Você está na página 1de 4

İç Anadolu Bölgesi, Anadolu'nun orta kısmında yer alan Türkiye'nin yedi coğrafi

bölgesinden biridir. Bu konumu sebebiyle bu bölgeye "Orta Anadolu" da denir. İç Anadolu


Bölgesi'nin yüz ölçümü 151.000 km² olup bu alan Türkiye topraklarının %20'sini kaplar.
Doğu Anadolu'dan sonra ikinci büyük bölgemizdir. Güneydoğu Anadolu Bölgesi dışında diğer
bölgelerin hepsiyle komşudur.Aynı zamanda ülkemizde "tahıl ambarı" olarak da anımsanır.14
il

ANKARA:

Ankara, yazılı tarih boyunca Galatlar ve Türkiye Cumhuriyeti olmak üzere iki devlete
başkentlik yapmıştır.

Ankara ve çevresinin tarihi Bronz Devri'ndeki Hatti Uygarlığına kadar gider. M.Ö. 2000
yıllarında Hititler bölgenin hakimi durumuna gelmiş ve onları sırası ile Frigyalılar, Lidyalılar
ve Persler izlemiştir. M.Ö. 3. yüzyılda, bir Kelt ırkı olan Galatların Ankara'yı başkent yapması
ile Ankara tarihte ilk defa başkent olmuştur.

M.Ö. 25 yılında İmparator Augustus şehri Galatya kralllığıyla beraber Roma İmparatorluğuna
bağlamıştır. Ankara ayrıca o dönemlerde denizcilikte kullanılan çapalarının yapıldığı bir
yerdi.

7. ve 8. yüzyıllarda İslamiyetin doğuşuyla birlikte şehir Pers ve Arap akınlarına maruz


kalmıştır. Şehir 871-893 tarihleri arasında birkaç kez el değiştirir. 1071 yılında , the Selçuklu
sultanı Alparslan Malazgirt savaşı ile Anadoluyu Türklere açmış ardından 1073 yılında
Ankarayı fethetmiştir. Şehri daha sonra ordunun ulaşım yolları üzerinde bir merkez ve doğal
kaynaklardan yararlanma amaçlı kullanmıştır. 1127'de şehir kesin olarak Türk Ahiler
hakimiyetine girer ve adı Ankyra adının Türklerce bozuk söylenişi ile "Engürü", "Engüriye"
olur. Şehrin adı, 19. yüzyıla ait Batı kaynaklarında Angora olarak söylenmiştir. 1402'de
Yıldırım Bayezid ve Timurlenk arasındaki Ankara Savaşında şehir kısa bir süre Moğol
hakimiyetinde kalır. Ancak 1414'de kesin olarak Osmanlı İmparatorluğu hakimiyetine girer.

Osmanlı İmparatorluğunun yenilgisi sonrası başkent İstanbul ve Anadolunun büyük kısmı


müttefik ülkeler tarafından Birleşik Krallık, Fransa, İtalya ve Yunanistan arasında pay edilmek
amacıyla işgal edilir. Türkler sadece İç Anadoluda küçük bir bölgede tutulmak istenir . Bu
duruma karşı Milli kurtuluş hareketinin önderi Kemal Atatürk, 1920'de karargahını Ankarada
kurdu .Kurtuluş savaşının kazanılmasının ardından Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde Türk
Devleti'nin başkentinin neresi olacağı konusu tartışılmaya başlanır. İsmet Paşa'nın TBMM'ye
sunduğu Ankara'nın başkent olması yolundaki yasa teklifi kabul edilir ve 13 Ekim 1923 günü
Ankara, Türk Devleti'nin başkenti olur. O günlerde Avrupa'dan şehir mimarları getirilerek
bugünkü modern Ankara'nın temelleri atılır.

İsmet Paşa'nın Ankara'nın başkent olması yönündeki yasa teklifinde;

• Ankara'nın askeri ve siyasi yönden güvenli bir ortamda olması,


• Ankara'nın ulaşım yolları üzerinde bulunması,
• Ulusal Mücadele Dönemi'nde önemli bir rol üstlenmiş olması
gibi gerekçeler belirtilmiştir. Ankaranın yeni kurulmuş olan Türkiye Cumhuriyetinin başkenti
olması ardından , yeni bir oluşumla şehir Ulus adı altında eski şehir , ve Yenişehir bölgesi
olarak kültürel olarak ayrılabilir hale geldi. Ulus bölgesi Roma, Bizans, ve Osmanlı tarihini
yansıtan binalar ve dar sokaklara sahip iken Kızılay Meydanını da içerip çevresinde kurulmuş
olan yenişehir bölgesinde geniş sokak ve caddeler, oteller, sinema ve tiyatrolar , alışveriş
merkezleri, ve yüksek binalar göze çarpar. Devlet daireleri ve elçilikler de genelde bu alana
yakın olan çankaya semtindedir

Ankara, doğuda Kırşehir ve Kırıkkale; batıda Eskişehir; kuzeyde Çankırı; kuzeybatıda Bolu
ve güneyde Konya ve Aksaray illeri ile çevrilidir.

Ankara, Orta Anadolu'nun kuzeybatısında bulunan Kızılırmak ve Sakarya nehirlerinin


kollarının oluşturduğu ovalarla kaplı bir bölgedir. Bu bölgede orman alanları ile step ve bozkır
alanlarını bir arada görmek mümkündür.

Akarsu boylarında sıralar halinde görülen iğde, söğüt ve kavak ağaçları step içerisinde yer
alır. Ankara çevresinde plato üzerinde yükselen münferit dağlar ile kuzeydeki dağlık sahada
ise yağışlardaki artış yüzünden orman örtüsü kendini belli etmeye başlar.

İklim [değiştir]
Güneyde İç Anadolu ikliminin bariz özellikleri olan Kara iklimi, kuzeyde ise Karadeniz
ikliminin ılıman ve yağışlı halleri görülebilir. Kara ikliminin hüküm sürdüğü bu bölgede kış
sıcaklıkları düşük, yaz ise sıcak geçer. Ilıman iklim kuşağındaki Ankara'da kışlar soğuk ve kar
yağışlı, yazlar ise sıcak ve kurak kara iklimi görülür. Yağışlar en çok ilkbahar mevsimindedir.
Gece ile gündüz, yaz ile kış mevsimi arasında önemli sıcaklık farkları bulunur. En sıcak aylar
Temmuz (ortalama 23.1 ) ve Ağustos (ortalama 23.3° ), en soğuk aylar ise Ocak (ortalama
-0.3°) ve Şubat (ortalama -1° ) olarak belirlenmiştir. Kırkbeş yılın nisbi nem
ortalaması %60'tır.

Şehirde son yıllarda yağış oranı önceki yıllara göre azalış göstermiştir. Bu durumun küresel
ısınma ile direkt ilgili olduğu bilim adamlarınca öne sürülmektedir.

Müzeler [değiştir]

• Alagöz Karargah Müzesi :

Sakarya Savaşı'nda düşmanın Polatlı yakınlarına kadar ilerlemesi üzerine Batı Cephesi
Komutanlığı, Ankara - Polatlı arasındaki Alagöz Köyü'nü Cephe Karargâhı olarak seçmiştir.
Bu köyün halkından, Türkoğlu Ali Ağa'ya ait çiftlik evi karargâh olarak kullanılmıştır.

• Anadolu Medeniyetleri Müzesi

Anadolu Medeniyetleri Müzesi, Ankara’da, Anadolu'nun arkeolojik eserlerini sergileyen ve


dünyanın sayılı müzeleri arasında yer alan bir müzedir. Atpazarı semtinde, Ankara Kalesi'nin
dış duvarının güneydoğu kıyısında, yeni işlev verilerek düzenlenmiş iki Osmanlı yapısında
yer alır. Bu yapılardan biri Mahmut Paşa Bedesteni, diğeri Kurşunlu Han'dır.
• Ankara Etnografya Müzesi

Ankara Etnografya Müzesi önceleri Arkeoloji Müzesi olarak kullanılması düşünülmüş, sonra
Resim Heykel Müzesi olmasına karar verilmiş, açılış töreninden sonra bugünkü işlevine
kavuşmuştur.

• Ankara Kurtuluş Savaşı Müzesi

Ankara Ulus meydanında bulunan I. Türkiye Büyük Millet Meclisi binasının inşaasına, 1915
yılında başlanmıştır. İlkin İttihat ve Terakki Cemiyeti kulüp binası olarak tasarlanmış binanın
planı evkaf mimarı Salim Bey tarafından yapılmış, inşasına ise kolordunun askeri mimarı
Hasip Bey nezaret etmiştir. Türk mimari stilinde olan iki katlı binanın en belirgin özelliği
duvarlarında Ankara taşı (Andezit) kullanılmış olmasıdır.

• Ankara Roma Hamamı

Ankara Roma Hamamı, Ulus meydanından Yıldırım Beyazit Meydanına uzanan Çankırı
Caddesi üzerinde, Ulus'tan itibaren yaklaşık 400 m. uzaklıkta, yolun batısında, caddeden 2.5
metre kadar yükseklikte yer alır, III. Yüzyılda Septimius Severus'un oğlu Roma İmparatoru
Caracalla (212-217) tarafından Sağlık Tanrısı Asklepion adına yapılmıştır.

• Anıtkabir

Anıtkabir, Türk Kurtuluş Savaşı'nın ve inkılaplarının önderi ve Türkiye Cumhuriyeti'nin


kurucusu Mustafa Kemal Atatürk'ün, Ankara Anıttepe'de (eski adıyla Rasattepe) bulunan anıt
mezarıdır.1973'den beri İsmet İnönü'nün kabri de Anıtkabir'dedir.

• Atatürk ve Kurtuluş Savaşı Müzesi

Atatürk ve Kurtuluş Savaşı Müzesi Anıtkabir'de Atatürk'ün mozolesinin bulunduğu Şeref


Salonu'nun altındaki 3 bin metrekarelik sütunlu alanda bulunan 2002 yılında ziyarete açılmış
müze.

Müzenin Misak-ı Milli Kulesi ve İnkılap Kulesi arasında bulunan kısım, 1960'dan bu yana
Atatürk müzesi olarak hizmet vermekteydi. Bu bölüm, Kasım 2001'de başlayan ve 9 ay süren
bir çalışma sonunda yeni bölümlerle birleştirildi ve Büyük Taarruz'un 80. yıldönümü olan 26
Ağustos 2002 tarihinde dönemin cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer ile başbakanı Bülent
Ecevit tarafından ziyarete açıldı. Müze, eski Genelkurmay Başkanı Hüseyin Kıvrıkoğlu'nun
talimatı ile yaptırılarak Genelkurmay Başkanlığı'nın sanat danışmanı Mehmet Özel'in
koordinatörlüğünde hazırlanmıştır.

• Cumhuriyet Müzesi (II TBMM Binası)

1923 yılında mimar Vedat Tek (1873-1942) tarafından Cumhuriyet Halk Fırkası Mahfeli
olarak tasarlanan ve inşa edilen bu bina işlevi değiştirilerek meclis olarak kullanılmıştır.
Bodrum üzerine iki katlı olan bu yapının iç bölümleri, iki kat boyunca yükselen ortadaki
meclis salonunun üç kenarına dizilmişlerdir. Girişten sonra enine uzanan, iki ucunda
merdivenlerin yer aldığı geniş geçit, Selçuklu ve Osmanlı bezeme motiflerinin yer aldığı bir
tavanla örtülmüştür. Benzer bir biçimde ele alınmış yerlerden birisi de büyük salondur. Yer
yer localarla değerlendirilen bu salonun özellikle yıldız motiflerini içeren ahşap tavanı,
sonradan düzenlenen taç kapı ve bazı noktalar dışında kemerler, saçaklar, yer yer çinilerin yer
aldığı bölümler ile bu dönemin mimari özelliklerini yansıtmaktadır.

• Ankara Kalesi

Ne zaman yapıldığı kesin olarak bilinmemekle birlikte Hititlere uzanan tarihi boyunca birçok
kez tamirden geçirildiği tahmin edilmektedir. Romalılar, Bizanslılar hakimiyetinde kalan kale,
1073 yılında Selçukluların eline geçmiştir. 1101 yılında Haçlılarca ele geçirilen kale 1227
yılında tekrar Selçukluların hakimiyetine girmiştir. Selçuklular döneminde onarılan ve
eklemeler yapılan kale Osmanlı döneminde 1832'de Kavalalı Mehmet Ali Paşa'nın oğlu
İbrahim Paşa tarafından bir onarımdan geçirilmiştir

• Augustus Tapınağı

Augustus Tapınağı, Ankara Ulus'ta Hacı Bayram Camii bitişiğindedir. M.Ö. II. yüzyılda
Frigya tanrısı Men adına yapılmış olan tapınak zamanla yıkılmıştır. Bugün kalıntıları bulunan
tapınak ise son Galatya hükümdarı Amintos'un oğlu kral Pilamenes tarafından Roma
İmparatoru Augustus adına bir bağlılık nişanesi olmak üzere yaptırılmıştır.

• Jülian Sütunu

Jülian sütünü Ulus bölgesinde bulunur . Sütün 362 yılında Roma İmparatoru Julianın
Ankaraya ziyareti onuruna karşılık dikilmiştir

Você também pode gostar