Você está na página 1de 67

PAl6?

r ,A3t6 PAlftt
lEnr IDtatt ,Alff

\l\lll \r/1rr\r \l
0010t tattS
-,UdrilHhntl
...50 yrldan lazla bir stircrlir bilrttcrlrgirriz hir ctlt'l Lurlclrru/ *hfr,rrr nulrrrltlrr
mi..i? Yaqarnrmsiircsincc pck 1ok glrigr;t'y ltchlt lr.rlrnt,r llrr r.c,'rr 1',rl;'
olaruydr. Ulnartm bu, karrsrllqtr[nll tiinl rtirptirlcltr nr \ununr irrrr'lrr
...Babam 1965'te ttO ya\slnda (iklii, lllrrl lru of'ch l,rrrlcltr'l hr1 l'.rlrrr't*rr.lr
Yorgo Andreadie
Annem ise 1984'te 83 yarsrnda (rlrlti. O rlir lrtr kurrrtl;r trl ro/. tl ro1 L'nx'lu1rr
...Annemle babam, aileleri, qocuklultyln cvl('ri llirtulrr'(l,r ,rl.ur trrtu. rr

insanlardt. Babam Kyriakos, orarll rkr!rrrrtltrr ( )rrtrr ,rrr,r h,rl'.rrr r.rrrr


biiyiikbabamla babaannem gizli I lrristiyan oltrp, K ur lrle rrlr'rrr I rtrI
kesiminden Batum'a gehniqlcrdi. I 1.l.56 yrlrrrrlrr Strlt.rrr, llnttr llunr.rr tlur
yaymlayp onlara pegelerini aqrna ltakkrrtr vcrrti, ( )nl;rr .l.r .rlrklrl,rr h,ururr g
$l
onlarm lehineydi. Ama hangi kanutt. Ottlur ilii ytrr vrl hr\ rurr ,r \lurltln.rrr 5
olarakyaqadrlarsadagizliden gizliye, Ilrristiy'urrllrrllur rl;rlrir l.ur,rtrl llrrrrtrr.u' c
,.
haline gelmiqlerdi. $imdi ise kendilcrini agarnli, hclle lcrurr [,r\ lrrl{'hrtul,'r,h
Evet, Sultan kendilerine bu hakkr vcrnri.sti lrrrl (), lolr trzllt.r, lrtlrrlrul ,1.r.
onlar da millerce uzakta Dofu'da idiler. Y(irclcrirrrlchi ;r[ir rrc rlrr cr c\tr '

Hoca ve gergek Miisliiman komqularr nc diyccckti'l irlirrrr'rl;rn \.1/|,r'\rr''L


iqledikleri giinah riltimciildii. iqte bu nedertlc. hcr ycrri 1ili. cvk'rtrhIt,'rt \r]rr.l
kendi kciylerini terkederek, kendileriylc aynr dilr pul lrn;rrr \;rlr.rrr, r trlrr',1.r rrr
arasnda cizgiirce yagamak iizere griq ettiler... t

ISBN
r3
t-\

It
,llil![illlllllillllllltil belge
$sf

MARENOSTRUM

Yorgo Andreadis, 19j6 yfunda, Selanik'in muhacir barakala-


nndan olusan Kalamaria mahallesinde do{du. Ailesi Giircis-
tan'daki Batum'dan 1930 yilmdaYunanistan'e gdg etmiEti. Ba-
bau Kyriakos Andreadis, Pontus Ulusal Meclisi iiyesiydi. Bu aile-
nin yaEad$r. ikinci giig olay idi. ik gAE, 1880 yrluda Batum'a gi-
diEleriydi. Fullbright bursu ile Selanik'teki "Anadolu Koleji"ni
bitirdi. Bu Kolej, tarihi "Merzi.fon Koleji"nin devamrydt. Alman-
ya'daki Freiburg Universitesinde iktisat okudu. Karadeniz biilge-
sinin kiiltiir ve tarihine iliqkin ondan fazla kitap yazclr. Hem Tiir-
kiye hem de Yunanistan'da kiiltiirel faaliyetlerle yakmdan ba!
kurdu. 1960'tan bu yana Karadeniz bdlgesinin 40'dan gok kez zi-
yaret etti ve iyi ba{lar geliEtirdi. "Tamarna" adh kitah 1993 yiltn-
da Abdi ipekgi Edebiyat ddiitii altu. Tiirkiye ile Yunanistan ara-
stndaki netameli konulardan birini ve son derece garprc, insanhk
dratnlannr ele almasma karErn, kitah insanh{t ve dostlu/u yiicel-
ten mesajlar veriyordu. Yazartn temel kaygrsr, uluslar arasmda
banE ve dostu{un miimkiin oldu{u mesajmm kuvvetle vurgula-
maktu Yeter ki insanlar insanhklannt unutmasrn, rkma. dinine
ya da rengine bakmakstztn, yarundaki halkm yardtmtna koSabil-
siz. "Tan.rama" (1993) yazqnn kendi qevirisiyle ingilizce (1993) ve
Almanca (1994) olarak da yaymlandt. 1996 yfunda ise, Tama-
ma'nr.n Tiirkqe gevirisi yaymevimiz tarafmdan okurlara sunuldtt.
Yamnn gahsmalanndan bazt drnekler ise Eunlardtr:
Pontus Kiiltiirn, I 9 60 :
Klostoi (Dcinme Hristiyanlar), 1993,'
iVlitostarr Eksodiise. Pontu s Rumlarnn T arthi. I 99 4.
BBLGEYAYINLARI
Marenostrum Dizisi

Yorgo Andreadis
NEDEN KARDE$IM HUSNU
Yorgo Andreadis, 1992

Yazartn Adresi:
NEDEN
Andreadis Georgios
Rizuntos Street St. KARDE$lM
551 3l Kalqmaria ao aa

Greece HUSNU
Bu kitabrn telif geliri
Tonya Lisesine brrakrlmqtrr

Qeviren: Giilden TuYgan


Baskr: Gtilen Ofset
Kapak Diizeni: Zehra $enofuz
Kapak Baskr: Orhan Ofset
Cilt: Giiven Mticellithanesi

F ffi -6T[rP$Ar€-r;'' i

I1 n-qjt"g-
o- --
t":ta'fi'f;'J !
''"" o-o

bclgc
tatrnlan

BELGE ULUSLARARASI YAYINCILIK


Divanyolu Caddesi Binbirdirck iEhanr l5 /l
Sultanahmet - istRNnt tl-
Tel-Fax: 212 511 44 53

MARENOSTRUM
|EAPTIO: ANAPEAAH>
Bu kitap sevgili torunum
i' ,-, : '{ Seyran Filiz'e ithaf olunmuqtur.
Bi)ylelikle titeki dedesini daha
yakmdan tantyacaktv.
Bu kitap sadece benim kiEisel deneyimlerime
ve Karadeniz biilgesi ile olan iliEkilerime
dayanmaktadtr.

306036
frntf n8e]ued Xouovi;

PAJ571 .4555
METULIBRARY

Nr.d.n ksdepltn Iflbnw gcv. clldcn Tuygu.

lilililllilllltllltillltllillilltiltlllilillltiltillilllllilllll
002015673S

EKAOTIKOI OIKOr AAEA<IIQN KYPIAKIAH .q E


OEI:ANONIKH 1994
F tl yrldan fazla bir stiredir bilmedifiniz bir erkek kardeqi-
1t, niz ol-ast mtimktin mii? Yaqamrm siiresince pek gok
a'/ It garip Eey geldi baqrma. Bu ise en garip olanrydr. Uma-
nm bu, karqrlagtr[rm ttim stirprizlerin en sonuncusudur'
Babam 1965'te 80 yaqrnda tildii. Bana bu erkek kardeEten hig
bahsetmedi. Ann;m ise 1984'te 83 yagrnda dldii. o da bu konuda
tek stizctik olsun siiylememiqti.
Annemle babam, aileleri, gocuklarryla birlikte Giircistan'daki
Batum kentine yerleqmiq, tjztinde tutucu insanlardr. Babam Kyri-
akos, orada dofmuqtu. onun ana-babasr yani biiytikbabamla ba-
baannem gizli Hrristiyan olup, Karadeniz'in Tiirk kesiminden
Batum'a gelmiElerdi.
1856 yrhnda Sultan bir Hattr Htimayun yayrnlayrp onlara pe-
gelerini agma hakkrnr verdi. onlar da agrldrlar. Kanun onlann le-
hineydi. Ama hangi kanun. onlar iki yiiz yrl boyunca Miisltiman
olarak yagadrlarsa da gizliden gizliye, Hrristiyanlardan daha fa-
natik Hrristiyan haline gelmiglerdi. $imdi ise kendilerini agarak,
kellelerini kaybedebilirlerdi. Evet, Sultan kendilerine bu hakkl
vermigti ama O, gok uzakta, istanbul'da, onlar ise kilometrelerce
6tede, Dolu'da idiler. Ytirelerindeki ala buna ne diyecekti? Ho-
ca ve gergek Mtisltiman komqula' ne diyecekti? islam'dan vaz-
gegerek iqledikleri giinah ijliimctildii. Igte bu nedenle, her yent
gift, evlendikten sonra, kendi koylerini terkederek, kendileriyle UE yrl cince 1933'te bir baqka gocuk daha dofmuqtu. Bu, Ah-
aynr dini paylaqan yabancr uluslann arasrnda cizgiirce yaqamak met ile Nazire'nin son Eocufuydu. iki erkek ve iki krz gocuklarr
tizere Kafkasya'ya ve Rusya'ya g6getti. vardr zaten, qimdi ise beqinci bir gocuk katrlmrqtr aileye. eocu$a
Trabzon yakrnrnda kiigiik lbir kriy olan Zilmera (Subaqr)'dan Hiisnii adr koyuldu, Yakgrkur kciyi.inde dofmuqtu.
Yorgancr Hristos, btiyiikannem Afroditi ile evlendi. Afroditi, Haritanrzda boguna o kciyii bulmaya gahqmayrn. Bulamazsr-
Krum mahallesi Varenu kciyilnde do$mugtu. Burasr, Giimiiqhane nrz. E$er Karadeniz haritasmr agarsanrz, Trabzon'un biraz solu-
yakrnrndaki Yaflrdere'nin yukan btiltimtinde yer alan gok sayr- na bakrn. Hiisnii'niin nerede dofdufunu bulmanrza yardrmcr
da gizli Hrristiyan kriyiinden ibaret karma bir b<ilgeydi. Yeni ev- olacak bir igaret bulacaksmrz orada. Eler haritanrz TiirkEe ise,
li gift, gerqek Mtisliiman komqulanmn cifkeli bakrqlarrndan rrak TONYA adrnda bir yer farkedeceksiniz. Haritanrz Grekge ise,
olmak igin Batum'a gitti. Biiyi.ikbabam Hristos Kefalidis (Ba- aynr yeri THOANIA adryla grirtirstiniiz. Tonya, dagrnrk bir kciy-
qoglu) diye Eafrrrlrrdr. Batum'a vardrktan sonra, herhangi bir ler toplulufu olup, bu kciylerden birinin adr YAKQIKUR'dur.
riske karqr admr Andreadis olarak de[igtirdi. Kim bilebilir ki? Kiigiik bir gocukken, Tonya ile olan tek ballantrm, halkrmrz
Rusya ve Tiirkiye arasrndaki Earprqmalar ve savaqlar gok srk ol- sciylerken duydulum Pontus dilinde bir Tonya qarkrsrydr.
maktaydr ve Batum, Tiirkiye'den yalntzca 20 km. uzakhktaydr.
Tilrk ordusu bir giin Batum'a girse, bu Islam hainlerinin, bu ga- " Ben bir Tonyalr gencim " Tcivu ai4 c na td i: t I ua t
vur giftinin sonu ne olurdu? Boylece babam ve kardeqleri Ba- Tonya'dan gelirim ctrrqv T6n: a t py ou 1t t t t
tum'da dogup biiyiidiiler. Iki kardeqtiler. Pistol belimde to ntm6E oa ptocp tv
Yrllar gegti, derken biiyiik bir deprem ttm Karadeniz'i yerin- Ktzmtzt alacagtm crqv x ou rnj E e ox e pTou lrct t
den oynattr. Hrristiyanlar, Karadeniz'in Tiirk kesimini terketmek Kantm aksa da To a[pay 0a itiuat
zorunda kaldr. Karar bciyleydi. ilticacrlardan oluqan kalabahklar, Geri ddnmeyecegim" tytit o-i; xt x)tcboxouucrt"
Rusya'ya, ardmdan da Yunanistan'a gidecek gemilere binmek
igin sahile doluquyorlardr. (Not: Bu par7arun aym melodiye sahip TiirkEesi de var.)
Annemin ailesi Giimiiqhane'den Batum'a geldi. Batum'da,
Kyriakos, annem Domna .le evlendi ve iig Eocuklan oldu. iki er- Bi.iytirken, tarihsel k<ikierimizin fzukrna vardrm ve Tonya ne-
kek, bir krz. Size qimdi anlattrklanm oldu[u suada, ben kendim dir, bu Tonyah insanlar kimlerdir sorulannr sordum kendime
yoktum. O srrada dofniamrqtrm. Ttim bunlarr daha sonralarr birgok kez.
duydum. Tiim bu ciyki.ileri binlerce defa dinledim. Neyse, Miilteci mahallemiz Kalamaria'da, Karadeniz'in de[iqik bril-
1930'da Batum'u da terketmek zorunda brrakrldrlar ve Yunanis- gelerinden gelen Pontuslularla karqrlagtrm. Giresun'dan, Or-
tan'a miilteci olarak gittiler. Hi.iktimet onlan, Selanik drgrndaki du'dan, Kafkasya'dan insanlar da vardr. Hemen hemen her Pon-
Kalamaria'da bir mtilteci mahallesinin krslasrna attl. Ben de tus kdyii Kalameria'da temsil edilmiqti. Ama hig TONYALI ola-
sonralarr orada, 1936'da do[dum. na rastlamadrm. Bu da beni, gocuklulumdan beri dofal bir ahq-
kanh[rm oldu[undan, tarihimizi araqrrmaya itti. Yanrtr, biiyii-

8
kannem Afroditi'den aldrm. O, benim igin tarihi Ksenofon gibiy-
di. Ktiklerimiz hakkrnda bugtin ne biliyorsam, bu kadrndan duy-
dum. Biiyiikannemin bana anlatttlr gibi, Tonya'daki bu insanlar
deligmig, Mtisliiman olmuqlardr, ama ne tiir bir Miisltimanhktt
bu? Gergek Miisli.imandan daha fanatiktiler. Kendi halkrmrz bile,
biiyiikannemin dedili gibi, Mtisltiman oldu ancak bizler, gizliden
gizliye Hrristiyan kaldrk, ama ne ttir Hrristiyan? Higbir Hristiyan
bizim kadar dindar de[ildi, ttim geleneklerimizi ve bayramlan-
mrzr ayakta tuttuk. Btiytikannem Afroditi'nin gururla siiyledili
gibi, egi benzeri olmayan Hristiyanlardrk. Ancak bu Tonyaltlar,
oldukga fanatik Mtisltimanlardr ve go[u Hristiyan kiiylerinin ba-
grna bela kesilmiE ve biilgemizde bir sorun ya da savaq patlak
verdilinde Hrristiyanlara sorun grkartmrqlar.
Bu tiyktileri duyan benim gibi kiigiik bir gocufun hayalinde
baEka ne gibi bir sonug dolabilirdi ki? Bana giire Tonyahlar, her Hiisnii Pagaoilu
Hrristiyanr dolramaya hazr, btgaklar ve silahlar kuqanmrq yaba-
nrl insanlardr. Onlardan nefret ediyordum. Onlar qeytandr. Daha
sonralarr ya$lm biraz btiytidiifiinde, tesadiifen ansiklopedide, Iryorum da, ne zaman btiytik bir heyecanla kemengeciyi bekle-
Tonya'nrn Trabzon'un gtiney-batrsrnda dalhk bir alan oldulunu, sem, o srada bu garkryr sciylemeye baqlardr. Kiigiik bir gocuk ol-
burada yerel Rumca (Bizans grekgesi) konuqan Miisltimanlarrn du[umdan ve kabahk olacalrndan, o yrllarda ondan bu garkryr
oturdulunu dlrendim. sdylemesini istemek imkanszdr.
Thonia sdzciilii, eski Yunanca'da QAKAL anlamma gelen Bir kemengeci Tonya garkrsrm s<iylemeksizin miizifini biti-
THOS s<izciiliinden gelmektedir. Bu da, btilgenin gakallarrn ya- rirse, ondan nefret eder, onun iyi bir kemenqeci olmadrlrm dti-
qadrlr btilge olarak eski zamanlardan beri bilindigi sonucunu ver- qtintrdiim. Her kim Tonya garkrsrm stiylerse, o benim igin en iyi
mekte. Belki de, bblge insanrnrn bu denli belah olmasrnm nedeni garkrcrydr. Hele bir de sesi iyiyse, benim igin iyinin de iyisiydi.
budur. Ama gimdi, kim aldrrryor ki? Kendi halkrmrz uzaklara git- O en iyi kemengeciydi. Bilir misiniz ki, o giinlerde bile bir sa-
ti. Brrakahm, bugiin Karadeniz'de yagayanlar yaqamlarrnr Ton' natgryla ilgili g<irtiEtim bu garkryr siiyleyip sdylememesine ba!-
ya'nrn bu belah halkryla paylaqsrn. hydr. Bir ya da iki kez, o garknrn hem Rumca hem de Ttirkge
Ancak Tonya garkrsr gok hoqtu, onu seviyordum' t\e zaman sciylendilini duymuqtum. Ee, bu da en harikasrydr!
bir kemengeci bu qarkryr sdylemeye baglasa, onu coqkuyla din- Bu garkryla ilgili dtiqtincemin yanh mr yansrz mr oldulunu
lerdim. Hem sozlerini hem de melodisini! Qocuklufumda, hatr- bulmaya gahqryordum. Bu garkryr dinleyenlerin diigiincelerini

10 n
sormaya korkuyorum. $arkrnrn giizellifi konusunda hemfikirler- bir silre okula gitmek zorunda kaldrlar. Boylece kiigiik Htisnii,
se, gciriiqiimiin dofrulufundan kuqkum kalmayacak. E[er befen- zorla ya da defil, en yakm ilkokula gitmek durumunda kaldr.
medilerse, ya da coqku duymuyorlarsa, onlann bir fikri olmadt- Okula zevkle gitti[ini sanmryorum. Yrllar sonra bana sciyledi[i
lrnr sciyleyecek aldrmayacafrm. Bu da, tiyle ya da briyle qzLrkt- gibi, okula gitmeyi hig istemeden kabul etmigti. Kabul etmiqti
nrn bende, en iyi melodi olarak kalmasr demek. Ama, higbir giinkil annesinden korkuyordu. 'Yoksa beni drjvebilirdi' demiqti.
olumsuz gciriiqii kabul etmeyeceksem, niye onlara soruyorum Aynr d$eden sonra okuldan allayarak ddnmiiqtii ve okula bir
riyleyse? daha gitmek istememiqti. Nedeni <ifretmeniydi. Htisnii'ntin pan-
En yansz kiqi bile, bu tiir bir yanhhktan kagrnamaz. Kendini tolonu elde yaprlma yerel bigimliydi. Zipka deniliyordu. En krj-
yalnrz hissetmemek iEin, kendisine yakrn diiqiincede insanlar ttisti de, d[retmenin konuqtufu dili anlamamasrydr. OEretmenin
arar. Benzer diigiincede kiqileri buldufundaysa, mutlu olur ve yiizii, o dcinem cifretmenlerinin hepsinde oldu[u gibi dfke do-
kendi yansrzhfr konusunda giiven duyar. luydu. KiiEiik Hiisni-i'ye Tiirkqe konugamadr[r igin vurmu$tu,
Bana da tiyle oldu. Bu dykiimde, yansrz olmaya Eahqaca[rm. zipka-pantolonuyla alay etmiqti. Bir hafta boyunca, Hijsnii, oku-
Benim fikirlerimi paylaqanlar iEin baqarrh sayrlacafrm, paylaq- la gitmemeyi baqardr. Bdylece hem okuldan hem de "kc;tii" o[-
mayanlar igin ise yanh bir insan olacaftm. Ama urnudum, her iki retmeninden uzak kalmrqtr. Babasr cifretmenle konuqtu ve so-
tarafi da diiqtindiirebilmek. Giiniimiizde ortak-halklanmtzt dii- nunda Hiisni.i tekrar okula gitmeye ikna edildi. O[retmen, yumu-
giindiirebilmek bir baqarr. Her gi.in muruz kaldrfrmrz bombardr- famr$tr biraz. Hiisnii'ye daha bir anlayrg ve dikkatle yaklagtr.
man, dtiqiinmeye pek zaman brakmamakta. Hiisnii, bu qekilde ilk yrllannr Tonya'daki okulda geEirdi. Bana
Htisnii, 1933 yrhnda Yakgrkur'da dofdufunda, Hristiyanla- da anlattrfr gibi, okul drinemi iyi izlenimlerle, anrlarla gegme-
nn biilgeyi terketmelerinin iizerinden on yrl geEmiqti. Gerqi, mi$.
onun kciyiinde daha dnce Hrristiyanlar yoktu. Ttim Tonya biilge- Yakgikur, birkag evden ibaret bir kdydii. Evler birbirinden ol-
si gibi, tam bir Miisltiman kciytiydii YakErkur. Ama aynr bcilgede dukga uzaktaydr. Bu yerleqim tarzr, Karadeniz koylerinde bir
garip bir qey olmaktaydr. Tonya koylerinin pek Eofunda, insan- adettir. Yegil bolgede geniq alanlara yayrlmrq k6yler. Bu kciyler,
lar evlerinde Rumca (Bizans lehEesi) konuqmaktaydr ve ktiyiin burada Akdeniz'deki kdylerimize pek benzemez. Yeqil rengin
yaqh kadrnlan Tiirkgeyi bilmezlikten geliyordu. Kiigtik Htisnii, zenginli$i ve yi..iksek daflarla yo[unlaqan, kendilerine ozgii bir
bu farkrn ayrrdrnda de[ildi. Ama 6 yaqma geldifinde, bu soruyla giizelligi vardrr. Hijsnii'min dofdulu evden ikiyiiz metre kadar
yizyl'j,ze geldi. Okula gitmek zorunda idi. ilerde, komqulan Karakaq'm evi vardr. Karakag onlann en yakrn
Tonyah ktiyltiler okula pek saygr duymuyorlardr. Hem geniq komqusuydu. Diler evler gok daha uzaktaydr. Peki ben bunlan
aileler, hem de golu gocuk! Temel problem yagamr siirdiirebil- nereden biliyorum ve onlan nerede gordiirn?
mekti. Srfrrlardan et, siit ve ya! elde ederek ekmeklerini kazan- Her qey bir Kasrm ri$eden sonrasr bagladr! Puslu, sofuk bir
mak igin toprakla gahqmak zorundaydrlar. O yrllarda, bu basit ofleden sonraydr. $ans eseri hava karlr ya da ya[rnurlu delildi.
insanlar iEin okul bir liikstii. Ancak orada bile de$iqme olmik- Arkadaqrm Yotis, beni Eafrrrp, o o$eden sonra Gunrenissa'ya
taydr. Okuyabilmek, sayr sayabilmek igin Eocuklar en azrndan gidecegini sdyledi. Kendisi Gumenissa'da yerel brr lisenin mii-

12 l-l
den inceye, sanki her birimizin bir resmini gekmek istermiEcesi-
diiriiydti. Cumartesi olmasrna kargrn, okuldaki gtirevinden izin-
liydi. MeslektaElarrndan biri olan, ii[retmen Dimitri'nin Trab- ne inceledi. Benim ve Yotis'in tam karErsrndaydr. O bana, ben
zon'dan bir ziyaretgisi oldufundan, oraya gitmek istemigti. Her ona bakryorduk. Dilerleri resmin drErna gftrnrqtr. Sanki bLbiri-
ikisi gegen yaz Trabzon'da iken, qimdi Dimitri'ye gelmiq olan mizi tamyorduk. O an, sanki geEmigle gimdiki zaman bulugmug-
tu.
bu ziyaretgi tarafindan biiytikbir konukseverlik g6rmiiglerdi.
Trabzonlu bu ziyaretgiyle tanrqmak Yotis ve benim igin bii- Yalmzca bir tamEmayla, o yeni arkadaEmzn sizin ruhunuza
ytik bir fanstr. Orada olup biten her geyle ve gimdi orada yaqa- hitap ettili ya da size karqr durdu[u izlenimine kaprldrlrnrz oldu
yanlarla daima itgileniyorduk. Orast bizim ana babalammrzrn mu hig? O an, bu benim baqtma geldi. Bu garip duygu, daha son-
geldifi btilgeydi. Dimitri, konuk ile ilgili bir kaq gtizel stiz stiyle- ralan Hiisnii'den duydufum kadanyla, onun da bagrna gelmig.
di. Bize adrnt da sdyledi ama adt bize yabancrydt ve Yotis nasrl Hatrrladr[rm kadarryla, yaLnrzca bir saat kadar tince birbirimizle
karqrlagtr[rmrz halde birbirimizi uzun yrllardr tanryormuquz gibi
stiylendilini unutmuftu.
Ne zaman Karadeniz'i, iizellikle de Trabzon'u ziyaret etsem, bir hisse kaprldrlrnr siiylemigti bana. Basit bir ziyaret olafantistii
bu basit insanlar konuseverlikleriyle bizi minnettar krlmrglardr. bir hal almrqtr. Hiisnii kardeqi olan beni, ben de Htisnii kardeEimi
tanrmrqtrk. Birbirimizi bulmugtuk.
$imdi bu konukla tamqmak gansrm tepemezdim, kaldr ki gok az
insanrn Karadeniz'den buraya gelip bizi ziyxtet etme imk6nt var-
Daha sonralarr ikimiz igin de heyecanh bir ddnem bagladt.
dr.
Hiisnti, yaprlmasr gereken qeyleri hazrrladt. En dnemli qey de,
Biiylece Yotis ve ben, o sofiuk Kastm dlleden sonrasrna ra!- aynr heyecam bana gegirmig olmasrydr. Onun sevgi ve tutkuyla
yerine getirdili programlanm hazrlayarak onunla yarrgtrm. Ola-
men Gumenissa'ya Dimitri'nin evine gittik. Birkag insan daha
vardr orada. Trabzon'dan gelen konuk igin oraya gelen arkadag- bildifince sft karqrlagmak zorundaydrk. Deferlendirilmemiq fir-
lar ve tamdrklardr bunlar. Aym yaz dtineminde Trabzon'da kar- sat kalmamahydr. lstanbul ve Selanik arasrndaki mesafe srfira
grlaqmrg olduklarrndan, bazrlan onu tanryorlardr. igte onu tanl- inmigti. Yrllar, ilk karqrlagmamrzr kovaladr.
yanlar, karakteri ve konukseverlifinden kesin bir saygryla bahse- Tiim gabalarmda, olafaniistii bir direng vardt. Her gey baganlt
diyorlardr. Tiim bunlar gtiphesiz ilgimizi artudr. $imdi bu insan- olmak zorundaydr. istanbul'u siirekli ziyarct etmek zorunda kal-
la tarusmayr daha fazla istiyorduk. O suada, Tiirkiye'den arabay- drk. Oraya gitmemize neden olabilecek her ttirli.i olasr kamtr bul-
du.
la gelmig oldufundan, yemek sonrasl yorgun diigen konuk din-
lenmekteydi. Ah, evet Yotis'in hazrlamakta giigli'ik gektili adnr Gitmemizin olanaksz oldu[u durumlarda, kendisi bize geli-
yordu. GeEen yrllan yeniden kazanmak igin agtklanamaz bir cog-
da iilrendik konu[un. Htsnti idi adr.
kusu vardr.
Ttim dostlar ve birbirlerini tantmayan bu insanlar, o yaz Ka'
"Yorgo" derdi, "Sen kardegim olarak kalbimdesin ve birbiri-
radeniz' e yaptrklan gezi amlann r v e bazr olaylan konuqurlarken,
kapr agrldr ve hepimizin bekledili konuk odaya girdi. Hiisnii bir mize rastlamamrz Tannmn bir armafanr bana gdre." Acrsr, yaqa-
stire kaprda durdu, hepimize 96yte bir goz atl.: ve oturmak igin mlmrzrn geri kalanrnr, kaybettilimiz yrllarr bize geri kazandu-
maya yetmeyecefi konusundaki kugkusuydu. Birbirimizi bulma
bir iskemle gekti. Oturduktan sonra, bir kez daha hepimizi tnce-
15
t4
daki o btiyiik gansrmlz onu korkutuyordu. Onun bu korkusu, ba-
na eski Yunan tragedyalarrnr anrmsattr. "Kader tannlarr, efer ta-
lihleri gok fazla giilmiiqse, o insanlarr krskanrr ve sonunda baqla-
rma dert aEar." Ne zaman gelecekle ilgili bu endiqesini agrklasa,
giilerdim, giinkii krsmet gibi qeylere inanmazdtm. Telefonla her
giin birbirimizi anyorduk. Bizi istanbul'a davet etti ve yeni yrh
birlikte geqirdik. Hiisnii'yii taruyan herkes, onun davetinden na-
srl kaErlabilecegini sdyleyebilirdi. Ote yandan istanbul'a gitmek
bizim arzumuz ve dile[imizdi.
Yeni yrl yortusu ile ilgili davetini kabul ettifinrizde, bir go-
cuk gibi sevinmiqti. $imdi telefonlarrmrz giinde iki kez gahyor-
> du. Bir kez sabah, bir kez de cifleden sonralart. Bima nasrl yolcu-
..< luk edecefini agrkhyor ve istanbul'a giderken Biiyiikgekmece'yi
geEmemeye dzen gtistermemi sciyliiyordu. "Dikkat et" derdi,
i',, "Biiyiikgekmece, istanbul'dan 35 km. daha cince." "E, Hiisnii,
l- -
ill 4 istanbul'a o kadzu gok geldim ki Biiyiikqekmece'nin nerede ol-
dulunu biliyorum herhalde. Meraklanma" derdim ben de.
.. q Bir baqka kez telefonda yine, "Yorgo, Biiyiikgekmece, Siliv-
'l] h ri'den sonra. Silivri'yi geEer ge;mez yavaqla ve dikkatini topla.
Btiyiikgekmece levhasmr gdriince otobandan ayrtlacaksrn" dedi-
{)4 [inde "Of, Hiisnii, dert etme, ben nastl gelecefimi biliyorum" ol-
muqtu yanrtlm. Ama vazgegmek bilmiyordu. Diger bir giin yine,
Biiyiikgekmece'den cince, solumda bir qimento fabrikasr gcirece-
!imi, onun yanrndan Biiyiikgekmece'ye girecefini sciylemek igin
agtr telefonu. Onun bu sebafl karqrsrnda yrlmrq olarak, hig yanltq
yapmayacafirmr, istanbul'a giderken kasabasmt geEmeyece[imi
yineledim.
Sonunda gitme zamanr geldi de telefonlar son buldu. Stirekli
di.iqiindii[ii qeyi bir hata yaprp yolumu kaybedecefimdi. iqin ash,
benim Tiirkiye'ye defalarca gelmiq olmamrn huzursuz kardeqim
Hiisnii igin bir garanti olmamasrydr. Daha ssnralart Trabzon'da
arkadaqr Remzi'den Hijsnii'ntin bir lakabr oldulunu duydum, bu

t7
Htisnii'ye son derece uygun bir lakaptr. Ama aceleci olmamah-
yrm. Trabzon'da oldufumuz dtinemi anlatrrken bu lakabrn da st-
rasr gelecek. Neyse, daha sonra krzrmdan, biz yola grkmak iizere
.i -{t ayrrldrktan hemen sonra Hiisnii'niin telefonla aradtfrnt dfren-
dim. Dikkatli olmamrzr bir kez daha s<iylemek, yola Erktrfrmrz-
\\N\ dan emin olmak ve ne zaman ayrrldrlrmrzr dfrenmek istemiq' iq-
\ i te Htisni.i buydu!
Yola sabah gok erken Erktrk' Kartm Kuka, ben, Yotis ve kan-
t":a
\ sr Athina. Yolculufiumuz havarun da gilneqli olmasryla Eok giizel
u\
"\ baqladr. Konugarak, gakalaqarak, Ti.irkiye-ipsala' ya dek zamantn

,f nasrl gegti[ini anlamadrk.


Gijmriikten gegtik, artrk cjniimiizde istanbul'a diimdiiz uzanan
;\ yol kalmrqtr. Marmara krytlarrna yaklaqrrken, en rahat ziyaretEiyi
\\ rl bile alt iist eden, yanyana konserve gibi binalardan oluqan o ber-
i{t\\ ,b6
bat goriintii grkmrqtr karqrmrza. Bu gdriintti, tiim do[uda aynl

is ft'l , muhtemelen. Doludaki yollarda yalntzca dofiaya bakarak yolcu-

r\i ?:
\!
s\

:q
luk eden kiqi, duygusal agrdan fakir ve $anssrz bir insandrr' Pek
gok agrdan zenginlik oldufu kadar, yoksulluk da vardn' Qocuk-
lu[umdan beri tarihe ve co[rafyaya ilgim vardr. Hep aragtrrr,
hep daha fazlasrnr dfrenmek isterdim. Hiisnii benden de beterdi.
O daha da derin araqttnrdr. Yabanct bir brilgeden geqerken, o
\$
rvj bolgenin tarihini, tarihteki adrnr bilmemenin btiytik bir yoksulluk

€3\ \j o ldu lunu dii qtinmii gijmdtir. B u gergefi grirmezlikten

hi yerlerden gegip giden insan gok zavalh olmah. Bilinmeyen


gelerek tari-

R$:
* $h.t"
yerlerde yolculuk yapmak ona ac1 vermeli. Her yerin bir adr,
kendine dzgii tarihi varken, insan nastl yorulabilir ki?

,i *-d: Bakrn, sa[daki levha $ark<iy ybniinti gdstermekte' Ne mi ola-


cak? Ama M.O. 6. yy'da Salaz adasrndan gelen halkrn, yeni va-
tanlannt kurarak Peristotis adrnr verdili yer burasr' Lozan Bang
$ssj,
",'s Anlagmasr uyarrnca halklarrn de[iqiani srrasrnda, Peristotis'de
Q' 1000 Hrristiyan yaqamaktaydr. Peristotis'in biraz daha do[usu,
3000 Hrristiyan yerlisiyle, eski Iraklitsa'drr. Tiim bdlge tiziimleri

to
ve qarap iiretimiyle tanrnmaktaydr. Yerli halkr, defiqim nedeniy-
leterkezorlandrveburaya,gogunlufuBulgaristan'danMiislii-
man miilteciler geldi. Bu yeni insanlar bafcrhk ve qarap tiretimi-
nebogverdiler.Asmalarrevlerindeyakmakiizereyokettiler,ve.
ya elde edilen iiziimii bufdayla de[igtirdiler. Biiylece 2500 yil
,onru, Sakrz adasrndan gelen gogmenlerce dikilen asmalar yok
edilmiq oldu.
,-,
iqte qimdi deniz ktyrsrndaytz, denizle yan yana yolculuk edi-
yoruz. Yolculufumuz arttk daha zevkli' Deniz ve minik koylar
biiyiik kentine giri-
iozlerimizi okquyor. Tekirdaf'a, brilgenin en
L

yu..,r. Kocaman limanryla Tekirdaf'r bilir misiniz? Orasr eski


\ Redestos'dur. Eski dcjnemlerde adr Visanthi imig' M'O' 6' yy'da
Sakrz'clan gelenlerce kurulmuq o da. $imdiki adr Tekirdaf, daha
.<

Onceleri de Tekfurda! olarak biliniyordu'


Burada, Redestos kentinin koruyucusu olan Bakire'ye ait iinlii
t-l
bir kilise vzu.dr. Bulgarlar l9l2'de burayt iqgal ettiler. I{rristiyan-
lar ayrrlrrken yanlarrnda ikonla' ve diler delerli kalntrlarr da
)cQ
p alcLlar. Tiim bunliu, selanik'teki Ahiropitos kilisesine bafr;lan-
l-r
dr. Hava gok gtzel, sahil gelip giden insanlarla dolu'
Bir an iqin bile durmadrk. Kilometreleri hrztmrzla yuttuk'
:!

geEiyoruz. Bu|ada bile,


L $imdi eski (antik) Perintos yaknlanndan
MO 599 civarmda Sakrz'dan gelen insanlar vardt" Perintos'un
harika bir do[al limanr olup gok onemli bir colrafi yercle bulun-
A< makta. Bizans doneminde, adr Iraklia oleffak defiqtirilmiq. Ba$-
T\
langrEra, hiycrarqi gerefi Bizans bile Iraklia metropoli"ine baflty-
ml$.
Biiyiik Konstantin, Konstantinapolis'i imparatorlufunun mer-
kezi olarak kurdulunda, yeni baqkentin baq papazt', patrik oldu'
o giinden itibarer-r tarihi bir gelenek olarak, yeni bir patrifin her
irtanmasrnda, Iraklia baq papazr tarafindan kendisine patriklik sr-
fatr verilir oldu.
Kilometreler ne kadar qabuk tiikenmekte! Daha oykiisiinii bi
2l
tirmeden o yeri gegiyoruz. Bir yerden diferine. Ara sra boq alam-
lardan gegerken, Yotis qakalanyla dolduruyor da zaman su gibi
akryor.
$imdi Silivri'deyiz. Astrlardtr, surlanyla bir kale
gibi dur-
makta burada. 1915'te surla'nm bir biili.imii tahrip edilerek is-
tanbul'a yol agrlmrq. Ama 1960'a dek eski gciriinti.isiini.i koru-
mug. Silivri'nin ve ttim sahilin felaketi 1960'dan sonra olmug'
Ttim bcilge, milyonlarca istanbullunun yazhklanyla dolu artft'
Silivri, M.O. 625'te Megara'dan gelenlerce kurulmug' Mega-
rahlar, tinderleri Sili ydnetiminde gelmiq buraya' Sili, yeni kent
Silivria'yr kurrnuq. Vria, eski Irakya lehgesinde kent anlamna
gelmektedir. Silivria, sili'nin kenti demektir, yani siligehir de di-
yebiliriz. 4.yy.'dakentin bir baEpapazt da vardr, sonralarr metro-
pol oldu. I972'ye dek ntfusun yansr Hristiyanlardan oluquyor-
du. Kiliseleri oldukga iinliiydti ve Katedrallerine Bakire Ma-
ria'nrn dofumundan esinlenerek aynr ad verilmigti. Bu kilisede
.x Silivrili Maria'nan bir ikonu ile Kutsal Zenya'nrn ve MS' 290'da
a Hrristiyanhla sadakatinden dolayr ya$ammr burada silivri'de
t.?
bl kaybetmiq Aziz Agathonikos'un kalrtlarr bulunmaktaydr' Aynca
n Aziz Spyridon kiliseleri ile Maria'nrn Oltimtl Kilisesi de yer al-
.:
: maktaydr burada. Tarihi Aziz Yohan (Johannes) Kilisesi, Fatih
7 tarafindan camiye ddntiqtiiriilmtiqtti. Artrk Fatih ya da Htinkar ca-
mii olarak adlandrnlmaktadrr. silivri kalesi, John Katakuzi-
nos'un krzryla Ttirk sultanr orhan'rn 1346 yrhnda yaptrEr tarihi
evlili[e sahne olmuqtur. silivri'de ayrrca, tinceleri Kona Bali'nin
ollu olarak tamnan Aziz Nektarios dofdu 1846'da' Evini hdld
gtirebilirsiniz. Giintimtizde Silivri, yrlhk yofurt festivaliyle ta-
I nrnmaktadu.
's=i:
;:l i i'.
sF^ri; Bu srada gtilmekten kendimizi alamadrk, giinkii yaqadr$ yer
IE::5i ,'i olan Bi.iyiikgekmece'yi kazara gegmeyelim diye telefonda hrzr-
i:{5 i ._ +
".:
mrzr kesmemiz gerektilini sriyleyen Hiisnii'yii antmsatmtgtr bize
:I:{I
- i\>
't $i.. I+i:. Silivri, $imdi yaqadrlr yerden 30 kilometre uzaklfttayrz' Hiis
23
i-

i'{,,

,, .n
4

:.,
I

>l

-
F
i

Kallikratia I Aya Paraskevi kilisesi


Ea biiyiik, tiyle bu yazhklar sayrca yerli evlerin kat kat tizerinde.
Qatalca btilgesine de girdik. Bu kaza, Metro diye adlandrnl-
mrg Yunanltlarca. AynI zamanda bir baqkent merkeziydi. Os-
manhlar ise, iqgal ettikleri andan itibaren qatalca adlnr vermiqler
buraya. Solumuzda kocaman bir gimento fabrikasr bulunmakta.
Bu, Hiisnii'niin telefonlarr uyarmca dikkat etmem gereken bir ya-
pr. $imdi yol Mimar Sinan'a iniyor. Hangi ziyaretgi Mimar Si-
nan'rn eski Kallikratia oldufunu zuilayabilir ki? TiirkEe adr, 16.
yiizyrlda meqhur Sinan tarafindan inqa edilen 4 kemerli kdpriiden
gelmekte. Epivatesli Aziz Paraskevi'nin kilisesi buradaydr. Hr-
ristiyanlarrn aynlmasrndan sonra kilise, cami haline dcintiqtiirtil-
dii. Bu cami 1980'de yrkrldr ve yerine yenisi yaprldr. Koti.i inga
edilmiq bazr yaprlar bcilgenin ve kiigtik limanlarrnrn dofal giizel-
lifini mahvetmekte. Deniz kenarrndaki birkaq bahk lokantast,
bahk sevenlerin olalan u[rak yeri.
Yol gimdi agafrya inmekle, hedefimiz, sadece birkag km' iler-
Hiisnii'niin evinde
deki Bi.iyiikgekmece. Yokugtan Biiyiikgekmece'ye girig levhasrnt
gordtik bile. Giriqin yanlna, bir araba, alarm lambalan agrk ola-
nii'n{in istedifi gibi hrzrmr kesecefim yerde, daha da artrdrm.
rak durmakta. Arabanm yanrnda birkaq adam duruyor, sanki ara-
Giindiiz gtizel olabilirdi ama krqtr ve hava karanyordu. O srrada,
bayr inceliyorlarmtq gibi gtiriinmekteler. Kaza falan oldu[unu
Iraklia'dan gegerken Arap Aziz George'u unuttufumuzu farket-
diiqilnerek, tam olarak ne olduluna bakryoruz gimdi. Arabaya
tim. O, kutsal Iraklia'nrn tinderiydi. Savaq srasmda geteler Irak-
yaklaqryoruz ki, aman tannm, araba Hiisni.i'niin arabasr, Htisnii
lia'ya geldi[inde Arap Aziz George da dahil ttim ikonlar ve kili-
de adamlarla birlikte orada durup ana yoldan inen arabalara do[-
seler yandr. Hrristiyanlar hiEbirini kurtaramadl.
ru bakmakta. Bizim gelig ytini.imiizii izlemekteler. istanbul ydnti-
Epivate'lerin eski bir kciyti olan Selim Paqa'ya girmiyoruz. 40
ne gelen arabalara gdzlerini dikmig bizi aramaktalar. Hrztmrzr
$ehitler Kilisesi artrk orada yok. Yerinde yeni bir cami yiiksel-
kesip Biiyiikgekmece giriqine beq metre kala duruncaya dek, bizi
mekte. Kale oldufu gibi kalmrE, gtinkti yerlegik halkr Fatih Sul-
farketmedile r. Bizi Biiytikgekmece'ye giden ora yerlileri
tan'rn Konstantinapolis'e ytiriidtilii srada hig direng gcisterme-
zannetmiqler.
den teslim olmuq. Bugtinkti halkt, Yunan Makedonyast'ndaki
Ne mi olmug? Htisnti bizim evi araylp kzrmdan Selanik'ten
Tsotili ve Siatista'dan gelen mi.iltecilerden oluqmakta. ilk geldik-
ayrrldr[rmrzr duyduktan sonra, ne zaman gelece[imizi tahmine
lerinde, onlar da tsmmak igin baflan yok etmiqler ve yalntzca
gahqarak, arkadaglarryla o noktada beklemeye baqlamrqlar. Ara-
bufday yetiqtirmigler. $imdi ise Selim Paqa, yazhklarryla olduk-
basrmn da stop lambalannt, kendisini gciriip yolumuzu ve yOnii

26 21
miizii kaybetmeyelim diye agmrq. Lambalar kag saat aqrk kalmtg-
tr, sormaya cesaret edemedim. Allahr yok dedim kendi kendime.
Hiisnti ile o giinleri gegirdikten sonra ne diyebilirim ki? Onun o
yofiun konukseverlifii bizi yordu. Neler yapmadr ki?
iti tiiEiit< gc;I, Biiyiik ve Kiigiik Qekmece'yi oluqturmakta'
Eskiden burada gok sayrda zengin bahk iiretim tesisi bulunurdu.
Ktigiik bir dere sularrnr Marmara'ya boqaltrrdr. Bu derenin giri-
$ine tahtadan yaprlma parmakhk benzeri Eekmeceler
koyarlardr.
Kefal bahklart Karadeniz'e buradan gegerlerdi. Parmakhklar,
tiim yaz boyunca igerde kalacaklarr qekilde kefalleri tutardl. Ba-
hklar giderek birikir, sonbaharda da avlanma baglardr. Kiigiik-
Eekmece'den sonra, Bizans Empyritis'in bulundulu
nokta olan
Ambarh'ya varrlrr. Gegmiq yrllarda burada biiyiik bir kale bu-
lunmaktaydr. Btiyiikgekmece'de tinceleri hem Hrristiyan hem
de Miisliiman halk yaqardr. Ortak ozellikleri ise yoksulluklzrny-
dr. $imdi ise burada kritii inqa edilmig yazhkqr evleri yiiksel-
mekte.
Orada kag giin kaldrlrmrzr hatrrlamtyorum. Dcirt ya da beq
giin olmah. Asla unutmayacafrm tek qey, Hiisnii'ntin konukse-
verlifinden gerEekten yorgun dtiqtiigiimiiz...
Her gtinkii ortak konumuz Karadeniz veTrabzon'du. Hiisnii,
Trabzon'a aqrktr. Kendi iilkesinde yaqarken o brilgeye nostalji
duyan bir insana ilk kez rasthyordum. Daha tinceleri bu tiir nos-
taljinin yalnrzca Yunanistan'da iken bizim tarafimrzdan duyuldu-
[unu diiqiiniirdiim hep. O bolgeden Yunanistan'a griEen biiyiikle-
rimizin oykiileri, qarkrlan ve gozyaqlarryla biiyiimiiqtiik, Trab-
zon'la ilgili her konugma, Hiisnti'niin, "gelecek yazbir kez bir-
1'fl likte Karadeniz'e gitmemiz lazrm!" tinerisiyle son buluyordu.
Herqeyi do!ru biEimde gdstermek istiyordu bize. Oradaki festi-
H iis nii' niin evi, B iiy iikg e kme ce vallere katrlmak, Tonya Eyilalar'r ziyaret etmek gibi. Yalnrzca
dilinde miydi, yoksi bir tiir emir miveriyordu bilemeyecefiim
ama, her nasrlsa brzi o yaz Karadeniz'e gitme programma katrl-
tutulmamtq. Qok zenginmig ve o sava$ yrllannda Trabzon'da bir
dul okuak yagadrfr diiqiintiliirse, sanrrlm Ttirk kesiminin himaye-
si altrnda stirdiiri.ilebilmig yaqamrnr. O donem fanatizm, gok yo-
fundu. igte bu yaqh kadrn Hiisnii'niin di.igtincelerini pek Eok agr-
dan biraz etkilemiq. O'na eski giinlerden, Karadeniz'deki ttim in-
sanlarm tek bir ortak orijinden geldiklerine dair inancrndan bah-
sedermiq. Gegmiq yrllarda Htisnti'niin atalannrn dinlerini defig-
tirdiklerini de sciylemiq. Qok yagh oldufundan Hiisnu'niin ailesi-
nin de yaqadrpr o eski mahalledeki son yrllarrnda oldukqa aciz
durumdaymrg. Hiisnti'niin annesi Nazire, bu yaqh, hasta ve aciz
Yunanh kadmrn giinliik yemelini hazularmtg, ve rastlantt bu ya,
yemefini evine gotiiren kiqi hemen her defasrnda Hiisnii olur-
muq. O da onunla oturur, saatler boyunca onun tarihi anlatrlarrnt
dinlermiq. Elena, genE Hiisnii'yii anlar ve severmiq. Belki de
onun <iyktilerini dinleyen tek kiqi Hi.isnii'ydti. Bu kadrnrn Trab-
zon'da cjzel arabasr olan tek kiqi oldufunu da bilmekte yarar var'
Hi.isnii, Eahqkan insant Allah kadar, belki de daha gok severmiq
Sanayicileri ktskantr, onlara grpta edermig. Tembelden netret
mamrz konusunda ikna etmiqti. Ote yandan biz de gitmeyi arzu
eclcr kagarmrq. Qahqma ve baqartya koqar, fabrikalar ya da ticart
ediyorduk.
iqletmeler kurma planlarr yaparmry' Ama gok gariptir, tiim plan-
Trabzon'dan bahsettifinde anlattrfr <iyktilerden onun duydu-
lannda bir Yunan ortakh[r arzusu yer alrrmrq' Yunan ortakhErnt
[u nostaljiyi anhyorduk. Btilgeyi 1960'da terkederek daha iyi bir istermiq, giinkii Yunanistan'l sever ve bu yakrnlagmann yalnrzca
ya$am umuduyla istanbul' a gelmiq. Qocuklarrna bakamamasrna
igbirlifinden gegti[ine inanrmtg. Bu, onda sabit bir fikir halini
yol agan, o zamandan giintimiize dek uzanan kentleqme tiim Do-
almrq.
[u'yu kaplamrq durumda. istanbul'da ticaretle ve inqaatla ufraq- Yaqammrn son yrllannda Elena, Nazire'cien halilannt ve ki-
maya baqlamrq ve kendisini cjzellikle politik alanda sosyal bir ko-
taphgrndaki kitaplarr almastnt, gi.inkii cilece[i duygusunu taqrdr-
numa getiren ciddi bir parasal varhfa ulaqmrg mi.iteahhitlik yapa-
lrnr sdylemiq. Ancak Nazire gok gururlu ve sadrk bir Mtsliiman
rak. Onunla birlikte oldufumuz giinlerde btirosunda rastladrfr-
oldulundan ve biraz yemek kargrhfr, yaqh bir kadrnrn evinden
mrz Eok sayrda politikacr ve meclis iiyesinden anladrk bunu'
hahlarrnr almak ona do[ru gelmedi$inden tineriyi reddetmiq.
Trabzon ve gocuklulu ile ilgili olarak, orada tek baqna yaga-
Yoksa difer komgulart ne derdi? Ote yandan Elena'nm tiim ki-
yan yagh bir Rum kadrnmt anlatrdl bize. Kadrn Rus vatandaqt
taplan Yunanca oldufundan bu kitaplarla ne yapabilirlerdi ki?
oldufundan niifus defigimi sraslnda orayr terketmeye zorunlu Bir giin yagh Elena uyanmamrq. Uykusunda <ilmiig. Trab-
3l
30
fazla etkilemigti. Sanryorum, Elena da Htisnti igin ideal bir kigiy-
di. En azlndan, onun yaqamrnl ve diiqiince tarz;nr etkiledifi ke-
sindi.
istanbul'u onun konukseverlilinin yarattrfr heyecanla terket-
tik. Hiisnii bizi ipsala stntrma kadar gegirmek istedi. Tiirki-
ye'deyken baqimrza kcjtti bir qey gelmeyecefinden emin olmak
istemigti. GiiElii bir qekilde itiraz etmemiz kargrsrnda rsranndan
vazgegti. Qok yakrnda, o ay iginde Selanik'te bizi ziyaret edece-
fine sciz verdi. Doniiq yolumuzda, bize yaklaqrmrna bir derece
olsun karqrhk verebilmek igin, onun konukseverlilinin intikamr-
nr nasrl alablltriz diye planlar yapttk, fikirler ortaya attlk.
Zaman gok gabuk gegti ve bir giin, ertesi giiniin ti[leden son-
rasr Selanik'te bizimle olaca[rnr sciyleyen telefonunu aldrk Htis-
nii'niin. Ertesi sabah erkenden kalktrk. Cumartesiydi. Aynr ak-

Bo!,az'da

zon'dzki tek Huistiyan kilisesi Santa Maria'dan katolik bir rahip


gelmiq, oliiyii alarak Trabzon'daki Masatluk Katolik mezarlt[ma
gommiiq. Ancak evden Elena'mn cesediyle birlikte kitaplarrnr da
almrq. Katolik rahip. Ardrndan Trabzon Belediyesi gelip evi ka-
patarak miihiirlemiq.
Hiisni.i kitaplara Eok iiziilmi.ig ve katolik rahibin tiimiinii aldrfr
gerge[ini kabul edememiq hig. $imdi bir siirt Yunan dostu var
ve Elena'nm kitaplarrnrn katolik bir rahibin ellerinde olmalarrn-
dansa bizde olmaslnr gok daha anlamh bulmakta.
Ofretmenlerimizin yanr srra hepimizin bir de yaqam ofretme-
ni vardr. Iqte o da, karakteri ve bilgisi ile bizi etkileyen bir tigre-
ticiydi. H ii s nii Y unanistan' da arkadaglarr ile
Elena da Hiisnii iEin ideal bir insandr. Ama bu gergek olmasa
bile, eminim o, Hiisnii'niin yaqamnr ve diiqiinme bigimini gok
-tJ

)z
grkmrq. Yattrfirnda uyku tutmamrq o da'Madem uyuyamlyorum,
neden zaman kaybedeyim' demiq. Bekledifimiz gibi ii[leden
sonra gelmek yerine, kalkrp arabasrna binmiq ve cumartesi saba-
hr Yunanistan'a varmrq.
"Hi.isnii" dedim, "gok iyi yaptrn!" Sevdiklerini cinceden haber
vermeden ziyaret etmekten hoqlanryormuq. Bizi de, tiim bu te-
mizlik derdinden kurtarmrq oldu. o giin, kanmrn evi temizlemek
gabasrndan neler gekti[imizi anlattrm ona. Qok gtildiik. sevgili
dostumuzun gelmesi bizi Eok mutlu krlmtqfi.
Pazar giinii, Sumela Manastrn'na gitmeyi planladrk' Rahip
Manolis, Hiisnii'yii duymuqtu, tamqmak istedifinden konufumu-
zu manastrra getirmemiz konusunda lsrar etmiqti. Ama krqtt ve
manastrra Erkan daf yolunun karla kapanmrg olabilece[inden
korktuk. Rahip Manolis, bize telefonda gok fazla kar olmasrna
karqrn yolun agrk oldufunu sciyledi' Ama kar yafarsa, oraya va-
rabilir miydik? Ne yapardrk? 'Sorun ne?' diye sordu Rahip Ma-
Hiisnii Veria'da arkadaqlart ile .Gelirsiniz, yine kar bastygsa da, eriyinceye dek manasty-
nolis.
da kalrrsrnz.' Manolis de konukseverlik konusunda tutkulu bir
gamHiisntiyanrmrzdaolacaktr.Kanm,hermisafirbekledifimiz- adamdr. Onun bu istefini nasrl reddedebilirdik ki?
ie trep yaptrEr gibi, tiim evi temizlemek istedi' Evimiz yeterince Bdylece arabalar eqlifinde Sumela Manastrn'na do[ru yola
temizdi. Ama o, yeniden temizli[e kalkrqtr ve biitiin ev Qargamba grktrk. Kemenge de yammrzdaydr. Hiisnii, Karadeniz garkrlarr dt-
olan
pazarrna dtjndii. Bu, ne zamafi biri bize ziyarete gelse' hep qrnda ve kemengesiz miizik sevmezdi' Manastrrda Eok hoq zamur
tir qeydir, hepimiz hem yorulur hem de altiist oluruz' Kahvemizi gegirdik. Tiim afaglarkarla kaphydr. Hava kapahydr ve bcilgenin
iEer, konu[umuzla ilgili planlanmrzt yaparken, zrl galdr'
Gelen-
zevkine ne yazlk ki varamadrk. Ama o ne mucizeydi! Manastum
ler Athina ve Yotis idi. Onlar da ortak konufumuz ve dostumuz tepesinde gdk koca bir daire bigiminde agrktr, hog bir giineg rqrfr
igin yaprlan programlan dert etmiqler' en son programr gortiqmek manastrrn iizerine diiqmiiq gevreyi aydrnlatmaktaydr. Hiisnii ilk
istemiqler. Aynca baa. iyi fikirleri de varmrq' Kanm' hepimizin olarak yiiksek sesle haykrdr. "sumela Maria mucizesini goster-
evden grkmasr gerekti[inden, kahvelerini garqabuk igtiler'
Yotis
di!" onun bu ani tepkisine ve hayranhfrna giildiik. Manolis bizi
ve Athina evden aynlmak iizere kaprdayken, zit galdr' Karrm Ku-
alulamaktan usanmtyordu. Konulumu zu ve bizi onore ediyordu'
ka, iyice sinirlenmiqti. "Yine kim geldi?" dedi' Gelen Hiis- Kemenge eqliginde eski halk qarkrlarrnr gok hoq sciyliiyor, konu-
bile
nti'ydti! fumuz igin dans da ediyordu' Hilsnii colmu$tu. Kulaklan
yola
Onceki gece erken yatml$, onun igin de sabah erkenden giiliiyordu.

35
34
Manastrdan aynlma zamanr geldi, ama Manolis'le baqa gtk-
mak zordu. Varia kentindeki evine gitmek zorunda kaldrk. Kanst
ve krzlarr bizi bekliyordu.
Veria'daki evine koca bir yabancr grup halinde doluqtuk. Krz-
lanbizi igki ve tathlarla afrrladr. Ama Tiirkiye'den gelen konu-
[un kim oldufunu anlamadrklanndan tereddiitlii davramyorlardt.
Ktzlar sonunda, Tiirkiye'den gelen konufun kim oldufunu Yo-
tis'e sordular. Yotis hep qaka yapar, onlara. Tiirkiyeli konufun
hangimiz olabilece[ini diiqiindiiklerini sordu. Rahibin krzlan,
Tiirkiyelinin kim oldugunu cifrenmek iEin hepimizi tek tek ince-
lerken, biz susuyorduk. Nihayet bana dcjndiiler ve Ttirkiyeli ko-
nuk diye beni g6sterdiler. Hiisnii gok mutluydu. Karadeniz'den
gelen Tiirk konuk bendim. O ise Yunanhydr. Krzlarrn bu seqimi-
ne hepimiz gi.ildi-ik. Giilmemiz kesildifinde , krzlart neler oldufu-
nu anlamtqtt.
Akqam dontiq yolumuzda, Skydra'da Haralampos Kotzavasi-
lollu'nun evini ziyaret etmeyi planladrk. O da, Bafra kcikenli fa-
b6
q natik bir Karadenizliydi. Baqarrh bir sanayicidir. Dimitri'ye; aynr
aK$am tiim dost grubumuzun evine gelmesi gerektilini stiylemig.
Kotzavasiloflu, diinyanrn en biiyiik salyangoz smai tesisine sa-
hip biri. Coqkulu bir qekilde kargrlandrk. Silahryla konuklanmn
geliqini selamladr. Hilsni.i silahrn atrqrna hayran kaldr. Daha son-
ralan Tonya'ya gittifirnizde, silah atmayl ne denli sevdifini an-
ladrk. Kotzavasiloflu'nun kanst Despina, afulamada kocasryla
yarl$tl, Ayruldrfrmrzda, hangisinin daha konuksever oldu[unu
soyleyemedik. Haralampos mu, yoksa karrsr Despina mr?
Hiisnii, Yunanistan'dan ayrrhrken, stcak dostlufumu zdan v e
a$nlamamtzdan memnun kalmrqtr. Gelecek Yortu (Paskalya) eq-
lerimiz ve Eocuklarrmrzla kendisini ziyaret edecefiimiz onayml
benden ve Yotis'ten zorla aldr. "istanbul'da birkaq giin kalaca-
[rz" diyordu, "ardtndan Paskalyayr gegirmek iizere uEakla Trab-
zon'a gidecefi2." $imdi ona hayr diyebilir misiniz?

31
duk. Perqembe gtini.i Trabzon'a ugak biletlerimiz hazrdt.
Bdylece o yrhn paskalyast, iki arabayla, ben, Yotis, eqlerimiz Cumartesi sabahr Hiisnti'niin tiim bahqesi bize hoEgeldine ha-
ve gocuklarrmrz, ki bu toplam sekiz kigi demekti, Paskalya tatili zrrlanmrqtt. Ocaklarrn altlarr yakrlmrE, etler krzarryordu. Video
igin Ti.irkiye'ye dofru yola grktrk. Qok kalabahlrz gibi herhangi da, kemengeli bir grup Karadeniz dansqrst da oradaydr. Bizi bti-
bir kagrq teqebbtisii, onu yalmzca krzdrrrdr' yiik bir parti bekliyordu. E[er her qeyi bir gtinde yapmrEsa, bu
Yolculuk giiniimtiz hava yeterince giizeldi, ttim yolculuk partinin dtizenlenmesi konusunda ona hayran olmak gerek' Etle-
zevkli gegti. Arabalarrmrz pe$pele gidiyor, yolda srra defiqiyor- re bakryor, videoyla ve dansgrlarla ilgileniyordu. Akqam geg sa-
atlerde parti son buldu, hava oldukga serinledi[i igin eve girdik

flW ve ellencemiz yatana dek harika geleneksel halk garkrlarryla de-


vam etti. Belli bir vakit gelince de yattrk. Ertesi gtin Pazardt ve
Bursa'yr z\yaret etmek igin Yalova'ya gitmeye karar verdik'
qiinkii Hiisnti Yunanistan'dayken Yotis'in karrsr Atena'ya, kendi-
sini annesinin doldulu kiiy Sigit'e ve babasrmn doldulu nahiye
Demirtaq'a gdttiriicefine sciz vermiqti.
Hava oldukga giizel ve giinegliydi. Foto[raf makinelerimizle
Kartal'a, oradan da gemiyle Yalova'ya gitmek iizere yola g*tft'
Hiisnti, ktiEiik ollu ve karrsr Mesure ile bizimleydi. Bolaz Kdp-
rlisii'nii gegtik ve dtinyanrn en giizel yerlerinden biri olan Bo-
B o$az
!az' tn giizelliklerine hayran kaldrk. Ayasofya' ya bayrldrk'
Kripriisti'niin sonuna gelmiqtik, artrk Asya'daydrk. Eski adr Kal-
kedon (Chdkidon) olan Kadrktiy'den geqerek, Kartal kryrsrndaki
gemi terminaline yaklaqtrk. Yalova yolumuz krsaydr' Bir yanda
uzaktaki adalan gtirebiliyorduk' Gemideyken, Athina, gezimizle
ilgili resimler gekmek istedi ve Hiisnii'den, kansr ve olluyla bir-
likte poz vermesini istedi. Mesure'nin ciddi bigimde hasta oldu-
lunu biliyorduk. Bunu bize hem Htisnii hem de kendisi stiyle-
miqti. Bundan dolayr da Athina, bu hoq gezinin amsr olsun diye
onlann ailece foto[raflarrnr gekmek isternigti. Aynca ktitti bir $ey
olursa, Hiisnii'de karrsrnrn bir resmi kalacaktt.
Yalova'ya vardrfrmrzda, Hiisnii bizi Qiftlik denilen bir yere
gtitiirdii. "Buradaki tiim insanlar" dedi, "Tonya kdkenlidir'" Ora-
Hiisnii kanst ve kiigiik o{lu ile
da terzinin evini ziyarer etrik. Kansr hepimize siirpriz oldu. Bizi

39
38
lehgesiyle konuqan yaqh bit
$aErtacak derecede akrcr bir Pontus
kadrndr bu. Hiisnii'y e zaman zaman, "Eh Hiisnii, bu insanlan da
nereden buldun?" diYe soruYordu.
Qocuklarrmrzrn yaqh kadrnt dinlediklerini ve onunla Pontus
lehgesinde konuqmaya Eahqtrklarrnr btyiik bir sevingle farkettik.
Yanrtlannrn ne olaca[rnr merak ederek kadrna bazr sorular sor-
dular.
Ote yandan yaqh kacln da, gocuklammrzrn dilini konuqtuklarr-
ntduyuncaqokqaqrrdr.Buyabancrlannonunkoyiiniindiliniko-
nuqmalannasrlmi.imkiinolabilirdi?HemenHiisnii'yedcinerek
.,Hiisnii, bu insanlar mr bizden, yoksa biz mi onlardantz?"
sordu:
Hiisnii de ona, "Senin fikrin ne?" diye sordu. "sanlnm onlar biz-
den''diyeyanrtladrkadrn.Kiminkimdenoldulununneijnemi
olabilirdi kil Belki de yagh kadnrn kafasrnda bizlerin onlardan
X olabilece[imiz diiEi_incesi daha onurlandrrrcr bir qeydi. oyle ol-
sun! Qocuklar vebtz, bize sdylediklerinin dogru oldufunu onay-
*r
ladk, yagh kadrnr duyduklarr oldukEa memnun etti' Daha sonra
bize, trafik kazasrnda olen bir gocufuyla ilgili htiziin dolu bir
q qar-
*{
goz-
kr sciyledi. Ama soylerken gozleri yaqlarla doldu, kocasr da'
>, lerinden sorunu oldulundan allamasr gerektigi iEin onu durdur-
du. O$e oldufundan Yalova'ya dofru yola Erktrk' Yolda' terzi-
bo nin yaqh kansrnr diiqi.indiik. Yalova'dan sahilde Trabzonlu bir
q he-
adama ait bahk lokantasma gittik. Bahklar Eok lezzetliydi,
men soffa Athina'nrn annesinin do[um yeri olan Sigit'e dogru
yola Erktrk. Sahil kesimi gok giizeldi ve yolculu[umuzu harita
rehberlifinde yapryorduk. Ama yolumuz iizerinde Sigit yoktu'
Biiyiik bir hayal krnkhfr iginde Sigit yokl diye bagriqmayaha-
zrrlanryordu ki, yol d<jndii ve aqafrda kryrda o harika koyii'
Si-
git'i gdrdtik.
Stgit, Mudanya'nrn 4 km' drqrnda derin bir ktirfezde yer ah-
yordu.Resimgibibirkoydii.Taxiarcheskilisesiharaphalde'9a-
tru da, denizden itibaren tiim kdy alantnt kaplayan yeqilliklerle
4l
ya-
cirttilmiiqtti. Bu kilise, geg Do[u Hrristiyan ddneminin en onemli halini almrg. Daha sonra Apameia adrnt alan eski Myrleia'run
anrtlanndan biri. Eski ddnemlerde bu kdy, her yer incir afagla- nmdakurulmuq'Apamenia'dakiHrristiyankilisesigokeskiolup
1. yiizyrlda inqa edilmiq. Theofilos, onun ilk piskoposu
rryla dolu oldulundan ve Yunancada Siko incir anlamma geldi- olmug'

finden Siki diye adlandrrrlmrq. Kilisenin gimdiki sahibi burayt


tavuklarr igin mekan ve depo olarak kullanmakta. Sigit'in gimdi-
ki yerleEik halkr Girit adasrndan ve Makedonya'dan gelenler' Ta-
rihin eski ve o zengin ddnemlerinde, bu k<iyle ilgili olarak, kili-
i t, . :.t{lg n'-Jt.ffi}
A (Zlj:j, j___-.,:ff"fl
- r, ,.
I .
senin giriqinde ytikselen kiigiik bir saraydan bahsedilmekte' Tiim .,;'.
f'*' , t,. h.idr'i5.ii
bayramlar ve kutlamalar burada yaprlrrmrq. Niifus deliqimi tince- n L.', t{)
j.l I,..tt- (; -' -,.1:"
!) ('(at; a(;'.*' 2?,
pL"t 'i-:'
'" (..,Il'*rii n'
"' Iti*fi
si, sekiz smrflrk bir okullan olan 2000 Hrristiyan yaqamaktaymry /),r",.o j-r
/)'*,.o :'. ['--':"*.
tlttt#i
",.'',','
bu ktiyde.
,,.,, crF giAecs
lnionl*u ul'ot'uL'i'^o-' o''{.ditt"9"-
11Aecs ul,ot'uL'i'^"'"
o''looL'dos'
fi
^{o'^''f
Bursa metropoliti Doretheos Mamelis'in ve o zorlu 1920 yr-
hnda patriklik yapan Konstantin Arapo$lu'nun dolum yerleri Si-
"4 tr.*,(lrl:f'{ 9,1
- r:"Tr;'),0-.^^,.,.,'li
-J.!..0'm, .;." *,,2!,;' .-') - :il :,.'":'in'';l-::: i
git'tir. Arapollu, niifus deliqimi srasmda buradan ayrrlmak zo- ,.0.fi B.y)* ;o.
runda kalmtg.
t'j,{*;' "r".^ .'.l"lr,'r'''''c,'r'''-n' o'- I {^tY
Metropolit Dorotheus'un ktjr olan kardegi Apostolos Mame- ii";. n'wfo:' /: .j".-ro
lis, vatant Sigit' le ilgili tinlti. qarktlarrm stiylermiq. 'Jl Ti,c.-'Gr'r!,, '-- \^,^^.-o.-
Girit kiikenli bazr Tiirk kadrnlarla konuqtuk. Eski Hristiyan o.-f-,n t^o ll
tI .

dcinemde Sigit'te yagamlg olan yaqh bir adamla da taruEma mut-


lulu[unu tattrk. Bize kdyiin her yerini gezdirdi. Bir evin bahqe- i/'t,l '
sinde Giritli kadurlar, gahqrp dedikodu yapryorlardr. BahEe, eski
kiliselerden alnma mermer pargalarryla doluydu. Sigi kdyiitiiin Trabzon Santa Maria
Helena Lazareva'ntn iiliimiine iliEkin
adr artrk Sigit'ti. yeralan belge: 'l
Katotik Kilisesindeki \lAm Kayt Defterinde
Sigit'ten bir dolu am ve izlenimle ayrrldrk' Ddntiq yolumuzda, 461. LAZAREVA HELENA, RT]M
ORTODOKS 1965'
Mudanya'da kahve iEtik. Burasl gene Hiisnii'niin memleketlisi
bir adama aitti. O zaman, 1950'li ve 60'h yrllarda kdylerinden
kopup yakrndaki biiyiik kentlere gtigen insanlarla Tiirkiye'nin ne Tannntn 1965yiltnda, 23 $ubat giinii saat 16'15'te Ortodoks
denli kentleqtigini farkettim. Ttim Do!u, qanslanm biiytik kent- bayan iilmiigtiir ( ntuhtemelen 90 yasr'n-
.io,onrrno ba{h Rum giimiilmiiEtiir ve bu
lerde arayan gengler yiiziinden boqalmrqtr. Pek qolu hdl6 dene- da?).24 $ubat tarihiniti Latin MezarhPma
meyi siirdtirmekte. Qok azr muratlanna erdi. Hiisnii de onlardan kavfi onun ve tarih adtna yaptlmtEfir' imza"
biriydi. Kentleqme hakkrnda konuqa konuga Mudanya'ya vardrk'
Mudanya kazast, 1870'deki biiyiik yangrndan sonra gimdiki
A'
+J
42
Osmanh gelip Apamenia'yr tiimiiyle yerle bir edince, yerleqik
halkr biraz daha batrya gidip Mudanya'yr kurmuq.
Mudanya'da, 1900 yrhnda 1200 Tiirk, 3.500 Hrristiyan yaqa-
maktaydr. Merkezi adnt Aziz (Saint) George'dan almrqtr. Ayrrca
Aziz (Saint) Theodora adh bir kilisesi daha vardr.
Mudanya limanr, Kios (Gemlik) Limanr gibi, iilkelerini
1922'de terketmek zorunda brrakrlan miiltecilerin dramma sahne
olmuqtu. O bdlgenin tiim Hrristiyan niifusu, grlgrnlar gibi bu li-
manlarda toplanmrq, bu denli Eok insanr alamayacak denli az sa-
yrda gemiye bindirilmigti. Mudanya yakmmda biraz daha yiik-
sekte, Arnavutkdy kriyii yer almaktadrr. Burasr da, Bursa ve Mu-
danyalr zengin Hrristiyan ailelerin yaz tatlllerini gegirdikleri bir
kriydii.
Kahvelerimizi iEtikten sonra, Bursa'ya dopru hemen yola grk- s
o\
trk. Bursa'dan 10 km. kadar rince solda Demirtaq kciyii vardrr.
Burasr tanmmr$ bir Hrristiyan kriyii olup, Athina'nrn babasr da
burada dofmuq.
Burasr garip bir yol sistem olan bir koy. $imdiki halkr, Sela- \
nik yakrnrndaki Langa'dan gelen Tiirkler. Athina, babasrnm ken-
disine anlattrklanna dayanarak koyiin gegmesini ve 1922'den on-
ceki dcinemde yaprlmrq cjnemli binalan buldu.
Demirtaq'tan ayrrldrktan krsa bir zaman sonra Bursa'ya var-
drk. Bursa, Bithynia'nrn en btiyiik kentiymiq. Bithynia dcinemin-
de insanlar barbar olup M.S. 2. yijzy:/rda Yunan ktiltiiriinii be-
nimsemiq. Bithynia'nrn son krah Nikomidis, kralhfrnr Romahla-
ra vermiq. Onunla da Prussioi hanedanr son bulmug.
1. ytizyrldan itibaren Hrristiyanhk burada o denli hrzla yayl-
mrq ki, Romah vali Plinios Junior. imptrator Trayanos'a gaqkrn-
hk iginde Hrristiyanlann Bithynia'nrn her kciqesinde mantar gibi
bittifini soylemiq.
ilk piskoposlar
Alexancler ve Patrikios Eehit diiEmiiqler. Bursa
bolgesi Nikomedia (izmit) merkezine baflrymrq. 1087'den sonra

44
Bursa, Theupolis (Alanqehir) adryla bagkent (merkez) olup, son-
ralan Prusa (Bursa) adrna almrq. Bu metropolde, 28'000 Hrristi-
yan, 24 kilise, 9 gapel, 5 manastr ve 22 ayazma varml$' Bursa
iginde, iig kiliselik mahallede 5.000 Hrristiyan yaqamaktaymtq'
En eskileri surlarrn drgrnda, Demirkapr'daki Pamegiston Taxiarc-
hon'muq. Sultan Orhan, Bursa'yt devletin baqkenti yaparak, Hr-
ristiyanlara kalenin drqrnda ya$ama izni vermiq. Demirkapr Hrris-
tiyanlarr, TiirkEe konuquyormuq. Dernirkapr ve Kayabaqr arasrn-
dak Yahudi mahallesi varmlq. Kayabaqr'nda da Apostoles Kilise-
si yer almaktaym4. Metropol katedrali, din bilgini Aziz John'un
kilisesi olup, Bahkpazarlndabir tepede yer almaktaydr. 1873'de
bi.iyiik bir deprem ve yangm Bursa'yr, camilere ve kiliselere ha-
sar verdiyse de her gey daha da gi.izel olarak yeniden inqa edil-
mig. Bursa'daki Hrristiyan kciylerinde Ttirkqe konuqulmasma
karqrn, Yunanca efitim veren okullarr da varmrg'
Bursa'daki Ulu Camii oldukga iinliidiir. Beyaz mermerden
yaprlmrq olup sanatsal bir qadrrvan iginde ortada yer almaktadrr'
Eqlerimiz Bursa grkrqrnda uzun zaman geEirdiler' Bursa, Tiir-
kiye,nin tekstil merkezi olup <izellikle havlulafl ve banyo doku-
malarryla tanmmaktadr. Boylece hepimiz Biiyiikgekmece' ye ge-
ce geE saatlerde mutluluk iginde dtindiik ve yattrk'
Mudanya'da bir kez daha Hiisnii'yle birlikte olmuqtum' Sal-
yangoz igleyecek bir fabrika kurmak amacryla uygun bir yer an-
yordu. Bu projeyi, Skydra'h arkadaqr Haralambos Kotzavasilo!-
lu ile birlikte gergekleqtirmek istiyordu. Aradr[r sulak bir alandr.
Bir kez daha hayrankkla izledi[imiz Sigit'ten yine geEtik' Si-
git'in batrya do!ru d6rt kilometre ilerisinde Trigleia kciyti yeral-
makta. Burada Yunanistan'da Chalkidiki'ye giderken Yeni Trig-
leia'dan kaE kere gegmigtik! iqte qimdi de eskisi kargtmtzda'
Trigleia'nrn iinlii iki manastrrl valmr$. Aziz Pamvasilissa ve
Honolakos'lu Aziz Stefanos manastrrla.. izmirli Piskopos Bursa / Aya Grigori Theolog Kilisesi, ytktldt
Chrysostomos dofmuq Trigleia'da. izmir'i terketmek istememig

46
ama halk kitleleri kente girdiginde,1922 yrhnda kentin caddesin-
de korkunE bir qekilde tilmiiq. Bu oykilyii Hi.isnti'ye anlattr[rmda
inanamadr. Savaq ne denli kotiiliiklere sahne oluyor' 1920'den
cince Trigleia,da 6000 Hrristiyan ve yalnrzca 150 Ttirk yagamak-
taymlg. Okullan varmlg ve zeytin iiretimi agrsmdan oldukEa zen-
ginlermiq. Pantovasilissa, Aziz George Kyparissiotis, Aziz Geor-
ge "aqa[r", Din bilgini AzizJohn, Maria'nrn Oltimti, AzizDtmit-
n ve Aziz Vassili gibi gok sayrda kitise de bulunmaktaymrq bura-
da. Eski Aziz Sref,anos Kilisesi. l66l'den sonra camiye ddniiqtii-
rtilmiig. Hiisnti, Yunan tarihine hayrandr, ama qimdi duyduklan,
onun daha once bitdiklerinin Eok daha citesindeydi. Hayranhkla,
'ne de Eok saytda efendi yagryormug burada' derdi'
Yalova'daki termal banyolan gegtik. Bu banyolar ta eski do-
nemlerden beri buradaymrq. su burada Eok boldur ve oldukEa tu-
ristik bir yerdir. Yine burada herhangi bir sanayi tesisinin diiqiin-
cesine bile engel olunmuq. Eskr donemlerdeki adr Elenupolis'miq
yalova'nrn. Ni_ifus defiqiminden cince istanbul'dan fakir Yahudi-
ler gelmiq buraya. Bugiin en iyi miiqteriler Araplar.
Yalova'dan sonra Kuri gelmekte. Burada 310 Hrristiyan aile
ya;arm$. Kadtnlan, bizim de gocuklulumuzdan' burada Yunanis-
tan'claki mahallelerinden antmsadtltmtz Tiirk usulti qalvarlar gi-
yerlermig. o srada Kalamaria'h Zambetoflu ailesini ve ressam ar-
kadaqrm Andreas Zambeto[lu'nu anlmsadtm. Bu aile Yunanis-
tan'a, Kuri'den gelmiqti. Bu btilgede, eski dcinemlerde bir kahin
varmlg. Mitolojide, Argonautes'in bu kahine Karadeniz'e yapacak-
lan gezi ile ilgili bir grirtiqte bulunmasrnr istedifi soylenir. Kuri'de
iki kilise valmr$. Aziz Prodromos John ve T'axlarchis Michael'
Aynr giin Kios'a (Gemlik) da gittik. Burada ntifus 8'000 imiE,
7.500'ii Hrristiyanmrq. Burasr qimdi liman ve yolun ticaretiyle
biiyiik bir kent goriiniimiinde. Burada iig kilise ve iki manastrr
bulunmaktaymrq. Bugiin yalnrzca camiye ddniiqen odigitria Kili-
sesi var.

48
$u ana kadar salyangoz tesisi igin uygun
bir yer bulamadrk'
Tesis alanr hem sulak hem de ulaqrm agrsndan iglek olmah. Sev-
kiyat kolayhlr olmasr zorunlu. Yine de daha zam-ammrz vardt,
biz de ilerledik.
Eski Kyzikos'un biraz dopusunda yer alan Panormos'a (Ban-
drma) geldik. Panormos adr iki stjzciikten Panos ve ormos'dan
(Panos K6rfezi) oluqmuq. Eskiden buraya stiriilerini getirirmiq
gobanlar. Biilge bir kent haline ddni.iqttifiinde, adrna Panormos
demiqler. oysa burasr uzun ytizyrllar sakin, ki.iEiik ve dnemsiz bir
ktiymiiq.
osmanhlar Panormos'a geldiklerinde, Ala ve kadrlarrnl getil-
miqler. Bursa'dan da bir miiftii gelmiq.
1875 yrhnda, bu dnemsiz koy yanarak tiimiiyle harap olmuq'

Niifus 5000,e varml$ ve kent konseyinde bir Ermeni ve bir Yu-
\ nanh yer almrq. Btitiin evler ahqap oldufundan burada pek gok
4
4 kez yangm grkmrq. Evler bir, iki hatta tig kathymrq' Yalntzca
4 mahzenler ta$tanml$.
B
YangurlardanSoma,okiigtikeskiktiy,giderekkenthalinial-
ml$ ve otuz yrl iginde niifus 30.000'e ulaqm$. Niifusun tigte biri-
ni oluqturan Hrristiyanlarrn kendilerine ait mahalleleri de varml$.
s.p Theotokos, Aziz Dimitrios ve Aziz George adh iig kilise de Pa-
narmos'taymrq. okulda ise 900 gocuk ve 80 bebek bulunmaktay-
mrq. Bandrrma (Panormas) ile istanbul arasrnda srkr bir ticaret
sciz konusu ise de direkt baglantrlar gofu kez Avrupa limanlany-
la imiq.
Eski Kyzikos harabelerinden l0 km. mesafede Athaki yer oI-
makta. Buradan giden Kalamaria'h i.inlii qairimiz Polyniki Geor-
gala'yr nasrl unutabiliriz? Kyzikos piskoposunun kiirsiisii varmrq
burada. Eski bir ktiprii birleqtiriyormuq iki yakayr, ama gofu kez
frrtrna yiiztinden sular altrnda kalmrq.
Eski dcjnemlerde bu kopri.iyti Berci Tiirkleri koruyor, yolcu-
lardan bahqig ahyorlarmrq. Koca tiirbanlan ve lasa galvarlanyla

es?l K6T$pHS}JES: 51
!s-s--Y "8" :''i*r,,{:,f, Y
zeybekler gibi giyinirlermiq. Onderleri Derven Afa'ymrq' Koyu
tenli olup bir haltya otururmul. NcibetEilerden biri yolcuya yakla-
qrr, mendilini aEarmrq. Yolcu da, ndbetgi kendisini "U!ur ola!"
derken, mendile birkag giimiiq para brrakrmtq.
Bu k<ipriiden, arkadaglanyla Bandrrma'ya gelen Kyzikos pis-
koposu da geEmiq. Aziz Nikolas Kilisesi katedralmiq. Burada ay-
rrca Aziz Theodors Kilisesi de yer almaktaymtq. Bir devlet oku-
lu, krz okulu ve gocuklar igin bir okul da e$itim vermekteymig.
Artaki'de denizde seyreden 60 teknenin yalnrzca biri Tiirklere ait
olup, onun bile personeli Rummuq.
Artaki'den aynldrktan sonra, eskiden Hrristiyan kciyleri olan
Roda ve Gonia'ya rastladrk. Chalkidiki'ye giderken, Yeni Roda
ve Yeni Gonia tabelalannr kimbilir kag kez gcirmiiqiizdilr?
Hiisnii ile yaptrlrmrz ara$tilmalar srasrnda Michaniona'ya da
X gittik. Ug iinlii kilisesi; Aziz Nikolaus ve Aziz George Kavalaris
ile Michaniona karqrmrzdaydr. Sahilde bir manastr olan Panagia
s
Kilisesi yer almaktaydr. Bu manastarm festivali, Michaniona ve
Peramos Huistiyanlannca ortak olarak kutlamrmrg. Bu festival-
a lerde, Michaniona ve Peramos gengleri arasrnda yanqmalarla
halka oyunlarr da oynanrmlg.
Michaniona'nrn yukansrnda Dafni'li Aziz George Manastrr
oo
.F
da yer almaktaymrq. Tcirelerde, burantn ilk sakinlerinin Girit
Adasr'ndaki Chanea' dan geldikleri belirtilmekteymiq. Afialarrn
baskrsryla burada kalamamrqlzr. Yeni k<iylerinin adrnr da, ne Gi-
rit'in Chania'slnt ne de orada gektiklerini bir daha hatrrlamaya-
cak Michania koymuqlar. Yrllar zarfrnda adr Michaniona olmuq.
Ug kilisesi ve onbir qapelli Peramos, qimdi fakir bir k<iy. Unlti
Feneromeni festivallerine ve istanbul'dan gelen ziynetgllere ta-
nft olduk. Festivaller 15 A[ustos'ta baglar, ay sonunda biter. En
<inemli gnn 23 Alustos'tur. Bu manastr, Peramos'dan birbuguk
saat uzakhktadrr.

53
:;ffi" ffi
l*! si
iiil,
{,,,1ffi'
l'r*'un -:
['!t lEr'
I'|fl n* .

Gl
(\t
o\

,t
's
\ *
,\a

tr e
-

jil \3
Bakire Maria'nrn Olilmii'niin dokuz gtinliik yrldciniimiiydii bu
festival. Dcintig yolumuzda Katrrh adh bir kciyiin aErk sahiline
hayran kaldrm. Ana babasr bu kiiyden gelme Selanik'in Yeni Ka-
trrh'srndan Heraklis adh arkadaqrmr anrmsadrm. Katrrh'da iki ki-
lisenin, Aziz lokn ve Santa Paraskevi'nin kahntrlan hAl6 mevcut.
Eskiden burada 150 Huistiyan ailesi yaqamakta olup, denizcilik-
le, ticaretle ve krjmi.ir iiretimiyle u[raqrrlarmrq. Ayrrca, civardaki
daglardan istanbul'da zengin evlerine satrlmak izere tuz getirir-
lermiq.
Tiim yol boyunca Hiisnii'yle pek gok kez tartrgtrk. Stirekli
olarak Karadeniz, Trabzon hakkrnda konuquyor, bir giin Tiirkiye
F
ve Yunanistan'm omuz omuza gafdaqlagma ve ilerleme yolunda
birlikte yiiriiyecefine iliqkin hayallerinden bahsediyordu.'Politi-
kacilanmrz yeterince akrlh olabilselerdi' diyordu, 'bunun yalnrz-
ca en iyi griziim delil, aynr zamanda tek gciziim oldu[unu da gci-
q3
riirlerdi?'
13
L Bursa'dan istanbul'a ddndtifiimtizde, dinlenmek iEin bir tek
Pazartesimiz vardr. Sah sabahr, istanbul'dan o Eok sevdi[imiz
Trabzon'a ugacaktrk. Karrm ve gocuklanm iginse, tiim yaqamlarr
q
boyunca duyduklarr bir kente ilk ziyaretleri olacaktr. Ben, Trab-
zon'da gok defa bulunmuqtum, Yotis ve karrsr da bu kenti daha
t cince ziyaret etmiqlerdi. Hepimiz etkilenmiqtik.
istanbul'dan kalkan uEakla Ankara'ya geldik. Burada Trab-
a zon'a giden bir baqka uga[a binmek zorundaydrk. Ttim yol bir-
'b- buguk saat tuttu. Ugak Karadeniz kryrlarrna vardr[nda btaz al-
galdr ve sahile paralel ugmaya baqladr. Sahilin giizellifine ve ka-
"g'{
;b-
Yi radaki yeqil tonlarrna hayran olduk. Ktiyleri, kentleri saymaya
Id baqladrk. Ne giizellikti o! Denizin altr, salrmrzdaki nefes sahil, o
yiiksek Karadeniz daflarrnrn karla kaph ig kesimleri. Ne gcir-
T kemli daflardr! Tepelerde kurulu tablo gtiriiniimlii Giresun'un ve
ardmdan Tirebolu'nun iizerinden gegtik. Artrk Akgabat admt ta-
qryan Platana'nn yakrnlanndaydrk. Ah, Tannm Trabzon ertrk

57
{-q
if , 4
:il aJ

,\ q
li't'H

i',,C X
I "',i

jil '=
{iq i
t\
o\
li,l
lLrr' -i ,
iiu =
i^s
F ,\
' 't
Ja'
Y "/\
11 F\

/v
giiriiliiyordu! Ana babalarlmrzrn dolum yeri olan Kommeni'nin ayrrhklar konusunda konuqmak, yeni tehlikelere yol agacak dtiq-
merkezi iizerinde;'dik qimdi. Manzara hepimizi etkilemigti. Gii- manhk ve cepheleqmeye neden olabilirdi. Bu taraf, ya da di$er
neq de goriiniime yardrmcr oluyordu, yalmurlu iklimi olan bu taraf, yeni yarallar agacak bir intikam almaya ytinelebilirdi. Ttir-
bolgede giineq rqrklan adeta bir armalan. Kanm Kuka'nm uga[n kiye'nin yansl ya da daha fazlasr, Bizansh Hristiyanlarrn kcike-
penceresinden bakarak a$adrfrnr gciriiyorum. Hiisnii'ye "iyi ki ninden gelme diyordu Hiisnii. Ozellikle, Karadeniz'deki do[du-
Kuka ile birlikte Kars'a gitmedik" diyorum. "Burada b<iyle a!- fum yerlere bakacak olursak, Asyahlar kimdir diye araqtrrmak
larsa, babasrnrn memleketi Kars'a gitseydi ne yapacaktr?" Bu gerek. Benim iqin ilging olan, bir kag yrl sonra, rahmetli Ozal'rn
espriye hepimiz giildiik, uEa[rmrz artft Trabzon havaalantna in- hemen hemen aynr qeyleri stiylemesi. Kiigiik Asya'daki msanlar
mek tizereydi. Buradaki eski giinlerden bahsederken adt ana ba- oranln
bamrzrn, dede ve ninelerimizin dudaklanndan hig diiqmeyen sev- yerlileridir. Bu insanlar Osman Beyle birlikte Orta Asya'dan
gili kentimiz Trabzon. Ziyaret etmiq olsun olmasrn soylan bura- gelmiq insanlar olamazdr, biraz olsun konuqulan dile kulak verir-
dan gelen insanlar burayr hep sever. Nerede dofmug olursak ola- se. Dolayrsryla diyordu Htisnii, bizler kardeqiz.
hm, Trabzon tiimiimiiziin riiyalarrndaki anavatanr olmuqtur da- Biz her ikimiz de Bizans'tn iiriinleriyiz. Siz kitaplannrzda
ima. atalarrnrzm zorla Miisliiman olduklarnl yazlyorsunuz, bizim ki-
Trabzon'da bir hafta kadar kalacaktrk ve Paskalya'yr burada taplanmrzda ise, o insanlarm Bizans despotizmi ve zulmiinden
kutlayacaktrk. Tiim bu giinler boyunca Hiisnii'ntn bizler igin ne- kagarak gergek islam inancrnm takipgileri olduklart yazmakta.
ler yaptr[rnr ve kaE insanla tanrqtrfrmrzr hatrrlamak ve aktarabil- ister senin, ister bizim kitaplarrmrzrn s<iyledigi gekilde olsun,
mek dofrusu gok gtig. Gitmedigimiz yerleri yazsam daha kolay gerEekte ne fark var ki, her iki taraf igin de go[umuzun damarla-
olacak sanki. Her giin bir program.insanr tiiketen bir program. nnda aynr kan akmakta. Hiisnii, "yarln, eski Olimp tanrrlanna
Hi.isni.i, her qeyi gcirmemizi, buradaki herkesle tamqmamzt isti- inanan bir milyon eski Yunanh dirilse ve size zorla Hrristiyan ol
yordu. Zamantn yetiqmeyecegi gerginlifi igindeydi. Tiim Trab- dulunuz igin vatan haini olacalurrzr stiylerse, ne olacak? Bu si-
zon'u gcirmek, ardrndan Tonya'ya ve Gtimiighane'ye gitmek zo- zin o eski Yunanhlarla kardeq olmadrlrnrz anlamrna mt gele-
rundaydrk. Hiisnti, Giimiiqhane'ye gitmemiz konusunda pek is- cek?" diye sordu. Dediklerini kabul etmek zorunda kaldrm, Eiin-
tekli defildi, ancak bu egim Kuka'mn bir arzusuydu. "Giimtiqha- kii biiyiik tutku ile stiyledikleri bana do[ru geldi. $iiphesiz bir
ne'de ne gorecefiz ki?" diye sordu Hiisnii,"Yalnrzca taqlar, ka- baqka agrdan onunla hemfikirdim. Uluslararasr ideallerle donan-
yalar var orada!" Ancak Kuka gitmekte rsrar etti, giinkii kayrnva- mrq ve rrkErhfa karqr birisi olarak ben, di[er taraf ttimiiyle Orta
lidesi orada dofmugtu ve bu ziyaretiyle onu onurlandrmak isti- Asyah olsa bile, iki halk arasrndaki iqbirlifinden yanaydrm. Hils-
yordu. nii' niin uluslararasr anlamda diiqiinmedifini gcirebiliyordum. O,
O giin Hilsnti ile neler konuqmadrk ki! En sevdifi konu ve iki halk arasndaki rrksal baldan, akrabahktan yola grkryordu.
arnacr, iki ulusun birbiriyle yakrnlaqmasrydr. Tiimi.imiiz Ti.irkiye Yunanhlarr ve Tiirklerin aynr ailenin Eocuklan olarak gcirtiyor ve
ve Yunanistan halklarrmn kaderinin, bu iqbirlifi ve yakrnlaqma- bu aileyi gok seviyor, cinemli buluyordu. Bu bana biraz rrkgr tu-
dan gegtifi konusunda hemfikirdik. Daima gegmiq ve gegmiqteki tum gibi geliyordu. Diler halklarla ilgili konuqmuyor, onlar ara-

60 6l
smdaki iqbirligi ile de etkilenmiyordu' Yalnrzca
Tiirklerle ve Yu- qi oldulumuzu unutmamasnt, bizi dert etmeyip igleriyle ufraq-
nanhlarla ilgilenmekteydi' insan, iki halkrn da ortak ktjkenden masrnl, daha tjnce tek baqrna Trabzon'da pek gok kez bulundu-
gdre, bu gergefi gerek olmadr[rnr soyledim
oldu[trnu nasrl anlatabilirdi onlara. Hiisnii'ye fumdan, daima yanrmrzda olmasina
bir kez anlasalar, iqbirlifine girecekler ve tiim diinyanrn gelece- kendisine. Trabzon'un gdriilmeye de[er tiim yerlerini yarumrzda
kolayhkla ellerinde tutabileceklerdi' o olmadan gezebilirdik. Remzi de bizi destekledi ve gerektilinde
lini ilgilendilini
Htisni.i'niin yalntzca Yunanistan ve Tiirkiye ile bizimle birlikte olacalrnr stiyledi.
.,Hiisnii gitsin, o Beyhuzur. Bizimle birlikte ol-
anlamama ve tilm dtinya halklan igin aynr
idealleri ta$rmama Remzi bize;
karqrn, Hiisnii'yle hemfikirdim' Kafasmda bu gibi sorunlarla bo- mazsa, daha iyi bir giin gegfitriz" dedi' "Beyhuzur nedir?" diye
guqat ve tartrqmah bir tarihi geqmiqe sahip iki ulusun
yaran adr- sordu[umuzda giilerek beyhuzur siizciifiiniin anlamrnr agrklama-
ia bdylesi hayalleri olan Hiisnti gibi bir adamm' bir sonraki
aga- ya gahgtr. "$imdi, diyelim bir adam huzurlu defil, her giin' bu
madatiiminsanlarrndostlufuidealinikabullenmesikolayola- durumdaise, o, yani Htisnii Beyhuzur'dur'" Bciylece beyhuzur
caktr bana gdre. sdzctifitintln anlamrnr cifrenmig olduk ve Hiisnti igin gok uygun
Bu teorilerini bize agftlamak igin hiEbir firsatr kagrrmadr' bir lakap oldu[unu diiqiindiik.
Trabzon'da kaldrlrmrz stire boyunca' Trabzonlu
geng krzlarr ve Remzi ile birlikte, AzizBvgenios'u (Yeni Cuma Camisi)' Yo-
o$anlan bize mutluluk iqinde gtisteriyor ve'
"Bu denli srcak ve tis'in babasrmn evini, annesi Rosa'nrn okulunu ve evini ziyaret
sif, esti yunan heykellerini andran bu genE y:l'zler gibisini
gcir- ettik. $imdiki sakinleri bize, o btilgede yol yaprmr oldufunu'
diiniiz mii hiE" diye soruyordu' Zaman zamarn Asya tipi tjzellik- evin yrkrlacalrnr s<iylediler. BirkaE resim ve bir kapr tokmalr'
da di[erleri!" her iki evin hatrasr oldu.
ler taqryan birini gcirdiifiimtizde "iqte bakrn' bunlar
derdi. Hiisnti iEin diferleri, Osman Bey'le gelen Asya kijkenli O giin, gevreyi yayan dolaqmaktan gok yorgun dtigtiik' Orta-
Tiirklerin soyundan olanlardr' Daha sonra giilerek eklerdi;
"Yu- hisar'a gittik. Safrmrzda, adr qimdi Biiyiik Fatih Camisi olan
nanistan' da Yunanltlarn arasmda yaqayan kendilerinin
Yunanh cheysokefanos Kilisesi vardr. Yamnda kiigtik iskemleleri drqarda
biliyor mu-
oldufuna inanan kaE Asya tipine sahip insan gdrdiim bulunanbirkahvehaneyeralmaktaydr.Yalnrzcaerkeklerburada
sunuz?" Tiim bir ya$amm felsefesini oluqturan'
Htisnii'ye ait.bu oturup Eaylannr igiyorlardr. Ortalarda hig kadrn gdriinmiiyordu'
gdrtiqlere insan nasrl karqr grkabilirdi' Binlerce ornek
g<isterebili- Bizim geldifimizi gdrdiiklerinde, tiimii ayafa kalkrp bizi selam-
yordu. ladr ve iskemlelerini verdiler. Belki de o kahvehanede kadrnlar
Trabzon'dakr giinlerimiz silresince, Hiisnii daha
once hig ol- ilk kez oturuyordu. Bu kahvenin Eo[u konu[u Tonyahydl: Remzi
ara gdziilmesi
madr[r kadar gergindi' Birliktelifimiz srasmda' o onlarahemqehrileriHtisnii'niinYunanlrarkadaqlarroldufumuzu
gerekep.pek Eok iq somnu da oldufunu ve bu siireyi
bizimle ge- sriyledi. Bu haberden sonra herkes bizi selamlamak igin srraya
girm"t istedi[ini anlamrqtrm' Giinliik programlmrz gok doluydu' girdi. Akrcr bir Pontus lehgesiyle konugan gok sayrda genqle ora-
ama o, konuklannrn kendini iyi hissetmelerini saftamak
igin bi- da karqrlaqmak bizim iEin siirpriz oldu' Gengler gocuklanmrzr
tantq- utrp urattagtr. Biz de Remzi ile orada krsa bir mola verdik'
O[le
zimle olmasr gerektilini diiqiiniiyordu' Tiim arkadaqlarryla
saatleriydi ve Remzi, hep birlikte yemele gitmemiz igin bu
kah-
trk,birtanesideRemzi'ydi.Hiisnii'yiirahatlatmzrkiEin,sekizki-
63
62
vede buluqmak tizere Hiisnii'yle randevulaqmrqh.
Pontus lehEesiyle yaprlan konugmalarr hayranhkla dinlerken,
Hiisnii gtirtindil. Kahvedekilerin tilmii istanbul'dan gelen bu ba-
qarrh hemgehrilerini selamlamak igin ayafa kalktr' Hiisnii'ni.in
onlar igin cinemi bir soysal ve politik kiqilik oldu[u ortadaydr.
Krsa bir siire sonta yakrndaki bir lokantaya gittik. Lokantanrn
sahibi de bir Tonyah olan Muammer'di' Hepimizi biiytik bir iE-
tenlikle kargrladr. Yerlerimize oturdulumuz srada arabasryla
Hiisnii'niin Sami adh ye[eni geldi. O <i[le bizi alrlamak isteyen
Hiisnii'niin babasmt getirmiqti. Yaqh adamrn arabadan inmesi bi-
raz zor oldu. OldukEa yaqhydr Ahmet. Yanrmrza geldi[inde ise
gcirtiniimirne qaqkrnhkla hayran kaldrk. Hayranhlrmrz kendili-
[indendi, ona da bunu aErkladrk. Agrklamamlz onu oldukga hoq- a)

nut etmiqti, bize, "$imdi bir qey de[ilim, beni gengken atlarrn tis-
v
ttinde gdrmeliydiniz. Ttim Tonya'da en iyi ata binen bendim" de-
di. .30
Ahmet bize ana-babamrz ve kcikenimiz hakkrnda sorular sor-
du. Annemin Giimiiqhane'de dogdufunu ve 20 yagrndayken Rus-
ya'ya gittigini sdyledim. Babamrn Batum do[umlu oldu[unu,
ama ana-babasrnrn Rusya'ya Karadeniz'i bu bcilgesinden gittik-
lerini de ekledim. Babamrn annesi Afroditi, Kromni'nin (Krum v
mahallesi-Zigana) Varenu ktiyiindendi, babamm babasr Hristos
ise, Trabzon'dan yiiriiyerek 3 saat mesafede kiigiik bir kdy olan
Ztlmera' (Subaqr)'ndandt. 'A Evet!" dedi Ahmet, "Kiriqhane'ye
yakrndrr Subaqr!". "Biiytikleriniz buradan neden ayrrlmrq?" diye
sordu. Bu arada Hiisnii konuqmamtzr izlemekteydi. Halkrmrzrn
buradzin ayrrhp miilteci olarak Yunanistan'a neden ve nasrl gitti-
gini ve yakrn tarihimizi Eo[u bdlge insanrnrn giizardr etmiq oldu-
funun farkrndaydrm. Bunun igin, olabildifince basit ve krsa bir
qekilde halktmzm Karadeniz'i neden terkettifini agrklamaya 9a-
hqtrm.
Tiirkiye'de olup bitenler srrastnda yetiqkin bir adam oldupun

64
dan, Yunanistan ile Ttirkiye arasrndaki ntifus defigimi nedeniyle Ne kutlu bir yermiq bu Giimiiqhane! Buradan kimler grkma-
annemin gitmek zorunda kaldrlrnr anlamasr kolaydr Ahmet'in. mrq? Tarihin zorlu ddnemleri boyunca, Gtimiiqhane sanki tiim
Ama, gizli Hrristiyan olmalarr ve Ttirkiye'de kalmaya korkmala- Karadeniz Rum ntifusu igin bir Nuh'un Gemisi olmuq gibi.
rr nedeniyle bi.iyiik annemle babamrn gegen yiizyrlda Batum'a Hiisnii'niin bana dediline gcire, Tonya'da kime sorarsanlz so-
gitmek zorunda olduklannr agftladrfrmda, gdzlerini tizerime dik- run, resmi soyadrmn yanr sra ailesinin bu tiE kiqiden birinden
ti ve 'brrak da bu dykiiyti anlamaya gahgayrm' dedi. Ona, onlann geldi[ini sciyleyecektir size. Tonya'mn bu iiE kurucusu: Daska-
gizli Hrristiyanlar olarak yagadrklannr, 1856 yrhnda Sultan'rn lan, Thomas ve Paskal'mtq.
Hattr Htimayun'u imzalamasryla hcr Osmanh'nrn higbir tehlike Bugiin, binlerce Tonyah var ama hdld hangi aile grubuna da-
olmakszrn inancnr segmede tizgtir brrakrldrfirm s<iyledim. Hnis- hil olduklarrm bilirler. Tiim bunlarrn yanrsrra, her Tonyahnrn bir
tiyan olduklan gergefini kabullenmiqler, ama yaqamlarr gi.ivence de lakabr vardr. Tonyaltlarrn go[u, gergek adlanndan ziyade,la-
altrnda de$ilmig. Biiylece evlenen her yeni gift Rusya'ya gidiyor- kaplarryla tanmrrlar. Yaqh Ahmet, Maraz olarak tanrnr ve Ba-
muq. Btiyiik babam Hrristos da btiyiikannem Afroditi ile evlen- qoflu ailesi Trabzon'da bu ad altrnda bilinir.
mig ve Batum'a gitmiqler. Ama yine de korku iEindelermiq, gtin- igte bu Do[u, muammalalar ve bilmeceler diyarrdrr. Bir an
kti Rusya ile Tiirkiye arasrnda srk srk yinelenen savaqlarla Batum hakkrnda her qeyi bildi[imizi, hiEbir giz kalmadrfrnr diiqiiniirsti-
bir devletten dilerine gegiyormuq. Bu nedenden, Batum'a var- ni.iz ve birden bir qey keqfeder ga$nrsmlz. Sonunda ise Sokra-
drklarrnda aile adlarrnr defiqtirmiqler. Trabzon'dayken aile Ba- tes'in dedi[ine gelirsiniz: "Bildifim tek qey, higbir gey bilmedi-
gollu olarak tanrnrrken, Batum'da aile adr olarak Andreadis'i [imdir!"
kullanmrqlar. Bdylelikle, Tiirkler Batum'a girseler bile, onlarla Ahmet ve Hiisnti ile yaptrfrmz konuqmalar Eok ilgingti ve
herhangi bir sorun yagarnayacaklarmrq. Btiyiikbabamm asil soya- bana yeni qeyler keqfenirdi. Cesaretimi toplayrp yaqh Ahmet'e
drnr sdyledi[imde, hem Ahmet hem de Hiisni.i aya[a frrladr. "Ne anlatmaya baqladrm.'Amca! Kitaplanmrzda, sizin Tonya'daki
diyorsun?" dediler. Biiyiikbabarun soyadr Bagoglu muydu? "Biz- atalanmzrn bile eskiden Hrristiyan olduklan, 1650'den sonra de-
ler de Tonya'nrn Bagoflu ailesindeniz" dedi Hiisnii. iqte o andan fiigerek Miisliiman olduklarr yaz:Jt. Eski halkrmrz 1856'da Hrris-
itibaren H{isnii'niin kalbinde sonsuza dek bana ait bir yer edin- tiyanh[a geri drinerken, sizinkiler Mi.isliiman kaldr." Yaqh Ah-
miq oldum. "Diiqiinsene" dedi, "aynr kandan olabiliriz, akraba met, bu ciykiiye pek qagrmadr. Oflu Hiisnii bu buluga memnun
olabiliriz demek bu!". kahp "Halklmrzln evlerinde Pontus lehgesiyle konuqmasrnln ne-
Daha sonra Htisnii'den, 1930'larda Kemalist yasayla aldrklan deni bu olsa gerek!" dedifinde, bir siire sessiz kaldr. Yaqh Ahmet
resmi soyadlarrnm yanlsrra, Tonya'da yaqayanlann aralarrnda bir qeyler sriylemek istediyse de, o$lunun stjzlerinin ardrndan dii-
hdld eski aile adlanm da siirdiirdiiklerini ri[rendim. Yani Ton- giinceye daldr. Sonra, tipik Pontuslu kibiri ile kendini toparladr-
ya'da, Baqoflanlar, Petsantlar gibi soyadlanna rastlanabilir de- frnda, "Halkrmrz iyi yapmrq. Gergek inancr seEmig ve muhafaza
mek bu. Hiisnii'den aldrfrm en dnemli bilgi ise, eski Tonyah in- etmiq. Miisliimanhk diinyadaki en iyi din. Bir kez daha dolsam,
sanlann tiim Tonya kciytiniin gok eskiden Gtimilqhane'den gelen yine Miisltimanhfr segerdim" dedi.
iig erkek tarafindan kurulmuq oldu[unu stiylemeleriymiq.

66 67
Yaqh bir Pontuslu adamtn kargrsrnda bile olsam, bu noktayr
yorumsuz brrakamazdtm. "Amca" dedim, "Aynr qey bizim insa-
nrrnrz igin de geEerli. Onlar da bir kez daha dtinyaya gelseler, yi-
ne Hrristiyurh[r seqerlerdi." Ama yaqh Ahmet'i asrl tjfkelendiren
bir sonraki ciimletn olmuqtu, giinkii onun o kibirli Pontuslu tavrt-
na ve mutlak gortiglerine darbe indirrnek istemiqtim. "Amca" de-
dim, "ne kadar sadrk oldufunuzu bilemem, giinki] bunu k:uutla-
mak ciurumunda kalmamr$stntz. Bu sadakat, yalntzca dualarla,
camiye ve hacca gitmekie kamtlanamaz. insanlannrz, Miisliiman
olarak yagamda kazanmtqlar ve bir qeyledni kaybetmemiqler. Bi-
zim halkrmrz ise gok kan kaybetmiq, maceralar yaqamtq ve
inanglanna sadakatleri yiiziinden iilkelerinden bile olmuqlar. On-
lar igin biz Mtisliimantz demek, mallannm yarunda evlerinde
kalmak ne denli kolay olurdu! Ama oyle yapmamtqlar, qehit ol-
!{ mayr, siirgiine gitmeyi, mtilteci haline gehneyi ve inanElan nede-
niyle Eo[u kez yaqamlarmdan olmayr tercih etmiqler."
Bunlart sciylerken, onun patlamasrnr bekliyordum. Ama yaqh
Ahmet beni sessizce dinliyordu. Ben bitirdilimde, herkes sus-
kundu. Yaqh Ahmet, bir bana bir de o[lu Hiisnii'ye baktr. Hiisnti,
hig duraksamadan ona, "Baba, sana gerEefi sdyliiyor!" dedi' An-
q
cak yagh Ahmet, benim aErmdan dtiqiinmeyi kabule pek istekli
gciriinmiiyordu. Bir siire diiqiindii ve oflu Htisnii'ye donerek, ben
anlamayaytm diye Tiirkge "Senin gavurun beni deli edecek. Ama
dofrusunu s<iylemek gerekirse, kabul etmesem bile sciyledikleri
dofru gciziikiiyor"dedi. Ben giiliimsedifimde, Hiisnii'ye dtiniip
Tiirkgeyi anlayrp anlamadrfrmt sordu. Ben'evetl' dedim. Pontus-
lu egoizmini koruyarak Pontus lehgesiyle bana'Siz gavurlar, qey-
tanrn gocuklanslntz. Sizinle kimse baqedemez" dedi.
Bir daha bu konuya hig definmedik. Sonraki yrllarda yaqlt
Ahmet bir kez olsun bana bu konuyu agmadt' Kigili[ime btiytik
sevgi ve sempati duyuyordu, beni tizebilecefini diiqiinerek ko-
nuqmaktan hep kaErndr. Yalnrzca bir kez, ciltimtinden krsa bir sti-

69
re dnce, biiytik bir incelikle konuya de[indi. UNESCO, bu manastrnn restorasyonunu iizerine alrntq, umanm
Trabzon'daki bir hastanede yatryordu, kendisine o bcilgede yrllar sonra kargrmza restore edilmiq prrrl prrl bir manastrr ola-
bulunamayan kan grubu gerekiyordu. O srrada ben, torunu Tu- rak grkacak.
ran'la istanbul'daydrm, Krzrlay'dan uygun kanr ahp Trabzon'a uE- Manastrnn eteklerinde, nehrin kenannda Panaiya rmalmdan
tuk. gelen alabahklarr yemeyi planlamrqtrk. Nehir kayalann iizerin-
O yolculuk ne maceraydr! Ankara'ya vanrken yanrmrzda qiqe den riylesine biiytik bir gi.iriiltiiyle akryordu ki, birbirimizlebai.l-
dolusu kan vardr. Trabzon havaalanr sise ba$r olarak kapah ol- rarak konuqmak zorunda kaldrk. Olalaniistiiydii! Manastm gok
dufundan, Trabzon'a gidecek uEak birkag kez ertelendi. Briylece defa ziyaret etmiqtim. Bu harebeleri krrktan fazlakez gdrmii$tiim
biletlerimizi iptal ederek yolculu[umuza otobiisle devam etmek gimdiye dek. Ama gocuklarrmtn ilk ziyaretiydi. Qevrenin giizelli-
zorunda kaldrk. Ne sertivendi!
linden sarhoq olarak Eektikleri fotofraflarrn sayrsrn bilemiyor-
Aylardan $ubat'tr ve hava Eok soluktu. Otobtis ise firrn gibi lardr. Yabani gigekler, heryeri bir hah gibi <irtiiyordu. ilkbahardr
srcaktr. Herkes sigara igiyordu. Sabah erken saatlerde Trabzon'a ve dofa sanki bir gelindi. Bdlgede Eok sayrda agelya vardt. An-
vardrk. Tiim Trabzon yolu boyunca gofcir ytiksek sesle "Kalbi- lar bu aEelyalardan bal alarak Deli Bal'r iiretiyordu. Ir't.O. +OO'Ae
min anahtarr" adh qarkryr dinledi durdu. O yolculufu hig unuta- bu deli bah yiyen Ksenofon'un askerleri ishal olup mide sanctla-
mam, rryla krvranmrqlar. Tarih de[iqti, diinya degiqti ama tiim agelya-
Otobiis terminalinden dofrudan hastaneye gittik. Kanr teslim lar, M.O 400'de oldu[u gibi burada durmaktaydr.
ederek yaqh Ahmet'in odasma girdik. Sanrrrm yaqr 88 falandr. Trabzon'da iiE giin kaldrk ve sannm ttim kent bizi tanrdr.
Yata[rnrn gevresinde, olullan Ali ve Rahmi ile, Tonya'daki eski Ozetlikle meydanda herkes iizerimize gelerek bizi selamlamaya
Karakag'tan bir komgusu vardr. Benim odaya girdifimi gdriince
Eahqryordu. Qocuklarrmrz ise sanki kayrptr. Trabzonlu
genEler
giiltimsedi ve yanrndakilere "O$um olarak kalbimdeki yerini al-
Eocuklarrmrza bayrlmrqtr. Onlar, dofduklan yerleri gdrmek igin
dr" dedi. Daha sonra bana donerek, "Ah, Andreadis gok iyi bir yazlan turist olarak gelen yaqh kadtn ve erkeklerle karqrlaqmaya
insansrn sen. E[er Mtisltiman olabilseydin, ruhunu da kurtarmrq ahgkrndr. Oysa qimdi ilk kez genE Yunanhlarla karqrlaqmrqlardr.
olurdun" dedi. "Bu konuyu diiqiinecefim!" dedim ona ve bu ko- Sevinglerini tanrmlamak zordu.
nu sonsuza dek kapanmrq oldu. O giiniin akqamt, Hiisnii bizi Kanhka'ya gdttirdti. Kanltka,
Ertesi giin, biiyiik bir arkadaq grubuyla Sumela Manasrrrr'na Trabzon'un drqrnda kiigiik bir ktiyken, qimdilerde daha gok Trab-
gittik. Manastr artrk harabe halindeydi, ama o zarnan bile g<irke- zon'un bir banliytisii gortiniimiinde. Qo[unlufu eski Rum evleri
miyle btiyi.ik bir korku ve dinsel iman duygusu uyandrmaktaydr. olan yaklaqrk on ev, Hristiyanlarrn gitmesinden sonra, bugiinkii
O ne do[a, o ne gilzellikti! Tonyahlzrr barrndrrmakta. Sahiplerinin adlannm baq harfleri her
Gegen yizyil, Komnenos imparatorlufu'nun tarihini yazmak evin cephesinde yer almakta.
iizere tig ay siireyle bu manastrrda kalan Alman Fallmereyer'in Hiisni.i, lokantasrnda 6!le yemefini yedigimiz Muammer'in
stiylediklerini anrmsadrm birden; "Dini bir bir taprnak igin, dtin, evine gtittirdti bizi. Qoluk Eocuk herkes bizi iEtenlikle karqrladr.
yada bu g<irkemli Melas dalrndan daha uygun bir yer olamaz. " Aman tanrrm, kag Eocuk vardr orada! Yarsh erkeklerle ve genE-

70 71
iyi insant" dedi Hiisnii, "Burayr hemen terketmeli." "Neden ter-
ketmek zorunda ki?" sorumuza,"O bizden degil, Do[ulu!" yant-
trnr verdi Hiisnii. Hepimiz suskunluk iEindeydik.
Yalntz kaldrlrmrzda, iyi bir insan oldufu soylenen o genci
neden kovdulunu sordum ona yine. "Sen bilmiyorsun" dedi Htis-
ni.i, "O burah defil. Onun diyannda kadrnlar yiizlerini cjrter' Ya-
bancrlara karqr aErk ve konuksever de[illerdir. Bizim insanrtntz
tiim kalbiyle kucaklayrp onuriandrrmak igin geldi buraya' Bu
adam ise yalmzca karrlanmtza bakmak igin burada..." Dofru
muydu, defil miydi? Bilmiyorum. Ama Htisnii'nijn dedifi ka-
nundu.
Muammer'in evindeki kadrnlar, Trabzon peyniri, mrhlama gi-
bi cizel Pontus yemekleri haz[lamtqtr. Uzun ve sorunlu bir giiniin
sonunda acrkmtqtrk. Biiyiikannemin zamarundaki yemekleri yer-
ken iyice coqtuk. Her qey harika giiriiniiyordu.
Ertesi giin Hi.isnii yine doluydu ve bu sefer Rize'ye bize eqlik
eden Ahmet Ulu'ydu. Sabah gok erken saatlerde, Ahmet bir mi-
nibtisle geldi ve Rize'ye dolru yola grktr.
Rize yolu gok gi.izeldi, hava ise harika ve giineqliydi' Rize'yi
S umela M anastrnnm kinde ki harabeler
iig kez gitmiqtim, ama grup olarak ilk gidiqimizdi. Trabzon hava-
alanr yakrntndaki Yomra'yr, ya da biz Rumlarm verdi[i adla Go-
lerle anlaqmamrz gok kolay olmugtu. Hrristiyanlarrn terkinden bu
mura'yr gegtik. Sa! tarafimtzda bulunan Yamboli nehrinden de
yana altmrg yrldar.fazla bir siire gegmesine karqm, halen Pontus
geEtik. Bu nehrin giineye iinlii Santa'ya aktr[rnr stiyledim' Siir-
lehgesiyle konuqabiliyorlardr.
mene ve Of, arkamrzda kalmrqtr. igerde giineyde kalan bu kesim.
Anr olsun diye birkaE resim gekmek istedik. Ti.im insanlar go-
Pontus lehgesi konuqulan koylerle doluydu.
luk gocuk toplandrlar. Qocuklardan olugan koca bir ordu! Hepi- Rize'ye geldik ve tiim kentin daha iyi bir fotofrafinr gekebil-
miz fotofrafgryr beklerken, Hilsnii'niin sesini duyduk. "Durun,
mek iEin tepeye trmandtk. Bu tepenin dorufu bir park ve bota-
susun!". $imdi herkes Hiisnii'yii izliyordu. O srrada hiisnii, resim
nik bahgesiyle kaphydr. $imdi Tiirkiye'nin gya iiretim merkezin-
gektirmek isteyenlerin arasrnda duran geng birini parmalryla
deydik. Qayrmrzr igerken ayaklanmrz altrndaki kentin manzarasl-
gosterdi. Gencin yiizii oldukga esmerdi. "Bu aclam aranrzda ne
na hayran kaldrk. Daha sonra kent merkezine geri d<jndiik' Ku-
arryor?" diye sordu vahqice. insanlar, bu kiqirrin koylerine yakrn
yumcu Erol Gcikgay't ziyaret ettik. Kimdi Erol Gdkqay? Bu, yine
zaman once geldifini, ve iyi bir insan oldu[unu sciylediler. "Ne
eski bir iiykii.

72 73
Rize'de altm ve saat iqgilili alanrnda Eok sayrda sanatgr var-
drr. Bunlardan biri de Stavros Mavidis'tir. Attilyesi Rize'de olup
Eok iyi bir yaqam stirmekteydi. Savaq ve Rusya'ya srlrnma zo-
runlulu[u, btilgelerindeki di[er binlerce Hrristiyan gibi onlan da
Batum'a ini. At<ilyesinde grak olarak genE bir Ttirk goculu gah-
qryordu. Bu gocuk, sanatrnr Stavros'dan ti[reniyordu.
Stavros, Rize'yi terkederken, diikkamnr graprna verdi. Bir da-
ha asla geri dcinmeyece[ini nereden biliyordu? Batum'a gitti,
orada evlendi ve ailesiyle birlikte miilteci olarak Yunanistan'a
gitti. Stavros, Kalamaria'da iig Eocuk sahibi olarak ailesini geniq-
letti. Zoras isimli bir oplu ve iki krzr vardr. Kalamaria'da altrn ig-
Eilifi ve saat tamiri ijzerine yeni bir diikkan aEtr. Yine siyasi is-
tikrarsrzhk ve bir stirii savaq sorununun yaqandrlr o zorlu dti-
nemde giinliik nafakasrm bu mesleli yaparak kazanmaya gahqtr.
Rize'yi, atrilyesini ve grrafrm unuttu. Anrmsasaydr bile ne yararr
olabilirdi ki! Belki de anrmsadr ama <ildii[ii igin bunu hig bile-
meyece[iz.
Rize'deki grrafr, gok gahqarak gerEek bir usta oldu ve ailesini
kurdu. Ama grralr Stavros'u hiE unutmadr, Diikkanrnrn duvann-
da ustasmm bir resmi vardr. Pek gok milqterisi, resimdeki kiqinin
babasr olup olmadrfrm sordu ona. "Hayrr" derdi, "Bu bir Yunanh
adama ait. Eski ustamdr o. Bu iqi ondan <ifrendim ve onun saye-
sinde Rize'de ailemle birlikte rahat bir ya$am siiriiyorum."
Bu riykiiyi.i, oflu Erol Grikgay pek gok kez dinledi. Daha iler-
de babasrnrr yerini alabilmek iEin, iqi babasrndan <i[renmektey-
di. Yrllar geEti ve grrak da cildii. Erol diikkam devraldr. O da iyi
bir ustaydr artrk. Stavros Mavidis'in resmi hep duvarda kaldr. Re-
simdekinin kim oldufunu soran herkes, Erol'dan aynr yanrtr ah-
Aya Evgenios Kilisesi I Yeni Cuma Camii yordu. Yarut, babasrmn yrllar boyu verdi[iyle aynrydr. "O, benim
babamrn ustasrymr$. Babam sanatrm ondan cifrenmiq, ben de ba-
bamdan. Bu adam sayesinde Rize'de rahat bir yagantrmrz var."
Herkes, resimdeki kiqinin bir Rizeli Rum oldufunu sciylermig.

75
*

I
5
fl
s
fl
T rabzo n - O rtahi s ar' daki kahv e J
{s
fl

Haberler, Stavros'un ollu Zoras Mavidis'in kulafrna geldi. O


da, Kalamaria'daki iqini babasrndan miras almrqtr. Turistik geziy-
le Rize'ye giden arkadaqlan ona, Erol'dan, Rize'deki diikkanrn-
dan ve babasmm duvardaki resminden bahsettiler. Briylece Stav-
ros'un oflu Zoras, o dtj,nem Rize'deki babasrnrn grrafrnrn oflu
Erol'u kegfetti. Yazrgmaya bagladrlar ve bciylelikle ben de Kara-
deniz'e yaptrfrm <jnceki gezilerimden birinde Erol'la tanr$trm.
Bizimle karqrlaqtr[rnda Erol tam anlamryla grldrrdr. Bizi en
iyi qekilde alrrlamak igin Rize'de kalmamrzr istedi. Rize'de uzun Trabzon'daki Aya So.fi'a Kilisesi
siire kalamayacaprmrz konusunda onu ikna edinceye dek canrmz
grktr. Trabzon'a o gece dcinmedifimiz takdirde Hiisnti'ye neler
olaca[rnr diigiinemiyorduk bile !

76
Zigana' dan ge gmey enle r, y alntzca hay al edebilir.
O gece, gok yorgun oldufumuzdan erkenden yattrk. Ertesi
giin, sabah gok erken Hiisnii'yle birlikte dolmuqa binip Giimiig- Zigana,denizden 2000 m. yiikseklikte dalhk bir gegit' insan,
hane'ye gidecektik. Zigandntn kryrdan uzakhfrnrn yalnrzca 45 km. kadar oldufunu
Tnbzon'a geri d<indi.i[iimiizde yorgun dtiqmtiqttik. Ttim gi.in dikkate alusa, yolun daflara dopru ne denli dik grktr[rnr anlaya-
boyunca Ahmet Ulu, yorgunlu[umuzu diiqilnmemize bir dakika bilir. Buna ilk olarak, yol, Zigana'mn zirvesine zig zag yaparak
olsun firsat brrakmamrqtr. Yol da oldukEa cazipti, ama ancak Ah- da trrmanrr. Bu trrmantq, Zigana'nrn etelindeki Hamsikoy'den
met Ulu'yu ve qakalannr bilen biri, Rize'ye ne harika bir yolculuk baqlar. O yi.ikseklikte insant hayran krlan do$a i.izellifi goz ka'
yaptnmrzr anlayabilir. O giin bize neler anlatmadl kil En giizeli magtrnctdr. Gcirebildi[imiz heryer ormanla kaph' Gciknarlar,
de, Yunanistan'a yaptrfr zipyaret ve izlenimleriyle ilgili anlattrk- gtiknar kozalaklarr ve yine gdknarlar. Bunlann arasmda her renk-
lanydr. Biz, dzellikle de gocuklar gtilmekten <ildiik. Oldukga zen- ten yabani Eigekler.
gin Pontus dili bilgisiyle, konuqmasnt stislemeyi ve canlandrr- Eskiden insanlarrmtz Kromni'den Trabzon'a iki giinde gelir-
mayr gok iyi biliyordu. lermig. Burada Zigana'da mola verir, yine buradaki hanlarda ka-
Trabzon'a yaptrlrmrz hemen hemen tiim ziyaretlerde Ahmet lrrlarmrq. $imdi ise, Zigana iizerinden atabayla Giimtiqhane'ye 4
Ulu ile kargrlagtrk. Bir keresinde Tonya'dayken, onun kdyii olan saatten btraz fazla siirede varabilirsiniz. Yeni tiinelli otobanla bu
iskenterli'yi ya da eski dcinemlerdeki adryla iskantaranton'u ziya- yolu yalnrzca birbuguk saatte alabiliyoruz. Zigana'ya varan
ret ettik. iskenterli onun dofdufu yerdi. Orada babasr ve anne- Kromnililer, " Zigana' y a varaltm, yaqayahm" anlamma gelen " Si
siyle tanrqtrk. Annesi, hiE durmadan gahqan, yorulmak nedir bil- Zggana ke zison." Bunun asil ne anlama geldigini, diini.ig yolu-
meyen bir kadrndr. Bence Trabzon'a Ahmet'siz yaprlacak bir ge- muzda anladrk.
zi, salatasz bir yemele benzer. Nasrl ciykii anlatrlaca[rnr doluq- Dolmu qumu z Zigana' y a Erkmak i gin miicadele ediyordu. Htis -
tan biliyordu ve anlatacaklanmn sonu yoktu. nii ve gofcirle birlikte igerde tam on kiqiydik.
Giimiiqhane'ye yaptrfrmtz ziyaret ise Kuka'mn istefi iizerine Zigana'ntn doru[unda, lezzetb et gorbasmtn ve tizel yaprlmrq
oldu. Olabilseydi, Hiisnii bu geziden kagacaktr. "Yalnrzca kaya- gtizel ekmeklerin tadrna vardrk. Hiisnii bize pestil getirdi. Yuna-
lar ve taqlar var orada" diyordu. Ama, her bir taqrn ya da kayanm nistan'da yaqhlanmrz bu pestillerin reklammr yapardr hep' Pek
bizler igin bir tiykii kaynalr oldu$unu nasrl bilebilirdi ki! Ana- sevmedik ama Htisnii'yii hoqnut etmek iEin yedik.
babalanmrz iEin bunlar, antlar prnanydr. O giine dek Gtimtiqha- Artlk yolumuz Torul'a dofru iniyordu. Torul'a Onceleri Ar-
ne'yi iig kez gdrmi.iqttim, ve bu gezinin ttimiimtiz igin rstrrap ola- dassa denilmekteydi. Torul'a grkan direkt yola vardr[rmzda, yol
cafr konusunda Hiisnii ile aynr fikirdeydim, ama oraya gitmek biraz diizlegti. Hala baqtmrz ddntiyordu, ama o giineq altrnda gev-
isteyen dilerlerinin arzusunu da reddedemezdim. renin gtizellifi muhteqemdi.
Gi.imiiqhane'ye giden yol qimdi 110 km.'lik mesafesiyle gok Torul'da doga degiqti. Yeqil azaldr, ufuktaki daflar ise grplak-
kolay, ama o giinlerde inqa halindeydi. Zigana Gegidi iizerinden tr. Artrk denizden, gtineyde 100 km. kadar uzakhktaydrk. To-
gitmek zorunda kaldrk. Bu gegit, tarihte tiiccarlarm, ordulann, rul'u gegince, Gi.imiiqhane ile aramrzdaki uzakhk yalnrzcet ort ki-
seyyahlarrn ve mtltecilerin yolu olmug. Zigana'dan gegen bilir. lomerreye inmiqti. Oniimiizde ki1giik bir kripri.i vardr. Solcla isc
"79
78
bir Eeqme. Iki iig EiftEi otobiis bekliyorlardr. Eski harap bir tabe- "Hayr, Hiisnii! Bizim gtirmek istedifimiz Gtimiighane, salda,
lada ikisu yazryordu. Kripri.intin altrnda coqkun bir nehir akryor- ana yoldan uzakta" dedim, "Halktmrztn aynlmasrndan sonra ku-
du. Dolmugtan inerek qeqmede elimizi yiiziimiizii yrkadrk ve gii- rulan Yeni Gi.imiiqhane ise iqte burada." Dolmugumuz eski Gti-
zel suyundan iEtik. Artrk bu coqkun nehrin akrgrnr daha iyi goz- mi.ighane'ye gitmek tizere dafa trmamrken, o anayolun yaplml-
lemleyebiliyorduk. Adr Ya$rdere'ymiq. Safda ve nehrin sol ya- mn dykiisiini.i annemden duydulum kadanyla onlara anlattrm.
nrnda gdle yiiksek daflar yiikseliyordu. Nehir bir kanyon oluq- Bizim Giimiiqhanemiz ana yoldan beE kilometre ilerde kurul-
turmu$tu. Yine nehrin solunda bir tarla yolu aqrlmrgtr. Bu yol, muq. Gegen ytizyrl boyunca hiikiimet Giimiiqhane iizerinden Er-
hepimizin de gok iyi bildigi bir yere grkryordu. O daflann yuka- zincan'la Trabzon'u ba$ayan bir yol yapmak istemig. Giimiiqha-
rrsrnda ve ardrnda, gegmiq yiizyrilarda Hrristiyanlarm yuvalart ne'nin, Tiirk, Ermeni ve Rum liderlerinin tiimii, stizkonusu yolun
olan Kromni, Imera, Istavrin, Lykast ve diler yerlegim birimleri Gi.imtighane'den gegmesini engellemek i.izere biraraya gelmiq. O
yer almaktaydr. yrllarda yollar, sava$ ve askerlerin oradan gegmesi demekmiq.
Kromni'yi duyan gocuklarrmtz, oraya gitmemizi istediler. Karadeniz'in o biilgesi Rusya ile stirekli sorunlar yaqadr[rndan
Olirnaksrzl Uzakhk azdr ama bu yolla Eok zamanrmzt ahrdt. Bu ordulann kentlerine girme olasrhfr gok fazlaymrq. Bu ytizden li-
bdlgeyi gezmek igin biitiin bir giinii ayrrmak gerekirdi. Oysa Gii- derlere miihendislere riiqvet dnermiqler ve yol da kentlerinden
miiqhane'yi goriip aynr gece Trabzon'a dcinmek istiyorduk. daha uzakta, aqalrda bir yerde agrlmrg. $imdi artrk herkes yolun
Qocuklarrmrz, Kromni'yi gormek umuduyla daplara doniip kendi yakrnrndan geEmesi igin riigvet verirken, o dtjnemin bu ye-
bakarken, dolmu;la Giirniiqhane yolumuza devarn ettik. $imdi de rel anlayrqr gocuklanmrzr gtildtirdii.
yolumuz yeni bir nehrin yanrna qrkryordu. Bu, Giimiiqhane'nin Eski Giimiiqhane'ye gok gegmeden vardrk. Her yer harabeydi.
Kan Nehri'ydi. O noktada Kan Nehri, Yaflrdere ile buluguyor, insanlann, do[anrn olugturdufu harabeler. Yalnrzca beqi ayak-
ikisi birleqerek Harqit Nehri adr altrnda Tirebolu yakrnrnda deni- taydr. Minareleri yrkrk boq bir cami. Qatrsrz, duvarsrz yan viran
ze akryordu. Kan Nehri'ni, coqkun akmaksrzrn yine gcirdii[iimde, kiliseler. Gergekten igburkan gririintiiler! Binlerce eski Giimiiq-
akhm l915 yrlma, annemden duyduklanma gitti. O yrl Ermeni hane evi artrk birer taq yrlrmydr. Buranm biraz aqalrsrnda eski
tehciri giindemdeydi ve bu nehir', pek Eok insanhk suquna tanrk bir Ermeni kilisesinin harabesi vardr. Daflarrn tepesinden ma-
olmuq. denler g<iriilebilmekteydi. Eski Gtimtiqhane'nin yalnrzca birkag
Giimriqhane'ye yalmzca on kilometre kalmrqtr ve asfalt yol bu
Eocu[una efitim veren bir okulun yarunda kiigtik bir cami h6ln
uzaklrlr zaman agrsrndan oidukga krsaltmrqtr. Sa[ tarafimrzda es- aErktr. O kiigiik caminin karqtsrnda ise, iinlii Stileymaniye okulu
ki giizel bir Eeqrne ve kente ters yonden giden bir tarla yolu var- vardr. Bir keresinde buraya avlanmaya gelen Sultan Siileyman
dr"
tarafindan kurulmuq. Siileymaniye'nin yanrnda eski bir hamam
Hiisni.i siirijcijmiize, Giirniighane'ye girebilmemiz igrn o kcip- yrkrntrsr durmaktaydr. Oradan biraz daha yukanlara grktrk. Bura-
riiden gegmesini soyledi. "Olmaz" dedim, "Giimiiqhane'ye gide- sr komqu Rumlara aitmiq. Kentin Aziz George Kilisesi ve resmi
bilmerniz iEin safdan bir tarla yolundan gitmeliyiz." Hrisnii bana binasr ve Rum okulu da harabe halindeydi. Birkaq fotolraf ve
dcinerek, "Arna bu yol 1'alnrzca da$ara gider" dedi.
kalp acrsryla oradan aynldrk. Bir zamanlar o da[Iarda kurulmuq
80 81
bir yiikseklifie vardrfrmtzda, yerel Pontus dilinde 'dyssa' denilen
sise girdik. Sisle birlikte akqam karanhfr da bastrrmaya baqla-
mrqtr. Bu da dolmuq igin biiytik sorundu.
Bugi.in blleZigna'ya o trmanlqtmzl arumsadtftmda, o tehli-
keli kogullarda trrmanmaya devam etmemize neden izin verdi[i-
mi anlayamtyor, kendimi suEluyorum. Solumuz keskin uEurum-
lar, safirmrz ise kayalarla doluydu' Yol ise siirekli virajhydt' Ne
ben ne de qof<ir bir metre riniimiizii bile goremiyorduk' Camt
agrp tarafimdaki kadan duvarlara bakarak, qofcirii sa[a ya da sola
y<inlendiriyordum. Uzerinden uzun yrllar geqti, ama qintdi bile
anrmsadt[tmda bdyle tehlikeli bir aptalhk yaptr[rm igin kendimi
aff'etmiyorum.
Orada kahp ertesi sabahr beklemek gok daha akrlhca olurdu'
O akqam iizeri yaptrfrmrz hem aptalca hem de tehlikeliydi. Ama
tiimiimiiz o gece yine Trabzon'da olmak istemigtik. KaE kere o
eski Kromni deyiqini arumsadrm! "Zigana'ya varaltm, ya$aya-
hm."
Neyse, Hamsikoy'e vardrfrmrzda sis biraz azaldt'. Korku ve
Sumela rma{t heyecan altrnda gegen yorucu ve uzun bir yolculuktan sonra bu
koyde kalmak zorundaydrk. Yolculuk bdylesi zorunlu olmasaydr
Giimiiqhane'nin tannmrg okullanyla 60000 niifusa sahip oldulu- bile, Tonya'yr terkettikten sonra buraya yerleqen Hiisnii'niin hem-
nu diiqi.inebiliyor musunuz? Madenleri, altur ve gtimiig ustalany- qerileriyle dolu olan Hamsikoy'de kalrrdft yine de bence. Kahve-
la imparaorlu[un en zengin brilgelerinden biriymiq. Giimiiqhane, de, ikiqer iiger bzrdak gay igerek yorgunluk attrk. Qayrmrzr bitir-
o bolgedeki tiim l-Irristiyanlar iEin rinemli ve kutsal bir yerdi. meden kahve dolmuqtu bile.
Birisi muhtara geldi[imizi haber vermiq. Muhtar Ayvaz koqa-
$imdi ise grizlerimizin <jniinde bir harabeler diyan olarak dur-
maktaydr. O drinemdeki muhteqemlifini hiEbir qekilde hayal ede- rak geldi. Geceyi konuklarr olarak ktiylerinde gegirmemizi iste-
miyorduk artrk! diler. Aynr gece Trabzon'a geri dijnmemiz konusundaki rsrarrna
bir siire, sessiz diiqiincelere daldrk. Tii-
Dciniigi.imi.izde uzunca Eok tizi.ildiiler.
miimiiz igin Gtimiiqhane, Karadeniz'deki Hrristiyan Rum halkr- Dolmuqumuza binmek iizere kahveden grktrfrmrzda hava iyi-
nrn dramrnr ve trajedisini birlegtiriyordu kendinde. ce kararmtqtr. Aniden karanh[r yrtan gok sayrda silah sesi duy-
Torul'u gegip Zigana'ya trrmanmaya bagladrk. Zigana'da belli mak bizi korkuttu. Ateq eden, gidiqimizin qerefine bizi u[urla-
mak isteyen muhtar Ayvaz'mtq. Bu tip ufurlamalara ahqrk olma-

82 83
Qokgi.izelbirgtindiivebundandolayrqimdiAtatiirkKoqkii
olarak bilinen Kapagiannidis evine gok zevkli bir ziyaret yaptft.
Ne yazrk ki bina ti.imiiyle restore ediliyordu ve yalnrzca o anda
gahqma olmayan yerleri gezebildik.
O gece Paskalya Bayramrmrz igin K<ikoflu'nun kahvehanesi-
nin bahgesinde toplandrk. Bu kahvehane Ortahisar'da eski valilik
binasrnrn bir kaE metre arkasmda ve Chrystokefalos Kilisesi'nin
(Biiytik Fatih Camii) 6n tarafindaydr.
Yumurtalarrn boyanmasr baghbaqrna bir seriiven oldu. Tiirki-
ye'de btiyle bir gelenek olmadrfirndan piyasada boya bulunamadt.
Yumurtalan so[an kabuklarr dolu suda kaynatrnalarrnr sdyledim.
Savaq zamam, biz Eocukken boyalanmrz olmadr[r dcinemlerde
annelerimizin yumurtalanm bu sofan kabuklarryla boyadrklarrnr
anrmsaml$t1m.
Boyanmrq yumurtalar masamrza geldi' Soluk krztl renkleri,
bana gocuklufumu anlmsattr. isa'nrn Yiikseliqi ile ilgili dinsel
ilahilerimizi sdyleyip birbirimizi optiik. o srrada, Kcikoflu'nun
kahvedeki krmrzr yumurtalan aldrlrnr farketmedik. Birbirimizi
Trabzon-Tabakhane kutlamamrz bittikten sonra, yumurtalan atamaya baqladrk. 'onla-
rr qimdi getiriyorum'diyerek iEeri girdi Kongogli' Tanrrm, ne fe-
laket! Tiim yumurtalar temizlenmiq ve yenmeye hazrr olarak gel-
dr[rmrzdan olup biteni anlamakta giigliik gektik.
di. Yaqamrmda itk kez, yumurtalarr tokuqturmadan Paskalya ge-
Ne zaman o kutsal topraklarr ziyaret etsek, bu gtine defin bi-
gostermek isteyip yen-
ze hep o silah sesleri eglik etmiqtir. Karadeniz halkrnrn bu go- Eiriyorduk. Zavalh Kdkoflu, dostlufunu
meye hazr hale getirmek tizere tiim yumurtalart temizlemiqti.
cuksu coqkusu ve konukseverli[i, 2500 yrl cince bu bcilgeye gel-
Misafirlerine karqr gdrevini yapmak istemiqti.
diklerinde Ksenofon'un on binlerce askerinin karsrlarusrnr anrm-
Ertesi giin Hiisnii'niin bir arkadaqr geldi ve biraz tartrqtrlar.
satrr bana.
Daha sonralan, kavganrn bizim yiiziimiizden oldufunu anladrk.
Gecenin ilerleyen saatlerinde ve sis nedeniyle epey geE kal-
Hiisnii'niin arkadagmrn adr Hasan Erdal'mrq ve Qailayan Beledi-
dfttan sonra cilesiye yorgun halde Trabzon'a vardrk. Ertesi sabah
ye Baqkanrymrg. Bu kciy Trabzon srnrrlarr drqrnda Sumela Ma-
Eok geg kalktrk. O gtin Paskalya'ydr ve programrmrz Soluk
nastrl yolu tizerinde yer almaktadu. Yunanh atalanmtz bu koye
Su'daki Kapagiannidis evini ziyaret etmekti. O gece Paskalya
Aiassili derlermiq. Belediye Baqkanr bizim iki giin once Summe-
bayramrmzr kutlamak iizere krmrzr renkli yumurtalar yedik.
la Manastrn'na gitti[imizi duyarek, bizim o ziyaretimizi kendisi-

84 85
ne haber vermedi diye Htisnii'yle tartrqmr$. 'Ayrp, ayrp' dedi pek
gok kez. Htisnii boguna <iziir dilemeye gahqmrq. Allahtan o srrada
her ikimizin de eski bir arkadaqr olan Kemal oraya geldi. Kucak-
laqrp cipiiqttiler. Briylece Hasan ile ilgili sorun g<izi.ildii.
Kemal zorla hepimizi qehir kultibtintin lokantasrna g6tiirdi.i.
Bahkh omleti rlk kez orada yedim. Gcirdiiliimde hasta oldum.
Yumurtayla bahk, birlikte nasrl yenilebilir ki? Ama 'ilkin dene,
sonra konug' ilkesinden hareketle, o yemefi yemeyi kabul ettim.
Yemek sofraya gelinceye defin, Hiisnti'den reklammr dinle-
dik. 'Bahklar mezgit ve Eok lezzetli'dedi. Ama Karadeniz'le ilgili
her qeyin Hijsnii igin dtinyanrn en iyisi oldulunu bildi$imden,
onun methiyelerine kanmadrk. Yemek ciniimtze geldilinde ken_
dimi daha da kdrii hissettim. Ama bu ne mucizel O harika tadr
asla unutmayaca[rm. $imdi ne zaman Trabzon'a gidecek olsam o
yemegi tekrar tekrar tadarrm. Kemal bize bir siirti igki siiyledi,
ama kendisi yalmzca su igti. Dinsel nedenlerden dolayr bciyle
yaphlmr di.iqtindtim. Ancak Hiisnii, Kemal'in qeker hastasr olma_
sr nedeniyle alkolden uzak durdufunu sciyledi. Kemal'e yemek
Stavros Mavidis
ve g<isterdili dosrluk igin reqekkiir ederek Hiisnii ile, bizi bekle-
yen babasr Ahmet'in evine gittik.
Ahmet'in evi Moloz'daydr. Ashnda orasr ev de[ildi. Oldukga
biiyiik beton bir binaydr. Bu bina eski bir kilisenin iizerine inqa
edilmiqti. zemin katr ticari kullanrma agrk kirah diikkanlardan
oluguyordu. Onla'n iistiindeki kat bir kahvehane, iist kat ise ucuz
ti.irde bir oteldi. Tiim bu boltimlerin, yanrndan en iist kata, Ah-
met'in yaqadrfr yere grkan ayn bir giriq vardr.
Eve girmeden cince, Hiisnii bizi diikkdnlardan birine soktu.
Di.ikkdnrn arkasmda bi.iytik bir dehliz vardr. Denilenlere g6re bu,
Moloz'u Boz Tepe'ye ballayan tarihi bir yolmuq. Giivenlik nede-
niyle denizden doruklara dek ttim Trabzon'u gegen bir yeraltr.yo-
Iu...
YaEh Ahmet bizi bekliyordu. Onceki rartrqmalarrmrz diigiin Rize

86
celerini kangtrrmrg olmakla birlikte, pontus egoizmi son scizii Yahudileri ve difer ttim halklan bafrmsrz ve serbest braktr" de-
sciylemesine izin vermiyordu. Konuklarrm cizen g<isterdi ve tar- di. Htisnti huzursuzlanmaya baqlamrgtr, giinkii bu konunun bizim
hqmayr gargabuk ilgilendiSi konuya ragrdr. igin hog olmadrfrnr diiqiiniiyordu. Konuyu defiqtirmeye Eahqtr.
"Konstantin Bizans'a gelip yeni bir imparatorluk kurdu[unda, Diplomatik bir manevrayla, konuyu kendi istedifim alana
bayra[rnrn inancr neydi?" diye sordu bana. Tiimi.imiiz hig durak- gektim. Fatih Sultan Mehmet'in toleransh oldu[u, gtiniimi.ize ka-
samadan Hrristiyan inancrydr diye yandadrk. "Bizans imparator- dar stiregelen tarih iEinde tek kiqi oldufu konusunda Ahmet'e
lufu'ndaki tiim valandaqlar Hrristiyan mrydt" diye sordu. "Evet" hak verdim. "Bu yiizden" dedim, "biz burada, Karadeniz'dekiler
dedik. "Ooo! Bunlar kitaplannrzda yazanlar! ya Hrristiyanhfr Hrristiyan ve Rum olarak yafamrmrzr silrdtirmiigiiz. Ama Fa-
kabul etmek istemeyenlere, onlara ne oldu? O srrada, Biiyiik tih'ten sonra, tiranlar, derebeyler geldi baqa ve iqte siz tarihi ben-
Theodosus'u ve Huistiyan olmayr reddeden iiEyiiz subayrn Sela- den iyi biliyorsunuz!". Yaqh Ahmet, Fatih'in tolerans agrsrndan
nik'te cjldiirtiliigii akhma geldi. cinayeti eleqtiren tek Hrisriyan, tarihteki en egsiz kiqi oldufunu ifade etmem karqrsrnda oldukga
Meliodanon (Milano) piskoposu olmugtu o drinem. Halkrn ciniin- tatmin olmuqtu. Yaqh Ahmet'e, kitaplartmtzda 1650'1i yrllarda
de imparator'a, isa'nm kanryla kutsanmrg ekmek vermeyi reddet- Karadeniz'deki derebeylerin zulmiiniin Eok fazla oldu[unu, o
mig. imparator'un halktan ciziir dilemesini istemig, ama iiEyiiz b<ilge insanrnrn gofunun memleketini terk ettifini, di[erlerinin
subay <ilmiiq olduklanndan bunu asla duyamamrqlar. ise inanElarrnr deliqtirmek zorunda kaldrklannrn yazrh oldu$unu
Bu ciykii yaqh Ahmer'i yiireklendirdi ve bize, yeni Hrristiyan- soyledim. O drinemlerde onlann Tonyah atalan, bizim Kromni'li
hk inancrnr temel olarak olimp Da[r tan'larrnm, eski dinini sil- atalartmrz gibi Miisliiman olmuqlar. Aralarndaki fark, gegen
mek suretiyle erkini kurmaya Eahqan yeni devletin, Hrristiyan yiizyrlda bizim atalarrmrz ilk dinlerine ddniiq yaparken, onlarm
Bizans Imperatorlufu'nun bilinen ve bilinmeyen suglannr anlat- Tonya'da ttimiiyle islam dinini kabullenmig olmalanydr.
maya koyuldu. Anlattrklannrn go[u hig bilmedi[imiz qeylerdi ve Yaqh Ahmet suskundu. "Sen anlatrrken, dofruymuq gibi geli-
bana hatah ya da yalan geldi. Ancak dediklerinin bir krsmr bile yor ama bir tek gey sdyleyecefim liitfen dikkatle dinle, Eiinki.i
do[ru olsa, bu bizim igin inkdr edemeyecefimiz bir sorun de- ben yaqlr bir adamrm ve Eok daha fazla qey biliyorum. Miislii-
mekti. manhk diinyadaki en iyi dindir!" dedi.
Ahmet sustulumuzu gciri.ip devam etti. Rus Qan, istanbul'a "Aynr qey bizim insanlaurmrz iEin de gegerli" dedim, "Hristi-
gelmig. Hrristiyan inancrnr kabul edip vaftiz olmuq. Ardrndan da yanhk diinyadaki en iyi dindir. Bizimkiler de yaqh insanlar ve
tiim Rusya vaftiz olmuq. Ttim bunlann kansz bigimde oldu[unu onlar da dahafazla qey biliyorlar. Kime inanahm?"
dtiqiinebiliyor musunuz? Hig kimse karqr grkmamrq mr? Bu soru- "Hakhsrn" dedi.
larma ne yanrt verebilirdik ki! yagh Ahmet, diinyadaki tiim hii- Ona gerEefi sriylemek iEin bunun bir firsat oldulunu diiqtin-
kiimdarlarrn halklarrna kendi inzng ve fikirlerini zorla kabul et- diim. "Herkes" dedim, "ana-babasrndan aldrklanyla biEimlenir.
tirmeye gahqtftlannr sriyledi. "Yalnrzca bizim Fatih Sultan Meh- Amca, sen diinyadaki biitiin dinleri okuyup inceleyerek mi tercih
met'imiz farktr bir insandr. istanbul'a girdi[inde ve tiim bcilgeyi ettifin dini segtin? Kendi dinimi ben mi segtim? Bizim neye ina-
ele geEirdifinde, imparatorlulu srnrrlarr igindeki Hrristiyanlarr, nacafrmza baqkalan karar veriyor."

88 89
Ahmet bana hak verdi ve tartl;ma son buldu. Bu, ister be[e- Evgenios'un kiigiik minyatiir kilisesine gitti. Yeni Cuma Ca-
nin ister belenmeyin Dolu'da srk srk olagelen bir tartl$madr. mii'nin bu tinitasyon minyatdrii, mimar Zogratos'un bir gahgma-
Dolu insanlan, kendi inanglarmm dolrulu[u konusunda kesin slyml$.
bir yargryla yaqarlar ve dolru olabilecek baqka inanaglarrn da var Trabzon'da, Fatih'in kente girdifinin ilk haftasr Aziz Evgeni-
oldufunu duyduklannda qagrnrlar. os Kilisesi, cami haline driniigtiirtilmiig, o ilk haftanrn cumasu cu-
Bizim igin hoq olan bu tartr$ma drqrnda, Trabzon'daki tiim za- ma namazr iEin hazrr edilmiq. Btiylelikle Yeni Cuma Camii adrnr
manlmlz dans, garkr ve eflence ile gegti. Ancak tartr$ma si.irdiigii almrq.
siirece mutsuz olan tek kiqi Hiisnii'ydi.i, gtinkii yanhg bir diiqiin- Kiigiik qapelden grktrktan sonra, Htisnii bir stire Papaz Niko-
ceyle bu konuqmalar nedeniyle kendimizi ktitii hissedebilece[i- Ias'rn heykeli dniinde durdu. Buraya Karadeniz, Kromni'den ge-
mizi varsaymtqtt. len bu aziz din adamrnrn riykiisiinii duydulunda oldukEa duygu-
Trabzon'u en iyi antlarla terkettik. Dostlartmtzla uzun siire landr. Hijsnii'ye onun mezannln iizerinde hig toprak olmadrlrnr
oradaki deneyimlerimizden konuqtuk. sriyledim. Herkesin koydufu gok sayrda mumla kabrinin iizeri
Birkag hafta sonra Hiisnii, Yunanistan'a geldi. Bu kez Atina'yt hah gibi cirtiilmiigtti. Mezannr kim ziyaret edecek olsa Papaniko-
da ziyaret etti. Bu kez aym konukseverlik ve gtizel giinler, sevgi- las'm kabri iizerinde bir mum yzrkma zorunlulu[unu hissediyor-
li konuklarr Hiisnii'ye oradaki dostlan tarafindan sallandr. du. Bu yalntz yagayrp yalnrz <ilen din adamr, tiimiimiiziin babasr
Htisnii bizi iskenze'den, arkadaqt Kosmas'tn yanrndan aradr. oldu$u duygusunu uyandrrabilmeyi bagarmrqtr bizde. Hiisnii
Gelecelini soyledi. Nasrl da mutlu olduk. onun <iyktisiinden ciylesine etkilenmiqti ki, o an onun mezarh$rna
Aynr rifle, bizim Karadeniz Klubii'nii, daha sonra da Meta- gitmemizin mtimkiin olup olmadrfrnr sordu. Hemen mezarrna
morphosis Kilisesi'ni ziyaret ettik. Hiisnti her qeyi <ifrenmek isti- gittik. Hiisnti bir mum ahp papazrn kabrine dikti. Hiisnti'niin hig
yordu. gcirmemesine karqrn onun iEin birkag damla g<izyagr dcjkmesi be-
Kilisenin giriginde, tepedeki gift baqh kartah gdsterdim Hiis- ni etkiledi.
nii'ye. Bu, Trabzon'daki tarihi surlardan ahnmrq ve miilteciler ta- Daha sonra srk srk Papaz Nikolas'a giinderme yaparak biz in-
rafindan buraya getirilmiq. sanlann higbirqey olmadrlrnr, rjliimiimiizden soma geriye yalnrz-
Ona yine, kilisenin ortasrndaki btiyi.ik kandil lambasmt giis- ca anlmrzm kalaca[rnr defalarca sdylemigti. "Geriye adrmrz igin
terdim. Miilteciler bunu da Kars'taki Hrristiyan Kilisesi'nden ge- iyi ve onurlu bir anr brakahm" derdi.
tirmiq. O koca lambayr ve oldukga afr iki ganr Kafkas dallarrn- Ioanna bizi, Selanik'in drqrnda Kardia kciyiinde bekliyordu.
dan gegerek taqrmrqlar. Qanlan gocuklu[umdan hatrrhyorum. Bir stirii hazrrhk yapmlgtr. Chrysostomidis de eskiden yaqadrfr
1950'lerde, daha kiigi.ik boyutlardan ganlar yapmak iEin eritmig- Erzincan'dan getirdili utunu yanma almrqtr. Ioanna'nrn amcasl
ler. Ne biiytik hatal Lefteris de oradaydr. Son derece iyi niyetli ve kibar biriydi.
Kilisemizin bahgesinde. Hiisnti Chrysanthos'un heykeline dik- Hiisni.i, Ioanna'mn yapttklanyla cogtu. insanlann faal olmasr
kat gekti. Eski Trabzon Bagpiskoposu Chrysanthos'un tiyktistinii onu hep gururlandrrdr. Ioanna'yr, Trabzon'a otobiisle bir grup
biliyordu Hiisni.i. Daha sonra da Trabzon'un koruyucusu Aziz gezisi yapmasr konusunda ikna etmeye gahqtr, Masraflann gok

90 91
olmasr konusunda korkmuqtu loanna, 'O zaman ne olacak?" diye arkasrndaydr. Agrfr Hiisnti iistlenmiqti. Hig kimsenin o agrktan
de sordu. haberi bile olmadr. igte Hi.isnii b<iyle bir insandr!
"Korkma" dedi Hiisnii. "Farkr ben karqrlarrm." Lipochori adh bir baqka kdyde de benimle aynt adr taqryan bir
"Ioanna, Kalamaria'daki Pontus Klubii'niin yardrmrna da gok aile vardr. Andredisler'di bunlar. Onlar da Hiisni.i'yii bekliyorlar-
giivenmigti. Biitiin yaztek bagrna gezi grubu igin adam toplama- dr.
ya gahgtr. Garip ama Pontus Grubu'ndan hiE yardrm gelmedi. Olimpia Tiyatrosu'nda bir Pontus halk tiyatrosu izledi Htisnii.
Tek baqrna Eahqrrken ben de gok yardrm ettim. Coqmugtu. Oyunculara gidip hepsini tebrik etti. "Ben aynr anda
insanlar avanslarrnr ddeyip adlannr listeye yazdrrdrlar. Daha hem giildtrdiintiz, hem de aflattrmz" dedi.
sonra da fikirlerini defiqtirip paralannr geri istediler. Atina'ya birlikte gittik. Orada, onun arkadaqr yaqh bir bayant
Nihayet zorlukla kiiEiik bir grup oluqturuldu. O kiigiik grupla ziyaret ettik. Bu hanrm Atina-Kallithea'dan Melpo'ydu. Ona,
Karadeniz gezisi gergeklegtirildi. Hiisnii, o olmazsa halkr gezinin kendi annesiymiq gibi saygr gcisterdi Hiisnii. Birbirlerini otuz yrl-
dr tanryorlarmrq. Melpo, Trabzon'a annesiyle beraber gitmiq ve
orada geng Hiisnii ile karqrlaqmrg. Otuz yrllft bir dostlukla o ha-
nrma biiytik defer veriyor, saygl gcisteriyordu. Melpo ve krzr Eok
fazla sevdikleri Hiisnii igin ellerinden gelenin en iyisini yapmaya
gahqryorlardt.
Aynr afrrlama, Htjsnii'yle ilk kez Trabzon'da tanrqmrq olan
Stirmeneli Ioardanis'den de geldi. Hiisnii'niin Atina'da oldu[unu
duydugunda, ona tizel saygt gcisterdi ve Kallithea'daki kliibleri-
nin btiyiik gece kutlamasrna gafrrdt onu. Bu kutlama, Atina'daki
Intercontinental Oteli'nde yaprldr. Hiisnti, en cinemli konuklann
yer aldr[r en iyi masaya yerleqtirildi. Politikactlar ve di[er onde
gelenlerce birlikte oturdu. "Ne yaparsak yapahm bu adam igin
azdf'dedi bana Siirmeneli. Aym qeyi Kallithea'dan Ioannidis ve
Keratsini'den Spyro Korolois de gergekleqtirmeye gahqtr.
Veteriner doktor Theodoridis ise, afrrlamada hepsini geEti.
Hayvan klinifinin oldugu Atina'nn dnde gelen Kastri btilgesin-
de onun iEin elinden geleni yaptr. Theodoridis, Hiisnii'niin konu-
[u olmasrndan son derece mutluydu. "Bu hayvan doktoru", dedi
Hi.isnii, "prrl prrrl bir insandrr ve altrn gibi bir kalbi vardu."
Eski GiimiiEhane'de bog evler Arabayla d<iniiq yolumuzda, Nea Trapezunta (Yeni Trabzon)
adrndaki bir koye yakm Katerini'den geEtik. Buradaki ti.im insan-

92 93
lar Karadeniz'in Of ilgesindendi. Hiisnii Oflular'r sevmezdi. Ge- geE saatlerde en iyi izlenimlerle ve eLntlarla o kciyden ayrrldrk.
nelde Oflular'la Tonyahlar'rn duygulan karqrhkhdrr. "Oflular Selanik'teki toplantrlarrmrzda, Vassiludi'den Spyro Muraditis
adarn defildir" derdi bana. Ona, Nea Trapezunta'daki bu yaqh de hep yanrmrzdaydr. Hiisnij'niin yakrn bir arkadaqrydr. Konu[u
insanlann harika olduklarrnr ve onlan sevecefini sciyledim. On- olarak Vassiludi ktiyiine de bir ziyaret yaptft ve orada Langada
lar, Hiisnti'yle ilgili giizel qeyler duyrnuqlardyyalntzca ve tanr$- Gcjlii'nde giizel bahklar yedik.
mak istiyorlardr. Htjsnii onlar iEin anavatanlanndan gelen bir ko- Hiisni.i ile yaqh Zacharia Musikidis arasrnda gegen ilging ko-
nuktu. Hiisnii'ye bizimle gelmek angeuya gibi geliyordu. nu$mayr hig unutmayacafrm. Zacharia e[itimli biriydi ve bu
yiizyrhn bagrnda Trabzon'da olup bitenlerin ttm tarihini gok iyi
biliyordu. Koyu bir Pontuslu edasryla, Hiisnii'ye, Tonyah dostla-
nnrn o yrllarda Hrristiyan kriylerine ne biiyiik zararlar verdikleri-
ni anlattr.
Hi.isnii'yii duyduklan Eok tizdii, kendini mazur gcistermeye
Ealrqarak yaqhZacharia'ya "Amca, bu diinyanrn her koyiinde bir-
takrm grlgrn insanlar vardrr" dedi. "Hayrr, gocu[um" diye yanrt-
ladrZacharia. "lT0 ath genE, bu birkag grlgrn de[il, sizin tiim ko-
yi.iniizdii."
Selanik'te, Hiisnii'niin gidiqi onuruna, bir qenlik diizenlemeyi
diiqiindtik. $enli$imizi daha ilging krlmak igin Selanik'te Gavu-
rali lakabryla tanrnan arkadaqrm Aliollu Christos'u Eafrrdrm.
Gavurali popiiler bir profesyonel Earktcr olup, Tiirk miizifi ve
qarkrlarmda uzmandrr. Bu qekilde Hiisnii'yii onurlandrrmak ve
kemenEenin yanrnda geqit sunmak istemiqtim. Gavurali'nin
Tiirkge bir iki qzrkr sdyleyip sriylemedilini hatrrlamryorum. Hiis-
nii de istemedi zaten. O yalmzca Pontus miizifi ve qarkilarrnt is-
tiyordu. Kemengeci Damos, o gece geg saatlere kadar galdr ve
sriyledi. Gavurali qarkr soylemek yerine bizim konufumuz oldu
Eski GiimiiEhane'de bir yftmtt
ve hig bir qey yapmadan parasmr aldr.
Ama Niko Alhazidis, Haralampidis ve diler Oflular, kemenEe O gece birgok arkadaq bizimleydi. Hiisnii co$mu$tu ve dostga
ve qarkrlanyla Hiisnii'ye oyle hoq bir kargrlama yaptrlar ki, Hiis- amaitiraza yer brrakmayan bir rsrarla Dimitri'ye Yotis'e ve b:na
nii daha sonralart Nea Trapezunta konusunda coqtu. Onlarla dans hitaben, "Bl yaz iiEiiniiz bana geliyorsunuz, hatta kemengeci Da-
etti ve sonunda Niko'nun Oflu'ya benzemedi[ini soyledi. "Bu iyi mos'u da getirin. Parharia'ya (Eyilalar) ve Katrkaya'ya gidece-
bir adam Oflu olamaz" dedi. Kliiplerini de ziyaret ettik ve gece $iz" dedi.

94
"Katrkaya da ne?" diye sordum. "Dallarda yapilan bi.iyiik bir
qenlik. Qolunlulu Tonyah olan tiim yiire halkr orada toplanrr. O
qenlili bir kez olsun gcirmelisiniz." Ayrrlrrken de aynr scizleri yi-
neledi; "George, Damon'u da yanrnrzda getirmeyi unutmayrn!".
Bu, gidecelimiz ve Hiisnii'yle tartrqrlamayaca[r anlamma gel-
mekteydi. Kabul edilmiqti. Kesindi. "Damos'u unutmayrn!"
Ne yapabilirdik ki, ona 'Peki' demekten bagka!
Katrrkaya'ya gidecelimiz zamana dek, bizi giildtiren bir siirti
gey oldu. Bir Pontuslu turist olarak ne zaman istanbul'a gelse ve
tesadiifen Hiisnii'yle tanr$sa, hemen bize telefon agrp anlatrdt
Hiisnii. Bu insanlann beni tanrmalarrnr garipserdi. "Olabilir Hiis-
ni.i" derdim. "Selanik biiyiik bir kent. Herkesin beni tantmasmt
nasrl beklersin. Uzun yrllardr Almanya'dayrm. Sanatgr ya da po-
litikacr mlylm ki beni tanrsrnlar." Hiisnti yine de anlayamazdr.
Herkes beni tanrmak zorundaydr, e[er tanrmryorlarsa bu onlann
hatasrydr. Bu mtimkiin mti!
Bir giin beni aradr. Telefondan kemengenin sesini ve birinin
Pontus lehgesiyle qarkr s<iedilini duyuyordum. $arkr sciyleyeni
telefona verdi. Arkadaglarryla turist olarak istanbul'da bulunan
Christos Papadopulos'du bu kiqi. Htisni.i, onun melodik sesini
dinliyor, "Sanki topra[r kazmrgsm da gizli bir hazine bulmuqsun.
Ben de Christos'u b<ivle buldum. Harika bir ses!" diyordu bana
defalarca.
ft Telefon gciriiqmeleriyle zaman geEti ve yazrn Katrrkaya'ya
ilnw
gitme zamanrmrz geldi.
# $imdi ddrt kiqiydik; Yotis, Dimitris, Damos ve ben. Benim
arabamla istanbul' a gidecek, Trabzon'a uEakla gegecektik.
istanbul'da iki gtin kaldrk. Aynr eflenceler aynt kutlamalar.
"Kapagiannidis Villast"nda I Bugiin "Atatiirk KiiEkii"
Hatta daha fazlast. Kemengeci Damos bizimleydi ve Hiisnti onun
kemenge Eahqrna ve garkr sdylemesine hayran kalmtqtt. Burada
bir qikAyetini de dile getirmeliyim. Pontus miizifini gok sevdifi-
mi s6ylemeliyim, ama ne zaman Tiirkiye'ye gelsem Tiirk miizi-

97
[ini de dinlemeyi arzu ediyordum. Hiisnti ile beraberken bu mti- harika bir giindii. Herkes Htisni.i'yii tanryordu sanki. Selamlar,
zikle ba$antrm kopuyordu. Tiirkiye'yi ziyaret ettik ama hig Ttirk cipiiciikler, ardrndan Yunanistan'dan gelen arkadaglarr olarak bi-
milzifi dinleme imkdnrm olmadr. Aynr gece, hepimiz Tak- zim tanrqtrnlmamtz. Yolun bir kavqafrnda bir grup yerde oturup
sim'deki Maksim'e gittik. Maksim, istanbul'un en btiyiik ve en birqeyler yiyor, dans ediyordu. Biz de durduk. Difer kciqede biri-
gozde miizik ellence merkezi. Qevre, salonlar, personel, herqey si kuzu sattyordu. Htisni.i bir kuzu aldr, kesip bir kaE dakikada
bizi coqturdu. Miizik de harikaydr. Yirmi geleneksel enstriimanlt hazrrladrk. Ne zaman kestiler, derisini ne zaman yiizdiiler farke-
bir orkestra. Her qarkrcrya kendi orkestrasr eqlik ediyordu. Qrkan demedik. Ozel mangallardaki ateqin iizerindeydi bile. HiE bu ka-
her qarkrcr bir iincekinden daha iyiydi. Geng bir dansgr krz or- dar lezzetli et yememi$tik. Eski gazeteler topra$rn tizerinde masa
yantal dans yaptr. Damos, dansm ve kzm tiim detaylarrnr dikkat- <irttisii olarak serilmiqti. Domatesler, ekmek ve piqen et bu kafrt-
le izledi. larrn ijzerine kondu. Tabak yok. Bu koqullar altrnda yememiz na-
Trabzon'a geldifimizde, Kanhka'da Muammer'in evinde kal- srl miimki.in olacaktr ki? Ama hepimiz cogmuqtuk, ama herkes
drk. Bir-iki giin sonra da Katrrkaya qenlifine kattlmak iizere dans ederken siz de dans etmek durumundastnrzdrr. Yedik, igtik'
Tonya'ya hareket ettik. Din dersi cifretmeni olan Dimitri, bu qen- Duruma ahqtrk ve hoglandrk. Etin yaflan ve gtiple dolu gazetele-
lipin, Aziz Elias Gi.inii'ntin Miisliimanlarca uyarlamasmdan fark- re aldrrmadrk.
h bir gey olmadrfrnr keqfetti. $enlik tarihi ve da$arda kutlanma- Yeterince yedikten sonra, grubumuz yine yola Erktr. Tt-im
sr gerEefi, onun eski AzizBIias Giinii oldufu konusunda kanrtry- ufuk ktiylerinden gelip danseden insanlarla kaplanmrqtr. Ktzlar
dr. Din bilgini Dimitri her yerde daima Hrristiyan kciklerini araq- yerel giysilerhi giymiqlerdi. Renkli elbiseleri uzaklardan gciriilii-
trrdrirndan, akhma bir olay geldi. Tonya'da bir kiiyde bir kadrna, yordu. Dcirt bir yarumrz aynr yere gelmekte olan insanlarla do-
finna koymadan cince ekmefin iizerine neden hag iqareti koyduk- luydu. Giineg batmrqtt. Nemli bir hava hakimdi. Arabalar ve
larrnr sordufunda, kadrndan "daha kolay btilebilmemiz iEin" ya- kamyonlar bir yerde terkedilmig, herkes qenlik alamna yiiriiyerek
nrtrnr aldrfrnr anlmsryorum. Bu yanrt onu diiq krrrkh[ma ufrat- geliyordu.
mrqtr. Askerler de buradaydr. Tiim erkekleri kontrol ediyorlardr.
Ozel bir dolmug ve video ile Tonya'ya gitmek iizere Trab- 'Neden?' diye sorduk. Hiisnii, burada herkesin silahh oldulunu,
zon'dan hareket ettik. Vakfikebir'de mola verdik. Bu ktiyde de- iEtiklerinde ise sorunlara yol agabileceklerini stiyledi. 'Her yrl
nizden ayrrhp yirmi kilometre kadar gi.ineye inip Tonya'ya var- her qenlikte baqrmza kazalar gelir' dedi. Bu nedenden htikiimet
drk. Vakfrkebir'de Htisnii, bir diikkana girip hah aldt. Hahnrn bu qenli[i yasaklamrq, ama biiyiik baskrlar sonucu bu yrl genlifin
Tonya'da birisine hediye ahnmtq olabilecefini dtiqtndiik. Diik- yaprlmasma izin vermiq. Ancak herhangi bir kazanrn olmamasr
kanda pek gok arkadaqryla kargrlaqtr Hiisnii. Onlardan birine bir igin de kontroller yaprhyormug. Silahlan ve kavgayr sevmedi[i-
qey sdyledi. Adam gidip, kar beyazr uzun bir yastrkla dtindii. Ar- mizden, bu kontrolleri bir olgiide anlayabildik. Ama krsa bir si.ire
drndan dolmuga binip yola koyulduk. sonra, erkeklerin silahlarmt kadmlara verdiklerini ve askeri kont-
Yol boyunca, kamyonlarla ya da yayan gelen tiim koylerin rolden gegtikten sonra silahlan geri aldrklannr farkettik. Bu'
kemenge eqlifinde garktlart ve danslarr izlenebiliyordu. Gtineqli kontrolden sonra bile silah sorununun var oldufu demekti.

99
98
Biz kontrolden gegmedik ve Hiisnii'niin hemqerileri, hediye yordu. Krzlar kendi oluqturduklarr halkalarda dans ediyorlardr.
oldulunu zannetti[imiz o hahyr agtr. Hahnrn baq ucuna uzun Yanrmrzda video oldufu igin, bilgisizlikten olsa gerek, elbiseleri
yastrlr yerlegtirdiler ve oturmamrz igin bizi ga[rrdrlar. Aman ilginE geldiginden Dimitri krzlarla dans etmek ve bu dansr vide-
Tannm! Herkes topra$rn ijzerine oturuyordu. Htisnii'niin konuk- oya aldrmak istedi. Kavgaya ramak kalmrqtr. Bu yabancmrn ktz-
larr ise halnrn iizerine oturacaktr. Ali ve ailenin bir siirti dostu lannm ellerine dokunmaya kalktqmasr, dahasr onlarla dans etme-
yanrmrza hahya geldi. Ortada Ahmet'in yanrnda, kemengesi ile si nasrl miimkiin olabilirdi? Kontrolden yakalanmadan gegen si-
Damos oturuyordu. lahlann qimdi ceplerinde olduklarr akltma geliverdi. Ama kavga
Tonya kaymakamr selamlamak iizere gelip aramtzda yerini falan olmadr. Hiisnii kavgayr dnlemekle kalmadr, hepimizin
aldr. Yine hahnrn iizerine gazeteleri agtrlar. Gazeteler yine etle, renkli giysili krzlarla dans etmesi konusunda rsrar da etti. Bizim
domatesle, biber ve peynirle dolmuqtu. de krikenlerimizin oradan gelmesi nedeniyle yabancr sayrlamaya-

Tiim insanlar dans edip, qarkrlar soyliiyordu. Da$larrn tepele- cagrmrzr agrkladr. Tiim dans sahast, toprafr hah gibi drten yegil

rinden gelenler, bize saldrracakmrq gibi ytiksek sesle grlhklar at- Eimenli bir plato gdrtiniimiindeydi. Dems srrasrnda erkekler ayak-
trklanndan, bize eski Ea! savaqgrlan gibi gciriindtiler. Trabzon lannr yere vururken, sanki yeraltrndan ses geliyor, toprak deprem
Valisiyle Gi.imiiqhane Valisi birlikte bizi selamlamak iqin yanr- oluyormuqcasrna sarsrhyordu.
mza geldiler. Yorgun bigimde hahmrza gokti.ik. Yaqh Ahmet, Damos'dan
Dansgrlardan olugan her bir halka, yiizlerce insandan oluqu- kemenge galmastnt ve eski Pontus qarktlarr sriylemesini istedi.
Ahmet oldukga co$muqtu. O srrada dortnala gelen at sesleri duy-
duk. Yammrza geldiler. Gelenlerden biri Ahmet'in en btiyiik o[-
lu Rahmi'ydi. Atrndan atlayrp bizi selamladr'
Dcinerken, atladr[rmrz bir qey kalmasm diye her birimizi o
giin neler gordiifiimiizii birbirimize anlatttk. Bir koyde mola ver-
dik. Burada da Htjsnii'niin bir arkadaqr vardl Lezzetli fasulye
gorbasr ve di[er yernekleri yedik. Temiz daf havasr hepimizi
acrktrmrgtr. Aynlmadan once yediklerimizin iicretini cjdemek is-
tedik, ancak Htisnii'ntn arkadaqr kabul etmedi. Hiisnti'ntin dost-
larr benim de dostlarrmdrr diyerek, cidemeyi kendi yapmak istedi.
Uziilmiiqttik, giinkii bu adam bize pek hali vakti yerinde gibi gti-
riinmemiqti.
Aynr gece Tonya'daki Eyilalar'a (Parharia) gittik. Ahmet ora-
da yaqryordu. Deniz nedeniyle olugan nemli ve srcak hava kryrda
H ii s nii, Yu n anh do s tlany la
ya$amayr olanaksrz krldrfrndan, eski dcinemlerden beri insanlar
y azlar t yaylalara grkarlarmtq.
rl

lr 10r
100 t1
bize'
mos gergek bir Pontus qarlllan ve kemenEe ziyafet\ sundu
Ne yazrk ki Eyilalar'rn giizellilinin tadrna varamadrk, gtinkii
Hepimiz son derece coqkuluyduk' Saate kim bakar? Geceyarrsmr
oraya her gidiqimizde yolun sis vardr. Birkag yil sonra buraya
gegtiEini hig anlamadrk' Saat sabahrn ikisi olmuqtu'
giineqli bir giinde geldim de, dofarun tjzellikle de yabancr Eigek-
Sami'yle birlikte oradan aynldrk' Evden grktrktan sonra evin
lerin gtizelli[ine hayran kaldrm.
iintindeki bir platforma Erktrk. Evin yan tarafindan basamaklarla
Ahmet'in evine gittik. Eyilalar'daki ttim evler gibi son derece
aqalrya iniliyordu. Zifiki karanhk vardr' HiEbir gey gtiremiyor-
basit taq bir evdi. Yatak odalarrnrn altrnda hayvanlara ait boliim
out..uuuugeldi[imizzamankigibinemliydi.Basarnaklarrndi-
vardr. Qevre giibre doluydu. Mitolojimizdeki Heraklis'i ve Avgi-
binde bahgede yakacak odunlar vardr'
as Pokunu anrmsadrm. Sanrrm kimse bahEesinin o boliimiinti te-
Basamaklardan inip odunlarrn yanma vardrfrmrzda' duydufu-
mizlemiyor, ya[mur ahp gtitiiriiyor olmalt.
muz silah sesleriyle tkildik' Platformda Ali ve kaymakam'
misa-
Yatak odalannrn iini.inde mutfak ve misafir odast vardt. Basit
firlerini havaya ateq ederek yolcu ediyorlardr. YeteI'ince alkollii
bir eski Rum evi. Yatak odalannrn zemini tahtaydr, mutfafrndaki
olduklarrgergelinidegdzardretmedik.Giotisodunlarrnarkasrna
ise toprak.
dofru frlaar. Kalarumrz siikunetle oldu[umuz yerde kaldrk' Ne
Duman ttim odadan gegiyor, baca olmadr[rndan gatrdan gtkt-
olJulunu anladrfrmrzda, odunlann arkasrndan grkmaya gahqan
yordu. G<ivdelerimiz ve giysilerimiz duman kokmugtu. Yorucu
Giotis' le birliite giildiik.
bir giinden sonra uzanmrq olan Ahmet'in odasma girdik. Yerel
Sami'ninevinegiderkendeyolboyuncaolayagiiliipdurduk.
(orah) bir kemengeci de oradaydr. Yaqh Ahmet, Ttirk kemenge-
Sami'nin evinde yatacaktft. Eve girdi[imizde bir problem Erktr'
ciye Eahp sciylemesi igin bir firsat vermedi. Hep Damos'un Eahp pantolonlarrmrz rslaktr. Sami gantalarrmll Ali'nin evinde unut-
sdylemesini istiyordu. En sevdifi olan "Matin Panagian Leo"yu
muqtu. Dolayrsryla pijamalarrmrz yoktu' iki ev arasr mesafe
hem
(Bakire Mana'ya yeminim var) galmasrm istedi.
fazlay&hem de gok geg olmuqtu'
Ahmet'in odasrnda Damos'la birlikte qarkr soylerken, Hiisnti
Sami oldufumuz gibi pijamasrz uyumamrzr istedi' Temmuz
mutfakta geleneksel bir Karadeniz yemefi hazrrhyordu. Zi- Ev
ayrydr ama orada geceler krq geceleri gibi soluk oluyordu'
mur'du bu.
qiiphesiz rsrtrlmtqtt, ama biz tsrarla gantalanmrzr istedik' Sami
O gece, biz, az uzaktaki Hiisnii'ni.in yefeni Sami'nin evinde,
guntul*r*r"r gok istedilimizi anladr ve giysilerimizi Ahmet'in
Htisni:'de, babasrnrn evinde uyuyacaktr. Sami'nin evinden ol-
evinden gidip almak iizere hazrlandr'
dukga uzakta ise Htisnti'niin erkek kardeqi Ali'nin vardr. Eyila-
Sami hazrrlanrken, bir gekmeceyi agrp iginden silah aldr[rnr
lar'da evlerin birbirlerinden bir ya da iki kilometre uzakhkta yer
gtirdiim. Tabancanrn igine kurqun doldurmaya baqladr' Tam altr
aldrklarrnr dtiqtinebiliyor musunuz? Otlar dizlerimize kadar geli- koydun
kurqun saydrk. $aka olsun diye, "Sami, neden altr kurqun
yordu, pantolonlarrmrz rslandr.
ki, biz burada yalntzcadtirt kigiyiz" dedim' Qok gtildiik' bu espri
Ali, o gece yatmaya gitmeden dnce bizi evine gafumrqtr, giin-
Sami'nindahaqevklegitmesineyolagtr.Qantalarrmrzgeldikten
kii konuklan olarak bizleri a[rlamak istiyordu. O[lu Sami bizi
sonra yatabildik ancak.
evine gcittirdii. Evine geldi[imizde yeterince gakrrkeyiftik. Geng yat
O macerah gtintim sona erdifi umuduyla yataklarrmrza
Tonya Kaymakamr ile Ali'nin di[er arkadaqlarr da oradaydr. Da-
r03
r02
mlq uyuyorduk. Ama eski bir atasdziiniin de dedi[i gibi "bela
geldi mi tistiiste gelir."
Giotis gok fazla igmigti o gece, bu da onu susatmr$. Yataktan
kalkmrg, igini giindiiz goziyle gdrmedilimiz evde su aramaya
baglamrg. Ertesi giin suyun bahgede oldufunu gordiik. Evde hiE
su yokmug. Giotis karanhkta su aramaktan yorulmuq ki, iEi Eyi-
q lalar stitiiyle dolu iki btiytik lelenin durdu$u bir masa bulmug. Su
olmadr[rndan, "susuzlu[umu gidermek igin bari gu siitten ige-
yim" diye diiqiinmiiq. Bog yere iEmeye gahqmrq. Stiti.in yiizeyi tii-
,ffi miiyle kaymakmrq. Kaymafir yanp siitti igmek igin iiflemi;. Ama
kaymak kahnmrE. Tekrar tekrar i.iflemiq. Sonunda iimitsizli[e ka-
prhp yiiziinii siit ytizeyine daldrrmrq. Manzara gdrtilmeye deier-
di. Giotis'in bumu, ytizii kaymak olmuq. Si.it hale daha derinde
wwq oldupundan siite ulaqmak igin tilm kafasmt lefenin igine sokmuq.
-$ffi 4 Bu da gecenin son fashydr. O saatten sonra kim anlayabilirdi ki!
V)
Sisle geldik, sisle terkettik Eyilalar'r. Bdylece o muhteqem
Yv1 do$amn yeqil hahsrnr kaplayan yabani gigeklerin giizellifini gd-
remedik. Buraya ancak birkag yrl sonra gtineqli bir giinde tekrar
s ziyaret ettiIimde, $ansrm yaver gitti.
*a
R Trabzon'a geldik ve zorunlu olarak Motel Usta'ya gittik. Du-
h manla, yafla oylesine kirlenmiqti ki, Muammer'in evine konuk
d olarek tekrar gitmeyi istemedik. Srcak bir banyo bizi kirlerimiz-
den ve yorgunluktan arrndtrdt. iki odamrz vardr. UE yataklr olanr
Dimitri, Giotis ve Damos igin, ikinci oda ise Hi.isnti'yle benim
igindi.
O gece uyudu[umuzu sanmryorum. Hiisnii'yle bir siirii qey
konugtuk, Tiirk-Yunan iliqkileri hakkrnda tekrar konuqmak iEin
firsat dofmuqtu Hiisnii'ye. Ona gcire, neden ve sorun olan gey,
kitaplar, insanlann dini ve militarizm idi. Bunlardzrn dolayr ilig-
kiler geligtirilemiyordu. Kitaplar gengleri zehirliyor, askerler al-
drklan maagr korumek istiyor, dindarlar ise fanatizm yayryorlar-
dr. "Bu papazlar ve hocalar asla biz iki ulusun iliqkisini geligtir-

105
gerekiyordu. Orada bir sorun varmr$. Ama konuklarrnt Trab-
zon'da yalnrz brrakrp nasrl gidebilirdi ki? Bizi zor durumdan
Remzi kurtardr. "Brraktn gitsin" dedi. "Burada yalnrz daha da iyi
zaman gegirirrz". "Biz burada delil miyiz?" diye de sordu alayh
bigimde Hiisnii'ye. Sonunda Hiisnti, istanbul'a gitmeyi kabullen-
di ve bdylece bizi iki gi.inliiftine Trabzon'da yalntz brraktr. Yal-
nrzlrk da ne demek? olan herhangi bir tehlikeye karqr bizi goze-
tecek yaklaqrk yirmi Tonyah vardt gevremizde' Bize o kadar ka-
labalrk geldiler ki, belki de daha fazlaydiar.
Hiisnii'niin gidiqinde yeni bir sorun grktr. Hepimizin otel fatu-
rasrnr zorla cidemeye kalkrqtr. ziyaretimiz yiiziinden yaptrEr bii-
ttin o harcamalar yetmiyormuq gibi bir de otelinkini odemek iste-
di. Bunu frsat bilip uEak biletlerimiz konusunu da aqtrm' "E!er
bilet ve otel paralarrmrztbiz ddemezsek" dedim, "Bizi burada bir
Tonya'da daha hig gdremezsin". Benim zorlamamla, biletlerimizi ve otel
iicretini tidememizi kabul etti. istanbul'a gitmek iizere ayrrldr,
mesine katkrda bulunmayacaktrr" dedi. Biitiin gece bu sorunlar biz de ktigtik bir dolmuqla Gtimiiqhane'ye hareket ettik'
hakkrnda konugtu. Biz, elele her iki iilkeyi tiim diinyaya tanrtabi- Bu kez yolculu[umuz daha iyi geqti. Hava lehimizeydi' Di-
liriz. Yalnrzca birbirini tanrmak ve gengleri tanr$trmakla bile bu rekt olarak eski Giimiiqhane'ye gittik. Bir an onu gtizden kaybet-
sorunun iistesinden gelebiliriz. Ardrndan mevcut atmosferi de tik. onu, Giimiiqhane'de yiikselen bir dagrn tepesine trmanrken
de[iqtiririz" diyordu. Aniden yiizii iyimserlikle aydrnlandr. "E!er giirdi.ik. Eski madenlere ait ttinellerin resimlerini gekiyordu. Ge-
her iki taraftan da dolru ve uygun adamlan bulursak problemi gen yiizyrllardan kalma, giimiiq ve diler madenleri drqan taqtyan
gdzeriz." "Bu ne zaman olur biliyor musunuz" diye sordu. Atina ktigiik vagon raylarr hala oradaydr. Yeni Giimiighane'ye otelimi-
ve Ankara'da Pontuslular sdz sahibi oldu[u zaman. Halklanmrz ze drindiiltimiizde, turistik amagla oraya gelen selanikli bir grup
arasrnda kardeglik iligkisini baqarabilme umudu yalntzca bizler- Rum'a rastladrk. Aralannda Bayan Anna ve editcir Bay Tasos
de." Hiisnti konuqurken, bir ara uykuya daldrm. Kyriakidis'i g<irdiik. Qok yorgun oldu[umuzdan, o gece erken
Ertesi gtinti yine bir sorunla karqrlaqtrk. Giimiiqhane'ye gitme- yathk. iyice dinlendik.
miz programlanmrqtr. Dimitri, Karadeniz'in bir milyon resmini Ertesi gtin, Ardassa'nrn (Torul) batr b<iliimii, bizi bekliyordu'
gekmigti belki ama hala GiimiiEhane'nin, batr biiltimlerinin bazr Dimitri o b<ilgenin de resimlerini gekecekti. Orada bulunan k6y-
yerlerini kagrrdrfrnr di.iqiinUyordu. istanbul'dan Htisnii'yii alrtisr lerin birkaE resmini gekecek, biz de ayru gece Trabzon'a geri dtl-
eden bir telefon geldi. iqi nedeniyle hemen istanbul'a dcinmesi necektik. Bu gezimizin sonu olacaktr.
Sabah gok erken saatlerde Gtimtighane'den Torul'a yola grk

106 r07
trk. Onden biz gidiyorduk, ardrmrzdan da Ti.irk gizli polisine ait
bir araba geliyordu. Ne zaman Giimi.iqhane'den gevreye bir gezi
yapsak, her zaman dostlukla saygryla kargrlanmrqrzdrr. O bolge-
nin fakirli[i ile halk, bizi oraya getiren qeyin yalnrzca duygusal-
hk oldu[una inanamryordu. Onlar belki de gizli bir hazine igin
geldifimizi diigiiniiyor, bu nedenden bizleri takip ediyorlardr.
Tiirk arkadaqlara polisin bizi neden izledi[ini, ne zaman sorsam,
Ktirtler (PKK) yiiziinden oldu$u yanltmr ahyordum. Bir baqka
agrdan, Dimitri'nin bizi getirdi[i o kayahk bcilgede yalmz olma-
mamrz daha iyiydi.
Torul'da direkt olarak Batr'ya dcinerek Nivena ve Derena
kciylerini ziyaret ettik. Her yer harabe ve hasar gdrmtig evlerle
doluydu. Nivena'da hala yaqayanlar vardr ama Derena'da toplam
rs yirmi aileden fazlasr oldufiundan kuqkuluydum. Derena, Home-
ca,
rik drineminden kalma gok eski bir ad. Anlamr, uzun bofaz. Di-
s mitri'nin fotofraf makinesi gok resim Eekmekten rsrnmrqtr. Polis
izleyicilerimizbiraz ilerde durup Eevreye bakryorlarmrg gibi yap-
maktaydr. Ne bakrq ama!
n<
Derena'da bir kdyltiniin bahgesine girdik. Evinin rjni.inde kii-
giik bir kilise vardr. Uzerinde Aziz Theodor Kilisesi yazryordu.
v QiftEi, kiliseyi depo olerak kullanryordu. Bu kilisenin de her yan-
dan fotolrafi gekildi. O kiiEtik kilise bizi gergekten etkilemigti.
Polis eqlikgilerimiz biraz daha yakrnrmrza geldi. Kimbilir belki
de gizli hazinenin yanrnda duruyorduk!
Arabamza geri dondi.i$iimiizii gciriince elbette diiq krrrkhlrna
u[radrlar. $imdi anlatrken her qey gok kolay ve basitmiq gibi ge-
liyor, ancak o zorlu bolgeleri gezmek gergekten giig istiyordu.
Bizimle ilgilenildi[i siirece.her gey yolundaydr. Ancak o zavalh
polis eglikgilerimiz neden bizim Erlgrnhklarrmrzm ceremesini Ee-
kiyordu.
Doniig yolumuzda ardrmrzdan geliyorlardr. Torul'u gegtik ve
Zigana' y a do[ru tlrmanmaya baqladrk. Zigana' nrn eteklerinde

109
Bize eqlik eden polislere ilk ve son kez olarak ciniimiizden biz de
arkalanndan giderek Yeni Gtimtiqhane'ye girdik. $imdi onlar cin-
den gidiyor biz de onlarr takip ediyorduk.
Onlarla birlikte olan geng polisin baqina gok biiytik sorun aE-
trm. Hepsi sivil giysiler igindeydi. Geng polisin yiizii tipik bir Gi-
ritli yiiztiydii. Selamlaqrrken, ona d<iniip "Sen Giritlisin. Seni Yu-
nanca selamlayayrm" dedim.
Sanrrm bu gtine defin bu genEler Giimiiqhane'de bizimle
karqrlaqma deneyimlerini unutamamrqlardr. $eflerine ve dedik-
lerini gok merak etmiqimdir. Eminim ki "bu qeytan gavur ne ol-
du$unu anladr" diyerek, kendilerini qagkrnh[a dtiqtiriiqiimiizii
hep anrmsayacaklar.
Bu qehirde yorucu gezimiz son buldu. Karadeniz'deki dene-
yimler, bilgilenmeler, tanrqmalar ve ziyaretler agtsmdan son de-
rece zengin bir gezi olmuqtu. "Gezi bitti" dedim ama bir anlamr
yoktu. "$imdi istanbul'a geri donecefiz" dedifimde, Dimitri ka-
Kahrkay a' da Yor g o, H iis nii v e di! e rle fiy le b irlikt e bul etmedi. Ona gore Larahane'yi ve Vazelon Manastm harabe-
lerini de gcirmemiz gerekiyordu. Hakhydr.
Ertesi giin Larahane'deydik. Orada, akrcr bir Pontus lehgesiy-
durdular. Beg dakika kadar orda kaldrlar ve Zigana'ya trrmanan Ie konuqan Ali'yle tanrqtrk. Annesi Rum'du. B<iylece Ali anne ta-
kavqaktan, Giimiiqhane'ye geri drindtiklerini gordiik. O giintin rafindan Rum, baba tarafindan Tiirk'tti.
hazinesi y alntzca kcimtirden ibaretti ! Larahane, Rum politikacr Eleftheriadis'in do[dufu yermiq.
Ben takibe sinirlenen pek Eok Yunanh ziyaretgi grirdiim ora- Uzun yrllar sonra kendi do[dugu evi ziyaret etmiq, ve bu evinde
da. Benim igin bu hep bir ellenceydi. BirkaE yrl sonra bazr arka- oturup burada <ilmtiq. Naaqrnn Yunanistan'a naklini, Yeni Su-
daqlarla Giimiiqhane'ye yaptrfrm bir bagka ziyareti anrmsryorum. mela Manastrr'nda yaprlan cenaze tcirenini ammslyorum.
Biz eski Giimi.ighane'ye vardrktan hemen sonra polisler yanrmrza Larahane meydamnda harap edilmiq kilisenin temellerini gti-
gelip, kendilerini gazeteci olarak taruttrlar. Bizimle gtirtiqme yap- rebilir insan. Dimitri temellerin resmini Eekti ve aralarrndaki
mak istediler. Gciriiqmeyi ben yaptrm, onlar da dinliyormuq gibi uzakhklarr hesapladr, elindeki bir kafrda kilisenin enini ve boyu-
yaptrlar. Ne demek istiyorsam onu sciyledim, ve sonunda dabizi nu not etti.
koruduklarr, gtivenli[imizi salladrklan igin teqekkiir ederek, ger- Daha sonra Vazelon Manastrn'na gitmek iEin da[dan gok bti-
gek gazetecilere o giin ne sciylediysem anlatmalannr rica ettim. yiik bir ormanrn iginden gegtik. Yol topraktr. Ne yazrk ki yine
sisle karqrlaqtrk. YolumuziJ,zerine bir agag yrkrlmrg oldufundan

110 111
arabamrzl durdurup, yolun geri kalarunr ytiriiyerek tamamlamak
zorunda kaldrk.
Bir stire yiirtidiik ancak manastrn gtiremedik. Umutsuzlulu
kaprhp geri d<inmeye bagladrk. DdntiE yolumuzda iki gocula
rastlaylp Vazelon Manastn'nrn nerede oldu[unu sorduk. Burada
diyerek yan tarafimrzda sisler igindeki manastur gcisterdiler. ya-
nrmrzda Trabzon'da taruEtrlrmz Amerika'dan gelen Bay Hioni-
dis vardr ve bu o giinki.i programrmrzda eslik ediyordu.

t
B

s
s

H iisnii konuklanna ye mek haztrlryor

Yer gok rslaktr ve manastrin harabesine kadarki elli metreyi


aEmakta gok zorlandft. Qamura diigerek giysilerimizi oldukga
kirlettik. Sonunda varmayr bapardrk. Ellerimizle harabenin du-
varlanna dokunduk. Bu, Karadeniz'in, belki de tiim Hrristiyan
diinyasmm en eski manastnydr. M.S. 270 yilnda kurulmug. Bu,
Roma imparatorlu[u'nun Hrristiyanlzula mticadele ettiEi en kdtii

113
dcineminde kuruldufu anlamma geliyordu. Yrkrntr yrkmtr iizeri- niip boquna endigelenmigim. Her yeni ziyaretle daha da coguyor
ne. Manastra girmek gok tehlikeliydi. Eski manastrrda hayvanlar ve bana, kendisine daha fazla insan gdndermemi stiyliiyordu.
yagryordu ve her taraf bok igindeydi. Harabenin duvarlanna do- "Yalntzca bu yolla" diyordu, "tanrgma ve arkadagltkla, senin ve
kunurken, Kudtis'e gelerek eski Salomon Yahudi Taprnafr'nrn benim halkrm sa$duyulu hale gelecek. Tereddiit etme, bana in-
duvarlannda tannya yakaran, eski dcjnemlerdeki Yahudiler geldi sanlarr yolla ve bana sorun olmayacalrndan emin ol."

akhma. Aflamak neye yarar! O 1985 yazt gegti ve sonbahara girdik. Bu kez kansr ve kiigiik
Dilniiqtimi.izde Dimitri'nin gelmesini bekledik. Resim geker- oflu Yunus bizi ziyarete geldi. Kanm ve gocuklanmla birlikte
ken hep gecikiyordu. Sonunda o da geldi. denizde gok hog zaman gegirdiler.
istanbul'da Htisnii huzursuzlanrp telaqlanmaya baqlamrqtr, Yaz sonu biiyiik bir iiztinttiyle sarsrldrk. igyerimizde gahqan
giinkii Trabzon'da kahErmrz uzaml$tl. Trabzon'daki otele vardr- Evgania'nm kocasr Yiannis motorsikletiyle yaptrfr bir kazada ol-
miiqtii. Yiannis yalnrzca 25 yaqrndaydt ve hastanede bir ay kadar
frmrzda Hiisnii'yi.i aramamlzl bildiren bir mesaj aldrk. Kendisine
ne kadar hoq zaman gegirdilimizi anlatmca sakinlegti, Etinkti ba- yagamla miicadele vermigti. Sonunda kaybedip tiltime yenik dliq-
mi.igtti. OtaUgU gtin tesadiifen Hiisnti bize geldi. Bu kez cjnceden
$rmrza kdtti bir gey geldilini ya da birimizden birinin hastalan-
mrg olabilecelini dtigtinmi.iq. haber vermeksizin gelmiqti. Onceki telefon konuqmalarrmrzdan
B<iylesi anilar nasrl unutulabilir? kazayt ofrenmiqti ama geldifinde o giin Jiannis'in 6ldiifi.ini.i bil-
Htisnii'niin o yaz, arkadaqlarrn de[iq tokug edilmesi, yeni miyordu.
dostluklar edinme konusundaki fikrini deligtirip defigtirmedifini Bu sefer de iq igin gelmiqti. Ankara'da bakanhklara sunulmak
bilemiyorum. Bizlerden Tiirkiye'ye kimler gidip de onunla bu- tizere bir proje hazrlamrgtr. Bu, giineq enerjisi tiretimi iizerine bir
lugmadr ki! O kimleri onore etmedi ya da en iyi gekilde a[rlama- projeydi. Yunanistan'daki sayrsrz imalatgrdan etkilenmigti. Elin-
dr ki! de halihazrda giineq enerjisi akiimiilattirleri yaprmctlanyla yapr-
Yalruzca birkag 6rnek verecefim. lan gok sayrda scizleqme vardt ancak Ttirkiye'de herhangi bir qey
Biri, kemengeleriyle Trabzon'a giden ve onun eglik ettili yapmadan cince, devletin yetkisindeki bir tegvik belgesine gerek
genglerden olugan bir gruptu. Aralannda Pontus miizifinin en iyi duyuyordu.
dansgrlarr da vardr: Eythimis ve Michalis. Profesiir Kostas da vi- Gelip de ktitii haberi duydufumda, naagln o srada bulundu[u,
deosuyla birlikte onlarm yanrndaydr. karrsr Evgenia'nrn evini ziyaret etmek istedilini stiyledi bana.
Diler bir grup ise, Kostas'rn babasr, Sumela Manastur'nrn ra- Hentiz gelmiqti, yol yorgunuydu ama dinlenmek bile istemedi.
hibi ve kansmdan oluguyordu. Onlarla birlikte bu rahibin dopum Evgenia'nm evine gittifimizde akgam geg bir saatti. Htisnii eve
yeri olan Erbaa'ya, ardrndan da Trabzon'a gitti. Atina'dan Petros girdi, Evgenia'yr selamladr, gece boyunca adet olarak yiizi.i men-
ve Nikoleta arkadaqlarryla birlikte onu ziyaret ettiler. Hiisnti'yle dille kapatrlmtq olan Yiannis'in yi.iztinii agtr ve 6pti.i. O gece ve
tesadiifen kargrlagan tiim bu insanlar, hdlA onu ve konukseverlifi- ertesi gi.inkii cenaze boyunca sessizdi.
ni konuEuyorlar. Trirenden hemen sonra, "Zavalh Evgenia'ya qimdi ne ola-
Ama tiim bu ziyaretlerin onu srkmaya baElayabilecefini dtigii- cak?" diye sordu.

115
r14
Miizi[imiz ve kemengemiz olmadan yaptr[r ilk ziyaretti bu ma bildirmeye baglamrgtrk. Hepsi de geleceli haberine gok se-
Hiisnii'ntin. O berbat olay igimizi dondurmugtu. Hiisni.i daha da vindi. Ama bu benim igin aynr zamanda bi.iyiik bir sorun oldu.
donuktu. Herkes Hiisnti'yii a[rrlamak istiyordu. Hemen duruma el koy-
Bir ay soffa, aniden istanbul'a gittik. Ben, Kuka, Damos ve dum. Htisnii, Silvester'de bizimle birlikte kalacaktr. Diler tiim
arkadaqrmrz Christos, Htisnii'yle Maksim'e gidigimizin ikinci se- giinler boyunca herkesin katrlabilece[i ortak e[lenceler organize
feriydi. Giriqte duvarlarda salona uzanan koridorda muhteqem ettik.
portreler gtiztimiizti aldr. Mi.izikal sunum ve garkrlar bizi gok qa- Herkes fazlasryla cogmug oldufundan hepsi de Hiisnii'yii tize-
qrttr. O gece konuqa konuqa, konu Kars'tan agrldr. rinde gdrmek istemigti. Sonunda onu herkesin gdrebileceli ortam
Kars, eski Sovyetler Birlifi srrun yanrnda Tiirkiye'nin kuzey- oluqturulmuqtu. Bciylece hem Htisnii parqa parga olmayacak hem
dolusunda bir kent. Ancak bizim Pontuslu insanrmrz, Kars'r, La- de zaman herkese yetecekti. Bu gciziimf higbiri befenmedi arna
zistan, Ermenistan ve iran arasrndzrki tiim brilge olarak bilirdi. kabullendi.
Giimtiqhane'deki madenler I 856'da kapatrldr$rnda, tijm usta- Gtinde bir ya da iki kez yaprlan telefon gcirtigmeleri hep Sil-
Iar ve iqgiler Gi.imtighane daflannda garesiz kaldrlar. Bciylece, vester'e geligleriyleilgiliydi. Zaman gegri ve Arah[a geldik,
imparatorlulun, madenleri olan baqka bdlgelerine grigettiler. itci gey problem oluqturuyordu. Arahfrn ortaSmda, Btiyiikgek-
Biiyiik golunlu$u Kars bdlgesine gitti. Bu gciE, t830,da baqla- mece Belediyesi, Hiisnt'niin evinin yanrnda bir kazr yapmrg, an-
yrp bu ylJzyilra dek si.irdti. Gtimiiqhane'den binlerce kiqi Kars'a cak yanhghkla telefon hatlarrnr kesmiglerdi. B<iylece Hi.isnii'yle
geliyordu. Kars'da yeni bir Grek kolinisi olmugru. ancak $irinevler'deki biirosundan giindiizleri konuqabiliyorduk.
Grubumuzdan Kuka ile Christos'un ailesi Karshydr. Chris- Btiyiikgekmece'deki ev ise telefon olmadr[rndan bizim igin oli.iy-
tos'un ana-babasr Giola yakrnrnda panzarot kriyiindendi, Ku- dii.
ka'nrn babasr ise Kars'rn giineyindeki Kalrzman'da do[muqtu. ikinci olay ise Kuzey Yunanistan'da oluqan gok kdtti hava ko-
Bu nedenden, o gece Hiisnii ile gelecek yaz birkag gi.inliifiine qullanydr. Aynr hava istanbul'da da hi.ikiim siirmekteydi. Ttim
Kars'a gitmeyi kararlaqtrrdrk. Boylece Kuka babasrmn doldulu bcilge yofun bir kar yagrqr altrndaydr. Ama bizler iyimserdik. Bu
bcilgeyi gcirebilecekti. Bu anlaqmaya bir ek yaptrm. Gegen yrl biz yalnrzca bir firtrnaydr ve gegecekti. Noel'e yakrn hava daha da
istanbul'a geldifimizde, ciniimiizdeki Noel'de ve yrlbagrnda Hiis- kcitiileqti. Bir sabah, Selanik'i bile kar kapladr. Belediye yollan
nti ailesiyle birlikte bizi ziyarete gelecekti.nEminim Htisnii bizim agmaya gahqtr. Yollann sa[ ve solunda kardan dallar olugtu.
istanbul'a gelmemizi isterdi, ama hat'mrzr'krrmzrk istemiyordu. Kentteki otobtis seferleri iptal edilmiqti, insanlar buz iizerinde
Yunanistan'a gelme konusunda yegane teredrdiitii karrsrnrn sa[h- kolayca kayrp diiqtiyordu.
gr ile ilgiliydi. Silvester'e bize gelmeye s<iz vermiqti bir kere, biz Hiisnii'yle her gtin haberlegiyor, aynr iyimserlifi paylaqryor-
de gelecek yaz Kars'a gidecektik. duk. Bu gekilde daha ne kadar siirebilirdi kil Ama hava giderek
Yunanistan'a geri ddndiigtimtizde, 22 Arahk'ta ailesiyle bir_ kcittileqti. Gelmesi konusunda Htisnt'ye yaptrlrm rsrar yiiziinden
likte gelecek olan Htisnii igin programlar yapmaya bagladrk. strese girmiqtim. O yollarda ri.im ailenin bagrna bir gey gelirse
oniimiizde iki ay daha viudr ama biz geligimizi ttim arkadaglzur- kendimi sorumlu tutacaktrm. Ama sorumluluEu kim takarl

116 tt7
Tiim yagamrm boyunca ertelemelerden nefret etmigimdir. Er- gittim, Pek gok arkadaErm oradaydr. Biri, diin geceki kumardan
telemeyi gok kcitii bir gey olarak algrlanm. Ama Kuka, arkadagla- gok para kazanmrEtt. Dileri de gok kaybetmigti. Bir bagkasrna
nmlz ve ben bile Hiisnii'ye gelmemelerini giinkii gok tehlikeli Silvester ekmelinin iginden altrn para grkmrgtr. Herkesin anlah-
olacalrnr soylemeye karar verdik. Kaza olmasa bile, ttim yolcu- lacak bir dyktisii vardr. B<iylece zaman gegti.
luk aile igin tam bir igkence olacaktr. Bciylece ona telefon agrp Saat 11.30 civarrnda krzrm beni aradt. "Baba" dedi, "Ttirki-
gelmemelerini siiyledim. Htisnti hemen teklifimi kabul etti, sanr- ye'den birisi anyor." Ne dediklerini anlayamamr$tl. Ytiksek sesle
nm programr tek taraflr iptal etmek istemiyordu. Bciylelikle ttim a!hyorlarmtq.
hazrrhklar ve programlar boquna yaprlmrq oldu. Ama her qey o Kim oldu$unu anlayamadrm. Bir hafta tjnce ipsala srnnnda
kadar da kotti de[ildi. Yagam bizimdi. "Gelecek yrl" dedi Htisnil, bir kaza olmuEtu. Selanik yakrnrndan geng bir asker <ilmiiEtii. Ba-
"dua edelim de hava daha iyi olsun, biz de yrlbagrnr birlikte kut- rrg d<ineminde fanatizm ve nefretin kurbant olmu$tu. Onun igin
layahm." mi afhyorlardr? Ama bununla o telefonun ne ilgisi vardr?
Hepimiz tizgtindtik, ama o tehlikeli yolculu[un alr sorumlu- Ne olmuq olabilecelini diiqtndiim bir siire ve sonra da unut-
lufundan da kurtulmugtuk. tum. Saat 1 civarrnda krzrm bir kez daha aradr Klubti. istan-
Her sabah telefonlaqtrk. Evindeki telefon hatlan hala gahqmr- bul'dan tekrar aramtqlar. $imdi bir siirii insan a[hyormuq. Onlar-
yordu. Hasar biiytiktii sanurm. la konugmast miimktin olmamtq ve ne oldu[unu sonnug. Hatlar
1986'daki son telefon gbriiqmesini, biirosundan yrlbaqr giinii kiittiymti$ ve aflarna seslerinin arasmda gok fazla parazit varmr$.
saat 11.00'de yaptrlrmrzl anlmslyorum. Biirodan Erkmak iizerey- Eve gitmek zorunda kaldrm. Ollendi ve yemek hazrdr' Evde
dik ve ben, evlerindeki telefon hala gahqmadrlrndan, yeni yrl di- Kuka ve ben neler oldulunu, neden alladrklannr diigtini.iyorduk.
leklerimi s<iylemek igin onu aradrm. Hiisnti, iqyerinde delildi. Merakrmrz yanlisrz kaldr. Hi.isnii'ye agrp sormak istedim ama te-
Stileyman oradaydr. Htisnti'ntin Sarryer'de oldulunu soyledi. lefonu bir haftadrr gahgmryordu. Ne yapabilirdik ki? Kararstz,
Orada biraz igi varmr$ ve bir saat soffa ddnecekmig. Siileyman'a yarutsrz 6ylesine oturduk.
gftmak iizere oldulumuzu ve kendisine iyi dilek ve tebriklerimi- Kuka ve krztm sofrayt hazrrlamaya baqladr. Saat 1.30 gibiydi.
zi iletmesini sdyledim. O gtin Htisnii'yle direkt temas etmedi$im Hiisnti'niin biirosunu aramayr diiqiindiim, ama yrlm ilk gtinii bti-
tek gtndti. roya kim gelirdi ki. "Ama arasam ne kaybederim?" diye sordum
O cilleden sonra, Silvester'deki hazrrhklarla megguldiik. Gece kendime. Kalkrp $irinevler'deki biirosunu aradtm. Telefona gr-
yansr genli[inde yine Htisnii'niin adrnr andrk ve saflr[rna garap kan olmadan agrldt, birgok insanrn a$adrlrm duydum. "Ne olu-
igtik. Gelemedigi igin iizgtindtik ama bu kcitti mevsimde yollara yor?" diye diiqtindiim. Biri telefona grktr. Kim oldulunu anrmsl-
gftmadr[r igin de memnunduk. Kuka, o yaz Kars'a yaprlacak ge- yamryorum.
zi igin duydu[u mutlulufu yineledi. ilk yatmaya giden bendim. "Ne oldu?" diye sordum heyecanla.
Di[erleri televizyondaki ellence programmr izlemek istemigti. "Htisnii'yii kaybenik!" dedi derinden a$lamakh sesle. "Sen ne
Ertesi sabah, yeni yrhn ilk giintnde ilk uyanan ben oldum. diyorsun? Nasrl oldu?" diye sordum.
Uyuyanliur rahatsrz etmemek igin yakrmmndaki Pontus Klubtine HUSNU Ot-UUqfU. Bu miimktin miiydti? "Geliyorum" di-

119
118
yerek relefonu kapattrm. KonuEmayr izleyen ailem
donup kal- liler, bizim yiirtiyerek gitmemize izin verseler bile askerlerimiz
mr$tr.
tarafindan durdurulacalrmrzr, onlar da bizi braksalar, Ttirk yet-
Hi.isnii'miiz 6lmiigti.i. Hemen yotis'i aradrm. Haberi duyunca
o kililerin bizi durduracalmr stiylediler. Qrkrg yoktu!
da dondu kaldr. "Athina'yra birlikte ben de seninle geliyorum,,
Giimriik memurlanmza, diler tarafta Ipsala'da bizi bir araba-
dedi.
run bekledifini sciyledim. Grirevli memurlanmn bize yardrmcr
Krsa stirede goktan kurtuldum. Arabamm triptigi yoktu, yeqil olmak istediklerinden, arabayla biri gelirse onunla Tiirkiye'ye
sigorta kartr da. Ttirkiye'den nasrl geEebilirdik?
girmemizi saflayacaklan konusunda sciz verdiler. Zaman akrp
Kendime acil bir gciziim buldum. Smra gidecek, arabamrzr gidiyor ve kimse gelmiyordu. Acrmrz daha da bi.iytidii, gtinkii di-
orada brrakacak ve Tiirk tarafina ytiriiyerek girecektik.
orada fer tarafta, ipsala'da bizi bekleyenlerle temas kurma imkAnrmrz
sonradan istanbul'a bir araba kiralayacaktrk. Ama srnrra yoktu.
ancak
akgam vakti varacaktrk. Mevsim de krgtr. Gergek bir
bag a!'sr! Bir gorevlinin akhna iyi bir fikir geldi. "Taksiler var" dedi.
Bir kez daha diigtindtim. Tekrar Hiisnii'niin biirosunu aradrm "1500 Drahmi'ye sizi smrrdan gegirebilirler." Hemen taksilerin
ve Stileyman'la konugtum. Sorunumu agrklayrp birisinin
gelip bi_ telefon numaralannr aramaya baqladrlar.
zi ipsala'dan ahp alamayaca[rm sordum. "Tabii ki olurr', dedi Bir taksi stirticiisiintin kansmr buldular. Ardrndan telefonla
Siileyman. Ona aynca tahminen saat kagta srnrda olabilece$imi_
araya araya siirticiiye ulagtrlar. Adam hemen srnrra geldi. Sarhoq-
zi de bildirdim.
tu. Ttim bekleme si.iremiz bir saat kadardr ama bize bir asrr kadar
Afzrmrza bir lokma ekmek bile koymadan hemen yola gfttrk. uzun gelmiqti.
Ayrrldrfrm:u,da saat 2.30 civanndaydr. Drirr kigiydik;
Aihina, Taksi, boq olan Tiirk snrr karakoluna geldifinde, bizi orada
Yotis, Kuka ve ben. yolda ne konugtuk, ne de durduk. Hepimiz, bekleyen Siileyman'r tanrdrm. Tiirk gcirevliler de Siileyman'rn an-
Hiisnti ile bagrmdan gegen olaylan ve onunla ne gi.izel untai
pay_ latmasryla olanlan biliyordu. Ttim formaliteleri garEabuk bitirdi-
laqtr!rmrzl dii gi.intiyorduk. istanbul'a van grmr zda Hiisnii,niin
ora- ler. Krsa bir stire sonra Hiisnii'niin arabasryla istanbul yolunda
da olmayaca[rna inanamryorduk. Bu miimkiin mi.iydii?
Htisnii ilerliyorduk. Ben, Stileyman'm yanrnda oturuyordum. Siileyman
bizim geliyor oldu$umuzu bilecek de orada olmayacak?
Neler bana aya$rmrn altrndaki dciqemeyi gdsterdi. Hala kanhydr. Hasta-
oldulunu ve neden cildtigrinii bilmiyorduk. yarnrzcacirmiis neye taqrndrfr srada akan Hiisnii'niin kanrydr. Stileyman bize,
oldu-
gunu biliyorduk.
Yrlbagr gtinii Hiisnti'niin ollu Turan'la Biiytikgekmece'deki bir
Bilgisizlik ve acryla dolu orarak, aln saatre smra vardrk. Pontus Klubiine ginifini anlattr. Orada arkadaglanyla kumar oy-
Bi-
zimle ilgilenen tiim gi.imrtik memurlan tesadiifen Hiisnt'yii
tam- nuyormuf. Akgam saat 10.00'da eve gitmek iizere oyunu brrak-
yordu' Hepsi de driimtiyle ilgili haberleri okumuqtu.
smrrda tra- mrqlar ve kliip de yrlbaqr dolayrsryla kapanmrq.
fik boqtu. Gelen giden yoktu. yrhn ilk giinii kim yolculuk yapar Hiisnti, defterine bazr notlar ahyormuq. Oyunculardan biri
ki? Sc,run smrdaydr. Ttirkiye ve yunanistan arasl iki taraflr
sciz_ olan Oflu Mehmet Hacrbektagoflu -ki Hiismi Oflularr hig sev-
leqme uyannca Maritsa (Merig) Nehri kcipriisii iizerinden
ytiriiye- mezdi- bir ara kltipten ayrrhp hemen geri ddnmiig. Hiisnti'ntin ya-
rek gegig yapmak yasaktr. yalnrzca arabaylagegilebilirdi.
Gcjrev nrna gelmig. Hiisnii onun yaklagtr[rnr farketmemiq. Aniden ta-
120
r21
bancasmr grkanp Hiisnti'yti <ildiirmiig. Hiisnti higbir
Eeyi anlama-
dan cilmi.ig. Kliipte bulunan birkag kiEiden higbiri mtidahale etme
firsatr bulamamrE. ollu Turan bile. stileyman bana ktitti habere
ilk sayfasrnda yer veren gazeteyi gcisterdi. o sayfada bir de fo-
tofraf vardr. Bu, Athina'mn yalova gezimizde Htisnti igin gektili
kansmm ve ollunun da yer aldrfr fotolraftr. Bu fotolraf, ciddi
bigimde hasta olan karrsrndan Htisnti'ye hoE bir anr olsun diye
gekilmiqti. Ama krsmet onaymrg.
Kimse tam olarak bu cinayetin nedenini bilmiyordu. Eve gel_
dilimizde, herkes oradaydr. Htisnti'ntin naagr hala hastanedeydi.
Allamalar ve Dofu'ya ozgi cenaze alrtla' hala kulaklanmrzda
yankrlanryor. Mesure yaEh Ahmet'le olan iyi iligkisinden yarar-
lanarak cenaze tcireninin istanbul'da olmasr konusunda aracrhk
etmemi rica etti. Fakat Hiisnti'niin yaqh babasr anlayrE gdsterme-
di' cenaze tcireni rrabzon'da yaprldr. Mezan da Trabzon'un Boz 4
NI
Tepesi'nde yer aldr. Mesure gok mutsuz oldu. Ancak, Htisnii,ye \J
-
de arzusu sorulsaydl sanrrm meza' olarak o da Boz Tepe'yi ter- \3
N
q)
cih ederdi.
Ertesi giin Htisnii'ntin cansrz gdvdesini getirdiler. Bir tabutun
:S
igindeydi. Kardeqimiz Htisnti'y{i g<iremedik. Miisliiman aderleri- s:s
ne gcire, cilen kefene koyurduktan sonra o kefen bir daha asla s
4
agrlmazmrq. Tabutun gevresinde koEturan ktigiik ollu yunus Em- :s
re, sevgili babasrnr olasr bir delikten gtirmeye gahEryordu. Do!u_
ya ozgi balrnqlar giderek yiikseliyor,yiikseliyordu ve ben hala
bu sesleri duyuyorum. Alzrmdan tek bir
Eey grkmayan tek kiqi
bendim. Frsrldayabildilim yalmzca guydu: NEDEN KARDE$IM
HUSNU?
Bir siire sonra, Trabzon'dan bir otobiis geldi. Gelenler akraba-
la' ve en biiyiik kardegi Rahmi'ydi. Hiisnii'niin naa$mr babalarr
Ahmet'in isteli uyannca Trabzon'aBoz Tepe'ye getirmek iizere
gelmiqlerdi.

122
cenaze tcireninin istanbul'da yaprlacalr haberiyre gelmiqtik. UNUTULMAZ KAPJESI IV{IZ HUSNI.J,
Yunanistan'dan. Trirenin Trabzon'da gergekleqtiriteceli gerieli BUYUX UZUN'rU vE KEDER iqiXCe BUCUl.i
bizi hazrrhksrz yakaladr. Ben yine de Trabzon'a gitme MEZARINiN BASINDA BULUNUYORUZ. SU ANDA
konusunaa
istekliydim, ancak yotis ve kansr Athina da benimle gelmigti. YANINDA DURANLAR YALNIZ BIZLER DEGILIZ. AYNI
Yotis, bir lisede cisretmen oldufundan uzun siire gitmezlik ZAMANDA tsUTUN ARI(ADA$LARININ AKLI VE KALBi
ede-
mezdi. Kalbim acr iginde Trabzon'a giden orobi.isii izledim.
oto- BURADADIR. SENIN ONLARi SEVDiCiN iiADAR SENi
biiste $imdi akrabalarryla birlikte Hiisnti'ntin tabutu
da vardr. Bu SEVMIS oLAN BUTUI'I iNsnxInR BUGUN SENIN AziZ
miimkiin olabilir mi? Ne yapmahydrm? Hiisnti'niin gcivdesi
Trabzon'a giderken, biz yunanistan'a d<intiyorduk.
HATIP-ANLA YASiYOR. BUYUK ACI VE UZITIXTU iTE' SCNI
Sakinlegemi_
yordum? Ytrelimin i.isttinde alrr bir taq vardr sanki. ANIDEN AILENDEN, qocUKLARINDAN, KAR,DESLE-
Trabzon'da Mtisliiman adetlerini ihlar etmiqler. Hi.isnii'niin RINDEN. BABANDAN VE HEPIMiZDEN AYIRAN 3U
ke-
fenini, onu grirmek ve selamlamak igin bir kez agmrqlar. KOPJ'iUN9 CINAYET YUZUNDEN GEr-DiK. SENIN ACI OL-
Cansrz
gcivdesini bir kez daha yrkamrglar ve kefenlemiql
er. Mezan, Boz
UN'UN HEPiMizi oKSUZ BRAKTI. KAHI,.SLSUN K.A.TiLE.
Tepe'deymig. BUTUN DOST VE ARKADASLARIN ETR.AFINDA
Yunanistan'daki dostra'krsa si.irede bu k6tti haberi TOPI-ANARAIi ACi KAYBINI AGLIYORUZ. iNSALI AH
duvdular.
Kendimi berbat hissediyordum. Kendisiyre uzunca urr srire rrAl'ATrN QOCUKLARIN iClN PARLAK ein NriSeL VE
uir-
likte olma firsatrnr yakarayamadan kaybetmigtim kardeqimi. iiHeu KAvNAcI oLSirN. eocuii.LARINtN qoK SENELER
Bciyle bir qeyin olabilecelini nasrl akhma getirebilirdim
ki?
Krsa stirede Selanik'te mermerden rizel bir mezarta$l yaptr_
YA$AYIP SENi U a.itr.ie SFvGi Vp CURURLA
drm. Uzerinde hem yunanca hem de Ttirkge yazr vardr:,,Burada
H.4.TrRLAN,rALARrNi TEI{ENNI EDERiTU. qurXU
bir Yunan-Ttirk dostlulu hayalcisi ve savaggrst uyumakta.,, BABALARI UNUTLMAZ, USTUN, DEGERLi, BUYUK BiR
Mer_
mer ta$r Ttirkiye'ye kendim getirdim ve dliimiinden birkag ixsexot. AyNi DUycuLApJ BUrUN ARIiADAsLARIN vE
hafta
sonra bu tag, Boz Tepe'deki mezanna kondu. TANIDIKLARIN DA PAYLASARAK SENI H.A.Y.4TIMiZ
Halen de sevgili kardegimin mezarrntn baqucunda durmakta. BOYUNCA UNUTMAYACAGIZ, USTUNiUCUN O I{ADAR
Belki yafmur belki de zaman yaziart biraz silmiq. Belki
de bu
BU)'UKTU KI, SE}*IELERDEN BERi qoK SEvDiGiN
yazrlat, sava$glnn kendisi artrk olmadrlrrdan
silik. VATANIN TUNI(IYZ IIIN SINIRLARINI I.SI?. DIGER
Kalamaria'daki pontus krubtimiizde anrsrna bir t<iren N{EMLEKETLERE DE YAYILARAK. FIEPIIVI;ZJ JTVGi iLE
yaptrk.
Ttim dostla' oradaydr. Mtsriimanlar 6ltimtiniin ellinci KUCAKLADI.
gtinti
mevlit yaptr. O mevlitte Tiirkiye'deydim. Sultan Ahmet Ca_
$AHSEN HUSNti iie aUYUK BiR BAc:-AN'i'n"i ,)LDU.
mii'nde yaprldr. Ardrndan Trabzon,a gittim. Mezan bagrnda
hem ZAN,IAN GELD' KI BU BACLANTIN{IZ ARh:.{DASLIK
Ttirkge hem de Yunanca gu mevlit konuqmasrnr yaptlm.
MANASINI ASTI, SINNiNiNIIZ iCiN BiRER. KAR.D:STEN
FARKSIZ OLDUK. BUI\U H:PINIZ BILIYORST.INU TiJR.iliYE
r24
125
vE YUNANiSTAN DA BTRQOK KiSi HUSNU yu TURK-
PA OXI IVIONON EME]: NOY TQPA:I.EKOMA:TE AINAA
YI.JNAN DOSTLUGUNUN TARAFTARI OLARAK TANIDI. H. :OY. EAQ KONTA :OY BPIIKONTAI TH}.i XTITN{FI A}TH
tisNu xux xeRDE$I oLARAK; BU RADA MEzARININ O NOY: KAI H \IY,.iH ONAN TQN OIAQN:O\'. CJNOI O-
usruNor yeuix eoiyoRuna: uusNU, TURK-yuNAN ME NAOO: A|ANH:E: ONQ: KA.I EMEII ONOI
DosrlI-ljcuriuM SADECE TARAFTAnI pgcil. runx- 'OY'
ATANTI:AME EIET'iA. HPOA"UE |EMATOI ITONO KAI OA.I-
yuN.A.N xeRoesi-iciNiN cERqEKLESMEST iqix ven c- II'H fIA TO A|PIO ETF:AHMA NOY TO:O :E
=AO'NIKA
UcU irc eai-r$ax euyur: tsrR BARTSSEvERDI. srK sIK IHPE AIIO THN OIKO|F-N81.,1. XOY, Iv{AKPY.A^ AIIO TA
oenpi xi etz BIR ATANII.I qocul(LARlyiz. AyET NAIAIA !OY. MAIIPYA AflO i A AAENOIA IOY. MAKPYA
ULUSLARTL{Iz BUNU eii-sat-snoi. o ZAMAN KARDr$
AIIO TOI.{ ILATEPA. IOY. MAKPYA ANO OAOYI MA: TIA
NAhiTA. AI:OANOM,4{TE O,{OI OPOANOI E= AITIA:
OLDUCUTTUZU DA ANLAYACAKI-ARDI. BU HAYALLE
TOY XAMO}':OY. TO ANAOEMA OAQN MA: OA BAPY-
HAY.A.TTAx cirrix gusmi. NEI TH I.i qryXH TO )' IiATAPAIV{ENOY Ef Il{H M ATIA"
BU GUN, BUTUN ARKADA$I-ARININ vE MAZEMENOI |YPC SOY I'YI'|ENEI: KAI <DIAOI ('PH.
AKRABALARININ ONuNoE, MEZARINTx usTuNoe NOYME TON AAIKO XAMO !OY. EYXOMAI H ZQH :OY
Hn yniiNi crnqexLEsrrREcEcIME vg uucnosr-eNi NA EINAI OQTEINO NA.PAAEI|MA KAi fiHfH EMNNEY.
DEvAN errinecpciue yeuix eoiyoRurvr. iN5aitau, EF'J KAI AHMIOYPTiA: TTA NAIAiA ICY. EYXOMAI TA
ULU TANRI, TURKn'i vE YUhIANISTANDA BA$KAI-ARIM fiAIAIA IOY NA ZIIOYN XPONIA nO,\ .4' NA :E @'l'-
DA A)'DTNLATSIN vE HAI'AI ix Hexirar oLSUN, MOYNT.AI NANTA }'.AI NA TTNIOYN THN MNHIVIH :OY
BUNDAN SONRA, SENIN BU HAYALE OI-AN IMAMNDAN
OIO ZO}'N. TO A=IZEI: I-iATi TA NAIAIA :OY EIXAAI
NATEPA ENA}{ MEIAAO ANOPf2NO I!{E ME|AAH 'I'}'XH
KUVVET SAGLAYARAK, BERABER BA$LADIGIMIZ M. KAI ME|AAH KA.PAIA. TO IAIO KAI EMEI: ONOI OI OIAOI
TICNOETCYE TEK BASIMA PEgi OLSAM DEVAM >OY EN O:CJ ZCYME NOTF. AEN OA 3EXATOYME. H
eogceciM. BUhiA ixaxeNlnn eiziN4LE BERABER IV{EI-AAQ:YNH :OY XOYr}.ll HTAN TO:O T?ANH nOY
GELSIN. EAQ KAI NONNA XPONIA 3q[EPA:E TA IYNOPA TH:
BozrEpE 'DEN. susNu siziv tziz ILHAMTMTz A|AIIHMENH: EOY TIATPIAA: TOYPKIA: KAI ANAQOH-
OLACAI:. KE KAI SE AAAE: Xg2P3: KAi SE AANOYI AAOY:. KAI
NUR iqiruoe YAT sEvcir-i irUsuulr. OAO},: \,1A: TOY: A|Ii.AAIA:E: MEANEPANTH ATAIIH
TRABZON SUBAT 9. 1987 Y.ANDREADIS KAI .A.OCIIQ:H.
iIl'O:QiIIF',A N{E TCN X.O\'::-NI XYNAEOFIKA ME AAEA-
A=E>'..^JTE AAEnd)E MAI XOYINI, OIKE::XEJEI:. Fi :X:;:i; 1"i..\: AEN MIIOPEI NA )idpA'
Iv{E EYAABEIA KAI METAAH AYIIH YilOKAEINON{A-
KTHPI:OH AnnA: :AN OlnIA. HTAN iIA lvlENA KAI
iTE:TON TAOO :O\'. |YPO TOY MAZEYIHKT"{E:HME. HMOYN I-iAYTON T,ATI NAP.^JIANQ ANO AAENOO: KAI
A}TO TO TNQPIZ,SI'E OAOI. flOANOI EAO :THN TOYP.
r26 127
K]A KAI S?TIN EANAAA NIITEYOYN OTI O XOYINI H.
"Ne zaman Trabzon'a gitsem, Boz Tepe'ye Hiisnii'niin mezrr-
TAN ONAAOI T}II ENNHNOTOYPKIK}{: OIAIAI. :AN A.
na u[rarrm. Orada her seferinde, 'NEDEN KARDE$iM HUS-
A.EAOOI TOY ASEXA:TOY XOT':NI EXQ TIIN IEPH
YNOXPEEIH EAQ:TON'|AOO TO}'NA KANA MIA AIA- NU?' diye fisrldarrm.''
II'E}':H, O XO\TNI AEN HTAN OTTAAO: Oyle gok hayallerimiz ve fikirlerimiz vardr ki! Halklarrmrz
TH, EAAHNO. arasrnda daha iyi bir iligki ve dostluk oluqmasr igin. Artft yalnr-
I.OYPKIKH: OIAIAI! o xoY:NI FITAN nAoi.4:IvlE}.io\-
OPAMAI'IXTHI THX EAAHNOTOYPKIIiH: AAE/reO_ zrm. Kardegim Hiisnii, neden beni tek baqrma brraktrn?
NCIH:EOI. AN HEEPAN OI NAOI MA\" :YNHOIZtr N.A Giintimiizde, tilkelerimiz arasrndaki iligki daha da ktttiile$ti.
MOY NEEI, AYTO NOY E:Y KAI EfA EEPO,}'ME TOTE O.C. Tiim dtinya kdt{iye gidiyor. Milliyetgiler, qovenistler ve milita-
KAT.A AtsAINAN NO:O AAENOIA EIMAST: N{ET.A.=\, ristler yetmiyormug gibi gimdi de islamcr k<iktendinciler sahne-
lv{A:. EIN{AITE, EnEi-tr, ENO' npOfONO}'nAtAIA. \.IE de.
TO OPAh,IAA\TO EOYrE: XOY:Ni ANO THN ZQH A\-I-i{. Geri gekilmeyecefim. Belki inancrmdan, belki de Hi.isnii'ni.in
sHl\,| EPA OP KI ZOM benim gabalarrmr izlediline iliEkin bir sezim oldufundan, miica-
AI ITON TAOC :Oy KAI M n pO F.!-y'. .r ;:
OAC),I TO.!''YTIENEE }iAI <IIIAo}': NA TYNEXIFQ ToN deleme devam etmekteyim. Yalnrz mtyrm? Belki. Umutsuzlu[a
A|SNA IOY KAI TO OPAMA 5'O}" EYXOMAI O N,IEI'AN Cr kaprldr[rmda, hemen her zaman "NEDEN KARDE$IM HUS-
O'O: NA OOTIXEI iiAI ANN OYI EAQ TTHN TO\.PKIA KAI Nu? NEDEN BENi YAPAYALNIZ BIRAKTIN?" diye hayku-
:]}IN EAAAAA Q:TE TO OPAN,IA IOY NA fiNEI N{iA IV{F- mak istiyorum.
PA NPA|MATIKOT}ITA NANTQ: H AIKH :O}. NI:TH TTO 9 $ubat 1987'de, Trabzon'da iken yerel Pontus lehgesi ile qu

oPAlvlA Alro oA rINEi AYNAMI-I AilEPANTFI:E IVIENA giiri yazmrqtlm:


NA \'YNEXI'Q E]'T$ KAI MON'O' ilIA TON A|QNA ilO\.
MAZ.| EEI{INH:AME. OIOI NI:TOI NPO,tr.AOETE. O Hiisnii, bu denli gabuk gitmek zorunda mrydm?
XOYTNI ANO TON MNOTZTENE OA NAP,4KONO}'OFI Henilz zamanr de{ildi ki, Xots w f'p vr' eyArV 6 B w e g
KAi OA EN{NNEEI TON.A|QNA M.4.: AYTON. Bizi sensiz btrakmarun xt'6toy lcpd.v ax6pav
AIQNIA :OY MNHMH ATANHMENE MAI XOY:NI. Toprafim altmda yatmarun... v'aqqwg pag povaToiE
AIQNIA lCY H lvtNHMH AN.tFIf,t. Yapmak isteyip de yapamadtPn x'epnaiwg aqxd oo Tritpuv
TPANEZC)': 9. OEBPOYAPIOY 1987 |.ANAPEAAHI Ne gok Eey vardt. E t2p g prn pdt n an),i par a
Ya o bilyilk merakrn... eiyeE qavd. pepdxn
Her geyi yanm braknn, gittin eqixeg 'atd. antE orl pes
igtidimizi zehir etti sensizligin. xt'endtoeE paE gappdxrc

Son sciz olarak, ilginizi gekebilecek bazr eklentiler yapmak is-


tiyorum. Neden cildiiriilmtiqtii, daha sonra neler oldu?

128 r29
Tonya ve Of birbirlerine diigman oldu. Katil Mehmet Hacr- Veteriner Manolis Theodoridis, bir arkadagryla birlilce, Hiis-
bektaEoflu, kendisinin uyu$turucu balrmhsr oldulunu, birkag nti'ntin amsrna bir ODUL olugturdular. Yedi yrldr her yrl Ma-
saat 6ncesi Htisnti'ntin kendisini k<itii scizlerle taciz ettilini, ken- yrs'ta, Tonya Lisesi'nin en baganh mezunu, trdtil olarak bir gek
disinin de uyugturucunun etkisi altrnda iken bu sugu iqledifini alrr. O ve difer mezunlar Hiisnti'ntin kiqilifi ile ilgili gazetelerc
sdyledi. uzun duruEmalar ve ertelemelerden sonra, hapse konul- yazr yazarlar. $imdiye dek onu ve deneyimlerini ilham almaya
du. devam etmiglerdir.
Ttim Tonya, biiyiik bir moral gOktinttisii igindeydi. Katilin ha- 1993 Eyliil'i.inde, katil istanbul, Batrgelievler'de bulundu. Su-
len yaEryor olmasr onlar igin bir utangtr. Katil de biiyiik bir acr gunun bedelini, baErnda ondtirt kurqunla iidemiqti. Polis hala ka-
igindeydi ve siirekli hapishanesinin deligtirilmesini talep ediyor- tilin katilini anyor.
du, gtinkti bir Tonyahmn bir komplo ile hapishaneye girip kendi- Katilin dldtiflildiiEiine iligkin haber Ttirkiye'deki tiim Tonyah-
ni dldiirmesinden korkuyordu. lar arasrnda yrldrnm gibi yayrldr. Aym gece, bu haberi duymak-
sonunda Gtimi.ighane'deki hapishaneye getirildi. Hapishanele- tan memnun olacalrmdan emin olarak beni de aradrlar. Haber
ri bogaltmak igin, ama daha gok poritik nedenlerden dolayr 6zal Tonya'ya o gece gitmig. Tiim bdlge, silah sesleriyle inlemig. Ttim
genel af ilan etti. oflu akrabalarr Mehmet Hacrbektagollu'nu al- Tonyahlar, orada bayram varmr$ gibi ateg ediyormuE.
mak iizere Giimiiqhane'ye geldiler. Mehmet, Of muhtanmn da Tonya'da bir askeri kamp vardrr. Silah seslerinden $aqran as-
yeseniymig. Hamsikciy'e kadar tiim Zigana, katili dldtirmek tize- kerler bir saldrrr oldufunu diigtinmtiEler. Sorup da neden ateq
re pusular kuran Tonyahlar ile dolmuEtu. Gtimiighane'den bir ta- agrldrlrm tifrendiklerinde, onlar da bulunduklan kamptan katrl-
nrdr[rn yardrmryla, arabarun rengini ve tipini <ifrenmiglerdi. Ara- mrqlar genlife.
ba Hamsik<iy'den gegerken, saldrn bagladr. yalruzca tabancalarla Tonya kan davasrmn zaferini kutluyordu!
defil, a!'askeri silahlarla da. Tiim Dolu silah kuganmr$tr sanki! Bdylelikle, katilin tiim akrabalarrmn da rzdrabrna son vermig
Araba zigzaglN gizerek kagmayr bagardr. Kuzen muhtardlmiiEtii oluyorlardr, giinkti bu insanlar, akrabalarr olan katil yaEadtlt sii-
ama katil kagrrlmrgtr! rece kendi yagamlarrnr kaybetmekten korkuyorlardr.
Bunu takiben, cig nedeniyle katilin iig yakrn akrabasr yagamla_ Hepsi mutluydu, ama benim igimde bir act, dudaklanmda ise
nnr kaybetti. Bu kan davasr son bulmayacakmrg gibi gtiztikiiyor- "NEDEN KARDE$IM HUSNU?" fisiltrsr hep kaldr.
du. Yrllarca bu kan davasrnr bitirmeleri igin onlan iknaya gahg-
tm. Higbir gey Hiisnti'yti geri getirmezdi. Tiim bu insanlann, ka_
tilin hala yagryor olmasrndan dolayr duyduklan utang ve sorum_
luluk duygusunu bastrramayacalrmr anladrlrm an, vazgegtim. O,
Tonya tarafindan ciliime mahkOm edilmiqti. Hilsnii'niin burada,
Yunanistan'daki dostlan yani bizler her zaman onun anrsrna say-
gr gcistermeyi stirdiirdiik.

130 131

Você também pode gostar