Você está na página 1de 2

Kapı komşum David'in beş ve yedi yaşında iki çocuğu var.

Bir gün yedi yaşındaki oğlu


Kelly'ye benzinle çalışan çalışan çim biçme makiasıyla nasıl çim biçildiğini öğretiyordu.
Makinayı çim üzerinde nasıl döndüreceğini öğretirken eşi Jan, David'I bir soru sormak için
içeri çağırdı. David içeri girince, Kelly makinayı çalıştırdı ve çimlerin ortasındaki çiçek
tarhına daldı. Çiçek tarhı bir anda mahvolmuştu.

David döndüğünde gördüğü manzara karşısında çılgına döndü. Bütün komşuların çok
beğendiği, emek emek kndi elleriyle yaptığı çiçek tarhı yoktu artık. David tam sesini
yükseltmeye başlamıştı ki, Jan dışarıya çıktı ve David'e ''David, çiçek değil, çocuk
yetiştirdiğini unutma!'' dedi. Jan bu sözleriyle bana anababa olarak önceliklerimizin ne
olduğunu çok güzel anımsattı. Çocukların kendileri ve benlik saygıları, kırabilecekleri ya da
hasar verebilecekleri herhangi bir fiziksel nesneden çok daha önemlidir. Bir futbol topunun
kırdığı bir cam, dikkat edilmediği için kırılan bir lamba ya da mutfakta elden kayıp, kırılan
bir tabak zaten kırılmıştır. Çiçekler zaten ölmüştür. Verilen bu zararı, bir de ben
çocuğumu inciterek, yaşam sevincini öldürerek iki katına çıkartmamalıyım.

************

Birkaç hafta önce kendime spor bir ceket aldım ve dükkan sahibi Mark Michaels ile
annebabalık üzerine biraz sohbet ettik. Mark bana eşi ve yedi yaşındaki kızlarıyla dışarıya
yemeğe çıktıkları bir gece kızının masadaki bardağı devirdiğini anlattı. Masadaki su
temizlenip, anne babası üzülmemesini söyledikleri zaman kızı onlara bakmış ve, ''Biliyor
musunuz, size diğer anne babalara benzemediğiniz için teşekkür etmek istiyorum.
Arkadaşlarımın çoğunun annebabaları böyle bir durumda onlara bağırır ve bir de daha
dikkatli olmaları konusunda onlara söylev çekerler. Böyle birşey yapmadığınız için size
teşekkür ederim!'' demiş.

Bir seferinde ben arkadaşlarımla yemekteyken, benzer bir olay oldu. Beş yaşındaki oğulları
masaya bir bardak süt döktü. Arkadaşlarım çocuklarına bağırmaya başlayınca, ben de
bilerek çarptım ve kendi bardağımı devirdim. 48 yaşında olmama rağmen nasıl halâ aynı
şeyi yaptığımı anlatmaya başlayınca, çocuğun gözleri parladı ve anne babası gereken mesajı
alıp, çocuklarına bağırmaktan vazgeçtiler. Her gün halâ yeni birşeyler öğrendiğimiz unutmak
bazen ne kadar da kolay oluyor.

************
Geçenlerde Stephen Glenn'den ünlü bir araştırmacı bilimadamı hakkında bir öykü dinledim.
Bir bilimadamının tıp konusunda yeni ve çok önemli buluşları
olmuştu. Bir gazete muhabiri röportaj yaparken kendisine, ortalama bir insandan nasıl olup
da daha farklı ve yaratıcı bir insan olduğunu sormuş. Kendisini diğerlerinden ayıran özellik
neymiş?

Bilimadamı bu soruyu ''iki yaşındayken annesinin yaşadığı bir deneyim nedeniyle'' diye
yanıtlamış. Bilimadamı buzdolabından süt şişesini çıkartmaya çalışırken, şişe elinden kayıp
yere düşmüş ve ortalık süt gölüne dönmüş. Annesi mutfağa geldiğinde, ona bağırmak,
söylenmek ya da cezalandırmak yerine, ''Robert, ne kadar güzel bir hata yaptın! Daha
önce bu kadar büyük bir süt gölü görmemiştim. Evet, olan olmuş. Şimdi birlikte burayı
temizlemeden önce biraz yerdeki sütle oynamak ister misin?'' demiş.
O da eğilip, oynamış yere dökülen sütle. Birkaç dakika sonra annesi, ''Robert, bu tür bir
şey yaptığında, bunu senin temizlemen ve herşeyi eski haline getirmen gerektiğini biliyor
musun? Bunu nasıl yapmak istersin? Bir sünger mi kullanalım, bir havlu ya da bir bez mi?
Hangisini istersin?'' demiş. Robert süngeri seçmiş ve birlikte yere dökülen sütü
temizlemişler.
Daha sonra annesi, ''Biliyor musun, burada yaşadığımız olay, senin iki minik elinle bir süt
şişesini taşıyamadığın kötü bir deneyimdi. Şimdi arka bahçeye çıkalım ve şişeyi sula
doldurup, senin dolu bir şişeyi düşürmeden taşımanı sağlayalım'' demiş. Küçük çocuk şişeyi
boğazından iki eliyle tutarsa, düşürmeden taşıyabileceğini öğrenmiş. Ne güzel bir ders!

Bu ünlü bilimadamı daha sonra, o anda bir hata yaptığı zaman bundan korkmaması
gerektiğini öğrenmiş. Yapılan hataların yeni birşeyler öğrenmek için çok güzel fırsatlar
olduğunu anlamış. İşte bilimsel araştırmalardaki deneyler de bu temele dayanır zaten. Bir
deney başarısız olsa bile, o deneyden çok değerli bilgiler elde edilir.
Bütün annebabalar çocuklarına, annesinin Robert'a davrandığı gibin davransalar çok daha iyi
olmaz mı?
************
Son öykümüz de aynı tutumu yetişkinler bağlamında anlatıyor. Bu öyküyü birkaç yıl önce bir
radyo programında Paul Harvey'den dinlemiştim. Genç bir kadın işten evine dönerken
arabasının çamurluğuyla, bir başka arabanın tamponuna vurmuş. Kadıncağız ağlamaya
başlamış, çünkü arabası yeniymiş. Bu durumu kocasına nasıl açıklayacakmış? Diğer arabanın
sürücüsü anlayışlı davranmış, ama yine de birbirlerine plakalarını ve ruhsat numaralarını
vermeleri gerektiğini açıklamış. Genç kadın, belgelerinin bulunduğu zarfı açtığında, zarftan
yere bir kağıt düşmüş. Kağıtta eşinin el yazısıyla şu sözler yazılıymış: ''Sevgilim, bir kaza
yaptığında, arabayı değil, seni sevdiğimi unutma!''

************

şimdi bir kez daha çocuklarımızın, maddesel şeylerden çok daha önemli olduklarını
anımsayalım. Bunu aklımızdan çıkarmadığımız zaman, çocuklarımız benlik saygısı kazanır ve
yüreklerinde sevgi tomurcukları belirir. Dünyadaki en güzel çiçek tarhlarından daha güzel
bir insan olurlar.

Jack Canfield
2. Porsiyon Tavuk Suyuna Çorba
'Yüreğinizi Isıtacak 78 Öykü Daha' kitabından

Você também pode gostar