Escolar Documentos
Profissional Documentos
Cultura Documentos
T.C.
GEBZE YÜKSEK TEKNOLOJİ ENSTİTÜSÜ
MÜHENDİSLİK VE FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ
GEBZE
2006
ii
T.C.
GEBZE YÜKSEK TEKNOLOJİ ENSTİTÜSÜ
MÜHENDİSLİK VE FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ
DANIŞMANI
Yrd. Doç. Dr. Şeref Naci ENGİN
GEBZE
2006
iv
ÖZET
SUMMARY
System
TEŞEKKÜR
İÇİNDEKİLER DİZİNİ
Sayfa
ÖZET iv
SUMMARY v
TEŞEKKÜR vi
İÇİNDEKİLER DİZİNİ vii
SİMGELER VE KISALTMALAR ix
ŞEKİLLER DİZİNİ xi
ÇİZELGELER DİZİNİ xii
1. GİRİŞ 1
2. ANAEROBİK (HAVASIZ) ARITMA SİSTEMLERİ 4
2.1. Anaerobik (Havasız) Arıtmanın Genel Prensipleri 4
2.1.1. Atıksu Arıtma Sistemlerine Genel Bakış 4
2.1.1.1. Fiziksel Atıksu Sistemleri 4
2.1.1.2. Biyolojik Arıtma Sistemleri 5
2.1.1.3. Kimyasal Arıtma Sistemleri 7
2.1.1.4. İleri Arıtma Yöntemleri 8
2.1.2. Anaerobik (Havasız) Arıtmaya Giriş 9
2.1.3. Anaerobik Arıtmanın Aşamaları 14
2.1.3.1. Hidroliz 14
2.1.3.2. Asit Üretimi 15
2.1.3.3. Asetat Üretimi 17
2.1.3.4. Metan Üretimi 18
2.1.3.5. Mikroorganizmalar arasındaki İlişkiler ve Faz Ayırımı 19
2.1.4. Anaerobik Artımda Kullanılan Reaktör Tipleri ve Prosesler 22
2.1.4.1. Tam Karışımlı Anaerobik Proses 23
2.1.4.2. Anaerobik Temas (Kontakt) Prosesi 24
2.1.4.3. Anaerobik Filtre Sistemleri (Aşağı ve Yukarı Akışlı) 25
2.1.4.4. Akışkan Yataklı Anaerobik Arıtma Prosesi 25
2.1.4.5. Yukarı Akışlı Anaerobik Çamur Yatağı Prosesi 26
viii
SİMGELER VE KISALTMALAR
Simgeler:
X1 : Asidojenik bakteri konsantrasyonu (g/l),
KH : Henry sabiti(mol/(l.atm)),
Kısaltmalar:
TOK: Toplam Organik Karbon. (kg)
KOİ: Kimyasal Oksijen İhtiyacı. (kg)
BOİ: Biyolojik Oksijen İhtiyacı. (kg)
∆G: Gibbs Serbest Enerjisi (kJ).
AKM: Askıda Katı Madde.
HRT: ( θ ) Hidrolik Bekleme Süresi (gün)
SRT: ( θC ) Çamur Bekleme Süresi (gün)
xi
ŞEKİLLER DİZİNİ
Şekil Sayfa
2.1., Polimerik maddelerin anaerobik parçalanmasının reaksiyon şeması 16
2.2., Glikozun Parçalanması 20
2.3., Anaerobik Arıtma Sistemleri [Erşahin, 2005] 24
2.4., İki aşamalı anaerobik arıtma sistemi [Murnleitner, E., 2001] 28
3.1., Metanojenlerin reaktif aktivitelerinin (R) pH ile değişimi [Öztürk,
1999]. 35
3.2., Zayıf asitler için titrasyon eğrileri [Samsunlu, 2005]. 38
3.3, Kuvvetli bazlar ve asitler için titrasyon eğrileri [Samsunlu, 2005] 38
3.4., İçme suyu ve atıksu analizlerinde önemli asidite tipleri ve bunların
önemli olduğu pH sınırları [Samsunlu, 2005] 38
3.5., Sıcaklığın gaz üretimine etkisi 50
4.1., Besi Maddesinin (S) büyüme hızına etkisi [Öztürk, 1999]. 52
4.1., D=0.5 (1/gün) için spesifik gaz üretim oranı 56
4.2., D=0.3 (1/gün) iken Q değişimi 57
4.3., D=0.75 olduğunda gaz üretim oranının değişimi 57
4.4., D=0.5 (l/gün) için pH’ın zamanla değişimi 58
5.1., Genel bir kontrol sistemi blok şeması 60
5.2., Birim geri beslemeli kapalı çevrim sistemde gaz üretim oranı eğrisi. 61
5.3., Birim geri beslemeli kapalı çevrim sistemde X2 değişimi. 61
5.4., Birim geri beslemeli kapalı çevrim sistemde S2 değişimi 62
5.5., PID kontrollü sistemde Q değişimi [ K p = 10, K I = 7, K D = 3 için] 62
ÇİZELGELER DİZİNİ
Çizelge Sayfa
2.1. Çevre dostu koruma teknolojilerinin seçim esasları. 11
2.2. Arıtma sistemlerinin seçim esasları 11
2.3. Aerobik ve Anaerobik arıtmanın arıtma kapasitesi bakımından
karşılaştırılması. 12
2.4. Aerobik ve Anaerobik arıtmanın işletme şartları bakımından
karşılaştırılması. 13
2.5. Anaerobik arıtmanın dezavantajları 13
2.6. Karbonhidratlardan ve Aminoasitlerden Uçucu Asitlerin Üretimi 17
2.7. Uçucu Asitlerden Asetat Üretimi 18
2.8. Çeşitli ürünler vasıtasıyla metan oluşumu. 19
2.9. Anaerobik mikroorganizmalar için optimum çevre şartları 22
2.10. Proses/Reaktörlerin organik yük ve verim bakımından
karşılaştırılması 23
2.11. Tek kademeli ve iki kademeli sistemlerin işletimlerinin
karşılaştırılması 28
2.12. Yaygın kullanılan anaerobik arıtma sistemlerinin karşılaştırılması 29
2.13. Yaygın kullanılan anaerobik arıtma sistemlerinin işletme sorunları. 29
1
1 GİRİŞ
İnsan çevreden çok sayıda bitki, hayvan ve mineral kökenli malzemeleri alır,
bunları işleyerek daha çok sayıda ekonomik ürün elde eder. Bunların üretimi,
tüketimi ve sonuçta çöp halinde çevreye geri verilmeleri aşamalarında toprak, su ve
hava kirlenmesi gibi olumsuzluklar çıkar. İnsan ve hayvan atıklarıyla, bitki
faaliyetlerinin bir sonucu olarak hızlı bir şekilde parçalanmaya başlar ve belirli bir
süre sonunda inorganik maddelere dönüşerek kaybolur. Ancak doğal olarak meydana
gelen bu arıtma işlemi, atık miktarının fazla olması ya da içerisinde biyolojik olarak
parçalanması zor olan kirleticilerin bulunması durumunda yeterli olamamaktadır ve
bulunduğu çevredeki doğal hayatı yok etmektedir.
Çevre kirlenmesine neden olan sıvı atıklar, uygun teknoloji ile kurulmuş az
yer kaplayan atıksu arıtma tesislerinde, doğal arıtmaya göre daha hızlı ve emniyetli
2
Kum Tutucular, atıksu içerisinde bulunan kum, çakıl vb. ayrışmayan maddeleri
sudan ayırarak makine ve teçhizatın aşınmasını önlemek, çöktürme havuzlarında
kum ve çakıl birikiminin önüne geçmek amacı ile kullanılırlar.
Dezenfeksiyon, arıtma tesisi çıkış suyu alıcı ortama verilmeden önce, suda
bulunan bakteri ve virüslerin uzaklaştırılması işlemidir.
Gelişmekte olan ülkelerin çoğu ciddi çevre sorunları ile birlikte enerji,
hammadde ve zirai üretim yetersizliği gibi meselelerle karşı karşıyadır. Bu ülkeler
için basit, ucuz ve yerel şartlara uygun çevre koruma sistemleri geliştirilmelidir. Bu
sistemlerle atıksu arıtımı ile geri kazanma ve yeniden kullanma imkanları
sağlanmalıdır. Bu tür çevre koruma teknolojilerinin seçiminde göz önünde tutulması
gereken faktörler Çizelge 2.1’de verilmiştir. Ayrıca arıtma tesisi seçiminde dikkat
edilmesi gerek hususlar da Çizelge 2.2’de verilmiştir [Erşahin, 2005].
KOİ >1500 mg/1 olan atıksuların havasız arıtımı, havalı arıtmaya göre önemli
oranda daha ekonomiktir. Havasız arıtma ile enerji tüketilmez, biyoenerji (biyogaz)
üretilir. Özellikle kuvvetli atıkların arıtımında, havasız arıtma adeta bir enerji
jeneratörü hüviyeti kazanır. Havasız arıtma yoluyla 1000 kg KOİ giderimi sonunda
2700 kw-sa eşdeğeri net enerji üretilebilir [Öztürk, 1999].
- Hacimsel organik yük havalı süreçlere göre 5-10 kat daha fazladır.
- Biyokütle sentez hızı (Y) havalı proseslerin %5-20’si dir.
- Nütrient (besin N,P) ihtiyacı havalı proseslerin %5-20’si dir.
- Anaerobik biyokütle aktivitesini kaybetmeksizin aylarca tutulabilir.
- Havalı süreçlerdeki 500-2000 kw-sa/1000 kg KOİ lik bir havalandırma
enerjisine karşılık havasız süreçlerde böyle bir ihtiyaç yoktur.
- Havasız arıtma ile 12.000.000 BTU (3395 kw-sa)/1000 kg KOİ eşdeğeri
metan üretilebilir.
2.1.3.1 Hidroliz
Selüloz, kimyasal ve fiziksel yapısından dolayı çok zor hidrolize olur. Bazı
protozoa ve bakteri türlerinin (Clostridium gibi) selülozları fermente olabilen dimer
sellobiyozayı hidrolize ettiği bilinir. Selülozik atıkların anaerobik mikrobiyolojik
parçalanmasında, hidroliz safhası tüm prosesin reaksiyon hızını sınırlayıcı
basamağıdır [Demir ve ark., 2000].
Asit üretimi safhasında hidroliz ürünleri asetik aside veya reaktördeki işletme
şartlarının kararlı olması durumunda, propiyonik, bütirik, valerik asit gibi ikiden
fazla karbonlu yağ asitlerine dönüştürülmektedir. Kararlı anaerobik süreçlerde yağ
asitlerinin konsantrasyonu oldukça düşük seviyelerde bulunmaktadır (100-300
mgHac/l). Asit üretimi safhasında 2 farklı bakteri grubu görev yapmaktadır. Birinci
grup bakteriler (fermentasyon ve asidojenik bakteriler, la ve lb; Şekil 2.1.) organik
polimerlerin hidrolizinde ve bunu takiben de açığa çıkan monomerlerin (hidroliz
ürünlerinin) organik asitlere ve solventlere dönüştürülmesinde rol almaktadır. Bazı
asidojenik bakteri türleri (homoasetik bakteriler) karbonhidratları kullanarak asetik
asit üretmektedirler. Diğer bir tür de belirli şartlarda H2 üretmektedir [Öztürk, 1999].
16
Şimdiye kadar 15 farklı metan bakterisi izole edilmiştir. Formik asit, asetik
asit, metanol ve hidrojen, çeşitli metanojen bakterilerin enerji kaynağı olarak
kullanılmaktadır. Asetik asit ve hidrojen, metan oluşumu için ana besi maddesi
olarak hizmet görür. Anaerobik arıtmada oluşan metanın yaklaşık %72’si asetatın
bölünmesinden meydana gelir. Geriye kalan %28’lik miktar ise CO2 indirgeyici
metanojenler tarafından enerji kaynağı olarak kullanılan hidrojenin karbondioksiti
indirgenmesinden meydana gelir. Çizelge 2.8.’de çeşitli ürünler vasıtasıyla metan
oluşumu görülmektedir [Demir ve ark., 2000].
Metan üretimi yavaş bir süreçtir ve genellikle havasız arıtmada hız sınırlayıcı
kademe olmaktadır. Ancak metan üretim safhasının her zaman hız sınırlayıcı olması
söz konusu değildir, bazı durumlarda hidroliz safhası daha kritik olabilmektedir.
Havasız reaktörlerde üretilen metanın takriben % 30’u H2 ve CO2’den, % 70’i ise
asetik asitin parçalanmasından oluşmaktadır. H2 ve CO2’den metan üreten bakteriler,
asetik asit kullanan bakterilere oranla çok daha hızlı bir şekilde çoğalmaktadır
[Öztürk, 1999]. Dolayısı ile ortamda yeterli H2 ve CO2’nin bulunduğu ve H2’nin
kısmi basıncının uygun olduğu koşullarda, bu yolla CH4 üretimi devam etmektedir.
Metan bakterileri, fizyolojik yapıları gereği en etkili şekilde pH~ 6,7-8,0 aralığında
faaliyet göstermektedirler.
KOİ/N/P 300/5/1
pH 6,5-8,2
Sıcaklık 25-40 (35-37) °C, mezofilik ve 50-65 (55) °C, termofilik
Alkalinite 1000-4000 (2000) mg CaCO3/l
TUA <1000-1500 mg/1 asetik asit
(toplam uçucu asit)
TUA/Alkalinite <0,1
olarak kullanılan çeşitli reaktör tiplerinin organik yük ve KOİ giderme verimleri
bakımından genel karşılaştırmaları Çizelge 2.10.’da verilmektedir [Öztürk, 1999].
KOİ/m3.gün) Verimi
(%)
Tam karışımlı, geri döngüsü olmayan ve basit yapıda bir reaktördür (Şekil 2.3.-
a). Çamur yaşı (SRT veya θC), hidrolik bekleme süresine (HRT veya θh) eşittir. Bu
sistemlerde, yavaş çoğalan metan bakterilerinin yıkanmasını önlemek için çamur
yaşının 10 günden az olmaması gerekmektedir. Pratikte bu süre 15-20 gün
alınmaktadır. Hacminin çok büyük olması ve çıkıştaki askıda madde
konsantrasyonunun yüksek oluşu gibi olumsuz yönleri dolayısıyla, klasik anaerobik
çürütücü günümüzde yerini diğer sistemlere bırakmaktadır [Erşahin, 2005].
24
Havasız aktif çamur sistemi adı ile de bilinen bu prosesin klasik anaerobik
çürütücüden tek farkı çöktürme tankı ve geri devir düzeni ilave edilmiş olmasıdır
(Şekil 2.3.-b). Böylece çamur yaşı artırılarak sistemin arıtma veriminin yükseltilmesi
ve sistem hacminin azaltılması sağlanmaktadır. Bu sistemin uygulamadaki en büyük
sorunu anaerobik çamurların çöktürülmesindeki zorluklardır. Askıda katı madde
25
Anaerobik filtre, içerisinde kırma taş veya plastik dolgu maddesi bulunan,
yukarı akışlı veya aşağı akışlı tasarlanabilen bir anaerobik reaktördür (Şekil 2.3.-c,
d). Dolgu malzemesi bakterilerin tutunması için büyük bir yüzey sağlamaktadır.
Yapılan çalışmalar, anaerobik filtrelerdeki mevcut biyokütlenin hemen hemen %
60’ını filtre malzemesi boşluklarında biriken biyokütlenin oluşturduğunu ve organik
madde gideriminin çoğunluğunun bu kısımdaki mikroorganizmalarca
gerçekleştirildiğini göstermektedir [McCarty ve Ritmann, 2001].
yatağı akışkan halde tutmak için yaptırılan geri devir sebebiyle işletme enerji
maliyetinin yüksek olmasıdır. Bununla birlikte bu sistem, özellikle seyreltik atıkların
arıtılmasında başarı şansı en yüksek anaerobik arıtma prosesi olarak görülmektedir
[Erşahin, 2005].
Anaerobik çamur yataklı filtre, alt kısım havasız çamur yatağı üst kısım ise
havasız filtre olarak teşkil edilen bir reaktördür (Şekil 2.3.-g). Filtre kısmının hacmi
toplam hacmin % 50-70’i arasında değişebilmektedir. Bu tip reaktörlerde biyolojik
arıtmanın çok büyük kısmı alt kısımdaki havasız çamur yatağında
gerçekleştirilmektedir. Üstteki filtre ise genellikle lamelli bir çökeltici gibi katı/sıvı
ayrımım sağlamakta ve reaktörden biyokütle kaçışını azaltmaktadır. Ancak bu
sistemler için, dolgu malzemesi içinden geçen biyogazın neden olduğu türbülans
sebebiyle, çökelme fonksiyonunun beklenen seviyede olmadığı ve bu yüzden dolgulu
kısmın reaktör dışında ayrıca yer almasının daha faydalı olacağı belirtilmektedir
[Erşahin, 2005]. Bu sistemlerde filtre dolgu malzemesi olarak özgül yüzey alanı 100
m2/m3 civarındaki ticari plastik malzemeler kullanılmaktadır. Anaerobik çamur
27
yataklı filtrenin 5-10 kgKOİ/m3.gün’lük organik yüklerde başarı ile çalışan birçok
örneği bulunmaktadır [Erşahin, 2005].
Ana kısmı tam karışımlı anaerobik bir reaktörden oluşan bu sistemde, katı
madde ayrımında çökeltme yerine ultrafıltrasyon birimi kullanılmaktadır (Şekil 2.3.-
h). Ultrafıltrasyon birimindeki gözenekli sentetik membran zar üzerinden akarken
suyu alınan çamur hemen sisteme geri döndürülmekte ve böylece çamur yaşı
istenildiği kadar artırabilmektedir. Genelde KOİ değeri 10.000 mg/l’nin üzerindeki
çok konsantre ve debisi nispeten küçük endüstriyel atıksular için uygun olan bu tür
sistemlerle, aşı çamuruna bağlı olmaksızın 1-2 hafta sonunda 10-15 kg
KOİ/m3.gün’lük organik yüklemelere ulaşılabilmektedir [Öztürk, 1999].
Anaerobik arıtma sistemleri (Şekil ), asit ve metan üretiminin tek bir reaktörde
meydana geldiği tek kademeli reaktör şeklinde uygulanmak yerine, bu iki kademenin
ayrıldığı iki kademeli (asit reaktörü-metan reaktörü) reaktörler tarzında da
uygulanabilmektedir. Son yıllarda bu yöndeki uygulamaya eğilim artmaktadır. Faz
ayrımına gitmek suretiyle anaerobik arıtmada organik yükün % 50’ye yakın oranda
artırılması mümkündür. Böyle bir uygulama ile toplam hacimde de % 30-40 oranında
bir küçülme sağlanabilmektedir. Tam karışımlı bir havasız tank veya derin havasız
lagün rahatlıkla asit reaktörü olarak kullanılabilmektedir (Şekil 2.3.-i).
Şekil 2.4., İki aşamalı anaerobik arıtma sistemi [Murnleitner, E., 2001].
İşletmeye alma - - -
Biyokütle (çamur) gelişimi ++ +(+) ++
Sıvı fazın karışımı - ++ ++
Hidrolik şoklara karşı koyma - ++ ++
Organik şoklara karşı koyma + + +
Tıkanmaya duyarsızlık ++ - ++
Biyokütle yüzme riski - + +
Askıda katılara duyarsızlık - + ++
Reaktörün kontrol ihtiyacı + + -
3.1 pH Değeri
pH bir çözeltinin asit veya baz olma özelliğinin şiddetini gösteren bir terim
olup çözeltide bulunan H iyonu konsantrasyonunu ve daha kesin bir ifade ile
hidrojen iyonunun aktivitesini göstermektedir. Bu parametre çevre mühendisliğinin
tüm uygulamalarında çok önemlidir. pH su temininde kimyasal koagülasyon,
dezenfeksiyon, su yumuşatma ve korozyonun önlenmesinde çok büyük önem taşır.
Endüstriyel ve evsel atıksu arıtılmasında pH kontrol edilmeli ve biyolojik yaşam
sağlamak için çok iyi bilinmeli ve kontrol edilmelidir. Yine evsel atıksu ve
endüstriyel kullanılmış suların arıtılmasında kimyasal koagülasyon, çamur
yoğunlaştırma, özel bazı kirleticilerin giderilmesi gibi işlemlerde çok önemlidir.
Diğer taraftan pH ile asidite ve alkalinite arasında büyük bir ilişki olduğu da dikkate
alınmalıdır [Samsunlu, 2005].
→ H + + OH −
H 2O ⎯⎯ (3.1)
[ H + ][OH − ] = KW (3.3)
Bu da saf su için,
Uygulama: Kw = 10-14 olduğuna göre saf suya [H+] =10-1 olacak şekilde asit
ilave edildiğinde, [H+]=10-1 ve [OH-]=10-13 olacaktır. Çünkü 10-1.10-13=10-14’tür.
Tersine suya baz ilave edilerek [OH-]=10-3 ‘e yükseldiğinde [H+]=10-11 ‘e düşecektir.
[OH-] veya [H+] değeri ortam şartları ne olursa olsun hiç bir zaman sıfır olmaz
[Samsunlu, 2005].
3.1.2 pH Tanımı
1 olan bir çözelti kuvvetli asidiktir ve pOH’ı 13 demektir. Aksine pH’ı 13 olan
çözelti ise şiddetli baziktir ve pOH’ı 1 dir [Samsunlu, 2005].
pH + pOH = 14 (3.6)
Şekil 3.1., Metanojenlerin reaktif aktivitelerinin (R) pH ile değişimi [Öztürk, 1999].
3.1.3 PH Ölçümü
1925 yılında keşfedilen cam elektrodu diğer iyonlar ile girişim olmaksızın
hidrojen iyonu konsantrasyonuna bağlı olarak potansiyel verir. Cam elektrodu pH
ölçümlerinde standart yöntem haline gelmiştir [Samsunlu, 2005].
pH verisi asit veya baz şartların şiddetinin ölçüsü olan bir terimdir ve hidrojen
iyonu konsantrasyonu şeklinde değerlendirilmelidir. Tüm pratik amaçlar için
dönüşüm çok basit olmakla birlikte, unutmamak gerekir ki pH, konsantrasyonun
değil, iyon aktivitesinin bir ölçüsüdür. pH = 2 de [H+]=l0-2, pH=l0 da [H+]=10-10,
pH= 4.5 ta [H+]= 10-4,5 olmaktadır [Samsunlu, 2005].
pH, toplam asiditeyi veya toplam alkaliniteyi ölçmez. Bazı durumlarda, pOH
veya hidroksil iyonu konsantrasyonu da, çözeltide önemli olabilir. pOH değerleri,
(3.6) eşitliğinden faydalanılarak hesaplanabilir.
Ancak unutmamak gerekir ki, bir çözeltinin (OH) konsantrasyonu asla sıfıra
kadar düşürülemez. Aynı şekilde (H) konsantrasyonu da asla sıfıra kadar azaltılamaz.
pOH kavramı veya hidroksil iyonu konsantrasyonu, hidroksitlerin oluşumunu
kapsayan çökelme reaksiyonlarında özellikle önemlidir. Çevre mühendisliğinde
37
3.2 Asidite
Şekil 3.3, Kuvvetli bazlar ve asitler için titrasyon eğrileri [Samsunlu, 2005].
Şekil 3.4., İçme suyu ve atıksu analizlerinde önemli asidite tipleri ve bunların
önemli olduğu pH sınırları [Samsunlu, 2005].
39
3.3 Alkalinite
Alkalinite halk sağlığı açısından az bir öneme sahiptir. Yüksek alkalinite içeren
sular, çoğunlukla tatsızdır. Bu tip sulan tüketen halk başka su temini arama yoluna
gider. Kimyasal olarak arıtılmış sular oldukça yüksek pH değerlerine sahip
olduklarından ve bazen standartlara uymadıklarından tüketiciler tarafından tepki
görürler. Bu nedenlerle, kimyasal olarak arıtılmış sular için standartlar
geliştirilmiştir. Bu standartlar genellikle fenolftalein, toplam ve aşın alkalinite
ölçümlerine dayanır ve içme sularının kalite kontrolünde önem taşır [Samsunlu,
2005].
CO32− + H + ⎯⎯
→ HCO3 (3.7)
HCO3− + H + ⎯⎯
→ H 2CO3 (3.8)
⎛ pH 8.3' e kadar ⎞
⎜ ⎟ 1000
Fenoftalein alkalinitesi (mg / l CaCO3 ) = ⎜ ml N / 50 H 2 SO4 ⎟ x (3.9)
⎜ Sarfiyatı ⎟ ml Numune
⎝ ⎠
yasaklarlar. Alkalinite verisi atıksuların biyolojik arıtma için uygun olup olmadığını
belirlemede pH kadar önemli bir faktördür [Samsunlu, 2005].
⎛ a b 3 ⎞ ⎛a 3 ⎞
Cn H a Ob N c + ⎜ n + − − c ⎟ O2 ⎯⎯
→ nCO2 + ⎜ − c ⎟ H 2O + cNH 3
⎝ 4 2 4 ⎠ ⎝2 2 ⎠
CO2 + NH 3 + H 2O
Organik Madde + O2 ⎯⎯⎯
Bakteri
→ + Bakteriyel yeni hücreler (3.11)
+ Kararlı son ürünler
⎯⎯⎯⎯⎯→ CO2 + Pr otozoa hücreleri
Çözünmüş oksijen
protoza
maddenin tam biyolojik oksidasyonu için sonsuz zaman gereklidir. Fakat pratik
amaçlarla reaksiyonun 20 günde tamamlandığı esas alınmıştır. Ancak, 20 gün
beklemek çok zaman alıcı olduğundan BOİ testinde 5 günlük süre kabul edilerek,
inkübasyon süresi 5 gün ile sınırlandırılmıştır. Bu nedenle test, BOİ5 adını almıştır.
Burada şunu belirtmek gerekir ki; 5 günlük değerler, toplam BOİ'nin ancak belli bir
kısmını vermektedir. Evsel ve endüstriyel atıksular ile yapılan araştırmalarda, 5
günlük, BOİ değerinin, toplam BOİ değerinin (nihai BOİ) %70-80 kadarı olduğu
bulunmuş ve bu sonuç yeterli olarak kabul edilerek, testte 5 günlük inkübasyon
periyodu seçilmiştir.
çok hızlı cereyan etmesine karşılık diğer bazı maddelerde çok yavaş olması
mümkündür. Buna karşılık kimyasal oksidasyonda maddenin biyolojik olarak ayrışıp
ayrışmadığına ve ayrışma hızına bakılmaksızın bütün organik maddeler oksitlenir
[Samsunlu, 2005].
Ölçüm yöntemi bir redoks reaksiyonuna bağlı olduğu için, elektron transferinin
olmadığı reaksiyonlara giren maddelerin KOİ sinden söz etmek olanaksızdır.
KOİ'nin aynı amaçla kullanılmakta olan BOİ'ye göre en önemli üstünlüğü
laboratuarda kısa sürede belirlenebilmesidir. BOİ değerinin tespiti en az 5 gün
sürmesine karşılık, KOİ değeri yaklaşık 3 saat gibi kısa bir sürede ölçülebilmektedir
Bu nedenle birçok durumlarda BOİ yerine tercih edilir. Her iki parametre arasında
elli bir korelasyon vardır. Evsel atıksularda KOİ değeri BOİ5 'in 2 katı civarındadır.
KOİ testinde BOİ'de olduğu gibi suyun ister doğada, isterse biyolojik arıtmada
karşılaşacağı biyokimyasal reaksiyonları yerine, kimyasal reaksiyonlar
kullanılmaktadır. Bu nedenle KOİ parametresi, BOİ değeri ile ilişkilendirilmeli ve
ona bağlı olarak yorumlanmalıdır. Mesela, her ikisinin de KOİ değeri 1000 mg/L
olan iki atıksudan birinin BOİ5 konsantrasyonu 700 mg/L, diğerininki 100 mg/L
46
valerik asit, izovalerik ve kaproik asit gibi). Bu düşük moleküler ağırlıklı yağ asitleri,
uçucu asitler olarak ifade edilirler. Bunlar normal atmosfer basıncında distile
edilebilirler. Bu asitlerin ortamda artışı, eğer sistemde gerekli tamponlama kapasitesi
yoksa, pH düşmelerine ve böylece anaerobik arıtma prosesinin durmasına yol
açabilir [Samsunlu, 2005].
Metan oluşturan bakteriler doğada çok yaygın olarak bulunurlar ve daima bir
miktar, evsel atıksularda ve bunlardan elde edilen çamurlarda mevcuttur. Ancak
saprofitik bakterilerle sayıca mukayese edildiklerinde çok azdır. Bu nedenle daha
ziyade çamur çürütme amacı ile kullanılan anaerobik ayrışmanın başlangıcında, bir
miktar çürütülmüş çamur aşılama amacı ile geri döndürülür. Çünkü, ham çamurun
tamponlama gücü azdır. Diğer taraftan saprofit bakteriler, metan bakterilerinden çok
daha hızlı bir şekilde ürerler. Bu nedenle pH'nın düşerek ayrışmayı durdurması
önemli bir tehlikedir. Bu durum meydana gelirse, ortama kireç ekleyerek pH'yı nötral
bölgeye yükseltmek uygun olur. Bu nedenle metan parçalanmasının başlangıcı
esnasında çevre şartlarının kontrolü amacı ile pH ölçümleri ve uçucu asit tayinleri
gerekli olmaktadır.
iki faktörden birindeki değişim uçucu asitlerin bozunma hızında azalmalara neden
olur; neticede de uçucu asitler sistemde birikmeye başlarlar [Samsunlu, 2005].
Kolon kromatografisinde iki faz mevcuttur. Karışım birisi katı absorblayıcı faz,
birisi hareketli sıvı organik bir çözücü faz olmak üzere iki ayırıcı ile muamele edilir.
Numune katı fazla doldurulmuş bir kolondan geçerken arkasından hareketli faz
dökülür, numune ve hareketli faz birlikte akarken katı faz üzerinde uçucu asit ler
miktar ve türlerine göre ayrılırlar. Bu amaçla, asitlendirilmiş numune kısa bir kolona
doldurulmuş kuru silisik asit katı fazı üzerinden kloroform - bütanol sıvı karışımıyla
birlikte geçirilerek ayrılır. Sıvı organik faza geçen uçucu asitler de, metanollü NaOH
karışımı ile, fenolftalein indikatörünün dönüm noktasına kadar titre edilerek
ölçülürler.
damıtılamazlar. Kuvvetli uçucu olmayan bir asit (sülfürik asit gibi) ilavesi ile organik
asitler, iyonize olmayan şekle dönüştürülürler
Çoğunlukla pH'ı, 1.0'e kadar indirmek üzere yeterli asit ilave edilir. Daha sonra
düşük moleküler ağırlıklı yağ asitleri distile edilir. Distile edilen asitler, kantitatif
olarak, standart NaOH çözeltisi ile fenolftalein dönüm noktasına kadar titrasyonla
tayin edilir.
3.7 Sıcaklık
Sicaklik(ο C )
4 SİSTEMİN MODELLENMESİ
dX
= µ. X (4.1)
dt
Substrat kullanım hızı birinci derece eşitlik halinde denklem (4.2) de olduğu
gibidir. Burada q (1/gün): Substrat kullanım hız sabitidir. [Husain, A., 1998];
dS
= q. X (4.2)
dt
52
dX
Y= dt (4.3)
dS
dt
dX
= b. X (4.4)
dt
dX dS
=Y − b. X (4.5)
dt dt
S
µ = µmax (4.6)
KS + S
doygunluk sabitini ifade etmektedir. Ks ile µmax arasındaki ilişki Şekil 4.1’de
görülmektedir [Öztürk, 1999]
Şekil 4.1., Besi Maddesinin (S) büyüme hızına etkisi [Öztürk, 1999].
53
S
µ = µmax (4.7)
K .X + S
S
µ = µmax (4.8)
K .S0 + (1 − K ) S
dX 1
= [ µ1 − D ] X 1
dt
dX 2
= [ µ2 − D ] X 2
dt
(4.10)
dS1
= ⎡⎣ D( S1in − S1 ) − µ1k1 X 1 ⎤⎦
dt
dS 2
= ⎡ D( S 2in − S 2 ) − µ1k2 X 1 − µ2 k3 X 2 ⎤⎦
dt ⎣
yağ asitleri konsantrasyonunu (UYA) ifade etmektedir. S1in (g/l) giriş substrat
(UYA), D (1/gün) seyreltme oranı, k1 (gKOİ/g X1) KOİ yıkım verimi katsayısı, k2
(mmolUYA/grX1) UYA üretimi verim katsayısı belirtmektedir [Antonelli R., et al.,
2003].
dZ
= D.( Z in − Z )
dt
dC
= D.(Cin − C ) − qc + k4 .µ1. X 1 + k5 .µ2 . X 2 (4.11)
dt
⎛ C − Z + S2 ⎞
pH = − log ⎜ K b ⎟
⎝ Z − S2 ⎠
qC = k La .(C + S 2 − Z − K H .PC )
φ − φ 2 − 4.K H .PT .(C + S2 − Z )
PC = (4.12)
2.K H
k6
φ = C + S 2 − Z + K H .PT + .µ2 . X 2
k La
Birden fazla substrat olması durumunda ve doğrusal olmayan tavır gösteren iki
mikrobiyolojik büyüme oranı µ1 ve µ2 denklem (4.13)’de olduğu gibidir [Antonelli
R., et al., 2003].
µm1S1
µ1 =
k S 1 + S1
(4.13)
µm 2 S2
µ2 =
kS 2 + S2
55
Q = Yg µ2 X 2 (4.14)
q t = ⎡⎣ µm1 µm 2 k1 k2 k3 Yg k s1 k s 2 k4 k5 k6 k La K H K b ⎤⎦
(4.15)
q t =0 = ⎡⎣ 0.4 0.4 1 40 0.909 1 3.6 3.650.6343.6 453.0 2*10−6 ⎤⎦
S1in = 10 (g/l), S 2in = 4 (mmol/l), Zin=1 (g/l), Cin=1 (g/l) T=35oC alındığı
takdirde ve D=0.5 (1/gün) değeri için simülasyon sonucunda çıkıştaki spesifik gaz
üretim oranı Q. Şekil 4.1.’deki elde edilir. Bulunan grafik Yordanova’nın
çalışmasındaki kesikli sistem için bulduğu grafik ile şekil ve değer itibari ile aynıdır.
[Yordanova, 2004]. Gaz üretim oranı ilk başta belli bir değerden başlayarak artış
göstermekte tepe değerine ulaştıktan sonra da azalıp sıfıra inmektedir. Bunun nedeni
ise belli bir miktar arıtılacak atık su sisteme ilave edildikten sonra reaksiyon
başlamakta ve gaz üretimi maksimum olmakta arıtım bittikten yani arıtılacak madde
56
tamamen arıtıldığı zaman ise gaz çıkışı sıfıra inmektedir. Şekil 4.2 ve Şekil 4.3’te
D’nin değişimleri ile gaz üretim oranının değişimleri görülmektedir. Normal çalışma
sıcaklığı T=35oC’ dir.
EDİLMESİ
Kontrol giriş değişkeni seyreltme oranı D (1/gün), kontrol edilecek çıkış ise
spesifik gaz üretim oranı Q’dur. Yapılan tüm simülasyonlarda S1in = 10 (g/l)
S 2in = 4 (mmol/l) olarak alınmıştır. Kontrol için gereken referans değeri QR=1.174
(l/l.gün) olarak seçilmiştir Şekil 5.1.’de genel bir kontrol sistemi blok şeması
görülmektedir.
60
Şekil 5.1., de genel bir kontrol sistemi blok şeması görülmektedir. Burada
kullanılan sensörler sıcaklık, pH, Hidrojen sensörü, debi sensörleri, metan gazı
basıncını ölçebilmek için basınç sensörleri ve seviye sensörleri gibi sensörlerdir.
Sensörler Gürültü
Qref
+ e Kontrol Sistem Q
Sistemi
-
Sensörler
u = uo + K pe (5.1)
u = u o + K p e + K I ∫ edt (5.2)
Bir de bu sisteme hatanın türevinin etkisi eklenirse PID kontrol ortaya çıkar,
(5.3).
Denklemdeki KD ise türev kazanç parametresidir [Olsson & Newell, 1999].
61
de
u = u o + K p e + K I ∫ edt + K D (5.3)
dt
Şekil 5.2., Birim geri beslemeli kapalı çevrim sistemde gaz üretim oranı eğrisi.
Şekil 5.5 ve Şekil 5.6’de görüldüğü üzere PID kontrol değerlerinin değişimi ile
daha düzgün bir spesifik gaz üretimi mümkün olmaktadır.Aynı zamanda süreklilik
sağlanmaktadır.
64
6. SONUÇLAR
Üçüncü ve dördüncü bölümlerde anlatıldığı gibi anaerobik arıtma prosesi
kimyasal ve biyolojik olayları içine aldığından birçok doğrusal olmayan
denklemlerle modellenmek zorunda kalmaktadır.
ise aynı miktar atıksuyun daha çabuk sürede arıtılacağı anlaşılmaktadır. Gaz üretim
oranının bir süre sonra sıfıra düşmesi de atıksuyun tamamen ayrıştığı anlamına
gelmektedir. Birim geri beslemeli sistemde Q çıkışından alınan işaret referans değeri
ile karşılaştırılmış ve doğrudan kontrol değişkenine verilmiştir. Böyle bir sürekli
çalışmada ilk anda oluşan dalgalanmalar hem metanojenik bakteri
konsantrasyonunda hem de gaz üretim oranında gözlenmektedir, (Şekil. 5.2, Şekil
5.3). Şekil 5.5’te ve Şekil 5.6’da ise değişik PID kazanç değerlerinde Q çıkışının
aldığı değerler görülmektedir. Şekil 5.6’da Şekil 5.5’e göre iyi bir sonuç elde
edilmiştir. Bu tezde tank reaktör ya da sistemin mekanik olarak imalatına çok az
değinilmiştir. Ancak sistemin başarılı olabilmesi için mekanik hesaplamaların da çok
iyi bir şekilde yapılması gerekmektedir.
KAYNAKLAR
.
69
ÖZGEÇMİŞ
Abdullah Bora ÜLKÜ, 1976 yılında Burdur’un Bucak ilçesinde doğdu. İlk ve
orta okulu aynı ilçede okuduktan sonra Eskişehir Atatürk Lisesinden 1994 yılında
mezun oldu. 1995 yılında Yıldız Teknik Üniversitesi, Elektrik – Elektronik Fakültesi,
Elektrik Mühendisliği Bölümü’ne girmeye hak kazandı. 1998- 2000 yılları arasında
Y.T.Ü. Elektrik Mühendisliği Bölümü Güç Elektroniği Laboratuarı Öğrenci
Araştırma Görevlisi olarak çalıştıktan sonra, 2000 yılında mezun oldu. 2000-2001
yılları arasında Laksan Tekstil ve Plastik A.Ş.’de Elektrik-Elektronik bölüm şefliği
yaptı. 2001 yılı şubat ayında GYTE Elektronik Mühendisliği Bölümünde Yüksek
Lisans yapmaya hak kazandı. 2002 Yılında Anadolu Üniversitesi Açıköğretim
Fakültesi İşletme bölümüne girdi. 2001-2004 yılları arasında Laksan Tekstil ve
Plastik A.Ş.’de Teknik Danışman olarak çalıştı. 2004 Yılı Nisan ayında Pera
Danışmanlık A.Ş.’de Kalite Mühendisi olarak çalışmaya başladı. Halen aynı firmada
Kalite Yönetim Sistemleri Danışmanı olarak çalışmaya devam etmektedir.