Escolar Documentos
Profissional Documentos
Cultura Documentos
Erdoan Yldrm
Hasan nal Nalbantolu
ODT
Fen-Edebiyat Fakltesi
Sosyoloji Blm
Birinci Ksm
Hasan nal Nalbantolu
Derridann yasa konusundaki grlerinin dilimizde kapsaml bir deerlendirmesi daha nce
Zeynep Direk tarafndan yapld. Bu yaznn zellikle ikinci ksmnda zerinde durulacak olan
Derridann Force of Law yazsna da bir lde deinen Direk, [a]klanabilirliin tesinde
bulunan adalet[in], yapskm kkrtan ama kendisi ona tabi tutulamayacak bir ey olduunun
altn izerken, bizce hakl olarak, Derridann adalet ve yasann birbirinin iinden ileyilerini
vurgulamakla yetin[diini] de hatrlatmaktadr. (Direk, 2000, 55). Adalet kavram ise Trkiye
Felsefe Kurumunun 17-18 Aralk 1992 tarihinde gerekletirdii bir seminerde yetkin felsefeci,
hukuku ve bilim insanlarnca tartlmtr. Bu kavramn belirsizlii deiik tarihsel ve gncel
cepheleriyle Adnan Griz tarafndan bu seminerde ele alnm bulunmaktadr (Griz, 1994).
Fr. 53, alma/sava hereyin hem atas hem de babuudur; gsterir bazlarn tanr diye,
tekilerini insan; klar bazlarn kle, tekilerini zgr. Fr. 80, Grlmeli ki, atma/sava her
eye ortaktr ve adalet nifaktr, ve de her ey nifan zoruyla olagelir. (Diels-Kranz, 1974, 139-190,
zellikle 162-169). Herakleitos fragmanlar arasnda adalet konusuyla ilgili bakalar da olmakla
birlikte (rn. Diels-Kranz tasnifinde Fr. 94), zellikle bu ikisi tartmamz iin nemli.
Bilindii gibi, tanra Eris nifak yannda kskanlk ve nefretin de tanras olarak bilinir. lyadann
ba kahramanlarndan Akhilleusun babas lml Thesalia kral Peleus ile deniz tanralarndan
Thetisin evlenme trenine davetsiz konuk olarak gelen Eris, tanrlarn oturduu ziyaret masasnn
ortasna gzalc bir altn elma atar. Ancak, sevilene duyulan tutkunun simgesi saylan bu meyvenin
zerinde, en sevilene ifadesi yer almaktadr. yknn gerisi malm: zellikle tanra (Athena,
Hera,
Aphrodite),
bu
meyvenin
kendi
haklar
olduuna
inandklarndan
ve
aralarnda
ekitiklerinden Troya savana uzanacak yolu aan bir nifak oyununa gelirler (Vernant, 2002: 6783). te yandan, Nietzschenin Homerin Yarmasnda o zamann ahlk kurallarn anlamak iin
en temel eser sayd Hesiodosun ler ve Gnlerden esinle altn izdii bir baka yz daha var
Erisin ki bu iki Eris var demekle birdir. Nifak, zulum, sava ve nefrete aan, gece karanln
douran birinci ve yal olan ne denli rktc ise, beceriden en yoksun olanlar bile evine dirlik ve
dzene koymu, zenginlemilerle yartran ikincisi de o denli yararl (Hollingdale, 1999, 75 vd.).
te bu nedenle Nietzsche, Yunanllarn Trajik anda Felsefe balkl yarm kalm almasnda
(beinci ksm) bu ikinci Erisin Hesiod ve Herakleitos tarafndan bir dnya ilkesine
dntrlmesini alklyor. (Nietzsche, 1963, )
zamanlardan bir rnek verirsek, onaltnc yzyl Osmanl ulemasndan Knalzde Alinin bile
biimsel mantk nermeleriyle dnen ada bir siyasa-hukuk dnrnden ok, zellikle
Nasreddin Ts ve sonunda Aristoteles gibi dndn, dolaysyla Ahlk-i Alsinde
szn ettii nefs-i insn yani nefs-i ntkay, zion lgon chon olarak grdn ileri
srebiliriz.4 Bu doruysa eer, ayn durum Herakleitos gibi ok daha eski bir dnr iin
haydi haydi geerli olmal.5 Tartmamza destek olacak daha bir ok rnek slm, Osmanl
dnyas ve ada Trkiyeden getirilebilir: Bunlar, bir yanda felsefi boyutunun da irdelenmesi
gereken adalet ema ve sylemlerinden (daire-i adliyye ve gnmzdeki her tr gizli ak
haklar sylemi6 gibi) tutun da, te yanda tarihsel-toplumsal pratiklerdeki nifak ve
atmalarn yol at adl-hukuk dzenlemelere, rnein, olandan ok olmas-gerekeni
ifade eden Osmanl adaletnmelerine ve gnmzn baz hukuk dzenlemelerine dek
uzanrlar.
(Advar, 1967, 710). Ayrca bkz. (Sarac, 1959, 19-28). Nasreddin Ts, Farabi, Efltun ve en
bata Aristoteles etkisi zellikle Ahlk-i Alnin III. Kitabn sonlayan Htime de belirgin biimde
gze arpmaktadr (Knalzde Ali Efendi, tarihsiz [Hicr 1284], 273-287)
(Kirk, Raven, Schofield, 1983,Chp. VI: Heraclitus of Ephesus 181vd; zellikle 186).
Haziran 2003te hem Jacques Derrida hem de Jrgen Habermasn imzalad ve Avrupa
Birlii odakl bir insan haklar sylemi bildirgesi bunun son rneklerinden biridir (imdilik zeti iin
bkz. http://aldiborontiphoscophornio.blogspot.com/ Tam metnin kaca kaynak: Constellations,
Vol 10: Issue 3, Sept. 2003) -ki Slavoj iek Eyll 2003 sonlarnda Columbia niversitesindeki bir
konferansnda bu bildirgenin gerisinde yatan grn zayfln eletirmi bulunuyor. rencim H.
Sinan Hoadamdan aldm 3 Ekim 2003 tarihli bir e-postaya gre iek, glerini birletiren iki
dnrn fikirlerinin olsa olsa Avrupay kurtarmaya yarayacan, siyasi eylemin ise son derecede
basit olduunu ne srerek, yle kurguskmclerin yapt gibi sz cambazlna gerek
olmadn, Derrida ve Habermas'n uval dolusu lftan sonra ne nerdiklerini ak ak soruyor;
sonuta da aralarndaki eski tm teorik kavgalara, onca Nietzsche, Frankfurt, Heidegger mirasn
kullanmalarna ve radikal politikalar istemelerine karn gerekte siyaseten ok yakn dtklerini,
yani politik pratie gelince ister ortann solu ister solun ortas isterse de sol-liberal densin,
imzaladklar metnin de bunun en iyi kant olduunu ne sryor.
rnein, Derrida Villanova niversitesinde katld bir yuvarlak masa toplantsnda (3 Ekim
1994) daha nce Cardoso Hukuk Okulunda tartt bu konuya Walter Benjaminin iddet zerine
bir metni (Zur Kritik der Gewalt) zerinden yeniden dnerek, adaletin hesap-kitaba yle pek de
kolay gelmediinin, dolaysyla kurguskmnn yaplamayacann altn izmekte ve yle
demektedir: Yasal sistemlerin, haklarn, yasalarn, siyasi yasalarn bir tarihi vardr; bu tarih de
yasalarn dnmnn tarihidir. Bu nedenledir ki,
deitirebilirsiniz; anayasalar, kurumlar var ve bu bir tarih ve bylesi bir tarihin kurguskm
mmkndr. Bir yasal sistemi ya da yasay bir bakasyla deitirdiinizde ya da [varolan]
gelitirdiinizde...bu bir tr kurguskm, eletirel kurguskmdr. yleyse yasa yaln haliyle [as
such] kurguskme tutulabilir, tutulmaldr da. Bu tarihselliin, devrimin, trenin, etiin ve
ilerlemenin kouludur. Ama adalet yasa deildir. Yasay gelitirmeye, yani onun kurguskmn
yapmaya bizi iten, tevik eden eydir adalet. Adalet ars olmasayd yasann kurguskmne
gerek duymazdk. te bu nedenle kurguskm mmkn klan koulun bir adalet ars olduunu
sylemitim. Adalet yasaya, halihazrdaki bir yasal yaplar sistemine indirgenemez. Bunun anlam
udur: adalet kendisiyle her zaman eitsiz ilikidedir, hi bir zaman kendine denk dmez.
(Derrida, 1994).
8
Bilindii gibi, Dke Zeusun Themisten ki bu tanra nomosla, yani dzen ve yasalarla
zdelemitir- olan ve Khoralar olarak bilinen kzndan biri olup, geerahlk ve hatta evren
dzeni ihll edildiinde amanszl, kr cal temsil eden ve saylar hep deien erynislerden
farkl olarak, insan dzeninde adalet, hak ve doruluun temsilcisidir. Kzkardeleri Enoma
iyidzen ve yasalln, Erne ise huzur ve barn temsilcisidirler. Belki de baz Avrupa dillerinde
adaletle ilgili diil kavramlar/szckler ile bu diillik arasnda bir ba kurulabilir (rnein Almanca
die Justiz [adalet] ve die Gerechtigkeit [doruluk, hakalk], Franszca la justice [adalet] ve la
justesse [doruluk]).
10
11
12
Birbiri tamamlarken aralarnda atan u eski iki tekhn, yani yasa/hukuk ile siyaset artk
teknolojiye dnm olarak bugn de adalet karsnda yer almaktadrlar. Modern an eiinde
rnek getirmek gerekirse, Hesiodun ler ve Gnlerinde13 safdil kyl kardei Persese
telkin ettii, glnn hakl olmas gerei karsnda insann kendisini korumaya almas
ynnde, ama gene de doruluktan (Dke) yana ol, / Arla (hubris) kaptrma kendini
telkininde gizlenen yaam stratejisinin yaygn olarak benimsendii bir a ve dnyada
kosmos ile kaos arasndaki eliki nasl bir adalet sorununa yol ayor (eer o da ayor
idiyse)? Acaba, bu dnemden Draconun ierdii lsz iddet dozu nedeniyle sonunda
ilemeyen yasalarna, oradan da Solonun nnde bir tr hakalk paritesi (sonoma)
salayaca umuduyla tasarlad, Atinallardan da on yl boyu uyacaklar szn ald
yasalarna (nmos) giden uzun-ince yol soyut, tek tip adalet talaryla m denmiti?
Gemiten gnmze yol almay srdrdmzde de gene acaba, bu uzun-ince yolu batda
despot, douda egemen (sovereign) buyruunun yasa olmasndan toplum szlemesine ve
sonunda gnmz diktatrlerinin bile diline dm u ieriksiz insan haklarna dek uzanan
otoyola dntrenler adalet mhendisleri mi yoksa onlar en fazla yarm kulak dinleyen
iktidar ve g sahipleri mi? Tabii, adaletin yolunu aan patikalar gerekten bu denli kolay
otoyola dntrlebiliyorsa...
Son bir soru daha... lle de tarihte bir sreklilik arayacaksak, rnein sonomay kendi dil
dnyasna zg grp barbarostan esirgeyen Atina mucizesi (!) bugn de AB ve Amerikan
imperiumlarnn dillere dolanan deil, gerekte uygulanan adalet ve insan haklar anlaynn
prototipi olmasn sakn? Derridann kendini pek de olmad ve asla olamayaca bir tekinin
yerine koymaya alarak verdii yant tekini tatmin etmeye yetecek mi acaba? Yoksa, dem
vurulan o teki, hal kendisi olan ama bu kez bakalar adna konuan bir egodan m
muztarip? Tm bu sorular, Derridann metnini zellikle adalet zerine konutuu yerlerde tm
aporialaryla yakn bir okumaya almay zorunlu klyor; zellikle de Levinastan esinle ama
bizce hem kaygan hem de younluktan yoksun, kvrtmaya yakn sol-liberal sylemli bir
tartma zemininde son bulmaya aday konukseverlik ve tekine [ya da, teki iin] adalet gibi
kavramlarn kozmetik albenisi dnldnde.
olursa, bu biimde tekine-dnk bir adaletin o gizli l, o eyin (to hti, das Dass)
gerektirdii ortada bir yerde deil de kolaylkla tekinin adaletinde sonulanabileceini hep
dnmek zorundayz. Hi kukusuz, Derridann da dedii gibi, gelecek-olan (-venir; elle
est -venir), teki her ne ya da kim olursa olsun hep tikeldir ve de bu geliin (venue) ne
getirecei hi belli olmaz. Hele adalet dnldnde... Zaten Derridann kendisi de
hesaplanabilir sayd u performatif hukuk ve yasann, ksacas dpedz tekhnnin doru
ya da yanl, haka ya da deil olduunu ne srecek belirleyici (constative) olann,
Hesiodos, ler ve Gnler, (Eybolu & Erhat, 1983, 149, satr 213 vd.)
kinci Ksm
Erdoan Yldrm
15
Bu konuda duyduu derin rahatszl neredeyse btn metin boyunca aralara sktrd
sizin diliniz, Franszca byle, ngilizcede byle mi? gibi ifadelerden anlamak mmkn. Bu
konu, zerinde fazla durmaya demeyecek bir nokta gibi grnmekle birlikte, Derridann
Franszca dnda baka bir dile dn dili olarak fazla gvenemediini gstermesi asndan
ilgin olduu muhakkak (bunu hukuk ya da yasa anlamnda kulland her justice deyiinde
hemen ardndan parantezlerin arasna Franszca droit ya da loi szcklerini sktrmasndan
karmak mmkn).
kinci nokta ise dnsel adan daha nemli ve bizim esas zerinde durmak istediimiz
noktay oluturuyor. Bu ikinci rahatszlk Derridann kurguskm ve adalet kavramlarn
yanyana dnmeye zorlanmasndan kaynaklanma benziyor (2002: 231):
Her ne kadar ba konumac erefiyle onurlandrlm olsam da bu baln ya da
sorunsaln kesin belirlenmesiyle hi bir ilgim olmad. Kurguskm ve Adalet
Olanakll: Ve balac sanki ayn kategoriye ait olmayan kelimeleri, kavramlar,
belki de eyleri bir araya getiriyor. Ve gibi bir bala, nasl alrsa alsn ister
kyaslama, ister ayrtrma, isterse de ztlkla alsn dzeni, taksonomiyi,
snflandrc mant reddetme cretini gsteriyor. Kt niyetli bir konumac yle
diyebilirdi: Arada bir balant grmyorum; hibir retorik byle bir giriimin altndan
kalkamaz. Bu eylerin ya da kategorilerin (kurguskm, olanakllk, adalet) ve hatta
bu syncategoremelerin (and, the, of) herbiri hakknda konuabilirim, ama bu srada,
bu taxisde, bu taksonomide ya da bu bilekede deil.
Derrida her ne kadar daha nceleri baka eserlerinde adalet konusuna deinmi olsa bile bu
deinmelerin st rtl ve adaletle ok yakndan ilikili konular erevesinde gerekletiini
ve adalet konusunu nplana alr grnmediini de kabul ediyor (2002: 235):
16
The Force of Law ilk biimiyle Cardozo Law Review XI, (1990)da kmtr. Ayn konuma daha
sonra Drucilla Cornell, Michel Rosenfeld ve David Gray Carlson, 1992, Deconstruction and the
Possibility of Justice, Routledge, New York ve Londra iinde Derrida, Jacques, 1992, Force of
Law: the Mystical Foundation of Authority isimiyle baslmtr. Aksi belirtilmedii takdirde, parantez
ii btn numaralar bu son makalenin geniletilmi ve elden geirilmi biimiyle yer ald Derrida,
Jacques, 2002, Acts of Religion, dzenleyen Gil Anidjar, Routledge, New York and Londondaki
sayfa numaralarn belirtmektedir.
kurguskmsel
metinlerin
dolayl
olarak
srekli
adalet
konusu
etrafnda
adaleti
konu
haline
dntremeyeceini
ya
da
Burada Zeynep Direkin (2000: 54) apraz grme konusundaki bana gre [E.Y.] biraz iirsel
sezgisine katlmakta glk ekiyorum. Kanmca bu oblique ifadesinden anlalmas gereken,
elbette zellikle szc Derridann kulland biimiyle, ele alnan ve bylece eyletirilene bir
dorudan bakamama sorunuyla kar karya olunduudur. Gerekten de Derridann sunumunda
bir yandan eyletirilen, kendisinden sanki bir eymi gibi bahsedilen adalet te yandan da
ylesine insan yaamndan uzak ve soyutlanm bir ey olarak dnlmektedir ki, brakn ona
dorudan bakmay yandan bir bak atabilmek bile bir ustalk ve maharet ii olsa gerek.
10
Belirli bir yntemin benimsenip uygulamaya konmasnn kendi bana tad o gizli siyasi anlam
imdilik bir kenara braklrsa.
19
11
metnindeki asl nemli noktalarn, kendisinin droitya kar kurduu ve juste dedii adalet
kavramn ve onunla ilikili olarak otoritenin mistik temelini kurguskmne tabi tutmaya
girimesiyle ancak balad sylenebilir.
Yasann Mistik Temeli
Derridaya gre birbirlerinden farkl eyler olarak beliren adalet ve hukuk (yasa) arasnda
gene de ok yakn bir iliki vardr. Benlikte ortaya kan adalet talebi (the call for justice/the
cry for justice) ancak g/kuvvet/zorla (power/force) birleerek herhalde hayata gemeyi
baard anda (moment) adalet olmaktan kar ve kendisi olmayan baka bir eye hukuka
dnr. te tam bu dnme annda artk bir hukuk sylemine dnven(!) adalet
herhangi bir nitelemenin ve sylemin tesine geerek Wittgensteinin kastettii anlamda
yani artk szn bittii yerde mistik bir nitelik kazanr (2002: 241):
Adalet droit (hukuk veya yasa anlamnda) basite bir sosyal kuvvet ya da gcn,
rnein, onun dnda ve ondan nce varolan ve gerekli olduu zaman ona uyduu ve
ona gre eilip bkld bir ekonomik, siyasi, ideolojik gcn hizmetine sunulamaz.
[Adaletin] tam kurulu ya da kurumsallama an (...), yasann (droit) kurulmasna,
balatlmasna, hakl karlmasna gtren, yasann yaplmasna gtren ilem,
kendisi ne hakl ne de haksz olan ve hi bir adaletin ve kendi kurucu ncl anyla
ncegelen hi bir yasann garanti edemedii, eliemedii ya da geersiz klamad
bir coup de forceu, bir performatifi ve bu nedenle de yorumsamac bir iddeti
ierecektir.
Bir sonraki sayfada da (2002: 242): Burada sylem kendi snrna ulayor kendi iinde,
bizzat kendi performatif gcnn iinde. Bu, benim gizemli demeyi nerdiim eydir. Burada,
kurucu eylemin iddet ieren yaps iinde bir sessizliin 20 etraf duvarlarla rlmtr, diyen
satrlar okuyoruz. Aslnda bu pasajlarda Derridann yakalam grnd nokta dikkatli bir
bak haketmektedir. Derridann yorumunda, Pascaldan yaplan alntlarda sanki birbirinden
bamsz iki eymi gibi sunulan adalet ve g/kuvvet kavramlar arasndaki ilikinin nitelii
Yakndan bakldnda anlalacaktr ki, her iki alntda da (Pascal ve Derridadan) neyin adil
olduunun zaten bilindii (ama nedense asla sylenmez) ima edilmektedir. Her iki yazar da adilin
ne olduu sorusunu sormazlar, onlara gre adil adildir, asl sorun adil ile g arasndaki ilikiyi
zmek ve bylece otoriteyi mistik bir temele oturtabilmektir (Derrida, 2002: 239-240). Sanki bu
adil herkes tarafndan zaten ve apak bilinen ve zerinde sorunsuz bir ekilde anlamaya varlm
ve bu yzden de nelii konusunda daha fazla aklama yapmaya gerek olmayan bir eymi gibi
20
Burada hakkyla bir sessizlikten bahsedebilmek iin herhalde insann kurucu iddetin ya da
performative edimin kard grlt patrty duyamayacak kadar sar olmas ya da belki de
sylemin snrlarn her frsatta ama becerisine sahip olan yaamdan o lde kopuk olmas
gerekir.
12
deiir, yani g/kuvvetin otoriteye dnebilmesi iin adil olmas gereklilii 21 ortadan kalkar
ve onun yerine Montaignenin yasann otoritesinin gene yasadan kaynakland dncesine
dnr22. Derrida (2002: 241-42), adaletten baka bir eye haline dnmekte olan yasann
(hukukun) bu otoriteyi bizzat kendisini kurma eylemi iinde bulduunu sylyor. Ancak burada
unutulmu gibi grnen nokta, bu kurma eyleminin bizzat kendisinin bir g ifadesi
(performative/gcn nesnellemesi) olduu gereidir. Yoksa, bir dncenin, ortada hi bir
fiziksel g, kuvvet, zor bulunmakszn (buna dncenin kendisinin dnce olmakla iinde
barndrd g de dahil olmak zere) kendisini uygulama alanna (praxis) soktuunu,
gerekletirdiini varsaymak gerekecektir ki, bu pek de mantksal veya gereki
grnmyor.23
Ancak, Derridann otoritenin gizemli temelleri zerinde srarla durmas basit bir ifadeyi
yinelemekten holanma durumundan te ok daha ciddi kuramsal bir nedene dayanyor.
Derrida, adalet ile yasa/hukuk arasndaki ayrtrmasn, otoritenin bu gizemli temeli zerinde
birer ey olarak ele ald adalet ve yasa/hukuk arasnda uygulayc/kurucu iddet araclyla
gerekleen bir imkansz gei, bir geerken bozulma/dnme durumu zerine, bir aporia
zerine oturtmak istiyor.24 Bu, bir kurguskm denemesi mi, belli deil. nk, yasann
21
Derridann alnt yapt pasajda Pascal (Derrida, 2002: 239; Pascal, Penses, 293): Ve bylece,
adil olan gl yapmak mmkn olmadna gre, gl adil klnd, dedikten sonra adaletin bir
ey olmadnn farknda olduunu gsterircesine unu syler (Derrida, 2002: 239: Pascal,
Penses, 294):
... biri adaletin znn yasakoyucunun otoritesi olduunu, bir bakas egemenin
kar olduunu, bir bakas da yrrlkteki gelenek olduunu syler; en dorusu bu
sonuncusudur: basit bir akl yrtme bize hi bir eyin kendi bana adil olmadn
syler; her ey zamanla deiir. Tm hakkaniyetin yegne temeli gelenektir, nk
kabul edilmitir de ondan. Otoritenin gizemli temeli budur. Her kim onu ilk prensiplere
tarsa yok eder.
Derridann adaletin gizemli temelinin gelenek olduunu syleyen Pascalla yasalarn gizemli
temelinden bahseden Montaignei ayn eylerden szediyorlarmcasna deerlendirmesi ilgi ekici.
Oysaki, Pascal adaletten (juste), Montaigne ise yasalardan (lois) bahsederek otoritenin gizemli
temeline ulamaktalar. Bu ikisinin birbiriyle ayn ey olmadn ise gene Derridadan (2002: 240)
reniyoruz : Montaigne burada aka yasalar [lois] ayryor, yani yasay [droit] adaletten ayryor.
Yasann adaleti, yasa olarak adalet deildir. Yasalar yasa olduklar iin adil olmazlar.
22
Derridann metninde Montaigne (2002: 239-240; Essais 3, ch.13, De lexprience, 1962: 1203)
yle demektedir: Yasalar gvenildikleri iin korunmazlar, onlara yasa olduklar iin uyulur:
otoritelerinin gizemli temeli budur, baka bir temelleri de yoktur... Onlara adil olduklar iin uyan kii
onlara uymas gerektii gibi uymuyor demektir.
23
24
13
Aporia Deneyimi
Aporia szc Yunanca ve sonra Franszcaya girdii haliyle kuku, tereddt, glk,
geilemeyen, kuramsal bir konuda birbirine zt fikirlerin farknda olunmasndan kaynaklanan
ve felsefi olarak sistematik bir kukuya yol aan glk ya da sorun, konuma ya da yazda
bir glk veya kukuyu ifade eden blm anlamlarna geliyor. Ksacas aporia, dncenin
aprazlamasndan doan bir alamaz. Derrida (2002: 244), aporia deneyimini yanyana
gelen bu iki szcn ierdii zt anlamlara dayandrarak temellendiriyor. Ona gre, deneyim
(experience) ulamak iin gei bulduu bir hedefe doru yol alan, giden bir eydir. Ancak,
aporia bir yol-olmayan olduu, geie izin vermeyen bir ey olduu iin aporiann tam bir
deneyimi sz konusu olamaz.
Burada adalet ve yasa arasndaki temel balanty kuran ey deneyimdir. nk, adalet da
vurulmad, yani benliin iinden deneyimler dnyasna karlmad srece olanakszn
deneyiminden, adalet istencinden, arzusundan, talebinden teye gidemez ve bir adalet
ars haline dnemez.26 Adaletin deneyimlenebilmesi iin bir ar haline dnmesi, da
vurulmas gerekir. Halbuki, adaletin bu davurumu, onun bir deneyim haline dntrlmesi
onu adalet olmaktan karan eyin de bizzat kendisidir. Adaletin aryla birlikte nasl olup da
adalet olmaktan kt sorununu bir an erteleyerek, burada adaletin olanakszn deneyimi
26
Derrida (2002: 244): Ama, ne kadar olanaksz olursa olsun, bu aporia deneyimi olmakszn
adaletin olmayacana inanyorum. Adalet, bir olanakszlk deneyimidir: yaps bir aporia deneyimi
olmayan bir adalet istenci, arzusu, talebinin olduu ey olmaya hi bir ans olmayacaktr yani,
hakl bir adalet ars/l olmaya.
14
olduu eklindeki ifadeye biraz daha yakndan baktmzda bunun ciddi glkler ierdiini
syleyebiliriz. Buna gre adalet; ya daha deneyime dnmeye balad anda (moment)
adalet olmaktan kmaktadr ki bu durumda ondan bir deneyim olarak bahsedilemez. nk
deneyimlenemeyen bir ey algya girmeyeceinden yok olmasa da bir belirsizlik olarak
kalr ve biz ya olmayan bir deneyimden bahsederiz ya da bir olanakszlk deneyimi, daha da
beteri, geisizlik/aporia karsnda duyulan dkrkl deneyimine dnen bir eyden sz
etmek zorunda kalrz. Her iki durumda da adaleti baka herhangi bir olanakszlktan
ayrmann yolu kalmayacandan, neden baz belirsizliklere adalet dendii anlalamaz hale
gelir.
Bir baka sorun da, aporiann tkad sylenen ve bize bir yol katedi ya da gidi olarak
sunulan deneyimin yola nereden kp nereye gittiiyle ilgili. Derridann isten, arzu, talep gibi
nitelemelerinden anlald kadaryla, ibenlikten yola kan deneyim yukardaki ifadeleri
yalanlarcasna gene benlik iinde biimlenmi olan27 belli bir eyin burada adaletin
istenci, arzusu, talebi olarak benlik dnda o eyi kurma hedefine doru yol almaktadr.
Hatta, Derrida bu konuda daha ak bir ifadeyle Levinasdan alnt yaparak (2002: 250;
Levinas, Totality and Infinity, 1969: 89), tekiyle iliki, yani adalet diyerek, adaletin tekiyle
kurulan ilikinin arac olduunu ima etmektedir. Ksacas, Derridaya gre adalet deneyimi
istencin benlikten kalkp tekine doru uzanmas olarak biimlenir. 28 Oysa, benliin bu
istencini, arzusunu, talebini bir arya dntrme eylemi (performatif edim/sylem) tam da
Nietzschedeki g istenci anlamnda tekini ve benliin tekiyi de kapsayan benlik-dn
(ben-olmayan) kendisine gre biimlendirme abas deil midir? Ve eer durum byleyse,
benlik iinde kurulmu adaletin gereklemesi asndan benliin kendi adalet arzusunun
kurucu/performatif bir eylem sonucunda teki iin hukua dnmesinde olanaksz ve gizemli
bir taraf kalr m? Yazk ki tekinin buna adalet deyip demeyecei, kendisini benlikle ne
lde zdeletirebildiiyle ilgili bir sorun olarak kalmak zorunda gibi grnyor. Oysaki,
tersine bir durumda, yani teki teki olarak kald srece benliin ona sunduu adaletin
karsna kendi adalet istenciyle kmak isteyecek, gc yetmedii lde bunu bir hukuk
olarak tanmaya raz olacaktr. Elbette bu karlama ve kar karya kaltan (confrontation)
beklenebilecek tek sonu bundan ibaret deildir. Her karlama kendi iinde bir risk tar ve o
risk karlama sonunda benlik ve teki arasnda imdiye kadar varolan (geici) gler
dengesinin baka bir yerde (locality) yeniden kurulmas olasln ierir. Yani, teki de tpk
benlik gibi bu istenci eyleme koyduunda (performative), dahas, koymay baardnda
27
28
Derrida (2002: 250), bu noktada Levinasn tekinin sonsuz hakkndan bahsettiini syleyerek
karmaaya yer vermek istemediinden kendisinin Levinasn bu Yahudi humanizmi dorultusunda
daha fazla ilerlemeyeceini sylyor. Derridann aktard Levinasdaki ifade udur (Levinas, Nine
Talmudic Readings): tekinin hakknn uzam pratikte snrsz haktr.
15
ortaya kan sonu benlik ve tekinin rollerinde basit bir yer deitirmeyle sonulanabilir. 29
Sanrm, her iki durumda da ortaya kacak olan Derridann hakl olduu yer de burasdr
adalet deil hukuk olacaktr; ya da Derridadan farkl sylersek, benliin adaleti, benlie ve
tekine ait, her ikisince paylalan, paylalmak zorunda kalnan ortak bir hukuk oluturacaktr.
iddet
imdi, Derridaya gre adaletin aryla birlikte nasl adalet olmaktan ktna bakalm. Bu
noktada Derrida adil yarg anyla daha sonra yasann kurulu annda gerekleen iddeti
birbirinden ayr ele alyor. Birincisinde, iddetten st rtl bir yeniden kefetme olarak
nceden var olan yasann her davada yeniden bozulup yeniden yaplmas sreci iinde
bahsediyor. Bu durumda Derrida, kiinin vard yarglarn adil olup olmadna karar
verebilmek iin kiinin zgr ve edimlerinden sorumlu olmas gerektiini belirttikten sonra bu
yarglarn adil olduunun sylenebilmesi, byle kabul edilebilmesi iin bir de yasaya [loi]
uygun olmalar gerektiini ekliyor (2002: 251). Ancak, eer yarglar sadece yasaya uygun
olmakla kalrlarsa onun gznde yasal, meru vb. olabilirler, ancak adil olamazlar. Kendisi
yargnn adil olabilmesi iin yargcn sadece yasay uygulamakla kalmayp onu yeniden
yapmas gerektiini belirtiyor.30 Ancak, burada Derridann nceki ifadelerinin tersine bir durum
szkonusu gibidir; o da adaletin mmkn olabilen bir deneyim olduu sonucudur. Derrida,
taze
yargnn
yasal
dzeyde
adaleti
salayabileceinden,
dolaysyla,
adaleti
Benlik ve tekinin adalet istenlerinin ierikleri burada dikkate alnmamtr. Zaten, birbirlerine olan
greli durular asndan bunun pek de bir nemi yoktur. Birisinin adalet istencini hi bir zaman
brnn adalet istenci olarak ikame etme olana olmayacaktr.
30
31
Derrida bu konuda her ne kadar olumsuz bir dil kullansa da adil bir karar iin ne srd
koullarn karlanma olaslnn bulunmadn dnmek en azndan mantksal adan doru
grnmyor. Derridann olumsuz ifadeleri ve vard olumsuz yarg aynen yle (252):
16
koymaktan ekinse de aslnda dpedz bir iddet uygulamas olan bylesi bir durumda, yani
yargcn ayn zamanda hem ykc hem de onaylayc olan bu eyleminde adalet ve hukuk
arasndaki
iliki
aporatik
bir
deneyim
olmaktan
kyor
ve
adalet
eriilebilecek,
Peki, ya yarg bu ikisini de yapyor ya da daha iyisi Derridann betimledii iki ar ucun arasnda
kalmay baaryor, yani kural tanyp, ona gndermelerde bulunup, kendi zgr iradesiyle nne
gelen davay deerlendirip, buna gre bir karar veriyorsa ki bir ok yarg byle yaptn
dnebilir ne olacak? Anlalan Derrida iin yarglarn ne dndnden ok onun kendi
dndkleri daha nemli; nk kendisi hemen devamnda paradoks olarak nitelendirdii bu
durumda herhangi birisinin adil olamayacan, adil bir karar verilemeyeceini sylemekte:
Bu paradoksdan kan udur ki, hibir zaman hibir kimse halihazrda bir kararn adil olduunu,
salt adil olduunu (yani, zgr ve sorumlu olduunu) syleyemez, hatta, ben adilim hi diyemez.
32
Derridann adaleti belli bir ey olarak kavradn gsteren u pasaj ilgi ekici (2002: 248):
nsan adalete kar adil [juste] olmal [il faut], ve adil davranlmas gereken ilk ey, onu dinlemek,
nereden geldiini, bizden ne istediini, bunu tekil deyimlerle (Dike, Jus, justitia, justice,
Gerechtigkeit (...) gibi) yaptn bilerek onu anlamaya almaktr.
33
17
18
eye gndermede bulunmaz.34 Bu durum bir kavram olarak adaletin kendisine has,
genelgeer bir ierii olmad, ya da daha ak ifade edersek, ieriinin sadece ve sadece
her adalet ars yapan benliin kendi benlik-olmayanna ynelik dzen talebinin sonucu
olarak biimlendii anlamna gelir. Adaletin kurguskmnn yaplamamasnn gerek nedeni
kavramn kendi genellii erevesinde ortaya kan bu ieriksizlii olsa gerek; yoksa
Derridann savlad gibi onun gizemli bir temele sahip olmas deil. Bunun tersine, adalet ve
hukuk kavramlarn gerek bireyler gerekse toplumsal gruplar arasndaki ilikilerin yer ald
tm sosyal pratikler dnyasnda varolan ve biimlenen benlik ve teki ilikileri zerine
oturttuumuzda btn gizem bir anda yok olmaktadr.
Sonu (ya da Kimin Adaleti?):
Bize gre Derridann bu meseleyi gizemli grmesinin srr daha nce de belirttiimiz gibi
adaleti benlikten darya doru, tekine doru, tekine adalet getirmek, tekine adil olmak ve
hatta teki iin, teki adna adil olmak iin uzanan bir isten deneyimi olarak grmesinde
yatyor. En azndan kendisini anlatda deil, szcn en kat anlamnda gerekten
tekine dntremeyen benlik asndan byle bir deneyimin olanakszl ortadadr ve bu
anlamda adalet yani Derrida tarafndan anlald anlamda adalet deneyimlenemeyen
bir aporia olmaktan teye gidemez. Daha dorusu, deneyimlenen tek ey adalet deil
kendisine adalet aporias bile denemeyecek olan ieriksiz bir aporia, bir d krklndan
baka bir ey olamaz: imden teki iin adalet istenci ykseliyor ama, tekinin adaletini
duyumsayamadm iin benliimin tekine uzatabildii (ortaya koyabildii) tek adalet gene
benim bu sefer onun iin adil olduunu gene kendimin dnd kendi adaletim oluyor.
Kendisine ve bakalarna kar biraz drst olabilen bir benliin adalet adna iddia edebilecei
tek ey budur.
Ama tersine eer benlik, Derridann kendi benliinde olduu gibi, bu alamaz karmak bir
sylemin arkasnda gizlemeye alyor ve mulak paradokslarn rts altndan, bunun
34
M.. 350 gibi erken bir zamanda, kendisinden nce gelen Plato ve Sokratesin tersine, iinde
adaletin de bir parasn oluturduu siyasetin amac olan mutlak iyinin doal bir ey olmadn
ama insanlarn sosyal yaamnn bir sonucu olduunu biliyordu:
imdi, siyaset biliminin aratrd iyi ve adil eylemler ok eitlilik ve dalgalanma gsterir, yle ki,
anlamayla varolduklar, doal olmadklar dnlebilir. Birok insana zarar verdiklerinden iyiler
de benzeri bir dalgalanma sergilerler; nk bunda nce de insanlar ama servetleri ama
cesaretleri nedeniyle helak olmulardr.
19
aslnda olanaksz olan, ama gene de olanakl olan bir durum olduunu savlamaya
kalkyorsa,35 o zaman o tekinin bu sylemin kendisi asndan ne anlama geldiini, ne adna
retildiini sorgulama ve savlama ediminin kendisine yneltilen etkilerini lp bime
zorunluluu doar. yle anlalyor ki, Derridann metninde kendisini ak eden benliin
kendisinden kp tekine yerleerek, bir yandan benlik olarak kalmaya devam ederken
(Derrida hala Derridadr) te yandan da teki iinden teki adna (Derrida Afrikada, Derrida
Mandelayla) ve teki iin, hem de evrensel olduu savlanan, bir adalet istenci ortaya
koymas, benliin tekilere Afrika yerlileri, Mandela ve izleyicileri vs. ynelik olarak ortaya
koyduu edimler iinde belki de imdiye kadar en incelmi (refined) bu nedenle de en tehlikeli
mdahalelerden birini oluturmaktadr.
Bu zamana dein o, teki, benliin kendisine doru aknn eitli biimleriyle (militarist
smrgecilik, klecilik, sonra yumuak smrgecilik, aalanma, dlanma, vs.) karlam
ve bunlara kar iyi kt kendi konumunu belirlemiti, bugn de belirlemeyi srdryor. Btn
bu artk eskimi mdahale biimlerinin hepsinde teki olan hi deilse teki olarak kendisine
gene de bir varlk alan bulmay baarm grnyordu. Oysa, Derridann bu ok yeni ve ince
savyla tekine sunulan, artk teki olarak bile olsa kendisine varoluta bir yer tutmay
baard varolan konumu da terketmesi ve benliin, o-tekinin kendi yerine de konumasna
raz olmasdr. Hem de ne adna? eriini tamamen benliin belirledii evrensel bir insan
haklar syleminin btn sosyal dnyaya rakipsiz egemen olmas adna. Peki, ayet durum
byleyse, o zaman herkese sunulan bu evrensel insan haklar syleminin ve tabii u
Derridann metninde ska geen o saf adalet kavramnn, kendisinden yola karak tekine
uzanan ve oradan teki adna konuma hakkn kendinde gren benliin tek ve btnletirici
(ve tekini yok edici) egemenliini temellendiren, hakl karan, merulatran bir sylem
olmaktan baka ne anlam kalyor?
Bu noktada bu yaznn t banda deinilen Herakleitos fragmanlarn yeniden hatrlamak
yerinde olacak (Diels-Kranz, 1974: 139-190, Frs. 53 ve 80). Alntlanan birinci fragmanda
Herakleitos yle diyordu: atma/sava her eyin hem atas hem de babuudur; gsterir
bazlarn tanr diye, tekilerini insan; klar bazlarn kle, tekilerini zgr. kinci fragman ise
adaleti nifakla zdeletirmesi bakmndan belki de birincisinden daha nemli: Grlmeli ki,
atma/sava her eye ortaktr ve adalet nifaktr, ve de her ey nifan zoruyla olagelir
nsanca, fazlasyla insanca...gizli hmanizmalar barndrmadndan olacak.
35
Bu savlama basite bir sylem olmann ok tesinde, bal bana bir performatif edim olma
nitelii tar.
20
Kaynaka
Advar, A. Adnan, 1967, Knalzde Ali maddesi, slm Ansiklopedisi, Cilt. VI Milli Eitim
Bakanl yay., stanbul: 709-711.
Aristotle, 1934 (second revised edition), The Nichomachean Ethics, Greek original with an
English translation by H. Rackham, William Heinemann, Ltd and Harvard University
Press, London and Cambridge, Massachusetts
Derrida, Jacques, 2002, Force of Law: The Mystical Foundation of Authority , Acts of
Religion, Edited and with an Introduction by Gil Anidjar, Routledge, New York and London:
230-298.
Derrida, Jacques, 1994, Roundtable Discussion with Jacques Derrida Villanova University,
October 3, 1994, [http://www.cas.usf.edu/journal/fobo/vill1.html].
Diels, Hermann, herausgegeben von Walther Kranz, 1974 (1951), Die Fragmente der
Vorsokratiker: Grieschich und Deutsch, Erster Band, von, Weidmann.
Direk, Zeynep, 2000, Yasann Kayna stne, Defter, Yl 14, Say 40 (Yaz 2000): 49-75.
een, Anl, 1993, Adalet Kavram, Gndoan Yaynlar, Ankara.
Eybolu, Sabahattin & Erhat Azra, ev., 1983 (1977), Hesiodos Eseri ve Kaynaklar, nsz,
Giri, Szlk A. Erhat, TTK Yay., Ankara.
Griz, Adnan, 1994, Adalet Kavramnn Belirsizlii, Adalet Kavram, Editr: Adnan Griz,
Ankara: Trkiye Felsefe Kurumu: 5-25.
Heidegger, Martin, 1953, Einfhrung in die Metaphysik, Max Niemeyer, Tbingen.
Hollingdale, R. J., 1999, Nietzsche, The Man and His Philosophy, Revised Edition,
Cambridge University Press, Cambridge.
Kirk, G.S., Raven, J. E. and Schofield, M., 1983, The Presocratic Philosophers, 2nd. Ed.
Cambridge University Press., Cambridge.
Knalzde Ali Efendi (tarihsiz [Hicr 1284]), Devlet ve Aile Ahlk [Ahlk- Al, II-III], Baskya
hazrlyan Ahmet Kahraman, stanbul: Tercman 1001 Temel Eser, No.69.
Nietzsche, Friedrich, 1963 (1956), Yunanllarn Trajik anda Felsefe, trans. by Nusret
Hzr,Elif Yaynlar, stanbul [ilk basks: Trkiye Bankas Kltr Yaynlar, Ankara]
21
Nietzsche, Friedrich, 2003, Writings from the Late Notebooks, Edited by Rdiger Bittner,
Translated by Kate Sturge Cambridge University Press., Cambridge
Sarac, Cell 1959, Ahlk- Al, slm limleri Enstitits Dergisi, Cilt I, Ankara niversitesi
lhiyat Fakltesi: 19-28.
Terray, Emmanuel, 2003, Law versus Politics, New Left Review, Second Series, No. 22
(July-August 2003): 71-91.
Vernant, Jean-Pierre [told by], 2002 (1999), The Universe, the Gods, and Mortals: Ancient
Greek Myths, trans. by Linda Asher, Profile Books, London.