarn da hareketlerini ayn formlde kucaklard; byle bir zeka iin hibir ey belirsiz olmazd ve gelecek, tpk gemi gibi, onun gzlerinin nnde olurdu."2 Laplace ayrca gk mekanii stne kendisini mehur eden baarl bir kitap da yazmt; ylesine nlenmiti ki imparator Napolyon onu saraya artmt. "Bay Laplace," dedi Napolyon, "kitabnzda bir kez bile Tanr'dan sz etmemisiniz. Bunun sebebi nedir?" (O gnlerde, gelenekler konusu ne olursa olsun bir kitapta Tanr'dan birka kez de olsa sz etmeyi talep ediyordu, Napolyon bu sebeple meraklanmt. Bu Laplace bylesi saygdeer bir gelenei zedeleyecek kadar cretli bir kii miydi?) Laplace'n verdii sylenen cevap, bir klasiktir: "Majesteleri, o zel hipoteze ihtiyacm yoktu." Laplace klasik fiziin ve onun klasik deterministik matematik erevesinin ima ettiini doru biimde anlamt. Newtoncu bir evrende, Tanr'ya gerek yoktu!

40

Eski Fizik ve Felsefi Miras

45

Artk klasik fiziin iki temel ilkesini renmi durumdayz; gl nesnellik ve determinizm. Klasik fiziin nc ilkesi Albert Einstein tarafndan kefedildi. Einstein'n klasik fiziin yksek hzla hareket eden cisimlere geniletilmesi olan izafiyet teorisi, doann otobanlarnda yaplabilecek en yksek hzn k hz olmas gerektiini sylyordu. Bu hz muazzamdr -saniyede 300.000 kilometre- ama byleyken bile snrldr. Bu hz snrnn ima ettii ey, mekan-zamanda var olan tm maddesel varlklarn birbirlerine tesirlerinin yerel (mekana bal) olmas gerektiidir: Uzayda snrl bir hzla yol almalydlar. Buna da yerellik ilkesi denilir. Descartes dnyay madde ve zihin diye bldnde bilimin madde stndeki egemenlii karlnda zihinle ilgili meselelerdeki egemenlie sahip olan dine saldrmamaya ynelik yazl olmayan bir anlamay amalyordu. Anlama iki yzyldan fazla sreyle korundu. En sonunda, bilimin doay tahmin etme ve kontrol etmedeki baars, bilim adamlarm herhangi bir dinsel retinin geerliliini sorgulamaya sevk etti. Bilhassa bilim adamlar dalizmin zihin ya da ruh yanma meydan okumaya baladlar. Bylece materyalist monizm, materyalist realizm esaslar listesine eklendi: Dnyadaki her ey, zihin ve uur dahil her ey, maddeden (ve enerji ve kuvvet alanlar gibi maddenin genellemelerinden) yaplmtr. Bizimki batan aa, tepeden trnaa maddesel bir dnyayd. phesiz, hi kimse zihni ve uuru maddeden nasl treteceini bilmemekteydi, bylece taahht kabilinden bir baka esas daha eklendi: epifenomenalizm ilkesi. Bu ilkeye gre tm zihinsel fenomenler nceki fiziksel artlara uygun bir indirgemeyle maddenin epifenomeni ya da ikincil fenomeni olarak aklanabilir. Temel fikir, uur dediimiz eyin, beyin belirli bir dzeyden gzlendiinde, beynin bir zelliinden

(ya da bir zellik grubundan) ibaret olduudur. Demek ki bu be ilke, materyalist realizmin felsefesini oluturmaktadr: 1. Gl nesnellik 2. Klasik determinizm 3. Yerellik 4. Materyalist monizm 5. Epifenomenalizm Bu felsefe bilimsel realizm olarak da adlandrlr; bu da materyalist realizmin bilim iin elzem olduunu ima eder. ou bilim adam, bu be ilkeyle elien salam kant olabilecek verilerle yz yze gelmelerine ramen, en azndan uursuzca, durumun byle olduuna hala inanmaktadr. Balangta materyalist realizmin ilkelerinin metafizik esaslar (postlalar) olduunu fark etmek nemlidir. Bunlar varln doas hakkndaki varsaymlardr, deneyler yoluyla varlm sonular deildirler. Eer bu esaslardan herhangi biriyle elien deneysel veriler kefedilirse, o zaman esastan vazgeilmesi gerekir. Benzer ekilde eer rasyonel argmanlar belirli bir esasn zayfln aa karrsa, o esasn geerlilii de sorgulanmaldr; Materyalist realizmin ana zayfl, felsefesinin, znel fenomenleri tmden dlyor gibi grnmesidir. Eer gl nesnellik esasna dayanrsak, bilisel labora tu varlarda yaplan birok gl deney, veri olarak kabul edilemez. Materyal realistler bu eksikliin farkndadrlar; dolaysyla son yllarda zihinsel fenomenin (buna benlik uuru da dahildir) maddesel modeller, yani bilgisayar modelleri baznda anlalp anlalamayaca meselesine byk dikkat harcanmaktadr. Byle modellerin ardndaki temel fikri inceleyeceiz: zihin makinesi fikri.

40

Eski Fizik ve Felsefi Miras UURLU BR BLGSAYAR YAPABLR MYZ?

46

Newton'dan sonra bilimin mcadelesi phesiz Laplace'n her eyi bilen aklna mmkn olabildiince yaklamaya girimekti. Newtoncu klasik fiziin grsnn hayli gl olduu ortaya kt ve bylesi bir yaknlama iin nemli admlar atld. Bilim adamlar derece derece, en azndan ksmen, baz szde ebedi gizemleri -gezegenimizin nasl olutuu, yldzlarn yanma enerjilerini nasl bulduklarn, evrenin nasl yaratldn ve hayatn kendini nasl rettiini- atlar. En sonunda, Laplace'n ardndan gelen savunucular insan zihnini, ben-uurunu ve her eyi aklama mcadelesine giritiler. Deterministik grleri ile, insan zihninin de, bir paras olduu dnya makinesi gibi, Newtoncu bir klasik makine olduundan hi kukular yoktu. Zihin makinesine inananlardan biri olan Ivan Pavlov, kpeklerinin inancn dorulamasndan dolay ok memnundu. Pavlov bir zil aldnda, kpekleri yemek verilmese bile tkrk salglyorlard. Kpekler zilin her almda yiyecek beklemeye artlandrlmalardr, diye aklyordu Pavlov. Bu aslnda ok basitti. Bir uyart ver, tepkiyi gzlemle, eer istediin tepkiyse, bunu bir dlle glendir. Bylece insan zihninin, uyart-tepki-glendirme baznda ileyen ve birebir denklik gsteren basit girdi-kt beyanatlaryla basit bir makine olduu fikri dodu. Bu fikir, bylesi basit bir davransal makinenin dnme gibi zihinsel ilemleri yrtemeyecei temelinde oka eletirildi. durumlar ile karmak bir makine fikrini tasavvur eden zeki klasik mekanikiler, "Dnme mi istiyorsunuz, aln size dnme," diye cevapladlar. Basit bir devingenin davranna bakn, dediler. Onu seyretmesi ok elencelidir nk rzgar modellerine verdii tepkiler sonsuzcasma e-

itlidir. Niin? nk her bir tepki, devingenin blmlerinin, belirli uyartlara ek olarak, i durumlarnn dizilimlerine kelimenin tam anlamyla bamldr. Beyin iin ise bu i durumlar dnme, hissetme vb. ile eanlamldr; bunlar da insan beyni denilen karmak makinenin i durumlarnn epifenomenenleridir. Muhalefetin sesi yine de kar kmaktadr: Ya hr irade ne olacak? nsanlarn seme zgrl vardr. Mekanikiler hr iradenin bir illzyondan baka bir ey olmadn syleyerek cevap verdiler; ayrca sanrsal hr iradenin fiziksel bir modelinin mmkn olduu yolunda ilgin bir argman da eklediler. Zihin makinesi aratrmaclarnn dehas gerekten de hayranlk uyandrmaktadr. Klasik sistemler nihayetinde determinist olmalarna, temelde determinist davran sergilemelerine ramen, artk kaosa da sahip olduumuz fikri mevcut: Arada bir, balang artlarndaki ok kk deimeler, bir sistem iin finaldeki sonuta ok byk farkllklar retebilir. 3 Bu, belirsizlii (hava sistemlerinin belirsizlii, bu kaotik davrann bir rneidir) retir ve tahminin belirsizlii, hr irade olarak yorumlanabilir. Kaos nihai anlamda kaosu gerektirdiinden, diye srer argman, bu bir hr irade illzyonudur. yleyse, hr irademiz bir illzyon mudur? Bizleri makineler gibi gsteren tablonun lehine olan ok daha ikna edici bir argman da ngiliz matematiki Alan Turing'ten gelmiti. Bir gn, der Turing, klasik deterministik yasalar izleyen bir makine ina edeceiz: szde hr iradesi olan biz insanlardan herhangi biriyle muhabbet edecek bir silikon bilgisayar. Dahas, tarafsz gzlemcilerin bilgisayarn konumasn insannkinden ayramayacan da syleyerek meydan okumaktadr.4 (Bunun yeni bir dernein felsefesi olmasn neriyorum: YZE; nsan ve Yapay Zekasna Eitlik

48

Eski Fizik ve Felsefi Miras

49

rgt.) Yapay zeka alanndaki ilerlemeye hayranlk duymama ramen, uurumun bir epifenomen ve zgr irademin de bir serap olduuna ikna olmu deilim; yerelliin ve nedenselliin klasik bir makineye dayatt snrlar, snrlarm olarak kabul etmiyorum. nsan varl iin bunlarn gerek snrlar olduuna inanmyorum ve yle olduklarn dnmenin de kendi kendini gerekletiren bir kehanet olduundan kayglanyorum. Bilim tarihisi Charles Singer, "Bizler iinde yaadmz dnyann aynalaryz," demiti. Soru udur: Ne kadar byk bir ayna olabiliriz? Gkyznn yansmalar kck bir su birikintisinde de, kudretli okyanusta da bulunur. Hangisi daha byk yansmadr? Ama, diye kar kar zihin-makine taraftarlar, zeki bir Turing makinesi gelitirmede hayli yol aldk. Makinelerimiz daha imdiden,-arada bir hi phelenmeyen bir insanla Turing testini geebiliyor. Daha ok besleme ve gelimeyle insanlarnki gibi zihinlere sahip olacaklar kesin. Bizler gibi anlayacak, renecek ve davranacaklar. "Eer her bakmdan bilinen insanlar gibi davranan Turing makineleri yapabilirsek," diye kararl bir sesle devam ediyor zihin-makine taraftarlar, "bu, bizim zihinlerimizin de mutlak anlamda determine olduunun, bir demet klasik bilgisayar programndan baka bir ey olmadnn kant olmaz m?" Belirlenmi olan, tahmin edilebilir olan demek olmadndan, insanlarn tahmin edilemezlii bu gr iin bir engel oluturmamaktadr. Bu argman sonuna dek ikna edicidir. Eer bilgisayarlarmz insan davrann simle (taklit) edebilirlerse, ok iyi; bu, bizler ve makinelerimiz arasndaki iletiimi kolaylatracaktr. Eer davranlarmzdan bazlarn simle eden bilgisayar programlarnn ileyiini inceleye-

rek kendimiz hakknda bir eyler renebilirsek, bu daha da iyidir. Ancak davranlarmz bilgisayarlarda simle etmek, bizlerin simlasyonlar yapan o programlardan olutuumuzu kantlamaktan ok uzaktr. phesiz, bizim sahip olduumuz ama klasik bir bilgisayarn asla kopyalayamad bir tek program rnei bile, "zihin makinedir" mitini yok edecektir. Matematiki Roger Penrose bu bilgisayar benzeri, algoritmik akl yrtmenin, matematik teoremleri ve kanunlarnn kefinde yetersiz olacan savunmaktadr. (Algoritma, bir problemi zmenin sistematik bir prosedrdr; kesinlikle mantksal, kurallara dayal bir yaklamdr.) Peki, diye sorar Penrose, eer bir bilgisayar gibi i gryorsak matematik nereden gelmektedir? "Matematik hakikat, sadece bir algoritma kullanmak yoluyla elde ettiimiz bir ey deildir. Ben, uurumuzun da, matematiksel hakikati idrak ediimizde ok nemli bir yapta olduuna inanmaktaym. Bir matematik argmann geerliliine ikna olmak iin onun hakikatini 'grmeliyiz'. Bu 'grme' uurun znn ta kendisidir. Bu, matematik hakikati her ne zaman dorudan alglyorsak orada mevcut olmaldr."5 Baka bir deyile, uurumuz, bizim algoritmik bilgisayar kapasitemizden nce mevcut olmaldr. Zihin makinedir grne kar ok daha gl bir argman da Nobel dll fiziki Richard Feynman'a aittir.6 Klasik bir bilgisayar, diye belirtir Feynman, yerel olmamay (yerel sinyaller olmadan enformasyon veya tesir aktarm anlamna gelen teknik bir kelime; byle tesirler uzaktan etki eder ve anndadr) asla simle edemez. Dolaysyla, eer yerel olmayan enformasyon ileme insanlarda mevcutsa, bu, klasik bir bilgisayarn asla simle edemeyecei, algoritmik olmayan programlarmzdan biridir. Bizlerde yerel olmayan enformasyon ileme var mdr?

50

Eski Fizik ve Felsefi Miras

51

Eer ruhsallmz kabul edecek olursak, yerel olmay iin iyi bir rnek olutururuz. Yerel olmay iin bir dier tartmal durum da paranormal deneyimlerle ilgili iddialardr. nsanlar yzyllardr telepati yani yerel sinyaller olmadan enformasyonun zihinden zihine aktarm yeteneine sahip olduklarn iddia etmilerdir; artk bunun iin baz bilimsel kantlar mevcut grnyor.7 Alan Turing bile telepatinin, bir Turing testirdeki sorgulaycnn insan silikon bilgisayardan ayrabilmesinin en emin yolu olduunu kabul eder: "yi bir telepatik alc olan bir insan ve dijital bir bilgisayar kullanarak bir taklit oyunu oynayalm. Sorgulayc 'Elimdeki kart hangi gruptan?' diye sorabilir. Adam telepati ya da durugryle 400 kattan 130'unu doru olarak bilebilir. Makine ise ancak rastgele tahminde bulunabilir ve belki de 104' doru olurdu; bylece de sorgulayc karsndakinin ne olduuna dair doru tanmlamay yapabilirdi."8 Duyular d alglama (DDA) tartmal olarak kalsa da, klasik bilgisayarn gcne kar duran tek rnek durumdur. nsan zihninin silikon bilgisayarlarn kapsam dnda kalan bir dier nemli yetenei de yaratclk olarak grnmektedir. Eer yaratclk, sreksizlii yani gemi dnce modellerinden aniden ayrlmalar iermekteyse, o zaman bilgisayarn yaratc olma yetenei kesinlikle phelidir nk klasik bir bilgisayar sreklilikle i grr.9 Ancak nihayetinde meselenin zm noktas, uurdur. Eer "zihin makinedir" taraftarlar sizin ve benim uurlu olduum anlamda uurlu bir klasik bilgisayar gelitirebilirlerse, bu, yukardaki tm ikinci dereceden kayglara ramen farkl bir mesele haline gelecektir. Yapabilirler mi? Nasl anlarz? Varsayalm bir Turing makinesini kendi davranlarmz mkemmel biimde simle eden saysz programla do-

nattk; makine o zaman uurlu mu olurdu? Kesinlikle, davranlar insan zihninin tm karmakln gsterirdi, (zaten zihin makinedir taraftarlarnn pheli grd DDA ve matematiksel yaratclk gibi birka belirgin insan zellii dnda) bir insann kusursuz bir simlasyon olurdu ama gerekten uurlu olabilir miydi? Ellili yllarda kolej rencisiyken, Robert Heinlein'n bir bilim kurgu romann okurken uurlu bir bilgisayar fikrinin farkna varmtm: The Moor is a Harsh Mistress (Ay, Hain bir Metrestir). Heinlein bilgisayar uurunun, bilgisayarn boyutu ve karmakl ile ilgili olduu fikrini aktaryordu; romandaki makine boyut ve karmaklk eiini getiinde uurlu hale geliyordu. Bu gr, bilgisayar-zihin oyunu oynayan birok aratrmac arasnda yaygn olarak geerli grnmektedir. Ben, bilgisayar uuru sorununun bir karmaklk meselesi olmadn dnyorum. Kabul, yksek dzeyli bir karmaklk; belirli bir uyart altnda bir bilgisayarn verdii tepkilerin, bir insann verdiklerinden daha kolay tahmin edilebilir olmayacan garantiliyebilir, ama bundan daha fazlas anlamna da gelmez. Eer bilgisayarn girdi-kt performansn izini kaybetmeden, herhangi bir mulaklk olumadan onun i devrelerinin faaliyetlerine dek izleyebiliyorsak (ki bu, en azndan ilkesel olarak, bir klasik bilgisayar iin her zaman mmkn olmaldr), o zaman uurun gerei nedir? Hibir ilevi yok gibi grnrd. Sanrm bu, yapay zeka taraftarlarnn uurun sadece bir epifenomen ya da illzyon olduunu sylemekten kendilerini kurtarmak iin sndklar bir bahane. Nobel dll nrofizyolog John Eccles de benimle ayn fikirde gibi. Eccles soruyor: "Niin uurlu olmak zorundayz ki? lkesel olarak bizler tm girdi-kt performansmz nronal devrelerin faaliyetleri olarak aklayabiliyo-

52

Eski Fizik ve Felsefi Miras

51

ruz; sonu olarak uur kesinlikle gereksiz grnmektedir."10 Doada gereksiz eyler yasak olmakla kalmaz, gereksiz olann meydana gelmesi de muhtemel deildir. uur, klasik bir Turing makinesi iin gereksiz grnebilir ve bu bile bu makinelerin, gelikin olsalar bile, uurlu olabileceklerinden kuku duymak iin yeterli bir nedendir. uura sahip olduumuz gerei, girdi-kt performansmzn tamamyla klasik bilisayar makinelerinin algoritmik programlaryla belirlenmediini nermektedir. "Zihin makinedir" taraftarlar bazen baka bir argman da ne srerler: Bizler dier insanlara uurluluk atfederiz nk onlar bizimkilere benzer zihinsel deneyimler -dnceler, duygular- bildirirler. Eer bir androit sizinkine benzer dnceler ve duygular bildirmeye programlanm olsa, onun uurunu kendinizinkinden ayrt edebilir miydiniz? Hem zaten, insan arkadanzn kafasnn iinde olanlar, androitin kafasnn iinde olanlardan daha fazla deneyimleyemezsiniz. Dolaysyla asla bilemezsiniz, hem de hi! Bu bana televizyon dizisi "Uzay Yolu"nun bir blmn hatrlatyor. Bir sahtekara, grnte hi de ceza olmayan sra d bir ceza veriliyordu. Bir koloniye srgn edilecekti; tek insan o olacakt ve evresi kendisine hizmet eden ve ou da gzel kadnlar biiminde olan androitlerle dolu olacakt. Siz de benim gibi bunun niin bir ceza olduunu tahmin edebilirsiniz. Solipsistik (sadece ben gereim) evreninde yaamyor olmamn sebebi, sadece bana benzeyenlerin beni kendi insanlklar konusunda ikna etmeleri deil, onlarla ayrca isel bir balantmn da olmasdr. Bu balantya bir androitle asla sahip olamazdm. Baka insanlarla isel bir balantya sahip olmamzn, ruhla gerek bir balantya sahip olmamzdan kaynaklandn ne sryorum. Klasik bilgisayarlarn asla bizler gibi u-

urlu olamayacaklarn nk bu ruhsal balantnn onlarda eksik olduuna inanyorum. Etimolojik adan uur (ng.: consciousness) kelimesi, scire (bilmek) ve cum (ile) kelimelerinden tremitir. uur "ile bilmek"tir. Bana gre, bu terim yerel olmayan bilmeyi ima etmektedir; o kiiyle yerel olmayan bir balanty paylamadka birisini bilemeyiz. Klasik fizik stne kurulu ve bir silikon bilgisayarn algoritmik yaklamn kullanarak kendimizle ilgili bir model ina edemeyiimiz dehet yaratmasn. Bu yzyln bandan beri biliyoruz ki, klasik fizik, eksik fiziktir. Bize eksik bir dnya gr vermesine amamal. Gelin yirminci yzyln afanda doan yeni fizii inceleyelim ve yzyln sonuna doru bulunduumuz noktadan, onun dnya grnn ne gibi bir zgrlk getirdiini kefedelim.

Kuantum Fizii ve Materyalist Realizmin lm

55

KUANTUM FZ ve MATERYALST REALZMN LM


Yaklak bir asr nce, fizkte yaplan bir dizi deneysel keif, dnya grmzde bir deiiklik yapmamz gerektirdi. Filozof Thomas Kuhnun szleriyle ortaya kmaya balayan ey, klasik fizikle aklanamayan anormalliklerdi.1 Bu anormallikler, bilimsel dncede bir devrime kap at. Yzyln banda bir fiziki olduunuzu hayal edin. Siz ve meslektalarnzn anlamak zere ilgilendiiniz anormalliklerden biri, scak cisimlerin nasl radyasyon yaydklardr. Newtoncu gelenekle yetimi bir fiziki olarak, evrenin neredeyse tamamnn bilinen Newtoncu yasalara gre davranan paralardan olumu klasik bir makine olduuna inanmaktasnz. Paralar hakknda tm bilgiye sahip olunca ve kanunlar hakknda geride kalan bir iki bit yeniini de znce, evrenin geleceini sonsuza dek tahmin edebileceinize inanyorsunuz. Scak cisimlerden radyasyon yaynm kanunu nedir, gibisinden sorular cevaplandrmaya hazr deilsiniz. Siz bu soru stnde kafa patlatrken, sevgilinizle yan yana harl harl yanan ktklerle dolu bir minenin nnde oturduunuzu hayal edin.

54

SZ (mrldanarak): Bir trl zemiyorum. SEVDNZ K: Fstk kabn versene. SZ (fstklar verirken): u an niin iyice bronzlamadmz anlayamyorum. SK (glerek): Eh, bu pek ho olurdu. mineyi yazn yakma bahanemiz bile olurdu. SZ: Gryorsun ya, teori, mineden kan radyasyonun, yksek frekans (mor tesi) bakmndan gne kadar zengin olmas gerektiini sylyor. Ama bu yksek frekanslar asndan gne n zengin klan ama minenin n zengin klmayan nedir? u an niin mor tesi nlarla bronzlamyoruz? SK: Bir dakika, ltfen. Eer bunlar cidden dinleyeceksem, biraz yavalayp anlatmalsn. Frekans ne? Mor tesi ne? SZ: zr dilerim. Frekans, saniyedeki devir saysdr. Bir dalgann ne kadar hzla titretiinin lsdr. Ik iin bu, renk anlamna gelir. Beyaz k eitli frekanslardan ya da renklerden oluur. Krmz dk frekansl ktr, mor ise yksek frekansl ktr. Eer frekans daha da yksekse, bu, grnmez kara ktr; buna mor tesi diyoruz. SK: Peki, yleyse hem yanan odundan kan k hem de gne bolca mor tesi karmal. Ne yazk ki, gne teorine uyuyor ama yanan odunlar uymuyor. Belki de yanan odunda zel bir eyler var... SZ: Aslnda, durum daha da kt. Sadece yanan odunlar ve gne deil, tm k kaynaklar bol miktarda mor tesi kartmal. SK: Ah, iler kzyor. Mor tesi enflasyonu, ayn zamanda her yerde bulunmaktadr. Ama tm enflasyonu bir gerileme izlemez mi? Yukar kan aa iner, diye bir ark yok muydu? (Sevdiiniz kii arky mrldanmaya balar.)

(.11

Kuantum Fizii ve Materyalist Realizmin lm

61

SZ (bkkn): Ama nasl? SK (elindeki fstk kabn gstererek): Fstk ister misin hayatm? (Konuma sona erer.)

PLANCK LK KUANTUM SIRAMASINI YAPIYOR

On dokuzuncu yzyl sonlarnda birok fiziki hayal krkl iindeydi, aralarndan biri eytann bacan krana dek: Almanya'dan Max Planck. 1900'lerde Planck cesur bir kavramsal srama yapt ve eski teorinin bir kuantum sramasna ihtiya duyduunu syledi. (Miktar anlamndaki "kuantum" kelimesini Latince'den dn almt.) Akkor bir cisimden -rnein yanan odunlar veya Gne- yaylar k kk kpr kpr yklerdir, elektronlardr. Bu elektronlar enerjiyi, bir mine gibi, scak bir ortamdan emerler ve sonra radyasyon olarak geri yayarlar. Eski fiziin bu ksm dorudur ama sonra klasik fizik yaylan radyasyonun mor tesi asndan zengin olmas gerektii tahminini yapar, bu da gzlemlerimizle elimektedir. Planck (ok cesurca) ^unu aklad: Eer elektronlarn enerjiyi sadece kesin, belirli sreksiz, kesikli deerlerde -bunlara enerji "kuanta"lar diyordu- yayd veya emdii varsaylrsa, farkl derecelerde mor tesi yaynm sorunu zlebilirdi. Enerjinin kuantumunun anlamn incelemek iin, bir benzetme yapalm. Bir merdivendeki topun durumuyla bir rampadaki topun durumunu karlatrn (ekil 1). Rampadaki top herhangi bir konumu stlenebilir ve konumu 1erhangi bir miktarda deiebilir. Bu, dolaysyla, bir srekilik modelidir ve klasik fizikte nasl dndmz temsil eder. Tam tersine, merdivendeki top ise sadece u ya da bu basamakta durabilir; konumu (ve konumuyla balantl

ekil 1. Kuantum sramas. Rampada, topun klasik hareketi sreklidir; merdivende ise, kuantum hareketi srekli olmayan basamaklarladr (kuantum sramalar).

olarak enerjsi) "kuantumlanm"tr. tiraz edebilirsiniz. Topa bir basamaktan dierine derken ne olmaktadr? D srasnda arada bir konum almyor mudur? te kuantum teorisinin gariplii burada devreye girer: Bir merdivendeki bir top iin, cevap tabi ki "evet" tir ama bir kuantum topu (bir atom veya bir elektron) iin, Planck'n teorisi "hayr" cevabm verir. Bir kuantum topu asla iki basamak arasndaki bir yerde bulunamayacaktr; ya u ya da bu basamaktadr. te bu kuantum sreksizliidir. yleyse niye yanan odunlarla dolu bir minenin nnde bronzlaamyorsunuz? Rzgarda bir sarkac hayal edin. Normalde bir sarka, rzgar iddetli olmasa da, byle bir durumda sallanacaktr. Gelin, bu sarkacn ancak yksek deerlerde kesikli deerler (ayr basamaklar) halinde enerji emmesine izin verilmi olduunu varsayalm. Baka bir deyile, bu bir kuantum sarkacdr. O zaman ne olur? Akas, rzgar bir aamada gereken miktarda enerji artn vermedike sar-

(.11

Kuantum Fizii ve Materyalist Realizmin lm

61

ka hareket etmeyecektir. Kk deerlerdeki enerji, onun eii amas iin yeterli enerjiyi biriktirmesini salayamayacaktr. Durum, bir minedeki kpr kpr elektronlar iin de geerlidir. Dk frekansl radyasyon, kk kuantum sramalarndan ortaya kar, ama yksek frekansl radyasyon byk kuantum sramalar gerektirir. Byk bir kuantum sray, elektronun ortamndaki byk bir enerji miktarmca desteklenmelidir; iinde odunlar yanan bir minedeki enerji, brakn mor tesini, mavi k iin gerekli artlar bile yaratacak kadar gl deildir. mine karsnda bronzlaamamanzn sebebi budur. Planck her bakmdan geleneksel trden bir adamd ve enerji kuantalar hakkndaki fikirlerini biraz tereddtle aklamt. Hatta, o sralarda Almanya'da gelenek olduu zere, matematik hesaplamalarn ayakta dururken yapmaktayd. Bu byk buluunun ima ettiklerinden holand pek sylenemezdi; nk bu fikir, fiziksel gerekliimizi anlaymzda tamamen yeni bir yolun, bu devrimi daha ileri tayacak bilim adamlar iin artk grnr hale geldiini iaret etmekteydi.

Daha da devrimci olan Danimarkal fiziki Niels Bohr idi; 1913'te k kuantas fikrini, tm atom dnyasnn kuantum sraylaryla dolu olduunu nermek iin uygulad. Hepimize atomun kck bir gne sistemini andrd, elektronlarn tpk gne evresinde dnen gezegenler gibi bir ekirdek etrafnda doland retilmiti. 1911'de ngiliz fiziki Ernest Rutherford tarafndan balatlan bu modelin Boh'un almasyla zlen nemli bir hatas olduunu renmek sizi artabilir. Uzay mekiklerimizle dzenli olarak yrngelerine frlatlan uydularmzn bolluunu dnn. Bu uydular sonsuza dek dayanmyorlar. Dnya'nm atmosferiyle arpmalar

EINSTEIN'IN FOTONLARI VE BOHR'UN ATOMU

Bu devrimcilerden biri de Einstein'd. Kuantum teorisi stne ilk aratrma makalesini yaymladnda (1905) Zrih'teki patent brosunda katip olarak alyordu. O sralarda popler olan n bir dalga fenomeni olduu inancna meydan okuyan Einstein, n bir kuantum -ayr bir enerji paketi- olarak mevcut olduunu ne srd; artk buna foton diyoruz. In frekans ne kadar yksekse, her bir paketteki enerji de o kadar fazladr.

ekil 2. Uydularn dnya evresindeki yrngeleri istikrarszdr. Rutherford atomundaki elektronlarn yrngeleri de ayn ekilde davranrlar.

(.11

Kuantum

Fizii ve Materyalist Realizmin

lm

61

sonucu enerji kaybeder ve yavalarlar. Yrngeleri daralr ve en sonunda derler (ekil 2). Klasik fizie gre, atom ekirdei etrafnda kaynaan elektronlar da, srekli k yayarak enerji kaybetmekte ve en sonunda ekirdee dmekteydiler. Demek ki gne sistemi benzeri atom istikrarl deildi. Bohr (gne sistemi benzeri atomu ryasnda grd sylenir) ise kuantum sray kavramn uygulayarak istikrarl bir atom modeli yaratt. Varsayalm, dedi Bohr, elektronlarn izdii yrngeler, Planck'n enerji kuantalar gibi ayr ayrdr. O zaman yrngeler, bir enerji merdiveni oluturuyormu gibi grlebilir (ekil 3). Onlar sabittir, enerji deerlerinde deime olmaz. Elektronlar bu sabit yrngelerde iken k yaymazlar. Ancak bir elektron yksek enerjili bir yrngeden dk enerjili bir yrngeye (enerji merdiveninin yksek bir basamandan alak bir basamana) sradnda, bir kuantumluk k yayar. Demek ki, eer bir elektron en dk enerji yrngesindeyse, srayabilecei daha dk bir dzeye sahip deildir. Bu zemin kat dzeyindeki konfigrasyon istikrarldr ve bir elektronun derek ekirdee aklma olasl yoktur. Dnyann her yannda fizikiler, Bohr'un atom modelini rahat bir nefes alarak selamladlar. Bohr, Hydra'anm* istikrarszlk kafasn kesmiti ama yerine hemen bir bakas kmt. Bohr'a gre elektron, yrngeler arasndaki herhangi bir konumu asla igal edemezdi; dolaysyla sradnda, bir biimde dorudan bir baka yrngeye aktarlmalyd. Elektronun srayn, merdivenin bir basamandan dierine sramak gibi hayal etmeye meyilli olsanz da, elektron o basamaklar arasndaki mekan gerekten gemeksizin srar. Bir basamakta gzden kaybo* Hydra: Mitolojide, su ylan bal yaratk. .N.

ekil 3. Bohr yrngesi ve kuantum sray, (a) Boh/un kuantze yrngeleri. Elektronlar yrnge atlarlarken, atomlar k yayar, (b) Enerji merdiveninde kuantum sramas yapmak iin, basamaklar arasndaki mekandan gemek zorunda deilsiniz.

(.11

Kuantum Fizii ve Materyalist Realizmin lm

61

lup, bir dierinde -hayli sreksiz olarak- tekrar grnr hale geliyor gibidir. Dahas var: Eer birden fazla alt basamak varsa belirli bir elektronun ne zaman srayacan ya da nereye srayacan da syleyemeyiz. Sadece olaslklar verebiliriz.

DALGA-PARACIK DALITESI

Belki de n kuantum kavram hakknda garip bir eyler dikkatinizi ekmitir. In kuanta olarak, foton olarak mevcut olduunu sylemek, n paracklardan yapldn sylemektir; tpk kum taneleri gibi. Ancak byle bir cmle, kla edindiimiz sradan deneyimlerin birouyla elimektedir. rnein, uzaktaki bir sokak lambasna bir emsiyenin kumandan baktnz hayal edin. Srekli, kesilmemi bir k akntsnn ieri aktn grmeyeceksiniz; k kk paracklardan yaplm olsa byle olmasn beklerdiniz. (Bir elekten kum dkn, ne demek istediimi greceksiniz.) Bunun yerine, greceiniz ey bir parlak, bir koyu saaklardan oluan bir desendir; teknik olarak krnm (difraksiyon) deseni adn tar. Ik, dokumann ipleri iinde ve evresinde eilir ve ancak dalgalarn yapabilecei desenler yaratr. Bylece en sradan deneyimimiz bile n bir dalga olarak davrandn gstermektedir. Kuantum teorisi yine de n ayn zamanda bir parack demeti ya da fotonlar olarak davrandnda srar eder. Gzlerimiz ylesine harika aralardr ki, n kuantum yani tanecikli doasn kendimiz gzlemleyebiliriz. Bir dahaki sefer sevdiinizden alacakaranlkta ayrlyorken, arkasndan bakm. Gittike uzaklaan bedeninin grntsnn nasl para para grndne dikkat edin. Eer bedenden yansyan

ve retinanzdaki optik alclara arpan k enerjisi dalga benzeri bir sreklilie sahipse, en azndan onun bedeninin her ksmndan gelen n bir blm optik alclarnz iin her zaman uyarc olurdu: Her zaman tam bir grnt grebilirdiniz. (Lo kta, aydnlk ve. karanlk arasndaki kontrast ok ak olmayacaktr ama bu bir d hattn netliini etkilemez, emin olun.) Ancak grdnz kesin ve net bir d hat deildir nk gzlerinizdeki alclar tekil fotonlara cevap vermektedirler. Lo kta, parlak a gre daha az foton vardr; demek ki bu hipotetik alacakaranlk senaryosunda belirli bir zamanda alclarnzdan sadece birka uyarlacaktr, loa aydnlatlm bir bedenin d hatlarn veya biimini net biimde belirleyemeyecek kadar az alc. Sonu olarak, greceiniz grnt paral olacaktr. Bir soru daha sizi rahatsz ediyor olabilir. Niin retinadaki alclar verileri, beyin tm paral resimleri tek bir btn halinde toplayana kadar, yeterince bilgiyi sonsuza dek depolamyorlar? Optik alclar, kuantum fenomenleri iin daima gndelik rneklere ihtiya duyan kuantum fizikileri iin neyse ki bilgiyi sadece saniyenin ok kk bir blm sresince depolayabilmektedirler. Lo kta, belirli bir zamanda tam bir grnt yaratmaya yeterli alc atelenmez. Bir dahaki sefer, sevdiinizin alacakaranlktaki sisli, gittike uzaklaan grntsne el sallarken, n kuantum doas stnde dnmeyi unutmayn; ayrlk acsn kesinlikle hafifletecektir. Ik bir dalga olarak grndnde, ayn anda iki (ya da daha ok) yerde birden olma yeteneine sahip grnmektedir; bir emsiyenin yarklarndan ve bir krnm deseni yaratyorken onu bir fotoraf filmi stne drrsek, kendini ayr ayr, nokta nokta, bir paracn demeti olarak gsterir. Demek ki k hem dalga hem de parack olmaldr. Para-

(.11

Kuantum Fizii ve Materyalist Realizmin lm

61

doksal, deil mi? Eski fiziin siperlerinden biri tehlikededir: Dilde mulak olmayan tanmlar. Ayrca nesnellik fikri de tehlikededir: In doas -m ne olduu- onu nasl gzlemlediimize bal olabilir mi? Sanki kla ilgili bu paradokslar yeterince kkrtc deilmi gibi, kanlmaz olarak bir baka soru daha ortaya kar: Elektron gibi bir nesne, hem dalga hem de parack olabilir mi? Imki gibi bir daliteye (ikilie) sahip olabilir mi? Bu soruyu ilk soran ve meslek sarsc olumlu cevab inatla neren fiziki, Fransz aristokrasisinden bir prensti: LouisVictor de Broglie.

maksimuma (ukur) ve tekrar sfra diye uzaklk artka tekrar tekrar yinelenir. Bir yndeki maksimum dikey yer deitirme (tepe ya da ukurdan sfra) genlik diye adlandrlr. Ortamn tekil paracklar olduklar yerde ileri geri hareket ederler. Ancak bu tahrik edilmi (harekete geirilmi) dalga ortamda yaylr: Bir dalga, yaylan titreimdir. Bir saniyede belirli bir noktadan geen zirvelerin says, dalgann frekans olarak adlandrlr. Zirveden zirveye olan uzaklk ise dalga boyudur.

Temel ilk armonik MADDE DALGALARI

1924 ylnda doktora tezini yazmakta olan de Broglie, Bohr atomunun sabit yrngelerinin farkll ile bir gitarn kard ses dalgalarnnki arasnda bir balant kurdu. Bir arac ortamda yol alan bir ses dalgasn dnelim (ekil 4). Ortamn paracklarnn dikey yer deitirmesi sfrdan bir maksimuma (tepe), tekrar sfra, oradan bir negatif

lk armonik s e s kinci armoni

kinci armonik ses nc armoni

ekil 5. Bir gitar telindeki duran ya da sabit dalgann ilk birka armonii.

ekil 4. Bir dalgann grafik temsili.

Bir gitar telini ekmek onu harekete geirir ama sonuta oluan titreimler sabit olarak adlandrlrlar nk tel boyunca yol almazlar. Teldeki herhangi bir blgede, telin paracklarnn konum deitirmesi zaman iinde deiir: Dalgallk vardr ama dalgalar mekanda yaylmazlar (ekil 5). ittiimiz yaylan dalgalar, titreen tellerin sabit dalgalar sayesinde harekete geen dalgalardr. Bir gitardan kan bir mzik notas, bir dizi sesin tama-

(.11

Kuantum Fizii ve Materyalist Realizmin lm

61

mndan -bir frekans spektrumundan- oluur. De Broglie iin ilgin olan, sabit dalgalarn gitar teli boyunca, armoni ad verilen kesikli bir frekans spektrumu oluturmalaryd. En dk frekans sesi, ilk armoni diye adlandrlr; duyduumuz perdeyi belirleyen budur. Daha yksek frekanslar -bir mzik notasna farkl niteliini veren mzikal sesler- bu ilk armoniin tam say katlarn temsil eden frekanslara sahiptir. Sabit olmak, kendi stne kapanan dalgalarn bir zelliidir. Byle dalgalar, bir fincan ayda kolayca balatlabilirler. De Broglie, "Atomun yrngesindeki elektronlar kendi stne kapanan dalgalar mdr?" diye sordu. Eer durum buysa, ayr ayr sabit dalga desenleri retirler miydi? rne-

in, belki de en dk atomik yrnge en dk frekansta -ilk armonide- sabit bir dalga oluturmaktayd ve daha yksek yrngeler de daha yksek armonilerin sabit elektron dalgalarna denk gelmekteydi (ekil 6). phesiz, de Broglie tezini yukardakilerden ok daha gelikin argmanlarla desteklemiti ama durum byle olsa da, tezinin onaylanmas iin ok zorland. Tez en sonunda fikri alnmak zere Einstein'a gnderildi. In dalitesini ilk alglayan kii olan Einstein, de Broglie'nin pekala hakl olabileceini grmede zorluk ekmedi: Madde de pekala k gibi ikili yapda olabilirdi. Einstein tezi hakknda "lgn grnebilir ama salam bir tez," diye cevap yazdnda, de Broglie doktorasn alyordu. Bilimde, deney en son hakemdir. De Broglie'nin elektronun dalga doas fikri, bir elektron huzmesi bir kristalden (elektronlar krnma uratmaya uygun, boyutlu bir "emsiye") geirilip fotoraflandmda, harika bir ekilde deneyle de gsterilmi oldu. Sonu, bir krnm deseniydi (ekil 7).

3 elektron dalga boylar

ekil 6. De Broglie'nin gr: Elektronlar, atomun iinde kapal kalm sabit dalgalar olabilir miydiler?

ekil 7. Dairesel krnm halkalar, elektronlarn dalga doasn iaret ediyor. (Stan Miklavzina).

(.11

Kuantum Fizii ve Materyalist Realizmin lm OLASLK DALGALAR

61

De Brogle'nin dalgalar hakknda 1926'da dzenlenen bir seminerin sonunda bir fiziki dier bir fizikiye, eer madde bir dalgaysa, madde dalgasn tanmlamak iin bir dalga denklemi olmas gerek, diye aka yapyordu. Bunu syleyen fiziki akay annda unuttu ama akay duyan fiziki, yani Erwin Schrdinger madde iin dalga denklemini kefetmek zere almaya koyuldu; bu denklem, bugn Schrdinger denklemi olarak biliniyor. Bu, yeni fizikte Newton'un kanunlarnn yerini alan matematiin dnm noktasyd. Schrdinger denklemi, laboratuvar deneylerimizin aa kard tm mikroskobikalt nesnelerin o harikulade zelliklerini nceden tahmin etmekte kullanlr. Werner Heisenberg ayn denklemi daha da nce kefetmiti ama daha rtl bir matematik formundayd. Schrdinger ve Heisenberg'in almalarndan ortaya kan matematiksel resmiyet, kuantum mekanii olarak adlandrlr. De Broglie ve Schrdinger'in madde dalgas fikri, atomun kayda deer bir tablosunu ortaya karr. Basit terimlerle atomlarn en nemli zelliini aklar: istikrarllklarn, birbirlerine gre kimliklerini ve kendilerini rejenere etme (yenileyebilme) yeteneklerini. stikrarlln nasl ortaya ktn zaten anlattm (Boh/un yapt byk katky hatrlayn). Atomlarn belirli bir tr olarak kimlii, sadece kendi stne kapanan dalga desenlerinin kimliinin sonucudur; sabit desenlerin doas, elektronlarn evrelerince deil elektronlarn kapatlma biimiyle belirlenmektedir. Atomun mzii, dalga deseni, onu -ister Dnya'da ister Andromeda'da- her nerede bulursanz bulun ayndr. Dahas, sadece kapatlnn artlarna bal olarak, sabit desenin hibir gemi tarihi, hafzas yoktur; kendini yeniler, ayn gsteriyi tekrar tekrar yineler.

Elektron dalgalar, sradan dalgalar deillerdir. Bir krnm deneyinde bile, tekil elektronlar fotoraf plakasnda lokalize tekil olaylar gibi ortaya karlar; ancak tm elektron demetinin yaratt deseni gzlemlediimizde onlarn dalga doasnn kantn buluruz: krnm deseni. Elektron dalgalar, olaslk dalgalardr, demiti fiziki Max Born. Bize olaslklar anlatrlar: rnein, parac bulabileceimiz en muhtemel yer, dalga titreimlerinin (ya da genliklerin) gl olduu yerdir. Eer parac bulma olasl kkse, dalga genlii zayf olacaktr. Los Angeles stnde uan bir helikopterden trafii seyrettiinizi hayal edin. Eer arabalar, Schrdinger'n dalgalaryla tarif edilmi olsalard, dalgann trafiin arapsana dnd yerlerde gl, skklklar arasnda ise zayf olduunu sylerdik. Dahas, elektron dalgalar, dalga paketleri olarak tasavvur edilmektedir. Paket kavramn ykleyerek, dalga genliini mekann belirli blgelerinde ok byk ve kalan yerlerde ise ok kk yapabiliriz (ekil 8). Bu nemlidir nk dalga, lo-

ekil 8. Birok basit dalgann st ste bindirilmesi, tipik bir lokalize dalga paketi retir. [P. W. Atkins'in izniyle uyarlanmtr; Quanta: A Handbook of Concepts (Kuanta: Kavramlar El Kitab). Oxford: Clarendon Press, 1974.]

(.11 kalize bir parac temsil etmelidir.* Dalga paketi, bir olaslk paketidir ve Born elektron dalgalar iin, dalga genliinin -teknik olarak dalga fonksiyonu diye adlandrlr- mekann bir noktasndaki karesinin, bize elektronu o noktada bulma olasln verdiini syler. Bu olaslk, bir an erisi ile gsterilebilir (ekil 9).

Kuantum

Fizii ve Materyalist Realizmin

lm

61

HEISENBERG BELRSZLK LKES

kuantum belirsizliinin etkileri bizim gndelik makro gerekliimizi bile istila edebilirdi. Klasik fizikte, tm hareket onu yneten kuvvetlerce belirlenir. Balang artlarn (bir nesnenin zaman iinde bir balang anndaki konumu ve hzn) bildiimizde, onun kesin rotasn Newton'un hareket denklemlerini kullanarak hesaplayabiliriz. Bylece klasik fizik, determinizm felsefesine, tm maddesel nesnelerin hareketini tamamen tahmin edebilmenin mmkn olduu fikrine yol aar.

Olaslk, belirsizlii dourur. Bir elektron ya da dier herhangi bir kuantum nesne iin bizler, ancak nesneyi u veya bu konumda bulma olaslndan ya da momentumunun (ktle arp hz) u kadar ya da bu kadar olduundan sz edebiliriz; ama bu olaslklar bir an erisi ile gsterilebilecek bir dalm olutururlar. Olaslk belirli bir konum deerinde maksimum olacaktr ve bu, elektronu bulacamz en muhtemel yer olacaktr. Ama elektronun bulunabilecei kayda deer miktarda olaslk ieren birok mekan da olacaktr. Bu blgenin genilii, elektronun konumunun belirsizliinin derecesini temsil eder. Ayn argman, elektronun momentumunun belirsizlii hakknda konuabilmemizi de salar. Bu dncelerden yola kan Heisenberg, konum ve momentumun belirsizliklerinin arpmnn Planck sabiti denilen kk bir saydan byk ya da eit olduunu matematiksel olarak kantlad. Planck tarafndan kefedilen bu say, kuantum etkilerinin llebilecek derecede etkili hale geldii niceliksel skalay oluturur. Eer Planck sabiti kk olmasayd,
* Uzayda dar bir hacimde lokalize olmu parac, uzaya yaylm olan dalga olarak nasl dnebiliriz? Bir parac, paracn bulunduu bir blge dndaki genlikleri toplam nemsenmeyecek kadar kk olan birok dalgann toplam (dalga paketi) olarak dnebiliriz. D.N.

ekil 9. Tipik bir olaslk dalm Belirsizlik ilkesi ise determinizm felsefesinin tam ortasna bir molotof kokteyli frlatr. Belirsizlik ilkesine gre, bir elektronun konumunu ve hzn (ya da momentumunu) ayn anda belirleyemeyiz; bunlardan birini doru biimde lme giriimi, dierleri hakkndaki bilgiyi bulanklatrmaktadr.

(.11

Kuantum Fizii ve Materyalist Realizmin lm

61

Dolaysyla bir paracn rotasnn hesaplanmas iin gerekli balang koullar asla doru olarak belirlenemez; bir paracn rotasnn kesin belirli olmas da savunulamaz. Ayn biimde, Bohr yrngeleri bir elektronun nerelerde olduu konusunda kesin bir tanm salamaz: Gerek yrngelerindeki konumu krldr (fuzzy, saakl). Aslnda, elektron u veya bu enerji dzeyinde iken ekirdekten u veya bu kadar uzaklktadr, diyemeyiz.

BELRSZLK FANTEZLER

Yazarlarn belirsizlik ilkesinin neminin farknda olmadklar ya da unuttuklar birka fantezi senaryosunu ele alalm. Fantastic Voyage (Kan Damarlarnda Yolculuk) adl bir bilim kurgu roman ve filminde, nesneler sktrlarak kltlyordu. Hi atomlar sktrmak mmkn mdr, deil midir diye dndnz m? Zaten, ounlukla bo mekandan oluurlar. Belirsizlik balantsn dikkate alarak kendiniz karar verin. Bir atomun boyutu, elektronlarnn konumlaryla ilgili belirsizlik derecesinin yaklak tahminidir. Atomu sktrmak, elektronlarn daha kk bir mekan iinde lokalize edecek ve bylece konumlaryla ilgili belirsizlii azaltacaktr fakat momentumdaki belirsizlik skalas artacaktr. Elektronun momentumunun belirsizliindeki bir ykselme, onun hzndaki bir ykselme anlamna gelir. Dolaysyla, sktrmann sonucunda, elektronun hz artar ve atomdan daha iyi kap uzaklaabilir hale gelirler. Bir baka bilim kurgu rneinde, Kaptan Kirk (klasik televizyon dizisi Uzay Yolu'nda), "Inlayn," der. Bir aygt panelinde bir kol aaya ekilir. Hop! Bir platformda duran in-

sanlar gzden kaybolur ve kefedilmemi bir gezegen olmas beklenen ama daha ok bir Hollywood setine benzeyen bir sahnede tekrar ortaya kverirler. James Blish, Uzay Yolu'na dayanan romanlarndan birinde bu tekrar grnme ilemini bir kuantum sray olarak anlatmaya almt. Tpk bir elektronun bir atomik yrngeden dierine atlamas ama arada yer alan mekandan bile gememesi gibi Atlgan uzay gemisinin mrettebat da byle yapyordu. Sorunu grebilirsiniz. Elektron srayacaktr ve kuantum srayn yneten olaslk ve belirsizlik olduundan, nereye srayaca nedensel deildir ve tahmin edilemez. Byle bir kuantum aktarm Atlgan kahramanlarn en azndan arada bir, bir yere gitmek iin ok uzun zaman beklemeye zorlard. Kuantum fantazileri elenceli olabilir ama bu yeni bilimin ve bu kitabn nihai amac ciddidir. Ama, gndelik gerekliimizle daha etkin biimde baa kmamza yardmc olmaktr.

DALGA-PARACIK KL VE KUANTUM LM

Okuduunuz bu bilgiler, birka kafa kartran soruyu aklamaya yardm eder. Elektronun atom ekirdei evresinde dalgalar halinde hareket ettiini gsteren tablo, elektronun yknn ve ktlesinin atomun her yanna bulatn ima etmez mi? Ya da serbest bir elektron yayldnda, ki Schrdinger'in teorisine gre bir dalga byle yapmaldr, bu elektronun her yerde olduu, yknn tm mekana bulat anlamna gelmez mi? Baka bir deyile, elektronu dalga olarak gsteren tabloyla, onun parack benzeri, lokalize zellikler gsterdii gereini nasl uzlatrabiliriz? Cevaplar pek kapaldr.

(.11

Kuantum

Fizii

ve

Materyalist

Realizmin

lm

61

Durum, en azndan dalga paketleri sz konusu olduunda, elektronu kk bir mekana kapatabiliriz gibi grnmektedir. Heyhat, mesele grnd gibi basit deildir. Zamanda belirli bir anda Schrdinger denkleminin geerli olduu bir dalga paketi, zamann geiiyle yaylmaldr. Balangta bir zamanda, bir elektronu kk bir nokta halinde lokalize edebiliriz ama elektronun dalga paketi birka saniye iinde tm mahalleye yaylacaktr. Balangta elektronu kck bir noktack olarak lokalize halde bulma olasl baygnlk verecek kadar yksek olmasna ramen, elektronun mahallede herhangi bir yerde ortaya kverme olaslnn kayda deer hale gelmesi sadece birka saniye alr. Ve yeterince beklersek, elektron lkenin herhangi bir yerinde, hatta galaksinin herhangi bir yerinde de ortaya kabilir. Uzmanlar arasnda kuantum gariplii hakknda bitmez tkenmez akalar yaplmasna yol aan da dalga paketinin bu yaylmasdr. rnein, bir ylba hindisini materyalize etmenin kuantum mekaniindeki yolu yledir: Frn hazrlayn ve bekleyin; yakndaki bir kasaptan kan bir hindinin frnnzda materyalize olma olasl sfr deildir. Hindi sevenlerin anszlna bakn ki, hindi gibi kocaman nesneler sz konusu olunca, yaylma son derece yavatr. Bir kran Gn hindisinin bir lokmasnn bile bu ekilde materyalize olmasn tm evrenin hayat boyunca bekleyebilirsiniz. Peki ya bir elektron? Elektronun dalga paketinin tm mahalleye yayln, lokalize bir parack tablosuyla nasl uzlatrabiliriz? Cevap, hesaplaymza gzlem eylemini dahil etmemiz gerektiidir. Eer elektronun ykn lmek istersek, bir sis odasndaki buhar bulutu gibi bir eyle yolunu kesmemiz gerekir. Bu

lmn bir sonucu olarak, elektronun dalgasnn ktn varsaymlyz, bylece artk elektronun buhar bulutundan geerken izini grebiliriz (ekil 10). Heisenberg'e gre: "Elektronun yolu, ancak biz onu gzlemlediimizde mevcut olur." Onu ltmzde, elektronu her zaman bir parack olarak lokalize halde buluruz. lmmzn elektron dalgasn parack haline indirgediini syleyebiliriz. Schrdinger dalga denklemini akladnda, o ve dierleri belki de kuantum sraylar fiziini -sreksizlik fiziinitasfiye ettiklerini dnmlerdi nk dalga hareketi srekliydi. Ancak kuantum nesnelerinin parack doas, onlarn

ekil 10. Bir elektronun buhar bulutundan geerken brakt iz.

(.11

Kuantum Fizii ve Materyalist Realizmin lm 61

dalga doas ile uzlatrlmalyd. Bylece, dalga paketleri nerildi. En sonunda, dalga paketinin yaylmasnn tannmas ve paketin boyutunu annda kertenin bizim gzlemimiz olduunun farkna varlmasyla, kmenin sreksiz olmas gerektiini grdk (srekli kme, zaman alrd). Durum, kuantum sraylar olmadan kuantum mekaniine sahip olamazmz gibi grnyor. Schrdinger bir keresinde Boh/u Kopenhag'da ziyaret etmi ve kuantum sramalarna kar gnlerce protestoda bulunmutu. En sonunda, u duygusal patlamayla durumu kabullendii sylenir: "Bu kahrolas kuantum sramasn kabul etmek zorunda olduumu bilseydim, kuantum mekaniine hi bulamazdm." Atoma geri dnelim; eer elektronun konumunu, bir kararl yrngede olduunda lersek, onun olaslk bulutunu yine onu belirli bir konumda, her yere bulamam biimde bulmak zere kerteceiz. Eer elektronu aramak iin daha ok sayda lm yaparsak, onu, Schrdinger denklemince de tahmin edildii gibi, onu bulma olaslnn yksek olduu yerlerde daha sk bulacaz. Aslnda, ok sayda lmden sonra, eer dalm llen konumlara gre noktalar halinde gsterirsek, Schrdinger denkleminin zmyle verilen krl yrngeyi hayli andracaktr (ekil 11). Kaan bir elektron bu perspektiften nasl grnr? Herhangi bir mikroskobik alt hzl nesne stne bir balang gzlemi yaptmzda, onu kck bir dalga paketi, bir parack olarak lokalize olmu halde buluruz. Ancak gzlemden sonra, paket yaylr ve paketin yaylmas, paket hakkndaki belirsizliimizin bulutudur. Eer tekrar gzlemlersek, paket bir kez daha lokalize olur ama gzlemlerimiz arasnda daima yaylr. Elektronlar seyretmek, der fiziki-filozof Henry Marge-

nau, bir yaz akam ate bceklerini seyretmek gibidir urada bir parlt, beride bir lt grrsnz ama gzlemleriniz arasnda ate bceinin nerede olduuna dair hibir fikriniz yoktur. zledii yolu bile tam bir gvenle tanmlayamazsmz. Ay gibi makroskobik bir nesne iin bile, kuantum mekanii a y n tabloyu tahmin eder; tek fark, dalga paketinin yaylmasnn, gzlemler arasnda alglanamayacak kadar kuuk (ama asla sfr deil) olmasdr. Artk meselenin pf noktasna geliyoruz. Biz onlar ne

Sekil 11 Bir hidrojen atomunun en dk yrngesindeki konumunun tekrarlanan lmlerinin sonulan. Elektron dalgasnn sklkla onu bulma olaslnn yksek olarak tahmin edildii yerde kt aktr, bylece krl (bulank) bir yrnge ortaya kar.

78

Kuantum Fizii ve Materyalist Realizmin lm TAMAMLAYCLK ILKESI

79

zaman lersek lelim, kuantum nesneleri bir parack olarak tekil bir yerde grnmekteler. Olaslk dalm, bu yeri (veya o yerleri) lm yaptmzda onun bulunmas muhtemel yerler olarak tanmlamaktadr; daha fazlas deil. Biz lmediimizde, kuantum nesneleri yaylr ve ayn anda birden ok yerde mevcut olurlar, tpk bir dalga veya bulutun yapt gibi; daha az deil. Kuantum fizii, hareketin determinist rotalar ve nedensel sreklilik gibi eski kavramlarmza meydan okuyan yeni ve heyecan verici bir dnya gr sunar. Eer balang koullar bir nesnenin hareketini sonsuza dek belirlemiyorsa, bunun yerine onu her gzlemleyiimizde yeni bir balang varsa, o zaman dnya en temel dzeyde yaratc demektir. Neredeyse her gn ayn zamanda kasaba meydanndan geen bir haham, bir Kazak'n dikkatini ekmi. Bir gn merakla sormu: "Nereye gidiyorsun haham?" Haham cevap vermi: "Emin deilim." "Her gn bu sralarda bu yoldan geiyorsun. Elbette, nereye gittiini biliyorsundur." Haham bilmediinde srar edince, Kazak sinirlenmi, meraklanm ve en sonunda haham hapse tkm. Tam kilidi evirirken, haham ona bakm ve nazike yle demi: "Gryorsun ya, bilmiyordum." Kazak yolunu kesmeden nce, haham nereye gidiyor olduunu biliyordu ama ondan sonra bilemedi. Yarda kesmek (buna lm de diyebiliriz) yeni olaslklar sunmutu. Kuantum mekaniinin mesaj da budur. Dnya, balangtaki artlar tarafndan bir kez ve her zaman geerli olmak zere belirlenmi deildir. Her lm olay, potansiyel olarak yaratcdr ve yeni olaslklar aabilir.

Dalga-parack paradoksuna yepyeni bir bak yolu, Bohr tarafndan tanmlanmtr. Elektronun dalga ve parack doas dalistik veya basite, zt kutuplar deildir, dedi Bohr. Bunlar tamamlayc deneylerde bize ak hale gelen tamamlayc zelliklerdir. Bir elektronun krnm tablosunu ele aldmzda onun dalga doasn aa karyoruz; onu bir sis odas iinde izlediimizde, onun parack doasn gryoruz. Elektronlar ne dalga ne de paracktrlar. Onlara "dalgapara," diyebiliriz nk gerek yaplar bu iki tanm da amaktadr. Bu, tamamlayclk ilkesidir. Ayn kuantum nesnenin dalgalk ve paracklk gibi grnte elien zelliklere sahip olmas olgusu stnde tefekkre dalmak, kiinin akl sal asndan tehlikeli olacandan, doa bir tampon salamtr. Boh'un tamamlayclk ilkesi, kuantum nesneleri hem parack hem de dalga niteliine sahip olabilmelerine ramen, bizlerin ancak belirli bir zamanda belirli bir deneysel dzenleme ile dalgaparanm ancak bir unsurunu lebileceimiz konusunda bizi temin eder. Ayn ekilde, dalgaparanm grmek istediimiz belirli unsurunu, uygun deneysel dzenlemeyle birlikte seeriz.

KARLKLLK ILKESI

nsann yeni fiziin devrimci fikirlerini kavrar kavramaz, Newtoncu fiziin tamamen yanl olduunu dnmesi son derece hataldr. Eski fizik, yeni fizik iin zel bir vaka olarak ou (ama hepsinde deil) makro madde aleminde yaamaktadr. Bilimin nemli bir zellii, yeni bir dzen eskisinin yerini aldnda, o dzenin uyguland alana uzan-

80

Kantum Fizii ve Materyalist Realizmin lm

81

madr. Eski alanda, eski bilimin matematik denklemleri hala salamdr (deneysel verilerle dorulanmtr). Dolaysyla klasik fizik hkmdarlnda, kuantum mekaniinin nesnelerin hareketi hakkndaki sonular, sanki uratmz cisimler klasikmilercesine, Newtoncu matematik kullanlarak elde edilen sonulara aka uygundur. Buna karlkllk ilkesi denir ve Bohr tarafndan formle edilmitir. Klasik fizik ve kuantum fizii arasndaki iliki, u nl "Eim ve Kaynvalidem" adl grsel illzyonu andrr (ekil 12). Bu izimde ne gryorsunuz? Balangta, ya ei ya da kaynvalideyi grrsnz. Ben nce hep gen kadn gryorum. izimdeki dier imgeyi kefetmek aslnda hayli

zaman alabilir. Ama brakmazsanz, birdenbire dier imge ortaya kverir. Ein enesi, kaynvalidenin burnuna dnr; boynu ise yal kadnn enesine ve byle gider. Neler oluyor, diye meraklanrsnz. izgiler ayndr ama birdenbire resmi yeni bir biimde alglamak sizin iin mmkn hale gelir. Ksa sre iinde iki resim arasnda, eski ve yeni imge arasnda gidip gelmenin kolaylatn grrsnz. Belirli bir zamanda iki imgeden yine birini grmektesinizdir ama uurunuz genilemi olduundan ikiliin farkmdasmzdr. te byle bir genilemi farkmdalkta, kuantum fiziinin gariplii anlaml gelmeye balar. Hatta heyecan verici hale gelir. Hamlet'in Horatio'ya sylediini uyarlarsak, gklerde ve Yerkre'de klasik fizikte dlenenden ok daha fazlas var. Kuantum mekanii bize daha geni bir perspektif, alglaymz yeni bir aleme genileten yeni bir balam verir. Doay ayr biimler -dalgalar ya da paracklar- olarak grebilir ya da tamamlaycl kefedebiliriz: Dalgalarn ve paracklarn, ayn eye zg olduu fikrini.

KOPENHAG YORUMU

ekil 12. Eim ve Kaynvalidem (W. E. Hill)

Born, Heisenberg ve Bohr tarafndan gelitirilen, kuantum mekaniinin Kopenhag yorumuna gre, bizler kuantum nesnelerini dalgalar olarak hesaplar ve dalgalar da olaslk dalm eklinde yorumlarz. Onlarn konumu ve momentumu gibi vasflarn, bir biimde yaklak olarak belirler ve tamamlayc biimde anlarz. Ek olarak, sreksizlik ve kuantum sramalar -rnein, sere serpe yaylm bir dalga paketinin gzlem stne kmesi- bir kuantum nesnesinin davrannn temel unsurlar olarak grlr. Kuantum mekaniinin bir dier unsuru ise ayrlmazlktr. Onu nasl gzlemledi-

78

Kuantum Fizii ve Materyalist Realizmin lm

83

imizden sz etmeden bir kuantum nesnesinden sz etmek mulak olur nk bu ikisi birbirinden ayrlamaz. Son olarak, koca dev nesneler iin, kuantum mekaniinin tahminleri, klasik fiziin tahminlerine etir. Bu durum, dorudan duyularmzla algladmz doann makro blgesinde olaslk ve sreksizlik gibi kuantum etkilerin bastrlmasn ne srer. Klasik karlkllk, kuantum gerekliini kamufle eder.

MATERYALIST REALZM YARIP GEMEK

mu). Ancak, kuantum belirsizlik ilkesi bir nesnenin hem hzn hem de konumunu ayn anda mutlak dorulukla asla belirleyemeyeceimizi syler. Balang artlan hakkndaki bilgimizde her zaman hata olacaktr ve kesin determinizm hkm srmez. Bizzat nedensellik fikri bile phelidir. Kuantum nesnelerinin davran olaslkl olduundan, tek bir nesnenin davrannn kesin sebep-sonu tanm imkanszdr. Bunun yerine, byk bir parack grubu hakknda konuurken elimizde istatistik neden ve istatistik sonu vardr. Varsaym 3: Yerellik. Yerellik varsaym -fiziksel nesneler arasndaki tm karlkl etkileimlerin yerel iaretler yoluyla yaplmas-, nesnelerin esasen bamsz ve birbirinden ayr olarak var olduunu neren materyalist gr as iin ok nemlidir. Ancak eer dalgalar uzak mesafelere yaylyor ve derken biz lm yapnca birdenbire kyorlarsa, o zaman lmmzn tesiri yerel olarak yol almyor demektir. Demek ki yerellik (mekansallk ya da noktasallk) geersizdir. Bu, materyalist realizme inen bir dier ldrc darbedir. Varsaym 4 ve 5: Materyalizm ve epifenomenalizm. Materyalist bir kii znel zihin (uur) fenomenlerinin, maddenin epifenomenleri olduunda srar eder. Bunlar ancak maddesel beyin malzemesine indirgenebilirler. Ancak, kuantum nesnelerinin davranlarn anlamak iin, tamamlayclk ilkesi ve zne-nesne karm fikrine gre uuru -seme yeteneimiziie dahil etmemiz gerekir. Dahas, maddenin bir epifenomeninin maddeyi etkilemesi sama grnmektedir: Eer uur bir epifenomense, bir kuantum lm yaptnda bir kuantum nesnenin yaylm dalgasn nasl lokalize bir paraca kertebilir?

Kuantum teorisinin ilkeleri, materyalist realizmin haksz varsaymlarn bir kenara brakmamz mmkn klmaktadr. Varsaym 1: Gl nesnellik. Materyalist birinin temel varsaym, darda, bizden bamsz olan bir nesnel, fiziksel evrenin var olduu eklindedir. Bu varsaymn baz bariz ilevsel geerlilii vardr ve sklkla bilimi anlaml biimde yrtmek iin gerekli olduu varsaylr. Bu varsaym gerekten geerli midir? Kuantum fiziin dersine gre, bir kuantum nesnesinin belirli bir durumda aa karaca -dalga veya parack- unsuru biz seeriz. Dahas, gzlemimiz kuantum dalga paketini, lokalize olmu bir paraca kertir. zneler ve nesneler zlemez biimde birbirine kaynamtr. Eer zneler ve nesneler bu biimdeyse, gl nesnellik varsaymn nasl koruyabiliriz ki? Varsaym 2: Klasik determinizm. Klasik bilim adamnn materyalist realizme itibar kazandran bir baka varsaym, dnyann temel anlamda deterministik olduudur; tm bilmemiz gereken, her nesne stnde i gren kuvvetleri ve balang artlardr (nesnenin balangtaki hz ve konu-

78

Kuantum Fizii ve Materyalist Realizmin lm

84

Karlkllk ilkesi bir kenara brakldnda, fiziin yeni paradigmas -kuantum fizii- materyalist realizmin diktasyla elimektedir. Bu sonucun evresinden dolanmann bir yolu yoktur. Karlkllk ilkesini ne srp, klasik fizik tm pratik amalar asndan makro nesneler iin geerlidir ve biz de makro dnyada yaadmzdan, kuantum garipliinin, doann mikroskobik alt alemde geerli olduunu varsayacaz, diyemeyiz. Tam tersine, bu gariplik bizi makro dzeye kadar izlemektedir. Eer dnyay klasik ve kuantum fizii blgelerine ayrrsak, zlemez kalacak kuantum paradokslar vardr. Hindistan'da insanlar maymunlar bir kavanoz nohutla yakalarlar. Maymun bir avu dolusu nohut almak iin kavanoza elini sokar. Heyhat, avucu yemekle dolunca, elini karamaz. Kavanozun az, ii dolu avucu iin ok dardr. Tuzak ie yarar nk maymunun agzll nohutlar brakmasn nler. Materyalist realizmin -materyalizmin, determinizmin, yerelliin vb.- aksiyomlar*, bilgimizin bugnknden daha snrl olduu gemite bize iyi hizmet ettiler ama artk tuzamz haline geldiler. Maddesel alann dnda uzanan zgrl kucaklamak zere kesinlik nohutlarn avucumuzdan brakmalyz. Eer materyalist realizm fizik iin yeterli bir felsefe deilse, kuantum davrannn tm bu garipliiyle hangi felsefe baa kabilir? Bu, dnya stndeki tm dinlerin temeli olan idealist monizm felsefesidir. Geleneksel olarak, insan yaamna sadece dinler ve hmanist disiplinler fiziksel hayatta kaln tesinde deer vermilerdir: estetik sevgimiz; sanat, mzik ve dncedeki yaratclmz; ve birlik sezgisindeki ruhsallmza verdikleri
* Aksiyom: Belit, kendilinden apak olan. .N.

deerle. Klasik fizik ve onun felsefi valizi olan materyalist realizme kilitlenip kalan bilimler pheciliin kavaln alyordu. Artk yeni fizik; yeni, zgrletirici -u anki bilgi dzeyimize uyan- bir felsefe iin sesleniyor. Eer idealist monizm ihtiyaca uyuyorsa, Descartes'tan bu yana ilk kez bilim, insani bilimler ve dinler insann hakikatini arayta kol kola yryebilirler.

Monistik dealizmin Felsefesi

87

MONSTK DEALZMN FELSEFES


Materyalist realizmin antitezi idealist monizmdir. Bu felsefede temel olan uurdur, madde deil. Hem madde dnyas ve hem de dnce gibi zihinsel fenomenler dnyas, uur tarafndan belirlenir. Maddesel ve zihinsel krelere (bunlar birlikte ikin -her yerde mevcut- gereklii ya da tezahrat alemini olutururlar) ek olarak idealizm, maddesel ve zihinsel fenomenlerin kayna olarak akn, aretipik bir idealar alemini ne srer. dealist monizmi, adnn da ima ettii gibi, niter bir felsefe olarak tanmak nemlidir; ikin ve akn gibi herhangi bir alt blmleme, uur iindedir. Dolaysyla uur tek nihai gerekliktir. Bat'da, idealist monizm felsefesi en tesirli biimde Eflatun tarafndan, Devlet adl eserinde nl maara benzetmesiyle verilmitir.1 Yzlerce felsefe rencisi neslinin rendii gibi, bu benzetme idealizmin temel kavramlarn net biimde gstermektedir. Eflatun bir maarada sabit bir konumda oturan ve yzleri hep duvara bakan insanlar tasawur eder. Dardaki byk evren, maarann duvarna yansyan bir glge oyunudur ve biz insanlar da glgeleri seyrederiz. Gereklik sandmz glge illzyonlarn seyrederiz. Gerek

realite arkamzdadr, kta ve duvara glgeleri vuran aretipik formlardadr. Bu benzetmede glgeler, akn bir dnyaya ait aretipik gerekliin insan deneyimindeki gerek olmayan ikin tezahrlerini gstermektedir. Gerekte, k tek gerekliktir nk grebildiimiz sadece ktr. dealist monizmde uur, Eflatun'un maarasndaki k gibidir. Ayn temel fikirler, birok kltrn idealist literatrnde tekrar tekrar karmza kar. Hindistan'n Vedanta literatrnde, Sanskrite nama kelimesi akn aretipleri ve rupa kelimesi de onlarn ikin biimini anlatr. Nama ve rupa'nn tesinde Brahman'n, evrensel uurun, ikincisi olmayan birin, tm var olanlarn temelinin parlar. "Szn ettiimiz ve dndmz tm bu evren, Brahman'dan baka bir ey deildir. Brahman, Maya'nn (illzyonun) tesindedir. Baka da bir ey yoktur." 2 Budist felsefede, madde ve idea alemleri srasyla Nirmanakaya ve Sambhogakaya diye adlandrlr; ama bunlarn tesinde, her ikisini de aydnlatan tek uurun , Dharmakaya vardr. Ve aslnda, sadece Dharmakaya vardr. "Nirmanakaya, Buda'nn bedeninin ve onun anlalmaz faaliyetlerinin grndr. Sambhogakaya engin ve snrsz potansiyele sahiptir. Buda'nn Dharmakaya's herhangi bir alglamadan veya bir biimin tasawurundan aridir (zgrdr)." Belki de Taocu yin ve yang sembol (ekil 13) Hint sem-

86

ekil 13. Yin-yang sembol

10.'

Monistik dealizmin

Felsefesi

88

bollerine gre daha yaygn biimde tandktr. Ak renkli yang, bir eril semboldr, akn alemi tanmlar ve koyu renkli yin, bir diil sembol olarak grlr, ikin olan tanmlar. ekillerindeki ilikiye dikkat edin. "imdi karanlk, imdi aydnlk grnmesine izin veren Tao'dur"; onun tamamlayc tezahrlerini aandr. Benzer ekilde, Yahudi Kabala gelenei de iki gereklik dzenini tarif eder: Akn olan; ki Sefirot tarafndan Teogoni olarak temsil edilir ve de ikin olan; alma de-peruda, "ayrlma dnyas"dr. Zohar'a gre: "Eer kii mistik meditasyonda eya stnde tefekkre dalarsa, her ey bir olarak aa kar." Hristiyan aleminde, akn ve ikin alemlerin adlar -yer ve gk- gndelik sz daarcmzn bir parasdrlar. Ancak, gnlk kullanmz bu fikirlerin idealist monizmdeki kkenini dikkate almaz. Gk ve yer krallklarnn tesinde, Tanrlk Kat, krallklarn Kral vardr. Krallklar, Kral'dan ayr var olamazlar: Kral, krallklardr. Hristiyan idealist Dionysius yle yazar: "O [uur: varln temeli] zekalarmzn, canlarmzn ve bedenlerimizin iinde, gklerde ve yerdedir ama yine de Zatnda ayn kalr. Ayn anda dnyann iinde, evresinde ve stndedir; gksel st, elzemden elzemdir, bir gne, bir yldz, ate, su, ruh, iy, bulut, ta, kaya, var olan her eydir." 3 Tm bu tariflerde, tek uurun bize tamamlayc tezahrler yoluyla geldiinin sylendiine dikkat edin: dealar ve biimler, nama ve rupa, Sambhogakaya ve Nirmanakaya, yang ve yin, gk ve yer. Bu tamamlayc tarif, idealist felsefenin nemli bir yzdr. evremize baktmzda, normalde sadece maddeyi grrz. Gk, sradan alglaymzn elle tutulur bir nesnesi deildir. Bu durum, sadece bizim maddeye gerek olarak gnderme yapmamza yol amakla kalmaz, maddenin (ve

dier biimi olan enerjinin) tek gereklik olabileceini ne sren gereki bir felsefeyi kabul etmemiz iin bizi ikna eder. Ancak birok idealist, kii gndelik deneyimlerin tesini hedeflediinde gkleri dorudan deneyimlemenin mmkn olduunu srarla sylemektedir. Byle iddialarda bulunan insanlar, mistik olarak bilinir. Mistisizm, idealist monizm iin deneysel kantlar nermektedir.
MSTSZM

Realizm (gerekilik), gndelik alglamalarmzdan ortaya kar. Dnyay gndelik deneyimleyilerimizde, eyann maddesel ve birbirinden ve bizden ayr olduunun kantlar boldur. phesiz, zihinsel deneyimler byle bir formlasyona tam olarak oturmaz. Dnce gibi zihinsel deneyimler, maddesel grnmemektedirler; bylece zihin ve bedeni ayr alemlere atayan dalist (ikiliki) bir felsefe gelitirdik. Dalizmin eksiklikleri ok iyi bilinir. Bata, ayr, maddesel olmayan bir zihnin nasl olup da maddesel bir bedenle etkiletiini aklayamaz. Eer byle zihin-beden etkileimleri varsa, o zaman iki alem arasnda enerji alverii olmak zorundadr. Saysz deneyde, madde dnyasnn enerjisinin bizzat deimez kaldn grrz (bu, enerjinin korunumu yasasdr). Zihinsel alemden enerji kazanldn ya da oraya enerji verildiini gsteren herhangi bir kant yoktur. Eer bu iki alem arasnda etkileimler varsa, bu nasl olmaktadr? dealistler, uurun asli gereklik olduu fikrini savunsalar ve dolaysyla znel, zihinsel deneyimlerimize deer verseler de uurun zihin olduunu nermemektedirler. (Dildeki karmaadan saknn: uur, nispeten az kullanlan bir kelimelir. Zihin kelimesi ise sklkla uuru belirtmek iin kullanlr.

10.'

Monistik dealizmin Felsefesi

91

Ama bu kitapta uur ve zihin kavramlar arasnda ayrm yapmanz arttr ve nemlidir.) Bunun yerine onlar, (bir top gibi) maddesel nesnelerin ve (hayali bir top gibi) zihinsel nesnelerin her ikisinin de uurun nesneleri olduklarn nermektedirler. Bir deneyimde, ayrca bir zne yani deneyimleyen de vardr. Bu deneyimleyenin doas nedir? te bu, idealist monizmde en ok nem tayan sorudur. dealist monizme gre, bir zne-nesne deneyiminde znenin uuru, tm var olanlarn temeli olan uurla ayndr. Dolaysyla, uur birletiricidir. Sadece bir "zne uur" vardr ve bizler o uuruzdur. Upaniadlar diye bilinen Hindu kutsal kitaplar, "Sen o'sun!" der. Peki yleyse, niin sradan deneyimimizde bu kadar ayrk hissederiz? Mistik, bu ayrln illzyon olduunda srarldr. Eer benliimizin gerek doas stnde derinden dnecek olursak, tpk birok an mistiinin de bulduu gibi, tm eitliliin arkasnda tek uurun olduunu buluruz. Bu tek uur/zne/ben birok adla anlr. Hindular buna atman derler; Hristiyanlar buna Kutsal Ruh derler; Quaker mezhebinden olan Hristiyanlar ise isel k; hangi isimle anlrsa anlsn, hepsi de bu tek uurun deneyimlenmesinin, tahmin edilemez deerde olduunda hemfikirler. Budist mistikler sklkla bireyin tesindeki uura, yokbenlik diye gnderme yaparlar ve bu durum, uuru tmden inkar edebilecek potansiyel bir karmaaya yol aar. Ama Buda bu kavram kargaasn aa kavuturmutur: "Bir Domam, Kaynaklanmam, Yaratlmam, Biimlenmemi vardr. Eer bu Domam, bu Kaynaklanmam, bu Yaratlmam, bu Biimlenmemi olmasayd; domularn, kaynaklanmlarn, yaratlmlarn, biimlendirilmilerin dnyasndan kamak mmkn olmazd. Ama bir Domam, Kaynaklanmam, Yaratlmam, Biimlenmemi var olduundan

domularn, kaynaklanmlarn, yaratlmlarn, biimlendirilmilerin dnyasndan kamak mmkndr." 4 O zaman mistikler, bu temel, oklukta teklik gerekliine ahitlik eden insanlardr. Farkl kltrlerden ve ruhsal geleneklerden birka rnekleme, birliin mistik yolla deneyimleniinin yaygnlna iaret etmektedir. 5 On beinci yzylda talya'da yaayan Hristiyan mistik Cenoval Catherine Adorna, bilgisini sade ve gzelce ifade etmiti: "Varlm Tanr'dr; sadece O'na dahil olduum iin deil, varlmn gerek dnmyle de." 6 Altnc yzylda in'de yaayan ve cahil bir kyl iken aniden aydnlanmas Zen Budizminin kurulmasyla sonulanan byk Hui-Neng yle demiti: "Bizatihi doamz Buda'dr ve bu doadan ayr, baka Buda yoktur." 7 On ikinci yzylda yaayan ve sufilerce eyhlerin eyhi diye hrmet edilen sufi mistik bn-i Arabi unlar demiti: "Sen ne olmay, ne de hala var oluunu durdurursun. Sen O'sun, bu snrlamalarn biri olmakszn. Derken kendi mevcudiyetini bylece bilirsen, o zaman Tanr'y bilirsin; eer bilmezsen, bilmezsin." 8 On drdnc yzylda yaayan ve muhtemelen Kabalaclarn asli kaynak kitab Zohar'n yazar olan Kabalac Moses de Leon yle yazmt: "Tanr... yaratl eserini yrrle koymaya karar verdii tam o anda, O diye adlandrlr. Varlnn, Neesinin ve Sevgisinin tam ifadesinde, olan ve bylece gnln sebepleriyle alglanabilir hale gelen Tanr... Sen diye adlandrlr. Ama Tanr, Varlnn taml vasflarnn son ve her eyi kuatan nihai ifadesini bulduu en stn tezahrnde... Ben diye adlandrlr." 9 Sekizinci yzylda yaayan ve Tantrik Budizmi Tibet'e getirdiine inanlan mistik Padmasambhava'nn ei olan karizmatik Yeshe Tsogyel bilgeliini yle ifade etmiti: "Ama

92

Monistik dealizmin Felsefesi

93

sen en sonunda beni kefettiinde, ieriden tek plak hakikat dodu, Mutlak Farkmdalk Evrene nfuz etti." 10 On nc yzylda yaayan Dominiken keii Meister Ekhart unlar yazmt: "Bu aydnlanma annda Tanr'nn ve benim bir olduumu alglyorum. Sonra ne idiysem oyum, ve sonra ne azalr ne artarm nk artk her eyi hareket ettiren hareket ettirilemez sebebim." 11 Onuncu yzylda yaayan sufi Hallac- Mansur yle aklamt: "En el Hak! (Ben hakikatim!)" 12 Sekizinci yzylda yaayan Hindu mistik Shankara fark ettiklerini cokuyla ifade etmiti: "Balangc, ei olmayan gerekliim. 'Ben' ve 'sen' ya da 'bu' ve 'u' illzyonunda hibir rolm yok. Ben Brahman'm, ikincisi olmayan bir, sonu olmayan mutluluk, ebedi, deimez hakikat... Tm varlklarn iinde, dsal ve isel tm fenomenlerin temeli olan ruh olarak, saf uur olarak mevcudum. Hem holananm hem de holanlan ey. Cehalet gnlerimde, bu eyleri kendimden ayr olarak dnmekteydim. Artk biliyorum ki Ben, Her eyim." 1 3 Ve son olarak Nasral sa yle demiti: "Babam ve Ben, biriz." 14 Birlik deneyiminin deeri nedir? Mistik iin bu deneyim sevgiyi, evrensel efkati zgrletiren ve kendi abamzla edindiimiz blnmlk iinde yaamann balarndan ve tutunduumuz ballklar telafi etmekten kurtaran varlksal bir dnme kap amaktr. (zgrleen bu varla, Sanskrite moksha denir.) dealist felsefe, altta yatan gerekliin dorudan deneyimlenebilen yann srekli olarak vurgulayan mistiklerin deneyimlerinden ve yaratc sezgilerinden ortaya kmtr. "Konuulabilen Tao, mutlak Tao deildir," der Lao Tzu. Mistikler tm retilerin ve metafizik yazlarn, aym kendisin-

den ziyade ay iaret eden parmaklar olarak grlmesi gerektii uyarsnda bulunurlar. Lankavatara Sutra'nn bizlere hatrlatt gibi: "Bu retiler sadece Asil bilgelie iaret eden bir parmaktr... Amalar tm insanlarn tefrik edici zihinleri iin klavuzluk etmek ve stnde dnlecek eyler oluturmaktr ama Hakikat'in kendisi deildirler; bu ancak kiinin en derin uurunda kendi kendine idrak edilebilir." 15 Ya da mistikler paradoksal tanmlamalara snmaktadrlar. bn-i Arabi yle der: "O [uur] ne olula ne olmayla vasflandrlabilir... Ne mevcuttur ne de mevcut deildir. Ne lk ne de Son olduu da sylenemez." 16 Gerekten de, akmlk gibi paradoksal bir kavram ierdiinden idealist metafizik de paradoksal grlebilir. Akmlk nedir? Felsefe sadece neti, neti diyebilir; o deil, bu deil. Ama nedir peki? Felsefe sessiz kalr. Ya da Upaniadlar yle der: "O her eyin iindedir/O her eyin dndadr." 17 Akn alem ikin dnyann iinde midir? Evet. kin dnyann dnda mdr? Evet. Gittike kafa kartrc oluyor. dealist felsefe de, sra "Ayrlmam uur kendisini znenesne gerekliine nasl ayrr? Bir uur nasl bu kadar ok hale gelir?" gibi sorulara cevap vermeye gelince sessiz kalmaktadr. Dnyann gzlemlenen okluunun bir illzyon olduunu sylemek, bizi pek tatmin etmemektedir. Bu kitapta, idealist monizmin kuantum fizii bak asndan bilim iin doru felsefe olduunu savunacaz. Bilim ve mistisizmin btnlemesi de mistisizm tarafndan ortaya kartlan zor sorularn bazlarn zmeye yardmc olur. Bilim ve mistisizmin btnlemesi ok da zor olmamaldr. Ne de olsa, nemli bir benzerlik paylamaktalar: Her ikisi de teorik adan aklanabilen ilkelerin nda yorumlanan deneysel verilerden doup bymt. Bilimde, teori

10.'

Monistik dealizmin Felsefesi

95

hem verinin aklanmasna hizmet eder hem de gelecekteki deneyler iin klavuz ve tahmin arac olur. dealist felsefe mistiklerin deneysel gzlemlerini aklarken, dier Hakikat arayclar iin klavuzluk eden yaratc bir teori gibi de grlebilir. Nihayetinde, bilim gibi mistisizm de evrensel bir giriim gibi grnmektedir. Mistisizmde dar fikirlilik yoktur. Dar fikirlilik, dinler mistik retileri insan kitlelerine daha kolay aktarlabilir hale getirmek zere basitletirdiklerinde devreye girmektedir.

onun peinden komakla megul olan ou insan, hakikati kendi balarna kefetmeye motive olmazlar. Peki o zaman mistiin idrak ettiklerinin bu insanlarla nasl paylalacaktr? Cevap: Basitletirerek. Takipiler, ortalama insan iin eriilebilir klmak amacyla hakikati basitletirirler. Byle bir insan genellikle gnlk yaamn talepleri arasnda skp kalmtr. Akml n inceliini anlamak iin gerekli olan zaman ve kendini aday azlndan dolay, dorudan mistik deneyimin nemini takdir edemez. Bylece, mistiin hakikatinin takipileri birletirici uurun dorudan deneyimlenmesi yerine Tanr fikrini koyarlar. Ne yazk ki, ikin dnyann akn yaratcs olan Tanr, sradan insann zihninde yeni bir role, Gk'ten aadaki Dnya'y yneten kudretli bir kraln dalist imgesine brndrlr. Mistiin mesaj kanlmaz biimde sulandrlm ve arptlmtr. Mistiin iyi niyetli takipileri hi de farknda olmakszn u eski fkradaki eytann roln oynarlar: Tanr ve eytan birlikte yrrlerken, Tanr eilip yerden bir kat paras alr. "Ne yazyor?" diye sorar eytan. Tanr "Hakikat," der sakince. eytan hevesle cevap verir: "Bana ver. Ben onu senin iin kurumsallatrrm." Yine de, rgtlenmenin zorluklarna ve yanlma paylarna ramen, dinler mistiklerin mesajnn ruhunu aktarmaktadrlar; dinlere canllklarn veren budur. Hem zaten, mistikler iin Gerekliin akn doasn idrak etmenin deeri, sevgi gibi erdemlerin byle basit hale geldii bir varlk modunda gvenli hale gemi olmalardr. Tek bir uur varken ve siz ve dierlerinin aslnda ayr olmadn bilirken nasl sevemezsiniz ki? Ama kii, bakalarn sevmek zere birlii idrak etmemi sradan bir kiiyi nasl motive eder? Mistik, akn birlii

DN

Bir mistik hakikat'in anlayna varmak iin genellikle belirli bir yntem kefeder ve bunu uygular. Yntemler ya da baka bir deyile ruhsal yollarn hem benzerlikleri hem de farkllklar vardr. Mistik igrnn yaygnlnn yannda ikincil kalan farkllklar, mistiklerin retileri zerine kurulan dinlerdeki farkllklara katkda bulunurlar. rnein Budizm Buda'nn retisinden, Yudaizm Musa'nn retisinden, Hristiyanlk sa'nn retisinden, slam ise Muhammed'in retisinden (Muhammed, Musa ve sa'y da ieren bir peygamber silsilesinin sonu olarak kabul edilmektedir) ve Taoculuk da Lao Tzu'nun retisinden gelimitir. Ancak istisnalar vardr. Hinduizm belirli bir reticinin retisi stne kurulu olmayp, birok yollar ve birok retiyi kucaklamaktadr. Mistisizm, nihai gereklik hakkndaki hakikati aray ierir ancak dinin ilevi bir para farkldr. Belirli bir mistiin takipileri (ounlukla da mistiin lmnden sonra) hakikati bireysel olarak aramann herkese gre olmadn fark ederler. Blnm benliklerinin illzyonunda kaybolmu ve

10.' Monistik dealizmin Felsefesi 97

bilmeyiin sevmeye engel olduunu aka grmektedir. Sevginin yokluunun net etkisi, straptr. Istraptan kanmak iin, der mistik, ie dnmeli ve kendimizi gerekletirme yolculuuna koyulmalyz. Dinsel balamda bu reti, u hkme tercme edilir: Eer kendimizi kurtarmak (kefaret etmek) istiyorsak, yaammzda en stn deer olan Tanr'ya dnmeliyiz. Bu kefaretin yntemi, orijinal retiye dayanan ve o belirli dinin ahlaki kodunu biimlendiren bir uygulamalar takmdr: on emir, Hristiyan ahlaknn Altn Kural, Budist emirler, Kuran hkmleri, Talmud yasalar vb. phesiz, tm dinler Tanr kavramn ne srm deillerdir. rnein Budizmde Tanr kavram hi yoktur. te yandan, Hinduizmde birok tanr vardr. Bu rneklerde bile, dinlerin ele aldklar (yukarda anlatmtk) aka bellidir. Bylece tm egzoterik (drak) dinlerin ortak unsura sahip olduunu grebiliriz: 1. Tm dinler, bulunduumuz halde bir yanllk olduu nermesiyle balarlar. Bu yanllk cehalet, ilk gnah, ktlk veya sadece strap gibi deiik biimlerde adlandrlr. 2. Tm dinler, saladklar "yol" izlendii takdirde bu yanllktan ka vaat ederler. Ka; kurtulu, dnyadaki strap arkndan zgrleme, aydnlanma, Tanr'nn krallnda ebedi yaam, cennet gibi deiik biimlerde adlandrlr. 3. Yol, dinin belirli bir etik ve toplumsal kurallar btnne uyan takipilerinin biimlendirdii cemaate ve dine snmay ierir. Aknlm ezoterik (irek) retisinin zerinde nasl uzlalaca bir yana braklrsa, eitli dinlerin birbirine gre gsterdii farkllklar bu etik ve toplumsal kurallar btnndedir. 18

lk nermedeki dalizme dikkat edin: Yanl ve doru (ya da kt ve iyi). Mistik yolculuk, bunun tam tersine, iyi ve kt de dahil tm daliteleri amay iermektedir. Ayrca ikinci nermenin ruhban sm tarafndan havuca ve sopaya dntrldne de dikkat edin: cennet ve cehennem. te yandan, mistisizm cennet ve cehennem diye ayrm yapmaz; her ikisi de nasl yaadmzn doal sonulardr. Grebileceiniz gibi, dnya dinlerinin szgecinden getiinde, idealist monizmin bircilii daha mulak hale gelir ve dalist (ikici) fikirler baskn olur. Dou'da, mistisizm rencilerinin sonu gelmez arz sayesinde, ezoterik formdaki idealist monizm, ona aina olan halk arasnda saygnla sahiptir. Ancak Bat'da, mistisizmin nispeten az etkisi vardr. Yahudi-Hristiyan tek tanrl dinlerinin dalizmi, halkn psiesinde baskndr ve yorumlayclarn gl hiyerarisi ile de desteklenmektedir. Ancak tpk zihin-beden dalizmindeki gibi, Tanr ve dnya dalizmi bilimsel sorgulamann gznden kamamaktadr. 19 Bilimsel veriler dinin altn oyduka, kurunun yannda ya da yakma eilimi grlr: Ya olan, dinin rettii ahlak ve deerlerdir; geerlilii ve yararll olmaya devam eden ahlak ve deerler. Dalist dinlerin mantkszln aa karmak, materyalist realizmin monistik felsefesiyle sonulanmaz. Grm olduumuz gibi, alternatif bir monizm de mevcuttur. Kuantum fiziinin materyalist realizmi toz duman etme biiminden bakldnda, idealist monizm tek geerli monistik realizm felsefesi olabilir. Dier seenek ise metafizikten tamamen vazgemektir, ki felsefenin yn bir sre buna ynelikti. Eilim artk geriye dnyor gibi grnmektedir. imdi hayati soruyla yzleelim: Bilim, idealist monizmle uyumlu mudur? Eer deilse, bilim yaparken metafizii terk etmemiz gerekir; bu da gittike byyen inan

10.'

Monistik dealizmin Felsefesi

98

bunalmna katkda bulunmak demektir. Eer evet dersek, bilimi, felsefenin taleplerine gre yeniden formle etmemiz gerekmektedir. Bu kitapta, idealist monizmin kuantum fizii ile uyumlu olmakla kalmayp, onun yorumlanmas iin de elzem olduunu savunmaktayz. Yeni fiziin paradokslar, bunlar idealist monizmin bak as altnda incelediimizde ortadan kalkmaktadrlar. Dahas, kuantum fizii ile idealist monizmin birleimi, mistisizmin akmlk ve okluk gibi paradokslarndan bazlarn da zebileceimiz gl bir paradigmay (modeli) bize salamaktadr. almamz, idealist bir bilimin balangcn ve dinlerin yeniden canlandrlmasn iaret etmektedir.

KUANTUM NESNELER N DEALST METAFZK

Kuantum nesneleri dalga ve parack gibi tamamlayc zellikler gstermektedirler. Kuantum tamamlaycl, dalga-parack dalitesinin zm, idealist monizmin tamamlayclyla ayn mdr? Yazar George Leonard'n The Silent Pulse (Sessiz Nabz) adl eserinde u satrlar yazarken iki tip tamamlayclk arasnda bir parallellik grd aktr: "Kuantum mekanii, gnmzn en son koandr." Koanlar, Zen Budistlerinin grnteki paradokslara akn zmler bulmada kullandklar aralardr. Gelin, koanlar tamamlayclkla kyaslayalm. Bir koanda, Zen rencisi Daibai, Zen ustas Baso'ya "Buda nedir?" diye sorar. Baso cevap verir: "Bu zihin Buda'dr." Bir baka kei "Buda nedir?" diye ayn soruyu sorduunda ise Baso cevap verir: "Bu zihin Buda deildir." imdi bunu, Bohr'un tamamlayclk ilkesiyle karlatralm. Bohr'a "Elektron bir parack mdr?" diye soralm.

Bohr bazen "yledir," diyecektir. Bir bulut odasnda bir elektronun izine baktnzda, bir elektronun bir parack olduunu sylemek anlamldr. Ancak elektronlarn krnm desenine bakan Bohr, azndaki pipoyu ekitirerek, "Bir elektronun bir dalga olduu konusunda hemfikir olmanz gerek," diyecektir. yle grnyor ki, Zen ustas Baso gibi Bohr da elektronlarn doas hakknda iki fikre birden sahiptir. Kuantum dalgalar, olaslk dalgalardr. Krnm deseninde olduu gibi, dalga zelliini grebilmek iin birok dalgaparayla deney yapmamz gerekir. Tek bir kuantum nesnenin dalga zelliini deneysel olarak asla ama asla gremeyiz; tek bir dalgapara kendisini her zaman yeri belli, lokalize bir parack olarak gsterir. Dalga zellii yine de tek bir dalgapara iin bile devam eder. Tek bir dalgaparann dalga zellii, sradan uzay (mekan) iinde asla tezahr etmediine gre, akn uzayda m mevcuttur? Bohr'un tamamlayclk fikri, idealist monizm felsefesinin nerdii ayn akn gereklik dzenine mi iaret etmektedir? Bohr, byle sorulara asla birok kelimeyle de olsa "evet" demedi ama valyelik nian (1947'de valye ilan edildi.) inlilerin yin-yang semboln tamaktadr. Bohr kuantum fiziinin tamamlaycln, idealist monizme benzer bir ekilde anlyor ve kuantum nesneler iin idealist bir metafizii destekliyor olabilir mi? Belirsizlik ilkesini hatrlayn. Eer konumdaki belirsizliin ve momentumdaki belirsizliin arpm bir sabitse, o zaman bir ldeki belirsizlii azaltmak, dier ldeki belirsizlii artrmaktayd. Bu argmann yorumlanmasyla unu grebiliriz; eer konum tam bir kesinlikle bilinirse, o zaman momentum tamamen belirsiz hale gelir. Veya tam tersi. Momentum tam kesinlikle bilindiinde, konum tamamen belir-

10.'

Monistik dealizmin Felsefesi

100

siz hale gelir. Kuantuma yeni balayanlarn birou belirsizlik ilkesinin ima ettiklerine kar karlar. "Ama" derler, "elektron bir yerlerde olmal; sadece nerede olduunu bilmiyoruz." Hayr, durum daha da beterdir. Sradan mekan ve zamanda elektronun konumunu bile tanmlayamayz. Aka, kuantum nesneleri gnlk yaamdaki bildik makro nesnelerden ok farkl biimde vardr. Heisenberg bir kuantum nesnesinin belirli bir yeri igal edip de ayn anda tahmin edilebilir bir tarzda hareket ediyor olamayacan da kabul etmiti. Mikroskobikalt bir nesnenin bir resmini ekme giriimi bile bize sadece onun konumunu vermekle sonulanyordu, onun hareket haliyle ilgili bilgiyi kaybediyorduk. Veya tam tersi. Bu gzlem bir baka soruyu dourur. ekilen resimler arasnda nesne ne yapmaktadr? (Bu, elektronlarn Bohr yrngeleri arasndaki kuantum sramalar hakkndaki soruya benzer: Elektronlar, sramalar arasnda nereye giderler?) Bir elektrona belli bir yrnge atfedemiyoruz. Bunu yapabilmek iin elektronun belirli bir balang annda hem konumunu hem de hzn bilmemiz arttr ve bu da belirsizlik ilkesini ihlal ederdi. Gzlemlerimiz arasnda elektrona mekan ve zamanda herhangi bir tezahr etmi gereklik atfedebilir miyiz? Kuantum mekaniinin Kopenhag yorumuna gre, cevap hayr'dr. Gzlemler arasnda, elektronlar Schrdinger denklemine gre yaylrlar; ama muhtemelen potans (potentia) halinde, demiti Heisenberg; potentia kelimesini Aristo'dan uyarlamt. 20 Bu potans nerede mevcuttur? Elektron dalgas gzlemimiz stne derhal ktnden potans, mekan-zaman alemi iinde olamaz; mekan-zamanda tm nesneler Einsteinc hz snrna boyun emek zorundadrlar, hatrladnz m?

Demek ki potans'n blgesi mekan-zamanm dnda olmaldr. Potans, akn bir gereklik aleminde mevcuttur. Gzlemler arasnda, elektron, tpk Eflatuncu bir aretip gibi bir olaslk biimi olarak akn potans aleminde mevcut olur. (air Emily Dickinson, "Olaslk'ta yaarm," demiti. Eer elektron konuabilseydi, muhtemelen kendini byle tarif ederdi.) Elektronlar sradan kiisel gereklikten fazlasyla uzaktrlar. Varsayalm yle soruyoruz: Ona bakmadmz srada Ay orada mevcut mudur? Ay'n da nihayetinde bir kuantum nesne (tamamen kuantum nesnelerinden olumu) olma derecesine gre, cevap hayr, olmaldr -fiziki David Mermin byle diyor. 21 Gzlemler arasnda, Ay da akn potans halinde bir olaslk formu olarak mevcuttur. Belki de en nemli ve en sinsi varsaym, nesnelerden oluan maddi dnyann darda -gzlemciler olan znelerden bamsz- mevcut olduunu ocukluumuzda zmsemi olmamzdr. Byle bir varsaymn lehine hayli kant mevcuttur. rnein, Ay'a ne zaman bakarsak bakalm, onu klasik olarak hesaplanm yrngesi stnde bulmay beklediimiz yerde buluruz. Doal olarak Ay'n daima mekan-zaman iinde olduunu yanstrz, hatta ona bakmyorken bile. Kuantum fizii hayr der. Biz ona bakmyorken, Ay'n olaslk dalgalar ok kk bir miktarda da olsa yaylr. Baktmzda, dalga annda ker, demek ki dalga mekan-zamanda olamaz. dealist bir metafizik varsaymda bulunmak daha anlaml: Ona bakan uurlu bir zne olmadan mekan-zamanda var olan bir nesne yoktur. Demek ki kuantum dalgalar, uurun akn alemindeki Eflatuncu aretipler gibidirler ve gzlemimiz stne tezahr eden paracklar da maara duvarndaki ikin glgelerdir. uur, potans halinde mevcut olan bir kuantum nesnesinin dalgasn kerten, onu tezahrler dnyasnda ikin bir

10.'

Monistik dealizmin Felsefesi

103

parack yapan etkendir. te, bu kitapta kuantum nesneleri iin kullanacamz temel idealist metafizik budur. Bu basit likrin altnda, kuantum fiziinin tm nl paradokslarn sabah sisi gibi dalp gittiini greceiz. Heisenberg'in de potans kavramn ne srdnde idealist metafizii neredeyse ne srecek olduunu da belirtelim. nemli olan yeni ge, potans aleminin de uurda mevcut olmasdr. uur dnda hibir ey yoktur. Bu monist dnya gr, elzemdir.

BILIM AKNL KEFEDIYOR

Yeni fiziin u anki yorumuna dek, aknlk kelimesine fizik biliminin sz daarcnda nadiren rastlanrd. Hatta bu terim, deterministik, saat gibi ileyen bir evrende sebep-sou biliminin klasik kanunlarn gzeten uygulamaclarca doktrinlere aykr olarak dnlrd (bir dereceye kadar, hala yle dnlmektedir). Eski alarda Romal filozoflar iin aknlk "t im olas deneyim ve bilginin snrlarnn tesine genileme veya uzanma hali" ya da "idrakin tesinde olma" idi. Benzer ekilde monistik idealistler iin de aknlk ne bu, ne de bilinen herhangi bir ey anlamna gelir. Bugn, modern bilim yaklak drt bin yldan fazladr dinin ve felsefenin arazisi olan blgelere girmektedir. Evren insanolunun gzlemleyip kontrol edebilecei, nesnel olarak tahmin edilebilir bir dizi fenomenden mi ibarettir sadece, yoksa bundan ok daha bilinmez ve ok daha harikulade midir? Son yzyl iinde, bilim gerekliin rakipsiz kyas noktas haline gelmiti. Bizler, bilimin sadece kendisini deil ayn zamanda gereklie bak amz da deitirdii bu evrimsel ve akn srecinin bir paras

olduumuz iin ayrcalklyz. Akllar allak bullak eden bir gelime -Fransa'nn Or22 kentinde bir fizikiler ekibi tarafndan yaplan bir desay ney- kuantum fiziinde aknlk fikrini dorulamakla kalmad, aknlk kavramn da netletirdi. Alain Aspect ve meslektalarnca yaplan deney, iki kuantum nesnesi arasnda iliki olduunda, eer birisini lersek (yani onun dalga fonksiyonunu kertirsek), dierinin dalga fonksiyonun da annda ktn dorudan gstermekteydi; aralarnda makroskobik bir uzaklk varken, hatta mekan-zamanda balantlarna arac olabilecek bir sinyal yokken bile. Ancak Einstein maddesel dnyadaki tm balantlarn ve etkileimlerin mekanda (uzayda) yol alan sinyaller araclyla olutuunu (yerellik ilkesi) ve dolaysyla k hzyla snrl olduunu kantlamt. Peki yleyse, ilikili kuantum nesneleri arasnda uzak mesafelerde sinyalsiz etkiden sorumlu olan annda balant nerede mevcuttur? Cevap az ve zdr: Gerekliin akn blgesinde. Sinyalsiz, uzaktan annda etkinin teknik ad yerel olmaytr. Aspect'nin deneyinde gzlemlenen kuantum nesnelerin karlkl ilikisi, yerel olmayan bir karlkl ilikidir. Kuantum mekanszlm, iinde yaadmz dnyann fiziksel bir zellii olarak kabul eder etmez, mekan-zamann fiziksel tezahr blgesinin dnda akn bir gereklii kavramak bilim iinde kolay hale gelmektedir. Fiziki Henry Stapp'a gre kuantum mekanszlmm anlam, "Doa'nn temel srecinin mekan-zaman dnda yatt, ama mekan-zamanda ortaya kabilen olaylar rettii" dir.23 Uyar: Eer "mekan d" size iinde bulunduumuz mekan "kutusu"nun dndaki baka bir "kutu"yu dndryorsa, unutun gitsin. Baka bir kutu, tanm gerei, ancak bizimki gibi mekan evreninin bir paras olabilir. Yerel

104

olmayan balantyla, mekan-zaman dnda bir gereklik blgesi kavramn edinmeye mecbur ediliriz nk yerel olmayan bir balant, mekan-zamanda meydana gelemez. Yerel olmayan gereklii dnmenin bir baka paradoksal yolu daha var: hem her yerde ve hem de hibir yerde, hem her zaman ve hem de hibir zaman olmak. Hala paradoksal ama en azndan bir eyler telkin ediyor, deil mi? ocukken ilk kez karlatmda now here (imdi burada) diye okuduum nozvhere (hibir yer) kelimesiyle oynamadan duramayacam, Yerel olmay (ve aknlk) hibir yerdedir ve imdi buradadr. Yaklak 2.500 yl nce Demokrit materyalizm felsefesini ne srmt; ama Eflatun bizlere idealist monizm felsefesine dair ilk net aklamalar verdikten ksa sre sonra. Werner Heisenberg'in de belirttii gibi kuantum mekanii, Bat uygarln en ok etkileyen filozoflar olan Eflatun ve Demokrit arasndaki ekimede nihai kazanann Eflatun olabileceini iaret etmektedir. 24 Demokrit'in materyalizminin son yz yldr bilimde tadn kard baarsnda bir sapma olabilir, idealist bir metafizie gre yorumlanan kuantum teorisi, uurun birinci geldii ve maddenin ikincil neme dt idealist bir bilim iin yol amaktadr.

2. Blm

DEALZM ve KUANTUM PARADOKSLARININ ZM


Dnce alkanlklar zor lr. Kuantum mekanii, temel fizik teorisi olarak klasik mekaniin yerini alm olmasna karn, eski dnya gryle koullanm olan birok fiziki, kuantum mekaniinin idealist imalarn dnmeyi hala zor bulmaktadrlar. Kuantum mekaniinin dourduu utan verici metafizik sorular sormay istemiyorlar. Bylesi sorunlarn, gz ard edilirse, ortadan kalkacacan sanyorlar. Bir keresinde, kuantum mekaniindeki paradokslarla ilgili bir tartmann balangcnda, Nobel dll Richard Feynman bu tutumu o kendine has taklit edilemez aka yollu szleriyle alaya almt: "t, t. Kaplar kapatn." Birazdan okuyacanz be blmde kaplar aacak ve kuantum fiziinin paradokslarn utanmadan sklmadan tehir edeceiz. Amacmz, kuantum paradokslarnn, idealist monizmin nda incelendiinde, hi de ok edici veya paradoksal olmadn gstermek. Akn, birletirici bir uurun kuantum dalgalarn kertmesine dayanan idealist bir metafizie sk skya tutunmak,
105

106

kuantum fiziinin tm paradokslarn keyfi olmayan bir tarzda zmektedir. dealist monizmin erevesi iinde bilim yapmann tamamen mmkn olacan greceiz. Sonu, ruh ve maddeyi btnletiren idealist bir bilimdir. uurun kuantum dalgasn kerttii fikri, 1930'larda matematiki John von Neumann tarafndan nerilmiti. Bu fikri ciddiye almamz niye bu kadar uzun srd ? Belki de bu meselede kendi kafamn nasl netletiini ksaca anlatmam yardmc olacaktr. Neumann'n nermesinin bana yaatt zorluklardan biri, deneysel verilerle ilgiliydi. Biz baktmzda, her zaman uurlu grnmekteyizdir. O zaman uurun kuantum dalgalarn kertmesi meselesi, tamamen akademik grnmektedir. Bir kiinin bakt ama uurlu olmad bir durum bulabilir miydik? Bunun kdaa ne kadar paradoksal geldiine dikkat edin. 1983'te Oregon niversitesinin psikoloji blmnde dzenlenen uur stne on haftalk bir seminere davet edilmitim. Bu saygn psikologlarn kuantum fikirleri stne yaptm tam alt saat sren konumalarm sabrla dinlemeleri beni pek memnun etmiti. Ancak gerek dl, psikoloji mezunlarndan biri olan Michael Posner'in grubunun Tony Marcel adl birinin toplad verileri rapor olarak sunmasyla geldi. Verilerden bazlar "uursuz grme" hakkndayd; yani tam da aradm ey. Kalbim gmbr gmbr atarak verileri dinledim ve verilerin, uurun ancak bizler uurlu grdmzde beyin-zihnin kuantum halini kertmesi durumuyla tamamen uyumlu olduunu (bkz. "Seiyorum, yleyse Varm" balkl blm) fark ettiimde gevedim. uursuz grmede, hibir kme yoktu ve bu durum hayli deneysel fark yaratyordu. Ksa srede uurlu ve uursuz alglamann yaratt ayrmla ilgili kk paradoksu da nasl zebileceimi fark ettim. Mesele, uur ve farkndalk arasnda ayrm yapmakt.

AYNI ANDA IKI YERDE BRDEN OLAN NESNELER ve SEBEPLERNDEN NCE GELEN SONULAR
Materyalist realizmin temel nermesi artk tutmuyor. Klasik determinizm, yerellik, gl nesnellik ve epifenomenalizm yerine kuantum mekanii olaslk ve belirsizlii, dalga-parack tamamlaycln, yerel olmay ve de zneler ve nesneler karmn nermektedir. Kuantum mekaniinin, belirsizlii ve tamamlaycl douran olaslk yorumu hakknda Einstein, Tanr zar atmaz, demekteydi. Ne demek istediini anlamak iin gelin bir radyoaktif rnekle bir deney yaptnz hayal edin; phesiz bu rnek bozunmann olaslkl kuantum kanunlarna boyun emektedir. iniz on radyoaktif olay iin ne kadar zaman getiini, yani Gayger sayacnzdan duyacanz on tkrty lmektir. Varsayn ki on radyoaktif bozunma durumunun olumas iin ortalama yarm saat gemektedir. Bu ortalamann ardnda olaslklar saklanmaktadr. Baz deneyler otuz iki dakika srmektedir, dierleri yirmi be dakika vs. leri daha da kartrmak zere, diyelim ki bekletilmekten nefret eden nianlnzla bulumak iin otobs karmamanz art. Ve tahmin edin ne olur? Son deneyiniz krk dakika srer nk
107

108

Ayn Anda ki Yerde Birden Olan Nesneler


F T YARIK DENEY

109

rastgele tek bir atom, dier ortalama olanlarn yapt gibi bozunmayacaktr. Bylece otobs karrsnz, nianlnz yz atar ve hayatnz mahvolur.1 Tamam, bu rnek biraz aptalca ama Tanr'nn zar att bir dnyada olan eylerin doal bir rneidir ve anlatmak istediimizi anlatmaktadr. Olaslkl olaylar ancak ortalamaya baml olabilirler. Atomik olaylarn rastgelelii -kaderin zar andrmasbir determinist iin nefret uyandran, iren bir eydir. Determinist, olasl bizim klasik fizikte ve gndelik yaamda dndmz tarzda dnmektedir: Bu, byk nesnelerin oluturduu byk bir kmenin bir karakteristiidir. Bu kme ylesine byk ve karmaktr ki, onlar tahmin etmek ilkesel olarak mmkn olmasna ramen pratik adan tahmin edemeyiz. Determinist iin olaslk sadece dnce bakmndan bir rahatlktr; tekil nesnelerin hareketlerini yneten fizik kanunlar tamamen belirlenmitir ve dolaysyla tamamen tahmin edilebilirdirler. Kuantum mekanii evreninin de bu tarzda olduu, Einstein'm inancyd: Kuantum belirsizliklerinin ardnda gizli deikenler vard. Kuantum mekaniinin olaslklar sadece bir uygunluk meselesiydi. Eer durum byle olsayd, kuantum mekanii bir kmeler teorisi olurdu. Aslnda, eer olaslk dalgas tanmn tek bir kuantum nesnesine uygulamazsak, dalga-parack tamamlaycl ve kuantum nesnelerinin gzlem varsaymlarndan ayr olamaylar gibi bizi heyecanlandran paradokslara da dalmayz. Ne yazk ki, iler bu kadar basit deildir. Birka kuantum mekanii deneyinin stnde dnmek, kuantum fiziinin paradokslarn aklc biimde aklayp gemenin nasl zor olduunu gsterecektir.

Tek bir dalgaparann dalga zelliini asla gremeyiz. Ne zaman baksak tm greceimiz lokalize olmu bir paracktr. yleyse, akn metafiziin zm olduunu varsayabilir miyiz? Yoksa tekil bir dalgaparann dalga zelliine sahip olduu fikrini terk mi etmeliyiz? Belki de kuantum fiziinde ortaya kan dalgalar, sadece bir nesneler grubu ya da kmesinin bir karakteristiidir. Durumun byle olup olmadn belirlemek zere, dalga fenomenini incelemek iin yaygn olarak kullanlan bir deneyi analiz edebiliriz: ift yark deneyi. Bu deneyde, stnde iki dar yark bulunan bir ekrandan elektron demeti geirilir (ekil 14). Elektronlar dalga olduklarndan, elektron demeti ift yarkl ekrandan geerken iki dalga takmna ayrlr. Bu dalgalar daha sonra birbiriyle giriim yapar ve bu giriimin sonucu bir floresan ekranda grlr.

elektron kayna

floresan ekran

ekil 14. Elektronlar iin ift yark deneyi.

111 Ayn Anda ki Yerde Birden Olan Nesneler 109

109

Yeterince basit deil mi? Dalga giriim fenomenini anlatmama izin verin. Eer dalga giriimine aina deilseniz, kolay bir gsteri olsun diye, suyla dolu bir kvette yerinizde mar mar yapn ve iki su dalgas yaratn. Bunlar bir giriim deseni oluturacaktr (ekil 15a). Baz noktalarda dalgalar birbirini glendirecek (ekil 15b), baz noktalarda birbirlerini sndreceklerdir (ekil 15c). te, desen byle oluur. Benzer ekilde, floresan ekranda iki yarktan geip gelen elektron dalgalarnn ayn fazda, dans admlarn eledii yerler vardr. Bu yerlerde genlikleri eklenir ve toplam dalga glenir. Bu parlak noktalarn arasnda iki dalgann farkl fazlarda olup birbirlerini sndrdkleri yerler vardr. Bu yapc ve ykc giriimin sonucu, floresan ekranda ardarda parlak ve koyu renkli izgiler deseni olarak kendini gsterir; bir giriim deseni (ekil 16). nemli bir nokta, izgiler arasndaki araln, dalgalarn dalga boyunu lmemize imkan tanmasdr.
yapc giriim glendirmesi

ekil 16. Ekrandaki parlamalarn giriim deseni


ykc giriim snm

ekil 15. (a) Su dalgalan giriim yaptklarnda, glendirmelerden ve sndrmelerden oluan ilgin bir desen olutururlar, (b) Dalgalar ayn fazda geldiklerinde, birbirlerini glendirirler, (c) Dalgalar farkl fazda olduklarnda, sonu snmdr.

Ancak unutmayn, elektron dalgalar olaslk dalgalardr. Demek ki bir elektronlarn ak renkli blgelere varma olasl yksektir ve koyu renkli blgelere varma olasl dktr, dememiz gerekir. Kendimizi kaptrp giriim deseninden, elektron dalgalarnn klasik dalgalar olduklar sonucuna varmamamz gerek nk elektronlar floresan ekrana parack gibi gelirler: Her elektron iin lokalize bir parlama.

112

Ayn Anda ki Yerde Birden Olan Nesneler

109

Dalga giriim desenine benzeyen, ok sayda elektron tarafndan oluturulan lekelerin toplamdr. Entelektel bir risk aldmz ve elektron demetini ok zayflattmz varsayalm; yle zayf ki, her bir anda yarklara sadece bir elektron varmakta olsun. Yine de bir giriim deseni elde eder miyiz? Kuantum mekanii son derece kesin olarak evet, der. Yarlm bir demet olmakszn bir giriim elde edemeyiz, diye itiraz edebilirsiniz. Giriim olmas iin iki dalga gerekemez mi? Tek bir elektron ayrlabilir, her iki yarktan da geebilir ve kendi kendisiyle giriimde bulunabilir mi? Evet, yapabilir. Kuantum mekanii bu sorularn hepsine evet, der. Yeni fiziin nclerinden biri olan Paul Dirac'm syledii gibi: "Her bir foton [burada elektron] sadece kendisiyle giriim yapar." Bu uygunsuz teklif iin kuantum mekaniinin sunduu kant matematikseldir; yine de bu uygunsuz teklif, kuantum sistemlerinin becerebildii mucizevi bynn tamamndan sorumludur ve saysz deney ve teknoloji tarafndan da dorulanmtr. Bir elektronun yzde 50 bir yarktan ve yzde 50 de dier yarktan getiini hayal etmeye aln. 'Hadi canm sen de!" demek ve kuantum matematiinin bu garip sonucuna inanmazlk etmek kolaydr. Elektron gerekten de ayn anda her iki yarktan da gemekte midir? Bunu niye kabullenelim ki? Bakarak da grebiliriz. Elektronun aslnda hangi delikten getiini grebilmek iin yarklardan birine bir el feneriyle (mecazi konuuyoruz) bakarz. Bylece aar ve bir elektronun hangi yarktan getiini grdmzde, floresan ekranda parlamann nerede ortaya ktna bakarz (ekil 17). Orada bulduumuz ey, bir elektronun bir yarktan her geiinde, parlamann, elektronun getii yarn arka hizasnda ortaya ktdr. Giriim deseni ortadan kaybolmutur.

ekil 17. Elektronun hangi yarktan getiini tanmlayabilmek zere yarklara bir el feneri tuttuumuzda, elektron parack zelliini gsterir. Sadece iki koyu izgi vardr; eer elektronlar minyatr toplar olsalard tam olarak bekleyeceimiz bu olurdu.

Bu deneyde meydana gelmekte olan ey, ilk olarak, belirsizlik ilkesinin bir oyunu olarak anlalabilir. Biz elektronun yerini saptayp hangi yarktan getiini belirlediimizde, elektronun momentumu hakkndaki bilgiyi kaybederiz. Elektronlar pek naziktirler. Elektronu gzlemlemek iin kullandmz fotonla arpmas momentumunu tahmin edilemez miktarda deiiklie uratr. Elektronun momentumu ve dalga boyu ilikilidir: Kuantum matematiinin ierdii bu byk keif de Broglie'nindir. Demek ki elektronun momentumu hakkndaki bilgiyi kaybetmek, onun dalgaboyu hakkndaki bilgiyi kaybetmekle ayndr. Eer giriim izgileri olsayd, onlarn aralklarndan dalgaboyunu hesaplayabilirdik. Belirsizlik ilkesi, biz elektronun getii yar belirler belirlemez, bakma ileminin giriim desenini imha ettiini syler. Elektronun konumu ve momentumu ile ilgili lmlerin

115

Ayn Anda ki Yerde Birden Olan Nesneler

109

aslnda tamamlayc, birbirlerini ieren ilemler olduklarn fark etmelisiniz. Momentum zerinde younlaabilir ve giriim deseninden elektronun dalga boyunu -ve dolaysyla momentumunu- lebiliriz ama o zaman elektronun hangi yarktan getiini syleyemeyiz. Ya da konuma younlaabilir ve giriim desenini, dalga boyu ve momentum hakkndaki bilgiyi kaybederiz. Tm bunlar anlamann ve uzlatrmann ikinci ve daha incelikli bir yolu da var: tamamlayclk ilkesi. Setiimiz aparata bal olarak, parack zelliini (rnein, el feneriyle) ya da dalga zelliini (el feneri olmadan) grrz. Tamamlayclk ilkesini, kuantum nesnelerinin hem dalga hem de parack olduklarn ama belirli bir deneysel dzenleme ile ancak tek bir zelliini grebileceimizi syleyen bir ilke olarak anlamak dorudur ama deneyimlerimiz bize baz inceliklerin olduunu retmektedir. rnein, ayrca bir elektronun ne bir dalga (nk dalga zellii tek bir elektron iin asla tezahr etmez) ne de bir parack (nk ekranda paracklara yasak olan blgelerde de ortaya kar) olduunu da sylememiz gerekir. Sonra, eer mantk yrtmemizde temkinliysek, ayrca fotonun ne dalga-olmayan ne de parack-olmayan olduunu da sylemeliyiz ki dalga ve parack kelimelerini kullanmzda bir yanl anlalma olmasn. Bu, M.S. birinci yzylda yaayan ve Mahayana Budist geleneinin en titiz mantks olan idealist filozof Nagarjuna'nn mantna pek benzer.2 Doulu filozoflar nihai gereklii anlaylarn neti, neti (ne u, ne de bu) diye anlatrlar. Nagarjuna bu retiyi drt nermeyle formle etmiti: O yoktur. O yok deildir. O ne vardr, ne de yoktur. Ne var deildir, ne de yok deildir.

Tamamlaycl daha net anlamak iin, bir nceki deneye geri dndmz varsayalm, bu kez elektronlarn stne tuttuumuz el fenerini biraz daha snkletirmek iin bitmek zere olan piller kullanyoruz. ekil 17'deki deneyi gittike daha ok kslan el fenerleriyle tekrarladmzda, giriim deseninin bir ksmnn tekrar ortaya kmaya baladn grrz, biz el fenerinin n kstka desen daha belirgin hale gelir (ekil 18). El feneri tamamen sndnde, giriim deseninin tamam geri gelir. ekil 18. I

azalan bir el feneriyle, giriim deseninin bir ksm geri dner.

El feneri ksldka, elektronlar datan fotonlarn says azalr, bylece elektronlarn bazlar k tarafndan "grlmekten" tamamen kurtulurlar. Grlen elektronlar, beklediimiz gibi 1 ve 2 no'lu yarklarn arkasnda ortaya karlar. Grlmeyen elektronlarn her biri ayrlr ve oraya yeterince elektron geldiinde dalga giriim desenini oluturmak zere kendileriyle giriim yaparlar. Gl n snrnda, elektronlarn sadece parack zellii grlr; m olmama snrnda sadece dalga zellii grlr. Ksk m eitli ara halleri sz konusu olduunda, her iki zellik de benzer ekilde ara derecelerde ortaya kar: Burada elektronlar (ancak asla ayn elektronu deil) ayn anda dalga ve parack olarak grmekteyizdir. Demek ki bir dalgaparann dalga zellii, btn bir kmenin zellii olmayp bakmadmzda her bir tekil dalgapara iin de geerli olmaldr. Bu, tek bir kuantum

117

Ayn Anda ki Yerde Birden Olan Nesneler

109

nesnesinin dalga zelliinin akn olduu anlamna gelir, bylece biz onun tezahr ettiini asla grmeyiz. Bir dizi resim neler olduunu aklamaya yarayabilir (ekil 19). Resmin sol alt kesinde sadece W harfini grmekleyiz; bu, gl bir el feneri kullanmaya karlk gelir, elektronlarn sadece parack zelliini gsterir. Sorra gittike ykselen resimleri taradmzda, kartal grmeye balarz; tpk biz kstka, baz elektronlarn gzlemlenmekten (ve lokalize olmaktan) kurtulmas ve onlarn dalga zelliini grmeye balamamz gibi. En sonunda, son ekilde, sa stte, sadece kartal grlebilir: El feneri snmtr ve elektronlarn hepsi artk dalgadr. Niels Bohr bir keresinden yle demiti: "Kuantum teorisiyle ilk karlatklarnda ok geirmeyenler muhtemelen

onu anlayamayacaklardr." Bu ok, tamamlayclk ilkesinin oyununu idrak etmeye baladmzda anlaya doru deiir. Tahmin edici bilimin ya dalga ya da parac tutan ritmi, akn bir dalgaparann yaratc dansna dnmtr. Hangi yarktan getiini bularak elektronu lokalize ettiimizde, onun parack zelliini aa kartrz. Elektronun hangi yarktan getiini grmezden gelip onu lokalize etmediimizde, onun dalga zelliini aa karrz, ikinci durumda, elektron her iki yarktan da gemektedir.

G E C K M SEM DENEY

ekil 19. W-Kartal dizilii.

Tamamlayclk ilkesinin bu yegane karakteristii hakknda net olalm: Kuantum dalgaparasnm hangi vasf aa kartaca, onu nasl gzlemleyeceimizi seiimize dayanmaktadr. uurlu seimin tezahr etmi gereklii biimlendirmedeki nemi, baka hibir yerde fiziki John Wheeler tarafndan nerilen gecikmi seim deneyindeki kadar iyi gsterilmemitir. ekil 20'de bir aparat gsteriliyor; bir k huzmesi, yar srlanm bir ayna (Mj) kullanlarak her ikisi de eit younlukta olan, biri yanstlan ve biri aktarlan iki huzmeye ayrlr. Bu iki huzme daha sonra, A ve B diyeceimiz iki normal aynadan yanstlarak sada bulunan bir P noktasnda kesiirler. Dalgaparann dalga zelliini saptamak iin, fenomenin dalga giriiminden faydalanrz ve P noktasna ikinci bir yar srlanm ayna (M2) yerletiririz (ekil 20, sol alt). M/de ayrlan huzmeyle yaratlan bu iki dalga, Mz tarafndan, artk P noktasnn bir yannda yapc giriime (bir foton sayac koysak, saya tkrdard) ve dier yannda ykc giriime (sa-

118

Ayn Anda ki Yerde Birden Olan Nesneler

109

ekil 20. Gecikmi-seim deneyi. SOL ALT: Fotonlarn dalga zelliini grmek iin dzenek. Dedektrlerden biri hibir foton saptamaz, dalga giriimi sebebiyle oluan snm gstermektedir. Fotonlar ayrlm ve her iki yol zerinde ayn zamanda yol alm olmaldrlar. SAG ALT: Fotonlarn parack zelliini grmek iin dzenek. Her iki dedektr de tkrdar; ancak her seferinde biri, fotonlarn hangi yoldan geldiini gstermektedir.

yacn hi tkrdamayaca yer) zorlanmtr. Fotonlarn dalga modunu saptyor olduumuzda, her fotonun M1 de ayrldn ve hem A hem de B'den geerek yol aldn kabul etmeliyiz, aksi takdirde nasl bir giriim olabilir? Demek ki M1 aynas huzmeyi ayrdnda, her bir foton potansiyel olarak her iki yoldan da yola kmaya hazrdr. Eer biz imdi foton dalgaparasnn parack zelliini saptamay seersek, P noktasndaki M2 aynasn (yeniden birleme ve giriimi nlemek iin) kaldrr ve P'deki kesime noktasna ekil 20'nin sa alt ksmnda gsterildii gibi sayalar koyarz. Sayalardan biri ya da dieri dalgaparann lokalize olan yolunu, yansyan yol A veya aktarlan yol B eklinde tanmlayarak onun parack zelliini gsterecek biimde tkrdayacaktr. Deneyin en incelikli unsuru yledir: Gecikmi seim deneyinde deneyci, dalga zelliini lp lmemeye, yar srlanm aynay P noktasna yerletirip yerletirmemeye son anda, pikosaniye (10 1 2 sn) mertebesinden nce karar verir (bu, laboratuvarda yaplmtr3). Sonuta bu, fotonlarn ayrlma noktasn oktan getikleri anlamna gelmektedir (tabi onlar klasik nesneler olarak dnmekteyseniz). Hal byleyken bile, P noktasna yerletirilen ayna dalga parann her zaman dalga zelliini ve aynay yerletirmemek de dalga parann her zaman parack zelliini gstermektedir. Her bir foton bir yolda m yoksa iki yolda birden mi hareket etmekteydi? Fotonlar, gecikmi seimimize bile geriye ynelik olarak tepki veriyor gibi grnmektedir. Foton, bir yolda veya her iki yolda seimimizle tam uyum iinde hareket eder. Bunu nasl bilir? Seimimizin sonucu, zamanda, sebebinden nce mi gelmektedir? Wheeler yle der: "Kuantum dzeyinde doa, deitirilemez biimde yolunda giden bir makine deildir. Bunun yerine, aldmz cevap sorduumuz so-

120

Ayn Anda ki Yerde Birden Olan Nesneler

109

rya, dzenlediimiz deneye, setiimiz kaydedici cihaza baldr. Olmakta gibi grnen eyleri ortaya karma srecine hibir yere kaamayacak biimde dahilizdir."4 Biz onu grene dek tezahr etmi bir foton yoktur ve demek ki onu nasl grdmz, zelliklerini belirlemektedir. Gzlemimizden nce, foton iki dalga paketine ayrlr (her yol iin bir paket) ama bu paketler foton iin sadece olaslk paketleridir; mekan-zamanda hibir gereklemilik, M/de verilmi bir karar yoktur. Sonu sebebinden nce gelmekte ve nedensellii ihlal mi etmektedir? Kesinlikle evet, tabi eer fotonlar her zaman mekan-zamanda tezahr eden klasik nesneler olarak dnyorsanz. Halbuki foton klasik bir parack deildir. Kuantum fiziinin bak asndan baknca, eer gecikmi seim deneyimizde P noktasna ikinci bir ayna koyarsak, iki ayrlm potans paketi birlemekte ve giriimde bulunmaktadr; sorun yoktur. Eer P'de bir ayna vardysa ve biz onu mmkn olabilecek en son saniyede kaldrdysak ve diyelim fotonu A yolunda saptadysak; bu durumda, foton gecikmi seimimize uygun olarak ters srete sadece tek bir yolda hareket etmi gibi tepki veriyor grnecekti. Bu sonu, nedensellii ihlal etmemektedir. Peki bu nasl olur? ikinci parack zellii saptama deneyine ok daha incelikli bir baka tarzn anlamak gerekir; tpk Heisenberg'in aklad gibi: "Eer imdi bir deney, diyelim ki, fotonun, dalga paketinin yanstlm parasnda [A yolundan] olduu sonucunu veriyor, o zaman fotonu paketin dier parasnda bulma olasl derhal sfr olur. Yanstlm paketin konumundaki deney... aktarlm paketin igal ettii noktaya bir tr zorlayc etkide bulunur ve kii bu etkinin ktan daha byk bir hzla ulatn grr. Halbuki, bu trden bir etkinin... rlativite teorisinin esaslaryla atan bir sinyal yayn-

lamak zere asla kullanlamayaca aktr."5 Bu uzaktan etki, ken dalga paketinin nemli bir zelliidir. Bylesi uzaktan etki iin kullandmz teknik terim, "yerel olmay"tr, mekanda yol alan sinyaller olmakszn aktarlan etkidir(mekanszlk). Mekanda yol alan ve Einsteinc hz snr sebebiyle sonlu bir zaman alan sinyaller, lokal sinyaller diye adlandrlr. Demek ki kuantum dalgasnn kmesi, lokal deildir, mekanszdr. Heisenberg'in gecikmi seimle ya da gecikmemi seimle belirttii noktaya dikkat edin. Kuantum manzarada kritik nokta, tezahr eden belirli sonucu seiyor olmamzdr; bu sonucu, zaman iinde, ne zaman setiimiz nemli deildir. Dalga, gidilecek iki yolun mevcut olduu her seferinde ayrlr ama bu ayrlma sadece potansta meydana gelir. Daha sonra, biz fotonu yle setiimiz iin, (P noktasndaki aynay kaldrarak) bir yol zerinde gzlemlediimizde, bizim dalgay bir yol zerinde ktrmemiz dier yoldaki dalga stnde yerel olmayan bir tesir yapmakta ve fotonun dier yol zerinde grlmesi olasln ortadan kaldrmaktadr. Bylesi yerel olmayan bir tesir geriye doru iliyormu gibi grnebilir ama biz sadece potans halindeki olaslklara tesir ediyoruzdur; nedensellik ihlal edilmi deildir nk, tpk Heisenberg'in syledii gibi, bu trden bir aygt yoluyla bir sinyal yollayamayz. Gerekliin anlamn ve yaplanm araymzda, Winnie-the-Pooh'un (Bat kltr ocuk edebiyatnn kahramanlarndan olan bir yavru ay) yzletii ayn bulmacayla karlayoruz:
"Merhaba!" dedi Piglet, "Ne yapyorsun?" "Avlyorum," dedi Pooh. "Ne avlyorsun?"

122

Ayn Anda ki Yerde Birden Olan Nesneler

109

"Bir eylerin izini sryorum," dedi Winnie-the-Pooh pek gizemli bir tavrla. "Neyin izini sryorsun?" dedi Piglet, daha da yaklaarak. "Bu tam da kendime sorduum ey. Kendime soruyorum: Neyin?" "Ne cevap vereceini dnyorsun?" "Onu yakalayana kadar beklemem gerekecek," dedi Winniethe-Pooh. "imdi, uraya bak." nndeki topra iaret etti. "Ne gryorsun burada?" "zler," dedi Piglet. "Pene izleri." Heyecanla kk bir lk att. "Ah, Pooh! Bu bir- bir- bir Woozle m?" "Olabilir," dedi Pooh. "Bazen yledir, bazen deildir. Pene izlerinden asla emin olamazsn." "Bir dakika," dedi Winnie-the Pooh, kendi penelerini yukar kaldrarak. Oturdu ve olabilecei en derin dnceli halini taknd. Sonra penesini zler'den birine yerletirdi... ve burnunu iki kez kayp ayaa kalkt. "Evet," dedi Winnie-the-Pooh. "imdi anlyorum. Aptaldm ve yanldm," dedi "ve ben Beyinsiz bir Ayym." "Sen Dnyann En yi Ayssn." dedi Christopher Robin onu teselli ederek." 6

Kuantum fizii Blake'in duasna verilen cevaptr. Tamamlayclk ilkesinin dersini alm olan kuantum bilimci, (grnteki) ayrla kulak amamay bilir. Kuantum lmleri, szde nesnel dnya arenasna uurumuzu sokmutur. Eer biz on gzlemlemezken bile sabit ve bamsz maddi bir dnyann var olduu fikrinden vazgeersek, gecikmi-seim deneyinde hibir paradoks kalmaz. Nihayetinde, her ey sizin, gzlemcinin, ne grmek istediine bakar. Bu bana bir Zen meselini hatrlatyor. ki kei bir bayran rzgardaki hareketi hakknda tartmaktaym. Biri "Bayrak hareket ediyor," demi. Dieri "Hayr, rzgar hareket ediyor," demi. Yanlarndan geen nc bir kei, Wheeler'in pek houna gidecek bir gzlem yapm ve yle demi: "Bayrak hareket etmiyor. Rzgar hareket etmiyor. Sizin zihniniz hareket ediyor."

Sis odalarmzda elektronlarn ve dier atomalt paracklarn brakt "woozle" izlerinin, yeni fizie gre sadece bizlerin uzantlar olmalar gerekten de ne kadar kafa kartrcdr. Klasik bilim adam dnyaya bakm ve paralayarak anlamlandrmann tek ynl bir bak olduunu grmt. Birka yzyl nce ingiliz romantik airi William Blake yle yazmt: Tanr korusun bizi Tek yanl baktan ve Newton'un uykusundan.7

Schrdinger'in Dokuz Canl Kedisi

125

SCHRDINGER'IN DOKUZ CANLI KEDS


kurucularnn birou, onun garip sonularn kabullenmekte hayli zorlanmlardr. Bizzat Schrdinger, kuantum mekaniinin artk Schrdinger'in kedisi diye bilinen olaslk-dalga yorumu hakknda kendi ekincelerinden sz etmiti. Varsayalm bir kediyi, radyoaktif bir atom ve bir Gayger sayacyla bir kutuya koyduk. Radyoaktif atom olaslk kurallarna gre bozunacaktr. Eer atom bozunursa Gayger sayac tkrdayacak, tkrdama bir ekici harekete geirecek ve eki de bir zehir iesini kracak ve zehir de kediyi ldrecektir. Gelin, bunun bir saat iinde meydana gelme ansnn yzde 50 olduunu varsayalm (ekil 21). O zaman, kuantum mekanii bir saat sonra kedinin halini nasl tarif edecektir? phesiz, eer bakarsak, kediyi ya l ya da diri bulacaz. Peki ya bakmazsak? Kedinin l olma olasl yzde 50'dir. Kedinin diri olma olasl da yzde 50'dir. Eer klasik olarak, materyal realistlerin tarzyla dnr ve de size klavuzluk edecek ilkeler olarak determinizm ve nedensel sreklilii alrsanz, o zaman birinin bir paray haK U A N T U M FZNN

ekil 21. Schrdinger'in kedisi paradoksu. Bir kutunun iinde bir radyoaktif atomla bir saat geirdikten sonra, kedi yar diri ve yar canl bir kedinin tutarl bir sperpozisyonu haline gelir. Gzlem her zaman iin ya l ya da diri bir kediyi ortaya karacaktr. (A. GosWami'nin Quantum Mechanics (Kuantum Mekanii) adl kitabndan yaymc Wm. C. Brown'un izniyle kullanlmtr.)

124

vaya attn Ve imdi de avucunun altnda saklad benzetmesini yapabilirsiniz. Sonucun yaz m tura m geldiini bilmiyorsunuz ama phesiz, ya biri ya da dieri olacaktr. Kedi her bir sonu iin yzde 50 olaslkla ya l ya da diridir. Aslnda hangi sonucun gerekletiini bilmiyorsunuzdur, o kadar. Bu senaryo, kuantum mekanii matematiinin ortaya koyduu ey deildir. Kuantum mekanii olaslklar ok farkl biimde ele alr. Bir saatin sonunda kedinin halini yar l yar diri olarak tarif eder. Kutunun iinde, kelimenin tam anlamyla, uygun jargonu kullanacak olursak, "yar diri ve yar l bir kedinin tutarl sperpozisyonu vardr". Ayn anda l ve diri olan kedi paradoksu, kuantum mekaniinde

128 Schrdinger'in Dokuz Canl Kedisi

126

hesaplama yapma biimimizin bir sonucudur. Sonulan ne kadar garip olursa olsun, bu matematii ciddiye almamz gerekir nk ayn matematik bize transistrler ve lazerler gibi harikalar da salamaktadr. Aada T. S. Eliot'un Old Possum's Book of Practical Cats (Yal Possum'un Pratik Kediler Kitab) balkl parodisi bu sama durumu zetlemektedir:
Schrdinger'in kedisi gizemli bir kedidir, kanunlar canlandrr; yapt karmak eylerin bariz bir sebebi yoktur; Deterministi afallatr ve onu yeise srkler nk onu ne zaman yakalamaya kalksalar

liriz. Eer on milyar kedi olsayd, hepsi de ayn ekilde hazrlanm kutulara konulsayd, kuantum mekanii bize bunlarn yarsnn bir saat iinde leceklerini syleyebilirdi ve phesiz gzlemler de bu nermenin doruluunu ortaya karrd. Belki de bu teori tek bir kedi iin geerli deildir. Son blmde elektronlar iin de benzer bir argman vard. Ancak, topluluk yorumunun ift yark giriim desenini bile aklamada zorluklar yaad bir gerektir.2 Dahas, topluluk yorumu tek bir nesne veya tek bir olayn tarifi iin fiziksel bir teori olarak kuantum mekaniinden vazgemeye eittir. Tekil olaylar meydana geldiine gre (tek elektronlar bile izole edilmitir), tekil kuantum nesneleri hakknda konuabiliyor olmamz gerekir. Gerekten de, kuantum mekanii tekil nesnelere uygulanmak zere formle edilmiti; byle yaparak ortaya paradokslar kartmasna baklmakszn. Schrdinger'in paradoksuyla yzlemeli ve onu zecek bir yol aramalyz. Dier seenek tekil nesneler iin fiziin hi olmamasdr; bu, tamamen arzu edilenin ztt bir seenektir. Gnmzde birok fiziki, Schrdinger'in kedisi paradoksuyla urarken anti-metafizik bir felsefe olan mantksal pozitivizmin ardna saklanmaktadrlar. Mantksal pozitivizim, Viyanal filozof Ludwig Wittgenstein'm Tractatus LogicoPhilosophicus adl eserinden domutur; yazar bu eserinde "Neyin hakknda konuamyorsa kii, sessiz kalmaldr o zaman," demesiyle nldr. Bu nermeyi izleyen bu fizikiler -onlara yeni Kopenhaglar diyebiliriz- gereklik hakkndaki tartmamz, gzlemleyemediimiz bir eyin gerekliini ne srmeye abalamak yerine grlenle snrlamamz gerektiini savunmaktadrlar. Onlara gre mesele, tutarl sperpozisyonu asla gremiyor olmamzdr. Gzlemlenmemi kedi yar l mdr yar diri midir? Bu soruyu soramazsnz,

kuantum kedisi orada yoktur!1

phesiz, parodi hakldr. Hi kimse, bir kuantum fiziki bile, gerekte bir kuantum kedisi ya da tutarl bir sperpozisyon grmemitir. Gerekten de kutuya baktmzda, kedinin ya l ya da diri olduu grlr. Kanlmaz soru ortaya kar: Kedinin eytani ikilemini zecek olan bu gzlem yapmz bylesine zel klan nedir? Bir elektronun ayn anda iki yarktan da getiinden sz edip gemek baka bir eydir ama bir kedinin yar l yar diri olduundan sz ettiimizde, kuantum tutarl sperpozisyonunun mantkszl kafamza dank eder! Bu beladan kurtulmann bir yolu, tutarl sperpozisyonun matematiksel tahmininin harfiyen ele alnmamas gerektiinde srar etmektir. Bunun yerine, baz materyalistler tarafndan pek sevilen istatistiksel topluluk yorumunu izleyerek, kuantum mekanii sadece ok byk sayda nesneleri ieren deneyler hakknda tahminde bulunabilirmi gibi davranabi-

128

Schrdinger'in Dokuz Canl Kedisi

129

derler nk bu soru cevaplanamaz. Bu, phesiz sofistlikten baka bir ey deildir. Dorudan cevaplanamayan bir soruya dolayl yaklalabilir ve cevab dorudan bilebildiklerimizle tutarllk baznda hesaplanabilir. Dahas, metafizik sorulardan tamamen kanmak, orijinal Kopenhag yorumuyla ve de Bohr ve Hesienberg'in eyaya bakma yoluyla uyumamaktadr. Eer Bohr'a bakacak olursak, Kopenhag yorumu yar l yar diri kedinin samaln tamamlayclk ilkesi sayesinde azaltmaktadr: Tutarl sperpozisyon bir soyutlamadr; bir soyutlama olarak kedi hem l hem de diri var olabilmektedir. Bu bir tamamlayclk tarifidir; kediyi grdmzde verdiimiz l veya diri tarifini tamamlamaktadr. Heisenberg'e gre tutarl sperpozisyon -yar l, yar diri kedi- akn potans halinde mevcuttur. Kedinin ikiye blnm halini tek bir hale kerten bizim gzlemimizdir. Potans halinde mevcut olan bu yar l, yar diri kedi fikrinden ne anlam kartabiliriz? Hugh Everett ve John Wheeler adl fizikilerden3 bilim kurguyu andran bir cevap gelmitir: Everett ve Wheele / a gre her iki olaslk da, yani l kedi ve diri kedi, meydana gelmektedir; ama farkl gerekliklerde ya da paralel evrenlerde. Kutuda bulduumuz her diri kedi iin, paralel bir evrendeki prototiplerimiz prototip bir kutuyu amakta ve l olan prototip bir kedi bulmaktadrlar. Kedinin ikiye atallanmasnn gzlemlenmesi evreni de iki paralel dala ayrlmaya zorlamaktadr. Bu ilgin bir fikirdir ve baz bilim kurgu yazarlar (bata Philip K. Dick) bundan oka yararlanmtr. Ne yazk ki, bu ayn zamanda masrafl bir fikirdir. Bir gzlemin evreni iki dala ayrlmaya zorlad her seferinde madde ve enerji miktar da ikiye katlanrd. Hasislik eilimimizi incitmektedir; tabi bu pekala bir nyarg olabilir ama yine de bilimsel akl yrtmenin ke

talarndan biridir. Dahas, paralel evrenler etkilemediklerinden tr bu yorumu teste tabi tutmak zordur ve bilimsel bak asndan yararl deildir. [Kurgu, daha uysaldr. Philip Dick'in The Man in the High Castle (Yksek Kaledeki Adam) adl yksnde paralel evrenler etkilemektedir. Yoksa nasl hikaye olurdu?] Neyse ki, idealist bir zm kendini gstermektedir: Gzlemimiz kedinin atallanmam halini sihirli bir biimde zdnden, kedinin dalga fonksiyonunu kerten biz olmalyzdr, uurumuz olmaldr. Materyal realistler bu fikri sevmezler nk uuru bamsz, nedensel bir varlk haline getirmektedir; bunu kabul etmek de materyalist realizmin mezarn kazmak demektir. Materyalizm bir yana dursun, John von Neumann, Fritz London, Edmond Bauer ve Eugene Paul Wigner gibi ncler bu zm paradoksa yelemilerdir.4

DEALST Z M

dealist zmde, l ya da diri ikiye ayrlml zmleyenin uurlu bir zihin olduu gzlemlenir. Eflatun'un aretipleri gibi tutarl sperpozisyonlar da biz onlar kertene, gzleme eylemiyle tezahr etmi dnyaya getirene dek akn dzenin asla-asla diyarnda mevcutturlar. Sre iinde iki ya da Schrdinger denklemince de izin verilen birok yzden birini seeriz; bu snrl bir seimdir; tamam, kuantum mekaniinin toplam olaslk kstlamasna tabi olur ama yine de bir seimdir. Materyalist realizm hatal olsa bile, bilimsel nesnellikten alelacele vazgeip bilimimize uuru davet etmemiz doru mudur? Kuantum fiziin nclerinden biri olan Paul Dirac

I 128

Schrdinger'in Dokuz Canl Kedisi

131

bir keresinde, fizikteki byk atlmlarn baz byk nyarglardan vazgemeyi ierdiini sylemiti. Belki de gl nesnellik nyargsndan vazgemenin de zaman gelmitir. Bernard d'Espagnat, kuantum mekanii tarafndan izin verilen nesnelliin, zayf nesnellik olduunu dnmektedir.5 Gl nesnelliin talep ettii olaylarn gzlemciden bamszl yerine, kuantum mekanii gzlemcinin belirli oranda ie karmasna izin verir; ama bu, olaylarn yorumunun belirli bir gzlemciye bal olmasna izin vermeyecek ekildedir. Demek ki zayf nesnellik, olaylarn gzlemciye gre deimezliidir: Gzlemcinin kim olduuna bal olmakszn, olay ayn kalr. Bireysel lmlerde ie dahil olan znel seim asndan, bunun istatistiksel bir ilke olduu kesindir ve gzlemciye gre deimezlik sadece ok sayda gzlem iin geerlidir; bu da yeni bir ey deil. Kuantum mekaniinin olaslkl yorumunu oktan kabul ettiimizden, bilimsel ilkelerimizin bazlarnn istatistiksel doasn da kabul etmi olduk: rnein nedensellik ilkesi. Bilisel psikolojinin dzenli olarak gsterdii gibi, bu ekilde tanmlanan zayf nesnellik ile bilim yapabiliriz. Gl nesnellie gerekten de ihtiyacmz yok. Schrdinger paradoksunun uur zm, en dosdoru zmdr; yle ki bazen saf zm diye de adlandrlr. Bu zmle ilgili birok soru ortaya atlmtr ve ancak bu sorulara cevap vererek saflk sulamasnn stesinden gelebiliriz.

DEALST Z M HAKKINDAK SORULAR

Hala soruyor olabileceiniz bir soru udur: Bir kedi yar l, yar diri olabilir mi? Olamaz, eer bir materyal realist gibi dnyorsanz. Materyal realist kedinin her andaki halini ya u ya da bu, l ya da diri eklinde, nedensel sreklilik

kalb ierisinde kabul etmek zorundadr. Ancak materyalist dn nedensel sreklilik ve olaylarn ya o/ya bu tarzndaki tarif edilmesinin sonucudur. Bu varsaymlar illaki doru deildir, zellikle de kuantum mekanii deneylerine kar test edildiklerinde. Bir idealist filozof iin kedinin hem l hem diri olmas paradoksu ok rahatsz edici deildir. Bir Zen meselinde, bir Zen ustasna cenaze hazrlklar sren szde l bir adam gsterirler. Adamn l olup olmad sorulduunda Zen ustas "Syleyemem," diye cevaplar. Nasl syleyebilirdi ki? dealizme gre insann z, yani uur asla lmez. Demek ki adamn l olduunu dosdoru sylemek hatal olacaktr. Halbuki, bir insann bedeni cenazesi iin hazrlandnda adamn canl olduunu sylemek sama olurdu. Kedi l mdr diri mi? Zen ustas Joshu "Bir kpekte Buda'nn doas var mdr?" sorusuna "mu" diye cevap vermi. Yine, bu soruya hayr demek, Buda'nn retisine gre tm yaratklarda Buda'nn doas olduundan yanl olurdu. Evet demek ise zordu nk Buda'nn doasnn farkna varlmal ve yaanmaldr, sadece bir entelektel hakikat meselesi deildir. yleyse cevap mu'dur: ne evet ne de hayr. Kuantum mekanii, Schrdinger'in kedisi bir saatin sonunda yar l, yar diridir derken Zen ustalarnmkine benzer idealist bir felsefeyi ima ediyor grnmektedir. Bu nasl olabilir? uur, fiziksel dnyann gerekliini ekillendirmede nasl belirleyici olabilir? Bu, uurun maddeye gre daha asli olduunu ima etmez mi? Eer Schrdinger'in kedisi biz kutunun iine bakmadan nce hem canl hem de lyse ama biz baktktan sonra zgn bir hale (l veya diri) sahipse, o zaman sadece bakarak bir eyler yapyor olmalyz. Kck bir bak, bir kedinin fiziksel hali stnde nasl etkide bulunabilir ki? Bunlar, tutarl s-

132

Schrdinger'in

Dokuz

Canl

Kedisi

133

perpozisyonun uur tarafndan kertildii fikrini ykmaya alrken realistlerin sorduu sorulardr. Evet, idealist zm uurun madde stndeki eylemini ima eder. Ancak bu eylem, sadece materyalist realizm iin bir sorun oluturmaktadr. Bu felsefede, uur maddenin bir epifenomenidir ve maddenin epifenomeninin bizzat olutuu ey stnde etkide bulunmas -yani kendisinin sebebi olmas- imkansz grnmektedir. Bu "nedensel paradoks"tan, uurun asli olduu idealist monizm sayesinde kanabiliriz. uurda, tutarl sperpozisyonlar akn nesnelerdir. Bunlar ancak uur, gzlem ilemi yoluyla, tutarl sperpozisyonun birok yznden birisini setiinde her yerde mevcut hale gelirler; ancak bu seim kuantum cebirinin izin verdii olaslklarla kstlanmtr. (uur, yasalara uyar. Kozmosun yaratcl, onun kuantum yasalarnn yaratclndan gelir, keyfi kanunsuzluundan deil.) dealist monizme gre, nesneler zaten asli, akn, aretipik olaslk biimleri olarak uurdadrlar. kme, gzlemleme yoluyla nesnelere bir ey yapmay deil, semeyi ve o seimin sonucunu tanmay ierir. Dnp "Eim ve Kaynvalidem" balkl getalt* izimine bakn (ekil 12). Bu izimde, iki resim birbiri stne bindirilmitir. Ei (ya da kaynvalideyi) grdmzde, resme bir ey yapmyoruz. Sadece seiyor ve seimimizi tanyoruz. uur tarafndan kertme ilemi de buna benzer. Ancak Schrdinger paradoksunda uurun eylemini psikokinezinin kantlarn bularak aklamaya alan dalistler vardr: Zihinle maddeyi hareket ettirme yeteneiyle.6 Eugene Paul Wigner bir kuantum nesnesi uurumuzu etkileyebiliyorsa, uurumuzun da bir kuantum nesnesini etkileyebilme* Getalt: Psikolojide, yap veya biim. Getalt psikolojisi "Btn, paralarn toplamndan te bir eydir" eklinde zetlenebilir. .N.

si gerektiini sylemektedir. Ancak psikokinezinin kant pek azdr ve phelidir. Dahas, bir baka paradokstan -Wigner/in arkada paradoksu- gelen kantlar, dalist bir yorumlamay etkili biimde geersiz klmaktadr.

W l G N E R ' l N ARKADAI PARADOKSU

Kedinin kutusunu iki kiinin ayn anda atn varsayalm. Eer idealizmin ima ediyor grnd gibi, gzlemci kmenin sonucunu seiyorsa, varsayalm iki gzlemcinin yapt seimler farkl. Bu bir problem yaratmaz myd? Eer hayr, gzlemcilerden sadece biri semek zorundadr dersek realistler tatmin olmaz ve pek hakldrlar da. Fiziki Eugene Wigner tarafndan formle edilen Wigner'in arkada paradoksu yle devam eder: Varsayalm Wigner kendisi bakmak yerine bir arkadandan kediye bakmasn ister. Arkada kutuyu aar, kediyi grr ve sonra gzleminin sonucunu Wigner'e bildirir. Bu noktada Wignerin arkadan ve kediyi ieren gereklii oluturduunu syleyebiliriz. Burada bir paradoks vardr: Wigner'in arkada gzlemlemi ama gzlemini bildirmemi iken kedi diri midir l mdr? Kedinin halinin arkada kediyi gzlemlediinde kmemi olduunu sylemek, Wigner ona sorana dek arkadann dondurulmu bir canllk halinde kaldn kabul etmek demektir; yani Wigner'in drtklemesi olmakszn arkadann uuru kedinin l m diri mi olduuna karar verememitir. Bu fazlasyla solipsizmi (tekbencilii) andrmaktadr. Bu, dier herkesin hayal rn olduunu ve tek uurlu varln siz olduunuzu neren felsefedir. Kedinin hal fonksiyonunu kertme ayrcaln edinen niin Wigner olmaldr ki?

I 128

Schrdinger'in Dokuz Canl Kedisi

135

Bunun yerine, Wigner/in arkadann uurunun sperpozisyonu kerttiini sylediimizi varsayalm. Bu ar kovanna omak sokmak olmaz m? Eer Wigner ve arkada kediye ayn anda bakarlarsa, hangisinin seimi geerli olacaktr? Ya iki gzlemci farkl seimler yaparlarsa? Eer tekil bireyler nesnel dnyann davranna karar verecek olsalard dnya tam bir cehennem olurdu nk znel izlenimlerin genellikle elitiklerini biliyoruz. Byle bir durum, farkl ynlerden gelen ve bir trafik lambasnn isteklerine gre yeil veya krmz yanmasn seen insanlarn durumuna benzerdi. Bu argman, genellikle Schrdinger paradoksunun uurla zmlenmesine inen ldrc bir darbe olarak dnlr. ldrcdr ama sadece dalist bir yorum iin. Bunun niye byle olduunu anlamak iin gelin Wigner'in paradoksuna daha ayrntl bakalm. Wigner ilerin bu paradoksal halini, gzlemi yapmak iin cansz bir aparatn kullanld haliyle kyaslar. Bir makine kullanldnda paradoks yoktur. Bir makinenin bir sre arafta kalmasnda paradoksal ya da rahatsz edici bir ey yoktur ama deneyimler, uurlu bir varln gzleminde belirleyici bir eylerin olduunu sylemektedir. uurlu bir varlk gzlem yapar yapmaz, maddesel gereklik zgn bir halde tezahr etmi hale gelir. yle der Wigner. "kan sonu, uurlu bir varln kuantum mekaniinde cansz bir lme aygtndan daha farkl bir rol olduudur... Bu argman 'arkadamn' benimle ayn izlenimlere ve duyumlara sahip olduunu ima etmektedir; bilhassa, nesneyle etkiletikten sonra, o donmu canllk halinde deildir... Tutucu kuantum mekaniinin bak noktasndan burada bir eliki grmek art deildir ve eer dier seenein, yani arkadamn uurunun [ya l ya da diri bir kedi] grm olma izlenimini...ierip iermediinin anlamszlna inanrsak,

zaten eliki yoktur. Ancak, bir arkadan uurunun varln bu dereceye kadar inkar etmek kesinlikle doal olmayan bir tutumdur, tekbencilie yaklar ve pek az insann kalbi bunu almaya uygundur."7 Paradoks pek incedir ama Wigner hakldr. Wigner arkadan tezahr ettirene dek, arkadann donmu bir canllk halinde kaldm sylemek zorunda deiliz. Tekbencilie snmamza da gerek yok. Bir seenek var. Wigner'in paradoksu ancak uurunun, arkadann uurundan ayr olduuna dair temelsiz dalist varsaymda bulunduunda ortaya kmaktadr. Sadece tek bir zne varsa, bizim normalde anladmz gibi ayr zneler yoksa, paradoks ortadan kalkmaktadr. Tekbenciliin alternatifi birletirici zne-uurdur. Gzlemlediimde, grdm ey tm tezahr dnyasdr ama bu tekbencilik deildir nk dier Ben'lere zt olarak gren tekil bir Ben yoktur. Erwin Schrdinger u szleri sylerken haklyd: "uur, hi oulun olmad bir tekildir." Etimoloji ve imla, uurun tekilliini korumutur. Ancak dillerde Ben ve benim gibi terimlerin varl, bizi dalist bir tuzaa srkler. Kendimizi ayr olarak dnrz nk kendimizden bu ekilde sz ederiz. Benzer ekilde, insanlar uur hakknda da "Bir kedinin uuru var mdr?" sorusundaki gibi dnmektedirler. uurun sahip olunacak bir ey olmas sadece materyalist realizmdedir. Byle bir uur deterministik olurdu, zgr olmazd ve bylece edinmeye deer de olmazd.

128 Schrdinger'in Dokuz Canl Kedisi


SEYREDLEN TENCERE DE KAYNAR*

136

Schrdinger paradoksundaki bir dier soruna bakalm. Schrdinger'in kedisinin bizzat uurlu bir varlk olduunu varsayalm. Radyoaktif atom, zehir iesi ve geri kalanyla kutunun iinde bir insann olduunu varsaymak kavram daha da kesinletirecektir. Derken, bir saat sonra kutuyu atmz varsayalm ve eer hala yayorsa, ona yar l yar diri bir hal deneyimledi mi diye soralm. Hayr! diyecektir. Bu noktada idealist yorumla bamz derde mi giriyor? Bir an iin dnelim. Bunun yerine ona o sre boyunca srekli canl olmay deneyimleyip deneyimlemediini sorarsak ne olur? Eer bizimki derin dnebilen bir denekse, bir sre derin dndkten sonra muhtemelen hayr diyecektir. Gryorsunuz ya, srekli olarak bedenlerimizin farknda deilizdir. Aslnda, sradan artlar altnda bedenlerimizin pek az farkndayzdr. te bu noktada idealist yorum neler olduunu tarif edebilir. Bir saat boyunca arada bir canl olduunun farkndayd. Baka bir deyile, kendine dikkatle bakmt. O zamanlarda dalga fonksiyonu kmt ve neyse ki seim, her seferinde canl hal idi. Bu dalga kmesi anlar arasnda dalga fonksiyonu genilemiti ve deneyimin tesinde olan akn alemde l ve diri tutarl sperpozisyonu haline gelmiti. Hareketli bir filmi nasl grdmz bilirsiniz. Beyinzihnimiz saniyede yirmi drt kare hzla gzmzn nnde yar yapan hareketsiz resimleri birbirinden ayramaz. Benzer ekilde, kendisini izleyen bir insan gzlemciye sreklilik gibi gelen ey, aslnda birok sreksiz kmelerden oluan bir seraptr.
* Bat kltrnde "Seyredilen tencere kaynamaz" diye bir deyi vardr. Yazar doal ak deitiremediimizi anlatrken bu deyi zerine rnek vermi. .N.

Bu son argman, Schrdinger'in kedisine srekli bakarak ve bylece bir biimde onun dalga fonksiyonunu srekli ktrerek ve onu canl tutarak radyoaktif atomun bozunmasnm lmcl sonucundan kurtaramayacamz anlamna da gelmektedir. Asil bir dncedir ama ie yaramayacaktr; ayn sebeple, atasz tersini sylese de, seyredilen bir tencere de kaynar. Seyredilen tencerenin kaynamas da iyi bir eydir nk eer sadece bir nesneye bakarak deiimi nleyebilseydik, dnya yalanmaktan ve lmekten kanmak iin kendi stlerinde tefekkre dalm narsistlerle dolu olurdu. Erwin Schrdinger'in szlerine kulak verin: "Gzlemler ayr ayr, sreksiz olaylar olarak grlmelidir. Aralarnda bizim dolduramayacamz boluklar vardr." Schrdinger'in kedisi paradoksunun zm bize uurun doas hakknda ok ey syler. uur maddesel gereklii tezahr ettirdiinde seenekler arasndan seim yapar; akndr ve birletiricidir; ve uurun bu eylemleri bizim normal dnyasal alglamamzn dndadr. Kabul etmeliyiz ki, uurun bu zelliklerinin hibirisi saduyu iin apak deildir. nanszlnz brakmaya ve Robert Oppenheime'n dediklerini hatrlamaya aln: "Bilim saduyu deildir." Kuantum kmesi, uurlu bir gzlemcinin seme ve tanma ilemidir; nihayetinde tek bir gzlemci vardr. Bu, zmemiz gereken bir baka klasik paradoks olduu anlamna geliyor.

B R L M NE ZAMAN TAMAMLANIR?

Baz realistler iin bir lm, Schrdinger'in kedisinin kutusu iindeki Geiger sayac gibi klasik bir lm aparat bir kuantum nesnesini ltnde tamamlanr; saya tkrda-

I 128

Schrdinger'in Dokuz Canl Kedisi


Elektron Hedef mercei

139
Fotorafik emlsiyon

dmda lm tamamlanmtr. Ancak byle bir zm kabul edersek, kedinin ikiye blnme paradoksunun ortaya kmayacana dikkat edin. Bu bana bir hikayeyi hatrlatyor. ki yal adam konumaktaym ve biri kronik gut hastalndan ikayet ediyormu. Dieri gururla, "Benim guttan endielenmeme gerek yok, her sabah souk du yapyorum," demi. Gut hastas adam ona akn akn bakm ve cevap vermi: "O zaman sende kronik souk du var!" Bu realistler Schrdinger'in kedisinin atallanmas yerine bir baka atallanma koymaya alyorlar: klasik bir kuantum atallanmas. Dnyay kuantum nesneleri ve kendi klasik lm aygtlar eklinde ikiye ayryorlar. Ancak byle bir ikiye blnme desteklenemez, zaten art da deildir. Tm nesnelerin kuantum fiziine (fiziin birlii!) boyun ediini varsayabilir ve yine de "Bir lm ne zaman tamamlanr?" gibi bir soruya tatminkar bir cevap verebiliriz. Bir lm ne tanmlar? Farkl soralm: Bir kuantum lmnn tamamlandn ne zaman syleyebiliriz? Cevaba tarihsel olarak yaklaabiliriz. Belirsizlik ilkesini ne sren Werner Heisenberg, Bohr'un daha da netletirdii bir dnce deneyi formle etmiti. Ksa sre nce David Bohm deneyin bir anlatmn yapmt, bu anlatm buraya uyarlayacam.8 Varsayalm bir parack bir mikroskobun hedef dzleminde hareketsiz durmakta olsun ve biz de onun gzlemini klasik fizik yntemleriyle analiz ediyor olalm. Hedef parac gzlemlemek iin, hedef parack tarafndan ardndan iz brakacak ekilde bir fotorafik emlsiyon plakasna doru yolundan saptrlm bir baka paraca mikroskobun yardmyla odaklanrz. ze ve mikroskobun nasl altna dair bilgimize dayanarak, klasik fizie gre hem hedef paracn konumunu

ekil 22. Bohr-Heisenberg mikroskobu. (J. A. Schumacher'in izniyle kullanlmtr.) hem de yolundan saptrma annda ona verilen momentumu belirleyebiliriz. Deneyin zel koullar, nihai sonuca tesir etmezler. Tm bunlar kuantum mekaniinde deiti. Eer hedef parack bir atom ise ve eer biz ona, atomdan bir fotoraf plakasna doru saptrlan bir elektronun bulunduu bir elektron mikroskobuyla bakyorsak (ekil 22), aadaki drt unsur ie dahil olur: 1. Yolundan saptrlan elektron (O nesnesinden P noktasna doru yol alyorken) hem bir dalga ve hem de (P'ye vardnda ve T izini braktnda) bir parack olarak tarif edilmelidir. 2. Elektronun dalga zellii yznden, grnt noktas P bize sadece O nesnesinin konumunun olaslk dalmn anlatabilir. Baka bir deyile, konum ancak belirgin bir Ax (delta x diye okunur) belirsizlii iinde saptanmtr. 3. Benzer ekilde, der Heisenberg, T izinin yn bize ancak O'nun momentumunun olaslk dalmn verir ve demek ki momentumu sadece bir Ap belirsizlii iinde saptar. Basit matematii kullanarak Heisenberg, iki belirsizliin arpmnn Planck sabitine denk veya ondan byk oldu-

132

Schrdinger'in Dokuz Canl Kedisi

141

unu gsterebilmiti. Heisenberg'in belirsizlik ilkesi ite budur. 4. Daha ayrntl matematiksel bir aklamada ise Bohr, gzlemlenen atomun dalga fonksiyonunu, onu grmek iin kullanlan elektronun dalga fonksiyonundan ayrt edebilmenin imkansz olduuna iaret etmiti. Aslnda, dedi Bohr, elektronun dalga fonksiyonu fotorafik emlsiyonunkinden zlp ayrlamazd. Ve byle srp gidiyordu. Bu zincirde belirsizlik olmakszn bir kesin izgi izemezdik. izgiyi izmedeki mulakla karn, Bohr "tm uygun lmlerin yorumlanmasnda klasik kavramlarn vazgeilmez kullanm" sebebiyle izgiyi izmemiz gerektiini de sylyordu. Tereddtle de olsa Bohr, deneysel dzenlemenin tamamen klasik terimlerle tarif edilmesi gerektiini syle-

mekteydi. Kuantum dalgalarnn ikiye atallanmasnn lm aygtyla sonra erdii varsaylmaldr.9 Filozof John Schumacher tarafndan net biimde belirtildii gibi, yine de tm gerek deneylerin iinde ikinci bir Heisenberg mikroskobu vard.10 Emlsiyon izini grme ilemi de Heisenberg'i belirsizlik ilkesine ynelten ayn trden dnceleri iermekteydi (ekil 23). Emlsiyon izinden kan fotonlar da deneycinin kendi grme aygt tarafndan younlatrlp artrlmaktayd. Kendi grme srecimizdeki kuantum mekaniini grmezden gelebilir miyiz? Eer yapamyorsak, bizim beyinzihin-uurumuz da lm ilemiyle ayrlamaz biimde balantl deil midir?

K E D KUANTUM NESNES MDR, KLASK NESNE MDR?

Mercek

Gz

ekil 23. Grmenin mekanii. Bir baka Heisenberg mikroskobu daha m iliyor? (J. A. Schumachertn izniyle kullanlmtr.)

stnde dnnce, Bohr'un bir atallanmann, yani kedinin ikiye ayrk hali yerine bir baka atallanmay, yani kuantum ve klasik sistemlere ayrlm bir dnyay koyduu netlemektedir. Bohr'a gre, atomun dalga fonksiyonunu, kedinin kutusundaki ortamn geri kalanndan (atomun bozunmas srecindeki Geiger sayac, zehir iesi ve hatta kedi gibi eitli lm aygtlar) ayramayz; mikro dnya ve makro dnya arasnda izdiimiz izgi hayli keyfidir. Ne yazk ki, Bohr bir makineyle yani bir lm aygtyla yaplan gzlemin bir kuantum dalga fonksiyonunun ikiye atallanmasn zmlediini kabul etmemiz gerektii fikrinde de srarlyd. Halbuki herhangi bir makro cisim (ister kedi ister herhangi bir gzlemleyen makine olsun) nihai olarak bir kuantum nesnesidir; klasik cisim diye bir ey yoktur, tabi eer fizikte haince bir kuantum/klasik ayrlmasn kabullenmeye gnll deilsek. Bir makro cismin davrannn ou koul-

142

Schrdinger'in Dokuz Canl Kedisi 142

132

larda klasik mekaniin kurallarndan yola klarak tahmin edilebildii dorudur. (Kuantum mekanii, byle durumlarda klasik mekaniin verdikleriyle ayn matematiksel tahminleri vermektedir; Bohr'un nclk ettii uygunluk ilkesi budur.) Bu sebeple, sklkla makro cisimlerden geni anlamyla klasik diye sz ederiz. Halbuki lme ilemi byle bir durum deildir ve uygunluk ilkesi buna uygulanmaz. Bohr phesiz bunu biliyordu. Einstein'la yaptklar nl tartmalarnda, Einstein'm olaslk dalgalar ve belirsizlik ilkesine ynelttii iddetli itirazlara karlk olarak kuantum mekaniinin makro cisimlerin lmn tarif ediini sk sk ortaya srmekteydi." Bohr ve Einstein arasndaki tartmann bir rnei olarak, bir ift yark deneyini dnn ama ek bir unsur daha katn. Varsayn ki, iki yarkta arpmalarndan nce elektronlar bir diyaframda yer alan tek bir yarktan gemektedirler. Diyaframn amac, elektronlarn balama noktalarnn kesin tarifini oluturmaktr. Einstein bu ilk yarn son derece hafif yaylara taklmasn nermiti (ekil 24). Einstein, eer ilk yark bir elektronu ift yarn daha yukarda olanna doru saptrrsa, o zaman ilk diyaframn, momentumun korunumu ilkesinden dolay aaya doru yaylanaca olgusunu nermekteydi. Eer bir elektron aadaki yara doru saptrlrsa, tam tersi olacakt. Demek ki diyaframn yaylanmasnn lm bize elektronun aslnda hangi yarktan getiini syleyebilirdi, bu bilgi kuantum mekaniinin vermedii iddia edilen bilgiydi. Eer ilk diyafram tamamen klasik ise, o zaman Einstein hakldr. Kuantum mekaniini savunan Bohr, diyaframn da nihai olarak kuantum belirsizliine boyun eeceine dikkat ekti. Bylece eer diyaframn momentumu llrse, konumu belirsiz hale gelmektedir. lk yarn bylece genilemesi ise Bohr'un da gsterebildii

ekil 24. Bir ift yark deneyi iin Einstein'm nerdii yaylara taklm balang yar. Eer elektronlar iki yarkl perdeden (ekilde gsterilmemitir) gemeden nce, ekilde gsterildii gibi yaylara taklm tek bir yarktan geerlerse, giriim desenini imha etmeksizin bir elektronun hangi yarktan getiini syleyebilmek mmkn mdr?

144

Schrdinger'in Dokuz Canl Kedisi

145

gibi giriim desenini etkin biimde ortadan kaldrmaktadr. Ancak varsayalm ki, bir tamamlayclk ilkesi ilemektedir ve bir makro lm aygt bazen (Bohr-Einstein tartmasnn da gsterdii gibi) kuantum atallanmasma urayp bazen de uramamaktadr. Makrogerekilik (makrorealizm) denilen bu fikir dahicedir ve harika bir fiziki olan Tony Leggett'ten kmtr; Leggett'in almalar harika bir deney aygt olan SQUID'e (Superconducting Quantum Interference Device) 1 2 * ilham vermitir. Sradan iletkenler elektrii iletirler ama ilerinden geen elektrik akm akna her zaman bir miktar diren gsterirler; bu da s olarak ortaya kan bir elektrik enerjisi kaybyla sonulanr. Speriletkenler ise bir akmn dirensiz akmasna izin verirler. Speriletken bir halkadan akm gemesini saladmzda, akm sonsuza dek -hatta bir g kayna olmakszn- devam edecektir (veya dolanacaktr). Speriletkenlik, speriletkenin tm gvdesi stnde uzanan elektronlar arasndaki zel bir balantdan kaynaklanr. Elektronlarn bu zel balant halinden kopmalar enerji gerektirir; bylece bu hal, sradan bir iletkende var olan rastgele termal harekete kar nispeten baktr. SKGA, stnde zayf nokta denilen bir noktaya dokunacak kadar yakn iki delik bulunan bir speriletken parasdr (ekil 25). Deliklerden birinin i eperinden bir akm geirdiimizi varsayalm. Bir akm, tpk manyetik bir cisim gibi, manyetik bir alan oluturacaktr. Manyetik alan temsil eden alan izgileri delikten doruca geecektir, bu da bilinen bir durumdur. Bir speriletkende sra d olan ey, manyetik aknn, yani her birim blgeye den alan izgisi saysnn kuantize olmasdr; delikten geen manyetik ak, kesikli
* Metinde, Speriletken Kuantum Giriim Aygt, ksaca (SKGA) diye anlacaktr. .N.

ekil 25. Ak izgileri, makro dzeyde kuantum giriimi olduunu aa karacak biimde, iki delik arasnda paylalacak mdr?

deer almaktadr. Leggett'e anahtar fikri veren de bu olmutur. Varsayalm, ylesine kk bir akm kullandk ki, sadece tek bir ak kuantumu var. Sonra da bir ift yark tipi giriim sorunu yarattk. Eer sadece tek bir delik varsa, o zaman ak kuantumu onun iinde herhangi bir yerde olabilir. Eer iki delik arasndaki balant ok kalnsa, ak sadece tek bir delikte lokalize olacaktr. En doru boyuttaki zayf balanty kullanarak, ak kuantumunun ayn anda her iki delikte birden yerellememi olduu kuantum giriimi dzeneini kurabilir miyiz? Eer yleyse, tutarl kuantum sperpozisyonlan, makro cisimler leinde bile net biimde devam etmektedirler. Eer byle bir mekanszlama grlmezse, o zaman

144

Schrdinger'in Dokuz Canl Kedisi

146

makro cisimlerin gerekten de klasik olduklar ve tutarl sperpozisyonlara izin vermedikleri sonucuna varabiliriz. u ana dek, SKGA asndan kuantum mekaniinde herhangi bir yklma sz konusu deildir ama Leggett kuantum teorisinin yklmasn kuvvetle beklemektedir. Yakn zamanlarda bir konferansta yle demiti: "Ama baz geceler, dolunay pasparlak olduunda, fizik evrelerinde bir kurtadama dnmenin entelektel karln yayorum: Kuantum mekaniinin tam ve fiziksel evren hakkndaki nihai hakikat olup olmadn sorguluyorum... Atom ve insan beyni arasndaki bir noktada [kuantum mekanii] yklabilir olmakla kalmayp yklmaldr da diye inanma eilimindeyim." 1 3 Tam bir materyal realist gibi konumu! Birok fiziki Leggett'e ilham veren ayn sorular sorma eilimindeler, bylece SKGA ile aratrmalar devam ediyor. nmzdeki gnlerde bir gn, deneyin, kuantum mekaniinin lehine kantlar kartacandan ve tutarl kuantum sperpozisyonlarnn makro cisimlerde bile gzlenebilir ekilde var olduklarn gstereceklerinden pheleniyorum. Eer tm nesnelerin nihai anlamda kuantum atallanmasna uradn inkar etmezsek, ilk olarak Neumann'n savunduu gibi, bir fiziki makineler zinciri bir kuantum nesnesini bir tutarl sperpozisyonda lerse, hepsi de sonsuza doru art arda atallanmaya urarlar (ekil 26). 1 4 Von Neumann zincirinin yaratt bu mantk amazndan nasl kabiliriz? Cevap artcdr: Sistemin dna, gerekliin maddesel dzeninin dna srayarak. uurlu bir gzlemci tarafndan yaplan bir gzlemin, atallanmay sona erdirdiini biliyoruz. Dolaysyla uurun, maddesel dnyann dndan ilemek zorunda olduu aktr; baka bir deyile, uur akn olmaldr: mekansz. ekil 26. Von Neumann zinciri. Von Neumann'n savn izlersek, bizim beyin-zihnimiz bile kedinin atallanmasm kapmaktadr, yleyse zincir nasl sona erecektir? [A. Goswami'nin Quantm Mechanics (Kuantum Mekanii) adl kitabndan yaymc Wm. C. Brown'un izniyle kullanlmtr.]

RAMACHANDRAN PARADOKSU

Eer uurun akn olmas sizi hala rahatsz ediyorsa, nrofizyolog V. S. Ramachandran tarafmdan nerilen paradoksu incelemekten holanabilirsiniz. 15 Gelin, dardaki bir uyart tarafndan bombardman edildiinde beyinde meydana gelen her eyi mikroelektrotlarla ya da benzeri bir eyle kaydetmenin bir tr sperteknolojiyle mmkn olduunu varsayalm. Bylesi veriler biraz spermatematikle, o belirli uyart altnda beynin tam ve ayrntl bir hal tarifini elde edebileceimizi hayal edebilirsiniz.

148

Schrdinger'in Dokz Canl Kedisi

157

Varsayalm ki, uyart krmz bir iektir ve bunu birka insana gsterir, verileri toplar, analiz eder ve krmz bir iein alglanmasna denk gelen beyin halleri takmn ortaya karrsnz. Kk istatistiksel dalgalanmalar dnda, her seferinde (beynin renk alglamada i gren belirli bir blgesindeki belirli beyin hcrelerinin tepki verdii gibi) ayn veri takmn elde edeceinizi beklersiniz. Hatta sperteknolojinin yardmyla, kendi beyninizin (krmz iei grmeniz stne) verilerini de kaydedip analiz ettiinizi hayal edebilirsiniz. Kendiniz iin bulduunuz beyin hali, dierlerininkinden ayrt edilebilir bir farklla sahip olmamaldr. Deneye u ilgin artmacay eklediimizi dnn: Dier tm insanlarn beyin hallerinin tariflerinin tam olmadndan phelenmek iin hibir sebebiniz yoktur (zellikle de sperbiliminize inancnz tam ise). Ve yine de, kendi beyin haliniz bakmndan bir eylerin darda kaldn bilmektesinizdir: gzlemci olarak rolnzn yani beyin halinizin gsterdii uurlu deneyiminizin, krmzl gerekten uurlu alglaynzn. znel deneyiminiz nesnel beyin halinin bir paras olamazd nk byle bir durumda beyni gzlemleyen kim olacakt? nl Kanadal sinir cerrah Wilder Penfield de benzer ekilde, kendi stnde beyin ameliyat yapma fikri stnde dndnde akl hayli karmtr: "Eer kendi beyninizi ameliyat ediyorsanz zne nerededir, nesne nerededir?" 1 6 Gzlemci olan beyniniz ile sizin gzlemlediiniz kiilerin beyinleri arasnda bir fark olmaldr. Tek alternatif karna, sperbilimle oluturduunuz beyin hallerinin bile tam olmamasdr. Beyin haliniz tam deilse ve dier insanlarn beyin halleri de sizinkine ese, o zaman onlar da tam olmamaldr nk hepsi de uuru darda brakmtr.

Materyal realistler iin burada bir paradoks vardr nk onlarn bak asndan bakldnda, yukardakilerin hibiri de arzu edilen sonular deillerdir. Materyalist, belirli bir gzlemciye ayrcalk vermeye tereddt edecek (bu, solipsizm olurdu) ama materyalist bilimi kullanarak bir beynin hal tarifinin elde edilmesinin tamamlanmam olmasn kabul etmeye de yanamayacaktr. Paradoks, kuantum mekaniinin idealist yorumuyla zlr nk beyin-zihin tarifinin kuantum mekanii yorumu, akn zneyi yani uuru iermemektedir ve bu bakmdan tamamlanmam olduu kabul edilmektedir. Bu tamamlanmam olma halinde, uurlu deneyime yer alr. Bir nemli nokta da beyin cerrahnn "Eer kendi beyninizi ameliyat ediyorsanz zne nerededir, nesne nerededir?" sorusudur. Mesele, "Aramakta olduumuz, bakmakta olandr," ifadesiyle anlatlabilir. uur, kendimize ortamdan ayr gnderme yapmak iin kanksanm bir yetenek, paradoksal bir kendine gnderme ierir. Ervvin Schrdinger yle demiti: "Onun farknda olmadan ve onun hakknda insafszca sistematik olmadan, anlamaya giritiimiz doa blgesinden drak znesi'ni dlamaktayz." 17 Kuantum nesneleriyle ilgili meselelerde uuru ne srmeye cesaret eden bir kuantum lm teorisinin, "insafszca sistematik" olabilmesi iin kendine gnderme yapma paradoksuyla baa kmas gerekir. Gelin bu kavram stnde biraz duralm.

BR LM NE ZAMAN TAMAMLANIR? (NAKARAT)

Akn bir uurun bir kuantum nesnesinin dalga fonksiyonunu kertmesi nermesi hakknda ince bir eletiri yap-

144

Schrdinger'in Dokuz Canl Kedisi

150

labilir. Eletiri, dalga fonksiyonunun kmesine neden olan uurun, dsal, Kadir-i Mutlak bir Tanr'nn uuru olabileceine ilikindir; tpk u iirdeki gibi: Bir zamanlar, "Tanr, herhalde ok garip, diye dnrd, fark etseydi avluda kimse yokken bile, bu aacn var olmaya devam ettiini," diyen bir adam vard. Sevgili Baym, aknlnz pek garip, ben her zaman avludaym ve tarafmdan gzlemlendii iindir ki aa var olmaya devam edecektir. Sayglar, Tanr. 18 Dalga fonksiyonunu kerten Kadir-i Mutlak bir Tanr yine de lm paradoksunu zmemektedir nk yle sorabiliriz: "Eer Tanr her zaman seyrediyorsa, lm ilemi hangi noktada tamamlanr?" Cevap, ok nemlidir: lm, ikin farkndalk dahil olmadka tamamlanm deildir. kin farkndaln en tandk rnei, phesiz bir insann beyin-zihnidir. Bir lm ne zaman tamamlanr? Akn uur, farknda olarak bakan ikin beyin-zihin yoluyla dalga fonksiyonunu kerttiinde. Bu formlasyon, "bu nesneyi gryorum" dncesi gibi elik eden zihinsel bir nesne olmadan ya da en azndan farkndalk olmadan maddesel bir nesnenin asla deneyimlenmediine ilikin saduyulu gzlemimiz ile de uyumludur. Fark eden uur ile fark etmeyen uur arasnda bir ayrm

yapmak zorunda olduumuza dikkat edin. Dalga fonksiyonunun kmesi, ilk durumda meydana gelir, ikinci durumda deil. Fark etmeyen uur, psikoloji literatrnde uursuz (uurd) olarak adlandrlr. phesiz, lmn tamamlanmas iin gereken ikin farkndal gzlemek iin bir tr sebep dngs vardr, zira lm tamamlanmadan ikin farkndalk olamaz. Farkndalk m, lm m; hangisi nce gelir? lk neden hangisidir? Yine yumurta tavuk sorusuna m takldk? Bir Sufi meselinde de benzer bir tat bulmak mmkn. Bir gece Nasreddin Hoca ssz bir yolda yrrken, yaklamakta olan atllar grm. Hoca rkm ve komaya balam. Atllar onun kotuunu grmler ve ardndan gitmiler. Hoca bu sefer iyice korkmaya balam. Bir mezarln yanndan geerken, korkusunun da verdii cesaretle duvardan atlam, bo bir mezar bulup iine uzanm. Atllar onun duvardan atladn grdklerinden mezarla girmilermi. Biraz aradktan sonra, bo mezarn iinde kendilerine korkuyla bakan Hoca'y bulmular. "Bir ey mi oldu?" diye sormu atllar Hoca'ya. "Sana yardm edebilir miyiz? Niin buradasn?" "Aslnda uzun hikaye" demi Nasreddin Hoca. "Ama zetlersek, sizin yznzden buradaym ve gryorum ki siz de benim yzmden buradasnz." Eer gerekliin sadece bir tek dzenine, eyann fiziksel dzenine takl kalrsak, o zaman sahici bir paradoks olur nk materyalist realizm iinde hibir zm yoktur. John Wheeler kuantum lmnn daireselliine "anlam dngs" 19 demiti; bu pek hassas bir tariftir ama esas soru udur: "Anlam okuyan kimdir?" Sadece idealizm iin bu paradoks deildir nk uur sistemin dndan etki eder ve anlam dngsn tamamlar.

144

Schrdinger'in Dokuz Canl Kedisi

153

da hibir sebep sralamas belirleyemediimizi ve dolaysyla hibir basit, dzeyler hiyerarisi olmadna dikkat edin. Sebeplerin dorusall yerine, dairesellii vardr. Hi kimse plan stnde anlamamtr. Bunun yerine, plan daha yksek bir amacn -mahkumun kanm- ynlendirdii ortaklaa bir yaratdr. Douglas Hofstadter bu tr bir durumu dolank hiyerari olarak adlandrmtr; ylesine karm bir hiyerari ki, hiyerarik kulede hangisinin daha stte, hangisinin daha altta olduunu syleyemeyiz. Hofstadter kendine gnderme yapmann, bylesi bir dolank hiyerariden km olabileceini dnmektedir. 21 uurun, dalga fonksiyonunu ancak farkndalk mevcut olduunda kerttii beyin-zihindeki o durumun bir dolank hiyerari olduunu sanyorum ve ayrca, ikin tarzda kendine gnderme yapmzn da dolank hiyerari kkenli olduunu sanyorum. Kendine gnderme yapan sistem tarafndan yaplan bir gzlem, von Neumann zincirinin durduu yerdir.

ekil 27. Mahkumun ikilemi: Hangi keyi sesem?

Bu zm, oyun teorisinin temel problemlerinden olan mahkumun problemine benzer. 2 0 Dardan bir arkadanzn kazd tnelden geerek hapishane hcrenizden kamay planlyorsunuz (ekil 27). Siz ve arkadanz ayn kenin zt ularndan kazarsanz kanzn daha kolay olaca aktr; ancak iletiim mmkn deildir ve aralarndan birini seeceiniz alt ke vardr. Kama ans pek yok gibi grnyor, deil mi? Ama bir an iin hcrenizin eklini ve 3 no'lu keden kazmaya balamay seerseniz ansnzn byk olduunu dnn. Niin? nk 3 no'lu ke dardan bakldnda farkl (ibkey) grnen tek kedir. Dolaysyla, arkadanzn tneli kazmaya oradan balamasn beklersiniz. Benzer ekilde, ieriden bakldnda sadece 3 no'lu ke ibkeydir, demek ki arkadanz da muhtemelen sizin oradan kazmaya balayacanz bekleyecektir. imdi, arkadanz o belirli noktada kazmaya iten nedir? Sizsiniz! Sizin bu keyi setiinizi grme sebebi, sizin onun bu keyi setiini grme sebebinizle ayndr. Bu olay-

TERSNMEZLK VE ZAMAN OKU

Bir lm ne zaman tamamlanr? dealist, bunun kendine gnderme yapan bir gzlem meydana geldiinde tamamlandn syler. Tam tersine baz fizikiler, lmn, bir detektrn bir kuantum olay saptamasyla sonlandm savunmaktadrlar. Herhangi eski bir lm aygtna kyasla bir detektr nedir? Bir detektrn saptay tersinmezdir, diyorlar. Tersinmezlik nedir? Doada tersinmez diyebileceimiz baz sreler vardr. Bu sreleri tersten izlendiinizde zamann ynn anlayamazsnz. Bir rnek, sarkacn hareketidir

144 (en azndan ksa bir sre); eer sarkacn hareketinin filmini eker ve sonra bunu gerisin geriye oynatrsanz, belirlenebilir bir fark grmezsiniz. te tersinmez bir sre; srrn ortaya koymakszm tersten filme alnamaz. rnein, masa stndeki sarkacn hareketini filme alrken o srada den ve krlan bir fincan da filme aldnz varsayn. Filmi tersine oynattnzda, fincann paralar yerden yukar zplayacak ve tekrar btn hale gelecek ve de srrnz -yani filmi geriye doru oynattnz- aa karacaktr. Tersinir bir lm aygt ve bir detektr arasndaki fark grmek iin bir rnek dnelim. Fotonlar kutupluluk (polarizasyon) denilen ift deerlilik zelliine sahiptirler: dikey iki ynden sadece biri boyunca uzanan (ya da polarize olmu) eksen. Polaroid gne gzlkleri polarize olmam normal polarize ederler. Sadece camn eksenine paralel eksende kutuplam olan fotonlar aktarrlar. Bunu test etmek iin iki polaroid cam birbirine dik tutun ve yle bakn. Sadece karanlk greceksiniz. Niin? nk bir polaroid mercek, fotonlar (diyelim ki) dikey polarize ederken dier mercek sadece yatay polarize olmu fotonlar aktarmaktadr. Baka bir deyile, iki mercek birarada tm perdeleyen ift filtre gibi i grmektedir. Yataya 45 derece ayla polarize olmu bir foton, yar dikey polarize ve yar yatay polarize hallerin bir tutarl sperpozisyonudur. Eer foton hem yatay hem de dikey polarizasyon kanallar olan bir polarizasyon kutusundan geirilirse, rastgele olarak ya dikey polarize ya da yatay polarize kanaldan dar kar. Bu durum, her bir kanaln arkasna yerletirilmi detektrlerde de grlebilir (ekil 28 a). imdi, ekil 28a'daki dzenekte, fotonlarn nne saptanmalarndan nce 45 derecelik bir polarc yerletirdiimizi varsayalm (ekil 28 b). Fotonun, tekrar en bataki 45 dere-

144 Schrdinger'in Dokuz Canl Kedisi 6

154

ekil 28. 45 derece polarize fotonlar la deneyler. elik polarizasyon haline, bir tutarl sperpozisyona geri dnd grlr; rejenere olmutur. Demek ki polarc tek bana fotonlar lmeye yeterli deildir; fotonlar tutarl sperpozisyon haline dnme potansiyelini hala korumaktadrlar. lm iin floresan ekran veya bir fotoraf filmi gibi tersinmez srelerin meydana geldii bir detektr gerekmektedir. Eer zamann tersine gitmesi bakmndan dnrseniz, 45 derecelik polarize fotonlarn polarc kutudan ve sonra da 45 derecelik polarcdan geme hareketi, zamanda tersinmez. Ancak, eer fotonlar tersinir ilemli bir tr detektr tarafndan saptanmlarsa, sreci geriye doru hayal ettiinizde, ileri ve geri arasnda ayrm yapabilirsiniz. Bir sessiz film iin ekilen sahneyi hatrlayn. Filmin kahraman bir tren ona doru hzla gelmekteyken, raylara balanm olacakt. Senaryoya gre kurtulacakt; tren son anda duracakt. Aktrist hayatn riske atmaktan ekindiinden (sebebi anlalabilir), ynetmen tm sahneyi tersten filme al-

156

Schrdinger'in Dokz Canl Kedisi

157

d; aktris raylara balyken tren tam yannda tamamen durmu halde bekliyordu. Sonra tren geriye doru altrld. Ama film tersten oyantldmda insanlar ne grdler dersiniz? O zamanlarda kmr kazanl buharl trenler vard. Filmi oynattklarnda, duman bacadan dar kacana ierisine girdi ve bylece filmin srrn ak etti. Dumann zaman iindeki evrimi tersinmezdir. Bu, kuantum lm probleminin zmnn elimizin altnda olduu -hem de uurun ie dahil olmasn varsaymadan- anlamna m geliyor? Sadece detektr denilen belirli lm aygtlarnn tersinmezliini kabul etmemiz gerekiyor ve sonra belki von Neumann zincirinden dar zplayabiliriz. Bu detektrler ileri yapar yapmaz, kuantum tutarl sperpozisyonu artk rejenere olamaz ve dolaysyla lmn tamamen sonland sylenebilir. 22 Ama durum gerekten byle midir? Soru udur: Detektr, von Neumann zincirini sonlandrmaya yeterli midir? Von Neumann'n cevab, hayf dr. Detektr, nihayetinde o da kuantum mekaniine boyun ediinden, ibrelerinden okunan deerlerin bir tutarl sperpozisyonu haline gelmelidir. Ayns dier herhangi bir ikinci lm aygt iin de geerlidir. Tersinir ya da "tersinmez", von Neumann zinciri devam eder. Mesele u ki, Schrdinger kuantum denklemi zamanda tersinirdir. Denklemdeki zaman negatif yapsanz da o deimez. Zamanda tersinir bir denkleme uyan herhangi bir makro cisim, matematiki Jules-Henri Poincare 23 tarafndan gsterildii gibi, davrannda tamamen tersinmez olamaz. Mutlak tersinmezliin olmad eklindeki geleneksel bilgelik byle doar. Doada grdmz grnteki tersinmezlik, karmak bir makro cisim iin, greceli olarak daha dzenli balang konfigrasyonuna doru evrimleme olaslnn

ok kk olmasyla ilgilidir. Tersinmezlii dnmek, nemli bir ders ortaya karr. Nihai anlamda tm nesneler kuantum nesneleri olsalar da, baz makro nesnelerin grnteki tersinmezlii, klasik ve kuantum arasnda yaklak bir ayrm yapabilmemizi salamaktadr. Diyebiliriz ki, bir kuantum nesnesi rejenere olan bir nesnedir; halbuki, bir klasik nesne uzun, ok uzun bir rejenarasyon sresine sahiptir. Baka bir deyile, kuantum nesneleri arivleme yeteneine sahip deilken yani hafzalar yokken, detektr gibi klasik nesnelerin, any silmek iin ok uzun zaman gerektii anlamnda, bir hafzalarnn olduu sylenebilir. Bir baka nemli nokta daha ortaya kyor: Eer maddenin hareketinde nihai bir tersinmezlik yoksa, idealist yorum zamann tek ynl ak fikrini yani zaman okunu nasl ele almaktadr? dealist yorumda zaman, akn alemdeki iki ynl bir yoldur; sadece gittike daha ve daha ok karmak olan nesnelerin hareketi sz konusu iken yaklak tersinmezlik iaretleri gstermektedir. uur, beyin-zihnin dalga fonksiyonunu kerttiinde, gzlemlediimiz tek ynl znel zaman tezahr ettirir. Tersinmezlik ve zaman oku, doaya kuantum lmdeki kme ileminde girer; tpk uzun zaman nce fiziki Leo Szilard'n da phelendii gibi. 24 Detektrlerin tersinmezlii, lm sorununu zemiyor grnmektedir. Byle bir zm, biz rastgelelik biimindeki tersinmezliin kuantum mekaniinden bile daha temel olduunu kabul etmeye hazr olmadka ortaya karlamaz. Bunu yapmak iin bir neri var. 25 Maddenin temelde rastgele olduunu ve paracklarn alt katmannn rastgele davrannn, arada bir dalgalanmalar yoluyla kuantum diyebileceimiz yaklak olarak dzenli davran rettiini varsayalm. Eer durum byleyse, ku-

144

Schrdinger'in Dokuz Canl Kedisi

158

antum mekanii -dier tm dzenli davranlar gibi- bizzat bir epifenomen olacaktr. Byle bir teoriyi destekleyen hibir deneysel veri yok; yine de kantlanabilirse, lm problemi iin dahice bir zm salayacaktr. Ancak baz fizikiler, rastgelelie neden olan ve altta yatan bir ortamn varln nermektedirler; sudaki polen tanelerinin mikroskop altnda bakldndaki rastgele hareketine (Brown hareketi denir) neden olan molekllerin rastgele hareketine benzetme yaparlar. Ancak en temel seviyede bir ortam nerisi, Aspect'in deneyine ters der, tabi mekanszl kabullenmiyorsa. Materyalist realizm iinde yerel olmayan Brown hareketini kabul etmek zordur.

lirlendii fikriyle) yzleir ve neler olduu hala gizlidir. Beinci hayatnda, yeni Kopenhaglar mantksal pozitivizm felsefesini kullanarak kediden kurtulmaya alrlar. ou kiiye gre, kedi syrk almadan kurtulur. Altnc hayatnda kedi birok dnyayla karlar. Kim bilir, baz evrenlerde mutlu mesut yaam olabilir ama grebildiimiz kadaryla bu evrende deil. Yedinci hayatnda kedi Bohr ve onun uygunluk ilkesiyle tanr ama "Bir lm ne oluturur?" sorusu onu kurtarr. Sekizinci hayatnda kedi (modas gemi dalistik anlaya ait) uurla yz yze gelir ama Wignertn arkada onu kurtarr. En sonunda, dokuzuncu hayatnda kedi, idealist yorumda kurtuluu bulur. Schrdinger'n dokuz canl kedisinin hikayesi de burada biter. 26

DOKUZ CAN

Stephen Hawking, "Ne zaman Schrdinger'in kedisini duysam, silahma uzanmak istiyorum," diyor. Neredeyse her fiziki benzer bir drtye sahip olmutu. Herkes kediyi ldrmek istiyor -yani kedinin paradoksunu- ama kedi dokuz canl gibi. lk hayatnda kedi, topluluun bir paras olarak istatistiksel ilem grr. Kedi alnmtr (nk bu topluluk yorumunda tekillii inkar edilmitir) ama yaralanmamtr. kinci hayatnda kedi, makrogerekiliin blc filozoflarmca kuantum-klasik atallanmasnn bir rnei olarak grlr. Kedi lm-kalm atallanmasn bir baka atallanmayla dei toku etmeyi reddeder. nc hayatnda kedi, tersinmezlik ve rastgelelikle yz yze gelir ama kedi, Kantlayn, der. Drdnc hayatnda kedi, gizli deikenlerle (halinin asla atallanmad, gizli deikenler tarafndan tamamen be-

Seiyorum, yleyse Varm

161

SEYORUM, YLEYSE VARIM


Henz en nemli soruyla, "uur nedir? Kii, uur ve farkndalk arasnda nasl ayrm yapar?" sorusuyla yzlemedik. Heyhat, uurun tanm kolay deildir. ngilizcede consciousness (uur) iki kelimeden tremitir: Bilmek anlamna gelen Latince scire fiili ve ile anlamna gelen Latince cum edatndan. Demek ki uur, ngilizcede etimolojik olarak "ile bilmek" anlamna gelmektedir. Oxford ngilizce Szl'nde consciousness kelimesinin bir deil alt tanm vardr: 1. Ortak veya birleik bilgi. 2. sel bilgi veya ikna olu, zellikle kiinin kendi cehaletini, sululuunu, hatalarn, kusurlarn vb. bilmesi. 3. Herhangi bir eyin uurunda ya da farknda olma durumu veya hali. 4. Tm dnce, duygu ve iradenin bir hali veya elikisi olan uurlu olma hali veya becerisi. 5. Bir kiinin uurlu varln oluturan izlenimlerin, dncelerin ve duygularn toplam. 6. Salkl uyank yaamn normal koulu olarak grlen uurlu olma hali.
160

Bu tanmlarn hibirisi tam olarak tatmin edici deildir ama hepsi birarada dnldnde, uurun ne olduuna dair yaklak bir anlay salamaktalar. Bu farkl tanmlardan her birinin ie dahil olduu bir durum hayal edin. (l'den 6'ya dek her tanma bir numara vereceiz.) Size bir buket gl gnderilir. Buketi getiren adam, siz ve gnderen kii, hediye gller bakmndan uur[l] paylamaktasnzdr. Gllerin ve size verilen bir hediye olarak anlamnn gemiini, armlarn ve elikilerini biliyor oluunuzun uurundasnz[2] (ve bu uurla, hediyeyi takdir edebilir ya da etmeyebilirsiniz). Glleri duyularnzla deneyimleyiiniz uurunuzda[3] yer eder; onlarn kokusunu koklamakta, rengini grmekte ve dikenlerini hissedebilmektesinizdir. Ancak hediyeyle balantl anlamlar veren, ilikileri dnen ve (rnein glleri kabul etmek ya da etmemek gibi) seimleri yapan sizin uurunuzdur[4]. uurunuz [5] sizi kendine zg, sevgilinizden ve hediye gllere bir biimde tepki veren dier herkesten ayr olarak siz yapan eydir. Ancak uurlu oluunuzdan[6] dolay glleri kabul edebilir ya da nceki uur hallerini deneyimleyebilir veya sergileyebilirsiniz. Kelimenin byle analiz edilmesi bile pek ok anlam darda brakmaktadr. uur drt farkl unsura sahiptir. lk nce, bazen zihin alan ya da kresel alma alan1 denilen uur alan vardr. Farkndalk dediim ey budur. kinci olarak, bu alanda doan ve geip giden dnceler ve duygular gibi uur nesneleri vardr. nc olarak, bir uur znesi, yani deneyimleyen ve/veya ahit vardr. (Szlkteki tanmlar aslnda uur znesi ya da zdeletiimiz uurlu ben hakkndadr). Drdnc olarak, idealist felsefede, uurdan tm varln temeli olarak sz ederiz. uurun saduyulu bir tanm, onu uurlu deneyimle eitler. Bir uur znesinden, deneyimden sz etmeksizin bah-

162

Seiyorum, yleyse Varm

163

setmek, balesiz bir bale sahnesinden sz etmeye benzer. uurlu deneyim kavramnn, uyank uur haliyle snrl olmadna dikkat edin. Rya grmek, uyanklk halinden farkl olmasna karn uurlu bir deneyimdir. Meditasyonda, ila etkisi altnda, ipnotik transta deneyimlediimiz hallerin hepsi de uurluluk ieren deneyimlerin deimi halleridir. Saduyu bize ayrca uurlu deneyimin, bazs isel bazs dsal birok elikiyle geldiini de sylemektedir. rnein ben bu sayfay yazarken, parmaklarm daktilonun tularna vururken zihnimi seyrediyorum. Dnyorum: Sayfa iyi oluyor mu? u cmleyi tekrar yazsam m? ok mu az aklyorum yoksa ok mu fazla? Ve imdi alma odamn kapsna vurulduunu duyuyorum. "Kim o?" diye sesleniyorum. Cevap yok. Bir seim yapmalym. Ya bu kez daha yksek sesle baracam ya da kalkp kapy aacam. imdi, dsal elikiler basittir. Kendimi parmaklarmla zdeletiremem, onlar u sayfay yazmak gibi deer verdiim eylerle megul olduklarnda bile. ok azmz uuru duyumlarla, duyusal izlenimlerle ya da reflekslerle bir tutmay dnrz. "Ben, kapya doru yrymm," dediinizi hayal edebiliyor musunuz? phesiz edemezsiniz. Saduyu bize bir uurlu deneyimin dsal elikilerinin, uurun temel eleri olmadklarn sylemektedir. I, zihnin isel malzemesine -dncelere, seimlere vb.geldiinde, mesele daha az net hale gelir. rnein, birok kii -Descartes'n izinden giderek- kendilerini dnceleriyle zdeletirirler: Dnyorum, yleyse varm. Bazlar iin, uurlu olmak duyuyla e anlamldr. Hissediyorum, yleyse varm. Bazlarmz kendilerini seme yeteneiyle bile zdeletirebilir. rnein Nietzsche varlk ve iradeyi e tutar. Bilim saduyusuzdur. Saduyu ie yaramadnda, bilime snrz. Ancak psikolojiye snmak yardmc olmaz.

nde gelen biliselci (kognitivist) Ulric Neissefin dedii gibi: "Psikoloji, uur meselesini ele almaya hazr deildir." Neyse ki, fizik hazr. Bu, daha iin banda uur tartmasn douran kuantum teorisi ve lm problemine dnmek anlamna geliyor. Schrdinge/in kedisi paradoksunun idealist zm, gzlemleyen znenin uurunun kedinin ok yzl l-ve-diri tutarl sperpozisyonlarmdan birini semesini ve bylece kaderini belirlemesini talep eder. zne, seendir. Descartes'n dnd gibi cogito, ergo sum deil opto, ergo sum: Seiyorum, yleyse varm. Zihin ve zihnin yasalar gecenin iinde saklyd. Tanr, "Descartes olsun," dedi, gece aydnland. ok srmedi. eytan bard: "Hey! te Schrdinger'in kedisi! Dndrn statkoyu eski haline." (Papa'ya zrlerimizi sunuyoruz.) Biliyorum, klasik fizie sadakatle bal olanlar balarn olumsuz anlamda sallayacaklar nk deterministik dnyamzda seme zgrl ya da hr irade olmadn dnyorlar. Klasik determinizm varsaymlar yznden, bizleri maddesel makineler olduumuza inanmaya koullandrmaya kalktlar. artlanmamz ksa bir sre iin askya aldmz varsayalm. Ne de olsa, Schrdinger'in kedisi paradoksunu hipotezlerimizle zdk. Ayn aratrma ruhuyla soralm, sonra ne olur? Cevap olarak, bir kap alr. Dnceler ve duygular bizleri ne kadar esir etmise; bunlar da, o kadar eski, sabit, renilmi balamlardan tremilerdir. Ayns hr irade iin de geerli midir? Seimlerimiz, eylemlerimiz iin balam olutururlar; demek ki biz setiimizde yeni bir balam olasl domaktadr. Bizi seimimizde zgr klan ey, ite bu eski balam-

165

Seiyorum, yleyse Varm

163

dan darya, daha yksekteki yeni bir balamn iine atlayabilme olasldr. Bu trden bir durumu zellikle tarif etmek iin belirgin bir dil gelitirilmitir: balama gre sralanm dzeylerin hiyerarik doas. Mantksal tipler teorisi diye bilinen bu dil, ilk bata takm teorisinde doan sorunlar zmek zere Bertrand Russell tarafndan gelitirilmiti. Russell'n temel fikri, takmn yelerinin oluturduu bir takmn, yelerin kendilerinden daha yksek bir mantk trnde olduu eklindedir nk sz konusu takm, yeler iin dnce balam tanmlar. Benzer ekilde, bir eyin tarif ettii eyin balamn resmeden ismi, o eyin kendisinden daha yksek bir mantk trndendir. Demek ki uurlu deneyimin isel elikisi iinde, seim ne kmaktadr. Seim, dnceler ve duygulardan daha yksek bir mantk trdr. O zaman, setiimiz deneyimlerin uuruna varmamz salayan seme kapasitemiz midir? Her an, kelimenin tam anlamyla saysz olaslkla yzleiriz. Bunlarn arasndan seim yaparz ve biz setike, oluumuzun rotasn tanrz. Demek ki seiimiz ve seimi tanymz, benliimizi tanmlamaktadr. Kendinin uurunda olmann asli meselesi, semek ya da sememektir. Seimin, kendinin uurunda oluun tanmlayc elikisi olmas fikri, deneylerle de desteklenmitir. Bilisel bilimdeki deneylerden gelen veriler, uyartlarn uursuz alglanmasna tepki olarak seimlerin deil de dnce ve duygularn doduklarn iaret etmektedir. Verilere gre, ki bunlar bir sonraki blmde ele alacaz, uurlu -zneler olarak farkndalkla- davranmadmz takdirde seim yapmyor gibi grnmekteyiz. Bu durum, farknda olunmayan eylemin, yani uursuzluk kavramnn ne anlama geldii sorusunu dourur. u-

urdlk nedir? uursuzluk (ya da uurd hal), uurun olduu ama farkndaln olmad haldir. Burada bir paradoks olmadna dikkat edin nk idealizm felsefesinde uur tm varln temelidir. Her zaman ve her yerde mevcuttur; biz uursuz bir halde olduumuzda bile. uurd alglama terimiyle ilgili karmaann bir blm, terimin etimolojisindeki tarihsel zel durumlardan domaktadr. ou zaman baz eylerin ve ryasz uyku halindeyken de hibir eyin farknda olmayan bizim uurlu benimizdir. Ancak tam tersine, uurd her zaman her eyin farkndaym grnmektedir. O asla uyumaz. Bu u anlama gelir: uurlu benliimiz uurdlmzm farknda deildir ve uurd uurludur; iki ters terim birden kullandk. Bu nokta stnde daha ayrntl durmak isteyenlere Daniel Goleman'n Vital Lies, Simple Truths (Hayati Yalanlar, Basit Gerekler) adl kitabn okumalarn neririm. Demek ki uursuz alglamadan sz ettiimizde, algladmz ama algladmzn farkna varmadmz olaylardan sz etmekteyiz.

UURDII ALGILAMA DENEYLER

Kulaa garip geldiini biliyorum. uurd alglama diye bir fenomen nasl olabilir? Alglama, farkndalk ile eanlaml deil midir? Oxford ngilizce Szl'nn yazarlar anlalan yle dnyorlar. Ama yine de, bilisel laboratuvarlarndan gelen yeni veriler iki kavram -alglama ve farkndalkarasnda bir fark olduunu gstermektedir. lk deneyde iki maymun vard. Nick Humphrey ve Lewis Weiskrantz adl aratrmaclar, maymunlarn grme ile ilikili beyin kabuu blmlerini kartmlard. Beyin kabu-

167

Seiyorum, yleyse Varm

163

u dokusu tekrar olumadndan, bu maymunlarn kalc biimde kr olmalar bekleniyordu. Ancak, grme yeteneklerini yava yava, maymunlarn grebildiklerine aratrmaclar ikna etmeye yetecek kadar geri kazandlar. Bu maymunlardan biri olan Helen sk sk tasma taklarak darya kartlyordu. Maymun, kr olmas gereken bir yaratk iin sra d denecek eyleri yapmay yava yava rendi. rnein, aalara trmanyordu. Ayrca uzanp kapabilecei kadar yakma getirildiinde kendisine uzatlan yiyecekleri alyor ama eriemeyecei kadar uzaktaysa umursamyordu. Helen'in gryor olduu akt, ama neyle gryordu? Arka beyindeki grme yoluna balanan st tepecik (superior colliculus) denilen bir yapyla retina arasnda optik uyart iin ikinci bir yol daha olduu ortaya kt. Bu tepecik sayesinde oluan grme, Helen'in aratrmaclarn krgr 2 dedikleri eyle grmesini salyordu. ans eseri, Nick Humphrey krgre sahip bir insan denee rastlamt. 3 Bu adamn beyin kabuundaki bir bozukluk her iki gznn sol gr alannda krlemesine neden olmutu. Artk deneyciler, denek krgrn izm verdii belirli ileri yerine getirirken denee uurunda neler olduunu sorabilmekteydiler. Cevaplar pek garipti. rnein, eer adama kr olduu taraf olan soldaki bir k gsterilirse, doru biimde onu iaret edebilmekteydi. Ayrca hepsi de sol gr alannn art iaretlerini dairelerden, yatay izgileri dikey izgilerden ayrt edebiliyordu. Ama bunlar nasl grd sorulduunda, adam grmediinde srar ediyordu. Sadece tahmin ettiini sylyordu ama doruluk oran ansa balanamayacak kadar yksekti. Tm bunlarn anlam nedir? Artk bilisel bilimciler arasnda krgrn uursuz alglamann -farknda olmadan al-

glamanm- bir rnei olduuna dair fikir birlii var. Gryorsunuz ya, alglama ve farkndaln i ie gemi olmas art deil. uursuz alglamayla ilgili daha ileri fizyolojik ve bilisel kantlar Amerika ve Rusya'da yaplan aratrmalardan geldi. 4 Aratrmaclar eitli deneklerin beyinlerinde uuraltyla alglanan birok mesaja verilen elektrik tepkileri lmlerdi. Tepkiler, soyut geometrik bir ekil gibi daha ntr bir resme gre, ekranda saniyenin binde birinde yanp snen bir armnki gibi anlaml bir resim grldnde daha glyd. (Anlalan, test grubunda matematikiler yoktu.) Dahas, deneklerden uuraltyla alglanan bu resimlerden sonra akllarna gelen tm kelimeleri aratrmaclara sylemeleri istendiinde, anlaml bir resmin, kendisiyle ilikili olduu ak olan kelimeler ortaya kard grlyordu. rnein, arnn resmi ine ve bal gibi kelimeler artrmaktayd. Tersine, geometrik bir figr nesnelerle ilgili bir eyi zorlukla artrmaktayd. Ar resminin algland ama bu alglamaya dair uurlu farkndaln olmad akt. Bu deneyler popler basnda, Sigmund Freud'un yzyln banda bilim dnyasn artan uurd kavramnn deneysel kantlar olarak ele alnd. Ama bizdeki uurd nedir? uurd, (varln temeli olarak) uurun olduu ama farkndaln ve znenin olmad haldir. Demek ki uursuz alglamada, algladmz (yani ieriye uyart olarak alman ve ilenen olaylar) ama algladmzn farknda olmadmz olaylardan sz etmekteyizdir. Tam tersine, uurlu alglama uyartlar ieri almay, ilemeyi ve alglamann farkna varlmasn iermektedir. uursuz alglama fenomeni, nemli bir soru dourur: uurlu deneyin elikisinden (dnce, duygu ve seme) herhangi biri uursuz alglamada mevcut deil midir? u-

169

Seiyorum, yleyse Varm

163

uraltyla alglanan mesajlarla ilgili deney, dncenin mevcut olduunu nermektedir: Denekler ine ve bal gibi kelimeleri, bir ar resmini uursuz alglamalarnn sonucu olarak dnmlerdir. uurdmzda bile hemen dnmeye baladmz ve uurd dncelerin uurlu dncelerimizi etkiledii aka grlmektedir. Hissetme bakmndan, beyin yarkreleri ameliyatla ayrlm hastalarla yaplan bir deney nemli kantlar ortaya karmtr. Bu deneklerde, beynin sa ve sol yarkreleri; duygularla ve hislerle ilgili arka beyin merkezlerindeki apraz balar dnda ameliyatla birbirinden ayrlmtr. Bir kadn denein sa yarkresine yanstlan geometrik ekiller dizisi srasnda plak bir erkek modelin resmi getiinde, kadnn yz kzararak utanma belirtisi gstermiti. Ancak bunun sebebi sorulduunda, kadn utandn inkar etmiti. indeki bu hislere dair uurlu bir farkndala sahip deildi ve niin kzardn aklya-mamt.5 Demek ki uursuz alglama srasnda hissedi mevcuttur ve uursuz hissetme, aklanamayan uurlu bir his retebilir. Son olarak, acaba seme de uursuz alglamada olumakta mdr? Bunu bulmak iin, beyin-zihne mulak bir uyart yollamalyz ki tepkiler iinden seim yapma durumu olusun. lgili bir bilisel deneyde, psikolog Tony Marcel oul anlaml kelimeler kulland. Denekleri, aralarnda ya 600 milisaniye ya da 1,5 saniye olan aralklarla her seferinde kelimelik bir dizinin yanp snd bir perdeyi seyrediyorlard. 6 Daha sonra deneklerden, dizinin son kelimesini uurlu olarak tanrlarsa, bir dmeye basmalar isteniyordu. Deneyin amac, deneklerin tepki verme zamann, kmes-kazyumurta (uyumlu), kak-kmes-yumurta (tarafsz), kuyukaz-yumurta (uyumsuz) ve kak-top-yumurta (armsz) gibi dizilerdeki kelimeler aras uygunluk (ya da uygunluk

eksiklii) ile kelimelere anlam atfetme arasndaki iliki iin l olarak kullanmakt. rnein, kaz kelimesini takiben yanp snen kmes kelimesinin oluturaca pein hkmn, kaz kelimesinin bir kmes hayvan ile ilgili anlamn glendirmesi ve bunun da denein nc kelime olan yumurta'y (uyumlu) tanmayla ilgili tepki sresini ksaltmas beklenebilir. Eer pein hkm kelimesi kuyu idiyse, o zaman kaz'n kuyu kazmaktaki szlk anlam affedilmelidir ve nc kelime olan yumurta'nn anlamnn tanmas ok daha uzun zaman almaldr (uyumsuz). Gerekten de, sonu buydu.* Ancak ortadaki kelime, denein bunu uurlu deil de uursuzca grebilecei ekilde bir desen ile gizlendiinde, uyumlu ve uyumsuz durumlar arasndaki tepki zamannda saptanabilir bir farkllk olumuyordu. Bu artcdr nk mulak kelimelerin her iki anlamnn da, pein hkm balamna baklmakszn kii iin bilinebilir olduu varsaylmaktadr; ancak her iki anlam da biri dierinden belirgin biimde fazla seilmemitir. Grnen o ki, seme, uurlu deneyimin bir elikisi iken uursuz alglamann elikisi deildir. zne-uurumuz bir seim yapldnda ortaya kar: Seiyoruz, yleyse varz. Bu olduka akla yatkn. Semediimizde, kendi alglamalarmz sahiplenmeyiz. Bylece krgrl adam da bir engele arpmaktan kandnda bir eyler grdn inkar etmektedir. Beyin kabuu ameliyatla ayrlm olan kadn kzarmakta ama utan hissettiini inkar etmektedir.
* Tony Marcel bu deneyde hand-palm-wrist (uyumlu), clock-palm-orist (tarafsz), treepalm-vrist (uyumsuz) ve clock-ball-zvrist (armsz) tarznda kelime gruplar kullanm ve ngilizcede hem "avu ii" hem de "palmiye" anlamna gelen paln kelimesini uyumlu ve uyumsuz kelime gruplar arasndaki ortak kelime olarak semi. Psikologlarmzn daha iyi Trke rnekler bulabileceini ve gelecek basklarda dzeltmek zere yaynevimize ileteceklerini mit ediyoruz. .N.

170

Belki de uuru aklamaya bilisel psikoloji yardm edebilir; zellikle de kuantum teorisinin zne/benlik'ine dayanan fikirleri test etmek iin kullanlabilirse. Hem kuantum teorisi hem de bu bilisel deneyler, Bat geleneinin asli insan deneyimi olarak seme zgrlne yapt vurgulamann bilimsel bir temeli olduunu gstermektedir. Eer Marcel'in deneyindeki kuantum aklamas doru ise, o zaman deney, beyin-zihinlerimizde tutarl sperpozisyonlarn varln dolayl olarak gstermektedir. Semeden nce, beyin-zihin hali mulak bir haldir; tpk Schrdinge'in kedisininki gibi. oul anlaml bir kelimeye tepki olarak, beyin-zihin hali iki halin tutarl sperpozisyona dnr. Her biri kat'n farkl bir anlamna karlk gelir: Hayvan veya kazma eylemi. kme, bu hallerden birini semeyi ierir. (artlanma sebebiyle bir anlama daha ok meyletme grlebilir. rnein, hi iftlik hayat yaamam biri kaz'n kmes hayvan olarak yetitirildiini bilmiyor olabilir ve kaz'n kazma eylemini ieren anlamn seme eiliminde olabilir. Bu durumda, iki ihtimalin olaslk arl eit olmaz, meyledilen anlamn lehine olurdu. Ancak dier anlam iin sfr-olmayan bir olaslk mevcut olurdu ve seme hala sz konusu olurdu.)* Seiyorum, yleyse varm. Unutmayn ki kuantum teorisinde, seen zne tekil, evrensel bir znedir, bizim kiisel egomuz deildir. Dahas, sonraki blmde tartlacak olan bir deney bu seen uurun ayrca mekansz olduunu da gstermektedir.

EINSTEIN - PODOLSKY - ROSEN PARADOKSU


Kuantum kmesinin idealist senaryosu, uurun mekansz oluu stnde durmaktadr. Demek ki mekanszlm herhangi deneysel bir kant olup olmadn sormamz gerek. anslyz. 1982'de Alain Aspect ve Paris-Sud niversitesindeki meslektalar kuantum mekanszlm kesin biimde gsteren bir deney yrtt. 1930'larda Einstein, kuantum mekaniinin tamamlanmam olduunu kantlamak ve realizm iin destek salamak amacyla artk EPR Paradoksu diye bilinen bir paradoks tretilmesine yardm etmiti. Einstein'n felsefi eilimleri dnldnde, EPR'nin pekala Einstein iin Realizmin Korunumu olabilecei dnlebilir. Komik olan, paradoksun bir bumerang gibi realizme, en azndan materyalist realizme geri dnm olmasyd ve Aspect'nin deneyi de bu geri dn ksmn oluturmaktadr. Heisenberg'in belirsizlik ilkesini hatrlayn: Belirli bir zamanda iki tamamlayc deikenden, konum ve momentumdan sadece biri mutlak kesinlikle llebilir. Bu, bir kuantum nesnesinin yrngesini asla tahmin edemeyeceimiz anlamna gelir. Boris Podolsky ve Nathan Rosen (yani EPR'nin P ve R'si) adl meslektalaryla Einstein bu tahmin edilemezlikle
171

* Deneyin orijinalinde uyumlu ve uyumsuz kelime gruplar arasndaki ortak kelime olarak kullanlan palm kelimesinin aa anlamna meyledilmesi olasl, kitabn orijinalinde "palmiye aalarnn ok sk grld California blgesinde yetien kiilerde az da olsa grlebilir," diye gemektedir. .N.

I
172 Einstein-Podolsky-Rosen Paradoksu 173

ekil 29. Joe ve Moe'nun EPR balants. Aralarndaki uzaklk Xj - xM her zaman ayndr ve toplam momentumlar ise her zaman Pj + PM'dir.

Einstein, Podolsky ve Rosen'e gre Joe ve M o e etkiletiklerinde balantl hale gelmilerdir nk daha sonra etkilemeyi kestiklerinde, Joe'nun konumunu (xj) lmek; Moe'nun tam olarak nerede olduunu (x M 'in deerini) hesaplamamz salamaktadr (nk x M = Xj - X'tir, X onlar arasndaki bilinen uzaklktr). Eer p j y i (Joe'nun momentumunu) lersek, p M (Moe'nun momentumunu) belirleyebiliriz nk p M = P - pj'dir, P ise bilinmektedir. Ancak eer Joe stndeki lmlerimizi Moe'nun artk onunla etkilemedii zamanda yapyorsak, bu lmlerin Moe stnde herhangi bir etkisi olmas imkanszdr. Demek ki Moe'nun konumu ve momentumunu gsteren deerler ezamanl olarak eriilebilir olmaldr. EPR, balantl bir kuantum nesnesi (Moe) h e m konum hem de momentum deerlerine ayn anda sahip olmaldr, diye sonuca vard. Bu gzlem realizmi destekliyordu nk ilkesel olarak, artk Moe'nun hareket yrngesini belirleyebiliyorduk. Bu durum kuantum mekanii ile ciddi biimde elikili grnmekteydi nk kuantum mekanii, bir kuantum nesnesinin yrngesini hesaplamann imkansz olduunu nk bir yrngenin var olmadn, sadece olaslklarn ve gzlemlenen olaylarn var olduunu syleyen idealizm ile ayn saftayd! Einstein, eer balantl bir kuantum nesnesinin yrngesi, ilke temelinde, tahmin edilebilir ise ama kuantum mekanii bunu tahmin edemiyorsa, o zaman kuantum mekaniinde bir terslik olmal, diye savunuyordu. Einstein'n bu ikilemden kard sonu, kuantum mekaniinin tamamlanmam bir teori olmasyd. Teorinin, balantl iki elektronun hallerini tarifi, tam deildir. st rtl biimde, sahnenin ardnda gizli deikenlerin yani elektronlar kontrol eden ve yrngelerini belirleyen bilinmeyen parametrelerin bulun-

eliiyor gibi grnen bir senaryo kurmutu. 1 Joe ve Moe adn vereceim iki elektronun birbiriyle bir sre etkileimde bulunduunu ve sonra etkilemeyi kestiini hayal edin. Bu elektronlar, phesiz, tpatp ikizlerdir nk elektronlar birbirlerinden ayrt edilemezler. Varsayalm ki, Joe ve Moe'nun kendi aralarnda etkileirken belirli bir eksendeki bir orijinden uzaklklar, srasyla Xj ve x M olsun (ekil 29). Elektronlar hareket etmektedir, dolaysyla momentuma sahiptirler. Bu momentuma (ayn eksen boyunca) Pj ve p M adn verebiliriz. Kuantum mekanii, belirsizlik ilkesi sebebiyle hem pj ve hem de x/yi veya hem p M ve hem de x M 'i ayn anda lemeyeceimizi sylemektedir. Fakat onlarn birbirlerinden uzaklklarn X (X = Xj - x M ) ve toplam momentumlarm P (P = pj + p M ) ayn anda lmemize izin vermektedir.

174

Einstein-Podolsky-Roset Paradoksu

185

mas gerektii fikrini destekliyordu. Gizli deikenler kavram hakknda fiziki Heinz Pagels yle demiti: "Eer gerekliin bir iskambil destesi olduunu hayal edersek, kuantum teorisinin tm yapt eitli ellerin datlma olasln tahmin etmekten ibarettir. Eer gizli deikenler vardysa, bu bir iskambil kad destesine bakmak ve her oyuncunun elindeki katlar teker teker tahmin etmek gibi olurdu." 2 Einstein kuantum mekanii stndeki esrar perdesini kaldrmak iin deterministik gizli deikenler fikrini desteklemekteydi. Unutmayn, o bir realistti. Einstein iin ihtimalci kuantum mekanii, kumar oynayan bir Tanr'y ima etmekteydi ve o, Tanr'nn zar atmadna inanyordu. Onun iin, dnyann deterministik dzenini eski haline sokmak zere kuantum mekaniinin yerine bir tr gizli deiken teorisi getirmek artt. Einstein'n ansszlna bakn ki, EPR analizinin kuantum mekanii iin yaratt zorluk, ilk olarak Bohr'un da iaret ettii gibi, gizli deikenler olmakszn da zlebilirdi. Bohr'un Einstein'a "Tanr'ya ne yapmas gerektiini syleme," dedii anlatlr. Einstein (ve Podolsky ve Rosen), yrngeleri ve bylece materyalizmi yeniden canlandrmak iin yerellik retisini ne srmekteydiler. Hatrlayn; yerellik, tm etkileimlerin mekan-zaman iindeki sinyaller araclyla olutuu ilkesidir. Einstein ve meslektalar, ilk elektronun (ad Joe olan) konumunun, ikincisini (Moe) etkilemeden llebileceini nk iki elektronun mekanda birbirlerinden ayrldklarn ve lmler srasmda yerel sinyaller araclyla etkilemedikleri varsaymn kullanmaktaydlar. Bu etkileimsizlik, normalde maddesel cisimler iin beklediimiz eydir nk tm sinyal hzlar iin k hz snrn getiren rlativite, uzaktan annda etkileimi ya da mekanszl yasaklamaktadr.

lgili mesele ayrlabilirliktir: Balantl kuantum nesneleri, aralarnda yerel etkileim yokken, klasik fizie boyun een nesnelerin kesinlikle ayr olmalar gibi, ayr mdrlar? EPR sonucu niin bir paradoks olarak dnlr? Einsteinc ayrlabilirlik, Einstein'n hayatnn geri kalan boyunca savunduu materyalist realizmin ayrlmaz bir parasyd. Bu, fiziksel nesneleri birbirlerinden ve lmlerinden veya gzlemlenilerinden bamsz olarak gerek kabul eden felsededir (gl nesnellik). Halbuki kuantum mekaniinde, fiziksel nesnelerin bizim onlar zerindeki lmlememizden bamsz olan gereklii fikri kabul edilemezdi. Demek ki Einstein'n amac kuantum mekaniinin gvenilirliini yerle bir etmek ve materyalist realizmi fiziin temel felsefesi olarak yeniden ina etmekti. EPR paradoksu, yerellik (veya ayrlabilirlik) ile kuantum mekaniinin tamamlanm oluu arasnda bir seim yapmak zorunda olduumuzu syler; ayrlabilirlik de art olduuna gre buna seim yapmak denemez. Ama durum yle midir? Cevap, gl bir hayr; nk aslnda EPR paradoksunun zm kuantum nesnelerinin temel ayrlamazlnn kabulnde yatmaktadr. Balantl iki nesneden birini lmek, onun balantl eini de etkiler. Bohfun Einstein, Podolsky ve Rosen'e verdii cevap zetle buydu. Balantl bir iftin bir nesnesi (Joe) bir pj momentumuna sahip halde ktnde, dierinin dalga fonksiyonu da (P - pj momentumuna sahip halde) ker ve Moe'nun konumu hakknda bir ey syleyemeyiz. Ve Joe x/de konumu llrken ktnde, Moe'nun dalga fonksiyonu da Xj - X konumuna denk decek ekilde derhal ker ve artk onun momentumu hakknda bir ey syleyemeyiz. kme mekanszdr, tpk balantnn da mekansz oluu gibi. EPR balantl nesneler -materyalist realizmin bak asndan inanlma-

176

Einstein-Podolsky-Roset Paradoksu

185

s zor olsa da- yerel olmayan ontolojik bir baa veya ayrlamazla sahiptirler ve birbirleri stne sinyalsiz ve annda teside bulunurlar. Ayrlabilir lik, kmenin sonucudur. Ancak kmeden sonra bamsz nesneler vardr. Demek ki EPR paradoksu bizleri kuantum gerekliin yerel olmayan bir gereklik olduunu kabul etmeye zorlamaktadr. Baka bir deyile, kuantum nesneleri, yerel mekan-zaman aan ve demek ki Einsteinc hz snrnn hkmnn dnda uzanan yerel olmayan bir gereklik alemini tanmlayan potans halindeki nesneler olarak dnlmelidir. Bohr, ayrlamazl anlamasna karn, kuantum metafizii konusunda ayrntlara girmeye tereddt etmiti. rnein, bir lm ile ne demek istedii hakknda pek aklama yapmamtr. Tamamen idealist bir bak asndan bir lm her zaman, farkndaln varlnda uurlu bir gzlemci tarafndan yaplan bir gzlem anlamna gelir, diyoruz. Demek ki EPR paradoksundan kan sonu yle grnmektedir: Balantl bir kuantum sistemi, gzlemci bir uuru da ieren belirli bir kesintisiz btnsellik zelliine sahiptir. Byle bir sistem, mekansz olan bir ikin btnsellie sahiptir ve mekan aar. Bu dnce zincirine taklmadan nce, tamamyla deneysel bak asyla kabul etmeliyiz ki, iki elektronu EPR paradoksu zmnn talep ettii biimde balantl hale getirmek zordur. Moe'nun dalga fonksiyonu, etkilemedikleri srada biz uzakta Joe'yu gzlemlediimizde gerekten de ker mi? Yeni fiziin anahtarn bulma konusunda bir nc olan David Bohm, elektronlar balantl hale getirmek iin hayli pratik bir yol tasarlad: kmenin mekanszlm deneysel olarak kantlamada kullanabileceimiz bir yol. 3 Elektronlar spin denilen bir ift deerlilie sahiptir. Spini elektron stnde yukary ya da aay iaret eden bir ok

olarak dnn. Bohm, belirli artlar altnda iki elektronu, spin oklar birbirinin tersi yn gsterecek biimde balantl hale getirmek zere arptrabileceimizi nerdi. Bylece, bu iki elektron "tekilcik" bir halde veya polarizasyonlar bakmndan balantldr denir.

YEREL OLMAYII KANITLAMAK: ASPECT DENEY

Alain Aspect, iki foton arasndaki tekilcik tr balanty, iki balantl kuantum nesnesi arasnda ileyen sinyalsiz tesirin var olduunu dorulamak iin kulland. Bir fotonu lmenin, aralarnda herhangi bir yerel sinyal alverii olmakszn polarizasyon-balantl eini etkilediini dorulad. u deneyi hayal edin: Bir atom kayna foton iftleri yayar ve her bir iftin iki fotonu ters ynlerde hareket ederler. Her bir foton ifti, polar ilikilidir: Polarizasyon eksenleri ayn hat zerindedir. Demek ki, eer bir fotonu polarizasyon ekseni dikey olan (normalde byledirler) polaroid gzlklerle bakp grrseniz, k yayan atomlarn zt ynnde uzakta duran bir arkadanz, balantl e fotonu ancak dikey eksenli polaroid gne gzl takyorsa grecektir. Eer ban yukar kaldrr ve gzlklerinin polarizasyonunu yatay yaparsa, fotonu gremeyecektir. Eer ban fotonu grebilecek biimde eerse, bu kez siz onun balantl eini gremeyeceksiniz nk sizin gzlklerinizin polarizasyon ekseni, onun gzlklerinin ekseniyle e olmaktan kmtr. phesiz foton nlarnn kendileri polarize deildirler. Siz onlar polaroid gzlklerle gzlemleyene dek belirli bir polarizasyona sahip deillerdir; nlarn tm ynlerde tezahr etme ihtimali eittir. Her bir foton, herhangi bir yn iin "yatay" ve "dikey" polarizasyonlarn tutarl sperpozisyo-

179

Einstein-Podolsky-Roset Paradoksu

185

nudur; kesin bir polarizasyon -ya boyunca ya dikey- ile bir fotonu kerten bizim gzlemimizdir. Uzun bir kme dizisinde, boyunca polarizasyonlu kme says kadar dikey polarizasyonlu kme says da olacaktr. Varsayalm ki, her ikiniz de gzlklerinizin polarizasyon eksenleri dikey olarak deneye balyorsunuz, bylece her biriniz balantl fotonlardan birini grmektesiniz (ekil 30); ama siz banz aniden yle bir eiyorsunuz ki polarizasyon ekseniniz dikey yerine yatay oluyor. Manevranzla

(siz fotonu ancak yatay polarize olmusa grebileceinizden), grdnz fotonu yatay bir polarizasyon eksenine gemek zere tezahr ettirirsiniz. Ancak gariptir, arkadanz balantl iftin dier fotonunu artk grememektedir, tabi eer ayn anda o da gzlklerini yatrmamsa, nk manevranzn sonucunda o balantl foton da yatay polarizasyon eksenine gemitir. Bu yerel olmayan kmedir, deil mi? Eer materyalist realizme tamamen inanyorsanz, olaylarn kuantum teorisine gre bu yaplanmda garip bir eyler vardr nk sizin bir fotona yaptnz ey uzaktaki eini ayn anda etkilemektedir. Gzlklerinizi bir fotonu grmek iin hangi yne evirirseniz evirin, o fotonun balantl ei, nerede olursa ve sizden ne kadar uzakta olursa olsun, ayn eksen boyunca polarizasyona uramaktadr. Eer foton bir biimde einden haber almyorsa, hangi yne dneceini nasl bilebilir? Bu foton, sinyallere dayatlan k hz snrn ihlal ederek, annda nasl duyabilir? Erwin Schrdinger 1935'te yle yazmt: "[kuantum] teorinin; bir sistemi, deneycinin hibir eriimi olmamasna karn onun insafna kalm u veya bu tipten bir hale doru ynlendirilmesine izin vermesi hayli rahatsz edicidir." 4 Materyal realistler son elli yldr kuantum nesnelerinin arasndaki bylesi gl balantnn kendi felsefeleri iin neler ima ettii konusunda endielenmekteler. Ksa sre ncesine kadar, fotonlar arasnda, bilinmeyen ama yerel ve bylece realizme tamamen boyun een bir sinyalin tesir aktardn savunabiliyorlard. Ancak Alain Aspect ve meslektalar, devrim yaratan bir deneyde tesirin annda olduunu, herhangi bir yerel sinyal aracl olmakszn meydana geldiini kantladlar. 5

ekil 30. Polar ilikili fotonlarn gzlenmesi.

rnein, bir iskambil destesinden kart ektiinizi varsa-

180

Einstein-Podolsky-Rosen

Paradoksu

181

ym. Srt size dnk bir arkadanz, insanlara sizin hangi kart ekiyor olduunuzu sylemektedir ve her seferinde de doru kart bilmektedir. kiniz arasndaki bu balant, dardan bakanlar iin bir hayli artc olabilir. Ancak sonunda dierleri arkadanza bir biimde yerel bir sinyal yolladnz anlayacaklardr. Sihirli kandrmacalarm ou byle ilemektedir. imdi varsayalm ki artlar, siz ve arkadanzn bir sinyal alveriinde bulunmanza zaman kalmayacak biimde dzenlenmi olsun. Yine de, balantl sihir, daha dorusu sizin kart ekmeniz ve onun bunu doru bilmesi meydana gelmeye devam etmektedir. Alain Aspect'nin deneyinin garip ve hayli nemli sonucu ite budur. Aspect bir kalsiyum atomu kaynandan zt ynlerde kan polarizasyon-balantl fotonlar kulland. Her foton huzmesinin yoluna bir detektr yerletirildi. Deneyin nemli bir zellii -sonucunu reddedilemez klan zellik- saniyenin her on milyarda birinde (yani iki detektrn konumlar arasnda n ya da herhangi baka bir sinyalin yol alma hzndan ok daha ksa bir srede) detektrlerden birinin polarizasyonunu deitiren bir anahtarn eklenmesiydi. Byleyken bile, detektrn polarizasyonunu anahtarla deitirmek, dier mekandaki lmn. sonucunu -tpk kuantum mekaniin yle olmas gerektiini syledii gibi- deitirmiti. Detektrdeki deiiklik hakkndaki bilgi bir fotondan, balantl eine nasl aktarlmt? Yerel sinyallerle olmad kesin. Bunun iin yeterli zaman yoktu. nsan bunu nasl aklayabilir? Pagel'in gereklii iki deste iskambile benzetmesini hatrlayn. Aspect'nin deneyinin sonucu, New York'ta ekilen kartlarn Tokyo'da ekilen kartlarn tpatp ayns olmas gibidir. Elimizde bir soruyla kalrz: Yerel olmay gizemi kartlarn kendisinde midir yoksa gzlemcinin uuru da sahneye kmakta mdr?

Materyal realistler kuantum nesnelerinin yerel olmayan balantlar olduunu ve eer kme senaryosunu ciddiye alrsak kuantum kmenin de mekansz olmas gerektiini tereddtle kabul ederler. Ancak bunun nemini grmeyi reddetmekte ve bylece yeni fizikteki en nemli noktay karmaktadrlar. EPR paradoksunu zmenin bir yolu, mekan-zaman sahnesinin ardnda ktan hzl (sperlminal) sinyallere izin veren bir esir* olduunu, kant talep etmeden kabul etmektir. Bu zm de yerellik ve materyalizmden vazgemek anlamna gelir ve ou fiziki iin kabul edilemezdir. Ayrca, ktan hzl sinyaller gemie zaman yolculuunu mmkn hale getirirdi; bu zellik insanlar hakl olarak rahatsz etmektedir. Aspect'nin deneyinin bariz yorumu, benim en sevdiim yorumdur. dealist yoruma gre, deneydeki iki balantl fotondan birinin dalga fonksiyonunu kerten, onu belirli bir polarizasyon edinmeye zorlayan sizin gzleminizdir. Balantl e fotonun dalga fonksiyonu da derhal ker. Bir fotonun dalga fonksiyonunu annda uzaktan kertebilen bir uur da bizzat mekansz ya da akn olmaldr. Demek ki idealist, mekanszln ktan hzl sinyaller araclyla oluan bir zellik olmas yerine, balantl sistemin dalga fonksiyonunun kmesinin temel zellii -ve bylece uurun bir zellii- olduunu nermektedir. Bylece, Einstein'a kuantum mekaniin tamamlanmam olduunu syleyen ve bylece, EPR paradoksunun alma hipotezi olan nsezisi inanlmaz sonular retmiti. Bir dahinin nsezisi, sklkla o kiinin teorisinin ayrntlaryla hi ilgisi olmayan ve beklenmedik ekilde verimli olmaktadr.
* Esir: Modern fizik ncesinde, elektromanyetik dalgalarn zerinden iletildii tm uzay dolduran, duraan olduu varsaylan madde. D.N.

182

Einstein-Podolsky-Roset Paradoksu

185

Aklma bir Sufi meseli geliyor. Nasreddin Hoca'nn karsna ayandaki ayakkablar almak isteyen hrsz genlerden bir ete km. Hocay kandrmak isteyen genlerden biri bir aac iaret ederek, "Hoca, hi kimse bu aaca kamaz," demi. "Tabi ki kabilir. Bak gstereyim," demi hoca, yemi yutarak. Bata hoca aaca trmanmadan nce ayakkablarn yerde brakmay dnmse de, biraz daha dnnce ayakkablarn birbirine balam ve belindeki kuaktan sallandrm. Sonra trmanmaya balam. Olanlar bozulmular. Biri, "Ayakkablarn niye gtryorsun ki?" diye barm. Hoca aaya seslenmi: "Hazr yanmda bulunsun, belki aatan teye yol gider!" Nasreddin Hoca'nn sezgileri ayakkablarn etenin alabileceim sylemiti. Einstein'n sezgileri, balantl elektronlar aklamada baarsz olmas yznden kuantum teorisinin tamamlanmam olabileceini sylemiti. Ya Hoca aacn tepesinde bir yol olduunu grse ne olurdu! Sonuta bu, Aspect'nin EPR paradoksunun deneysel incelemesiyle kefettii eyin ta kendisidir.

rak materyalist realizmi de kurtaramaz myz? Hayr, kurtaranlayz. Bunun kant, gizli deikenlerin bile materyalist realizmi kurtaramayacan gsteren (kefeden kii olan fiziki John Bell'in ad verilen) Bell teoremi tarafndan verilmitir. 6 Einstein'n EPR paradoksunu aklamasn ve materyalist realizmi eski haline getirmesini umduu gizli deikenler phesiz yerellikle tutarl olmalyd. Bunlar nedensel etkenler olarak kuantum nesnesi stnde yerel tarzda etki etmeliydiler, tesirleri snrl bir zaman boyunca snrl bir hzla mekan-zamanda yol almalyd. Gizli deikenlerin yerellii hem rlativite teorisi hem de mekana bal neden ve mekana bal etkiye duyulan determinist inanla tutarldr ama bu, deney verileriyle tutarl deildir. John Bell gizli deikenlerin yerelliini test etmek zere bir matematiksel ilikiler takmn ilk neren kiiydi; bunlar denklem deildi ama denklem kadar iyiydiler. Bunlar eitsizlik denilen bir tr iliki tarif ediyorlard (bkz. 6 no'lu not). Aspect'nin deneyi, EPR balantl fotonlara araclk eden hibir yerel sinyal olmadn kantlamann yan sra, Bell tarafndan ne srlen eitsizliklerin gerek fiziksel sistemler iin salanamadn da gsterdi. Aspect'nin deneyi bylece gizli deikenlerin yerelliini yadsmt. Tesadf olmayan bir ekilde, kuantum mekanii eitsizliklerin kuantum sistemleri iin de salanamadklarn tahmin etmektedir. Bell teoremi gizli deikenlerin, kuantum mekanii ile (ve sonradan anlald gibi, deney ile) uyumlu olabilmesi iin mekansz olmalar gerektiini belirtmektedir. EPR ve Bell tarafndan yaplan almann ok uzaklara etki eden sonular dikkate deer. lk olarak, Einstein, Podolsky ve Rosen tarafndan iaret edilen paradoksun incelenmesi kuantum balantlarnn ve kuantum kmesinin me-

ANLAR MATERYALST REALZM N ALIYOR

Aspect'nin deneyinin paradoksu, yerel olmayan kmedir. Deneydeki foton iftlerinin, kaynaktan, polarizasyon eksenleri ile tanmlanm dorultuda ktn varsayarak, kmeden kanabilir miyiz? Byle bir durum kuantum mekaniinin olaslkl yorumuna gre mmkn deildir ama ii yapmalar iin gizli deikenleri aramaz myz? Eer bu mekanszl ortadan kaldracaksa, gizli deikenleri ara-

184

Einstein-Podolsky-Roset

Paradoksu

185

kanszln aa kard. Sonra Bell, gizli deikenlere bavurarak yerel olmaytan kanamayacamz nk onlarn da yerel olmay gsterdiini, bylece materyalist realizmi kurtaramayacan gsterdi. Fiziki Nick Herbert'n bir Bell eitsizliini basit, ksa ve zarif biimde ele aln inceleyelim. 7 Polar ilikili iki foton huzmesi bir kaynaktan kp zt ynlere hareket ederler. Balantl foton iftini oluturan eler Joe ve Moe (J ve M) diye adlandrlr. Polaroid gzlk gibi i grecek olan kalsit kristalinden yaplma detektrlerle J grubunu ve M grubunu gzlemlemek zere iki deneyci hazrlanr. Gelin bu kalsit kristallerine J detektr ve M detektr adn verelim (ekil 31a). ekil 30'da resmedilen benzer bir deneydeki gibi, J detektr ve M detektr her ne zaman birbirlerine paralel (paralel polarizasyon eksenlerinde) ve dikey eksene herhangi bir ada balanrlarsa, her bir gzlemci balantl fotonlarn birini grr. Detektrlerden biri dierine 90 derece ayla yerletirildiinde, bir gzlemci bir foton grrse, dieri onun balantl eini skalar. Tanm gerei, gzlemci bir fotonu grrse, fotonun polarizasyonu gzlemcinin kalsit kristal detektrnn polarizasyon ekseni boyunca uzanmaktadr (byle polarizasyon A adn alr). Eer gzlemci bir fotonu grmezse, fotonun gzlemcinin kalsit kristalinin polarizasyon eksenine dik (byle polarizasyon P adn alr) polarize olduu sonucuna varlr. imdi gizli deikenlerle, fotonlarn gzlemlerimizden bamsz olan belirli (balantl) polarizasyon eksenlerine sahip olmalarna izin verdiimizi varsayalm. nemli nokta udur: Gizli deikenlerle, fotonlar nceden edinilmi zelliklere sahiptirler. Bylece, detektrleri paralel ayarlanm iki uzak gzlemci tarafndan yaplan tipik bir ezamanl (senkronize) diise, (d) dzeneindeki hata oran (mkemmel balantdan sapma), en ok (b) ve (c)de gsterilen iki dzenein hata oranlarnn toplam kadar olmaldr.

186

Einstein-Podolsky-Roset Paradoksu

185

zili saptamas mkemmel bir isabet deseni gsterecektir. Tpk yle: Joe: APAAPPAPAPAAAPAPPP Moe: APAAPPAPAPAAAPAPPP Ve detektrler dik ada olduklarnda, mkemmel bir ska dizilii greceiz, tpk byle: Joe: PAPAAPAPPAAAPAPPPA Moe: APAPPAPAAPPPAPAAAP Bu sonularn hibiri artk artc deildir. fotonlarn polarizasyonlar artk nceden belirlenmi olduundan, kme sz konusu deildir. (Tekil nlarn polarize olmadna nk uzun bir dizilite her bir gzlemcinin A v e P fotonlarnm 50-50'lik bir karmn grdklerine dikkat edin.) Detektrler arasndaki aya bal bir Polar liki veya P miktar tanmlayabiliriz. Detektrler ayn ada olduklarnda (P-= 1) mkemmel bir balantya sahip olduumuz aktr. Eer detektrler dik alysalar (P = 0) mkemmel bir ters balantya sahibizdir. Bu noktada Bell, "Arada a iin P deeri nedir?" diye sordu. Bunun sfr ile bir arasnda olmas gerektii aktr. Varsayalm A as iin, P 3 / 4 olsun. Bu, detektrlerin bu yerleimiyle (ekil 31b), her drt foton ifti iin isabet says (ortalama) 3 ve ska says l'dir anlamna gelir; tpk u saptama diziliindeki gibi: Joe: APPPPAPPAPAAPAAA Moe: APAPPAAPAPPAPAPA Eer polarizayonlar ikili kod mesajlar olarak dnrseniz, mesajlar iki gzlemci iin artk ayn deildir: Moe'nun mesajnda (Joe'nunkine kyasla) her drt gzlemde bir bir hata (ska) vardr. Bell tarafndan tarif edilen eitsizliin bir rnei artk

ak hale gelir. ki paralel detektrle balayalm; gzlemlenen dizililer bu durumda ayndr. Moe'yu A as kadar dndrn (ekil 31b), dizililer artk ayn deildir; hatalar iermektedir: ortalama her drt gzlemde bir ska. Benzer ekilde, paralel dzenee gerigelip bu kez Joe'yu A as kadar dndrn (ekil 31c); yine ortalama her drt gzlemde bir ska olacaktr. Bu sonu, iki detektr ve gzlemcilerin birbirlerinden ne kadar uzak olduuyla ilgili deildir. Biri New York'ta dieri Los Angeles'ta, kaynak da aralarnda bir yerde olabilir. Eer yerel olmay geerliyse, eer artlar gerei belirli bir polarizasyon eksenine gemeleri iin fotonlar ynlendiren gizli deikenler yerelse, unu kesin olarak syleyebiliriz: Joe'nun detektrne yaptnz ey, Moe'dan aldmz bilgiyi deitiremez, en azndan annda deitiremez. Ve Moe'nun detektrne yaptnz ey de Joe'dan aldmz bilgiyi deitiremez. ayet, dedektrler paralel dzenlendikten sonra, Joe gzlemcisi Joe detektrn A as kadar evirirse ve Moe gzlemcisi de Moe detektrn ayn ada ters yne evirirse (yle ki, artk iki detektr ekil 31d'deki gibi 2A asndadr) hata oran ne olacaktr? Eer gizli deikenlerin yerellii geerliyse, her evrilme her drt gzlemde bir hataya neden olacaktr; bu ekilde toplam hata oran drde iki olacaktr. Ancak, arada bir Joe'nun hatalar Moe'nun hatalarn iptal edebilir. Bu durumda hata oran 2/4'ten az veya eit olacaktr: bir Bell eitsizlii. Halbuki kuantum mekanii 3/4'lk bir hata pay tahmin eder (bunun kantlanmas bu kitabn snrlarn ayor). Bell teoremi ite budur: kuantum mekanii ile uyumayan, yerel zellikteki gizli deikenler teorisi. Bell eitsizlikleri deneysel olarak da incelenmitir. 1972'de Berkeley'deki fizikiler John Clauser ve Stuart Freed-

188

Einstein-Podolsky-Roset Paradoksu

185

man, Bell eitsizliklerinin gerekten de ihlal edildiini ve kuantum mekaniin hakl olduunu buldular. Sonra Aspect deneyiyle iki detektr arasnda hibir yerel sinyalin olamayacan kantlad. Bell'in almasnn (ve almas polar ilikilerin llmesi fikrine yol at iin Bohm'un almasnn da), kuantum mekaniindeki mekanszl salam biimde saptayan Aspect deneyine doru nasl yol atna dikkat edin. imdi, 1985'teki bir fizik konferansnda bir grup fizikinin "Jingle Bells" melodisi eliinde u arky niin sylediini anlayabilirsiniz: Tekilcik Bohm, tekilcik Bell Hep tekilcik, hep. Saymak ne hotur Her gn balantlar. Bell teoremine ve Aspect deneyine gre, eer gizli deikenler mevcutlarsa, balantl kuantum nesnelerini, nesnelerin arasnda tm galaksi olsa bile, annda etkileyebilmeliler. Aspect'nin deneyinde, bir deneyci detektr yerleimini deitirdiinde, gizli deikenler sadece bu detektre ulaan fotonlar etkilemekle kalmayp uzaktaki eini de etkilemektedir. Gizli deikenler yerel olmayan etkide bulunabilmektedir. Bell teoremi klasik fiziin yerel sebep yerel sonu dogmasn yerle bir eder. Kuantum mekaniinde nedensel bir yorum bulmak amacyla, David Bohm'un yapt gibi, ie gizli deikenleri dahil etseniz bile, bu gizli deikenler mekansz olmaldr. David Bohm, Aspect'nin deneyini iki ayr televizyona iki ayr grnt olarak aktarlan bir balkla kyaslar. Bir balk her ne yaparsa, dier balk da aynen yapmaktadr. Eer balk

grntleri asli gereklik olarak ele alnrsa, bu garip grnmektedir ama "gerek" balk bakmndan, her ey ok basittir. Bohm'un benzetmesi Eflatun'un maaradaki glgeler benzetmesini andrr ama bir fark vardr. Bohm'un teorisinde, gerek baln grntsn yanstan k yaratc uurun deil, souk, nedensel, gizli deikenlerin dr. Bohm'a gre mekan-zamanda ne meydana gelirse, yine de mekan-zamanm tesinde olan yerel olmayan bir gereklikte meydana gelen tarafmdan belirlenmektedir. Eer durum byle olsayd, o zaman hr irademiz ve yaratclmz nihai anlamda illzyonlardan ibaret olur ve insanlk dramasnda hibir gerek mana olmazd. 9 dealist yorum tam tersini vaat eder: Yaam, manayla dopdoludur. Bu biraz da bir sinema filmi ile bir doalama sahne gsterisi arasndaki fark gibidir. Filmdeki hareket ve diyaloglar sabit ve belirlenmitir ama canl doalama gsteride, varyasyonlar mmkndr. dealist yoruma gre, Bell tarafmdan tarif edilen eitsizliklerin ihlali fotonlar arasnda yerel olmayan balanty iaret eder. Bir aklama olarak gizli deikenler art deildir. phesiz, uur mekansz balantl fotonlarn dalga fonksiyonunu kertmek iin mekansz etki etmelidir. Bohm'un balk ve onun iki televizyondaki grntleri benzetmesine geri dnersek, idealist yorum baln farkl bir gereklik dzeyinde var olduu noktasnda Bohm ile ayn fikirdedir; ancak bu dzen, uurdaki akn bir dzendir.. "Gerek" balk, zaten uurda bir olaslk biimidir. Gzlem eyleminde, balk grntleri, gzlemin znel deneyimi olarak tezahrat dnyasnda ayn anda ortaya karlar. Aspect deneyinin bir baka yzn dnelim. Bu deney ve kuantum mekanszl kavram, baz insanlarn ne-

190

Einstein-Podolsky-Roset Paradoksu

185

denselliin (sebebin her zaman sonutan nce geldii fikrinin) bir tr ihlalini ierdiini mit etmelerini salad. art deil. Aspect deneyindeki her bir gzlemci her zaman A'lar ve P'lerin 50-50 rastgele bir karmn grr, insan bunlar yoluyla bir mesaj gnderemez. ki gzlemcinin verileri arasnda grdmz balant, biz iki dizilii karlatrdktan sonra ortaya kar. Ancak o zaman bunun anlam zihnimize doar. Demek ki Bell teoremi ve Aspect deneyinin ima ettii ey nedenselliin ihlali deil, bizim mekan-zamanmzda ayn anda oluan olaylarn, mekan ve zaman dndaki yerel olmayan bir alemde yer alan ortak bir nedenle anlaml biimde ilikilendirilebileceidir. Bu ortak neden, uur tarafndan yerel olmayan kertme eylemidir. (Olgudan sonra bulunan mana modeli nemlidir ve kitapta daha sonra ele alnacaktr.) Demek ki Aspect'nin deneyinin iaret ettii ey bir mesaj aktarm deil, uurda bir iletiim, ortak bir sebebin ilham ettii paylamdr. Psikolog Cari Jung, ezamanllk kelimesini, insanlarn bazen deneyimledii, belki de akn alemdeki ortak bir neden haricinde nedensiz meydana gelen anlaml tesadfleri tarif etmek iin uydurmutu. Aspect'nin deneyindeki yerel olmay Jung'un ezamanllk tarifine mkemmel biimde uymaktadr: "Ezamanl fenomenler; heterojen, nedensel olarak ilikisiz srelerdeki anlaml denkliklerin ayn anda meydana geldiini kantlamaktadr; baka bir deyile, bir gzlemci tarafndan alglanan bir ierik, ayn anda, herhangi bir nedensel balant olmakszn dtaki bir olay tarafndan temsil edilebilir. Bundan, ya psienin zamanda lokalize olamayaca ya da mekann psieye greli olduu sonucu kar." 10 Jung, artc bulabileceimiz bir igryle yle devam eder: "Psie ve madde bir ve ayn dnyada olduundan ve dahas, birbirleriyle srekli temasta olduklarndan ve ni-

hayetinde temsil edilemeyen, akn etkenlere dayandklarndan dolaydr ki, psie ve maddenin bir ve ayn eyin farkl veheleri olmas kuvvetle muhtemeldir." 11 Bu tanmlama, beyin-zihin sorununu ele almzda kullanl olacak. Eer ezamanllk size hala mulak bir kavram gibi geliyorsa, belki bir yk yardmc olabilir. Bir adam aniden balkondan, o srada kasaba meydanna doru gitmekte olan bir hahamn stne dm. Adamn dmesini yavalatt iin adama bir eycik olmam ama hahamn boynu krlm. Haham kasabada pek sayg duyulan ve yaam deneyimlerinden ders alan bilge bir adam olduundan, takipileri sormular: "Boynunun krlmasndan ne gibi bir ders aldn?" Haham cevap vermi: "Genellikle ektiini biersin denildiini duyarsnz. Ama bakn bana olana. Adam balkondan dt, benim boynum krld. Demek ki biri eker, bir dieri bier." te ezamanllk budur. Balantl iki foton veya elektron ya da dier herhangi bir kuantum sistemi iin de ayns geerlidir. Birini gzlemlerseniz, dieri de annda etkilenir nk mekansz uur her ikisini de ezamanl olarak kertmektedir. Jung, ezamanl olaylarn ortak sebebinin bulunduu uurun akn alemine bir isim vermiti: kolektif uurd. uurd denmektedir nk biz normalde bu olaylarn yerel olmayan doasnn farknda deilizdir. Jung, Freudyen kiisel uurdna ek olarak, uurumuzun kiilik tesi kolektif bir vehesi olduunu; bunun zaman-mekan dnda ilemesi ve corafi kken, kltr ve zamandan bamsz gibi grndnden mekansz olmas gerektiini deneyimlere dayanarak kefetmiti. Bell teoremi ve Aspect deneyinin yerel olmayan balantlar, nedensel olmayan tesadflerdir ve anlamlar -tpk ezamanllk olaylar gibi- her zaman olgudan sonra yani gz-

193 lemciler verilerini kyasladklarnda ortaya kma yolunu izlerler. Eer bu balantlar Jungcu ezamanlln rnekleriyse, burada ie dahil olan mekansz uur unsuru Jung'un kolektif uurd kavramyla da ilikili olmaldr. Bizim yerel olmayan uurumuz bir kuantum nesnesinin dalga fonksiyonunu kertir ve biz onu gzlemlediimizde kmenin sonucunu seer ama biz normalde kmenin ve semenin mekanszlnn farknda deilizdir. Bu konuda daha ayrntl bilgi iin, "Psikolojileri Btnletirmek" balkl blme baknz.

Einstein-Podolsky-Rosen Paradoksu

199

ni grebilmek zere sistemin dna zplamasdr. Bir zamanlar olaslk kuantum mekanii filozoflar hr irade sorununa yeniden bakmaya cesaretlendirmiti. Ancak eer hala materyalizme, yani maddecilie inanyorsanz olaslk, hr iradenin sadece soluk bir versiyonunu salayacaktr. Bir atal yolla karlatnzda, nereye gitmelisiniz? Hr iradeniz kuantum mekanii olaslklaryla m belirlenir, yoksa uurunuzda i gren bir tr klasik determinizmin mi sonucudur? Fark, aslnda o kadar da nemli deildir. Gerek seme zgrlnn sahneye girdii baka durumlar vardr. Yaratc almay ele alalm. Yaratclkta, srekli bizi gemi deneyimlerimizin balamnn dna frlatan sraylar yaparz. Bu durumlarda yeni balama ak olmak iin zgrl kullanmamz gerekir. Ya da ahlaki bir karar vermeniz gereken bir durumu dnn. Dinsel inan ahlaki deerlerin otorite tarafndan dikte edilmesi gerektiini nerebilir ama insanlarn ahlaki kararlar alma srecine yakndan baktmzda, inan ve deerlere dayanan gerek bir ahlaki kararn gerek seme zgrln -durumun balamn deitirme zgrl- gerektirdiini grrz. Bir rnek olarak, szde iyicil bir emperyalist hkmete kar giriilen bamszlk kazanma mcadelesini dnelim. Yneticilere kar iddete dayal geleneksel bakaldrlar ahlaki olmaktan kmaktadr, deil mi? Yine de Gandi, ngilizlere kar baarl oldu nk Hindistan'n bamszlk savann balamn tek silah kullanarak deitirebilmiti: Yaratc seim. Yntemleri, emperyalistlere kar iddet iermeyen protestolar ve hkmetle i birlii yapmamakt; ahlaki ama yine de etkili yntemler. En nemlisi, znel alemde birok ilgin fenomenin ortak zellii olan anlam alglamay ele alalm. nnzdeki masa-

FIZIK, PSIKOLOJIYE GIDEN BIR YOL HALINE GELIYOR

Kuantum mekaniini yorumlaym, fiziin psikolojiye uygulanmas iin yol amaktadr. Bu yorum hakknda daha ayrntl bir tartma yararl olacaktr nk tartmann yaratt srtnme, aydnlanmaya yol aar. Eer yerel olmayan uurun etkilerinin farknda deilsek, yerel olmayan uur da tpk gizli deikenler gibi bir baka gereksiz varsaym m? Yerel olmayan uuru kesinlikle gizli deikenlere benzer biimde ele alabilmenize ramen, idealistin yorumunun gizli deikenlere bakmann yeni bir yolunu nerdiini kolaylkla grebilirsiniz. Yerel olmayan uur, Bohm'un onlar hayal ettii tarzda nedensel parametreler oluturmaz ama sayemizde iler; daha dorusu, o bizdir; sadece sptil biimde rtldr (mistiklerin alar boyu tanklk ettikleri gibi farkl derecelerde alabilen bir rt). Dahas, yerel olmayan uur nedensel sreklilik ile deil yaratc sreksizlikle iler: andan ana, olaydan olaya, tpk beyin-zihnin kuantum dalga fonksiyonu ktndeki gibi. Sreksizlik, kuantum sramas yaratcln elzem unsurudur; bu tam olarak, uurun, kendine gnderme yapmadaki gibi, kendisi-

194

Einstein-Podolsky-Roser Paradoksu

199

da bir kitap duruyor. Bir kii kitab eline alyor ve anlamsz bir ses kararak ve iaret ederek dikkatinizi kitaba ekiyor. Birdenbire onun davrannn manasn anlyorsunuz. Size kendi lisannda kitap iin kullanlan kelimeyi sylemektedir. Onun davrannn anlam sizin uurunuzda nasl ortaya kmtr?" Bu, mekanszl (kendi yerel mekan-zaman sisteminizden dar zplamay) ierir. Bu iletiimin sra d doas sizin iin ok ak olmayabilir nk ok tandktr. Ancak bebekliinden beri sar ve kr olan gen Helen Kelleci dnn. Annie Sullivan, Helen'in elini suyun altnda tutarak onun avucuna su kelimesinin iaretini yaparken, kitap iin kelime ieren rnekte grdnz ayn iletiim balamn kullanyordu. Helen, retmeninin hareketlerinin anlam kavrayana dek -Helen var olan balamndan dar, yeni bir balamn iine srayana dekkadnn deli olduunu dnm olmaldr. Nobel dll fiziki Steven Weinberg kozmoloji stne yazd popler kitabnn sonu blmnde, "Evren daha idrak edilebilir grndke, daha anlamsz grnmekte," demiti.12 Ayn fikirdeyiz. Mekansz ve birletirici uur gibi kavramlar ve yerel olmayan kme fikri, materyalist bilim adam iin evreni daha az idrak edilebilir hale getirmektedir. Ayrca bu kavramlar evreni dier herkes iin ok daha anlaml hale getirmektedir.

YEREL OLMAYAN BR KUANTUM OLAYI OLAN UZAKTAN GRME

dealist yorumda, kuantum mekansz balantlarn gzlemlenii, uurun yerel olmaynn da hataya yer brakmayan bir ifadesidir. Dolaysyla, znel deneyimlerde de kuantum mekanszlnn balantsn bulabilir miyiz? Byle bir

kant var mdr? Evet. Kantlar tartmaldr ama ilgintir. Varsayalm, daha nce hi grmediiniz bir heykelin imgesi resmini izebileceiniz bir canllkla zihninizde canland. Dahas, varsayalm ki bir arkadanz da tam imgenin zihninizde canland o anda heykele bakmaktadr. Bu telepati veya uzaktan grme olurdu ve pekala yerel olmayan uur araclyla iletiimin bir rnei olurdu. pheci bir bilim adam arkadanzn neye bakacan nceden biliyor olduunuzdan phelenecektir. Birka aratrmacnn sizin ve arkadanzn (tabi aratrmaclarn da) hangi nesneye baklacan nceden bilemeyeceinizi, sadece telepatik aktarmn yaplaca anda neye baklacan belirlemeyi temin eden bir bilgisayarlar olduunu varsayalm. " pheci bir bilim adam yine de yaplan izimin yoruma ak olduunu syleyerek itiraz edebilir. iziminizin arkadanzn grd eyi gerekten de temsil ettiine nesnel olarak karar verebilir misiniz? Bylece aratrmaclar, sizin izimlerinizle uzaktan grlen yerleri eletirmek zere tarafsz hakemler -daha iyisi, bilgisayarlar- kullanrlar. Balant hala salamdr. pheci bilim adamnn telepati konusundaki grn deitirmesini bekler miydiniz? Byle deneyler birok farkl laboratuvarda yrtlm ve hem psiik hem de psiik olmayan deneklerle olumlu sonular elde edilmitir.13 Peki niin telepati bilimsel olarak makul bir keif olarak kabul edilmemitir? Bilimsel bak asndan bunun bir sebebi, duyular d alglama (DDA) verilerinin kesinlikle tekrarlanabilir olmayp, sadece istatistiksel olarak tekrarlanabiliyor olmasdr. Eer DDA mmknse, sayesinde bir biimde anlaml mesajlar aktarabilirdik, tarznda bir zan mevcuttur; dzenli nedensellik dnyasnda afet yaratacak bir zellik. Ancak DDA hakkndaki pheciliin en nemli sebebi, duyu organlarmz iin herhangi yerel bir sin-

197 yal iermiyor gibi gzkmesi olabilir; bylece materyalist realizm tarafndan yasaklanmtr. Uzaktan grme verilerini, zihnimiz kuantum olduu iin, deneyimimizde ortaya kan mekansz balant deneyimleri olarak aklamaya giriebiliriz. (Eer artsa, inanszlnz bir sre askya aln.) Aspect'nin kuantum mekanszl deneyi bakmndan, DDA meselesi bir seme meselesi gibi grnmektedir. Sadece balantl iki psiik, tpk Aspect'nin deneyindeki iki foton gibi, bilgiyi yerel olmayan biimde paylamaktadr. Bu deneyde, deneysel dzenein seimi, fotonlarn kayna ve verilere atfedilen anlam; fotonlarn balantl olduklarn aa kartmaktadr.14 Benzer ekilde, uzaktan grme deneyindeki psiiklerin balants da deneyin hazrlanmas, kurulmas ve verilere atfedilen anlamla ilikili olmaldr. Hem nedensel olmaytan hem de uzaktan grmeden (muhtemelen genelde DDA'dan) karlan anlam, bu fenomenleri yerel olmayan kuantum kmenin neden olduu ezamanllk olaylar olarak grme lehinde gl kantlar salar. Ezamanll veya nedensel olmayan fenomenleri istek zerine dzenleyemeyiz. Unutmayn, yerel olmayan kuantum kmenin, nedensellik ilkesiyle elimemesinin sebebi; mesajlarn dikte edilmesini imkansz hale getirmesidir. Uzaktan grme de de byle olabilir. Belki de psiikler arasndaki yerel olmayan iletiim, aralarla salanan hibir bilgi aktarm iermemektedir. Bir psiiin uzaktan grmesi ile balantl psiiin izimi arasndaki balant istatistikseldir ve iletiimin anlam ancak izim ve grlen yer karlatrldnda ak hale gelmektedir. Benzer ekilde, Aspect'nin deneyinde de balantl fotonlar arasndaki iletiimin anlam ancak iki uzak gzlem diziliinin karlatrlmasndan sonra bariz hale gelmektedir.15

3 Einstein-Podolsky-Roser Paradoksu 199

199

Meksikal nrofizyolog Jacobo Grinberg-Zylberbaum ve meslektalar tarafndan yakn zamanlarda yaplan bir deney, beyin-zihin'deki yerel olmay fikrini dorudan desteklemektedir; bu deney, Aspect'nin foton deneyinin beyin karldr.16 ki denee "dorudan iletiim" hissetmeye balayana dek otuz ila krk dakika boyunca etkilemeleri talimat verilir. Sonra ayr ayr Faraday kafeslerine (tm elektromanyetik sinyalleri engelleyen metal kutular) girerler. Einin bilgisi dnda, deneklerden birine, kla uyarlm beyinde atelenmi bir potansiyel (bir duyunun uyarlmasyla retilen ve EEG tarafndan llen bir elektrofizyolojik tepki) reten yanp snen k sinyali gsterilir. lgin bir ekilde, deneydeki eler dorudan iletiimlerini koruduklar srece, uyarlmam beyin de aktarm potansiyeli denilen ve uyarlm beyindeki atelenmi potansiyele biim ve g bakmndan benzer bir elektrofizyolojik etkinlik gsterir. (Kyaslama grubundaki denekler, tam tersine, herhangi bir aktarm potansiyeli gstermezler.) En doru aklama kuantum me~ kanszldr: ki beyin-zihin, beyinlerin kuantum doas sayesinde yerel olmayan balantl bir sistem gibi davranr. Balant, yerel olmayan uur yoluyla kurulmutur ve srdrlmektedir. Deneydeki deneklerden hibirinin, aktarm potansiyelinin ortaya kmasyla ilikili uurlu bir deneyim bildirmemi olmas nemlidir. Demek ki znel dzeyde hibir bilgi aktarm yoktur ve nedensellik ilkesinin ihlali sz konusu deildir. Yerel olmayan kme ve de deneklerin atelenmi ve aktarlm potansiyellerinin ardk benzerlikleri, bir ezamanllk eylemi olarak grlebilir; balantnn nemi ancak biz potansiyelleri karlatrdktan sonra nettir. Bu, Aspect'nin deneyindeki duruma benzer.17 Zamanda yerel olmay iin de kant bulabilir miyiz? Ba-

198

Einstein-Podolsky-Roser

Paradoksu

199

zen halka mal olan nceden bilme (prekognisyon) vakalarnda gereklik pay var mdr? rnein, birisi Robert Kennedy'nin suikastini nceden grdn iddia etmiti. Bir nceden bilme deneyi planlamak zor. Dolaysyla belirli bir psiik kii hakiki prekognisyon yeteneine sahip midir, deil midir diye tartmann bir manasn gremiyorum. Ancak, Schrdinger'in kedisi paradoksunun, en azndan safiyane bir tarzda sylersek, zamanda yerel olmay fikrini gerektiren zeki bir analizi mevcuttur. Kedinin l-diri atallanmasn kertmek iin gereken uur hakknda daha nce anlattklarmza gre, biz onu gzlemleyene dek kedi araftadr. Varsayalm, kutunun yannda zemine kl dktk ve bir saat dolunca kutuyu otomatik olarak aacak bir dzenleme yaptk. Varsayalm olay mekanna bir saat daha getikten sonra geldik ve kediyi canl bulduk. Soru: Kedinin ayak izleri kllerin stnde grnmekte midir? Eer grnyorlarsa, kedi ayak izlerini nasl brakm olabilir? Bir saat nce, kedi hala araftayd. Zamanda yerel olmay fikri, byle bir paradoksu zmenin, tpk gecikmi seme deneyinde nerildii tarzda, en kolay yolunu sunmaktadr.

BEDEN D DENEYMLER

Kuantum/idealist uur modeliyle aklanabilecek, uzaktan grme dnda baka parapsikolojik fenomenler de var mdr? Cevabn kesinlikle olumlu olduunu sylemek iin henz erkense de, soruya ak fikirli yaklamamzn daha iyi olacan neren belirtiler var. Birok insan bedenlerinin dna gerekten de ktklarn iddia etmektedir. Bylesi anlarda arkadalarna kulak misafiri olmakta, stlerinde yaplan ameliyatlar izlemekte ve

hatta uzak yerlere seyahat edebilmekteler.18 Bu fenomene beden d deneyim (BDD) ad veriliyor. BDD'in, zihnin "Ben"inin beden dna transmigrasyonuna (gne) benzerlii inkar edilemez ama bu nasl olabilir? Kulaa daha ok zihin-beden dalizmi gibi geliyor. Beden d deneyimlerin uurun gerek bir fenomeni olarak geerlilii, gvenilirlik kazanmtr. rnein, Michael Sabom'un lme yakn deneyimlerle balantl BDD'lerin nemli ve sistematik bir incelemesini ieren lm Anlan adl kitabn okuyun. Tbbi raporlara eriebilen bir kardiyolog olan Sabom, denek-hastalarn BDD hikayelerinde yer alan ve aslnda l olan bedenleri stnde uygulanan tbbi mdahale prosedrlerindeki birok teknik ayrnty dorulayabilmek gibi nadir bir avantaja sahipti. Denekler, fiziksel bedenlerinin gr alannn aka dnda olan prosedrleri byk dorulukla tarif etmilerdi. Bu deneklerin tbbi gemileri sk sk hastaneye yatmay ve hastane prosedrlerini deneyimlemeyi ierdiinden, baarl tahminler yapyor olmalar da ok artc olmazd. Bu olasl dlamak iin Sabom, yakn lm krizleri de dahil, benzer tbbi gemileri olan ama BDD yaamam hastalardan oluan bir kontrol grubu kulland. lme yakn haldeyken, acil serviste neler olduunu dndkleri, bu kontrol grubuna sorulduunda, bu hastalar birok yanllklar ieren ve olgularla genel bir tarzda bile jiek az balantl eyler anlatlar. Bata kendisi de pheci olan Sabom, aratrmalarn gnmz psikoloji laboratuvar metotlarnn titiz standartlarna uygun biimde yrtmek ve bulgularn yine bu tarzda deerlendirmek iin byk zen gstermiti. Zihin gerekten de bedeni terk edebilir mi? BDD gibi psiik deneyimlerde kesinlikle yle grnyor. Bu soru, yerellik yznden eli kolu bal materyalist bilim adamlar-

201

Einstein-Podolsky-Rosen Paradoksu

199

run bazen kalkt gibi halsinasyon deyip geitirilemez. BDD'in halsinasyon olup olmad sorusunu enine boyuna aratrm bir aratrmac olan Sabom unu sylyor: "YD'e [lme yakn deneyim] hi benzemeyen otoskopik [kendi kendini imgeleyen] halsinasyon; (1) yanstlan imgeyi ('duble') alglayan fiziksel bedeni ('orijinal') ierir, (2) 'orijinal' ve 'duble' arasnda dorudan etkileim sz konusudur, (3) gerek deilmi gibi alglanr ve (4) genelde olumsuz duygular uyandrr. Bu sebeplerle, otoskopik halsinasyon OYD'in makul bir aklamas olabilir gibi grnmemektedir."19 Drste syleyeyim, seksenli yllarn banda BDD'e ilk kez baktmda, u ya da bu aratrmadan etkilenmi ve fenomene -halsinasyon ya da zihnin gne snmaksznbilimsel bir erevede aklama salayacak bir tarzda bakmann alternatif bir yolunu aramaya balamtm. Fizik bedenlerinin ameliyatn izleyen bedensiz zihinler ya da baz evrelerde verilen adyla astral bedenler, bana gre ancak optik bir illzyonun znel alglan diye kabul edebileceim eyin zorlayc olmayan, basit aklamasyd. Tandk bir optik illzyon rnei, ayrm daha netletirecektir. Ay illzyonu beni hep bylemiin Ufuktaki ay doada plak gzle baklnca, bir fotoraftakinden ok daha byk grnr. Bilim adamlarnca yrtlen ayrntl deneyler ve benim fenomenle ilgili hi de ciddi saylmayacak incelemelerim sonucunda bunun bir boyut illzyonu olduuna ikna oldum.20 Ay ufuktayken, beyin onu gkyznde ykselmi aydan daha uzakta alglama yanlgsna der. Dolaysyla beyin imgeyi daha byk hale getirerek telafi eder. BDD'in bir tr illzyon olmas gerektii fikri aklmdan kmyordu ama ne tr? Bu arada, uzaktan grme hakkndaki literatr de taramaktaydm. Birdenbire aklma BDD'in uzaktan grmenin bir tr illzyonvari yaplan, kiinin g-

r alannn dn yerel olmayan tarzda gr olmas gerektii fikri geldi. Nesnel olarak baknca, Sabom'un lme yakn deneklerinin yapyor olduklar buydu. Ama beden dnda olma illzyonunun sebebi neydi? ok kk ocuklar duyusal alg alanlarnn dndaki bir eyi grdklerinde veya iittiklerinde, yetikin bir uzaktan grenin yaad zorluun tersini yaarlar. ocuun evreni dsallatrmada yaad zorluk, dsal dnya ile ilgili tm farkndalmzn aslnda kafalarmzn iinde meydana gelmesinden, nk grsel ve iitsel imgelerin beyinlerimizin iinde biimlendii olgusundan kaynaklanmaktadr. Yava yava, dokunma ve tatma duyularn yaygn biimde kullanan ocuklar dnyay dsallatrmay renirler. Grme ve iitmede uzaklk efektlerini tanmalarn salayan algsal ayrm yapmay gelitirirler. Bir yetikin iin, gr alan dndaki bir nesnenin uzaktan grlmesi gibi hi tandk olmayan bir deneyim, bir ocuun deneyimleyebileceinden ok daha fazla bilisel kaos retmelidir. Yetikinin artk iine ilemi olan koullanm alg sistemi, nesnenin baka bir yerlerde olduunu syler; dolaysyla onu grebilmesi iin kiinin "orada" olmas gerekirdi. "Biz bakmyorken de Ay yerinde midir?" sorusunda olduu gibi beyin, yerel olmayan uzaktan grmeyi bir beden d deneyim olarak kabul etmek zere oyuna gelmitir. Demek ki bir kii kendisini anestezi altnda ameliyat olurken seyrediyorsa, -normalde imkansz bir beceridir- ruhu ya da astral bedeni tavana yakn ya da odann kar kesinde bir yerde havada salmyor olmaldr, zira olan biteni oradan alglyor gibi grnmektedir. BDD'in pekala bir uzaktan grme fenomeni olabileceini grr grmez bir rt kalkverdi. te en azndan bir bilim adamnn pheciliini tatmin edebilecek bir BDD aklama-

202

Einstein-Podolsky-Rosen Paradoksu

199

s vard. uurun mekanszl, paradoksu zen anahtard. Bu arada, eer uzaktan grmenin mekanszl hakknda pheciyseniz ve henz bulamadmz bir tr yerel sinyallerin sz konusu olduunu hissediyorsanz, unu bilmeniz gerekiyor ki aratrmaclar zellikle de Rusya'da yllarca byle sinyaller aram ama bulamamlardr.21 Deneylerinden bazlar psiiklerin DDA becerilerini Faraday kafesleri iinde sergilemesini de iermekteydi ama Faraday kafeslerinin DDA yetenei stne sergilenebilir bir etkisi yok grnmektedir. Ayrca, yerel sinyaller kaynaklarndan karak onu evreleyen mekan (uzay) iine yaylrlar, bylece kaynaktan uzaktaki bir noktadaki sinyal younluu, uzaklk artka azalmaktadr. Noktamz ne kadar uzaktaysa, ona ulaan sinyal miktar da o oranda az olacaktr. Yerel olmayan iletiim byle bir deer kayb sergilemez. Uzaktan grmenin uzaklkla deer kaybettiine dair hibir kant olmadna gre, uzaktan grme mekansz olmaldr.22 Demek ki uzaktan grme veya beden d deneyimler gibi psiik fenomenlerin uurun yerel olmayan ileyiinin rnekleri olduu sonucuna varmak mantkldr. Anlalmam bir fenomeni halsinasyondur diye aklayp gemeye ynelik herhangi bir giriim, tutarl bir bilimsel teori uygulanabildiinde anlamsz hale gelmektedir. Kuantum mekanii, uurun mekanszl sav iin nemli destek salayarak teori iin temel hazrlamaktadr; evrensel snrlayc ilke olan yerellik dogmasna, deney verileriyle meydan okumaktadr. Belki daha da artc olan, uurun mekanszl grnn sadece duyular d alglamann deil, bir sonraki blmde greceimiz gibi, sradan alglamann da paradokslarn zmesidir.

Bell teoreminin ve Aspect deneyinin gerekten de materyalist realizm iin lm anlarn ald gittike daha ak hale geldike, bilim adamlarnn uzaktan grme deneylerini ve dier parapsikolojik fenomenleri kabullenmeye gsterdikleri direncin azalmas muhtemeldir. Yakn zamanlarda Fizik Topluluu toplantlarndan birinde bir fizikinin dierine yle dedii duyulmu: "Bell teoremine kulak asmayanlarn kafalarnda beyin yerine ta olmas gerek."23 Daha da mit verici olan, bir konferansta fizikiler arasnda yaplan bir anketin orada toplanan fizikilerin yzde 39'unun Bell teoremine kulak astn gstermi olmasdr. Byle yksek oranda fiziki kulak astna gre, idealist fizik paradigmasnn doru biimde iitileceini mit edebiliriz.

Realizmin ve dealizmin Uzlamas

205

REALZMN ve DEALZMN UZLAMASI


Materyalist realizm kurtarlamaz. O zaman iki nemli soruya cevap verilmelidir: Birincisi, makro evren neden bu kadar gereki grnmektedir? kincisi, bir tr realizm olmadan, nasl bilim yapabiliriz? zm, materyalist realizmin idealist monizm iine dahil edilebilmesidir. Bunun nasl yaplabileceine gemeden nce, gelin kuantum mekaniin niin bir yorum gerektirdiini dnelim. Onu anlamak iin neden bir felsefeye ihtiyacmz var? Neden kendini anlatamyor? Sebepleri yle zetleyebiliriz: 1. Bir kuantum sisteminin durumu Schrdinger denklemi tarafndan belirlenir ama Schrdinger denkleminin zm, dalga fonksiyonu gzlemlediimiz herhangi bir eyle dorudan ilikili deildir. Demek ki ilk yorum sorusu, dalga fonksiyonunun neyi temsil ettiidir. Tek bir nesneyi mi? Bir benzer olaylar grubunu mu? Bir nesneler kmesini mi? Dalga fonksiyonun karesi olaslklar belirler ama olaslklar nasl anlamamz gerekir? te bu yorumlanmay gerektirir. Tekil nesne yorumunun tarafndayz ama bu hala felsefi bir meseledir.

2. Kuantum nesneleri Heisenberg belirsizlik ilkesi ile ynetilir: Konum ve momentum gibi dolank deiken iftlerini ayn anda ve kesin olarak lmek imkanszdr. Bu tamamyla bir lm meselesi midir (kuantum sondalarnn ltkleri nesnenin enerjisine kontrol edilemez miktarda enerji yklemesi etkisi) yoksa belirsizlik ilkesi eyann tabiatndan m kaynaklanmaktadr? Belirsizlik ilkesi, dalgalardan lokalize olmu paracklar tretmek zere bizim ina etmek zorunda olduumuz dalga paketlerinin tabiatndan doar. Yine, bu cevap yoruma ve felsefeye dayanmaktadr. 3. Dalga-parack ikilii -yani kuantum nesnelerinin hem dalga hem de parack zelliine sahip olmalar- paradoksu bir zme ihtiya duyar; bu da yorumlama ve felsefe anlamna gelir. 4. Eer olabiliyorsa, bir tutarl sperpozisyonun karl olan fiziksel gereklik nedir? Bu tr bir soruyu ciddi biimde ele almakszn Schrdinger'in kedisi paradoksunu gerekten zebilir miyiz? Bu tr bir sorunun ele alm deimez biimde yorumu ve metafizii ierir. 5. Sreksizlik ve kuantum sramalar, gerekten de kuantum sistemlerinin davrannn temel zellikleri midir? zellikle, dalga fonksiyonunun kmesini ya da lm durumundaki bir tutarl sperpozisyonu sreksiz bir olgu olarak gstermitik. Peki ama kme art mdr? kmeden kanabileceiniz ve bylece sreksizlikten kurtulabileceimiz yorumlar bulabilir miyiz? Byle yorumlar arama eiliminin felsefi bir tutuma, yani realizm felsefesine kmak olduuna dikkat edin. 6. Bohemi karlkllk ilkesi, belirli artlar altnda (rnein, atomlardaki dolu enerji dzeyleri iin) kuantum mekanii tahminleri, klasik mekaniin tahminlerine indirgenir.

204

206

Realizmin ve dealizmin Uzlamas

207

Bu durum, ou durumda makro nesneler hakknda tahminde bulunmak iin klasik fizii kullanabileceimizi garantiler ama gerektiinde lm aygtlarnn klasik davranmasn temin edebilir mi? Baz fizikiler (hepsi de realisttir) bunun felsefi bir mesele olduunu dnmekte. 7. Bell teoremi ve Aspect deneyi bizi kuantum mekanszlnn anlamn yorumlamaya zorlamaktadr. Bu durumun felsefemize pek ciddi yansmalar bulunmaktadr. Kuantum mekanii tarafndan artlan materyalist realizm, kuantum gerekliinin doas sorusu ister belirsizlik ilkesiyle, ister dalga-parack ikiliiyle, ister tutarl sperpozisyonla her ne zaman ortaya ksa zora girmektedir. Maddesel gerekliin tesinde baka tr bir gereklik olup olmadn her soruumuzda, spotlar materyalist realizmin stne dner. Benzer ekilde, gerek bir sreksizlik gerekliin akn bir dzenine ve dolaysyla materyalist realizmin yklmasna iaret etmektedir. Kuantum lm paradokslar (rnein Schrdinger'in kedisi) bir materyal realist iin imkansz zorluklardr. Maddesel anlamda gerek olan ve var olmas iin baka bir gereklik dzeni gerekmeyen bir kedi, tutarl sperpozisyon sorunuyla cesurca yzlemelidir. Bir kedi ayn anda hem l hem diri olabilir mi? Son olarak, Bell-Aspect mekanszl, materyalist realizm iin nihai meydan okumadr. Sadece iki alternatif vardr ve hibiri de kat materyalist felsefeyle uyumlu deildir. Zaman-mekan tesi bir alemdeki ktan hzl sinyaller lehine yerellikten vazgemek, aka maddesel dzenin tesine sramaktr; tpk yerel olmayan gizli deikenlerin var olduunu kabul etmek gibi. Gl nesnellikten vazgemek ya da uurlu gzlemin bir ekilde etkisi olduunu kabullen-

mek; materyalist realizmi dz dnya, esir ve phlogiston (patlamann s ve ndaki aktif etken olarak nerilen ve asla bulunamayan madde) gibi modas gemi teoriler yn arasna frlatp atmak demektir.

BIROK-DNYA TEORISINI IDEALIZM ILE UZLATRABILIR MIYIZ?

Schrdinger'in kedisi paradoksunun zm iin nerilen eitli modellerin dnda hepsi de kusurludur: birok-dnya teorisi, yerel olmayan gizli deikenler teorisi ve idealist monizme dayanan elimizdeki teori. nceki blmlerdeki tartmalardan da kartabileceiniz gibi gizli deikenler yorumunu sorgulamak iin yeteri kadar neden vardr. dealizm burada kesin bir snr izer. Peki idealist yorum birok-dnya teorisi hakknda da bylesine kesin bir snr izebilir mi? Birok-dnya teorisi, Schrdinger'in kedisi paradoksunun ortaya kard aknlklar evrenin iki dala ayrld ana fikriyle zmeye gayret eder: birinde l bir kedi ve yas tutan bir gzlemci, dierinde diri bir kedi ve mutlu bir gzlemci vardr. Gelin, bu teoriyi kuantum mekanszl paradoksunu zmek iin de deneyelim. Balantl bir elektronun buradaki lm, uzaktaki einin dnyasn hala ve annda ayrmaktadr. Demek ki bu yorum, yerellii tehlikeye sokmakta ve bylece materyalist realizmi hi de desteklememektedir. Materyalist realizmi desteklemeye yardmc olmasa da birok-dnya teorisi, idealist yoruma salam bir alternatif olarak kesinlikle dnlebilir. Ama birok-dnya alternatifi, (tpk yerel olmayan gizli-deikenler teorisi gibi) Kopenhag yorumunun devrim yaratan birok ynn kenara b-

206

Realizmin ve dealizmin Uzlamas

208

rakmaktadr. Aksine idealist monizm ise Kopenhag yorumunun bulanklat noktadan yola kar; kuantum dalgalarnn ya da tutarl sperpozisyonlarn gerek ama materyalist realizme ek ve onun tesindeki akn bir alemde mevcut olduunu net biimde ilan eder. Aslnda, birok-dnya fikri, idealist yorum iine kolayca sokulabilir. Birok-dnya teorisini dikkatle incelediimizde, bu teorinin uurlu gzlemi kullandn grrz. rnein, kii evrenin dallara ayrlmasnn meydana geliini nasl tanmlar? Eer bu durum, bir lm olduunda meydana gelirse o zaman lmn tanm gerei, gzlemcinin roln de ierir. dealist yoruma gre tutarl sperpozisyonlar, maddenin biimlenmemi aretipleri halinde akn bir alemde mevcuttur. Birok-dnya teorisinin paralel evrenlerinin, ierik bakmndan sadece maddesel deil ayn zamanda aretipik olduunu farz edelim. Bunlarn zihin evrenleri olduunu varsayalm.1 O zaman, her bir gzlemin, maddesel evrenin bir daln ikiye ayrdm sylemek yerine, her bir gzlemin, gerekliin akn alemindeki olaslklar dokusunda nedensel bir patika oluturduunu syleyebiliriz. Bir seim yaplr yaplmaz, patikalarn biri dnda hepsi tezahrat dnyasndan dlanm olur. Birok-dnya teorisini bu ekilde yeniden yorumlamann, maddesel evrenlerin oalma masrafndan bizi nasl kurtardn gryor musunuz? Birok-dnya teorisinin ekici bir zellii, ok saydaki dnyann varlnn, kuantum mekaniini tm kozmosa uygulamay biraz daha yenilir yutulur hale getirmesidir. Kuantum mekanii olaslk bir teori olduundan; fizikiler tm evren iin, Stephen Hawking'in 2 nerdii gibi, tek bir dalga fonksiyonu dnmekten rahatszlk duymaktadrlar. Onlar, kiinin byle bir dalga fonksiyonuna, eer sadece tek bir tr

dalga fonksiyonu varsa, ne anlam atfedeceini merak etmektedirler. Akn bir alemde olsa da, birok-dnya teorisi, bu sorunun cevabnn nerede aranmas gerektii konusunda yardmc olur. Gerekten kozmolojik olan soru artk cevaplanabilir: Kozmos on be milyar yldr, bu srenin ok byk bir blmnde dalga fonksiyonlarn kertecek uurlu gzlemciler yokken nasl mevcut olabilmitir? ok basit. Kozmos asla somut bir biimde ortaya kmad ve asla sabit bir halde de kalmaz. Birbiri ardnca gelen gemi evrenler, mevcut olaylarn zaman iinde zld bir tablodaki resimler gibi grlemez; zaten stnde dnecek olursak, bu zlen evren, aslnda materyal realistlerin onu tarif etme biimidir. Ben ise evrenin akn alemdeki saysz olaslk dallarnda biimlenmemi potans halinde mevcut olduunu ve ancak uurlu bir varlk tarafndan gzlemlendiinde tezahr ettiini neriyorum. Emin olun, "Schrdinger'in Dokuz Canl Kedisi" balkl blmde sz edilen kendine gndermeye yol aan ayn dairesellik burada da vardr. Evrenin nedensel tarihini oluturan ey; ite bu, kendi kendine gnderme yapan ve maddesel gereklie k yolunu asla bulamayan saysz paralel alternatifi reddeden gzlemlerdir. Kozmolojik tarihimizi bu tarzda yorumlamak, yaamn ve zihnin evrimindeki akl kartran bir durumunu aklamaya yardm edebilir: Yaamn prebiyotik maddeden balayarak bizlerin olumasna yol aan yararl mutasyonlar yoluyla evrimlemesi iin ok dk bir olaslk vardr. Biyolojik mutasyonun (prebiyotik molekllerin mutasyonunu ierir) bir kuantum olay olduunu kabul ettiimizde, evrenin akn alemdeki bylesi her olayda saaklandn, dallardan birinde farkndalkla bakabilen ve bir kuantum lm tamamlayan zeki bir varlk mevcut olana dek birok dal haline geldiini fark ederiz.

206

Realizmir ve dealizmin Uzlamas

211

Bu noktada zeki bir varla giden nedensel patika, mekan-zaman gerekliinin iine ker. John Wheeler bu tr bir senaryoyu, anlam dngsnn "gzlemci katlm"yla kapanmas diye adlandrr.3 Evrende anlam, zeki varlklar onu gzlemlediklerinde, saysz akn olaslk arasndan nedensel patikalar setiklerinde ortaya kar. Eer bu szler kulaa evrenin antroposantrik (insan merkezli) olduu grn yeniden kurmak gibi geliyorsa, yle olsun. Gl bir antropik ilkenin, yani "Evreni var etmek iin gzlemciler arttr," fikrinin zaman ve ortam gelmitir.4 nsanolunun (Yahudi-Hristiyan geleneinde Tekvin Kitabnda, Hindu geleneinde Vedalar'da ve daha birok dinsel gelenekte bulunan) yaratl mitlerinin aretipik doasn tanmann zamandr. Kozmos bizim hatrmza yaratlmtr. Byle mitler kuantum fiziiyle uyumludur, onunla elimezler. Yanl anlamann byk blm Einstein'm Heisenberg'e sylediklerini unutma eilimimizden kaynaklanyor: Grdmz ey, gzlemlerimizi yorumlamakta kullandmz teorilere dayanr. (phesiz, Immanuel Kant ve William Blake bunu bize oktan sylemiti ama onlar zamanlarnn ok ilerisindeydiler.) Gemii nasl yaplandrdmz her zaman iin kullandmz teorilere dayanmaktadr. rnein, insanlarn Koperniki devrimden nce ve sonra gn doumu ve gn batmna nasl baktn ele alalm. Kopernik'in gne merkezli modeli dikkati bizden uzaklatrmt; artk evrenin merkezi biz deildik. Ama artk, sular geri geliyor. phesiz, biz zaten corafi anlamda merkez deiliz ama mesele bu deildir. Biz evrenin merkeziyiz nk onun anlam biziz. dealist yorum, gemiin bu dinamik zelliini tamamyla tanr; grdmz eyin yorumunun kavramsal fikirlerimizle deimesi, tpk bir mit gibi.5 ovenist olmak zorunda da deiliz:

Fiziksel mekan-zaman gereklii iine ken bu evrenin, genileyen evren boyunca katrilyonlarca gezegen stnde kendinin farknda olan zeki varlklarn en byk sayda evrimlemesi olasln tayan evren olduunu kolayca varsayabiliriz.

IDEALIST KOZMOS, REALIZM MANZARASN NASL YARATABILIR?

Eer gereklik nihai anlamda uur tarafndan tezahr ettirilen idealar iermekteyse, bu kadar ok fikir birliini nasl aklarz? Eer felsefi tartmay kazanan idealizm ise ve realizm hatal felsefe ise, nasl bilim yapabiliriz? David Bohm, bilimin realizm olmadan srdrlemeyeceini sylemiti. Bohm'un szlerinde biraz hakllk pay var. Ama bilimsel realizmin znn idealizmin geni emsiyesi altna sokulabileceine dair ikna edici bir mantk sunacam. Bu meseleyi tam olarak ele alabilmek iin realizm/idealizm ayrlnn alglama paradoksundaki kkenini dnelim. Ressam Rene Magritte bir pipo resmi yapar ama resmin altnda yazan udur: "Bu bir pipo deildir." Nedir peki? Varsayalm yle diyorsunuz: Bu, bir pipo resmidir. Bu iyi bir cevap ama gerekten bu iin ustasysanz yle diyeceksiniz: Kafamda (beynimde) bir pipo resminin duyusal izlenimleri tarafndan oluturulmu bir imge gryorum. Kesinlikle. Hi kimse bir sanat galerisindeki bir resmi grmez. Her zaman kafanzdaki resmi grrsnz. phesiz, resim nesnenin kendisi deildir. Harita, arazinin kendisi deildir. Darda bir resim var mdr? Kesin olarak bildiimiz ey, beynimizde bir tr resim olduudur, tamamyla teorik bir imge. Herhangi bir alglama olaynda, as-

206

Realizmir ve dealizmin Uzlamas

213

lrda grdmz bu teorik, ok zel imgedir. evremizde grdmz nesneler ortak realitenin deneyimlenebilen nesneleridir; hayli objektif ve herkese grlen, deneyimlenebilen incelemeye tabi nesneler. Yine de, aslnda onlar hakkndaki bilgimiz her zaman znel ve zel yollarla toplanmaktadr.6 Bylece neyin gerek olduuna ilikin o eski felsefi bulmaca ortaya kar: Aslnda sadece ahsen grdmz teorik imge mi, yoksa dorudan grmediimiz ama hakknda bir fikir birlii oluturduumuz deneyimlenebilen nesne mi? mge ve bakalarnn da hemen dorulayabilecei deneyimlenebilen nesne arasnda her zaman bire bir denklik olsayd, teorik imgelerin mahremiyeti sorun oluturmaz ve ayrt edilebilir trden belirgin bir farkllk olumazd. Durum byle deildir; optik illzyonlar mevcuttur. Yan bamzda olan ve hakknda fikir birliine varlm gereklikteki herhangi bir eye denklii art olmayan znel imgelerin, yaratc ve mistik biimde deneyimlenmesine ait rnekler mevcuttur. Demek ki teorik imgelerin sahicilii phelidir ve bu durum, deneyimlenebilen nesnelerin sahiciliini de tehlikeye sokar nk biz onlar teorik bir imgenin aracl olmakszn asla deneyimlemeyiz. Alglama paradoksu ite budur: Ne kendi teorik imgemize ne de stnde oybirliine varlm, herkese deneyimlenebilen nesneye gvenebiliriz. Felsefi "izmler" ite byle paradokslardan doarlar. Gemite, iki felsefe ekol neyin gerek olduunu tartmlard. dealist ekol teorik imgenin daha gerek olduuna ve deneyimlenebilen gerekliin, uurun idealarndan baka bir ey olmadna inanmaktadr. Tam tersine, realistler ise gerek nesnelerin -hakknda fikir birliine vardmz, zneden bamsz olan nesnelerin- darda mevcut olduunu savunmaktadrlar. Pratikte her iki gr de kullanlabilir. Realizmin bir t-

r olmadan, gzlemciden bamsz ve deneyimlenebilen nesneler olduu varsaym olmakszn bilim yapmak imkanszdr. Ayn fikirdeyim. Ancak teorik fikirlerin kavramsallatrmas ve dorulanmas olmaynca da bilim yapmak ayn derecede imkanszdr. Demek ki bu paradoksu amamz gerek. Bu, filozof Gottfried Leibniz ve ardndan filozof Bertrand Russell tarafndan grnte sama bir fikirle ald: Bizim iki kafamz olsa, deneyimlenebilen nesne birinin iinde, birinin de dnda olsa her iki gr de doru olabilir.7 Deneyimlenebilen nesne kk kafamz diyebileceimiz eyin dnda olurdu ve bylece realizm geerli olurdu; nesne ayn anda byk kafamzn iinde olacandan ve bylece bu byk kafann iindeki teorik bir fikir olacandan, idealisti de tatmin ederdi. Zeki bir felsefi manevrayla, nesne hemencecik hem deneyimlenebilen kafalarn dndaki deneyimlenebilen bir nesne hem de her eyi kuatan teorik kafann iinde teorik bir imge haline gelmektedir. Diyebilirsiniz ki, bu teorik byk kafa sadece teorik midir yoksa herhangi deneyimlenebilen bir gereklii var mdr? Bu byk kafann tm deneyimlenebilen kk kafalar kuattn ve dolaysyla kendisinin deneysel incelemeye tabi olduunu fark ettiimizde iler karmaya balar. Varsayalm, bu Byk Kafa fikrini ciddiye alyoruz. Dikkatle baktmzda, byk kafann tm deneyimlenebilen kafalardan ayr olmak zorunda olmadn, hatta tamamen onlardan meydana geldiini dnebiliriz, yani iinde tm deneyimlenebilen gereklii tuttuundan dolay birden fazla byk kafa nermek iin bir neden yoktur; hepimiz tek bir kafay paylaabiliriz. Varsayalm kafa ya da beyin iki unsura, gereklii dzenlemenin iki farkl biimine sahip olan uurun bir paras olsun: Unsurlardan biri yereldir, de-

214

Realizmin ve dealizmin Uzlamas

215

neyimlenebilen beyin iine bir hayli skmtr ve dieri ise deneyimlenebilen beyinler de dahil tm deneyimlenebilen nesnelerin deneyimlerini kuatan kresel uurdur. Son tanmdaki mekanszl hemen tanyacaksnz. Yerel olmay kavram, Leibniz ve Russell'm grnte sama nerilerine saygnlk kazandrmaktadr. Eer, veri toplamann yerel yollarna ek olarak, beyin-zihinle balantl yerel olmayan dzenleyici bir ilke, yerel olmayan uur varsa ne olur? Bu, iki kafaya sahip olmamza etir ve alglama paradoksu zlr.8 Artk gereklikle ilgili dncelerimiz Upaniadlar' yazanlarn binlerce yl nce syledikleri u szlere nasl da yakn grnmektedir: O tm bunun iindedir O tm bunun dndadr.9 Dahas, artk hem idealizm hem de realizm geerli olabilir. Her ikisi de dorudur. nk eer bizzat beyin-zihin tm gereklii kuatan yerel olmayan uurun bir nesnesiyse, o zaman nesnel deneyimlenebilen gereklik dediimiz ey bu uurun iindedir. O, bu uurun teorik bir ideasdr, demek ki idealizm geerlidir. Ancak bu uur, yaratsnn bir parasnda (kafamzda lokalize olmu beyin-zihnin iinde) znel bir deneyim olarak ikin hale geldiinde ve yaratnn, yerel bakmdan ayr olan dier paralarna, kendi duyusal alglama mekanizmas sayesinde nesneler olarak baktnda, o zaman realizm doktrini bu nesnelerin davranmdaki dzeni incelemede yararldr. imdi en nemli soruya geldik: Niin bu kadar fazla oybirlii var? Fenomenal dnya iki sebeple baskn biimde nesnel grnmektedir. Birincisi; klasik cisimlerin kocaman kt-

leleri vardr, bu da onlara karlk gelen kuantum dalgalarnn hayli yava yayld anlamna gelir. Az yaylma, makro nesnelerin ktle merkezlerinin yrngelerini hayli tahmin edilebilir klar (ne zaman bakarsak bakalm, Ay' bulmay beklediimiz yerde buluruz) ve bylece bir sreklilik hali retir. Kendi beyin-zihnimizin alglama cihazlar tarafndan ek sreklilik de katlr. kincisi ve belki daha da nemlisi, makro cisimlerin karmakl ok uzun bir rejenerasyon zamanna karlk gelir. Bu durum onlarn, son tahlildeki gibi geici olmalarna ramen, anlar veya kaytlar tutmasna izin verir. Bu kaytlar sebebiyle, dnyaya nedensellik kavramlaryla bakmaya, uurdan bamsz tek ynl bir zaman kavramn kullanmaya ayartlrz. Klasik nesneler adn verdiimiz kuantum nesnesi kmeleri, onlarn yaklak yrngelerini tanmlayabildiimiz ve hafzalarndan sz edebildiimiz derecede lm aygt olarak arttrlar. Bu klasik nesneler olmadan kuantum olaylarn zaman-mekanda lm imkansz olurdu. Yerel olmayan uurda tm fenomenler, hatta deneyimlenebildii iddia edilen klasik nesneler bile uur nesneleridir. te idealistler dnyann uurdan yaplma olduunu bu anlamda sylerler. Eer alglama paradoksunun yerel olmayan zmn uygularsak, idealist gr ve kuantum grn birletii aktr. Kuantum mekaniinin idealist yorumunun doru yorum olduu yolundaki sezgime gveniyorum. Tm yorumlarn iinde bir tek bu, fizii yeni bir arenaya karmay vaat etmektedir: beyin-zihin-uur sorunu arenasna. Eer tarihe bakarsak, fizikteki tm yeni hamlelerin bu arenadan balad ortaya kar. Kuantum mekanii ve idealizm felsefesi biraraya gelip binlerce yldr aklmz kurcalayan zihin-beden so-

216

rununun katmerli paradoksunu zebilecek idealist bilimin temelini oluturabilirler mi? Evet, oluturabileceklerini dnyorum. Elinizdeki kitabn izleyen blmlerinde bu zm iin zemin almasn balatmaya giritim. Abraham Maslow yle yazmt: "Eer bir asli bilim kural varsa, bu, fikrime gre, gerekliin hepsini, var olan her eyi, sava konu olan her eyi tanma ve tarif etme zorunluluunun kabuldr... En ideal haliyle bilim tamamen aktr ve hibir eyi dlamaz. Hibir 'giri art' yoktur."10 dealist bilimle, hibir giri art olmayan, ne zneli ne de nesneli, ne ruhu ne de maddeyi dlayan ve dolaysyla dncemizin derin ayrlklarn btnletirebilen bir bilime varm olduk.

3. Blm

KENDNE GNDERME: BR, NASIL OK OLUR


Yzyllar nce Descartes zihni ve bedeni ayr gereklikler olarak tarif etti. Bu dalist uurum, hala kendimizle ilgili grmzde hakimdir. Bu blmde, maddenin asli oluuna dayanan bir monizmin, diializm eytann kovamayacan gstereceiz. Uurumun iki yakasn birletiren idealist bilimdir, yani idealist monizm felsefesine gre yorumlanan kuantum fiziinin uygulanmasdr. dealist bilimin sadece zihin-beden ilikisi uurumunu iyiletirmekle kalmayp filozoflar asrlardr dndren baz sorulara da cevap verdiini greceiz: "Bir uur nasl birok hale gelir?" "zneler ve nesneler dnyas btn, tek bir varlktan nasl doar?" gibi sorular. Bu gibi sorularn cevaplar, dolank hiyerari ve kendine gnderme -bir sistemin kendisini dnyadan ayr grme becerisi- gibi kavramlar iinde bulunmaktadr. Hindistan'da Ganj nehrinin kkeni hakknda harikulade bir efsane vardr. Aslnda Ganj, Himalayalar'daki yksek bir buzuldan doar ama efsane nehrin gklerde doduunu ve dnyaya iva'nn
217

216

dolank sa rglerinden akarak indiini anlatr. Bitkilerin uuru vardr gibi hayli geni kapsaml fikirleri olan nl Hintli bilim adam Jagadish Bose, hatralarnda ocukken Ganj'n sesini dinlerken efsanenin ne anlama geldii hakknda kafa yorduunu anlatr. Bydnde, bir cevap bulmutu: Devirsellik. Su buharlayor ve bulutlar oluturuyor, sonra da dan zirvelerine kar olarak iniyordu. Kar eriyor ve nehrilerin kaynan oluturuyor, bu nehirler de okyanusa kavuuyor ve sonra buharlayor ve devir bylece devam ediyordu. Ben de genken Ganj nehrinin kylarnda saatler geirip efsanenin anlam zerinde dnmtm. Yine de Bose'nin efsanenin anlam hakknda nihai cevab bulduunu sanmyorum. Devirsellik, phesiz ama iva'nn dolank sa rglerinin anlam neydi? O zamanlar cevab bilmiyordum. Birok farkl nehre baktktan sonra bile efsanenin anlam benim iin rtl kalmt ta ki Doug Hofstadter'in Gdel, Escher, Bach: Bir Ebedi Gke Belik adl kitabn okuyana dek. Efsanede, Ganj nehri (ilahi anann bir dier ad) tezahr etmi biimin ardndaki biimlenmemi ilkeyi, Eflatunvari aretipleri sembolize eder. iva, tezahr etmi benlik uurunun ardndaki biimlenmemi ilkedir yani uurddr. iva'nn dolank sa rgleri dolank hiyerariyi temsil eder (Hofstadter'in ebedi altn sa rgs). Gereklik bize dolank bir hiyerariden geerek tezahr etmi bir formda gelir; tpk Ganj'n dnyaya iva'nn dolank sa rglerinden geerek gelmesi gibi. Bu cevabn bizi benlik uurunun tayf fikrine ynlendirdiini greceiz. Ego'nun tesinde bir ben olduunu grrz. Bu daha byk ben stnde dnmek, modern psikolojinin davranlk, psikoanaliz ve kiilik tesi psikolojiler gibi eitli kiilik teorileri ile dnyann byk dinsel geleneklerinde ifade edilen ben grn btnletirmemizi salar.

ZHN - BEDEN SORUNUNU ARATIRMAK


dealist felsefenin ve kuantum teorisinin, zihin-beden sorununa nasl uygulanabileceini incelemeden nce, gelin hkm srmekte olan ada felsefeyi gzden geirelim. Hepimiz zihnimizin bedenimizden ayr olduuna dair baskn bir sezgiyi paylayoruz. Ayrca zihin ve bedenin ayn olduuna dair atan bir sezgi de vardr; bedenimiz ac ektiinde olduu gibi. Ek olarak, dnyadan ayr bir bene, zihinlerimizde ve bedenlerimizde neler olduunun uurunda olan bireysel bir bene, bedenin eylemlerinin bazlarn (zgrce mi?) isteyen bir bene sahip olduumuzu da sezeriz. Zihin-beden sorunu stnde alan filozoflar bu sezileri incelerler. lk olarak, bedenden ayr bir zihin (ve uur) sezgimizin doru olduunu dnen filozoflar vardr. Bunlar dalistlerdir (ikilikiler). Dierleri dalizmi inkar ederler, onlar monisttir (bircidir). Monistler iki ekole ayrlr. Materyalist monist ekol bedenin asli olduunu, zihin ve uurun ise bedenin epifenomeninden baka bir ey olmadklarn ne srer. kinci ekol olan idealist monistler ise uurun asli olduunu, zihin ve bedenin uurun epifenomenleri olduunu ne srerler. Bat kltrnde, zellikle de son zamanlarda, materyal monistler monist ekolde baskndrlar. te yandan, Dou'da idealist monizm bir g olarak kalmtr.
218

220

Zihin-Beden Sorununu Aratrmak

221

Zihin-beden sorunu hakknda dnmenin birok yolu, sonulara varmann birok biimi ve aklanacak birok incelikler vardr. Zihin-Beden almalar niversitesi diyeceimiz yerde bir tura ktmzda, bu incelikleri aklnzda tutmanz istiyorum. imdi, zihin-beden sorunu stnde alan tm byk dnrlerin, burada, Zihin-Beden almalar niversitesinde zihin-beden sorununun tarih boyunca eski ve yeni, ikici ve birci zmleri hakknda dersler verdiklerini hayal edin. Siz bu niversiteye girmeden nce, bir uyarda bulunaym: pheciliinizi koruyun ve ballnz aklamadan nce, herhangi bir felsefeyi mutlaka kendi deneyiminizle karlatrn. niversiteyi kolayca buluyorsunuz, sizi kendine eken bir kokusu var. Yaklatka, kokunun kaynann girite Anlam adn tayan bir eme olduunu gryorsunuz. emeden akan iksir her an deimektedir ama kokusu her zaman cezbedicidir. Kapdan giriyor ve evreye bakyorsunuz. Binalarda iki belirgin stil var. Caddenin bir yannda eski, ok zarif yaplar var. Klasik mimariye kar bir zayflnz olduundan, o yne doru dnyorsunuz. Caddenin dier yanndaki modern ykseltiler bekleyebilir. Ancak binaya yaklatnzda, pankart tayan biri sizi durduruyor ve elinize u bildiriyi tututuruyor: Dalizmden Uzak Durun Dalistler modas gemi fikirleri retmek iin saflnzdan yararlanmaktadrlar. Bir Japon otomobil fabrikasndaki robotlardan birinin uurlu olduunu ve sizin ona zihin-beden sorunu hakkndaki fikrini sorduunuzu varsayn. nderimiz Marvin Minsky'ye gre, "Byle bir yarata ne tr bir varlk olduunu sorduumuzda, do-

rudan cevap veremez; kendi modellerini incelemelidir. Ve ikili bir ey -bir 'zihin' ve bir deden' diye iki paraya sahipmi- gibi grnd cevabn vermelidir."1 Robota dn, ilkel dntr. Ona kaplmayn. Modern, bilimsel ve gelikin zmler iin monizmde srar edin. Pankart tayan kiiye itiraz ediyorsunuz; "Ama ben de kendimi bazen zihin ve beden diye ayr hissederim. Herhalde robot olduumu sylemiyorsunuz... Hem zaten kim sordu ki size! Ve bilginiz olsun, ben eski bilgelii severim. Eer ltfedip yolumdan ekilirseniz, bunu kendim kontrol etmek isterim." Pankart tayan kii omuz silkerek size yol veriyor. Binann nnde stnde "Dalizm Salonu, Dekan Rene Descartes" yazan bir tabela var. Daha iine girdiiniz ilk bro sizi nostaljiye gark ediyor. Orta yal bir adam, profesr olduunu dnyorsunuz, sessizce tavana bakyor. Yz size aina geldiinden onu tanmanz gerektiini dnyorsunuz. Birdenbire, masasndaki yaz dikkatinizi ekiyor: Cogito, ergo sum. Tabi ya! Bu Rene Descartes olmal. Descartes selamnz bir tr glmsemeyle cevaplyor. Zihin-beden sorunu hakknda bir aklama talep ediinize saygn bir ses tonuyla cevap verirken gzleri ldyor. Cogito, ergo sum'u aklay ok zarif: "Her eyden, hatta bedenimden bile phe edebilirim ama dndmden phe edemem. Dnen zihnimin varlndan phe edemem ama bedenimden phe edebilirim. Zihin ve bedenin ayr eyler olmas gerektii ak." ki bamsz cevher, can cevheri ve fiziksel cevher olduunu sylyor. Can cevheri blnemez. Zihin ve can, yani hr irademizden sorumlu olan gerekliin blnemeyen, indirgenemeyen paras, bu can cevherinden yaplmadrlar. te yandan fiziksel cevher sonsuzca

222

Zihin-Beden Sorununu Aratrmak

223

blnebilir, indirgenebilir ve bilimsel kanunlara boyun eer. Ama can cevheri sadece imana boyun eer. Bir sorunuza cevaben, "radenin zgrl kendini aka gsteriyor, ve sadece zihnimiz bunu bilebilir," diyor. "Zihnimiz bedenimizden bamsz olduundan m?" diye soruyorsunuz. "Evet." Ama tatmin olmuyorsunuz. Zihin ve beden dalizminin, fiziin herhangi bir pheye yer brakmayacak biimde belirledii enerji ve momentumun korunumu kanunlarn ihlal ettiini hatrlyorsunuz. Zihin dnyayla arada bir enerji ve momentum alverii yapmadan nasl etkileebilir ki? Ama fiziksel dnyadaki nesnelerin enerji ve momentumunun her zaman hep ayn kalmak zere korunduunu daima grmekteyiz. Bir frsat bulur bulmaz bir bahane mrldanp, Descartes'n brosundan kyorsunuz. Hemen yanndaki bro kapsnn stnde Gottfried Leibniz yazyor. eri girerken, profesr Leibniz biraz kzgn soruyor: "Orada yal Descartes'la ne yapyordunuz? Descartes'm karlkl etkileimciliinin delik deik olduunu herkes bilir. Maddi olmayan bir can, nasl olur da epifizde* madde halinde yerelleir?" "Daha iyi bir aklamanz var m?" "phesiz. Buna psikofiziksel paralellik diyoruz." yle zetliyor: "Zihinsel olaylar, beyin iindeki fizyolojik olaylardan bamsz ama onlara paralel ilerler. Etkileim yok, utan verici sorular da yok." Kendinden emin, glmsyor. Ama hayal krklna uruyorsunuz. Felsefe, sizin bir hr iradeye sahip olma, benliinizin bedeniniz stnde nedensel gce sahip olduu sezginizi aklamyor, kulaa sanki tozlar halnn altna saklamak gibi geliyor: Gzden
* Epifiz: Beyinde yer alan kozalaks bez..N.

rak olan, zihinden de rak olur. Kendi akanza sessizce glerken, birisinin size iaret ettiini gryorsunuz. "Adm Profesr John Q. Monist (Birci). Zihin hakkndaki bu dalist konumalardan banz dnyor olmal," diyor. Gittike artan zihinsel yorgunluunuzu kabul ediyorsunuz ve adam biraz alayc ekilde, "Zihin, makinedeki hayalettir," diyor. Sizin bariz aknlnza binaen devam ediyor: "Oxford'a bir ziyareti gelmiti; kendisine btn kolejler, binalar ve tesisler gezdirildi. Daha sonra, niversitenin nerede olduunu renmek istedi. Kolejlerin niversite olduunu fark etmemiti. niversite bir hayalettir." "Zihnin bir hayaletten fazlas olmas gerektiini dnyorum. Hem zaten ben, benlik uuruna sahibim..." Adam sznz kesiyor. "Hepsi bir serap; mesele uygun dili kullanmaktr," diyor ve ekliyor: "Dier yandaki monistlere gidin. Size anlatacaklardr." Belki de adam hakldr; monistler pekala hakikati retenler olabilirler. Gerekten de dier yandaki byk, zarif binada daha birok bro var. Ama orada da pankart tayan biri var. Size, "eri girmeden nce, kafanz vaatlerle dolu materyalizmle allak bullak etmeye alacaklarn bilmenizi isterim; iddialarn kabul etmeniz gerektiini syleyecekler nk kantn 'kesinkes' geliyor olduunda srar edecekler," diyor. Dikkatli olacanza sz veriyorsunuz ve adam kenara ekiliyor. Lobi grltl ama grltnn ou, dersin Radikal Davranlk olduunu bildiren bir afiin kapsna asld bir derslikten geliyor. Salonda, bir krsnn ardnda ileri geri yryen ve az sayda dinleyiciye ders veren bir adam olduunu gryorsunuz. Biraz daha yaklanca, konumacnn nl davran B. F. Skinner'in almalarndan sz ettiini fark ediyorsunuz. Tabi ya! Okulun nndeki tabelada Skin-

224

Zihin-Bedef Sorununu Aratrmak

225

ner'in dekan olduu yazlyd, almalarnn burada sayg grmesi doal. "Skinner' e gre, ara duygular ya da zihin hallerini es geip dorudan nceki fiziksel sebeplere gidilerek zihin sorunundan kanlabilir," diyordu konumac. "Bir kiinin davrannda sadece onun nceki evresel gemiiyle balantl olan ve nesnel olarak gzlemlenebilen o olgular dikkate aln." Bir sonraki broya gidip, oradaki profesre "Skinner, zihni tpk paralelcilerin etkileim sorununu ortadan kaldrmak istemesine benzer ekilde kaldrp atmak istiyordu; zihin yok, zihin-beden sorunu da yok. Bana kalrsa her ikisi de sorunu zmektense ondan kamakta baarl olmular," diyorsunuz. "Evet, radikal davranlk dar leklidir. Zihni incelemeliyiz ama sadece bedenin bir epifenomeni olarak. Epifenomenalizm," diye anlatyor profesr, "zihin ve uurun, bedenin epifenomenleri olduu fikridir; laf aramzda zihin-beden sorununda bir anlam kartlabilecek tek fikirdir; zihin ve uur, beyin tarafndan tpk karacierin safra salglamas gibi salglanrlar. Syleyin, baka ne olabilir ki?" "Sizin iiniz bana sylemek; filozof olan sizsiniz. Benlik uuru epifenomeninin beyinden nasl doduunu aklayn bakalm." "Henz bulamadm. Ama bulacamz kesin. Sadece an meselesi," diye srar ediyor ve bir yandan iaret parman sallyor. "Vaat veren materyalizm, tam da pankart tayan adamn uyard gibi!" diye syleniyor ve odadan kyorsunuz. Holn dier yanndaki broda, Profesr Kimlik de srarcyd. Hakikatin bir parasn edinmeden departmanndan ayrlmanz istemiyordu. Ona gre kimlik hakikatti: Zihin ve

beyin zdeti. Ayn eyin iki unsuruydular. "Ama bu benim zihin deneyimlerimi aklamyor; tm syleyeceiniz bu kadarsa, ilgilenmiyorum," deyip kapya doru gitmeyi deniyorsunuz. Ama Profesr Kimlik, anlattklarn anlamanz konusunda srar ediyor. Kullandnz dildeki zihinsel terimleri nrofizyolojik terimlerle deitirmeyi renmeniz gerektiini nk her zihin haline karlk gelen bir fizyolojik halin nihai anlamda mutlaka var olduunu sylyor. "Biri daha byle bir ey vaaz ediyordu, adna paralelcilik diyor,." diye cevap veriyorsunuz. Teklemeden felsefi terimlerle artk istediiniz gibi oynadnzdan dolay kendinizi pek memnun hissediyorsunuz. stnde ok allm bir yumuaklkla Profesr Kimlik, kimlik teorisinin bir baka yorumunu veriyor: "Zihinsel ve fiziksel bir olsa bile, onlar ayrrz nk onlar eyay bilmenin farkl yollarn temsil ederler. Bunu tam olarak anlamadan nce kategorilerin mantn renmeniz gerekiyor ama..." Bu son ukalalk tepenizin tasn attryor ve fkeyle cevap veriyorsunuz. "Bakn, saatlerdir bir brodan dierine sadece basit bir soruyla gidip duruyorum: Zihnimizin, ona hr irade ve uur veren doas nedir? Ve tm duyduum, byle bir zihne sahip olamayacam." Kimlik hi oral deil. uurun aslnda bulank, net olmayan bir kavram olduu gibi bir eyler mrldanyor. "uur bulank, ha?" Hala kzgnsnz. "Siz ve ben bulanz, yle mi? O zaman ne diye kendinizi ciddiye alyorsunuz?" Afallam olan Kimlik size cevap verme ansn bulamadan hzla kayorsunuz. karken de, aslnda hareketinizin beyninizde balatlan ve ayn anda zihninizde sanki hr ra-

224

Zihin-Bedef Sorununu Aratrmak

226

de eseriymi gibi ykselen artlanm bir tepki olabileceini dnp eleniyorsunuz. Kii felsefi yollarla hr iradeye sahip olup olmadn bilebilir mi yoksa felsefeden midi kesmeli mi? Ama felsefe bekleyebilir, u an tek istediiniz biraz pizza ve bir bardak kola. Binann lo bir ksm dikkatinizi blyor. Yakndan baknca bu binann daha eski bir mimarisi olduunu gryorsunuz. Yeni bina, bu eski binann blmleri stne ina edilmi. Bir tabela var: "dealizm. Girerseniz sorumluluk sizindir. Bir daha asla doru drst bir zihin-beden filozofu olamayabilirsiniz." Ama bu uyar, sadece meraknz kamlyor. lk bro Profesr George Berkeley'e ait. lgin adam bu Berkeley. "Bakn, fiziksel eyler hakknda syledikleriniz nihai anlamda zihinsel fenomenler, alglamalar ya da duyumsamalardr, yle deil mi?" diyor. "Bu doru," diyorsunuz etkilenerek. "Varsayalm birden uyanyorsunuz ve aslnda rya grm olduunuzu anlyorsunuz. Maddesel malzemeyi rya malzemesinden nasl ayrt edebilirsiniz?" "Muhtemelen edemem," diye kabul ediyorsunuz. "Ancak deneyimin sreklilii var." "Kahrolsun sreklilik. Nihai anlamda tm gvenebileceiniz, tm emin olabileceiniz, zihin malzemesidir: dnceler, duygular, anlar ve dierleri. Demek ki bunlar gerek olmallar."4 Berkeley'in felsefesini seviyorsunuz; hr iradenizi gerek klyor. Yine de fiziksel dnyaya bir rya demeye tereddt ediyorsunuz. Yan sra, baka bir ey daha sizi rahatsz etmekte. "Felsefenizde hi kimsenin zihninde olmayan u nesneler iin pek yer yok gibi grnyor," diye ikayet ediyorsunuz.

Ama Berkeley kendinden emin: "ey, onlar Tanr'nm zihnindeler." Ve bu kulanza dalizm gibi geliyor. lginizi yar karanlk bir oda ekiyor ve bir gz atyorsunuz. Bu da nedir! Duvarda, arkadan gelen bir n yanstlmasyla bir glge gsterisi yaplyor ama gsteriyi seyreden insanlar koltuklarna yle sk balanmlar ki geriye dnemiyorlar. Elinde k olan kadna "Neler oluyor?" diye fsldyorsunuz. "Bu, Profesr Eflatun'un idealist monizm sunumu. nsanlar sadece maddenin glgesini grebiliyorlar ve akllarn bir trl ondan alamyorlar. Glgelerin, kendi arkalarndaki daha 'gerek' aretipik nesnelerden, uurun idealarmdan dtn bilebilseydiler! Keke tek gereklik olan uurun n aratrmaya gleri olsayd!" diye esefle konuuyor. "Peki ama insanlar koltuklarna balayan nedir, yani gerek hayatta demek istiyorum?" diye soruyorsunuz. "nsanlar niin illzyonu gereklie yelerler? Bunu nasl cevaplayacam bilmiyorum. Fakltemizde bunun illzyon anlamna gelen maya'dan dolay olduunu syleyenler var sanrm Doulu mistikler. Ama maya'nn nasl ilediini bilmiyorum. Belki de profesr beklerseniz..." Ama beklemiyorsunuz. Darda, holn klar iyice azalyor ve bir ok iareti, "Dou mistisizmine gider," diye yn gsteriyor. Meraklsnz ama yorgunsunuz da, cannz hala pizza ve kola ekiyor. Belki daha sonra. Doulu mistiklerin beklemekten gocunmayacaklar kesin. Doulular sabrlaryla tannrlar. Ama beklemesi gereken pizza ve kola. Binann dna ktnzda, byk bir tartmann ortasna dyorsunuz. Bir yandaki tabela Mentalizm (Zihinselcilik) diyor ve bu mentalistlerin ne diyeceini duymak iin sabrszlanyorsu-

228

Zihin-Beden Sorununu Aratrmak

229

nuz. "Rakipleri kim acaba?" diye dnyorsunuz. te! Bir tabelada Fizikalizm (Fizikselcilik) yazyor. Konuma sras, o anda fizikselcilerde. Konumac kendinden pek emin grnyor: "ndirgemeci grte, zihin dzeyler hiyerarisinde en yksektedir ve nronsal (sinir hcresinden oluma) alt yap olan beyin ise en alttadr. En alt dzey, sttekinin nedensel belirleyicisidir; tersi olamaz. Jonathan Swift'in de syledii gibi: Bylece natialistler bir pireyi gzlemlerler stnde onun kann emen daha kk pireler olan; Ve onlarn stnde de onlar sran daha kk pireler; Ve bylece sonsuza dek gider. Daha kk olan pireler daha byk olan pireyi srrlar ama byk pireler kk pirelerin davranlarn asla etkilemezler." "Durun bakalm," diye uyaryor bir zihinselci, konuma sras onlarda. "Gurumuz Roger Sperry'e gre zihinsel gler nronlarn faaliyetlerini ihlal etmez, bozmaz veya nronal faaliyetler oluurken ortaya kmazlar ama zihinsel gler kendi ileme mantklaryla birlikte alt seviye beyin faaliyetlerine ek bir ey olarak meydana gelirler. uurlu zihnin nedensel adan kudretli olan gereklii, sinir hcrelerinden oluan alt yapnn organize etkileiminden doan yeni ortaya km bir dzendir ama sinir hcrelerinden oluan alt yapya indirgenemez." Konumac bir an susuyor, dier yandan bir fizikselci araya girmeye abalyor ama nafile: "Sperry, znel zihinsel fenomenlerin znel olarak deneyimlenmelerinden tr asli ve nedensel bakmdan kudretli gereklikler olduklarn, bunlarn kendi fizikokimyasal elerinden farkl ve bu elerden

daha fazlas olan ve bu elere indirgenemez gereklikler olduklarn savunur. Zihinsel antiteler fizyolojik olan, tpk fizyolojik olann molekler olan, molekler olann atomik olan, atomik olann atom alt olan vb. at gibi aar."5 Fizikselci konumac, Sperry'ninki gibi bir akl yrtmenin cambazlk olduunu, nronlarn herhangi bir ekildeki kmelenmesi veya konfigrasyonu iin kanlmaz olann, kendisini oluturan nronlara indirgenebilirlii olduunu syleyerek cevap veriyor. Zihnin her nedensel gibi grnen eyleminin izi, nihai anlamda beynin altta yatan sinir hcresinden oluma unsurlarna dek srlebilmelidir. Zihnin, beynin alt dzeyinde deiiklikler balatmas, beyin alt yapsnn bir neden olmakszn kendisi stnde etkide bulunmasna etir. Zihnin nedensel kudreti yani seme zgrl nereden gelir peki? "Dr. Sperry'nin tm tezi kantlanmam holizm, yani btnn kendini oluturan paralarndan daha byk olduu teoremine dayanmaktadr. Szlerimi burada noktalyorum." Konumac kendinden emin, yerine geiyor. Ama zihinselciler savunmalarna hazrlar. "Sperry hr iradenin, kendini oluturan zihinsel fenomenlerin fizikokimyasal elerinden daha fazlas olan yan olduunu syler. Bir biimde bu nedensel adan kudretli zihin kendi paralarnn, saysz nronun etkileiminden doar. Btnn, paralarndan daha byk olduu aktr. Sadece nasl olduunu kefetmemiz gerek." Rakipleri boyun emeye hazr deil. Ceketine levselci Dn yazl bir ine takm biri krsye geiyor. "Biz ilevciler beyin-zihne bir biyobilgisayar, beyne donanm ve zihne de yazlm olarak bakyoruz. Zihinselciliin yanl yola sapm destekileri olan siz zihinselcilerin de mutlaka katlaca gibi bilgisayar, beyin-zihni tarif etmek zere icat edil-

224

Zihin-Bedef Sorununu Aratrmak

230

mi en verimli benzetmedir. Ve bildiiniz gibi, biz indirgemeci gr tamamen kabul etmiyoruz. Zihin halleri ve sreleri, ister beyin ister silikon bilgisayar olsun, farkl yap tiplerinde yrrle konabilen ilevsel antitelerdir. Hakllmz yapay zekal bir makine ina ederek ispatlayabiliriz: Turing makinesi. Ama yine, zihinsel sreleri programlar stnde etkide bulunan programlar olarak tanmlamak zere yazlm dilini kullanmamza ramen, nihai anlamda her eyin bir donanm oyunu olduunu biliyoruz." 6 Bir zihinselci "Ama zihnin donanm dzeyinde eylem balatabilmesi iin yksek dzeyli programlarnn olmas gerekir..." diye araya girmeye alyor ama levselci Dn hi oral deil. "Szde yksek dzeyli programnz ya da herhangi bir program her zaman donanm olarak yrrle konur! Demek ki nedensel bir daireniz var, donanm neden olmakszn donanm stnde etkide bulunuyor. Bu imkansz. Sizin holizminiz, klk deitirmi dalizmden baka bir ey deil." Mentalistlerin sinirlendiini gryorsunuz. Bir mentaliste dalist demek en kt hakaret olmal. Bu srada birisi dikkatinizi ekmeye alyor. "Vaktinizi boa harcyorsunuz. Fizikselciler hakl. Zihinselci dnce sahte-monizmdir; gerekten de dalizm kokar ama Sperry hakldr da. Zihnin bir eyler olumaktayken, baka bir ey meydana getirme gc vardr. zm, dalizmin modern bir biimi. Yepyeni. te filozof Sir John Dual. Size aklayacak." Dual konumaya balyor ve hakkn vermek lazm, karizma sahibi bir adam diye dnyorsunuz. "Sir John Eccles ve Sir Kari Popper'in gelitirmi olduklar modele gre, zihinsel zellikler ayr bir dnyaya, 2. dnyaya aittir ve anlam daha da yksek bir dnyadan, 3. dnyadan gelir.7 Eccles, baskn beyin yarkresinde yerleik bir irtibat beynin, 1. dn-

yann beyin halleri ve 2. dnyann zihin halleri arasnda araclk yaptn syler. Bakn, yaratc zgrln sistemden dar zplamay gerektirmesini nasl inkar edebilirsiniz. Eer var olan tm sistem sizseniz, davrannz belirlenmi olmak zorundadr nk eylem balatan zihin hakkndaki herhangi bir neri, beyin-zihin-beyin eklinde giden ve Sperry'i de iine eken paradoksal sebep sonu emberinin iine dmek zorundadr." Dual'in karizmas sizi ok etkiliyor, yoksa aksan m? Ama ya korunum kanunlar? Ve Eccles'in irtibat beyin dedii ey, epifizin bir baka trym gibi gelmiyor mu kulaa? Size yle geliyor. Ama daha siz sorulara balamadan bir baka tabela dikkatinizi ekiyor: in Odas, yannda ise birka delii olan kapal bir kutu duruyor. "Bu, Berkeley niversitesinden Profesr John Searle tarafndan tasarlanan, yanllar ortaya karma makinesidir; ilevcilerin, zihni bir Turing makinesi gibi grmelerinin8 yetersizliini gsteriyor. Nasl ilediini size hemen gstereyim," diyor dosta bir adam, "ama nce kutuya girmeniz lazm." Biraz aryorsunuz ama kabul ediyorsunuz. Turing makinesinin yanllarn bizzat grme ansn karamazsnz. Ksa sre sonra bir yarktan bir kart kyor. Kartn stnde ince olduundan kukulandnz baz karakterler var ama ince bilmediiniz iin anlamn karamyorsunuz. Ancak kendi dilinizde yazlm ve size bir szle bavurmanz syleyen, ayrca bir deste kart iinden bulmanz gereken, cevap kart iin verilen bir talimat da var. Biraz uratktan sonra, talimata uygun olarak kart bir yarktan ieri sokuyorsunuz. Dar ktnzda, glmsemelerle karlanyorsunuz. "Semantik durumu anlayabildiniz mi? Kartlarda hangi an-

224

Zihin-Bedef Sorununu Aratrmak

232

lamlarn aktarldna dair bir fikriniz var m?" "Tabi ki yok," diyorsunuz, biraz sabrszca. "ince bilmiyorum, tabi yazlar ince ise, hem durugrr de deilim." "Yine de tpk bir Turing makinesi gibi semboller retebildiniz ama!" Anlyorsunuz. "Demek ki, tpk benim gibi Turing makinesi de sembolleri ilerken iletiimin ne olduunu anlamak zorunda deil. Sadece sembolleri iliyor diye onlar anladndan emin olamayz." "Ve eer makine sembolleri ilerken anlamyorsa, onun dndn nasl syleriz?" diyor John Searle adna konuan kii. Searle'nin zekasna hayran oluyorsunuz. Ama eer ilevcilerin iddias yanlsa, onlarn zihin-beden ilikisini resmedileri de yanl olmal. Sperry'nin ortaya k fikri dalizme yakn. Ve dalizm bu yeni Poppervari ambalajnda satldnda bile, yine de pheli. uuru ve hr iradeyi anlamann baka yolu var m, diye dnyorsunuz. Belki de yal Skinner haklyd; davranlar analiz etmeli ve bununla yetinmeliydik. tedeki emenin nndeki amata da neyin nesi? Bir faytonda oturan Dou Hindistanl bir Budist keiin, olsa olsa kral olabilecek, taht tac yerinde biriyle tartmas beklemeyeceiniz bir ey. Siz akn akn bakarken, kei faytonu zmeye balyor. lk nce atlar faytondan zyor ve soruyor: "Atlar, fayton mudur ey asil kral?"Kral cevaplyor: "phesiz hayr." Kei daha sonra tekerlekleri kartyor ve soruyor: "Tekerlekler fayton mudur, ey asil kral?" Ayn cevab alan kei faytonun ayrlabilir tm paralar kana dek ileme devam ediyor. Sonra faytonun asisini iaret ediyor ve son kez soruyor: "Fayton bu mudur ey asil

kral?" Kral bir kez daha cevaplyor: "phesiz hayr." Kraln yzndeki sknty grebiliyorsunuz. Ama phesiz, size gre kei anlatmak istediini anlatt. Fayton nerede? Yemek yemeniz lazm nk gznzn nnde egzotik imgeler uuurken banzn dndn hissediyorsunuz. Derken sanki bir sihir gibi, Profesr John Q. Monist nnzde beliriyor ve kmseyen bir tavrla; "Grdnz ya, size sylemitim. ndirgenebilir paralar olmadan fayton da yoktur. Paralar btndr. Paralarndan ayr bir faytona dair herhangi bir kavram, makinedeki hayalettir." Artk iyicene kafanz karyor, pizza ve kola tamamen unutuldu. Nasl olur da bir Budist kei, idealist tarafa ait olmas beklenen hakiki bir Doulu mistik, Profesr Monist gibi alayc birinin eline silah verecek trden tartmalar yapabilir? Eer Budizme ainaysanz burada hibir gariplik yoktur. Budist kei (ad Nagasena idi ve kral da Kral Millinda) kulaa aynen Profesr Monistmi gibi gelebilir nk her ikisi de nesnelere benlik doas atfetmezler. Ancak, monistik materyasitlere gre nesnelerde nihai anlamda indirgenebilir paralardan yani onlar oluturan temel paracklardan baka hibir benlik doas yoktur. Nagasena'ran gr -idealist monizm- ise radikal biimde farkldr. Nesnelerde uurdan gayr benlik doas yoktur. zellikle dikkat etmelisiniz, znelere de benlik doas atfetmek iin hibir gereke yoktur. (Berkeley tr idealizmin eletirildii nokta budur.) Eski idealist monizmde, sadece akn ve birletirici uur gerektir. Dnyann zne-nesne ayrm da dahil geri kalan epifenomendir, mayadr, illzyondur. Bu felsefi adan akllcadr ama tam olarak tatmin edici

234

deildir. Yok-benlik (ya da benliin illzyonvari doas) doktrini bireysel benlik deneyiminin nasl ortaya ktn aklamaz. Bizim ahsi "Ben"liimizi aklamaz. Dolaysyla en baskn deneyimlerimizden biri darda kalmtr. te felsefeyi ksaca gzden geirdik. Dalizm zihin-beden etkileimini aklamada zorluk ekiyor. Materyal monistler hr iradeyi inkar etmekteler ve uuru bir epifenomen, sadece biyobilgisayar donanmmzn yazlm yaygaras olarak ele almaktalar. Monistik idealistler bile eksikler nk onlar da kiisel benlik deneyiminin altn oymaktalar, btne kendilerini ar kaptrmlar. Kuantum mekanii bu zorlu sorularn bazlar stndeki amaz zebilir mi?

KUANTUM ZHN" ARAYI


Son blmde zihin-beden sorununa hibir felsefi cevabn tamamen tatmin edici olmadn grdk. En tatmin edici felsefe idealist monizm olarak grnmekte nk uurun asli gereklik olduuna dayanmaktadr ama idealist monizm bile bireysel, kiisel "Ben" deneyimimizin nasl ortaya kt sorusunu cevapsz brakmaktadr. Kiisel benlik niin idealizm iin zor bir meseledir? nk idealizmde uur akn ve birletiricidir. Biri pekala o zaman dier eylerden ayr olma duygusu nasl ve niin ortaya kyor diye sorabilir. Shankara gibi idealistler tarafndan verilen geleneksel cevap, bireysel benliin, ikin dnyann geri kalan gibi, illzyon olduu eklindedir. Sanskrite maya denilen illzyon dnyann bir parasdr. Benzer biimde, Eflatun da dnyaya bir glge oyunu der. Ama hibir idealist filozof byle bir illzyonun neden mevcut olduunu aklamaz. Bazlar bir aklamann bulunabileceini dosdoru inkar eder: "Maya doktrini, (zne-nesne dnyasn) greceli adan oulluunun gerekliini kabul eder ve bu greceli gerekliin Mutlak (farkllamam, tezahr etmemi uur) ile ilikisinin tarif edilemeyeceini veya bilinemeyeceini bildirir."1 Bu tatmin etmeyen bir cevaptr. Bireysel "Ben"in ger-

235

236

"Kuartm Zihin"i Aray

237

ekten de bir illzyon, bir epifenomen olup olmadn bilmek istiyoruz. Eer yleyse illzyonu yaratann ne olduunu bilmek istiyoruz. Eer bir optik illzyon grseydiniz, hemen aklamasn arardnz deil mi? Bu bireysel "Ben" deneyimi hayatlarmzdaki en kalc, en srarl deneyimdir. Niin ortaya ktna dair bir aklama aramayalm m? Belki bireysel "Ben"in nasl ortaya ktn bulabilirsek, kendimizi daha iyi anlayabileceiz. Maya'y modelimizle aklayabilir miyiz? Bu blmde idealist monizm erevesinde bireysel, (dierlerinden) ayr ben-deneyimimizi aklayan bir zihin ve beyin (beyin-zihin diye isimlendiriyoruz) gr sunacam.

DEALZM VE KUANTUM "BEYN-ZHN"!

Son birka yl iinde gittike daha ok farkna vardm ki, aklayc gc bakmndan tam ve tutarl olan tek beyin-zihin gr udur: Beyin-zihin, kendisinin hem klasik hem de kuantum bileenleriyle karlkl etkileen bir sistemdir. Bu bileenler, uurun asli olduu temel idealist ereve iinde etkileirler. Bu ve sonraki birka blmde, byle bir grn zihin-beden sorununa nerdii zm inceleyeceim. Bu grn, zihin-beden sorununa getirilen dier zmlere benzemeyen biimde, uuru, beyin-zihin meselelerindeki sebep-sonu ilikilerini (yani, hr iradenin doasn) ve kiisel ben-kimlii deneyimini akladn gstereceim. Ek olarak, bu zmn insan deneyiminin temel malzemesinin yaratclk olduunu nasl aa kardn greceiz. Kuantum ve klasik makineler arasndaki ayrm, u anki cevapta ("Realizmin ve dealizmin Uzlamas" balkl blmde tarif edildii anlamda) tamamen ilevseldir. Beyin-zih-

nir kuantum bileeni rejeneratiftir ve halleri de ok yzldr. Bu, uurlu seim ve yaratclk iin aratr. Tam tersine, uzun bir rejenerasyon zamanna sahip olduundan beyin-zihnin klasik bileeni hafzay oluturabilir ve bylece deneyim iin bir gnderme yapma noktas olarak i grebilin. "Kuantum mekaniin tm bu fikirlerinin beyin-zihne uygulanabildiinin kant var m?" diye sorabilirsiniz. En azndan ikinci dereceden kantlar var. David Bohm ve ondan nce de August Comte, dnce iin ileyen bir belirsizlik ilkesi var gibi, demilerdi.2 Eer dncenin ieriine younlaacak olursak, dncenin hangi yne yneldii gzden kaybolur. Eer bir dncenin ynne younlarsak, ierii bulanklar. Dncelerinizi gzlemleyin ve kendiniz grn. Bohm'un gzlemini genelletirebilir ve dncenin bir aretipik bileene sahip olduunu ne srebiliriz. Onun farkmdalk alannda ortaya k, iki dolank deikenle ilikilidir: Arlkl ge (annda ierik, fiziksel nesnelerin konumu gibi) ve arm (farkmdalktaki dncenin hareketi, fiziksel nesnelerin momentumu gibi). Farkmdaln ise iinde dnce nesnelerinin ortaya kt mekan (uzay) gibi olduuna dikkat edin. Demek ki, dnce gibi zihinsel fenomenler tamamlayclk sergiliyor gibidirler. unu ne srebiliriz: Dnce, her zaman biim iinde (arlkl ge ve arm gibi zelliklerce tarif edilerek) tezahr etmesine karn tezahrler arasnda akn aretipler olarak mevcuttur; tpk akn tutarl sperpozisyon (dalga) ve tezahr etmi tek yzl (parack) zellikleriyle kuantum nesnelerinin yapt gibi. Ek olarak, zihinsel fenomende bolca sreksizlik -kuantum sraylar- kant vardr, zellikle de yaratclk fenomeninde.3 En sevdiim besteci olan aykovski'den hayli etkili

244

"Kantm

Zihin"i Aray YENIDEN TOMMY MARCEL'IN VERLER

238

bir alnt: "Genel olarak sylersem, gelecekteki bir bestenin tohumu aniden ve beklemediiniz bir anda gelir... Sra d g ve hzllkla kk salar, topraa dalar, dallar ve yapraklar fkrtr ve sonunda iek aar. Yaratc sreci bu benzetmeden baka bir eyle anlatamam." 4 Bu benzetme, bir kuantum fizikisinin kuantum srayn tarif ederken kullanabilecei trden bir benzetmedir. Sizi daha pek ok alnt okumaktan kurtaraym ama una deinmeden geemem; Jules-Henri Poincare5 ve Cari Friedrich Gauss6 gibi byk matematikiler kendi yaratc deneyimlerinden benzer terimlerle sz etmiler; bunlar da kuantum sray gibi ani ve sreksizdir. Sidney Harris imzal bir karikatr ayn noktay ok gzel aklyor. Einstein bir kara tahtann nnde elinde tebeirle durmaktadr. Tahtada E=ma 2 denkleminin yazlm ve stnn izilmi olduunu grrz. Bunun altna da E=mb 2 denklemi yazlm ve yine st izilmitir. Karikatrn bal yledir: "Yaratclk An". E=mc 2 dar frlayacak mdr? Muhtemelen hayr. Karikatr, yaratclk annn tam bir parodisidir nk hepimiz sezgisel olarak fark ederiz ki, yaratclk an bylesi srekli, mantkl basamaklar izlememektedir. [Matematik yapmann beceriksizce ve abasz tr hakknda tam bir elence isteyenler iin George Polya'nn How to Solve t (Nasl zmeli) adl kitabn neriyorum.] Zihnin eyleminde de yerel olmayn kant vardr; sadece nceden szn ettiim tartmal uzaktan grme verilerinde deil, ayrca daha sonra inceleyeceimiz yakn zamanlarda yaplm olan beyin dalgas tutarllk deneylerinde de. Tony Marcel'in aratrmas da beyin-zihnin kuantum bileeni fikrini destekler. Bu veriler, zel bir ilgiyi hak edecek kadar nemlidirler.

On yl akn bir zamandr, Tony Marcel'in verileri var olan bilisel modeller tarafndan tatmin edici biimde aklanamad. Bu veriler, kuyu-kaz-yumurta ve kmes-kaz-yumurta gibi kelimeden oluan ve bazen ortadaki mulak anlaml kelime sadece uurd bir yolla alglanabilsin diye bir desenle gizlenen dizilerin son kelimelerinin tannma sresini lmeyi iermektedir.7 Desenle gizlemenin etkisi, ilk kelimenin, tanma sresi stndeki (kmes durumunda olduu gibi) uyumlu ve (kuyu durumunda olduu gibi) uyumsuz etkisini ortadan kaldryor gibi grnmektedir. Deneklerin, st bir desenle rtlmemi ikinci kelimenin farknda olduklar koullar, "kelime tanmada nceki balamn etkisinin seici teorisi" denilen eyi desteklemektedir.8 Birinci kelime, ok anlaml olan ikinci kelimenin alglanan anlamn etkiler. Sadece ikinci kelimenin pein hkm tayan anlam (birinci kelimenin etkisiyle yanl hale gelmitir) geirilir. Eer bu anlam, hedef kelime ile tutarl ise tanmann kolaylamas durumunu elde ederiz: ksa tanma sresi. Eer bu anlam hedef kelime ile tutarsz ise tanmann engellenmesi durumunu elde ederiz: uzun tanma sresi. Eer beyin-zihne, ilevcilikteki gibi, klasik bir bilgisayar olarak baklacak olursa, o zaman bilgisayar bu tr bir durumda seri halinde, yukardan aaya, lineer ve tek ynl bir tarzda iliyor olmalyd. ok anlaml kelime rtldnde, onun her iki anlam da -pein hkm balamnn varlna baklmakszn- bilginin ardk ilenmesinde mevcut grnmektedir; nk tutarl ve tutarsz koullarn tanma sreleri yaklak ayndr. Marcel, bizzat uurlu ve uurd alglamay birbirinden ayrt etmenin nemini belirtir ve uurd tanmlamaya seici ol-

244

"Kantm Zihin"i Aray

241

mayan teorinin uygulanmas gerektiini iaret eder. (Seici teori sadece uurlu alglamaya uygulanr.) Ek olarak, byle bir seici olmayan teori paralel ilemeye dayanyor olmaldr; oklu bilgi birimleri bu ilemde geri besleme de dahil ezamanl ilenirler.9 Byle paralel datlm ilem modelleri ise eitli bileenler arasndaki balantlarn baskn rol oynad yapay zekal makinelere aadan yukar, balantc yaklamn rnekleridir. Fazla teknik ayrntya girmeden anlataym; lineer ve seici olan klasik ilevci modellerin hibiri, rtmenin kullanlmad durumlardaki pein hkm balamn aklama gl ekmez ama bu modeller rtme kullanlan uursuz alglama deneyinde meydana gelen nemli deiimi aklayamamaktadr. Ayns, seici olmayan paralel ileme teorileri iin de geerlidir. Bunlar her iki veri kmesine -uurlu alglama vakas ve uurd alglama vakas- uyacak ekilde ayarlanabilirler ama iki takm birlikte tutarl bir biimde aklanamaz. "Demek ki," diye sonuca varmaktadr Marcel "bu [rtme] verileri, rtmenin olmad koullardakilerle tutarszdr ve nitelik olarak farkldr." Bylece Marcel'in verilerinde uurlu ve uurd alglama arasndaki ayrm, bilisel modelleri destekleyenler iin bir sorun oluturmaktadr. Psikolog Michael Posner'in uurlu ve uurd alglama arasndaki ayrm iin ok nemli bir malzeme olarak dikkati ne sren bir bilisel zm vardr.10 Dikkat, seicilikle gelir. Demek ki Posner'e gre, dikkat kesildiimizde iki anlamdan birini seeriz, tpk Marcel deneyindeki mulak kelimenin uurlu alglanmasnda olduu gibi. Dikkat kesilmediimizde ise seim yoktur. yleyse mulak bir kelimenin her iki anlam da alglanmaktadr, tpk Marcel'in deneyindeki rtlm kelimenin uursuz alglanmasndaki gibi. Peki dikkati ap kapatan kim? Posner'e gre, dikkati

ap kapatan merkezi ilem birimidir (CPU). Ancak kimsenin beyin-zihninde bir merkezi ilem birimi yoktur ve bu kavram, beynin iinde kck bir insan varm gibi bir grnt douruyor. Nobel dll biyolog Francis Crick u szleriyle soruna deinmi: "Geenlerde zeki bir kadna herhangi bir eyi nasl algladmz anlama sorununu aklamaya alyordum ve bir trl baaramadm. Neden bir sorun olduunu bir trl anlamyordu. En sonunda aresizlik iinde kendisinin dnyay nasl grdn sandn sordum. Muhtemelen kafasnda bir yerde bir televizyona benzeyen bir ey olduunu syledi. 'Peki o zaman,' diye sordum 'ona bakan kim?' Sorunun ne olduunu p! diye anlamt."11 Biz de pekala yzleebiliriz: Beyinde oturan ve bir kontrol odasndan kanallar ayarlayan, dikkati ap kapatan, zihin kmelerinin tm eylemlerine anlam veren ve yorumlayan bir yerel kk adam veya merkezi ilem birimi yoktur. Demek ki kendine gnderme, yani kendi "Ben"imize deneyimlerimizin znesi olarak gnderme yapma becerimiz yukardan aaya, aadan yukarya ileyen klasik ilevci modeller iin ok zor bir problemdir. Aradmz ey, bakan eydir. Bu ok nemli yansmay beyin-zihnin materyalist modellerinde aklamak tpk kuantum lmndeki von Neumann zincirini aklamak kadar zordur. Bir kii iki farkl anlam olan ve rtlm bir kelime grdnde beyin-zihnin, her biri kelimenin anlamlarndan birini tayan hallerin bir kuantum tutarl sperpozisyonu haline geldiini varsayalm. Bu varsaym Marcel verilerinin her iki takmn da -uurlu ve uurd alglama- bir merkezi ilem birimi kavramna gerek duymakszn aklar. uurlu alglama verilerinin kuantum mekaniine gre yorumu der ki, balamsal kmes kelimesi, iki dall kaz kelimesinden (tutarl sperpozisyon) bir kmes hayvan olan anla-

244

"Kantm

Zihin"i Aray

243

mn aa kartr (yani dalga fonksiyonu sadece kmes hayvan anlamnn seilmesiyle ker). Bu hal, son kelime olan yumurta'ya denk gelen hal ile byk rtmeye(akmaya) sahiptir (pozitif armlar, kuantum mekaniinde iki hal arasndaki byk rtmeler diye ifade edilir) ve bylece yumurta kelimesinin tannmas kolaylar. Benzer ekilde, rtlmemi tutarsz kelime dizisinin alglanna ait kuantum modeli tarifinde, kuyu kelimesi balam; kaz'n tutarl sperpozisyon halinden kazma eylemi anlamna karlk gelen hali aa kartr; kuyu ve yumurta'ya denk gelen haller arasndaki anlam rtmesi kktr ve bylece engelleme oluur. Ortadaki kelimenin rtld uyumlu ve uyumsuz kelime dizilerinin alglannda ise, kaz kelimesi uurdyla alglanr ve dolaysyla belirli bir anlamn dar kmas sz konusu olmaz; tutarl sperpozisyon kmez. rtlen kaz kelimesinin, kaz'n hem bir kmes hayvan hem de kazma eylemi anlamlarn ieren bir tutarl sperpozisyona yol amasnn dorudan kant bylece grlebilir. Aksi takdirde kaz kelimesi rtldnde kiimes-kaz-yumurta, kuyu-kaz-yumurta dizilerinde pein hkm kelimesinin etkisi nasl olur da neredeyse ortadan kalkard? Kaz kelimesine hem bir hayvan hem de kazma eylemi olarak ayn anda eriim fenomeninin tam olarak aklanmas, beyin-zihnin klasik lineer tarifinde hayli gtr nk byle bir tarif "ne o/ne bu, ya o/ya bu" eklindedir. Kuantum tarifinin salad "her ikisi, o ve bu" eklindeki avantaj aktr.12 Zihin ve kuantum arasndaki paralellikleri -belirsizlik, tamamlayclk, kuantum sramalar, yerel olmay ve son olarak tutarl sperpozisyon- neren verilerin kesin olmadnn farkndaym. Yine de pekala, radikal bir eyin gstergesi olabilirler: Zihin dediimiz ey, atomalt maddenin nesnele-

rini andrmaktadr ve kuantum mekaniininkine benzer kurallara uymaktadr. Devrim yaratacak bu fikri baka bir biimde ifade etmeme izin verin. Sradan maddenin nihai anlamda madde aretipleri diyebileceimiz atomalt mikroskobik nesneler iermesi gibi, zihnin de nihai anlamda (Eflatun'un idea dediklerine pek benzeyen) zihinsel nesnelerin aretiplerini ierdiini varsayalm. Dahas bunlarn madde aretiplerinin yaplm olduu ayn temel zden yapldklarn ve ayrca kuantum mekaniine uyduklarn nermekteyim. Dolaysyla kuantum lm hakkndaki dnceler onlara da uygulanabilmektedir.

KUANTUM FONKSYONELCL

Bu tr bir speklasyon yapan tek kii ben deilim. Jung, psie ve maddenin nihai anlamda ayn yaptamdan olumu olmas gerektiini yllar nce sylemiti. Son yllarda ise birka bilim adam beyin verilerini aklamak zere beyin-zihnin makroskobik almalarn kuantum mekaniine sokmaya cidden urat. imdi okuyacaklarnz onlarn bu abalarnn ksa bir zetidir: Bir elektrik uyarts bir nrondan dierine sinaptik boluu (bir nronun dierini besledii yer) aarak nasl geer? Geleneksel teori, sinaptik aktarmn kimyasal deime sayesinde olduu eklindedir. Ancak bununla ilgili kantlar bir biimde ikinci derecedendir ve E. Harris VValker bu kantlara kuantum mekanii sreci bakmndan kar kmaktadr.13 VValker, sinaptik boluun sinir sinyallerinin aktarmnda kuantum tnelleme etkisinin nemli bir rol oynayabilecei kadar kk olduunu dnmektedir. Tnelleme, bir ku-

244

"Kantm Zihin"i Aray

245

antum nesnesinin almas imkansz bir engelden geebilme hassasdr, bu onun dalga zelliinden kaynaklanan bir durumudur. John Eccles de beyine kuantumluluu sokmak zere benzer bir mekanizmay tartmaya amt.14 Avustralyal fiziki L. Bass ve daha yakn zamanlarda Amerikan fiziki Fred Alan Wolf, zekann ileyebilmesi iin, bir nronun atelenmesine makroskobik uzaklklardaki -kortikal dokunun genilii olan on santimetre kadar- balantl nronlarn atelenmesinin elik etmesi gerektiini gzlemlediler. Wolf, "Bunun meydana gelebilmesi iin beynimizin molekler dzeyinde, sinapslarmz arasnda var olan (tabi ki Einstein, Podolsky ve Rosen tarznda) yerel olmayan balantlara ihtiyacmz vardr" der. Demek ki sradan dnmz bile kuantum olaylarn doasna dayanmaktadr.15 Princeton niversitesi aratrmaclar Robert Jahn ve Brenda Dunn beyin-zihnin paranormal yetenekleri iin bir benzetme eklinde de olsa kuantum mekaniini kullanmlardr.16 Bir kez daha ilevcilerin kulland modeli dnelim; u klasik bilgisayar modelini. Richard Feynman bir keresinde bir klasik bilgisayarn yerel olmay asla taklit edemeyeceini matematiksel olarak kantlamt.17 Bylece ilevciler DDA ve anlam gibi yerel olmayan deneyimlerimizin geerliliini inkar etmeye zorlanmlard nk beyin-zihin modelleri (yerel olmayan fenomenleri derhal oluturma veya modelleme becerisi olmayan) klasik bilgisayara dayanmaktayd. Ne byk miyopluk! Bir kez daha Abraham Maslow'dan alnt yapacam: "Eer sahip olduun tek alet eki ise, her eye iviymi gibi davranmaya balarsn." Peki ama kii, uuru yerel olmay olmadan sergileyebilir mi? Biz insanlarn deneyimledii haliyle uurdan sz ediyorum: Yaratclk, sevgi, seme zgrl, DDA, mistik de-

neyim becerisi olan bir uur; evrendeki yerini anlamak zere anlaml ve evrimleen bir dnya gr biimlendiremeye cret eden bir uur. Belki de beyin, kendi klasik sistemiyle ii paylaan bir kuantum sistemine sahip olduu iin uuru barmdryordur, diyor Alberta niversitesinden biyolog C. I. J. M. Stuart ile meslektalar fiziki M. Umezawa, Y. Takahashy18 ve Berkeley niversitesinden fiziki Henry Stapp.19 Benim uyarladm (bir sonraki blmde greceksiniz) bu modelde, beyinzihne etkileen biri klasik, dieri kuantum olan iki sistem olarak baklmaktadr.20 Klasik sistem, klasik fiziin deterministik kanunlarn izleyen tm pratik amalar iin olan programlar altran bir bilgisayardr; dolaysyla algoritmik biimde taklit edilebilir. Halbuki kuantum sistemi sadece ksmen algoritmik olan programlarla alr. Dalga fonksiyonu, yeni fiziin olaslk kanunlarna gre evrimleir; bu ksm algoritmiktir, sreklidir. Ayrca dalga fonksiyonunun kmesinin sreksizlii vardr; bu temelde algoritmik deildir. Sadece kuantum sistemi, kuantum tutarll sergiler; bileenleri arasnda yerel olmayan bir balant. Ayrca, kuantum sistemi rejeneratiftir ve demek ki yeni olanla (kuantum nesneleri her zaman yeni kalrlar) baa kabilir. Klasik sistem hatralar oluturmak, km olaylarn kaytlarn tutmak ve bir sreklilik algs yaratmak iin arttr. ok ey ima eden fikirler ve veriler boldur ama anlatmak istedikleri nokta basittir: Birok fiziki arasnda gittike glenen kan, beynin, klasik sinirsel dzenlenii nemli bir biimde tamamlayan kuantum mekanik makro doas ile interaktif (etkileimci) bir sistem olduudur. Byle bir fikir evresinde henz bir kervan oluturacak kadar toplanan yok ama tek bana yol alan bir at arabas da deil.

244 HEM KUANTUM SSTEM HEM DE LM AYGITI OLAN BEYN-ZHN

"Kantm

Zihin"i Aray

247

Beyin-zihnin kuantum sistemine teknik olarak sadece yerel etkileimler yoluyla deil, ayrca EPR tarznda balantl olan birok bileen ieren bir makro kuantum sistem olarak bakmaktayz. Byle bir sistemin durumlar nasl temsil edilebilir? Gergin bir ipe aslm olan bir sarkac hayal edin. Daha iyisi, kendinizi ve sevgilinizi sarkalar gibi sallanrken hayal edin. imdi ikiniz iftlenmi sarka sistemini oluturmaktasnz. Eer kendinizi hareket ettirirseniz ama sevgiliniz hareketsiz ise, ksa sre sonra sevgiliniz de sallanmaya balayacaktr; yle ki ksa sre iinde tm enerjiyi o toplayacak ve siz duracaksnz. Sonra devir tekrarlanacak. Ama bir eyler eksik. Pek birliktelik yok. Sorunu zmek iin her ikiniz de ayn fazda ayn anda sallanmaya balayabilirsiniz. Bu biimde balaynca, eer hibir srtnme yoksa birlikte sonsuza dek hareket edeceksiniz. Ayn durum, birlikte zt fazlarda sallanmaya balasaydnz da geerli oldurdu. Salnmann bu iki biimi iftlenmi sarkacn normal modlar olarak adlandrlr. (Her ikiniz arasndaki balant, yine de hayli yereldir; sarkalarnz destekleyen gergin iple mmkn olan bir balantdr.) Karmak bir sistemin durumlarn da, bu bir kuantum sistemi olsa bile, onun tahrikinin farazi normal modlar, kuantas ya da daha genel anlamyla, normal modlarnn kmeleriyle benzer ekilde temsil edebiliriz. (Bunlara zihinsel kuant demek iin vakit hayli erken ama yakn zamanda uur hakknda dzenlenen ve katldm bir konferansta psionlar, mentonlar vb. isimler kullanp hayli akalatk.) Varsayalm ki bu normal modlar, nceden deindiim

zihinsel aretipleri oluturuyor olsun. Jung, zihinsel aretiplerin evrensel bir karakteri olduunu bulmutu; rka, tarihe, kltre ve corafi kkene bal deillerdi.21 Bu durum, Jungvari aretiplerin evrensel kuant kmeleri -szde normal modlar- olduu fikrine pek.ho biimde uyuyor. Beynin bu kuantlardan yaplma kuantum sisteminin bu hallerine saf zihin halleri adn vereceim. Bu resmi terminoloji, daha sonra anlatacaklarm bakmndan yararl olacak. Varsayalm ki beynin tm hacmi, mikroskobik alt maddesel nesneleri grebilmek iin bytmede kullandmz lm aygtnn klasik benzeri olsun. Beynin klasik aygtnn kuantum zihin nesnelerini byttn ve kaydettiini varsayalm. Bu, beyin-zihin sorununun en inat bulmacalarndan birini zmektedir: beyin-zihin kimlii sorunu. u an filozoflar arasnda geerli olan tutum, ya neyin neyle zde olduunu netletirmeden ya da bir tr psikofiziksel parallelik belirlemeden beyin-zihin kimlii esaslarn ortaya atmalardr. Kuantum modelde, zihin halleri kuantum sistemin halleridir ve bir lmle, kuantum beynin bu halleri lm aygtnn halleri ile balantl hale gelir (tpk Schrdinger'in kedisi paradoksundaki kedinin halinin radyoaktif atomun haliyle balantl hale gelmesi gibi). Demek ki beyin-zihindeki ken ve deneyimlenen her kuantum olay, klasik beynin lt (bytt ve kaydettii) bir saf zihin halini temsil eder ve bu kimlik iin ak bir tarif ve hakl gerekedir. Beynin ounu bir lm aygt gibi kabul etmek, beyin ve uurlu olaylar hakknda dnmenin yeni ve kullanl bir yolunu aar. Biyologlar sk sk uurun beynin bir epifenomeni olmas gerektiini nk beynin doal hasar veya ilalar yoluyla deimesinin uurlu olaylar da deitirdiini savunurlar. "Evet!" der kuantum teorisyeni nk lm aygtn

244

"Kantm Zihin"i Aray

248

deitirmek llebilen eyi de kesinlikle deitirmekte ve dolaysyla olay deitirmektedir. Kuantum mekaniin formel doasnn beyin-zihne uygulanabilmesi fikri yeni deildir ama yava yava gelimektedir. Ancak beyin-zihne bir kuantum sistem/lm aygt olarak bakma fikri yenidir ve burada incelemek istediim de bu hipotezin sonulardr. Krp paralamak iin ellerinde balta olan beyin bilimciler itiraz edecekler. Makroskobik nesneler, hacimli nesneler klasik kanunlara yaklak olsa da uyarlar. Kuantum mekanii beynin makro doasna bir fark yaratacak yeterlikte nasl uygulanabilir ki? uuru aratrmak isteyen bizler itiraz geersiz sayacaz. Makrokozmostaki nesnelerin klasik fizie, yaklak olsa bile uyduu yolundaki genel kuraln baz istisnalar var. Makro dzeyde olsa da klasik fizikle aklanamayan birka sistem mevcuttur. Byle bir sistem, daha nce ele aldmz speriletkenlerdir. Makro dzeydeki kuantum fenomenin bir dier tandk rnei ise lazerdir. Lazer nlar Ay'a gidip geri gelmekte ve bu arada incecik bir kalem biimini korumaktadr nk nn fotonlar tutarl ezamanl haldedir. Mzik olmadan insanlar dans ederken izlediniz mi hi? Birbirlerine hi uymayan ritmlerde dans ederler deil mi? Ama bir ritm tutturun, mkemmel bir elikle dans edebileceklerdir. Lazer huzmesindeki fotonlarn tutarll, onlarn makro dzeyde bile ileyen kuantum mekanii etkileimlerinden domaktadr. Beynimizdeki kuantum mekanizmas, lazere benzer biimde iliyor22 ve beynin klasik paralar bytme ve kayt (geici de olsa) tutmak iin lm aygt roln stlenirken kendisini yerel olmayan uurun mdahalesine ayor olabilir mi? Bunun cevabnn evet olduuna ikna oldum.

Lazerin sergiledii tutarllk tr belirli zihinsel eylemlerde farkl beyin blgeleri arasnda da var mdr? Byle bir tutarlln dorudan kantlar gerekten de bulunmutur. Meditasyon aratrmaclar beynin farkl blgelerinden -n ve arka ya da sa ve sol- elde ettikleri beyin dalgalarn faz bakmndan herhangi bir benzerlik gsterip gstermediklerini saptamak iin incelemilerdir.23 Gelikin teknikleri kullanan bu aratrmaclar meditasyon yapan deneklerinin kafataslarnn farkl ksmlarndan gelen beyin dalgalarnda tutarllk olduunu gstermilerdir. Beyin dalgalarnn meditasyon srasnda uzamsal tutarllna ilikin ilk raporlar, o zamandan beri baka aratrmaclar tarafndan da dorulanmaktadr. Dahas, bulunan tutarllk derecesinin meditasyon yapanlarn bildirdii saf farkndalk derecesiyle doru orantl olduu grlmtr. Uzamsal tutarllk, kuantum sistemlerinin artc zelliklerinden biridir. Demek ki tutarllk hakkndaki bu deneyler, kuantum zihin diyebileceimiz beynin bir kuantum sistemin normal modlar iin bir lm aygt gibi i grdne ilikin dorudan kantlarn salayabilirler. Daha yakn zamanlarda, meditasyon halindeki denekler ile yaplan elektroansefalografik (EEG) tutarllk deneyleri, ayn anda iki denein beyin dalga tutarlln lmeye doru geniletilmitir; sonu olumludur.24 Bu, kuantum mekanszlnn yeni kantdr. ki kii birlikte meditasyon yaparlar veya uzaktan grme yoluyla balantldrlar. Beyin dalgalar tutarllk gsterir. phecilerin bile meraklanmas gerekmez mi? Byle bir veriyi zihinler arasndaki EPR balantsndan baka ne aklayabilir ki? Beyin-zihindeki kuantumluluk iin u ana kadar ortaya kan en aklayc deneysel destek, Jacobo Grinberg-Zylberbaum ve meslektalar tarafndan yrtlen ve iki beyin ara-

244

"Kantm Zihin"i Aray

251

sndaki EPR balantsnn dorudan gzlemlenmesi deneyinden gelmektedir ("Einstein-Podolsky-Rosen Paradoksu" balkl blm). Bu deneyde iki denek, aralarnda dorudan (yerel olmayan) bir balant olutuunu hissedene dek etkileirler. Daha sonra iki denek birbirlerinden uzakta iki ayr Faraday kafesi iinde dorudan temaslarn korurlar. Deneklerden birinin beyni, bir d uyartya uyandrlm potansiyelle tepki verdiinde, dier denein beyni de uyandrlm potansiyelle ayn biimde ve gte bir aktarm potanisyeli gsterir. Bu durum ancak iki beyin-zihin arasnda yerel olmayan uurlar yoluyla kurulan yerel olmayan balantdan kaynaklanan, kuantumun mekanszlnn bir rnei olarak yorumlanabilir.25 Eer kuantum bilgisayar, kulanza Eccles'in irtibat beyni gibi ve dolaysyla dalist geliyorsa, endielenmeyin. Kuantum bilgisayar, bazlar henz bilinmeyen beyin alt katmanlar arasndaki kuantum i birliini iermektedir. Bu, irtibat beyinden beklendii gibi deildir, beynin lokalize bir paras deildir, ayrca uurlu balants da enerjinin korunumunu ihlal etmemektedir. uurun sper mdahalesinden nce beyin-zihin, uurun akn aleminde (dier herhangi bir nesne gibi) ekilsiz potans halinde mevcuttur. Yerel olmayan uur beyin-zihnin dalga fonksiyonunu kerttiinde bunu seme ve tanmayla yapar, herhangi bir enerjetik srele deil. Peki, kuantum beynin sadece bir vaatten ibaret olduu, gzlemlenmi bir olgu olmad yolundaki kayglar ne olacak? Kuantum beyin-zihnin bir hipotez olduu dorudur. Ancak bu hipotez salam felsefi ve teorik zemine dayanmaktadr ve bol miktarda deneysel kantla desteklenmektedir. (Kan dolam teorisi, bulmacann son paras olan klcal damarlar a kefedilmeden nce formle edilmiti. Benzer ekilde, beyindeki zihinsel srelerin tezhr ve dolam iin

bir EPR balantl kuantum ana ihtiyacmz var. Oralarda bir yerlerde olmal.) Dahas, bu hipotez doruluu deneyle snanabilecek ileri teorik tahminlere de izin vermektedir.26 Ek olarak, bu teori klasik (davran) limiti yeni bir tamamlayclk ilkesi olarak ("uurun 'Benlii" balkl blmde incelenecek) telafi ettiinden dolay, eski teorinin aklad tm verilerle de tutarldr. Tm yeni bilimsel paradigmalar, hipotezlerle ve teorilerle balar. Felsefe, yeni teoriler ve snama metotlar formle etmeye yardmc olmadnda ya da eski, aklanamam deney verileriyle yzlemekten kandnda (uur sorunu bakmndan materyalist realizmde olduu gibi) sadece vaat haline gelir. Bohr canllk ve canszlk arasndaki tamamlayclk ilkesinin -yaam, canl organizmalardan ayr incelemenin olanakszl- buraya da uygulanabileceine dikkat ekmiti.27 kili kuantum sistem/klasik lm aygt gl biimde etkileen bir sistemdir ve greceimiz gibi tekil ve kiisel ben kimliinin ortaya kmasndan sorumlu olan da ite bu gl etkileimdir. Burada da bir tamamlayclk olabilir gibi grnmekte. Beynin kuantum sistemini onun belirleyici iareti olan uurlu deneyimi imha etmeksizin ayr olarak incelemek mmkn olmayabilir. zetle sylersek, beyin-zihne hem bir lm aygt hem de bir kuantum sistem olarak bakmann yeni bir yolunu nermekteyim. Byle bir sistem, sistemin dalga fonksiyonunun kerticisi olarak uuru ierir, sebep-sonu ilikilerini uurun hr seimlerinin sonucu olarak aklar ve yaratcl her biri yeni bir balang olan kmeler eklinde tanmlar. Bu teorinin, dnyadaki zne-nesne ayrmn ve sonunda da kiisel benlii nasl akladnn temelini artk anlatmaya balayabiliriz.

244 BEYIN-ZIHINDE KUANTUM LM: KLASIK VE KUANTUM ORTAKL

"Kantm

Zihin"i Aray

253

Klasik ilevcilik, beynin donanm, zihnin de yazlm olduunu varsaymaktadr. Beynin klasik ve zihnin kuantum olduunu sylemek de ayn derecede temelsiz olacaktr. Bunun yerine, idealist model burada hem klasik hem de kuantum sistemlerin etkileiminden doan deneyimlenmi zihin hallerini nermektedir. Beyin-zihnin kuantum sisteminin en nemli nedensel kudreti, zihnin dalga fonksiyonunu kerten ve bu kmenin sonucunu deneyimleyen mekansz uurdan domaktadr. dealizmde deneyimleyen -zne- mekansz ve birletiricidir; sadece tek bir deneyim znesi vardr. Yerel olmayan birletirici uur, nesnelerin dalga fonksiyonlarn akn bir olaslk aleminden tezahr alemi iine kerttiinde, nesneler ortaya karlar. Biz kmenin, lmn tamamlanmas iin bir beyin-zihnin farkndalmn mevcudiyetinde meydana gelmesi gerektiini savunmutuk. Ancak beyin-zihnin ve farkndalm tezahrn anlamaya altmzda nedensel bir devr-i daime gireriz: farkndalk olmadan hibir lm tamamlanamaz, lmn tamamlanmas olmakszn da hibir farkndalk yoktur. Bu nedensel devirsellii ve de ondan dar kma yolunu aka grebilmek iin, kuantum lm teorisini beyinzihne uygulayabiliriz. Von Neumann'a gre kuantum sistemin hali iki ekilde deiime uramaktadr.28 Birincisi, srekli bir deiimdir. Hal bir dalga olarak yaylr, durumun izin verdii tm potansiyel hallerinin bir tutarl sperpozisyonu durumuna gelir. Bir lm bir hale ikinci, sreksiz bir deiim ekler. Birdenbire sperpozisyonun potansta mevcut olan ok yzl hali, gerekleen tek bir yze indirgenir. Sperpo-

zisyon halinin yaylmasn bir olaslk havuzunun genilemesi olarak dnn. Ayrca lm ileminin havuzun hallerinden sadece birini (olaslk kurallarna gre) bir seme ilemiyle tezahr ettirdiini dnn. Birok fiziki seme ilemini rastgele, tamamen ans eseri olarak grmektedir. Einstein'n "Tanr zar atmaz," diye protestosuna neden olan da bu grtr. Ama eer Tanr zar atmyorsa, tek bir kuantum lmnn sonucunu kim veya ne seer? dealist yoruma gre, seimi yapan uurdur; ama yerel olmayan birletirici bir uur. Yerel olmayan uurun mdahalesi, kuantum sistemin olaslk bulutunu kertir. Burada bir tamamlayclk var. Tezahrat dnyasnda, kmeye dahil olan seme ilemi rastgele grnmektedir, ancak akn alemde seme ilemi bir tercih eylemidir. Antropolog Gregory Bateson'un bir keresinde syledii gibi: Tercih etmenin kart rastgeledir. Beyin-zihnin kuantum sistemi de zaman iinde, lm teorisinin kurallarn izleyerek gelimeli ve bir tutarl sperpozisyon haline gelmelidir. Klasik beynin ilevsel makinesi lm aygt roln oynar ve o da bir sperpozisyon haline gelir. Demek ki kmeden nce beyin-zihin hali, Heisenberg'in eilimler dedii saysz olaslk desenlerinin potansiyelleri olarak mevcuttur. kme bu eilimlerden birini gerekletirir, bu ise lmn tamamlanmas zerine (farkndalk ieren) bir uurlu deneyime yol aar. Dikkat edin, lmn sonucu zaman-mekanda sreksiz bir olaydr. dealist yoruma gre, uur herhangi bir ve tm kuantum sistemlerin kmesinin sonucunu semektedir. Bu durum, beyin-zihin iin ne srdmz kuantum sistemi de iermelidir. Demek ki idealist monizm tarafndan yorumlanan lm teorisi diliyle beyin-zihnin etkileimli klasik/kuantum sistemi hakknda konuabilme noktasna vardk: uuru-

254

muz beyin-zihnimizin kuantum halinin kmesinin sonucunu seer. Bu sonu uurlu bir deneyim olduundan, uurlu deneyimlerimizi biz semekte ama yine de altta yatan srecin uurunda olmamaya devam etmekteyiz. Aslnda bir yanlg olan ayrkla -(birletirici uurun "biz"inden ziyade) kendine gnderme yapma srecindeki ayr "Ben"in kimlik edinilmesi- yol aan da bu uursuzluktur. Ayr olma hali iki safhada meydana gelir ama srece dahil olan temel mekanizma dolank hiyerari adn alr Bu mekanizma, bir sonraki blmn konusunu oluturmaktadr.

PARADOKSLAR ve DOLANIK HYERARLER


Bir keresinde dolank hiyerariler hakknda konumaktayken dinleyicilerimden biri bu tanmlamann ne anlama geldiini daha bilmeden ilgisini ekiverdiini sylemiti. Hiyerarilerin kendisine ataerkillik ve otoriteyi anmsattn ama dolank hiyerari teriminin daha zgrletirici bir tonu olduunu syledi. Eer sizin sezginiz de onunkine benziyorsa, o zaman dil paradokslarnn ve mantk paradokslarnn o byl, artc dnyasnda bir keif gezisine kmaya hazrlanmalsnz. Mantk paradoksal olabilir mi? Mantn gc paradokslar ortadan kaldrmas deil miydi? Bu sorularn cevaplar dolank hiyerarilere yol amaktadrlar. Paradokslar mezarlnn giriine yaklarken, mitsel llerde bir yaratkla burun buruna geliyorsunuz. Onun Sfenks olduunu hemen anlyorsunuz. Sfenks'in size tabi ki kapdan geebilmeniz iin doru cevaplamanz gereken bir sorusu var: Sabah drt bacak stnde, len iki bacak stnde ve akam bacak stnde yryen yaratk nedir? Bir an iin kafanz karyor. Bu ne biim bir soru? Belki de keif geziniz balamadan bitecek. Bulmacalar ve paradokslar oyununda siz daha yeni bir oyuncusunuz. Daha ileri bulmacalara hazr msnz?
255

256

Paradokslar ve Dolank Hiyerariler

257

Sherlock Holmes, yannda Bay Watson'la kageliyor ve rahat bir nefes alyorsunuz. "Ben Oedipus" diye tantyor kendini. "Sfenks'in sorusu bir bulmaca nk mantksal tipleri kartryor, deil mi?" diye soruyor. Bu doru, diye fark ediyorsunuz. Bu keif gezisine kmadan nce mantksal tipler hakknda bir eyler rendiiniz iyi olmu. Ama ne? Neyse ki Oedipus devam ediyor. "Cmlenin baz kelimelerinin szlk anlam var ama dierlerinin daha yksek mantksal tipten balamsal anlamlan var. aknlnza neden olan da, mecazlarn tipik zellii olan, iki tipin yan yana bulunuudur." Size cesaret veren ekilde glmsyor. Tamam, tamam. Sabah, len ve akam yaamlarmza gnderme yapyor: ocukluumuza, genliimize ve ihtiyarlmza. Gerekten de ocukluumuzda drt bacak stnde yrrz, emekleriz; genliimizde iki bacamzn stnde ve bacak da ihtiyarlmzda iki bacak ve bir bastonla yrmemiz iin bir mecaz. Uydu! Sfenks'e gidiyor ve cevaplyorsunuz: "nsan". Kap alyor. Kapdan geerken, aklnza bir ey geliyor. Nasl olur da, eski Yunan'dan mitolojik bir karakter olan Oedipus mantksal tipler gibi modern terminolojiyi bilebilir? Ama stnde dnmek iin zaman yok: Dikkatinizi yeni bir meydan okumaya vermeniz gerek. Birisi, yanndaki bir adam iaret ederek "Epimenides adl bu Giritli, 'Tm Giritliler yalancdr/1 diyor. Doru mu yoksa yalan m sylyor?" diyerek size meydan okur tarzda soruyor. Eh, bir bakalm, diye akl yrtyorsunuz. Eer doru sylyorsa, o zaman tm Giritliler yalancdr; o zaman o da yalan sylemektedir. Bu bir eliki. Peki, baa dnelim. Eer yalan sylyorsa, o zaman tm Giritliler yalanc deildir ve o da gerei sylyor olabilir. Ama bu da bir eliki. Eer evet derseniz, cevap hayr yanklanma-

-sna ve eer hayr derseniz evet yanklanmasna neden olacak, ila nihai. Byle bir bulmacay nasl zebilirsiniz ki? "ey, bulmacay zemiyorsan en azndan analiz etmesini renebilirsin." Sanki bir sihir, yannzda bir yardmc daha beliriyor. "Adm Gregory Bateson," diye tantyor kendini. "Karlatnz ey nl yalancnn paradoksu: Epimenides, 'Tm Giritliler Yalancdr/ diyen bir Giritlidir. Birinci nerme ikinci nermenin balamn yaratr. kincisi snflandrr. kinci nerme eer sradan olsayd, birinci nermeyi rahat brakrd, ama hayr! Bu ikinci nerme asli olan kendi balamnda yeniden snflama tepkisi veriyor." "Bu mantk tiplerinin bir karm, imdi anlyorum," diye keyifleniyorsunuz. "Evet ama sradan bir karm deil. Bakn, birincil ikincili tanmlar: Eer evetse, o zaman hayr, o zaman evet, o zaman hayr. Sonsuza dek srer. Norbert Wiener bu paradoksu bir bilgisayara versek mrekkebi bitene dek Evet... Hayr... Evet... Hayr... Evet... dizileri basard, der. Bu, insann mantk yoluyla kaamayaca zekice bir ksr dng." "Paradoksu zmenin bir yolu yok yani?" Sesiniz hayal krklnz yanstyor. "Tabi ki var nk siz bir silikon bilgisayar deilsiniz," diyor Bateson. "Size bir ipucu vereyim. Varsayalm kapnza bir satc geldi ve yle diyor: 'Size elli dolara harika bir yelpaze vereceim ama alntdr. Nakit mi dersiniz, kredi kartnzla m?' Ne yapardnz?" "Kapy suratna kapardm!" bunun cevabn biliyorsunuz. (Hangisini seerdin: Elinin kesilmesini mi, kulann kopmasn m, diye akalar yapan arkadanz hatrlyorsunuz. O iliki pek ksa srmt.) "Tamamen doru," diye glmsyor Bateson. "Bir paradoksun ksr dngsnden kmann yolu kapy kapatmak,

258

Paradokslar ve Dolank Hiyerariler

259

sistemin dna atlamaktr. uradaki beyefendinin elinde iyi bir rnek var." Size, stnde "Bu Oyunu Sadece ki Kii Oynayabilir" yazan bir tabelann bulunduu masada oturan adam gsteriyor. Adam kendisini G. Spencer Brown diye tantyor. Oyundan nasl klacann sunumunu yapacan iddia ediyor.2 Ancak anlamak iin yalancnn paradoksuna matematik denklem halinde bakmak zorundasnz: x = -l/x. Eer denklemin sanda +1 zmn denerseniz, denklemin sonucu -1 kar; -1 denediinizde ise +1 kar. zm +1 ve -1 arasnda salnr, tpk yalancnn paradoksunun evet/hayr salnm gibi. Evet, bunu grebiliyorsunuz. "Peki ama bu lgn sonsuz salnmdan kmann yolu ne?" Matematikte bu problemin ok nl bir zm var, diyor Brown size. i niceliini kk -1 olarak tanmlayn, i2 = -1 olduuna dikkat edin. i2 = -1 denkleminin her iki yann i'ye bln, i = - l / i kar. Bu z'nin alternatif tanmdr. imdi x=i zmn denklemin sol yannda deneyin x = -l/x. Denklemin sa yan artk -1/ i vermektedir, bu da tanm gerei i'ye eittir, eliki yoktur. Demek ki sanal say diyebileceimiz i, paradoksu amaktadr. "Bu harika." Nefesiniz kesilmi. "Siz bir dahisiniz." "Bu oyunu sadece iki kii oynayabilir," diyen Brown gz krpyor.

Uzaktaki bir ey dikkatinizi ekiyor: stnde "Gdel, Escher, Bach" yazan kocaman bir tabela olan bir adr. Siz adra yaklarken, olan ocuu yzl bir adam dikkatinizi ekmeyi baaryor ve yanma gelmenizi iaret ediyor. "Adm Dr. Geb," diyor. "Douglas Hofstaderin mesajn yaymaktaym. Sanrm siz onun Gdel, Escher, Bach adl kitabn okudunuz." 3 "Evet," diye mrldanyorsunuz, biraz ararak. "Ama pek anladm syleyemem." "Bakn, aslnda ok basit," diyor Hofstadter'in elisi keyifle. "Tm anlamanz gereken dolank hiyerariler." "Dolank neler?" "Hiyerariler. Neler deil. Basit bir hiyeraride aa dzey st dzeyi besler ve st dzey geri tepki vermez. Basit bir geri beslemede st dzey geri tepki verir ama yine de neyin ne olduunu syleyebilirsiniz. Dolank hiyerarilerde ise, iki dzey ylesine karmtr ki farkl mantk dzeylerini tanmlayamazsnz." "Ama bu sadece bir etkiket," diye omuz silkiyorsunuz umursamadan, Hofstadter'in fikrini zmseme konusunda hala tereddttesiniz. "Dnmyorsunuz, dolank hiyerarik sistemlerin ok nemli bir zelliini gzden karmsnz. Anlyorsunuz ya, sizin geliiminizi takip ediyordum." "Sanrm byk bilgeliinizle neyi kardm da aklayacaksnz," diyorsunuz hafif bir alayclkla. "Bu sistemler -yalancnn paradoksu esasl rneklerinden biridir- otonomdurlar. Kendileri hakknda konuurlar. Onlar sradan bir cmleyle kyaslayn, rnein, 'Yznz krmzdr.' Sradan bir cmle, kendisi dndaki bir eye gnderme yapar. Ama yalancnn paradoksunun karmak cmlesi kendisine gnderme yapar. te onun sonsuz sanrsna

258

Paradokslar ve Dolank Hiyerariler

260

byle taklrsnz." Kabul etmekten nefret ediyorsunuz ama dikkate deer bir igr. "Baka bir d e y i l e ' diye devam ediyor Hofstadter'in elisi, "bizler kendine gnderme yapan sistemlerle ilgileniyoruz. Dolank hiyerari kendine gndermeyi elde etmenin bir yoludur." "Dr. Geb, bu duyduum en ilgin ey. Ben meselesi hakknda ilgi duyduum baz eyler var, ltfen biraz daha ayrntl anlatr msnz?" diye teslim oluyorsunuz. Hofstadter'in elisi olan adam hi de isteksiz deil. "Sistemin iini mantkl biimde grme giriimimize kar bir pee, berrak bir ta duvar bulunmas sebebiyle Benlik ortaya kyor. Bu peenin ardn grmemizi engelleyen sreksizliktir; yalancnn paradoksundaki sonsuz salnmdr." "Anladm sanmyorum." Size bir kez daha anlatmak yerine Hofstadter heveslisi, Hollandal ressam M. C. Escher'in yapt bir resme bakmanzda srar ediyor. "u kardaki adrn iindeki Escher mzesinde," diyor, bir yandan da sizi oraya doru gtryor, "Resmin ad Resim Galerisi. ok garip bir tablo ama tartmamzn ana noktasyla yakndan ilgili." adrn iinde, resmi (ekil 32) inceliyorsunuz. Resimde, bir galerinin iindeki gen bir adam bir kasabann limannda demir atm bir geminin resmine bakmakta. Ama bu da nesi? Kasabada, demir atm bir gemiye bakan gen bir adamn bulunduu bir resim galerisi var. Tanrm, bu bir dolank hiyerari, diyorsunuz kendinize. Kasabann tm binalarndan getikten sonra, resim balad noktaya dnyor, salnmma tekrar balyor ve bylece izleyicilerin dikkatini srekli olarak kendisine ekiyor.

ekil 32. Escherin Resim Galerisi, bir dolank hiyerari. Ortadaki beyaz nokta bir sreksizlii belirtir. 1956, M. C. Escher/Cordon ArtBaarn-Holland. (Escher Vakfnn izniyle kullanlmtr.) Sevinle sizi buraya getiren rehberinize dnyorsunuz. "Meseleyi anladnz," diyor az kulaklarnda. "Evet, teekkr ederim." "Resmin ortasndaki beyaz noktaya dikkat ettiniz mi?" diye aniden soruyor Dr. Geb. Onu grdnz ama pek dikkat etmediinizi kabul ediyorsunuz.

258

Paradokslar ve Dolank Hiyerariler

263

"stnde Escher'in imzas bulunan beyaz nokta, onun dolank hiyerariler konusunda ne kadar ak ve net olduunu gstermektedir. Bakn, Escher bu resmi izim yapmann geleneksel kurallarn ihlal etmeksizin, deyim yerindeyse, kendi stne katlayamazd, demek ki bir sreksizliin olmas gerekiyordu. Beyaz nokta, tm dolank hiyerarilerin doasnda olan sreksizlii gzlemciye hatrlatmaktadr." "Sreksizlikten pee ve kendine gnderme yapma kar," diye lk atyorsunuz. "Evet." Dr. Geb pek memnun. "Ama bir ey daha var, tek adml kendine gnderme yapan 'Ben bir yalancym' 4 cmlesi stnde dndnzde kolayca greceiniz bir baka zellik daha var. Bu cmle yalan sylediini sylyor. Bu, daha nce karlatnz yalancnn paradoksundaki ayn sistem; sadece art iinde art biimi ortadan kaldrlmtr. Anladnz m?" "Evet." "Ama bu biimde, baka bir ey netlemeye balar. Cmlenin kendine gnderme yapmas iin cmlenin kendisinden sz ediyor olmasnn bariz olmas art deildir. rnein, eer cmleyi bir ocua ya da dilimize aina olmayan bir yabancya gsterirseniz, karlklar 'Niin yalancsn?' eklinde olabilir. Cmlenin aslnda kendine gnderme yaptn ilk bakta gremeyebilirler. Demek ki cmlenin kendine gnderme yapmas bizim ak deil, sakl dil bilgimizden gelmektedir. Bu cmle, adeta bir buz dann ucudur. Altnda grnmeyen kocaman bir yap vardr. Bunu bozulmam dzey diye adlandryoruz. phesiz sistemin bak asndan bakldnda bozulmamtr. Gelin Escher'in bir baka tablosuna bakalm, bunun ad izen Eller (ekil 33). Bu resimdeki sol el sa eli izmektedir, sa el de sol eli izmektedir; birbirlerini iziyorlar. Bu kendini yapmadr. Ay-

ekil 33. izen Eller, M. C. Escher'in tablosu. 1948, M. C. Escher/ Cordon Art-Baarn-Holland. (Escher Vakfnn izniyle kullanlmtr.) rica bir dolank hiyeraridir. Peki sistem kendi kendini nasl yapmaktadr? Bu illzyon ancak sistem iinde kaldnzda yaratlr. Sistemin dndan, onu izlediiniz noktadan bakldnda, ressam Escher'in her iki' eli bozulmam dzeyden izmi olduunu grrz." Heyecanla Dr. Geb'e Escher'in resminde neler grdnz anlatyorsunuz. Bayla onaylyor ve hevesle yle diyor: "Dr. Hofstadte'i dolank hiyerariler konusunda ilgilendiren udur: Beyin bilgisayar programlarnn, (birisi bizim zihin dediimiz ey) bir dolank hiyerari oluturduunu ve bu dolanklktan da bizim ok grkemli benliimizin k-

258

Paradokslar ve Dolank Hiyerariler

264

tn dnyor." "Bu sonuca varmak iin biraz yksek bir srama deil mi?" Siz yksek sramalardan pheleniyorsunuz, hep phelenmitiniz. nsan, gzleri lgnca bakan bilim adamlarnn iddialarndan saknmaldr. "ey, bilmelisiniz ki, bu sorun stnde ok dnyor, ve eminim ki bir gn uurlu benlii olan bir silikon bilgisayar reterek bunu ispatlayacak," diyor Hofstadter'in destekisi mrldanarak. Hofstadter'in ryasndan etkilendiniz. Toplumumuzun ryas olan insanlara ihtiyac var, ama mant savunma ihtiyac da duyuyorsunuz. "Kabul etmeliyim ki ben dolank hiyerariler konusunda hala biraz ekincedeyim," diyorsunuz. "Mantksal tipleri rendiimde, bunlarn mant saf tutmak zere icat edildikleri sylendi bana. Ama siz, ya da Dr. Hofstadter, bunlar kartryorsunuz. Sadece kelime oyunlaryla hayali olarak deil, gerek doal sistemler iinde de kartryorsunuz. Doann bu ayrcala izin verdiini nerden bilebiliriz? Hem zaten, kelime-oyunlaryla oluturulan paradokslarn keyfi, yapay bir tns var." HofstadterTe olmasa da en azndan savunucularndan biriyle size yklmaz grnen bir mantkla tartabilmekten dolay ok mutlusunuz. Ama Hofstadter'in taraftar sizi karlamaya hazr. "Mant saf tutabileceimizi de kim sylyor?" diye itiraz ediyor. "Yoksa siz Gdel teoremini duymadnz m? Dr. Hofstadter'in kitabn okudunuz sanmtm." "Size kitab anlamadm syledim. Zaten devamn okumam engelleyen de Gdel teoremiydi." "Aslnda ok basittir. Mantksal tipler Bertrand Russell ve Alfred VVhitehead adl iki matematiki tarafndan, dediiniz gibi mant saf tutmak zere icat edildi. Ama baka bir matematiki, Kurt Gdel, paradoks iermeyen bir matema-

tiksel sistem retmek iin yaplan herhangi bir giriimin eer o sistem yeterli derecede karmak ise baarszla mahkum olduunu kantlad. Bunu, makul zenginlikte olan herhangi bir sistemin bir trl tamamlanm hale gelemediini gstererek kantlad. Sistem iinde sistemin kantlayamad bir ibareyi her zaman bulabilirsin. Aslnda sistem ya tam ama tutarsz ya da tutarl ama eksik olabilir, fakat hem tutarl hem de tamamlanm olamaz. Gdel'in teoremini kantlama yolu, dolank hiyerarilerin szde saf olmayan mantn kullanmakt. Bylece aralarnda Russell ve VVhitehead'in mantksal tipler teorileri gibi tamamlanm ve tutarl bir matematiksel sistem olasln ieren birok fikir pe atlm oldu. Baka sorunuz var m?" Daha baka soru sormaya cesaretiniz yok. Matematik sizin iin yaban ars kovan gibi. Ne kadar ok kalrsanz, o kadar ok sokulma tehlikesi var. Beyefendiye hevesle teekkr ediyor ve en yakn ka yneliyorsunuz. Ama, tabi ki, daha siz ka varmadan ben sizi durduruyorum. Beni grdnz iin aryorsunuz. "Burada ne aryorsunuz?" diye soruyorsunuz. "Bu benim kitabm. stediim yerine girerim," diye dalga geiyorum. "Sylesenize, Hofstadter'in kendini bilen bir silikon bilgisayar ina etmesi fikrine ne diyorsunuz?" "Emin deilim ama ilgin bir fikre benziyor," diye cevaplyorsunuz. "Biliyorum. Dolank hiyerari fikri harikulade. Ama herhangi biri size Hoftstadte'in yaplar gerei srekli olan klasik silikon bilgisayarlarn programlarnda sreksizlii nasl yaratacan aklad m? Bu, yle birbirleri zerinde geri besleme yapan ve nedensellik zincirini izleyemeyeceiniz kadar karan programlardan falan oluma deil. Hi de yle deil. Gerekten de bir sreksizlik, sistemin dna gerek

258

Paradokslar ve Dolank Hiyerariler

266

bir srama, bir bozulmam dzey olmaldr. Baka bir deyile, soru udur: Klasik bir sistem olarak grlen beynimiz nasl olur da bozulmam dzeye sahip olabilir? Klasik sistemlerin temeli olan materyalist realizm felsefesinde sadece tek bir gereklik dzeyi vardr, o da maddesel gereklik dzeyidir. yleyse bozulmam dzeyin faaliyet alan nerededir?" "Bana sormayn," diyorsunuz. "Siz ne neriyorsunuz?" "Size bir hikaye anlataym. Sufi stad Nasreddin Hoca'y bir gn, gle kepeyle yourt dkerken grmler. Yoldan geenler 'Hoca ne yapyorsun?' diye sormular. 'Yourt mayalyorum,' diye cevaplam Hoca. 'Ama gl hi maya tutar m!' diye itiraz etmi grenler. O da iyimserlikle cevaplam: 'Ya tutarsa!'" Kkrdyorsunuz. "Komik bir fkra. Ama hikayeler hibir ey kantlamaz," diye itiraz ediyorsunuz. "Siz Schrdinger'in kedisini duymadnz m?" diye kar saldrya geiyorum. "Evet," diyorsunuz, keyfiniz biraz geri geliyor. "Kuantum mekaniine gre, kedi bir saat dolduktan sonra yar l yar diridir. imdi varsayalm kedinin l m diri mi olduunu gzlemlemek iin bir makine kurulmu olsun." "Hepsini biliyorum," diyorsunuz dayanamayp. "Kedinin ikiye ayrlm hali makineye de bular. Gstergesi kesin bir okuma yapamaz, uurlu bir gzlemci onu kurtarana dek kedi l m diri mi kesin bir sonu veremez." "Gzel. Ama imdi varsayalm kedinin yanma tam bir cansz makineler hiyerarisi yolladk, her biri kendinden bir ncekinin saptad sonucu gzlemliyor olsun. Kedinin kuantum ikilii halini tm makinelerin de kapacan dnmek mantkl deil mi?" Banzla onaylyorsunuz. Yeterince mantkl grnyor.

"Demek ki kedinin kuantum sperpozisyonundaki dalga fonksiyonunu edinerek, evrendeki tm maddesel nesneleri, bulac kuantum sperpozisyonu kapma olaslna am olduk. Kuantum sperpozisyonu evrensellik kazand. Ama bir bedeli var. Anlyor musunuz?" "Hayr, anlamyorum." "Sistem kapal deil." "Haa." "Bu aklk ya da tamamlanmamlk, eer Schrdingefin oyununu oynuyorsanz yani makro sistemlere kuantum kuram tanmlar atfediyorsanz, mantksal bir gerekliliktir. te gerek Gdel dm budur." 5 "Nereye varmak istiyorsunuz?" diye soruyorsunuz, kafanz iyice kart. "Dm zmek iin gerekten de sistemin dna atlayabilir olmamz gerek ve bu da, beynimizdeki bir kuantum makinenin yerel olmayan uuruyla sistemi kertmesi demektir. Demek ki sahici bir dolank hiyerariye yani sreksizlik, bozulmam dzey ve dier her eye sahip olabilmemiz iin kafalarmzda kuantum esaslaryla ileyen bir sistem olmaldr." "Gerekten mi?" Ama (bozulmam dzeyin ayrcaln kullanarak sreksiz olarak) sorularnz kesiyorum. Bir balangc olan her ey, hatta beyinlerimizdeki kuantum esasl sistemler gibi heyecanl konular bile, imdilik bir yerlerde bitmeli. Tamam, artk dolank hiyerari nedir biliyorsunuz, toptan idealist ereve iinde sadece bir kuantum sistem iin ie yarad konusunda tatmin oldunuz ve bunun kendine gnderme yapmann aklamas olabileceini de sezmeye baladnz. Gelin, deneyip grelim.

258 YENIDEN SCHRDNGER'IN KEDISI

Paradokslar ve Dolank Hiyerariler

269

Dolank hiyerari ve kendine gndermenin beyin-zihinde nasl ortaya ktn grmek iin, gelin bir kez daha Schrdinger'in kedisine dnelim. Kuantum mekanie gre, kedinin hali bir saat getikten sonra yar l yar diridir. imdi kedinin l m diri mi olduunu lmek zere bir makine kuruyoruz. Makine kedinin bulac atallanma halini kapar. Ve eer duygusuz, cansz bir dizi makineyi, birbiri ardnca her birini bir nceki makinenin lmn lmek zere kurduumuzda ise hepsinin kuantum atallanmay kapaca karm mantksal bakmdan kanlmazdr. Bu, yerli ve misyoner hikayesine benziyor. Misyoner yerliye dnyann yerekimiyle nasl tutulduunu aklyormu. Ama yerli ona kar km: "Dnyay kimin tuttuunu biliyorum. Bir kaplumbaa," demi. Misyoner anlayla glmsemi: "Peki ama sevgili ocuum, kaplumbaay kim tutuyor?" Yerli hi oral olmam: "Beni bununla kandramazsn. Ta aaya kadar hep kaplumbaa var." phesiz von Neumann zincirinin anlatmak istedii nokta, Schrdinger'in kedisini len aygtlarn atallanmasnn "ta aaya kadar gittii"dir. Sistem, sonsuz gerileyici bir sistemdir. Kendi stne kmez. Bir von Neumann zincirindeki kmeyi bouna ararz, tpk yalancnn paradoksundaki doruluk payn aradmz gibi. Her iki durumda da elimizde sonsuzlukla kalakalrz. Bir dolank hiyerarinin olumasna sahibizdir. Dm zmek iin sistemden darya bozulmam dzeye sramamz gerekir. Kuantum mekaniinin idealist yorumuna gre, yerel olmayan uur bozulmam dzey olarak i grr nk beyin-zihni mekan-zamann dndan kert-

mekte ve bylece, von Neumann zincirini sona erdirmektedir. Bu adan bakldnda hibir Gdel dm yoktur. Ancak beyin-zihin asndan bakldnda iler hayli farkldr. Beyin-zihnin bir uyartya verdii tepkinin kaba bir modelini karalm. Uyart, duyu aygtyla ilenir ve ikili sisteme sunulur. Kuantum sisteminin hali bir tutarl sperpozisyon eklinde geniler ve onunla biraraya gelen tm klasik lm aygtlar da tutarl sperpozisyonlar haline gelirler. Ancak tutarl sperpozisyonun farkl yzleri arasnda seim yapan hibir zihin program yoktur; beyin-zihinde bir CPU (merkezi ilem birimi) diye tanmlayabileceimiz bir yap yoktur. zne, beyin-zihnin programlaryla ayn dzeyde i gren kck bir insan deildir. Bunun yerine bir sreksizlik, kuantum sistemin verdii olaslk havuzundaki muhtemel durumlar arasndan seim yapma srecinde mekan-zaman iindeki nedensel balantda bir krlma vardr. Seme, akn alemde sreksiz bir eylemdir; bizim yerel olmayan uurumuzun eylemidir. Onun mekanzamanda dorusal, sebep-sonu tarznda tarifi imkanszdr. Bu, beyin-zihin iinde dolank hiyerari tablomuzdaki (tpk Escherin Resim Galerisi adl tablosundaki gibi) "beyaz nokta" dr. Sonu ise kendine gndermedir. uur ikili sistemin toplam kuantum halini kertir, sonu olarak zne ve nesne asli ayrmn ortaya karr. Ancak dolank hiyerari sebebiyle uur kendisini, kendine gnderme yapma eyleminin "Ben"iyle zdeletirir ve asli farkndal "Ben'im" diye deneyimler. Kendine gnderme benliinin, dolank hiyerariden dolay olduuna ve uurumuzun, zne-nesne ayrmnn tesindeki Varln uuru olduuna dikkat edin. Evrende baka hibir uur kayna yoktur. Kendine gnderme benlii ve kaynak uurun uurluluu, birlikte, bizim benlik uuru dediimiz eyi olutururlar.

uurun "Benlii"

271

UURUN "BENL
Geen blmden kardklarmz tekrarlamak gerek nk evren iindeki bizleri anlamak iin bir temel salyor: Kendine gnderme yapmzn benlii, bir dolank hiyerariden dolaydr; uurumuz ise zne-nesne ayrmnn tesindeki Varln uurudur. Evrende baka hibir uur kayna yoktur. Kendine gnderme srecinin benlii ve kaynak uurun uurluluu birlikte, bizim benlik uuru dediimiz eyi olutururlar. Bir anlamda, kadim bir hakikati yeniden kefediyoruz. nsanln benlik uurunun dolank hiyerariden kaynaklandn st rtl de olsa hep bilmi olmas artcdr. Birok kltrde var olan bu bilgi, farkl yer ve zamanlarda kendi kuyruunu sran bir ylann aretipik resminde ortaya kar (ekil 34). 1 Bu, bizi grnrdeki nesnelerden ayr olan bir benlik veya bir znenin deneyimine gtren tezahrat dnyasnn ortaya kdr. Yani zne ve nesne, beyin-zihnin kuantum halinin balangtaki knde ayn anda tezahr ederler. Romantik air John Keats'in sezmi olduu gibi: "Dnyay gr istediin gibi/Adeta ruhlarn olutuu bir vadi." kin tezahrat dnyas olmasa hibir can, kendisini alglad nesnelerden ayr deneyimleyen hibir benlik olmazd.
270

ekil 34. Uroboros. [Eric Neumann'n The Origins and History of Consciousness (uurun Kkeni ve Tarihi) adl kitabndan, eviri R. F. C. Hull. Bollinger dizisi XLII, copyright 1954, yenilenmi Princeton UP basks 1982. Princeton UP izniyle kullanlmtr.]

272

uurun "Benlii"

273

Anlatm uygunluu salamak amacyla bu durumu tarif etmek iin yeni bir terim benimsenmelidir. kmeden nce zne, fiziksel ya da zihinsel deneyim nesnesinin aretiplerinden farkllam halde deildir. kme zne-nesne ayrmn dourur ve bu da kuantum benlik diyeceimiz asli "Ben'im" farkndalna yol aar. (phesiz, ayrca kuantum benliin farkndalnn kmeyi oluturduunu da syleyebiliriz. Kendine gndermenin doasnda bulunan dngy hatrlayn.) uur, znenin birliinin hala kalc olduu kendi kuantum benliinin belirginlemi kendine gndermesi ile zdeleir. Sonraki soru udur: Bizim dierlerinden ayrym gibi algladmz benliimiz, yani kendimize zg deneyim referans noktamz, bireysel egomuz nasl doar?

Neumann zincirini sonlandrr. Von Neumann zincirini, uurun dalga fonkisyonunu dalistik deil, kendine gnderme yaparak kerttiini kabul ederek zeriz. Kendine gnderme yapan bir sistemin, basit bir kuantum nesnesi ve lm aygt birleiminden fark nedir? Cevap ok nemlidir. Beynin lm aygt, dier tm lm aygtlar gibi, her kmenin, yani belirli bir uyartya tepki verdiimizde edindiimiz her deneyimin bir ansn karr. Ayrca, eer ayn veya benzer bir uyart yine gelirse, beynin klasik pla eski any alar; bu tekrar alma, kuantum sistem iin ikincil bir uyart haline gelir ve buna tepki verir. Klasik sistem yeni tepkiyi ler ve bu byle srer gider. Bu tekrarlanan lm ilikisi beyin-zihnin kuantum sisteminde temel bir deiime yol aar; artk rejeneratif deildir, yenilenmez. 3 nceden deneyimlenen, renilen her bir tepki, ayn tepkinin tekrar verilme olasln glendirir. Sonu yledir: Yeni, renilmemi bir uyart iin beyin-zihnin kuantum sisteminin tepkisi dier herhangi bir kuantum sistem gibidir. Ancak, bir uyart renildiinde bir lmn tamamlanmasndan sonra, ikili sistemin kuantum mekanii halinin nceki bir hafza haline benzerlii iyice artar. Baka bir deyile, renme (ya da nceki deneyimler) beyin-zihni pein hkml hale getirir. phesiz bu aklama, u an geerli olan beyin-zihin iin nerilmi basit davran artlanmas modeli iinde teorik bir analizdir. Belirli bir uyartya verilen tepkinin artlanlm hale gelmesinden nce, biz onu bilmem kanc kez deneyimlemeden nce, uurun tepkilerimizi iinden setii olaslk havuzu tm zamanlar, tm yerler ve tm insanlar iin bildik olan tm zihin hallerini ierir. renmeyle, artlanm tepkiler yava yava dierlerine gre daha ok arlk kazanr. Bireysel zihnin renilmi, artlanlm davranlarnn geliim

EGONUN ORTAYA K

Matematiki G. Spencer Brown, "Bildiimiz dnyann kendisini grmek zere (ve dolaysyla grebilecei tarzda) ina edilmi olduu olgusundan kaamayz. Bunu yapmak iin, kendisini ilk bata en azndan bir gren hale ve en azndan bir grlen hale ayrmas gerektii aktr," der.2 Bu zne-nesne ayrm mekanizmalar, dolank hiyerarinin ve ego dediimiz benliin gemi deneyimlerimizin oluturduu yzey ile zdelemesinin oluturduu ifte illzyondur. Bu ego kimlii nasl doar? Beyin-zihnin bir ifte kuantum sistemi/lm aygt olduunu sylemitim. yle ki, btn evrenin kendine gnderme yapnn meydana geldii zgn yerdir. Evren, sayemizde kendini fark eder. Evren kendisini bizde ikiye ayrr; nesneye ve zneye. Beyin-zihin tarafndan yaplan bir gzlem zerine uur, kuantum dalga fonksiyonunu kertir ve von

275

uurun "Benlii"

273

sreci budur. Bir grev renilir renilmez, onu ieren herhangi bir duruma ok benzeyen gemi olayn koullanm bir tepki tetikleme olasl %100'e yaklar. Bu snrda, kuantum sistem/lm aygt ikilisinin davram gerekten klasik hale gelir. Burada Bohrun tamamlayclk ilkesinin beyin-zihindeki trevini gryorsunuz. Yeni bir deneyimin snrlarnda, beyin-zihnin tepkisi yaratclktr. renmeyle, koullanlm bir tepkinin olasl artarak glenir; ta ki tepki tecrbe edilen olayn tekrarlanan says sonsuza giderkenki limitinde, davranln da ne srd gibi, tamamen koullanlm hale gelene dek. Bu nemlidir nk davranlk tarafndan ne srlen klasik koullanma, daha genel olan kuantum manzarasnn zel bir vakas olarak geri gelmitir. Bireyin fiziksel geliiminin hayli erken dnemlerinde, birok renilmi kalp birikir. Yeni ve yaratcla ak deneyimler (zellikle renilmemi uyartlar iin) artlanlmam kuantum tepkiler mevcut olmasna karn beyin-zihnin tutumunda baskn hale gelirler. Ama kuantum bileenin yaratc potansiyeli kullanlmadnda beyin-zihnin etkileen bileenlerinin dolank hiyerarisi aslnda renilmi, klasik kalplarn basit hiyerarisi haline gelmektedir: Zihinsel kalplar, birbirlerine hatlar belirgin bir hiyerari iinde tepki verirler. Bu safhada, uurlu bir deneyimi "seen kimdir" sorusu bakmndan yaratc belirsizlik ortadan kalkar; seen ve hr iradeye sahip olan ayr, bireysel bir benlik (ego) sahibi olduumuzu farz ederiz. Bu kavram daha iyi aklamak iin, renilmi bir uyartnn beyin-zihne geldiini varsayalm. Cevap olarak, kuantum sistem ve onun klasik lm aygt tutarl sperpozisyonlar halinde genilerler ama genileme eilimleri, renilmi tepkinin lehinedir. Klasik bilgisayarlarn hafzalar da

uyarcyla ilikili renilmi kalplarla tepki verirler. Asli deneyim ile ilikili kme olayndan sonra bir dizi ikincil kmeler meydana gelir. Kuantum sistem klasik, renilmi kalplara cevap olarak nispeten mulak olmayan tepkiler vermeyi gelitirir; bunlarn her biri bytlr ve ker. Bu ilemler dizisi belirgin bir nitelie sahip ikincil deneyimler halinde sonulanrlar, rnein alkanlk edinilmi motor faaliyetler, dnceler ("Bunu ben yaptm" gibi) vb. kincil olaylara katkda bulunan renilmi kalplar hala dolank hiyerarinin bir parasdrlar nk onlar izleyerek sebep-sonu zincirlerinde, kuantum sistemin ve onun yerel olmayan uur tarafndan kertilmesinin rolne karlk gelen krlmay bulabiliriz. Ancak bu sreksizlik rtldr ve (sahte) benliin hr iradesinin bir eylemi olarak yorumlanr; daha sonra bunu yerel olmayan znenin renilmi kalplarla ilikili snrl bir tekil benlik ile (sahte) zdelemesi izler. Ego dediimiz ite budur. Akas, ego bizim klasik benliimizdir. Emin olun, uurumuz nihai anlamda birletiricidir ve akn dzeydedir; artk bunu bozulmam dzey olarak kabul ediyorz. Ancak fiziksel zaman-mekann iinden (beyinzihnimizin klasik kalplarnn bak asndan) baklnca, tekil kimliimiz, egomuz tarafndan ele geiriliriz. eriden baklnca, sistemimizin dolank hiyerarik doasnn pek az kefedilebilir; farz edilen snrllmz rtmek iin hr iradeye sahip olduumuzu iddia ederiz. Snrllk, birbiri stnde nedensel etkide bulunan renilmi kalplarn bak asn kabul etmektir. Cehaletten dolay, kozmik znenin snrl bir versiyonu ile zdeleiriz; "Ben bu zihin-bedenim," karmna varrz. Ben gerek deneyimleyen (mekansz uur) olarak zaman-mekanda yerellemi olan beyin-zihnimi aarak sistem dndan, beyin-zihnimin sistemlerinin dolank hiyerarisi-

277 uurun "Benlii"

273

nin rtsnn ardndan ilerim. Dierlerinden ayr olma halim -egom- sadece bu kozmik "Ben"in hr iradesinin bariz etkeni olarak, zaman-mekandaki kuantum beyin-zihnin bir andaki durumunun knn temsil ettii sreksizlii rterek ortaya kar. Wallace Stevens'm iirinden bir alnt kiinin bakalarndan ayr oluu sorusuyla ilgilidir: Dediler ki, "Bir gitarn var mavi almazsn arklar olduklar gibi." O dedi ki, "u halleriyle arklar mavi gitarda deiiyorlar."4 u halleriyle (saf, blnmemi kozmik uur gibi) varlklar ayr, tekillemi ego olarak tezahr ederler. Tekil beyin-zihnin renilmi kalplarnn basit hiyerarisinin mavi gitarnda deiirler. Ayr benlik, uur iin sadece ikincil bir kimliktir nk uurun yerel olmayan, yaratc potansiyeli ve kuantum zihnin beceriklilii asla tamamen ortadan kaybolmaz. Bunlar benliin asli kuantum halinde mevcut kalrlar.

balangcnda) kmesi ve ikincil klasik modun szel bildirimi ya da egonun kendi i gzlemine dayal deneyimi arasndaki tepki verme zamandr. Bu i gzlem zaman kavramn destekleyen etkileyici kantlar vardr. Nrofizyolog Benjamin Libet, beyin cerrah Bertram Feinstein ve meslektalar, San Francisco'daki Mount Zion Hastahanesinde beyin ameliyat geiren hastalardaki igzlem zaman fenomeni hakknda ilgin keiflerde bulundular. 6 (Beyin ameliyatna alman hastalar ameliyat srasnda uyank kalabilirler nk ac hissetmek sz konusu deildir.) Libet ve Feinstein hastann derisi stne yaplan bir dokunma uyartsnn, sinir patikalar boyunca yol olan sivri ulu elektriksel faaliyet halinde beynine ulaana dek geirdii sreyi ltler. Bu, saniyenin 1/100' idi. Libet ve Feinstein'm fark ettii ey, hastann bu uyartnn uurlu biimde farkna vardn szleriyle bildirinceye kadar yaklak yarm saniyenin gemi olmasyd. Tam tersine, byle deneklerin (bir dmeye basmak ya da "git" kelimesini sylemek gibi) fiziksel tepkileri saniyenin sadece 1 / 1 0 veya 2 / 1 0 ' u tutmaktadr. 7 Libet'in deneyleri, normal klasik ego-benliin uurlu deneyimin ikincil farkndal srecinden doduu kavramn desteklemektedir. Davransal tepki ve bunun szle bildirilmesi arasndaki yaklak yarm saniye, ikincil farkndal iletmek iin harcanan sredir; bu, Ben u'yum trnden igzlem iin geen (znel) tepki sresidir. kincil srelerle meguliyetimiz (gecikme bunu gstermektedir) kuantum benliimizin farkna varmamz ve ileyiimizin kuantum dzeyinde eriilebilir olan saf zihin hallerini deneyimlememizi zorlatrr. Birok meditasyon uygulamas bu gecikmeyi ortadan kaldrma ve bizi bu saf zihin halleriyle dorudan kendi yleliklerinde (Sanskrite tathata) temasa geirme amaldr. Kantlar (deneme kabilinden de olsa) meditasyo-

KLASIK BENLIK VE KUANTUM BENLIK

Psikolog Fred Attneave egoyu yle tammlar: "uurun gemi durumlar hakkndaki depolanm bilgi uura arlabilir. Demek ki uurun kendi yansmalarn hafza aynasnda grmesi ancak (benzetmeyi biraz ihlal ederek) bir gecikmeyle mmkn hale gelir. Egonun bu bakmdan tanmlanmas gerektiine inanyorum." 5 zellikle Attneave tarafndan sz edilen gecikmeye dikkat edin: Bu, bir mekan-zaman olaynn (kuantum modun

279

uurun "Benlii"

273

nun asli ve ikincil sreler arasndaki sreyi azalttn gstermektedir. 8 ikinci dereceden kantlar bu gecikme azaldnda vecd deneyimlerinin meydana geldiini gstermektedir. George Leonard atletlerin vecd deneyimlerini bildirir. 9 rnein, bir beyzbol oyuncusu sra d bir top yakalama gerekletirdiinde vecd hali (genelde varsayld gibi), baarnn sonucunda deil de kendi kuantum benliini gz ucuyla grebilmesini salayan (ve topu yakalayn kolaylatran) tepki zamannn azalmasnn sonucudur. Sra d yakalay ve vecd ayn anda doarlar; her biri aslnda dierine neden olmaktadr. Maslow'un zirve deneyimler hakkndaki verileri -kozmik bir Varln birlii ve uyumunda kk saln benliin dorudan akn deneyimleri (rnein yaratc a-ha! deneyimi)- azalan tepki zaman ve deneyimcinin kuantum benlii terimleriyle aklanabilir. 10 ikincil igzlemin gecikmesi bizim uuru egoyla deneyimleyiimizi srekli hissetmemizi salar. uur aknts, dnmeden i gzlem muhabbetinin sonucudur. (Deneyim biriktirmek iin ne byk bir bedel!) uur, beyin-zihnin dalga fonksiyonunun kmesi ile kendisini zne-nesne olarak ikiye ayrr. kme, zaman ve mekandaki sreksizlik olaydr ama biz zne-nesne ayrmn srekli, klasik ego modunda tek tarafl olarak deneyimleriz. Kuantum modda var olan deneyimin yaknlnn g bela farkndayzdr; T. S. Eliot buna aada okuyacanz iirinden yaptm alntda "duraan nokta" demi: Ne bir yerden ne bir yere; duraan noktada, ordadr raks, Ama ne tutu vardr ne hareket. Buna duraanlk demeyin, Orada gemile gelecek birleir... ...O nokta olmasa, duraan nokta, Raks olmazd ki hi, oysa yalnz raks var.n *
* orak lke ve Drt Kuartet, eviri: Suphi Aytemur, Adam Yay., 1990

Maya artk aklanmtr. 12 kin dnya maya deildir; ego bile maya deildir. Gerek maya, ayr olma halidir. Btnden gerekten ayr olduumuzu hissetmek ve dnmek illzyondur. Kuantum ilevciliinin son hedefine vardk: ayr benliimiz iin bir aklama bulmak. Grnrde basit bir hiyerari oluturan klasik renilmi kalplaryla, uur bu renilmi kalplarla ve belirli bir beyin-zihnin bireysel deneyimleriyle zdeleen egoyu (Ben bu'yum hali) edinir. Byle ayr bir ben, Sperry'nin iaret ettii gibi, belirginlemi bir fenomenin zelliklerine sahiptir. Dnyadaki deneyimlerimizin sonucu olan renilmi programlarmzn igzlemsel etkileiminden ortaya kar ama bir artmaca var. Ayr benin kuantum benliinkinden ayr hibir hr iradesi ve de nihai anlamda birletirici uuru yoktur. Umarm artk kuantum ilevciliinin zn grebiliyorsunuz. Geleneksel beyin-zihin teorileri uur kavramndan sanki utanlacak bir eymiesine kamyorken, kuantum ilevcilik ie uurla balar; davranlarn beyin-zihnin eylemlerini snrlayc bir durum olarak tarif etmelerini kabul eder ve hatta egonun hr iradesinin koskoca bir kandrmaca olduu konusunda materyalistlerle ayn fikri paylar. Bu yeni teori beyin-zihni anlamaya yardmc olmada, benliin kuantum modunu kabullendiinden dolaydr ki, ok daha beceriklidir. Materyalist psikologlar sadece egoya inanrlar, bunda bile temkinlidirler. ou kuantum benliin hi olmadn syleyecektir. Ama gelin, kuantum benlie yardm edecek bir iksirin olduunu hayal edelim. Hayat o zaman nasl olurdu? Okuyacanz mesel, bu soruyla ilgili-

281

uurun "Benlii" KLASIK MEKANIKININ AK: BIR MESEL

273

Bir zamanlar klasik mekanie ve klasik manta inanan bir kadn vard. Arkadalarnn, hatta bazen kocasnn idealist felsefe, mistisizm ve benzeri konularda syledikleri onu rahatsz etmekteydi. insanlarla kurduu ilikilerde, onlarn ne istediklerini anlayamyordu. Anne ve babasna her zaman iyi davranmt ama onlar kendisini paylamasn bekliyorlard. Ne demek istediklerini anlamyordu. Cinsellikten holanyordu ama kocas gven ve sevgiden ok fazla sz ediyordu. Bunlar sadece kelimelerdi. Byle szlerin ne yarar vard ki? Bazen, kocasyla girdii cinsel ilikiden sonra duygusal yumuaklk hislerinin istilasna uruyordu. Bunlarn buulu gzlerle sessizlik iinde kendisine baktklar srada ana babasnn hissettii trden olduunu dnyordu. Ve bunlarn vck vcklndan nefret ediyordu. Baz arkadalarnn neden hayatlarnda anlam aradklarn anlayamyordu. Bazlar srekli sevgiden ve estetikten sz ediyordu. Onlar kzdrma korkusuyla kahkahalarn bastrmak zorunda kalyordu ama onlarn saf olduklarn biliyordu. Cinsellikten ayr ak olamaz diye dnyordu. Yine de bazen okyanusa farkna varmadan bakakaldnda, okyanusun enginliiyle birleerek eridiini hissediyordu. O anda varoluunun bir iki dakikasn yitiriyor ve sevgiye gmlyordu. Bu anlardan nefret ediyor ve onlardan korkuyordu. Rahatszlk duygusunu birka kez anlatmaya kalmt ama iini at kiiler onun sradan egosunun tesindeki isel kuantum benliinden sz etmilerdi. Byle ele gemez bir eye asla inanamazd. Bir tr isel benlii olsa bile, hibir parasn istemiyordu. Derken bir gn insan kuantum benliinden kopartan yeni kefedilmi bir iksir olduunu rendi.

Hemen iksiri kefeden kiiyi buldu. "ksiriniz vck vck efkat duygusuna batmadan cinsellikten zevk almama yardmc olacak m?" "Evet," dedi iksiri bulan adam. "nsanlara gvenmenin yaratt gvensizlie tahammlm yok. Daha ziyade dei tokua veya yedeklemelere gvenmeyi tercih ederim. ksiriniz insanlara gvenmek zorunda kalmadan yaamam salayacak m?" "Evet," dedi iksiri bulan adam. "Eer iksirinizi alrsam, szde evrensel sevgi hisleriyle baa kmak zorunda kalmadan okyanusun gzelliinin tadn karabilecek miyim?" "Her zaman," dedi iksiri bulan adam. "O zaman iksiriniz tam bana gre," dedi kadn hevesle ierek. Aradan zaman geti. Kocas kadnda baz deiiklikler hissetmeye balad. Davranlar ayn gibiydi ama onun titreimlerini alm olduu haliyle hissedemiyordu. Derken bir gn kadn adama kuantum benliinden kopmak iin bir iksir itiini anlatt. Adam derhal karsna iksiri veren adam buldu. Karsnn kuantum yaratcln tekrar kazanmasn istiyordu. Kadna iksiri veren adam, onu bir sre dinledi ve sonra yle dedi: "Size bir hikaye anlataym. Bir zamanlar bacaklarndan birinde dayanlmaz arlar olan bir adam vard. Doktorlar are bulamyorlard. En sonunda baca kesmeye karar verdiler. Uzun saatler boyu baygn kalan adam uyandnda doktorlarn kendisine akn akn baktn grd. Kendisini hala pek iyi hissetmediinden, doktorlara 'Eee? Ne oldu?' diye sordu. Doktor 'Size bir iyi bir de kt haberim var. lk nce, kt haber. Yanl baca kestik.' Hasta bo bir ifadeyle ona ba-

282

uurun "Benlii"

283

kyordu ama doktor hemen onu teselli etti: 'imdi de iyi haber. Hasta bacanzn durumu o kadar da kt deilmi. Kesmeye hi gerek yok. Onu kullanabileceksiniz.'" Kadnn kocas akn akn bakyordu. Karsna iksiri veren adam devam etti: "Karnz kuantum benlikle birlikte gelen yaamn yaratc belirsizliini sevmiyordu, bylece kendisini ondan kurtard. Yani tek bacakla yrmeyi tercih etti. Bu sizin iin kt haber. Ama imdi de iyi haber. Sizin gibi kocalar iin bir reetem var. Onu, kendisinden istediiniz ruh dolu davrana koullandrabilirim. Eitimim sayesinde, size hem ay hem de sempati verecektir." Adam pek sevinmi. Ve yle yapmlar. Kars yine eski haline dnm gibiymi. Arada bir, iksiri imeden nce yapt gibi kocasna sevgi szckleri fsldyormu. Ama onun "ruh dolu" kocas yine de onun titreimlerini hissedemiyormu. Adam, karsna iksiri veren ve ona sevgi davranlarn reten adama tekrar gitmi. "Ama ben aslnda sadece davranla tatmin olmadm. Sze gelmeyecek olan bir ey istiyorum. Onun titreimlerini hissetmek istiyorum," diye szlanm adam. Adam "Yaplacak tek ey var. Size de iksirden verip, karnza yaptm gibi sizi de eitebilirim." Baka seenek olmadndan, adam kabul etmi. Ve sonra bu ift sonsuza dek mutlu yaamlar. Kasabalarndaki hi kimse daha nce bylesine sevgi dolu bir ift grmemimi. Hatta kasabalarndaki kulbn mr boyu yesi seilmiler, bu daha nce kimseye bahedilmemi bir onurmu. 13 Endielenmeyin, byle bir iksir asla bulunmayacak. Yine de dur durak bilmeyen ve gereksiz olan kltrel, politik ve toplumsal davran kalplarnn koullandrmas, kuantum benliin bize sunduu potansiyeli kstekleyerek meseldeki

iksirin iini gryor. yleyse sonraki soru u: Materyalizmin kabul ettiinden daha byk olduumuza dair ortaya kan bilginin sorumluluunu nasl stlenebiliriz? Buradan nereye gideceiz? Yeni blmn konusu bu olacak.

Psikolojileri

Btnletirmek "BEN"IN DENEYIMLERIYLE ILIKILI ZELLIKLER

285

"Ben"in gze arpan deneyimleri aada sralanmtr: 1. Kastllk (arzu, yarg ve speklasyon dahil, bir nesneye doru amal, ynelimli odaklanma) 2. Kendinin farknda olmak (benlik duyusu) 3. Tefekkr (farknda olma farkndal) 4. Ego deneyimi (belirgin bir karakteri, kiilii ve sreklilie sahip kiisel gemiiyle benliin zgn bir antite olduunu hissetme) 5. Dikkat (benliin odan bir nesneye ya da dierine ynlendirme becerisinin deneyimlenmesi) 6. Kiilik tesi benlik deneyimleri (yaratc a-ha! deneyimindeki gibi ortaya karma veya iine doma anlar) 7. Benliin sakl deneyimi (dnyann zne ve nesneye ayrld ama ak "Ben" deneyiminin olmad deneyimler) 8. Seme ve hr irade 9. uurdyla ilgili deneyimler Bu "Ben" deneyimleri phesiz mstesna deildirler; aksine, birbirleriyle ok yakndan balantldrlar. Gelin bunu aklda tutarak bu deneyimlerin her birine daha yakndan bakalm. Kastllk, Kendinin Farknda Olmak ve Tefekkr Felsefe literatrnde ou uurlu deneyimin elikisi olan bir nesneyi iaret etmek kastllk olarak adlandrlr. 2 Kastlln arzu, yarg ve speklasyon gibi birok modu vardr. Demek ki felsefe literatrnde kullanlan haliyle bu kelime sadece niyetlerle alakal deildir. Niyetlenen "Ben" phesiz kendinin farkndadr ama bundan ok daha fazlasdr; dncelerinde ve duygularnda ynlenmi ve amaldr.

PSKOLOJLER BTNLETRMEK
Benlik (ben), uurlu deneyim ve yakn fiziksel evre arasndaki bir ilikiden baka bir "ey" deildir. uurlu bir deneyimde, dnya zne ve nesne(ler) halinde blnm grnr. Bu blnme, hafza aynasndaki yansma stnde, egonun baskn deneyimini retir. Benliin (veya Ben'in) doas stnde oka felsefi dnce retilmitir. Felsefenin bu dalma fenomenoloji denir. Fenomenologlar zihni igzlem yoluyla, Doulu mistik filozoflar ve psikologlarn kulland meditasyonu andran yollarla incelerler. Ayrca (davranln yan sra) ok eitli Batl psikoloji modelleri mevcuttur. rnein, Freud tarafndan nerilen psikoanalitik model benliin, uuralt drtlerin hkmranl altnda olduunu savunur. Kuantum ilevcilii dediimiz benlik modelinin, "Ben" deneyimi eitlerini nasl akladn incelemek ve kuantum ilevcilii, dier felsefi ve psikolojik modellerle kyaslamak ilgintir. Bu blm felsefe, psikoloji ve (benliin ve hr iradenin doasyla ilgisi bakmndan) yeni fizikten baz dnceleri ieren byle bir kyaslamay kapsamaktadr. 1

284

286

Psikolojileri Btnletirmek

287

yleyse, "Ben"in en bildik deneyimlerinden biri, baz nesnelere ynelik niyetleri olan bir zne olarak kendisi hakkndadr. "Ben"in bir dier bildik deneyimi kendimiz hakknda dndmzde meydana gelir; tefekkr deneyimlerinde, farkna varm olduumuzun farkna varrz. 3 Bu da bir zne-nesne deneyimidir; "Ben" znenin roln ve uur da nesnenin roln oynar. Dnyann znelere ve nesnelere blnmesine neden olan nedir? Farkl felsefeler farkl cevaplar vermektedir. Materyal realistlerin ve idealistlerin ana tavrlar burada zetlenmektedir. Materyal realistler iin cevaplanacak soru yledir: Nronlar ve gri hcreler, gibi maddesel nesnelerin kmelemesinden zne nasl ortaya kar? Cevaplar ise epifenomenalizmdir; zne, beynin belirginlemi bir epifenomenidir. Ancak hi kimse bu belirginlemenin nasl meydana gelebileceini gstermemitir. Yapay zeka modelleri (balantclk) 4 , beyni paralel bal bilgisayarlardan oluan bir a olarak tarif eder; bu temel felsefe iinde, yukardan aaya ileyi teorisyenleri, zne-uurun "kaos iindeki dzen" olarak ortaya ktn, yeni bir ilev olarak doduunu kantlamaya almaktadrlar. 5 ' 6 Temel olarak, bu modellerin hepsi de u temel zorluu ekmektedir: Bilgisayarn halleri (ya da nronal haller) ile deneyimlediimiz zihin halleri arasnda kantlanabilir bir balant yoktur. Tam tersine, monistik idealistler iin her ey uurun iindedir ve uurundur. Demek ki bu felsefede, soru u ekildedir: Her ey olan uur kendisini, deneyimleyen bir zneye ve deneyimlenen nesnelere nasl ayrr? Bu noktada, benlik uuru hakkndaki kuantum teorisi byle bir ayrmn nasl ortaya ktna dair en iyi verileri verebilmektedir. Bu teoriye gre, beyin-zihin halleri; ihtimal dalml, ok yzl, olas-

lkl yapsyla kuantum halleri olarak dnlr. uur, ancak beyin-zihin farkndalnn mevcudiyetinde bir yz seerek ok yzl yapy (bir tutarl sperpozisyonu) kertir. (Hatrlayn, farkndalk deneyim nesnelerinin ortaya kt zihin-alandr.) Hangisi nce gelmektedir: farkndalk m, seme mi? Bu bir dolank hiyeraridir. Kendine gndermeye, dnyann zne-nesne ayrmna yol aan da bu dolank hiyerarik durumdur. Daha ileri ikincil farkndalk sreleri de kastlla, bir nesneyle zdeleme eilimine yol aar. Kendi stne ynelen farkndaln "Ben"i de bu ikincil farkndalk srelerinden doar. Normal olarak, hem asli deneyim ve hem de ikincil sreler psikolojik literatrde n uur denilen eyde kalrlar; asli srecin dolank hiyerarisinin bu rtlmesi, kendi "Ben"imizin basit hiyerarik kimliinin temelidir. Ego-Deneyimi Kendinin farknda olma ile ilgili psikoloji literatrn inceleyen Polonyal psikolog Z. Zaborowski, kendinin farknda olmay, benlik hakkndaki bilginin kodlanmas, ilenmesi ve btnletirilmesi olarak tanmlar. 7 Bence, byle bir tanmlama kendinin farknda olmaktan daha fazlas iin uygundur. Ego deneyimi denilen eye de uymaktadr. Kendinin farknda olmak, ego deneyiminin bir elikisidir ama tamam deildir. "Ben"in en baskn deneyimi, ego deneyimidir; (Zaborowski'nin bilgisayar benzetmesini kullanacak olursak) programlarmzn grnteki yapcs, kodlaycs ve btnletiricisidir. Ego; gndelik eylemlerin, dncelerin ve duygularn grnteki deneyimleyicisi diye ina ettiimiz imgedir. Ego, birok kiilik teorisinde ba aktrdr. Radikal dav-

288

Psikolojileri Btnletirmek

289

ranlk ve toplumsal renme teorisi egonun toplumsal olarak koullanm davrann oda -uyart, tepki ve glendirmenin sonucu- olduunu ima eder.8 Daha yakn tarihli davranlk literatrnde ise ego, i dnyamzdaki zihinsel dnceler ile d dnyamzdaki davranmzn aracs olarak grlmektedir.9 Demek ki Zaborowski'nin kendinin farknda olmak ile ilgili bilisel tarifi ile egonun daha sonraki davransal tarifi birbirine benzemektedir. Ancak davransal-bilisel ekole gre bile, egonun eylemleri (kt i dnyamzdaki zihin hallerine baml olsa bile) girdi-kt bildirimleri halinde tamamen beyan edilebilmektedir. Eer durum byleyse, benlik uurunun ego ile ilikilendirilmesine gerek yoktur. Bu paradoks, egonun tarifindeki niteleyici "grnte" kelimesinin kullanlmasyla alr. Benlik uuru hakkndaki kuantum teorisinde, beyin-zihnin kuantum hallerinin tutarl sperpozisyonunun kmesi, dnyann zne-nesne ayrmn yaratmaktadr. Ancak renilmi bir uyart beyin-zihne sunulduunda koullandrlm tepkiler olaslk bakmndan arlk kazanrlar.10 uur, renilmi tepkilerin grnteki ilemcisi yani ego ile zdeleir; ancak bu kimlik asla tamamlanm deildir. uur, koullanlmam yenilikler iin her zaman biraz yer aar. Bu da, bizim hr irade olarak bildiimiz eyi mmkn klar. Dikkat ve uurla Ynetilen Eylemler Fenomenolog Edmund Husserl'in de belirttii gibi, kendinin farknda olmak ve dolaysyla da ego, uurlu dikkatin ynyle ilikilidir.11 Dikkatin doalama hareket ettii durumlar da vardr. Bir uyarty alma ve ona tepki vermeyi ieren bilisel deneylerde denekler uyarty fark ettiklerine dair kendinin farknda olma halini edinmeden nce ve bu farkndal sze

dkebilmelerinden nce bir zili alabilmektedirler. Bu yetenek, asli ve ikincil farkndalk deneyimlerinin var olduunu ve egonun, kendinin farknda oluun ikincil deneyimleriyle ilikili olduunu, asli deneyimle ilikili olmadn nermektedir. Husserl, kendinin farknda olu ve dikkati yneltme yetenei (ki buna ilikin bir kendinin farknda olu haline sahip deiliz) arasndaki ilikiyi ve tarif ederken, kendinin farknda oluun ve dikkati yneltenin, adeta madalyonun iki yz gibi birer unsurunu oluturduklar bir niter benlii anlatmak iin saf ego deyimini icat etmiti. Bu kitapta, u ana dek yaptmz gibi, birleik benlik kavramn anlatmak iin benlik szcn kullanmaya devam edeceiz. Bilisel ilevci/balantc modelde, kendinin farknda oluun hibir aklamas yoktur. Dikkat, egoyu tanmlayan merkezi ilem biriminin bir ilevi olarak kabul edilir. Tam tersine, kendine gnderme hakkndaki kuantum teorisinde, benlik iki modda alr: Kendinin farknda oluu ieren ikincil deneylere gnderme yapan, koullanm, klasik ego-modu; kendinin farknda olu olmadan dikkatin ynlenmesi ve seme gibi asli deneyimlerle ilikili olan koullanmam kuantum-modu. Dolaysyla kuantum model, fenomenoloji modeliyle uyumaktadr. Kiilik tesi Benlik Deneyimleri Baz deneyimlerde benliin ego ile zdelemesi genelde olana gre hayli azdr. Bir rnei, deneyimleyenin sklkla ilahi bir mdahale olarak tarif ettii yaratc deneyimdir. Bir dier rnek ise psikolog Abraham Maslow tarafndan incelenen "zirve deneyimler" dir.12 Byle deneyimler, uur aknn daha sradan olan ego-srekliliine tezat olarak net bir sreksizlikle meydana gelirler. Bu deneyimler, deneyimleyenin be-

290

Psikolojileri

Btnletirmek

291

lirgin kiilii ile zdelemesi baskm olmadndan kiilik tesi benlik deneyimleri olarak adlandrlacaklardr. Kiilik tesi benlik deneyimleri sklkla ego tarafndan tanmlanan ben-kimliinin yaratc uzantsdr. Maslow (Not 12'de belirtilen eserde) buna kendini gerekletirme der ama biz bu kitapta buna i yaratclk eylemi diyeceiz. Dou psikolojisinde bu yaratc benlik oluturma, zekann uyan ya da Sanskrite buddhi adn alr. Zeka kelimesinin baka armlar da olduundan, egonun kapsamn aacak ekilde anlam genilemi benlik kimlii manasndaki buddhi kelimesini kullanacaz. Davran-bilisel model kiilik tesi deneyimleri kabul etmese de kuantum teorisi onlar benliin kuantum modunun dorudan deneyimleri olarak tanmaktadr. Kiilik tesi deneyimlerin balca zellii yerel olmaylardr; yerel sinyaller olmadan tesirin yaylmas ve iletiim. E zamanl bilimsel keifler de bylesi yerel olmayan ezamanlln muhtemel rnekleridir. Telepati gibi paranormal deneyimler de dier rnekleridir. Benliin Sakl Deneyimi Varoluu filozof Jean-Paul Sartre'n belirtmi olduu gibi, ou mterek deneyimimiz ego-"Ben"i iermez. Sartre sigara sayan bir adam rneini verir. Adam sayarken, bu ie kendisini ylesine kaptrmtr ki kendinin farknda oluuna ya da egosuna herhangi bir gnderme yoktur. Derken bir arkada gelir ve "Ne yapyorsun?" diye sorar. Adam "Sigaralarm sayyorum," der. Adam kendinin farknda olu halini geri kazanmtr.13 Bu tr bir deneyimde, uur vardr ve dnya zne ve nesneye sakl biimde blnmtr; ancak deneyimin ikincil yansmalar ya pek azdr ya da hi yoktur. Sartre'm rnei Dou Hint yoga temsilcisi Patanjali'nin (M.. 2. yy.) samadhiu dedii eyin en alt kategorisine denk

gelir. Kii, nesneye dalarak (en alt samadhi hali) nesneyi daha yksek ve daha yksek samadhilere doru akmlatrd bir yolculua balar. En sonunda, nesnenin, kozmik mekansz uurla bir haldeki kimliinin grld bir duruma ulalr. Dou psikolojisinde kozmik uur deneyiminin znesine atman ad verilir. Hristiyanlk bu asli evrensel benlik antitesinden kutsal ruh diye sz eder. Budizmde buna bazen yokbenlik denir nk (nesnesinin farkndalma hiyerarik anlamdaki stn deil) farkndala baml olarak doar. Dier Budist filozoflar saf farkndalm znesine (rnein Lankavatara Sutra'da) evrensel uur derler. Tibet'in u anki Dalay Lama'snn belirttii gibi, yok-benlik terminolojisi, insanlara nihilizmi hatrlatt iin onlarn kafasn kartrmaktadr.15 Modern psikolojide ise Assagioli bu benliksiz benlie kiilik tesi benlik adn verir.16 Dilimizdeki karlklarn mulakl sebebiyle saf farkndalk deneyiminin benlii'ini anlatmak iin Sanskrite atman kelimesini kullanacaz. Benlik hakkndaki kuantum teoride atman, kuantum benlik -uurun zdeletii ve kuantum tutarl sperpozisyonunun kmesinin farkndalyla e baml ortaya kan koullanmam evrensel zne- olarak grlr. Bireysel bendeneyimi veya ego, asli deneyimlerin ikincil yansmalarndan hafza aynasnda doar. Asli ve ikincil farkndalk deneyimleri arasnda bir gecikme olduunu gsteren kayda deer nrofizyolojik kantlar mevcuttur. Seme ve Hr rade Benlik deneyimlerinin belki de en akl kartrc olanlar seim ve/veya hr irade ile ilgili olanlardr. Herhangi bir uurlu deneyim gelecee ynelik bir aklk ierir ve bu anlamda aklk veya imkan ieriyor gibi dnlebilir. Seme ve

292

Psikolojileri

Btnletirmek

291

hr irade deneyimleri bylesi bir akln tesine geerler. Sklkla eanlaml kullanlyor olsalar da iki terim arasnda ayrm yapacaz: Seme, kendinin farknda olarak veya olmakszn, alternatifler arasndan tercih yaptmz zaman kullanlr. Hr irade ise, kendi nedensel inisiyatifimizden kan sonraki bir eylem her ne zaman stlenilirse kullanlr. Geleneksel olarak, davranlar ve biliselciler, seme zgrl veya hr iradenin olmadn sylerler. Eer -paralel ileyen ya da paralel ilemeyen- klasik bilgisayarlar isek, bu kavramlarn hibiri anlam ifade etmez. Tartma konusu yledir: Davran, tamamyla donanmnn hali ve ortamdan gelen girdiler tarafndan belirlenen egoya atfedilebilecek hibir nedensel g yoktur. Ruhsal ve kiilik tesi psikolojiler egonun hr iradesi olmad yolundaki davransal deerlendirmeye katlmaktadrlar ama gerek bir hr iradenin var olduu konusunda da srarcdrlar. Bu, atmann hr iradesidir; kendi stnde dnen, bireysel benlik deneyiminden nce mevcut olan uurun hr iradesi. Eer egonun hr iradesi yoksa ruhsal geleneklerin hedefi olan, egonun tesine geii egomuzun iinde nasl gerekletirebiliriz? Egonun bir illzyon olduu cevab pek tatmin edici grnmyor. uur hakkndaki kuantum teorisinin yardmyla, artk hr irade kavram hakkndaki ikilemi zebiliriz. Kuantum teorisinde seme, asli benlii, atman tanmlar. Seiyorum, yleyse (dolank hiyerarik bakmdan) varm. Ancak, koullanmayla birlikte seim artk tamamen hr deil, koullanlm tepkilerin lehinedir. Soru u: Koullanma nereye kadar uzanyor? Birincil ilem dzeyinde hibir koullanmann olmad aktr, net olarak kstlanmam hr irade vardr. kincil dzeyde dnce ve duygu ekline brnm olan koullanl-

m tepkilere sahibiz ama onlara gre hareket etmek zorunda myz? kincil dzeydeki hr irademiz, renilmi koullanlm tepkilere hayr deme kapasitemizi iermektedir. Seme ve hr irade terimlerini bir biimde farkl kullanmaya doru yneldiimize dikkat edin, bu iyi bir ey. Son nrofizyolojik deneyler, kiinin hr iradesiyle kolunu kaldrmas gibi deneyimler iin hr irade ibaresine kullanmann pek akllca olmadn gsteriyor. Benjamin Libet tarafndan yaplan en son deneyler ise unu gsteriyor: Bir kii kendi eyleminin farkndalm (ki hr irade iin arttr) deneyimlemeden nce, kiinin kolunu kaldracan objektif bir gzlemciye belli eden uyandrlm potansiyeli vardr. Bu adan bakarsak, bu tr bir hr iradenin hr olduunu nasl syleyebiliriz ki? Ama Libet'in deneyleri unu da gstermitir ki uyandrlm potansiyel aksini belli etse de kiinin kolunu kaldrmaya hayr demeye ynelik hr iradesi korunmaktadr.17 Hr iradenin anlamn bu ekilde netletirmek, dikkati farkndalk alannda ya belirli bir zihin nesnesi ya da tm alan stnde younlatrmak olan meditasyonun yararlarn grmemize yardmc olur. Meditasyon farkndalk iinde doan zihinsel fenomenlerin, dncelerin ve duygularn koullanlm tepkilerinin resmi geidinin tanklar haline gelmemizi salar. Zihinsel tepkilerin uyanmas ile onlarn dorultusunda fiziksel eyleme geme drts arasnda bir aralk yaratr ve dolaysyla koullanlm eylemlere hayr demeye ynelik hr irade kapasitemizi glendirir. Byle bir glenmenin, ykc davran alkanlklarn deitirmedeki deerini grmek ok kolay. urdttna likin Deneyimler Baz deneyimlerimiz uurd olanla -uurun olduu ama farkndalm olmad srelerle- ilikilidir. Kuantum

294

Psikolojileri

Btnletirmek

291

teorisinde, bunlar kuantum halinin kmedii ama durumun dinamiine gre zaman iinde gelimeye devam ettii durumlardr. Ancak uurd dinamikler daha sonraki uurlu olaylarda nemli bir rol oynayabilirler. Bu zellik, uurd alglama deneylerindeki kuantum giriiminin etkilerini dorulamamz salar.18 Psikoanalitik dnte ego-benlik deneyimlerinin bazlar Freud'un id ve Jung'un glge dedii eyde bastrlrlar. Sonra, geri kalan uurlu deneyimler persona'y -kiinin insanlarn grmesi iin yanstt imgeyi, kiinin olduunu dnd imgeyi- tanmlar. Ego-benliin bastrlm ksmna kiisel uurd diyeceim. Ego deneyimlerimizden bazs kiisel uurdmzdan gelen tesir tarafndan bozulur ve bu uurd tesir, psikoanalizin ele ald nevroz gibi psikopatolojilere yol aar. Kiisel uurd, kuantum teorisine gre nasl ortaya kar? u ekilde: zne belirli zihin hallerinden kanmaya koullanr; sonu olarak, bu hallerin onlar ieren tutarl sperpozisyonlardan kertilmemesi olasl baskn hale gelir. Ancak byle tutarl sperpozisyonlar, sonradan gelen hallerin kmesini bariz d neden olmadan etkileyebilme dinamiine sahiptir. Davrann sebebini bilmemek, nevroz yaratan endieye yol aabilir. Sonunda, zne sebepler hayal edebilir ve kontrol edemedii el ykama gibi nevrotik davranlar yoluyla onlar ortadan kaldrmaya giriebilir. Benzer ekilde, Jung kiilik tesi deneyimlerimizin birouna, kolektif uurdnm bastrlm aretip temalarnn -genelde deneyimlemediimiz evrensel haller- tesir ettiini nermitir. Bu bastrlm temalar da patolojilere yol aabilirler. Kuantum teorisinde, arta bal insan biimi, belirli zihin hallerinin dnyada tezahrn bastrarak nleyen koullanmaya tabidir. rnein, erkek bedeni, diil deneyimle ilgi-

li zihin hallerini bastrma eilimlidir. Jungu anima aretipinin kayna da budur. Anima'nm bu bastrl, eril davran kstlamaktadr. (Benzer ekilde, animus aretipi de diilerde bastrlr ve kadnlar eril deneyimden ayrr.) Rya gryorken ya da ipnoz altndayken benlik, esasen bir tank haline gelir ve ikincil farkndalk olaylarnn nispeten yokluu haline girer. Byle bir durumda, bastrlm zihin hallerini kertmeye kar yasaklamalar zayflar. Demek ki hem rya hem de ipnoz, uurdm uurlu farkndala karmada yararldr. Benzer ekilde, lme yakn deneyimlerde lmn yaknl, hem kolektif hem de kiisel dzeyde bastrlm uurd koullanmalarn ounu serbest brakr. Sonu olarak, birok hasta lme yakn deneyimlerden nee ve huzurla dolu kmaktadr. Eylemlerimizde zgrlk elde etmek iin, egomuzunpersonamzn koullanmasnn basks altnda kalmaktan da, zorba, i kaynakl, bastrlm, uursuz tutarl sperpozisyonlarmzn basks altnda kalmaktan da kanmamz ok nemlidir.

BENLIK UURUNUN TAYFI

uurlu deneyimlerin fenomenoloji, psikoloji, bilisel bilim ve kuantum teorisi tarafndan tarif edilen zelliklerini tarayarak, benliin bizde nasl tezahr ettii konusunun nemli bir zetini -benlik uuru tayfnn bir zetini- yapma noktasna varabiliriz (ayrca bkz. Wilber19). Bu teorik modeller iinden sadece biri -uur hakkndaki kuantum kuram ile yaplan tanm- tm tayf kucaklayacak genilie sahiptir; dolaysyla bu zetin daha en banda uur idealist kuan-

296

Psikolojileri

Btnletirmek

291

tumun bak as benimsenecektir. dealist monizmde, uur birdir; Shankara, ikincisi olmayan bir, der.20 Benlik uurunun tayf bir uurun insan geliiminin eitli safhalarnda kendisini tanmlad duraklar ierir. Tayfn tamam en alt uta kiisel uuralt ve en st uta kolektif uurd tarafndan evrelenmitir. Ancak tm bu safhalar uurun iindedir. Bu ema, hiyerarik deil geliim bakmndan dnlmelidir. Daha yksee doru gelitike, daha az ego sahibi hale geliriz, ta ki fark edilebilir hibir egonun bulunmad en yksek dzeye dek. Yani, egonun tesindeki varlk dzeylerini derin bir alakgnlllk karakterize etmektedir. Ego Dzeyi Bu dzeyde, insan varl iinde yaayaca psikososyal bakmdan koullanm ve renilmi balamlar takmlaryla zdeleir. Bu balamlar kiiye bir karakter verir. Bu egokimliinin ne kadar mutlak olduuna bal olarak, bu dzeydeki insan tekbenci olma eilimindedir. Bu kiinin iinde yaad balamlar bir yanlmazlk atmosferi kazanrlar ve dier tm balamlar bu kiisel balamlarn kriterine gre yarglanr. Bu kii, "Sadece Ben ve uzantlarm" (ailem, kltrm, lkem vb.) asli geerlilie sahiptir. Dier hepsi arta baldr. Bu temel ego dzeyi iinde, iki tabaka tanmlayabiliriz. Birincisi, patolojik tabakadr; kiisel uuraltna daha yakndr. uurdmdan kan i uyartlar (kmemi tutarl sperpozisyonlar) tarafndan gl biimde etkilenir. Benlii bu tabakayla zdelemi insanlar sklkla uurdmm hevesleri ve drtlerince rahatsz edilirler. Egolar bir benlik imgesi ve glge imge -ilki yaylm ve ikincisi bastrlmtr- olarak blnmtr.

kinci tabaka, psikososyal tabakadr; arada bir (geliim bakmndan) kimliin daha aa ve daha yukar tabakalarna yaptmz gezintiler dnda oumuzun iinde yaad yerdir. Daha yukar gezintilerde, rnein koullandmz bir tepki alkanlmza hayr diyebilir ve bylece hr irademizi uygulayabiliriz, dnyadaki yaratc faaliyetlere dalabiliriz ya da birisini bencillik etmeden sevebiliriz. Ancak bu dzeydeki eylem iin bildik ynelim n, g, cinsellik vb. iin abalayan karakter-imge kimliinin sreklilii ve glenmesine hizmet eden kiisel devler tarafndan ynlendirilir. Buddhi Dzeyi Bu dzey, benliin daha az kstlanm bir kimlii ile -tm insani potansiyelini aratran bir kimlik- karakterize edilir. Ego dzeyinde yaamann kiisel motifinin yerini sezgisel yaratclk, kendini aratrma ve gerekletirme almtr. Bu dzey iinde, birka tabaka tanmlayabiliriz. Ancak bu tabakalar hiyerarik deildir, kronolojik srayla deneyimlenmeleri de art deildir. Bazlar es geilebilir bile. Ego dzeyine yakn olan birincisine psiik-mistik bant denecektir. Benliklerini bu tabakayla zdeletiren kiiler dnya grlerini ve dnya stndeki rollerine dair grlerini genileten trden yerel olmayan psiik ve mistik deneyimlere sahiptirler. Kolektif uurdnn temalar sklkla ryalarda, yaratc deneyimlerde ve mitlerin anlalmasnda ortaya kar ve benliin zgrlemesi ve btnlemesi iin ek motivasyon salar. Ancak benlik kimliinin bu dzeyinde, insanlar halen kiisel arzular tarafndan, tamamyla akkan bir kimlie kesin bir gei yapamayacak kadar fazla ynlendirilmektedirler.

298

Psikolojileri

Btnletirmek

299

kinci tabaka kiilik tesidir. Artk onlar dsallatrmak art olmadan i srelere tanklk etmeye ynelik belirli bir yetenek ve eilim vardr. Kiinin psikososyal yaam balamlar artk mutlak deildir. "Bakalk" kefedilir ve bu kefin verdii cokunun bir ksm (hizmet cokusu gibi) motivasyonu artrr. ncs olan ruhsal tabaka, dnya stnde ok az kiinin sergiledii bilinen bir kimliktir. Hayat esasen kolay ve abasz (Sanskrite sahaj) bir samadhi'de yaanr. Benlik az ya da ok btnlemitir; kolektif uurdnn temalar hayli aratrlmtr ve eylemler olaylara uygundur. Gnmzde kimlikleri bu tabakada olan bireylerin nadirlii sebebiyle, bu tabaka hakknda pek az bilimsel veriye sahibiz. phesiz tarihte, dnyann mistik ve dinsel literatrnde de yer alan bu kimliin birok rnei mevcuttur. En yksek dzey, ancak samadhi'de ulalabilen benlik (ya da yok-ben) dzeyi olan atmandr. Hint ve Tibet ruhsal psikolojilerinin benlik-kimliinin (ego dzeyindeki ekstra bantla birlikte) yedi bandna deinmi olduklarna dikkat edin. Bu sistemin kkeni, tr drt fikrine dayanr; bunlara gunc denir: Tamas veya eylemsizlik; rajas veya libido ve sattwa veya yaratclk.21 Hintli psikologlar her bir baskn drt iin bir adet olmak zere ego tabakas olduunu ne srerler ama tm insanlarn her gunaya biraz da olsa sahip olduklar kabul edildiinden, bu tr bir snflandrma gerekenden biraz fazla grnmektedir. u soru sorulabilir: Benlik-kimliinde bir kayma nasl meydana gelir? Soruya cevap olabilecek bir Zen hikayesi vardr. Doko adl renci Zen ustasna gelmi ve "Hakikati aryorum. Onu bulmak iin kendimi benliin hangi halinde eitmeliyim?" diye sormu. Usta cevap vermi: "Benlik yoktur, demek ki onu herhangi bir hale koyamazsn. Hakikat

yoktur, demek ki kendini onun iin eitemezsin." Baka bir deyile, benlik kimliinde kayma salamak iin hibir yntem, hibir eitim mevcut deildir. Bu yzden, bu srece i yaratclk diyoruz. Sre, bir yaam balam takm tarafndan belirlenmi snrn daha geni bir balam takmna izin vermek zere yklmasdr.22 Bir sonraki blmde bu srecin ayrntlarna gireceiz. Bu blmde baardmz dndm kiilik ve benlik teorilerinin uur hakkndaki kuantum teorisi balamnda btnletirilmesi, psikoanalitik, davran, hmanist-kiilik tesi ve bilisel gibi eitli psikoloji ekollerinin de pekala btnlemesine yol aabilir. Bilisel bilim ve yapay zekaya dayanan modellerin, insan denen kiiyi tam olarak tanmlamada yetersiz olduunu gstermi olmamza karn bu model, benliin egoyla ilgili ou zelliinin yararl bir simlasyonunu salamaya yine de hizmet etmektedir.

4. Blm

KNN YENDEN BYLEN


Bu kitabn ilk tasla 1982 ylnn yaz aylarnda yazlmt ama malzemede derin tutarszlklar olduunu biliyordum. Tutarszlklar, realist felsefenin temel ilkelerinden birine ok ince bir ballktan kaynaklanyordu; uurun, maddenin bir epifenomeni olmas gerektii ilkesinden. Biyolog Roger Sperry, belirginlemi uurdan sz etmiti. Nedensel kudreti olan uur maddeden yani beyinden ortaya kyordu. Bu nasl olabilirdi? Maddeden yaplma bir eyin yine onun stnde nedensel yenilikle etki edebilmesi savnda inat bir devirsellik vard. Balanty, kuantum fiziin paradokslaryla grebiliyordum: Dalist bir uur ne srmeden, bizim ya da gzlemlerimizin nesnelerin davran stnde nasl bir etkisi olabilirdi ki? Ayrca dalist, maddeden ayr uur fikrinin kendi paradokslarn yarattn da biliyordum. Yardm, beklenmedik bir ynden geldi. Bir bilim adam olarak, bir probleme toptan yaklama her zaman inanmmdr. imdiye dek aratrmamn bizzat uurun doas hakknda bir keif gezisi ol301

302

Kiinin Yeniden Bylenii

303

duu artk iyice netletiinden, uurla ilgili olarak yrtlen deneysel ve teorik almalara da dalmam gerektiini hissediyordum. Bu, psikoloji demekti ama psikolojik modeller, kkleri materyalist realizmde olduundan dolay bu dnya grne meydan okuyan uurlu deneyimlerden uzak duruyorlard. Ancak, Cari G. Jung ve Abraham Maslom'un almalar gibi dier, daha az geleneksel psikoloji anlaylar da farkl nkabullenmeler gerektiriyordu. Onlarn grleri dnya mistiklerinin felsefesiyle, ikilii yaratan peenin ardn ruhsal olarak grmeye dayanan bir felsefeye daha uyumluydu. Peeyi kaldrmak iin mistikler farkndalk alanna dikkat kesilmeyi (bu dikkat kesilmeye bazen meditasyon denmektedir) tavsiye etmekteydiler. Sonunda, yllarca abalama ve meditasyon, mistik felsefeleri okuma, oka tartma ve kafa patlatmadan oluan karm, aramakta olduum paradokslarn zmnden beni ayran peenin te tarafna hamle yapmaya balad. Materyalist realizmin temel ilkesinden yani her eyin maddeden yapld yolundaki ilkeden vazgeilmeliydi ve bu, dalizmden yardm almadan yaplmalyd. Son hamlenin meydana geldii gn hala hatrlyorum. California'daki dostumuz Frederica'y ziyarete gitmitik. O gn eim Maggie, Joel Morwood adndaki mistik arkadamz ve ben hep birlikte yaknlardaki Ojai kasabasnda bir konferans veren Krinamurti'yi dinlemeye gitmitik. Krinamurti seksen dokuz yanda bile szn'srekli kesen biriyle hala ustaca baa kmaktayd. Derken dinleyicilerle diyalogunda retisinin z olan ey zerinde durmaya balad: Deimek iin, kii daha sonra deimeye ya da bunun stnde daha sonra dnmeye karar vermemeli, hemen imdi farknda olmaldr. Sadece radikal farkndalk radikal zekay uyandran dnme yol aabilirdi. Biri, radikal farkndaln biz sradan varlklara gelip gelmeyeceini sorduunda, Krinamurti ciddiyetle cevaplamt: "Gelmeli." Daha sonra o akam Joel ve ben Gereklik hakknda bir muhab-

bete daldk. Kuantum teorisinden yola karak kuantum lm teorisiyle vardm uur hakkndaki fikirlerimi ona anlatyordum. Joel dikkatle dinledi. "Peki imdi ne olacak?" diye sordu. "ey, uurun beyin-zihinde nasl tezahr ettiini anladmdan pek emin deilim," dedim. uurun beyin srelerinin bir epifenomeni olmas gerektii fikriyle mcadele ettiimi itiraf ettim. "uuru anladm sanyorum ama..." "uur anlalabilir mi?" diye Joel szm kesti. "Kesinlikle anlalabilir. Sana uurlu gzlemimizin, uurun kuantum dalgasn kerttiini anlatmtm ya..." Tm anlattklarm batan tekrarlamaya hazrlanyordum. Ama Joel beni durdurdu. "yleyse, gzlemcinin beyni mi uurdan nce geliyor, yoksa uur mu beyinden nce geliyor?" Sorsundaki tuza grmtm. "Ben uurdan deneyimlerimizin znesi olarak sz ediyorum." "uur deneyimlerin ncesindedir. Bir nesnesi ve bir znesi yoktur." "Tabi, bu eski tr mistisizm; ama benim lisanma gre uurun yerel olmayan bir zelliinden sz ediyorsun." Ama Joel terminolojimle dikkatini datmad. "Seni, anlamaktan alkoyan bilimsel at gzlkleri takyorsun. Altta bir yerlerde, uurun bilimle anlalabileceine, uurun beyinde ortaya ktna yani bir epifenomen olduuna dair bir inancn var. Mistiklerin ne dediini iyice anla. uur balangtakidir ve kayt altnda deildir. Var olan her eydir. Tanr'dan baka bir ey yoktur." Bu son cmle bana szle tarif edilemeyecek bir ey yapt. En iyi tarif, aniden bak am altst ettii eklinde olabilir; bir pee kalkt. Aradm ve yine de hep bilmi olduum cevap ite buydu. Herkes yattktan ve beni tefekkrmle ba baa braktktan sonra dar ktm. Gece olduka serindi ama umursamadm. Gkyz yle bulutluydu ki sadece bir iki yldz grebiliyordum. Ama hayalimde, gkyz ocukluumun o pasparlak gkyzydii ve

302

Kiinin Yeniden Bylenii

305

aniden Samanyolu'nu grdm. Ana yurdum olan Hindistan'n bir airi, Samanyolu'nun gk ve yer arasndaki snr iaretlediini sylemiti. Kuantum mekanszlnda, akn gk -Tanr'nn krall- her yerdedir. "Ama insan bunu grmez," diye alamt sa. Onu grmyoruz nk deneyimlerin, melodramlarmzn, tahmin etme ve kontrol etme, her eyi rasyonel biimde anlama ve ynlendirme abalarmzn bysne kendimizi kaptrm haldeyiz. abalarken, basit olan karyoruz: Her eyin Tanr olduu gibi basit bir gerei; mistiin her eyin uur olduunu syleme yolu budur. Fizikiler fenomenleri aklarlar ama uur bir fenomen deildir; bunun yerine, dier her ey uurdaki fenomenlerdir. Bilim iinde bir uur tanmn bouna aryordum; bunun yerine benim ve dierlerinin aramas gereken bilimin uur iindeki tarifidir. uurla, asli deneyimimizle uyumlu bir bilim gelitirmeliyiz. Hakikati kefetmek iin, geleneksel fiziin tesine bir kuantum sramas yapmalydm; her eyin yapta olan uura dayanan bir fizik formle etmeliydim. Bu, zor bir grevdi ama daha biraz nce, cevabna bir gz atma ansm olmutu. yleyse, bu grev ayn zamanda basitti de: bak asnn kolayca, abasz deitirilmesi. Krinamurti'nin szleri kulaklarmda cesaret verici biimde yanklanyordu: Gelmeli. Tylerim diken diken oldu ve hayalimdeki Samanyolu yavaa gzden kayboldu. Tpk bir kiinin muzun ne olduunu gerekten bilmesinden nce o muzun duyularmz vastasyla grlmesi ve tadlmas nasl gerekliyse, uurdan baka hibir eyin olmadn syleyen mistik hakikat de tamamen anlalabilmek iin deneyimlenmelidir. dealist bilim, hepimizin kabusu olan Guernica benzeri paralanm bir (bkz. "Uurum ve Kpr" isimli blm) yarata, uuru geri verme potansiyeline sahiptir. Ama benliin paralanmlnn kkeni sadece materyalist realizmin tamamlanmam dnya grnde deil, ayrca egoyla zdelemenin doasnda da yatmaktadr. Eer

ayr ayr, paralanm egolarmzla tekrar bir btn olmay istiyorsak, durumu sadece entelektel olarak anlamakla kalmayp, btn deneyimlemek iin i derinliklerimize de dalmalyz. Kutsal kitaptaki en bilinen hikayelerden birinde, Cennet Bahesi'nin btnl iinde Adem ve Havva byleyici bir hayat srmekteydiler. Bilgi meyvesinden yedikten sonra, bu byleyicilikten dar atlrlar. Hikayenin anlam aktr: Dnyada deneyim edinmenin bedeli, bylenmiliin ve btnln kaybdr. Btnln bu byleyici haline tekrar nasl'girebiliriz? ocuklua ya da altn aa geri dnmekten ya da lmden sonra ebedi hayatla kurtarlmaktan sz etmiyorum. Hayr, soru udur: Ego dzeyini yani paralanm benlik dzeyini nasl aabiliriz? Ayn anda hem deneyim dnyasnda yaayp hem de zgrl nasl kazanabiliriz? Bu sorunun cevabn vermek iin bu blmde, idealist bilimin geleneksel olarak ruhsal yolculuk denen balamn tartacaz. Geleneksel olarak ruhsal yolculuklar, usta manevi nderler -rahipler, hahamlar, gurular ve dierleri- tarafndan tasarlanrlard. Greceimiz gibi, kuantum konusuyla uraan bilim adamlar da baz nerilerde bulunabilir. Gelecekte, bilim ve dinin tamamlayc ilevler greceini ileri sryorum: Bilim byleyici halin tekrar kazanlmas iin ne yaplmas gerektiine dair n hazrlklar nesnel bir tarzda olutururken, din de insanlar bunu yapma srecinden geerken ynlendirecektir.

Sava ve Bar

307

SAVA ve BARI
Clifford Simak'n Hugo dl kazanan bilim kurgu roman Way Station'da (Yol stasyonu), galaksimizin ynetici konseyi dnyallarn sava bir gn unutup uygarlap uygarlaamayacaklar, atmalarn iddet olmakszn zmleyip zmleyemeyecekleri konusunda endielenir. Romanda mistik bir nesne, bir tlsm en sonunda dnyallarn uygar galaksiye katlmalar iin gereken dnm harekete geirir. Sava, insan toplumu kadar eskidir. Hem biyolojik hem de evresel koullanmamz yledir ki atma doal olarak domaktadr. Binlerce yldr bu atmalar zmlemek iin, geici de olsa, iddet kullandk. imdi artk nkleer silahlarn tahrip edici gcyle bylesi savalar dnya stndeki geleceimiz -sadece hayatlarmz iin deil, kresel evremiz iin de- artan biimde risk tamaktadr. Bu riskleri azaltmak iin ne yapabiliriz? Savaan uluslarmz, atmalar barl ve kresel anlamda duyarl yollarla zmlemeye ant imi i birlii iindeki toplumlar ama hangi mistik tlsm dntrebilir? u an bar iin kullanlan toplumsal modeller, atmann doduu ya da yakn olduu belirli durumlara seslendiklerinden tr esasen tepkiseldirler. Demek ki gze ar306

pan kayglar ulusal gvenlik, silahlarn kontrol ve atmalarn zmlenmesidir; bunlarn hepsi de tepkiseldir, huzur salama amal duruma uygun geici zmlerdir. Bar binlerce yldr bu ekilde salama almay denedik ama henz ie yaramad. Bara yaklammz, kendimizle ilgili grmzde ok uzun zamandr baskn olan materyalist ve dalist dnya grleri iinde hapis kalmtr. Bugn, bilimsel realizm tarafndan gittike artan biimde ynlendirilen kendimizi tasvirimizle bak amz artk bir tnel grnts ald. Sosyobiyoloji (toplumsal Darwinciliin ada versiyonu) bizleri bencil gen makineleri, hayatta kalmak iin birbirleriyle rekabet eden ayr ayr antiteler olarak resmetmektedir.1 Bu gre gre, kaderlerimiz ve davranlarmz, fizik ve genetiin nceden belirleyici kanunlar ve evrenin koullamalar tarafndan kontrol edilmektedir. Sosyobiyoloji klasik fizikten, Darwinci evrim teorisinden, molekler biyolojiden ve davran psikolojiden alnan fikirlerden oluan ve doas gerei ktmser bir alamdr. nsanlk hakkndaki sosyobiyolojik gr, temel anlamda bar kartdr. nsanlar arasnda evrensel kardelik olan bara, gnlden i birliinden doan bara; rk, renk ve inan gzetmeksizin dier insanlar iin elcilik ve evkat duymak olan bara... Bu grte, en ok mit edebileceimiz durum etii iddetin pragmatik ve yasal snrlanmas, rekabeti ve de elikili kazan/hayatta kal gndemlerimizdeki geici atekeslerdir. Bu kitapta nerilen idealist paradigmada, "Niin dnyada bu kadar ok atma var?" "Neden Orta Dou'daki halklar birlikte yaayamyorlar?" "Niin Hintliler ve Mslmanlar stnl ele geirmek iin srekli kavga etmekteler?" "Niin Batl lkeler gelimekte olan lkelere silah satyor-

308

Sava ve Bar

309

lar?" gibi sorularla ie balamayz. Bunun yerine unlar sorarz: "Dnya apndaki tm bu atmalara neden olan uur hareketlerini yaratan nedir?" "uurda herhangi bir telafi edici hareket var mdr?" Baka bir deyile, btnn paralarnn hepsini ieren aktif, temel bir bar tedavisi aryoruz. Bireysel olarak, uurun bu daha byk hareketlerinin sorumluluunu almaya balyoruz. Biz dnyayz yleyse dnyann sorumluluunu almak iin harekete gemeliyiz. Bu sorumluluu kucaklayabilmenin ilk adm, ilk bata entelektel yolla da olsa, biz bireylere gre dier insanlarn nerede durduunu anlamaktr. Bu bakmdan, uurdaki temel zgrletirici hareket, iddete ynelik eski ve nafile hareketleri (en azndan ksmen de olsa) telafi etmeye balamaktr.

OKLUKTA BRLK

Bu kitapta gelitirilen fikirler bireysel olarak evrimlemi biimlerin okluunun tesinde uzanan insan uurundaki i birlii nermektedir. Birok disiplindeki geerli olan inan, iddetin yaratl gerei, dolaysyla kanlmaz olduu eklindedir. Ancak eer yeni gr doru ise, o zaman ayrlmz, yani iddete yol aan bencilliimizin ve umursamazl m ana kayna bir illzyondur. Bu illzyonun, sadece grnteki bu ayrln tesinde, ayrlamazln birletirici gereklii durmaktadr. Aspect'nin, ayrlmazlmz herhangi bir pheye yer brakmayacak biimde, kesinkes belirleyen deneyinin ima ettikleriyle baa kmak iin, pragmatik bilim adam enstrmantalizmi, yani bilimin gereklikle uramadn, sadece teknolojiye klavuzluk eden bir enstrman olduu fikrini uygular. Ama enstrmantalizm desteklenemez. Bana kurbaa-

lar ve koullanma fkrasndaki deneyi hatrlatyor. renci kurbaaya "Zpla!" dediinde zplamasn retmi. Sonra kurbaann bacaklarndan birini kesmi ve "Zpla!" demi. Kurbaa zplam ve renci defterine memnun ekilde not dm: Bir baca kestiinizde bile koullanma kalc. Deneyi ikinci baca, sonra nc baca keserek tekrarlam ve kurbaa her seferinde zplam. Sonunda kurbaann drdnc bacan de kesmi ve "Zpla!" demi. Bu kez kurbaa zplamam. renci biraz dndkten sonra defterine unlar yazm: Drt bacan kaybeden kurbaa iitme duyusunu kaybeder. Temeldeki birlik fikri aslnda yeni deildir; dnya dinlerinin ounun temel mesajn oluturmaktadr. Ancak zn kefetmenin hedefi olarak bir tr kiisel kurtuluu vurgulayan dinsel retiler u ana dek dnya kart olma eilimliydiler. Tam tersine, idealist monizm felsefesi bu kitapta anlatlan yeni bilimsel tutum nda gzden geirildiinde, okluk dnyas iindeki birlii kucaklayan bir bak as elde ederiz. Bu yeni dnya gr daha olgun bir dnya olasln desteklerken imdiki dnyay da onaylamaktadr. dealist monizmin ve idealist bilimin dnya gr, tezahr etmi tm biimlerin birlikte, (paracklara ait) biimin ardnda yatan birletirici dalgann birok olaslndan sadece birini temsil ettiini netletirmektedir. Birliin biimin tesinde olduu fikri ayrca biimin izin verilen tm eitliliinin greceli deer tadn ama mutlak hibir deere sahip olmadn da ima etmektedir. (Bu durum, dnyadaki hibir eyin kendine zg "benlik doasna" sahip olmad tarzndaki Budist fikre benzer.) Tezahr etmi dnyaya, zellikle de insanlarn dnyasna bu ekilde baktmzda insani ifadelerin okluuna sayg duyma ve deer vermenin bilgeliini kolayca grebiliriz. Bu,

310

Sava ve Bar

311

son zamanlarda birok antropologun savunduu kltrel gruplara ynelik bir bak asdr.2 Kltrlerin eitlilii, herhangi belirli bir kltrn koullanmas iinde asla mmkn olamayacak yollarla insani olaslklar aa karmaktadr. Her kltr bir imgeyi, tam bir imge olmasa da, Bi/in imgesini yanstr. Farkl aynalardaki imgelere bakarak insan olmann anlamn ve harikuladeliini daha iyi anlayabiliriz. Dolaysyla kltrel antropolojinin en modern eilimi, insan uygarlnn (ve antropolojinin) hedefi olarak tek ifade, tek kltr, tek yorumu savunan tek lisanl dnme trnden uzaklamak oldu. Ortaya kan yn ise uurun ok boyutluluunu gsteren eitliliin deerini tanyan ok temal bir genilemeye dorudur.3 Tek dilden ok temalla doru bu hareket, materyalist realizmin rekabeti sava paradigmasndan uzaklaan ve idealist bilimin vaat ettii ibirliki bar paradigmasna doru giden bir yolu amaktadr. Etkili bir bar paradigmasn gelitirmenin nemli olan bir yn de dorusal hiyerarilerden uzaklamasdr.

BASIT HIYERARIDEN DOLANK HIYERARIYE DORU

Eer insanlar ve toplumlarn gittike daha ok iddet ve savaa ynelten tek bir tarihi kavram ayklanabilseydi, bu, hiyerari kavram olurdu. nsan rk avclk ve toplayclktan tarma doru geerken, monari, dinsel hiyerari, ataerkillik vb. eitli hiyerariler olutu ve insan kltrnde baskn olmaya baladlar. Ancak, yirminci yzylda birok toplumsal deiim, hiyerarilerin elzem, vazgeilmez ve evrensel olmad ve en iyi ihtimalle sadece snrl kullanma sahip olduu sezgisini tayordu. zellikle, rk ve cinsiyet zerine kurulu yapay hi-

yerarilerin dnyann drt bir yannda kmeye baladn grdk.4 Benzer ekilde, doksanl yllara damgasn vuran Dou Avrupa ve Sovyetler Birlii'nde komnizmin yklnn silahlanma yarn kimin kazandn deil, demokrasinin mi yoksa tek partinin kat hiyerarik diktatrlnn m daha iyi bir sistem olduunu gsterdii fikri gittike daha ok kabul gryor. Hiyerarilere ynelik bu toplumsal bakaldrnn, materyalist dnya grne kar modern bilimdeki bakaldryla yakndan ilgili olduunu dnyorum. Yeni idealist bilim hiyerariler hakknda ne diyor? Sklkla basit hiyerari sandmz ey, biz tm resmin farknda olmadmz iin basit grnmektedir. Onu gerekten grdmzde, von Nemann zinciri vakasndaki gibi, hiyerarinin bir dolank hiyerari olduunu grrz. Kuantum teorisine dayanan benliin yeni modelindeki nemli artc unsuru tartrken ("Paradokslar ve Dolank Hiyerariler" balkl blm) gerekliin (zne/gzlemci ve nesne/dnya) ikiye ayrlmasnn kkenini, etkileen sistemlerin dolank hiyerarisi kavramna dek izlemitik. Ancak bu ilevsel ayrm, bizim dierlerinden ayr olduumuz hissimizi tam olarak aklamyordu nk gzlemcinin birlii ve dnyann ayrkl, gerekliin tamamlayc unsurlaryd. Grnteki ayrklmz, dolank hiyerarik olan gerek kendimize gnderme yapma mekanizmamz rten, adna basit hiyerari denen kamuflajdan kaynaklanmaktadr. Ancak bu ayrlk doar ve birlii rter rtmez, bak amz tanmlamaktadr; dolaysyla kendisini srekli klmaktadr. Ortaklaa paylatmz kaya yatann pek az ya da hi farknda olmayan tekil ada evrenlerden oluan bir topluluk haline geliriz, tekbenci oluruz ve dnyamz tekil, ayr benlikle-

312

Sava ve Bar

311

rimizin bakyla tanmlarz: ailelerimiz, kltrlerimiz, lkelerimiz. Televizyon programlarnn ve Hollywood filmlerinin seksenli yllarda tekbenci kiisel deerler bakmndan ne kadar dar tanmland ve "nce ben" neslinin hkmdarln yanstt dikkatinizi ekmi miydi? Bylece bu lkede [ABD] ve dnyada, kadn haklan ve rklarn eitliine ynelik uur hareketlerinin dolank hiyerariye ve oklukta birlie anlam verdiini grdk. Ayrca basit hiyerariye eilimi "nce ben" nesline kart bir uur hareketi de grdk. Tarih boyunca tekrarlanan ayn eydir. Diree trmanan maymunlar gibiyiz: ki metre trmanyor ve 1.9 metre aa kayyoruz. "nce ben" neslinden uzaklama hareketi artk balad. dealist bir bilim gelitirildi ve bu da bir uur hareketidir. nsanlk tarihinde imdiye dek bu uur hareketleri kart ve uygun olmayan biimde anlalm kutuplar arasndaki uursuz salmmlardan ibaretti. dealist bilim her iki eilimi de -basit hiyerarinin tekbenci eilimini ve oklukta birlii bize veren dolank hiyerarinin eilimini- kucaklar ve bylece her birimizi bireysel olarak, yeni ve yaratc tarzlarda hareket etmekte zgr brakr.

NEREDEN BALAMALIYIM?

Bagavatgita byk idealist eserlerden biridir; egonun tesine giden bireysel kendini gelitirmeye ynelik ruhsal yollar en harikulade ve kapsaml biimde aratrr. lgintir, kitap savamaya hazr iki rakip gcn yz yze geldii bir sava meydannda balar. Adaleti yeniden kurmaya alan tarafn lideri olan Arjuna'nn morali, aralarnda birok akrabas, sevdii ve deer verdii arkadalar olan bu kadar ok insan ldrme

fikri karsnda bozulmutur. Savamak istemez. retmeni olan Krina ise Arjuna'y savamas iin tevik etmektedir. "Bu ne biim bir ruhsal kitap ki bar yerine sava tevik ediyor?" diye sorabilirsiniz. Cevap farkl dzeylerde aklamalar ieriyor. Bir dzeyde, Bagavatgita'daki sava dtaki bir sava deil, isel bir savatr. atma ruhsal arayta olan her kiinin kalbinde yatan, kendini tam yetikinlik geliimine adayan herkes iin temel olan atmadr. Arjuna'y zorlayan, kendi kanndan olanlar ldrmekle yz yze gelmi olmasdr. lerindeki insani potansiyeli tamamlamay amalayan kiilerin durumu da bu deil midir? Kii ilerlemek iin egokimliini ardnda brakmaldr ama tam da bu hareketi engelleyen byk miktarda eylemsizlikle yzleir. Daha derin bir dzeyde, Arjuna kendi deer sistemi ile atmaktadr: yaam tarzyla. Bir savadr, savamak grevidir. Ama yine de yaam oyununu kendilerinden veya kendileriyle birlikte renmi olduu insanlara duyduu sevgi, sayg ve sadakatin deerini bilir. Tam da o insanlar savata nasl ldrebilir ki? Durum Thomas Kuhn'un anormallik dolu diyecei trdendir. Eski paradigma baarszlk sinyalleri gstermektedir ve yeni paradigmaya boyun emelidir. Bylece Krina, Arjuna'ya meydan okur: Paradigman deitir; yaratc bir biimde yeni bir anlaya varmalsn ki seni fel eden atma olmakszn savaabilesin. Sklkla atan talepler sunan ego dzeyindeki deer sistemine yerletiimizde durum byle deil midir? Kii anormallikler tarafndan, atan deerler tarafndan yaratlan bunalmlarla nasl baa kar? Bunalmlarn ayn anda hem tehlike hem frsat -yaratc isel dnm iin bir frsatolduklarm anlamamz gerekiyor. Baka bir dzeyde, varsayalm ki gerek bir sava var ve

314

Sava ve Bar

315

siz de savayorsunuz. Bagavatgita dharma'nz iinde yani kiisel, ahlaki ve toplumsal adalet anlaynz iinde bir sava nasl srdrmemiz gerektii konusunda talimatlar vermektektedir. Mesele u ki savalar vardr ve biz de onlarn iindeyiz. oumuz evremizde patlak veren savalarn ortaya kard sorular ve elikiler tarafndan srekli hrpalanyoruz. Hatrlayn, dnya biziz; gerek pasifizm, tm uur hareketi bara doru ynelene dek hataldr. yleyse gerek bir sava olduunda hepimiz uygun rollerde hizmet verebilmek iin elimizden geleni yapmalyz. Bagavatgita'nn bilgeliinden yararlanarak ve onu modern zamanlar iin yorumlayarak, kiisel ve kresel bara ynelik ruhsal aratrma iin bireysel bir manifesto oluturacaz. Barn, hem ite hem de dta atma olduunu kabullenmekle baladn rendik. Eer bu gerekten kanr ya da inkar edersek asla huzur bulamayz; eer nefret olgusunu bastrrsak asla sevgiyi bulamayz. Benzer ekilde, mutluluk araymz da strabn olduunu kabullenmekle balar. (Dinler bu farndalkla balar ve nee dediimiz koulsuz mutlulua varmak iin yollar nerirler.) Yaratc bilgelik araymz, tm bilgi birikimimize ramen, aratrdmz belirli bir sorunun cevabn bilmediimizi fark ediimizle balar. Bagavatgita'nn birinci blm, gemi koullanmalardan gelen ego dzeyi eilimlerimizin kabullenilmesine giritir. Benzer ekilde, bizler de hem kiisel hem de toplumsal dzeyde tekbencilie ynelik eilimimizi kabullenmeliyiz. Ondan sonra, bir eyler yapabiliriz. "Bu da bir baka 'Kendini deitir, dnya deisin,' ars deil mi?" diye itiraz edilebilir. Mistikler ve dinler bunu asrlardr anlatyorlar ama onlarn retileri iddeti ortadan kaldramad. Buna verilecek eitli cevaplar var. Birincisini bir soruyla ifade edeceim: Eer asrlardan beri esasl sayda

insan dnm yolunu semeseydi dnya nasl bir yer olurdu diye hi dndnz m? Bir dier cevap da u: Sanrm, gemite mistiklerin ars pek az kii tarafndan iitilmiti nk iletiim ok ok azd. Kltrler, kiisel dnm yoluyla salanacak barn avantajlarn mistiklerden renemeden bu kltrleri ykveren barbarlar (yabanclar) her zaman vard. Ama gnmz dnyasnda byle bir "dars" yok. letiim teknolojisi bizleri kresel bir iletiim ayla biraraya getirmi durumda. En nemlisi, tarihte ilk kez kiisel isel geliime bir dinsel otoriteye boyun eerek ya da straptan kamak iin deil de, byle bir gelime ynn destekleyen byk miktarda bilgi ve veri birikimi sayesinde yaklaabiliriz. Yeni bir dnya gr yayan yeni bilimde, bilim ve dinden yararlanyoruz ve her iki alann uygulayclarnn, yeni bir dzenin ortak inceleyenleri ve ortak gelitirenleri olarak biraraya gelmelerini istiyoruz.

Dsal ve sel Yaratclk

317

DISAL ve SEL YARATICILIK


Yeni, btnlemi benlik psikolojisinin insan geliimine katkda bulunan iki etkenine, doa ve beslenmeye nc, nemli bir etken daha eklenir: yaratclk.1 Psikolojik adan doa davranlarmz ynlendiren uurd igdlerdir, Freud buna libido2 der. Beslenme ise ou yine uurd olan evresel koullanmay iaret eder. Yaratclk, bu balamda, kolektif uurdmdan kaynaklanan bir drt olarak dnlebilir. Bagavatgita'nn Doulu idealist felsefesinde, (yukarda sz edilen drtye benzeyen) gunadan sz edilir. Gemi koullanmann drts tamas'tr; bu eylemsizlik ya da beslenmedir. Libido drts rajas adn alr; bu doadr. nc drt ise sattva adn alr: yaratclk. Yaratclk, yeni bir eyin tamamen yeni bir balamda yaratlmasdr. Balamn yenilii en nemli olan noktadr. Bilgisayar yaratcl ile alan insanlarn sorunu budur. Bilgisayarlar, programlayc tarafndan salanan balamlar iinde nesneleri tekrar tekrar karma iinde ok iyidirler ama yeni balamlar kefedemezler. nsanlar yeni balamlar kefedebilirler nk yerel olmayan uurumuz sistemin dna sra-

mamz salamaktadr. Ayrca, zihnin kuantum hallerinin tek bir kiinin mr iindeki yerel deneyimlerin ok tesine uzanan o engin aretipik ieriine eriimimiz vardr. Yaratclk temelde yerel olmayan bir bilisel moddur. Ayn bilimsel fikrin farkl zaman ve yerlerde mekan bakmndan balantl olmayan insanlar tarafndan ayn anda kefedilmesi, yaratc eylemlerdeki mekanszlm etkileyici kantlarn salar.3 Bu fenomen sadece bilimle snrl deildir. Farkl zaman ve yerlerde yaayan sanatlarn, airlerin ve mzisyenlerin yaratc almalarndaki benzerlikler ylesine arpcdr ki, yerel olmayan balanty akla getiriyorlar. Bu ekilde, en azndan ikinci dereceden kantlar; yaratcln yerel olmayan bilii, (alglama ve idrake ek olarak) nc bir bilme yolunu ierdiini gstermektedir.

YARATC KARLAMA

316

Yaratc srecin en azndan belirgin safhas olduu genelde kabul edilmektedir.4 Birincisi, bilgi toplamadan oluan hazrlk safhasdr. kincisi, yaratc srecin ana safhasdr: yaratc fikrin filizlenmesi ve iletiimdir. nc ve son safha ise yaratc fikre biim verilen tezahrdr. Ancak yaratcln bu belirgin safha boyunca dzenli bir tarzda ilerledii konusunda phelerim var. Bunun yerine, yaratc eylemin benliin klasik ve kuantum modlarnn karlamasnn rn olduunu nermekteyim. Safhalar vardr ama bunlarn hepsi de bu iki modun dolank hiyerarik karlamalardr; hiyerari dolanktr nk kuantum modu bizlerde nuurlu halde kalr. Birletirici uur, tm yaratc eylemin akt bozulmam dzeydir. Yaratclk bir dolank hiyeraridir nk klasik modun bak

318

Dsal ve sel Yaratclk

32 7

asndan bakldnda bile tezahr etmi bir sreksizlik mevcuttur. Benliin klasik m odu, tpk bir klasik bilgisayar gibi, bilgilerle urar ama benliin kuantum modu iletiimle uramaktadr. Demek ki yaratclk oyununun ilk perdesi, bilginin (deneyim edinmenin geliimi) ve iletiimin (ak olma halinin geliimi) dolank oyunudur. Dolanktr nk bilgi edinmenin nerede sona erdiini, iletiimin nerede baladn anlayamazsnz; sreksizlik vardr. Ego burada kuantum modunun aratrma asistan gibi i grr. Yeniye yer amak amacyla eskiyi yok etme iiyle baa kmak iin gl bir ego gerekir. ikinci perdede, yaratc aydnlanma safhasnda karlama, klasik modun ter dkmesiyle kuantum modun ilhamlanmas arasndadr. Bu karlamaya ait daha derin bir bilgi edinmek zere gelin kuantum mekanizmann -yaratc bir igrye doru kuantum sraynn- ayrntlar stnde saptamalar yapalm. Beynin kuantum hali, bir yaratc yzleme durumuna tepki olarak bir olaslklar havuzu halinde gelitiinde, bu havuz sadece koullanm halleri deil ayrca yeni, daha nce hi tezahr etmemi olaslk hallerini de iermektedir. phesiz, kiisel ve renilmi hafza kaytlarmzn koullanm halleri olaslk havuzunda daha arlkldr ve yeni, imdilik koullanmam hallerin istatistiksel arl ise kktr. Demek ki yaratcln ikinci aamasnn sorunu udur: Bu ans oyununda hafzamzdaki eski bilgilerin ustalnn lehine olan bahsi, yeninin hakiki sanat lehine nasl evirebiliriz? Bu sorunun cevab o kadar da rtl deildir. Mstesna olmayan be olaslk var. Birincisi, koullanlm (uursuz) tepkilerin olasln indirgemek zere uurlu biimde ak fikirli kalma yoluyla zihnin koullanmasn azaltabiliriz. (Bu,

yaratcln birinci safhas iin de ayrca nerilir.) kincisi, srarc davranarak dk olaslkl bir yaratc fikrin tezahrnn olaslk orann ykseltebiliriz. Bu nemlidir nk srarclk, zihnin ayn soruyla ilgili kuantum hallerinin kme saysn artrr;- dolaysyla yeni bir tepkinin gerekletirilme ansn da artrr. ncs, zihnin tutarl sperpozisyonundaki yeni bir bileenin ortaya kma olasl renilmemi (daha nce maruz kalmadmz) bir tepkiyle daha gl olduundan, kendimizi renilmemi uyartlarla yz yze getirirsek yaratclk glenmi olur. Demek ki yeni bir fikir hakknda bir eyler okumak, ilgisiz bir mesele hakkndaki kendi dnmzde bir balam deiikliini tetikleyebilir. Mulak grnen (tpk gerekstc bir resimdeki gibi) renilmemi uyartlar, zihinlerimizi yeni balamlara amak iin zellikle yararldrlar. Drdncs, uurlu gzlem tutarl sperpozisyonu kerttiinden, uurd ilemin belirli avantajlar vardr. O zaman kmemi tutarl sperpozisyonlar dier kmemi tutarl sperpozisyonlar stnde etkide bulunabilir; bylece sonunda oluacak kmede iinden seim yaplabilecek daha birok olaslk yaratabilir. Ve beincisi, yerel olmay, kuantum modunun gerekli bir bileeni olduundan yaratc bir eylemin olasln dier insanlarla alarak ve konuarak zenginletirebiliriz; tpk beyin frtnasndaki gibi. letiim sz konusu kiilerin yerel etkileimlerinin ve yerel olarak renilmi temellerinin ok tesine uzanr ve btnn, paralarnn toplamndan daha byk olma olasl yksektir. Sonuta, kuantum modu tamamen yeni bir balamn kefi (ilham) iin gerekli olan sistem dna sray gerekletirmemizi salamada nemli bir rol oynamasna karn,

320

Dsal ve sel Yaratclk

321

klasik mod da eit derecede nemli bir ilev grmektedir: radenin (aln terinin) srarcln salama alr. Bu srarcln nemi, G. Spencer Brown'un insann iini yakan bir sorusu olmasnn nasl bir nitelik tadn anlatan u szlerinde ok gzel ifade edilmitir: "En basit hakikati yakalamak, Newton'un da bildii ve uygulad gibi, yllar sren tefekkr gerektirir. Faaliyeti deil. Akl yrtmeyi deil. Hesaplamay deil. Herhangi trden bir meguliyeti deil. Okumay deil. Konumay deil. Sadece insann bilme ihtiyacn duyduu eyi aklnda tutmasn."5 Yaratc bireyin egosu srarc olmak iin gl iradeye sahip olmal ve bilmeyile -yeniye yaplan kuantum srayyla- ilikili endieyle baa kabilmelidir. Klasik egonun katks, "Dehann yzde 2'si ilham yzde 98'i aln teridir," deyiiyle doru biimde saptanmtr. Yaratc srecin nc ve son perdesi, yaratc fikrin tezahr, fikir ve biimin karlamasdr. kinci perdede retilen yaratc fikre biim salamann asli sorumluluu klasik moda aittir. Fikrin unsurlarn dzenlemeli, sralanmal ve fikrin ie yaradn dorulamaldr ama fikir ve biim arasnda ok youn bir gidi geli vardr. Bu etkileimci sre bir dolank hiyerarik yapda meydana gelir. Demek ki yaratclk, benliin klasik ve kuantum modlarnn dolank hiyerarik karlamasdr: bilgi ve iletiim, ter dkme ve ilham, biim ve fikir. Ego eyleme gemelidir ama bu, onun bilmedii, benliin bir unsurunun rehberlii altnda olmaldr. zellikle, yaratc sreci renilmi kalplarn basit hiyerarisine indirgemeye kar durmaldr. Etkinliin sebebini bylesine indirgemek, egonun doal ama talihsiz bir eilimidir. Rabindranath Tagore'dan alman u satrlar yaratc karlamann tm bu unsurlarn zetlemektedir:

Melodi, kendisini ritmde balamak ister, Ritm melodiye geri akarken. Fikir, bedenini biimde arar, Biim, zgrln fikirde. Sonsuz, sonlunun dokunuunu arar, Sonlu, sonsuzlukta serbest kaln. Yaratma ve imha arasndaki, bu ne dramdr: Fikir ve biim arasndaki bu durmayan gidi geli? Klelik, zgrln peindedir, Ve zgrlk, klelikte dinlenmenin.6

YARATC A-HA! DENEYIMI

Banyodayken suyun kaldrma ilkesini kefeden Arimet'in plak olduunu unuttuu ve "Eureka, eureka (Buldum, buldum)" diye bararak sokaa frlad sylenir. Bu, a-ha! deneyiminin en nl rneidir. Bu deneyim nasl aklanabilir? Yaratcl, benliin klasik ve kuantum modlarmm bir karlamas olarak veren model, a-ha! deneyimi iin az ve z bir aklama sunmaktadr. Asli ve ikincil deneyimler arasndaki gecikmeyi hatrlayn. Gecikmenin belirtii gibi ikincil srelerle meguliyetimiz, kuantum benliimizin farkna varmamz ve ileyiimizin kuantum dzeyini deneyimlemeyi gletirmektedir. Yaratc bir deneyim, kuantum modu az ya da hi gecikme olmadan dorudan deneyimlediimiz o nadir durumlardr ve a-ha! nlemini reten de ite bu karlamadr. A-ha! deneyimi genelde yaratc karlamann ikinci perdesinde meydana gelir; yaratc eylemin sonu, son rn deildir. nc perde srecin ok nemli bir parasdr ve

323

Dsal ve sel Yaratclk

32 7

a-ha! deneyiminde filizlenen yaratc fikre tezahr etmi bir biim vermeyi iermektedir. Demek ki Arimet, cokusuna neden olan asli sre deneyimini yksek dozda yaamt. Abraham Maslow'un zirve deneyimler hakkndaki almasndan daha nce sz etmitim. Maslow'un zirve deneyimi dedii, yaratc a-ha! deneyimi olarak da kabul edilebilir; tek istisna, Maslow'un denekleri, bir fizik yasasn kefetmiyorlard. Daha dorusu, bunlar i yaratcln, yaratc kendini bilme eyleminin rnekleridir.7

dur: Neysem oyum, asla deimeyeceim. sel yaratcln ihtiya duyduu ey, ne kadar baarl olursa olsun, ego dzeyindeki yaamn rahatszlk ierdiini ve needen yoksun olduunu fark etmektir.

I YARATCLK

D VE YARATICILIK

Yaratcl kuantum benliin bildik bir ifadesi olarak anlamak, buna girien herhangi birini cesaretlendirebilir. Bu balamda, i ve d yaratclmz arasnda bir fark gzetmeliyiz. D yaratclk, kiiye gre dsal keifleri ierir; d yaratcln rn genelde toplum iindir. Tam tersine, i yaratclk ie yneliktir. Burada rn, kiinin kendi yaam balamnn kiisel dnmdr; daha yeni, daha yeni bizler. D yaratclkta, yarattmz rn toplumun var olan yaplaryla rekabet eder. Bu sebeple zlmesi gereken soruna yaratc biimde girimeye ek olarak ham yetenee ve var olan yaplarn (erken koullanma dahil) bilgisine ihtiyacmz vardr. Bu birleim nispeten pek az insanda oluabilir ama bu nadirliin hep geerli olmas art deildir. sel yaratclk ne yetenek ne de uzmanlk gerektirir. Gereken; kiisel, derin bir meraktr, (rnein: Hayatmn anlam nedir?). Gereken; egonun geliimiyle, zellikle de daha ileri kiisel geliim iin yaratc gcmz ihmal etme eilimi olduunu grerek kabullenmekti. Bu eilimin sonucu u-

Evren yaratcdr; kendi yaratclmzla siz ve ben bunun canl kantlaryz. Determinizm dncesinde dnya makinesi bizim sadece kendi suretinde, zihin makineleri olarak evrimlememize izin verir. Ama aslnda dnya makinesi yoktur. Uyum ve evremizi tahmin ve kontrol edebilme arzumuzla, dnya makinesi fikrini yarattk ve bu deterministik imgeyi doaya yansttk. Halbuki istatistiksel olarak uyumlu, sk yasalarla ileyen bir evren l bir evren olurdu. Evren l deildir nk bizler l deiliz. Ancak lme benzer bir hale gitme eilimine sahibiz: Bu eilim egodur. ran mistii Zerdt'n doduunda gld sylenir. Birok mit gibi bu da bir eyi iaret eder: uur, tezahr eder etmez bir ikileme girmektedir; koullanmadan kaamayacak oluuna gler. Sadece bir bebek koullanmaya glebilir. Bebek yetikinlie eritiinde, o da dier herkes gibi toplum ve kltr tarafndan, uygarlk tarafndan koullanm olacaktr. Bir Woody Ailen filminden rahatlkla karabileceimiz sonu, uygarlk iin, toplumsal koullanma iin dediimiz bedelin nevroz olduudur ve Woody Allen'in mesaj drsttr. Bym ocuun nevroz sebebiyle, koullanm mevcudiyetine glememe olasl yksektir. Byleyken bile, arada srada yaratc doamz koullanmamz yarar geer. Bazlarmz yaratc igrlere sahibiz. Bazlarmz dans pistinde yaam enerjisi yayarz. Bazlar ya-

324

Dsal ve sel Yaratclk

32 7

ratc cokuyu tamamen beklenmedik balamlarda bulurlar. Bunlar hatrlatcdr. Yaratclk egodan dar hamle yaptnda koullanm benliin tesinde bir ey olduunu hatrlama frsatn elde ederiz. O zaman tede olan nasl kefedebileceimizi merak etmeye balarz. Hayat olumlu klan manann kaynana dorudan balanty nasl bulabiliriz? Sklkla kendimize ve gcmze hayranzdr. Bu hayranlk gen yalarmzdayken sklkla younlar. Yaratc yeteneklerimize hayran oluruz ve dnyay idare etmek zere onlar kullanrz. Bu benlie odaklanm hayranlk biroumuz iin uzun sre devam eder; bazlarmz iin hi bitmez. Bu hayranlk sklkla retkendir ve uygarlmzn birok harikasn bize veren de odur. Ama bu dnyada hibir ey kalc deildir. Dn yaratc yeteneklerin verdii gazla havalarda umaktayken, bugn bal evrensel bela canavarnn bir sr beni kasvetle doldurur. Canavarn kafas can sknts, phe (atma) ve acdr. Bylesi straplar gnlk hayatmzda bizi altna aldnda ne yapmal? Eer hala kendimize hayransak, ka yollar retebiliriz. Bazen takntl hale gelen bir skntdan ka yolu, bu canavara kar bir kalkan olsun diye yeninin (yeni bir arkada ya da yeni bir bilgisayar oyunu) peine dmektir. Rahatszln verdii acdan kanmak iin zevkin peine deriz: yiyecek, seks, uyuturucular ve dier hepsi. Ve pheden kanmak iin gvence olsun diye kendimizi kat inan sistemleri iinde gvene alrz. Heyhat, tm bu abalar sadece daha ok koullanmadr. sel boluu ve phe sorununu dsal doluluk ya da isel katlkla zmeye almak, materyalist ve klasik bir yaklamdr. Eer dnyay (ve dnyann bir paras olan dier insanlar) deitirebilseydik, kendimizi deitirmek zorunda

kalmazdk. Ama yine de, gereklik o kadar da duraan olmadndan deiiriz. Alayc hale gelir ya da zihni uyuturan bir umutsuzlua dalarz. Bir zirvede bir dipteyizdir, vadiler ve dalar arasnda iner karz ve hayat bir lunapark treni, ucuz bir melodram, bir pembe dizi haline gelir. Gururlanmakta hakl olduumuz harikulade uygarlmz bile bizi ok byk ekilde tehdit etmektedir. Kederleri uzaklatran elenceli oyuncaklarmz salayan hemcinslerimizin yaratcl, tartlamayacak straplarn sinyalini veren ve getiren ykc oyuncaklar da beraberinde getirmitir. Bu durum bazlarmzn unu merak etmesine yol amaktadr: Bilgece yaratc olmak mmkn mdr, deil midir? Bilgelik edinmek zere yaratcl kullanabilir miyiz? Yaratcl yapc yollarla kullanabilir miyiz? Gautama Buda hakknda bir hikaye anlatlr. Bir zamanlar Hindistan'da Buda'nn yaad Bihar'da ok zorba bir adam yaarm. Angulimala adl bu adam bin insan ldrmeye ant imimi. Bir hatra olsun ve de kurbanlarn saysn gstersin diye, her kurbannn orta parmaklarndan birini keser ve boynuna takt kolyeye eklermi ("parmaklardan yaplma kolye" anlamna gelen adn da byle alm). ok korkun, deil mi? Neyse, 999. kurbann ldrdkten sonra, hz kesilmi (bu durum spor evrelerinde iyi bilinir; rekor krlan bir yarmadan sonra iine girilen durum). Bininci kurban oluruz diye hi kimse yanma yaklamyormu. Derken Buda gelmi. Tm uyarlar ve yalvarlar dinlemeden Angulimala'ya yaklam. Buda'nn kendi isteiyle gelii Angulimala'y bile artm. Bu ne trden bir adam, diye dnm. "Eh, cesaretin iin sana bir dilek dileme ans tanyorum," demi Angulimala byklk taslayarak. Buda yakndaki bir aatan bir dal kesmesini istemi.

326

Dsal ve sel Yaratclk

32 7

Tak! Dal kesilmi. "Dileini neden boa harcadn?" "Bana bir dilek daha balar msn, lecek bir adam iin bir dilek daha?" diye sormu Buda alakgnlllkle. "Tamam. Nedir?" "Kestiin dal eski haline getirir misin ltfen?" diye ayn rahatlkla sormu Buda. "Bunu yapamam!" diye barm Angulimala. "Nasl yaratacan, nasl eski haline dndreceini, nasl yeniden birletireceini bilmeden bir eyi nasl tahrip edebilirsin?" diye sormu Buda. Bu karlama Angulimala'y ylesine etkilemi ki, aydnland anlatlr. Buda'nn iki bin be yz yl nce sorduu soru gnmzde hala geerli. Yaratclklarn tahrip edici silahlar icat etmede kullanan bilim adamlarmza ayn soruyu sorduumuzu varsayalm. Nasl cevap verirlerdi dersiniz? Klavuzsuz yaratclk, iki ucu keskin bir kltr. Uygarlk pahasna egoyu glendirmede kullanlabilir. Kii yaratcl bilgelikle uygulamaldr; bu da varln dnmne yol aar, bylece koulsuzca sevebilir ya da dierkamca davranabiliriz. Ama kii bilgelii nasl edinir? Bilgelii neyin getirdii ya da kiiyi bilge yapann tam olarak ne olduu hakknda somut bir reete yoktur. Bir Zen hikayesi meseleyi yle anlatr: Bir kei, ustasndan gerekliin tesindeki gereklii aklamasn ister. Usta, rk bir elma alr, keie verir ve kei aydnlanr. Mesele udur: Bilgeliin yce elmas, mkemmelliktir. Akml onunla idrak ettiimiz bilginin dnyasal elmalar ise rk elmalardr. Akl kartran, benzetmeler ve mecazlardr. Ancak, elimizde olanlar da bunlardr; balamak iin bunlarla yetineceiz. Eer egonun tesinde olmann belirsizliiyle baa kabileceksiniz, i yaratclk iin hazrsnz demektir. sel yara-

tclk yntemleri, egonun tesinde benlik-kimlii edinmeye ynelik uygulamal giriim diye tanmlanabilecek meditasyon gibi teknikleri ierir. Zen koanlar gibi i yaratclk teknikleri ise paradoksu aka kullanrlar. Baka tekniklerde ise paradokslar daha incedir. Bir paradoks yledir: Egonun tesine gemek iin egoyu kullanrz. Bu nasl mmkn olur? Asrlardr mistikler i yaratcln bu paradoksuna hayret edip durmulard ama benliin yeni psikolojik tarifinin ("Paradokslar ve Dolank Hiyerariler" ve "uurun 'Benlii'" balkl blmler) bak asndan bakldnda ortadan kalkmaktadr. Benliimiz ego deildir. Ego sadece benliin ilevsel, geici bir kimliidir. Varlmz kuantum moduna doru daha ar basan hale getirmeye giritiimizde, kuantum sramalarn herhangi bir koullanlm manevra yoluyla zorlayamayacamz grrz. Bylece koullanmaya sistematik olarak saldrrz. Egonun dert, tasa grntsndeki canavar etkenini srekli besliyorken, kuantum moduna daha fazla ulaamayz. Bylece zevk araymzn, heyecan bamllmzn, skntdan, pheden ve straptan kanmak iin lgnca abalarmzn bir blmnden vazgeeriz. Materyalizm gibi snrlayc, ka yolu olan inan sistemlerinden vazgeeriz. Neler olur? Grmeye hazr msnz? Baka bir biimde sylersek, bizler deneyimler biriktirdike psiemizde srekli olarak deiiklikler meydana gelmektedir ama normalde bunlar dk dzeyli deiimlerdir. Bizi dntrmezler. sel yaratclkta yaptmz ey, yaratclk kudretini zellikle ben-kimliine ynlendirmektir. Genelde yaratclk d dnyay deitirmeye yneltilir ama kendi kimliimizi yaratc biimde dntrdmzde buna i yaratclk denir. D yaratclkta, kuantum sramalar d dnyadaki bir

328

Dsal ve sel Yaratclk

32 7

sorunu yeni bir balamda grmemizi salarlar. sel yaratclkta ise kuantum srama bizim yetikinlie doru byrken yaptmz eylemler yoluyla evrimleen ve karakter diye bilinen sabit hale gelmi davran modellerimizden ayrlmamz salar. Bazlar iin bu, sreksiz bir a-ha! deneyimini veya bir Zen satori gibi bir kuantum sramay ierir. Dierleri iinse grne gre tedrici bir dnm sz konusudur. Bu ise hep, hemen yaknda olan durumun ne olduunun farkna varmay, sezdiimiz yeni balam iinde yaamaktan bizi alkoyan gemi koullanmamzdan ne gibi engellerin doduunun farkna varmay sabrla beklemeyi iermektedir. Eflatun'un maarasn hatrladnz m? Eflatun, insanlarn evreni deneyimlemesindeki zorluu u ekilde gstermiti: Bizler, her birimiz kendi sandalyemize bal, kafalarmz ise hep duvara bakacak biimde sabitlenmi halde bir maarada oturuyoruz. Evren, duvara yanstlan bir glge oyunudur ve bizler de bu glge oyununun seyircileriyiz. Bizi koullandrmalarna izin verdiimiz illzyonlar seyrediyoruz. Gerek gereklik arkamzdadr, duvardaki glgeleri yaratan ktadr. Ama bamz eviremeyecek biimde sandalyelerimize balyken, nasl grebiliriz? Eflatun bu benzetmeyle ne sylemek istemektedir? Peki ya bizler, maaradaki insanlar? Bizler de duvara glge, kendisiyle zdeletiimiz bir glge drmekteyizdir. Bu ego kimliini nasl gevetebiliriz? ada bir Eflatun olan Krinamurti bir cevap nermektedir.8 Tam bir dn yapmaya, dnmeye ihtiyacmz var. Bu ise bu durumun ne olduuna, bizim ne olduumuza ve koullanmamzn ne olduuna dair tam bir farkndal gerektirmektedir. rnein, varsayalm ki kskanlkla ilgili bir sorununuz var. nem verdiiniz kii kar cinsten biriyle her konutu-

unda, siz youn kzgnlk ve kendinden phe duyma sanclaryla altst oluyorsunuz. Duygularnz ve davranlarnz deitirmeyi deniyorsunuz ama dnerek ya da akl yrterek deiemiyorsunuz. te i yaratclk burada devreye girer. sel yaratclk teknikleri siz ve zdeletiiniz ego arasnda kk bir aralk yaratmak zere planlanmlardr. Bu aralkta, kuantum modunuzun gerek hakk olan zgr iradenizi yrrle koyma yeteneiniz vardr. yleyse, kii dnm salamak iin ne yapmaldr? D yaratclk iin bir yetenek veya biraz uzmanlk ya da her ikisini gelitiririz ama yine de yaratclk, bunlarn herhangi biri deildir. Benzer ekilde, i yaratclk iin kii, kendi koullanmasna yani iindeki durumun ne olduuna ait farndal gelitirir ve uygular. D yaratclkta eer yeterli beceriye sahipsek ve bir konuda uzmanlatysak, aksak ve iimizi yakan bir sorumuz varsa ancak o zaman yaratc bir kuantum sray meydana gelebilir. Benzer ekilde, i yaratclkta isel byme potansiyelimizin faknda olup da incinebilir olduumuzda kendimiz hakknda haksz iddialarda bulunmuyorsak, ite o zaman deiebiliriz. Demek ki, her iki durumda da, yapmak sadece tetiklemektir. Hem isel hem de d yaratclk sreksizlii ve nedensel olmay ierir. Dnm olduumuzu nasl anlarz? Yaantmzn balam kiisel ego dzeyinden buddhi dzeyine, klasik benin basknlndan hem klasik hem de kuantum modlarn daha idrak edilebilir biimde ilev grmesine doru kaydnda anlarz. Bu ne anlama gelir? En basit deyile, bakalar iin bir eyler yapma, hizmet etme ve sevgi duymay doal bir duygu olarak ieren genel yaam tarz anlamna gelir: Ayrk olma halimizi doal bir biimde kuantum benlie teslim etmek. Haham Hillel'in dedii gibi:

331

Dsal ve sel Yaratclk

32 7

Eer kendim iin deilsem, kimim ben? Eer sadece kendim iinsem, neyim ben? Her iki soru da eylemlerimizi eit bir aciliyet duygusuyla balatyorsa, ite dnm oradadr. Ancak dnm srekli bir ilemdir, varlmz iin her zaman daha efkatli bir balam tanmlar durur.

YETIKIN GELIIMININ AAMALAR

Tm kltrler iinde i yaratclk stne belki de en geni aratrmay yapm olanlar Dou Hindistanllardr. Artk bilim tarafndan da dorulanan bulgularndan biri, i yaratcln geliimci doasdr. Hintliler i yaratclk rencisi iin drt geliim dnemi belirlemilerdir: 1. Brahmacharyc (harfiyen "evlenmeme yemini" anlamna gelir): ocukluu ve genlii kapsayan, ruhsalla bir tr girii de ieren bir renme ve ego geliimi dnemi. 2. Garhastha (harfiyen "ev sahibi gibi yaamak" anlamna gelir): Dnyada ego kimliiyle yaama ve dnyann iyi ve kt meyvelerinin tadn karma dnemi. 3. Banaprastha (harfiyen "ormanda yaamak" anlamna gelir): eriye bakma ve buddhi'nin uyann besleme dnemi. 4. Sanyas (harfiyen "terk" anlamna gelir): Terke ve tm dalitelerin, tm drtlerin akmlma ve dolaysyla zgrlemeye gtren buddhi'de gelime dnemi. u an geerli olan psikoloji paradigmas, bu gelime dzeylerinin sadece ilk ikisini kabul etmektedir. Ancak, birka aratrmac (birkann adn verecek olursak Erik Erikson,

Cari Rogers ve Abraham Maslow) insan varlnn geliimi iin daha geni bir balam nermilerdir.9 Yetmili yllarda popler olan orta ya dnm fikri de anlmaya deer. Bu zmlemenin ok kimseye temas ettii, u fkradan da anlalyor: Bir papaz, bir protestan rahibi ve bir haham yaamn hangi noktada balad konusunda tartmaktaym. Papaz standart cevabn vermi: "Yaam, dllenmeyle balar." Rahip kaamakl konumu: "Belki de yaam yirmi gn sonra balyordur, ne dersiniz?" Son olarak haham konumu: "Yaam, ocuklarnz byyp evi terk ettiinde ve yal kpeiniz ldnde balar." imdi okuyacanz blmde, idealist literatre ve bu kitapta aratrlan anlaylara uygun olarak, buddhi'nin uyan fikrini inceleyeceim. Hinduizmde moksha ve Budizmde nirvana adn alan buddhi'de olgunlamann zgrlemeye yol aan daha ileri safhas hayli ezoteriktir ve bu kitabn snrlarnn ok tesindedir.

Buddhi'nin Uyan

333

BUDDH'NN UYANII
Upaniadlar'dan birinde birtakm armlar yapan u satrlar yer alr: Her zaman birleik ve ayn adla bilinen iki ku ayn aaca sk skya tutunmutur. Birisi tatl meyveden yer, dieri yemeden seyreder.1 Bu, benliin tayfnn iki ucunu anlatan gzel bir mecazdr; bir uta klasik egomuz, dier uta kuantum atman yer alr. Egomuzla dnya zevklerinin tatl (ve ac) meyvesini yeriz ve varoluumuza anlam veren kuantum modumuzdan habersizmiiz gibi grnrz. Kendimizi yerel hedeflerin peinde darlatrr ve bildik dnyasal atallanmalarda -zevk ve strap, baar ve baarszlk, iyi ve kt- kayboluruz. Yerel olmayan isel balantmzda bize ak olan olaslklara, yaratclkta ve evlilikte yaanan sevgiye belki arada bir dalma dnda pek az kulak asarz. Yalandka, tarzmza daha ok balanr kalrz. Bu byk ileyii nasl deitirebilir ve yetikin geliimi iin bireysel bir program nasl gelitirebiliriz? Neyse ki, binlerce yl iinde ok sayda denenebilir veri toplanm ve ruhsal literatrde zetlenmitir. Bu stratejileri
332

tartmaya gemeden nce, iki ku mecazn anlamak arttr. ou insan ruhsal yolculuu bir daa trmanmaya benzer ekilde dnr ve farkl ruhsal yollar, dan yukarsna kan farkl yollar biiminde dnlr. Mecaz hakknda bu ekilde dnldnde, hiyerarik dnme ve bir hedefi (da zirvesi) amaladmza gre, zirveye ne kadar yaknsak o kadar iyi olduumuzu varsayma eilimi mevcuttur. Bir kez daha, ego dzeyinin stnlk-bayalk atallanmasna taklp kalrz. Bunun zdd, mistik Krinamurti gibi, Hakikat'in yolu olmayan bir diyar olduunu sylemektir. Ama eer hibir yol yoksa, ok az klavuzluk edilebilir. Bu da, elimizin altndaki denenebilir verilerden elde edilen bilgeliin heba edilmesi demektir. Kadim Hint destan Mahabarata'nn kahramanlarndan biri olan Yudhisthira'ya lm tehdidi altnda u soru sorulur: Din nedir? Yudhisthira'nn, hayatn kurtaran cevab, hatrlanmaya deer: "Dinin haritalar maarada sakldr. Byk erkek ve kadnlarn yollarn incelemek yolu aa karr." yleyse yollar, kimliimizi ego dzeyinden balayp buddhi'den geerek atmana doru deitirmek iin gemite kullanlm ve imdi hala kullanlan yntemlerin rnekleri olarak dneceiz. Bagavatgita'ya gre, her biri yoga adn alan ana yol vardr. Yoga, "birlik" anlamna gelen Sanskrite bir kelimedir. te mecazi iki kuumuzun bir anlam daha: Kular zaten birlemitir. Yogann grevi birlii tanmaktr. Tany kimliin deimesiyle balar. Bagavatgita'da vurgulanan yoga aadaki gibidir: 1. Jnana yoga, entelekti zekayla (buddhi) aydnlatma yolu.

334

Bddhi'nin Uyan

335

(Jnana, Sanskirte bilgi anlamna gelir.) 2. Karma yoga, dnyada eylemde bulunma yolu. (Karma, Sanskirte eylem anlamna gelir.) 3. Bhakti yoga, sevgi yolu. (Bhakti, Sanskirte adanma anlamna gelir ama kelime sevgi anlamna daha yakndr.) Bu yoga, Hint geleneinde asla Bagavatgita'yla snrl deildir. Jnana yoga Zen Budizmde ok poplerdir. Katoliklik, karma yoga (papaz eliinde yaplan eylemler yoluyla dnm etkileme) lehinde eilim gsterir. Protestanlk da sevgi yoluna arlk verir. (man sevgisi, inayet diye bilinen sevgiye karlk verir ama inayet, eylem yoluyla hak edilemez.) Jnana yoga entelekti (mdrikeyi) kullanarak buddhi zekasn uyandrmay amalar ama mesele, entelektin iinde iledii bildik balamlarda bir deiimi tetiklemektir. Entelekt, yaratcln becerikli bir iziktirmesidir; bilinen balamlarn makul biimde yeni karlmalarn ierir; yaratcln koullanma ve libido gibi dier ego dzeyi drtleriyle karmasdr. Entelekti, yeni bir ben kimliini idrak etmeye nasl uyandrabiliriz? Eer bir Zen ustasna soracak olursanz, ellerini rpabilir ve sizden rpan tek elin sesini duymanz isteyebilir. El rpma, illzyonda kaybolmu Upaniad "ku"unu irkiltmek, birliini fark etmek iin kuantum sramas yapsn diye sratmak iindir. Bir paradoks, takl kalm bir entelekti galeyana getirmek iin ok etkili bir yoldur. Paradoks hakknda dnmeye balayan kii, krdm durumuna girer ve krdmden kurtulmak iin zplamak zorundadr. Teknik, Zen Budizminde sklkla kullanlmaktadr. Zen koanlar hakknda oka yanl anlama sz konusudur. Sklkla anlamsz grlmektedirler. Bir partide, bir Zen manastrnda kalm olduu Japonya'dan yeni dnm

biriyle tanmtm. "Tek elin alk sesi nedir?" koann sormutu. Partideki birka kii bulmacay zemedikleri iin hsrana uramt. Hem zaten, insan tek elle nasl alklayabilirdi ki? Alk iin iki el gerekirdi, deil mi? Sonunda, adam pes etti ve kendi zmn gsterdi. Elini bir masaya vurdu. Tek elin rpma sesi buydu. Partideki herkes pek memnun olmutu. Tpk bu adamn yapt gibi koanlar zekayla zlebilecek bulmacalardan ibaret grmek kolaydr; ho, koanlar akl yrterek zmeye almak elenceli de olabilir nk her trden imajinatif olasla aktrlar. Ama tamamen entelektel zmler, ego peesini kaldrmamza yardm etmeyecektir. Bir koann ilevi ok daha inceliklidir. Eer yukardaki koann masaya vurma zmn bir Zen ustasna sylesek, usta pekala "Sana otuz kez vuracam," diyebilir (ya da vurabilir), size yzde 20 not aldnz syleyebilir yada eit derecede hi derinlii olmayan bir cevap verebilirdi. Koan anlamadnz anlard. Egomuzda, bulmacalarn ve paradokslarn anlamlarn kartmaktan daha ok onlarn cevabn bilmek iin sabrszlanrz. Sezmekten ok entelektelletiririz. Tek bana entelektelletirme egonun eylemsizliini glendirir. Onun da yeri vardr ama uygun anda entelekt, bilmeyie teslim olmaldr ki yeni bilgi ieri girebilsin. Bu nokta, bir Zen hikayesinde ok gl biimde belirtilmitir. Bir profesr, Zen hakknda bir eyler renme fikriyle bir Zen ustasn ziyaret eder. Usta profesre ay ier misiniz, diye sorar. Usta ay hazrlarken, profesr Zen hakkndaki bilgisini ortaya koymaya balar. ay hazr olunca, usta profesrn fincanna ay doldurmaya balar; fincan dolar ama usta doldurmaya devam eder. Profesr barr: "Ama fincan dolu!"

336

Buddhi'nin Uyan:

33 7

Zen ustas, "Sizin zihninizin de Zen hakknda fikirlerle dolu olduu gibi!" diye laf koyar. Antropolog Gregory Bateson, koan tekniinin krdm durumlara benzerliine dikkati eker.2 Krdm, egoyu felce uratarak ntralize eder. Ego benlii bir seenekten dier seenee "kazanan yok" tarzndaki salnmla baa kamaz, tpk u rnekteki gibi: Eer bu kpek Buda'dr dersen seni dverim. Eer kpek Buda deildir dersen, seni dverim. Eer hibir ey sylemezsen, seni dverim. Bir krdm yaratmak iin gerekli koullar (a) duruma dahil olan iki kii ve (b) bu iki kii arasnda krlamayacak bir ban varldr. Yani durum yledir ki, krdmdeki kii ego zerkliini geici de olsa teslim eder. phesiz, yeni bir yaam balamna srama (aton denilen olay) meydana gelir gelmez ustann grevi tamamlanm olur ve krdm sevecenlikle zer. Zen ustas, ego kimliini amak zere, krdm mancn iin dnen zihni hedef alr. Hristiyan ve tasavvuf geleneindeki retmenler ise tam tersine, beklentisiz sevgiyi emrederek hisseden zihni hedef alrlar. Ego yani "Ben" koulsuz sevemez, tpk koan zemedii gibi. Her iki durumda da, retmenlerin rencilerinde younlatrmak istedikleri ey, yaratc bir ikilemdir. Bir kiiyi, egoyu ululama olasl olduundan deil, ak olduunuzdan deil, sevmek iin sebepleriniz olmasndan deil de seerek sevdiinizi hayal edebilir misiniz? Bu, buddhi dzeyinden sevmektir. Onu isteyemeyiz. Ona ancak yaratc bir almayla teslim olabiliriz. Cennet ve cehennem arasndaki benzerlikler ve farkllklar hakknda bir in hikayesi vardr. Cennette de cehennemde de stlerinde lezzetli yemeklerin yer ald byk, yuvarlak masalar varm. Her iki mekanda da, yemek yerken kul-

lanlan ubuklarn boyu 1,5 metreymi. Fark ise uymu. Cehennemde insanlar kendilerini bu ubuklarla beslemek iin bouna urarlarm. Cennette ise herkes, karsnda oturan dier kiiyi beslemekteymi. Eer bir bakasn beslersem, beslenir miyim? Bu ego dzeyi belirsizliine teslim olmak, gvenin uyanmasdr. Koulsuz sevgi, sevenden gven talep eder bylece sevileni de gvenmeye davet eder. Byk inli Taocu retmen Chuang Tzu rencilerine u meseli anlatrm: Varsayn ki bir adam bir sandalla yol alrken, birden bir baka sandaln kendisine doru geldiini grsn. Can sknts ve fkeyle barr ve sandal kullanan denizcinin yolunu deitirmesini ister. Ama sandal yaklatnda iinde kimsenin olmadn grr. fkesi yatr ve bo sandaln yolunun stnden kendisi ekilir. "Bakalarna bo kalple, pein hkml fikirler olmadan yaklasak ne olur?" diye sorar Chuang Tzu. Bu tarafsz bolukta, iinden seim yaplacak olaslk havuzu yaratc boyuta dek geniler. Zihnimizin kuantum dalgas geniler ve yeni tepkileri kucaklamaya hazrdr: Sevmek iin arzu tarafndan, bir gvenlik ihtiyac tarafndan gdlenmiyorum; hi nedensiz sevmek iin zgrm. Tepkiselliimizi alt eden ite bu koulsuz sevgidir. Bagavatgita'da vurgulanan yogadan biri olan karma yoga, hem en temel hem de en zorudur. Ayrca amz iin de en acil olandr nk uygun eylem, karma yogann son hedefidir. Uygun eylemlerin kolayca, abasz akt ycelmi bir varlk olmaya giden yolda, kii ruhsal bakmdan ok gelimelidir. Bagavatgita aamal bir yaklam nermektedir. lk adm, eylemin belirli bir meyvesine gz dikmeden eylemi uygulamaktr. "Eylemin meyvesini Tanr'ya ver," der Bagavatgita. Karma yoga denilen budur.

334

Bddhi'nin Uyan JNANA: GEREKLE UYANMAK

339

kinci aamada, kii Tanr'ya hizmetinde eylem yapar. Eer Rahibe Teresa'ya Kalkta'daki ve dnyann drt bir yanndaki yoksullara her gn hizmet etme gcn nereden bulduu sorulsa, "Yoksullara hizmet ederken, sa'ya hizmet ediyorum," derdi. alrken her gn sa'yla karlamaktadr ve bu onun iin yeterlidir. Bu, iinde sevginin uyanm olduu karma yogadr. Son aamada, kii -bir nesne zerinde etkide bulunan bir zne olarak deil- doru eylemin etkeni olarak yaar. Bu, zgrleme noktasndaki karma yogadr. Ruhsal geliim aamalar halinde meydana gelmesine karn, hibir yntem tek bir aamayla snrlanamaz. yoga da -eylem, sevgi ve bilgelik- kiisel geliimin tm aamalarnda e zamanl olarak uygulanr. Budizmde kii farkl yogalarn bu spiral doasn ak biimde tanr. Eer Buda'nn sekiz katl yoluna bakarsanz, iinde bu yolun da olduunu grrsnz. Onlar birlikte, her bir yol dierlerini zenginletirecek biimde kullanrz. Eylemin meyvesi olmadan daha ok eylem yaptka, ya da daha ok meditasyon yaptka daha ok sevebilir hale geliriz. Daha ok sevdike, bilgeliimiz de daha olgun hale gelir. Daha bilgeletike, benliksiz eylem daha doal hale gelir. Bu yollarn hepsinin de iimizde ve dmzda neler olup bittiinin farknda olmamza dayandna dikkat edin. Bu farkndalk tm yollar iin yle gereklidir ki Krinamurti, yol yoktur ve sadece farkndalk vardr, derken hakldr. Kiinin tek ihtiyac farkndalk uygulamas veya meditasyon ya da tefekkrdr.

Mistisizmi idealist monizme (ilk ksmda) baladmzda, uur kavramn varln temeli, Brahman olarak sunmutuk. Birin nasl birok haline geldii hakkndaki kozmolojiyi gelitirirken, Brahman uurun, nesnelerle e baml zne (atman) olarak ortaya kt ak hale gelmiti. E-baml olarak ortaya kanlar; bilen (deneyimin znesi), bilgi alan (farkndalk) ve bilinen (deneyimin nesnesi) eklindedir. Ancak, nesnede de znede de kendine ait olu, bamsz varolu yoktur: Sadece uur gerekliktir. Sorun, bu gerekliin nasl idrak edileceidir. Dil, burada yetersizdir. rnein, "Sadece tek uur vardr," cmlesini ele aln. Bir dereceye kadar iyi ama "tek" derken bir ayrm oluturur, daliteyi hafife ima ederiz. Keza, Shankara'nn gzel deyii: kincisi olmayan bir. Daha iyi ama mkemmel deil. Bir baka yaklam da bir espriyle aktarlr: Bir ampul takmak iin ka Zen ustas gerekir? Cevap: Tek ve tek deil. Greceli olmayan gereklii greceli szlerle ifade etmek ok gtr. lk gerek post-modern felsefe denilen yazlarnda Jacques Derrida ykma kavramn sunmutur; gereklik hakkndaki tm metafizik saptamalar, genelde bu saptamalarn bizzat anlamnn altn oyarak geersiz klmak. Binlerce yl nce Budist filozof Nagarjuna ayn eyi nermiti. Bu ykmn youn uygulamasyla varlan dorudan bilgelik, jnana yogann doruudur. Kuantum fiziinin kendine gnderme yap artk bu stnde dnlemez stnde dnmek iin ek bir yol salamaktadr: dolank hiyerari. uur, zaman-mekanda nesneyi/farknd al kertmeden nce hibir ey tezahr etmez. Ama farkndalk olmadan kme yoktur, kertecek hibir seim yoktur. kmeden nce ne vardr? Dolank hiye-

334

Bddhi'nin

Uyan

341

rari (evet-hayr cevaplarnn sonsuz salmm) ilk bata olan deneyimlememize izin vermez: tek elin rpma sesi. Atman deneyimi nedir? dealist metafiziin entelektel anlaln gereklemi hakikate yaratc biimde dntrmek, sorunun derinine inmek, kemiklerinize dek emin olmak, kalbinizi uyandrmak. Mistik filozof Franklin Merrell-Wolff "(kant anlamnda) salamlk, stnde dnlebilirlikle ters orantldr," demiti.3 Jnana yogadaki anahtar ipucu budur; daha ok stnde dnlemez hale gelen, daha ele avuca gelir salamlktadr. Dnceyi gittike daha sptil derinliklere dek izleyin. Sonra... Bunun sonu, benlik kimliinin buddhi dzeyine gtren bir uyantr. Arada bir grnen ciddi eitimden gemi bilim adam veya filozoflar dnda ou insan iin jnana yoga ok g grnebilir. Neyse ki, dier iki yntem (karma yoga ve bhakti yoga) birok kii iin daha kolay eriilebilir trdendir.

MEDITASYON

ou filozofa gre, i yaratcln sadece tek bir yntemi vardr: dikkati vermeyi, balantsz olmay ve dnce rntlerinin sregelen melodramna seyirci kalmay renmek olan meditasyon. Varoluun ego dzeyinden kopmak iin, gnlk yaantnzda neler olup bittiini belli bir kesinlikle tanmlamaya, alkanlk ve bamllklarnzn sizi nasl idare ettiini strap verse de tanmaya ihtiyacnz var. Ya da sevmeye almak iin dikkatinizi dnyadaki ilikilerinize evirebilirsiniz. Ya da gereklik stnde tefekkre dalmak isteyebilirsiniz. Tm bu teknikler dikkat kesilme ve balantsz

kalma temel uygulamasn gerektirirler. Meditasyon bize bunu retir. Meditasyonun birok biimi iinde en ok uygulanan oturarak yaplandr. Eer dikkatinizi nefesinizde (gzler kapal ya da ak) ya da bir mum alevinde veya bir mantranm sesinde (genelde gzler kapal uygulanr) ya da baka bir nesnede tutarsanz, konsantrasyon meditasyonu uyguluyor olacaksnz. Bu uygulamada, dikkatinizin her dalnda ve dncelerin ortaya knda, bu kanlmaz biimde olur, zorlamadan ve srarla dikkatinizi odaa geri getirirsiniz, dnceyi amak iin onu farkndalm nnden arkasna kaydrmak iin tek noktall korursunuz. farkndalk meditasyonu denilen bir baka biimde ise, dncenin ta kendisi -aslnda, tm farkndalk alan- nesne haline gelir. Burada ilke, eer dikkatin, dnce zincirini herhangi belirli bir dnce uygulamadan serbeste gzlemlemesine izin verilirse, hareket eden dnce geit resmine gre dinlenme halinde kalaca fikridir. Meditasyonun bu biimi, dnce rntlerinizi balantsz, nensel biimde seyretmenizi salar, sonunda bu hal dnceleri amanz salayacaktr. Konsantrasyon ve farkndalk meditasyonu arasndaki fark, dnce iin belirsizlik ilkesini yardma ararak anlalabilir. Dnmz hakknda dndmzde, ya tekil dnce (konum) ya da dnce zinciri (momentum) krll, belirsiz hale gelir. Tekil dnce hakkndaki belirsizlik iyice azaldka, dnce zincirindeki belirsizlik sonsuz hale gelme eilimindedir. arm olmaynca, imdi ve burada noktasyla merkezleniriz. farkndalk meditasyonunda, gittike azalan ey armdaki belirsizliktir, bylece dncenin ieriini ve zelliini kaybetmemize neden olur. Balan da dncenin ieri-

334

Bddhi'nin

Uyan

343

inden kaynaklandndan, ierik olmaynca, balanma da olmaz. Kendi dnce desenlerimizin balantsz gzlemcileri ya da tanklar haline geliriz.

MEDITASYON ARATIRMASI

Kavramda sama denecek kadar basit ama uygulamada hayli zorlayc olan meditasyon teknikleri, insanlarn deimi uur hallerine girmelerini gerekten de salarlar m? uurun meditatif hallerine denk gelen zgn bir fizyolojik hal olabilecei nermesinden yola kan beyin fizyologlar, meditasyon yapan bir denein (kalp atlar, galvanik deri rezistans, beyin dalga desenleri vb.) eitli fizyolojik belirtilerini lerek bu soruyu cevaplamaya kalktlar. Bu nerme asla dorulanamasa da, deneyimli meditasyoncular ylesine hayli belirgin fizyolojik zellikler gsterdiler ki, meditasyon artk birok aratrmac tarafndan uurun drdnc (dierleri uyanklk, derin uyku, rya grlen uyku da denilen REM uykusudur) ana hali olarak kabul edilmektedir. Meditasyonun farkl bir uur hali olduunun balca kantlar EEG beyin dalgas incelemelerinden kmtr.4 Uyank uur halinin beyin dalga desenine, dk genlikli yksek frekansl (13,5 Hz'den byk) beta dalgalar hakimdir. Meditasyonda, bu dalgalarn yerini yksek genlikli dk frekansl (7,5-13,5 Hz) alfa dalgalar alr. Gevemi, pasif bir alcl iaret eden bu alfa basknl, bu basknlk meditatif halin belirleyicisi olarak grlemese de, meditatif uurun en nemli zelliklerinden biridir. Baskn alfa beyin dalga desenini gzlerinizi kapayarak da retebilirsiniz. Meditatif beyin dalga deseninin bir arpc zellii daha bulunmutur. Sradan alfa halindeki insanlar ani bir uyartya

tabi tutulduklarnda, aniden beta haline dnerek cevap verirler. Bu fenomene alfa bloklama denir. Tam tersine, konsantrasyon meditasyonunda tecrbeli olanlar, meditatif alfa hallerindeyken bile ani bir uyart olutuunda alfa desenlerinde hibir alfa bloklama gstermeme gibi zgn bir durum sergilemektedirler.5 farkndalk meditasyonu uygulayan insanlar alfa bloklama gsterirler ve onlarn meditatif alfa halinin zgnl kendisini farkl bir yolla ak eder. Sradan uyank farkndalktaki bir kii, (saat tkrts gibi) tekrarlanan bir uyartya maruz brakldnda, bu uyartya o kadar ksa srede uyum salamaktadr ki beyin dalga deseni artk deimez hale gelir. Buna alkanlk tepkisi denir. (Normal bir denein tkrtya almas sadece drt tkrt srmektedir.) farkndalk meditasyonu durum olarak meditatif hallerinde de, uyank hallerinde de hibir alkanlk iareti gstermemektedir.6 Aratrmalar, meditatif alfa halini retmek iin grsel dikkatin pasifletirilmesinin (yumuak gz de denmektedir) nemini gstermektedir. Byle bir pasiflik, baz Tibet uygulamalarnda sk grld gibi, gzleri yukar ya da aa devirerek de elde edilebilir. Yksek alfa, mekana pasif dikkatle (bo bakarak) de elde edilebilir.7 Genelde alfa halin iyi olduu kabul edilmektedir nk bedenin ve zihnin gerilimlerden kurtulduunu, dolaysyla benliimizi daha derinden aratrmak zere serbest kaldmz gstermektedir. Meditatif halin bir dier unsuru ise EEG ktsnda teta dalgalarnn (3,5-7,5 Hz) grnmesidir. Teta dalgalar ok nemli olabilir nk bunlarn yaratc deneyimle de ilikili olduklar bilinmektedir.8 Teta dalgalarnn, meditasyoncularn beyin dalga desenindeki varl akla ocuklarn be yama kadar teta basknl gsterdiklerini getiriyor; bu ergenliin normal uyanklk

334

Bddhi'nin Uyan

345

beyin dalga desenindeki alfa basknlna dnr ve sonunda da yetikinliin beta deseni onun yerini alr. ocuklarn gelimekte olan uurlarnda kuantum mod baskn olduundan (yani ikincil farkndalk ilemleri az olduundan), teta dalgalarnn bir biimde beyin-zihindeki kuantum modunun asli ilemlerini karakterize ettii speklasyonunu yapabiliriz. Eer bu speklasyon geerliyse, teta imzalaryla hem meditasyon hem de yaratc deneyimler, uurun kuantum modunun asli ilemlerine kayn gsteriyor olabilirler. Dikkat stne yaplan yeni bir aratrma, mantra ya da konsantrasyon meditasyonun nasl iledii hakknda bize bir ipucu verebilir. Oregon niversitesinden psikolog Michael Posner ve meslektalarnn deneylerinde, deneklere B gibi bir esas harf, pei sra deien aralklarla bir harf ifti gsterilmi.9 Baz denemelerde deneklere ilk harfe dikkat etmeleri sylenmi. Bazen de sylenmemi. Denekler, harf iftlerinin BB gibi e harfler ierip iermediine bal olarak evet ya da hayr cevaplan vermiler ve cevap verene dek geen tepki sresi llm. Kendi bak ama gre, en ilgin sonu, arkadan gelen harf iftinin ilk harfe uymad denemelerde, deneklere dikkat etmeleri sylendiinde meydana gelmi: Bu denemelerde tepki sresinde belirgin bir uzama var. lk harfe dikkat etmek, beklenmeyen dier harfleri deerlendirmeyi etkilemektedir. (Tam tersine, eer bu deneylerde ilk harfe uurlu dikkat verilmezse, tepki zaman bozulmadan kalr.) Demek ki dikkatin sonucu, dikkat nesnemizden farkl nesneleri alglama yeteneimize mdahale etmektedir. Beynin kuantum hali zaman iinde yeni uyartlar ieren bir olaslk havuzu halinde geliir ama var olan uyartlara dikkati odaklamak, tepki olasln o uyartnn lehine meyilli hale getirmekte, yeni bir alglamay kertme olasl dmekte-

dir. Dolaysyla bir mantraya dikkat kesilmek, dikkatimizi bo dncelerden uzaklatrr. uurumuz kelimenin tam anlamyla ayn anda iki eye birden odaklanamaz. imizde bir harita olarak mevcut olan dsal dnya, biz mantraya dikkat kesilmede daha iyi hale geldike yava yava gten der. En sonunda, dnen zihnin ta kendisinin yeni alkanlklar edindii bir hale varlr: Yani ikincil farkndalk olaylar mevcut olmasna ramen, az ve aralkldrlar. Bu, temel ilemler kendilerini kendi ylelikleriyle ak ettiklerinde meydana gelir. farkndalk meditasyonunda strateji, beyin yapmzla benzer orantldr. Hem zaten ikincil-farkndalk olaylarmzn dnceleri ve duygular kanlmazdr. Beyin yapmz sebebiyle onlarla uzun sre savaamayz. farkndalk meditasyonunda kii buna izin verir ama uurun ve znenin ierikleri arasnda bir ayrm yaplr: uurun kendisi. Bu fikri anlatmak iin mistik literatrde amurlu su mecaz kullanlr:
Gizemin tohumu amurlu suda yatar. Bu gizemi nasl alglayabilirim ki? Su, skunetle durulur. Nasl sakinleebilirim ki? Akntyla akarak.

Eer akntyla akarsak, uurun amurlu ierii -dnce kalplarmz- nehir yatana, tank olduumuz farkndalm dibine yollanr. Bu stratejiyi kullanarak, gittike daha uzun zamanlar boyunca tanklk yapabiliriz nk artk igzlem yoluyla ikincil farkndalk deneyimlerine mdahale etmemekteyizdir. Bu, uura tank olmann yleliini ya da yokbenlii deneyimlememizi salar. Demek ki hem konsantrasyon hem de farkndalk meditasyonunda, deneyimizin ylelilii aknlk vericidir nk

334

Bddhi'nin Uyan

347

byle bir ylelik bize ikincil egonun fsldamalarnn tesindeki asli uura bir gz atma imkan verir. Dncenin tesinde ve dncenin yannda, egonun tesinde uur vardr. Bu asli isel uuru deneyimlemek, uygulamayla artrlabilir.
MEDTASYONDA ZGRLK: KARMA YOGA

Eylem yolu karma yoga, kiinin eyleminin rnne balanmadan eylemde bulunmay renme uygulamasyla balar. Ego meyveyi, rn ister. dl-ceza sisteminin, tm kltrlerde byle yaygn grlmesinin sebebi budur. Eylemin rnn terk etmek, alkanlklarla bal egoya ve de yaptrmlarn terki sz konusu olduundan otoriteyi temsil edenlere kar isyan demektir, aykrlktr. Karma yoga yolu, davranlarmz koullandran dl ve cezalar terki ierir. Koullanmamz nasl krarz? Cevap, karma yogann ayrlmaz paras olan meditasyondur. Meditasyon yapmaya ilk baladnzda, pek bir eyin olmamas muhtemeldir. Bu balang dneminde o yirmi dakika boyunca oturmak gerek bir mcadeledir. Gerek disiplin gerektirir. Kendi tecrbelerime dayanarak syleyeyim, herhangi bir eyi fark etmem birka ay srd. Maggie ve ben evliliimize, hep ak iletiimde olacamz yeminiyle balamtk. Parlak szleri bir kenara brakrsak bu, ilk yllarda ok kavga ettiimiz anlamna geliyor. Bir kavgadan sonra genellikle, "Ona gstereceim," tavrnn baskn olduu olumsuz dncelerden dolay strap ekerdim. Yaklak ay meditasyon yaptktan sonra, bir kavgadan sonra yine zgndm ama yine de karm hakkndaki bildik olumsuz dncelerin eksik olduunu fark ettim. Bir ey azalmt. Bundan ksa bir sre sonra, tpk benim gibi ok mantk-

l olan gen vey olumla hararetli bir tartmann iindeydim; bir sinir savanda mantn ne kadar rahatsz edici olduunu bilirsiniz. Kzgndm ama birdenbire kzgnlmn yzeyde olduunu fark ettim. eride, onun bana kar kndaki becerikliliin tadn karyordum. fkeyle tepki verme ve durumun tadn karma seeneim vard ve seimimi alkanlk eseri tepkiye hayr deme ynnde kullandm. Balangta bu seimi iimde uyguladm ama sonunda d eylemlerimde de tezahr etti. Byle durumlar aslnda hayli yaygndr ve uygulamann o ok nemli ilk birka aynda cesaretlendirebilirler. En nemlisi, meditasyonun egonun modellerini grmemize yardmc olduunu bize gstermektedirler. Hatta bazlar braklabilir bile. Freedom in Meditation (Medtasyonda zgrlk) adl eserinde Pat Carrington mterilerinden birinin sigaray nasl braktn anlatyor: "Uakta yolculuk yapmaktayken meditasyon yapyormu ve kendi sesinin 'Kendini arzularndan syr!' dediini duyduu izlenimine kaplm. Bu hayli gizemli cmlenin ardndan bir sevinme deneyimi ve dier szler gelmi: 'stersem bir sigara iebilirim ama imek zorunda deilim.' " 1 0 Medtasyonda hedeflediimiz ey, koullanm bir uyartya sabit bir tepki verme olaslmzn neredeyse %100 olan orann azaltmaktr. rnein, sigara ime isteim var. Egonun iki cevab vardr: "Sigara imeliyim nk..." ve kar kutuptaki cevab "Sigara imemeliyim nk..." Meditasyon bu cevaplarn tekelini krar ve bir aralk aar. Bu aralkta, yukardaki anekdottaki yaratc cevap doar: Sigara imeyi ya da imemeyi seiyorum. Ancak byle bir dnce yaratc biimde ieri girdiinde sigara ienden sigara imeyene doru radikal deiim meydana gelebilir. Byle bir durum,

334

Bddhi'nin

Uyan

349

kiinin uygulamas youn ve srarcysa mmkndr. nemli olan, meditasyonu hayatnzn geri kalanndan izole etmeyip onun eylemlerinizi dntrmesine izin vermektir. Bunun sylendii kadar kolay olmadn greceksiniz. Ego deiime kar iyi savunma yapar. Psikolog Richard Alpert (Ram Dass) kendisi ve arkadalarnn bir grup meditasyonunu tamamlad bir an hatrlar. Herkesin doyuma ulam olmas beklenirken, meditasyonculardan biri "Oh, bu harikayd. Hadi imdi gidip bira ve pizza alalm," demi. Bylesi blmelere ayrlm dnce modellerinden vazgemek hayli mcadele gerektirir. Hem zaten, bira ve pizza elencedir, meditasyon ise itir fikri sadece bir inantr. Bylesi inanlar koruduumuz srece, dikkat verme meditasyonu (ne kadar keyifli olursa olsun) pek az yarar salayacaktr. Meditasyon uygulamamza kstlayc inan sistemlerimizi srekli ve zenle inceleyerek destek olmamz gerekir. Mesele, Mahatma Gandi gibi tam olarak yaamadmz inanlara takl kalmama uygulamas yapmaktr. Korunan ama uygulanmayan inanlar boadr. Eski bir gsterinin l yansmalardr. Einstein, ressam Winifred Reiber'e portresini yaptrmaktadr. Einstein ailesi Birleik Devletlere g ettiklerinde, Hitler'in arkada braktklar mallara el koyarak kendisini dnyann gznde kk drd yorumunu yapar ama Einstein'n ei farkl dnmektedir. Almanya'da tadn kard kiisel hazinelerini hasretle hatrlar ve u an elinde pek az ey olduuna hayflanr. "Gmleri, ketenleri, hallar, kitaplar ve bykannesinin eski Meissen porselenlerini" zlemitir. Bu eyalara baldr. Einstein cevab yaptrr: "Ama onlar sana bal deillerdi."11 te bu. Dncelerimiz, inanlarmz bize bal deiller. Eer onlara tutunmazsak dp giderler. Ksa bir sre nce

Gandi adl sinema filmi gsterildii lkelerde hayli ilham veren bir etki yaratt. Gandi'nin mesajnn olduka ok sayda insan tarafndan alndn umuyorum. Gandi, "Hayatm mesajmdr," derdi. nanlarn yaad. Yaanmayan inan bo bavuldur. Meditasyonun amac bo bavullar brakmamza yardm etmektir ki zgrce yaayabilelim. Bir seminer srasnda biri bana, bir inan sistemi olan yeni bir idealist bilim yaratmaya yardm ediyorken, ayn anda inan sistemlerinden vazgemeyi nasl vaaz edebildiimi sormutu. Bu, Gandi tarzyla cevap verdiim makul bir soruydu: Yeni bilimi yeni bir inan sistemi yapmayn. Kalbinizi ve zihninizi prangalara sokan mevcut inan sistemlerini skp atmak iin bunu ya da idealist monizm felsefesini ya da byk geleneklerin retilerinden birini kullann. Eer uygun kaynaklara sahipseniz, aydnlanm yaam desteklemede yeni bilimin abalarna katln. te o zaman bilim sizin sadhana'nz (uygulama) olacaktr, tpk benim iin olduu gibi. Ama eer aracnz bilim deilse ve eer radikal deiime yemin ettiyseniz, kendi yolunuzu bulun. Kalbinizin yolunu izleyin. Bir bakasnn bavulunu almayn; aksi takdirde ruhsal yolculuun onun arl altnda ok zahmetli olduunu grrsnz.

A-HA! DENEYIMI VE ISEL YARATCLK

air Rabindranath Tagore yle yazm: Mcevhere benzeyen lmsz mrnn uzunluuyla vnmez de An'nn ldayan noktasyla vnr.12

334

Bddhi'nin Uyan

351

lmszln srr u anda, "burada ve imdi"de yaamaktr; "burada ve imdi" zamanszdr. lmszle bir gz atm airler gibi, i yaratclk retmenleri de burada ve imdi'yi deneyimlemenin nemi hakknda srekli konuurlar. Ama burada ve imdi tam olarak ne demektir? Brakn bu imdi'de merkezlenme halini deneyimlemeyi, oumuz terimin anlamn, ok soyut bir anlam dnda zihinsel olarak bile kavrayamayz. "Burada ve imdi"de alkanlklar hayatn gerekletiremeyiz ama byle bir hayatn var olmasna izin veren artlar oluturabiliriz. Meditasyon uygulamasyla -oturup bir mantray tekrarlayarak ya da seimsiz farkndalk meditasyonu yaparak- iine debiliriz. Mantra, mantra dndaki tm uyartlara duyularmz kapatarak bizi burada ve imdi'ye gtrebilir, bizi gereklikle yeni bir iliki kurmak zere zgrletirebilir. Burada ve imdi'de olmak, meditasyon nesnesiyle tam bir zihin meguliyeti olduunda samadhi diye adlandrlr. zne, saklla doru geri ekilir. Daha yksek samadhilerde, nesnenin zne nfuz edilir ve sonunda nesne kendi yleliinde, uurun btnlndeki kimliiyle grlr. Bu da yok-benlik deneyimi olarak adlandrlr nk hibir yerde belirli bir benlik yoktur. Zen budistler buna, bir nesnenin yleliinin (tathata) canl farkndalyla belirlenen satori derler. Bazlar buna aydnlanma der. Samadhi veya satori haline youn nee duygusu elik eder. Bir bakma farkl bir zamanszlk deneyimi de meditasyon yoluyla mkemmel tanklk halini elde ettiimizde meydana gelir. Nesneler farkndalmzda ykselir ve derler ama tank tamamen balantsz, yargszdr.13 Deneyimin ardndan ayn etkiyi, neeyi retir. (phesiz deneyimin yaratc kudreti ancak bizler tann bak asn gnlk hayata

tayabildiimizde tezahr eder.) Meditatif deneyimlerin neesi, saf biimiyle uurun balangtaki neesidir. Hint felsefesinde Brahman'n, varln temelinin sat-chit-ananda olarak tezahr ettii sylenir: sat varolu anlamndadr, chit uur anlamna gelir ve ananda ise nee. Zaman-mekanda tezahr etmi her ey sat'tr. eyler mevcuttur. Tam tersine, ben uuru ok zeldir. Tezahr etmek iin beyin-zihne ihtiya duyar. Nee daha da zeldir. Ego geliiminden sonra bireysel benlikten ok daha byk bir eyi deneyimliyor olduunu tanmak iin benlik gerektirir. Bu tany neeyi, aslnda kim olduumuza bir gz atmann verdii neeyi retir. Baz gelenekler, i yaratcln bu a-ha! deneyimini aydnlanma olarak adlandrrlar. Bu ad uygun saylr. Egomuzda, kendimizi beyin-zihnimizle zdeletirme eilimimiz vardr. Samadhi'de, kimliimizin, bizlerin ve tm yaratlm olanlarn iine akan uurun nda olduunu grerek kabulleniriz. Egonun hi arl yoktur. Ne yazk ki, aydnlanma terimi ok karklk da yaratmaktadr. Birok insan aydnlanma deneyimini bir baar gibi dnyor: Artk aydnlanm biriyim. Deneyim ben kimliinin deimesine kap am olmasna ramen, ego dzeyi eilimi srmektedir ve baarya odaklanma tam bir dnme sekte vurabilir. Ama deneyin kendisi bu dntrc potansiyele sadece bir eik oluturur. Yaratc bir eylem, bir rn olmadka tamamlanm saylmaz ve i yaratclk da istisna olamaz. Samadhi ya da satori ya da mkemmel tann a-ha! deneyiminden sonra, buddhi'nin uyann dnyada yaplacak eylemlere tercme etmek iin hala disiplinli bir uygulama gerekmektedir.

352 SEVGININ UYAN: BHAKTI YOGA

Buddhi'nin

Uyan

353

Bagavatgita'da Krina, Arjuna'ya hayli aklayc bir yorumda bulunur. "Arjuna," der, "sana tm srlarn srrn, buddhi'yi uyandrmann en doru yolunu syleyeceim. Bu sr, Brahman' (Brahman bu balamda Tanr olarak dnlmelidir) her eyde ve herkeste grme ve Brahman'a bir sadk olarak hizmet etme uygulamasn yapmaktr. Bir eyden dierine atlayan bilgeliin sptil biimleriyle uramaya gerek yok. Eylemin rn olmadan eylemde bulunma uygulamas yapmaya gerek yok. Resmi meditasyona bile gerek yok. Sadece Tanr'y sev ve herkesteki Tanr'ya hizmet et." (Bu durum, Monopoly oyunundaki "Balang Karesine Git" kartn andryor.) phesiz, burada da bir incelik var. Tanr'y sevmek ne demektir? ou insan yanl anlamaktadr. Bunun trensel ibadet yoluyla bir putla ya da Tanr fikriyle bir iliki gelitirmek olduunu sanyorlar. dealist literatr Tanr'y sevmenin, hepsi de bir insani biim ieren be yolunu iaret eder: 14 1. Kendini sevme yoluyla Tanr'y sevmek 2. Hizmet etme yoluyla Tanr'y sevmek 3. Arkadalk yoluyla Tanr'y sevmek 4. Anne-ocuk ilikisi yoluyla Tanr'y sevmek 5. Erotik iliki yoluyla Tanr'y sevmek Liste bunlarla snrl deil. Dier baka somut yntemler de var. rnein, Assisi'li Francis doay sevme yoluyla Tanr'y sevme uygulamas yapt (gnmzde Hristiyanlkta unutulmu ama Amerikan yerli geleneinde yaayan bir uygulama). Byle bir uygulama evre sorunlar bakmndan na-

sil dirili salard bir dnn. Kiinin sevgi ynteminde yapmaya alt ey, ilk olarak, ilikimizdeki yerelliin basknlndan yerel olmayan uura katr. Her insan ilikisinde, yerelliin baskn olduu aktr. Grme, ses, koku, dokunma ve tat yoluyla, bildik duyu deneyimleriyle iletiim kuruyoruz. Ama tek iletiim yolu bunlar deil. yle olsalard, birbirimizle anlaml biimde iletiime gememiz pek pheli olurdu. Dolaysyla, ilikinin ruhuna sadk olma uygulamasyla, bakalaryla etkileimlerimizde srekli hesap yapma ya da skor tutma huyumuzdan vazgeeriz. kincisi, daha nce belirtildii gibi, ego her birimiz iin tekbenci bir evren, sadece Ben ve uzantlarmzn gerek olduu kilitli bir hapishane haline gelir. Bakalar evrenimde kabul grmek iin bana, kltrme, rkma vb. boyun emelidirler. Bencillik gtmeyen sevgi ilikileri gelitirmek, egonun tekbenciliini krp gemenin bir yolu, belki de en dorudan yoludur. Ego kendisini sever, yle ok sever ki, lmsz olmak ister. Bu lmszlk aray kendisini Bat'da, n ve g aray olarak ifade eder. Dou'da ise bireysel ruh varlnn tekrardouu fikrine yol amtr. Egonun bu sevgisi, atman sevgisine, yani isel kuantum benliin sevgisine dnebilir mi? Kii farkl bir lmszl kefetmelidir. Severek, kendini ve dierlerini sabrla balayarak kii, geici egoyu amann bir yolu olarak kiiliinin kalc unsuruna odaklanr. Bu yntem Sanskritede santa adn alr ve "pasif" olarak evrilebilir. Tefekkr odakl ou Hristiyan cemaatinde bilinmektedir. Yukardaki listede yer alan dier drt yol, bakalaryla ilikilerde aktif katlm ierir. Sanskrit dilinde seva denilen bakalarna dierkamca hizmet etmek ou insan iin doaldr; bu durum, dierkamln ancak sz konusu insanlar ara-

334

Bddhi'nin Uyan ERKEK-KADN ILIKISI

355

smda ortak bir genetik miras olmas durumunda mmkn olduuna inanan "bencil gen" taraftarlarnn kafasn allak bullak eden bir olgudur. Seva, insanlara sa'ya duyduu sevginin bir ifadesi olarak hizmet eden Rahibe Teresa'nn uygulamasdr ve bu ne muhteem bir ifadedir. Hizmet, bencil ihtiya ve arzularn kurban edilmesini gerektirir; bu da egonun tekbenciliinin dorudan zdddr. Sevgi hamle yaptnda, bu efkatin uyannn iaretidir ve efkat Soto Zen uygulamasnn nemli bir bileenidir. Amerika'da erkekler arasndaki arkadalk kurumunu, sert bireyselciliin deeri efsanesi ve pazara dayal ekonomik iliki modeli yznden neredeyse kaybettik. Bu modelde, kii ilikileri maliyet-karllk analizi yoluyla deerlendirir. Neyse ki, arkadalklara bylesine pragmatik kriterler uygulama eilimi azar azar deimekte; tabi eer air Robert Bly'n, erkeklerin dostluu stne son almasnn poplerlii bir gsterge ise. Amerika'da arkadalklardaki bir baka byk zorluk da etkinlik talebidir. Arkadalk her zaman etkin olmaz; aksine ounlukla zveriyi, etkinlik ve zaman kstlamalarn amay, egonun kozasn krmay ierir. Amerika'da kadnlar pazara dayal ekonomik iliki modelleri tarafndan daha az etkilenmektedirler. Ancak son zamanlarda, alan kadn says arttka ve hem i hem de evin taleplerini karlamak iin zaman ve enerjilerini esnetmeye altka bu yndeki basklar da artmaktadr. Eer bu baskya direnebilirlerse, belki kadnlar sevgi dolu arkadalklar srdrme becerilerini beraberlerinde pazara da sokacaklar ve bylece erkeklere ekonomik etkileimlerini insancllatrmay ve tekrar nasl arkada olabileceklerini retebileceklerdir.

Biyolojik farklklar sebebiyle, samimiyet erkek-kadm ilikisinde zgn bir mcadeledir ve ego snrlarn krp geme konusunda byk kudrete sahiptir. Ayn cinsten biriyle samimi bir iliki kurmak, dier kiiyle paylatmz ortak cinsiyet deneyimleri yznden bir anlamda daha kolaydr. Ama bir erkek ve bir kadn, farkl biyolojik ve toplumsal koullanmaya tabi olduklarndan, aslnda iki farkl kltre ait gibidirler. Jungcu aretipler bakmndan (anima, erkekte bastrlan diil deneyim; animus, kadnda bastrlan eril deneyim), biimin gereksinimlerinin bir sonucu, kar cinsle iletiim kurma yeteneimizde byk bir uurum aan bastrmadr. Eflatun'un Sempozyum diyalounda bir efsanevi yk yer alr. Balangta, insanlar iki ift kol, bacak ve cinsel organla iki cinsiyetli yaratklar halinde mevcutlarm. Ama bu iki cinsiyetli yaratklarn gc ylesinde bykm ki, tanrlar gklerin ayrcalklarn ele geirmek iin onlarn darbe yapacaklarndan korkmular. Dolaysyla Zeus yaratklar ikiye ayrm. Ondan beridir, ayrlm insanlar kayp yarlarn arar dururlarm. Bu hikaye, btn haline gelebilmek iin uurd anima ve animus aretiplerini uurlu hale getirmeye ynelik uursuz drty mecazi olarak anlatmaktadr. Ama bu uursuz drt sadece igdsel deildir. Bu ayrca Freud'un sz ettii kiisel uurdnn eros'udur. Eros, kolektif uurdndan gelen yaratclkla artar. Birbirine sadk iki insan arasndaki samimiyete giden yolda bir yerlerde erkekteki anima ve kadndaki animus uyanr ve her ikisi de bunun sonucunda buddhi dzeyinde glenebilirler. Bunu bir dnn. Egomda tekbenci olmamn sebebi, kendimi bir bakasnn yerine koymamn hibir yerel

356

yolu olmamasdr. (Thomas Nagel'in "Bir yarasa gibi olmak nasldr?" balkl makalesini okuyun.15) Demek ki, eilimim kendi zel evrenimin evrensel biimde temsil edici olduunu sanmaktr. Anima ve animus deneyimleri gerek mekansz deneyimlerdir ve bakalk kavram birdenbire anlam ifade eder; dieri de benim gibi bir insan haline gelir. Onun bireysel deneyimleri ve bak as, benimkiler kadar geerli hale gelir. Bu bakal kefettiimizde, koulsuz sevgiyi -bizi varln buddhi dzeyine frlatabilecek sevgiyi- kefederiz. Ego tekbenciliimizin kozasn tek bir insanla bile yarp getiimizde, dierlerini de yakndan sevme potansiyeline sahibizdir. Bu, ailenizi geniletmeye benzer. u Sanskrite deyiteki gibi, "zgrlemi olana, tm dnya aile gibidir." Tm dnya aile haline gelirken, ikin uurun gerek doasn grmeye balarz. oklukta birlii grrz. nsanlar varlklaryla severiz. Kendi belirli modellerimize ve kltrlerimize uymalarna ihtiyacmz olmaz, bunu istemeyiz. Bunun yerine, onlara sayg duyar ve eitliliin lei ve bykl karsnda hayrete deriz. Hindularn Ula, Tanr'nn oyunu dedikleri eyi grmeye balarz.
sel zamann flt alyor, biz Duysak da duymasak da. "Sevgi" dediimiz ey, onun sesinin ieri girii. Sevgi arnn en uzak ucuna vurduunda, bir bilgelie eriir. Ve kokusu o bilginin! Kaim bedenlerimize nfuz eder, Duvarlardan geer; Notalarnn ann doas var ya, Sanki bir milyon gne dzenlenmi iinde. Bu tnda hakikat var.15

IDEALIST BIR AHLAK TEORISI


Dostoyevski'nin unutulmaz roman Karamazof Kardeler' deki van ve Alyoa karakterleri doru ve yanl gibi ahlaki kayglar tarafndan takntl biimde paralanmaktaydlar, ama kitap 1880'de yazlmt. ada erkek ve kadnlar eylemlerinde ne sklkla ahlaka byle bir nem vermekteler? Bizlerle ilgili bilisel bilim-davran gr asnn (bizlerin klasik makineler olduumuz dolaysyla genetik ve evresel koullanma tarafndan belirlendiimiz fikrinin) rtl biimde benimsenmesi, toplumumuzda ahlaki ve toplumsal deerlerin anmasnda byk bir rol oynamtr. Ahlaki deerlerimiz, siyasi karcln ikiyzllnn ve yazl kanunun, ruhun kanunlarna stn olduu fikrini gklere karan akl yrtmenin szgecinden gereinden sk gemitir. yi bir yaamn tketiciyi smren imgelerine tamah ederek uyum salyoruz. Byle bir kltrde geleneksel deerler, irili ufakl seimler arasnda anlaml bir rotada yol almamza gc olmayan ve bizi karaya oturtabilecek krk bir dmendir.1 Benzer ekilde, genetik mhendislii ve silah yar gibi bilimsel ve teknolojik projelerin ahlaki boyutlarna odaklanmaya kalktmzda yine gl bir klavuzun eksikliini ekiyoruz. Ahlak bilimsel olarak hakl karabilir miyiz? Ahlak
357

358

dealist Bir Ahlak Teorisi

359

iin bilimsel bir temel bulabilir miyiz? Eer bulabilirsek, belki o zaman bilim tekrar temel dzeyde insanla hizmet edebilir. Ama ahlak iin bilimsel bir temel yoksa, ahlak, brakn bilimin serke vaftiz olu teknolojiyi, bilimi nasl etkileyebilir ki? Her ey klasik makine argmannda dmleniyor: Eer eylemleriniz kontrolnzn dndaki gler tarafndan belirlenmekteyse, onlara klavuzluk etmesi iin ahlaki deerleri yardma armak bouna grnmektedir. Baz yazarlar deer bunalmnn, renciler Eflatun gibi klasikleri okumaya yeniden dnerlerse zleceini nermekteler ama ben hastaln daha derinlere ulatn dnyorum.2 Bilimimiz dinsel pein hkmll ve kat dogmay gzden drd, ilkel trenlerin ve mitsel yaam tarzlarna dalma uygulamasnn altn oydu ama ayn zamanda bizi, dinsel retileri trenlerde ve mitlerde yer alan eylerden mahrum brakt: ahlaki deerlerden. Bu ahlaki deerleri dogma olmadan eski haline getirebilir miyiz? Mitolojik temellerinden arndrlm ahlaki deerleri anlayabilir miyiz? Belki de hayr ama eer bizzat bilim, ahlakn eyann evrensel emasnn bir paras olduunu belirleyebilirse ansmz artar. Bilimsel bir temel olmadan ahlak, kltre bal ve keyfi bir tarzda ifade edilmeye devam eder. rnek olarak, insani deerleri destekleyen bilimsel hmanizmi dnn. Hmanistler, "Bakalarna size davranlmasn istediiniz gibi davrann nk byle davranmazsanz insan toplumunda kabul grmezsiniz," diyor. Ama bu forml ie yaramyor. Bu tepkisel bir tutumdur ve ahlak, temelde tepkiden nce mevcuttur. Herhangi keyfi bir standardn bilime tezat tekil ettii aktr. Benzer ekilde, bilim ve teknolojinin uygulanmasnda ahlaki standartlarn oluturulmas hakknda son zamanlarda sylenenler, ahlak salam bilimsel temeller zerine kurulma-

d takdirde, botur. Ahlaki deerlerin oluturulmasnn hakiki bir bilimsel ura olduunu kabul etmek en nemli nokta olarak grnmektedir. Kuantum fiziindeki son gelimeler, fizik alanndan ahlaki deerler konusuna temel bir katknn olabileceini oktan beri gstermektedir. Alain Aspect'nin deneyi dnyadan ayrlmzn bir illzyon olduunu gl bir biimde iaret etmektedir. Sadece bu verilerden bile, baz insanlar kuantum dnya grnn ahlaki deerlere izin verdii hatta ahlaki deerleri talep ettiini konusunda cesaretlenmektedir.3 Kuantum mekaniin idealist yorumuyla, daha ileri bile gidebiliriz. Beyin-zihnimizin dolank hiyerarik mekanizmasn rten ve ayr egolar illzyonunu yaratan koula uyan kamuflaj anladmz anda, bilimsel olarak saptanm ayrlamazlk ilkesiyle uyum iinde yaamamz salayacak bir ahlak bilimi gelitirmemize bir adm kalm demektir. Bu program gelitirirken, ruhsal/dinsel mirasmz ok yardmc olabilir. dealizmin bilimsel ve ruhsal felsefeleri arasnda bir kpr kurmak, ahlaki deerlere meydan okuyan ve sklkla onlar zedeleyen toplumsal ayrlklara gerekten de ifa olacaktr. Byle bir bilimin temel ilkeleri artk aktr. Ahlak, isel deer atmalarnn zmlenmesinde yatan mutluluk araymz yanstmaldr. Baka bir deyile, ahlak, btnle doru bir hareketin klavuzu olmaldr; klasik ve kuantum benliklerimizin btnlemesine klavuzluk etmelidir. Bir dier temel ilke ise ahlak ve yaratcln temel ayrlamazldr. Yeni ahlak, trensel inan sistemleriyle katlap kabuklaamaz. Bunun yerine, insan varlnn i yaratclk urandan anlaml biimde akmaldr. Bylesi ahlak kurallarnn bazen materyalist realizmden kaynaklanan inanlarla atmas gerektii aktr.

358

dealist Bir Ahlak Teorisi

361

Byle bir bilim gelitike, bizden ibaret olan dnyann en kiisel dzeyde sorumluluunu alabilir hale geleceiz. Viktor Frankl'n bir keresinde syledii gibi, Dou Yakasndaki zgrlk Heykeli'ni desteklemesi iin Bat Yakasna Sorumluluk Heykeli'ni dikmeliyiz. Bu, bizlerin byk bir blmnn i yaratclk bakmndan zengin bir hayat yaad anlamna gelecektir. Byle bir dnyada, birbirimiz arasnda olduu kadar kendi iimizdeki bar salamak gibi ele avuca gelmez bir hedefe bile yaklaabiliriz. Yeni ahlak biliminin ayrntlar stnde durmadan nce gelin, Batl dncede baskn olan iki ahlak sistemini gzden geirelim.

KANT KATEGORIK ZORUNLULUK

On sekizinci yzyl Alman filozofu Immanuel Kant'a gre, ahlak sorunu bireysel bir gd sorunudur. Kant gdmn bir idea aleminden geldiini ve tm insanlarn genelde ahlaki grevlerinin ne olduuna dair bir sezgiye sahip olduklarna inanmaktayd. Demek ki kategorik zorunluluk, bu grevleri yerine getirmemiz iin hepimizin stnde asl durmaktadr. Niin ahlakl olmalym? Kant'a gre isel bir mecburiyetimiz vardr: Vazifeni yap. Bu zorunluluk, her birimizin kendimiz iin yasallatrd isel ahlak yasasdr. Ahlakllk bu grevleri, heves olsun ya da olmasn, yerine getirmeyi ierir. Ek olarak, Kant bu grevlerin evrensel yasalar olduundan phelenmektedir. Bunlar tm insan varlklarna bir kiinin grevi ile dierinin grevi arasnda atmalar kmayacak tarzda makul, uyumlu biimde ilemektedir.4 Bu grevler nelerdir? Kant bunlarn rasyonellikte bulunduuna ve akl kullanarak bunlar kefedebileceimize inan-

maktayd. Demek ki kendimize, "Yapmay dndm bu eylemin evrensel olmasn ister miydim?" diye sorabiliriz. Eer bu ey arzu edilebilir trdense, o zaman evrensel bir kanun kefetmiiz demektir. Bu savda kk bir devirsellikten ok daha fazlas vardr. Kant ahlak teorisi, idealist ve realist unsurlarn ilgin bir karmdr. Kant, kategorik zorunluluklarn doduu bir idea alemi fikrini ne srer. Bunun idealist metafizik olduu ak. Ahlaki yasalar kendimize uygular, bir karar verir ve sonra bunun sorumluluunu alrz. Bunun, idealist grlerle uyumlu olduu aktr. Kant ayrca nesnel evrensel ahlak yasasna inanyor gibi grnmektedir: realist bir inan. Kant ite bu bakmdan yoldan sapar. (phesiz, Kant'n ahlak yasasnn evrensellii, ancak doru ve yanla ait bilgimize en st sptillikte meydan okuyan, gerekten mulak durumlarn deneyimlenebilir biimde gzlemlenmesi bakmndan sorgulanabilir.) Kant ayrca isel ahlak yasasnn, hr, lmsz bir ruhun imas olduunu doru biimde alglamt. Ne yazk ki, bu isel benlie eriimimiz olmadna inanmaktayd. Kant iin, ahlakn bittii yerde ceza ve dl sistemiyle birlikte din balyordu. Basite sylersek, dinler iyi davranlar iin lmden sonra cennette dllendirileceimizi ya da kt davranlarmz iin lmden sonra cehennemde cezalandrlacamz iddia etmektedirler.

MATERYALIST REALIZMIN TUTUMU: FAYDACLK

Sk sk "en ok sayda insan iin en ok mutluluk" diye zetlenen faydaclk, on dokuzuncu yzylda Jeremy Bentham ve John Stuart Mili adl filozoflar tarafndan gelitiril-

358

dealist Bir Ahlak Teorisi

363

miti.5 Bu felsefe Batl psiede basknln srdryor; zellikle de Amerika Birleik Devletleri'nde. Mutluluk temelde zevk ile tanmlanr: En ok sayda insana en ok zevk miktar veren ey nihai anlamda iyidir. Faydaclk; materyalizmin, yerelliin, nesnelliin, epifenomenalizmin ve determinizmin ilgin bir karmdr. Bunlarn hepsi de materyalist realizmin elemanlardr. Sadece maddesel (nesnel ve mekansal) -altn, seks, g vb.- gibi eyler mutluluk getirir. Demek ki onlarn peine dmeliyiz. Hedonizmi (zevkilii) hatrlatabilir korkusuyla, meselenin bireysel mutluluk olmad fikri de sosyalizmden eklenmitir. En yksek seviyiye getirmemiz gereken, toplumun ortalama mutluluudur. Bir sava, birka kiinin cann yakacaktr ama ounlua mutluluk getirecekse hakldr. Faydacla gre, ahlaki kayglar nesneldir. Bir eylemin zevk veya strap verilerini inceleyerek, ona tm toplum karsnda bir mutluluk deeri ve bir mutsuzluk deeri atfedebiliriz. Hatta Bentham, bir eylemin mutluluk endeksini hesaplamak zere sama bir hazc hesaplama gelitirmitir. ou filozof faydaclk altnda bile doru yolu izlemede zgr olmamz gerektii sonucuna varmaktadr. Ancak yakndan bakldnda, bu felsefenin altnda ahlaki bir meseledeki znelliin (ya da kiisel seimin) ilgisiz bir epifenomen olduu ve ciddi bir rol oynamad yolundaki kat inancn saklanmakta olduunu grrz. Yani seiyor olduumuzu sanabiliriz ama bu aldatc dnmedir. Olaylar ve eylemler doal (deterministik) bir yasay izlerler. Ahlak teorisi sonucu tahmin etmemizi ve dolaysyla kontrol (szde iyinin yanna geerek) kazanmamz salar. Bir eylemin iyilik ve ktlnde sezgi hibir rol oynamaz nk bu felsefede sezgi mevcut deildir. Son olarak, faydaclk kiisel sorumluluktan da hi sz

etmez: Bizler determinizmin yaratklaryzdr. Ahlaki kayglar nesnel bir ahlak bilmini (realist ahlak bilimini) izledii srece her ey determinizm felsefesiyle uyumludur: Seim ve sorumluluk meseleleri ortaya kmaz. Ancak bugn bile her ne kadar toplumsal dzeyde en ahlaki kararlar bile faydac felsefeye dayanarak alyor grnyor olsak da kiisel dzeyde Kant'n dncesi bize hala dokunmaktadr. Birok kii hala iteki ahlak yasasn izlemekte ya da onun yznden ikence ekmektedir; bazen de her iki durum geerlidir. Bazlarmz zevk hesap cetveli gibi teebbslerin geerliliini sorgulamaktayz; dierleri faydac ahlakn doal yasalarla uyumu konusunda glkler yaamaktadr. Biroklar faydac ahlak felsefesinde ahlaki sorumlulua yer olmayndan rahatszdrlar. Faydaclk biimindeki realist ahlak biliminin eksik olduu yolundaki fikir birlii gittike bymektedir. Bu ahlak bilimi, birok hakiki znel deneyimin geerliliini ya da yararn inkar etmektedir.

IDEALIST AHLAK

Klasik makineler olmadmz varsayn. Ya bu kitabn iddia ettii gibi, bizler ikili kuantum-klasik sistemler olarak tezahr eden uursak? Kuantum evrende daha sahici ve tam bir ahlak bilimi oluturabilir miyiz? Kuantum modunda zgrce ve yaratclkla eylemde bulunmann yaratlmzdan gelen bir ayrcalk olduunu fark ettiimiz anda, ahlakn znel unsurlar hakkndaki tm argman da gereklik haline gelmeye yakndr. Eylemlerimizde hr olduumuzu kabul etmek, eylemlerimizden sorumlu olduumuzu kabul etmemizdir. yleyse ahlaki deerler sorumluluk kurallar, grev

358

dealist Bir Ahlak Teorisi

365

kurallar, yaplmas ve yaplmamas gerekenler listesi mi olmaldr? Kuantum teorisi uurumuzu seen olarak tanmlar. O zaman idealist ahlakn amac kt seimlere kar iyi seimleri tanmlamak, doru ve yanl realist ahlakn yaptndan daha iyi kategorize etmek midir? lk bakta basit grnyor. rnein, altm kural hatrlayn: Bakalarna, size davranlmasn istediiniz gibi davrann. Bu kural idealist metafizikten de tretebilir miyiz? Elbette, tanm gerei zdeyiin kkeni udur: nk hepimiz tek uuruz. Bir bakasnn cann yakmak kendi cann yakmaktr, ya da tersi. Bir bakasn sevmek, kendini sevmektir. Peki seim yapmadaki kriteriniz, grev kriteriniz bu altn kural ise? Varsayalm ki siz ve en yakn arkadanz can yelekleriniz olmadan bir sandalla glde balk tutuyorsunuz. Sandal batarsa ne yaparsnz? yi bir yzc deilsiniz ama kyya kadar yzebileceinizi dnyorsunuz. Ancak arkadanz hi yzemiyor ve panie kaplm durumda. Eer kendinizi seviyorsanz, kendinizi kurtarmay deneyeceksinizdir. Eer arkadanz da kendiniz gibi seviyorsanz, onu kurtarmaya kalkacaksnz. Mantkl olan, hayatta kalmak iin en byk olasl gerekletirmektir ama biliyoruz ki birok kez insanlar birbirlerini kurtarmaya alrlar, hatta birbirlerine tamamen yabanc olsalar bile. Altn kural bu ikilemi zmeye yardmc olabilir mi? Ahlakn hedefi doruluktur, iyiliktir. nl idealist dnrler tarafndan gelitirilen kurallar olan On Emir ya da Buda'nn Sekiz Katl Yolu gibi ahlaki kurallar vicdanen renmemiz bundandr. Kurallar ezberlersek, bu kurallarn bize, stnde kavak noktalar aka belirtilmi bir haritas olan, hayatn deiimleri iinden geen ve bizi en sonunda yi nsan, Ahlakl nsan diye ilan edileceimiz bir zirveye doru gvenle gtren bir yol aacana safa inanrz.

Heyhat, durum bu kadar basit deildir, hepimiz bunu yeterince sert biimde kefetmiizdir. Yazl yasayla ruhun yasalar arasndaki fark kefederiz. yinin yorumlan veya trevleri arasnda atma olabileceini kefederiz, tpk yukardaki sandal kazas senaryosundaki gibi. dllerin ve cezalarn ahlaki erdemler baznda datlmadn kefederiz. yilik Zirvesine Giden Yolumuz stndeki birok nemli kavaktaki iaretler akac birileri tarafndan yok edilmi ya da baka ynlere evrilmitir. Bilge ve dnceli insanlar tarafndan yazlm birok ahlak kitabnn bizler iin ahlak sorununu zememi olmasnn sebebi budur. Ahlaki atma stne gzel bir durum analizi yapan Sartre, nihayetinde insanlarn kendi sezgilerine veya duygularna gre bir yol semeleri gerektii sonucuna varmt.6 Sartre neden sz ediyor? Sartre'n dncesini, benliin kuantum teorisinden kan klasik ve kuantum modlar fikirlerine uygulayarak inceleyebiliriz. Her eyden nce, her iki mod da bizlerde aktiftir. Kuantum modunda seme zgrlne sahip olmamza karn, sanki klasik makinelermiiz gibi tepki verme eilimine sahip, klasik biimde koullanm varlklarz. Bu seim yapmaktan kanma eilimi, sorumluluktan kanma eilimine doru geniler. Kuantum modda zgr olmak isteriz ama yine de bu zgrlk iin bir haritaya sahip olmak da isteriz. Ne yazk ki, haritas karlm herhangi bir yol, klasik bir yoldur, sabit bir yoldur ve her durumda ahlaki bir hedefe dosdoru gitmesi art deildir. Bu nemli durum iyi anlalmaldr. Sartre bunu anlamt. Varoluu ahlak bununla ilgilidir. Sonsuz deikenlik gsteren belirli durumlara genel ahlaki ilkeleri uygulamann zorluunu anlamak, kendimizin ve dierlerinin ahlaki davranndaki baz tutarszlklar kabullenmemize, daha

366

dealist Bir Ahlak Teorisi

367

az yarglayc hale gelmemize yardmc olur. Demek ki ahlak hayatta tezahr ettirmekten sz etmeksizin ahlak formle etmek imkanszdr. lgin ama bu durum Kant'n ve (herkesin) u sorusuna cevap vermeye de yardm edecektir: Niin ahlak kurallarna uyuyorum?

NIIN AHLAK KURALLARNA UYUYORUM?

Ahlak ilkelerinin, ahlakn nasl tezahr ettirileceine dair titiz talimatlar olmadan bir insan neslinden dierine sadakada gemi olmas gln bir durumdur. Dnme ynelik bir geliime adann apak bir balam olmakszn bir kiinin gerekten bu ilkelere gre yaamas imkanszdr. Uygun biimde anlaldklarnda, ahlak kurallar aslnda dsal eylemler iin belirlenmi kurallar olmayp, dsal eylemde bulunmann yannda isel tefekkr iin talimatlardr. Bunlar bizlerde zgrl tezahr ettirmek, kuantum modunda eylemde bulunma yeteneimizi kolaylatrmak iin tekniklerdir. Demek ki, "Komunu kendin gibi sev," deyii bir davran kural olarak oumuz iin yararszdr nk kendimizi gerekten sevmemekteyiz ve dolaysyla daha iin banda sevginin ne olduunu bilmemekteyiz. Bu emrin znde komumuzdan ayr olmadmz fark edi yatmaktadr. Dolaysyla, kiinin kendini sevmesi kendi komusunu sevmesidir ya da tersi. Demek ki grev basittir, sevmeyi renin. Sevgi bir ey deil, bir olma eylemidir. Olabildiince srekli uygulanan bir tefekkr olan sevgi, belirlenmi bir davran takm ya da zevkli bir tepki olan sevgiden farkldr. Bir tefekkr olan sevgi, ego snrlarmz biraz yumuatmamz salar; komumuzun uurunun arada bir farkndalmza girmesine izin verir. Sevgi, sabr ve sebatla biz-

lerin iinde oluur. Ve dtan empoze edilmeyen ya da davransal sevgi biimlerinden tretilmeyen bu sevgi, davranmz dntren ve komumuza temas eden eydir. te, Kant'n ahlak felsefesini incelediimizde kanlmaz olarak ortaya kan bir sorunun cevab. Eer "Grevini yap" cmlesi evrensel bir kategorik zorunluluk ise, niin bazlarmzn bu grevden dolay eziyet ekerken, bazlarmz ekmiyor? Cevap, ilk olarak, Kant'n da bizzat kabul ettii gibi, ahlak ve isel ahlak kurallar, tm benliimizi bulmak iin isel ben'imizden gelen tavsiyelerdir. kincisi ve daha nemlisi, grevini yap emri sadece kendi tam benliini aratrmaya, egonun tesindeki buddhi dzeyine uyanmaya yeminli olanlarmza dokunmaktadr. Eer ego benliimize taklr, yar yolda kalrsak bu isel emirleri duyma yeteneimizi derece derece kaybederiz. Dinlerin dl ve ceza fikirleriyle doru noktaya temas etmeleri ilgintir. Ahlakl davrann dl gerekten de cennettir ama tealemde deil. Cennet bu yaamdadr; cennet bir yer deil, kuantum mekanszlnda yaama deneyimidir. Aksine, ahlaki zorunluluktan kanmak ise ego dzeyindeki varoluu srdrmek ve kiinin kendini cehennem hayatna mahkum etmesidir. Gnah nedir? Bu soruyu sormak nemlidir nk dinler sklkla enerji ve tesirlerini gnah, ktye kar iyi, dl ve ceza fikrine odaklamaktadrlar. ou din gnahn cezas olarak lmden sonra cehennemin bir trn tasvir etmektedir. ou din ayrca gnahkarn cehennemden kaabilmesi iin lmden nce gnahn balanmas veya affolunmasn salarlar. Ahlak hakkndaki kuantum grnde tek gnah, kiinin kendini ve dierlerini klasik ileyie kilitleyerek tamamen fosilletirmek, kiinin ve dierlerinin kuantum moduna

368

dealist Bir Ahlak Teorisi

369

eriimini ve de zgrlk ve yaratcl tezahr ettirmesini engellemektir. (Bu, Hristiyanln Tanr'dan ayrlma olan ilk gnah kavramyla tamamen tutarldr.) Bu duruma gz yummakla, sonumuz cehennem olur: ego hapsinin dnyadaki cehennemi, tpk u hikayedeki gibi: yi bir adam lr ve beklendii gibi, kendisini cennet gibi bir yerde bulur. Karn atr, oradaki grevliden yiyecek ister. "Tm yapman gereken arzulamak," diye cevap alr. Harika! Ama kendi isteine gre dzenlenen ziyafet bittikten sonra yalnzlk hisseder. "Keke yanmda bir kadn arkada olsayd," der grevliye ve bir kez daha tm yapmas gerekenin arzulamak olduu cevabn alr. Bylece arzular ve tam istedii gibi olan gzel arkadayla zaman geirir. Derken skldn hisseder ve bir kez daha grevliye gider: "Bunu ummuyordum," diye ikayet eder. "nsann sadece cehennemde sklacan ve tatmin olmayacan sanrdm." Grevli ona bakar ve yle der: "Sen nerede olduunu sanyorsun?" Ego benliklerimiz sklkla iyi ve kt gibi kutuplu kavramlar ortalayarak bir denge bulmaya kalkrlar. Klasik modun bu ikiletirici eilimi ok soruna yol aar nk kastl olsun ya da olmasn mutlak standartlarla yargda bulunmaya yol aar. Bylesi yarglar sklkla kiinin potansiyelini snrlar. Bir ahlak kuraln ya da baka bir kural bir bakasna dayatmak ahlaki zorunluluumuz deildir nk byle yapmak o kiinin zgrlne mdahaledir. (Bu, bakalarnn zgrln aka ve hataya yer vermeyecek biimde tehdit eden bir kiiyi bundan alkoyamayacamz anlamna gelmez. Toplumsal faydacln da idealist ahlak iinde yeri vardr; tpk bilimsel realizmin idealist monizm iinde yeri olma-

s gibi.) Hi kimse bir dierine bir ideolojiyi dayatmasa dnya stndeki ne kadar ok atmann ortadan kalkacan bir dnn! Peinde olduumuz dntrc iyi kuantum modun iyiliidir: hem iyi hem de kt kutuplamasn aan iyi. Bu, atman uurunun iyi kavramdr. Uygulanmayan vaaz etmek tehlikeli olabilir. oumuz ahlaki doruluk adna oluturulan irkin tablolar gzmzde canlandrabiliriz nk tarih ahlakllk adna aza alnmayacak zalimlikleri kaydetmitir. Gandi ahlakn ana kuraln anlamt: Ahlak saf isel kkleri olan bir ruhsal uygulama olmaldr. Kadnn biri kk kzn Gandi'ye getirmi ve "Kzma eker yememesini, bunun dileri iin iyi olmadn syleyin. Size sayg duyar ve size itaat edecektir," demi. Ama Gandi kabul etmemi. " h a f t a sonra gelin," demi. "Bakalm ne yapabiliriz." Kadn hafta sonra kzyla tekrar geldiinde Gandi kk kz kucana alm ve ona yumuak bir tarzda "eker yeme. Dilerin iin iyi deil," demi. Kadn utanga utanga ban sallam- Sonra anne ve kz evlerinin yolunu tutmular. Onlar gittiinde, Gandi'nin yardmclarndan biri rahatsz olmu bir ekilde ona kar km. "Bapu, o kadn ve ocuunun seni grmek iin saatler boyu yrmek zorunda olduklarn biliyor muydun? Ve sen onlar hafta iinde o mesafeyi iki kez yrttn! Neden ilk geldiklerinde kk kza t vermedin ki?" Gandi glm. " hafta nce eker yemeyi kesip kesemeyeceimi bilmiyordum. Ben kendim uygulayamyorken bir erdemi nasl savunabilirim?" Eer ahlak kurallar sabit ve aklc bir davran sistemi olsayd, deien bir dnyadaki tm hal ve artlar kapsamaya yetecek kadar ayrntl olabilir miydi? Bunun yerine, ahla-

371

dealist Bir Ahlak Teorisi

369

ki seimlerin mulak bir tarzda ifade edilmesi en iyisidir. Mulaklk yaratcl besler ve yaratclk da sklkla ikilemlere ahlaki zmler bulmak iin zorunludur. rnein, nceden anlatlan sandal kazas senaryosunu dnelim. Bu zor duruma altn kural uygulamadaki sorun udur: Bouluyor olsanz, phesiz arkadanzn sizi kurtarmasn istersiniz ama eer bu giriimin her ikinizin yaamna mal olacan bilecek olsanz, onun kendisini kurtarmasn istersiniz. Durumun belirsizlii bir mulaklk, yani neyin ahlaki olduu konusunda kanlmaz bir phe yaratr; bunu ancak yaratc bir tepki zebilir. phe hakkndaki son teorisini bir hapishane hcresinde gelitiren Rus fiziki Yuri Orlov, salkl phenin geliiminde bir krdmn zelliklerini grmektedir. Bilgi girii, phecinin zihninde iki rekabeti durum yaratr ve pheci bundan kaamaz. zm, Orlov'a gre yaz-tura atmak deil yaratclktr: "Bir atmann mevcut olmas arttr: Bir yanda ikilemi zmek imkanszdr, te yanda ise onu zmek ve kiinin diyelim ki bir rastgele say retecine deil kendi i sesine gvenmesi arttr."7 Orlov'a gre, hibir mantkl zm olmamas sebebiyle phe oluur. Mantk sadece seenekler arasnda paradoksal bir salnma neden olur. Ayns ahlaki ikilem iin de geerlidir. Mantk ahlaki bir cevaba varmaya yetmediinde, byle bir cevaba ancak yaratc bir kuantum sramasyla ulalabilir. Mantk eli sk bir zme ulaacak kadar esnetildiinde bile, yaratc bir yaklam sorunun balamnda gerekten de devrim yaratacak trden daha zengin bir zm retir. Ahlak, kendi znde i yaratclk, yani kuantum benliimizle dntrc bir karlama ieriyor grnmektedir. sa'nn "br yanan evir" tarzndaki balayclmda sakl olan ve klasik modumuzdayken barndrmas bizim iin ok g

olan mesaj budur. deal olarak kabul ettiimiz ama kiisel kk dmelerimiz karsnda verdiimiz tepkilerde uygulamay ok zor bulduumuz ey, ite bu, kuantum buddhi benlie eriimdir. Kuantum benlie eriimi artrmak, yaratcl ve hr iradeyi artrmak iin psienin radikal dnmne and imi olmalyz. Aksini beklemek hayaldir. ou peygamberin hatas, dntrc ynelimin temel olduunu yeterince vurgulamam olmalardr. Dtan uygulanan reeteler, yara bandyla tedavi trndendir. Hayr, insanlar drst oynama, dl ve ceza gibi geleneksel kavramlarla grnrde alamaz atmalara ve de mutluluk ve szde iyi bir hayat arayn destekleyen dier toplumsal szlemelere dahil olmakszn, bir ideali tezahr ettiremezler. Kuantum modunda, nyargl cevaplardan kanrz: Yaratclk hedeftir; klasik koullanmann bir eylemi olan nceden verilmi ahlaki formllerin kestirmesine sapma otomatiklii olmadan daha geniletici olaslklara ak kalmalyz. Hedef, insanlar glde boulan arkada gibi durumlar iin mucizevi zmler bulmalar iin glendirmektir. Byle yaratc bir mdahale, orta yal bir kadn yaralanan olunun ya da kocasnn stnden koca kamyonu ya da arabay kaldrdnda mutlaka devrededir. zgrlk iin en byk potansiyeli deneyimlediimiz yer belki de ahlaktr. Demek ki temel idealist ahlak ilkesini, kendimizin ve dierlerinin kuantum moduna, yani varln (hem zgrl hem de yaratcl ieren) buddhi dzeyine eriimini korumak ve glendirmek olarak tanmlayabiliriz.8 Gelin, ahlakll yaantmzda tezahr ettirme yolculuu asndan, idealist literatrde sergilenen yaklam (ruhsal hayatn farkl safhalarn) adm adm inceleyelim. nk i yaratclk yolculuu rn, yani benliimizin dnm tamamlanana ve

dealist Bir Ahlak Teorisi 372

37i

dierlerinin grmesi iin iletiime sokulana dek tamamlanm saylmaz.

DEALST AHLAK UYGULAMASININ SAFHASI

dealist literatrdeki en iyi anlatmlarndan biri bu zette ele alacamz Bagavatgita'dr. Bu dnceye gre, insann ahlaki yolculuu ruhsal yol asndan grlebilir: eylem yogas (karma yoga), sevgi yogas (bhakti yoga) ve bilgelik yogas (jnana yoga). Egonun faydaclnn tesindeki insani ahlaksal geliimin her bir safhasnda bu yogadan biri baskndr; ancak bu yoga da ayn anda uygulanabilmektedir. Bu yogalarn her biri ahlaki eylemin bir uygulamasn iermektedir. lk safhada, eylem yogasnda, kii eylemin rnne balanmakszn nasl eylemde bulunacann uygulamasn yapar. Koullanmamzn doasn aka grmemize mdahale eden, egonun eylemden kacak rne gz dikmesidir. Koullanmamz grmedeki bu yeteneksizliimiz, grevlerimizi tanmamz engeller ve bizi ahlaki eylemlerden all oyar. Bu, hazrlk safhasdr. Koullanm eylemlerimizi grmeye balarz, bylece daha ahlakl eylemde bulunmay seebiliriz. Bu safha bazen dnyayla temel birliimizi fark ediimizle sonulanr: i yaratcln a-ha! deneyimi. Bir sonraki safha olan sevgi yogasnda (dinsel bir mecaz kullanmak gerekirse Tanr'nn arac olarak) bakalarna hizmet iin eylem yaparz. Bu dierkam safhadr, ahlaki eylemin orta sahnesi. Bakal -dier bireysel tezahrlerin grup deil de bamsz geerliliini- kefederiz. Grevlerin arsn duyar ve onu nemseriz. En byk saynn o soyut en byk iyilii iin deil de herkes iin iyi olana dorudan ve bize en

yakn tarz ve yolla hizmet ederiz. Bu grevlerin ne olduklar n grdmz anda, temel ahlaki grevlerden taviz verme yiz. Hizmetimiz kalbimizi bakalarna aar. Daha ok sevdik e, kendimize ve bakalarna ahlakl davranmay o kadar be ceririz. Bilgelik yogas olan nc safhada, irademiz ve benli in kuantum modunun iradesiyle mkemmel biimde ayn izgiye gelerek eylem yaparz. Bu ayn izgiye gelite, eg dzeyindeki irademizi, birletirici uurun andan ana yapt seimlere teslim ederiz. Bu, Hristiyan ahlak doktrinine ben zer: Senin muradn olsun. Ancak bu durumu ikinci ekliyle dnmek, "sen"in "ben"den ayr yorumland bir yanl anlamaya yol aabilir. Bu ayrm, kiinin dtaki bir etken iin kendi hr iradesinden vazgemesini nermektedir ama zaten "Sen", bu olgunluk safhasna gelindiinde "ben"den ayr deildir. Demek ki egoyu kuantum moduna teslim ederken, kii gerekten hr ve yaratc hale gelir. Dar anlamylasylersek, artk atma olmadndan ahlak kurallarnn rehberliine ihtiya kalmaz. Tm bunlar (ahlak kurallar, atmalar) birletirici uurun iradesinde erirler. Sonra sadece uygun, doru davran var olur. Son olarak, ahlak filozoflar rahatsz eden bir soruyuele alalm. Ya ahlakl hayat iyi hayatla atrsa? Bu, phesiz,kiinin iyi hayat nasl tanmladna baldr. Varlmznego dzeyinden buddhi dzeyine doru dnrken, mutluluk peinde'komak eklindeki iyi hayat tanm yava yava nee hayat tanmna doru deiir. Geici zevklerin peinde srekli komann yerini alan dzenli, btnlk iinde ve abalamadan kolayca yaanan ama ahlakl bir hayat, hizmethayatdr. Bu ikisi atabilir mi? air Rabindranath Tagore gibi uygulama yapan idealist de unu keferder:

Uyudum ve hayatn nee olduunu dledim. Uyandm ve hayatn hizmet olduunu grdm. Eylemledim ve grdm ki hizmet needir.

RUHSAL NEE
Bu KTAPTA, egonun tesindeki benlii kefetmenin temel idealist emasn grdnz. Bu din midir yoksa bilim mi? Peki felsefenin rol nedir? ingilizce religion (din) kelimesi "tekrar balanmak" anlamndaki religiere kknden gelir. Yetikin geliimi srecinin sonucu, aslnda balangta olduumuz eye, yani beyin-zihnin asli ilemlerine, bireysel olmayan benlie tekrar balanmaktr: Demek ki idealist program, bu anlamda gerekten dindir. Ancak tm byk dinlerde dalist eilimler vardr. ou dinde belirli bir reticinin tanrlatrlmas ya da belirli bir reti veya belirli bir inan sisteminin resmi ilan sz konusudur. Bunlar, son tahlilde almak zorundadr. Demek ki idealist plan, geliiminin son safhasnda tm dinlerin, inanlarn, inan sistemlerinin ve nderlerin tesine gemelidir. dealist plan bir bilim midir? Yetikin geliiminin safhalarnn hepsi olmasa da ounun (zayf nesnellik anlamnda) nesnel teste tabi tutulabileceine inanyorum, dolaysyla bir bilim olarak nitelenebilir. Pek de uzun olmayan bir sre nce psikolog Gordon Allport, zgrlk psikolojisi konusunda elimizde bir ey yok, demiti. Eh, ite sonunda bir zgrlk psikolojisi var. nsann ruhsal aray fenomenine, psikolojinin en yeni
375

376

Ruhsal Nee

377

uzants olarak baktmzda, belki de bilim ve din arasndaki son uzlama da salanm olacaktr. Bu zgrlk psikolojisinde, bilim ve din tamamlayc ilevlere sahip olacaktr. Bilim hem teorik hem de pratik olan daha ileri nesnel incelemelere giriecektir. Din bu ekilde edinilmi bilimsel bilginin yaylmasna giriecektir ama znel bir ekilde nk byle bir bilginin nesnel biimde retilmesi konu ddr. Her ikisini de talandran ve her ikisi iin de iaret direi olarak i grecek olan da felsefe olacaktr: yeni anlay ve kavraylarla zenginlemeye devam edecek olan idealist metafizik. Temel ve (bilimsel anlamda) dorulanamaz idealist metafizik, tek cmledir: uur tm varln temelidir ve benlik uurumuz, o uurdur. Bu hkmn basitlii, ayn zamanda onun zenginliidir. nsanlarn bu metafizii deiik zaman ve deiik kltrlerde yorumlama ve aklama abalarnn oluturduu engin felsefi literatre bakn. Bu kitap, sregelen idealist teebbse son katkdr; baskn biimde bilimsel olan kltrmz iin uygun bir katk. Ruhsal gelenekler iinde, ruhsal yaam tarz iin iki nemli neri su yzne kyor: Baskn olan, dnyann inkarna dayanr. Fenomenal dnya dukkha'dr, rahatszlktr, straptr, demiti Buda. Aziz Paul'n Hristiyanlnda, bir Hristiyanm tm hayat, ilk gnah iin bir kefarettir. Hint Vedanta felsefesinde de fenomenal dnya bir illzyon olarak grlr. Bu gelenekteki insanlar aydnlanmay, terki, nirvanay, kurtuluu aldatc strap dnyasndan kamann eitli safha ve biimleri olarak vurgulamlardr. Ruha dneriz nk maddesel dnyann bize sunaca bir ey yoktur; ruhsal ycelticileri en yksek erdem olarak ilan ederiz. Bu konumdan baklnca, dnyann kefi olan bilim, ruhsal geleneklere zt ve ters grnmektedir ve grnteki bu atallanma bilim ve ruhsallk arasnda husumet dourmutur.

Ancak, ruhsal disiplinler iinde asla baskn olmamalarna karn, her zaman dnyay onaylayan sesler var olmutur. Dolaysyla Japonya'da aydnlanmay vurgulayan Rinzai Zen'in yan sra dnyaya hizmet edebilelim diye efkatin uyanmasn vurgulayan Soto Zen de vardr. Hindistan'da, dnyay inkar eden Upaniadlar'n arasnda, kendisi hayatn iindeyken lmszln tadn karmay ilan eden a Upaniad' mevcuttur.1 in'de Taocular benzer ekilde dnyada bar ve nee dolu bir yaam felsefesini ilke edinmilerdir. Hindistan'daki Baullar da ruhsal neenin muhteemliine arklar sylemilerdi. Dnyay onaylayan karakteri sebebiyle ruhsal nee, geleneksel bilimin asli faaliyeti olan tezahr etmi doann kefini kucaklar. Demek ki, ruhsal nee felsefesiyle btnlemi bir bilimi -idealist bilim- sonunda gelitirmi olmamza amamak gerek. dealist bilim, dnya dinlerine vurgulamalarn deitirmeleri, temel strab da neeyi de, dnyay da ruhu da tanmalar konusunda meydan okumaktadr. Bu hedefin gerekletirilmesi, bilim ve din arasndaki son uzlama olacaktr. Bilimin, dinin ve felsefenin tesinde, biz ve hr irademiz var. Bagavatgita'nn son dizelerinden birinde Krina, Arjuna'ya idealist tarzda yaamak ya da yaamamak konusunda kendi hr iradesiyle bir karara varmasn syler. Bu karar, sizin, benim ve hepimizin kendi hr irademizle varmamz gereken karardr. Anket stne anket gsterdi ki, Amerikallarn ok byk bir yzdesi mistik deneyimler edinmitir. Keke bu deneyimlerini, varln buddhi dzeyine uyanmann temeli haline getirselerdi! Ve biroumuz yeniden bylendiinde, buddhi'de olduunda ve yaadnda, uur hareketindeki deime pekala dnyann drt yannda meydana gelebilir. Byle kitlesel uur hareketlerine rnesans denebilecei-

376

Ruhsal Nee

379

ni dnyorum. Bylesi deiim dnemleri birok kltr ve uygarlkta meydana gelmitir. Bir sonraki bu tarz rnesans, modern iletiim teknolojisi sayesinde ok zel bir deiim -belki bir doum- olacaktr: nsanlk artk karlkl balantldr. Sonraki rnesansn yanklar dnya apnda olacaktr. Bu, kresel barn rnesans olacak. Bagavatgita byle bir rnesansm olaylarn bir avatara'nn ya da retmenin gelii olarak resmeder. Gemite bazen byle avataralar yaltlm, tekil bireylerdi; baka zamanlarda bireylerden oluan gruplard. Ama dnya artk ok daha byk ve bir sonraki rnesansa yol amas iin daha nce grlmemi sayda bireyin avataralar haline gelmesine ihtiya duyuyor. Sizin ve benim yolculuumuzun, insanln paralanmlktan oklukta birlik haline doru muazzam ykseliinin gerekleecei zamana doru olduunu hayal edin. Bu gerekten de bir kahramann yolculuu olurdu.

KAHRAMANIN YOLCULUU

Birok kltrdeki mitler Joseph CampbeH'in kahramann yolculuu2 dedii bir tema iermektedir. Kahraman, dnyasndan ayrlmaktan dolay strap ekmektedir. Gizemli glerle yzlemek iin kendi bana yola kar ve sonunda (muhteem bir birlemeye) edindii bilgiyle birlikte zaferle dner. Eski Yunanllar atein yararlarna duyduklar takdiri, Promete mitinde ifade etmilerdi: Promete cennete gitmi, atein srrn tanrlardan alm ve onu insanla bir hediye olarak vermitir. Hindistan'da Gautama Buda, prenslik dnyasnn rahatln terk ederek nirvanasna yol aan kahramann yolculuuna kmt. Oradan Sekiz Katl Yol'un hakikatlerini retmek iin dnmt. srail'in kahraman Musa,

tanrsn Sina Danda aram, On Emri alm ve halkyla birlemek zere onlarla kagelmitir. Her durumda da tekrar kavuma bir btnleme retisini ne karmaktadr; sradan hayat deneyiminde ruhu tezahr ettirmenin yeni bir yolu. Kahramann yolculuu mitinin, bilimin, gerekliin doasn araynda tekrar sahnelendiini gryorum. Ancak eski gnlerin bireysel kahramanl yerini kolektif kahramanla brakmtr. Ad san duyulmayan birok bilim adam mitin safhasndan geip kahramann yolunda yrmlerdir. Bilimin teolojinin balarndan kopup serbest bir rota izlemesi iin, zihin ve maddenin ayrm tarihsel olarak kanlmazd. Canl ve uurlu olan da dahil tm maddeyi biimlendiren etkileimleri ve mekanii kavrayabilmek iin teolojik yanllk olmadan uursuz maddeyi incelemek artt. Bu fiziksel gler stnde tadn kardmz greceli efendilii elde etmek neredeyse drt yz yl srd. Bu ayrlma yolculuunda birok dnm noktas ve birok kahraman vard. Descartes yelken at. Hemen ardndan Galileo, Kepler ve Newton kahramanlar gemisinin dmencileri oldular. Darwin ve Freud ayrlmay, mekaniin yasalarn canl ve uurlu olann alanna genileterek tamamladlar ve ayrm yzlerce denizci (bilim adam) tarafndan korundu. Yirminci yzylda rzgar kahramanlar gemisi iin farkl ynden esmeye balad. Planck kuantumu, Heisenberg ve Schrdinger kuantum mekaniini kefettiler. Bu keifler eski materyalist, kartezyen rotay sonsuza dek deitirdi. Bertrand Russell'in belirttii gibi, yirminci yzyl biliminde, madde daha az maddesel ve zihin daha az zihinsel grnyordu. kisi arasndaki drt yz yllk uurum kapanmaya hazrd: Kahramanlarn dn balamt.

380

Ruhsal Nee

381

Promete geriye atei getirdi. Buda geriye Sekiz Katl Yolu getirdi. Her birinin dn toplumun dinamiinde bir devrimle, tam bir paradigma deiiklii patlamasyla sonuland. Bugn, kuantum mekaniini, onun yorumlanmas ve idealist bilim iinde zmsenmesinde Promete'nin ateinin ve Buda'nn asil hakikatlerinin paradigma deitirme kudretini gryoruz. Mitoloji, uur oyununun tarihidir. Eer uuru kefetmeyi reddederseniz, eer uurun bir epifenomen olduu fikrini reddetmekte baarsz olursanz o zaman mit sizi teet geer. Doruk noktas, kahramann dn; tm mitlerin en etkileyicisi imdi de oynanmaktadr ama pek az kii bunu aka grebilir. Bylesi bir krlk, yazar Marilyn Ferguson'u gelimekte olan paradigma deiikliini Kova a Komplosu diye adlandrmaya sevk etmiti. Bu, tarihin kaydettii en ak komplodur.3 Zihin-beden ve madde-uur dalizminden kalan mirastan, bugn zihin alanndaki birok bilim adamnn ne srme eilimi gsterdii gibi materyalist realizme dayanan monizmi ne srererek kurtulunamaz. Kanadal beyin cerrah Wilder Pendfield'in vurgulad gibi, "Bu iki eyin (zihin ve beden) bir olduunu aklamak, onlar bir etmiyor." Gerekten de etmiyor. Tutarsz olan ve idealistlerin (beden, zihin ve uuru, gereklik modelimize nasl dahil edeceimize ilikin) geerli kayglarna kulak asmayan monistik grler aceleyle kucaklandnda, eskilerinin yerini yeni klikler alyor. Burada ana hatlar izilen paradigma, hem idealist hem de materyalist tarafn kayglarn hesaba katan gerekten btnlemi fikirler stnde durmaktadr. Bu fikirler sadece kuantum fizii teorilerinde deil, bilisel psikoloji ve nrofizyolojideki laboratuvar almalarnda da ele alnmtr.

Daha yaplacak ok ey var. Yeni gr kuantum mekaniin tutarl bir yorumunu veriyor olmasna ve zihin-beden paradokslarn zyor olmasna ramen, tutarl bir tablonun ortaya kmasndan nce sorulacak bir dolu soru var. Eer uur dnyann dokumasysa, bu fikri dorulayan yeni laboratuvar deneylerini nasl buluruz? Bu, cevaplanmadan kalan sorulardan sadece biri. Yeni ve uura dayanan bir idealist bilimin bu blmde aratrlan fikirleri -bilimi idealizm felsefesine btnletirme abalarndan doan fikirler- ciddi ve kiisel incelemenize deecek trdendir. Eer bu deer bime sizi uuru aratrmaya, dnm iin kendi kahramann yoluna balamanza yol aarsa almam hakl demektir. Yzlerce yldr bilimin nesnelliine boyun edik ama yaamlarmzda znellii ve dini aziz tuttuk. Yaamlarmzn bir atallama takm haline gelmesine izin verdik. Artk bilimi, yaam tarzlarmz btnletirmek ve dinlerimizi yeniletirmek iin yardma arabilir miyiz? znel deneyimlerimizin ve ruhsal felsefenin bilimimize doru geniletilmesinde srarc olabilir miyiz? "Bir gn," demiti cizvit filozof Teilhard de Chardin "rzgarlar, dalgalar, gelgitleri ve yerekimini dizginledikten sonra... sevgi enerjilerini de dizginleyeceiz. Sonra dnya tarihinde ikinci kez insan, atei kefetmi olacak." Rzgarlar, dalgalar, gelgitleri ve yerekimini (eh, neredeyse) dizginledik. Sevgi enerjilerini dizginlemeye balayabilir miyiz? Tm potansiyelimize, yani kuantum ve klasik benliklerimize btnlemi bir halde sahip olabilir miyiz? Yaamlarmzn Sonsuz Olann ebedi srprizlerinin ifadeleri haline gelmesine izin verebilir miyiz? Verebiliriz.

Szlk

383

belirsizlik ilkesi: Bir kuantum nesnesinin momentumu ve konumu gibi tamamlayc niceliklerinin ayn anda tam llemeyecei ilkesi. Bell eitsizlikleri: Balantl kuantum nesnelerinin gzlemlenmesinin olas sonulan arasndaki matematiksel ilikiler takm; John Bell tarafndan gizli deikenlerin yerellii varsaymyla tretilmitir. Bell teoremi: Bell tarafndan kefedilen ve yerel gizli deikenlerin kuantum mekaniiyle uyumadn neren bir teorem. Benlik: uurun znesi. Bhakti yoga: Sevgi veya sadakat yogas. Bohm, David: Kuantum mekaniin yorumlanma sorununa hayli katkda bulunan ngiliz fiziki. Kendisi bir realist olmasna karn, Bohm akn alemi hayli takdir eder. Bohr, Niels: Bohr atom modelini kuran ve tamamlayclk ilkesini kefeden Danimarkal fiziki. Yaam boyunca, Kopenhag yorumunun en etkili szcs olmutu. Heisenberg'e gre, daha sonralar birok fizikinin kuantum mekaniini anlamasnda bir dnm noktas olan Bohr, pozitivist felsefeye (ve enstrmantalizme) hi itibar etmemiti. Bohr, kuantum fiziin garipliinde nemli bir eyin olduunu anlamt. bozunma: Bir atom ekirdeinin zararl radyasyon yayd ve farkl bir hale dnt sre. bozunmam dzey: Bir dolank hiyerarinin mantksal sreksizliinin tesinde olan ve oradaki bak noktasndan dolankln sebebinin ak olduu akn alem. Brovn hareketi: Bir sv iinde asl duran paracklarn, svnn moleklleri ile rastgele arpmalarnn neden olduu rastgele hareket. ekirdek: evresinde elektronlarn dnd, atomun ar ve en ortadaki ksm. ift yark deneyi: Dalgalarn zelliklerini belirlemek iin kullanlan

SZLK
anima: Erkein bilinalt kadn tasarm. Jung erkein bilinaltnda bir kadn aretipi bulunduunu ileri srerken bu aretipi anlatmak iin bu terimi kullanr. animus: Kadnn bilinalt erkek tasarm. antropik ilke: Evreni tezahr ettirmek iin gzlemcilerin art olduu nermesi; ayrca gl antropik ilke olarak da anlr. aretip: Maddesel veya zihinsel bir tezahrn ncl anlamndaki Eflatuncu fikir; ayrca kolektif uurun drtleriyle ve ilksel psiik srelerle ilgili bir Jung sembol. Aspect, Alain: Paris-Sud niversitesinden, 1982'de kendi adyla anlan deneyde kuantum mekanszln kesinletiren deneysel fiziki. akn alem: Paradoksal biimde fiziksel zaman-mekann hem iinde hem de dnda olan bir gereklik alemi. Bu kitaba gre, akn alem mekansz olarak yorumlanmaldr. Zaman mekanda sinyal alverii olmakszn balantlar kurma yoluyla zaman-mekandaki olaylara tesir edebilir. akn deneyim: Egonun tesindeki uurun dorudan deneyimlenmesi. atman: Egonun tesindeki yksek kozmik benlik anlamndaki Sanskrite szck; bu kitapta yaratc kuantum benlik iin bir terim olarak kullanlmtr.
382

384

Szliik

385

klasik deney; rnein, bir k dalgas bir ekrandaki iki yarktan geerken ayrlr ve bir fotoraf plakasnda veya floresan ekranda bir giriim deseni oluturur. ok anlaml szckler: Belirli balamlarda mulak grlebilen birden fazla anlama sahip szckler: rnein, kaz (bir kmes hayvan ya da kazma eylemi). dalga boyu: Dalga devrinin uzunluu; zirveden zirveye uzaklk. dalga fonksiyonu: Kuantum olaslk dalgalarnn dalga genliini temsil eden bir matematiksel fonksiyon: Schrdinger denkleminin bir zm olarak elde edilmitir. davranlk: Yirminci yzylda parapsikolojinin asli paradigmas. nsan davrannn aklamasnn, bir kiinin uyart-tepki-glenme modellerinin tarihesinde bulunabileceini savunur. Demokrit: Esasen Bat'daki materyalizm felsefesini kurmakla tannan eski Yunanl filozof. determinizm: Dnyann nedensel ve Newton hareket yasalar ve balang koullaryla (zaman-mekan evrenindeki nesnelerin balang konumlar ve hzlar) tamamen belirlenmi olduunu syleyen felsefe. devirsellik: bkz. kendine gnderme dolank hiyerari: Kategori dzeyleri arasnda bir ilmek; bir sreksizlie girmeden nedensel olarak izi srlemeyen bir hiyerari. Bir rnei, yalancnn paradoksudur: Ben yalancym. dalizm: Zihin (uur dahil) ve beynin iki ayr gereklik alemine ait olduu fikri. Ancak bu felsefe iki alemin, dnyamzda grdmz enerjinin korunumu kanunuyla elimeden nasl etkileebildiklerini aklayamaz. ego: Benliin koullanm unsuru. Einstein, Albert: Belki de yaam en nl fiziki; rlativite teorilerini kefetmitir. Dalga-parack dalitesi ve olasl gibi temel fikirler dahil kuantum teorisine byk katklar yapmtr. Son yllarnda, kuantum fiziin enstrmentalist (ve pozitivist) yorum-

lama eilimini bilimsel inanlarna uygun bulmuyordu. enerjinin korunumu kanunu: u ana dek her bilimsel deneyde dorulanm olan, maddesel evrenin enerjisinin sabit kald fikri. enstriimantalizm: Bilimi deneysel verilerin analizinde ve yeni teknolojiye klavuzluk etmede sadece bir enstrman olarak gren ve metafizik meselelerde bilime itibar etmeyen felsefe. epifenomen: kincil feomen; bir eyin asl unsurura bal olarak mevcut olan ey. epifenomenalizm: Zihin fenomenleri ve uurun, maddenin ikincil fenomeni olup alt yapnn maddesel etkileimlerine indirgenebilir olduu fikri. epistemoloji: Bilginin yntemlerini, kkenini, doasn ve snrlarn inceleyen felsefe dal; ayrca nasl bildiimizi inceleyen bilim dal. esir: Atomlar arasndaki boluu ve btn evreni doldurduu varsaylan, arl olmayan, s ve ileten tz (cevher). EPR balants: Bir sre etkileen ve sonra etkilemeyi kesen iki kuantum nesnesi arasnda mesafe olmasna ramen sren faz ilikisi. Bu kitaptaki modelde, EPR balants nesneler arasndaki yerel olmayan, potansiyel bir tesire karlk gelir. EPR paradoksu: Kuantum mekaniinin eksikliini gsterebilmek zere Einstein, Podolsky ve Rosen tarafndan icat edilen paradoks; ancak paradoks kuantum mekanszln kantna giden yolu at. Bkz. EPR balants. ezamanllk: Nedensel olmayan ama anlaml tesadfler; Jung tarafndan kullanlan bir terim. Faraday kafesi: Tm elektromanyetik sinyalleri engelleyen metal odack. farkndalk: Dnceler gibi uur nesnelerinin fark edilebildii zihin "uzay"; maddesel nesnelerin hareket ettii fiziksel uzaya benzetilir. faydaclk: Ahlakn "en byk say iin en byk iyi" hedefini ama-

387

Szliik

391

layan bir kural olduu teorisi. faz ilikisi: Nesnelerin, zellikle dalgalarn hareketinin fazlan (durumlar) arasndaki iliki. fotoelektrik etkisi: Yksek frekansl k stne tutulduunda metalden elektronlarn kopmas. frekans: Saniye bana dalga devir says. Freud, Sigmund: Modern piskolojinin kurucusu. nsanlar kat felsefi kategorilere snflayanlar iin bir muammadr. Yazlarnn ou materyalist realizmi desteklemesine karn, uurd (uuralt) kavram bu felsefeye uymaz ve bu sebeple eletiriye uramtr. genlik (amplitd): Bir dalgann denge durumundan maksimum deimenin bykl. gereklik: Yerel ve yerel olmayan, ikin ve akn sz konusu olan her ey. Zaman-mekan evreninde gerekliin yerel, ikin unsurlarn anlatmada kullanlr. geribesleme sistemi: Aa dzeyin yukar dzeyi etkiledii ve yukar dzeyin tepki verdii ve aa dzeyi etkiledii hiyerarik sistem. rnein, ss termostatla kontrol edilen bir oda. giriim: Mekann ayn blgesinde rastlaan iki dalgann etkileimi. Bu dalgalarn tekil dalgalanmalarnn cebirsel toplamna eit net bir dalgalanma retir. giriim deseni: ki (ya da daha fazla) dalgann sperpozisyonunun rettii dalga kargaasnn baz yerlerde glenerek baz yerlerde birbirilerini sndrerek oluturduklar desen. gizli deikenler: Bohm ve dierleri tarafndan kuantum mekaniinde determinizmi ikame etmek amacyla ne srlen bilinmeyen (gizli) parametreler; Bell teoremine gre, herhangi bir gizli deiken mekan-zaman dndaki bir dnyada mevcut olmaldr. Dolaysyla materyalist realizmle tutarl deildir. Gdel teoremi: Kayda deer herhangi bir matematiksel sistemin ya tamamlanmam ya da tutarsz olmas gerektiine ilikin mate-

matiksel teorem; bir matematiksel sistemin kendi aksiyomlar iinde kantlanamayacana dair bir nerme her zaman vardr ve bu nermenin geerliliini sezebiliriz. gunalar: Kadim Hint psikolojisinde, ada terminolojideki psikolojik drtlere karlk gelen uur nitelikleri. guna vardr: sattoa (yaratclk), rajas (libido) ve tamas (koullanm cehalet). gl nesnellik: Bkz. nesnellik, gl. Heisenberg, Werner: Kuantum mekaniini kefedenlerden biri olan Alman fiziki. Kuantum fiziinin kurucular iinde, kuantum fiziinin idealist doasn belki de gerekten en iyi anlayan ve savunan kiidir. Kuantum mekaniinin kefi, fizik tarihindeki en yaratc olaylardan biri olarak kabul grmektedir. Hofstadter, Douglas: Yapay zeka aratrmacs ve fiziki; Gdel, Escher, Bach adl kitabn yazardr. holizm: Btnn, paralarnn toplamndan ilev ya da anlam bakmdan daha byk olduu fikrine dayanan felsefe. hr irade: Gerekli bir neden tarafndan belirlenmeksizin seme zgrl. Bu kitaba gre, bizler ikincil dzeyde renilmi, koullanlm tepkilere hayr dediimizde hr irademizi kullanm oluruz. k hz: In yol alma hz (yaklak saniyede 300.000 km); ayrca doann zaman-mekanda izin verdii en yksek hzdr. ikin gereklik: Bkz. tezahr dnyas. id: Kiilik d bilinsiz blge. Freud'un ego adyla adlandrd kiilik ya da benlik blgesi, id'in bir blmnn giderek gelimesi sonucunda oluur. Ego blgesi, id blgesinin karsnda d dnyay simgelemek ve d dnyayla arparak id'in yok olmasn nlemek amacyla belirir. d gereklere uymaz ve varl yok olmaya srkler. Ego ise onu gereklere uydurarak kurtarr ve srdrr. idealizm: Gerekliin temel unsurlarnn madde kadar zihni de iermesi gerektii fikrini savunan felsefe. Bkz. idealist monizm.

389

Szliik

391

idealist monizm: uuru asli gereklik, tm varln temeli olarak tanmlayan felsefe. stnde fikir birliine varlm, deneyimlenebilir bir gerekliin nesneleri; uurun modifikasyonlarndan doan epifenomenlerdir. uurlu bir deneyimin, ne znesinde ne nesnesinde, uurdan ayr bir benlik doas mevcuttur. ikili (binary) mesaj: 0 ve 1 gibi iki deiken kullanlan bildirim. indirgemecilik: Genelde fenomenlerin ve yaplarn, onlar oluturan bileenlere ve onlarn etkileimlerine indirgenebilecei ve bunlarla tarif edilebilecei felsefesi. irtibat beyin: Sir John Eccles'in dalist felsefesinde, beynin, kendisini gerekliin zihinsel dzeyine balayan paras. ilevcilik: Bilgisayarn donanm ve yazlm benzetmesini kullanarak zihni, ilev ve beyni, yap olarak gren beyin-zihin felsefesi. jnana yoga: Mdrikeyi, mdrikeyi amada kullanmaya dayanan yoga]ung, Cari G.: Modern psikolojide kendi adn tayan gl bir akm kuran psikolog. Kolektif uurd kavramyla ve fizik ve piskolojinin bir gn birlemeleri gerektiine dair uzakgrllyle nldr. Kant, Immanuel: Ahlak felsefesi, kategorik zorunluluklar fikrine dayanan idealist filozof. kaos teorisi: Hareketi balang koullarna ok duyarl olan baz deterministik klasik sistemlerin (kaotik sistemler denir) uzun vadeli tahminlere uymayaca teorisi. Materyalistlere gre, kaotik sistemlerin bu nceden belirlenebilen ama tahmin edilemeyen zellikleri, znel fenomenleri anlatmak iin uygun bir model gibi kullanlabilmelerini salamaktadr. karma yoga: Eylem yogas; kiinin eylemde bulunduu ama kiisel ilgisini eylemin rnne teslim ettii yoga. karlkllk ilkesi: Bohr tarafndan kefedilen, (sradan koullarda ou makro cisim tarafndan salanan) belirli snrlayc artlar altnda kuantum matematiin Newtoncu klasik matematik gibi ayn hareketi tahmin ettii fikri.

kategorik zorunluluk: Filozof Immanuel Kant'n, i kaynakl emirler duyduumuz iin ahlakl davrandmz yolundaki fikri. kendine gnderme: Benliin, kendine gnderme yapt mantksal dng, ayrca bkz. devirsellik. krnm deseni: Dalgalarn, engellerin etrafnda kvrldklarnda veya yarklardan getiklerinde meydana getirdikleri dalga titreimlerinin srayla glenmesi ve snmesiyle meydana gelen desen. kimlik teorisi: Her zihin halinin, beynin belirli bir fiziksel haline karlk geldii ve onunla zde olduu fikrine dayanan felsefe. kiilik tesi psikoloji: uurumuzun koullanm, bireysel egonun tesine uzanarak birletirici ve akn bir unsuru ierdii fikrine dayanan psikolojik ekol. kiisel uurd: Freudcu uurd (uuralt); uurlu eylemlerimizi uurd drtler yoluyla etkileyen genetik olarak programlanm igdlerimizin ve bastrlm kiisel anlarmzn arenas. klasik benlik: Bu kitapta benliin koullanm modunu, egoyu anlatmak iin kullanlan terim. klasik determinizm: Bkz. determinizm. klasik ilevcilik: Bkz. ilevcilik. klasik mekanik: Isaac Newton'un hareket yasalarna dayanan fizik sistemi. Bugn ancak kuantum mekaniinin zel bir durumu olarak makro nesneler iin yaklak olarak geerli halde kalmtr. koan: Zen budist geleneinde zihni anlayta bir sreksiz (kuantum) sray yapma amal kullanlan uyart, paradoksal ibare veya soru. kolektif uurd: Birletirici uur. uurumuzun zaman, mekan, kltr aan ancak bizim farknda olmadmz unsuru. lk kez Jung tarafndan kullanlan bir kavram. Kopenhag yorumu: Kuantum mekaniinin Bohr ve Heisenberg tarafndan gelitirilen standart yorumu. Belirsizlik, tamamlayclk,

390

Szliik

391

karlkllk ilkelerine, olaslk yorumu ve kuantum sistemiyle lm iin kullanlan aygtn ayrlamazl fikirlerine dayanmaktadr. kozmoloji: Evreni yneten genel yasalar aratran bilim. krgrii: uurlu farkndalk olmadan grmek. kuantum: Belirgin bir enerji paketi; alnp verilebilecek en kk enerji ya da fiziksel nitelik birimi. kuantum benlik: Benliin, egonun tesinde yer alan ve gerek zgrlk, yaratclk ve insani deneyimin mekanszhmm iinde barnd asli zne modu. kuantum ilevcilii: Bu kitapta nerilen, hem klasik hem de kuantum bileenleri ieren beyin-zihnin fonksiyonel ve yapsal makinesine ilikin felsefe. kuantum mekanii: Kuantum (belirgin bir miktar) ve kuantum sramalar (sreksiz bir gei) fikirlerine dayanan ve ilk kez atomik nesneler arasndaki iliki incelenirken kefedilen bir fizik teorisi. kuantum sray, sramas: Bir elektronun, bir atomik yrngeden dierine, yrngeler arasndaki mekan katetmeden sreksiz geii. kuantum zihin: Beyin-zihnin kuantum yapsndan doan zihin halleri. kresel alma alan: Bkz. zihin alan. libido: Yaam gc anlamna gelen, sklkla cinsel drt anlamnda kullanlan Freudcu deyim. madde dalgalar: Kuantum mekanie gre, dalga zellikleri gsteren elektron ve atom (ve hatta makro nesneler) gibi maddesel nesneler. materyalist realizm: Gerekliin sadece maddeden ibaret olduunu, tm eylerin (enerji ve alanlarnn da) maddeden yapldn ve uurun, maddenin bir epifenomeni olduunu savunan felsefe. makrocisimler: Bir top veya masa gibi byk lekli nesneler.

makrorealizm: Dnyann kuantum mikro nesneler ve klasik makro nesneler halinde iki tr nesneye ayrlm olduu felsefesi. mantksal pozitivizm: Metafizikten uzak durmamz ve sadece deneyimleyebildiimiz ve de deney yapabildiimiz eyler stnde dnmemiz gerektiini syleyen pragmatik felsefe. Marcel, Anthony: Kuantum teorisi bak asndan nemli olabilecek, mulak szckler takm deneyleri yapan bilisel psikolog. Masloo, Abraham: Monistik idealist ereveye dayanan kiilik tesi psikolojinin kurucusu. maya: Alglanan "Ben" ve dnya ayrl. lzyon olarak da evrilebilir. mistik deneyim: uurun egonun tesindeki asliliinde deneyimlenmesi. monizm: Zihin ve beynin ayn gereklie ait olduu felsefesi. mor tesi: Grnen ktan daha yksek frekansl k; mor tesi fotonlar grnen fotonlardan daha ok enerji tarlar. Ayrca ultraviyole diye de adlandrlr. nedensellik: Her sonucun ncesinde bir sebep olduu ilkesi. nesnellik, gl: Gereklik hakknda znelere ya da gzlemcinin katlmna ilikin hibir gnderme yapmayan teori; gzlemciden bamsz, ayr nesnelerin var olduu fikri; gereklik felsefesinin balca postlalarndan biri. nesnellik, zayf: Nesnelerin, gzlemciden bamsz olmadklar ama gzlemci kim olursa olsun nesnelerin hep ayn olmalar gerektii fikri. Kuantum mekaniin destekledii nesnellik, zayf nesnelliktir. Nevton, Isaac: Klasik mekaniin kurucusu. Nihilizm: Duyusal alglamalarn dnda hibir eyin olmadn savunan reti, felsefi akm. Yokuluk, Hiilik, nkariyye. normal modlar: Birok etkileen para ieren bir sistemin hareketlenme veya titreiminin kararl modlar. olaslk dalgas: Bir kuantum nesnesinin dalgas; bir noktada dalga

392

Szliik

391

genliinin karesi, parac o noktada bulma olasln verir. ontoloji: Varln esasn ya da temel gerekliin incelenmesi; metafizik. oyun teorisi: Oyuncularn hep tam mantkl olduklarn varsayarak oyunlar inceleyen idealize alma. zellikle, sfr-toplam oyunu, bir kazanan ve bir kaybedenin olduu bir oyunu anlatr. lm teorisi: Genilemi, ok yzl bir kuantum halin lm stne tek bir yz olarak nasl kt veya indirgendii teorisi. Bu kitabn yazarna gre, lm ancak farknda olan bir gzlemcinin uurlu gzlemi yoluyla tamamlanabilir. paradigma deiimi: Belirli bir zamanda bilimsel almay yneten st teoride ya da kapsayc dnya grndeki temel bir deiim. paradalga: Akn dalga ve ikin paracn tamamlayc unsurlarna sahip olan bir akn kuantum mekanik nesne. Planck, Max: Kuantum fikrinin babas. Planck sabiti: Doann temel sabitlerinden biri; kuantum aleminin leini tanmlar; bu sabitin kkl sebebiyle kuantum fenomenler genellikle alt-mikroskobik dnyayla snrldr. polarizasyon: In iki deerlilii, n ekseni boyunca veya verilen herhangi bir yne dik hzlanma kapasitesi. polar iliki: Biri belirli bir eksen boyunca (gzlem yoluyla tezahr eden) polarize olup ktnde, fotonlar arasndaki mesafe ne olursa olsun dieri de ayn eksen boyunca (gzlem yoluyla kesinletirilen) ken, fazlar ilikili iki foton. potans: Kuantum fiziin olaslk dalgalarnn akn alemi. pozitivizm: Bkz. mantksal pozitivizm. radyoaktivite: Belirli kimyasal elementlerin atom ekirdekleri bozunmaya urarken ayn anda zararl radyasyonlar yayma zellii. Radyoaktif bozunma, kuantum olaslk kurallarna uyar. rajas: Aktiflie eilimi anlatan Sanskrite szck; Freudcu terminolojide bir psikolojik drt olan libidoya benzer.

realizm: Gzlemcilerden veya znelerden bamsz bir deneyimlenebilir gerekliin mevcudiyetini ne sren felsefe. Bkz. Materyalist Realizm, rejenerasyon: yenilenme. rejeneratif: yeniletirici. rlativite: Einstein tarafndan 1905'te kefedilen ve zaman kavrammz, Newtoncu mutlak zamandan, cisimlerin birbirine greceli olan hareketleriyle deien zamana (greceli zaman) doru deitiren zel rlativite teorisi. saf zihin halleri: Beynin kuantum sisteminin bu kitapta nerilen normal modlaryla oluturulan kuantum zihnin durumlar; Jungcu aretipler bunlara rnek olabilir. samadhi: Kiinin benliin ve eyann gerek doasn idrak ettii, ego dzeyi kimliini ama deneyimi. satori: Samadhi iin kullanlan Zen terimi. sattva: Hint psikolojisine gre psikolojik drtlerden biri olan yaratcl anlatan Sanskrite szck. Schrdinger, Erwin: Heisenberg ile birlikte kuantum mekaniin kaifi olan Avusturyal fiziki; olaslkl olma yorumuna uzun sre kar kmt. Daha sonralar, idealist monizm felsefesinin baz unsurlarn benimsedi. Schrdinger'in kedisi: Kuantum matematii harfiyen yorumlandnda ve makro sistemlere uygulandnda ortaya kan kafa kartrc zellii anlatmak zere Schrdinger tarafndan yaratlan paradoks. sefirot: (tekil sefira) Batini Yahudi mistisizmi Kabala'da Yaratc Tann'nn kendini ortaya koyuuna araclk eden on treyi aamasndan her biri: Keter elyon (yce ta), halmha (bilgelik), bina (zeka), hesed (sevgi), gevura (kudret), tiferet (gzellik), netsa (sonsuzluk), hod (grkem), yesod (temel) ve malhut (krallk). Sekiz Katl Yol: nsan olmann gerei olan esas huzursuzluu (dukha)

394

Szliik

391

durdurmak zere Buda tarafndan aklanan sekiz yaam ilkesi. uur: (Orijinal, kendini ieren ve her eyin oluturucusu) varln temeli; beyin-zihin farkndal mevcut olduunda, kuantum dalga fonksiyonu olarak kendine gnderme yapp kerken, seen ve setiini deneyimleyen zne olarak tezahr eder. uurd alglama: Farknda olmadan alglama; bu kitapta, kuantum beyin halinde hibir kmenin olmad alglama. uurd: uurun olduu ancak farkndaln olmad gereklik (bu kitaba gre); bkz. ayrca kiisel uurd ve kolektif uurd. uur hali: uur iindeki deiken derecede farkndalk halleri; uyank hal, derin uyku, rya uykusu, ipnoz, meditatif haller vb. rnek gsterilebilir. takm teorisi: "Bir gibi dnlmesine izin veren Birok" tarzndaki takmlar ieren bir matematik teorisi. tamamlayclk: Dalgallk ve paracllk gibi, belirli bir deneysel dzenlemede sadece birini grebildiimiz, zt zelliklere sahip kuantum nesnelerinin karakteristii. Yazara gre bir kuantum nesnesinin tamamlayclk zellii akn dalgalar ve ikin paracklar iaret eder. tamas: Hint psikolojisinde koullanm eyleme eilimi anlatan Sanskrite szck. tekbencilik: Sadece kiinin benliinin mevcut olduunun kantlanabildii felsefesi. teogoni: Tanrdoum. Tanrlarn doumunu ve nereden geldiklerini konu edinen mitoloji blm. tezahr dnyas: Monistik idealistin, deneyimimizin sradan ikin mekan-zaman-hareket dnyasn, idealarn ve aretiplerin akn dnyasndan ayrmas; ancak hem akn hem de ikin dnyann mevcut olduuna dikkatinizi ekerim; ilki olaslk biimleri (idealar) halinde ve ikincisi uurlu bir gzlemin tezahr etmi sonucu olarak. Turing makinesi: Bir semboller takmn dier bir semboller takm-

na eviren bir makine. Turing makinesi evrenseldir ve znde, ileyii onun belirli temsillerine bal deildir. tutarl siiperpozisyon: Farkl yzleri (ya da olaslklar) arasnda faz ilikileri olan ok yzl bir kuantum hal. rnein, bir ift yarktan geen elektron, iki halin tutarl sperpozisyonu haline gelir: Bir hal, birinci yarktan geen hale karlk gelirken, dier hal, ikinci yarktan geen hale karlk gelmektedir. uyandrlm potansiyel: Bir duyusal uyart tarafndan beyinde retilen elektrofizyolojik tepki. uzaktan grme: Psiik telepati yoluyla uzaktan grme; bu kitaba gre, mekansz grme. vedanta: Upaniadlar'da ortaya kan ve idealist monizm felsefesini destekleyen Hint Vedalarnn son mesaj. von Neumann, John: uurun kuantum dalga fonksiyonunu kerttiini ne sren ilk kii olan matematiki; ayrca oyun teorisi ve modern bilgisayar teorisi hakknda temel almalar yapt. von Neumann zinciri: Kuantum lmnn sonsuz zinciri; atallanm bir kuntum nesneyi gzlemleyen herhangi bir lm aygt da atallanr; ilkini len ikinci bir aygt da atallanr, zincirleme olarak sonsuza dek gider. Wigner, Eugene: Bize Wigner'in arkada paradoksunu veren ve uurun kuantum dalga fonskiyonunu kerttii fikrini savunan Nobel dll fiziki. yaratclk: Yeni bir balamda yeni bir eyin kefi. Yeni-Kopenhaglk: Kopenhag yorumunun daha sonraki enstrmantalist yorumu; deneyimimizin tesinde hibir ey olmad, kuantum mekaniinin lebildiimizi hesaplamak iin bir kural takmndan baka bir ey olmadn ve kuantum metafiziinin olmadn ne sren pozitivizme dayanmaktadr. yerellik: Nesneler arasndaki tm etkileimin veya iletiimin, k hzna boyun een mekan-zaman iinde yaylan alanlar veya sinyaller yoluyla meydana geldii fikri.

396

yerel olmama: Zaman-mekanda herhangi bir sinyal alverii olmakszn annda tesir etme veya iletiim; zaman-mekan aan kesintisiz bir btnlk veya ayrlamazlk; bkz. ayrca akn alem. zayf nesnellik: Bkz. nesnellik, zayf zihin: (Bu kitapta ele alnd haliyle) beynin makro dzeydeki rgtlenmesi ve ilevleri; buna, zihnin yerel olmayan zelliklerini izah eden ama henz haritas karlamam kuantum makro yaps da dahildir. zihin alam: Dncelerin, duygularn ve benzerlerinin doduu farkndalk.

NOTLAR
UURUM VE KPR 1. Fiziki Murray Gell-Mann tarafndan benzer bir yorum yaplmt. 2. Bu yorum, nrofizyolog John Eccles'e atfedilir. 3. Bu, bilisel psikolog Ulric Neisser tarafndan yaplan bir yorumun yinelenmesidir. 4. Bu materyalist yanllk, aralarnda nrofizyolog Roger Sperry, fizikokimyac 11ya Prigogine ve fiziki Cari Saan da bulunan ou bilim adamn artk etkilemektedir. 5. Bu, rnein, felsefeci Kari Popper'n grdr. 6. Berman (1984).

ESK FZK VE FELSEF MRASI 1. Maslow (1970). 2. Capek'ten alnt (1961). 3. Bkz. Gleik (1987). 4. Turing (1964). 5. Penrose (1989), s. 418. 6. Feynman (1982). 7. Jahn (1982). 8. Turing, ad geen eser. 9. Yaratclkta sreksizliin kant iin, bkz. Goswami (1988). 10. Eccles (1976).
397

398

Notlar

399

KUANTUM FZ VE MATERYALST REALZMN LM 1. Kuhn (1962).

MONSTK DEALZMN FELSEFES 1. Plato (1980). 2. Shankara (1975). 3. Dionysius (1965). 4. Goddard (1970), s. 32-33. 5. Burada 6. ve 15. notlar arasnda gsterilen alntlar, Joel Morwood tarafndan yaynlanmam bir makalede derlenmitir. 6. Cenoval Catherine (1979), s. 129. 7. Goddard (1970), s. 514. 8. Arabi (1976), s. 5. 9. Scholem (1954), s. 216. 10. Dowman (1984), s. 159. 11. Colledge ve McGinn (1981), s. 203. 12. Hallac- Mansur bu sz yznden katledildi. 13. Shankara (1975), s. 115. 14. Yuhanna, 10:30. 15. Goddard (1970), s. 293. 16. Arabi (1980). 17. Nikhilananda (1964), s. 90. 18. William James'in (1958) izindeyim. 19. Bkz. Davies (1983). 20. Heisenberg (1958). 21. Mermin (1985). 22. Aspect, Dalibard, ve Roger (1982). 23. Stapp (1977). 24. Heisenberg (1958).

AYNI ANDA K YERDE BRDEN OLAN NESNELER VE SEBEPLERNDEN NCE GELEN SONULAR 1. Squires (1986). 2. Ramanan (1978). 3. Hellmuth ve dierleri. (1986), s. 108. 4. Wheeler (1982). 5. Heisenberg (1930), s. 39. 6. Milne (1926). 7. Blake (1981), s. 108.

SCHRDNGER'N DOKUZ CANLI KEDS 1. Lowell (1989). 2. Bkz. Gibbins (1987). 3. Everett (1957) (1973). Bir ok dnya teorisi ile ilgili iyi bir inceleme iin, ayrca bkz. DeWitt (1970). 4. von Neumann (1955); London ve Batler (1983); Wigner (1962); Wheeler (1983); von Weizscker (1980). 5. d'Espagnat (1983). 6. rnein, bkz. Mattuck ve Walker (1979), s. 111. 7. Wigner (1967), s. 181. 8. Bhm (1980). 9. Bohr (1963). 10. Schumacher (1984), s. 93. 11. Bohr (1949), s. 222. 12. Leggett (1986). 13. Leggett, farkl yaynlardan alnt. 14. von Neumann (1955). 15. Ramachandran (1980). 16. Penfield (1976). 17. Schrodinger (1969). 18. Rae'de alnt yaplm (1986). 19. Wheeler (1986). 20. Lefebvre (1977). 21. Hofstadter (1980).

401

Notlar

399

22. Bu, lm probleminin szde ders kitaplarndaki zmnn zdr. 23. Buna Poincare-Misra teoremi denmektedir. Yakn tarihli bir inceleme iin, bkz. Prigogine (1980). 24. Szilard (1929). 25. Bkz. Rae (1986); ayrca bkz. Prigogine (1980). 26. Burada iirsel zgrl kullanyorum. Kuantum lm problemini zmek iin bir ka giriim daha mevcuttur. Ancak varlan sonu ortadadr.

SEYORUM, YLEYSE VARIM 1. Baars (1988). 2. Humphrey ve Weiskrantz (1967). 3 Humphrey (1972). 4. Shevrin (1980). 5. Sperry (1983). 6. Marcel (1980).

10. Jung (1971), s. 518. 11. a.g.e 12. Weinberg (1979). 13. Puthoff ve Targ (1976); Jahn (1982). 14. Mermin (1985). 15. Goswami (1986). 16. Grinberg-Zylberbaum ve di. (1992). 17. Dorudan iletiim art, deneklerin beyinlerinin Mors alfabesi kullanan yerel-olmayan telegrafiar gibi kullanlmasn zorlatrmakta dr. 18. Monroe (1973). 19. Sabom (1982). 20. Kaufman ve Rock (1982). 21. Ruslarn almasna yaplan gndermeler iin, bkz. Jahn (1982). 22. a.g.e. 23. Mermin (1985).

EINSTEIN-PODOLSKY-ROSEN PARADOKSU 1. Einstein, Podolsky ve Rosen (1935). 2. Pagels (1982). 3 Bohm (1951). 4. Schrodinger (1948). 5. Aspect, Dalibard ve Roger (1982). 6. Bell (1965). 7. Herbert (1985). 8. Aspect-ncesi tm deneylerin tam bir gzden geirilmesi iin bkz. Clauser ve Shimony (1978). 9. Bohm kaos dinamii sayesinde, kendi teorisinde yanatcla yer olduunu iddia eder, bkz. Bohm and Peat (1987); ancak, 2. blmde de belirtildii gibi yaratclk karsnda kaos dinamii sahte yaratclktr. Bohm'un kuramnda uur bizzat keyfi bir tarzda sunulmutur.

REALZMN VE DEALZMN UZLAMASI 1. Wolf tarafndan benzer bir fikir nerilmiti (1984). 2. Hawking (1990). 3. Wheeler (1986). 4. Antropik ilke hakknda iyi bir tartma iin, bkz. Barrow ve Tipler (1986). 5. Ayrca bkz. d'Espagnat (1983). 6. Etkileyici bir tartma, bkz. Robinson (1984). 7. Robinson, farkl yaynlardan alnt. 8. Goswami (1985). 9. Thomas'in ncili'nde, sa benzer bir sz syler: "Tanr'nn Krall iinizdedir ve dmzdadr." Guillaumont ve dierleri. (1959), s. 3. 10. Maslow (1966).

402

Notlar

399

ZHN-BEDEN SORUNUNU ARATIRMAK 1. Uttal'da alnt yaplmtr (1981). 2. Bu gibi yorumlar Skinner'n yazlarnda boldur. rnein, bkz. Skinner (1976). 3. Kimlik felsefesi hakknda iyi bir inceleme Hook'ta bulunabilir (1960). 4. Berkeley (1965). 5. Sperry (1980). 6. levcilik felsefesi hakknda kolay okunabilir bir giri iin, bkz. Fodor (1981); Van Gulik (1988). 7. Popper ve Eccles (1976). 8. Searle (1980). "KUANTUM ZHN" ARAYI 1. Nikhilananda (1964). 2. Bhm (1951). 3. Harman ve Rheingold (1984). 4. a.g.e, s. 45. 5. a.g.e, s. 28-30. 6. a.g.e, s. 47-48. 7. Marcel (1980). 8. Self ridge ve Neisser (1968). 9. Rumelhart ve dierleri. (1986). 10. Posner ve Klein (1973). 11. Crick (1978). 12. McCarthy ve Goswami (1992). 13. Walker (1970). 14. Eccles (1986). 15. Bass (1975); Wolf (1984). 16. Jahn ve Dunn (1986). 17. Feynman (1982). 18. Stuart, Takahashy ve Umezawa (1979). 19. Stapp (1982). 20. Goswami (1990).

21. Jung (1971). 22. Teknik dilde, beynin kuantum sisteminin Boson younunun sonucu olabilecei fikridir. Bkz. Lockwood (1989). 23. Orme-Johnson ve Haynes (1981). 24. Grinberg-Zylberbaum ve Ramos (1987); Grinberg-Zylberbaum (1988). 25. Grinberg-Zylberbaum ve dierleri. (1992). 26. Bkz. McCarthy ve Goswami (baskda). 27. Bohr (1963). 28. von Neumann (1955). 29. Hofstadter (1980).

PARADOKSLAR VE DOLANIK HYERARLER 1. Bateson (1980). 2. Brown (1977). 3. Hofstadter (1980). 4. Bu ekilde dile getirildiinde "yalancnn paaradoksu" salam deildir. Ama "u anda sylediim bir yalandr" gibi bir cmleyle kolayca saamlatrlabilir. Halbuki mesele tam olarak bu deildir. Mesele alldk dilsel kabullerimizle "Ben yalancym" cmlesinin yetikinlerin ouna mantksal elikiyi aktaryor olmasdr. 5. Peres ve Zurek (1982).

UURUN "BENL" 1. Neumann (1954). 2. Brown (1977). 3. Yakn tarihli bir makalede, Mark Mitchell ve ben, dorusal olmayan bir Schrdinger denkleminde kuantum mekaniinin kendine gnderme yapan bir genellemesinin bulunabileceini gsterdik. Kendine gnderme yapan bir kuantum sisteminin koulu dorusal olmayan bir denklemden kar. Mitchell, M. ve Goswami, A. Basld.

404

Notlar

405

4. Stevens (1964). 5. Attneave (1968). 6. Libet (1979). 7. Burada daha ok gariplik var gibi. Bir deneyde Libet ve Feinstein iki uyart kullandlar: biri dorudan deriye ve dieri de beyin kabuunun deri uyartsndan ayrt edilebilen bir dokunma uyartsn simle eden beden-duyusal bir blgesine. lk olarak beyin kabuu uyarts uyguland ve deri uyarts ise saniyenin onda biri kadar sonra. Her iki uyartnn uurlu biimde tannmas yarm saniye kadar srdnden, beyin kabuuna yaplan uyartnn ilk olarak duyumsandnn bildirilmesi bekleniyordu. lgintir ki denek ilk olarak deri uyartsnn meydana geliini bildirdi, balang zamanna daha yakn bir zamanlama verdi. Libet'in aklamas, deri uyartsyla ilgili uyanm potansiyelde daha erken bir zaman belirteci varken beyin kabuu uyarts iin byle bir zaman belirtecinin olmad eklindedir. Hatrlarsanz, 6. blmde tezahr etmi dnya iin zaman okunun asli kme olay ile balamaktayd. Deri uyartsnn uyanm potansiyelinin erken zaman belirteci asli kme olaynn iaretini veriyor olabilir ve hastann geriye doru gnderme yap bundan tr olabilir. 8. Brown (1977). 9. Leonard (1990). 10. Maslow (1968). 11. Eliot (1943). 12. Goswami (1990). 13. Skinner (1962).

3. Tart (1975). 4. Rummelhart ve dierleri. (1986). 5. Waldrop (1987). 6. Hofstadter (1984), s. 631 -65. 7. Zaborowski (1987). 8. Dollard ve Miller (1950). 9. Bandura (1977). 10. Mitchell ve Goswami, yukarda a.g.e. 11. Husserl (1952). 12. Maslow (1968). 13. Sartre (1955). 14. Taimni (1961). 15. Dalay Lama (1990). 16. Assagioli (1976). 17. Libet (1985). 18. McCarthy ve Goswami (1992). 19. Wilber (1977). 20. Shankara (1975). 21. Sattwa bazen yanllkla "iyilik" olarak tercme edilmektedir; doru tercmesi aydnlanma veya yaratclk olmaldr 22. Wilber (1979).

SAVA VE BARI 1. Dawkins (1976). 2. Geertz (1973). 3. Bu konudaki bir ok tartma iin meslektam antropolog Richard Chaney'e ok ey borluyum. 4. Eisler (1987).

PSKOLOJLER BTNLETRMEK 1. Bu blm ounluklu Goswami ve Burns'n "Benlik ve hr irade sorunu" balkl yaynlanmam makalesine dayanmaktadr. 2. Husserl (1952).

DISAL VE SEL YARATICILIK 1. Goswami (1988). 2. Freud balangta libidoyu tamamyla cinsel drt baznda ele aldysa da daha sonraki yazlarnda bu szc tm "yaam

406

Notlar

399

gc" n belirtmek iin kullanyor gibidir. Ben bu szc daha genel Freudcu anlamnda kullanyorum. 3. Lamb ve Easton (1984). 4. Harman ve Rheingold (1984). 5. Brown (1977). 6. Bose (1976). 7. Maslow (1968). 8. Krishnamurti (1973). 9. Erikson (1959); Maslow, farkl yaynlardan alnt; Rogers (1961). BUDDH'NN UYANII 1. Nikhilananda (1964), s. 116. 2. Bateson (1980). 3. Merrell-Wolff (1970). 4. Wallace ve Benson (1972). 5. Anand ve Chhina (1961). 6. Hirai (1960). 7. Lagmay (1988) 8. Green ve Green (1977). 9. Posner (1980). 10. Carrington (1978). 11. Joralman'dan alnt (1983). 12. Tagore (1975). 13. Mkemmel tanklk halinin gzel bir tanm Merrell-Wolff (1973)'da bulunabilir; yazar bunu yksek aldrmazlk hali olarak adlandrm. 14. Chaudhury (1981). 15. Nagel (1981). 16. Bly (1977). DEALST BR AHLAK TEORS 1. Bu blm byk lde Goswami'nin "Ahlakn dealist Bir Teorisi" balkl makalesine dayanmaktadr. Creativity Research Journal.

2. Bloom (1988). 3. Stapp (1985). 4. Kant (1886). 5. Bentham (1976); Mili (1973). 6. Sartre (1980). 7. Orlov (1987); Eddie Oshins, zel yazma. 8. Garcia (1991).

RUHSAL NEE 1. Aurobindo (1951). 2. Campbell (1968). 3. Ferguson (1980).

Kaynaka

409

KAYNAKA
Anand, B., ve Chhina, G. 1961. "Investigations on yogis claiming to stop their heartbeats." Indian Journal of Medical Research. 49:90-94. Aspect, A.; Dalibard, J.; ve Roger, G. 1982. "Experimental test of Bell inequalities using time-varying analyzers." Physical Review Letters 49:1804. Assagioli, Roberto. 1976. Psychosxjnthesis: A Manual of Principles and Techniques. New York: Penguin. Attneave, F. 1968. "Consciousness research in men and in man." Burg-Wartenstein Sempozyumunda sunulan makale no. 40; University of Oregon, 1968. Aurobindo, Sri. 1951. Isha Upanishad. Pondicherry, India: Aurobindo Ashram Press. Baars, B. J. 1988. A Cognitive Theory of Consciousness. Cambridge: Cambridge University Press. Bandura, A. 1977. Social Learning Theory. Englewood Cliffs, N.J.: Prentice Hall. Barrow, J. D. ve Tipler, F. J. 1 1986. The Anthropic Cosmological Principle. New York: Oxford University Press. Bass, L. 1975. "A quantum mechanical mind-body interaction." Foundations of Physics 5: 155-72. Bateson, G. 1972. Steps to an Ecology of Mind. New York: Ballantine. 1980. Mind and Nature. New York: Bantam.
408

Bell, J. S. 1965. "On the Einstein Podolsky Rosen paradox." Physics 1:195-200. Bell, J. S. ve Hallett, M. 1982. "Logic, quantum logic and empiricism." Philosophy of Science 49: 355. Bentham, J. 1976. The Works of Jeremy Bentham. Editr: J. Bowing. Michigan: Scholarly Press. Berkeley, G. 1965. Berkeley's Philosophical Writings. Editr: D. M. Armstrong. New York: Macmillan. Berman, Morris. 1984. The Reenchantment of the World. New York: Bantam. Blake, W. 1981. Poetry and Prose. Berkeley: University of California Press. Bloom, A. 1988. The Closing of the American Mind. New York: Touchstone. Bly, R., eviri. 1977. Kabir. New York: Beacon Press. Bohm, D. (1951). Quantum Theory. Englewood Cliffs, N.J.: Prentice Hall. 1980. Wholeness and Implicate Order. London: Routledge and Kegan Paul. Bohm, D. and Peat, F. D. 1987. Science, Order, and Creativity. New York: Bantam. Bohr, N. 1949. Albert Einstein: Philosopher Scientist adl eserde. Editr: P. L. Schilpp. Evanston, III.: Library of Living Philosophers. 1963. Atomic Physics and Human Knowledge. New York: Wiley. Bose, A., eviri 1976. Later Poems of Rabindranath Tagore. New York: Minerva. Brown, Daniel. 1977. International Journal of Clinical and Experimental Hypnosis adl dergide. 25:236-73. Brown, G. Spencer. 1977. Laws of Form. New York: Dutton. Campbell, Joseph. 1968. The Hero with a Thousand Faces. Princeton, N.J.: Princeton University Press. Capek, M. 196 1. The Philosophical Impact of Contemporary Physics. Princeton, NJ.: D. Van Nostrand.

411

Kaynakt

415

Capra, Fritjof. Fiziin Tao's. Artan Yaynevi, stanbul 1991. Carrington, P. 1978. Freedom in Meditation. Garden City: Anchor. Catherine of Genoa. 1979. Purgation and Purgatory. eviren: S. Hughes. New York: Paulist Press. Chaudhuri, H. 1981. Integral Yoga. Wheaton, III.: The Theosophical Publishing House. Clauser, J. and Shimony, A. 1978. "Bell's theorem: Experimental tests and implications." Reports on Progress in Physics 41:1881. Colledge ve McGinn, eviri.1981. Meister Eckhart. New York: Paulist Press. Crick, F. 1978. "Thinking about the brain." Scientific American, Eyll s. 219-32. Dalai Lama. Bilgelik Okyanusu: Yaam Rehberi. Okyanus Yaynclk, stanbul 2000. Davies, Paul. Tanr ve Yeni Fizik. m Yayn Tasarm, stanbul 1995. Dawkins, R. Gen Bencildir. Tbitak Yaynlar, Ankara 2001. Descartes, Rene. Felsefenin lkeleri. Say Yaynlar, stanbul 1998. d'Espagnat, Bernard.1983. In Search of Reality. New York: SpringerVerlag. DeWitt, B. 1970. "Quantum mechanics and reality." Physics Today 23:30. Dionysius. 1965. Mystical Theology and the Celestial Hierarchies. Surrey, U. K.: The Shrine of Wisdom. Dollard, J. ve Miller, N. 1950. Personality and Psychotherapy. New York: McGraw Hill. Dowman, K. 1984. Sky Dancer: The Secret Life and Songs of Lady Yeshe Tsogyel. Boston: Routledge and Kegan Paul. Eccles, John, ed. 1976. Brain and Conscious Experience. New York: SpringerVerlag. 1986. "Do mental events cause neural events analogous-

ly to the probability fields of quantum mechanics?" Proceedings of the Royal Society of London B227:411-28. Einstein, A.; Podolsky, B.; ve Rosen, N. 1935. "Can quantum mechanical description of physical reality be considered complete?" Physical Review 47:777-80. Eisler, R. 1987. The Chalice and the Blade. San Francisco: Harper and Row. Eliot, T. S. orak lke, Drt Kuartet ve Baka iirler. Adam Yaynlar, stanbul 1990. Erikson, E. 1959. Identity and the life cycle: Selected papers. Monograph no. 1, vol. 1. New York: International Universities Press. 1977. Toys and Reasons. New York: Norton. Everett III, H. 1957. Reviews of Modern Physics 29:454. 1973. The Many-Worlds Interpretation of Quantum Mechanics. Editr: B. DeWitt and N. Graham. Princeton, N.J.: Princeton University Press. Ferguson, Marilyn. 1980. The Aquarian Conspiracy. Los Angeles: J. P. Tarcher. Feynman, R. P. 1982. "Simulating physics with computers." International Journal of Theoretical Physics 21 :467-88. Fodor, J. A. 1981. "The mind-body problem." Scientific American 244: 114-23. Garcia, J. D. 1991. Creative Transformation. Eugene, Ore.: Noetic Press. Geertz, C. 1973. The Interpretation of Cultures. New York: Basic Books. Gibbins, P. 1987. Particles and Paradoxes. Cambridge: Cambridge University Press. Gleik, J. 1987. Chaos. New York: Viking. Goddard, D. 1970. The Buddhist Bible. Boston: Beacon Press. Goleman, D. Hayati Yalanlar, Basit Gerekler: Kendini Aldatmann Psikolojisi. Arion Yaynevi, stanbul 1999. Goswami, A. 1985. "The new physics and its humanistic

413

Kaynakt

415

implications." Sweet Reason 4: 3-12. 1986. "The quantum theory of consciousness and psi." Psi Research 5: 145-65 1988. "Creativity and the quantum theory." Journal of CreativeBehavior 22: 9-31. 1989. "The idealistic interpretation of quantum mechanics." Physics Essays 2:385-400. 1990. "Consciousness, quantum physics, and the mindbody problem." Journal of Mind and Behavior 11 :75-96. Goswami, A. ve Burns, J. 1992. "The self and the question of free will." Yaynlanmam. Green, Elmer ve Alice. 1977. Beyond Biofeedback. New York: Dell. Grinberg-Zylberbaum, J. 1988. Creation of Experience. Mexico: Instituto Nacional para el Estudio de la Conciencia. Grinberg-Zylberbaum, J.; Delaflor, M.; Attie, L.; and Goswami, A. 1992. "The EPR paradox in the human brain." Yaynlanacak. Grinberg-Zylberbaum, J. and Ramos, J. 1987. "Patterns of interhemispheric correlation during human communication." International Journal of Neuroscience 36:41-54. Guillaumont, A., ve dierleri., eviri. 1959. The Gospel According to Thomas. San Francisco: Harper and Row. Harman, Wand Rheingold, H. 1984. Higher Creativity. Los Angeles: J. P. Tarcher. Hawking, S. Zamann Ksa Tarihi. Doan Kitaplk, stanbul. Heisenberg, W. 1930. The Physical Principles of the Quantum Theory. New York: Dover. Fizik ve Felsefe. Belge Yaynlar, Istanbul 2000. Hellmuth, T.; Zajonc, A. G.; and Walther, H. 1986. "Realizations of the delayed choice experiment." New Techniques and Ideas in Quantum Measurement Theory adl eserde. Editr: D. M. Greenberger. New York: N. Y. Academy of Science. Herbert, Nick. 1985. Quantum Reality. New York:

Doubleday. Hirai, T. 1960. "Electroencephalographic study of Zen meditation: EEG changes during concentrated relaxation." Folia Psychiatrica et N eurologica Japanica 16:76-105. Hofstadter, Douglas. Gdel, Escher, Bach: Bir Ebedi Gke Belik. Kabalc Yaynlar, stanbul 2001. 1984. "Waking up from the Boolean dream, or subcognition as computation." Metamagical Themas adl eserde. New York: Basic Books. Hook, S., ed. 1960. Dimensions of Mind. New York: New York University Press. Humphrey, N. 1972. "Seeing and nothingness." New Scientist 53:682. Humphrey, N. and Weiskrantz, L. 1967. "Vision in monkeys after removal of the striate cortex." Nature 215:595-97. Husserl, E. 1952. Ideas: General Introduction to Pure Phenomenology. eviri: W. R. B. Gibson. New York: Macmillan. Jahn, Robert. 1982. "The persistent paradox of psychic phenomena: An engineering perspective." Proceedings of the IEEE 70: 135-70. Jahn, R. G. ve Dunne, B. R. 1986. "On the quantum mechanics of consciousness with applications to anomalous phenomena." Foundations of Physics 16:771-72. James, W 1958. Varieties of Religious Experience. Bergenfield, N .J. : New American Library Joralman, D. H. (1983). "When Einstein sat for my mother." New Age Magazine. Mart, s.40. Jung, C. G. Analitik Psikoloji. Payel Yaynlar, stanbul 1997. 1971. The Portable Jung. Editr: J. Campbell. N.Y.: Viking. Jung, c. G. ve Pauli, W 1955. The Nature and Interpretation of the Psyche. New York: Pantheon. Kant, 1.1886. The Metaphysics of Ethics. eviri: J. W Semple. Edinburgh: I and T. Clark.

414

Kaynakt

415

Kaufman, L. ve Rock, I. 1982. "The moon illusion." Scientific American, Temmuz, s. 120. Krishnamurti, J. Tam Bilinlilik/Tam Yaam: Bilincin Uyan. Okyanus Yaynclk, stanbul 1998. Kuhn, T. S. 1962. The Structure of Scientific Revolutions. Chicago: University of Chicago Press. Lagmay, A. V.: 1988. "Science and the Siddhartha: Confluence in two different world views." Bilimlerin Birlii konulu konferansta sunulan makale. Los Angeles, Nov. 24-27. Lamb, D. ve Easton, S. M. 1984. Multiple Discovery. Trowbridge, U.K.: Avebury. Lefebvre, V.: 1977. The Structure of Awareness. eviri: A. Rappaport. Beverly Hills, Calif.: Sage Publications. Leggett, A. 1986. In The Lesson of Quantum Theory. Editr: J. De Boer, E. Dal, ve O. Ulfbeck. Amsterdam: North Holland. Leibniz, G. W. 1898. "Monadology." Leibniz; Monadology and Other Philosophical Writings adl eserde. Editr ve eviren: R. Latta. Oxford: Clarendon Press. Leonard, G. 1990. The Ultimate Athlete. New York: North Atlantic. 1978. The Silent Pulse. New York: Dutton. Libet, B.; Wright, E.; Feinstein, B.; ve Pearl, D. 1979. "Subjective referral of the timing for a cognitive sensory experience." Brain 102: 193. 1985. "Unconscious cerebral initiative and the role of conscious will in voluntary action." The Behavioral and Brain Sciences 8:529-66. Lockwood, M. 1989. Mind, Brain, and the Quantum. Oxford, U.K.: Blackwell. London, F: ve Bauer, E. 1983. Quantum Theory and Measurement adl eserde. Editr: J A. Wheeler ve W Zurek. Princeton: Princeton University Press. Lowell, J. 1989. "Mr. Eliot's guide to quantum theory." Physics Today 42: 46-47. Marcel, A. J. 1980. "Conscious and preconscious recogni-

tion of polysemous words: Locating the selective effect of prior verbal context." Attention and Performance VIII. Editr: R. S. Nickerson. Hillsdale, N.J.: Lawrence Erlbaum. bni El-Arabi, 1976. Whoso Knoweth Himself. Translated by W. H. Weir. Gloucestershire, U.K.: Beshara Publications. 1980. The Bezels of Wisdom. eviren: R. W. J. Austin. New York: Paulist Press. Maslow, Abraham. 1966. The Psychology of Science. New York: Harper and Row. nsan Olmann Psikolojisi. Kurald Yaynevi, stanbul 2001. 1970. Motivation and Personality. New York: Harper and Row. Mattuck, R. D. ve Walker, E. H. 1979. The Iceland Papers: Experimental and Theoretical Explorations into the Relation of Consciousness and Physics adl eserde. Editr: A. Puharich. Amherst, Wise.: Essentia Associates. McCarthy, K. ve Goswami, A. "CPU or self-reference? Discerning quantum functionalism and cognitive models of mentation." Journal of Mind and Behavior. Mermin, David. 1985. "Is the moon there when nobody looks? Reality and quantum theory." Physics Today 38:38-49. Merrell-Wolff, F. 1970. Introceptualism. Phoenix, Ariz.: Phoenix Press. 1973. Pathways Through to Space. New York: Julian Press. Mill, J. S. 1973. "On liberty and utilitarianism." The Utilitarians adl eserde. New York: Anchor. Milne, A. A. 1926. Winnie-the-Pooh. New York: Dutton. Mitchell, M. ve Goswami, A. "Quantum mechanics for observer systems." Physics Essays. Monroe, Robert. 1973. Journeys Out of the Body. New York: Doubleday. Nagel, T. 1981. "What is it like to be a bat?" The Mind's Eye adl eserde. Editr: D. R. Hofstadter ve D. C. Dennett. New York: Basic Books.

417

Kaynakt

415

Neumann, Eric. 1954. The Origins and History of Consciousness. New York: Princeton University Press. Nikhilananda, Swami, eviri. 1964. The Upanishads. New York: Harper and Row. Oppenheimer, J. Robert. 1954. Science and Common Understanding. New York: Simon and Schuster. Orlov, Y. 1987. "A quantum model of doubt." Proceedings of the N.Y Academy of Sciences. Orme-Johnson, D. W. ve Haynes, C. T. 1981. "EEG phasecoherence, pure consciousness, creativity and TM-sidhi experience." Neuroscience 13 211 - 17 Pagels, Heinz. Kozmik Kod: Doann Dili / Kuantum Fizii. Sarmal Yaynevi, stanbul 1993. Pearle, P. 1984. "Dynamics of the reduction of the state vector." The Wave-Particle Dualism adl eserde. Editr: S. Oiner ve dier. Riedel: Dordrecht. Penfield, Wilder. 1976. The Mystery of the Mind. Princeton: Princeton University Press. Penrose, R. Bilgisayar ve Zeka: Kraln Yeni Usu, Cilt 1-2-3. Tbitak Yaynlar, Ankara 1997. Peres, A. ve Zurek, W. H. 1982. American Journal of Physics 50:807. Platon. 1980. Collected Dialogs. Editr: E. Hamilton ve H. Cairns. Princeton, NJ.: Princeton University Press. Pollard, W. G. 1984. American Journal of Physics 52:877. Popper, Karl, ve Eccles, John. 1976. The Self and Its Brain. London: Springer-Verlag. Posner, M. 1980. "Mental chronometry and the problem of consciousness." The Nature of Thought: Essays in Honor of D. O. Hebb adl eserde. Editr: P. Jusczyk ve R. Klein. Posner, M. I. ve Klein, R. 1973. "On the functions of consciousness." In Attention and Performance, vol. IV. Editr: S. Kornbloom. New York: Academic Press. Prigogine, Ilya. 1980. From Being to Becoming. San Francisco: Freeman.

Puthoff, H. E. ve Targ, R. 1976. "A perceptual channel for information transfer over kilometer distances: Historical perspective and recent research." Proceedings of the IEEE 64:329 - 54. Rae, A. Kuantum Fizii: Yanlsama m, Gerek mi? Evrim Yaynevi, stanbul 2000. Ramachandran, S. 1980.-In Consciousnessand the Physical World. Editr: S. Ramachandran ve B. Josephson. Oxford: Pergamon. Ramanan, V. 1978. Nagarjuna's Philosophy. New York: Samuel Weiser. Restak, Richard M. 1979. The Brain: TheLast Frontier. New York: Doubleday. Robinson, H. J. 1984. "A theorist's philosophy of science." Physics Today 37:24-32. Rogers, C. 1961. On Becoming a Person. Boston: Houghton Mifflin. Rummelhart, D. E.; Mc Clelland, J. L.; ve the PDP Research Group. 1986. Parallel Distributed Processing: Explorations in the Microstructure of Cognition. Vols. 1 and 2. Boston: The MIT Press. Ryle, Gilbert. 1949. The Concept of Mind. London: Hutchinson University Library. Sabom, M. B. lm Anlar. Ruh ve Madde Yaynlar, stanbul 1992. Sartre, J. P. 1956. Being and Nothingness. New York: Philosophical Library. 1980. "Existentialism is a humanism." Ethics and the Search for Values adl eserde. Editr: L. E. Navia ve E. Kelly. New York: Prometheus. Scholem, G. G. 1954. Major Trends in Jewish Mysticism. New York: Schoken Books. Schrodinger, E. 1948. "The present situation in quantum mechanics." eviren: J. D. Trimmer. Proceedings of the American Philosophical Society 124:323-38. 1969. What Is Life? and Mind and Matter. London:

419

Kaynakt

415

Cambridge University Press. Schumacher, J. A. 1984. Fundamental Questions in Quantum Mechanics adl eserde. Edited by L. M. Roth and A. Inomata. New York: Gordon and Breach. Searle, J. Akllar, Be/inler ve Bilim. Say Yaynlar, stanbul 1996 Selfridge, O. ve Neisser, U. 1968. "Pattern recognition by machine." Scientific American 203: 69 - 80. Shankara. 1975. Crest Jewel of Discrimination. Hollywood, Calif.: Vedanta Press. Shevrin, H. 1980. "Glimpses of the unconscious." Psychology Today, Nisan, s. 128. Skinner, B. F. 1962. Walden Two. New York: Macmillan. 1976. About Behaviorism. New York: Vintage. Sperry, R. W. 1980. "Mind-brain interaction: Mentalism, yes; dualism, no." Neuroscience 5: 195-206. 1983. Science and Moral Priority. New York: Columbia University Press. Squires, E. J. 1986. The Mystery of the Quantum World. Bristol, U.K.: Adam Hilger Ltd. Stapp, H. P. 1977. "Are superluminal connections necessary?" Nuovo imento 40B: 191-99. 1982. "Mind, matter, and quantum mechanics." Foundations of Physics 12:363-98. 1985. "Ethics and values in the quantum universe." Foundations of Physics 15:35-48. Stevens, Wallace. 1964. From "The man with the blue guitar." The Collected Poems. New York: Knopf. Stuart, C. I .J. M.; Takahashy, Y.; ve Umezawa, M. 1978. "Mixed system brain dynamics." Foundations of Physics 9:301-29. Szilard, L. 1929. "On the decrease of entropy in a thermodynamic system by the intervention of intelligent beings." Zietschrift Fiir Physik 53:840. Quantum Theory and Measurement adl eserde. Editor ve evirmen: J. Wheeler ve W. Zurek. Princeton, N.J.: Princeton University Press.

Tagore, R. N. 1975. Fireflies. New York: Collier. Taimni, I. K. 1961. The Science of Yoga. Wheaton, III.: Theosophical Publishing House. Targ, Russell ve Puthoff, Harold. 1977. Mind-Reach. New York: Dell. Tart, Charles. 1975. The States of Consciousness. New York: Dutton. Turing, A. 1964. "Computer machinery and intelligence." Minds and Machines adl eserde. Editr: A. Anderson. Englewood Cliffs, N.J.: Prentice-Hall. Uttal, William. 1981. Psychobiology of the Mind. New York: Wiley. Van Gulik, R. 1988. "A functionalist plea for self-consciousness." The Philosophical Review 97:149-81. von Neumann, John. 1955. The Mathematical Foundations of Quantum Mechanics. Princeton: Princeton University Press. von Weizscker, F. 1980. The Unity of Nature. New York: Farrar, Straus, Giroux. Waldrop, M. 1987. Man-Made Minds. New York: Walker. Walker, E. H. 1970. "The nature of consciousness." Mathematical Biosciences 7:131-78. Wallace, R. ve Benson, H. 1972. "The physiology of meditation." Scientific American. ubat, s. 84-90. Weinberg, S. lk Dakika. Tbitak Yaynlar, Ankara 1996. Wheeler, J. A.1982. "The computer and the universe." International Journal of Theoretical Physics 21: 557-72. 1983. Quantum Theory and Measurement adl eserde. Editor: J. Wheeler and W. Zurek. Princeton, NJ.: Princeton University Press. 1986. Quantum Measurement Theory adl eserde. Editr: D. M. Greenberger. New York: N.Y. Academy of Science. Wigner, E. P. 1962. The Scientist Speculates adl eserde. Editr: I. J. Good. Kingswood, Surrey, U. K.: The Windmill Press. 1967. Symmetries and Reflections. Bloomington: Indiana University Press.

420

Wilber, K. 1977. The Spectrum of Consciousness. Wheaton, III.: Theosophical Publishing House. 1979. No Boundary. Los Angeles: Center Publications. Wittgenstein, Ludwig. Felsefi Soruturmalar. Kreyel Yaynlar, stanbul 200 Wolf, Fred Alan. 1981. Taking the Quantum Leap. San Francisco: Harper and Row. 1984. Starwave. New York: Macmillan. Zaborowski, Z. 1987. "A theory of internal and external self: consciousness. " Polish Psychological Bidletin 18:51-61.

NDEKS

aanima: s. 295, 355, 356 animus: s. 295, 355, 356 antropik ilke: s. 210 aretip: s. 86, 87, 101, 129, 132, 208, 210, 218, 227, 237, 243, 247, 270, 272, 294, 295, 317, 355 Aspect, Alcin: s. 203, 158, 171, 177 182, 183,188,189,190,191,196, 197, 203, 206,308, 359 akn alem: s. 88, 93, 101, 136, 157, 190,191, 208, 209, 250, 253, 269 akn deneyim: s. 278 atman: s. 90, 291, 292, 298, 332, 333, 339, 340, 351, 353, 369 beden d deneyim: s. 199, 201, 202 belirsizlik ilkesi: s. 71, 72, 83, 99,100, 113,138,140, 141,142, 171,172, 205, 206, 237,341 Bell eitsizlikleri: s. 187,188 Bell teoremi: s. 183, 187, 188, 190, 191, 203, 206 Benlik: s. 170, 218, 223, 224, 233 -

235, 250, 269, 270, 274 - 276, 284 - 286, 288 - 292, 294 - 299, 305, 309, 311, 316, 327, 338, 340, 350, 351, 368, 376 Beyin: s. 13,14, 22, 28,30, 31, 36, 44, 47, 63, 83, 147 - 149, 157, 165 169,191,197, 200, 201, 203, 213, 214, 222, 223,225, 22.8 - 231, 236, 238, 241, 243 - 245, 247 - 250, 263, 267, 277,301, 303, 319, 342 345, 351, 380 Beyin-zihin: s. 106,136,141,149,150, 153,157,170,191,192, 197,214, 215, 229, 231, 236, 237, 238, 239, 241 - 254, 268, 269, 270, 272 276, 278,279, 286 - 288,303, 344, 351, 359, 375 Bhagavat Gita: s. 312 - 314, 316, 333, 334, 337, 352, 372, 377, 378 Bhakti yoga: s. 334, 340, 372 Bohm, David: s. 138, 176, 177, 188, 189, 192, 211, 237 Bohr, Niels: s. 58 - 61, 64, 68, 72, 76, 79 - 81, 98 - 100, 117, 128, 138 -

422

ndeks

423

242,144,159,174 -176,205,250, 274 Born, Max: s. 69, 70, 81 Bose, Jagadish: s. 218 bozunma: s. 107,108,137,141 Brown hareketi: s. 158 Buda: s. 87, 90, 91, 94, 98, 131, 325, 326, 336, 338,364,376,378,380 Budizm: s. 91,94, 233, 291, 331, 338 ekirdek: s. 59, 60, 72, 73 ift yark deneyi: s. 109,127,142,143, 145 ok anlaml szckler: s. 239 dalga boyu: s. 64 - 66, 111,113,114 dalga fonksiyonu: s. 70,103,129,136, 137,140,141,149 - 151,153,157, 175,176,181,189,192, 204, 205, 208, 209,242,245,250 - 252,267, 272, 278 davranlk: s. 28,218,223,224,251, 274, 279, 284, 287 - 288, 292, 299, 307,356 de Broglie, Louis-Victor: s. 64 - 68,113 de Chardin, Teilhard: s. 381 Demokrit: s. 41,104 Descartes, Ren: s. 35,42,44, 85,162, 163, 217,221, 222,379 determinizm: s. 43 - 45, 71, 82 - 84, 107,124,163,193,323, 362, 363 devirsellik: s. 218, 252, 301,361 dolank hiyerari: s. 153, 217, 218, 254, 255, 257, 259 - 265, 267 270, 272, 274, 275, 287, 292, 311, 312,317,320,327,339,359

duyular d alglama: s. 36, 50, 51, 195,196, 202,244 dalizm: s. 35, 37, 42, 44, 64, 67, 79, 89,95, 97, 98,132 - 135,159,199, 217,219 - 223,227,230,232,234, 250, 273, 301, 302, 307, 330, 339, 375, 380 Eccles, John: s. 51,230, 231, 244, 250 Eflatun: s. 86, 87,101, 104, 129,189, 218, 227, 235,243,328,355,358 ego: s. 170, 218, 272, 274 - 280, 284, 285, 287 - 292, 294 - 299, 304, 305, 312 - 314, 318, 320, 322 324,326,327,329,330,332 - 337, 340, 346 - 348, 351, 353 - 356, 359,366 - 368,372,373,375 Einstein, Albert: s. 20, 44, 58, 67,100, 103,107,108,121,142 -144,171, 173 - 203, 210, 238, 244, 250, 253, 348 enerjinin korunumu kanunu: s. 250 enstrmantalizm: s. 308 epifenomen: s. 132,158,219,224,233, 234, 236, 247, 286,301,303,380 epifenomenalizm: s. 107,224,286,362 esir: s. 181, 207 EPR paradoksu: s. 171 - 203, 246, 249 -251 ezamanllk: s. 190 - 192,196,197 Faraday kafesi: s. 250 farkndalk: s. 106,150,151,153,160, 161, 164,165,167,168,176, 201, 209, 237, 249, 252 253, 269, 272, 277,285,287 - 289,291,293,295, 302, 314, 328, 329, 338, 339, 341,

343 - 345,350 faydaclk: s. 361,363,368,372 faz ilikisi: s. 111, 246, 249 Feynman, Richard: s. 105, 244 frekans: s. 342

229, 232, 234, 236,274 - 276, 279, 284,285,288,291 - 293,297,371, 373,377 k hz: s. 174,179

ikin gereklik: s. 150, 151, 153, 176, 214, 235,356 Freud, Sigmund: s. 167,191, 284, 294, id: s. 294 316,355,379 idealizm: s. 105, 106, 114, 129, 131 Gandhi, Mohandas: s. 193, 348, 349, 133,136,149,151,157,159,161, 369 163, 165,171,173,176,181,189, genlik: s. 111,342 192,198,203,207,208,211 - 217, gereklik: s. 114, 117, 121, 127, 128, 219,227,233 - 236, 243,252,267, 131,133,134,137,146,151,174 268,280,286,295,305,307,309 176,180,189,198, 205, 206, 208 312,316, 331,349, 359 - 361,364, 214,216 - 218,221,227,228,235, 368, 371,373,375 - 377,380,381 266, 302, 308, 311, 325, 326, 328, idealist monizm: s. 105,132, 204, 207, 339,340,350, 363,379, 380 208, 233, 235, 236, 253, 309, 339, geribesleme sistemi: s. 240, 259, 265 349, 369 giriim: s. 109, 111 - 115, 117, 119, indirgemecilik: s. 229 120,127, 144, 145, 202, 260, 265, irtibat beyin: s. 230, 231, 250 294,327,370 ilevcilik: s. 229, 231, 232, 239 - 241, gizli deikenler: s. 108,158,173,174, 244, 252, 279, 284, 289 182-184,187- 189,192, 206, 207 nana yoga: s. 333,334,339,340,372 Gdel teoremi: s. 218, 259, 264, 265, Jung, Cari G.: s. 190 - 192, 243, 247, 267, 269 294, 295,302,355 gunalar: s. 298, 316 Kant, Immanuel: s. 210,360,361,363, gl nesnellik: s. 107,130,174, 206 ' 366,367 Hawking, Stephen: s. 158, 208 kaos teorisi: s. 201, 286 Heisenberg, Werner: s. 120, 121, 128, karma yoga: s. 334,337,338,340,346, 138 -141,171, 205, 210,253, 379 372 Hinduizm: s. 210, 331,357 karlkllk ilkesi: s. 205 Hofstadter, Douglas: s. 153, 218, 259, kategorik zorunluluk: s. 360,361,367 260, 263 - 265 kendine gnderme: s. 149, 153, 193, holizm: s. 229, 230 hr irade: s. 163,189,193, 223 - 226, 209,217,241,254,260,262,267 270, 272,273,287, 289,339 -

422

ndeks

425

kimlik teorisi: s. 225 kiilik tesi psikoloji: s. 191, 218, 285, 289 -292, 294, 298, 299 kiisel uurd: s. 191, 294, 296, 355 klasik benlik: s. 275, 329,381 klasik determinizm: s. 107,163,193 klasik ilevcilik: s. 240, 241, 252 klasik mekanik: s. 105,142, 205, 280 koan: s. 327, 334 - 336 konsantrasyon: s. 341,343 - 345 Kopenhag yorumu: s. 127, 128, 159, 207, 208 kozmoloji: s. 194, 209, 339 krgrii: s. 166,169 kuantum: s. 105, 106, 108, 109, 112 117,119 -121,123,124,126 -128, 132,137,138,141,144 -146,149, 151,153,156 -158,163,170,171, 173 - 177,179,181 -184,188,190 - 192, 194 - 198, 204 - 210, 215, 217, 219, 236 - 238, 241 - 254, 267, 269, 270, 272 - 279, 281, 286 - 296,299,301,303 - 305,311,317 - 321, 327, 329, 332, 337, 339, 344, 359, 363 - 369, 371,373,379 -381 kuantum benlik: s. 272,276,278 - 282, 291,321,322,353,359,370,371 kuantum ilevcilii: s. 243, 279, 284 kantum mekanii: s. 105, 107, 108, 112,124 - 128,131,134,139,141, 142,146,149,156,157,171 -175, 180 -183,187,188,192,193,202, 204 - 206, 208, 215, 234, 237, 241 - 245, 247 - 249, 266, 268, 273,

359, 379, 381 kuantum sramas: s. 192, 205, 237, 238, 242,304,318,320,327 - 329, 334, 370' kuantum zihin: s.235, 236, 249, 250, 276 kresel alma alan: s. 161 Leibniz, Gottfried: s. 213,214, 222 libido: s. 298, 317,334 materyalist realizm: s. 107, 129, 132, 135,151,158,171,175,176,179, 183, 184,196, 203, 204, 206, 207, 251, 266, 302, 304, 310,359,362, 380 makrorealizm: s. 144 mantksal pozitivizm: s. 127,159 Marcel, Anthony: s. 106,168,170,238 -241 Maslov, Abraham: s. 216, 245, 2 78, 289, 290, 302, 322,331 maya: s. 87, 227, 233, 235,236, 279 meditasyon: s. 88,162, 249, 277, 278, 284,293,302,327,338,340 - 350, 352 mistik deneyim: s. 95, 244, 245, 297, 377 monizm: s. 22, 24, 36, 44, 45, 84 - 90, 93, 97 - 99, 104 - 106, 132, 204, 207, 208, 217, 219, 221, 227, 230, 233, 235, 236, 253, 296,309, 349, 369, 380 mor tesi: s. 55, 56,58 nedensellik: s. 83,121,130,195 -197, 215, 265

Neuton, Isaac: s. 11, 17, 18, 41 - 43, 46, 54, 68, 71, 79, 80, 122, 320, 379 Nihilizm: s. 291 normal modlar: s. 246,247, 249 olaslk dalgas: s. 108 ontoloji: s. 176 oyun teorisi: s. 152 lm teorisi: s. 149,252,253,303 paradigma deiimi: s. 12, 380 Planck, Max: s. 56 -58, 60, 70, 139, 379 Podolsky, Boris: s. 171 - 203, 245, 250 polarizasyon: s. 184,186,187 polar iliki: s. 177,178,184,188 potans: s. 100 -102, 209, 250, 252 pozitivizm: s. 127,159 radyoaktivite: s. 107, 124, 136, 137, '247 rajas: s. 298,316 realizm: s. 107, 129, 132, 135, 144, 151, 158,171, 173, 175, 176, 179, 183,184,196,203 - 208,211 - 214, 236, 251, 266, 302,304, 307,310, 359,362, 369,380 rejenerasyon: s. 155 - 157, 215, 237, 245, 273 Rosen, Nathan: s. 171 - 203, 244, 250 rlativite: s. 120,174,183 Russell, Bertrand: s. 164, 213, 214, 264, 265, 379 Sabom, Michael: s. 199 - 201 saf zihin halleri: s. 247, 277

samadhi: s. 290, 291, 298 satori: s. 328,336,350, 351 sattua: s. 298,316 Schrdinger, Eruin: 125 - 159, 163, 170,179,198,204 - 207, 209,247, 266 - 268,379 sefirot: s. 88 Sekiz Katl Yol: s. 338, 364,378,380 Sperry, Roger: s. 228 - 232, 279, 301 uur: s. 21, 24, 29, 30, 32, 33, 35, 37, 44, 51, 53, 83, 86, 90, 92, 93, 95, 106,130 -132,135,146,150,151, 160 - 163, 165, 181, 189 - 192, 194, 195, 197,198, 211, 214, 215, 217, 225, 233, 235, 246, 250, 253, 268 - 270,275,276, 279, 286,287, 289 - 291, 295, 296, 299, 301,303, 304, 308, 312, 314, 339, 342, 346, 351,377,380,381 uurd alglama: s. 239 - 242, 294 uurd: s. 151, 165, 167, 168, 191, 192,218,239,293 - 298,316,319, 355 takm teorisi: s. 164 tamamlayclk: s. 79, 81, 83, 88, 98, 99, 107, 108, 114, 115, 117, 123, 128, 144, 171, 237, 242, 251, 253, 305,311,376 tamas: s. 299 tekbencilik: s. 133, 135, 296, 311, 312, 353 - 356 telepati: s. 50,195, 290 teogoni: s. 88 tezahr dnyas: s. 135

426

Turing makinesi: s. 47, 48,50, 52,230 - 232 tutarl sperpozisyon: s. 125 - 129,131,132,136,146,154 - 156,163,170,178, 205, 206, 208, 237, 241, 242, 252, 253, 269, 274, 287, 288, 291, 294 - 296, 319 uyandrlm potansiyel: s. 250,293 uzaktan grme: s. 194- 198,200 - 203, 238, 249 vedanta: s. 87,376 von Neumann, John: s. 106,129,146,147,156, 252, 271 von Neumann zinciri: s. 146,147,153,156, 241, 268, 269, 273, 311 Wigner, Eugene: s. 159 yaratclk: s. 36,50,51, 78,84,85, 92, 94, 95,132,189,192,193,274,276,281, 290, 297 - 299, 316 - 323, 330, 332, 334, 340, 350, 351, 356, 359, 360, 363, 368, 370 - 372 Yeni-Kopenhaghk: s. 127,159, 207 yerellik: s. 107,179, 180,183, 187, 188, 194, 116, 202, 214, 241, 246, 290, 317, 319,332,355 yerel olmama: s. 120,121,158,174 - 177, 179 - 184, 187 - 192,194 - 198, 201, 202, 206, 207, 214, 215, 238, 242, 244, 245, 248, 250, 252, 253, 267 - 269, 275,276, 290, 297,303,316, 317, 319,332, 353 zayf nesnellik: s. 130, 375 Zen Budizm: s. 123, 131, 299,326 - 323,334 - 336,339,350, 354,377 zihin: s. 199, 200, 208, 215, 217, 219 - 232, 235 - 237, 241 - 244, 246, 247, 249, 252, 263, 269, 272 - 275,277, 286, 288, 293 - 295,319,323,350,379 - 381 zihin alan: s. 287, 380

Você também pode gostar