Você está na página 1de 198

BYK DRTLER

TRKES
GNL SUVEREN

ALTIN KTAPLAR YAYINEV


KTABIN ORJNAL ADI
THE BG FOUR

YAYIN HAKLARI
AKALI TELF HAKLARI AJANSI
ALTIN KTAPLAR YAYINEV VE TCARET A

KAPAK SELUK ZDOGAN


BASKI 4. BASIM / KASIM 2005
AKDENZ YAYINCILIK A..
Matbaaclar Sitesi N o : 83
Baclar - stanbul
BU KTABIN HER TRL YAYIN HAKLARI
FKR VE SANAT ESERLER YASASI GERENCE
ALTN KTAPLAR YAYINEV VE TCARET A.. YE ATTR

ALTIN KTAPLAR YAYINEV


Cell Ferdi Gkay Sk. Nebiolu shan
Caalolu - stanbul
Tel: 0.212.513 63 65/526 80 12
0.212.520 62 46 / 513 65 18
Faks: 0.212.526 80 11
http://www.altinkitaplar.com.tr
info@altinkitaplar.com.tr
BYK DRTLER
SERVENNE KARIANLAR:

Japp: Scotland Yard Mfettii. Poirotya


yardma alyordu.
John Ingles: Eski bir memur. Hong Kong da ok
bulunmutu.
Mayerling: Gizli Servis ten bir ajan. Baz eyler
renmiti.
Li Chang Yen: Hong Konglu bir inli. Bir dhi
saylyordu.
Jonathan Whalley: Yal bir denizci. ok korkuyordu.
John Halliday: Gen bir bilim adam. Yeni bir buluun
eiindeydi.
Madam Olivier: Bir Fransz. Dnyaca tannm bir
fizikiydi.
Inez Veroneau: Madam Oliveirn sekreteri. Esrarl bir
kadnd.
Vera Rossakoff: Bir kontes. Gemii biraz karkt.
Abe Ryland: Amerikal milyarder. Olduka aksi bir
adamd.
Paynter: Yal bir adam. Dou hakknda bir kitap
yazyordu.

Ah Lind: Payntern ua. Dou dan gelmiti.


Gerald Paynter: Payntern yeeni. Amcasn yllardr
grmemiti.
Quentin: Kasabann doktoru. Durumdan
pheleniyordu.
Dr. Savaranoff: Satran ampiyonu. Hastalkl bir adamd.
Gilmour Wilson: Gen bir Amerikal. Savaranoff a meydan
okumutu.
Sonia Daniloff: Savaranoff un yeeni. Endieliydi.
Stephan: Savaranoff un ua. Tehlike olduunu
seziyordu.
Florrie Monro: Eski bir aktris. Durumu iyi deildi.
Claud Darrell: Bir aktr. Birdenbire ortadan kaybolmutu.
Mabet Palmer: Bir hemire. Hastasnn durumu onda
kuku uyandryordu.
Bay Templeton: Hasta bir adam. kinci defa evlenmiti.
Bayan Templeton: Templeton un gen kars. Kocasn pek
sevmiyordu.
Mickey Templeton: Templeton un olu. vey annesinden
phe ediyordu.
Treves: Templeton un doktoru. Baz davranlar
uygun deildi.
VE
HERCULE POIROT
ve
Arkada
Arthur Hastings
BYK DRTLERN ESRARINI ZMEK N U
PULARI VARDI:

Zehirli bir orba


Eski bir resim
Bir gazete
Bir kasap ra
Bir satran oyunu
talyanca iki kelime
ok geiren bir adamn szleri
Bir mektup
Bir kaza
Yeil biblolar
POROT U SORULARI CEVAPLANDIRMAK
ZORUNDAYDI:

Byk Drtler kimlerdi?


Amalan neydi?
"Carrazzo" szc ne anlama geliyordu?
Adam lmek zereyken neden "Sar Yasemin" kelimelerini
yazmt?
"Cellat" kim olabilirdi?
Kontesin o korkun grupla ne ilgisi vard?
Poirotya neden Gney Amerika da bir i nerilmiti?
in Mahallesi nde neler oluyordu?
Gen bilim adamn kimler karmt?
Byk Drtler e son anda engel olabilecek miydi?
BLM1
Beklenmedik Konuk

Sandalyelerinde rahat rahat oturup nehri gemekten keyif


alan insanlarla tantm. Vapurun limana demir atmasn
bekleyip sonra sakin sakin eyalarn toplayarak vapurdan
indiler. Ben bunu asla yapamam. Gemiye bindiim andan
itibaren inmek iin yeterli zamanmn olmadn dnrm.
Valizlerimi bir yere brakp bir eyler yemek iin aa
indiimdeyse alelacele yemeimi bitirmeye alrm. nk
ben aadayken geminin limana varacan dnrm hep.
Belki de bunlar savan brakt izlerdir. Ate hattna yakn bir
yerin gvenlii gibi nemli bir durum sz konusu olduunda
hayatmn ok kymetli be gnn kaybetmemek iin
gemiden inen ilk kii olmak zorundaydm.
O temmuz sabah kpeteye dayanm, Dover in sarp beyaz
kayalklarnn gitgide daha belirgin bir hal almalarn
seyrediyordum. ezlonglarnda rahat rahat oturan yolcular
bende hayret uyandryordu. Vatanlarnn ufukta beliriini
grmek iin balarn bile kaldrmyorlard. Ama belki de
onlarn durumu benimkinden farklyd. Herhalde bu yolculardan
ou hafta sonunu geirmek iin ngiltere den Paris e
gitmilerdi ve imdi de dnyorlard. Oysa ben son bir buuk
yl Arjantin de bir iftlikte geirmitim. Orada keyfim iyiydi.
Gney Amerika ya zg o rahat ve sakin hayat karmn ve
benim houmuza gidiyordu. Ama gemi o tandk kylara
yaklarken bir tuhaf olduumu hissettim. ki gn nce
Fransadaydm. Gerekli baz ileri hallettikten sonra imdi
Londra ya gidiyordum. Orada birka ay kalacaktm. Bu srede
eski arkadalarm grecektim. zellikle bir dostu... Kafas
yumurta biimli, yeil gzl, ufak tefek bir adam... Yani

7
Hercule Poirotyu. Ona gzel bir srpriz yapmay
dnyordum.
Poirotya Arjantin den yazdm son mektupta ngiltere ye
geleceim konusunda en ufak bir imada bile bulunmamtm.
Aslnda bu yolculua birka kark i sonucu alelacele karar
verilmiti.
Poirotnun beni grd zaman hem ok aracan, hem de
sevineceini dnyordum. Arkadamn evde olacandan
emindim. Poirotnun baz esrarl olaylar zmek iin ngiltere
nin bir ucundan dierine gittii o gnler sona ermiti artk.
Poirot imdi bir tek olay zerinde almyordu.
Kendisini iinde, en az bir Harley fizikisi kadar iyi bir
danman ayyordu. Her zaman sulular yakalamak iin klk
deitiren ve grd her ayak izini inceleyip duran dedektif
tipiyle alay etmitir. "Hayr, dostum Hastings," derdi. "Bunu
Giraud ve arkadalarna braktk." Hercule Poirotnun kendine
has yntemleri vardr. Emir, dzen ve "kk gri hcreler".
"Koltuumuzda rahat rahat otururken bakalarnn
grmediklerini grrz, ama sonuca Japp gibi atlamayz."
Kendisini bir tr danman sayyordu. Evet, Hercule Poirotyu
evinde bulacamdan emindim.
Londra ya eriince bavullarm bir otele brakarak doru o
eski adrese gittim. Ne ac hatralar canland gzmde! Eski ev
sahibemi grmek iin sabrszlanyordum. Merdivenleri ikier
ikier karak dairenin kapsna vurdum.
O tandk ses ieriden, "Giriniz!" diye seslendi.
Hzla ieri girdim. Poirot odann ortasnda duruyordu. Elinde
ufak bir bavul vard. Beni grnce bunu byk bir grltyle
yere drd. "Mon ami, Hastings!" diye bard. "Mon ami,
Hastings."
Sonra yaklaarak beni kucaklad.

8
Ondan sonra heyecanla konumaya alarak, anlalmaz
eyler syledik. Barmalar, heyecanl sorular, yarm kalan
cevaplar, karmn yollad haberler, yolculuk nedenlerim
bunlarn hepsi birbirine kart.
Biraz sakinletikten sonra, "Herhalde eski odamda baka biri
kalyor artk," dedim. "Yoksa burda yine seninle beraber
oturmay isterdim."
Poirotnun yzndeki ifade alacak bir hzla deiti.
"Tanrm! Ne aksi bir rastlant bu! Etrafna bir bak, dostum."
lk defa o zaman odann halini fark ettim. Bir duvarn nnde
eski alardan kalma koskocaman bir sandk duruyordu. Bunun
yaknna bir sr bavul, boy srasna gre dikkatle sraya
dizilmiti.
Durum akt.
"Gidiyor musun?"
"Evet."
"Nereye?"
"Gney Amerika ya."
"Ne?"
"Evet, ne gln deil mi? Rio ya gidiyorum. Ve her gn
kendi kendime, Byk Drtler Mektuplarmda bundan
Hastings e hi sz etmedim , diyordum. Ah, o beni grd
zaman ne kadar aracak!"
"Ne zaman gidiyorsun?"
Poirot saatine bakt. "Bir saat sonra."
"Hani her zaman hibir eyin seni uzun bir deniz yolculuu
yapmaya ikna edemeyeceini sylerdin."
Poirot gzlerini kapayarak titredi. "Bana bundan sz etme,
dostum. Doktorum, byle bir yolculuun insan
ldrmeyeceini kesinlikle syledi. Zaten bir defa kacam bu

9
yolculua. Anlyor musun? Bir daha da dnmeyeceim." Beni
iterek bir koltua oturttu.
"Sana bu iin nasl olduunu anlatacam. Dnyann en
zengin adamnn kim olduunu biliyor musun? Rockefeller dan
daha zengin olan o adamn adn duydun mu? Abe Ryland bu."
"Amerikal Sabun Kral n m kastediyorsun?"
"Evet. Ryland n sekreterlerinden biri bana geldi. Rio daki
bir kumpanyada baz acayip eyler oluyormu. Ryland n
sekreteri durumu yerinde incelememi istediklerini syledi. Ben
buna raz olmadm.
Bana btn gerekleri aklad takdirde kendisine bir
uzman olarak fikrimi bildireceimi syledim. Ama bunu
yapamayacan anlatt. Ancak Rio ya gittiim takdirde bana
olayla ilgili bilgileri aklayabileceklerdi.
Normal bir durumda artk ben bu konuya kapanm gzyle
bakardm. Hercule Poirotya emretmek byk bir kstahlktr.
Ama bana teklif ettikleri cret yle yksekti ki, hayatmda ilk
defa sadece para yznden bir olaya kar ilgi duydum. Bana
vermek istedikleri bir servetti! in ikinci ilgi ekici yan ise, sen
dostum. u son bir buuk yl ok yalnz hissettim kendimi.
Kendi kendime, Byk Drtler Neden oraya girmeyeyim?
dedim. Byk Drtler Durmadan budalaca sorunlar
zmlemekten bktm usandm. Yeteri kadar n kazandm. Bu
paray alr ve eski arkadamn yaknnda bir yere yerleirim. "
Poirotnun sevgisinin bu kant beni ok etkiledi. Arkadam
szlerini srdrd. "Bu yzden teklifi kabul ettim. Ve bir saat
sonra yola kmam da gerekiyor. Bu da kaderin cilvelerinden
biri, yle deil mi? Ama sana unu da itiraf edeceim, Hastings.
Eer teklif edilen para o kadar fazla olmasayd belki de hemen
karar veremezdim.

10
nk son zamanlarda kendimce bir aratrmaya
balamtm. imdi syle bana, Byk Drtler Byk Drtler
szleri sana ne ifade ediyor?"
"Bu Versailles Konferans nda ortaya km, drt byk
devletle ilgili bir terim sanrm. Sonra film dnyasnn da nl
drt by var. Daha nemsiz kimseler de bu deyimi
kullanyor."
Poirot dnceli bir ekilde, "Anlyorum," dedi. "Bu szleri
belirli baz durumlarla ilgili olarak duydum. Yukardaki
tanmlamalarn hibiri de bunlara uymuyor. Yanlmyorsam; bu
szleriyle milletleraras bir grup kastediliyor. Yalnz..."
Duraklad.
"Yalnz ne?" diye sordum.
"Ama bence bu ok gl bir grup... Daha dorusu ben yle
dnyorum. Ah, neyse, eyalarm toplama iini bitirmeliyim.
Zaman geiyor."
"Gitme," diye rica ettim. "Yerini iptal ettir. Seninle ayn
gemiye bineriz."
Poirot, bana sert sert bakt. "Ah, sen durumu anlamyorsun.
Ben sz verdim. Hercule Poirotnun sz bu. Beni artk burda
sadece bir lm kalm meselesi tutabilir."
zntyle, "Byle bir ey olaca da yok," diye mrldandm.
"Ama belki de on ikiye be kala kap alr ve beklenmedik
konuk gelir." Bu bayatlam szleri tekrarlarken hafife
glyordum.
Bu szlerimi derin bir sessizlik izledi. Ayn anda dipteki
odadan gelen sesi duyarak ikimiz de irkildik.
"O da nesi?" diye bardm.
Poirot, "Galiba yatak odamda senin u beklenmedik konuk
var," dedi.

11
"Ama oraya nasl girmi olabilir? Kap sadece buraya
alyor."
"Hafzan fevkalade, Hastings. imdi bunlardan sonu
karalm."
"Pencere! Gelen hrsz m yani? Adam dimdik duvara
trmand demek? Bence bu biraz imknsz..." Kapnn br
tarafndan gelen sesi duyunca ayaa kalkp o tarafa doru
yrdm.
Odann kaps ar ar ald ve eikte bir adam belirdi. st
ba toz ve amur iindeydi. Yz ince ve zayft. Yabanc bir
an bize bakt. Sonra yalpalayarak yere yld. Poirot telala
onun yanna kotu. Sonra da ban kaldrarak bana bakt.
"abuk... Konyak!"
Bir kadehe telala konyak doldurarak Poirotya verdim.
Arkadam bunun bir ksmn yabancya iirmeyi baard. Sonra
onu kaldrarak kanepeye yatrdk. Adam birka dakika sonra
gzlerini aarak akn akn etrafna baknd.
Poirot, "stediiniz nedir, msy?" diye sordu.
Adam acayip, ifadesiz bir sesle konumaya balad. "Msy
Hercule Poirot. Farraway Soka, No. 14."
"Evet, evet. Msy Poirot benim."
Ama adam bu szleri anlamam gibiydi. Yine ayn ifadesiz
sesle tekrarlad. "Msy Hercule Poirot. Farraway Soka No.
14."
Poirot, ona birka soru sordu. Adam bazen cevap vermedi.
Bazense szleri tekrarlad.
Poirot, bana telefonu iaret etti. "Dr. Ridgeway yi ar."
Neyse ki doktor evindeydi. ok yaknmzda oturduu iin
birka dakika sonra geldi. "Mesele nedir?"

12
Poirot, ona durumu ksaca anlatt. Dr. Ridgeway acayip
konuumuzu muayene etti. Ama adam hem onun, hem de bizim
farkmzda deilmi gibiydi.
Doktor, "Hm..." dedi. "Acayip bir vaka bu..."
"Beyin atelenmesi mi?" diye sordum.
"Beyin atelenmesi! Beyin atelenmesi! yle bir ey yok.
Romanclarn uydurmas bu... Bu adam bir ok geirmi. Buraya
da srarl bir fikrin etkisiyle gelmi. Farraway Soka No. 14 de
oturan Msy Hercule Poirotyu bulmak iin... Bu szleri
anlamn bilmeden tekrarlyor."
Sabrszca, "Afazi mi?" dedim.
Hibir ey doktoru sylediim son ey kadar sinirlendirmedi.
Bana cevap vermeden yabancya bir kalemle, bir kt uzatt.
"Bakalm bunlarla ne yapacak?"
Yabanc bir sre hi kmldamad. Sonra birdenbire telala
yazmaya balad. Biraz abalad. Sonra yine birdenbire
duraklad.
Ktla kalem elinden dt.
Doktor kd alarak buna bir gz att. Sonra da ban sallad.
"Anlalr bir ey yok burda. Sadece, 4 saysn on defa
yazm, hem de her seferinde bir sonrakinden daha byk.
Herhalde Farraway Soka No. 14 yazmaya alyordu. lgin
bir vaka bu... ok ilgin. Onu leden sonraya kadar burada
alkoyabilir misiniz? Hemen hastaneye gitmem gerekiyor. Ama
leden sonra gelir, onun iin gereken eyleri yaparm. Bu elden
karlmayacak kadar enteresan bir vaka."
Doktora Poirotnun yolculua kacan, onu Southampton
a kadar getireceimi anlattm.
"Zarar yok. Siz onu burda brakn yeter. Hastann bir ey
yapacan sanmyorum. O bitkin halde. Herhalde hi

13
uyanmadan sekiz saat uyuyacak. Ben sizin o yal ev sahibinizle
konuaym. yi bir kadndr o, bu hastaya da gz kulak olur."
Dr. Ridgeway yine telala kt. Poirot ise gz saatte
hazrlklarn tamamlad.
"Zaman inanlmayacak bir hzla geiyor. te bak, Hastings...
Seni bombo brakmyorum. zmen gereken ahane bir sorun
var. Bilinmeyen adam. Kim o? i ne? Ah, gemi bugn deil de
yarn kalksayd. Bunu salayabilmek iin hayatmn iki yln
verirdim. Burda acayip bir eyler oluyor. Ama zaman gerekiyor,
zaman. Bu adam bize buraya neden geldiini ancak gnler, hatta
belki de aylar sonra aklayabilir."
"Elimden geleni yapacam, Poirot. Senin yerini almaya
alacam"
"E... veet..."
Bana sesinde biraz phe varm gibi geldi. Yabancnn
yazd kd aldm. "Bir yazar olsaydm, buna seni son
zamanlarda ilgilendiren o szleri de katardm. Ve buna Byk
Drtler Drtlerin Esrar adn verirdim." Konuurken
parmamla saylara vuruyordum.
Ayn anda hasta birdenbire dorulup oturdu. Ak ak ve
anlalr bir ekilde, "Li Chang Yen," dedi. Birdenbire uykudan
uyanm bir adam hali vard onda.
Poirot, bana konumamam iaret etti.
Adam szlerine devam etti. Sanki yazl bir raporun, bir
ksmn okuyordu. "Li Chang Yen, Byk Drtler in beyni
saylabilir. Grubu yneten ve yelerin harekete gemelerini
salayan odur. Bu yzden onu, Byk Drtler Bir Numara,
diye tanmlyorum. ki Numara dan ender olarak asl adyla sz
edilir. Simgesi, zerinde iki izgi olan bir " S " harfidir. Yani
dolar iareti. Bu yzden adamn Amerikal olduu da
dnlebilir. Servetin, gcn temsilcisi olduu da...

14
Numara nn bir kadn olduu kesindir. Kendisi Franszdr. Ak
maceralaryla n yapm bir kadn olabilir. Ama bu konuda kesin
bir bilgi yoktur. Drt Numara..." Sesi titremeye balamt,
sustu.
Poirot ne doru eildi. "Evet? Drt Numara ?" Gzlerini
yabancnn yzne dikmiti.
Konuun dehete kaplmak zere olduu belliydi. Yznn
hatlar arplmt. "Drt Numara... Cellat tr," diye inledi.
Sonra sarslarak kanepeye yld, baylmt.
Poirot, "Tanrm..." diye fsldad. "Demek haklymm.
Haklymm."
"Yani..."
Szm kesti. "Onu odama gtrerek yatama yatr. Bir
dakika bile bekleyemem. Trenime yetimem gerekiyor. Aslnda
gitmeyi istediim de yok. Ah, vicdan azab ekmeden u
yolculuktan vazgeebilseydim. Ama sz verdim. Haydi,
Hastings."
Esrarl konuumuzu ev sahibemiz Bayan Pearson a
brakarak evden ayrldk. Bir taksiye binerek istasyona gittik.
Trene de son anda yetiebildik. Poirot yol boyunca gevezelik
etti. Susarak derin dncelere dald. Pencereden dar
bakarken hayal dnyasnda boulmu gibi grnyordu.
Sylediklerimin hibirini duymad da belliydi. Sonra aniden
canlanp bana emirler yadrd.
Woking i getikten sonra da yine sessizleti Poirot. Tabi tren
Southampton a eriinceye kadar hibir istasyona uramyordu.
Ama szn ettiim yerde bir iaret yznden durdu.
Poirot birdenbire, "Ah, Tanrm!" diye bard. "Ne aptalm
ben! Sonunda durumu anladm. Atla, Hastings, haydi atla."
Bir saniye sonra kompartmann kapsn aarak kendisini
dar att. "Bavullar! Onlar at. Kendin de in."

15
steklerini yerine getirdim. Tam Poirotnun yanna atladm
srada tren de hareket etti. Biraz da fkeyle, "Herhalde artk ne
olduunu sana anlatrsn," diye homurdandm.
"Sonunda gerei anladm, dostum."
"Ah," dedim. "Durum aydnlanverdi."
Poirot, "Aydnlanmas gerekirdi," diye mrldand. "Ama
korkarm yle olmad anlalyor. Neyse... Sen u iki bavulu
alabilirsen, dier eyalarla da ben ilgilenirim."

BLM2
Akl Hastanesinden Kaan Adam

Neyse ki tren bir kasabann yaknnda durmutu. Ksa bir


yryten sonra bir garaja eritik. Orada bir otomobil
kiralamay baardk. Bir saat sonra hzla Londra ya
dnyorduk. Poirot o zaman, ancak o zaman merakm gidermek
ltfunda bulundu.
"Hl anlayamadn m? Ho balangta ben de
anlamamtm ya. Ama artk durumu biliyorum. Hastings, beni
zellikle uzaklatrmaya alyorlard."
"Ne?"
"Evet. Bu bakmdan ok zekice de davrandlar. Yeri ve
yntemi ustalkla setiler. Geni bilgilerinden de yararlandlar.
Onlar benden korkuyorlar."
"Kimler?"
"Kanund iler yapmak iin birlemi olan drt dhi. Bir
inli, bir Amerikal, bir Fransz ve... Drdnc bir adam...
Zamannda geri dnebileceimizi umarm, Hastings."
"Konuumuz tehlikede mi?"

16
"Bundan eminim."
Apartmana eritiimiz zaman Bayan Pearson la karlatk.
Poirot, onun hayret dolu szlerine aldrmayarak, hasta
konusunda bilgi istedi. Ama her ey yolundayd. Hastann sesi
kmam, kimse de onu aramamt.
Rahat bir nefes alarak Poirotnun dairesine ktk. Arkadam
telala yatak odasna girdi. Sonra da bana seslendi. Sesinde
acayip bir tela vard.
"Hasting! lm o."
Koarak arkadamn yanna gittim. Adam braktmz gibi
yatyordu. Ama lmt. Hem de bir sre nce. Hemen bir
doktor bulmaya gittim. Ridgeway in henz dnmediini
biliyordum. Baka birini bulup hemen onunla geri dndm.
Doktor, yabancya bakar bakmaz, "Evet, lm zavall," dedi.
"Yersiz yurtsuz biriydi o sanrm. Herhalde kendisine
yardma alyordunuz."
Poirot kaamak bir cevap verdi. "Evet, yle saylr. lm
sebebi nedir, doktor?"
"Bunu sylemek zor... Belki bir kriz geirdi. Boulmu gibi
bir hali var. Bu odada hava gaz musluu yok deil mi?"
"Hayr, yok. Sadece elektrik dmesi var."
"Zaten iki pencere de ak. Adam leli iki saat kadar olmu,
sanrm. Gereken yerlere durumu bildirirsiniz deil mi?" Doktor
evden ayrld.
Poirot gereken yerlere telefon etti. Sonunda eski dostumuz
Mfetti Japp aradn duyunca ardm. Poirot, Japp a
hemen gelip gelemeyeceini sordu.
Bu konuma sona erdii srada Bayan Pearson da ieri girdi.
Gzleri falta gibi almt. "Anwell den bir adam geldi. Akl
hastanesinden yani. Ona yukar kmasn syleyeyim mi?"

17
Poirot ban sallad. Bayan Pearson da bir iki dakika sonra
niformal, iriyar bir adam yanmza getirdi.
Memur neeyle, "Gnaydn, efendim," dedi. "Bizim
kulardan birinin burda olduunu sanyorum. Hasta dn gece
kat."
Poirot usulca, "Evet," diye karlk verdi. "O burdayd."
Adam endielendi. "Yine kat m yoksa?"
"Hayr, ld."
Memur zlmedi. Aksine biraz rahatlam gibiydi. "Sahi mi?
Neyse... Belki de bylesi herkes iin daha iyi."
"O... tehlikeli bir deli miydi?"
"Yani cinayet ileyenlerden mi demek istiyorsunuz? Hayr,
hayr. Olduka zararszd. Sadece herkesin kendisine dman
olduunu, aleyhinde komplolar kurulduunu iddia ederdi. in
deki gizli baz kurulularn kendisini akl hastanesine
kapattrdklarn sylerdi. Ah, bu hastalarn hepsi ayndr."
rperdim.
Poirot, "Onu hastaneye ne zaman yatrdlar?" diye sordu.
"ki yl kadar nce."
Arkadam usulca, "Anlyorum..." diye mrldand. "Onun
normal olabilecei kimsenin aklna gelmedi mi?"
Memur gld. "Normal olsayd, akl hastanesine kapatrlar
myd onu? Hastalarn hepsi de akll olduklarn iddia ederler."
Poirot baka bir ey sylemeyerek adam lnn yanna
gtrd.
Memur hastay hemen tand. Duygusuzca, "Ta kendisi," diye
bard. "Acayip bir adam deil mi? Neyse, imdi gidip gereken
hazrlklar yaptraym. Artk bu lnn sizi daha fazla rahatsz
etmesine izin vermeyeceiz. Tabi resmi soruturma yapld
takdirde tanklk etmek zorunda kalacaksnz sanrm. yi

18
gnler." Kaba bir tavrla bizi selamladktan sonra ayaklarn
sryerek odadan kt.
Birka dakika sonra Japp geldi. Scotland Yard Mfettii her
zamanki gibi k ve neeliydi. "te geldim, Msy Poirot. Sizin
iin ne yapabilirim? Ben sizin bugn yolculua ktnz
sanyordum."
"Aziz dostum Japp, bu adam daha nce grp grmediinizi
anlamak istiyordum."
Japp la birlikte yatak odasna girdik. Mfetti yataktaki
lye biraz da hayretle bakt. "Durun bakaym... Bu adam bana
hi yabanc gelmiyor. stelik ben hafzamla da vnrm. Ah,
tabii ya! Mayerling bu!"
"Mayerling de kim? Daha dorusu kimdi?"
"Gizli Servis tendi o. Bizimkilerden deildi. Be yl nce
Rusya ya gitti. Bir daha da gzkmedi. Ben, onu ldrdklerini
sanyordum."
Japp ayrldktan sonra Poirot, "Her ey birbirine uyuyor,"
dedi.
"Yalnz adamn normal bir ekilde lmesi dnda..."
Honutsuzca kalarn atarak yabancya bakt.
Ani bir rzgr pencerelerdeki perdeleri uuturdu. Arkadam
abucak ban kaldrd. "Onu yataa yatrdn zaman galiba
pencereleri de atn, Hastings?"
"Hayr, amadm," diye cevap verdim. "O srada pencereler
kapalyd sanrm."
Poirot, "Kapalyd demek?" diye mrldand. "Ve pencereler
imdi ak. Bu ne anlama geliyor?"
"Biri pencereden ieri girmi olabilir," diye fikrimi
akladm.

19
"Belki..." Arkadam dalgn dalgn konumutu. Ama buna
pek ihtimal vermedii de anlalyordu. Ksa bir sessizlikten
sonra ekledi. "Benim dndm bu deildi, Hastings. Eer
pencerelerden biri ak olsayd bu durumla bu kadar
ilgilenmezdim. ki pencerenin birden alm olmas garibime
gidiyor." Telala ieri kotu.
"Oturma odasnn pencereleri de ak. Oysa evden ayrlrken,
bunlar da kapalyd. Ah lnn zerine eilerek, onun aznn
kenarlarn dikkatle inceledi. Sonra da birdenbire ban kaldrd.
"Onun azn tkamlar, Hastings. Azn tkamlar ve sonra
da zehirlemiler."
ok sarsldm. "Tanrm! Herhalde otopside durum iyice
anlalacak."
"Otopsiden hibir ey renemeyeceiz. Bu adam iddetli bir
prusik asidi iine ektii iin lm. Zehir dolu kab burnuna
dayamlar.
Sonra katil btn pencereleri am ve kp gitmi. Prusik
asit ok uucudur. Ama ac bademe benzeyen keskin bir kokusu
da vardr. Koku olmad ve adamn da cinayete kurban
gittiinden phelenilmedii iin doktorlar onun lmn
normal bulacaklar.
Bu adam aslnda Gizli Servis tenmi, Hastings. Ve be yl
nce Rusya da ortadan kaybolmu."
"ki yldan beri de akl hastanesindeymi," dedim. "Ama
bundan nceki yl ne yapm?"
Poirot ban sallad, sonra da birdenbire kolumu yakalad.
"Saat, Hastings! u saate bak."
minenin rafndaki saate bir gz attm. Bu saat on altda
durmutu.

20
Poirot, "Biri bu saati kurcalam, mon ami," dedi. "Yoksa
daha gn almas gerekirdi. Bu, sekiz gnde bir kurulmas
gereken saatlerden."
"Ama bunu neden yaptlar? Yani cinayetin saat on altda
ilendiinin sanlmasn m istiyorlard?"
"Hayr, hayr. Dncelerini yeniden dzene sok, dostum.
Kk gri hcrelerini kullan. imdi... Sen Mayerling sin...
Belki bir ses duyuyorsun... Ve o zaman lm saatinin geldiini
anlyorsun. Sadece bir ipucu brakacak kadar zamann var, Saat
on alt Hasting. Drt numara... Yani Cellat. Ah, aklma bir ey
geldi."
Oturma odasna koarak, Hanwell e telefon etti. "Alo,
Anwell Akl Hastanesi deil mi? Bugn hastalarnzdan biri
kam sanrm?
Efendim, efendim? Bir daha tekrarlar msnz ltfen? Ah,
anlyorum."
Alcy yerine brakarak bana dnd. "Durumu anladn m,
Hastings? Hastaneden kimse kamam."
"Ama buraya gelen adam... O memur..."
"Ah, o..."
"Yani?"
"O Drt Numara yd, Cellat yani."
aknlkla Poirotya baktm. Ancak bir iki dakika sonra
kendimi toplayarak, "Ah," dedim. "Artk onunla nerde
karlarsak karlaalm kendisini hemen tanyacaz. Belirgin
zellikleri olan bir kiiydi o."
"yle mi, dostum. Ben ayn fikirde deilim. riyar, krmz
suratl, kaba saba, pos bykl, bouk sesli bir adamd. Ama
herhalde imdi hi de yle deil. Geri kalan niteliklerine
gelince... Gzleri ve kulaklar dikkati ekecek gibi deildi.

21
Takma dileri iyi yaplmt. Onu tanmak senin sandn kadar
kolay olmayacak. Bir daha ki sefere..."
Szn kestim. "Onunla bir daha karlaacan sanyor
musun?"
Poirotnun yznde ok ciddi bir ifade belirdi. "Bu lme
kadar srecek bir dello, dostum. Sen ve ben bir taraftayz, ise
kar tarafta. lk ma onlar kazand. Ama beni aradan karma
planlar baarya ulaamad. Bundan sonra Hercule Poirotyla
uramak zorunda kalacaklar."

BLM3
Li Chang Yen Hakknda

Sahte akl hastanesi grevlisinin ziyaretinden sonra bir iki


gn onun tekrar geleceini umdum. Bu yzden evden bir dakika
bile ayrlmak istemedim. Adamn kim olduunu anladmz
bilmesi imknszd. Onun ly almaya geleceini
dnyordum. Ama Poirot ayn fikirde deildi.
"stersen bekle, dostum. Ama ben zamanm byle ziyan
etmeyi dnmyorum."
Tartmaya kalktm. "yleyse neden adam buraya gelerek
kendini bo yere tehlikeye att, Poirot? ly almak iin tekrar
dnmeyi dnyorsa, o zaman ilk geliini de makul
karlayabilirim.
Hi olmazsa bylece arkasnda bir kant brakm olmaz.
Ama imdi bu durumda hibir ey kazandrmad ona."
Poirot omzunu silkti. "Ama sen olaya Drt Numara nn
gzyle bakmyorsun, Hastings. Kanttan sz ediyorsun.
Elimizde adamn aleyhine olabilecek ne kant var? Evet, l
burda... Ama zavallnn cinayete kurban gittiini bile

22
kantlayanlayz. Nefes yoluyla alnan prusik asit hi iz brakmaz.
Biz yokken daireye birinin girdiini gren bir tank da
bulamayz. l dostumuz Mayerling in neler yaptn da
renemedik..."
"Hayr, Hastings. Drt Numara hibir ipucu brakmad. Bunu
da biliyor. Bize etraf kolaan etmek iin geldi diyebiliriz. Belki
Mayerling in ldnden emin olmak istiyordu. Ama bana
kalrsa onun niyeti Hercule Poirotyu grmek, korktuu
dmanyla konumakt."
Poirotnun bu mantk dizisinin tam ondan beklenecek kadar
bencilce olduunu dndm. Ama arkadamla da herhangi bir
tartmaya girmedim. "Resmi soruturma ne olacak? Herhalde
olanlar iyice anlatacak ve polise Drt Numara y da tarif
edeceksin."
"Bunun ne yarar olur. Kat ngiliz jrisini etkileyecek bir
kantmz var m? Drt Numara y tarif etmemiz ne ie yarar?
Hayr. Resmi soruturmada kazara lm karan verilmesine gz
yumacaz.
Belki de bizim zeki katil de ilk raundta Hercule Poirotyu
kandrdn dnerek kendi kendisini kutlayacak. Ama buna
da pek ihtimal vermiyorum. nk o ok zeki."
Poirot her zamanki gibi haklyd. Akl hastanesinin grevlisi
bir daha gzkmedi. Tanklk ettiim resmi soruturma da
kimsenin ilgisini ekmedi.
Poirot, Gney Amerika ya yapaca seyahat nedeniyle ben
gelmeden btn ileri geri evirmiti. Bu yzden imdi elinde
hi vaka yoktu. Vaktinin ounu, koltuuna gmlp benim
konuma abalarm boa karyordu.
Cinayetten bir hafta sonra Poirot kendisiyle birlikte birini
grmeye gidip gitmeyeceimi sordu. Bu houma gitti. nk
esrar kendi kendine zmeye altn ve bylece hata ettiini

23
dnyordum. Olay onunla tartmak istiyordum, ama o
konumaya hi hevesli deildi. Nereye gideceimizi sorduum
zaman bile cevap vermedi.
Poirot gizemli olmay sever. Son ana dek en ufak bilgi
krntsn bile sylemez. Bu arada arka arkaya bir otobs ve iki
trene binerek Londra nn gneyindeki i skc semtlerden
birine geldik. Ancak o zaman beni aydnlatmaya raz oldu. "in
hakknda geni bilgisi olan bir adamla konuacaz, Hastings."
"yle mi? Kimmi o?"
"Adn hi duymadn bir adam... Bay John Ingles.
Grnte, evi in biblolaryla dolu, stn zekl olmayan
emekli bir uak.
Ama baz kimseler istediim bilgiyi bana ancak John Ingles
Byk Drtler in verebileceini sylediler."
Birka dakika sonra Bay Ingles in evi Defneler in
merdivenleri grnd. Etrafta hibir defne trne rastlamadm.
Herhalde kenar mahalle terminolojisine gre verilmi bir add
bu.
Bize kapy ifadesiz yzl inli bir uak at. Adam hi sesini
karmadan bizi Ingles in yanna gtrd. John Ingles sar
yzl, tknaz bir adamd. ukura batm gzleri dnceliydi.
Bizi selamlamak iin ayaa kalkarken elindeki mektubu bir
masaya brakt.
"Buyurunuz, efendim, buyurunuz. Hasley mektubunda bilgi
edinmek istediinizi ve benim bu bakmdan size yararl
olabileceimi yazm."
"Evet, yle, msy. Size Li Chang Yen adl bir adam
konusunda bilginiz olup olmadn soracam."
"Bu garip... ok garip... Bu ad nerden duyduunuzu sorabilir
miyim?"
"O halde Li Chang Yen i tanyorsunuz?"

24
"Onunla bir kez karlatm. Adam hakknda biraz bilgim de
var. Ama o kadar derin ve etraflca deil. Fakat ngiltere de
birinin onun adn duymu olmas beni artt. Bir bakma
byk bir adam o... ordudan, bilirsiniz. Ama meselenin z bu
deil. Her eyin arkasnda bu adamn olduunu dndrecek
nedenler var."
"Neyin arkasnda?"
"Her eyin. Dnyadaki huzursuzluun, tm dnyay saran
ii sorunlarnn, baz yerlerde yaplan ihtilallerin. Ne dediini
bilen kiiler, btn bu komplolarn arkasnda tek bir g
olduunu sylyorlar. Bildiiniz gibi Rusya da Lenin ve
Trotsky nin bir bakasnn emirlerini yerine getiren kuklalar
olduuna dair pek ok iaret var.
Bu sizi ilgilendirir mi bilmem, ama ben bu Byk Drtler bir
bakasnn Li Chang Yen olduundan eminim."
"Yapmayn canm," diye itiraz ettim. "Nasl olur da bir
inlinin Rusya da sz geer?"
Poirot, bana bakarak fkeyle kalarn att. "Hastings, senin
iin kendi hayalinin rn olmayan her ey samadr. Ama ben
Bay Ingles le ayn fikirdeyim. Ltfen devam edin, msy."
Bay Ingles szlerini srdrd. "Li Chang Yen in amacnn
ne olduunu, neyi elde etmeyi istediini kesinlikle bilmiyorum.
Ama onunki Napoleon gibi byk beyinlerde grlen bir
hastalk sanrm. ok gl olma ve btn dnyay ynetme
hrs. Modern alara kadar zafer kazanmak iin silahl glere
ihtiya vard. Ama huzursuzluklarla dolu bu yzylda Li Chang
Yen gibi bir adam baka yntemlerden de yararlanabilir. Adeta
sonsuz denilecek bir servetin onun emrine verildiini belirten
kantlarm var. Yen bu paray propaganda ve rvet iin
kullanyor. Sonra adamn dnyann hayal bile etmedii kadar
etkili bilimsel bir gc kontrol ettiini de sanyorum."

25
Poirot, Ingles in szlerini byk bir dikkatle dinliyordu. "O
imdi nerde?" diye sordu. "in de mi?"
Ingles bayla onaylad. "Orda," dedi. "Yasal bir mahkemede
bunu ispatlayacak kantm olmasa da ben bunu biliyorum.
Bugn in de deer verilen herkesi ahsen tanrm. Size unu
syleyeyim; halkn gznde deer kazanm insanlar aslnda
ok deersiz kiilerdir. Bunlar, ynetici bir elin ektii iplere
gre dans eden kuklalardr. Bu el ise Li Chang Yen in elidir. O,
Dou nun bugnk ynetici beynidir. Biz Dou yu
anlamyoruz... anlayamayz da... Ama Yen orann canllk
ruhudur. Srekli karanlkta grndnden deil. Pekin deki
sarayndan hi ayrlmaz o. Sadece ipleri eker ve uzaklarda
olaylar olur."
Poirot, "Ona kar koyacak kimse yok mu?" diye sordu.
Ingles koltuunda ne doru eildi. "Son drt ylda drt kii
bunu denedi. Zeki, drst ve karakter sahibi insanlar. Onlardan
herhangi biri Yen e engel olabilirdi..." Sustu.
"Eee!" dedim.
"Drd de ld... Biri bir makale yazd ve Pekin deki
ayaklanmalarla Li Chang Yen in ilgisi olduunu aklad. ki
gn sonra onu sokakta bakladlar. Katili hibir zaman
yakalanmad. Dier ikisi de buna benzer eyler yaptlar. Ya
yazlarnda ya da konumalarnda btn bu karmaadan Li
Chang Yen in sorumlu olduunu ileri srdler. Bu
aklamalarndan sonra bir hafta iersinde de lp gittiler.
Biri zehirlendi, dieri ise kolera yznden can verdi. Tek bir
vakayd bu. Yani o srada kolera salgn da yoktu. Drdnc ise
yatanda l bulundu. Adamn lm sebebi de anlalamad.
Ama ly grm olan bir doktor bana, Byk Drtler Ceset
sanki ona ok gl bir elektrik akm verilmi gibi yanm ve
bzlmt, dedi."

26
Poirot, "Ya Li Chang Yen?" diye sordu. "Tabi onun lmlerle
ilgisi olduu hibir zaman kantlanamad deil mi? Ama baz
izler grld?"
Ingles omzunu silkti. "zler mi? Ah. evet. Byk Drtler Bir
keresinde konumaya raz olan birini de buldum. ok yetenekli
gen bir kimyagerdi o. Yen, onu himaye ediyordu. Kimyager bir
gn bana geldi. Bir sinir krizi geirmek zere olduunu fark
ettim. Li Chang Yen in saraynda onun emriyle baz deneyler
yaptndan sz etti. Hem de insanlar zerinde yapmt bu
deneyleri. Ama Yen insan hayatna, onlarn strap ekmesine de
aldrmyordu. Gerekten de kimyagerin sinirleri iyice
bozulmutu. Dehetle de titriyordu. Onu kendi evimin en st
katndaki yatak odasna kardm. Gen adam ertesi gn
sorguya ekmeye karar vermitim. Tabi bu aptallkt."
Poirot, "Ona nasl ulaabildiler?" dedi.
"Bunu hibir zaman renemedim. O gece uyandm zaman
evim alevler iindeydi. O yangndan kurtulduum iin kendimi
hl ansl sayyorum. Aratrmalarn sonunda en st katta bir
yangn km olduu renildi. O gen kimyagerin de
kmrlemi kalntlarn buldular." Ingles bir an duraklad.
"Tabi elimde kant yok. Siz de dierleri gibi bana acayip
hayallere kapldm syleyebilirsiniz."
Samimi konumalarndan Bay Ingles in konusunda ok iyi
olduunu anladm. Aslnda o da ok iyi olduunun farkndayd.
Poirot usulca, "Aksine," dedi. "Hikyenize inanmamz iin
birok sebep var. Li Chang Yen bizi de biraz ilgilendiriyor."
"Onun adn duymu olmanz ok garip. ngiltere de
kimsenin onu tandn sanmyordum. Yen den sz edildiini
nasl duyduunuzu renmek isterim. Tabi bunu aklamanz
mmknse..."

27
"Mmkn, msy mmkn. Bir adam evime snd. iddetli
bir ok geiriyordu. Ama Yen le ilgilenmemize yetecek kadar
konuabildi. Bu yabanc drt kiiden sz etti. Byk Drtler
den. Bir Numara Li Chang Yen. ki Numara bilmediimiz bir
Amerikal. Numara yine tanmadmz bir Fransz kadn.
Drt Numara ise grubun lm kararlarn yerine getiren yesi.
Yani Byk Drtler Cellat. Bu szn ettiim yabanc evimde
ld. Syleyin, msy, siz bu szleri hi duydunuz mu? Yani
Byk Drtlerden bahsedildiini?"
"Li Chang Yen le ilgili olarak duymadm. Ama son
zamanlarda bu szleri iittim ya da bir yerde okudum. Hem de
acayip bir taraf vard bunun. Ah, imdi hatrladm."
Yerinden kalkarak kakmal, lake bir dolaba gitti. Oradan
ald bir mektubu getirdi. "te bu, vaktiyle Makao da
karlatm yal bir denizciden geldi. htiyar bir serseriydi o.
Herhalde artk ikiden beyni de suland. Mektubu okuduum
zaman bunun bir alkoliin sayklamalar olduunu dndm."
Mektubu yksek sesle okumaya balad.
"Sayn Bay Ingles,
Belki beni hatrlamayacaksnz. Ama bir keresinde bana
Shangai de iyilik etmitiniz. imdi bir iyilik daha edin. lkeden
kamak iin paraya ihtiyacm var. yi bir yere saklandm
umuyorum. Ama izimi bulabilirler. Byk Drtler yani. Bu bir
lm kalm meselesi... ok param var. Ama durumu fark
etmelerinden korktuum iin gidip alamyorum. Bana iki yz
sterlin kadar yollayn. Bunu size deyeceim. Yemin ederim.
Jonathan Whalley.
Sayglarmla."
"Dartmoor da Hoppaton dan postaya verilmi. Whalley,
Granit Ev diye bir yerde oturuyormu. Korkarm ben adamn hi
de ince olmayan bir yolla benden iki yz sterlin koparmaya

28
altn dndm. Ben kimseye fazla para verecek durumda
deilim. Ama belki bu mektup iinize yarar..." Kd uzatt.
"ok teekkr ederim, msy. Hemen Hoppaton a
gideceiz."
"Ah, ok ilgin bu! Ben de gelebilir miyim? Bunun bir
sakncas var m?"
"Hayr, hayr. Gelirseniz sevinirim. Ama hemen yola
kmalyz. Herhalde oraya ancak akama doru varrz."
John Ingles bizi daha fazla oyalamad. Bir iki dakika sonra
Paddington stasyonu nun Bat lkeleri peronundan ayrlan
trene binmitik bile. Hoppaton, Moretonhampstead dan dokuz
mil uzakta kk bir kyd. Oraya saat yirmiye doru vardk.
Ama yaz mevsiminde olduumuz iin hava hl aydnlkt.
Kyn dar yolundan ilerlerken bindiimiz taksiyi durdurarak
yal bir adama evi sorduk.
O dnceli dnceli, "Granit Ev mi?" diye mrldand.
"Granit Ev ha, onu mu aryorsunuz?" Eliyle yolun sonundaki
kk, kuruni kulbeyi iaret etti. "te oras. Mfettii mi
grecektiniz?"
Poirot abucak, "Hangi mfettii?" diye sordu. "Ne demek
istiyorsunuz?"
"Cinayetten haberiniz yok mu? Anlalan korkun bir
olaym. Yerde kanlardan glckler olmu..."
Poirot, "Tanrm..." diye mrldand. "O mfettii hemen
grmeliyim."
Be dakika sonra karakolda Mfetti MeadowsTa
konuuyorduk. Adamn tavrlar nce souktu. Ama hem
Poirotnun, hem de Mfetti Japp n ad yumuamasna sebep
oldu.

29
"Evet, efendim, bu sabah ldrld. Korkun bir olay bu!
Sabah Moreton aramlar; ben de hemen geldim. Esrarl bir
vakaya da benziyordu. Adamcaz oturma odasnda yerde
yatyordu. htiyar yetmiindeydi ve ikiye de dknd. Bana
vurmular, sonra da grtlan kesmiler. Etraf kan iinde
kalmt. Ahs Betsy Andrews bize Bay Whalley nin
yeimden oyulmu birka biblosu olduunu aklad. Adamn
bunlarn deerli olduundan sz ettiini de syledi. Biblolar
ortadan kaybolmutu. Grnte bunun bir saldr ve hrszlk
olay olduu dnlebilirdi. Ama baz gerekler bu duruma
uymuyordu. Yal adamn evinde iki kii vard. Hoppaton lu
olan Betsy Andrews ve kaba saba bir adam olan uak Robert
Grant...
Olay srasnda Grant her zaman olduu gibi st almak iin
iftlie gitmi. Betsy de komuyla konumak iin sokaa km.
Evden sadece yirmi dakika ayrlm. Saat yirmi ikiyle yirmi iki
otuz... Herhalde cinayet o srada ilendi. Eve nce Grant
dnm. Arka kapdan ieri girmi. Buralarda kimse kapsn
kilitlemez. Hi olmazsa gndzleri... Grant st kilere brakm.
Odasna karak, pipo imeye ve gazete okumaya karar vermi.
Cinayet ilendiinden de haberi yokmu. Daha dorusu Grant
n iddias bu. Sonra Betsy dnm ve oturma odasna girmi.
Ve avaz avaz barmaya balam.
Tabi o ikisi evde yokken birinin ieri girerek ihtiyar adam
ldrd sylenebilirdi. Ama o zaman da katilin ok
soukkanl olmas gerekirdi. Eve ulamak iin ya ky yolundan
kacakt ya da yavaa arka bahelerden geecekti.
Grdnz gibi kulbenin etrafnda bir sr ev var. O halde
neden katili hi kimse grmedi?"
Mfetti anlaml bir tavrla sustu.
Poirot, "Ah," dedi. "Ne demek istediinizi anlyorum. Ltfen
devam edin."

30
Kendi kendime, "Bu ite bir acayiplik var," dedim. "Bir
acayiplik var." Etraf incelemeye baladm. O yeim biblolar...
Adi bir serseri onlarn deerli olduklarn anlar myd? Zaten
gndz vakti byle bir ie kalkmak sadece delilikti. htiyar
adam, Byk Drtler mdat! diye barsayd ne olacakt?"
Bay Ingles sze kart. "Adamn bana o lmeden nce
vurmulard sanrm..."
"Evet, efendim. Katil adam nce bayltm, sonra da
boynunu kesmi. Bu belli bir ey... Ama katil eve nasl gelmi
ya da nasl kamt... Byle kk bir yerde yabanclar hemen
fark ederler.
Sonra birdenbire durumu anladm. Kimse gelmemiti buraya.
Her taraf aratrdm. Dn gece yamur yamt. Ayak izleri
vard. Mutfaa girip kan birinin ayak izleri... Oturma odasnda
ise iki ayr ayak izleri vard. Betsy Andrew kapda durmu,
odaya girmemiti.
zlerden biri Bay Whalley ninki. Yal adamn ayaklarnda
terlikleri vard. kinci ayak izleri de yine bir erkee aitti. Bu
adam kanlara basmt. Bu kanl ayak izlerini mutfaa kadar
izledim. Ama izler orda sona eriyordu. zerinde durulmas
gereken birinci nokta buydu.
kinci noktaya gelince... Robert Grant n odasnn kapsnda
hafif bir leke vard. Kan lekesi. nc nokta ise Grant n
ayakkablaryla ilgiliydi. Uak bunlar karmt. Ayakkablar
kanl ayak izlerinin zerine yerletirdiim zaman bunlarn
tpatp birbirlerine uyduklarn grdm. Her ey kesindi artk.
Cinayeti evden biri ilemiti.
Grant tutukladm. Bavulunu aradm zaman ne buldum
dersiniz? O kk yeim biblolar. Ve bir de bir belge. Bundan
Robert Grant n asl adnn Abraham Biggs olduu ve adamn

31
be yl nce hrszlk suundan hapse girdii anlalyordu."
Mfetti zafer dolu bir tavrla sustu. "Buna ne dersiniz, beyler?"
Poirot, "Her ey anlalyor..." diye mrldand. "Hatta durum
alacak kadar belirgin. Bu Biggs ya da Grant eitim grmemi,
kafasz bir adam olmal."
"Ah, evet, gerekten yle, kaba saba biri... Ayak izlerinin ne
anlama geldiinin bile farknda deil."
"Onun dedektif romanlar okumad belli. Eh, mfetti bey,
sizi kutlarm, cinayet yerini grebilir miyiz?"
"Sizi hemen oraya gtreceim. O ayak izlerine bakmanz
istiyorum."
"O izleri grmeyi ben de arzu ediyorum. Evet, bu ok ilgin
ve zekice bir ey..."
Karakoldan ktk. Ingles le mfetti nden giderlerken ben
Poirotyla konuabilmek iin onu yavaa geri ektim.
"Sen ne dnyorsun, Poirot? Bu iin iinde baka bir i mi
var?"
"Evet, sorun da bu, dostum. Whalley mektubunda ak ak
Byk Drtler in peinde olduklarn yazm. Sen ve ben bu
Byk Drtler in ocuklar korkutmak iin yararlanlan birer
umac olmadklarn biliyoruz. Ama btn kantlar Grant denilen
adamn katil olduunu gsteriyor. Uak, Whalley yi neden
ldrd? O kk yeim biblolar iin mi? Yoksa o Byk
Drtler in adam m? Akas bu son ihtimal akla daha yatkn.
Yeim ne kadar deerli olursa olsun, yle bir insan bunu
anlamaz. Hi olmazsa bu uurda cinayet ilemez.
Grant yeim biblolar alarak kaabilirdi. Sebepsiz yere
korkun bir cinayet ilemezdi. Ah, evet, korkarm bizim mfetti
kk gri hcrelerinden yararlanmyor. Ayak izlerini lm.
Ama fikirlerini gerektii gibi bir dzene sokmam."

32
BLM4
Koyun Budunun nemi

Mfetti cebinden bir anahtar kararak Granit Ev in kapsn


at. Hava akt ve yamur da yamad iin yerler kuruydu.
Ayak izimiz kalmayacakt ama biz yine de ayaklarmz paspasa
iyice sildik.
Evden bir kadn kp mfettile konutu ve mfetti hemen
Byk Drtler geri dnd. Giderken dnp, "Etraf iyice
inceleyin, Msy Poirot," dedi. "Grlecek eyleri gzden
karmayn. Ben on dakika sonra gelirim. Ah, evet, Grant n
ayakkabsn da aln. zleri daha iyi incelemeniz iin onlar da
alp getirdim."
Mfetti uzaklarken, biz de oturma odasna girdik. Ingles
hemen kedeki bir masaya doru gitti. Masann zerindeki in
biblolar ilgisini ekmiti. Poirotnun yaptklaryla pek
ilgilendii yoktu.
Bense arkadam adeta nefesimi tutarak, byk bir ilgiyle
seyrettim.
Zemin koyu yeil muambayla kapl olduu iin ayak izleri
kolayca seilebiliyordu. Odann sonundaki kap kk bir
mutfaa alyordu. Buras arka kapnn olduu yerdi. Baka bir
kap da Robert Grant n yatak odasna alyordu. Poirot zemini
inceledikten sonra kendi kendine sessizce mrldand.
"Whalley urda yatyormu," diye aklad. "Bu iri leke ve
kan damlalar bunu iyice aklyor. Terlik izleri... Sonra krk iki
numara ayakkablarn brakt izler. Ama hepsi de
karmakark. ki ayr iz mutfaktan buraya doru geliyor. Burdan
da mutfaa gidiyor. Katil kimse, ordan girdii belli... Ayakkab
sende mi, Hastings? Ver onu bana. Ayakkabnn tabanyla izleri
dikkatle karlatrd. "Evet, bunlar ayn adamn... Robert

33
Grantn. Mutfaktan gelmi. htiyar adam ldrm. Sonra
tekrar mutfaa dnm. O arada kana da basm. Dar karken
brakt izleri gryor musun? Mutfakta bir ey grmek
mmkn deil. Btn kyn orda olduu belli... Grant sonra
kendi odasna gitmi. Hayr... Tekrar cinayet mahalline dnm.
Neden? Yeim biblolar almak iin mi? Yoksa geride kendisini
ele verecek bir ey mi brakmt?"
"Belki de ihtiyar adam odaya ikinci giriinde ldrd,"
dedim.
"Hayr. Hibir eye dikkat etmiyorsun, Hastings. Dar
doru giden ayak izleri, ieriye doru olanlardan birinin zerine
gelmi. Acaba Grant neden geri dnd? Yeim biblolar sonradan
m aklna geldi? Btn bunlar ok gln. Aptalca."
"Adam kendisini ele vermi."
"Deil mi ya? Hastings, beni dinle, mantkszca bir ey bu.
Bu durum gri hcrelerimi rahatsz ediyor. imdi Grant n yatak
odasna gidelim... Ah, evet, kapnn yukarsnda kan lekesi var.
Yerde de hafif, kanl ayak izleri. Robert Grant n ayak izleri...
Ondan bakasnn izleri yok. Eve giren tek erkek Robert
Grant..."
Birdenbire, "Ya o yal kadn?" diye sordum. "Grant st
almak iin gittii zaman o evde yalnz kalm. Belki de kadn,
Whalley yi ldrd ve ancak ondan sonra sokaa kt. Dar
kmadysa ayak izi de olmayacaktr."
"ok gzel, Hastings. Ben de bunu ne zaman akl edeceini
merak ediyordum. Ben bu ihtimalin zerinde durdum, ama
bunun olmayacan da anladm. Kadn bu kyden... Onu burda
herkes tanyor. Betsy Andrews un Byk Drtler le bir ilikisi
olamaz. Ayrca anladm kadaryla ihtiyar Whalley gl
kuvvetli bir adamm. Bu bir erkein ii, bir kadnn deil."

34
" Byk Drtler tavana iblise bir ara saklam olamazlar
m? Bu otomatik olarak inmi ve ihtiyar adamn grtlan
kesmitir. Sonra da tekrar yukar kmtr."
"Yakup un Merdiveni gibi mi? Hayal gcnn verimli
olduunu biliyorum, Hastings. Ama rica ederim, bunu kontrol
altnda tutmaya al."
Utanarak sustum.
Poirot etrafta dolamasn srdrd. Yznde honutsuz bir
ifadeyle dier odalarn ve dolaplarn ilerine bakyordu. Sonra
bir finonun havlamasn andran bir ses kard. Yanna kotum.
Arkadam kilerde duruyordu. Elindeki koyun budunu zaferle
sallamaktayd.
"Sevgili Poirot," diye bardm. "Ne oldu? Birdenbire
ldrdn m?"
"Ltfen u koyun buduna bak. yi bak."
Buna mmkn olduu kadar yakndan baktm. Ama bunun
olaanst bir taraf yoktu. Bunu aka syledim. Poirot, beni
fkeyle szd.
"Ama unu grmyor musun? Ya unu... unu?" Parmayla
iaret ediyor ve her seferinde de koyun budunun zerinden buz
paracklarnn kopmasna neden oluyordu.
Poirot, beni fazla hayalci olmakla sulamt. Ama imdi
onun bu bakmdan beni getiini dnyordum. Kendi
kendime, bu buz paracklarnn ldrc bir zehrin kristalleri
olduunu mu sanyor, diyordum. Arkadamn o olaanst
heyecann ancak bu ekilde izah edebilirdim.
Yavaa, "Donmu et..." diye akladm. "thal ediliyor
bunlar. Yeni Zelanda dan."
Poirot bir an bana hayretle bakt. Sonra da acayip bir tavrla
glmeye balad. "Ne ahanesin, Hastings! Her eyi biliyorsun.
Nasl derler? Her eyle ilgilen; ite sen bylesin, dostum."

35
Koyun budunu yine kilerdeki tepsiye att. Pencereden darya
bakarak, "Dostumuz mfetti de geliyor," diye ekledi. "yi... Ben
burda btn istediklerimi grdm." Parmaklarn dalgn dalgn
masaya vurdu. Sonra birdenbire, "Bugn gnlerden ne?" dedi.
ardm. "Pazartesi. Ne?..."
"Ah! Pazartesi demek? Haftann kt bir gn... Pazartesileri
cinayet ilemek hatadr."
Oturma odasna girerek duvardaki barometreye bir gz att.
"Hava ak. Otuz be derece. Normal bir ngiliz yaz."
Ingles hl in biblolarn inceliyordu.
Poirot, "Aratrmayla pek ilgilenmiyorsunuz, msy," dedi.
Adam hafife gld. "Bu benim iim deil. Ben baz
konularda uzmanm. Ama cinayet konusunda deil. Onun iin
bir kenara ekildim. Ayak altnda da dolamamaya alyorum.
Dou da sabrl olmay rendim."
Mfetti hzla ieri girdi. Bizi uzun sre yalnz brakt iin
zr dileyip evi tekrar dolamamzda da srar etti. Ama neyse
sonunda oradan ayrlabildik.
Ky yolundan inerken Poirot, "Gsterdiiniz nezakete
teekkr ederim, mfetti bey," dedi. "Sizden son bir istekte
daha bulunacam."
"Cesedi mi grmek istiyorsunuz, efendim?"
"Ah, hayr, hayr! l beni hi ilgilendirmiyor. Ben Robert
Grantla konumak istiyorum."
"Onu grmek iin tekrar Moreton a gitmek zorundayz."
"yi, gidelim o zaman. Onu grp onunla yalnz
konumalym."
Mfetti parman dudana srd.
"Bunu yapabileceimizi sanmyorum, efendim."

36
"Scotland Yard a getiiniz takdirde tam yetki alacanz
garanti ederim."
"Tabi sizden sz edildiini duydum. Zaman zaman bize
yardm ettiinizi de biliyorum. Ama istediiniz yine de kurallara
aykr."
Arkadam sakin bir tavrla, "Ama ben bu konuda srar
ediyorum," diye cevap verdi. "nk katil Robert Grant deil."
"Ne? Kim o zaman?"
"Bana kalrsa katil gen saylabilecek bir adamd. Granit Ev
e atl bir arabayla geldi. Tat darda brakarak ieri girdi.
Whalley yi ldrdkten sonra dar kt. Tekrar arabasna
binerek uzaklat. Ba akt ve elbiselerinde biraz kan lekesi
vard."
"Ama btn ky onu grrd."
"Baz koullar altnda pek gremezdi."
"Evet, belki karanlkta gremezdi. Ama cinayet gndz
ilendi."
Poirot sadece glmsemekle yetindi.
"Sonra atl araba, efendim. Bunu nasl anladnz? Yoldan bir
sr tekerlekli tat geiyor. Bunlardan birinin brakt izleri
dierlerinden ayramazsnz ki."
"Kafamdaki gzlerle ayramam belki. Ama beynimin
gzleriyle bunu baarrm."
Dedektif, bana srtrken anlaml bir ekilde alnna dokundu.
Tamamen sersemlemi bir haldeydim, ama Poirotya
gveniyordum. Sonunda mfetti, Poirotyla benim Grantla
konumamza raz oldu.
Ama o srada yanmzda bir polis memurunun bulunmasn
da art kotu. Grant orta boylu, tavrlar pek de hoa gitmeyecek
bir adamd. Hapisten km olduu da hemen anlalyordu.

37
Poirot abucak konuya girdi. "Grant bu cinayeti senin
ilemediini biliyorum. Bana neler olduunu anlat."
Adam szlanarak, "Yemin ederim ki, ben katil deilim," dedi.
"Biri o kk cam eyalar bavuluma koymu. Suu benim
stme yktlar, ite o kadar. Sylediim gibi ben st
getirdikten sonra doru odama ktm. Betsy haykrncaya kadar
da durumdan haberim yoktu. Yemin ederim. Ben katil deilim."
"Doruyu sylemeyeceksen, bu konumay bo yere
uzatmayalm."
"Ama beyefendi..."
"Oturma odasna girdin. Bay Whalley nin lm olduunu
biliyordun.
Tam kamak iin hazrlandn srada Betsy ly grd."
Grant n az bir kar ak kald.
"Haydi, syle, byle olmad m? Bu konuda ciddiyim. Ancak
benimle ak ak konutuun takdirde kurtulabilirsin. Baka
umudun yok."
Adam birdenbire, "Pekl," dedi. "Bu tehlikeyi gze
alacam. Sylediiniz gibi oldu. Eve dndm zaman doruca
beyin yanna gittim. O yerde yatyordu. Etraf kan iindeydi. O
zaman ok korktum. ok gemeden sabkal olduumu
renecek ve katilin ben olduunu iddia edeceklerdi. Tek
isteim... Ceset bulunmadan... Ordan kaabilmekti..."
"Ya yeim biblolar?"
Grant bir an kararszca duraklad. "ey... Anlayacanz..."
"Onlar eskisi gibi igdlerine uyarak aldn. yle deil mi?
Bay Whalley biblolarn ok deerli olduunu sylemiti.
Durumdan yararlanmaya altn. Bunu anlyorum. imdi bana
unu syle; biblolar odaya ikinci defa girdiin zaman m aldn?"
Byk Drtler

38
"Odaya ikinci defa gitmedim. Bir kere bana yetti de artt
bile."
"Bundan emin misin?"
"Kesinlikle."
"yi. imdi... Hapisten ne zaman ktn?"
"ki ay nce."
"Bu ie nasl girdin?"
"Mahkmlara yardm kurumlarndan birinin vastasyla.
Hapisten ktm gn bir adam beni bekliyordu."
"Nasl bir insand o?"
"Rahip deildi ama yine de bir din adamna benziyordu.
Yumuak siyah bir apka giymiti. Pek nazik konuuyordu. n
dilerinden biri krkt. Gzl vard. Ad Saunders t. Byk
Drtler Piman olduunu umarm, dedi. Byk Drtler Sana
iyi bir i buldum. Onun tavsiyesiyle ihtiyar Whalley nin
yanna girdim."
"Teekkr ederim. Her eyi biliyorum artk. Sabrl ol."
Poirot tam dan kaca srada duraklad. "Saunders, sana bir
ift ayakkab da verdi, deil mi?"
Grant ok ard. "Evet, verdi. Bunu nasl bildiniz?"
Arkadam ciddi bir tavrla, "Grevim her eyi bilmektir,"
diye karlk verdi.
Mfettile biraz konutuktan sonra Ingles i alarak
karakoldan ayrldk. Beyaz Geyik Han na giderek jambonlu
yumurta ve Devonshire elma arab istedik.
Ingles glmseyerek, "Olay aydnland m?" diye sordu.
"Evet. Yeteri kadar aydnland. Ama akas kantlama
konusunda birok glkle karlaacam. Whalley, Byk
Drtler in emri zerine ldrld ama katil Grant deil. ok
zeki bir adam Grant a Whalley nin yannda i buldu ve suu

39
onun zerine ykmak iin de gerekli tm hazrlklar yapt. Grant
sabkal olduu iin kolay oldu bu. Grant a bir ift ayakkab
verdi. Kendisinde de bunlarn benzerleri vard. Grant st almaya
gitti. Betsy ise her zamanki gibi dedikodu yapmak iin evden
ayrld. Katil at arabasyla geldi. Ayaklarna Grant a verdiinin
benzerleri olan ayakkablar giydi. Mutfaa geerek oturma
odasna gitti. Yal adamn bana vurarak onu bayltt. Sonra da
boazn kesti. Mutfaa giderek ayakkablar kard. Baka bir
ift ayakkab giydi. Elinde dier ayakkablarla arabaya binerek
uzaklat."
Ingles gzlerini Poirotya dikmiti. "Ama yine de nemli bir
noktay unuttunuz. Neden hi kimse katili grmedi?"
"Ah! Drt Numara nn kurnazl da burda... Herkes onu
grd; ama grmedi de. Adam buraya kasap arabasyla geldi."
"Koyun budu mu?" diye bardm.
"Kesinlikle, Hastings, koyun budu. Herkes o sabah eve hi
kimsenin girmediine yemin etti. Ama ben kilerde bir koyun
budu buldum; zeri hl buzluydu. Bugn pazartesi; demek ki
et bu sabah getirilmiti. Cumartesi gn getirilmi olsayd buzlar
bu scak havada oktan erirdi. O halde biri eve gelmiti. Ve
elbiselerinde kan lekeleri olan bir adam dikkat de ekmezdi."
Ingles takdirle, "Bir kasap! ok zekice bir ey bu!" diye
bard.
"Evet, Drt Numara ok zeki..."
"Hercule Poirot kadar zeki mi?" diye mrldandm.
Arkadam, bana sitemli bir bak att. "Bazen aka
yapmaktan kanmalsn, Hastings. Susuz bir adam
daraacndan kurtarmadm m? Bugnlk bu kadar da yeter."

40
BLM5
Kaybolan Bilim Adam

Bence jri Robert Grant -nam dier Biggs i- susuz


bulduu zaman bile Mfetti Meadows hl adamdan phe
ediyordu. Grant aleyhine savunduu olay; Grant n gemii,
ald yeim biblolar ve ayak izlerine tpatp uyan ayakkablarla
destekliyordu. Ama pazartesi gn Granit Ev e bir kasabn
gittiini gren iki tank bulundu.
Kydeki kasap ise et datmn sadece aramba ve cumalar
yaptn aklad. Hatta bir kadn sonradan evden bir kasabn
ktn hatrlad. Ama adam doru drst tarif edemedi. Tam
bir kasap rana benziyordu o.
Poirot filozofa bir tavrla omzunu silkti. "Sana daha nce de
syledim, Hastings. Bu Drt Numara bir sanat! O takma sakal
ve mavi caml gzlkle klk deitirmeye kalkmyor. Evet,
yz hatlarn deitiriyor biraz. Ama bu pek nemli deil, Drt
Numara setii kiilie brnyor."
Gerekten de Anwell den geldiini syleyen adam bence
tam akl hastanesinde alan bir memura benziyordu. Onun bir
sahtekr olduundan phelenmek aklma bile gelmezdi.
Btn bunlar cesaret krc gereklerdi. Dartmoor daki
macerann da bize bir yarar olmamt. Bunu Poirotya da
syledim. Ama o hibir ey elde edemediimizi kabule
yanamad.
"lerliyoruz," dedi. "lerliyoruz. Bu adamla her
karlamamzda, kafas ve yntemleri konusunda biraz daha
bilgi sahibi oluyoruz.
Ama o bizi ne tanyor, ne de planlarmz biliyor."

41
"Bu bakmdan ben de onunla ayn durumdaym, Poirot," diye
itiraz ettim. "Plan yaptn yok. Oturuyor ve Drt Numara nn
bir eyler yapmasn bekliyorsun."
Poirot glmsedi. "Dostum, sen hi deimeyeceksin. Daima
kalkp karsndakinin grtlana sarlmak iin sabrszlanan,
Hastings."
Kapya vurulduunu fark ederek ekledi. "Belki de beklediin
frsat eline geecek. Belki de Drt Numara geldi."
eriye Mfetti Japp la bir yabanc girdii zaman uradm
hayal krkl, yznden gld.
Mfetti, "yi akamlar, msy," dedi. "zin verirseniz sizi
Amerika Birleik Devletleri Gizli Servisi nden Yzba Kent
le tantracam."
Yzba Kent uzun boylu, ince bir Amerikalyd. fadesiz
yz tahtadan oyulmua benziyordu. Sert hareketlerle ellerimizi
skarken,
"Tantmza memnun oldum, beyler," diye mrldand.
Poirot mineye yeniden odun atp rahat iki sandalye daha
getirdi. Ben de viski ve soda getirdim.
Kent ikisinden bir yudum alarak takdirle ban sallad.
"Nefis..." Japp, "imdi iimize bakalm," dedi. "Msy Poirot
benden bir istekte bulundu. Kendisi Byk Drtler adyla
tannan bir grupla ilgileniyordu. almalarm arasnda bu ada
rastladm takdirde kendisine haber vermemi istedi. Bu konuyla
pek ilgilenmedim. Ama szlerini de unutmadm. Yzba Kent,
bana gelerek acayip bir hikye anlatt zaman da hemen, Byk
Drtler Msy Poirotyu grmeliyiz, dedim."
Poirot, Kent e bakt.
Amerikal konumaya balad. "Belki gazetelerde okudunuz,
Msy Poirot. Baz sava gemilerimiz Amerika kylarnda
kayalara arparak battlar. Japonya daki byk depremden

42
hemen sonra oldu bu. Felakete de depremin sebep olduu dev
dalgalarn yol at ileri srld. imdi... Ksa bir sre nce
baz sabkallar ve kiralk katiller tutukland. Bazlarnn
zerinden kan belgeler olayn hi de sanld gibi olmadn
ortaya koydu. Bu ktlarda Byk Drtler diye bilinen bir
organizasyondan sz ediliyordu. Ayrca belgelerde ok gl bir
enerji kaynana deiniliyordu. Ama bu bakmdan bilgi tam
deildi. Yalnz ok youn bir nn belirli bir hedefe
yneltilebilinecei anlalyordu. Bu bulula ilgili iddialar pek
gln gibiydi. Ama ben belgeleri ne olur, ne olmaz, diye yine
de bizim merkeze yolladm. Bizim ukala profesrler de onlar
incelediler.
Sonra da sizin ngiliz bilim adamlarndan birinin bir
toplantda bu konuda bir tez ileri srdn bildirdiler.
Anlalan meslektalar bu konuyu pek ciddiye almamlard.
Hatta bilim adamnn hayal gcnn fazla geni olduundan bile
sz etmilerdi. Ama o iddiasndan vazgememi ve deneylerinin
baaryla sonulanmak zere olduunu da aklamt."
Poirot ilgiyle, "Sonra?" diye sordu.
"Buraya gelmeme ve o bilim adamyla konumama karar
verildi.
Bir hayli genti. Ad da John Halliday. Bu konuda ondan da-
ha bilgili olan kimse de yok. Halliday ye ileri srd eyin
mmkn olup olamayacan soracaktm."
yice meraklanmtm. "Mmkn mym?"
"te ben de bunu renmek istiyorum. Bay Halliday yi
gremedim. Onunla konuamayacam da anlalyor."
Japp ksaca, "Akas," dedi. "Halliday ortadan kayboldu."
"Ne zaman?"
"ki ay nce."
"Kaybolduu resmen bildirildi mi?"

43
"Tabi bildirildi. Kars byk bir tela iinde bize geldi. Biz
de elimizden gelen her eyi yaptk. Ama daha balangta onu
bulamayacamz anladm."
"Neden?"
Japp gzn krpt. "Bir adam kendi isteiyle ortadan
kaybolduysa asla bulamazsnz."
"Nereye gitmi?"
"Paris e."
"yleyse Halliday, Paris te ortadan kayboldu?"
"Evet. Halliday Paris e mesleiyle ilgili bir i iin gittiini
sylemi. Eh, tabi, byle bir bahane uyduracakt. Bir adamn
orda kaybolmasnn ne anlama geldiini bilirsiniz. Bu ya bir
karlma olay ya da gnll bir ortadan kaybolu. Bence adam
kendi isteiyle ortadan kayboldu. Halliday evlilik hayatndan
sklmt. Onun Paris e gitmeden nce karsyla kavga ettiini
de rendik. Btn bunlardan durum anlalyor."
Poirot dnceli bir tavrla mrldand. "Acaba?" Amerikal,
ona merakla bakyordu. "Bu Byk Drtler denilen grup neyin
nesi?"
Arkadam, " Byk Drtler uluslararas bir grup, diye
aklad.
"Bakanlar Hong Kong da oturan bir inli. Adam Bir
Numara diye biliniyor. ki Numara Amerikal, Numaral bir
Fransz kadn. Drt Numara yani Byk Drtler Cellat ,
ngiliz."
Amerikal bir slk ald. "Bir Fransz kadn, ha? Ve Halliday
de Fransa da ortadan kayboldu. Bu incelemeye deer. Kadnn
ad nedir?"
"Bilmiyorum. Zaten onun hakknda hibir bilgim yok."
Kent, "Ama grup ok etkili, yle mi?" dedi.

44
Poirot ban sallayarak kadehleri dikkatle sraya dizdi. Hl
dzen meraklsyd.
"Sava gemilerimizi neden hatrdlar? Bu Byk Drtler
Alman bir rgt adna m savayorlar?"
"Hayr. Byk Drtler sadece kendi adlarna alyorlar, Bay
Kent. Srf kendi karlar iin. Btn dnyay ynetmeyi
istiyorlar."
Amerikal bir kahkaha att. Ama Poirotnun yzndeki ciddi
ifadeyi fark edince, birdenbire sustu.
Arkadam Amerikalya doru parman sallad.
"Glyorsunuz, msy. Dnmyor, kk gri hcrelerinizi
kullanmyorsunuz. Gemilerinizin bir ksmn srf glerini
denemek iin paralayan bu adamlar kim? Gerekten bu olayn
iyz buydu. elde ettikleri o yeni manyetik gc
kullanyorlard."
Japp neeyle, "Yapmayn, msy," dedi. "Ben sper canilerle
ilgili ok roman okudum. Ama imdiye kadar yleleriyle hi
karlamadm.
Neyse... Yzba Kent in hikyesini dinlediniz. Sizin iin
yapabileceim baka bir ey var m?"
"Evet, aziz dostum. Bana Bayan Halliday in adresini
verebilirsiniz. Bir de ona vermem iin bir kart yazarsanz..."
Bylece ertesi gn kalkp Surrey in, Chobham kyne gittik.
Bayan Halliday bizi hemen kabul etti. Uzun boylu, sarn bir
kadnd. Endielice telal bir hali vard. Be yandaki kz gzel
bir ocuktu. Poirot, onu neden grmek istediimizi aklad.
"Ah, Msy Poirot, geldiinize ne kadar sevindiimi
bilemezsiniz. Sizden sz edildiini duydum tabi. Scotland Yard
dakiler gibi davranmayacanz da biliyorum. Onlar beni
dinlemiyorlar, durumu anlamaya da almyorlar.-Fransz
polisi de onlar kadar kt; hatta daha da kt. Hepsi de kocamn

45
baka bir kadnla katn dnyorlar. Ama John yle bir
erkek deildi. Her eyden nce iini dnrd o. Zaten
kavgalarmzn yarsnn sebebi de buydu. ini benden ok
sevmesi."
Poirot, onu yattrmaya alt. "ngilizler yledir. lerine
k deillerse, o zaman da spora baylrlar. Byle eyleri ok
ciddiye alrlar. imdi bana kocanzn ortadan nasl
kaybolduunu btn ayrntlaryla anlatn."
"Kocam temmuzun yirmisinde Paris e gitti. Bir perembe
gn. Orda meslektalarndan bazlaryla grecekti. Bunlarn
arasnda Madam Olivier da vard." Baarlaryla Madam Curie
yi bile glgede brakan bu nl Fransz kadn kimyagerin adn
duyan Poirot ban sallad. Madam Olivier gerekten ok
baanlyd. Fransz Hkmeti ona bir nian vermiti ve o
gnlerin en nemli isimlerinden biriydi.
"Kocam, Paris e akama doru erimi ve doru Castiglione
Soka ndaki otele inmi. Sokakla ayn ad tayan otele... Ertesi
sabah Profesr Bourgoneau yla randevusu varm. Onu
grmeye de gitmi. Tavrlar normal ve nazikmi. ki meslekta
ok ilgin bir konuma yapmlar hatta John un ertesi gn
profesrn laboratuvarnda yaplacak bir deneye katlmasn
kararlatrmlar. Ondan sonra kocam yalnz bana Cafe Royal
de yemek yiyerek Bois da biraz dolam. Sonra Madam
Olivier n Passy deki villasna gitmi. Davranlar yine
normalmi. John, Madam Olivier n evinden saat on sekize
doru ayrlm. Akam yemeini nerde yedii bilinmiyor.
Herhalde bir lokantaya girdi. Otele saat yirmi e doru dnerek
odasna km. Ama nce kendisine mektup gelip gelmediini
sormu. Ertesi sabah otelden ayrlm. Ve onu bir daha da gren
olmam."
"Otelden ne zaman ayrld? Profesr Bourgoneau nun
laboratuvarna gidebilmek iin uygun bir saatte mi kt?"

46
"Bunu bilmiyorum. John u otelinden karken gren
olmam. Ama kahvalt gnderilmemi. Bundan da otelden
erken saatte ayrld anlalyor."
"Belki de Bay Halliday gece otele dndkten hemen sonra
tekrar kt."
"Sanmyorum. Yata bozulmutu. Gece bekisi de o saatte
sokaa kan birini hatrlard."
"ok haklsnz madam. O halde Bay Halliday in sabah
erkenden otelden ayrldn kabul edebiliriz. O saatte bir
karlma olayna kurban olmadn da syleyebiliriz. Peki,
eyalar otelde mi kalm?"
Bayan Halliday bu soruyu biraz istemeye istemeye cevaplad.
"Hayr... Kocamn kk bir bavul ald anlalyor."
Poirot dnceli bir tavrla, "Hm..." diye mrldand. "Acaba
Bay Halliday o akam nerdeydi? Bunu bilseydik, ok eyi de
renmi olurduk. Kocanz kiminle bulutu? te esrar da burda.
Ben polisin grne katlmyorum, madam. Onlar her zaman,
Byk Drtler Bu ite bir kadn parma var, derler. Ama o
gece kocanzn planlarn deitirmesine yol aan bir ey olduu
da anlalyor. Bay Halliday in otele dnd zaman kendisine
mektup gelip gelmediini sorduunu sylediniz. Gelmi mi?"
"Evet, sadece bir tek mektup... Bu da benim John a o
ngiltere den ayrld gn yazdm mektup olacak."
Poirot bir sre daha dnd. Sonra da ayaa kalkt. "Bu
esrar zecek anahtar Paris te, madam. Bunu bulabilmek iin
de hemen Fransa ya gitmem gerekiyor."
"Ama aradan epey zaman geti, msy."
"Evet, evet. Ama yine de Paris te aratrma yapmalyz."
Arkadam odadan kmak iin dnd. Sonra da elini kapnn
tokmana uzatarak durdu. "Madam, kocanz size hi Byk
Drtler den sz etti mi?"

47
Kadn dnceli dnceli tekrarlad... "... Hayr, byle bir
eyi hatrlamyorum."

BLM6
Merdivendeki Kadn

Bayan Halliday den baka bir ey renemedik. Poirotyla


abucak Londra ya dndk. Ertesi gn de Fransa ya doru yola
ktk. Poirot biraz zgn bir tavrla, "Bu Byk Drtler beni
ok uratryor, dostum. Tilki avndaymm gibi saa sola
koturuyorlar," dedi.
Srete nin en iyi dedektiflerinden birini kastederek, "Belki
Paris te onunla grrsnz," dedim. nk daha nce
Poirotyla o ayn davada beraber almlard. Poirot yzn
ekitti. "Umarm karlamayz; beni pek sevmezdi."
"Bu i ok zor olmayacak m?" diye sordum. "ki ay nce bir
gece tannmam bir ngilize ne olduunu renmeye
alacaksn."
"ok zor olacak, dostum. Ama bildiin gibi zorluklar Hercule
Poirotyu sevindirir."
"Halliday yi Byk Drtler in kardn m
dnyorsun?"
Arkadam ban sallad. "Evet..." Paris te yaptmz
soruturmalar srasnda Bayan Halliday in anlattklarndan daha
fazla bir ey renemedik. Poirot, Profesr Bourgoneau yla
konutu. Ona, Halliday in o geceki planlarndan sz edip
etmediini sordu. Ama bilim adam bu konuda hibir ey
sylememiti.
Ondan sonraki haber kaynamz nl Madam Olivier d.
Kadnn Passy deki villasna giderken iyice heyecanlanmtm.

48
Bir kadnn bilim dnyasnda bu kadar ilerlemesine ok
armtm, nk byle ilerin her zaman erkek beyin gc
gerektirdiini dnmmdr hep.
Bize kapy on yedi yanda, resmi tavrl bir gen at. Poirot
btn gn bilimsel aratrmalarla geiren Madam Olivier n
randevu almayan kimseleri kabul etmeyeceini bildii iin bu
meseleyi nceden halletmiti.
Delikanl bizi salona gtrd. Birka dakika sonra da Madam
Olivier yanmza geldi. Olduka uzun boyluydu kadn.
zerindeki beyaz gmlek daha da uzun grnmesine neden
oluyordu. Bana sard beyaz earpla daha ok bir rahibeye
benziyordu. Yz uzun, rengi soluktu. Gzel siyah gzlerinde
adeta fanatike bir prlt vard.
Madam Olivier modern bir Fransz kadnndan ok eski
tipleri andryordu. Bir yananda derin bir yara izi vard. yl
nce laboratuvarda kocasyla alrken bir patlama olduunu
hatrladm. Msy Olivier ve asistan kazada lm, kadn ise
kt bir ekilde yanmt. Madam Olivier o gnden sonra btn
dnyayla ilikisini kesmiti adeta. Btn enerjisini bilimsel
aratrmalara vermiti.
Kadn bizi souk bir nezaketle karlad. "Polisle birok defa
konutum, beyler. Onlara yardm edemediime gre size de
yararl olabileceimi sanmyorum."
"Madam, belki de ben size polisten farkl sorular soracam.
imdi... o gn Msy Halliday yle hangi konulardan sz
ettiniz?"
Madam Olivier biraz ard. "almalarndan tabi. Onun ve
benim aratrmalarmzdan."
"Size son zamanlarda ngiliz Kurulu nda okuduu tezden sz
etti mi?"
"Tabi. Zaten en ok bu konuyu konutuk."

49
Poirot kaytszca, "Fikirleri olacak gibi deildi sanrm," dedi.
"Baz kimseler yle dnyor. Ama ben ayn fikirde
deilim."
"Yani bu fikirlerin uygulanabileceini mi dnyorsunuz?"
"Tabi. Kolaylkla uygulanacak eyler bunlar, benim
aratrmalarm da, Msy Halliday inkine benziyordu. Ama
amalarmz ayn deildi. Ben Radyum C, diye tanmlanan bir
maddenin kard Gama Inlar yla ilgileniyordum. O arada
ok ilgin bir manyetik fenomenle de karlatm. Manyetizma
dediimiz eyin gerek nitelii konusunda bir teorim de var.
Ama bulularm dnyaya aklamamn henz zaman gelmedi.
Bay Halliday in deneyleri ve dnceleri benim iin ok
ilginti."
Poirot ban sallad. Sonra da beni artan bir soru sordu.
"Bay Halliday yle bu konular nerede tarttnz, madam?
Burda m?"
"Hayr, msy. Laboratuvarda."
"Oray grebilir miyim?"
"Tabi."
Madam Olivier geldii kapdan kt. Kk bir koridora
alyordu bu kap. ki kapy daha geip byk bir laboratuvara
geldik.
eride bir sr deney dzenei, deney tpleri ve adn
bilmediim yzlerce alet vard. eride iki kii bir deneyle
urayorlard.
Madam onlar tantt.
"Asistanlarmdan Matmazel Claude..." Uzun boylu, ciddi
yzl bir kz bizi selamlad. "Eski ve gvendiim bir arkadam
olan Msy Henri." Ksa boylu esmer gen adam sert
hareketlerle eildi. Poirot abucak etrafna baknd. Burada ieri

50
girdiimizden baka iki kap daha vard. Madam bunlardan
birinin baheye, dierinin ise yine deney yaplan kk bir
odaya aldn syledi. Poirot bunlarn hepsini inceledikten
sonra burada daha fazla kalmamza gerek olmadn syledi ve
tekrar salona dndk.
Poirot, "Madam, konumanz srasnda Msy Halliday yle
yalnz mydnz?" dedi.
"Evet, msy. ki yardmcm yandaki kk odadayd."
"Konumanz ordan duyuluyor muydu?"
Kadn bir an dnd sonra da ban sallad. "Sanmyorum...
Hatta duyulmayacandan eminim. Btn kaplar kapalyd."
"Odaya biri saklanm olabilir miydi?"
"Laboratuvarda bir kede byk bir dolap var. Ama bu
dnce sama."
"Olabilir, madam. Bir soru daha; Msy Halliday size o
geceki planlarndan sz etti mi?"
"Bu konuda hibir ey sylemedi, msy."
"Teekkr ederim. Sizi rahatsz ettiim iin de zr dilerim,
madam. Ltfen rahatsz olmayn. Biz sokak kapsn buluruz."
Hole ktk. Ayn anda bir kadn sokak kapsndan ieri girdi.
Hzla merdivenden kmaya balad. Yal Fransz kadnlarnn
yapt gibi siyah bir tl takmt sanrm.
Evden uzaklarken Poirot, "Ender grlr bir kadn..." diye
mrldand.
"Madam Olivier m? Evet o..."
"Hayr, hayr. Madam Olivier dan sz etmiyorum. Onun
hakknda konumak bile gereksiz. Bu dnyada Madam Olivier
gibi dhiler pek az. Ben dier hanm kastettim. Merdivenden
kan kadn..." Arkadama hayretle baktm. "Ben onun yzn

51
gremedim. Sen de bunu baarm olamazsn nk kadn bize
hi bakmad."
Poirot sakin bir tavrla, "Bu yzden onun ender grlen
kadnlardan olduunu syledim ya..." diye cevap verdi. "Kadn
evine giriyor... Kapy anahtarla at iin orda oturduunu
dnyorum... Evet, ieri giriyor ve holdeki iki yabancya hi
aldrmadan merdivenden kyor. Evet, o ender grlr bir
kadn. Hatta davran anormal! Tanrm! Neler oluyor?"
Arkadam beni tam zamannda geri ekmeyi baard. Bir
aa kaldrma, hemen nmze devrildi. Poirot buna bakakald.
yice sarslm, rengi umutu.
"Uh! Ucuz atlattk. Bunun tek nedeni phelenmemi olmam.
Onlardan hi phelenmiyordum; yani hemen hemen. Eer her
eyi abucak gren bir insan olmasaydm, Hercule Poirot aacn
altnda ezilip lecekti. Dnya iin byk bir felaket olacakt bu.
Sen de yle dostum. Ama tabi bu uluslararas bir felaket
saylmazd pek."
Souk bir ifadeyle, "Teekkr ederim," dedim. "imdi ne
yapacaz?"
Poirot, "Ne mi yapacaz?" diye bard. "Durup
dneceiz. Kk gri hcrelerimizi altracaz... Bu Msy
Halliday gerekten Paris te miydi? Evet, onu iyi tanyan
Profesr Bourgoneau kendisiyle konumutu."
"Ne demek istiyorsun?" diye haykrdm.
"Bu konuma cuma sabah oldu. Halliday yi en son cuma
gecesi saat yirmi iki de grdler. Ama onu gerekten gren oldu
mu?"
"Gece bekisi..."
"Gece bekisi, Msy Halliday yi daha nce grmemiti,
onu tanmyordu. Kapdan Halliday ye olduka benzeyen biri
girdi. Drt Numara nn bu bakmdan ustalkla davranacandan

52
emin olabiliriz. Adam, bekiye mektup olup olmadn sordu.
Odasna karak, kk bir bavul hazrlad. Ve ertesi sabah
otelden gizlice ayrld. O gece Halliday yi hi kimse grmedi,
nk adam dmanlarnn eline dmt bile. Madam Olivier
n konutuu gerek Halliday miydi? Evet. Kadn, ngilizi
tanmyordu. Ama bir sahtekr onu kendi alanna giren bir
konuda kandramazd. Evet, Halliday buraya geldi, kadnla
konutu ve villadan ayrld? Sonra ne oldu?"
Arkadam beni kolumdan tutmu villaya doru adeta
srklyordu.
"imdi... Adamn ortadan kaybolduu gnn ertesi gnnde
olduumuzu hayal et. Ayak izlerini takip ediyoruz. Ayak izlerini
seviyorsun, deil mi? Bak burdan gitmiler; bir erkein ayak
izleri... Msy Halliday inkiler... Bizim yaptmz gibi saa
dnd. Aha! Onunkileri takip eden baka ayak izleri; kk bir
kadnn ayak izleri bunlar. nce bir kadn... Yzn yasl
kadnlar gibi siyah bir peeyle rtmt. Halliday ye, Byk
Drtler Affedersiniz, msy, dedi. Byk Drtler Madam
Olivier sizi geri armam istedi. ngiliz de duraklayarak
dnd. Peki, o gen kadn adam nereye gtrd? Halliday ye
iki villann bahelerini birbirinden ayran o dar geitin tam
aznda yetimi olmas bir rastlant myd? Kadn, Byk
Drtler Bu yol kestirme, msy, diyerek Halliday yi geite
soktu. Sada Madam Olivier n villasnn bahesi vard, solda
da dier evinki. O aa da o baheden zerimize devrildi.
Bunu da unutma! ki bahenin kaplar da geite alyordu.
Dmanlar orda pusu kurmulard. Ordan frlayan adamlar
Halliday yi yakaladlar. Ve adam dier villaya gtrdler."
"Tanrm! Poirot btn bunlar grdn m iddia
ediyorsun?"

53
"Olanlar kafamn gzleriyle gryorum, dostum. Haydi,
villaya dnelim."
"Tekrar Madam Olivier la m konuacaksn?"
Arkadam acayip bir tavrla gld. "Hayr, Hastings.
Merdivendeki kadnn yzn grmek istiyorum."
"Kim o dersin? Madam Olivier n bir akrabas m?"
"Bir sekreter sanrm. Yaknlarda ie alnan bir sekreter..."
Kapy bize yine o terbiyeli delikanl at. Poirot, "Biraz nce
ieri giren o hanmn... u dul hanmn adn bana syler
misiniz?". dedi.
"Madam Veroneau yumu mu kastediyorsunuz? Madamn
sekreterini?"
"Evet, onu. Kendisiyle bir dakika konumak istiyoruz."
Delikanl dnerek uzaklat. Bir iki dakika sonra da tekrar
dnerek,
"ok zgnm," dedi. "Madam Veroneau tekrar sokaa
km."
Poirot sakin sakin, "Hi sanmyorum," diye karlk verdi.
"Ona adm verin. Msy Hercule Poirotnun nemli bir konuda
konumak istediini syleyin. Onu hemen grmeliyim. nk
biraz sonra polis merkezine gideceim."
Delikanl yine ortadan kayboldu. Ama biraz sonra o esrarl
kadn da merdivenden inerek salona doru gitti. Biz de onu
izledik. Kadn odaya girince peesini kaldrd. O zaman hayretle
irkildim. Karmzdaki eski dmanmz (bir Rus kontesi)
Kontes Rossakoff du. Kadn vaktiyle Londra da zekice bir
mcevher hrszln planlamt.
Kontes, "Sizi holde grr grmez, belaya attm da
anladm," diye yaknd.
"Sevgili Kontes Rossakoff..."

54
Kadn ban sallad. "imdi adm Inez Veroneau.
spanyolum. Bir Franszla evliyim. Benden ne istiyorsunuz,
Msy Poirot? Korkun bir insansnz. Londra dan kamama
sebep oldunuz. Herhalde imdi bizim ahane Madam Olivier a
kim olduumu syleyecek, Paris ten gitmeme yol aacaksnz.
Anlayn ltfen, biz zavall Ruslar yaamak zorundayz."
Poirot dikkatle onu szyordu. "Durum bundan ok daha
ciddi, madam... Yandaki villaya girecek ve Msy Halliday yi
kurtaracam. Tabi o hl sasa. Anlayacanz ben her eyi
biliyorum."
Kontesin rengi birdenbire utu. Dudan srd sonra da her
zamanki kesin tavrlaryla konumaya balad. "O yayor ama
villada deil. Gelin, msy, sizinle bir anlama yapalm. Beni
tutuklatmayn. Buna karlk Halliday yi sa salim size teslim
edeyim."
Belikal dedektif, "Kabul ediyorum," dedi. "Ben de ayn eyi
teklif edecektim. Ha, aklma gelmiken, bu sefer Byk Drtler
in adna m alyorsunuz?"
Kadnn yz yine bembeyaz kesildi. Ama arkadamn
sorusunu cevaplamayarak, "Telefon etmeme izin verir misiniz?"
dedi.
Telefona giderek bir numaray evirdi. Bize, "Villay
aryorum," diye aklad. "Dostumuz imdi orda hapis.
Numaray polise verebilirsiniz. Onlar evi bastklar zaman
kimseyi bulamayacaklar. Hah, tamam..."
Telefonda konumaya balad. "Andr, sen misin? Ben Inez.
Kk Belikal her eyi biliyor. Halliday yi otele yollayn ve
siz de ordan kan."
Telefonu kapatt, glmseyerek bize doru geldi.
"Bizimle birlikte otele gelmelisiniz, madam." "Tabi. Bunu
bekliyordum." Bir taksi buldum. Poirotnun yznden biraz

55
ard anlalyordu. Haklyd da. nk bu i pek kolay
olmutu. Otele geldiimiz zaman ktip bizi karlad.
"Bir bey geldi. imdi sizin odanzda; ok hasta olduu belli.
Yannda da bir hemire vard. Ama o sonra gitti."
Poirot, "Evet,"dedi. "O benim arkadam."
Hep birlikte yukar ktk. Odada, pencerenin yanndaki
koltukta bitkin gen bir adam oturuyordu. Sanki yorgunluktan
lmek zereydi.
Poirot, onun yanna gitti. "Siz John Halliday misiniz?" Adam
ban sallad. Arkadam, "Bana sol kolunuzu gsterin," diye
ekledi.
"John Halliday in sol dirseinin hemen altnda bir et beni
var."
Gen adam istenileni yapt. Gerekten de kolunda ben vard.
Poirot, kontese dnerek onu selamlad. Gen kadn da odadan
kt. Halliday ye bir kadeh konyak iirdik. Kendisini biraz
toplar gibi oldu. "Tanrm... Bir cehennem azab ektim... O
alaklarn hepsi de birer iblisten farkszd. Karm... Nerde o? Ne
dnyor? Bana onun kendisini brakp katma..."
Poirot kesin bir tavrla, "Karnzn byle eylere inand
yok," dedi. "Size olan gveni hibir zaman sarslmad. Sizi
bekliyor. O da, ocuunuz da."
"Tanr ya krler olsun! Yeniden zgrlme
kavutuuma bir trl inanamyorum."
"Biraz kendinize geldiinize gre, banzdan geenleri
anlatabilirsiniz..."
Halliday, Poirotya acayip bir tavrla bakt.
"Ben... Hibir ey hatrlamyorum."
"Ne?"
"Hi Byk Drtler den sz edildiini duydunuz mu?"

56
Arkadam alayla, "Eh, duymu saylrm," dedi.
"rendiklerimi bilmediinizden eminim. Onlarn sonsuz
gleri var. Eer sesimi karmazsam, gvende olacam. Ama
konutuum, bir tek kelime bile sylediim takdirde, yalnz
bana deil, yaknlarma sevdiklerime de yapmadklarn
brakmayacaklar. Benimle tartmaya kalkmayn. Tehditlerini
yerine getireceklerini biliyorum. Biliyorum... Onun iin... hibir
ey hatrlamyorum ben." Ve Halliday ayaa kalkarak odadan
kt. Poirotnun yznde hayret dolu bir ifade vard.
"Demek byle? Yine Byk Drtler kazand. Elindeki nedir,
Hastings?"
Kd ona uzattm.
"Kontes gitmeden nce sana bu notu yazd."
Arkadam kd okudu. Byk Drtler "Hoa kaln... I.V.
Adnn baharflerini yazm. Tesadf belki ama bu drt
anlamna geliyor. Acaba hangisi, Hastings? Acaba..."

BLM7
Radyum Hrszlar

Halliday o gece bizimkinin yanndaki odada kald. Btn


gece gen adamn uykusunda inleyip itiraz ettiini duydum.
Villada bana gelenlerin sinirlerini iyice bozmu olduu
belliydi. Sabahleyin de ondan bilgi almay yine baaramadk.
Halliday yine Byk Drtler in gcnn sonsuz olduunu ve
konutuu takdirde kendisinden intikam alacaklarn tekrarlad.
Gen adam leden sonra ngiltere ye hareket etti. Poirotyla
ben Paris te kaldk. Ben hemen harekete gemeyi istiyordum.
Bu yzden Poirotnun sakin sakin oturmas sinirime
dokunuyordu.

57
"Poirot, Tanr akna," diye srar ettim. "Haydi, saldrya
geelim."
"Hayran olunacak bir insansn, dostum. Kimlere
saldracamz syler misin? Tanr akna mantkl ol!"
" Byk Drtler e tabi."
"e nerden balayacaksn?"
Kararszca, "Polise bavursak..." diye mrldandm.
Arkadam gld. "Bizi romantik hayaller kurmakla
sularlar. Elimizde kant yok. Hibir kant yok. Beklemek
zorundayz."
"Neyi bekleyeceiz?"
"Onlarn harekete gemelerini. Byk Drtler in bana
saldracaklarndan eminim. Bir kere onlar beni ngiltere den
uzaklatrmaya altlar. Ama bunu baaramadlar. Dartmoor
daki olayda ise ie kararak setikleri kurban daraacndan
kurtardk. Dn yine planlarna burnumuzu soktuk. Herhalde ii
burda brakacak deiller."
Ben bu szleri dnrken, kap vuruldu. Ve bir adam cevap
beklemeden odaya girerek, kapy kapatt. Uzun boylu ve zayft
yabanc. Rengi sar, burnu da gaga gibiydi. Paltosunun
dmelerini enesine kadar iliklemiti. Yumuak ftr apkasn
gzlerinin zerine kadar ekmeyi de unutmamt.
Uysal bir sesle, "Byle paldr kldr ieri girdiim iin zr
dilerim, beyler," dedi. "Ama iim da biraz acayip..."
Glmseyerek yaklat. Ve bir iskemleyi ekerek oturdu.
Yerimden frlayacaktm ama Poirot bir el iaretiyle beni
durdurdu.
"Dediiniz gibi ieri giriiniz biraz acayip oldu. inizi aklar
msnz?"

58
"Bu ok basit, Msy Poirot. Siz, dostlarmn cann skmaya
baladnz."
"Hangi bakmdan?"
"Yapmayn, Msy Poirot. Bu sorunuzda ciddi deilsiniz.
Meseleyi siz de benim kadar biliyorsunuz."
"Bu dostlarnzn kimler olduuna bal, msy."
Adam hibir ey sylemeden cebinden tabakasn kard.
Bundan ald drt sigaray masaya att. Sonra bunlar
toplayarak tekrar tabakasna yerletirdi.
Poirot, "Ah," diye mrldand. "Demek byle? Dostlarnzn
nerisi nedir?"
"Yeteneklerinizi... hatr saylr yeteneklerinizi... malum
sularn esrarn zmlemekte kullanmanz, eski iinize
dnmenizi ve Londra sosyetesinden hanmlarn dertlerine are
bulmanz istiyorlar."
Poirot glmsedi. "Heyecanl taraf olmayan bir program. Ya
bu neriyi kabul etmezsem?"
Adam anlaml bir tavrla ellerini at. "Tabi buna ok
zlrz. Byk Hercule Poirotnun dostlar ve hayranlar da
yle. Ama znt, ne kadar byk olursa olsun, bir insana
yeniden can veremez."
Poirot ban sallad. "ncelikle izah ettiniz. Peki, kabul
ettiimi dnelim..."
"O zaman bana kaybnz telafi etme yetkisi verildiini
aklarm."
Czdann kararak masaya on banknot brakt. Bunlarn her
biri on bin franklkt. "Bylece bize gvenebileceinizi
gstermeye alyoruz. Ama aslnda size bunun on kat
denecek."
Tanrm, diye yerimden frladm. "Yani siz..."

59
Poirot otoriter bir tavrla, "Otur, Hastings," dedi. "O gzel
drst karakterini hemen belli etme... Msy, size unu
syleyeceim. Arkadam sizi skca tutarken polise telefon
ederek onlara snmam kim engelleyebilir?"
Ziyareti sakin sakin, "Bunu uygun buluyorsanz, yle
yapn," diye karlk verdi.
"Poirot!" diye bardm. "Artk dayanamayacam. Polise
telefon et de u ii bitirelim." abucak ayaa kalkarak, kapya
gittim. Srtm buna dayayarak durdum.
Poirot sanki kendi kendisiyle tartyormu gibi, "En uygun
yol bu..." diye mrldand.
Adam gld. "Ama uygun yollar phenizi uyandryor, yle
mi?"
Israr ettim. "Haydi, Poirot. Bunun sorumluluu sana ait
olacak, dostum."
Poirot telefona uzanrken, yabanc da bir kedi evikliiyle
zerime atld. Ama ben hazrdm. Aramzda mthi bir
bouma balad. Birdenbire adamn sendelediini fark ederek,
btn gcm kullandm. Yabanc dizst kt. Tam zafere
ulamak zereyim, diye dnrken acayip bir ey oldu. Sanki
ne doru utum. Bam duvara arparak yere yuvarlandm. Bir
dakika sonra ayaktaydm ama dmanm kapy arkasndan
kapatmt. Telala koarak kapy sarstm. Fakat kap dardan
kilitlenmiti. Telefonu Poirotnun elinden kaptm. "Resepsiyon
mu? Dar kmak zere olan adam durdurun! Uzun boylu,
yumuak ftr apkal. Kaln paltosunu iyice iliklemi. O polis
tarafndan aranyor."
Birka dakika sonra koridordan grltler geldi. Anahtar
kilitte dnd ve kap ald. Otelin mdr gelmiti. "Adam
yakalayabildiniz mi?" diye bardm.
"Hayr, efendim. Aaya kimse inmedi ki."

60
"Onun yanndan gemi olmalsnz."
"Kimsenin yanndan gemedik. Adamn kam olmas
alacak bir ey."
Poirot yumuak bir sesle, "Ama birinin yanndan getiniz,
sanrm," dedi. "Belki de otelde alanlardan biriyle."
"Sadece bir garsonla karlatm. Elinde bir tepsi vard."
Poirot anlaml anlaml, "Ah..." diye mrldand.
Heyecanl otel mdrn bamzdan attktan sonra
arkadam dnceli bir tavrla, "Demek bu yzden paltosunu
skca kapatmt..." diye ban sallad.
Ben biraz utanmtm. "ok zgnm, Poirot. Onu yendiimi
sanmtm."
"Bu Japonlara has bir dvme tarz sanrm. zlme,
dostum. Her ey plana gre gitti. Adamn planna gre. Ben de
bunu istiyordum."
"Bu da nesi?" diye bararak yerde duran kahverengi bir
cismi kaptm. Bu kahverengi deriden ince bir czdand.
Herhalde dmanmz benimle boutuu srada cebinden
dmt. inde Felip Leon adna iki makbuz ve bir de katl bir
kt vard. Bunu atmz zaman benim de kalbim hzla
arpmaya balad. Yarm sayfalk kda kurunkalemle bir
eyler karalanmt ama bu yazlanlar ok da nemliydi.
"Toplant cuma gn, saat on birde Echelles Soka nda 34
numaral evde yaplacak." mza yerinde de byk bir 4 says
vard. minenin rafndaki saat on buuu gsteriyordu.
"Tanrm!" diye bardm. "Ne ans! Talih bize yardm ediyor.
Ama hemen yola kmalyz. Ne frsat, ne frsat!"
Poirot, "Demek buraya gelmesinin nedeni buydu..." diye
mrldand.
"imdi her eyi anlyorum."

61
"Neyi anlyorsun? Haydi ama, Poirot, hayal kurup durma!"
Poirot, bana bakarak ban ar ar sallad. Glyordu.
"rmcek sinee, Byk Drtler Salonuma girer misiniz?
dedi. Bu sizin ocuk iirlerinizden biri deil mi? Ah, ok
incelikle davranyorlar. Ama yine de Hercule Poirot kadar ince
deiller."
"Ne demek istiyorsun, Poirot?"
"Dostum, bu adamn bu sabah bize neden geldiini kendi
kendime soruyordum. Misafirimiz benim rvet alacama
gerekten inanyor muydu? Ya da bu iten vazgeecek kadar
korkacam? Bunlar inanlacak gibi deildi pek. O halde bu
adam neden gelmiti? Ama artk btn plan anlyorum.
Dzgn, gzel bir ey bu. Grnte niyeti bana rvet vermek
ya da beni korkutmakt. Sonra seninle boutu. Bundan
kanmak iin de hibir ey yapmad. Tabi bu yzden czdann
yere dm olmasn normal ve mantkl bir ey sayacaktk. Ve
sonra... tuzak! Saat 11 de Echelles Soka rda... Olmaz,
dostum. Kimse Hercule Poirotyu o kadar kolayca
yakalayamaz."
"Tanrm..." diye inledim.
Poirot kalarn atmt. "Ama yine de anlayamadm bir
ey var."
"Nedir o?"
"Zaman, Hastings, zaman. Beni tuzaa drmek istiyorlarsa
neden geceyi semediler? Bu daha kolay olmaz myd? Niin
gndz uygun grdler? Yoksa bu sabah bir ey mi olacak?
Hercule Poirotnun renmesini istemedikleri bir ey?" Ban
sallad. "Bakalm grrz. Ben burda oturacam, dostum. Bu
sabah odadan kmayacaz. Olaylarn gelimesini burda
bekleyeceiz."

62
Telgraf saat tam on bir buukta geldi. Poirot bunu abucak
okuduktan sonra bana uzatt. Madam Olivier dand. Dnyaca
n yapm olan kadn hemen Passy deki villasna gelmemizi
istiyordu. Hi zaman kaybetmeden bu istei yerine getirdik.
Madam Olivier bizi yine o kk salonda kabul etti.
Rahibeninkine benzeyen uzun surat ve alev alev yanan
gzleriyle bu kadnn ahane gc beni yine etkiledi. Curielerle
Becquerel in parlak zekl vrisiydi o.
Madam Olivier hemen konuya girdi. "Dn bana Msy
Halliday in kaybolmasyla ilgili baz sorular sordunuz. Biraz
nce dn buraya tekrar dnerek sekreterim Inez Veroneau yla
konumak istediinizi rendim. O evden sizinle birlikte km.
Ve bir daha da dnmemi."
"Hepsi bu kadar m, madam?"
"Hayr, deil, msy. Dn gece laboratuvarma girdiler.
Deerli birka belge ve notlar alnd. Hrszlar aslnda daha da
deerli bir eyin peindeydiler. Ama neyse ki byk kasay
aamadlar."
"Size gerekleri aklayacam. Sekreteriniz Madam
Veroneau, aslnda usta bir hrsz olan Kontes Rossakoff du.
Msy Halliday in ortadan kaybolmasna da o sebep olmutu.
Sekreteriniz ne zamandan beri yannzda alyordu."
"Be aydan beri. Szleriniz beni ok artt."
"Ama bunlar yine de doru. alnan ktlar kolayca
bulunacak bir yerde miydi? Yoksa hrszlara evden biri mi
yardm etmiti?"
"Hrszlarn istedikleri eyin yerini bilmeleri biraz garip. Yani
sizce Inez..."
"Evet, hrszlarn ondan aldklar bilgiye gre hareket
ettiklerinden eminim. Peki, onlarn bulamadklar o deerli ey
nedir?

63
Mcevherler mi?"
Madam Olivier hafife glmseyerek ban sallad.
"Mcevherlerden ok daha deerli bir ey." Etrafna baknd.
Sonra ne doru eilerek sesini alakt. "Radyum, msy."
"Radyum mu?"
"Evet. Artk deneylerimin en nemli noktasna geldim.
Benim az bir miktar radyumum var. Ama daha da fazlas
deneylerimde kullanmam iin bana dn olarak verildi.
Aslnda miktar az ama dnyadaki radyumun yine de nemli bir
ksmna eit. Milyonlarca frank deerinde..."
"Radyum nerde?"
"Byk kasada, kurun bir kutunun iinde. Kasa grnte
eski, modas gemi bir eye benziyor. Ama aslnda bu teknik
bir aheser. Hrszlar kasay herhalde bu yzden amay
baaramadlar."
"Radyum sizde ne kadar kalacak?"
"Sadece iki gn daha. Ondan sonra deneylerim tamamlanm
olacak."
Poirotnun gzleri parlad. "Ve Inez Veroneau da bunu
biliyor yle mi? yi... O halde dostlarmz tekrar gelecekler.
Sakn bu durumdan kimseye sz etmeyin. Ama endielenmeyin,
radyumunuzu koruyacam. Laboratuvarn baheye alan
kapsnn anahtar var m?"
"Tabi, msy. te bu. Bu anahtarn bende de bir ei var. Bu
da bahe kapsnnki. Bu kap villayla yandakinin arasndaki
geite alr."
"Teekkr ederim, madam. Bu gece her zamanki saatte yatn.
Korkmayn. Her eyi bana brakn. Ama hi kimseye bir ey
sylemeyin. Yardmclarnz Matmazel Claude la Msy Henri
ye de. zellikle onlara almayn."

64
Villadan ayrlrken Poirot memnun bir ekilde ellerini
ovuturuyordu.
"imdi ne yapacaz?" diye sordum.
"imdi... ngiltere ye gitmek iin Paris ten ayrlacaz,
Hastings."
"Ne?"
"Eyalarmz toplayacaz. le yemei yiyeceiz ve Kuzey
Gar na gideceiz."
"Ama radyum..."
"ngiltere ye gideceiz, dedim. Oraya erieceimizi
sylemedim. Biraz dn, Hastings. Bizi gz hapsine aldklar,
izledikleri muhakkak. Dmanlarmz ngiltere ye
dneceimizi sanmallar. Biz trene binmedike ve o da hareket
etmedike buna kesinlikle inanmazlar."
"Yani son anda trenden inecek miyiz?"
"Hayr, Hastings. Biz yola kmadka dmanlarmz rahat
etmez."
"Ama tren Calais ye kadar hibir istasyonda durmuyor."
"Para verirsek durur."
"Poirot, rica ederim. Ekspresin durmas iin para veremezsin
ki! Bunu kabul etmezler."
"Dostum, kompartmandaki o kk kolu hi fark etmedin
mi? mdat kolunu? Bunun gereksiz yere kullanlmasnn cezas
yz frank sanrm."
"Ah! Kolu mu ekeceksin?"
"Bir arkadam gelecek. Pierre Combeau. Sonra o
kondktrle tartacak mesele karacak. Yolcular da merakla bu
sahneyi seyrederlerken biz usulca kaacaz."

65
Poirotnun plann uyguladk. Poirotnun eski ahbaplarndan
olan Pierre Combeau, onun yntemlerini iyi bildii
anlalyordu.
Arkadamn teklifini de hemen kabul etti. Tren Paris ten
kt srada adam imdat kolunu ekti. Combeau, tam
Franszlarn beenecei gibi bir kavga kard. Biz de kimseye
fark ettirmeden trenden indik. lk i grnmz bir hayli
deitirdik. Poirot bunun iin gereken eyleri kk bir antayla
getirmiti. Sonunda kirli mavi gmlekli iki aylak klnda
kk bir handa yemek yedik. Ve ondan sonra da Paris e
dndk.
Madam Olivier n villasna yaklatmz srada saat on bire
geliyordu. Yolun aasna yukarsna baktktan sonra dar geite
szldk. Etrafta kimseler yoktu. Bizi izlemediklerinden de
emindik.
Poirot, "Onlarn henz burda olduklarn sanmyorum," diye
fsldad. "Belki de yarn gece harekete geerler. Ama radyumun
villada sadece iki gece daha kalacan kesinlikle biliyorlar."
Bahe kapsnn anahtarn kilide sokarak dikkatle evirdik.
Kap sessizce ald. Baheye girdik. Ayn anda, hi
beklenmedik bir ey oldu. Gafil avlandk. Bir dakika ierisinde
etrafmz sardlar. Azmz tkayarak, ellerimizi baladlar.
Bizi en aa on adamn bekledii anlalyordu. Kar koymann
bir yarar olmayacakt. Bizi birer uval gibi tamaya baladlar.
Dier eve deil de Madam Olivier n villasna doru
gitmemiz beni artt. Bir anahtarla laboratuvarn kapsn
atlar. Bizi de ieri soktular. Adamlardan biri byk kasann
nnde eildi. ok gemeden at bunu. Srtmda buzdan bir el
dolat sanki. Poirotyla beni bunun iine mi tkacaklar, diye
dndm. Kasada havaszlktan ar ar boulacak myz?

66
Sonra hayretle kasann iinden bir merdivenin aaya doru
indiini grdm. Bizi bu dar yere soktular. Sonunda kendimizi
topran altnda byk bir odada bulduk. Burada uzun boylu,
otoriter tavrl bir kadn duruyordu. Yzne siyah kadifeden bir
maske takmt.
Grubun elebasnn o olduu belliydi. Adamlar bizi yere
brakp ktlar. Bylece o esrarl yaratkla yalnz kaldk. Artk
hi phem yoktu. Bu karmzdaki bilmediimiz o Fransz
kadnd. Byk Drtler in Numara s.
Kadn yanmzda diz kerek azmzdaki bezleri kard
ama balarmz zmedi. Sonra dorularak karmzda durdu.
Ani bir hareketle maskesini indirdi. Madam Olivier d bu!
"Msy Poirot!" Kadnn hafif sesi alay doluydu. "Byk
ahane, esiz Msy Poirot? Dn sabah sizi uyarmak iin
adamm yolladm. Ama buna aldrmadnz. Bizimle baa
kabileceinizi sandnz. Ve imdi burdasnz."
Souk ve kinci hali, adeta iliklerime kadar donmama sebep
oldu. Bu tavrlar, alev alev yanan gzleriyle yle ztt ki. Deliydi
bu kadn. Onunki dhiliin sebep olduu bir delilikti. Poirot hi
sesini karmad. Az bir kar ak kadna bakyordu.
Madam Olivier usulca, "Eh," dedi. "Sonunuz geldi. Biz
planlarmza karlmasna izin veremeyiz? Son bir isteiniz var
m?"
Kendimi o zamana kadar lme bu kadar yakn
hissetmemitim. Poirot ahaneydi. Ne irkildi, ne rengi utu.
Kadn byk bir ilgiyle szmeye devam etti.
Sakin sakin, "Psikolojiniz beni ok ilgilendiriyor, madam,"
diye aklad. "Ne yazk ki bunu iyice inceleyebilmek iin
zamanm ok az. Evet, bir isteim var. Yanlmyorsam idam
mahkmunun son bir sigara imesine izin verilir. Tabakam
yanmda. Eer izin verirseniz..."

67
Bileklerindeki iplere bakt.
Kadn, "Ah, evet," diye gld. "Ellerinizi zmemi
istiyorsunuz, deil mi? ok zekisiniz, Msy Hercule Poirot.
Ellerinizi zmeyeceim. Ama size bir sigara vereceim."
Poirotnun yannda diz kerek cebinden tabakay kard.
Bundan ald bir sigaray arkadamn dudaklarnn arasna
sktrd.
"imdi de bir kibrit bulaym," diyerek doruldu.
"Gerek yok, madam," dedi. Korkutucu bir ses tonuyla
sylemiti bunu. Kadn da yakalanmt.
"Rica ederim, kmldamayn, madam. Buna kalkrsanz
piman olursunuz. Krar adl zehrin btn niteliklerini biliyor
musunuz acaba? Gney Amerikal kzlderililer bu zehri
oklarnn ucuna srerler. Byle bir okla en ufak yaralanma lm
demektir. Baz kabileler ise fleyerek ok atmay tercih ederler.
Bunun iin zel bir boru da yaparlar. Ben de byle bir boru var,
madam. Ve bu tpk bir sigaraya benziyor. Buna biraz flemem
yetecek... Ah, ardnz. Kmldamayn, efendim. Bu sigarann
mekanizmas gerekten ok zekice yaplm. Bir fleme yetiyor.
O zaman balk klna benzeyen kk bir ok frlyor ve hedefi
buluyor. Herhalde lmek istemiyorsunuz madam? Onun iin
sizden Hastings in ellerini zmenizi rica edeceim. Ellerimi
kullanamyorum. Ama bam kolaylkla evirebiliyorum.
yle. Onun iin sizi kolaylkla ldrebilirim. Rica ederim, bu
bakmdan bir hata yapaym demeyin."
Kadn eilerek ar ar Poirotnun isteini yerine getirdi.
Yz hatlar nefret ve fkeyle arplmt. Elleri titriyordu. ok
gemeden balardan kurtuldum.
Poirot, "imdi iplerin bu hanm balamaya yeter, Hastings,"
diye talimat verdi. "Tamam. Dmler sk m? O halde imdi

68
beni z, ltfen. Adamlarn yollamas bizim iin ok iyi oldu.
ansmz yardm ederse, kimse engellemeden burdan gideriz."
Bir dakika sonra arkadam da yanmda ayakta duruyordu.
Madam Olivier a bakarak eildi. "Hercule Poirot yle kolay
kolay lmez, madam. Size iyi geceler diliyorum."
Azndaki tka kadnn cevap vermesini engelledi. Ama
gzlerindeki canice bak beni korkuttu. Bir daha onun
penesine dmemek iin dua ettim. dakika sonra villadan
km, telala baheden geiyorduk. Sokakta kimse yoktu. ok
gemeden o semtten ayrldk.
O zaman Poirot fkeyle konumaya balad. "O kadnn
syledii btn szleri hak ettim. Ben ahman biriyim!
Aalk bir hayvan, kaz kafal bir budalaym! Onlarn tuzana
dmediim iin gururlanyordum. Aslnda bu bir tuzak bile
saylmazd! Bana gzel bir oyun oynadlar. Planlarn
anlayacam biliyorlard. Buna gveniyorlard. Her ey
anlalyor. Halliday yi kolaylkla teslim etmelerinin nedeni,
her ey, her ey. Eleba Madam Olivier d. Vera Rossakoff ise
sadece onun yardmcsyd. Madam Olivier, Halliday in
fikirlerini renmek zorundayd. Onun duraklamasna sebep
olan problemleri zecek dehas vard. Evet, Hastings, artk
Numara nn kim olduunu biliyoruz. Belki de dnyann en
byk fizikisi saylan bu kadn o. Dn; Dou nun beyni, Bat
nn bilimi... Ve kimliklerini bilmediimiz dier iki kii. Ama
bunu da renmeliyiz. Yarn Londra ya dnecek ve bu ile
ilgileneceiz."
"Madam Olivier polise haber vermeyecek misin?" "Bana
inanmazlar ki. Franszlar o kadna tapyorlar adeta. Biz hibir
eyi kantlayanlayz. Eer Madam Olivier bizi polise ikyet
etmezse, kendimizi ansl saymalyz."
"Ne?"

69
"Dn. Gece, villaya gidiyoruz. Yanmzda evin anahtarlar
da var. Kadn o anahtarlar bize vermediine yemin ederse ne
yaparz? Kasay aarken bizi yakaladn, onun zerine ellerini
balayarak, azn tkadmz sylerse? Kendi kendini
aldatma, Hastings? Asl biz tehlikeli durumdayz."

BLM8
Dmann Evinde

Passy deki villada bamza gelenlerden sonra abucak


Londra ya dndk. Poirotya birka mektup gelmiti.
Bunlardan birini acayip bir tavrla glmseyerek okudu. Sonra
da bana verdi. "una bak, dostum."
nce imzaya bir gz attm. Mektubun altnda, "Abe Ryland"
yazlyd. Poirotnun onun dnyann en zengin adam olduunu
sylediini hatrladm. Bay Ryland n mektubu ksa ve sertti.
Adam Poirotnun son anda Gney Amerika ya gitmekten
vazgemesine kzmt ve onun ileri srd mazeretleri yeterli
bulmadn da aklyordu.
Arkadam, "Bu mektup insan dndryor," dedi. "yle
deil mi?"
"Adamn kzmas normal tabi..."
"Hayr, hayr anlamyorsun. Mayerling in szlerini dn.
Zavall buraya snd ama sonra dmanlar onu ldryorlar.
Mayerling, ki Numara nn simgesi, Byk Drtler zerinde
iki izgi olan bir S harfidir, demiti. Byk Drtler Dolar
iareti. Onun iin onun Amerikal olduu dnlebilinir. Onda
servetin salad g var. Bu szlere Ryland n beni ngiltere
den uzaklatrmak iin servet saylacak bir para teklif ettiini
eklersen... eee, Hastings?"

70
Hayretle Poirotya bakakaldm. "Yani, milyarder Abe Ryland
n in ki Numaras olduunu mu dnyorsun?"
"Her zamanki parlak zeknla ne demek istediimi hemen
kavradn. Hastings. Evet, yle dnyorum. Milyarder, derken
sesinde beliren ifade ok ilginti. Ama bir gerei
unutmamalsn. Bu grupta ok yksek mevkideki insanlar var.
Bay Ryland n ilerinde hi de ho olmayan bir ekilde
davrand da syleniyor. Vicdansz, becerikli, byk bir serveti
olan ve sonsuz bir g elde etmeyi isteyen bir adam."
Poirot gerekten hakl olabilirdi. Ona bu konuda kesin
kararn ne zaman verdiini sordum.
"te sorun da bu, Hastings. Emin deilim. Emin olamyorum.
Bunu kesinlikle renmek iin her eyimi verirdim, dostum.
Abe Ryland n ki Numara olduunu kesinlikle renirsek,
amacmza daha yaklam oluruz."
Parmam mektuba vurdum. "Bundan adamn Londra ya
yeni geldii anlalyor. Ona giderek ahsen zr dileyebilirsin."
"Evet, bunu yapabilirim."
Poirot iki gn sonra eve byk bir heyecanla dnd. Sevinle
iki elimi birden yakalayarak, "Dostum, elimize beklenmedik, bir
daha olmayacak, ahane bir frsat geti! Ama tehlike de var.
Byk bir tehlike. Onun iin senden bunu istememem bile
gerekir."
Belki Poirot, beni korkutmaya alyordu. Eer yleyse ters
yapyordu bunu. Bunu aka ona da syledim.
Arkadam daha anlalr bir ekilde konumaya balayarak
bana plann aklad. "Ryland bir ngiliz sekreter aryor. Grg
kurallarn bilen, nazik birini. Sen bu ie girmek iin
bavurabilirsin."
Bir an duraklad. Sonra da zr dilercesine ekledi. "Bu grevi
ben almay isterdim, dostum. Ama kimliimi gerektii ekilde

71
deitirmem imknsz. ngilizcem ok iyi. Tabi
heyecanlandm zamanlar dnda. Ama ngiliz aksanyla
konuamyorum. Byklarma kyp onlar tra etsem bile yine
de beni grenler Hercule Poirot olduumu anlarlar."
Ben de emindim bundan. "stediini yapmaya hazrm,"
dedim.
"Ryland n evine yerlemeye alacam. Ama Ryland n
beni sekreter olarak alacan pek sanmyorum."
"Alacak, alacak. Sana, dudaklarn uuklatacak tavsiye
mektuplar verilmesini salayacam. ileri Bakan da seni
tavsiye edecek."
Bana ileri gidiyormu gibi geldi. Ama Poirot itirazlarma
aldrmad bile. "Bakan istediimi yapacak. nk ben ona ciddi
bir rezalete
sebep olabilecek bir konuda yardm ettim. Sorununu
nezaketle, sessizce zmledim. imdi bana minnet duyuyor."
lk i makyaj konusunda usta olan birini bulduk. Ufak tefek,
ban ku gibi saa sola eviren bir adamd bu. Bu bakmdan
biraz Poirotya da benziyordu. Beni bir sre sessizce inceledi.
Sonra da almaya balad.
Bir saat sonra aynada kendime baktm zaman ok ardm.
Giydiim ayakkablar yznden boyum daha uzun
duruyordu. Ceket de yine boylu ve ince durmam salyordu.
Makyaj ustas kalarm baka ekilde fralam ve bu yzden
de suratmn ifadesi tamamyla deimiti. Yanaklarmn iine
kk yastklar yerletirmiti. Cildim eskisi gibi yank deildi.
Bym yoktu. Yandaki dilerimden biri altn kaplamayd.
Poirot, "Adn Arthur Neville," dedi. "Tanr seni korusun,
dostum. nk tehlikeli bir yere giriyorsun."
Bay Ryland n tespit ettii saatte Savoy Oteli ndeydim.
Kalbim deli gibi arpyordu. Beni bir iki dakika beklettikten

72
sonra Amerikalnn dairesine kardlar. Ryland bir masann
banda oturuyordu. nnde bir mektup vard. Gzucuyla
baktm. ileri Bakan nn yazsn tandm. Amerikal
milyarderi ilk defa gryordum. stemememe ramen beni
etkiledi.
Uzun boylu ve inceydi. Burnu gaga biimli, enesi kkt.
Gr kalarnn glgeledii gzleri gri, baklar souktu. Salar
krlamt. Dilerinin arasna uzun, siyah bir puroyu
sktrmt. Onun purosuz yapamadn sonradan
renecektim.
"Oturun," diye homurdand.
Koltua yerletim.
Ryland nndeki mektuba eliyle vurdu. "Buna gre
gerekten iyi bir sekretermisiniz. Artk bakalaryla
konumama gerek kalmad. Toplum sorunlarndan anlar
msnz?"
"Sizi bu bakmdan memnun edeceimi umarm."
"Yani, malikneme sryle dk, kont, vikont ve soylu
ardm dnelim. Onlar yemek sofrasnda nereye
oturtmamz gerektiini bilebilir misiniz?"
"Ah, kolaylkla," diye glmsedim.
Biraz daha konutuk. Sonra Amerikal beni ie aldn
aklad, Ryland, ngiliz sosyetesini tanyan bir sekreter
istiyordu. Amerikal bir sekreteri ve bir stenosu vard zaten. ki
gn sonra Hatton Chase Maliknesi ne gittim. Amerikal
milyarder buray Loamshire dknden alt ay iin kiralamt.
lerim hi zor deildi. Bir zamanlar ileri bandan akn bir
parlamento yesinin sekreterliini de yapmtm. Onun iin
oynamam gereken rol bilmediim bir ey deildi. Ryland hafta
sonlarnda genellikle birok misafir aryordu. Ama dier
gnlerde ev ok sakinleiyordu. Milyarderin Amerikal sekreteri

73
Appleby i arada srada gryordum. Ama o nazik ve normal,
gen bir Amerikalya benziyordu. ok da alkand, Stenograf
Bayan Martin le daha sk karlayordum. Yirmi , yirmi drt
yalarnda, kzl sal, gzel bir kzd. Bazen kahverengi
gzlerinde muzipe bir prlt beliriyordu ama ou zaman
tavrlar ciddiydi. Bana, Bayan Martin, Ryland den hem nefret
ediyor, hem de ondan pheleniyormu gibi geliyordu. Ama tabi
kz bunu ima bile etmiyordu. Ancak bir gn geldi, kz
beklenmedik bir anda bana ald.
Tabi evdekilerin hepsini de dikkatle incelemitim. Birka
hizmetkr yeni tutulmutu sanrm. Bir uak yardmcs ve iki
orta hizmetisi, uak, khya ve a aslnda dkn
adamlarydlar. Ama o srede maliknede kalmaya raz
olmulard. Orta hizmetilerini nemli bulmadm iin onlarla
fazla ilgilenmedim. Uak yardmcs George u byk bir
dikkatle inceledim. Ama onun gerekten grnd gibi bir
adam olduu belliydi. Zaten onu uak ie almt. Beni en fazla
phelendiren Ryland n zel ua Deaves di.
Adam onu New York tan getirmiti. Deaves, ngilizdi
aslnda. Gayet terbiyeli bir adamd. Ama ona kar yine de baz
pheler duyuyordum. Hatton Chase Maliknesi ne yerleeli
hafta olmutu. Bu srede Poirotyla dndklerimizin doru
olduunu gsterecek hibir olay da gemedi. Byk Drtler in
almalarna balanacak bir ey de olmad. Ryland gl
kiilii olan bir insand. Ama artk Poirotnun onun o korkun
gruptan olduunu dnmekle hata yaptna inanmaya
balyordum. Milyarderin bir gece yemekte Poirotdan
kaytszca sz ettiini de duydum.
"O kk adam gerekten bir harikaym. Ama ii yarda
brakyor. Nerden mi biliyorum? Ona bir i teklif ettim, beni en
son anda reddetti. Artk bir daha Msy Poirotyla i yapmam."

74
te byle anlarda azmn iindeki kk yastkklar beni
fazla rahatsz ediyordu.
Sonra Bayan Martin bana ok acayip bir hikye anlatt.
Ryland o gn iin Londra ya gitmiti. Appleby yi de birlikte
gtrmt. Bayan Martinle aydan sonra bahede
dolayorduk. Kz ok houma gidiyordu. Samimi ve candan bir
kzd. Onun bir derdi olduunu anlyordum. Sonunda bana
ald.
"Biliyor musunuz, Binba Neville," dedi. "Burdaki iimi
brakmay dnyorum."
ardm.
Kz telala szlerine devam etti. "Ah, biliyorum, bir bakma
ahane bir i saylr bu. Herhalde ok kii byle bir eyi
istemediim iin aptallk ettiimi de dnr. Ama ben kt
davranlara gelemem. Binba Neville. Bana kfredilmesine
dayanamam. Hibir centilmen byle bir ey yapmaz."
"Ryland size kfr m etti?"
Bayan Martin ban sallad. "Evet. Tabi, o her zaman sinirli
ve aksi. Buna aldrdm da yok. Byle eyleri iimin gerei
sayyorum. Ama Bay Rayland dn nemli bir sebep yokken fena
halde fkelendi. Bir an beni ldreceini sandm. stelik
dediim gibi, ciddi bir sebep de yoktu."
yice meraklanmtm. "Ne oldu, anlatsanza."
"Bildiiniz gibi Bay Ryland n btn mektuplarn ben
ayorum. Bunlardan bazlarn Bay Appleby ye veriyorum. Bir
ksmn da ben cevaplandryorum. Ama mektuplarn ilk
sralamasn ben yapyorum her zaman. Bazen Bay Ryland a
zel mektuplar geliyor. Mavi zarfta oluyor bunlar. Zarflarn
kesinde de ufack bir 4 says bulunuyor. Efendim? Bir ey
mi sylediniz?"

75
Dayanamayarak hafife barmtm. Ama telala bam
sallayarak, "Hayr, hayr," dedim. "Devam edin."
"Dediim gibi byle mektuplar geliyor. Bay Rayland bana bu
mektuplar hibir zaman amamam kesinlikle tembih etti.
Zarflar kapal halde kendisine vermemi istedi. Tabi ben de her
seferinde yle yapyordum. Ama dn sabah ok fazla mektup
geldi. Zarflar telala amaya baladm. O srada yanllkla
szn ettiim mektuplardan birini de amam mym?
Durumu fark eder etmez mektubu hemen Bay Ryland e
gtrdm. Olan anlattm. O birdenbire fkesinden deliye dnd
adeta. Buna ok ardm ve fena halde korktum."
"Mektupta onu o kadar kzdracak ne vard acaba?"
"Hibir ey yoktu. in garip yan da bu ya! Mektubu hatam
anlamadan nce okumutum. Pek ksayd. Yazlanlar kelimesi
kelimesine hatrlyorum. Bunda kzacak, sinirlenecek bir ey
olmadn biliyorum."
"Demek mektubu kelimesi kelimesine hatrlyorsunuz?"
"Evet." Bayan Martin bir an durdu. Sonra ar ar mektupta
yazlanlar tekrarlad. Ben de ona fark ettirmeden sylediklerini
yazdm.
"Sayn Baym,
Bence u ara nemli olan mlk grmek. Ta ocann da
dahil edilmesini isterseniz, o zaman on yedi bin makul saylr.
Yzde 11 komisyon fazladr. Yzde 4 ok uygun olur.
Sayglarmla.
Arthur Leversham."
Bayan Martin, "Mektubun Bay Ryland n almay dnd
bir yerle ilgili olduu belliydi," diye konumasn srdrd.
"Ama akas byle basit bir ey yznden fkeden kpren bir

76
insan bence biraz... Tehlikelidir. Ne yapaym, Binba Neville?
Siz benden daha tecrbelisiniz."
Kz teselli ettim. "Herhalde Bay Ryland da btn
Amerikallar gibi hazmszlk ekiyor," dedim. Bayan Martin
sonunda yanmdan ayrlrken iyice rahatlamt. Ama ben hi de
rahat deildim. Yalnz kaldm zaman not defterimi kararak
karaladm o satrlar okudum. "Bu grnte pek masumca
olan mektubun gerek anlam nedir? Ryland bir ie mi giriti?
Bunun ayrntlarnn dar szmamasn m istiyor? Tabi bu
olabilir... Ama mektuplarn zerinde kk bir 4 says varm...
Galiba sonunda aradmz bulduk..."
Btn akam ve ertesi gn hep bu mektubu dndm. Sonra
birdenbire durumu anladm. Bu o kadar da basitti ki. Anahtar 4
saysyd.
Mektuptaki her drdnc kelimeyi okuduunda yeni ve farkl
bir metin ortaya kyordu. Byk Drtler ok nemli on yedi
on bir ta oca drt bu kelimelerin anlam ok akt. Bu
mektubu yazan Ryland e randevu veriyordu. Amerikalnn ayn
on yedisinde saat on birde bir yerde bulunmasn istiyordu. Ayn
on yedisi ertesi gnd. 17 Ekim. 4 saysyla o esrarl Drt
Numara kastediliyordu. Ya da bu Byk Drtler in iaretiydi.
Ta oca szlerinin ne anlama geldii de belliydi.
Evden bir kilometre kadar tede terk edilmi bir ta oca
olduunu biliyordum. Issz bir yerdi oras. Yani ta oca gizli
bir randevu iin ok uygundu.
Bir an her eyi tek bama halletmeyi dndm. Bylece
stn duruma geer ve bir sre Poirotya zevkle nispet
yapardm.
Ama sonunda bundan vazgetim. nemli bir iti bu. Tek
bama hareket etmeye ve belki de bylece baar ansmz
azaltmaya hi hakkm yoktu. lk defa dmanlarmza kar

77
stn duruma gemitik. Bu sefer baarya erimemiz artt.
Gerei ne kadar inkra alrsam alaym aslnda Poirot
benden akllyd. Arkadama acele bir mektup yazarak durumu
ona akladm. O buluma srasnda konuulacaklar
dinlememizin gerektiini anlattm. Bu ii bana brakt takdirde
elimden geleni yapacaktm. Ama Poirot gelmeyi isteyebilirdi.
Ona istasyondan ta ocana nasl gideceini de anlatmay
unutmadm.
Kye giderek mektubu kendim postaya verdim. Daima byle
yapm ve Poirotya zaman zaman olanlar haber vermitim.
Onun bana yazmamasn da kararlatrmtk. nk
maliknede bana gelen mektuplar aabilirlerdi.
Ertesi akam iyice heyecanlydm. O ara evde hi misafir
yoktu. Btn akam Ryland la ktphanede altm. Byle
olacan tahmin etmi, Poirotyu istasyonda
karlayamayacam da anlatmtm. Ama Amerikalnn saat on
birden nce beni bandan savacandan da emindim.
Gerekten de Ryland on buukta saatine bakarak, bu kadar
almann yeterli olduunu syledi. Ben de imasn anlayarak
odadan ktm. Sanki yatacakmm gibi odama gittim. Ama
sonra arka merdivenden usulca inerek baheye ktm. Beyaz
gmleimin gzkmemesi iin stme koyu renk bir pards
giymeyi unutmamtm.
Bahede bir sre bekledikten sonra omzumun zerinden
geriye baktm. Ryland alma odasndan terasa kyordu.
Adamn randevuya gittii belliydi. Onu iyice geride
brakabilmek iin admlarm sklatrdm. Ta ocana eritiim
srada soluk solua kalmtm.
Etrafta kimse yoktu. Sk, bodur aalarn arasna girerek
beklemeye baladm. On dakika sonra saat tam on birde Ryland
gzkt. apkasn gzlerine kadar ekmiti. Dilerinin arasnda

78
yine purosu vard. abucak etrafna baknd. Sonra da aaya,
ta ocana indi. Bir sre sonra kulama mrltlar geldi.
Anlalan dier adam ya da adamlar daha nce oraya
gelmilerdi. Yavaa, srne srne aalarn arasndan ktm.
Byk bir dikkatle dik olan kei yolundan inmeye baladm.
imdi konuan adamlarla aramda sadece iri bir kaya kalmt.
Karanlkta gvende olduum iin kayann yanndan baktm. Ve
kapkara, korkun bir tabancann namlusuyla burun buruna
geldim.
Ryland ksaca, "Eller yukar," dedi. "Ben de seni
bekliyordum."
Amerikal kayann glgesinde oturduu iin yzn
gremiyordum. Ama sesinde irkin, tehlikeli bir ifade vard.
Sonra souk elik bir namlunun enseme dayandn hissettim.
O zaman Ryland kendi tabancasn indirdi.
Ar ar, "Aferin, George," diye mrldand. "Onu buraya
getir."
in iin fkeden ldryordum. Beni glgelerin arasna
sokan George azm tkayarak, ellerimi, ayaklarm dikkatle
balad. Adamn yzn gremiyordum. Ama onun kibar zel
uak Deaves olduundan emindim.
Ryland tekrar konumaya balad. Sesini bir an tanyamadm.
yle souk ve korkuntu ki... "kinizin de sonu geldi artk.
Byk Drtler in yoluna fazla ktnz. Sen hi toprak kaymas
diye bir ey duydun mu? ki yl nce burada yle bir ey oldu.
Bu gece de olacak yine. Bunu saladm. Ama senin arkadan
randevularna tam zamannda gelmiyor."
O zaman dehetle rperdim. Poirot! Arkadam bir dakika
sonra tuzaa decekti. Onu uyaracak durumda da deildim.
Sadece, ii bana brakmaya karar vermi olsa, diye dua

79
ediyordum. O zaman Londra dan da ayrlmamtr. Baka trl
karar verseydi imdiye kadar burada olurdu.
Her geen dakikayla benim de umudum artyordu. Birdenbire
btn umudum krld. nk ayak sesleri duydum; ihtiyatl
ayak sesleri. Ama birinin geldii belliydi. Gelen kimse kei
yolundan indi. Duraklad. Sonra Poirot gzkt. Ban yana
emi glgelerin arasna bakyordu.
Rylandn elindeki byk otomatii kaldrrken
memnunlukla homurdandn iittim. "Eller yukar."
Deaves de ayn anda ne doru atlarak, arkadamn
arkasnda belirdi. Poirot tuzaa dmt. Amerikal kinle,
"Tantmza sevindim, Msy Poirot," dedi.
Arkadamn soukkanll hayran olunacak gibiydi. Kln
bile kmldatmad. Ama onun hl glgelerin arasn
aratrdnn farkndaydm. "Arkadam? O burda m?"
"Evet. kiniz de tuzaa dtnz. Byk Drtler in
tuzana..."
Ryland gld.
Poirot, "Bir tuzak m?" diye sordu.
"Hl durumu anlamadn m?"
Poirot usulca, "Evet," dedi. "Bir tuzak olduunu anlyorum.
Ama yine de yanlyorsunuz. Tuzaa den ben ve arkadam
deil, sizsiniz."
"Ne?" Ryland tabancay kaldrd ama akn akn etrafna
bakndn fark ettim.
"Ate ettiiniz takdirde on kiinin gzleri nnde cinayet
ilemi olacaksnz. Ve bu yzden de aslacaksnz. Buras
Scotland Yard tarafndan sarld. Hem de bir saat nce. Mat
oldunuz, Bay Abe Ryland."

80
Arkadam acayip bir slk ald. Ve birdenbire sanki sihirli
bir denei sallam gibi bir sr adam ta ocana doluverdi.
Ryland le uan yakalayarak silahlarn ellerinden aldlar.
Poirot polislerin bandaki memurla biraz konutuktan sonra
beni kolumdan tutarak bir kenara ekti.
Beni sevinle kucaklayarak, "Neyse, yayorsun," dedi.
"Sana bir zarar veremediler. Buna ok sevindim. Seni buraya
yolladm iin ka defa kendi kendimi suladm."
"Benim bir eyim yok. Ama aklm kart biraz. Onlarn
kk plann anladn, yle mi?"
"Ben zaten byle bir eyi bekliyordum. Senin Ryland n
yannda almana neden izin verdiimi sanyorsun? Sahte adn
klk deitirmen onlar bir dakika bile aldatmayacakt."
"Ne?" diye bardm. "Ama bunu bana sylemedin."
"Sana sk sk sylyorum, Hastings. O kadar drst bir
insansn ki, kendin bir eye kanmadka kimseyi kandramazsn
sen. Senin kim olduunu anladlar. Ve beklediim eyi de
yaptlar. Gri hcrelerini kullanan biri iin ok kesin sonutu bu.
Yani onlar seni yem olarak kullandlar. Kz sana yolladlar...
Ha, aklma gelmiken... Kz kzl sal m? Psikolojik bakmdan
ilgin bir ey bu!"
Souk souk, "Bayan Martin i mi kastediyorsun?" dedim.
"Onun salar tatl bir kzl ama..."
"Bu adamlar ok kurnaz ve bilgili. Hatta onlar senin
psikolojini bile incelemiler. Ah, evet, dostum, Bayan Martin
de komploya katld. Btn ustaln gsterdi. Sana Bay
Ryland n fkesinden sz ederek mektubu aklad. Sen bunu
yazdn. Biraz zor olan ama yine de zlebilecek bir ifreyle
hazrlanmt bu. ifreyi zdn ve bana haber verdin."

81
"Ama onlarn bilmedii bir ey vard. Ben byle bir hareketi
bekliyordum. Hemen Japp bularak baz hazrlklar yaptm. Ve
ite grdn gibi zafer de kazandk."
Bu oyun hi houma gitmemiti. Bunu Poirotya da syledim.
Sabahn erken saatlerinde ilk trenle Londra ya dndk.
Yolculuk bir hayli tatsz geti.
Tam banyodan ktm ve zevkle kahvalt etmeyi
dndm srada oturma odasndan Japp n sesinin geldiini
duydum. Bornozuma sarlarak telala kotum.
Japp, "Bamz iyice derde soktunuz, Msy Poirot,"
diyordu.
"ok yazk! lk defa byle yenildiinizi gryorum."
Poirotnun yzndeki ifade pek ilginti.
Mfetti szlerini srdrd. "Biz de o korkun grup
hikyesini tam ciddiye alyorduk. Ama sonunda bunun uak
yardmcsnn ii olduu ortaya kt."
"Uak yardmcsnn m?" diye inledim.
"Ad James ya da byle bir ey... Adam, hizmetkrlarla
Amerikal milyarderin klna girerek sizi aldatacana iddiaya
girmi.
Bay Hastings. Size Byk Drtler adl uydurma bir grup
hakknda hikyeler yutturacan da sylemi."
"mknsz!" diye bardm.
"nanmyor musunuz? Uak yardmcsn alp doru Hatton
Chase e gtrdm. Ve asl Ryland n yatanda uyuduunu
rendim. Uak, a ve daha bir sr hizmetkr iddia konusunu
yemin ederek desteklediler. Bu gln bir akaym. Bu konuda
ona Ryland n zel ua da yardm etmi."
Poirot, "Demek bu yzden glgelerin arasnda oturuyordu..."
diye mrldand.

82
Japp gittikten sonra arkadamla birbirimize baktk.
Poirot, "Ama biz gerei biliyoruz, Hastings," dedi. "ki
Numara Abe Ryland. Uak yardmcs kt bir durumda
yakalarn kurtarmak iin milyarderin klna girmiti. Ve uak
yardmcs..."
"Evet," diye fsldadm.
Poirot ciddi ciddi, "O Drt Numara," dedi.

BLM9
Sar Yasemin

Poirot durmadan bilgi topladmz ve dmanlarn kafasnn


iini grmeye baladmz sylyordu, ama ben ayn fikirde
deildim. Bence daha gzle grlr bir zafer kazanmamz
gerekiyordu. Byk Drtler le karlatmzdan beri grup iki
cinayet ilemi, Hallidayyi karm ve Poirotyla benim
ldrlmemize de ramak kalmt. Buna karlk biz hibir ey
yapmamtk. Poirot ikyetlerimi ciddiye almyordu.
"Onlar bu ana kadar hep gldler, Hastings. Ama Byk
Drtler son glen iyi gler, diye bir atasz yok mudur? Eh,
sen de sonunda greceksin dostum?" Bir an durdu sonra da
ekledi. "Ayrca karmzdakilerin alelade katiller olmadklarn
da unutma! Dmanmz dnyann ikinci byk beyni."
Bekledii soruyu sorarak onun gururunu okamadm. Cevab
biliyordum. Daha dorusu Poirotnun verecei karl. Onun
yerine arkadamn dman yakalamak iin hangi nlemleri
aldn renmeye altm ama bunda da baarl olamadm.
Poirot her zamanki gibi bana hibir ey aklamad. Yalnz
Hindistan, in ve Rusya daki Gizli Servis ajanlaryla temasta
olduunu sezdim. Zaman zaman kendisini vmesinden de o

83
sevdii oyunda, yani dmann kafasn lme konusunda
baarl olduunu anladm.
Poirot artk baka olaylarla da ilgilenmiyordu. O srede hatr
saylacak cretleri reddettiini de grdm. Evet, bazen ilgisini
eken vakalar inceliyordu. Ama bunlarn Byk Drtler le bir
ilikileri olmadn anlad an aratrmalar da yarda
brakyordu. Onun bu tutumunun Mfetti Japp a yarar
oluyordu. Mfetti, Poirotnun kaytszca aklad ipularna
gre davranyor ve bylece baarya da ulayordu.
Poirotnun bu yardmna karlk Japp da ufak tefek
Belikaly ilgilendirecek olaylarn ayrntlarn aklyordu.
Japp a, gazetelerin Sar Yasemin Olay adn taktklar
vakann aydnlatlmas grevi verildii zaman mfetti,
Poirotya telgraf ekti. Ona bu olayla ilgilenip ilgilenmeyeceini
sordu.
Japp n bu telgrafna karlk, Abe Ryland n evindeki
maceradan bir ay sonra arkadamla kendimi bir trenin
kompartmannda buldum. Londra nn toz ve dumann geride
brakm, Worcestershire da, kk Market Handford
kasabasna gidiyorduk. Esrarl vaka orada olmutu.
Poirot oturduu kede arkasna yasland. "Bu olay
konusundaki fikrin nedir, Hastings?"
Hemen cevap vermedim. htiyatl davranmam gerektiini
anlyordum.
"Pek kara benziyor bu."
Poirot neeyle, "Gerekten yle," dedi.
"Byle telala yola kmamza baklrsa Bay Payntern bir
cinayete kurban gittiini dnyorsun? Bunun bir kaza ya da
intihar olmadndan eminsin."

84
"Hayr, hayr. Beni yanl anlyorsun, Hastings. Bay
Payntern bir kaza sonucu ldn dnelim. Ama yine de
aydnlatlmas gereken esrarl birka nokta var."
"te olayn ok karmak olduunu sylediim zaman ben de
bunu kastettim."
"imdi, btn gerekleri dzgnce, dikkatle inceleyelim.
Onlar bana srayla ve anlalr bir ekilde say, dostum."
Olabildiim kadar akc ve dikkatli olmaya alarak
anlatmaya baladm.
"Bay Paynterla balayalm," dedim. "Elli be yanda,
zengin, kltrl, dnyay dolam bir adam o. Son on iki ylda
ngiltere ye pek az gelmi. Sonra birdenbire durup dinlenmeden
dolamaktan sklm,
Worcestershire da, Market Hanford yaknnda kk bir yer
alm. Ve oraya yerlemeye hazrlanm. lk i tek akrabas olan
yeeni Gerald Payntera bir mektup yazm. Gerald, onun erkek
kardeinin oluymu. Bay Paynter, yeenine gelip kendisiyle
birlikte oturmasn nermi. Fakir bir ressam olan Gerald
Paynter kt olay yaandnda yedi aydan beri amcasyla
oturmaktaym."
Poirot, "Anlatma slubun fevkalade," diye mrldand.
"Kendi kendime Hastings konumuyor, bir kitaptan bir blm
okuyor, dedim."
Arkadamn alayna aldrmayarak szlerimi srdrdm. Bu
i houma gitmeye balyordu.
"Bay Payntern villasnn ad Croftlands m. Adam alt
hizmetkr tutmu. Ayrca kendi inli ua da varm. Ah Ling
yani."
Poirot tekrarlad. "Kendi inli ua Ah Ling."
"Geen sal gn Bay Paynter akam yemeinden sonra
kendisini iyi hissetmediini sylemi, uaklardan birini doktor

85
armas iin yollamlar. Bay Faynter yatmaya raz olmam
ve doktoru da alma odasnda kabul etmi. Onlarn neler
konutuklarn duyan olmam. Yalnz Dr. Quentin evden
ayrlmadan nce khyayla konumak istemi. Ona Bay
Payntern kalbinin zayf olduunu ve adama ine yaptn
aklam. Onu rahatsz etmemelerini sylemi. Ondan sonra da
hizmetkrlar hakknda acayip sorular sormaya balam. Ne
zamandan beri orada altklarn onlar kimlerin tavsiye
ettiini renmeye alm.
"Khya kadn bu sorulan elinden geldii kadar cevaplam.
Ama doktorun maksadn da anlayamam. Ertesi sabah korkun
bir ey olduu ortaya km. Orta hizmetilerinden biri aaya
indii zaman mide bulandrc bir yank et kokusu duymu. Bu
Bay Payntern alma odasndan etrafa yaylyormu. Kapy
amaya alm ama ierden kitliymi. Gerald Paynter ve inli
uan yardmyla kapy abucak krmlar. Ve o zaman
korkun bir sahneyle de karlamlar. Bay Paynter, hava
gazyla yanan mineye dm. Yz ve ba iyice yanm.
Adam tannmayacak haldeymi.
"Tabi o srada durumdan phelenmemiler. Bunun feci bir
kaza olduunu dnmler. Bir bakma Doktor Quentin e de
kzmlar.
Hastasna uyuturucu bir ila verdi ve onu byle tehlikeli
bir halde brakt, demiler.
"Sonra acayip bir eyi fark etmiler.
"Yerde bir gazete duruyormu. Bunun yal adamn
kucandan dt belliymi. Gazeteyi evirdikleri zaman
kenarna mrekkeple bir eyler karalanm olduunu grmler.
Yaz masas Bay Payntern oturduu koltua yaknm. Adamn
sa elinin iaret parma ikinci eklemine kadar mrekkebe
bulanm. Bay Payntern kalem tutamayacak kadar bitkinletii

86
ve parman mrekkebe sokarak elindeki gazeteye o iki
kelimeyi yazd anlalm. Ama o iki szckten bir anlam
kmyormu. Pek acayip bir eymi bu. Byk Drtler Sar
Yasemin. te o kadar.
"Villann duvarlarna sar yasemin sardrlm gerekten.
lmekte olan adamn o iki kelimeyle bu iekleri kastettiini
yani son anda aklnn pek de banda olmadn dnmler.
Tabi haber arayan gazeteler olayla ilgilenmiler. Buna Byk
Drtler Sar Yasemin Olay adn da vermiler. Ama tabi bu
szlerin hibir nemi olmamas ihtimali de var."
Poirot, "nemsiz mi dedin?" diye sordu. "Eh, madem sen
yle sylyorsun, o halde gerekten yledir."
pheyle arkadama baktm ama gzlerinde alayc bir ifade
yoktu.
"Sonra," diye szlerimi srdrdm. "Resmi soruturma
heyecanla izlenmi."
"Yalandnn farkndaym, Hastings."
"Dr. Quentin e atanlar olmu. Bir kere o kasabann asl
doktoru deilmi. Dr. Bolitho tatilde olduu iin yerini geici
olarak Dr. Quentin alm. Yani kasabada bir ay alacakm.
Herkes, kazaya Quentin in dikkatsizliinin sebep olduunu
dnyormu. Ama resmi soruturmada tanklk yapan
doktorun szleri ok heyecan uyandrm. Bay Paynter, villaya
yerletiinden beri hastaym. Ona bir sre Dr. Bolitho bakm.
Ama Dr. Quentin hastay ilk grd zaman baz araz yznden
arm. Akam yemeinden sonra arld o geceden nce de
Paynter bir kere muayene etmi. O gece ona pek acayip bir
hikye anlatm. Byk Drtler Aslnda ben hasta deilim,
diye aklam. Byk Drtler Ama sofrada yemek bana biraz
acayip geldi.

87
Uam Ah Ling i bir bahaneyle yanmdan uzaklatrarak
yemei bir kseye koydum. Bunu aln ve tahlil ettirin, demi."
"Bay Payntern hasta olmadn sylemesine ramen, Dr.
Quentin adamn pheleri yznden bir ok geirdiini fark
etmi. arpnts varm Payntern. Dr. Quentin de bunun
zerine ona ine yapm. Ama bunda bir uyuturucu deil,
striknin varm.
"Hepsi bu kadar sanrm... Tabi u nemli nokta var: yemek
tahlil edildii zaman iinde iki kiiyi ldrmeye yetecek kadar
toz afyon olduu anlalm."
Poirot usulca, "Peki, sen ne sonuca vardn?" diye sordu.
"Bir karar vermek zor. Bu bir kaza olabilir. Ayn gece birinin
onu zehirlemeye kalkmas da belki sadece bir rastlantdr."
"Ama aslnda bu fikirde deilsin. Bunun bir cinayet olduuna
inanyorsun."
"Sen inanmyor musun?"
"Dostum, ikimizin kafas ayn ekilde almaz ki. Ben iki
ihtimalden birini semeye almyorum. Yani kaza m, yoksa
cinayet mi, demiyorum. Bu, dier sorun! Yani Byk Drtler
San Yasemin meselesini zmlediimiz zaman zaten
anlalacak. Ha, demin bir eyi atladn."
"Sar Yasemin kelimelerinin altndaki hafif, birbirine dik iki
izgiyi mi kastediyorsun? Bunun bir nemi olduunu
dnmyorum."
"Dncelerin senin iin ok nemli, Hastings. Ama imdi
Sar Yasemin i brakp zehirli yemee gelelim."
"Biliyorum. Yemei kim zehirledi? Neden? nsan bu konuda
yzlerce soru sorabilir. Tabi yemei Ah Ling hazrlam. Ama o
Bay Paynter ldrmeyi neden istesin? Gizli bir tarikat yesi
mi? Ya da yle eyler okuyan biri? Sar Yasemin Mritleri belki
de... Sonra Gerald Paynter da var." Birdenbire sustum.

88
Poirot, "Evet," diye ban sallad. "Dediin gibi Gerald
Paynter da var. Amcasnn vrisi o. Ama gen adam o gece
darda yemek yemi."
"Belki yemein yaplaca malzemelerden birine zehir
kartrd," dedim. "Sonra da kendisini bir yere yemee artt.
nk zehirli yemekten yememesi gerekiyordu."
Bu mantk dizisi Poirotyu etkilemiti sanrm. Bana
eskisinden daha saygl bir dikkatle bakyordu imdi. Ben,
konuyu gelitirmeyi srdrdm. "Gerald Paynter o gece ge
vakit dnd. Amcasnn alma odasnda k vard. Oraya girdi
ve plannda baarl olmadn anlaynca adam mineye itti."
"Bay Paynter elli be yanda bir adamd. Kendini hi
savunmadan atee atmalarna izin verir miydi, Hastings? Byle
bir ey mmkn m?"
"Pekl, Poirot," dedim. "Ben byle dndm. Bir de senin
fikrini duyalm."
Poirot, bana bakarak glmsedi, gsn iirerek ukalaca
bir tavrla, "Olayn bir cinayet olduunu kabul edelim," dedi.
"Katil neden bu cinayet yntemini seti? Aklma sadece bir tek
sebep geliyor, kurbannn kimliinin anlalmamasn istiyordu.
Adamn yz iyice yanmt."
"Ne?" diye bardm. "Yani sence..."
"Biraz sabrl ol, Hastings. Ben sadece bu kuram
inceleyeceimi syleyecektim. Cesedin Bay Payntern
olmadn dnmemiz iin bir neden var m? l bir bakas
olabilir mi? Bu iki soruyu inceliyor ve sonra ikisine de, Byk
Drtler Hayr diyorum.
Hayal krklna uramtm. "Ya? Sonra?"
Poirotnun gzlerinde neeli bir prlt belirdi. "imdi kendi
kendime, Byk Drtler Burda anlayamadm bir ey var,

89
diyorum. Byk Drtler Onun iin bu konuyu incelemem doru
olur. Kendimi Byk Drtler e kaptrmamalym.
Ah, istasyona geliyoruz. Elbise fram da nereye gitti?
Hah, urdaym. Dostum, ltfen stm bam temizle.
Sonra ben de sana ayn ekilde yardm ederim."
Poirot daha sonra fray antaya koyarken, "Evet," diye
mrldand. "nsan sadece bir tek fikre saplanp kalmamal. Ben
az kalsn bunu yapacaktm. Dn, dostum, bu vakada da ayn
tehlikeyle kar karyaydm. O birbirine dik ksa iki izgi...
Herhalde Bay Paynter 4 saysn yazmaya alyordu."
"Poirot, Tanr akna!" diye gldm.
"Ne komik deil mi? Artk ben her yerde Byk Drtler i
gryorum. nsann kafasn tamamen baka bir konuya vermesi
iyi olur. Hah, ite, Japp da bizi karlamaya gelmi."

BLM10
Aratrma

Gerekten de Scotland Yard Mfettii istasyonda bekliyordu.


Bizi sevinle karlad. "Eh, Msy Poirot, geldiinize memnun
oldum. Bu olayn sizi ilgilendireceini biliyordum. Pek esrarl
bir vaka deil mi?"
Bu szlerden Japp n iin iinden kamadn ve Poirotdan
yardm beklediini anladm. Darda bekleyen arabaya binerek
Croftlands Villas na gittik. Bu fazla gsterili olmayan, drt
ke, beyaz bir evdi. Duvarlarna sarmaklar sarlmt.
Bunlarn arasnda yldza benzeyen sar yaseminler de vard.

90
Japp da bizim gibi ieklere bakt. "Zavall adamcaz,
iein adn yazmasndan aklnn iyice karm olduu
anlalyor. Belki de o anda bahede olduunu sand."
Poirot, ona glmsedi. "Hangisi, sevgili Japp? Kaza m yoksa
cinayet mi?"
Bu soru mfettii biraz utandrd. "Eer zehirli yemek
olmasayd, bunun bir kaza olduuna da inanrdm. Bir adamn
ban atee sokmak kolay deildir. Avaz avaz barp btn evi
ayaa kaldrr."
Poirot alak sesle, "Ah," dedi. "Ne aptalm ben! Ne et
kafalym. Siz benden ok daha zekisiniz, Japp."
Bu iltifat mfettii artt. nk Poirot daha ok kendi
kendini verdi. Japp kzararak, "Buna inanamam," diye
mrldand. Eve girdik, mfetti bizi felaketin olduu odaya
gtrd. Yani Bay Payntern alma odasna. Bu geni, alak
tavanl bir yerdi. Duvarlardaki raflar kitap doluydu. Odaya deri
kapl byk koltuklar konulmutu. Poirot hemen akl deli
terasa alan pencerelere bakt. "Bu ierden srgl mym?"
"Btn mesele de bu ya! Dr. Quentin bu odadan ktktan
sonra kapy arkasndan kapatm. Ama ertesi sabah kapnn
kilitli olduunu grmler. Kim kilitlemi bunu? Bay Paynter
m? Ah Ling pencerenin kapal ve srgl olduunu sylyor.
Dr. Quentin ise kapal olduunu ama srgnn srlmediini
sanyor. Ancak bundan da emin deil. Bunu kesinlikle
syleyebilseydi durum da deiirdi.
Eer adam ldrldyse, biri odaya ya hol kapsndan girdi
ya da baheye alandan, eer hol kapsndan girdiyse, katil
evden biri. Baheden girdiyse, katil herhangi biri olabilir. Kapy
krdklar zaman ilk i hava girsin diye pencereleri amlar.
Bunu yapan hizmeti kapnn srgl olmadn da dnyor.
Ama kt bir tank o. stediiniz her eyi hatrlamaya hazr!"

91
"Ya anahtar?"
"Bir sorun da o. Anahtar yerde, krk kapnn paralar
arasnda bulunmu. Belki bu kilitten dt, belki ieri
dalanlardan biri anahtar usulca yere att. Ya da biri kapy
dardan kilitledikten sonra, bunu alttan ieriye itiverdi."
"Yani her ey olabilir..."
"yi bildiniz, Msy Poirot. Gerekten yle."
Arkadam etrafna bakmyordu. Honutsuzca kalarn
atmt.
"Ik gremiyorum. Bir an bir kvlcm akar gibi oldu. Ama
imdi her ey yine karanlk. Elimde bir tek ipucu yok. Cinayet
sebebini de anlayamyorum."
Japp fkeyle homurdand. "Gerald Paynterin amcasn
ldrmesi iin iyi bir neden vard. Aslnda vaktiyle bir hayli
serserilik etmi. Ayrca ok da msrifmi. Sonra sanatlar
bilirsiniz, ahlak kurallarna hi aldrmazlar."
Poirot, Japp n sanatlarn karakteri konusundaki fikirleriyle
pek ilgilenmedi. Onun yerine bilgi bir tavrla glmsedi.
"Sevgili Japp, beni kandrmaya m alyorsunuz? Aslnda
phelendiiniz kimsenin inli uak olduunu biliyorum.
nk sizi iyi tanyorum. Ama fazla kurnazsnz. Size yardm
etmemi istiyorsunuz. Ama bir taraftan da beni artmaya
alyorsunuz."
Japp bir kahkaha att. "Ah, ok zekisiniz, Msy Poirot. Evet,
itiraf ediyorum. Bence katil inli. Yemee zehri o katt. Bununla
baarya ulaamaynca, Bay Paynter ortadan kaldrmak iin
baka yola bavurdu."
Poirot usulca, "Acaba..." diye mrldand. "Ama bunun
sebebini bulamyorum. Belki de intikam almak istedi."
Arkadam tekrar, "Acaba?" dedi. "Hrszlk olmad deil mi?
Hibir ey kaybolmad m? Mcevher, para ya da baz belgeler?

92
"Hayr... Yani pek saylmaz..."
Hemen kulak kesildim. Poirot da yle.
Japp, "Yani hrszlk olmam..." diye aklad. "Ama ihtiyar
bir kitap yazyormu. Bunu bu sabah bir yaynevinden gelen
mektuptan rendik. Bunda Bay Payntera yazd kitap
hakknda sorular soruyorlard. Eser yeni tamamlanm sanrm.
Gerald Paynterla her yeri aradk. Ama kitab bulamadk.
Herhalde yal adam onu iyi bir yere saklad."
Poirotnun yeil gzlerinde ok iyi tandm o lt
belirmiti.
"Kitabn ad neymi?"
"Galiba in deki Gizli El..."
Poirot adeta iniltiyi andran bir sesle, "Ah," dedi. Sonra da
abucak ekledi. "Ah Ling le hemen konumalym."
Japp inliyi artt. Ah Ling ayaklarn sryerek geldi.
Yrrken rgs iki yana sallanyordu, ifadesiz yznden
duygularn anlamak imknszd.
Poirot, "Bay Paynter ld iin zgn msnz, Ah Ling?"
diye sordu.
"ok zgnm. yi bir insand."
"Onu kimin ldrdn biliyor musunuz?"
"Hayr, bilmiyorum. Bilseydim polise sylerdim."
Sorular ve cevaplar birbirini izledi. Ah Ling yine ifadesiz bir
ehreyle yemei nasl yaptn anlatt. "Ann onunla bir ilgisi
yoktu. Yemee benden baka kimse elini srmedi." Acaba bu
itiraf yznden bana gelebilecekleri tahmin ediyor mu, diye
dndm.
Ah Ling, o gece baheye alan pencerenin srgl
olduunda da srar etti. "Belki sabah akt... Eer yleyse, o
zaman kapy beyefendi am demektir."

93
Sonunda Poirot, "Hepsi bu kadar Ah Ling," dedi. Sonra, inli
tam kapya yaklat srada onu geri ard. "Demek Sar
Yasemin in ne olduunu bilmiyorsunuz?"
"Hayr, bilmiyorum. Nerden bileyim?"
"Ya o kelimelerin altndaki iareti?" Poirot abucak ne
doru eildi. Tozlu kk masann zerine bir ey yazd. Sola
doru a yapan iki izgi ve 4 saysn tamamlayan nc
izgi... Ben yaknda olduum iin arkadam bunu silmeden
sayy fark ettim. Byk bir 4 saysyd bu.
inli sanki elektrik arpm gibi irkildi. Bir an yznde
dehet dolu bir ifade belirdi. Sonra ehresi tekrar ifadesizleti.
Ciddi ciddi, "Bu iareti de bilmiyorum," diyerek odadan kt.
Japp, Gerald Paynter aramaya gitti. Biz de Poirotyla yalnz
kaldk.
Arkadam, ", Hastings," diye bard. "Yine Byk Drtler
le karlatk. Paynter dnyay dolam. Herhalde yazd
kitapta grubun beyni olan Bir Numara yani Li Chang Yen
hakknda bilgi vard."
"Ama kim... Nasl..."
"H! Geliyorlar."
Gerald Paynter nazik bir genti. radesinin biraz zayf olduu
anlalyordu. Yumuak kahverengi bir sakal vard. Enli bir
kravat takmt. Poirotnun sorularn hi duraklamadan
cevaplad.
"Komularmzdan birinde yemek yedim. Wycherleylerde.
Eve kata m dndm? On bire doru sanrm. Sokak kapsnn
anahtar vard bende. Btn hizmetkrlar yatmlard. Amcamn
da odasna ekilmi olduunu dndm. eri girdiim zaman
o sessiz sedasz dolaan inlinin yani Ah Ling in holn sonuna
doru gittiini sandm bir an. Ama herhalde yanldm."

94
"Amcanz en son ne zaman grmtnz, Bay Paynter? Yani
onun yanna yerlemeden nce?"
"Ah, onunla son karlamamzda on yanda kadardm.
Anlayacanz amcamla babam kavgalydlar."
"Ama amcanz sizi yine de kolaylkla buldu sanrm. Aradan
o kadar zaman gemesine ramen hem de."
"Evet, avukatn gazetelere verdii ilan grdm neyse ki."
Poirot baka soru sormad.
Ondan sonra Dr. Quentin e gittik. Adam hemen hemen resmi
soruturmada sylediklerini tekrarlad. Buna ilave edecek baka
bir ey de bilmiyordu. Doktor bizi muayenehanesinde kabul etti.
Son hastasna da bakmt. Quentin zeki bir adama benziyordu.
Metal ereveli bir gzlk takmt, tavrlar ciddiydi. Onda eski
kafal bir insan hali vard. Ama tedavilerinde modern yntemleri
uyguladndan emindim.
Doktor ak ak, "Pencerenin kilitli olup olmadn
hatrlamay isterdim," dedi. "Ama gemi bir olay dnmek
daima tehlikelidir. nsan olmayan bir eyin varlna kendi
kendisini inandrr. Psikoloji byledir, deil mi, Msy Poirot?
Grdnz gibi sizin yntemlerinizle ilgili ok yaz okudum.
Hayranlarnzdan biri olduumu da sylemeliyim... Evet,
herhalde toz halindeki afyonu yemee inli uak katt. Ama
bunu hibir zaman itiraf etmeyecek. Biz de nedenini
renemeyeceiz. Fakat bir insann ban atee sokmak... Bu
bence inli dostumuzun karakterine hi uymuyor."
Market Handford un anayolundan inerken Poirotya bu son
noktay hatrlattm.
"Acaba inli eve bir su ortan m ald?" diye sordum.
"Herhalde Japp, onu izlettirir." Mfetti o srada bir i iin
karakola gitmiti.
" Byk Drtlerin ajanlar ok faal."

95
Poirot hain bir tavrla, "Jaap hem onu, hem de Gerald
Paynter gz hapsine ald," dedi. "Ceset bulunduundan beri
ikisini de dikkatle izliyorlar."
"Her neyse... Biz Gerald Payntern sulu olmadn
biliyoruz."
"Sen daima benden daha ok ey bilirsin, Hastings. Bu da
insan yoruyor."
"Seni ihtiyar tilki," diye gldm. "Fikirlerini ak ak
sylemekten hi holanmazsn."
"Dorusunu istersen, Hastings, artk esrar zdm. Sadece
Sar Yasemin kelimelerinin ne anlama geldiini bilmiyorum.
Yava yava senin gibi o szlerin cinayetle ilgili olmadn da
dnmeye balyorum. Byle bir olayda insann kimin yalan
sylediine karar vermesi gerekir. Ben de bunu yaptm.
Ancak..."
Arkadam birdenbire yanmdan ayrlarak, bir kitapya girdi.
Birka dakika sonra dar kt. Bir paketi gsne bastrmt.
Sonra Japp da bize katld ve birlikte hana gittik.
Ertesi sabah ge kalktm. Bizim iin ayrlm olan oturma
odasna indiim zaman Poirot oradayd. Yznde adeta strap
dolu bir ifadeyle bir aa bir yukar dolayordu.
Elini telala sallayarak, "Benimle konuma!" diye bard.
"Her eyin yolunda olduunu ve katilin tutuklandn
reninceye kadar sesini karma! Ah, psikolojik bakmdan hata
ettim. Hastings, bir adam lrken bir iki kelime yazarsa, bunu
bu szler nemli olduu iin yapar. Herkes, Byk Drtler Sar
Yasemin mi? dedi. Evin bahesinde bu iekten var. Onun iin
bu szlerin bir anlam yok."
"O szlerin anlam neydi? Belli bir eydi bu. Dinle." Elindeki
kk kitab havaya kaldrd. "Bu konuyu aratrmamn doru

96
olacan dndm. Sar Yasemin nedir? Bu kk eser bana
bunu aklad. Dinle."
Okumaya balad. "Gelsemini Radix. Sar Yasemin. Terkibi
gelseminine C22H26N203, al baldran ruhu gibi etki gsteren
iddetli bir zehir. Gelsemine C12H14N02 , striknin gibi etki yapan
bir zehir. Gelsemik asit vs. Gelsemium, merkez sinir sistemini
etkileyen iddetli bir maddedir. Etkisinin son safhasnda motor
sinir ularn felce uratr. Fazla dozda verildii takdirde kaslar
almaz olur ve ba dnmesi grlr. Solunum sisteminin felce
uramas lme yol aar.
"Anlyor musun, Hastings? Balangta, Japp canl bir
insann bann atee sokulmasyla ilgili o szleri syledii
zaman bir an gerei sezer gibi oldum. O vakit yanan adamn
oktan lm olduunu anladm."
"Ama neden? Katilin amac neydi?"
"Dostum, bir cesede bak saplarsan, hatta onun kafasna
vurursan, bu yaralarn adam ldkten sonra alm olduu
hemen anlalr. Ama cesedin ban kmr haline getirirsen hi
kimse o belirsiz lm sebebini aratrmaya kalkmaz. Akam
yemeinin iine toz afyon katlarak zehirlenmesine ramak kalan
bir adamn daha sonra ayn ekilde ldrld dnlmez.
Kim yalan sylyor? Byle olaylarda sorulmas gereken soru
budur daima. Ben Ah Ling in szlerine inanmaya karar
verdim..."
"Ne?" diye bardm.
"ardn m Hastings? Ah Ling, Byk Drtler adnda bir
grup olduunu biliyordu. Bu belliydi. Ayrca inlinin ben
Byk Drtler den sz edinceye kadar cinayetin onlarla bir
ilikisi olduundan phelenmedii de aikrd. Eer katil Ah
Ling olsayd, yzndeki sakin ifade deimeden beni
dinleyebilirdi. te o yzden Ah Ling e inanmaya karar verdim.

97
Ve btn kukularm Gerald Payntern zerinde topland. Drt
Numara nn, Bay Payntern yllardan beri grmedii yeeni
roln kolaylkla oynayabileceini dndm."
"Ne? Drt Numara m dedin?"
"Hayr, Hastings, hayr. Gerald Paynter, Drt Numara deil
Sar Yasemin le ilgili yazy okur okumaz gerei anladm. Bu
yle belli bir eydi ki..."
Souk bir tavrla, "Her zamanki gibi," dedim. "Ben bunun ne
olduunu anlayamadm."
"nk sen kk gri hcrelerini kullanmaya
yanamyorsun.
Yemee zehri kim kartrabilirdi?"
"Ah Ling tabi. Baka hi kimse bunu yapma frsatn
bulamazd."
"Baka hi kimse bu frsat bulamazd demek? Ya doktor?"
"Ah, o yemei daha sonra ald..."
"Tabi, tabi daha sonra ald. Sofrada Bay Payntera verilen
yemekte toz afyon yoktu. Ama ihtiyar adam Dr. Quentin in
szlerinin etkisinde kalmt. Bu yzden yemekten hi yemedi
ve bunu doktora tahlil ettirmeye karar verdi. Plan uyarnca
Quentin i artt. Dr. Quentin geldi. Ksedeki yemei ald ve
Bay Payntera da bir ine yapt. Bunun striknin olduunu
syledi. Ama aslnda adama Sar Yasemin vermiti. Yksek
dozda bir zehir yani. nenin etkisi grlmeye balad zaman
Quentin de kp gitti. Ama daha nce usulca pencerenin
srgsn amt. Gece villaya dnerek pencereden ieri girdi.
Bay Payntern yazd kitab buldu. Adamn kafasn da atee
soktu. Yere den ve ihtiyarn cesedinin altnda kalan gazeteye
de aldrmad. Ama Paynter kendisine verilen zehri tanmt.
Cinayeti Byk Drtler in ilediini de anlatmaya alt.

98
Quentin yemei tahlil ettirmek iin laboratuvara gtrmeden
nce, bunun iine toz afyon kartrd. Sonra Bay Paynterla
yapt konumay kendince deitirerek anlatt. Laf arasnda
ona striknin inesi yaptn syledi. nk ine yeri
grlebilirdi. Bu yzden kimisi Bay Payntern kazara ldn
dnmeye balad, kimisi de Ah Ling den phelendi."
"Ama Dr. Quentin, Drt Numara olamaz."
"Pekl olabilir! Herhalde gerek bir Dr. Quentin var. Belki
de adam su ara ngiltere de de deil. Drt Numara ksa bir sre
iin onun klna girdi. Dr. Quentin le kasabann asl doktoru
olan Bolitho her eyi mektupta kararlatrmlard. Aslnda Dr.
Bolitho nun yerini alacak adam son anda hastalanmt."
Japp odaya dald. Yz kpkrmzyd.
Poirot endieyle, "Onu yakaladnz m?" diye bard.
Kesik kesik nefes alan mfetti ban sallad. "Hayr. Bolitho
bu sabah tatilden dnd. Doktoru bir telgrafla geri armlar.
Telgraf kimin ektii de belli deil. Dr. Quentin roln oynayan
adam ise dn gece kasabadan ayrlm. Ama onu
yakalayacaz."
Poirot usulca ban sallad. "Sanmyorum..." Dalgn dalgn
masaya byk bir 4 says izdi.

BLM11
Bir Satran Problemi

Poirotyla ou zaman Soho daki kk bir lokantada yemek


yerdik. Bir akam lokantadayken yandaki masaya bir
dostumuzun oturduunu grdk. Mfetti Japp d bu.
Masamzda yer olduu iin kalkp bize katld. Onu bir sreden
beri grmemitik.

99
Poirot, mfettie sitem etti. "Artk bizi hi aramyorsunuz.
Sar Yasemin olayndan beri hi grmedik. Yani aradan
hemen hemen bir ay geti."
"Kuzeydeydim de ondan. Siz ne lemdesiniz? hl
faaliyetteler mi?"
Poirot, iaret parman Japp a doru sallad. "Ah, benimle
alay ediyorsunuz. Ama Byk Drtler diye bir grup var."
"Bundan hi phem yok. Ama onlar iddia ettiiniz gibi
evrenin merkezi de deiller."
"Dostum, ok yanlyorsunuz. Bugn dnyadaki en byk
kt grup . Amalarnn ne olduunu kimse bilmiyor. Ama
imdiye kadar yle bir cinayet ebekesi de grlmemitir.
Grubun banda in in en byk beyni var. yelerden biri
Amerikal bir milyarder, biri de bir Fransz fizikisi.
Drdncsne gelince..."
Japp arkadamn szn kesti. "Biliyorum, biliyorum. Bu
grubu aklnza takdnz bir kere. Bu artk sabit bir fikir halini
almaya balad, Msy Poirot. Bu konuyu bir tarafa brakalm
da baka eylerden sz edelim. Satranla ilgilenir misiniz?"
"Bir zamanlar satran oynardm."
"Dnk acayip olay duydunuz mu? Dnyaca n yapm iki
satran ustasnn ma vard. Oyun srasnda bunlardan biri
ld."
Evet, gazetede bununla ilgili bir yaz vard. Oyunculardan biri
Rus ampiyon Dr. Savaranoff mu. Dieri de gerekten ok
usta olan gen bir Amerikal. Gilmour Wilson. Wilson oyun
srasnda kalp krizi geirerek lm."
"Evet. Gerekten Savaranoff birka yl nce Rubinstein
yenip ampiyon olmutu. Wilson un ise yeni bir Capablanca
olduundan sz ediliyordu."

100
Poirot dnceli bir tavrla mrldand. "Acayip bir olay bu...
Yanlmyorsam, bu vaka sizi zel bir ekilde ilgilendiriyor."
Japp biraz da utanla gld. "yi bildiniz, Msy Poirot. in
iinden kamyorum. Wilson un sal yerindeymi. Kalp
hastal da yokmu. lmn izah imknsz."
"Dr. Savaranoff un onu ortadan kaldrdn
dnyorsunuz," diye bardm.
Japp alayc bir tavrla, "Hayr, pek de deil," dedi. "Bir Rusun
satranta yenilmemek iin rakibini ldreceini sanmyorum.
Zaten anladm kadaryla durum bunun tersiymi sanrm.
Doktor byk bir satran ustasym. Ve tabi ampiyonmu."
Poirot dnceli bir tavrla ban sallad. "Sizin
dndnz nedir? Wilson un zehirlendiini mi
sanyorsunuz? Ama Wilson u neden zehirlesinler? Tabi
Amerikalnn zehirlendiinden pheleniyorsunuz sanrm."
"Elbette. Kalp sektesi bu organnzn durduu anlamna gelir,
ite o kadar. Doktor u ara resmi bir ekilde byle syledi. Ama
bize zel olarak durumun kendisinde phe uyandrdn da
aklad.
"Otopsi ne zaman yaplacak?"
"Bu gece. Wilson alacak kadar abuk ld. Tavrlar
normaldi. Bir piyonu sryordu. Sonra birdenbire yzkoyun
yld. lmt."
Poirot, "Bu kadar abuk etki yapan zehir pek azdr," dedi.
"Biliyorum. Herhalde otopsinin bize yardm dokunacak.
Ama Gilmour Wilson u neden ldrsnler? te ben de bunu
renmek istiyorum. Kimseye zarar dokunmayan, terbiyeli bir
genti o. Bir iki gn nce Amerika dan buraya gelmiti.
Dnyada hibir dman olmad da anlalyordu."
"nanlacak gibi deil..." diye mrldandm.

101
Poirot gld. "Hi de deil... Japp n bir kuram olduu
anlalyor."
"Gerekten yle Msy Poirot. Bence zehirlemek istedikleri
Wilson deil, rakibiydi."
"Savaranoff mu?"
"Evet. Savaranoff ihtilal srasnda Boleviklerin eline dt.
Hatta bir ara ld bile sanld. Aslnda kamt. Tam yl
boyunca Sibirya da inanlmayacak skntlar yaad. Fakat
ektikleri yznden iyice deimiti. Ahbaplar ve dostlar onu
adeta zorlukla tandklarn sylediler. Adamn salar iyice
aarmt. Olduundan ok yal duruyordu. Yar hastayd.
imdi Westminster tarafnda yeeni Sonia Daviloff ve Rus
uayla oturuyor. Sokaa pek kmyor. Belki de hl kendisini
ldrebileceklerini dnyor. Hatta bu satran yarmasna da
zorlukla raz oldu. lk teklifleri kesinlikle reddetti. Ancak
gazeteler konuyla ilgilenmeye ve Savaranoff un sportmence
davranmadndan sz etmeye baladklar zaman Gilmour
Wilson la karlamay kabul etti. Wilson ise tam bir Yankee
inadyla ona meydan okuyup duruyordu. Size soruyorum,
Msy Poirot? Savaranoff satran oynamay neden
istemiyordu? nk dikkatlerin zerine ekilmesinden
holanmyordu. Ben bu fikirdeyim. Wilson u yanllkla
ldrdler."
"Savaranoff un lmnden yararlanacak baz kimseler var
m?"
"Eh, yeeni herhalde... Savaranoff a son zamanlarda Madam
Gospoja adl dul bir kadndan byk bir miras kald. Eski
rejimde kocas eker tccarym. Anladm kadaryla
genliklerinde sevimiler. Hatta kadn Savaranoff un kamaya
alt sralarda onunla ilgili lm haberlerine de inanmam."
"Yarma nerde yapld?"

102
"Savaranoff un dairesinde. Dediim gibi adam yar hasta."
"Oyunu ok kii seyretti mi?"
"En az on iki kii. Belki daha da fazla."
Poirot yzn buruturdu. "Zavall Japp, iiniz hi de kolay
deil."
"Wilson un zehirlendiini kesinlikle renirsem, ondan
sonra aratrmalarm gelitirebilirim."
"Asl kurbann Savaranoff olduunu dnyorsunuz. Ya
katil onu ldrmek iin tekrar harekete geerse? Bu hi aklnza
geldi mi?"
"Tabi geldi. ki adamm Savaranoff un apartmann gz
hapsine ald."
Poirot, "Biri kolunun altnda bir bombayla oraya gittii
takdirde iki adamnz ok ie yarar," diye alay etti.
Japp n gzlerinde bir lt belirdi. "Olay sizi ilgilendirmeye
balad, Msy Poirot. Doktorlar otopsiye balamadan nce
morga gidip, Wilson un cesedine bakmay ister iniydiniz?
Kimbilir, belki de Wilson un kravat inesi arplmtr. Bu
deerli ipucunun yardmyla da esrar zersiniz."
"Sevgili Japp, btn yemek boyunca parmaklarm kand
durdu adeta. Kravat inenizi dzeltmemek iin kendimi zor
tuttum.
zin verir misiniz? Ah, ite bylesi gze daha gzel
gzkyor. Evet, imdi morga gidebiliriz."
Bu yeni sorunun Poirotnun ilgisini iyice ektiinin
farkndaydm. Aylardan beri ilk defa Byk Drtler le ilgisi
olmayan bir olay aratrmaya raz oluyordu. Onu eski halinde
grmek ok houma gitmiti.
Acayip bir ekilde len bahtsz gen Amerikalnn hareketsiz
vcuduna ve hatlar arplm yzne bakarken, ona ok acdm.

103
Poirot, ly dikkatle inceledi. Cesette sol eldeki kk bir yara
dnda, hibir iz yoktu.
Japp, "Doktor onun bir kesik deil bir yank olduunu
syledi," diye aklad.
Poirot bir memurun incelememiz iin masaya yaym olduu
eyalara dnd. Bunlar Wilson un zerinden kmt. Fazla bir
ey yoktu. Bir mendil, anahtarlar, para dolu bir czdan ve
nemsiz birka mektup. Ama bunlardan uzakta duran bir cisim
arkadamn meraklanmasna sebep oldu.
"Bir satran ta!" diye bard. "Bir beyaz fil, bu Wilson un
cebinde miydi?"
"Hayr. Elindeydi. Fili, adamn parmaklarnn arasndan
zorlukla
karabildik. lerde o ta Dr. Savaranoff a iade etmeli. Onun
satran takm ok gzel. Talar fildiinden oyulmu."
"zin verin de bu fili ona ben gtreyim. Bylece adam
grmek iin gzel bir bahane de bulmu olurum."
Japp, "Ah," diye bard. "Demek aratrmaya siz de katlmak
istiyorsunuz?" .
"Bunu itiraf ediyorum. nk byk bir ustalkla merakm
uyandrmay baardnz."
"ok gzel. Bylece yalnz banza oturup kara kara
dnmekten de kurtulursunuz. Bunun Bay Hastings in de
houna gittii anlalyor."
Gldm. "Haklsnz."
Poirot, lye doru dnd. "Bana onun hakknda
anlatabileceiniz baka bir ey yok mu?"
"Sanmyorum."
"Wilson un solak olduunu da m sylemeyeceksiniz?"

104
"Msy Poirot, siz bir sihirbazsnz. Bunu nasl anladnz?
Gerekten de Wilson solakm. Ama tabi bunun olayla bir ilgisi
yok."
Japp n biraz sinirlendiini fark eden Belikal telala, "Tabi
yok, tabi yok," diye cevap verdi. "Ben sadece aka ediyordum;
o kadar. Bildiiniz gibi size taklmaktan holanrm."
Bylece dosta bir hava ierisinde morgdan ayrldk. Ertesi
sabah Dr. Savaranoff un Westminster deki dairesine gitmek
zere yola ktk.
Ben dnceli dnceli, "Sonia Daviloff..." diye
mrldandm. "Gzel bir ad bu."
Poirot duraklayarak umutsuzca bir tavrla bana bakt. "Her
zaman romantike eyler ararsn. Sen uslanmayacaksn. Sonia
Daviloff un eski dostumuz ve dmanmz Vera Rossakoff
olduu ortaya karsa iyi olur."
Kontesin adn duyunca keyfim kat. "Poirot yani sen..."
"Hayr, hayr, aka ediyordum! Japp ne derse desin, aklm
fikrim her zaman Byk Drtler de deil."
Bize kapy bir uak at. Yz tahtadan oyulmu gibi gayet
ifadesizdi. Bu adamn istedii zaman bile duygularn belli
edemeyeceini dndm.
Poirot, Japp n kartn uzatt. Mfetti bunun zerine birka
satr karalamt. Uak bizi geni ve uzun, alak tavanl bir
salona gtrd.
Yere ahane ran hallar serilmiti. Pencerelerde srmal
perdeler vard. Duvarlara bir iki ikona aslm olduunu grdm.
Odadaki biblolar da ok gzeldi. Bir masada semaver
duruyordu.
ok deerli olduunu dndm bu ikonalardan birini
inceledim. Dndm zaman Poirot yere uzanmt. Evet, hal

105
pek gzeldi ama bu kadar yakndan incelenmesine de gerek
yoktu.
"Bu o kadar ahane bir rnek mi?" diye sordum.
"Efendim? Ha, hal m? Hayr, benim incelediim hal
deildi. Ama bu gerekten gzel bir rnek; onun iin ortasna bir
ivi akmamalar gerekirdi." Ben yaklarken Poirot ekledi.
"Hayr, Hastings ivi artk orada deil. Ama delii kalm."
Arkadan gelen hafif bir grlt hzla dnmeme neden oldu,
Poirot da evik bir hareketle ayaa frlad. Kapda gen bir kz
duruyordu. Bize doru diktii gzlerinde byk bir phe vard.
Orta boyluydu. Somurtkan ifadeli yz gzel, gzleri koyu
maviydi. Simsiyah salarn ksa kestirmiti. Konumaya
balad zaman sesi ahenkli ve kalnd. ngiliz olmad hemen
anlalyordu.
"Korkarm daym sizi gremeyecek. O bir hayli hasta."
"ok yazk. Ama belki onun yerine siz bana yardm
edebilirsiniz. Siz Matmazel Daviloff sunuz deil mi?"
"Evet, yle. renmek istediiniz nedir?"
"nceki gece olan korkun olay inceliyorum. Yani Gilmour
Wilson un lm olayn. Bana bu konuda ne anlatabilirsiniz?"
Kz gzlerini iri iri at. "Bay Wilson, satran oynarken kalp
krizi geirip ld."
"Polis... Onun kalp krizinden ldnden pek de emin deil."
Sonia ellerini dehetle sallad. "O halde doru bu? Demek
Ivan hakl."
"Ivan kim? Neden onun hakl olduunu dnyorsunuz?"
"Size kapy aan adam Ivan d. Ve o bana Gilmour Wilson
un lmnn normal olmadn syledi. Byk Drtler
Amerikaly yanllkla zehirlediler, dedi."
"Yanllkla m?"

106
"Evet, galiba aslnda ldrmek istedikleri daymd." Sonia ilk
gvensizliini unutmu, heyecanla konuuyordu.
"Neden byle dnyorsunuz? Dr. Savaranoff u
zehirlemeyi kim isteyebilir?"
Gen kz ban sallad. "Bilmiyorum. Hibir eyden haberim
yok. Daymsa bana gvenemiyor. Belki de bunda hakl. Aslnda
beni pek tanmyor. Beni ok kkken grm. Yllar sonra da
Londra ya geldiim zaman beni yanna ald. Yalnz u kadarn
biliyorum.
O bir eyden korkuyor, Rusya da bir sr gizli rgt var.
Geenlerde duyduum bir ey daymn da yle gizli bir gruptan
korktuunu dnmeme neden oldu. Syleyin, msy..." Bir
adm yaklaarak sesini alaltt. "Siz hi Byk Drtler adl bir
gruptan sz edildiini duydunuz mu?"
Poirot srad. Az kalsn ba tavana deecekti. Gzleri adeta
yerinden frlamt. "Siz neden... Siz Byk Drtler hakknda ne
biliyorsunuz, matmazel?"
"Demek byle bir grup gerekten var? Ondan sz edildiini
duydum. Sonradan bu grubu dayma sordum. ok korktu.
Hayatmda hi kimsenin byle dehete kapldn
grmemitim. Bembeyaz kesilerek titremeye balad. Byk
Drtler den korkuyordu o... msy, ok korkuyordu. Bundan
eminim. Ve bu grup sonunda yanllkla Amerikal Wilson u
ldrd."
Poirot, " Byk Drtler," diye mrldand. "Her zaman Byk
Drtler! Bu alacak bir rastlant, matmazel, daynzn hayat
hl tehlikede. Onu kurtarmalym. imdi ltfen o korkun
geceyi btn ayrntlaryla anlatn. Bana satran tahtasn,
masay gsterin. Oyuncularn nasl oturduklarn syleyin... Her
eyi, her eyi aklayn."

107
Gen kz odann sonuna doru giderek kk bir masay
getirdi. Bunun st ksm pek zarifti. Bir satran tahtas
oluturacak ekilde siyah ve gm karelerle denmiti.
"Bunu birka hafta nce dayma armaan olarak gnderdiler.
Girecei ilk yarmada kullanmasn istediler. Masa odann
ortasnda duruyordu... yle."
Poirot, bana gereksiz gzken bir dikkatle masay inceledi.
Arkadam bu aratrmay benim uygun bulduum ekilde de
yapmyordu. Bence sorularnn ou anlamszd. nemli
noktalara aldrmyor, bunlarla ilgili olarak soru da sormuyordu.
Beklenmedik bir anda Byk Drtler den sz edilmesinin onu
arttna karar verdim.
Poirot masann tam yerini rendikten ve bunu iyice
inceledikten sonra, satran talarn grmek istedi. Sonia
Daviloff, ona bir kutu getirdi, talar bunun iindeydi. Poirot
bunlardan birkana kaytszca bakverdi.
Dalgn dalgn, "ahane bir takm bu..." diye mrldand.
Hl bfenin nerede olduunu, seyircileri sormamt.
Anlaml anlaml ksrdm. "Poirot, bence..."
Serte szm kesti. "Dnp kafan yorma, dostum. O ii
bana brak. Matmazel, daynz grmem gerekten imknsz
m?"
Sonia hafife gld. "Evet, sizi grecek. Anlayacanz,
yabanclarla nce ben konuuyorum. Bu grevim benim."
Dnerek odadan kt.
Yandaki odadan mrltlar geldiini duydum. Gen kz bir
dakika sonra kapda belirerek bize yandaki odaya gememizi
iaret etti. Byk kanepeye uzanm olan adam etkileyici bir
tipti. Uzun boylu ve zayft. Kalar ok kaln, sakal beyazd.
ektii straplarn izleri kalmt yznde. Kiilik sahibi bir
insand. Dr. Savaranoff un bann ilgin biimi, alnnn

108
ykseklii dikkatimi ekti. Byk bir satran oyuncusunun
stn bir beyni olmas gerektiini biliyordum. Dr. Savaranoff
un dnyann gelmi gemi ikinci en byk satran oyuncusu
olmasnn sebebini anlyordum.
Poirot eilerek adam selamlad. "Doktor Savaranoff, sizinle
yalnz konuabilir miyiz?"
Adam yeenine dnd. "Bizi yalnz brak, Sonia."
Kz uysal bir tavrla odadan kt.
"Sylemek istediiniz nedir?"
"Dr. Savaranoff, son zamanlarda size byk bir servet kald
sanrm. ok byk bir servet. Siz ldnz takdirde bu para
kimin olacak?"
"Bir vasiyetname yaptm. Her eyimi yeenim Sonia ya
brakyorum. Yani siz..."
"Ben bir imada bulunmuyorum. Ama yeeninizi
ocukluundan beri grmemisiniz. Birinin yeeninizmi gibi
davranmas ok kolay."
Bu fikrin Savaranoffu ok sarst belliydi.
Arkadam rahat bir tavrla szlerini srdrd. "Bu kadar
yeter... Ben sadece sizi uyardm, ite o kadar. Ben imdi sizden
bana geen akamki satran oyununu anlatmanz istiyorum."
"Anlatmam m? Ne demek istiyorsunuz?"
"Ben satran oyuncusu deilim. Ama oyuna balamann
eitli yollar olduunu biliyorum. Buna Byk Drtler gambit
deniliyor sanrm."
Dr. Savaranoff hafife gld. "Ah, imdi anladm. Wilson,
oyuna Ruy Lopezle balad. En salam allardan biridir bu.
Turnuvalarda ve malarda ok uygulanr."
"Felaket, ma baladktan ne kadar sonra oldu?"

109
"Ya nc ya da drdnc ta srld srada. Wilson
birdenbire masaya ylverdi. O zaman lm olduunu
anladm."
Poirot gitmek iin yerletii koltuktan kalkt. Son soruyu
sanki bunun hi nemi yokmu gibi sordu. Ama ben iin
iyzn biliyordum.
"Wilson bir ey yedi mi? ki iti mi?"
"Bir viski soda iti sanrm."
"Teekkr ederim, Dr. Savaranoff. Sizi daha fazla rahatsz
etmeyeceim."
Ivan bizi geirmek iin holde bekliyordu. Poirot eikte
duraklad. "Bunun altndaki katta kimin oturduunu biliyor
musunuz?"
"Parlamento yelerinden Sir Charles Kingwell, efendim.
Ama galiba son zamanlarda kat mbleli olarak baka birine
kiraland."
"Teekkr ederim."
Parlak k gneine ktk. Dayanamayarak, "Poirot akas
bu sefer hi de parlak saylacak bir ekilde davranmadn," diye
bardm. "Sorularn pek yetersizdi."
"yle mi dnyorsun, Hastings?" Arkadam bana
yalvarrcasna bakt. "Evet, biraz aptalca davrandm. Sen
olsaydn ne sorardn?"
Bu soruyu dikkatle dndm. Sonra da fikirlerimi
arkadama akladm. Poirot byk bir dikkatle beni dinledi.
Konumam biz eve yaklancaya kadar srd. Poirot sokak
kapsn anahtarla aarak merdivenden kmaya balad. "ok
ilgin, ok geni kapsaml sorular bunlar, Hastings. Ve ok da
gereksiz."

110
Hayretle, "Gereksiz mi?" diye haykrdm. "Ama Wilson
zehirlendiyse..."
Poirot masada duran bir pusulay kapt. "Hah! Japp tan bu.
Dndm hgibi." Notu bana att. Pek ksa ve kesindi bu.
Wilson un vcudunda zehir izi bulunmamt. Adamn nasl
ldn gsterecek bir tek ipucu bile yoktu.
Poirot, "Gryorsun ya," dedi. "O sorular hibir ie
yaramayacakt."
"Bunu nceden tahmin etmi miydin?"
Arkadam, daha nce zerinde uzun bir sre dndm
bir bri hamlesini kastederek, "Muhtemel sonucu nceden
tahmin etmek," diye mrldand. "Sen bu bakmdan baarl
olduun zaman bunu Byk Drtler tahmin diye
tanmlamyorsun."
Sabrszca, "imdi kl krk yarma," dedim. "Bunu nceden
anlam mydn?"
"Evet."
"Nasl?"
Poirot elini cebine sokarak bir ey kard. Beyaz bir fildi bu.
"Ah," diye bardm. "Ta Dr. Savaranoff a vermeyi
unutmusun."
"Yanlyorsun, dostum. O fil hl sol cebimde duruyor. Bunu
ise Matmazel Daviloff un incelememe izin verdii ta
kutusundan aldm. Bir fil bir fil daha, eder iki."
Bu son " i " harfinin zerinde durarak, bunu "iii" diye iyice
uzatt.
Aklm iyice karmt. "Ama fili neden aldn?"
"Tanrm! Bunlarn birbirlerinin tpatp ei olup olmadklarn
anlamak istiyordum." Filleri masaya yan yana koydu.
"Tabi ya," dedim. "Bunlar e."

111
Poirot ban yana emi talan szyordu. "Grnte yle
olduunu ben de itiraf ediyorum. Ama insan kantlanmadka
hibir eyi olduu gibi kabul etmemelidir. Ltfen bana o kk
terazimi getirir misin?"
Arkadam byk bir dikkatle iki fili de tartt. Sonra da bana
dnd. Gzleri zaferle parlyordu. "Haklym! Gryorsun ya,
haklym. Hercule Poirotyu aldatmak zordur."
Heyecanla telefona koarak sabrszca bekledi.
Sonra, "Mfetti Japp istiyorum," dedi. "Ah, Japp, siz
misiniz?
Ben Hercule Poirot. Uak Ivan gzden karmayn. Ne
olursa olsun elinizden kamamal. Evet, evet, dediim gibi."
Alcy yerine brakarak bana bakt.
"Anlayamadn m, Hastings? Anlataym... Wilson
zehirlenmedi. Onu elektrik arpt. Ve adam bu yzden ld. O
satran tann ortasndan ince metal bir ubuk geirilmiti.
Masa nceden hazrlanm ve salonda belirli bir yere
konulmutu. Fil, gm karelerden birinin zerine srld
zaman elektrik akm Wilson un vcudundan geti. Ve zavall
adam hemen ld. Vcudunda sadece bir tek iz kald. Elindeki
o yank. Sol elindeydi bu. nk Amerikal solakt. O zel
masada ustalkla yaplm bir mekanizma vard. Ama ben
incelediimde byle bir ey gremedim. nk o asl masann
bir kopyasyd. Cinayetten hemen sonra asl masann yerine
geirilmiti. Mekanizma alt kattan altrlyordu. O katn
mbleli olarak kiraya verildiini rendik. Ama Savaranoff un
evinde de katilin bir su orta vard. Bence kz Byk Drtler
in ajan. Savaranoff un mirasna konmak iin urayor."
"Ya Ivan?"
"Akas Ivan n bizim nl Drt Numara olduunu
sanyorum."

112
"Ne?"
"Evet. O adam ahane bir karakter oyuncusu. stedii her role
giriyor."
O gne kadar kartmz maceralar dndm. Tmarhane
memuru, kasap ra, nazik doktor. Hepsi de ayn adamd
bunlarn. Ama birbirlerine de hi benzemiyorlard. Sonunda,
"ok alacak bir ey bu," dedim. "Her ey birbirine uyuyor.
Savaranoff plan sezmiti. Bu yzden Amerikalyla satran
oynamay hi istemedi."
Poirot, bana bakt ama hibir ey sylemedi. Sonra birdenbire
dnerek odada bir aa bir yukar dolamaya balad. Bir ara
duraklayarak,
"Sende satran kitab var m, dostum?" diye sordu.
"Olacak sanrm." Kitab bir sre aradktan sonra bulabildim.
Bunu Poirotya verdim. Arkadam bir koltua geerek kitab
byk bir dikkatle okumaya balad. On be dakika kadar sonra
telefon ald. Buna ben cevap verdim. Arayan Japp t. "Ivan,
elinde byk bir paketle apartmandan ayrld. Bekleyen taksiye
atlad. Ve bylece kovalamaca balad. Ivan n peindeki
adamlarmdan kurtulmaya alt belliydi. Sonunda bunu
baardn da sand. Ve Hampstead de byk, bo bir eve gitti.
Evin etrafn sardrdm."
Btn bunlar Poirotya anlattm. O sanki szlerimi
anlamam gibi bo gzlerle bana bakt. Sonra satran kitabn
uzatarak,
"unu dinle, dostum," dedi. "Bu Ruy Lopez as. 1 P-4, P-
4; 2 A-SF3, -V3, 3 F-A5. Sonra burda siyahn en uygun
nc hareketinden sz ediliyor. Onun savunma iin birka
yoldan birini semesi mmkn. Gilmour Wilson u ldren
beyazn nc hareketi. Yani 3F-A5. Sadece nc hareket.
Sen bundan bir anlam karabiliyor musun?"

113
Arkadamn ne demek istediini hi anlamadm. Bunu
aka da syledim.
"Hastings imdi dn. Bu koltukta otururken sokak
kapsnn alp kapandn duydun. O zaman ne dnrsn?"
"Herhalde birinin sokaa ktn."
"Evet, ama olaylara iki ayr adan baklabilir. Biri km
olabilir. Ama ya ieri girmise? Bu ikisi birbirlerinden
tamamyla farkl eylerdir. Eer yanl tahminde bulunursan, bir
ztl fark eder ve ters yola sapm olduunu da anlarsn."
"Btn bu szler ne anlama geliyor, Poirot?"
Arkadam ani bir canllkla ayaa frlad. "Sadece byk bir
ahmak olduum anlamna! abuk! Hemen Westminster daki
daireye gitmeliyiz. Belki zamannda yetiebiliriz yine de."
Bir taksiye binerek son hzla yola ktk. Poirot heyecanl
sorularmn hibirine karlk vermedi. Telala merdivenlerden
kt. Zili arka arkaya almamza ve kapya vurmamza ramen
bir cevap alamadk. Ama ieriyi dikkatle dinlediim zaman
birinin inlediini anladm. Kapcda btn daireleri aan bir
anahtar vard neyse ki. nce bir hayli itiraz ettikten sonra bize
yardm etmeye raz oldu. Poirot doru odaya kotu. Ben de onu
izledim. Burnumuza hafif bir kloroform kokusu geldi. Sonia
Daviloff yerde yatyordu. Ellerini, ayaklarn balam, yzne
pamuk bir tampon kapamlard. Bu kzn azyla burun
deliklerini rtyordu. ok gemeden arttmz doktor geldi
ve Poirot, kz ona teslim etti. Sonra da benimle birlikte bir
kenara ekildi. Dr. Savaranoff ortalarda yoktu.
akn akn, "Btn bunlar ne anlama geliyor?" diye
sordum.
"Ben olabilecek iki ihtimalden yanl olann setim. Birinin
Sonia Daviloff roln kolaylkla oynayabileceini, nk

114
daysn yllardan beri grmemi olduunu syledim. Bunu
hatrlyorsun deil mi?"
"Evet?"
"Ama bunun aksi de olabilirdi. Biri daynn klna da
kolaylkla girebilirdi."
"Ne?"
"Savaranoff, devrimden kamaya alrken gerekten ld.
Byk zorluklarla kaarak kurtulduunu iddia eden,
arkadalarnn ve dostlarnn tanyamayaca kadar deimi
olan, byk bir serveti baaryla ele geiren o adam..."
"Evet, evet, kimdi o?"
"Drt Numara! Sonia, adamn Byk Drtler konusundaki
zel konumasn duyduunu aklad zaman adam bu yzden
ylesine sarsld... Ah, Drt Numara yine elimden kat.
Sonunda doru yola sapacam biliyordu. Bu yzden drst bir
adam olan Ivan karmakark bir kovalamaca oynamaya
yollad. Kz kloroformla bayltt. Ondan sonra da kat.
Herhalde Madam Gospoja nn brakt tahvilleri oktan paraya
dntrmt."
"Ama... O halde onu kim ldrmeye alt?"
"Hi kimse. Bandan beri kurban Wilson du."
"Ama neden?"
"Dostum, Savaranoff dnyann en byk satran
oyuncularndan biriydi. Drt Numara ise oyunun belki en basit
kurallarn bile bilmiyordu. Bir ustayla ma yapabilmesi de
imknszd. Wilson la oynamamak iin elinden geleni yapt.
Ama baarl olamaynca Wilson un idam ferman da imzaland.
Amerikalnn, nl Savaranoff un ampiyon olmak bir tarafa
satranc hi bilmediini fark etmesini engellemesi artt. Wilson,
Ruy Lopez asndan holanyordu. Oyuna bununla balayaca
hemen hemen kesindi. Drt Numara Amerikalnn nc

115
hareket srasnda lmesini salad. nk ondan sonra karmak
bir savunmann balamas gerekecekti."
"Ama Poirot," diye srar ettim. "Karmzdaki bir manyak m?
Mantk dizini anlyor ve hakl olman gerektiini de
dnyorum. Ama roln srdrebilmesi iin bir adam
ldrmek? Herhalde dt zor durumdan bundan daha kolay
bir yolla kurtulabilirdi. Doktorunun man heyecanna
dayanamayacan sylediinden dem vurabilirdi."
Poirot kalarn kaldrd. "Tabi, Hastings. Baka areler de
vard. Ama hibiri tam anlamyla inandrc deildi. Ayrca sen
bir insan ldrmekten kanlmas gerektiini dnyorsun.
Ama Drt Numara nn kafas byle almyor. Ben kendimi
onun yerine koyabiliyorum. Senin bunu yapman imknsz. Drt
Numara nn dncelerini anlyorum. O, satran yarmasnda
bir usta rol oynamaktan holand. Herhalde oynayaca rol
incelemek iin satran turnuvalarnda da seyirci olarak
bulunmutu. O akam da satran tahtasnn banda oturarak
kalarn att. nemli hareketleri dnyormu gibi bir tavr
taknd. Btn o sre boyunca da iin iin gld. Btn
bildiinin... Bilmesi gerektiinin sadece iki hareket olduunun
farkndayd. Ayrca olaylar nceden bilmek ve Wilson a kendi
kendisini ldrtmek onun houna gidecek eylerdi. Bu tam Drt
Numara ya gre bir cinayetti... Ah, evet dostumuzu ve onun
psikolojisini anlamaya balyorum."
Omzumu silktim. "ey, belki de haklsn. Ama bir insann
kolay yollar varken kendisini tehlikeye atmasn
anlayamyorum."
"Tehlike mi?" Poirot burun kvrd. "Tehlike neresindeydi bu
iin? Japp bu cinayetin iyzn ortaya karabilir miydi? Hayr.
Drt Numara ufak bir hata yapmasayd, hibir zaman tehlikeli
bir duruma da dmezdi."

116
"Hangi hata?" diye sordum ama aslnda cevab da
biliyordum.
"Man ami, adam, Hercule Poirotnun gri hcrelerini hesaba
katmad."
Poirotnun birok meziyeti vardr ama alakgnlllk
bunlardan biri deildir.

BLM12
Tuzak

Ocak aynn ortalaryd. Londra tipik bir ngiliz k gnn


yayordu; slak ve kirli. Poirotyla koltuklarmz mineye
iyice yaklatrm oturuyorduk. Arkadamn bana
glmseyerek baktnn farkndaydm. Ama bunun ne anlama
geldiini de bilmiyordum. Neeyle, "Ne dnyorsun?" diye
sordum.
"Dostum, yazn ortasnda geldiin zaman bu memlekette
sadece bir iki ay kalacan sylemitin. imdi onu
dnyorum."
Skntl bir ifadeyle konutum. "yle mi dedim? Hi
hatrlamyorum."
Poirotnun glmseyii daha belirginleti. "Dedin ya dostum.
Ama daha sonra fikrini deitirdin. yle deil mi?"
"ey... Evet, yle."
"Neden?"
"Lanet olsun! Byk Drtler gibi bir grupla urarken seni
yalnz brakacam sanmyordun ya, Poirot?"
Arkadam usulca ban sallad. "Bunu anlamtm, sen sadk
bir dostsun, Hastings. Bana yardm etmek iin burda kalyorsun.

117
Ama karn... Senin deyiminle Kk Klkedisi... O bu ie ne
diyor?"
"Ona her eyi ayrntlaryla aklamadm tabi. Ama Bella
bana hak veriyor. Karm bir arkadam ortada brakmam
kesinlikle istemez."
"Evet, evet, o da sadk bir arkada. Ama belki bu i ok
uzayacak."
Olduka umutsuz bir tavrla bam salladm. "Alt ay geti
bile... Ne kadar ilerledik? Biliyor musun, Poirot, bana bir eyler
yapmamz gerekiyormu gibi geliyor."
"Sen her zaman ok enerji dolusun, Hastings. Peki, ama ne
yapmam istiyorsun?"
G durumda kalmtm ama geri adm atacak da deildim.
"Artk saldrya gemeliyiz. Bu kadar zaman ne yaptk?"
"Sandndan daha ok ey yaptk, dostum. Hi olmazsa ki
ve numaralarn kimler olduklarn rendik. Drt Numara
nn davran ve yntemleri konusunda bilgi edindik."
Biraz umutlandm. Poirotnun dedii gibi durum o kadar kt
deildi.
"Ah, evet, Hastings, bir hayli ilerledik. Tabi Ryland ya da
Madam Olivier resmen sulayacak durumda deilim. Buna
kalkrsam bana kim inanr? Bir keresinde Ryland baaryla
keye kstrdm sandm da biliyorsun. Ama her eye
ramen phelerimi baz kimselere akladm; ok yksek
mevkilerdeki kimselere. alnan denizalt planlan meselesinde
benden yardm isteyen Lord Aldington konusunda
renebildiim her eyi biliyor. Belki bakalar szlerimi
kukuyla karlyorlar, ama o bana inanyor. Ryland, Madam
Olivier ve Li Chang Yen istedikleri gibi davranabilirler. Ama
artk projektrler onlarn btn hareketlerini izliyor."
"Ya Drt Numara?" diye sordum.

118
"Demin de sylediim gibi onun yntemlerini renmeye ve
anlamaya balyorum. Glebilirsin, Hastings... ama bir adamn
kiiliini anlamak, onun belirli koullar altnda nasl
davranabileceini renmek... te baarnn balangc budur.
Onunla dellodayz. O ruhsal durumunu bana srekli aklarken,
ben kendimle ilgili hibir ipucu vermiyorum. O kta duruyor,
bense glgede. Emin ol, Hastings, harekete gemediim iin her
gn benden biraz daha korkuyorlar."
"Bizimle uramyorlar artk..." diye mrldandm. "Seni
ldrmeye kalkmyorlar. Pusu da kurmuyorlar."
Poirot dnceli dnceli, "yle," dedi. "Bu da beni biraz
artyor. zellikle bizi sarsmak iin belirli iki yol olduunu
dndm zaman. Bu onlarn aklna gelmi olmalyd. Belki
ne demek istediimi anlyorsun?"
Tahmin etmeye altm. "Gizli bir makine? Bir ara?"
Poirot sabrszca dilini aklatt. "Hayr, hayr! Sana hayal
gcn kullanman sylyorum; sen bana minede patlayan
bombalar gibi incelikle ilgisi olmayan eylerden sz ediyorsun.
Neyse... Kibrit bitti. Havaya aldrmayp gidip kibrit alacam.
Afferdersin, Hastings, sen Arjantin in Gelecei, Toplumun
Aynas, Sr Yetitirme, Krmz pucu ve Rock Dalar nda
Spor adl kitaplarn hepsini birden mi okuyorsun?"
Glerek o ara sadece Krmz ipucu yla ilgilendiimi
akladm. Poirot ban kederle sallad. "O halde dierlerini rafa
kaldr. Hibir zaman derli toplu olamayacan anlyorum.
Tanrm, kitap raflarn ne iin yapyorlar?"
Btn iyi niyetimle zr diledim. Poirot, kendisini
sinirlendiren kitaplar teker teker yerlerine soktu. Sonra da
setiim eserin zevkini karmam iin beni yalnz brakt. Ama
Bayan Pearson kapya vurduu zaman uyuklamaya balam
olduumu da itiraf etmeliyim.

119
"Size bir telgraf geldi."
Telgraf kaytszca atm. Sonra da sanki talam gibi kala
kaldm.
Telgraf Gney Amerika daki iftliimi yneten mdrm
Bronsen ekmiti. Bunda: "Bayan Hastings dn ortadan
kayboldu," diyordu. "Byk Drtler adl bir grup tarafndan
karlm olmasndan korkuluyor. Polise haber verdim ama
henz ellerinde bir ipucu yok. Bronsen."
Bayan Pearson a elimi sallayarak kabileceini iaret ettim.
Telgraf tekrar tekrar okuyordum. "Klkedisi! Onu karmlar!
Karm imdi o iren Byk Drtler in elinde! Tanrm, ne
yapacam?"
Poirot! Poirotyu bulmalydm. O bana ne yapmam
gerektiini sylerdi. Birka dakika sonra dnecekti; o gelinceye
kadar beklemeliydim. Ama Klkedisi Byk Drtler in elinde!
Bayan Pearson kapy tekrar vurarak ban ieri uzatt. "Size bir
pusula getirdiler, efendim. Bir inli getirdi bunu. imdi aada
bekliyor."
Kd kadnn elinden kaptm. Bu ksa ve kesindi. Karnz
tekrar grmek istiyorsanz, hemen bu pusulay getiren adamla
birlikte kn. Arkadanza bir haber brakmayn. Yoksa bunun
cezasn karnz eker."
mza yerinde byk bir 4 says vard.
Ne yapacaktm? Siz benim yerimde olsaydnz ne yapardnz?
Dnecek zamanm yoktu. Sadece bir tek eyi
dnebiliyordum. Klkedisi o iblislerin elindeydi. Verilen
emre uyacaktm. Karmn sann bir telini bile tehlikeye atmay
gze alamazdm. inliyle evden ayrlacak, o nereye gtrrse
oraya gidecektim. Evet, bu bir tuzakt. Herhalde dmanlarn
eline geecek ve belki de ldrlecektim. Ama beni kapana
ekmek iin btn dnyada en sevdiim insan yem olarak

120
kullanyorlard. Duraklamaya bile cesaret edemiyordum. Beni
en ok sinirlendiren ey Poirotya haber brakmam
istemeyileriydi. Arkadam izimi bulduu takdirde belki her
ey yeniden dzelirdi. Bu tehlikeyi gze alabilir miydim? Beni
gzetleyen yoktu. Ama yine de kararszdm. inli mektuptaki
emirleri yerine getirip getirmediimi anlamak iin kolaylkla
yukar kabilirdi. Bunu neden yapmyordu? Onun gelmemesi
phelerimi daha da arttryordu. Byk Drtler in ellerinin her
yere uzandn grmtm. Bu yzden artk onlarda insanst
gler olduunu da sanmaya balyordum. Kimbilir, evdeki
kk zavall hizmeti kz bile belki onlarn ajanyd. Hayr,
Poirotya haber brakmak tehlikesini gze alamazdm. Ama bir
tek ey yapabilirdim. Telgraf orada brakabilirdim. Poirot da o
zaman karmn karldn ve imdi kimin elinde olduunu
anlard.
Btn bunlar bir iki saniye ierisinde kafamdan geti. Bir
dakika sonra bamda apkam, aaya, inlinin bekledii hole
iniyordum. Pusulay getirmi olan uzun boylu sakin yzl bir
inliydi. Elbisesi temiz ama eskiydi. Eilerek beni selamlad.
ngilizcesi kusursuzdu. Ama bu dili biraz ark sylermi gibi
konuuyordu.
"Siz Bay Hastings misiniz?"
"Evet."
"Ltfen pusulay bana verin."
Onun notu isteyeceini biliyordum. Hi sesimi karmadan
kd inliye uzattm. Ama hepsi bu kadar deildi.
"Bugn size bir telgraf geldi, sanrm. Biraz nce. Bu Gney
Amerika dan ekilmiti."
Byk Drtler in istihbarat sistemlerinin ne kadar fevkalade
olduunu bir kere daha anladm. Veya belki de zekice bir
tahminde bulunuyorlard. Bronsen in bana telgraf ekecei

121
akt. Telgraf gelinceye kadar beklemi, ondan sonra saldrya
gemilerdi.
Bu gerei inkr etmemin bir yarar olmayacakt. "Evet.
Telgraf geldi."
"Ltfen telgraf da getirin. Hemen, imdi."
Dilerimi sktm ama yapabileceim bir ey de yoktu. Tekrar
hzla yukar ktm. Durumu Bayan Pearson a aklamay
dnyordum. Hi olmazsa ona karmn kaybolduunu
syleyebilirdim. Kadn sahanlktayd. Ama arkasnda o kk
hizmeti duruyordu. Ya o da ajansa... Bu yzden tereddt ettim.
Pusuladaki szler gzlerimin nnde dans ediyorlard adeta.
Byk Drtler Bunun cezasn karnz eker. Hi konumadan
oturma odasna gittim. Telgraf aldm. Tam dar kacam
srada aklma bir ey geldi. Dmanlarmn anlamayaca, ama
Poirot iin anlaml bir iaret brakamaz mydm? Rafa koarak
hemen oradan aklm drt kitab yere attm. Poirotnun bunlar
fark etmemesi imknszd. Arkadamn fkeli gzleri hemen
kitaplara taklacakt. Biraz nce ektii nutuktan sonra bu durum
garibine de gidecekti. Ondan sonra koup mineye kmr
attm. O arada drt para kmr ocan nne yuvarlamay da
baardm. Elimden gelen her eyi yapmtm. Artk Poirotnun
iaretlerin ne anlama geldiini anlamas iin dua etmekten baka
bir ey kalmamt.
Tekrar telala aaya indim. inli benden telgraf ald.
Okuduktan sonra cebine soktu. Bayla kendisini izlememi iaret
etti. inli beni uzun uzun, yoruluncaya kadar dolatrd. Bir ara
otobse bindik. Bir keresinde de trenle olduka uzun bir
yolculuk yaptk. Ama hep ayn yne, douya doru gidiyorduk.
Varlklarn bile bilmediim acayip mahallelerden getik. Artk
rhtmlara doru indiimizin farkndaydm. Onun beni in
Mahallesi ne gtrdn anladm.

122
Elimde olmadan rperdim. Rehberim hl yryor, pis
sokaklardan ve dar yollardan geiyordu. inli sonunda eski bir
evin nnde durarak kapya vurdu. Hemen baka bir inli kapy
at. Adam yana ekildi ve biz ieri girdik. Kap grltyle
kapanrken son umudum da yok oldu. Gerekten artk dmann
penesindeydim.
Rehberim beni ikinci inliye teslim etti. Adam beni eski bir
merdivenden mahzene indirdi. Buras flar ve balyalarla
doluydu. Etrafa keskin bir koku yaylmt. Dou da ok
kullanlan baharatn kokusuna benziyordu bu. Sanki beni de
Dou ya zg o hava sarmt. Karmak, kurnaz, tehlikeli...
inli birdenbire iki fy yana doru yuvarlad. Duvarda bir
tnelin azna benzeyen bir aklk olduunu grdm. Adam,
bana nden gitmemi iaret etti. Tnel epey uzundu. Tavan dik
duramayacam kadar da alakt. Ama sonunda genileyerek bir
koridor halini ald. Birka dakika sonra kendimi baka bir
mahzende buldum.
inli ilerleyerek duvarlardan birine drt defa vurdu. Duvarn
bir ksm ar ar dnd. Ve bylece bir geit ortaya kt.
Oradan getim ve kendimi Bin Bir Gece Masallar ndaki
saraylara benzer bir yerde buldum. ok ardm tabi. Bu yerin
altndaki alak tavanl geni salonun duvarlarna ar Dou
ipekleri aslmt. Iklar etraf iyice aydnlatyordu. Oda
parfm ve baharat kokuyordu. Be alt divan vard burada.
zerlerine ipek rtler serilmiti. Yerdeki deerli in hallar
ok gzeldi. Dipte perdeli, kk bir hcre vard.
Oradan biri, "Sayg deer konuumuzu getirdin mi?" diye
sordu.
Rehberim, "O burda, Ekselans," diye cevap verdi.
Dieri, "Misafirimiz ieri girsin," dedi.

123
Ayn anda grnmeyen bir el perdeyi yana ekti. imdi
karmda ok byk, zerine yastklar konulmu bir sedir vard.
Uzun boylu, zayf bir inli oturuyordu orada. ok zarif, ilemeli
bir elbise giymiti. Trnaklarnn uzunluundan onun soylu
olduunu anladm.
inli elini sallayarak, "Bay Hastings," dedi. "Rica ederim
ltfen oturun. Hemen gelmenizi istemitim. Bu arzumu abucak
yerine getirmi olmanz beni sevindiriyor."
"Siz kimsiniz?" diye sordum. "Li Chang Yen mi?"
"Ah, hayr hayr. Ben efendimizin en deersiz
hizmetkrlarndan biriyim. Ben sadece onun emirlerini yerine
getiririm. Dier lkelerdeki hizmetkrlar gibi. Mesela Gney
Amerika dakiler gibi."
Bir adm attm. "Karm nerde? Ona ne yaptnz?"
"Karnz gvenli bir yerde. Onu kimse bulamaz. Bayan
Hastings e henz bir zarar verilmedi. Byk Drtler Henz
dediimi fark ettiniz sanrm."
Glerek beni szen iblise bakarken srtmda sanki buzdan
eller dolat. "Ne istiyorsunuz?" diye bardm. "Para m?"
"Ah, sevgili Bay Hastings, sizin biriktirdiiniz o azck
parada gzmz yok. Bundan emin olabilirsiniz. zr dilerim
ama bu teklifiniz hi de akllca bir ey deildi. Herhalde
arkadanz byle bir ey sylemezdi."
Ar ar, "Herhalde beni penenize drmeyi istediniz,"
diye mrldandm. "Eh, bunu baardnz ite. Bana istediinizi
yapn ama karm brakn gitsin. O hibir ey bilmiyor. Size bir
yarar da olmaz. Beni tuzaa drmek iin karmdan
yararlandnz. te artk elinizdeyim. Bylece sorun
zmlendi."
inli glmseyerek dzgn yanan okad. ekik
gzleriyle beni yan yan szyordu. "ok acelecisiniz..." Sesi

124
kedi mrltsna benziyordu. "Sorun henz zmlenmi deil.
Aslnda amacmz sizin deyiminizle Byk Drtler sizi tuzaa
drmek deildi. Ama sizin yardmnzla Msy Hercule
Poirotyu ele geirmek istiyoruz."
Hafif bir kahkaha attm. "Korkarm bunu
baaramayacaksnz."
inli sanki beni duymam gibi konumasna devam etti.
"Size unu nereceim. Msy Hercule Poirotya bir mektup
yazacaksnz. Bu yle bir mektup olacak ki, arkadanz hemen
size katlmak iin buraya koacak."
fkeyle, "yle bir ey yapacak deilim," dedim.
"Reddetmeniz kt sonular dourabilir."
"Kim aldrr sonulara?"
"Ama lebilirsiniz."
Souk bir titreme geldi ama yzmdeki cesur ifadeyi
korumay baardm.
"Zorbaln, tehditlerin bir yarar yok. Bunlar inli
korkaklara saklayn."
"Bu tehditler aka deil, Bay Hastings. Size tekrar
soruyorum! O mektubu yazacak msnz?"
"Yazmayacam. Ayrca beni ldrmeye cesaret de
edemeyeceksiniz. ok gemeden polis peinize der."
inli ellerini rpt. ki inli sanki birdenbire yerden biterek,
kollarm yakaladlar. Dieri onlara ince abucak bir emir
verdi. Beni byk odann belirli bir kesine srklediler.
inlilerden biri gitti. Ve sonra birdenbire ayaklarmn altnda yer
kayd. Eer dier adam beni tutmasayd, ayaklarmn dibinde
alan delikten yuvarlanacaktm. Aas zifiri karanlkt ve
suyun rltsn duyuyordum.

125
Divanda oturan adam, "Nehir," diye aklad. "yi dnn,
Bay Hastings. Eer tekrar reddederseniz, sonsuzlua
uacaksnz. lm aadaki karanlk sularda bulacaksnz.
Son defa soruyorum: O mektubu yazacak msnz?"
Ben herkesten cesur deilim. Bunu aka itiraf ediyorum.
lmden korkuyordum, iyice telalanmtm. Bu iblis ciddiydi.
Bunu anlyordum. Bu gzel dnyadan ayrlacaktm. Kendimi
zorlamama ramen cevap verirken sesim titriyordu.
"Ve ben de son defa Byk Drtler Hayr, diyorum. Tanr
o mektubu kahretsin!"
Sonra gzlerimi kapayarak, ksaca dua ettim.

BLM13
Fare Kapana Dyor

nsan hayat boyunca her zaman sonsuzluun eiinde


beklemez. East End deki o mahzende bu szleri sylerken,
bunun son konumam olacana inanyordum. Kendimi aada
hzla akan kara sulara kar hazrlamaya alyordum. Daha
imdiden nefesimi kesecek olan bu dmenin etkisini
duyuyordum.
Ama sonra hafif bir kahkaha iittim. Ve ok ardm.
Gzlerimi atm. Divandaki inlinin iareti zerine iki adam
beni yine onun karsna gtrdler.
inli, "Siz cesur bir insansnz, Bay Hastings," dedi. "Biz
Doulular cesareti takdir ederiz. Byle davranacanz tahmin
ettiimi sylemeliyim. Bylece bu kk drammzn ikinci
perdesine de gelmi olduk. lm cesaretle karladnz. Kendi

126
lmnz. Peki, bir bakasnn lm karsnda da ayn
cesareti gsterebilecek misiniz?"
Korkun bir dehetle sarslarak bouk bir sesle, "Ne demek
istiyorsunuz?" diye sordum.
"Elimizdeki hanm unutuyorsunuz... Bahenizin gzel
gln kastediyorum."
Sessiz bir azapla adama baktm.
"Yanlmyorsam, istediim o mektubu yazacaksnz, Bay
Hastings. Bakn burda bir telgraf formu var. Buraya yazacam
haber size bal. Bu karnzn ya lmesine neden olacak ya da
onun yaamasn salayacak."
Terlemeye baladm. kencecim dosta bir tavrla glerek
szlerini srdrd. Pek sakindi. "Bakn, kalem surda. Birka
satr yazmanz yetecek. Aksi takdirde..."
"Aksi takdirde?" diye tekrarladm.
"Aksi takdirde sevdiiniz hanm lecek. Hem de ar ar...
Efendim Li Chang Yen bo zamanlarnda yeni ve zekice ikence
yntemleri bularak elenir..."
"Tanrm!" diye bardm. "Siz bir iblissiniz! Ama bunu
yapamazsnz..."
"Size efendinin bulularndan bazlarn sayaym m?"
Ac ac bararak itiraz etmeme aldrmad. "Sakin, sakin, tatl
tatl konumaya devam etti. Sonunda ellerimle kulaklarm
tkadm.
"Bu konumamn yettii anlalyor, Bay Hastings. Haydi,
kalemi aln ve yazn."
"Karma ikence yapmaya cesaret edemezsiniz..."
"Szleriniz ok budalaca. Bunu siz de biliyorsunuz. Kalemi
aln ve yazn."
"Yazarsam ne olacak?"

127
"Karnz serbest braklacak. Bunun iin gereken telgraf
hemen ekeceim."
"Sznz tutacanz nerden bileyim?"
"Atalarmn kutsal mezarlar zerine yemin ediyorum. Ayrca
iyi dnn. Karnza zarar vermekle elime ne geer? Onu
karmakla istediimizi elde ettik."
"Ya... ya Poirotya ne yapacaksnz?"
"imiz tamamlanncaya kadar onu gvenli bir yerde
gzaltnda tutacaz. Sonra kendisini brakacaz."
"Bunu yapacanza da yine atalarnzn mezarlar zerine
yemin eder misiniz?"
"Size bir kere yemin ettim. O da yeterli olmal."
Yreime indi. Arkadama ihanet edecektim. Ve... Onun
bana neler gelecekti? Bir an durakladm. Ama sonra mektubu
yazmadm takdirde olacaklar gzlerimin nnde belirdi.
Klkedisi bu iblislerin elinde, ikenceyle ar ar lecekti.
nledim. Sonra kalemi aldm. Belki mektubu dikkatle yazdm
takdirde, Poirotyu uyarabilirdim. Arkadam da o zaman tuzaa
dmekten kurtulurdu. Tek umut buydu.
Ama o da ok gemeden snd. inli nazik ve terbiyeli bir
tavrla, "zin verin de," dedi. "Mektubu ben size yazdraym."
Bir an durdu. Yanndaki bir deste kd alarak bunlara bakt.
Sonra da mektubu dikte etti.
"Sevgili Poirot,
Drt Numara nn izini bulduumu sanyorum. Bugn
leden sonra eve bir inli geldi ve beni uydurma bir haberle
buraya srkledi. Ama neyse ki oyununu tam zamannda
anladm. Ve onun elinden kurtuldum. Sonra ondan baskn
karak ben inlinin peine takldm, vnmek gibi olmasn ama
bunu ustalkla da yaptm. Bu mektubu sana getirmesi iin zeki
bir ocuk buldum. Ona bahi ver, olur mu? Mektubu sana

128
teslim ettii takdirde ona para vereceini syledim. Ben evi
gzetliyorum ve yerimden ayrlmaya cesaret de edemiyorum.
Seni altya kadar bekleyeceim. Eer o zamana dek gelmezsen o
vakit eve kendi bama girmeye alacam. Bu karlmayacak
kadar gzel bir frsat, tabi ocuk seni bulamayabilir. Ama eer
bulabilirse ona seni hemen buraya getirmesini syle. Ayrca o
deerli byn da rt. Belki biri evden dary gzetliyordur.
Byklarn yznden seni hemen tanyabilir.
Acele et.
Selamlar A. H."
Yazdm her kelime aresizliimi arttryordu. blise,
zekice hazrlanm bir mektuptu bu. Bu adamlarn hayatlarmz
en ufak ayrntsna kadar bildiklerini anladm. Kendi bama
kalsaydm, yine byle bir mektup yazardm. Eve gelen inlinin
beni zellikle srkledii szleri yznden Poirot drt kitapla
braktm iarete de aldrmayacakt.
Poirot, "Bir tuzak kurmular ama Hastings buna dmemi,"
diye dnecekti. Zaman da zekice hesaplanmt. Poirot
mektubu ald zaman masum grnl haberciyle kmak iin
vakit bulabilecekti. Arkadamn oraya geleceini de
biliyordum.
zellikle eve tek bama girme kararm Poirotnun oraya
komasna neden olacakt. Nedense o gln bir ekilde
yeteneklerime gvenmezdi. Duruma hkim olamayacama ve
kendimi tehlikeye atacama inanacakt. Bu yzden de ynetimi
ele almak iin gelecekti.
Ama yapabileceim bir ey de yoktu. Sylenenleri yazdm.
inli mektubu alarak okudu. Takdirle ban salladktan sonra
bunu sessiz adamlarndan birine verdi. O ipek rtlerin gizledii
bir kapdan karak gzden kayboldu.

129
inli glmseyerek telgraf formunu ald. Ve buna bir cmle
yazd. Sonra da kd bana uzatt.
Ktta, "Beyaz kuu hemen brakn," yazlyd.
Rahat bir nefes aldm. "Bunu... hemen yollayacaksnz, deil
mi?"
Glerek ban sallad. "Msy Hercule Poirot elime getii
zaman bu telgraf ektireceim. O zamana kadar bekleyeceim."
"Ama sz verdiniz..."
"Eer bu oyunumda baarl olamazsam, tekrar o beyaz
kutan yararlanmaya alacam. Bylece sizin yardmnz
salayacam tekrar."
fkemden bembeyaz kesildim. "Tanrm! Eer siz..."
nce, uzun, sar elini sallad. "Merak etmeyin, oyunumda
baarl olacam sanyorum. Msy Poirotyu elime geirir
geirmez verdiim sz tutacam."
"Eer kallelik ederseniz..."
"erefli atalarmn zerine yemin ettim. Korkmayn. Bir sre
burda dinlenin. Ben yokken uaklarm size gereken eyleri
getirecekler."
Beni yeraltndaki o lks odada brakarak kt. Bir inli uak
iki ve yiyecek getirerek, bunlar bana uzatt. Ama ben elimi
sallayarak hibir ey istemediimi akladm. ok ktydm.
Endieyle kvranyordum.
Sonra yine o soylu inli gzkt. Uzun boylu adam ipek
elbisesiyle ok etkileyiciydi. Hemen emirler vermeye balad.
Adamlar beni alarak, tnelden geirdiler. Bylece o eski eve
dnm olduk.
inliler beni orann zemin katndaki bir odaya gtrdler.
Pencerelerdeki panjurlar kapalyd. Ama atlaklardan sokak
grnyordu. Yolun karsnda yrtk prtk elbiseli, yal bir

130
adam ayaklarn sryerek yryordu. Pencereye bakarak bir
iaret yapmas zerine onun grubun gzclerinden biri olduunu
anladm. Yanmda duran uzun boylu inli, "Mkemmel..." diye
mrldand.
"Hercule Poirot tuzaa dt. Eve yaklayor. Yannda
kendisine yol gsteren ocuktan baka kimse de yok. imdi,
kk bir rolnz daha var, Bay Hastings. Msy Poirot sizi
grmedike eve girmez. O tam evin karsna geldii zaman
kapnn nne kacak ve ona ieri girmesini iaret edeceksiniz."
Tiksintiyle, "Ne?" diye bardm.
"Bu rol yalnz banza oynayacaksnz. Baarszla
uradnz takdirde deyeceiniz bedeli unutmayn. Hercule
Poirot bir terslik olduundan phelenir ve eve girmezse, karnz
ar ar can verir. Hah, ite geliyor!"
Panjurdaki atlaktan baktm. Kalbim deli gibi arpyordu.
Baylacam sandm. Yolun kar tarafnda iki kii vard. Poirot
yakasn kaldrm ve yznn yarsn sapsar, upuzun bir
atkyla iyice rtmt. Ama onu yine de hemen tandm.
Yry, yumurta biimli ban tutu ekli onun kim olduunu
aklyordu.
Evet, zavall Poirot, bana gvenmiti ve imdi yardma
geliyordu. Hibir eyden phelenmiyordu. Yannda Londra l
tipik bir sokak ocuu kouyordu. Yz kirli, elbisesi de yrtkt.
Poirot duraklayarak eve doru bakt. ocuk ise heyecanl
heyecanl konuarak evi iaret ediyordu. Rolm oynamamn
zaman gelmiti. Hole ktm. Uzun boylu inlinin bir iareti
zerine adamlardan biri sokak kapsnn srgsn ekti.
Dmanm alak sesle, "Baarszln bedelini unutmayn,"
dedi.
Kapdan karak dardaki basamakta durdum. Poirotya
iaret ettim. Arkadam telala karya geti.

131
"Ah, dostum, demek bana bir dert gelmedi? Ben de
endielenmeye balyordum. eri girmeyi basardn m? Ev bo
galiba?"
Normal bir sesle konumaya altm. "Evet. Herhalde bu
evden kmak iin gizli bir kap var. Gel de o kapy arayalm.
Gerileyerek eii atm.
Poirot da saf saf beni izlemeye hazrland.
Ayn anda iimde bir ey koptu sanki. O zaman oynadm
rol iyice anladm. Arkadam tuzaa drmeye alyordum.
Bir haindim ben. "Ka, Poirot!" diye bardm. "Cann
kurtarmak istiyorsan, ka. Bir tuzak bu. Beni dnme! Hemen
kamaya bak."
Konuur daha dorusu haykrarak arkadam uyarrken
mengene gibi eller beni yakaladlar. inli uaklardan biri
Poirotyu yakalamak iin yanmdan frlad. Arkadamn geri
sradn grdm. Elini kaldrmt. Sonra birdenbire youn
bir duman yerden ykseldi. Etrafm sard. Bouluyordum...
lmek zereydim... Nefes alamyordum. Yere yldm
hissettim. Demek lm buydu?
Ar ar, strapla kendime geldim. yice sersemlemitim. lk
grdm Poirotnun yz oldu. Arkadam karmda oturmu
endieyle bana bakyordu. Gzlerimi atm fark edince
sevinle bard.
"Ah, kendine geldin, Hastings! Artk her ey yolunda saylr.
Dostum, zavall dostum..."
Acyla, "Nerdeyim?" dedim.
"Nerde misin? Evindesin tabi."
Etrafma bakndm. Gerekten de yine o eski, tandk
odadaydm. minenin nnde de yere ustalkla drdm
drt kmr paras duruyordu.

132
Poirot, baklarm izlemiti. "Ah, evet, bu fikrin gerekten
ahaneydi. Kmrler ve kitaplar. Beni dinle, eer bundan sonra
bana, Arkadan Hastings pek de kafal saylmaz, dedikleri
zaman onlara, Yanlyorsunuz, diye cevap vereceim. Aklna
gelen o fikir gerekten ahaneydi."
"Demek onlarn ne anlama geldiini anladn?"
"Ben aptal mym? Tabi anladm. Benim iin yeterli bir
uyaryd bu. Bylece planlarm gelitirecek zaman da buldum.
Byk Drtler bir yolunu bulup seni ele geirmilerdi. Amalar
neydi? Herhalde bunu gzel gzlerin uruna yapmamlard.
Ayn ekilde herhalde korktuklar iin seni ortadan kaldrmay
da dnmyorlard. Hayr, gayeleri belliydi. Byk Hercule
Poirotyu penelerine drmek iin seni yem olarak
kullanacaklard. Ben byle bir ey olmasn oktan beri
bekliyordum. Gereken hazrlklar yaptm. Ve gerekten de ksa
bir sre sonra haberci geldi. Masum bir sokak ocuuydu o. Ben
de gya her eyi yuttum. Ve telala ocuun peine takldm.
Neyse ki, dmanlarmz senin kapnn nne kmana izin
verdiler. Tek korkum buydu. Onlar zararsz hale getirdikten
sonra seni hapsettikleri yeri bulabileceimi dnyordum.
Hatta belki de seni bouna arayacamdan korkuyordum."
G duyulur bir sesle, "Zararsz hale getirmek mi?" diye
sordum.
"Tek bana?"
"Ah, bunun o kadar nemli olmadn syleyeyim. nsan
nceden hazrlanrsa, her eyi kolaylkla zmler. zcilerin
prensibi deil midir bu? Ben de hazrdm. Ksa bir sre nce ok
nl bir kimyagere bir konuda yardm etmitim. Sava srasnda
zehirli gazlarla ilgili birok i yapmt. Bana da kk bir
bomba hazrlad. Tanmas kolay bir eydi bu. Bombay atmak
yeterliydi. Bu hemen patlyor ve gaz etraftakileri bayltyordu.

133
Bombay attktan sonra ddk aldm. Ve Japp n adamlar
koarak gelip duruma el koydular. Onlar ocuk, bana haber
getirmeden nce bizim evin etrafnda saklanmlard. Ve belli
etmeden bizi Limehouse a kadar izlediler."
"Ama sen nasl baylmadn?"
"Bu bakmdan da ansm yardm etti. O zekice mektubu
dostumuz Drt Numara hazrlam ve inlilere vermiti sanrm.
O arada bymla alaya da kalkmt. Bu sayede kk gaz
maskesini atkmn altna saklamay baardm."
Heyecanla, "Hatrlyorum!" diye bardm. Ve bu kelime
azmdan kar kmaz da geici olarak unuttuum o korkun
felaket aklma geldi. Klkedisi... nleyerek koltuuma
yldm. Herhalde yine birka dakika baygn kaldm. Kendime
geldiim zaman Poirot, bana konyak iirmeye alyordu.
"Ne var, dostum? Ne oldu? Anlat."
inlinin tehdidini arkadama kelimesi kelimesine anlattm.
Konuurken iddetle titriyordum.
Poirot, "Ah, dostum!" diye bard. "Dostum! Kimbilir ne
kadar ac ektin! Benim btn bunlardan haberim yoktu. Ama
merak etme. Her ey yolunda."
"Yani Bella y bulacan m sylemek istiyorsun? Ama o
Gney Amerika da! Biz oraya gidinceye kadar... Zavall
Klkedisi lecek. Hem de ne korkun ikencelerle..."
"Hayr, hayr, anlamyorsun. Bella gvende ve yayor. Zaten
bir an iin bile Byk Drtler in eline dmedi."
"Ama Bronsen bana telgraf ekti."
"Hayr hayr. Sana Gney Amerika dan bir telgraf geldi.
Bunun altnda da Bronsen in imzas vard. Bu farkl bir ey.
Syle bana, btn dnyaya dal budak salm yle bir grubun bize
o ok sevdiin kk kz, yani Klkedisi nin yoluyla ar bir
darbe indirebilecei hi aklna gelmedi mi?"

134
"Hayr, hibir zaman gelmedi," diye cevap verdim.
"Ama benim geldi. Sana bir ey sylemedim. nk bo yere
endielenmeni istemiyordum. Ama kendimce baz tedbirler de
aldm. Karnn mektuplarn iftlikten yazdn sanyordun.
Ama aslnda o ay nce benim setiim gvenli bir yere
gizlenmiti."
Uzun uzun Poirotya baktm. "Bundan emin misin?"
"Tanrm! Bunu kesinlikle biliyorum. Yalan syleyerek sana
ikence etmiler."
Bam evirdim. Poirot elini omzuma koydu. Konumaya
balad zaman sesinde o zamana kadar duymadm deiik bir
ifade vard.
"Seni kucaklamam, duygularm belli etmem houna
gitmeyecek. Bunu ok iyi biliyorum. Onun iin ben de bir ngiliz
gibi davranacam. Hibir ey sylemeyeceim. Bir tek kelime
bile. Yalnz bir tek eyi aklayacam. Bu son servende eref
sana ait. Senin gibi bir arkada olan insan gerekten mutlu
saylr."

BLM14
Boyal Sal Sarn

Poirotnun in Mahallesindeki eve yapt bombal saldrnn


sonucu beni hayal krklna uratt. Bir kere grubun reisi
kamt. Japp ve adamlar Poirotnun dd zerine eve
girdikleri zaman holde yatan drt inliyi yakalamlard. Ama
beni lmle tehdit eden adam onlarn arasnda yoktu. Sonradan
beni Poirotyu eve ekmek iin zorla kapnn nne kardklar
srada, uzun boylu inlinin iyice gerilemi okluunu hatrladm.

135
Herhalde o gaz bombasnn etki alannn dnda kalmt.
Sonradan evde kefettiimiz birok gizli kapnn birinden kp
gitmiti.
Elimize geirdiimiz drt inliden hibir ey renemedik.
Polisin yapt geni aratrma sonucu onlarla Byk Drtler
arasnda bir ba da bulunamad. Onlar Limehouse semtinde
oturan alelade inlilerdi. Li Chang Yen adn da hi
duymadklarn iddia ediyorlard.
"Bir inli centilmen bizi nehrin kysndaki evde almamz
iin tuttu," diyorlard. "Onun zel ileri konusunda hibir
bilgimiz yok."
Ertesi gn Poirotnun bombasnn etkisinden tamamyla
kurtuldum. Sadece bam biraz aryordu. Onunla birlikte in
Mahallesi ne giderek beni kurtardklar o evi batan aa
aradk. Aslnda yan yana olan iki eski ev, bodrumdaki bir geitle
birbirlerine balanmt. st katlar bombotu. Krk caml
pencerelerdeki panjurlar kapalyd. Japp mahzenleri aratrm
ve ok kt bir yarm saat geirdiim o oday da bulmutu. Oda
daha yakndan incelendiinde ben de uyandrd duygularn
yanltc olmad anlald. Gerekten de duvarlardaki ipekler,
divan rtleri ve yerdeki hallar, nefis eylerdi. in sanat
hakknda fazla bir ey bilmesem de oradakilerin trlerinin en
iyileri olduklarndan emindim.
Japp n ve adamlarnn yardmyla oday iyice aratrdk. Ben
nemli belgeler bulacamz umuyordum. Mesela Byk
Drtler in nemli ajanlarnn bir listesini ya da ifreyle yazlm
planlarn.
Ama yle bir eye rastlamadk. Tek bulduumuz ey inlinin
bana mektup yazdrrken zaman zaman gz att ktlar oldu.
Bunlardan biri bana yazdrlan mektubun taslayd.
Dierlerinde ise hem Poirotnun, hem benim i hayatmz ve

136
karakterimiz hakknda bilgiler vard. Ayrca bunlarda bize
saldrabilecekleri zayf taraflarmz da aklanmt.
Poirot bunlar grnce bir ocuk gibi sevindi. Akas ben
onlara pek deer vermedim. nk bu bilgileri toplayan adam
baz bakmlardan gln denilecek kadar yanlmt. Eve
dndkten sonra bunu arkadama da syledim.
"Sevgili Poirot," dedim. "Dmanlarmzn bizim hakkmzda
neler dndklerini biliyorsun. Bir kere senin beyin gcn
pek fazla abartyorlar. Benimkini ise gln denilecek kadar
kmsyorlar. Ama bunlar renmemizin bize ne yarar
olacak?"
Poirot sinire dokunacak bir tavrla gld. "Anlamyorsun
deil mi, Hastings? Artk kusurlarmzn neler olduunu
rendik. Onun iin de kendimizi dmanlarmzn saldrsna
kar hazrlayabiliriz. Mesela sen, dostum, artk senin hareket
etmeden nce dnmen gerektiini biliyoruz. Bundan baka
kzl sal bir kzla karlatn zaman onu pheyle szmen
gerektiinin de farkndayz."
Gerekten de Byk Drtler in notlarnda benim aklma
estii gibi davrandma ve salar belirli bir renkte olan gen
hanmlara zaaf duyduuma dair gln laflar vard. Poirotnun
bu szlerinin hi de kibarca olmadn dndm. Ayrca
arkadama karlk verecek durumdaydm.
"Ya sen?" diye sordum. "Kendini o mthi kibrinden
kurtarmaya alacak msn? Ya fazla titizliinden?"
Ben de kflardaki szleri tekrarlyordum. Bu cevabm
bizim Belikalnn hi houna gitmedi. "Ah, Hastings, onlarn
baz bakmlardan kendi kendilerini kandrdklar belli. Ama
zarar yok. Nasl olsa zaman gelince gerei renecekler. Bu
arada biz de baz eyler rendik. Bilmek, hazr olmak
demektir."

137
Son zamanlarda Poirotnun en sevdii prensip buydu. Hatta
bu yzden bu szlerden nefret etmeye bile balamtm.
Arkadam, "Baz eyler biliyoruz. Hastings," diye szlerini
srdrd. "Evet, baz eyleri biliyoruz. Bu da iyi bir ey. Ama
yine de yeterli deil. Baka eyler de renmeliyiz."
"Nasl?"
Poirot koltuunda arkasna yaslanarak masaya kaytszca
frlattm kibrit kutusunu dzeltti. "imdi, Hastings, biz drt
dmanla birden boumak zorundayz. Yani drt ayr kiilikle.
Bir Numara yla hi kar karya gelmedik. Onu sadece
kafasnn zerimizde yapt etkiyle biliyoruz, diyebiliriz; Ha,
bu arada sana unu da syleyeyim,
Hastings. Li Chang Yen in kafasn anlamaya baladm artk.
Bu tam Doululara has, incelikten holanan bir beyin. imdiye
kadar karlatmz her plan ve komplo Li Chang Yen in
beyninin rn. ki ve numaralar o kadar gl ve yksek
mevkide insanlar ki, u ara onlara saldrmamz da imknsz.
Ama onlar koruyan ey bizi de koruyor. Herkesin gz
zerlerinde olduu iin dikkatli davranmak zorundalar. imdi
gelelim grubun son yesine. Drt Numara diye bilinen adama."
Poirotnun ses tonu deiti. Drt Numara dan sz ederken
hep byle oluyordu.
"ki ve Numara nl olmalar ve yksek mevkilerde
bulunmalar yznden baarya eriiyorlar. Kimse onlara engel
olmuyor. Drt Numara ise bunun tam tersi olan bir sebep
yznden istediini yapabiliyor. Yani tannmad iin baarl
oluyor. Kim o? Bunu kimse bilmiyor. Nasl bir insan? Bunu
bilen de yok. Sen ve ben onu ka kere grdk? Be defa m?
kimiz de onu bir daha grdmz takdirde kendisini hemen
tanyabileceimizi syleyebilir miyiz?"

138
Karlatmz o ayr be kiiyi dnerek, hayr, der gibi
bam salladm. riyar akl hastanesi memuru, Paris teki
odamza gelen paltolu adam, uak yardmcs James, Sar
Yasemin vakasnda karlatmz ciddi doktor ve satran
ampiyonu. Bu insanlar birbirlerine hi benzemiyorlard.
Umutsuzca, "Hayr..." diye mrldandm. "Elimizde hibir
ipucu yok."
Poirot glmsedi. "Bu kadar umutsuzlua kaplma. Biz bir iki
ey biliyoruz."
pheyle, "Nasl eyler?" diye sordum.
"Aslnda Drt Numara nn orta boydan biraz uzun olduunu
biliyoruz. Ya sarn ya kumral o. Eer ok uzun boylu ve esmer
olsayd, o sarn, tknaz doktor klna giremezdi. Uak
yardmcs James ya da Dr. Savaranoff rolleri iin boyunu bir iki
santim uzatmas onun iin ocuk oyunu kadar basitti. Herhalde
zel ayakkablar giydi. Ayrca adamn burnunun kk ve dz
olmas gerekir. Ustalkla yaplan bir makyajla burun
bytlebilir. Ama iri burun abucak kltlemez. Sonra Drt
Numara olduka gen bir erkek sanrm. Onun otuz beinden
byk olmad kesin. Grdn ya ilerliyoruz... Yani Drt
Numara otuz, otuz be yalarnda, orta boylu, kumral ya da
sarn, makyajda usta, dileri takma bir adam."
"Ne?"
"Tabi ya. Gya akl hastanesinden gelen adamn dileri sar
ve krkt. Paris teki adamn dileri dzgn ve bembeyazd.
Doktorun dileri hafife kkt. Savaranoff un kpek dileri ise
dikkati ekecek kadar uzundu. nsann yzn hibir ey diler
kadar deitiremez. Btn bunlarn ne anlama geldiini anlyor
musun?"
htiyatla, "Pek anlamyorum..." dedim.
"nsann meslei yznden anlalr, derler."

139
"O bir katil!" diye bardm.
"Makyajda usta."
"Ayn ey bu."
"Bu fazla genel bir laf, Hastings. Tiyatro dnyasndan olanlar
da bu sznden hi holanmazlar. Anlamyor musun, dostum?
Bu adam aktr."
"Aktr m?"
"Tabi ya. Teknii gayet iyi biliyor. imdi... ki tip oyuncu
vardr. Bunlardan birincisi kiiliini oynad rolde eritir.
kincisi ise kiiliini rolne yanstr. Usta aktrler ikinci gruptan
kar. Birinci grubun tm yetenei, farkl mzikhollerde ayn
kiiyi oynamak ya da benzer oyunlarda takma sakalla yal
klna girmektir. Bence Drt Numara da bu birinci gruptan.
Oynad rolde kendi kiiliini kaybeden ok yetenekli bir
oyuncu o."
lgim artyordu. "Drt Numara nn izini sahne yoluyla
bulabileceini mi dnyorsun?"
"Mantk yrtme yntemin her zaman ahanedir."
Souk souk, "Bu daha nce aklna gelseydi, ok iyi olurdu,"
dedim. "Bir hayli zaman kaybettik."
"Yanlyorsun, dostum. Ben gerekenden daha fazla zaman
kaybetmi deilim. Birka aydan beri adamlarm bu konuyla
ilgileniyorlard. Joseph Aarons da bunlardan biriydi. Onu
hatrlyorsun deil mi? Yardmclarm gerekli nitelikleri olan
kimselerin bir listesini de yaptlar. Dikkati pek ekmeyen, otuz
be yalarnda, karakter rollerine kan ve son yl iersinde
sahneyi brakm olan aktrlerin bir listesini."
Meraklandm. "E?"
"Tabi liste ok uzundu. Ben de bir sreden beri bu listedeki
baz isimleri silmekle urayordum. Sonunda elimizde drt isim

140
kald. te bunlar, dostum." Bana bir deste kt att. Bunlarda
yazlanlar yksek sesle okumaya baladm.
"Ernest Luttrell. Kuzeyli bir rahibin olu. Ahlak bakmndan
hibir zaman salam deildi. Gittii zel okuldan kovuldu.
Yirmi yanda sahneye kt. (Sonra rol ald oyunlarn bir
listesi yer alyor.) Beyaz zehir kullanyor. Drt yl nce
Avustralya ya gittii sanlyor. ngiltere den ayrldktan sonra
izi bulunamad. Otuz iki yanda. Boyu 1.75 santimetre. Salar
kahverengi; burnu dzgn, cildi beyaz, gzleri gri. Sakal ya da
by yok."
"John St. Maur. Bu takma ad. Asl ismi bilinmiyor, Londra
l olduu sanlyor. ocukluundan beri sahnede,
mzikhollerde taklit yapmasyla tannyor. yldan beri nerde
olduu bilinmiyor. Otuz yalarnda, 1.75 santimetre boyunda.
nce yapl, mavi gzl. Sarn."
"Austen Lee. Takma ad bu. Asl ismi Austen Foly. yi bir
ailedendir. Her zaman tiyatroya merak varm ve Oxford da bu
yeteneiyle n yapm. Savaa katlm. Rol ald oyunlarn
listesi. Birok repertuvar oyunu var. Kriminolojiye merakl.
buuk yl nce feci bir araba kazas sonucu ciddi bir sinir
rahatszl geirmi. imdi nerde olduu bilinmiyor. Ya 35.
Boyu 1.72 santimetre. Gz rengi mavi. Salar kumral. Cildi
beyaz. "Claud Darrell. Bunun asl ad olduu sanlyor. Ailesi
konusunda bilgi yok. Mzikhollerde oynam. Sahneye de
km. Hibir yakn arkada yokmu. Alt ya da yedi yl nce
in deymi. Ordan Amerika ya gemi. New York ta birka
piyeste rol alm. Bir gece tiyatroya gelmemi. O gnden beri
nerde olduunu bilen yok. New York polisi bunun ok esrarl bir
kaybolma olay olduunu bildiriyor. 33 yalarnda; salar
kumral, gzleri gri. Boyu 1.76 santimetre."

141
Ktlar masaya braktm. "ok ilgin. Demek aylarca sren
aratrmalarn sonucu bu? u drt isim. Sen hangisinden
pheleniyorsun?"
Poirot ellerini at. "Dostum, bu soruya henz kesinlikle
cevap veremem. Sadece sana Claud Darrell in hem in e, hem
de Amerika ya gitmi olduunu hatrlatabilirim. Belki bu
nemli Ama bu yzden bo yere etki altnda da kalmamalyz.
Bu basit bir rastlant da olabilir."
Heyecanla, "imdi ne yapacaz?" diye sordum. "Harekete
geildi bile. Gazetelerde her gn ihtiyatla yazlm ilanlar
kyor. Bu aktrlerin dost ve yaknlarnn avukatma
bavurmalar isteniyor. Bugn bile... Hah, telefon! Belki de her
zamanki gibi biri yanl numaray aramtr ve bizi rahatsz ettii
iin de zr dileyecektir. Ama biri avukatma bavurmu
olabilir."
Kalkarak telefona gittim. "Alo? Evet, buras Msy
Poirotnun evi. Ben Bay Hastings. A, siz miydiniz, Bay
McNeill?" McNeill ve Hodgson arkadamn avukatlaryd.
"Evet, ona syle. Hemen geliyoruz."
Telefonu yerine brakarak Poirotya dndm. Heyecandan
gzlerim parlyordu sanrm. "Poirot, broya bir kadn
bavurmu. Claud Darrell in arkadaym. Bayan Flossie
Monro adnda biri, McNeill hemen gelmemizi istedi."
Poirot yatak odasna koarken, "Hemen!" diye haykrd. Geri
dnd zaman apkasn giymiti bile. Bir arabaya binerek
abucak avukatn brosuna gittik. Sekreter bizi McNeill in zel
odasna gtrd. Avukatn karsndaki koltukta ilk genlik
yllar geride kalm, fazla makyajl bir kadn oturuyordu.
Salar pek kt bir saryd. Bunlar bukleler halinde
kulaklarnn zerine drmt. Gzlerine siyah far,
yanaklarna bol bol allk srmt. Rujunu da unutmamt tabi.

142
McNeill, "Hah, ite Msy Poirotda geldi," dedi. "Bayan...
ey... Monro, byk bir nezaket gstererek bize bilgi vermek
iin kalkp geldi."
Poirot, "Ah, ne kadar iyisiniz!" dedi. Hzla ilerleyerek
kadnn elini hararetle skt. McNeill in duygularna hi
aldrmadan, "Matmazel, bu tozlu odada am bir iee
benziyor," diye ekledi. Bu kez bariz iltifatn etkisi de grld.
Bayan Monro kzararak gld. "Aman, yapmayn, Bay Poirot!
Siz Franszlar bilirim ben."
"Matmazel, ngilizler gibi gzellik karsnda dilimiz
tutulmaz bizim. Ama ben Fransz deilim aslnda,
Belikalym!"
Bayan Monre, "Ben Ostend a gittim," diyerek aklad.
Poirotnun dedii gibi iler yolundayd.
Poirot, "Demek bize Bay Claud Daireli hakknda bilgi
verebileceksiniz?" diye glmsedi.
Kadn, "Bir zamanlar Bay Darrell i ok iyi tanrdm," dedi.
"lannz grdm. Bu ara bir rolm yok. Vaktim bol yani.
Zavall Claudie hakknda bilgi istiyorlar diye dndm. stelik
bu adamlar avukat. Belki de Claudie ye bir servet kald, bu
yzden onu aryorlar. Ben hemen avukatn brosuna gideyim."
McNeill ayaa kalkt. "Msy Poirot, Bayan Monro yla
yalnz konumak ister misiniz?"
"ok naziksiniz. Ama gitmeyin. Aklma bir ey geldi. le
zaman yaklayor. Belki de matmazel yemekte bize eref verir."
Bayan Monro nun gzleri parlad. Kadncazn durumunun
pek de iyi olmadn anladm. Gzel bir yemek yeme frsatn
da karmayacakt.
Birka dakika sonra taksiye biniyorduk. Londra nn en
pahal lokantalarndan birine gittik. Poirot, aktris iin en gzel

143
yemeklerden syledi. Sonra da, "Ya iki, matmazel?" diye
sordu. "ampanyaya ne dersiniz?"
Bayan Monro bu teklifi pek beendi. Yemek neeyle balad.
Poirot, kadnn boalan kadehini hi gecikmeden tekrar
dolduruyordu. O arada sz dndrp dolatrp istedii konuya
da getirdi.
"Zavall Bay Darrell. Ne yazk ki imdi yanmzda deil."
Bayan Monro, "Gerekten..." diye iini ekti. "Zavall... Ona
ne oldu acaba?"
"Onu uzun zamandan beri grmediniz sanrm."
"Oh, yllardr; savatan beri. Acayip bir ocuktu Claudie. Pek
sk azlyd. Kendisinden hi sz etmezdi. Ama tabi servetin
kayp mirass oysa o zaman durum da anlalr. Ona soyluluk
unvan da kald m. Bay Poirot?"
Arkadam hi utanmadan, "Hayr," diye cevap verdi.
"Sadece byk bir servet kald. Ama tabi kimlik sorunu
kabilir. Bu yzden Bay Darrell i ok iyi tanyan birini
bulmamz gerekiyordu. Siz onu yakndan tanyordunuz, deil
mi, matmazel?"
"Size her eyi aklamamn bir sakncas yok, Bay Poirot. Siz
bir centilmensiniz. Bir hanmefendiye nasl le yemei
smarlanacan da biliyorsunuz. Gnmzde genlerin ou
byle davranmyorlar. Akas ok cimri onlar. Evet, dediim
gibi, siz Franszsnz. Onun iin de anlatacaklarm sizi
artmayacak. Ah, siz Franszlar. Ne apknsnzdr. Ne
apkn!" Kadn parman cilveli cilveli Poirotya doru sallad.
"Claudie yle birbirimize ktk. ok gentik o zaman. Baka
ne olabilirdi? Claudie ye kar hl dostluk duyuyorum. Ama
akas o sonunda bana pek de iyi davranmad. Hatta hi iyi
davranmad diyebilirim. Bir hanmefendiye yle yapmamas
gerekirdi. paraya geldi mi erkeklerin hepsi de ayndr."

144
Poirot, Flossie nin kadehini tekrar doldururken itiraz etti.
"yle sylemeyin, matmazel. yle sylemeyin... Siz Bay
Darrell i bana tarif edebilir misiniz?"
Flossie Monro dalgn dalgn mrldand. "Aslnda pek de
yakkl deildi. Ne fazla uzun boyluydu, ne de ksa. Ama gl
kuvvetliydi. Zarifti. Grimsi mavi gzleri vard. Sa da sar
saylabilirdi. Ah, ama ne oyuncuydu o! Onun kadar iyi bir aktre
bir daha rastlamadm. Eer onu kskanmasalard imdiye kadar
byk bir ne kavuurdu. Ah, Msy Poirot, o kskanlk yok
mu? Biz sanatlarn kskanlk yznden neler ektiklerini bir
bilseniz. Bir keresinde Manchester dayken..."
Pantomim ve nl olmayan esas olann bandan geenleri
ieren uzun ve karmak bir hikyeyi byk bir sabrla dinledik.
Sonra Poirot ustalkla tekrar Claud Darrell konusunu at.
"Bize Bay Darrell hakknda anlattklarnz ok enteresan,
matmazel. Kadnlarn gzlerinden hibir ey kamaz, fevkalade
bir yetenektir bu. Onlar her eyi fark ederler. Bir erkein
gznden kaan ufak bir ayrnty grverirler. Bir kadnn on
iki erkek arasndan aradmz birini setiini gzlerimle
grdm. Bunu nasl m baard? Adamn heyecanland zaman
burnunu ovuturduunu fark etmiti. Bir erkek byle bir eyin
farkna varr myd?"
Bayan Monro, "Ah, ne ilgin!" diye bard. "Evet, biz
kadnlar gerekten ok eyi gryoruz. imdi aklma geldi.
Claudie de masada hep ekmeiyle oynard. Bir para ekmek alr
bununla krntlar toplamaya alrd. Bunu belki yz defa
yaptn grdm. Akas onu bu alkanl yznden her
grdm yerde hemen tanrm."
"Ben de demin yle sylemedim mi? Kadnlarn gznden
hibir ey kamyor. Ona bu huyundan hi sz ettiniz mi,
matmazel?"

145
"Hayr, etmedim, Bay Poirot. Erkeklerin nasl olduklarn
bilirsiniz. Onlar baz eyleri fark etmenizden holanmazlar. Hele
bunlardan sz etmenize hi gelemezler. Ona bu konuyu hi
amadm. Ama ou zaman Claudie e bakarak iin iin gldm.
O ne yaptnn farknda bile deildi."
Poirot ban sallad. Kadehine uzanrken elinin hafife
titrediini fark ettim. "Tabi el yazsyla da kimlik tespit
edilebilir," diye mrldand. "Herhalde Bay Darrell in size
yazd mektuplar sakladnz?" Flossie ban zgn bir ekilde
sallad. "O mektup yazmaktan holanmazd. Bana bir tek satr
bile yazmad."
Poirot, "Ne yazk," dedi.
Kadn birdenbire, "Ah," diye bard. "Bende onun resmi var.
Bu iinize yarar m?"
"Sizde Bay Darrell in fotoraf m var?" Arkadam
heyecanndan neredeyse yerinden frlayacakt.
"Ama eski bir resim o. En fazla sekiz yllk."
"Bu nemli deil. Eski ve solmu olmasnn bir zarar yok.
Ah, ne ans bu, ne ans! O fotorafa bakmama izin verecek
misiniz, matmazel?"
"Ah, tabi."
"Belki resmin kopyasn karttrmama da izin verirsiniz. Bu
fazla zaman almaz."
"Tabi, madem istiyorsunuz." Flossie Monro ayaa kalkt.
"Artk gitmem gerekiyor, sizinle ve arkadanzla tantm iin
ok memnunum, Bay Poirot."
"Ya fotoraf? Onu ne zaman alabiliriz?"
"Ben bu gece onu arayp bulurum. Resmi nereye koyduumu
bildiimi sanyorum. Fotoraf hemen size yollayacam."

146
"ok teekkr ederim, matmazel. Dnyann en nazik
insansnz. Belki yaknda yine birlikte byle bir le yemei
yeriz."
Bayan Monro, "Ne zaman isterseniz," dedi. "Ben hazrm."
"Ah, galiba bende adresiniz yok."
Bayan Monro azametli bir tavrla antasndan bir kart
kararak arkadama uzatt. Kart o kadar eskimi ve ypranmt
ki zerindeki adres silinmi yerine kuunkalemle yeniden
yazlmt. Poirot, onu yerlere kadar eilerek selamlad. Sonunda
kadn kp gitti.
Poirotya, "Sence fotoraf gerekten nemli mi?" diye
sordum.
"Evet dostum. Fotoraf makinesi yalan sylemez. Bir resmi
bytr ve bylece fark edemeyecein nemli ayrntlar da
grrsn. Binlerce ayrnt vardr. Mesela kulaklarn biimi.
Bunu hi kimse szlerle anlatamaz. Ah, evet, ansmz yardm
etti. Bu yzden baz tedbirler almay da dnyorum."
Eve dner dnmez, Poirot bazen yararland bir zel
dedektif brosuna telefon etti. Emirleri belirli ve kesindi, iki
adam verecei adrese gidecek ve Bayan Monro yu korumaya
alacaklard. Kadn nereye giderse gitsin, onun peini
brakmayacaklard. Arkadam telefonu kapayarak yanma
dnd.
Ben, "Bu gerekten gerekli mi?" diye sordum. "Olabilir.
Seninle beni gz hapsine aldklarndan eminim. Bu yzden ok
gemeden bugn le yemeini kiminle yediimizi de
reneceklerdir. Hatta belki Drt Numara tehlikede olduunu
bile dnecektir." Yirmi dakika kadar sonra telefon ald. Gidip
atm. Sert bir ses, "Bay Poirotyla m konuuyorum?" diye
sordu. "Buras St. James Hastanesi. On dakika nce bir kadn
getirildi. Sokakta kazaya uram. Ad Flossie Monro. Bay

147
Poirotyu grmek istiyor. Yalnz abuk gelmelisiniz. Onun fazla
yaayacan sanmyoruz."
Bu szleri arkadama tekrarladm. Poirotnun yz
bembeyaz kesildi. "abuk, Hastings. Bir rzgr hzyla
gitmeliyiz."
Bindiimiz taksi bizi alt ya da yedi dakika ierisinde
hastaneye gtrd. Bayan Monro yu grmek istediimizi
syledik. Bizi hemen acil yardm kouuna kardlar. Ama bizi
kapda beyaz kepli bir hemire karlad.
Poirot, onun yzne bakar bakmaz durumu anlad. "ld
demek?"
"Evet, alt dakika nce..."
Poirot donmu gibi kald.
Onun duygularn yanl anlayan hemire, efkatle, "Ac
ekmedi," diye aklad. "Zaten sonlara doru komaya girdi.
Zavally bir araba inemiti. Anladma gre ofr durup ona
yardma almam bile. Ne kt deil mi? Birinin arabann
plakasn alm olduunu umarm."
Poirot alak sesle, "Kader bize kar geliyor," dedi. "Onu
grmek ister misiniz?"
Hemire bizi bir odaya gtrd. Zavall boyal sal, fazla
makyajl Bayan Flossie Monro... Kadncaz, sakin sakin
yatyordu. Dudaklar hafif bir glmseyile aralanmt.
Poirot, "Evet," diye mrldand. "Kader bizimle savayor...
Ama bu kaderin ii mi?" Sanki aklna bir ey gelmi gibi
birdenbire ban kaldrd. "Bizi engelleyen kader mi, Hastings?
Eer yle deilse... Bu zavall kadnn lsnn yannda yemin
ediyorum, dostum. Zaman gelince onlara hi acmayacam."
"Ne demek istiyorsun?" diye sordum.

148
Ama Poirot hemireye dnm, ondan heyecanla bilgi
istiyordu. Sonunda Bayan Monro nun antasndan kan
eyalarn bir listesi bulundu. Arkadam bunu okurken hafife
haykrd.
"Gryor musun, Hastings, gryor musun?"
"Neyi gryor muyum?"
"Bayan Monro nun antasndan anahtar kmam. Ama
anahtar olmas gerekirdi. Hayr, onu byk bir soukkanllkla
inediler. Ve gya kadna yardm iin onun zerine ilk eilen
kii de antasndan anahtar ald. Belki zamannda yetiebiliriz.
Belki adam aradn henz bulamad."
Baka bir taksi bizi Flossie Monro nun apartmanna gtrd.
Fakir bir mahalledeydi. Bir hayli uratktan sonra kadnn
dairesine girebildik.
Daha ilk bakta birinin bizden nce davrand anlalyordu.
ekmecelerin ve dolaplarn iindeki eyalar etrafa salmt.
Kilitler krlm, kk masalar devrilmiti. Evi arayan kimsenin
acelesi olduu belliydi.
Poirot o karmakark odalar aramaya balad. Bir, iki dakika
sonra da hafife bararak doruldu. Elinde eski tip bir fotoraf
erevesi vard. Ama bundaki resim karlmt.
Arkadam ereveyi evirdi. Bunun arkasna bir etiket
yaptrlmt; bir fiyat etiketi. "Kadn bu ereveyi drt iline
alm," dedim.
"Hastings! Allah akna gzlerini kullan. Bu yepyeni,
tertemiz bir etiket. Bu etiketi erevenin arkasna fotoraf alan
adam yaptrm. Buraya bizden nce gelen, bizim de apartman
arayacamz bilen biri. Claud Daireli... Yani Drt Numara.

149
BLM15
Korkun Felaket

Bayan Flossie Monro nun feci lmnden sonra Poirotnun


da tavrlar deiti. imdiye kadar hi eksilmeyen zgveni
kalmamt sanki. yice ciddilemiti. Uzun uzun dnyordu.
Bir kedi kadar huzursuzdu artk. Sinirlerinin gerilmi olduu da
belliydi. Eskisi kadar youn alp mmkn olduunca Byk
Drtler den sz etmeyi de istemiyordu. Yine de bu byk grubu
gizli gizli dndn de biliyordum. Tuhaf grnl adamlar
srekli onu grmeye geliyordu ama o bu konuda herhangi bir
aklama yapmaktan kanyordu. Bu tuhaf grnl adamlarn
yardmyla yeni bir saldr ya da savunma plan yaptndan
emindim. Bir keresinde tesadfen ajandasndaki notlar grdm.
Kk bir notun doruluunu aratrmam istemiti. Ruslara
ykl miktarda para dendiini fark ettim.
O ara para basan Poirot iin bile byk bir miktard. Ama
planlad ey hakknda hibir ipucu vermiyordu. Sadece bazen,
"nsann dmann kmsemesi byk bir hatadr," diyordu.
Onun, bu hatay yapmamaya kararl olduunu anlyordum.
Bir sre durum hi deimedi. Ama martn sonlarnda bir sabah
Poirot, beni ok artan bir ey syledi.
"Bugn en gzel elbiseni giymeni neririm, dostum. nk
gidip ileri Bakan n greceiz."
"Sahi mi? Beni heyecanlandryorsun? Bakan telefon mu etti?
Bir olay aydnlatman m istiyor?"
"Pek deil. Onunla konumay ben istedim. Bir keresinde
bakana yardm ettiimi sylemitim. Bunu hatrlyor musun? Bu
yzden benim yeteneklerime ok gveniyor. Ben de bundan
yararlanmaya alacam. Bildiin gibi Fransa Babakan

150
Msy Desjardeaux da Londra da. Bakan, isteim zerine
bugnk toplantmza onu da aracak."
Majestelerinin ileri Bakan Sir Sydney Crowther, ok
sevilen bir adamd. Elli yalarnda, neeli bir insand. Gri gzleri
zek doluydu. Bizi byk bir dostlukla karlad. minenin
nnde uzun boylu, ince bir adam duruyordu. Hassas bir yz,
siyah sivri bir sakal vard.
Crowther, "Msy Desjardeaux," dedi. "Msy Hercule
Poirotyu takdim etmeme izin verin. Belki ondan sz edildiini
duydunuz?"
Fransz nezaketle selam verdi. "Tabi duydum. Msy
Poirotdan sz edildiini duymayan var m?"
"ok naziksiniz, msy." Poirotnun yz sevincinden
kzarmt. Biri, "Eski bir ahbabnza syleyecek bir sznz yok
mu?" diye sordu. Ve bir adam yksek bir kitapln yanndan
bize doru geldi.
Bu bizim Bay Ingles ti.
Poirot sevinle adamn elini skt.
Crowther, "imdi emrinizdeyiz, Msy Poirot," dedi. "Bize
ok nemli bir meseleyi aklamak istediinizi biliyoruz."
"yle, efendim. Bugn ok byk bir organizasyon btn
dnyay sarm durumda. Bir su ebekesi bu. Grubu drt kii
ynetiyor. Grubun ad . Bir Numara bir inli, Li Chang Yen. ki
Numara Amerikal milyarder Abe Ryland. Numara bir
Fransz kadn. Drt Numara nn da tannmam bir ngiliz
aktr olduunu sanyorum. Claud Daireli adnda biri. Bu
drdnn amac dnyadaki mevcut dzeni deitirip yerine
kendilerinin ynetecei bir anari sistemi kurmak."
Fransz, "nanlacak gibi deil," diye mrldand. "Ryland
byle bir ie mi kart? Ama imknsz bu."

151
"Msy size Byk Drtler in yaptklar baz eyleri
aklayacam."
Poirotnun anlattklar gerekten ok ilgi ekiciydi. Ben bile
btn ayrntlar bilmeme ramen yine de heyecanlandm.
Poirotnun szleri sona erince Fransz, sessizce Bay Crowther a
bakt.
ileri Bakan bu bak cevaplad. "Evet, Msy
Desjardeaux, in varln kabul etmek zorundayz. Scotland
Yard balangta bu iddiayla alay ediyordu. Ama imdi Msy
Poirotnun iddialarnda hakl olduunu kabul etmeye baladlar.
Btn sorun grubun amac. Akas ben Msy Poirotnun
bunu biraz abarttn dnyorum."
Arkadam o zaman odadakilere on ayr olay hatrlatt.
Korkarm bunlar imdi bile aklamama izin yok. Ama bunlarn
arasnda baz deniz ve hava kazalar da vard. Poirotya gre
bunlarn hepsi in iiydi ve dnyann bilmedii birok bilimsel
bulularn denemesiydi.
Fransa Babakan o zaman beklediim o soruyu sordu.
"Grubun nc yesinin bir Fransz kadn olduunu
sylediniz. Onun kim olduunu biliyor musunuz?"
"Bu ok tannm bir ad, msy. Hatta erefli bir isim.
Aslnda Numara Madam Olivier."
Msy Desjardeaux, Curies nin rencisi nl fizikinin
adn duyduu zaman az kalsn yerinden frlyordu. Yz
fkesinden mosmor kesilmiti. "Madam Olivier m? mknsz!
Sama. Bu bir hakaret."
Poirot usulca ban sallad ama cevap da vermedi. Fransz bir
sre onu akn akn szd. Sonra da ileri Bakan na
dnerek elini anlaml anlaml alnna vurdu. "Msy Poirot
byk bir adam. Ama bazen byk adamlarn da delice fikirleri
olur. yle deil mi? Msy Poirot da nl kimselerin bir komplo

152
hazrladklarn dnyor. Byle eyler ok duyulmutur. Siz
de ayn fikirde deil misiniz, Bay Crowther?"
Bakan bir sre cevap vermedi. Sonra da ar ar, "Dorusu
ne dneceimi bilmiyorum..." diye aklad. "Ben Msy
Poirotya her zaman inandm. Hl da inanyorum. Ama dorusu
bu aklamaya inanmak biraz zor."
Fransz ekledi. "Sonra bu Li Chang Yen denilen adam. Ondan
sz edildiini kim duymu?"
"Ben duydum." Bay Ingles beklenmedik bir anda konumaya
katlmt.
Fransz, ona hayretle bakt. Ingles de Desjardeaux yu szd.
Yz imdi her zamankinden daha ok bir in idolne
benziyordu. ileri Bakan, "Bay Ingles," diye aklad. "Dou
konusunda uzmandr."
"Ve siz bu Li Chang Yen den sz edildiini duydunuz yle
mi?"
"Msy Poirot, bana gelinceye kadar ngiltere de bu ad
benden baka kimsenin bilmediini sanyordum. Msy
Desjardeaux, Li Chang Yen, in de oturuyor. Byk bir gc
var. Ve belki de dnyann en byk beyni o."
Fransa Babakan sersemlemi gibi oturuyordu imdi. Sonra
kendisini toplayarak, "Belki iddialarnz doru, Msy Poirot,"
dedi.
Sesi ok souktu. "Ama Madam Olivier konusunda
yanldnz kesin. O gerek bir Franszdr ve mesleine de
ktr."
Poirot omzunu silkti ve cevap vermedi. Derin bir sessizlik
oldu. Sonra ufak tefek arkadam o deiik kiiliine hi
uymayan byk bir vakarla ayaa kalkt. "Syleyeceklerim bu
kadar. Sizi uyardm. Bana inanmayacanz tahmin ediyordum.
Ama hi olmazsa bundan sonra ihtiyatl davranacaksnz.

153
Szlerim sizi etkileyecek ve her yeni olayla bana inanmaya da
balayacaksnz. Benim bugn konumam gerekliydi. Daha
sonra belki de bunu yapma frsatn bulamazdm."
Crowther istememesine ramen Poirotnun ciddi tavrlarnn
etkisinde kalmt. "Yani?..."
"Ben Drt Numara nn kim olduunu artk anladm, msy,
onun iin de her an ldrlebilirim. Drt Numara ne olursa olsun
beni ortadan kaldrmaya alacak. Ona bo yere Byk Drtler
Cellat adn vermemiler.
Sizi selamlyorum, beyler. Msy Crowther, size de bu
anahtarla bu mhrl zarf veriyorum. Byk Drtler le ilgili
btn notlarm topladm. Ayrca her an dnyann
karlaabilecei bu belayla nasl baa klabilecei
konusundaki fikirlerimi de yazdm. Onlar bir bankann kasasna
koydum. ldm takdirde, o ktlar alma ve istediiniz gibi
davranma hakkn size veriyorum, Msy Crowfher. imdi... yi
gnler."
Desjardeaux sadece souk bir ekilde selam verdi. Ama
ileri Bakan yerinden frlayarak elini arkadama uzatt.
"Size inanyorum artk, Msy Poirot. Btn bu olaylar
olmayacak eylermi gibi gzkyor. Ama anlattklarnzn
doru olduundan eminim."
Ingles de bizimle birlikte kt. Yolda ilerlerken, Poirot, "Bu
konuma beni hayal krklna uratmad," dedi. "Desjardeaux
yu ikna edebileceimi sanmyordum. Ama artk ldm
takdirde bildiklerim benimle birlikte mezara gmlmeyecek.
Hi olmazsa bunu saladm, ileri Bakan n da ikna ettim."
Ingles, "Bildiiniz gibi ben de sizin tarafnzdanm," dedi.
"Ha, aklma gelmiken... Pek yaknda in e gideceim."
"Bu akllca bir ey mi olur?"

154
Ingles alayc bir tavrla gld. "Pek de olmaz. Ama bu
gerekli. nsan elinden geleni yapmal."
Poirot heyecanla, "Ah," diye bard. "Siz cesur bir
insansnz. Sokakta olmasaydk sizi kucaklardm."
Bana, Ingles bu tehlikeden kurtulduuna sevinmi gibi geldi.
Adam, "Siz de Londra da tehlikedesiniz," diye hatrlatt.
"in de sizinkinden daha byk bir tehlikeyle karlaacam
da sanmyorum."
Poirot itiraf etti. "Herhalde doru bu. Ben sadece beni ortadan
kaldrmaya alrken Hastings i de ldrmeyeceklerini
umuyorum. Dorusu buna ok kzarm."
Bu neeli konumay yarda keserek, "Koyun gibi
boazlanmaya hi niyetim yok," dedim.
Bir sre daha yrdk. Sonra Ingles bizden ayrld. Poirotyla
bir mddet sessiz sedasz ilerledik. Sonra arkadam beni ok
artan bir ey syleyerek sessizlii bozdu. "Galiba... evet
galiba... Bu ie kardeimi de kartrmak zorunda kalacam."
Hayretle, "Kardeini mi?" diye bardm. "Kardein
olduundan hi haberim yoktu."
"Beni artyorsun, Hastings. Btn nl dedektiflerin
kendilerinden ok daha stn kardeleri olduunu bilmiyor
musun? Onlar daha da baarl olabilirler ama tembelliklerinden
yerlerinden kmldamazlar."
Poirot bazen pek garip bir tavrla konuur. Bu yzden onun
ciddi olup olmadn bir trl anlayamazsnz. te imdi de
yine ayn tavrlar taknmt. Bu yeni fikre almaya alarak,
"Kardeinin ad nedir?" diye sordum.
Arkadam ciddi ciddi, "Achille Poirot," dedi. "Belika da
Spa yaknlarnda oturuyor."

155
Poirotnun annesinin mitolojiden isimler semesi pek garipti.
Madam Poirotnun nasl bir insan olduunu dndm. Sonra
bunu bir tarafa brakarak merakla arkadama baktm. "O ne i
yapyor?"
"Hibir ey yapmyor... Son derecede tembel bir adamdr,
Achille. Oysa aslnda benim kadar yeteneklidir. Bu da az bir ey
saylmaz."
"Sana benziyor mu?"
"Pek benzemiyor. yle yakkl da saylmaz. Byklar da
yok."
"Senden byk m o? Yoksa kk m?"
"Achillele ayn gnde domuuz."
"Ah, ikizsiniz demek?"
"Evet, yle, Hastings. Hi yanlmadan doru sonulara
varveriyorsun... Neyse, eve geldik artk. imdi desin
gerdanl olayyla ilgilenebiliriz."
Ama desin gerdanl daha bir sre bekleyecekti. nk
bizi ok daha baka bir olay bekliyordu. Ev sahibemiz Bayan
Pearson bize bir hemirenin geldiini ve yukarda Poirotyu
beklediini haber verdi. Kadn pencerenin nndeki koltua
oturmutu. Orta yal, uysal yzlyd. stnde lacivert bir
niforma vard. Konuya girmeyi pek istemiyor gibiydi. Ama
Poirot ok gemeden onun rahatlamasn salad. Hemire de
derdini at o zaman.
"Anlayacanz imdiye kadar byle bir eyle hi
karlamadm, Msy Poirot. Beni Lark Bakmevi nden
Hertfordshire da bir hastaya bakmam iin yolladlar. Hastam
yal bir bey. Bay Templeton. Ev rahat ve gzel. Ailenin yeleri
de ho insanlar. Hastamn kars Bayan Templeton adamdan ok
gen. Bay Templeton un ilk evliliinden olan olu da onlarla
birlikte oturuyor... O gen adamla vey annesinin

156
geinebildiklerini pek sanmyorum. Bay Templeton un olu
pek de normal saylmaz. Geri zekl deil belki. Ama akll
olduu da sylenemez. imdi... Bay Templeton un hastal
bana balangcndan beri ok esrarl gzkt. Bazen gayet
salkl olduunu dnyordunuz. Sonra mide krizi tutuyor,
sanclanyor ve kusmaya balyordu. Ama doktor bunlar normal
karlyordu.
Bana da bir ey sylemek dmezdi. Ama bu durumu
dnmekten de kendimi alamyorum. Sonra..." Duraklad,
yanaklar kzard.
Poirot, "phelenmenize yol aan bir ey oldu sanrm," dedi.
"Evet." Ama hemire hl konumakta zorluk ekiyordu.
"Hizmetilerin dedikodu yaptklarn da fark ettim..."
"Bay Templeton un hastal konusunda m?"
"Ah, hayr! br... br konuda..."
"Bayan Templeton hakknda m?"
"Evet." ..
"Belki de hizmetiler Bayan Templeton la doktor hakknda
dedikodu yapyorlard."
Byle konularda Poirotnun sezgileri ona alacak kadar
yardm ederdi.
Kadn ban sallad. "Sonra bir gn onlar... bahede... bir
arada... grdm..." Sz burada kesti.
Kadnn ok sinirlendii, evin hanmn ayplad o kadar
belliydi ki, bahede ne grdn sormaya gerek yoktu.
Hemirenin ilikinin ne derecede olduunu anlamasna yetecek
baz eylere tank olduu anlalyordu.
Hemire szlerini srdrd. "Hastamn krizleri gitgide
ciddilemeye balad. Dr. Treves, Byk Drtler Bunlar normal
ve beklenilen eyler, dedi. Byk Drtler Bay Templeton un

157
fazla yaayacan sanmyorum. Ama ben eski bir hemireyim.
Uzun alma yllar boyunca da byle bir vakayla, hi
karlamadm. Bu durumu biraz..." Kararszca duraklad.
Poirot, ona yardm etmeye alt. "Arsenik zehirlenmesine
benzettiniz. yle deil mi?"
Kadn ban sallad.
"Sonra... Hasta da acayip bir ey syledi. Byk Drtler O
drd beni ldrecek. Sonunda ldrecek, diye inledi."
Poirot abucak, "Efendim?" dedi.
"Hasta byle syledi gerekten, Msy Poirot. Tabi o srada
mthi sancs vard. Ne dediini de pek bilmiyordu."
Arkadam dnceli bir tavrla tekrarlad. "O drd beni
ldrecek... Drd derken kimleri kastediyordu dersiniz?"
"Bunu bilmiyorum, Msy Poirot. Karsn, olunu, doktoru
ve Bayan Templeton un yardmcs Bayan Clark kastettiini
dndm. Tam drt kii ite. Belki Bay Templeton o drdnn
aleyhinde bir plan hazrladklarn sanyordu.
Poirot dalgn dalgn mrldand. "Olabilir... Ya yiyecek
meselesi? O konuda tedbir alamaz mydnz?"
"Ben her zaman elimden geleni yapmaya alyorum. Ama
tabi Bayan Templeton bazen kocasna yemeini kendisi
gtrmek istiyor. Ayrca izinli olduum zamanlar da var."
"Tabi. pheleriniz polise gitmenizi nleyecek kadar belirsiz
mi?"
Hemirenin yznden bunu dnmenin bile kendisine
dehet verdii anlalyordu. "Ben unu yaptm, Msy Poirot.
Bay Templeton orba itikten sonra korkun bir kriz geirdi.
Ben daha sonra ksesinin dibinden biraz orba aldm ve bunu
birlikte getirdim. Bay Templeton bugn biraz daha iyi olduu
iin bana hasta annemi yoklamak iin izin verdiler."

158
antasndan kard, iinde koyu renkli bir sv olan kk
ieyi arkadama uzatt.
"ok gzel, matmazel. Bunu hemen tahlil ettireceiz. Bir saat
sonra buraya dnebilirseniz, phelerinizi u ya da bu ekilde
giderebiliriz sanrm."
Belikal, hemireden adn ve mesleiyle ilgili dier
ayrntlar rendikten sonra onu kapya kadar geirdi. Sonra bir
mektup yazarak bunu orba dolu ieyle birlikte yollad. Sonucu
renmek iin beklerken arkadam hemire hakknda da ksa
bir aratrma yapt. Bu beni artt dorusu.
Poirot, "Dikkatli davranmam iyi olacak, dostum," dedi.
"Byk Drtler in peimizde olduklarn unutma."
Ama ok gemeden Mabel Palmer adnda bir hemirenin
Lark Hastanesi nden sz edilen vakaya gnderilmi olduunu
rendik.
"Buraya kadar iyi..." Poirotnun gzlerinde neeli bir prlt
vard. "Hah, Hemire Palmer da geldi ite... Tahlil raporunu da
gnderdiler."
Poirot raporu okurken Hemire Palmer la endieyle
bekledik. Kadn nefesini tutarak, "orbada arsenik var mym?"
diye sordu.
Poirot kd katlayarak ban sallad. "Hayr."
kimiz de ardk.
Arkadam szlerini srdrd. "Arsenik yok. Ama antimuan
var. Onun iin hemen Hertfordshire a gitmeliyiz. ok ge
kalmam olduumuzu umarm."
Hep birlikte basit bir plan yaptk. Poirot zel dedektif
olduunu aklayacakt. Ama oraya Bayan Templeton un
yannda daha nce alan bir hizmeti hakknda konumaya
geldiini syleyecekti. Arkadam Hemire Palmer dan
hizmetinin adn rendi. Bayan Templeton a hizmetinin bir

159
mcevher hrszlna kartndan phelendiklerini
syleyecekti.
Elmstead adl villaya vardmz zaman iyice ge olmutu.
Evdekilerin hep birlikte geldiimizi anlamamalar iin Hemire
Palmer nden gitti. Biz de yirmi dakika bekledik.
Uzun boylu esmer bir kadn olan Bayan Templeton bizi
salonda kabul etti. Hareketleri zarif, baklar da endieliydi.
Poirot mesleini aklar aklamaz sanki ok sarslm gibi
nefesini tuttu. Ama hizmetiyle ilgili sorular hi duraklamadan
cevaplad. Arkadam ondan sonra Bayan Templeton u
denemek iin kocasn zehirleyen bir kadnla ilgili bir hikye
anlatmaya balad. Konuurken gzlerini Bayan Templeton un
yznden ayrmyordu. Kadn ise gitgide telalandn
saklayacak durumda deildi. Birdenbire anlalmaz bir eyler
mrldanarak zr diledi ve hzla odadan kt.
Birka dakika sonra, krmz bykl, gzlkl, tknaz bir
adam odaya girdi. "Ben Dr. Treves im," diye kendisini tantt.
"Bayan Templeton kendisi adna zr dilememi istedi. O kt
durumda. Sinirleri ok bozuk. Kocas iin endieleniyor. Ona
teskin edici bir ila vererek yatmasn syledim. Ama akam
yemeine kalacanz umuyor. Ev sahiplii grevi de bana
dyor. Burda sizden sz edildiini ok duyduk, Msy Poirot.
Onun iin sizinle bol bol konumak istiyoruz. Ah, ite Micky de
geldi."
Gen bir adam ayaklarn sryerek ieri girmiti. Yz
yusyuvarlakt. Sanki her eye ok ayormu gibi kalarn
aptalca bir ifadeyle kaldrmt. Ellerimizi skarken utanga
utanga glmsedi. Bay Templeton un pek de normal olmayan
olu buydu demek. Bir sre sonra sofraya oturduk. Dr. Treves
bir ara odadan kt. arap amak iin sanrm. Ayn anda Micky
nin yzndeki ifade alacak kadar deiti.

160
Gen adam gzlerini Poirotya dikerek ne doru eildi.
"Babam iin geldiniz, deil mi? Biliyorum. Ben ok ey
biliyorum ama kimse bunun farknda deil. Babam ld
zaman vey annem ok sevinecek. O zaman Dr. Treves le
evlenecek. O benim asl annem deil. Kendisinden hi
holanmyorum. O babamn lmesini istiyor."
Pek sarsc bir konumayd bu. Neyse ki Poirot cevap verecek
zaman bulamadan doktor ieri girdi. Kendimizi zorlayarak
konumamz srdrdk.
Sonra birdenbire Poirot inleyerek iskemlesinde arkasna
yasland. Yz hatlar can asndan arplmt.
Doktor, "Neniz var?" diye bard.
"Ani bir sanc. Ben buna alm. Hayr, hayr, yardmnza
gerek yok, doktor. Yukarda biraz dinlenirsem kendime gelirim."
Bu istei hemen kabul edildi. Arkadamla birlikte yukar
ktm. Poirot ac ac inleyerek yataa yld.
lk bir iki dakika ben de arkadamn hastalandna
gerekten inanmtm. Ama sonra onun rol yaptn anladm.
Poirot yukarda, hastann odasnn yaknnda yalnz kalmay
istiyordu. Bu yzden yalnz kalr kalmaz Belikalnn yerinden
frlamasna da amadm. "abuk, Hastings, pencereyi a.
Darda bir sarmak var. Onlar phelenmeye balamadan
sarmaktan aaya inebiliriz."
"Aaya m ineceiz?"
"Evet. Bu evden hemen kamalyz. Onu yemekte grdn
deil mi?"
"Doktoru mu?"
"Hayr, gen Templeton u. Ekmek krntlaryla oynuyordu.
Flossie Monro nun lmeden nce bize sylediklerini hatrlyor
musun?

161
O, Claud Darrell in bir para ekmekle krntlar
topladndan sz etmiti. Hastings mthi bir komplo bu. O geri
zekl gibi grnen gen adam en byk dmanmz. Yani Drt
Numara. Haydi, abuk ol."
Durup tartmadm. Olanlar inanlacak gibi deildi ama
beklememek daha akllca olacakt. Mmkn olduu kadar
sessizce sarmaktan aa indik. Kk kasabaya ve tren
istasyonuna kotuk. Son trene yetiebildik neyse ki. Bylece
gece on bire doru Londra da olabilecektik.
Poirot dnceli bir tavrla, "Bir komplo..." diye mrldand.
"Acaba buna ka katld? Bana Templeton ailesinin btn
yeleri in ajanlarym gibi geliyor. Btn amalan bizi sadece
eve mi ekmekti? Yoksa daha ince bir planlar m vard? Villada
komedi oynamay srdrecek ve ilgimi uyandrarak beni orda
tutacaklar myd? O srada bir ey yapmak iin zaman bulmu
mu olacaklard? Ama yapmak istedikleri neydi?"
Yol boyunca dnd durdu. Eve vardmz zaman
arkadam beni oturma odasnn kapsnda durdurdu. "Dikkatli
ol, Hastings. Ben baz eylerden pheleniyorum. Brak nce
ieriye ben gireyim."
yle de yapt. Beni elendiren bir tavrla elektrik dmesini
eski bir galola evirdi. Sonra oday yabanc bir kedi gibi usul
usul, ihtiyatla dolat. Tehlikeye kar tetikteydi. Bir sre onu
seyrettim. Emrettii gibi itaatle duvarn nnde duruyordum.
Sonra sabrszca, "phelenecek bir ey yok, Poirot," dedim.
"Grnte yle, dostum, grnte yle. Ama emin olmalyz."
"Sama," diye sylendim. "Ne olursa olsun mineyi yakp
pipo ieceim. Hah, bak seni ilk defa yakaladm. Kibritleri en
son sen kullandn. Bunlar her zamanki gibi kutuya
koymamsn. Oysa bana hep bu yzden atarsn."

162
Elimi uzattm. Poirotnun beni uyarmak iin bardn, bana
doru atldn fark ettim. Parmaklarm kibrit kutusuna
dokundu. Mavi bir alev kt. Kulaklar sar eden bir patlama
duyuldu. Ve sonra etraf karard.
Kendime geldiim zaman Dr. Ridgeway in tandk yzn
grdm. zerime eilmiti. Rahat bir nefes ald. Sonra da beni
yattrmak ister gibi, "Kmldamayn," dedi. "Fazla bir eyiniz
yok. Bildiiniz gibi bir kaza geirdiniz."
"Poirot?" diye fsldadm. "Benim evimdesiniz. Her ey
yolunda."
Buz gibi bir korku kalbimi durdurdu adeta. "Poirot?" diye
tekrarladm.
"Poirot nasl?"
Doktor daha fazla kaamakl konuamayacan anlad. "Siz
bir mucize sonucu kurtuldunuz. Poirot... Kurtulamad!"
Haykrdm. "lmedi ya? lmedi ya?"
Ridgeway kederle ban nne edi.
Kendimi zorlayarak doruldum. "Poirot ld ama ruhu
yayor."
Sesim ok hafif kyordu. "Ben onun balad ii
tamamlayacam. Byk Drtlere lm!"
Sonra baylmm.

BLM16
lmn Eiindeki inli

Martta geirdiim o gnleri yazarken imdi bile strapla


kvranyorum. Poirot... Esiz, ulu Hercule Poirot lmt! Kibrit
kutusunu o halde brakmalar bu insanlarn iblise zeksn

163
gsteriyordu. Tabi Poirot bunu fark edecek ve kibritleri
toplamaya alacakt. Ve bomba patlayacakt. Felakete kendim
sebep olmutum aslnda. Bu yzden de korkun bir pimanlk
duyuyordum. Doktor Ridgeway in de syledii gibi kurtulmam
bir mucizeydi. Hafif bir sarsntyla kurtulmutum.
Hemen kendime geldiimi sanyordum. Halbuki hayata
ancak yirmi drt saat sonra dnebildim. Ertesi gn akama
doru bitkin bitkin sendeleyerek yandaki odaya gittim. Bu
dnyann tand en ahane insanlarndan birinin para para
olmu vcudunun yatt karaaatan yaplm sade tabuta
baktm. Kendime geldiim andan beri bir tek isteim vard.
Poirotnun intikamn almak. Byk Drtler i amanszca
yakalamak.
Ridgeway in de bu konuda benim gibi dneceini
sanyordum. Ama doktor anlamadm bir nedenle hi de benim
kadar heyecanl davranmad.
Bana her seferinde, "Gney Amerika ya dnn," diye nerdi.
"Neden imknsz bir eyi yapmaya kalkyorsunuz?" Yani
Ridgeway nazike, "Poirot, esiz Poirot bu ii baaramadna
gre, siz bunu nasl yapabilirsiniz?" demek istiyordu.
Ama benim inadm tutmutu. Zaten Ridgeway le ayn fikirde
de deildim. Poirotyla birlikte o kadar uzun sre almtm ki,
artk onun yntemlerini ezbere biliyorum. Arkadam iren bir
ekilde ldrlmt. Boynumu bkp Gney Amerika ya
dnemezdim. Btn bunlar Ridgeway e syledim. Hatta daha
da fazlasn...
Beni dikkatle dinledi ama szlerim sona erince, "Ne olursa
olsun," diye cevap verdi. "Ben fikrimi deitirmedim. Eer
benim yerimde Poirot olsayd, o da size ayn eyi sylerdi.
Bundan eminim. O da sizin Gney Amerika ya dnmeniz iin

164
srar ederdi. Hastings, Poirot adna sizden, rica ediyorum. Bu
lgnca dncelerden vazgein ve iftliinize dnn."
Buna ancak bir tek cevap verilebilirdi. Doktor ban
zntyle sallayarak, konuyu kapatt.
Ancak bir ay sonra eski gcme kavuabildim. Nisann
sonlarna doru ileri Bakan yla grtm. Bay Crowther de
Dr. Ridgeway gibi davrand. "Yardm teklifinize teekkr
ederim ama buna gerek yok. Msy Poirotnun szn ettii
ktlar artk bende. Yaklaan tehlikeyi nlemek iin gereken
nlemler alnyor. Bence Gney Amerika ya dnmeniz ok
daha iyi olur, Bay Hastings."
Bu szlerle yetinmek zorunda kaldm.
Herhalde yeri geldii zaman Poirotnun cenaze trenini
anlatmak gerekirdi. Ciddi ve dokunakl bir tren oldu bu.
nanlmayacak kadar ok elenk geldi. Bunlardan da
arkadamn ne kadar ok sevildii anlalyordu. Bana gelince...
Poirotnun mezarnn yan banda durduum zaman onunla
birlikte geirdiimiz o mutlu gnleri dndm. Neredeyse
baylyordum.
Maysn banda kendimce bir plan yaptm. Poirot, Claud
Darrell hakknda bilgi toplayabilmek iin gazetelere ilan
vermeyi dnmt.
Ben de buna devam etmeye karar verdim. Bir gn Soho da
kk bir lokantada oturmu, gazetede kan bu ilanlardan birini
incelerken baka bir stundaki ksa bir haberle fena sarsldm.
Bunda Bay John Ingles in bindii Shanghai gemisinin Marsilya
dan kalkmasndan ksa bir sre sonra esrarl bir ekilde ortadan
kaybolduu aklanyordu. Havann ok iyi olmasna ramen
Ingles in denize dt sanlmaktayd. Haber Bay Ingles in
in e yapt hizmetlerle son buluyordu.

165
ok kt bir haberdi bu. Ingles in lmyle ilgili uursuz bir
ama seziyordum. Bir an bile bu lmn bir kaza olduuna
inanmadm. Ingles ldrlmt ve bu o lanetli Byk Drtler
in iiydi.
Yerimde sersemlemi gibi oturuyor, bu olay dnmeye
alyordum. Sonra gzlerim karmda oturan adama takld.
Pek acayip bir ekilde davranyordu, o zamana kadar yabancyla
ilgilenmemitim. Orta boylu, zayf ve esmer bir adamd. Kk,
sivri bir sakal vard. Karma yle sessizce oturmutu ki,
geldiini fark etmemitim bile.
Ama imdi davranlar bir acayipti. Adam, ne doru eildi
ve tabamn kenarna tuz dkt. Ama ayr drt ynck halinde.
Hznl bir sesle, "Affedersiniz," dedi. "Bir yabancya tuz
vermek, onu straba srklemektir derler. Belki buna ok gerek
var. Ama yle olmayacan umarm. Mantklca
davranacanzdan eminim."
Sonra anlaml bir tavrla kendi tabann kenarnda da tuzdan
drt yn yapt. 4 simgesi gzden kamayacak kadar belliydi.
Onu dikkatle szdm. Ne gen Templeton a, ne uak
yardmcs James e benziyordu. Karlatm dier kimselerle
de bir benzerlii yoktu.
Ama karmdakinin o amansz Drt Numara olduundan
emindim. Sesi odamza gelen o paltolu yabancnnkini biraz
andryordu. Etrafma bakndm. Ne yapmam gerektiini
bilemiyordum. Dncelerimi okuyan adam usulca ban
sallad. "Bunu hi tavsiye etmem. Paris teki aceleciliinizin
nelere sebep olduunu unutmayn. Kama yolumu iyi
setiimden emin olabilirsiniz. Kusura bakmayn ama siz biraz
kabala kayorsunuz, Bay Hastings."
fkeden boularak, "Seni iblis!" dedim. "Sen eytann insan
halisin!"

166
"Heyecanlsnz! Biraz heyecanlsnz. lm olan
arkadanz soukkanllkla davranmann insana stnlk
saladn sylerdi herhalde."
"Ondan sz etmek cretini gsteriyorsunuz demek?" diye
bardm.
"Alaka ldrdnz o insandan? Ve imdi buraya
gelmi..."
Szm kesti. "Ben buraya ok nemli ve bar bir sebeple
geldim. Size hemen Gney Amerika ya dnmenizi tavsiye
edeceim. Bunu yaparsanz. Byk Drtler de bu olaya
kapanm gzyle bakacaklar. Bylece size ve yaknlarnza
kimse dokunmayacak. Bu bakmdan size sz veriyorum."
Onu baya bulduumu belirten bir tavrla gldm. "Ya bu
otoriterce emrinizi yerine getirmeye raz olmazsam?"
"Bu bir emir deil ki. Bunun... sadece bir uyar olduunu
syleyelim mi?" Adamn souk sesinde bir tehdit gizliydi.
Usulca ekledi.
"lk ihtar bu. Bunu aldrmazlktan gelmemenizi tavsiye
ederim."
Sonra daha ben onun ne yapmak istediini kavrayamadan
ayaa kalkarak hzla kapya doru gitti. Ben de hemen yerimden
frladm.
Ama ne yazk ki karma kan iman bir adama arptm.
Kendimi toplayncaya kadar, dmanm da lokantadan kmt.
Ondan sonra bir yn tabak tayan bir garson hi beklemediim
anda bana arpt. Ben kapya eritiim srada siyah sakall zayf
adam gzden kaybolmutu.
Garson uzun uzun zr diledi. iman adam ise bir masaya
gemi sakin sakin yemek sylyordu. Olanlarn bir kaza
saylamayacan gsterecek hibir ey yoktu. Ama ben yine de
phelenmitim.

167
nk Byk Drtler in ajanlaryla her yerde
karlaabileceinizi biliyordum.
O uyarya aldrmadm sylememe gerek yok sanrm. O
yksek gaye uruna lm gze almtm. Gazetelere verdiim
ilanlara sadece iki cevap geldi. Deerli bir bilgi de elde
edemedim. kisi de bir ara Claud Danell le ayn oyunda rol
alm kiilerden gelmiti.
Hibiri onun zel hayatyla ilgili bir ey bilmiyordu. Kimlii
ve imdi nerede olduuna dair bir bilgi de yoktu. Byk
Drtlerden on gn kadar hi ses kmad. Bir gn dalgn dalgn
Hyde Park da ilerlerken yabanc aksanla konuan biri bana
seslendi.
"Bay Hastings; deil mi?
Kaldrmn kenarnda byk bir limuzin durmutu. Siyahlar
giymi, inciler takm ok k bir kadn pencereden eilmiti.
nce Kontes Vera Rossakoff diye tanyp daha sonra Byk
Drtler in ajan olduunu rendiimiz kadnd bu. Poirot
nedense bu kadndan her zaman gizli gizli holanmt. Belki de
kontesin gsterili oluu, ufak tefek arkadamn houna
gitmiti. Poirot zaman zaman heyecanla, "yle kadn binde bir
bulunur," derdi. Onun can dmanlarmzla birlik olmasna da
aldrmamt.
Kontes, "Ah," dedi. "Uzaklamaym Size sylemem gereken
ok nemli bir ey var. Beni tutuklattrmaya da kalkmayn.
nk bu sadece budalalk olur. Evet, siz biraz aptalsnzdr.
imdi de uyarmza aldrmamakla ahmaklk etmi oluyorsunuz.
Bu ikinci ihtar. Hemen ngiltere den ayrln. Burda bir ey
yapamazsnz. Bunu size aka sylyorum. Hibir baar
kazanamazsnz."
Souk souk, "yleyse beni burdan gndermek iin bu kadar
telalanmanz yersiz," diye homurdandm.

168
Kontes omzunu silkti. Omuzlar ahaneydi. Bu tavr da.
"Bence bu da budalalk. Ben onlarn yerinde olsaydm burda
neeyle oyunlar oynamanza izin verirdim. Ama bizim efler
baz szlerinizle sizden daha zeki olan kimselere byk bir
yardmda bulunabileceinizden korkuyorlar! Bu yzden
ngiltere den srleceksiniz."
Kontesin yeteneklerimi pek beenmedii anlalyordu.
fkemi belli etmedim. Herhalde beni kzdrmak ve nemli
olmadm sanmam salamak iin zellikle bu tavrlar
taknmt.
Kadn, "Tabi sizi ortadan kaldrmak ok kolay olur," diye
szlerini srdrd. "Ama bazen benim hassaslm tutar. Bu
yzden sizin iin yalvardm. Bir yerde, sevimli kk bir karnz
var deil mi?
lm olan o zavall kk adam da size bir zarar
verilmediini renseydi sevinirdi. Ben ondan daima
holandm. Zekiydi... ok zekiydi! Bire kar drt olmasaydk,
herhalde bizi yenerdi. Bakn aka itiraf ediyorum o benden ok
stnd. Hayranlm gstermek iin onun cenaze trenine bir
elenk gnderdim. Krmz gllerden yaplm koskocaman bir
ey. Krmz gller benim ruh halimi gsterir."
Sessizce ve gitgide artan bir tiksintiyle kontesi dinledim.
Kadn, "Kulaklarn geriye gtrerek tekme atan bir katr hali
var sizde," diye ekledi. "Neyse... Ben sizi uyardm. unu
unutmayn nc uyar srasnda Cellat la karlaacaksnz."
Elini sallad ve araba hareket etti. Hemen otomobilin plakasn
aldm ama bunun bir ie yarayacan da sanmyordum. Byk
Drtler byle ayrntlar bakmndan hi de dikkatsiz deillerdi.
Eve giderken iyice ciddilemitim. Kontesin gevezelikleri
srasnda bir eyi iyice anlamtm. Hayatm tehlikedeydi.

169
Savatan vazgemek niyetinde deildim ama ihtiyatl
davranmam ve her trl tedbiri almam gerekiyordu.
Btn bunlar dnr ve nasl hareket edeceime dair karar
vermeye alrken telefon ald. Alcya uzandm. "Alo?"
Ciddi bir ses, "Buras St. Giles Hastanesi," dedi. "Burda bir
inli var. Kendisini sokakta baklamlar. Fazla yaayacan
sanmyoruz. Cebinde adnz ve adresiniz yazl bir kt
bulduumuz iin sizi aradk."
ok ardm. Ama bir an dndkten sonra, "Hemen St.
Giles Hastanesi ne geliyorum," dedim. inlinin rhtmdaki
gemiden karaya ktn tahmin ettim.
Tam hastaneye giderken birdenbire phelendim. "Acaba bu
bir tuzak m? Bir inliyle karlatm zaman muhakkak bu iin
iinde Li Chang Yen in parma oluyor." Adamlarnn beni
nasl tuzaa drdklerini unutmamtm. Acaba dmanlarm
imdi de byle bir oyuna m kalkmlard?
Biraz dndm. Hastaneye gitmekle bir ey olmazd. Bu
inli dmanlarmn ajanysa gya bana bir ey aklayacakt.
Ve ben de o bilgiye gre davranacaktm. Sonunda da Byk
Drtler in eline decektim. Hemen karar vermemek
gerekiyordu. Her eye inanm gibi davranacak ama tetikte
olacaktm.
St. Giles Hastanesi ne eriir erimez beni hemen acil yardm
kouuna gtrdler. inli gzleri kapal yatyordu. Nefes al
pek hafifti.
Doktor, "Hemen hemen lmek zere," diye fsldad. "Demek
onu tanyorsunuz?"
Bam salladm. "Onu imdiye kadar hi grmedim."
"O halde adnz ve adresinizin cebinde ne ii vard? Siz Bay
Hastings siniz deil mi?"
"Evet. Ama bu olay aklamam imknsz."

170
"Acayip... zerinden kan ktlardan onun Ingles adnda
birinin ua olduu anlalyor... Ah, demek Ingles i
tanyorsunuz?"
rkilmem doktorun gznden kamamt.
Demek bu adam Ingles in uayd? O halde onu daha nce
grmtm. Ama ben inlileri hibir zaman birbirlerinden
ayramazdm. Herhalde o da Ingles le beraber in e doru yola
km; o felaket zerine de ngiltere ye dnmt. Belki de
bana bir haber getirmiti. O haberi renmem artt.
"inli kendinde mi?" diye sordum. "Konuabilir mi? Bay
Ingles benim eski dostlarmdand. Belki de bu zavall bana
ondan bir haber getirdi. Bay lngles in on gn nce gemiden
denize dt sanlyor."
"Akl banda ama konuacak gc olduunu sanmyorum.
ok kan kaybetmi. Tabi ona bir uyarc ila verebilirim. Ama
bu bakmdan da gereken her eyi yaptm."
Buna ramen inliye yine de ine yapt. Ben yatan
yanndan ayrlmadm. Adamn amacma erimemi salayacak
bir iki kelime syleyeceini umuyordum. Ama dakikalar geti,
inli hl hareketsiz yatyordu.
Birdenbire aklma korkun bir ey geldi. Ben tuzaa dmeye
balamadm m, diye dndm. Belki de bu inli Byk
Drtler in adam ve lngles in ua rolne girdi. Bir yerde baz
inli rahiplerin lm taklidi yapabildiklerini okumam
mydm? Ya da Li Chang Yen, adamlarndan birini bu i iin
ikna etmi olabilirdi. Dikkatli olmalym."
Ben bunlar dnrken yataktaki inli kmldad. Gzlerini
aarak anlalmaz bir eyler mrldand. Sonra baklarn bana
dikti. Beni tanm gibi bir hali yoktu. Ama bana bir eyler
sylemeye alyordu. Dost ya da dman szlerini
dinlemeliydim.

171
Yatan zerine eildim. Ama inlinin syledii kesik kesik
kelimelerden bir anlam karamadm. Bir ara "Hand" gibi bir
eyler mrldand. Biraz sonra da "Largo"ya benzer bir ey
syledi. Ona hayretle baktm. ki kelime bir araya gelince
anlaml bir ey ortaya kyordu.
"Handel in Largosu mu?"
inli sanki evet, demek istermi gibi abucak gzlerini
krpt. Sonra da buna talyanca bir szck ekledi. "Carrozza."
Bunu yine talyanca birka kelime izledi. Sonra inlinin gzleri
kapand. Doktor, beni abucak yana itti. inli lmt.
akn bir halde dncelere dalmtm. Kendi kendime,
"Handel in Largosu ve Carrozza," diye tekrarladm.
"Yanlmyorsam carrozza araba anlamna geliyor. Bu basit
szlerin ne anlam olabilir? Bu adam inliydi, talyan deil. O
halde neden talyanca konutu? ngles in ua olduuna gre
ngilizce bilmesi gerekmez miydi? ok alacak bir olay bu."
Eve gidinceye kadar bunu dndm durdum. Kendi
kendime. "Ah, Poirot sa olsayd," diyordum. "Bu sorunu
yldrm hzyla zerdi." Kapy anahtarmla aarak odama
gittim. Masama bir mektup konulmutu zarf kaytszca atm.
Ama sonra heyecanla mektubu okumaya baladm.
Bunu bir avukat yollamt.
"Sayn Bay Hastings,
len mvekkilim Msy Hercule Poirotmm talimat zerine
size iliikteki mektubu gnderiyorum. Msy Poirot bu zarf
bana lmnden bir hafta nce verdi, lmnden sonra belirli
bir tarihte bunu size yollamam istedi.
Sayglarmla"
liik zarf elimde evirdim. Bunun Poirotdan olduu
kesindi. O yazy yle iyi tanyordum ki. Hem strap, hem de
heyecanla zarfn ucunu yrttm.

172
"Aziz dostum,
Sen bu mektubu aldn zaman ben lm olacan. Benim
iin alama, sadece isteklerimi yerine getir. Bu mektubu alr
almaz hemen Gney Amerika ya dn. Bu konuda inatlk da
etme. iftliine dnmeni romantike nedenlerle istemiyorum.
Gerekli bu. Bu Hercule Poirotnun plannn bir ksm! Dostum
Hastings gibi ok zeki bir insana daha fazlasn sylemeye gerek
yok, sanrm.
Kahrolsun ! Seni br dnyadan selamlyorum.
Sadk arkadan
Hercule Poirot."
Bu artc mektubu tekrar tekrar okudum. Bir ey belirliydi.
Bu alacak adam planlarnn altst olmamas iin her eyi
dnm hatta kendi lmn bile hesaba katmt. Arkadam
dehasyla bana yol gsterecek, ben de onun emirlerini yerine
getirecektim.
Herhalde okyanusun tesine eritiim zaman Poirotnun
talimatn bulacaktm. O arada ihtarlarn dinlediimi sanan
dmanlarm benimle ilgilenmekten vazgeeceklerdi. Sonra
gizlice ngiltere ye dnecek ve onlar mahvedecektim.
Hemen yola kmam engelleyecek hibir ey yoktu. Gerekli
telgraflar ektim gemide kamara ayrttm bir hafta sonra da
Buenos Aires e gitmek zere Ansonia gemisine bindim.
Gemi rhtmdan ayrlrken kamarot bana bir pusula getirdi.
skele kaldrlmadan hemen nce rhtma inen iriyar, krkl bir
bey vermiti bu kd ona.
Pusulay atm. Bu ksa ve kesindi.
"Siz akllsnz."
Bu satrn altnda byk bir 4 says vard, iin iin gldm.

173
Deniz fazla dalgal deildi. Olduka iyi bir yemek yedim.
Yolcularn ou hakknda kendimce bir yargya vardm. Biraz
bri oynadm. Sonra da her deniz yolculuunda olduu gibi
derin bir uykuya daldm. Birinin beni srarla sarsmas zerine
uyandm. akn akn gzlerimi atm. Gemi subaylarndan
biri zerime eilmiti. Ben dorulup oturunca o da rahat bir
nefes ald.
"Neyse! Sonunda sizi uyandrabildim. Ne kadar uratm
bilemezsiniz. Uykunuz hep byle ar mdr?"
Uykum iyice almamt. akn akn, "Ne oldu?" diye
sordum.
"Gemiye bir ey mi oldu?"
Gen adam alayla, "Ne olduunu herhalde benden daha iyi
biliyorsunuz," dedi. "Amirallikten zel emir aldk. Sizi bekleyen
destroyere bindireceiz."
"Niye?" diye haykrdm. "Okyanusun ortasnda m?"
"Bence bu pek esrarl bir olay. Ama benim zerime vazife de
deil. Gemiye yerinizi almas iin gen bir adam da yolladlar.
Hepimize de bu olaydan sz etmememiz iin emir verildi. Hatta
yemin de ettirdiler bize. Ltfen kalkp giyinir misiniz?"
akn akn gen subayn isteini yerine getirdim. Bir filika
indirildi. Beni destroyere gtrdler. Orada nezaketle
karlandm. Ama bir bilgi de vermediler. Komutana beni
Belika kysnda belirli bir yere karmas iin emir verilmiti.
O noktada bilgisi de sorumluluu da sona eriyordu.
Ben sanki rya gryormuum gibi bir duyguya kaplmtm.
Kesin bir fikre skca sarlmtm. Herhalde bu Poirotnun
plannn bir blm, diye dnyordum. "lm olan
arkadama gvenmeli, krcesine ilerlemeliyim."
Beni bildirilen o yere kardlar. Orada bir araba bekliyordu.
Ksa bir sre sonra dmdz uzanan ovalarda ilerliyorduk. O gece

174
Brksel de kk bir otelde yattm. Ertesi sabah tekrar yola
ktk. imdi engebeli, aalkl topraklardan geiyorduk.
Ardennes e girmek zere olduumuzu anladm. Ve birdenbire
Poirotnun ikiz kardeinin Spa yaknlarnda oturduunu
sylediini hatrladm.
Ama Spa ya gitmedik. Anayoldan ayrlarak aalkl
tepelere trmandk. Sonunda kk bir kye ve bir yamataki
beyaz bir villaya eritik. Araba evin yeil kapsnn nnde
durdu. Ben otomobilden inerken villann kaps da ald. Eikte
beliren yal uak Franszca konuarak beni selamlayp, "Msy
Hastings?" diye sordu. "Sizi bekliyorlard. Ltfen yle
buyurunuz."
Beni holden geirerek arkadaki bir kapy at. eri girmem
iin yana ekildi. Gzlerimi krptm. nk batya bakan oda
akam gneinin klaryla doluydu. Sonra gzlerim bu
aydnla alt ve beni bekleyen kimseyi grdm. ki elini
birden uzatmt.
O... ah, hayr... Bu imknszd... Ama evet!
"Poirot!" diye bardm. Ve ilk defa o zaman arkadamn
beni sevgiyle kucaklamasna da izin verdim.
"Evet, evet, benim dostum! Hercule Poirotyu ldrmek o
kadar kolay deildir."
"Ama... Neden?"
"Bir sava hilesi bu, dostum, bir sava hilesi. Artk son
darbeyi indirmek iin her ey hazr."
"Ama bana bunu aklayabilirdin."
"Hayr, aklayamazdm, Hastings. Yoksa cenaze treninde
hibir zaman yle davranamazdn. Ama bilmediin iin her ey
istediim gibi oldu. Byk Drtler de senin o halin yznden
ldme inandlar."
"Ama ektiim azap..."

175
"Benim duygusuz olduumu sanma. Bu oyunu biraz da seni
dndm iin yaptm. Kendi hayatm tehlikeye atmaya
hazrdm. Ama seni devaml olarak lme srklemek houma
gitmiyordu. Patlamadan sonra aklma parlak bir fikir geldi.
Doktor Ridgeway de planm uygulamama yardm etti. Ben
lmtm, sen de Gney Amerika ya dnecektin. Ama dostum
sen buna raz olmadn. Sonunda ben de avukat yoluyla sana o
mektubu yollamak zorunda kaldm. Ama artk hurdasn, nemli
olan da bu. imdi son saldrya kadar burada saklanacaz."

BLM17
Drt Numara Bir Oyunu Kazanyor

Ardennes deki sakin snamzdan dnyada olaylarn


gelimesini izledik. Sryle gazete geliyordu. Poirotya ayrca
her gn byk ikin bir zarf da yolluyorlard. Herhalde bunun
iinde raporlar vard. Arkadam bunlar bana hibir zaman
gstermiyordu. Ama onun halinden haberlerin iyi olup
olmadn hemen anlyordum. Poirot imdiki planmzdan
baka hibir eyin baar salamayacana inanyordu hl.
Bir gn, "Kk bir nokta var, Hastings," dedi. "Her zaman
lmne sebep olacamdan korkuyordum. Bu yzden
sinirlerim geriliyordu. Bir kedi gibi daima tetikteydim. Ama
artk memnunum. Gney Amerika ya erien Arthur Hastings in
bir sahtekr olduunu fark etseler bile durum deimeyecek.
Ama byle bir ey olacan sanmyorum. Herhalde grup Gney
Amerika ya seni tanyan bir ajan yollayacak deil. Ama durum
anlalsa bile Byk Drtler senin zekice bir oyunla kendi bana
onlar aldatmaya altn sanacaklar. Nerde olduunu
anlamak iin ciddi bir aba da gstermeyecekler nemli bir

176
noktaya yani benim ldme gerekten inanyorlar. Onun iin
abalarn srdrecek ve planlarn gelitirecekler."
Heyecanla sordum. "Sonra?"
"te o zaman Hercule Poirot dirilecek! On ikiye bir kala
tekrar ortaya kacak. Herkesin akln kartracak. Ve kendisine
zg o esiz yntemleriyle zafer kazanacak."
Poirotnun kendini beenmiliinin artk mzminletiini ve
her trl saldrya kar koyacan anladm. "Ama bir, iki oyunu
dmanlarmz kazand," diye hatrlatmaktan kendimi
alamadm. Ama Hercule Poirotnun kendi yntemlerine olan
hayranln hibir ey azaltamazd. "Buraya bak, Hastings. Bu
iskambillerle yaplan oyunlara benziyor. Herhalde szn
ettiim oyunu grmsndr. Drt vale alrsn. Bunlar datr,
birini destenin stne, birini en altna koyarsn. Dier ikisini de
yine destenin iine sokarsn. Ktlar kestirir ve kartrrsn. Ve
bir de bakarsn valeler yine yan yana. te benim amacm da bu.
imdiye kadar Byk Drtler den kh u yeyle, kh bu yeyle
uratm. Ama onlar valeler gibi bir araya getirirsem, hepsini
de bir vuruta mahvederim."
"Onlar bir araya nasl getireceksin?" diye sordum.
"Uygun an bekleyerek. Onlar saldrya hazr oluncaya kadar
saklanarak."
"Ama ok uzun bir sre bekleyebiliriz," diye homurdandm.
"Ah, sevgili Hastings, sen ok sabrszsndr. Ama hayr fazla
beklemeyeceiz. Onlarn tek korktuklar insan yani ben artk
ortadan kalktm. Byk Drtler iki ay sonra harekete
geeceklerdir."
"Ortadan kalkt" kelimeleri bana Ingles i ve adamn korkun
lmn hatrlatt. O zaman St. Giles Hastanesi nde lmek
zere olan inlinin szlerini Poirotya anlatmadm aklma
geldi. Arkadam Hikyemi byk bir dikkatle dinledi.

177
"Ingles in ua ha? Ve adam talyanca birka kelime
syledi, yle mi? ok garip."
"Bu yzden bunun Byk Drtler in bir oyunu olduunu
dndm."
"Yrttn mantk hatal, Hastings. Kk gri hcrelerini
kullan. Eer dmanlarn seni aldatmak isteselerdi inlinin
yarm yamalak ngilizcesi ile bir iki kelime sylemesini salard.
Hayr, adam doruyu sylyordu. Bana, onun o szlerini
tekrarla."
"nce inli Handel in Largo sundan sz etti. Sonra da
carrozza szcne benzer bir ey syledi. Bu Byk Drtler
araba anlamna geliyor deil mi?"
"inli baka bir ey sylemedi mi?"
"Sonunda Byk Drtler Cara diye fsldad sanrm. Galiba
bir de kadn ad syledi. Yanlmyorsam, Byk Drtler Zia,
dedi. Ya da buna benzer bir ey. Ama bunlarn asl konuyla bir
ilgisi olduunu da sanmyorum."
"Yanlyorsun, Hastings. Cara Zia kelimeleri nemli. Hem de
ok nemli!
"Anlayamyorum."
"Sevgili dostum, sen hibir zaman anlayamyorsun. Zaten
ngilizler corafya bilmezler."
"Corafya m?" diye bardm. "Btn bunlarn corafyayla
ne ilgisi var?"
"Biraz dn dostum..."
Poirot her zamanki gibi daha fazla bir aklama yapmaya
yanamad. Onun en sinirime dokunan taraflarndan biri de
buydu. Ama arkadamn, sanki bir zafer kazanm gibi pek
keyifli olduunu fark ettim.

178
Gnler geti. Gzel ama biraz tekdze gnlerdi bunlar.
Villada kitap oktu. Etrafta dolamak da houma gidiyordu.
Ama bazen bu zoraki hareketsizlikten sinirleniyor, Poirotnun
sakin ve mutlu haline de ayordum. Bu sakin yaantmz
bozacak hibir ey de olmuyordu. Byk Drtler le ilgili
haberler hazirann sonunda geldi.
Poirotnun onlara tand srenin de sonuydu bu. Bir sabah
erkenden villaya bir araba geldi. Bu o sakin gnlere gre
olaanst bir olayd. Merakm gidermek iin hemen kotum.
Poirot odada oturmu benim yalarmda yakkl bir gen
adamla konuuyordu.
Beni tantrd. "Hastings, bu Yzba Harvey. Sizin Gizli
Servis in en nl ajanlarndan biri."
Gen adam neeyle gld. "Korkarm hi de nl deilim."
"Byle eyleri bilenler kendisini tanr demek istedim.
Yzba Harvey in dostlar ve tandklar onun nazik ama
kafasz bir gen olduunu ve dans etmekten baka bir ey
dnmediini sanyorlar."
kimiz de bir kahkaha attk.
Poirot, "imdi iimize bakalm," dedi. "Yzba Harvey,
demek zamann geldiini dnyorsunuz?"
"Bundan eminiz, efendim. in siyasi bakmdan dn tamamen
terk edildi. Kimse orda neler olduunu bilmiyor. Ne telsizle, ne
de baka bir ekilde hibir haber gelmedi. Ani bir olay... Ve
sessizlik."
"Demek Li Chang Yen harekete geti. Ya dierleri?"
"Abe Ryland bir hafta nce tekrar ngiltere ye geldi. Dn de
ktay terk etti."
"Madam Olivier?"
"O da dn gece Paris ten ayrld."

179
"talya ya m gitti?"
"Evet, talya ya, efendim. Anladmz kadaryla onlar sizin
bildirdiiniz sayfiye yerine gidiyorlar. Ama akas bunu nasl
rendiinizi anlayamadk..."
"Ah, bu benim baarm deil. Bu Hastings in ii. O zeksn
gizlemeye alr. Ama aslnda ok zekidir."
Harvey, bana takdirle bakt. Ben de ok skldm. Poirot,
"Demek her ey yolunda?" diye mrldand. Arkadamn rengi
umutu ve son derecede de ciddiydi. "Vakit geldi. Btn
hazrlklar yapld m?"
"Emrettiiniz her ey yerine getirildi. talya, Fransa ve
ngiltere hkmetleri sizi bekliyorlar. Hep birlikte ahenkle de
alyorlar."
Poirot alayla, "Yani bu da yeni bir milletleraras anlama..."
dedi. "Desjardeaux nun sonunda bana inanmasna sevindim.
Eh, neyse artk yola kabiliriz. Daha dorusu ben yola
kacam. Sen burda kalacaksn, Hastings. Evet, senden rica
ediyorum. ok da ciddiyim, dostum."
Ona inanyordum ama byle geride braklmaya raz olacak
da deildim. Tartmamz ksa ama kesin oldu. Poirot ancak
trenle Paris e giderken bana yannda olduuma sevindiini
aklad.
"Senin de bir roln olacak, Hastings. nemli bir roln! Sensiz
baarszla da urayabilirim. Ama buna ramen sana geride
kalman sylememin grevim olduunu dnyordum."
"Demek tehlike var?"
"Dostum, Byk Drtler in olduu yerde her zaman tehlike
vardr."
Paris e eriince Dou Gar na gittik ve Poirot o zaman
nereye yolculuk yapacamz da syledi. Bolzano ve talyan
trollerine gidiyorduk. Yolculuumuz srasnda Harvey in

180
yokluundan yararlanp neden randevular benim ortaya
kardm sylediini sordum.
"nk bunu gerekten sen rendin, Hastings. Ingles in bu
bilgiyi nasl ele geirdiini bilmiyorum. Ama o bu srr
renmeyi baarm. Ve bu haberi uayla bize yollamaya
alm. Dostum, biz Karersee ye gidiyoruz. Orasnn yeni
talyanca ad Lago di Carrezza. Largo ve Byk Drtler Cara
Zia szlerinin ne anlama geldiini anladn m imdi? Tabi buna
Handel in ismini senin hayalin ekledi. Bay Ingles bize buluma
yerini aklamaya almt.
"Karersee?" diye tekrarladm. "Bu ad hi duymadm."
"Sana her zaman ngilizlerin corafya bilmediklerini
sylyorum ya! Aslnda oras ok nl ve Dolomitler de, bin
iki yz metre yksekte pek gzel yazlk bir sayfiye yeridir."
" Byk Drtler, bu her tarafa uzak olan yerde mi
buluacaklar?"
"Bence onlarn merkezi Karersee de. aret verildi; Drtler
birdenbire ortadan kaybolmak ve dadaki merkezlerinden
emirler vermek niyetindeler. Ben aratrma yaptm. Orada ta ve
maden ocaklar varm. Grnte kk bir talyan irketi
iletiyormu bunlar. Ama aslnda irket Abe Ryland nm.
Dan iine tneller oyulduundan ve oraya snak
yapldndan eminim. Grubun liderleri ordan telsizle her
memleketteki adamlarna emirler verecekler.
Ve Dolomitler deki o dadan dnyann yeni diktatrleri
ortaya kacak. Daha dorusu Hercule Poirot olmasayd
kacaklard."
"Btn bunlara ciddi olarak inanyor musun? Uygarln
ordularn ve silahlarn unutma."
"Peki ya Rusya dakiler, Hastings? Rusya da daha byk bir
tehlike. Madam Olivier n deneyleri akladndan daha da

181
fazla ilerlemiti. Onun atom bombas yaptndan da eminim.
Ayrca havadaki nitrojenle yapt deneyler de ok ilginti.
Manyetik alanla ilgili bulularm da unutma. Kadn, belirli bir
noktaya youn bir n verebiliyor. Madam Olivier n ne kadar
ilerlediini kesinlikle kimse bilmiyor. Ama onun akladndan
daha fazla bilgisi olduu muhakkak. O kadn bir dhi. Curieler
onun yannda bir hi... Onun dehasna Abe Ryland n hemen
hemen sonsuz servetini, Li Chang Yen in ynetme ve planlama
bakmndan ok stn olan kafasn ekle. Anlayacan
uygarln ba dertte."
Poirotnun bu szleri beni dndrd! Arkadam bazen
arya kaard ama durup dururken herkesi telalandrmaya da
merakl deildi. lk defa o zaman ne kadar umutsuzca bir savaa
girimi olduumuzu anladm.
Ksa bir sre sonra Harvey tekrar yanmza geldi ve
seyahatimize devam ettik. Bolzano ya leye doru eritik.
Ondan sonra da yolumuza otomobille devam edecektik.
Kasabann ortasndaki alanda birka byk, mavi araba
bekliyordu. Biz mz, bunlardan birine bindik. Poirot havann
scak olmasna ramen kaln bir palto giymi boynuna da bir atk
dolamt. Sadece gzleri ve kulaklarnn ular gzkyordu.
Bu bir ihtiyat tedbiri miydi, yoksa arkadam her zamanki
gibi souk almaktan m korkuyordu; bilmiyorum. Araba
yolculuumuz bir, iki saat srd. Yolun ilk blmnde bir
tarafnda rl rl elalenin olduu bir uurumu izledik. Sonra
birka mil boyu sren yeil bir vadi boyunca ilerledik. Hl
yukar trmanrken skk am ormanlarnn arasnda kmeler
oluturmu plak kayalar grnd. Yol dne dne daa
trmanyordu. Sonunda bir am ormanndan geerek, byk bir
otelin nnde durmutuk. Gelmitik.

182
Odalarmz ayrlmt. Harvey, bizi yukar kard.
Odalarmzn pencereleri kayalk tepelere ve bunlara doru
ykselen aml yamalara bakyordu.
Poirot, onlar iaret etti. "Orda m?" Sesi alakt.
Harvey, "Evet," diye cevap verdi. "Orda Felsenlabyrinth adl
bir yer var. ri kayalar pek acayip bir ekilde st ste ylmlar.
Aralarndan da bir patika kvrlarak geiyor. Ta oca bunun
sonunda. Ama gizli merkezin giri yerinin Felsenlabyrinth te
olduunu sanyoruz."
Poirot ban sallad. "Anlyorum..." Sonra da bana dnd.
"Gel dostum. Aaya inip baheye kalm. Biraz
gnelenelim."
"Bu akllca bir ey olur mu?" diye sordum. Arkadam
omzunu silkti.
Gne pek houma gitti. Hatta nlar biraz gzm de ald.
ay yerine, koyu birer kahve itik. Sonra yukar karak,
eyalarmz yerletirdik. Poirotyla konumak imknszd yine.
Arkadam derin dncelere dalmt. Bir, iki kere ban
sallayarak iini ektiini fark ettim.
Bizim gibi Bolzano da, trenden inen bir adam ilgimi
ekmiti. zel bir otomobil karlamt onu. Ufak tefek bir
adamd. Dikkatimi ekmesinin nedeni onun da Poirot gibi iyice
sarnp brnm olmasyd.
Hatta o daha da rtnmt. Palto ve atksndan baka iri,
mavi caml gzlkleri de vard. Onun Byk Drtler in ajan
olduunu dnyordum. Ama Poirot bu fikrime pek aldrmad.
Yatak odasnn penceresinden sarktm zaman adamn otelin
bahesinde bir aa, bir yukar dolatn grdm. Bunu
Poirotya haber verdiim zaman arkadam, "Belki de sen
haklsn," diye mrldand.

183
Poirotya akam yemei iin aaya inmemizin hi doru
olmayacan syledim. Ama o srar etti. Yemek salonuna bir
hayli ge gittik. Garson bizi pencerenin nndeki bir masaya
gtrd. Yerimize geerken bir barma ve krlan tabaklarn
angrts dikkatimizi ekti. Garson bir tabak yemei
yanmzdaki masada oturan adamn bandan aaya geirmiti.
ef garson koarak mteriden uzun uzun zr diledi.
Daha sonra sulu garson bize orbalarmz getirdii zaman
Poirot, ona, "Talihsiz bir kaza," dedi. "Ama su sizde deildi."
"Msy bunu grd demek? Gerekten de su bende deildi.
Tam yemei getirdiim srada o bey yerinden frlad. Bir kriz
geirmek zere olduunu sandm. O kazaya engel olamadm."
Poirotnun yeil gzlerinde o ok iyi tandm lt
belirmiti.
Garson uzaklarken bana usulca, "Hastings, grdn m?"
diye fsldad.
"Hercule Poirotnun sa salim ortaya kmas nasl bir etki
yapt."
"Yani..." Szlerime devam edemedim. nk arkadam,
elini usulca dizime koymutu.
Heyecanla, "Bak, Hastings, bak," diye mrldand. "Ekmek
krntlarn ne yaptn gryor musun? te Drt Numara o!"
Gerekten de yanmzdaki masada oturan adam kk ekmek
paracklaryla oynayp duruyordu. Rengi iyice umutu.
Onu dikkatle inceledim. By ve sakal yoktu. Yz tombul
ve i gibiydi. Bozuk rengi salnn iyi olmadn
gsteriyordu. Gzlerinin altnda morluklar vard. Burnundan
aznn kenarlarna doru derin izgiler iniyordu. Otuz be krk
be ya arasnda gzkyordu. Drt Numara nn daha nce
oynad rolleri dndm. Bu adam, karlatmz o
kimselere hi benzemiyordu. Gerekten de ekmeklerle

184
oynamasayd onun Drt Numara olduuna kesinlikle
inanmazdm. Neyse ki adam kendisini ele veren o zelliinin
farknda da deildi.
"O seni tand, Poirot," diye cevap verdim. "Aaya
inmeyecektin."
"Sevgili, Hastings ben ay nce l roln srf bu an iin
oynadm."
"Drt Numara y artmak iin mi?"
"Onu ya abucak hareket etmesi ya da hibir ey yapmadan
beklemesi gereken bir anda yakalayarak artmak iin. Ve
bizim u stnlmz de var. Adam kendisini tandmz
bilmiyor. Yeni klyla gvende olduunu sanyor. Huzur
iinde yatsn; Flossie Monro! Adamn o alkanln bize o
zavall aklad."
"imdi ne olacak?" diye sordum.
"Ne olabilir? Drt Numara, tam grubun planlar uygulanaca
srada korktuklar tek adamn mucize saylacak bir ekilde
dirilmi olduunu grd. Madam Olivier la Abe Ryland bugn
burda yemek yemiler. Onlarn Cortina ya gittikleri de
sandyor. Ama biz o ikisinin gizli yerlerine ekildiklerini
biliyoruz. Byk Drtler Neler biliyorlar?
te Drt Numara u anda kendi kendisine bu soruyu soruyor.
Tehlikeyi gze alamyor. Onun iin ne pahasna olursa olsun,
beni ortadan kaldrmas gerekiyor. Eh, brakalm Hercule
Poirotyu ortadan kaldrsn. Ben hazrm."
Poirotnun konumas bittii srada yan masadaki adam da
yerinden kalkarak yemek salonundan kt.
Poirot sakin sakin, "Hazrlk yapmaya gitti," dedi.
"Kahvemizi terasta ielim mi, dostum? Oras daha gzel
sanrm. Gidip paltomu alaym..."

185
Terasa ktm. Biraz endieliydim. Poirotnun gvenli hali
iimin rahatlamasna yetmiyordu. Ama tetikte olduumuz
srece bamza bir ey geleceini de sanmyordum. Dikkatli
davranmaya karar verdim.
Poirot ancak be dakika sonra bana katld. Her zamanki gibi
soua kar iyice sarnp brnm atksn da boynuna
sarmt. Yanma oturarak kahvesini yudumlad.
"Sadece ngiltere de kahve pek kt. Avrupa da kahvenin
yapl tarznn sindirim iin ne kadar nemli olduunu
biliyorlar."
Konumas sona ererken yemek salonunda yanmzdaki
masada oturan adam birdenbire terasta belirdi. Hi
duraklamadan bir sandalye ekip yanmza oturdu.
ngilizce, "Size katlmann bir sakncas olmadn umarm,"
dedi.
Poirot, "Tabi yok, msy," diye cevap verdi.
yice endielendim. Evet, otelin terasndaydk, etrafmzda
bir sr insan vard. Ama yine de sinirlerim gerilmiti.
Tehlikenin yaklam olduunu seziyordum. Drt Numara ise
sakin bir tavrla gevezelik edip duruyordu. Onun gerek bir
turistten baka bir ey olduuna inanmak zordu. Gezintilerden
arabayla yaplan yolculuklardan sz ediyordu. O civar iyi
tandn anlatyordu. Cebinden piposunu kararak bunu
yakmaya alt. Poirotda cebinden tabakasn kard. nce
sigaralarndan birini dudaklarnn arasna sktrrken yabanc
elinde kibritle ne doru eildi.
"zin verin de sigaranz yakaym."
Ayn anda klar birdenbire snd. Bir cam krts duydum.
Sonra burnuma keskin kokulu bir ey dayand. Bouluyordum...

186
BLM18
Felsenlabyrinth

Galiba baygnlm sadece bir dakika srd. Kendime


geldiim zaman iki adamn arasndaydm. Onlar beni yrtmeye
alyorlard. Kollarma girerek, arlm paylayorlard.
Azma bir tka sokulmutu. Ortalk zifiri karanlkt. Ama yine
da darda olmadmz, otelin ierisinde bir yerden getiimizi
anladm. Etrafta bir sr insan trl dillerde baryor ve klara
ne olduunu soruyordu. Dmanlarm beni bir merdivenden
indirdiler. Bodrumdaki bir koridordan getik. Otelin arkasndaki
caml bir kapdan tekrar, dar ktk. Bir dakika sonra
amlktaydk. Baka birinin de benimle ayn durumda olduunu
hissetmitim Poirotda bu cretli saldrnn kurban olmutu.
Drt Numara byk bir cretle davranm ve oyunu da
kazanmt. Adamn hemen etkisini gsteren bir anestezi
maddesi kulland anlalyordu. Belki de bu etil kloriddi.
Kk bir ampul burnumuzun dibinde krvermiti. Sonra o
karanlkta herhalde yakndaki bir masada oturan su ortaklar
tkalar azmza sokmu ve pelerine taklacaklar artmak
iin bizi otelin iinden geirmilerdi.
Ondan sonraki saati anlatamam. Aalarn arasndan mthi
bir hzla ilerledik. Bir yamaca trmanyorduk. Sonunda dan
yannda bir akla ktk. Hemen nmzde acayip ekilli
kayalar ve talardan olumu bir yn vard.
Harvey nin szn ettii Felsenlabyrinth bu olacakt. Ksa
bir sre sonra buradaki dolambal yollardan ilerliyorduk. Sanki
buras kt bir cin tarafndan hazrlanm bir yerdi. Birdenbire
durduk. Yolumuzun zerinde koskocaman bir kaya duruyordu.
Adamlardan biri eilerek, yerdeki bir eyi itti. Kaya sessizce
ekseni zerinde dnd ve dan yamacnda bir tnelin azna

187
benzeyen bir aklk belirdi. Dmanlarmz bizi hzla buradan
ieri soktular. Tnel dard. Ama bir sre sonra geniledi. ok
gemeden de kayann iine oyulmu bir odaya eriti. Burada
elektrik lambalar yanyordu. Azmzdaki tkalar kardlar.
Drt Numara nn bir iareti zerine yardmclar zerimizi
arayarak btn eyalarmz aldlar. Bunlarn arasnda
Poirotnun kk tabancas vard. Drt Numara ise durmu
zaferle bizi seyrediyordu. Adamlar tabancay bir masann
zerine frlatrken yreime de indi. Yenilmitik. Artk umut
yoktu. stelik dmanlarmzn says bizimkinden ok fazlayd.
Drt Numara alayla, "Byk Drtler in merkezine ho
geldiniz, Msy Poirot," dedi. "Sizinle tekrar karlamak benim
iin beklenmedik bir zevk. Ama srf bunun iin mezardan kp
hayata dnmeye deer miydi?"
Poirot cevap vermedi. Bense ona bakmaya cesaret
edemiyordum.
Drt Numara ekledi. "yle buyurun. Geliiniz i
arkadalarm biraz artacak."
Duvardaki kk ve dar bir kapy iaret ediyordu. Oradan
girdik ve kendimizi baka bir odada bulduk. Bunun dibinde bir
masa vard. Etrafna drt koltuk dizilmiti. Bataki yer botu.
Sadece koltuun arkasna bir mandarin pelerini atlmt, ikinci
koltukta Abe Ryland oturmu sigara iiyordu, ncsnde ise
Madam Olivier arkasna yaslanmt. Bir rahibeninkini andran
yznde siyah gzleri yine alev alev yanyordu sanki. Drt
Numara da yerine geti. te artk Byk Drtler in
karsndaydk.
Li Chang Yen in bo yerine bakarken onun varln daha da
kuvvetle hissettim. Adam uzaklarda, in deydi. Ama bu iren
grubu de o kontrol ediyor ve ynetiyordu.

188
Madam Olivier bizi grd zaman hafife bard.
Kendisine daha hkim olan Ryland sadece sigarann yerini
deitirerek, kr kalarn kaldrd.
Amerikal ar ar, "Msy Hercule Poirot," dedi. "ok
gzel bir srpriz bu. Bizi iyi kandrdnz. lm ve gmlm
olduunuza gerekten inanyorduk. Ama zarar yok. Artk
sonunuz, geldi." Sesi buz gibiydi.
Madam Olivier sesini karmad. Ama gzleri prl prld.
Ar ar glmsemesi hi houma gitmedi.
Poirot sakin sakin, "Madam," dedi. "Ve msyler. yi
akamlar."
Beklemediim bir ey, sesindeki acayip bir ifade abucak
dnerek arkadama bakmama neden oldu. Poirot ok sakindi.
Ama bana Belikalnn hali tavr deimi gibi geliyordu.
Arkamzdaki perdeler dalgaland ve Kontes Vera Rossakoff
ieri girdi.
Drt Numara, "Ah," diye mrldand. "Gvendiimiz, deerli
yardmcmz. Bakn eski bir dostunuz geldi."
Kontes gereksiz bir heyecanla hzla dnd. "Tanrm," diye
bard.
"O kk adam bu! Ah, o da kedi gibi dokuz canl. Ah, kk
adam, kk adam! Neden bu ie kartnz bilmem ki?"
Poirot eildi. "Madam, ben de Napoleon gibiyim. Byk
ordularn tarafn tutarm."
Belikal konuurken kontesin gzlerinde birdenbire phe
dolu bir ifade belirdi. Ayn anda farkna varmadan sezdiim
gerei anladm. Yanmdaki adam Hercule Poirot deildi!
Arkadama ok benziyordu. alacak kadar benziyordu. Ba
yumurta biimiydi. Kendini beenmi bir tavrla duruyordu.
Hafife tombuldu. Ama sesi bakayd. Gzleri de yeil deil,
koyu renkti sanrm. Sonra byklar, o nl byklar...

189
Kontesin barmas zerine daldm dncelerden
uyandm.
Kadn yaklat. Sesi heyecanla titriyordu. "Sizi aldatmlar,
bu adam Hercule Poirot deil!"
Drt Numara bu szlere inanamyormu gibi haykrd. Ama
kontes eilerek Poirotnun byn ekitirdi, elinde kald bu.
Ve o zaman gerek de kesinlikle ortaya kt. nk bu adamn
st dudanda yznn ifadesini tamamyla deitiren bir yara
izi vard.
Drt Numara, "Hercule Poirot deil mi o?" diye homurdand.
"O halde kim?"
"Biliyorum!" diye bardm. Sonra da her eyi
mahvettiimden korkarak durakladm.
Ama yine "Poirot" diye tanmlayacam adam cesaret vermek
istiyormu gibi bana dnd. "sterseniz syleyebilirsiniz... Artk
hibir ey durumu deitiremez. Oyunumuz baarl oldu."
Ar ar, "Bu Achille Poirot," diye akladm. "Hercule
Poirotnun ikiz kardei."
Ryland sert bir ekilde, "Olamaz!" dedi ama ok sarslm,
olduu belliydi.
Achille memnun memnun, "Hercule un plan baarya
eriti," diye glmsedi.
Drt Numara ileri atld. Sert sesi tehdit doluydu. "Baarya
eriti ha? Birka dakika sonra leceinizin farknda msnz?
leceinizin?"
Achille Poirot ciddi bir tavrla, "Evet," dedi. "Tabi
farkndaym. Asl siz insann hayat karl baary satn
alabileceini anlayamyorsunuz. Savata birok insan vatanlar
uruna canlarn verdiler. Ben de ayn ekilde btn dnya iin
hayatm vermeye hazrm."

190
O zaman, hayatm vermeye ben de hazrm, diye dndm.
Ama nceden benim fikrimi de alsalard daha iyi olurdu. Sonra
Poirotnun Ardennes de kalmam iin ne kadar srar ettiini
hatrladm ve krgnlm da geti.
Ryland alayla sordu. "Hayatnz vermekle dnyann eline ne
geeceini sanyorsunuz?"
"Hercule un plannn inceliini anlayamadnz belli. Bir
kere bu gizli merkeziniz aylardan beri biliniyordu. Otelde
alanlar, mteriler ve dierlerinin Gizli Servis ten ajanlar ve
polis memurlar olduklarn size aklamam gerekiyor. Dan
etraf sarld. Belki bu gizli merkezin birden fazla k yeri var.
Ama yle de olsa yine kaamayacaksnz. Harekt darda
Hercule ynetiyor. Bu gece ayakkablarma kokulu bir madde
srld. Hercule n yerini almak iin terasa inmeden nce
dediim gibi ayakkablarma kokulu bir maddeden bol bol
srdler. Av kpekleri imdi bu kokuyu izliyorlar. Tabi sonunda
hi armadan Felsenlabyrinth teki kayaya, yani o giri yerine
eriecekler. Anlyorsunuz ya? Ne yaparsanz yapn, tuzaa
dtnz. Kaamazsnz."
Madam Olivier birdenbire bir kahkaha att. "Yanlyorsunuz,
kamamz iin bir yol var. Biz de bunu yaparken ayn zamanda
Samson gibi dmanlarmz da ortadan kaldrrz. Buray
havaya uuracaz, dostum. Buna ne diyorsunuz?"
Abe Ryland, Achille Poirotyu szyordu. "Ya bu adam
yalan sylyorsa?" Sesi bouklamt.
Belikal omzunu silkti. "Bir saat sonra afak skecek. O
zaman doruyu syleyip sylemediimi anlarsnz. Her eyi
kendi gzlerinizle grrsnz. Bizimkilerin imdiye kadar
Felsenlabyrinth in giri yollarna erimi olmalar gerekiyor."
Daha bu szler sona ererken uzaklarda bir sarsnt oldu. Bir
adam anlalmaz bir eyler haykrarak odaya dald. Ryland

191
ayaa frlayarak dar kotu. Madam Olivier odann dibine
doru giderek o zamana kadar fark etmediim bir kapy at.
Bunun aralndan ieride byk ve mkemmel bir laboratuvar
olduunu grdm. Bu Paris tekine benziyordu. Drt Numara da
dar kt. Geri dnd zaman elinde bir tabanca vard. Bunu
kontese verdi.
fkeyle, "Artk kamalar imknsz," dedi. "Ama bu sizde
dursun."
Tekrar dar frlad.
Kontes bize yaklaarak bir sre Belikaly dikkatle szd.
Sonra da birdenbire gld. "ok zekisiniz, Msy Achille
Poirot."
Sesi alaylyd.
"Madam sizinle ciddi bir ekilde konualm. Bizi yalnz
brakmalar iyi oldu. Fiyatnz nedir?"
"Anlayamadm. Ne fiyat?"
"Madam, kamamza yardm edebilirsiniz. Bu merkezin gizli
k yollarn herhalde biliyorsunuz. Bu yzden size fiyatnz
sordum."
Kontes yine gld. "Ben verebileceinizden ok daha
fazlasn isterim, kk adam. Dnyadaki btn paray da
verseniz, beni yine de satn alamazsnz."
"Madam, ben paradan sz etmiyordum ki. Ben zeki bir
insanm. Ama bir gerei unutmamalsnz. Her insann bir fiyat
vardr. Ben de size hayatmza ve zgrlnze karlk, ok
istediiniz o, eyi vereceini."
"Demek siz bir sihirbazsnz?"
"sterseniz yle de diyebilirsiniz."
Kontes birdenbire alay etmekten vazgeti. "Budala!
stediklerimi verecekmi! Dmanlarmdan intikam alabilir

192
misiniz? Bana genlik, gzellik ve neemi geri verebilir misiniz?
lleri canlandrabilir misiniz?"
Achille Poirot acayip bir tavrla kadn szyordu. "Bu
nden hangisini istiyorsunuz, madam? Bir seim yapn."
Kontes alayla gld. "Bana bir hayat m satacaksnz? Haydi,
sizinle anlaalm. Bir zamanlar... Bir ocuum vard. O ocuu
bana bulun... O zaman kurtulursunuz."
"Madam, kabul ediyorum. Anlatk. ocuunuz bize
verilecek. Size... Size... Hercule Poirotnun ad zerine yemin
ediyorum."
O acayip kadn tekrar gld. Hem de uzun uzun, deli gibi.
"Sevgili Msy Poirot, korkarm size kk bir tuzak kurdum.
Bana ocuumu bulmak iin sz verdiniz. Gerekten iyi bir
insansnz.
Ama bu ite baarl olamayacanz biliyorum. Onun iin de
bu sadece tek tarafl bir anlama olacak."
"Madam, kutsal melekler zerine yemin ediyorum.
ocuunuza kavuacaksnz."
"Size daha nce de sordum, Msy Poirot, siz bir lye can
verebilir misiniz?"
"Yani ocuk..."
"ld m diye soracaktnz sanrm? Evet."
Belikal ilerleyerek kontesi bileinden tuttu. "Madam, ben...
u anda sizinle konuan ben, tekrar yemin ediyorum. Ben ly
dirilteceim."
Kadn gzlerini Poirotdan ayramyormu gibi bir tavrla ona
bakyordu.
"Bana inanmyor musunuz, madam? O halde szlerimin
doruluunu kantlayacam. Benden aldklar czdanm bulun
ltfen."

193
Kontes Rossakoff odadan kt. Biraz sonra elinde czdanla
dnd. Btn bu arada tabancay hi brakmamt. Ben Achille
Poirotnun blfle kadn kandrmasnn ok zor olduunu
dnyordum. Kontes Vera Rossakoff, hi de aptal deildi.
Belikal, "Ltfen czdan an, madam," dedi. "Sol kapan
iinde bir fotoraf olacak. Onu alp bakn."
Kadn akn akn kk bir resim kard. Buna bakar
bakmaz da ac ac bard. Sendeliyordu. Neredeyse yere
ylacakt. Sonra adeta Achille Poirotnun zerine saldrd.
"Nerde o? Nerde? Bunu bana syleyeceksiniz. Nerde o?"
"Anlamamz unutmayn madam."
"Evet, evet. Size gveniyorum. abuk, onlar dnmeden
gitmeliyiz."
Kontes, Belikaly elinden yakalayarak onu hzla ama
sessizce odadan kard. Ben de pelerinden kotum. Kadn d
odada bizi balangta getiimiz tnele soktu. Ama yar yolda
bu ikiye ayrlyordu, Vera Rossakoff saa sapt. Tnelden tekrar
tekrar kollar ayrldn fark ettim. Ama kadn yrmeye devam
etti. Duraklamyordu. Yolu iyi bildii belliydi. Gitgide daha da
hzlanyordu.
Bir ara soluk solua, "Zamannda kaabilsek..." dedi.
"Patlama olmadan dar kmamz gerekiyor." Yolumuza
devam ettik. Bu tnelin dan altndan getiini ve sonunda
dier tarafa, baka bir vadiye kacamz anlamtm.
Yzmden terler, akyordu ama hl hzla kouyordum. Sonra
uzaklarda hafif bir gn belirdi. Buna gitgide yaklatk. Yeil
allar grdm. Bunlar zorla yana iterek aralarndan getik.
Artk aklktaydk. afan ilk klar etraf pembeye
boyuyordu.

194
Belikalnn doruyu sylemi olduunu da anladm. Dan
etraf gerekten sarlmt. Biz ortaya karken adam
zerimize atld. Ama sonra hayretle bararak bizi braktlar.
Achille Poirot, "abuk!" diye haykrd. "abuk! Kaybedecek
zaman yok..."
Ama szlerini tamamlayamad. Ayaklarmzn altnda toprak
sarslarak titredi. Korkun bir grlt koptu. Sanki btn da
gzlerimizin nnde paraland. Havaya frladk...
Sonunda kendime geldim. Yabanc bir yatakta yatyordum!
Ve yine yabanc bir odadaydm. Biri pencerenin nnde
oturuyordu. Kalkarak yaklat ve karyolann yannda durdu.
Achille Poirotydu bu. Ama... Hayr... Acaba... O alayl ses
btn phelerimi datt.
"Evet, dostum, benim ben ikiz kardeim Achille de geldii
yere dnd. Yani hayal lemine. Benim ikiz kardeim yok ki.
Achille roln de ben oynadm. Tek usta aktr yalnz Drt
Numara deil ya! Gzlerime Belladonna damlatnca bebekler
byd. Bu yzden gzlerim daha koyu renk duruyordu.
Bym bu sava uruna feda ettim. Yara yeri de gerekti, iki
ay nce o yaray aarken canm bir hayli yand. Ama Drt
Numara nn gzleri keskin olduu iin yalanc bir yarayla ie
giriemezdim. Ve son kozum da sendin. Sen Achille Poirot
adnda birinin yaadn duymutun ve buna inanyordun. Bana
byk yardmn dokundu. Darbenin etkili olmasn bir bakma
sana da borluyuz. Btn mesele Byk Drtler i Poirotnun
darda rahata harekt ynettiine inandrmakt. Ama dier
sylediim eylerde doruydu. Kokulu madde, av kpekleri
dan sarlmas..."
"Ama neden yerine sana benzer birini yollamadn?"
"Yannda ben olmadan seni tehlikeye atar mydm
sanyorsun?

195
Sen de beni hi tanmyormusun! Ayrca ben kontesin
yardmyla ordan kurtulacamz da umuyordum."
"Kontesi ikna etmeyi nasl basardn? Akas o hikye pek
de inanlacak gibi deildi, l ocuun dirilmesi filan..."
"Sevgili Hastings, kontes senden ok daha anlayl, nce o da
benim ikiz kardeim olduunu sand. Ama ok gemeden
gerei sezdi. Kontes, Byk Drtler ok zekisiniz, Msy
Achille Poirot, dedii zaman onun durumu anlad belliydi.
Ancak o zaman kozumu kullanabildim. Daha sonra bu frsat
bulamayacaktm."
"Ya llerin diriltilmesi hikyesi?"
"Tabi. Ama aslnda ocuk zaten bandan beri benim
yanmdayd."
"Ne?"
"Tabi ya! Sen benim prensibimi biliyorsun. Byk Drtler
Her zaman hazr ol. Kontes Rossakoff un Byk Drtler adna
altn renir renmez hemen kadnn gemii hakknda
geni bir aratrma yaptrttm. Onun bir olu olduunu ve
kn ldnn aklandn rendim. Ama anlatlan
hikyeler birbirini tutmuyordu. O zaman, acaba ocuk hayatta
m, diye dndm. Sonunda kn izini buldum. Bir hayli
para harcayarak onu yanma getirttim. Zavall yavrucuk,
alktan nerdeyse lecekti. ocuu gvenli bir yere braktm, iyi
ve efkatli kimseler ona bakacaklard. Yaad yeni yerde
kn fotorafn ektirttim. Bylece hazrladm kozu
zaman gelince kullandm."
"Sen bir harikasn, Poirot! Gerekten harikasn."
"Kontese bu ekilde yardm edebildiim iin seviniyorum.
nk ona hayranm. Patlamada lseydi ok zlrdm."
"Deminden beri soracam ama korkuyorum... Byk Drtler
e ne oldu?"

196
"Btn cesetler dar karld artk. Drt Numara tannacak
halde deildi. Kafas para para olmutu. Dorusu yle
olmamasn isterdim. Bylece onun ldne kesinlikle
inanrdn. Ama neyse... Sen unu oku bir kere."
Bana bir gazeteyi uzatt. Buradaki bir yaz iaretlenmiti.
Bunda Li Chang Yen in in deki evinde intihar ettii
aklanyordu.

SON
.

197

Você também pode gostar