Escolar Documentos
Profissional Documentos
Cultura Documentos
• Klonalite, bir grup hücrenin tek bir ortak atadan, kök hücre'den genetik veya
epigenetik olarak özdeş olduğu ilkesine atıfta bulunmaktadır
• Klonal çoğalma, tüm insan neoplazilerinin temel bir özelliğidir
- Tümörler kök hücre veya progenitör hücrede oluşan bir dizi genetik / epigenetik
değişikliğin sonucu olarak ortaya çıkmaktadır
- Bir kanser kök hücresi, kök hücreye başlangıçta bir büyüme avantajı sağlayan aynı
genetik / epigenetik değişiklikleri gösteren daughter hücreler oluşmasına neden olur
- Sonrasında daughter hücrelerindeki diğer genetik değişiklikler ek büyüme
avantajları sağlar
• İnsan genomun ile ilgili son ilerleme, kanser terapisi ve tanı yaklaşımını yeniden
şekillendirmekte
- Moleküler belirteçler, en erken, en çok tedaviye cevap veren evrelerde tümörleri
saptamaya yardımcı olur
- Hastalara genetik profillemeye uygun olarak yaklaşılabilir
- Yeni yaklaşımlar, kanser biyolojisini derinleştirir ve bilgiyi daha etkili ve daha az toksik
tedavilere çevirir.
• Klonalite analizi için en önemli ilke 1970'lerin sonunda önerildi ve bunun temelinde
kadın hastalarda farklı X kromozomal inaktivasyon kalıplarının ve çeşitli somatik
mutasyonların keşfi yatmaktadır.
• Klonalite ilkesi zamanla gelişmektedir ve bu nedenlede klonalite analizinin yöntemleri
ortaya çıkmıştır
- Geleneksel kanser modelleri tüm tümör hücrelerinin yeni tümörler oluşturabileceğini
ve eşit derecede tümöre katkı da bulunduğunu gösterdiğini ileri sürer
• Tümör, genel hücrelerdeki proliferasyonun düzenleyici mekanizmalarındaki
bozulmadan kaynaklanır
- Herhangi bir hücre tipi Karsinogenesis'in hedefi olabilir
- Tümör bir klonal proliferasyondur
- Modern kanser modelleri, yalnızca tümör kök hücrelerinin yeni tümörler
oluşturabileceğini önermektedir (Şekil 5.1)
• Tümörlerde düzensiz hücre büyümesi, kök hücre kendini yenileme düzenleyici
mekanizmasının bozulmasından kaynaklanır
• Dolayısıyla kanser, kök hücrelerdeki düzenleyici mekanizmalar bozuktur ve basitçe
olay çoğalma sinyallerinin artmasından kaynaklanmamaktadır
• Sadece kendi kendini yenileme kapasitesine sahip kök hücreler veya öncü hücreler
karsinogenezin hedefidirler (ayrıca bkz. Bölüm 3)
• Genetik değişimler bu yüzden aktarılabilir ve aynı kök hücreden türeyen tüm kanser
hücresi popülasyonları tarafından paylaşılır
• Uzun süren kanserojen etki, kanser kök hücrelerinin bir kısmına veya tamamına yeni
moleküler değişiklikler kazandırabilir ve alt klon oluşturabilir
5.1.2 Tümör oluşum modelleri
5.1.2.1 Monoklonal Tümör Modeli
• Genetik hasar veya epigenetik değişiklikler karsinogenezide kritik rol oynar
• Karsinojenez hem fenotipik hem de genetik seviyelerde çok basamaklı bir
süreçtir
• Pek çok tümörün tek bir kök hücre kurucusunun (kanser kök hücresi) klonal
genleşmesinden kaynaklandığı bildirilmiştir; dolayısıyla tümör, klonal bir tümör
hücresi popülasyonundan oluşur
• Monoklonal kanser teorisi, tümör oluşumunda bilinen birçok moleküler
olayla uyumlu olduğu için caziptir
• Kanser kök hücrelerinde oluşan somatik mutasyonlar ve / veya epigenetik
değişiklikler birikerek kanser kök hücresinden daughter hücrelere aktarılabilir ve
böylece aynı genotip ve fenotipe sahip bir tümör klonu oluşabilir.
• Kanser kök hücresinde oluşan mutasyonlar istikrarlı bir şekilde nesline geçtiğinden,
bu mutasyonların varlığı klonal belirteçler olarak kullanılabilir
• Bir kanser kök hücresindeki ve onun soyunda bir tümör baskılayıcı genin/
onkogeninin aktivasyonu ve silinmesi / inaktivasyonu, karsinogenezideki yaygın
durumlardandır (Şekil 5.2)
• Antiapoptosis genlerinin aktivasyonu ve apoptoz genlerinin
inaktivasyonu / kaybı da klonal kanserler tarafından paylaşılan özelliklerdir
- Antiapoptosis genlerinin aynı anda yukarı doğru düzenlenmesi ve
apoptoz genlerinin aşağı düzenlenmesi, seçici bir kinetik avantaja ve
dominant bir klonun genişlemesine neden olur
• Epigenetik bozukluklar, karsinogenez sırasında ilgili genlerin ekspresyon
seviyelerini değiştirir
- Epigenetik durum genellikle klonal hücre popülasyonu arasında tutarlıdır
ve bu nedenle klonalite analizinde kullanılabilir
- En önemli epigenetik etkinin DNA metilasyonu aracılığıyla gerçekleştiği
düşünülmektedir.
Çok adımlı (multistep) karsinogenez
• Alan kanseri oluşumu kavramı, ilk kez Slaughter ve arkadaşları tarafından 1953'te ortaya
atıldı.
-, ağız mukozasındaki kanserlerin çok merkezli olası ve yüksek kanser nüks olasılığı Slaughter’e
buralarda genetik olarak değişime kanser hücrelerinden mikroskopik olarak görünmez bir
"alan" olduğunu düşündürdü
- Çevre maruziyetleri veya kanserojenler, organ yüzeyinin daha geniş bir alanı içerisindeki kök
hücreleri etkiler ve hücrelerin birden fazla bölgede hasara uğramasına neden olur
- Alan kanserleşmesi, maruz kalan yüzeyin tamamında klonal hücre yamalarının premalign
transformasyona uğradığını ileri sürmektedir.
- Alanda şekilenen premalign lezyonların çok sayıda hücresel yaması, anatomik
bir konumda birden fazla lokal ikinci primer tümörün eş zamanlı veya
metakronik olarak oluşmasına yolaçar
- Sonuçta, polifere olan alanda etkilenen kök hücrelerin her biri çoğalar
genilyecek, aşamalı olarak normal epitelin yerini alacak ve klonal kansere
dönüşecektir
- Her kanser klonu farklı bir kanser kök hücresinden kaynaklanır ve farklı genetik
değişiklikler taşır.
• Alan kanseri oluşumu, tek hücre hattında somatik değişikliklerin birikimi nedeniyle
neoplastik değişikliklerin belirli bir süre içinde geliştiği çok adımlı bir süreci
varsaymaktadır
• Karsinogenetik süreç boyunca birden fazla tümör klonu mevcut olabilse de klonalite
analizlerinde psödomonoklonal görünümde ek bir büyüme avantajı nedeniyle bir klon
baskın hale gelebilir
- Ardışık alt-klonlar, kurucu hücrelerinden miras alınan genetik zemin ile ilave
genetik-epigenetik değişiklikler elde ettikten sonra oluşur.
- Ortamdan gelen seçici baskılar bazı alt klonların genişlemesine izin verirken diğerleri
tüketilir veya uykuda kalır
• Bir kanser klonal olarak heterojendir ve bir kanserdeki hücrelerin genetik yapısı, kurucu
hücre veya altklonal muadilleriyle tamamen aynı olmayabilir
• Kanserler zamanla gelişirler ve farklı histolojik ve anatomik bölmede yer alan farklı alt
klonlar şeklinde ortaya çıkarlar.
Histolojik olarak Farklı Koloklize Tümörler
• Histolojik olarak farklı kolo- lokalize tümörlerin kesin histogenezi tartışma konusu
olmaya devam etmektedir
• Bu morfolojik olarak çeşitlilik gösteren iki fazlı tümörlerin kökenini açıklamak için
klonaliteye dayalı iki karşıt teori önerilmiştir
• Rastgele çarpışma teorisi, birbirine çok yakın bir zamanda başlatılan iki farklı
tümör türünün, klinik olarak tek bir tümör olarak tanınabilen bir poliklonal
neoplazm ile sonuçlanabileceğini önermektedir
• Bu tür tümörler poliklonal olup her bileşende farklı genetik değişiklikler gösterir
Farklı Farklılaşma Teorisi
- Bir tümör tipi, genetik değişiklikler, genetik istikrarsızlık ve birden çok alt-
klon üretimi ile çok adımlı karsinogenez yoluyla ilerleyebilir
- Bir yama genel olarak ortak bir kök hücreden türetilen, ortak genetik özellikleri
paylaşan ve kadın bireylerde aynı X kromozomunun inaktive edilmesine neden olan
bir hücre grubu olarak kabul edilir (Şekil 5.4)
- Yama boyutu değişir. Mesane ve midede yama boyutu 1 cm2'ye, kıl folikülünde ise
0.2-1.0 cm2'dir. Diğer dokularda, yama boyutu yaklaşık 0.2-0.3 cm2'dir
- Bazı yamalar bir bağırsak kriptosu veya göğüs kanalı lobüler birimi gibi anatomik
sınırlara karşılık gelir; Bununla birlikte, bazıları karaciğerdeki yamalar gibi anatomik
sınırları takip etmez
• Bir kez kurulduktan sonra aynı inaktive X kromozomu istikrarlı bir şekilde
muhafaza edilir ve tüm sonraki hücre bölünmeleri yoluyla yavru hücrelere
geçirilir
X kromozomlarının diferansiyel metilasyonunun (inaktivasyonu) analizi, kadınlarda
klonalite analizinin temelini oluşturmaktadır
Tek bir progenitör hücreden kaynaklanan tümör aynı inaktif X kromozom paternine
sahiptir sahiptir (Şekil 5.6)
X Kromozom İnaktivasyon Kontrol Mekanizmaları
- XIC XIST, TSIX JPX ve FTx da dahil olmak üzere, dört X kromozomu inaktivasyonuna
katılan non-translate RNA geni bulunmaktadır
- XIC ayrıca bilinen ve bilinmeyen düzenleyici proteinler için bağlama alanları içerir
- Aktif olmayan X kromozomu (Xi) aşamalı olarak XIST RNA ile kaplanır, ancak aktif X
kromozomunda (Xa) bu gerçekleşmez
• Xi boyunca genlerin susturulması, XIST RNA ile kaplandıktan hemen sonra meydana
gelir
- HUMARA, Xq11.2-12'de
- CAG trinükleotit tekrarlarının oldukça değişken bir bölgesi, genin ilk eksonu
içinde bulunur
- Bu tekrarlar, diferansiyel metilasyona yatkın ve metilasyona duyarlı restriksiyon
enzimleri (HhaI veya HpaII) için kesim yerleri içeren HUMARA geninin 5’ promotör
bölgesine yakın bir yerde bulunur
- Genomik DNA metilasyona duyarlı restriksiyon enzimler olan Hyal veya HpaII
kullanılarak sindirilir
- Bilgi verici bir durum: PCR amplifikasyonundan sonra normal DNA'da iki allelik
bant mevcuttu
- İki farklı tümörde (üst veya alt bantlar azalmış) aynı X inaktivasyon paternleri olası bir
yaygın monoklonal kökenli olduğunu düşündürür (Şekil 5.8)
- Tek bir tümörde üst band kaybı ve başka bir tümörde alt band kaybı gibi karşıt X
inaktivasyon paternleri, her tümör için bağımsız bir orijini desteklemektedir
HUMARA X kromozom inaktivasyon Klonalite Analizinin Avantaj ve Kısıtlamaları
• Avantajlar
- X kromozom inaktivasyonu, kadınlarda klonal çoğalmanın en tutarlı bilgilendirici
göstergesidir
- Yaşlanma sürecinde bir somatik seçilim oluşur. Küçük bir büyüme avantajı,
belirli hücre popülasyonlarını veya klonlarını öncelikli olarak etkileyebilir. Bu tür
seçim farklı dokularda değişkenlik göstermektedir
• 5-10 yaşındaki monozigot ve dizigotik kız ikiz üzerinde yapılan çalışmada çarpık XCI'nin
erken çocukluk döneminde kurulmuş olabileceğini gösterdi.