Escolar Documentos
Profissional Documentos
Cultura Documentos
ORTAÇAĞDA MÜZİK
476-1400
Orta Çağ, Antik Çağ ile Rönesans’ın arasındaki – ANTİK ÇAĞ –
dönemi kapsayan ve müziğin gelişimini etkileyen bir Orta Çağ müziğinin kökleri İlk Çağ’a dayanır.
dönemdir. Müzik, Antik Çağ ile Erken Orta Çağ arasında yer
alan dönemde tek seslidir.
Hristiyanlıkla birlikte kilise, en kutsal çalgı olarak
insan sesini kabul ederek çalgıların ve çalgısal
müziğin kiliseye girmesine izin vermemiştir.
Bunun sebebi İlk Çağ müziğinin dünya zevklerini
yansıtması ve putperestliği işlemesidir. Müzik
tamamen tek sesli dinî içerikli ilahilerden
oluşmaktadır. Sözel yapı Hristiyanlıkla birlikte
İncil’den alınmaya başlanmıştır.
Antik Yunan tiyatrosunda oyunlarda kullanılan
kitara ve lir çalgılarının seslerinden esinlenilerek
ortaya çıkan Yunan modları ve İbranilerin
kullandıkları ilahiler ilk yalın ezgilerin alt yapısını
Orta Çağ, Batı’da IV. yy’dan XV. yy’a kadar süren oluşturmuştur. Yunan modlarından esinlenilerek
zaman dilimini kapsar. Kilisenin insanlar üzerinde düzenlenen kilise modları ile ilgili çalışmalar bu
katı bir egemenlik kurması nedeniyle «Karanlık Çağ» dönemde yapılmıştır.
olarak da isimlendirilir. Bu dönemin karanlık çağ
olarak da anılmasının nedeni, kilisenin bağnaz
egemenliğinde dünyasal zevklerden yoksun
bırakılmış, araştırma, keşfetme, kendini ve çevresini
tanıma özgürlüğü elinden alınmış, insanın yalnız
ölümden sonrasına hazırlık yapması gereken kutsal
bir ortama güdülenmiş olmasıdır.
Ortaçağ, bin yıldan daha uzun bir süre içinde «Antik
Çağ» ile «Rönesans» arasına girmiş ve müziğin
sürekliliğini kesmiştir.
1
– ERKEN ÇAĞ – duaları kolay ezberletmeye yarayan, ayinlere tılsımlı
IX.yy’dan XII.yy sonuna kadar olan süreyi kapsayan bir ortam yaratan araçtır. Böylece, kendilerinden
bu dönemde seslerin isimlendirilmesi çalışmaları önceki müziği yasaklayıp, var olan nota benzeri
yapılarak nota yazısı geliştirilmiştir. Bu dönemde belgeleri de yok eden Ortaçağ papazları, yüzyıllar
uyumlu şarkı söyleme biçimleri ve benzeri türler boyunca müzik sanatını, kilise koroları ve tek sesli
ortaya çıkmış, böylelikle çok sesli müziğe doğru ilk ilahilerle kendi egemenlikleri altında tutmuşlardır.
adım atılmıştır.
XIII.yy’dan XV.yy’a kadar olan dönemde kilise
müziğinde çok sesliliğin başlamasıyla çok sesli vokal
biçimleri gelişerek yeni türler ortaya çıkmıştır.
Müziğin din dışı özellikler taşımaya başladığı bu
dönemde besteciler yeni müzik türleri, farklı ritimler
ve ses dizileri ile ilgili çalışmalar yaparak çok sesli
müziğin gelişimine katkıda bulunmuşlardır.
2
Kilise, diğer müzik türlerini bastırmaya çalışmış ve Kutsal müziğin sözleri üzerine müzik yapmanın ilk
yaygınlaşan Gregorian Ezgi, yerel biçimlerin hemen şekli «Psalmodie»’dir. Psalmodie, şarkıya benzer bir
hemen tümünü silmiş ya da kendine benzetmiştir. tarzda okumadır. Doğu’da, Yahudi mabedi
tapınmalarında bu tarz kullanılmaktaydı. Suriye
XVI.yy’a kadar tüm Batı Müziği’nin temel esin kaynağı
Kiliseleri ’ne de geçen bu tarz, Antakya kanalıyla
olan bu ezgiler, «Yalın Ezgi» adını da taşır. Ortaçağ’a
Roma’ya gelmiştir. Psalmodie’nin çeşitli tarzları
özgü vokal müzik biçimleri bu yalın ezgilerin çatısında
şunlardır :
kurulmuştur.
- Ayetin tek şarkıcı tarafından icrası
Gregorian Ezgiler, ölümden sonrasını düşünen nesnel
- Koro ve solonun yer aldığı cevaplı şarkı tarzı
bir tavırla ve ağır başlılıkla okunmalıdır. Sesin özelliğinde - İki koronun yer alıp nöbetleşe şarkı söylediği
dinginlik ve güven duygusu yatmalıdır. İçten, derin antifonik şarkı söyleme tarzı
duygular taşıyan ve huzurlu bir ortam oluşturmalıdır. – KATOLİK MÜZİK –
Manastır anlayışının özünü çok iyi anlatan «Media Vita» Katolik dini törenlerin içerdiği parçalar da şöyledir :
adlı bir şarkının bir dizesinde «Ölüm, her an yolumuzu o Cemaat toplanırken, din adamları yerlerini alana dek
gözler.» denmektedir. Bu inanç, Ortaçağ düşüncesinin söylenen «Itroit» yani antienmeler.
de temelidir. Bu bakımdan, Gregorian müziğinin başka o Bunlar, antifoni tarzında iki koro tarafından
duyguları ifade etmesi de beklenemez. nöbetleşe icra edilirdi. Sözler kitaptan
alınmaydı.
Gregorian (Yalın Ezgi) Şarkıların Genel o Litanie’ler : Tanra’ya ya da İsa’ya yakarı.
Özellikleri o Hymne’ler : Sözleri kutsal kitaba dayalı olmayan
sükür duası, barış ve selamet dileği.
- Tek sesli ve bir melodi çizgisindedir.
- Eşliksiz ve temel amacı sözleri vurgulamaktır. o Graduel : Cevaplı şarkıdır. Rahip tarafından söylenen
- Sözler Latince’dir. şarkıya, koro cevap verir.
- Bu ezgiler, erkek koroları içindir ve günümüz o Alleluia : «Tanrı’ya şükrederiz» anlamına gelir ve
major ve minör anlayışının aksine makamsaldır. İbranice’dir. Bazı cevaplı şarkıların sonunda okunan
- Parçalar eşliksiz ve ölçüsüzdür. gösterişli ve dinamik bir parçadır.
- Serbest ritim kullanılır.
- Neuma adı verilen özel bir müzik yazısı kullanılır. o Ofertorium : Şaraplı ekmek töreninden sonra iki
koronun nöbetleşe icrası şeklinde söylenir.
– MISSA – o Communion : Taktis töreninden sonra yer alan
Bu dönemde en önemli biçim Missa’dır. Missa bir antifonik bir seslendirmedir.
ayin biçimidir ve anlamı törenlerde en son okunan
duadır. Sözlük anlamı “tören sona erdi,
gidebilirsiniz”dir.
Missalarda ezgilendirme üç şekilde oluşur:
- Melizmatik (Tek heceye karşılık çok nota ile
ezgilendirme)
- Silabik (Her heceye karşılık bir nota ile
ezgilendirme)
- Neumatik (Neuma yazısına bağlı olarak
ezgilendirme) o
Kökeni İbranice olan Alleluia (Aleluya) sözcüğü, – DİN DIŞI MÜZİK –
missanın son bölümünde şükran anlamında X.yy sonlarına doğru Avrupa’nın hemen her yönden istila
kullanılır. tehdidi altında olması korunmayı kolaylaştıran yeni bir
– PSALMODIE –
3
yönetim sisteminin doğmasına neden oldu : Feodalite - Latin şarkıları dışında, metinler genellikle halk dili ile
rejimi ve onunla beraber ortaya çıkan Şövalyelik … yazılmıştır.
4
– HALK ŞARKILARI –
– ÇALGILAR –
– GOTİK ÇAĞ –
5
Çok eskilere dayanan «arp», Ortaçağ’da ana şeklini
korumuştur.
6
Bu dönemde Avrupa’da ilk kez kullanılan «carillo»’lar çok a. Notre Dame Dönemi
sayıda çanlar topluluğuydu ve bir çekiç yardımıyla
b. Eski Sanat (Ars Antigua) Dönemi
çalınıyordu.
c. Yeni Sanat (Ars Nova) Dönemi
Ortaçağ’da henüz bir orkestra anlayışı yoktu. Bu
enstrümanlar, birçok Doğu Müziği icrasında olduğu gibi, – NOTRE DAME DÖNEMİ –
bol ses ve gösterişli bir görünüm elde etmek amacıyla, Dinî müzikte çok seslilik XII. yüzyılda Paris’teki Notre
herhangi bir araştırma ya da prensibe dayanmaksızın Dame Katedrali’nde başlamıştır. Notre Dame Kilisesi
karma şekilde kullanılıyordu. çevresindeki müzikçiler arasında olan ve organum ustası
olarak bilinen Leonin ve onun öğrencisi Perotin nota
değerleri üzerine ve çok seslilik adına önemli çalışmalar
yapmışlardır. Perotin, Büyük Organum Kitabını
tamamlamıştır.
XIV. yüzyılda din dışı müzik çeşitlerinde kullanılan – YENİ SANAT (ARS NOVA) DÖNEMİ –
çokseslilik yöntemi olan kanon tekniği yaygınlık Müziğin din dışı özellikler taşımaya başladığı on
kazanmıştır. dördüncü yüzyılda besteciler, geçimlerini sağlamak için
Kanon, iki ya da daha fazla sesin farklı zamanlarda saraya sığınmaya başladılar.
başlayarak aynı ezgiyi tekrar etmesiyle basit bir Bu sanat akımının öncüsü olan bestecilerden Philippe de
çoksesliliğin oluştuğu şarkı söyleme tekniğidir. Vitry (1291-1361) isorithmic (izoritmik; eş ritimli) adı
Fransızlar daha sonra chace (şas) adını verdikleri sesdeş verilen yeni ritmik anlayışın gelişmesini sağlamıştır.
kanon yöntemini bulmuşlardır. Bu yöntemde sesler Gulliam de Machaut günümüze çok sayıda örneği kalan
birbirini eşit ses yüksekliği ve eşit tonda izler. ballade (balad), rondeau (rondo), chanson (şanson),
virelai (virelay) formunda eserlerinin yanında dört sesli
Geç Orta Çağ’ın yenilikçi buluşlarından biri olan missa besteleyerek missanın senfoni, concerto(konçerto)
İtalyanların şarkı söyleme tekniği caccia ( kaça) da benzer gibi bir biçim olmasını sağlamıştır.
bir yapıdadır.
İngiliz besteci John Dunstable (1390-1453), kilise
Genellikle aşk temasının işlendiği madrigale (madrigal) müziklerine çalgıyı getiren ve Gregor Ezgilerini özgürce
iki ya da üç sesli yazılır, iki eşlik partisi bir uygu, bir süsleyen ilk besteci olmuştur. Gulliam Dufay (1397-1474)
armoni anlayışı içinde çalgılarla seslendirilen bu ilk ise din dışı eserlerinin yanında halk müziği biçimlerinde
madrigal VI.yy madrigalinden farklı özellikler taşır. önemli eserler vermiştir.
Çok sesliliğin gelişme süreci Orta Çağ’ı izleyen ve
Rönesans’a varan Gotik Dönem içinde üç aşamada
gerçekleşmiştir. Bu aşamalar:
7
– ORTAÇAĞ MÜZİSYENLERİ –
8
– GOIDO’NUN ELİ – Hucbald de Saint-Amand (840-930), dokuzuncu yüzyıl
sonlarında yazdığı müzik kuramı kitabında, diziyi la yerine
Guido, elinin parmaklarındaki girinti ve çıkıntılara metnin
do sesinden başlatmış ve sonraki çağlarda do sesinden
ilk hecelerini yazar. Böylece bir gam dizisinin sekiz
başlayan dizinin anadizi olarak kabul edilmesini
notasını birden sergilemiş olur. Bu yöntem müzik
sağlamıştır. Ancak Hucbald'dan sonraki Batı Harf
tarihinde Guido’nun eli olarak anılır.
yazılarında Boethius yazısındaki geleneğin sürdürülmesi
Guido’nun müzikte gerçekleştirdiği yenilikler şunlardır: sonucu "A" harfi daima la sesini göstermek üzere
- Seslerin isimlendirilmesi kullanılmıştır.
- Fa anahtarının müziğe kazandırılması
Onuncu yüzyıl müzik kuramcılarından Odo (897-942)
- Dört çizgili portenin beş çizgiye çıkarılması
- Portede çizgi arası ve çizgi üstü nota yazım 'nun adıyla anılan Odo yazısında, Boethius yazısından
sisteminin geliştirilmesi kalma perde harfleri temel alınmıştır. Boethius yazısında
kullanılan on beş harften ilk yedi tanesi kullanılmıştır.
İlk yedi perde, A’dan G’ye kadar olan ilk yedi harfle,
oktav sesler de aynı harflerin küçükleriyle gösterilmiştir(
A B C…, a b c d …). Odo yazısının bu özelliği oktav
bilincini vurgulaması bakımından önemli olmuştur.